Gelir Dağılımında Son Durumumuz

Gelir dağılımı araştırmaları, bir ekonomide yaratılan gelirin nasıl paylaşıldığını analiz etmek amacıyla birkaç şekilde yapılıyor. En çok kullanılanları kişisel gelir dağılımı analizi ve fonksiyonel gelir dağılımı analizi. Bir ekonomide yaratılan gelirin, o ekonomideki kişiler arasında ne şekilde dağıldığını ortaya koyan değerlendirmeye kişisel gelir dağılımı analizi deniyor. Gelir dağılımı analizleri fonksiyonel olarak yapıldığında; ücret, faiz, rant, kar gibi üretim faktörlerinin yaratılan gelirden ne kadar pay aldığını ölçmek mümkün olabiliyor. Toplumun daha çok ilgisini çeken konu kişisel gelir dağılımı.

Teorik bilgi
Gelir dağılımı eşitliğini ölçmek için kullanılan araçlar içinde en yaygın kullanılanı Gini katsayısıdır. Bir kare çizerek dikey eksene yüzde 10 ya da 20’lik bölümler halinde GSYH’dan alınan payları birikimli olarak, yatay eksene de yine yüzde 20’lik paylar halinde nüfusu birikimli olarak yerleştirelim. Her bir yüzde 20’lik nüfus payının gelirden ne kadar pay aldığını bu eksenlerin arasında kalan alanda işaretlersek karşımıza bir eğri çıkar. Buna Lorenz Eğrisi adını veriyoruz. Karenin köşegen çizgisine mutlak eşitlik çizgisi diyoruz. Yani bütün işaretlerimiz bu çizginin üzerine gelirse o toplumda gelir dağılımı eşittir. Lorenz eğrisi mutlak eşitlik çizgisinden ne kadar uzaklaşıyorsa gelir dağılımı o kadar bozuluyor demektir. Aşağıdaki şekilde hayali bir ülke için çizilmiş bir Lorenz eğrisi yer alıyor. Lorenz eğrisi ile mutlak eşitlik çizgisi arasında kalan alanın büyüklüğünü (şekilde A alanı) mutlak eşitlik çizgisinin altında kalan alanın tamamına (şekilde A + B alanı) bölersek karşımıza bir oran çıkar. Buna Gini Katsayısı diyoruz. Eğer gelir dağılımı tam anlamıyla eşitse, yani bütün değerler mutlak eşitlik çizgisi üzerindeyse o zaman Gini katsayısı sıfır çıkacak demektir. Gini katsayısı sıfır ile bir arasında değişen bir katsayıdır ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığını gösterir.

Türkiye Pratiği
TÜİK hafta başında 2013 yılı için yaptığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Açıklama sonuçlarına ilişkin tabloyu ve bu tabloya göre ortaya çıkan Lorenz eğrisini aşağıya aynen alıyorum.

Tablo: Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar, 2012-2013

Sonuç
Tablodan görüleceği üzere gelir eşitsizliğini ölçen Gini katsayısı 2013 yılında 0,400 olarak çıkmıştır. Gini katsayısı, 2010 yılında 0,402, 2011 yılında 0,404, 2012 yılında 0,402 idi. Yani son dört yılda gelir dağılımında üzerinde durulabilecek bir değişme yok (kötü haber.)

Araştırmanın ortaya koyduğu iki sonuca daha dikkat çekmek gerekir: Dört yıllık panel verilerine dayanılarak yapılan hesaplamalar sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranının bir önceki yıla göre yüzde 16’dan yüzde 13’e düştüğünü gösteriyor (iyi haber.) Toplam gelirler içinde en yüksek pay maaş ve ücret gelirlerine (yüzde 48,3) ait bulunuyor (kimine göre iyi, kimine göre kötü haber.)  

Ek: Dünyadan Gini Katsayısı Örnekleri (2013, Kaynak: Human Development Report)

Ülke
Gini Katsayısı
İsveç
0,250
Norveç
0,258
Slovakya
0,260
Finlandiya
0,269
Romanya
0,274
Bulgaristan
0,282
Almanya
0,283
Macaristan
0,312
Polonya
0,327
Belçika
0,330
Hindistan
0,339
Yunanistan
0,343
İngiltere
0,360
ABD
0,408
Fas
0,409
Çin
0,421
Arjantin
0,445
Brezilya
0,547
Güney Afrika
0,631



Yorumlar

  1. Paylaşımınız için teşekkürler Mahfi Hocam.

    Ülkemizin durumunu daha iyi anlamak için bizimle aynı ligde yer alan gelişmekte olan ülkeler ve ayrıca gelişmiş ülkelerde gelir dağılımı nasıl bilgi verebilir misiniz? Ve tabi bu ülkelerde geriye dönük 4-5 yıllık süreci dikkate alınca trend ne yönde?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çeşitli ülkelerin durumunu tablo olarak ekledim. Geçmişle karşılaştırmayı ayrı bir yazı konusu yaparım ileride.

      Sil
  2. Hocam elinize sağlık yazı için. Thomas Piketty son kitabında gelir dagilimini iyilestirmek icin servet vergisi öneriyor. Bu ne kadar gerçekçi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş ülkeler için gerçekçi. Bizde sorun dolaysız ve dolaylı vergilerin durumu. Gelir dağılımında adaleti sağlayacak vergiler dolaysız vergiler (gelir vergisi gibi) bunların bizde toplam vergilere oranı yüzde 30. Yani Türkiye vergiyi, gelir dağılımda adaleti daha da bozacak olan alanlardan alıyor (KDV, ÖTV gibi.) Bu durumda bizde servet vergisi değil dolaysız vergilerdeki kayıp kaçağı önlemek gerekiyor.

      Sil
    2. Hocam, zor olan soruyu sormak istiyorum: temelde gelir dağılımı bozuk olduğu için gelir dağılımını konuşuyoruz... Peki servet dağılımındaki adalet ne olacak? Vergi sisteminin sebep olduğu bunca adaletsizliğin geçmişten günümüze birikimine karşı müdahale etmek gerekmez mi? Bu mümkün mü? Mümkün değilse sosyal siyasette sebep olacağı problemlerin bir çözüm yolu var mı? Yani sosyal patlamalar bu konuda nereye kadar engellenebilir?

      Sil
  3. Üstat,

    Her halde en etkili çözüme, nitelikli eğitime ulaşım olanaklarının toplumun her kesimine mümkün olduğunca eşit koşullar ile sunulabilmesi sağlanabilir diye düşünüyorum. Tabi devlet eliyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün toplum eşit kalitede eğitim alsa bile işsizlik ve vergi sorunu çözülmedikçe gelir dağılımında daha iyi noktaya gelme imkanımız olmaz.

      Sil
  4. Hocam yazınız için teşekkürler. 2012 yılından bahseden yazınızı da takip etmiştim ama bir daha bakma ihtiyacı hissettim iyi ki de bakmışım, yorumlardan bir kaçı da çok güzel. http://www.mahfiegilmez.com/2013/09/gini-siseden-ckt.html
    Daha kat etmemiz gereken uzunca bir yol var, en net bu gözüküyor. Tabi bu Gini kat sayısı dünyadan diğer örneklerle daha açıklayıcı oluyor, yazı için sağ olun hocam esenlikle kalın.

    YanıtlaSil
  5. Sayın Eğilmez,
    biz genellikle kişi başı milli gelir rakamlarımızı konuşuyoruz. Kişi başı gelirimizi 10.000 $ ın üzerinde tutmaya ve bunu arttırmaya çalışıyoruz. Kişi başı gelirin artması iyi bir şey ancak gelir dağılımı eşitsizliği oranı bana daha önemli gibi geliyor. Acaba haksız mıyım? Demokrat Parti zamanında Başbakanımız Adnan Menderes, her mahalleden en az bir milyoner çıkaracağım iddiasındaydı. Her mahalleden bir milyoner çıktı, ancak geri kalan vatandaşlar daha da fakirleşti. Kişi başı gelir rakamlarıyla ve dünya sıralamasıyla beraber, gelir dağılımı eşitsizliği rakamlarının ve sıralamasının beraberce yayınlanması daha uygun olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de çok önemli. Yani bir yandan kişi başına geliri artırmamız bir yandan da artan GSYH'yı daha adaletli paylaşmamız gerek. Gelir dağılımı siyasetçilerin sevmediği bir sonuçtur. O nedenle birlikte yayınlanmaz.

      Sil
    2. Siyasiler yada iktidarlar, bu güne dek ve hep de isteyerek hep kendi zenginlerini yarattı, böylece iktidarlarını daha da bir kökleştirip ve daha da perçinlediklerini düşündüler, zaten yaratılan o yeni zengin grup da, hep kendi iktidarını finanse etti, sistem de böylece dönüp kendi mecrasında gidebildiğince de yürüdü. Peki halk bunun neresinde ? Halk ve maalesef sadece seçimden seçime ve aldatılıp oy alınıncaya dek de vardı, halkın siyaseti finanse etmemiş olması durumu söz konusu olunca da, parayı veren yandaş kapital de, hep düdüğü çaldı. O sebeple de iktidarlar ve siyasiler, genelde hemen kendi kapitalistlerini yaratmaya kalkıştılar ve bu arada kendileri de zaten bu durumdan hep nasiplendiler, üstelik kendi iktidarları için de ciddi bir kapital destek yaratmış oldular. Aslında sadece bu durumun veya bu uygulamanın bile, mevcut gelir dağılım dengesi üzerinde zaten ayrı bir bozucu etkisi de vardı bence. Ama yine de bu durumu bile hep görmezden geldiler, halk biraz homurdanıncaya dek de hep görmediler, halk ciddi homurdanmaya başlayınca, bazı palyatif tedbirlerle işi hep cılız çareler yönüyle de geçiştirip durdular, hatta son 6 yıldır da, özellikle de kendilerine muhtaç bir halk yaratıp, onlara azcık da yem atarak taraftar yapıp ve bu durumu oya bile de tahvil ettiler bence. Ülkemizde her şey çok ters uygulanıyor maalesef, herhalde dünya iktisat kitaplarına bizdeki uygulamalar pek uymuyor sanırım, örneğin giderek büyüyen devasa bir dış borç stoku, sadece yeni dış sıcak borçlar alınarak sürdürülmeye çabalanıyor ve buna da büyük bir başarı gözüyle bakılıyor üstelik, hani borç stoku bu arada giderek küçülüyor falan olsa mesele yok, ama tam aksi bir durum var bence ve buna da büyük bir başarı deyip yutturuyorlar. Saygılar Hocam.

      Sil
  6. Herseyi uretiyoruz komsu Yunanistan daha dusuk ucret alip daha cok saat calisiyoruz

    YanıtlaSil
  7. Hocam Toplam Gelir artıyorsa Gini Katsayısı sabit kalsa bile kişilerin toplam gelirleri artmış olmaz mı?
    Gini Katsayısı ülkeler arasında karşılaştırmaya uygun bir katsıyı mıdır?
    Gelirden alınan pay kadar toplam gelirin tutarı da önemli değil midir?
    Saygıları...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 kişilik bir toplum düşünün. Herkesin geliri 10 TL olsun. Günün birinde bir kişinin geliri 20 TL'ye çıksa ve geri kalan 99 kişinin geliri 10 TL'de kalsa ne olur? Toplumun geliri 110 TL'ye çıkmış olur. Kişi başına gelir 110/100 = 11 TL'ye yükselmiş görünür. Ama gerçekte 99 kişinin geliri 10 TL'de kalmış, hiç değişmemiş sadece bir kişinin geliri artmıştır. Gelir dağılımı bozulmuştur.
      Gini katsayısı ülkeler arası karşılaştırmalarda kullanılıyor.
      Evet ikisi de önemlidir.

      Sil
    2. toplam gelir 99X10=990 990+20=1010 olur. kişi başı gelir 1010/100=10,1 olur.

      Sil
    3. Evet haklısınız. Matematikten hep ikmale kalırdım lisede. Şöyle düzeltelim:
      100 kişilik bir toplum düşünün. Herkesin geliri 10 TL olsun. Günün birinde bir kişinin geliri 20 TL'ye çıksa ve geri kalan 99 kişinin geliri 10 TL'de kalsa ne olur? Toplumun geliri 1010 TL'ye çıkmış olur. Kişi başına gelir 1010/100 = 10,1 TL'ye yükselmiş görünür. Ama gerçekte 99 kişinin geliri 10 TL'de kalmış, hiç değişmemiş sadece bir kişinin geliri 20 TL'ye yükselmiştir. Gelir dağılımı bozulmuştur.
      Gini katsayısı ülkeler arası karşılaştırmalarda kullanılıyor.
      Evet ikisi de önemlidir.

      Sil
  8. AKP hükümeti 2002 yılında başladı, sabah akşam dolaylı-dolaysız vergi oranları üzerine konuşup durdu maliye bakanları. Aradan 13 sene geçti oranlar hala %70-%30, değişen bir şey yok ortada. Gini katsayısı da 0,40 civarında gezinmekte, onda da değişen bir şey yok senelerdir. Mahfi hocam sizin de sürekli değindiğiniz üzere yapısal değişikliklere odaklanmadan bunları değiştirme imkanı yok, AKP gibi bir partiden de hali hazırda muhalefet de bulunan partilerden de (eğer hükümet olabilirlerse) bu manada hareketler beklemek hayalcilik. Bomba patlayana kadar hayal dünyamızda yaşamaya devam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bir önceki yazımda Türkiye'nin yapısal reformları ancak kriz çıktığında yapabildiğini anlatmıştım.

      Sil
  9. Elinize sağlık hocam, burada vergi sonrası gini katsayısı hesaplansa gini kasayısının artma ihtimali yüksek midir, sonuçta yüksek gelir elde eden mükellefler Türkiye'de vergiden kaçınma yoluna gidiyorlar... Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle vergiden kaçınan veya kaçıranlar yüksek gelirliler olduğu için iş karışabilir.

      Sil
  10. Hocam çok teşekkürler.yine yazinizla aydinlandik.bundan sonraki süreçte ekonomik büyümenin birkaç yil %3 gibi seyretmesi ülkemizde gelir dagilimini nasil etkiler sizce? Ozel sektörde maaş zamlarinin enflasyonun çok altında kalma riskide var.kivanc altintas beyede verdiği bilgi için tskler

    YanıtlaSil
  11. Türkiye'yle aynı Gini katsayısına sahip olan ABD'de (müteşebbis, kira, menkul kıymet) gelirleri (maaş, yevmiye, emekli maaşı, sosyal yardım) gelirlerinin %47'si kadar. TÜİK'in 2013 verilerine göre bizdeki oran ise %35. TÜİK anket yaparken büyük ihtimalle şirket kazancı, kira gibi gelirleri elde edenler vergisel nedenlerle doğru cevap vermiyorlar. ücretliler ve emekliler ise beyanname vermek zorunda olmadıkları için daha doğru cevaplar veriyorlar.
    zaten TÜİK'in 2013 anketine göre ortalama bir ücretli yıllık 13.228 TL gelir elde ettiğini söylemiş. müteşebbisler ise yıllık ortalama 13.800 TL gelir elde ediyorum demiş. emekliler ise elime geçen para yıllık ortalama 12.530 TL demiş (bu rakamları TÜİK'in yayınladığı diğer tablolardan dolaylı olarak elde edebiliyorsunuz. müteşebbislerin beyan ettikleri gelirlerin Türkiye gerçeğiyle alakalı olmadığı bilindiği için bunlar direkt yayınlanmıyor)
    dolayısıyla hocam, TÜİK'in bu tarz araştırmalarını görünce bana bir gülme geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer istatistikler bilerek isteyerek çarpıtılmıyorsa, yani her yıl aynı şekilde yapılıyorsa her yıl sonuçlar yanlış olsa bile trendi doğru gösterirler.

      Sil
    2. TÜİK istatistikleri çarpıtmıyor. ticaretle veya serbest meslek faaliyetiyle geçinen bir aileye anket gittiği zaman, firma sahibi veya şirket ortağı aile reisi, vergi beyannamesinde yazan tutarı veya bu tutarın kendi hissesine isabet eden kısmını bildiriyor. beyan edilen vergi matrahlarının ülkemizde gerçeği yansıtmama ihtimalinin bir hayli yüksek olduğu hepimizin malumu.
      benim komiğime giden Amerika'yla aynı düzeyde bir gelir dağılımına sahipmişiz gibi görünmemiz. kendimizi geçmiş yıllarla kıyaslayabiliriz ama dolaysız vergilere ağırlık veren ülkelerle kıyaslamak çok yanıltıcı olur. eğer vergi reformu olup da müteşebbisler gerçeğe uygun beyanname verseler Gini katsayısında ciddi artış olur ve yaklaşık Brezilya düzeyine geliriz.

      Sil
  12. Yazınız için teşekkürler Mahfi Hocam. Güncel siyaset ile alakalı bir sorum olacak. Amerika ve beraberindeki ülkelerin dün ve bugün Işid'e karşı başlattığı uçak saldırılarının kurlara tesiri olur mu ? Bu konuda ne düşündüğüzü öğrenmek isterim. Tekrar teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bizim nasıl bir tavır alacağımız bizim açımızdan kurları belirleyecektir.

      Sil
  13. Hocam belki konuyla ilgisi olmayacak ama şunu sormak istiyorum örneğin iktisatta herhangi bir öğretim üyesinin bulduğu bir şey var diyelim. bunun ekonomiye uygulanmasını bakanlıklardaki üst kadro mu belirler bakan mı belirler. yani bu süreç birbirini nasıl izler. bu sürecin izlenmesinde öğretim üyesinin rolü nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğretim üyesinin rolü bunu mümkünse uluslararası bir yayın organında yayınlayıp duyurmaktır. Belki gidip birilerine de anlatabilir. Bir örnek olarak arz yönlü ekonomi kuramının geliştiricilerinden kabul edilen Arthur Laffer, bu konudaki buluşunu (Laffer Eğrisi yaklaşımı) dönemin siyasetçilerinden tanıdıklarını Washington DC'deki bir restorana davet ederek orada onlara anlatmış ve oldukça da etkili olmuştur. Reagan döneminde ABD bu teoriyle yönetilmiş, Thatcher İngilteresi ve Özal Türkiyesi de bu teoriye dayanarak ekonomiye yön vermiştir.

      Sil
  14. Teori kismi universitelerde , pratik kismi devletin icraci bakanliklar mi uygular

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teori genellikle üniversitede geliştirilir. Pratik de yerine göre politika uygulayıcılar tarafından uygulanır.

      Sil
  15. Hocam, transfer ödemelerinin artması gelir dağılımını düzeltici bir etki yaratabilir ama şu konumda bütçeden daha fazla açık vermek hiç akıl karı değil gibi duruyor. Yüksek enflasyon ve bütçe açığı faizi daha fazla yükseltecek neredeyse elde tek kalan inşaat sektörünü de baya etkileyecektir. Kısaca nereden tutsak elimizde kalıyor.

    Hocam, şimdi size 2 tane sorum var.

    FED'in faizi artırmaya başlaması ile beraber yapısal reformlara başlarsak çok fazla sallantı içine girer miyiz ? Yoksa 2-3 sene sonra mı başlamak mantıklı olur. ( Türkiye'nin mevcut şartları bu şekilde devam ederse 2017 yılında olması öngörülen abd faizi bizi bir krizin içine tamamen sokabilir diye düşünüyorum)

    İkinci sorum ise

    İyi bir sektör analizi yapmak için nereden başlamak gerekir hocam. Bununla ilgili bir kitap önerebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in yaklaşımının etkileyebileceği yapısal reformları biraz daha ileride yapmak düşünülebilir. Buna karşılık eğitimi bilimsel çerçeveye oturtmak ya da yargıyı tamamen bağımsız hale getirmek gibi yatırım ortamını fazlasıyla etkileyen yapısal reformlara bugün başlamak için Fed kararını beklemenin hiç bir anlamı yok.
      Sektör analizi benim uzmanlık alanımın dışında kalıyor. O nedenle kitap önerisi yapamam. Ama size iyi bir sektör analizi raporu örneği önerebilirim. BU rapor bir sektör analizinin neleri kapsaması gerektiğini gösteriyor: http://www.dika.org.tr/photos/files/batman-hazir%20giyim%20rapor_1.pdf

      Sil
  16. Hocam bu yazılar, sorular ve verilen cevaplar çok güzel gerçekten.
    Sadece bu yazı için değil tümü için yazıyorum.
    Sanki özel bir düşünce kulübüne üye gibi hissediyorum kendimi.

    Teşekkürler. Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçek böyle. Özel bir düşünce kulübüne üyesiniz zaten. Bazen bir izleyicinin yorumunu ya da sorusunu bir başka izleyici yorumluyor veya yanıtlıyor. İşte o zaman ben de böyle bir düşünce kulübü üyesi gibi hissediyorum kendimi.

      Sil
  17. hocam ekonomiyi genelde 2ye ayırırsak makro ve mikro diye. uluslararası iktisat , para banka, kalkınma büyüme makronun alt konuları diye bilirmiyiz. daha iyi öğrenmek için daha büyük başlık altında inceliyoruz diyebilir miyiz. saygılar

    YanıtlaSil
  18. Sayın Hocam,
    Eğer yanlış değilsem söz konusu katsayı ülkelerin gelir dağılımı karşılaştırmasında iyi bir araçtır. Bu çerçevede;
    1. sorum: ülkemiz ile güçlü ekonomi olan ABD-İngiltere karşılaştırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
    2. sorum: Farklı makroekonomik gösterge karşılaştırmalarında bazen ülkemize göre iyi olan bazen ise kötü görünümde bulunan Bulgaristan'daki gelir dağılımı durumu için ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) ABD'de gelir dağılımı öteden beri bozuktur. İngiltere ortalarda yer alır. ABD ve İngiltere, kapitalizmin beşiği olan ekonomiler olduğu için bu ülkelerde aşırı zenginler vardır. O nedenle de gelir dağılımı bozuktur.
      (2) Bulgaristan sosyalist rejimden çıkıp geldiği için o dönemdeki düzgün gelir dağılımı halen devam etmektedir.

      Sil
  19. Hocam dilmlerdeki %20 lik kesimin içinde sadece çalışıp da gelir elde edenler mi var yoksa çoçuklar da dahil tüm nüfusu mu kapsıyor ? Hocam şunu merak ettiğim için sordum; kayıt dışı çalışan kesimin kazancı gini katsayısına dahil ediliyor mu eğer dahil edilmiyorsa kayıt dışı azaldıkça gini katsayısı "sıfıra" yaklaşır mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilimlere herkes dahildir. Kayıt dışılıktan ne anladığımız önemlidir. Eğer vergi dışılığı anlıyorsak bu, GSYH hesapları dışında kalmak anlamına gelmeyebilir. Ama kayıt dışılık azalırsa gelir dağılımı düzelir.

      Sil
  20. Mahfi bey yazınız muazzam teşekkür ederim. Bazı teknik konulardaki kafa karıştıran durumları çok güzel izah ediyorsunuz.

    YanıtlaSil
  21. Son % 20 lik grubu biraz daha açabilir misiniz Hocam? Büyük ölçekli Holdingler ve Bankalar bu grupta mı yer alıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır burada kurumlar yok şahıslar var. En üst gelir grubu bu son yüzde 20'de yer alıyor.

      Sil
  22. Hocam iyi günler dilerim. Gini katsayısını vergilerden başka etkileyen faktörler bulunabilir mi ? Gini gibi başka hesaplamalar varsa nelerdir ? Saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergiler dışında subvansiyonlar etkiler.
      Gelir dağılımındaki eşitsizliği ölçmek için en yaygın kullanılan ve bilinen ölçü olan Gini katsayısının yanında Theil Endeksi ve Hoover Endeksi de vardır.

      Sil
  23. Hocam bu ulkede hemen herseyi ozellestirirsek toplumun sirtindaki vergiyi de indirirsek vatandas daha cok tasarruf edip sermaye birikimi yapinca uretim kendiliginden gelmez mi? Bence genel olarak insanlarn gelirleri vergi ve tuketime gidiyor.saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten hemen herşeyi özelleştirmedik mi? Kamu kesiminin elinde pek bir şey kalmadı özelleştirilecek. Toplumun sırtındaki vergi dediğiniz OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yükü bizde zaten.
      Tüketimi düşürmenin iyi yanları kadar kötü yanları da var. Tüketim düşerse ve eğer bu boşluğu dış talep dolduramazsa üretim de düşer. Tüketim olmazsa üretim de olmaz.
      Ekonomi, bir vidayı sıkıştırınca sistemin düzeleceği bir mekanizma değil ne yazık ki.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi