Merkez Bankası Faizi Niçin Hızlı İndirmiyor?

Türkiye, haklı ya da haksız kırılgan beşli denilen (Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika) gruba dahil edildi. Bu grubu oluşturan ülkelerin özellikleri şunlar: Eskiye göre büyümesi düşüyor, enflasyonu artıyor, cari açığı yüksek kalmaya devam ediyor, dış finansman sorunları büyüyor ve siyasette sorunlar yaşıyorlar.

Madem Türkiye bu gruba dahil ediliyor o zaman bu grubu oluşturan ekonomiler Türkiye’nin birinci derecede rakibi demektir. O halde karşılaştırmayı bu ekonomilerle yapmak gerekiyor.

Politika faizi
Önce bu ekonomilerde Merkez Bankalarının uyguladığı politika faizlerini sıralayalım.


Tablo ve grafiğin gösterdiği husus; kırılgan beşli ülkeleri merkez bankalarının uyguladığı politika faizleri arasında en yüksek olanının Brezilya, ikinci yüksek olanının Türkiye olduğudur.  

Enflasyon
Şimdi de enflasyon oranlarına bakalım. 


Enflasyon oranlarını gösteren tablo ve grafik de bize enflasyonun en yüksek olduğu ekonominin Türkiye olduğunu gösteriyor.

Tasarruf oranı
Faizin etkilediği bir başka gösterge de kuşkusuz tasarruf oranları. Faiz oranları, tasarruflar üzerinde en önemli göstergelerden birisi. O nedenle şimdi de aynı ülkelerin tasarruf oranlarına bakalım.


Tablo ve grafiğin gösterdiği çarpıcı husus Türkiye’nin bu ekonomiler arasında en düşük tasarruf oranına sahip olduğu konusudur.

Sonuç:
Şimdi buraya kadar anlattıklarımızı birbirine bağlayalım: (1) Türkiye, kırılgan beşli içinde tasarruf oranı en düşük olan ekonomidir. (2) Türkiye kırılgan beşli içinde enflasyon oranı en yüksek olan ekonomidir. (3) Bu beş ekonomi dış finansman çekmek konusunda birbirine rakiptir. (4) Bu durumda Türkiye’de faizin hızlı biçimde düşmesi mümkün değildir. 

Yorumlar

  1. Hocam elinize sağlık. Kısa bir biçimde çok çok net bir açıklama olmuş. Iyi akşamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir konu bu kadar net ve kısa olur insanların saatlerce anlattıkları bir konuyu 2 grafik ve 2 parağraftan anlatmışsınız çok teşekkür ederim. Lütfen hocam hep tarafsızlığınızı koruyun çünkü çok kişi şahsi ideolojilerinden dolayı ya mevcut durumu yukarılara taşımakta bazıları ise olduğundan kötü göstermek için gayret etmekte. Hep tarafsız olarak bilimi bize anlatmanız Sizleri takip eden bizlere en büyük ödüldür. Varolun

      Sil
  2. Mahfi bey yorumlariniz gercekten sade ve cok aydinlatici tesekkur ederim.Bu durum Brezilya yi göz önünde bulundurduğumuzda faizin enflasyonu artırdığı tezini boşa çıkartıyor. Yani faiz neden değil sonuç anlamına geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu tez zaten doğru bir tez değil. Görsel yanılsama testleri vardır. En çok kullanılanında bazıları bakar vazo resmi görür bazıları bakar birbirine bakan iki insan görür. Bu da onun gibi. Enflasyon yükseldikçe faiz de yükselir. Yani eğer serbest bırakır karışmazsanız enflasyon faizi peşinden sürükler ama karışıp da öne geçerseniz enflasyonu durdurabilirsiniz.

      Sil
  3. Kaleminize sağlık gerçekten muazzam bir özet olmuş.

    Şahsi düşüncem olmakla birlikte, eğer IŞİD sorunu daha fazla büyümezse, MB'nin faizleri 2015 Ocak-Şubat aylarında eski faiz oranlarına doğru kademe kademe indirmesi makuldur. Tahminen FED'in 2015 yarısı veya 2016 başı faizleri artırması sonucu gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı yaşanacaktır haliyle MB para çıkısı engellemek için faizleri artıracaktır ki burada da etkili olması için etkili bir faiz artırımı gerekmekte olduğunu düşünüyorum. Tabi aynı zamanda ECB'nin şuan uyguladığı politika o zamana kadar işe yarar mı bilinmemekle birlikte parasal genişleme olasılığı ekonomistler tarafından yüksek görünüyor. O yüzden faizleri kademe kademe düşürmesinin makul olduğunu düşünüyorum. Sizin düşünceniz hangi yöndedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Eğer enflasyonda düşüş olursa ben de aynı görüşteyim. Ama enflasyon düşmezse o zaman faizi indirmek yanlış olur.

      Sil
  4. en son verilere göre tasarruflarda G.Afrika'yı yakalayarak biz de %13,2'ye çıktık (ne başarı ama!)
    son 12 aylık GSYH: 1614,1 milyar TL
    stok değişimleri dahil yatırımlar: 332,7 milyar TL
    cari denge: -119 milyar TL
    yatırım + cari denge = 213,7 milyar TL
    213,7 / 1614,1 = %13,2

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Hocam yazınız çok açıklayıcı olmuş, MB'nin bugün politika faizini 75 baz puan indirmesi acaba konut kredi faizlerini nasıl etkiler. Teşekkürler
    şimdiden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Orta vadede az da olsa düşürmesi lazım.

      Sil
  6. Hocam faizleri düşürmedeki ana amaç konut sektörünü hareketlendirmek, dolar ve euroya değer kazandırarak ihracatı arttırma yoluyla cari açığı azaltma çabası mıdır?

    YanıtlaSil
  7. Hocam,arkadaşlarında söyledikleri gibi kısa ve çok net bir yazı,ellerinize sağlık.Bu blogu açtığınız ve bize engin tecrübelerinizden yararlanma şansı verdiğiniz içinde ilaveten çok teşekkürler.Ayrıca bir kaç gün önce blogunuzda ki gezi yazılarınızı da okuma şansı buldum ve seyahat etmeyi seven biri olarak gezi yazılarınızın da ekonomi yazılarınız gibi mükemmel olduğunu belirtmek isterim
    Saygılarımla;

    YanıtlaSil
  8. Bu tabloyu görüp de hala merkez bankası vesayetinden ve/veya faizlerin çok yüksek olduğundan bahsedenler ve/veya faiz yüksek olduğu için enflasyon yüksek diyenlere ne demek lazım gelir sayın hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir demek gerekir sanırım.

      Sil
    2. 10 numara yanıt olmuş Hocam :)
      Saygılar & sevgiler.

      Sil
  9. Üstad bu blogdaki yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum, Yoğun bir tempoda çalışırken bile, zaman ayırarak blogdaki yazılarınızı bizimle paylaşmanız, anlaşılır ve sorulan her soruya cevap verir olmanız beni mutlu etmekte...
    Sanırım sorun piyasa yapıcının( özelde merkez bankasının) ve siyasi karar alma mekanizmasının(özelde hükümetin) enflasyonun hangi enflasyon olduğu konusunda görüş birliğine varmamalarından kaynaklanmakta. Yani sorun talep enflasyonu mu, arz enflasyonu mu, ithal enflasyon mu vs. Merkez Bankası talep enflasyonu yönüyle bakmakta iken, hükümet kanadı arz enflasyonu penceresinden bakmakta diye düşünüyorum. Bu konuda sizin görüşünüz nedir, üstad ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bu benim için bir hobi.
      Bu dediğiniz konuda bir düşünce birliği olmadığı kesin. Orada haklısınız. Buna ek olarak faiz meselesini ekonomi politikası sınırları dışında düşünme eğiliminin de etkisi olduğunu düşünüyorum.

      Sil
    2. Kesinlikle "mütedeyyin" sebepler...

      Sil
  10. Üstad özelde bu yazınızı genelde de blogdaki yazılarınızı, (işleriniz yoğun olsa dahi bizimle) paylaştığınız için teşekkürler.
    Sorun merkez bankasının ve hükümet kanadının ( şimşek ve babacan dışında ) enflasyonuun hangi enflasyon olduğu konusunda görüş birliğine varamamalarından kaynaklanmakta. Arz enflasyonu mu, talep enflasyonu mu, ithal enflasyonu mu, psikolojik enflasyon mu ( beklentiler, güvenilirlik vs. ). Örneğin merkez bankası talep enflasyonu olduğunu düşündüğü için bankaların fonlama maliyetlerini yüksek tutmakta ve bu sayede talebi kısmaya çalışmaktadır,bu da büyümeden feragat anlamına gelmektedir. Ancak siyasi karar alıcı ise enflasyonunun yüksek oluşu, daha yüksek bir faiz artışına ( reel faizin pozitif olması ) o da maliyetlerin artmasına ve de doğal olarak büyümenin düşmesine neden olacağından faizlerin indirilmesi yönünde zımnen, (son dönemlerde açıkça) baskı yapmaktadır.Sizce maliyet enf. nu mu yok sa talep enf. nu mu hakim üstad?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben her iki enflasyonun da etkili olduğunu düşünüyorum. Ama konu tasarruflara gelince faizi hızlı düşürmenin yanlış sonuçlara yol açacağı kanısını taşıyorum.

      Sil
  11. Merhaba hocam. Yazılarınızı severek takip ediyorum yine güzel açıklayıcı bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Yalnız emin olmak istediğim bir husus var. Tasarruflar derken ülke içinde yerli halkın yaptığı tasarruflardan bahsediyoruz değil mi? Yani reel faiz oranı üzerinden getiri elde edilen tasarruflar. Kaba bir hesapla nominal faiz-enflasyon olarak düşünürsek verdiğiniz rakamlara göre bu hesaplama sonucu Türkiye'de negatif çıkıyor. Tasarrufun düşük olmasını bu şekilde açıklayabiliriz buraya kadar her şey normal ama bana farklı gelen, aynı hesaplamayı buradaki 5 ülke için yaptığımızda en yüksek farkı Brezilya'da elde ediyoruz fakat oradaki tasarruf oranı Endonezya ya da Hindistan'ın yanına bile yaklaşamıyor. Bu durumda tasarrufu etkileyen farklı dinamikler olduğu sonucuna ulaşıyorum. Yanlış mı düşünüyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Evet burada konu ettiğimiz yurtiçi tasarruflardır. Reel faiz bu şekilde hesaplanmıyor. Faiz olarak bugün geçerli nominal faizi alıyoruz ama enflasyon olarak bir yıl sonrası için beklenen enflasyonu alıp reel faizi öyle hesaplıyoruz. Bugünkü net nominal faiz % 8 - 8,5 çıkıyor 1 yıl sonraki enflasyon bunun altında olursa reel faiz pozitif demektir. Ama tasarruf sahipleri sizin dediğiniz gibi bugünkü faize bakıyor ve negatif olduğunu düşünüyor.
      Tasarrufu etkileyen tek unsur kuşkusuz faiz değil. Gelenekler, toplumsal anlayışlar da önemli etkiler yaratıyor. Ama faiz önemli bir belirleyici. Örneğin Türkiye'ede 2000'lere kadar reel faizler pozitifti ve tasarrufların GSYH'ya oranmı % 20'ler dolayındaydı.

      Sil
  12. Ustadim elinize saglik. Faiz enflasyon iliskisini mb bagimsizligi, kredibilite, beklenti yonetimi anlaminda da degerlendirmek gerekir diye dusunuyorum. Zira irak, rusta gerilimleri, kur etkileri ve hedefin otesinde bir enflasyon varken piyasanin aslinda beklemeyecegi bir faiz indirimini ppk oncesinde fiyatliyor olmasi, mb vesayeti tartismalari, mbnin bagimsizli ve kredibilitesi acisindan bir arizayi ortaya koyuyor. Dolayisiyla beklenti yonetimi ve enflasyon hedeflemesi sistematiginde de arizalara sebep olabiliyor. Bu noktada "mb bagimsiz ama halk hesabi hukumutten sorar" dusturuyla buyumeyi kisa vadede enflasyon hedefinin onune koyan politikalar Turkiye ornegini "time inconsistency" mevzuunda bir case study haline getirir mi? Tansu Hanim doneminde faiz uzerinden yasananlar benzerlik gosteriyor. Faturasi da agir olmustu. Bu baglamda gorusunuz nedir? Paylasirsaniz mutlu olurum.

    Saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Tansu hanımın döneminde kamu borçlanma ihtiyacı çok yüksekti biliyorsunuz. Haftalarca borçlanmayınca ödemelerini ertelemek zorunda kalacağı düşünülmeye başlandı ve Türkiye'ye döviz girişi durdu. Ardından peş peşe not indirimleri geldi.
      O dönemle bu dönem arasında birçok fark var. Herşeyden önce TCMB'nin rezervleri o dönemin misliyle üzerinde. Ayrıca TCMB bütün baskılara karşın dengeli bir politika izlemeyi şimdiye kadar başardı.

      Sil
  13. her gün tasarrufların artmasını teşvik etmek gerektiği ile ilgili medyada haber okuyoruz diğer yandan faizler yüksek diyoruz ve kendimizi Amerika ve Avrupa da ki dev ekonomilerle kıyaslıyoruz orda düşük hatta eksi diyoruz ben bu çelişkiyi futboldaki yabancı sınırlamasına benzetiyorum biz 5 yabancıya izin verirken şampiyonlar liginde sınırsız yabancıyla oynayan dev takımları yenip şampiyon olmayı hayal etmek gibi bir şey bu dün akşam son baskı programınızda da süper bir şekilde açıklamıştınız kendimizi kimlerle kıyaslamamız gerektiğini bugünde tablolar halinde sitenize koymanız harika olmuş tşk saygılar hocam

    YanıtlaSil
  14. ''olumlu bulmuyorum'' ne demek hala anlamadım. olumsuz biri önemli bir makamda !

    YanıtlaSil
  15. Hocam merkez bankası açıklamasında söylenen getiri eğrisindeki, vadelerin kısa ve uzun olmasına göre, kısa vadeli faizlerin düşme eğiliminde olacağı ve getiri eğrisine paralel seyredeceği açıklaması nasıl bir diyağramla gösterilebilir.

    YanıtlaSil
  16. Mahfi Bey,

    Yazılarınızı bir haftadır takip edebiliyorum, o kadar anlaşılır ve sade ifade ediyorsunuzki ekonomiden derinlemesine anlamayan benim gibileri için gerçek bir vizyon sağlıyorsunuz. Paylaşımlarınız ve bunu aktarma gayretiniz gerçekten takdire şayan. Yazılarınız için çok teşekkürler.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  17. Hocam, merhabalar. Doktora öğrencisiyim ve bir çalışmada dışlama etkisini uzun dönemde Türkiye için analiz etmek istiyorum. Ne var ki, 85 yılı öncesi iç borç faiz oranlarına bir türlü erişemedim. Bana yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1985 yılı öncesinde düzenli bir iç borçlanma yok da ondan ulaşamıyorsunuz. Genellikle yılda bir bazen iki yılda bir borçlanılırdı. Hazine, borçlanma ihtiyacının çoğunu Merkez Bankası'ndan kısa vadeli avans adı altındaki borçlanmayla yapardı. O nedenle bu tür bir seriyi 1985'den başlatmanız gerekiyor.

      Sil
  18. Mahfi Bey, ilginç bir durumda Güney Afrika Rand'ının dolara karşı sürekli değer kaybetmesine karşın, politika faizinin 5.50 ile en düşük olması

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güney Afrika'da faiz enflasyondan düşük, ayrıca tasarruf oranı da çok düşük. Bu durumda Rand'ın değer kaybetmesi normal.

      Sil
    2. Benzeri bir durumda bizde faiz artışı yapılarak kur dizginlenmeye çalışılır, Güney Afrika nın cari fazlasımı varda bu kadar dolar artışına tepkisizler hocam?

      Sil
    3. Güney Afrika'da cari açık ve bütçe açığı var. Enflasyon da yüksek. Siyasal istikrar sorunu da var. Sanırım ipin ucunu bırakmış durumdalar. Tepkisizlik ondan.

      Sil
  19. Hocam merhaba, çok yararlı bir yazı olmuş. Acaba tasarruf oranını Gsmh içerisinden aldığı paya göre mi aldınız.

    Saygılarımla.
    Selahattin

    YanıtlaSil
  20. Hocam Merhaba !

    Güney Afrika'da faizin enflasyonun altında olması ve Rand'ın develüe olması sonucu , dış ticaret dengesi de artıda ve ekonomisinin sıcak paraya ihtiyacı yok diye düşünüyorum. Türkiye'de de faiz üzerindeki baskıdan buna benzer bir para politikasının amaçlandığı sonucu çıkarılabilir mi?
    Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ülkenin koşulları farklı. Benzerlikler olsa da farklılıklar da var. Herşeyden önce ihraç ürünleri aynı değil. O nedenle Güney Afrika'nın uygulaması gereken politika ile bizimki arasında benzerlikler olacağı kadar farkllılıklar da olacak.

      Sil
  21. benim bildiğim
    ekonominin siyaseti olmaz, politikası olur. Emirle değil, akılla yönetilir. Aklını değil, emrini öne alanın ve böyle yöneteceğini zannedenin de emrini değil ama, sokak tabiriyle aklını alır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce bir yazımda yazdığım gibi economic policy deki policy deyimi de politics deyimi de Türkçeye politika ile çevrildiği için karışıklık oluyor. Siyaset ile politika kelime olarak aynı anlama geliyor. Birisi İngilizce birisi Arapça. Ama policy farklı.

      Sil
  22. Hocam kolay gelsin , Açıklamalrınız için cok teşekkürler, Biraz ilgisiz olucak ama
    Enflasyonist bir ortamda,diğer koşullar sabitken,hükümet harcamalarını artırıp vergileri azaltmalimidir yoksa harcama ve vergileri artırmalımıdır bunun dogrusu nedir ? teşekkür ediyorum saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonist ortamda hükümet eğer maliye politikası izlemeye karar vermişse harcamaları azaltması, vergileri arttırması ve bütçe fazlası vermeye çalışmalıdır. Bu yolla piyasadaki para miktarını azaltmayı ve talebi düşürmeyi hedeflemelidir.

      Sil
  23. bizim merkez bankasının en önemli probleminin "iletişim amatörlüğü" olduğunu düşünüyorum. amerikan ekonomisi ilk çeyrekte %2,9 daralırken başkan Yellen, ocak ve mart toplantılarında "growth still on track despite bad weather" "solid momentum in growth" diyerek o kadar insanın gözlerinin içine bakarak o derece profesyonelce yalan söyledi ki. zannettik ki tüketimde yavaşlama var ama yatırımlar, ihracat vs. canlı gidiyor. bir baktık amerikan verilerine tüketim pozitif katkı sağlarken yatırımlar ve ihracat göçmüş. diğer taraftan bizim başkana bakıyorum... "biz bu dövizin belini kırarız, bana güvenin kazanın, sene sonu dolar 1,92" gibi laflar.. inanılır gibi değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Merkez Bankasının iletişimde başarılı olmadığı bir gerçek ama bizim MB'nin eli Fed kadar serbest değil. Fed'e karışan yok. Ama bizimkine karışmayan yok. Üstelik hükümetten gelen tepkiler çok ağır olabiliyor. Bu durumda iletişimi düzgün yapmak da kolay değil.

      Sil
  24. Mahfi hocam çok sade ama çok şeyi açıklayan bir yazı olmuş teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  25. Hocam, politika faizinin bagli oldugu 1 haftalik repo ihalesinin miktarinin MB'nin tasarrufunda olmasi, aslinda daha belirsiz bir faiz oraninin hukum surdugunu gosteriyor. Acaba, MB'nin her hafta ne kadar parayi bu yolla bankalarin kullanimina verdigini bilebiliyor muyuz? Bu veriler yayinlaniyor mu?

    YanıtlaSil
  26. Yine harika bir yazı olmuş hocam..bu güzel yazıları okumamıza vesile olduğunuz için tüm okuyucularınız adına çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  27. hocam bu diğer ülkelerin verilerini nereden buluyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Politika faizlerini tek tek toparladım, diğerlerini çoğunlukla imf sitesinden buluyorum.

      Sil
  28. Mahfi bey, belki biraz cahilce bir soru olacak ama Brezilya'nın faizlerinin yaklaşık +4.7 olduğu, Türkiye'nin ise negatif faiz verdiği bir ortamda neden Türkiye'ye halâ para girişi oluyor? Jeopolitik riskleri de hesaba kattığımızda ben bu 5 ülkeden birine yatırım yapmayı düşünen bir yatırımcı olsam paramı direkt Brezilya'ya yatırırdım herhalde. Hem güzel ve aydınlatıcı yazılarınız, hem de muhtemel cevabınız için şimdiden teşekkürler ve saygılar.

    YanıtlaSil
  29. Hocam harika bir yazi ve analiz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi