Gölge Bankacılık ve Çin

Banka konumunda bulunmayan ve bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan ama ticari bankaların sağladığı hizmetlere benzer hizmetleri sağlayabilen kurumların yaptıkları işlemlerle banka konumunda bulunduğu halde bankacılık düzenlemelerine tabi olmaksızın benzer hizmetleri verenlerin yaptıkları işlemlere gölge bankacılık, bunların oluşturduğu faaliyet toplamına da gölge bankacılık sistemi deniyor.

Gölge bankacılık sistemini oluşturan kurumlar tasarruf sahibiyle borç alan arasındaki köprüyü kuran ve bankalar dışında kalan aracı kurumlardır. Bu kurumların ortak özelliği bankalardan farklı olarak mevduat toplayamamalarıdır. Buna karşılık diğer yollarla topladıkları kaynakları bankalara benzer biçimde kullanmaktadırlar. Bu kurumlar bankalardan farklı olarak tüketici kredisi, kredi kartı gibi bireysel ya da benzer krediler yerine yatırım kredileriyle uğraşırlar. Bunların ABD’deki tipik örneği emeklilik fonlarıdır (pension funds.) Bu fonlar, katılımcılardan topladıkları prim gelirlerini borç vererek değerlendirmeye yönelirler. Günümüzde Çin’de oldukça yaygın olan bir modeli normal bankaların servet yönetimi amacıyla topladıkları fonları bankacılık kurallarına tabi olmaksızın kredi olarak vermeleri biçiminde ortaya çıkıyor.[1]  

Gölge bankacılık sistemini biraz daha açarsak iki farklı yapıdan söz edebiliriz: (1) Bankacılık işlemlerine benzer işlemleri yaptığı halde bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan kurumlar. Bu kurumlar sigorta şirketleri, faktoring şirketleri, finansal kiralama şirketleri, hedge fonlar, para piyasası fonları, yapılandırılmış yatırım fonları, tüketici finans kurumları, menkul değer şirketleri olarak sıralanıyor. Yatırım bankalarının, sigorta şirketlerinin, faktoring ve finansal kiralama şirketlerinin bu gruba dahil edilip edilmeyeceği meselesi literatürde tartışmalı olan konular arasında yer alıyor. ABD’de bu konu krizle birlikte çözümlendi. Yatırım bankası konumundaki Lehman Brothers’ın batışından sonra bankacılık düzenlemelerinin dışında herhangi bir yatırım bankası kalmadı. (2) Bankacılık düzenlemeleri dışında bankacılık işlemlerine benzeyen işlemleri yapan bankalar.

Yine yukarıdaki tanımda yer alan önemli bir unsur da “bankacılık düzenlemeleri” deyimidir. Bununla kastedilen şey bankacılık faaliyetlerinin Merkez Bankası veya kamu adına yetkili bir otorite tarafından düzenlenip denetlenmesi meselesidir. Örneğin Türkiye’de BDDK bankaların örgütlenmesinden yönetilmesine ve yaptıkları işlemlerin yasal çerçeveye uygunluğundan sermaye yeterliliğine kadar neredeyse bütün işlemlerini denetim ve gözetim altında bulundurmaktadır. Buna karşılık gölge bankacılıkla uğraşan kurumların bazıları Hazinenin düzenleme ve denetimine tabi bulunuyor.

Finansal İstikrar Kurulu saptamalarına göre 2012 yılsonu itibariyle gölge bankacılık sisteminin dünya çapındaki işlem hacminin 70 trilyon dolara yakın olduğu tahmin ediliyor. Bu tahmin, gölge bankacılık sisteminin faaliyet hacminin toplam finans sektörü faaliyet hacmi içinde  % 30’a yakın bir yer tuttuğunu gösteriyor. 

Gölge bankacılık sisteminin Çin’de korkunç bir hızla büyüdüğü biliniyor. J.P. Morgan Chase’in tahminine göre Çin’deki gölge bankaların işlem hacmi 2012 sonu itibariyle 36 trilyon Yuan’a ulaşıyor (yaklaşık 5,8 trilyon USD.)[2] Bu, kabaca Çin’in GSYH’sının yüzde 70’ine yakın bir miktar. Üstelik bu miktarın reel kesime yönelen bölümünün çok düşük olduğu vurgulanıyor. Son dönemlerde Çin yetkilileri gölge bankacılığı da kapsayacak bazı düzenlemeler yaptılarsa da bunların yeterli olmayacağı görüşü oldukça yaygın. Bazı analistler Çin’deki bu eğilimin yakın gelecekte ABD’deki subprime mortgage krizi benzeri bir kriz yaratacağını öne sürüyorlar.

Küresel sistem diye adlandırsak da bu sistemin, bir yerde ortaya çıkan hatanın bir benzerinin başka yerde çıkmasını engelleyecek kadar küresel olmadığını kabul etmemiz gerekiyor.



[1] The Chinese Financial System, D.J.Elliot and K.Yan, The Brookings Institution, July 2013.   
[2]  L. Wei ve B. Davis, China Shadow Banks’ Fan Debt Bubble Fears, WSJ Europe Ed.,  June 25, 2013


Yorumlar

  1. hocam yazınızı okuyunca bizde çok yüksek olan kayıtdışı ekonomi canlandı gözümde ve istemeden de olsa bununla bağlantı kurarak gölge bankacılığın ekonomiye zarar verdiği algısı oluştu. halihazırda devletin ve özel kesimin bankaları kredi işini hallederken gölge bankacılığa ihtiyaç duyulmasının önemi nedir sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gölge bankacılık sistemi bankalar kadar ağır denetime tabi değiller. Dolayısıyla kolaylıkla çok daha yaratıcı ama bir o kadar da riskli işlemler yapabiliyorlar.

      Sil
  2. hocam bizde leasing factoring şirketleri de bddk denetimi kapsamında yanılmıyorsam bi tek sigorta şirketleri hazineye bağlı sigorta denetim kuruluşunun denetiminde.
    gölge bankacılıkla alakalı olası bir çin krizinin ülkemize yansımaları nasıl olur hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru yalnızca sigortacılık dışarıda kaldı bizde. Yakın zamana kadar leasing ve faktoring de dışarıdaydı.
      Çin'de çıkabilecek bir kriz yalnız bizi değil dünyayı çok fazla etkiler. Çünkü Çin dünyanın en büyük 2. ekonomisi.

      Sil
  3. gösterge tahvil faizi %8 üstü iken MB bankaları hala %5 ile fonlamakda bankalarsa birkaç büyük şirket harici p,yasayı %10 ile fonluyo halkı ise %20 ile direk kucaklıyo lanet olsun böyle MB yönetimine ve siyaset yönetimine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam yukarıda arkadaşın bahsettiği şey doğru mudur? sırf faiz koridorunu genişletmediler diye bankalar bundan çok para mı kazanır?

      Sil
    2. arkadaşım yeterli bilgiye sahip olmadan böyle mesnetsiz şeyler yazmak nedir?

      Sil
    3. TCMB gecelik faizi % 6 olarak uyguluyor yani kendisinden para talep edene % 6 ile borç veriyor. MB nin uygulamalarına kar zarar açısından bakmak doğru değil. Öyle bakarsak o zaman bankalaran bedavaya aldığı zorunlu karşılıklar var. MB bu tür işlemleriyle değil politika uygulamalarıyla ele alınmalı. Dün 1.9480 den dolar sattı. Piyasad kur 1.95in üzerindeydi. Birçok kişi MB nin ucuz döviz satarak birilerini zengin ettiğini söyledi. Şimdi dolar 1.9351 bu durumda MB dün pahalı satmış oldu. MB uygulamalarına bu gözle bakılmaz.

      Sil
    4. benim sorunum merkez bankasının ucuz faiz vermesi degil bankaların ucuza aldıgı faizi bize kat kat katlayarak çakması vatandaşı sömürmesi

      Sil
  4. İyi geceler hocam, "Gölge Bankacılık Sistemi" özellikle ÇİN'le beraber anılmaya başlandı, sizinde belirttiğiniz gibi bu sistem, denetim mekanizmasının dışında kaldığından dolayı potansiyel tehlike. ÇİN, 2008 küresel krizinin 'teğet geçmesini' biraz hatta bayağı biraz Gölge Bankacılık Sistemine borçlu değil mi? İkinci olarak 2000'li yılların başından beri büyüme odaklı yüksek büyüme oranları yakalama adına politika uygulayan ÇİN bu politikaları için Gölge Bankacılık Sistemini yaratıp sonra görmezden gelmemiş midir? Sizce ÇİN'in ekonomik birimleri bu sistemin bugün bu tehlikeyi yaratacağını öngörmüyorlar mıydı? Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu konuyu Küresel Finans Krizi kitabımda da yazmıştım. Büyüme o kadar büyüleyici bir şey ki birçok denetim dışı konu gözden kaçırılıyor. Politikacısı da bürokratı da hatta Merkez Bankacısı da halının altına süpürülenleri görmezden geliyor.

      Sil
  5. hocam benim sorum konudan biraz bağımsız olacak. TCMB doların ateşini kısmak için döviz satım ihalesi yapacağına zorunlu karşılıkların oranını düşürse daha iyi olmaz mı? çünkü bu döviz cinsinden karşılıklara faiz de ödenmiyor. son dönemlerde yapılan satımlara karşı dolar 1.95 seviyesinde devam ederken, Bernanke nin açıklamaları ile 1.93 seviyelerine gelmesi döviz satım mantığını boşa çıkarmıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gün biterken yine 1,95'e geldik.
      TCMB dolar satışını kuru dengelemek için değil kredileri düşürmek için yaptığını söylüyor.

      Sil
    2. hocam bahsettiğiniz ne kredisi?

      Sil
  6. yabancı yatırımcı girerken dovizlerini alırız çıkarkende adamların bize emanet bıraktıkları dövizlerini satarız çünkü mb almazsa onlar sattıkca doviz ucuzlar yabancı yatırımcının işine gelmez çıkarkende mb satmaz ise dovizin fiyatı artar bu seferde yine yabancı yatırımcı zarar eder onlar hep kazanırlar kapitalizmm hep kazanandır asla kaybetmeyi istemez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar kuru 1,85 iken gelip parasını o kurla TL'ye çevirip % 7 ile faize yatıran yabancı yatırımcı dolar kuru 1,95'e çıktığında ciddi zarar eder.

      Sil
  7. hocam merkez döviz satınca bilançoda aktif pasif toplamı azalıyor değil mi? döviz rezervi çok az kalırsa imf ile tekrar anlaşma yapmak durumunda mı kalırız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rezerv tarihi yüksek noktada o kadar korkulacak durum yok.

      Sil
    2. Hocam dolarin bu kadar yuksek olmasinin sebebi tarihi yuksek dolar degil midir? Simdi mudahale etmek yerine pitasadan bu kadar dolar toplamasa zaten kendi kendine dengeye gelmez miydi? Diger acidan mbnin dolar rezervini bu kadar yuksek tutmasindaki amac nedir?

      Sil
  8. Hocam banka denetleme ve düzenlemesini ilgilendiren harika bir yazi.
    Gölge bankaciligini engellemek ve asiri büyüme gösteren banka aktiflerini sinirlamak amaciyla, Basel III kurallari cercevesinde, belirli adimlar atildi aslinda. Buna göre, bir bankanin aktiflerinin ve bilanco disi kalmis kalemlerinin (gölge bankacilik kalemleri) toplaminin ana sermaye oranini gösteren kaldirac orani (Leverage Ratio) %33,3%'ü asamamaktadir. Burda benim takildigim konu, bankalarin finansal raporlarinda bilanco disi kalmis kalemlerle ilgili herhangi bir bilgi bulunmamasidir. Hangi bankanin, ne kadar bilanco disi kaleme sahip oldugunu nasil tespit edilebilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu saptamnın yolu denetim otoritesinin inceleyip raporlara yazmasıdır. Ama burada eksiklik var.

      Sil
  9. hocam merkez döviz satarsa varlıklardaki dış varlıklar düşüyor. kaynaklardaki rezerv para yükseliyor bu durumda aktif toplamı pasif toplamına nasıl eşit oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz sattığında döviz azalıyor ama TL artıyor. Çünkü dolar satınca karşılığında TL alıyor.

      Sil
  10. Giyim, elektronik, makina derken çinliler sahte bankayıda kurmuşlar desenize :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bunu bulan Çinliler değil. Çinliler her şeyde olduğu gibi bunu da batıdan taklitle almışlar. Birçok şeyi taklitle alıp kendi üretimlerine geçiyorlar sonunda bakalım bunu da öyle içselleştirebilecekler mi?

      Sil
    2. Paper currency first developed in Tang Dynasty China during the 7th century, although true paper money did not appear until the 11th century, during the Song Dynasty. The usage of paper currency later spread throughout the Mongol Empire. European explorers like Marco Polo introduced the concept in Europe during the 13th century. Paper money originated in two forms: drafts, which are receipts for value held on account, and "bills", which were issued with a promise to convert at a later date. http://en.wikipedia.org/wiki/Banknote

      Gunpowder was, according to prevailing academic consensus, invented in the 9th century in China,[3] and the earliest record of a written formula for gunpowder appears in the 11th century Song Dynasty text, Wujing Zongyao.[4] This discovery led to the invention of fireworks and the earliest gunpowder weapons in China. In the centuries following the Chinese discovery, gunpowder weapons began appearing in the Arab world, Europe, and India. The technology spread from China through the Middle East, and then into Europe. http://en.wikipedia.org/wiki/Gun_powder

      Sil
  11. Serdar;
    Mahfi Bey; bundan 2 yıl kadar önce dünyanın en büyük (sektörü veremeyeceğim) üreticilerinden Çinli bir firma Türkiye'de faaliyet göstermeye başladı. Firmayı ziyarete gittiğimde Çin'de çalıştıkları bankayı sordum. Daha sonra o bankadan firmanın limitlerini öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdım. 6 mia usd sadece o bankada limiti olduğunu öğrendim. Bankadaki yetkiliye ısrarla 6 mia usd bildiğimiz 6 mia usd mi? diye tekrar tekrar sordum.
    Çin’deki bankacılık hacmi gerçekten tahmin edemediğimiz noktalarda. Pek tabi bu hacmin zarar görmesi de tüm dünyayı kasıp kavurur, ancak Çin'in bu üretim teşvikleri ve ihracat rakamlarıyla kolay kolay zarar görmeyeceğini keza Çin bankalarının da bu yapılanmayla zorlanmayacağını düşünmüyorum.
    Konuya dolaylı yönden paralel olan bir başka hususta sormak istediğim ise;
    Bu konjonktürde A.B.D.'nin; önceki yazılarınızda ısrarla belirttiğiniz kur savaşlarını belli bir müddet askıya aldığını söyleyebilir miyiz? (bu da Çinin ekmeğine yağ sürmek olmaz mı?) Ya da Fed’in; sıkılaştırma politikasının altında; Çin ile kur savaşı yaparak baş edemeyeceğini anlayıp bunun yerine dünyada büyümeyi yavaşlatma eğiliminde bulunarak üretim ülkesi olan Çin'in önünü kesmeyi planladığını söyleyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tespitiniz çok ilginç ve rakam inanılmaz bir limiti gösteriyor. Çin, önümüzdeki dönemde saatli bombadır bence. 2012 yılında tahmin yapmama nedenim Çin'deki bu gelişmelerdi aslında. Tahminim zamanlama olarak tutmadı yani ben Çin'in ve dolayısıyla emerging markets'in daha erken çökeceğini düşünmüştüm. Ama ertelense de ufukta görünen budur.
      ABD'nin sorunu doların hızlı ve yüksek değerlenmesi oldu son dönemde. Böyle gitse ABD dışticareti zarar görecekti o nedenle Bernanke'nin söylemini yumuşatma gereği duyduğunu düşünüyorum. Bence ABD şu aralar kendi derdiyle meşgul. Yani bu tür planlamalarla Çin'in önünü kesmeyi düşündüğünü ya da daha doğrusu düşünse bile hayata geçirebileceğini sanmıyorum. Sanırım ABD, Çin'in bu yaşama devam edemeyeceğini ve düşüşe geçeceğini görüyor ve bu gidişi doğal eğilimine bırakıyor.

      Sil
    2. Sayın Eğilmez Çin ve dolayısıyla emerging market ler çöktüğünde Türkiye ve çevesi ülkelerde olası senaryo öngörünüzü yazabilirmisiniz.

      Sil
    3. Önce ABD ardından AB çöktü. Emerging marketler Çin başta olmak üzere bu çöküşlerin dengelenmesini sağladı. Henüz ABD ve AB toparlanamadan Çin krize girerse o zaman emerging marketlerdeki sıkıntı çok büyük olur. Bu tür sallanmalardan en çok etkilenen ekonomierden birisinin Türkiye olduğunu son olaylar ve etkileri bize gösterdi.

      Sil
  12. hocam anlamadığım şey evet döviz satınca aktifdeki dış kaynaklardaki döviz azalıyor. pasifteki merkez bankası parası da azalmış bugun analitik bilançoya baktığımda bu nerden kaynaklanıyor. son 3 günde 67 milyardan 65 milyara inmiş. bu 65 milyar piyasada değil merkezin kendi bünyesindeki para değil mi. piyasaki tl rezervini bilemezmiyiz hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB Bilançosuna dayanarak bunu analiz etmek için bir kaynak:
      http://www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/sosyalbilimler/iuwebson/fethiacil/tcmbbilanco.pdf

      Sil
    2. Link bir türlü açılmadı.

      Saygılar,

      Sil
  13. Hocam merhaba ABD'de çıkan mortgage krizinde ençok etkilenen sektörlerden birisi de inşaat olmuştu. Çinde çıkan gölge bankacılık krizinden de daha çok etkileneceğini düşündüğünüz sektörler varmı Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'de bu ayrıntıda yeterli bilgi yok elimde. Ama ulaşabildiğim kaynaklar Çin'de de inşaat sektöründe sıkıntı yaşanacağını söylüyor.

      Sil
  14. Hayırlı günler üstad...
    Ülkemizde gölge bankacılıkla uğraşan şirketlerin bir kısmının BDDK bir kısmının ise Hazine tarafından denetlenmesi, çift başlılık olarak denetimde sorun çıkarmaz mı? Bir de hangi kurumları BDDK hangi hangi kurumları Hazine denetliyor bunun kıstası nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle sorun çıkarır. Benim Hazine'deyken hazırladığım sistemde Finansal Kuruluşlar Denetim Kurulu vardı. Bunun altında BDDK ve Diğer Finans Kuruluşları Denetim birimleri yer alıyordu. Ne yazık ki böyle olmadı bankacılık ayrıldı.

      Sil
  15. BDDK'nın bağımsız kuruluş olarak Hazineden ayrılmasının sebebi 2000 ve 2001 bankacılık krizlerinin tekrar yaşanmaması ve bankacılık sisteminin sağlam temeller üzerine inşası idi. Keşke bunlar yapılırken gölge bankacılıkla uğraşan şirketleri kimlerin denetleyeceği de kesin çizgilerle belirtilseydi. Yani bir şeyleri düzeltelim derken başka bir elsikliğe sebebiyet verilmeseydi. Aslında bu hayatın her safhasında geçerli olsa birçok şey düzelir ama...!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu işin hazırlıkları 1997'de yapıldı ve ilk hazırlıklar hep o yöndeydi ama sonra nedense değişip bu yönde gelişti.

      Sil
  16. Yorumlarınız için teşekkürler üstad...

    YanıtlaSil
  17. hocam bu habere göre http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/23723618.asp darphane piyasaya 4 ton altın sürecekmiş. bu altınlar merkezin rezervinde olan altınlar mı nereden alıyor darphane bu altınları bu işlem nasıl gerçekleşiyor hocam

    YanıtlaSil
  18. hocam 2000 yılların başında ihlas,yimpaş kombasan vb. finans kuruluşlarıda bir nevi gölge bankacılık yaptı diyebilirmiyiz

    YanıtlaSil
  19. Hocam, Çin CDS'leri gölge bankacılıktan ne oranda etkilenmiş durumda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'in cds oranları da bu kuşkularla yükseldi. Henüz çok fazla etkilenmiş olmasa da olumsuz etki söz konusu. Buna karşılık Çin'in dış borçlarının GSYH'ya oranı % 10'un altında olduğu için etki büyük olmuyor.

      Sil
  20. hocam, bir ülkenin cari işlemler açığının bulunması demek ; o ülkenin iç finansman kanallarının tıkandığı anlamına geliyor diyebilir miyiz?. 2- hocam, küresel ekonomide genel olarak finansal inovasyon hacmi, reel inovasyon hacminden daha büyük hale gelmiştir diyebilir miyiz?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari işlemler açığı yurtdışında yerleşiklerden satın aldığımız mal ve hizmetler için ödediğimiz dövizlerin, onlara satıp karşılığında aldığımız dövizlerden az olması demek.
      Evet son dönemin özeti budur: Finansal inovasyon reel inovasyonu aşmıştır. Burada sıkıntılar oluşuyor.

      Sil
  21. hocam, anlaşılan bu gölge bankacılık konusunda yerel değil de küresel bazda neşter vurulması gerekiyor!. sizce de öyle midir?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynen öyle. Sermaye hareketlerinin serbest olduğu, paranın istediği yere gidebildiği günümüz dünyasında bu tür rekabet bozucu farklılıklara izin verilmesi hem giden para için hem de onu alan ülke için sıkıntı olabiliyor. Bu konunun G 20 de ele alınıp Finansal İstikrar Komitesi aracılığıyla bir standarda bağlanması gerekiyor.

      Sil
  22. hocam, resesyon genel olarak talep daralmasına bağlı oluşan ve bu yapısı itibari ile de nispeten esnek olur;buna karşın stagflasyon genellikle arz yanlı enflasyondan kaynaklanır ve talep olmaksızın da fiyatlar seviyesi yüksek seyreder ve arz yapı olarak talepten daha katı olduğu içinde stagflasyon resesyona nazaran daha katı ve kırılması zor bir döngüdür diyebilir miyiz?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stagflasyonda üretim durmuş yani ekonomi büyümemekte ama fiyatlar artmaya devam etmektedir. Üretim durduğu için talepteki artışı karşılayamamakta ve fiyatlar o nedenle de artmakta olabilir.
      Resesyonun daha çok talep daralması kökenli olduğu doğrudur.

      Sil
  23. sayın eğilmez, çin ekonomisindeki gölge bankacılık aktif hacminin ciddi boyutlara ulaşmış olduğunu siz de doğruladınız!. hocam, peki bu durumda çin ekonomisinde de finansal genleşme ivmeleri reel iktisadi genleşme ivmesini geçmiştir diyebilir miyiz?.. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz değil. Çin'de reel ekonomi hala finansal ekonominin önünde. Ama önümüzdeki 10 yıl içinde eğer bu gidiş sürerse dediğiniz aşamaya gelebilir.

      Sil
  24. "Bankacılık düzenlemeleri dışında bankacılık işlemlerine benzeyen işlemleri yapan bankalar." ile kastedilen kurumlar hangileridir Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğu banka, bankacılık kuralları dışında kalan ve bankacılık işlemlerine benzeyen sigortacılık, faktoring, finansal kiralama, menkul kıymet fonları gibi işlemleri yapıyor.

      Sil
    2. Hocam, banka olmadıkları halde banka gibi işlem yapıp bankacılık kuralları dışında kalan kurumlar da bu saydıklarınız değil mi peki?

      Sil
    3. neresi karıştı bende acaba.şimdi iki farklı türü var dediniz.1) "Bankacılık işlemlerine benzer işlemleri yaptığı halde bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan kurumlar" 2)"Bankacılık düzenlemeleri dışında bankacılık işlemlerine benzeyen işlemleri yapan bankalar." 2.nin örneğini yukarda cevap olarak yazdınız zaten Hocam. 1.de aynı kurumlar değil mi? yatırım bankaları emeklilik fonları SIV veya hedge fonları mı yoksa.

      Sil
    4. Arkadaşlar banka olmadıkları halde bankacılık benzeri yapan kurumlar var. Bunlar sigorta şirketleri, leasing şirketleri, faktoring şirketleri vb. Bunlar genelde bankalar kadar kapsamlı ve katı bir denetime tabi değiller (en azından bazı ülkelerde)
      Bir de bankaların bu işlemleri (yani sigortacılık, leasing, faktoring gibi işlemleri ) yapması söz konusu. Bankalar kredi vb işlerinde çok daha esaslı bir denetime tabi olduğu halde bu işlemlerde daha hafif denetime tabiler.
      Dolayısıyla bir gölge bankacılık yapan kurumlar var bir de normal bankacılık işleminin yanısıra gölge bankacılık yapan bankalar var.

      Sil
  25. http://ekonomi.milliyet.com.tr/golge-bankacilik/ekonomi/ekonomiyazardetay/03.04.2012/1523242/default.htm

    ayrıca şunu da paylaşmak istiyorum o kadar kaynakta gölge bankacalar mevduat toplamaz derken daha girişte yazmış.

    YanıtlaSil
  26. hocam, yüksek faizli bazı dönemlerde talep daralmasına rağmen faizin yarattığı yüksek arz fazlı maliyetler nedeniyle durgunluk içerisinde dahi mal ve hizmet fiyat ortalamaları yüksek seyretmeye devam edebiliyor. hocam, bu duruma genel olarak stagflasyon diyebiliriz değil mi?. yani ekonomide talepsel düşüşlere karşın piyasalarda enflasyonist açık yaratmayan fakat sanki enflasyonist baskı yaratan bir durum meydana geliyor sanki. ne dersiniz hocam?.. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stagflasyon en basit haliyle ekonomik büyümenin olmadığı bir ortamda enflasyonun varlığıdır. Yani fiyatlar sürekli artmaya devam ediyor ama ekonomi büyümüyor. Ya da ekonomi nominal olarak büyüyor ama reel olarak büyümüyor.
      1974 yılında OPEC petrol fiyatlarını artırdı. Böylece Türkiye ithal ettiği petrole iki misli fatura ödemeye başladı. Bu durum bizde enflasyon yarattı. O sırada ekonomi de büyümüyordu. Türkiye stagflasyona girdi.

      Sil
  27. hocam, naçizane olarak sayın erdem başçının 2013 ve 2014 yılı ortalama faiz hedeflerinin özellikle de dışsal finansal ve iktisadi gelişmeleri dikkate aldığımda zor olduğunu düşünüyorum. 2013 için 6,2 VE 2014 YILI GENELİ İÇİN KOYDUĞU % 5,0 FAİZ hedefini revize etmek zorunda kalma olasılığı bana yüksek olasılıklar dahilinde gibi geliyor.bu konudaki düşünceniz nedir hocam ?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz hedefi değil de enflasyon hedefi koyuyorlar. Herhalde siz de onu kastettiniz ama yanlış yazdınız diye düşünüyorum.
      TCMB tuhaf bir şekilde enflasyon hedefini revize etmiyor sadece tahmini değiştiriyor. Bu da bana tuhaf geliyor. Aslında aynı kurumun aynı değişken için hem hedef koyması hem tahmin yapması olayı tuhaf. % 5 tutturulması çok zor bir hedef.

      Sil
  28. hocam, devlet üniversitelerinde iktisat ya da işletme master ı için İngilizce bilmek şart mıdır?.. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet İngilizce ya da yabancı dil bilgisi aranıyor.

      Sil
  29. sayın eğilmez, abd ekonomisindeki genel prodüktivite, inovasyon, patent üretimi,ağır sanayideki yavaşlamalar, reel genişleme potansiyellikteki daralma, sermayenin aktifleşme kalitelerindeki düşüşlerde ve bilhassa da dış ticari rekabetteki zayıflamasında ve hatta cari dengesindeki sert bozulmalarda abd merkezli çok uluslu işletmelerin özellikle reel iktisadi aktivasyonlarını başka piyasalara kaydırmalarının etkisi var mıdır sizce?. kolay gelsin hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka vardır. Her adımın iyi ve kötü tarafları var tabii. Örneğin ABD'deki şirketlerin yatırımı ve üretimi Çin'e taşıması ucuz emek ve ucuz girdi sağlamak açısından yararlı olsa da sizin dediğiniz sakıncaları doğurabiliyor.

      Sil
  30. hocam, sabit kur sisteminde özellikle de yoğun sıcak para akımlarına maruz kalan ekonomilerde merkez bankalarının para politikalarında ellerinin istemeden de olsa zayıfladığını; ancak dalgalı kur rejiminde ise sıcak para akımlarının aynı yoğunlukta dahi olsa para politikalarında ellerinin daha güçlü olabildiğini düşünüyorum. hocam, mesela: 2001 krizinden önce TCMB sabit kur rejimi uyguluyordu ancak yoğun sıcak para akımları kurlar üzerinde sürekli aşağı yönlü baskı yaptığı için mb sık sık döviz alımları yapıyordu ve bunun sonucunda sıkı para politikasında zayıflama oluyordu ve enflasyonda bilhassa istenilen durumlar sağlanamıyordu.ki ben 2001 krizinin temelinde en büyük etkenin sabit kur rejimi olduğunu çünkü: türk ekonomisinin döviz yaratma kapasitesinin düşük olduğunu düşünüyordum.ki zaten kriz maalesef patlak verdi.dolayısıyla aynı riskler var olmakla beraber şu anki kur sisteminde nispeten daha düşük olduğunu en azından para politikaları hususunda mb nin elinin daha güçlü olduğunu düşünmekteyim. hocam, bu hususta en çok sizin düşüncelerinizi merak ediyorum... saygılar......

    YanıtlaSil
  31. hocam,ar 2008 küresel resesyonundan çıkış için ülkelerin hem keynesyen tipi hem de monetarist m. friedman tipi politikaları karma olarak uyguladığını söyleyebilir miyiz?. saygılar....

    YanıtlaSil
  32. hocam, japonya ekonomisinin özellikle de aşırı yüksek kamu borç stoğunu daha sürdürülebilir seviyeler indirebilmesi için enflasyona gereksinim duyduğunu yani aşırı olmayan bir enflasyona ihtiyaç duyduğunu söylebilir miyiz?. saygılar...

    YanıtlaSil
  33. hocam, küresel ekonomide hiç slumpflasyona yakalanmış bir ülke var olmuş mudur?.. bir de hocam, türk ekonomisi 1997-1999 arası süreçte yani ımf ile 1999 da yapılan stand-by anlaşması öncesinde stagflasyon yaşamışmıdır?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzaklara gitmeye gerek yok. 2009 yılının ilk üç çeyreğinde Türkiye ekonomisi küçülürken enflasyonu da yüzde 5,5 dolayındaydı.
      1997 yılında slumpflasyon, 1998 - 99 arasında enflasyonlu büyüme söz konusuydu.

      Sil
  34. hocam, türk ekonomisinde size göre sabit kur sistemiyle mi yoksa şu anki gibi dalgalı kur sistemi ile mi enflasyonu kontrol altına almak daha kolaydır. 2- hocam, reel iktisadi tabanı daha geniş olan bir ekonomide, sermayenin iktisat tabakaları arasındaki birikimi; finans iktisadi tabanı daha geniş olan bir ekonomideki birikimine nazaran daha stabil olabilir diyebilir miyiz?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabit kur sistemiyle enflasyonu denetlemek daha kolaydır ama o zaman başka büyüklükler denetimden çıkıyor ve sonuç hep krizle geliyor.
      Reel ve finansal kesimler ağırlıklı ekonomilerde bu dediğiniz farklılık sadece bu ağırlığa göre oluşmuyor. Buna yol gösteren yatırım iklimi, yabancı sermayenin gelişi, denetim sisteminin etkinliği, kur gibi daha birçok faktör etkili.

      Sil
  35. sayın eğilmez, abd 2008 krizinin temelinde; katma değeri düşük-prodüktivitesel potansiyelleri zayıf dar iktisadi alana aşırı sermaye yığılımlarının yapılmasınının olduğunu düşünmek rasyonel olur mu sizce?. teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  36. hocam, türk ekonomisinde faiz ile tasarruf eğilimleri arasında yüksek bir pozitif korelasyon göze çarpıyor.ciddi derecede paralellik söz konusu. hocam, mesela almanya,japonya vb gibi ekonomilerde ise faiz - tasarruf ilişkisi ters orantılı görünüyor. bu farklılığın nedeni: almanya ve Japonya gibi ekonomilerde faizin düşmesiyle artan yatırımların tasarruf yaratma kapasiteleri yüksek olurken; türk ekonomisinde ise yatırım-harcama ların tasarruf yaratma kapasitelerinin düşük olması mıdır?. yani bahsettiğim ülkeler harcamalar yoluyla da tasarruf etkileri oluşturabilirken biz aynı etkileri oluşturamıyoruz ve sadece faiz yükseldiği için harcama yapmıyoruz ve ancak bu şekilde tasarruf elde edebiliyoruz gibi geliyor bana. hocam bu konuda düşünceniz nedir?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almanya'da enflasyon çok düşük dolayısıyla faizin tasarrufa olumlu katkısı az. Japonya'da enflasyon hiç yok. Dolayısıyla faizin çekiciliği yok. Kaldı ki Japonya likidite tuzağında bulunmuyor.
      Türkiye ise uzun yıllar yüksek faize alışmış ve tasarruflarını ona göre yapmış bir ülke. Yani insanlar daha fazla tasarruf yapmak için ödüle alışmış durumdalar.Bu alışkanlıklar kolşay kırılmıyor.

      Sil
  37. hocam, 24 ocak 1980 kararlarının ve özellikle de serbest faiz kararının bugün türk ekonomisinde görülen yüksek bankacılık-finans bağımlılığına ve reel ekonomik güçsüzlüğe ve sermaye dağılım mobilizasyonlarında verimsizliğe yol açmış olabileceği kanaatini taşıyorum. hocam, bu kararlar hakkındaki fikriniz nedir?. iyi çalışmalar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani faizler serbest olmasa daha iyi bir sermaye mobilizasyonu olurdu mu demek istiyorsunuz?
      Eğer öyle olsaydı 1980 öncesinde çok daha iyi bir yere gelmiş olmamız gerekmez miydi?

      Sil
  38. hocam, iktisat bilimi sizin de özellikle vurguladığınız gibi: çelişkilerin yoğun olduğu bir ana bilim dalıdır. hocam, sanırım birçok teorinin ve ekolün iktisatta buluşmasının temelinde iktisadın bu özelliği yatmaktadır. hocam, peki iktisat biliminde; bağımlı değişkenler mi yoksa bağımsız değişkenler mi daha fazladır?. saygılar...

    YanıtlaSil
  39. hocam, abd 2008 resesyonunu aşmak için Keynes-monetarist karma politikası uyguladı diyebilir miyiz?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Parasal genişlemeye bakarak bunun monetarist bir politika olduğunu ileri sürmek pek doru değil. Çünkü monetaristler "enflasyon her yerde ve her zaman parasal bir olgudur" diyerek parasal genişlemeye karşı çıkarlar. ABD'nin uyguladığı "Keynesyen politikanın para politikasına uygulanmış biçimidir" dersek daha doğru olur diye düşünüyorum.

      Sil
  40. hocam, ab ekonomisinde yaşanan borç krizinde ortak para birimi euronun katılık yarattığı kanaatindeyim.. yani hem reel bazda hem de finansal bazda çözümler konusunda ab nin elini zayıflatıcı iktisadi etkilere neden oluyor mu sizce hocam?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet mesela Yunanistan'da krize neden olan da krizin derinleşmesine yol açanda krizden çıkılamayışa götüren de Euro oldu. Eğer Yunanistan Drahmide kalsaydı büyük olasılıkla ağır bir bedel ödeyerek bu krizden çıkacaktı. Şimdi bedeli ödese de çıkamıyor krizden.

      Sil
  41. hocam, abd ekonomisinde 2001-2008 arasında mortgage balonu ile cari açık arasında yüksek korelasyon bağı oluşmuştur diyebilir miyiz?. yani borçlanabildikçe konut balonu şişti ve doğal olarak cari açık da büyüdü demek rasyonel midir?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mortgage balonuyla cari açıktan çok borsa şişti. Emlak balonu, ABD'de bütçeyi, cari açığı ve diğer birçok göstergeyi bozdu.

      Sil
  42. hocam, 24 ocak 1980 den daha önce de merkez bankasının yoğun biçimde kamu finansörü olarak kullanılması sonucunda yüksek derecede monetarizasyon yapılması suretiyle hiperenflasyon yaratılmış ve faizler yüksek tutulmak zorunda bırakılmıştır.bu durum: 1- bankası olan bazı reel kesimin kobileri yüksek faizle kredilendirerek,kobilerden yüksek kaynak transferleri yapmasına neden olmuştur.2- kobilerin yeterli sermaye birikimi sağlamaları konusunda önleri bu nedenle tıkanmıştır.ve 24 ocak 1980 kararlarıyla alınan serbest faiz kararları bu dengesiz yapının giderek katılaşmasına neden olarak bana göre rant ekonomisinin temellerini kuvvetlendirmiştir. ve bugün bu yapıyı değiştirmek iyice zorlaşmıştır hocam..yani 1980 öncesinde fahiş düzeyde yanlış uygulanan başta iktisat politikaları olamk üzere maliye politikaları ve bunlara paralel oluşan para politikaları zaten dar iktisat tabanının yüksek sermayeye kalan kesimin ise düşük sermayeye sahip olmasına neden olmuştur.işte 24 ocak 1980 kararları bu kötü yapının giderek dominantlaşmasına ve türk ekonomisinin sanayileşmeden dışa hızla açılmasına zemin hazırlamıştır.oysa önce sanayileşme sonra liberalleşme olmalıyken maalesef biz bunları yaparak önce liberalleşme sonra sanayileşme demiş olduk.at ile arabanın yerlerini değiştirdik bir nevi!..bu da benim düşüncem hocam... saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet analizinizde doğru bazı yönler var. Ne var ki sanayiyi bu kadar uzun süre dışarıya kapalı tutmak da içerideki sanayicinin tembelleşmesine yol açıyor ve yüksek gümrük duvarları arkasında yerli tüketiciyi sömürmesiyle sonuçlanıyor.
      Eğer Devrim denemesini saymazsak 1960'ların sonlarına doğru Türkiye ilk otomobilini üretmişti. Üzerinden yarım yüzyıldan fazla zaman geçtiği halde ortada bir Türk otomobili yok. O zaman bu üretim gümrük duvarlarıyla korunmuş yabancı otomobil ithalatı kısıtlanmıştı. Sonuçta ortaya bir otomobil çıkaramadık.
      Yani ithal ikamesi ne kadar sürdürülebilir sorusunun yanıtını kimse veremiyor özetle.

      Sil
  43. hocam, 2009 yılında türk ekonomisi daraldı. bunda reel ekonomideki yüksek döviz cinsinde açık pozisyonların etkisi olduğunu ancak; bankacılık sisteminin aynı riski taşımadığı için piyasaları fonlama kapasitesinin yüksek kalmaya devam ettiği için 2010 dan itibaren tekrar hızlı bir çıkışa geçtiğini yani v tipi bir resesyon çıkışı yaptığını söyleyebilir miyiz?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin önemli bir parçası budur. Çünkü sonuçta dışarıda da kriz vardı ve Fed ve diğer MB'ler henüz parasal genişlemeye başlamamıştı. Bu da bizim dış finansman bularak iç finansman sorunlarını çözmemize engel oluyordu.

      Sil
  44. hocam, türk ekonomisi net olarak kantitatif tipi mi yoksa kalitatif tipi mi büyüme gösteriyor sizce ?. 2- sizce, küresel ekonomi ortalama olarak kantitatif mi yoksa kalitatif mi büyüme yapısı göstermektedir?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de ama ağırlık kantitatif büyümede diye düşünüyorum.
      Küresel ekonomi olarak bakarsak kantitatif diyebiliriz sanıyorum. Kalite olarak da büyüyor ama asıl ağırlık kantitatif büyümede.

      Sil
  45. hocam, özellikle son 3 yılda konut kredilerinde ciddi genişleme yaşandı ve inşaat piyasasına bu yolla ciddi sermaye yığılımı yapıldı. bu durum, türk ekonomisinde konut balonuna neden olabilir mi?. 2- eğer konut balonu oluşmuş ise; önümüzdeki yıllarda, faiz artışlarına bağlı olarak bu balonda hızlı bir iniş yaşanabilir mi?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten konut balonu var Türkiye'de. Balonda öteki ülkelerden farklı bir durum var: Deprem nedeniyle yenileme gerekiyor. Bu durumda balon tam da balon değil.

      Sil
  46. hocam, fed faizleri 2005 ten itibaren yavaş da olsa artırmaya başlamıştı.ancak buna rağmen özellikle mortgage balonu şişmeye devam etti.hocam, böyle bir durumun ortaya çıkmasında; abd de faizlerin artmaya başlamasıyla beraber özellikle bazı gelişmekte olan piyasalardan ve bazı gelişmiş piyasalardan abd piyasalarına doğru olan sermaye akımlarının artmasının ve bu sermaye akımlarının büyük kısmının mortgage piyasasına yönelmesinin etkisi var mıdır?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak öyle değil. ABD'de mortgage piyasası krizden önceki 10 yılda şişmişti zaten. Faizlerin artırılması enflasyonu önlemeyi ve kredi hacmi artışını biraz frenlemeyi amaçlıyordu. Ama sonuçta halının altına süpürülen pisliklerin ortaya çıkmasına neden oldu.

      Sil
  47. hocam, küresel ekonomide son yıllarda sanki abd-çin arasındaki durum terazinin iki kefesini andırır durumdadır.abd baş tüketici, çin ise adeta baş üretici konumunda ve abd nin tasarruf açıklarını önemli oranda çin ekonomisinin devasa tasarruf fazlası kompanse eder duruma gelmiştir.hocam, bu iki ekonomi arasındaki rollerde olası değişimler sanki ileride küresel ekonominin de kaderini çizecek gibi görünüyor. ne dersiniz hocam?. saygılar.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'nin üreticiliğini fazla hafife almışsınız gibi geldi bana. Unutmayın ki Çin'deki üretimin önemli bölümünü ABD'li şirketler yapıyor (Apple'dan tekstil üretimine kadar.) Sadece yeri farklı. Ama dediğiniz doğru. Çin başkaları için üretim yapa yapa kendisi için de yapmaya başladı artık.

      Sil
  48. hocam, ramazan bayramınız mübarek olsun. verdiğiniz iktisadi bilgiler için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Sizin de bayramınız kutlu olsun.

      Sil
  49. Güzel bir yazı. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  50. işsiz bankacı11 Aralık 2013 03:47

    sayın hocam gölge bankacılığın faiz oranları türk piyasası faizlerinden uygunsa ben alırım şahsen.krediye ulaşamayan birçok kobi bu yolu deniyor.sizinde bildiğiniz gibi türk bankaları verecekleri kredinin teminatı olarak neredeyse adamın canını istiyolar.masraflar falanda cabası.bu piyasada işmi yapılır.kim özkaynakları ile yatırım yapabilir.düzgün iş yapan büyümek ve istihdam yaratmak isteyen firmalar mecbur kredi kullanmaya ama gelin görünki krediye ulaşmak çok zor.plasmanlar belli sektörlere ve firmalara ayrılmış.saygılarımla...

    YanıtlaSil
  51. Merhaba Hocam, yazınız için çok teşekkürler. Benim bir sorum olacak umarım görür ve cevaplarsınız. Gölge bankacılığın finansal istikrar açısından önemi nedir? İlginiz için şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi