Seçim Sonuçları, Büyüme Oranlarıyla Oy Oranları Arasındaki İlişkiyi Doğruladı

Kendime Yazılar blogumda 24 Mart2013 tarihli yazımda seçimden hemen önceki dönemde gerçekleşen büyüme oranıyla iktidar partisinin oy oranı arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu anlatmış, bir tablo ve bir grafik sunmuştum.

Seçim sonuçları belli oldu. O yazımdaki tablo ve grafiği bu sonuçları da ekleyerek güncellenmiş halde aşağıda tekrar bilginize sunuyorum.
             
Tablo şöyle:

3.11. 2002 Genel S.
28.03.2004 Yerel S
22.07.2007 Genel S.
29.03.2009 Yerel S.
12.06.2011 Genel S.
30.03.2014 Yerel S.
Oy Oranı (%)
34,4
41,7
46,6
38,8
49,9
44,1
Büyüme (%)
0,8
5,9
6,0
-4,5
9,1
4,0

İki seri arasındaki korelasyon katsayısı: 0,77 (0,50 ile 1,00 arasındaki korelasyon katsayısı katsayı iki veri seti arasındaki yüksek ilişkiyi gösterdiğine göre 0,77'lik korelasyon katsayısı yüksek sayılabilecek bir ilişkiye işaret ediyor.)

Bu tablodan çıkarılan grafik de şöyle:

Bu seçimle bir kez daha kanıtlandı ki büyüme ile oy oranı arasında ilginç bir paralellik bulunuyor. Eğer seçimden önce ekonomi normal ya da hızlı büyümüşse iktidar partisinin oy oranı artıyor, seçimden önce büyüme gerilemiş ya da küçülmeye dönmüşse iktidar partisinin oy oranı azalıyor.

Not 1: Ekonomik büyüme, işsizlik oranı, enflasyon, kur gibi toplumu en fazla etkileyen ekonomik göstergelerdeki değişimlerin tümünü topluca temsil eden gösterge olduğu için bu karşılaştırmaya esas olarak alınıyor.  

Not 2: Bu yazımı okuduktan sonra bir kez daha Türkiye'deki Değişimin Sosyo - Ekonomik Analizi başlıklı yazımı okumanızı öneririm.

Not3: Büyüme oranları seçimden önceki dört çeyreğin büyüme oranları ortalamasıdır. Eğer seçim bir çeyreğin son dönemine denk gelmişse o çeyrek de hesaba katılarak dört çeyrek ortalaması alınmıştır.


Yorumlar

  1. hürriyet'in internet sitesine göre AKP belediye/il genel meclis üyelikleri bazında %43,2 oy almış, 2011 seçimlerine göre 6,7 puan kaybetmiş. CHP 2011'de aldığı oyun birebir aynısını almış, MHP ise %12,9'dan %17,7'ye, SP %1,3'ten %2,7'ye yükselmiş.
    Hocam bu seçimde ekonomik büyüme etkili olsaydı CHP'nin oylarında mutlaka bir miktar artış olurdu ki 2009 seçimlerinde CHP'nin oyu 3 puan kadar artmıştı. CHP'nin oyu artmadıysa AKP'den MHP ve SP'ye kayan oyların ekonomi dışı nedenler dolayısıyla azaldığını, yolsuzluk iddiaları nedeniyle sağ seçmenin bir kısmının parti değiştirdiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomik büyüme ya da daralmanın etkisi sadece iktidar partisinin oy oranında artış ya da azalış olarak ortaya çıkıyor. Öteki partilerin aldıkları oy oranlarının dağılımına bir etkisi pek yok.

      Sil
    2. CHP nin, çözüm süreci diye adlandırılan ........ sürecinde, AKP ile paralel görüş sunmasından dolayı olabilir ! ?

      Sil
  2. Sevgili Hocam,

    Bir hukuk öğrencisi olarak yazılarınızı büyük bir ilgiyle takip ediyorum. Sayenizde iktisat konusunda temel de olsa bir fikir sahibi olma ve ufkuma genişletme fırsatı buluyorum. Size değerli bilgilerinizi bizlerle paylaştığınız için tüm kalbimle sonsuz teşekkür ederim.

    Muhalefet partilerinin ciddi iktisat politikaları üzerine çalışmaları ve halkı bu alternatiflerin yararlılığı üzerine ikna etmek üzerine kafa yormaları gerektiği kanısındayım. Siyasal değişimin başka bir yolu gözükmüyor. Özellikle bu yazınızdan, ve daha önce defalarca kaleme aldığınız iktisadi reformların gerekliliği konusundaki yazılarınızdan ilham olarak bu son seçimlere ve muhalefet partilerine dair şöyle bir yazı kaleme aldım. İzninizle ilgililerle paylaşmak isterim:

    "
    "Yalancıdan başbakan olmaz" ve benzeri safsatalarla muhalefet yaptığını zanneden muhalefet partilerimiz ve iktidarın halkı yok sayan sosyal politikalarının oyları OLMAYAN BİR ALTERNATİFE yönlendireceğini umut etmiş olan seçmenlerimiz umuyorum ki artık bu "cahil halk" edebiyatını bırakırlar. Benim gözümde Türk seçmeni bir kez daha akılcı bir seçim yapmıştır.

    Bu analizinde de oldukça basit ve açık şekilde görülebileceği gibi büyüme oranları ve oy oranları doğru yönlü bir ilişki halindedir. AKP asıl gücünü, güçten düşmesinin ekonomik istikrarı bozacağı kanısından almaktadır. Muhalefet partilerinin artık somut bir şekilde ekonomi politikalarını belirlemeleri ve önceliği buna vermeleri gerekmektedir. Seçmenin kalbine gidecek yol, adaletli yönetimin somut vaatidir. İstediğiniz kadar diğer partilerle koalisyon hayalini kurun. Değişim istiyorsanız, rantçı adayların karşısına yine başka rantçı ya da partinizin görüşleriyle uzaktan yakından uyuşmayan adaylarla çıkarak bu zinciri kıramazsınız. Ki kazansanız bile bu geçici bir YANILGININ ötesine geçmez zira sizi FARK YARATACAK güçten aciz kılar. Gerçek siyasi alternatifler üretmek, ve bunu halka anlaşılır kılmak zorundasınız. Bunun için siyasette siyasetin konuşulduğu bir ortamı kurmak zorundasınız. Ve hepsinden önemlisi siz, siyaset üretmeli ve tutarlı olmalısınız.

    Bunun içinde yapıcı bir siyasi programınız olmalı. Ses kayıtlarının doğruluğunu, ya da başbakanın başçalanlığını takdir etmek sizin değil, er ya da geç tecelli edecek HUKUKUN görevidir. Sizin de mücadelediniz bunu vurgulamak olmalıydı. Başbakan'a "başçalan" diyerek bir şey kazanmadınız, aksine takdiri mahkemelere ait olan ve YETERLİĞİNİZİN (ing. competence) olmadığı bir alanda ısrar ederek üzerinize yapışan YETERSİZLİK algısını pekiştirdiniz ve rüzgarı arkadanıza aldığınız bu dönemde acemi bir sörfçü gibi düşerek bu fırsatı teptiniz.

    Sizin yeterliğiniz politika üretmektir. Siz yapıcı bir muhalefet olmadığınız, ve bu ülkeyi yönetmeye hazır olduğunuz mesajını veremediğiniz, sadece eleştirerek ve aslı olmayan, ertesi gün yanlışlığı ortaya çıkacak iddialarla halkın karşısına çıktığınız sürece güven kazanamazsınız.

    Umuyorum ki gerekli dersler çıkarılmıştır.
    "

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler.

      Sil
    2. Türk seçmeni menfaatinin (karnının doygunluğunun) devamlılığına evet dedi. İnsanda iki akıl var derler, birisi bağırsaklarının kıvrımlarında diğeri beyninin kıvrımlarında oluşurmuş. Hangi akıldaki seçim ?
      AKP, birçok bölgede sadece Türk seçmenden oluşmamaktadır.

      Sil
  3. Hocam, analiziniz için teşekkürler. Sanırım Türkiye'nin 2014 yılı için büyüme oranına ilişkin tahmin %2 civarında. Eğer bu oran %2 ya da altında kalırsa AKP'nin oy oranının 2015 Genel Seçimlerinde düşmesini beklemek, çok da yanlış olmayacaktır. Kanaatimce Türkiye halkının seçimlerde en reaktif tutum sergilediği konu, ekonomik büyüme verisi. Halkımız, cebine giren para azaldığında ya da paranın artış hızı azaldığında, doğrudan tepki veriyor. Diğer değişkenlerin etkisi sınırlı kalıyor. Benim görüşüm tabii.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizinle aynı görüşteyim. Çünkü büyüme refah artışını ya da azalışını temsil ediyor. Türk insanı kişisel refah artışını bütün öteki değerlerin önünde tutuyor. Bu, eskiden bu kadar önde değildi ama özellikle 2001 krizi sonrasında yaşanan iş kayıpları, gelir kayıpları vb nedeniyle iyice öne çıkmış görünüyor.

      Sil
  4. Sayın Hocam il konuya baktığımda "yerel seçim ile genel seçimi nasıl karşılaştırıyorsunuz?" diye kafama takıldı. Seçim sonuçları politik açıdan yorumlaması çok geniş bir alan olmasından mütevellit büyüme ile ilgisini ortaya dökmek kolay değil. Kusura bakmayın hocam ama halen bana mantıklı bir istatistik gibi görünmüyor. Sanırım işin sırrı sihirli kelime olan "ceteris paribus" da.

    Şu var ki;
    (a) 2009 Yerelden 2014 Yerele: büyüme artış -> oy oranı artış
    (b) 2011 Genelden 2014 Yerele: büyüme azalış -> oy oranı azalış

    şimdi (a)'yı mı okuyacağız (b)'yi mi ?

    Saygılarımla, iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorsunuz bizde yerel seçimler genel seçim gibi oluyor. Bu son seçime yerel seçim demek bile belki doğru değil. Bu seçimde büyük çoğunluk partilere oy verdi. O nedenle yerel seçimide alınan oy oranını genel seçimde alınmış oy oranıyla kıyaslamak yanlış değil.

      Sil
    2. haklısınız hocam, hele ki bu sene kırsalında büyükşehire oy kullanması ‘bütünleşik şehir’ (il genel meclisi oranına bakarak) sonucu genel seçimlermiş (algının dışında) gibi parti oy analizi yapılabiliyor.

      Sil
  5. Hocam bu seçim sonuçları gösterse gösterse halkın 'etik' değerlerle pek haşır neşir olmadığını gösteriri.

    Etiğin, estetiğin olmadığı ülkeye hep beraber merhaba diyebiliriz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O da bir sonuçtur tabii ve hiç bir şey tek bir göstergeyle açıklanamaz. Ama bana sorarsanız halkın büyük çoğunluğunun ekonomik değerleri önde tuttuğu ve bu göstergenin en ağırlıklı gösterge olduğunu gösteriyor.

      Sil
  6. Hocam gerçekten bu paralellik sosyolojik olarak da incelenmeli.Çok tutarlı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bu paralelliği blogda yazdığım "Türkiye'deki Değişimin Sosyo - Ekonomik Analizi" yazımda ele alıp değerlendirdim.

      Sil
  7. yolsuzlukmuş rüşvetmiş takan yok hocam maalesef aziz nesine hak vermemek mümkün değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğunluk kendi yararlarına zarar gelmedikçe ses çıkarmıyor.

      Sil
  8. Hocam selamlar, grafik aslında yoruma çok yer bırakmıyor, herşey açık.
    Bu grafiği 1983 ten bugüne hazırlasak , Acaba nasıl olur?
    teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir patinin uzun süreli iktidarı bir tek Özal zamanında var. O dönemde de 3 aylık GSYH tahminleri açıklanıyor muydu bilemedim?

      Sil
  9. mahfi hocam abd bizim gibi enflasyon hedeflemesi mi uyguluyor ve bunu ilan mı ediyor.saygılar

    YanıtlaSil
  10. Yalnız bu küçülmenin arkasında yatan nedeni yorumlayanlar, geçen yıl Aralık ayından beridir süren yolsuzluk, daha öncesindeki Gezi Parkı olayları v.b. durumlardan dolayı iktidarın %4 gibi düşüş yaşadığını söylemekteler. Buradan hareketle, büyümenin son genel seçimlere göre yarı yarıyadan fazla düşmüş olmasının pek etkisi olmadığını ortaya koyuyor bence. Eğer geçen seneden başlayarak hükümeti çok ciddi yıpratan sosyal ve siyasal olaylar olmamış olsaydı ve yine %4'lük gibi bir düşüş yaşanmış olunsaydı, o zaman sizin ilişkinin net olarak doğru olduğunu söyleyebilirdik kanımca. Yahut düşüş oranının %10 civarı olması bize yine ekonomik etkinin belirgin olduğunu söyleyebilirdi ve biz bu %10 oranındaki düşüşten ekonomik küçülme kaynaklı olanı ayrıştırabilirdik. Benim ve pekçok seçim yorumcusunun görüşü %4 civarı yaşanan düşüşün yaşanan siyasal ve sosyal olaylar kaynaklı olduğudur Üstad.
    Not: Sürekli merak edilegelen cemaat denilen yapılanmanın seçimlerde popülasyon olarak etkisinin hemen hemen hiç olduğunu bu seçimlerde gördük. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı bir görüş. Paylaşım için teşekkürler.

      Sil
  11. Hocam ilişki aramak için daha fazla veri olması gerekir. Ayrıca veriler arasında korelasyon 0,76. R2 0,58. Yani korelasyon öyle güçlü sayılmaz. Ayrıca, Büyüme rakamları, oy oranını %58 oranında açıklayabiliyor. Uzun vadede ilişki daha da zayıflayacaktır. Ayrıca seçmen davranışının sadece seçimin olduğu yılın büyüme oranlarından etkilendiği gibi gizli bir varsayımınız var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçim tarihinden geriye doğru son 6 ayın büyüme oranına bakıyorum.

      Sil
  12. Hocam analiziniz için teşekkürler. Konuyla ilgili degil ancak, zorunlu karsiliklara uygulanacak olan faiz politikasinin olasi etkilerinden kisaca bahsedebilir misiniz hocam? Tekrar tesekkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok bir etkisi olmayacak. Sadece bankalara kar transferi söz konusu.

      Sil
  13. mahfi bey, sorum için bağışlayın..
    bes (bireysel emeklilik) öneriyor musunuz...
    saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devlet katkısı devam ettiği sürece öneriyorum.

      Sil
    2. mahfi bey bese girdim ama nasıl değerlenecek hangi fon almalı inanın hiç anlamadım. ne önerirsiniz... saygılar...

      Sil
  14. Hocam verdiğiniz veriler TUİK'teki ile uyuşmuyor, farklı bir kaynaktan mı aldınız? Büyüme (Reel GSYH) tekrar çizdirdiğimde (2007 yılı CB seçim krizi) dışı benzer bir grafik oluşuyor, ama rakamlar biraz farklı.İkisinde de cari yıllara bakıyorum, 2004 seçimi 2004 büyüme oranı şeklinde.

    Bir de bizim milletin anlık karar verme yetisini düşünerek, bir önceki dönem yerine içinde bulunulan yıla bakmak daha doğru olmaz mı? şöyle bir durum var, bir önceki yıl ekonomi iyiyken söz gelimi martta kriz çıksa ağustostaki seçimde bir önceki yılın göstergesinden öte mart göz önünde tutulur gibi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim aldığım veriler seçimden hemen önceki iki çeyreğin ağırlıklı ortalaması.

      Sil
  15. Mahfi hocam yazınız harika :) seçim öncesin de gerilen ülkede siyasi kaos vardı ve gerçekleri göremiyorduk. Hazırladığınız grafikte seçim sonuçları somut, aslında büyümede somut ama büyümeyi anlaya bilmek aile bütçesinde sezebilmek için enflasyon düşük olması gerektiği kanaati oluştu bende.
    Bugün sayfanız ve yazılarınız hakkında değerlendirme yapmak görüşlerimi kısaca paylaşmak istedim. Cemil Meriç ''Bu Ülke isimli kitabında Fildişi kuleden bahseder. Siz Fildişi Kuleye Kaçmayan, Karşı Düşüncedeki İnsanlara da Tahammül Edebilen, Bildiği İşte Konuşup Bilmediği Konuda Yorum Yapmayan, Harika Bir Bilgelik Sahibisiniz . Keşke sizden daha çok olsa bu ülke de, teşekkürler hocam. Duruşunuz ve tavrınız hiç bozulmasın, memleketim TÜRKİYEM adına teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon konusunda kesinlikle haklısınız. Büyüme ile enflasyonu ağırlıklandırarak hesaba katmak daha anlamlı olabilir.

      Sil
  16. Kuşkusuz siyaset ve ekonomi arasında böyle ilişkiler kurulabilir ve çoğu kez açıklayıcı da olabilir fakat yukarıdaki yaklaşım bizi hükumetin büyümeyi sürdürdüğü sürece ilelebet iktidarda kalacağı sonucuna götürür ki bu mümkün değil. Ben de insanlarımızın çoğunun eve ekmek (kelimenin tam anlamıyla sadece ekmek) götürebildiği sürece bu durumun değişmemesi yönünde oy kullandığına inanıyorum fakat bu KURAL olamaz, aksi halde tarih dururdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette kural olmaz. Ayrıca bu sonuçları tek başına büyümeye bağlayıp diğer etkenleri yok saymak da doğru olmaz. İktidarın oy oranlarını etkileyen birçok etken var. Büyüme, bunu en çok açıklayan gösterge gibi görünüyor hepsi o.

      Sil
  17. Hocam seçimle ilgili analiziniz "seçmen davranışının" sadece bir yönünü oluşturuyor. İzninizle ülkemizde seçmen ve kendimce seçmenin tercih analizini yapacağım ve birkaç önerim olacak. 1- Türkiye seçmeninin en az %50'si parti liderinin fiziksel özelliklerini dikkate almaktadır. Karizma,hitabet vs çok önemlidir. AKP ye oy verenler daha çok başbakanın kişisel özelliklerini ön plana çıkarmaktadırlar. 2- Seçmenin en fazla % 10 demokrasi, hukuk, özgürlük kavramlarının önemini kavramıştır. dolayısıyla bu tartışmalar seçmenin nezdinde lüks ve gereksizdir. 3- AKP ye oy verenler daha çok lideri, az da olsa eskiye göre ekonominin daha iyi olduğunu ön plana çıkarırlarken; CHP ye oy verenler ideolojiyi; MHP ye oy verenler kimliği ve korkuları. Dünyanın her yerinde bu gibi durumlara dayalı oy verenler olabilir fakat oy kullananların % 80-90 bu okumayı yapıyorsa, evrensel hukuk ve demokrasi nosyonu istenen manada yerleşemez. 4- Seçmen çabuk manipüle olmaktadır. Bunun sebebi şüphesiz eğitimdir. Her söylenene inanan, iç yüzünü araştırmayan bir seçmen profili ideoloji-lider-korku kısır döngüsünü yeniden üretmektedir. Eğitim sistemi topyekün revize edilmelidir. Sonuç : Seçmenden; yolsuzluk iddialarına, hukuksuzluklara, özgürlüğe müdahalelere, popülizme ve yapılan türlü istismarlara sert tepki vermesi mümkün değildir, tepki verenlerin çoğununda yukarıdaki analizler çerçevesinde konjonkturel olmadığını kanıtlamak zordur. Görünen o ki vatandaş açısından siyaset ve oy verme, ideoloji-lider-korku- ekonomik kriz üzeriden okunmaktadır. Dolayısyla liderler- korkular-ideolojiler değişmedikçe ve ekonomik kriz olmadıkça iktidarlar ve partiler değişmeyecektir. SELAMLAR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçim sonuçlarının ekonomiyle, sosyolojiyle, hukukla, kültürle ve daha pek çok konuyla ilişkisi olduğu açık. Büyüme, ekonomik görünümün bir özeti olarak oy oranlarındaki değişimi en iyi özetleyen gösterge olarak görünüyor. Ama buradan giderek tek başına büyüme etkili olmuştur denemez tabii.

      Sil
  18. Hocam uzun vadede hepimiz öleceğiz değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Ama uzun vadede öleceğiz diye kısa vadede her şeye boş verirsek kısa vadede ölebiliriz.

      Sil
  19. hocam fed başkanı düşük faiz uygulamasına uzun süre daha devam edileceğini söyledi ama daha önce de faiz artırımı için tarih bile vermişti açıkçası bu çelişkiyi anlayamadım hem gelişmiş ülkelerde risk var deniyor ama gene riski artıracak politikalar adeta destekleniyor sizin yorumunuzu çok merak ediyorum saygılar

    YanıtlaSil
  20. hocam yanlış yazmışım gelişmekte olan ülke olacak saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız en zor durumda olan kurum Fed. ABD'yi düşünerek adın atsa ilk dediği doğru ama o zaman da gelişmekte olan ülkeleri sıkıntıya sokacak. Onun sonucu yine ABD'ye yansıyacak. O nedenle tam olarak o da ne dediğini bilemiyor.

      Sil
  21. Hocam selamlar,

    Ilgili grafikte, buyume ve oy orani arasindaki korelasyon arasindaki kacinilmaz iliskiyi gosterdiginiz icin tesekkurler. Bir iki sey ilave etmek istiyorum. Birincisi, aslinda buyume orani bu grafikte saniyorum ki nominal bazda gosterilmis , enflasyondan arindirilmis reel buyume rakamlarini da buraya yazarsak ortaya soyle bir sonuc degismemekle birlikte,

    2002 ve izleyen ilk yillarda buyume ve oy orani arasindaki korelasyon yuksek iken
    son 5 yildaki korelasyon orani dusmektedir.

    Nedeni ise, oy verilen parti liderinin guclu yapisi ve sahip cikma icgudusu
    Sosyolojik olarak toplumsal yapinin durumu
    siyasal istikrar beklentisinin devam ettirilmek istenmesi

    Tesekkurler
    Zafer akay

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tablodaki büyüme oranları reel büyüme oranlarıdır. Aslında nominal büyüme hemen hiç bir analizde kullanılan bir şey değildir. Ama dediğiniz gibi kullanılsa da sonuç fazla değişmez.

      Sil
  22. Hocam

    Yaptığım analizlerde büyüme oranını etkileyen en önemli etkenler interest rate, inflation rate, current account ve bir de population olarak gözüküyor.

    Başbakanın en az 3 çocuk istemesinin sebebi bu olabilir mi ne dersiniz?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  23. Hocam iyi günler.
    2013 yılında kişi başına gsmh 20.531 TL ve 10.7782 USD olarak hesaplanmış. Kur 1.90419 çıkıyor hesaba göre. 2013 yılı dönem başı ve dönemsonu kur ortalaması ise 1,9506. Çıkamadım işin işin içinden kuru nasıl hesaplamak gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortalama kur hesaplanırken her ayın ortalamasını alıp onların ortalamasını alarak yıl ortalaması bulunuyor.

      Sil
    2. Teşekkür ederim hocam.

      Sil
  24. Hocam TV de bahsettiğiniz Moldova-İsveç örneği benim çok dikkatimi çekti. Yani refah artış beklentilerinin olduğu ülkelerde yolsuzluk söylentilerinin önemi azalıyor. Ülkemizde son 10 yılda birçok kişi arsa veya emlak piyasasından kolay para ile sürpriz !!! şekilde zengin oldu. Birçok kişi bu alanda yatırım yaptı veya beklenti içine girdi. Acaba sizce halkımızda ' bu sistem devam etsin , komşuda pişer belki birgün bana da düşer ' mantığı da var mı ? Oy oranlarındaki değişimi birde bu boyuttan da değerlendirir misiniz ?
    Bence borsa endeksindeki veya altın fiyatlarındaki anlamsız hareketlere göre sizin bu sosyolojik değerlendirmeleriniz çok daha önemli. çok teşekkürler .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      AKP'nin aldığı oyların nedenini anlamak için yapılan sosyal yardımlara ve sağlık desteğine dikkat etmek lazım. Ayrıca beyaz ve mavi yakalılar arasında sizin bu dediğinizin de önemli etkisi olmuş olabilir.

      Sil
  25. hocam abd parasal hedefleme uyguluyor diye bilirmiyiz. saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemeyiz. Çünkü bol keseden para basıp dağıtıyorlar.

      Sil
  26. Hocam konu dışı bir sorum olacak.
    Özellikle İstanbul'da konut yatırımları ve konut fiyatları 5-10 yıl vadede nasıl etkilenir?
    İstanbul'da konut talebi artış mı, azalış mı gösterir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi Bunla İlgilenmez3 Nisan 2014 18:42

      İstanbul ve çevresinde konut fiyatları bir iki ay içerisinde düşüşe geçecektir.

      Sil
  27. Hocam Merhaba,

    bu grafikte yer alan büyüme oranlarını nereden aldınız ben hiçbir yerde aynı rakamları bulamıyorum da..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının en sonuna bu oranların nereden çıktığını gösteren bir üçüncü not ekledim.

      Sil
  28. Hocam bugün Hürriyet gazetesinde yazan Mehmet Yılmaz aynı konuya değinmiş ve oluşturduğu grafiği Prof. Dr. Hurşit Güneş ile ilişkilendirdi. Acaba bu akademik alanda germekten de bilinen bir kıyas mı, ben sadece sizin ilginiz ile açığa çıktı sanıyordum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bu konudaki ilk yazım 2011 tarihli. Ondan yıllar önce de ODTÜ'de bir konferansta aynı konuyu açıklayan bir sunum yapmıştım. Sonrasında alıp kullananlar oldu. Kimi isim verdi, kimi vermedi, kimisi de kendi analizi gibi anlattı. Diyecek bir şey yok.

      Sil
  29. Hocam ülkede enflasyon oranlarının büyüme oranından yüksek olması alım gücümüzün zayıfladığı anlamına gelir mi? Saygılarımı sunarım yazınız için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonla büyüme oranı arasında tam olarak böyle bir ilişki kurmak mümkün değil çünkü enflasyon geliri eşit oranda düşürdüğü halde büyüme herkesin gelirine eşit oranda artırıcı etki yapmıyor. Konuya kişi bazında bakmak gerekir. Eğer ekonomi yüzde 5 büyürken sizin geliriniz de yüzde 5 artmışsa ve enflasyon da yüzde 10 olmuşsa sizin satın alma gücünüz yüzde 5 düşmüş demektir. Ama eğer ekonomi yüzde 5 büyürken sizin geliriniz yüzde 15 artmış ve enflasyon yüzde 10 olmuşsa o zaman sizin satın alma gücünüz yüzde 5 artmış demektir.

      Sil
  30. Sevgili Hocam,

    yukaridaki teoriye göre 2014 Cumhurbaskanligi secimlerini nasil yorumlamaliyiz?
    Büyüme rakamlarinda artis görünmemesine ragmen oy oranlarinda yüksek bir artis gözledik.

    Tesekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhurbaşkanlığı seçimi çok farklı bir seçim. Benim öne sürdüğüm ilişki genel seçim sonuçlarıyla yerel seçimlerde genel seçim sonuçlarına en çok benzeyen il genel seçimi sonuçları için geçerli.
      Cumhurbaşkanlığı seçiminde insanların pek çoğu partilere değil kişilere oy verdi.

      Sil
  31. Madonnanin Yagli Zencisi 29 Mart 2015 16:38

    Mahfi Hocam orneklem korelasyon ya da regresyon kullanmak icin fazla ufak degil mi?

    YanıtlaSil
  32. 2014 yılı büyüme 2.9 açıklandı. İlk 2 çeyrekte de bu ortalamanın çok değişmeyeceği öngörülüyor. Bu durumda Haziran 2015 seçimlerinde iktidar partisinin %43 alacağını öngörebilir miyiz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi