Merkez Bankası Müdahaleleri

Merkez Bankası Niçin Faize Dokunmadı?
Geçtiğimiz hafta içinde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplandı ve piyasanın da beklediği gibi faizleri (haftalık repo faizi ve gecelik borç verme ve borçlanma faizleri), zorunlu karşılıkları, rezerv opsiyon katsayılarını mevcut haliyle bırakmaya karar verdi. Bence iki nedenle doğru bir karardı: (1) Her ne kadar çekirdek enflasyonda (I Endeksi) bir düşüş eğilimi başlamış görünse de manşet enflasyonda (TÜFE) hala yükselme eğilimi görülüyor. Geçen yılın Eylül ve Ekim ayındaki yüksek enflasyonların devreden çıkacak olmasının yaratacağı geçici bir düşüş (baz etkisi) olabilirse de enflasyonun yönü yukarı görünüyor. (2) Başta Dolar olmak üzere kurlar yüksek seyrediyor, yani TL değer kaybediyor.

Merkez Bankası’nın Faizi Düşürmemesine Niçin Fazla İtiraz Olmadı?
Kurların yüksek seyretmesi Merkez Bankası’nın faizleri aynı düzeyde tutma kararını kolaylaştıran bir gelişme oldu. Kurların yüksek seyri genel bir telaş yarattığı için toplantı öncesinde Merkez Bankası’na yönelik faizi düşürme yolundaki geleneksel siyasal baskıları oldukça zayıflattı. Karar sonrasındaki eleştiriler de geçtiğimiz aylarla karşılaştırıldığında oldukça zayıf kaldı.

Aslına bakarsanız kurların bu şekilde yükselmesi enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya devam ettiği için bu ortamda Merkez Bankası’nın bırakın faiz indirmeyi faiz artırması gerekiyordu. Dolar Euro paritesinin Euro aleyhine bozulmaya başlaması ihracatçıyı da tedirgin ediyor. Parite 1,30 ve üstünde kaldığı sürece pek bir sorun olmuyor ama 1,30’un altına gelince sorun büyümeye başlıyor. Dolar Euro paritesi haftayı 1,27’nin biraz altında tamamladı. Üstelik paritenin geleceği de Dolar lehine değişecek gibi görünüyor. Aşağıdaki grafik Dolar TL ve Euro TL paritelerini bir arada gösteriyor.

Grafikten görüleceği gibi Dolar TL paritesi ile Euro TL paritesi arasındaki fark giderek açılıyor. Burada defalarca yazdım: Türkiye’nin ihracat gelirleri ağırlıklı olarak Euro’ya, girdi maliyetleri ve borçlanma maliyetleri ise ağırlıklı olarak Dolara dayanıyor. Parite Euro TL aleyhine (Dolar TL lehine) bozuldukça gelirler düşüyor, giderler artıyor. 

Gösterge Faiz Almış Başını Gidiyor Zaten
Böyle bir ortamda Dolar kurunu denetlemenin yolu Türkiye’ye Dolar girişini özendirmekten geçiyor. Bunun yolu da faizin yükselmesi. Piyasa faizleri zaten yükselmeye başladı. Gösterge faiz haftayı yüzde 9,58 ile tamamladı. Merkez Bankası’nın da aynı adımları atması gerekiyordu. Aşağıdaki grafik gösterge faiz ile Merkez Bankası’nın politika faizi (haftalık repo faizi) arasındaki ilişkiyi gösteriyor.

Grafikten görüleceği gibi gösterge faiz, politika faizi düşerken yükselmeye başlamış bulunuyor.

Merkez Bankası Faizi Dolaylı Olarak Artırdı
Faizi indirme yönündeki baskılar azalmış görünse de Merkez Bankası’nın faizi doğrudan artırma şansı hiç yoktu. Bu adımı atsa kıyamet kopardı. Merkez Bankası faizi doğrudan artıramayacağını görünce dolaylı yoldan artırmaya girişti ve hafta sonuna gelinirken iki uygulama yaptı. İlk uygulama; vadesi dolan 25 milyar TL tutarındaki repo ihalesinin geri dönüşünden sonra yeni repo ihalesini 20 milyar TL olarak açmak oldu. Böylece piyasadaki likiditeyi 5 milyar TL azalttı. Bunun sonucunda iki durum ortaya çıktı: (1) Bankaların Merkez Bankası’ndan yaptıkları fonlamanın maliyeti yüzde 8,30’dan yüzde 8,60’ın biraz üstüne yükseldi. Böylece Merkez Bankası dolaylı olarak faizi artırmış oldu. (2) TL’ye sıkışan bankalar döviz satarak TL temin ettiler. Bankalar döviz sattıkları için piyasada döviz bollaştı ve bu, kur artışının bir miktar da olsa durulmasını sağladı. Merkez Bankası’nın piyasayı yönlendirmek için yatığı ikinci uygulama ise 10 milyon dolar olarak açtığı döviz satış ihalesini 40 milyon dolara çıkarması oldu. Bu yolla da piyasaya ihtiyacı olan dövizin bir bölümünü vererek kurun ateşini düşürmeyi hedefledi. Dolar kuru bu iki hamle sonucu 2,27’lerin üstünden altına döndü.

Çoğu şey aslında göründüğü gibi değildir.

Yorumlar

  1. Hocam merkez bankasi politika faizinde bankalara 8.25 le borclandiriyor bankalar 1 haftalık repo faizi ile aldiklari kredilerle uzun vadeli krediler veriyor bu bankaların kisa vadede borclanip uzun vadeli krediler veriyor anlamına gelmiyormu? bu nasil mantik oluyor ? Cevaplarsaniz çok sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru ama bankaların MB'den bu tür borçlanması kaynak toplamında düşük bir miktar. Asıl olan bankaların mevduat vadesi ortalaması da 1,5 ay. Yani bankalar 1,5 ay vadeli kaynakla 1,5 yıl ortalama vadeli kredi veriyorlar. Türkiye'nin gerçeği bu ne yazık ki: "vade uyumsuzluğu."

      Sil
    2. Simdi hocam merkez bankasi para politikası araclari arasında aylik 3 aylik repo faizi borclanmasi yokmu?neden merkez bankasi haftalık repo yapiyorda aylik yapmiyor ?

      Sil
  2. Hocam vadesi dolan repo miktarını 5 milyar azaltmak 25 milyarda %20'lik bir paya denk geliyor. Döviz satış ihalesinde 10 milyondan 40 milyon açığa satış ise sayın Serdengeçti'nin 5 milyarlık günlük döviz alım ihalesini hatırlatıyor. O zaman kur 1.7'lerde idi ve kuruş oynamamıştı hafızam beni yanıltmıyorsa. Merkez bankasının sözettiğiniz müdaheleleri aslında oransal olarak çok düşük değil mi? Daha çok psikolojik etkiye oynanmış gibi durmuyor mu? Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meseleyi sadece miktar etkilemesi olarak değil beklenti etkilemesi olarak düşünün.

      Sil
  3. ihracaat konusunda haklısınız hocam. Benim çalıştığım şirket dolarla malzeme alıp euro ile ihracaat yapıyor. Euro/dolar paritesine çok hassas. Zaten karlar çok azalmış durumda. Rekabet arttı. Bu durum çoğu şirketi olumsuz etkiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz Türkiye geneli için de doğru. Çoğu firmanın maliyeti Dolar ve TL ile buna karşılık geliri de Euro ve TL ile. BUndan sonrasında olumsuz etki biraz daha fazla olacak gibi.

      Sil
  4. "Aslına bakarsanız kurların bu şekilde yükselmesi enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya devam ettiği için bu ortamda Merkez Bankası’nın bırakın faiz indirmeyi faiz artırması gerekiyordu. Dolar Euro paritesinin Euro lehine bozulmaya başlaması ihracatçıyı da tedirgin ediyor. Parite 1,30 ve üstünde kaldığı sürece pek bir sorun olmuyor ama 1,30’un altına gelince sorun büyümeye başlıyor." demişsiniz. merkez bankası faiz artırsaydı ihracatçı açısından daha olumsuz olurdu. neticede euro/dolar paritesi merkez bankasının kontrolünde değil, ayrıca ihracatçıların tüm maliyetleri döviz cinsi değil. faizin artırılması belki gelirleri ağırlıklı TL olan ancak döviz borcu bulunan firmalar için iyi olabilirdi.
    faiz artışını savunan iktisatçılarda bir tutarsızlık gördüğümü söylemeliyim. mesela, gösterge faiz düştüğü zaman "merkezin faiz indirmesine gerek yok, piyasa faizleri zaten düştü" derken, gösterge faiz arttığında "merkez, piyasa faizlerine uyum sağlamalı. faiz artmalı" diyorlar. faizler aşağı gelince merkezin piyasa faizlerine uyum göstermesi gerekmiyor ama piyasa faizleri arttığı zaman merkezin piyasa faizlerine uyum göstermesi gerekiyor. bana tutarsızlık gibi geliyor.
    son bir husus: merkez bankası ihracat reeskont kredilerinin tahsili yoluyla piyasadan döviz çekiyor. piyasadan çektiği döviz, sattığı dövizden çok daha fazla. ancak reeskont kredilerinin tahsil edilmesi medyada haber olmuyor, döviz satışları ise anında haber oluyor. piyasadaki psikoloji ve algılar, gerçeklerden kesinlikle daha etkili.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası faizi artırsaydı kurlarda gevşeme olabilirdi. Bu da ihracatçının kurdan dolayı olumsuz etkilenmesini engelleyebilirdi. Piyasa büyük ölçüde kendi durumuna göre faiz belirliyor olsa da MB'nin bunu bir ölçüde etkilemesi söz konusu. Mesela MB şimdi faizi artırsa piyasa ister istemez artırmak zorunda kalacak. Ama eğer bu tür ilişkileri fizikteki kesinlikle bekliyorsanız ekonomi size tutarsız görünebilir. Çünkü burada o kesinlikler yoktur.
      Reeskont kredileri ve döviz satışı konusunda haklısınız benim de yukarıda demeye çalıştığım şey buydu.

      Sil
    2. diyelim ki bir ihracatçı 100 Euro değerinde mal ihraç ediyor. 75 USD döviz gideri, 75 TL de TL cinsi gideri var (işçi ücretleri, elektrik, doğalgaz vb) merkez bankası faiz artırmayınca USD/TL kuru 2,28 oluyor, Euro/TL kuru da 2,8960. Euro/dolar paritesinin 1,27 ile sabit kaldığını varsayalım. bu durumda 100 Euro hasılat (289,6 TL) 75 USD ve 75 TL gider toplam 246 TL gider anlamına gelir. kar ise 43,6 TL'dir.
      merkez bankası faiz artırdı ve diyelim ki USD/TL kuru 2,20'ye geriledi. Euro/TL kuru ise 2,794 olur. bu durumda 100 Euro hasılat (279,4 TL) 75 USD ve 75 TL gider toplam 240 TL gider demektir. kar 43,6 TL'den 39,4 TL'ye gerilemiş olur.
      ihracatçıların bazı giderleri TL cinsi olduğu için dolar kurundaki düşüş, Euro/TL kurunu da düşürür ve TL cinsi hasılatı azaltır (euro/dolar paritesi merkez bankasının kontrolünde olmadığı için sabit kabul ediyoruz) TL giderler azalmadığı için toplam karlılıkta azalma olur ve ihracatçı olumsuz etkilenir.

      Sil
    3. Hesaba mevcut dolar borçlarındaki ve dolarla yapılacak faiz ödemelerindeki artışı katmayınca böyle çıkması normaldir. Bir de onları katıp yapın isterseniz öyle bakalım. Diyelim ki bu işyerinin bir yıl içinde vadesi gelecek 300 dolarlık borcu ve bunun ödenecek 15 dolar da faizi olsun. Ve bu işyeri faizi ödeyip bu borcu yenileyecek olsun. Bir de böyle hesaplayın maliyetleri.

      Sil
    4. öncelikle yukarıdaki verileri kafadan atmadığımı söyleyeyim. rakamları TİM verilerini baz alarak belirledim. ayrıca hesaplamaların tahakkuk bazlı değil de 1 yıl gibi kısa vadede nakit bazlı olmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. çünkü bu yıl aleyhe olan kur farkları gelecek yıl birtakım dış gelişmelere bağlı olarak lehe olabilir.
      - ihracatçı 100 Euro'luk hasılat, 300 dolar döviz borcu kadar yüksek kaldıraçla çalışmıyor Türkiye'de. ihracatçının 150-160 milyar dolar ihracatı ve kabaca 150-160 milyar dolar döviz borcu var. o nedenle 300 dolar döviz borcu ve 15 dolarlık faiz gideri değil de 130 dolar döviz borcu ve 6,5 dolar faiz giderini baz alalım. reel sektörün dış borçlarının ortalama vadesi 7 yıl, yurtiçi döviz borçlarının ortalama vadesi 5 yıl. biz 130 dolar kredinin 5 yıl vadeli olduğunu, ihracatçının borcu yenilemediğini ve yıllık anapara ödemesinin 26 dolar olacağını varsayalım.
      - 6,5 dolar faiz giderini 75 USD'lik maliyete eklersek toplam döviz gideri 81,5 USD olur. ilk duruma göre, yani merkez bankasının faiz artırmadığı duruma göre kar 28,8 TL'dir. 289,6 TL hasılat, 185,8 TL döviz gideri, 75 TL yurtiçi gider.
      - ikinci duruma göre, yani merkez bankasının faiz artırdığı duruma göre kar 27,2 TL olur. 279,4 TL hasılat, 179,3 TL döviz gideri, 75 TL yurtiçi gider. ayrıca dolar kuru 2,28 yerine 2,20 olduğu için 26 USD anapara taksit ödemesi üzerinden 2,1 TL lehe kur farkı.
      - yine USD/TL ve dolayısıyla Euro/TL kurundaki düşüşler ihracatçı açısından olumsuz diyebiliriz.
      (75 USD'lik döviz giderini her 100 dolarlık ihracat için 60 dolar ithalat yapmamıza göre aldım. tabii tüm döviz gelirleri Euro cinsi, tüm döviz giderleri de USD cinsi değil, ama biz kolaylık olması için böyle varsaydık. TL maliyetler açısından TİM verilerine göre hasılatın %25'i gibi bir rakamı baz aldım.)

      Sil
    5. Türkiye'nin bugünden itibaren bir yıl içinde ödeyeceği dış borç 170 milyar dolar. Bunun yaklaşık 130 milyar doları özel kesime ait. Yani 7 yıllık ortalama vade ayrı bir konu eskiden gelen uzun vadeli borçların bu bir yıllık süreye düşecek geri ödeme vadeleri ayrı bir konu. Özel kesim bu borcu yenilemek zorunda ve kur maliyeti buna göre hesaplanmalı.
      Reel kesimin açık pozisyonu 160 milyar dolar. Kur arttıkça bunun maliyeti de artıyor. Bunu hesaba nasıl katarız bilmiyorum.

      Sil
    6. Faiz artirdiginda neden tl maliyetleri artirmiyoruz? Ya da tl maliyet olarak soylenen elektrik dogalgaz vb. Zaten dolara endeksli, ki bugun de gorduk. Tl maliyetleri artirmadiginiz zaman hata yaparsiniz.

      Sil
    7. Pardon da tl maliyetini niye sabit 75 olarak aliyoruz? Faiz ve enflasyon artinca tl maliyet artmiyor mu hic?

      Sil
    8. Yahu bahsedilen tl maliyetler (isci ucretleri, elektrik, dogalgaz) zaten dolar kuruna ya da enflasyona endeksli. Tl maliyetleri niye degistirmeyip sabit tutuyorsunuz?

      Sil
    9. Güzel kardeşim; madem beğenmiyorsun ve eksik buluyorsun, sen güzel ve ayrıntılı bir hesaplama yap, bütün etki eden faktör ve kalemleri hesaplayarak ve bunların nedenlerini bilimsel olarak açıklayan bir yazı yaz da bizde faydalanalım !!!!!!!!

      Sil
  5. Dolara bu kadar mudahale yetecek mi size

    YanıtlaSil
  6. hocam arz enflasyonu oldugu zaman merkez bankasının faizi düşürmesi , talep enflasyonu oldugu zaman merkez bankasının faizi yukseltmesi lazım degıl mı? peki talep enflasyonu oldugu zaman faizi daha da indirirse merkez bankası milli gelir daha fazla artmaz mı nominal olarak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arz enflasyonunun nereden kaynaklandığı önemli. Eğer kurdan kaynaklanıyorsa faizi artırmak gerekir.
      Önemli olan milli gelirin reel olarak artması değil mi? Sonuçta kimse nominal büyümeye bakmıyor.

      Sil
  7. cok guzel yazmissiniz bunalmadan okudum, grafikler de anlasilirligi artirmis, herzamanki gibi konunuzda cok iyisiniz

    YanıtlaSil
  8. Sayın hocam bu kararla dünyadaki konjonktürden bağımsız hareket edemediğini görmüş olduk Merkez Bankasının. FED'in faiz arttırımına gitme kararını erkene çekmesi, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimine gitmesi, mevduat faizlerini negatif değerlere düşürmesi karşısında ülkemiz gibi gelişmekte olan ekonomilerin bu durumdan etkilenmemesi imkan dışı diye düşünüyorum. Bu durumda iktisadın genel kuralları geçerli olacaktı. O açıdan sizin da daha evvelden ifade ettiğiniz gibi Euro/Dolar paritesinin Euro aleyhine bozulmasıyla da bizi son derece menfi etkileyeceğini yaşayarak da görmüş olduk.

    Ancak benim şahsi görüşüm elimizdeki kısıt olan faktörleri idareli kullanabilirsek bu fırtınayı en az hasarla atlatabiliriz sanki. Çünkü FED'in aldığı bu kararın orta ve uzun vadede ABD için son derece olumsuz tesirleri olacağı kanaatindeyim Hocam sizler daha iyi takdir edersiniz. Şöyle ki ABD ithalatının fazla olması ile cari açığı zaten çok büyük ve bu konuda sıkıntıları olan bir ülke halihazırda. Bunun üzerine bir de Doların aşırı değerlenmesini eklersek bu durumun sürdürülebilirliğinin de bir sınırı olacaktır ve bu politikayı daha fazla diretemeyecektir FED bence. O açıdan bence Merkez Bankamızın elindeki döviz rezervlerini bu kritik dönemde çok idareli kullanması, faiz dışı maliye ve para politikalarına ağırlık vermesi icap etmektedir. Bu konuda bence çok ciddi tedbir paketlerini ve yaklaşan fırtınaya karşı hazırlanmayı kendine görev addetmeli Merkez Bankası. Genel seçimlere yaklaştığımız bugünlerde sıkı maliye ve para politikalarını koruyabilmek de gerçekten zor ve siyaseten daha büyük baskıları göğüslemeye hazır olmalı MB diye düşünüyorum Hocam. Saygılarımı sunarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha doğrusu dünyadaki konjonktürden bağımsız hareket etmemesi gerektiğini bir kez daha öğrenmiş olduk.
      Biliyorsunuz ABD cari açığını epey daralttı. 2014 için beklenen açık % 2,4. Orada bir sorunları yok.
      MB'nin işi giderek zorlaşıyor. Çünkü arkalarında kimse yok. Herkes faturayı onlara çıkarmaya hazırlanıyor.

      Sil
  9. Hocam, merkez bankası faiz artışının ülkeye yabancı para girişini teşvik etme mekanizmasını kısaca özetleyebilir misiniz? Merkez bankası faizlerinin yüksek olması hangi yatırım araçlarını yabancı yatırımcılar için cazip kılıyor ve para girişi oluyor? Şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB faizi artırınca kendi ülkelerinde faizin düşük (sıfıra yakın) olduğu için yabancı yatırımcılar (ABD'li ve AB'li fonlar) Türkiye gibi faizi yüksek ülkelerin tahvillerine para yatırıyor. Bu konuda bu blogda Türke başka yabancıya başka reel faiz başlıklı bir yazım var. Ona bir göz atın isterseniz.

      Sil
    2. Hocam çok teşekkür ederim...

      Sil
  10. Mahfi bey yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Nerde şu çok bilmişler.......☺☺☺☺
    Faiz lobisi maiz lobisi diye çığırtkanlık yapanlar....
    Satılmıyor mu yaptığınız rezalet evler......
    Vah zavallılar vah......

    Bilimle gevezelik farklı şeyler.
    İnşallah anlamışsınızdır.

    YanıtlaSil
  12. yazınız ıcın teskkurler . hocam OFAC ın RUSYA yaptırımlarını IRAN dakılere benzer sekılde artırması/katılastırması ıhtımalı nedır ve buradan leyhte yahut aleyhte olusması muhtemel senaryolar hk.dusuncelerınız ltfn?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tümüyle Rusya'nın bundan sonra izleyeceği çizgiye bağlı. Rusya sertleşirse bu tür uygulamalar da artacak gibi görünüyor. Soğuk savaşın sürmesi herkesin aleyhine ama biz bölgede olduğumuz için bizi daha çok etkileyecek gibi görünüyor.

      Sil
  13. Hocam son günlerde doların diğer para birimleri karşısında artış göstermesinin nedenini anlayamıyorum. Dolar'ın yükselmesini Fed'in açıklaması yükseltti desem, bu olamaz çünkü piyasanın aksine bir karar ve uygulama girişiminde bulunmadı (sadece varlık alımını 10 mlyr azalttı bununda çok etkili olduğunu düşünmüyorum çünkü zaten beklenen birşeydi) , jeopolitik riskler desem bundan önce ukrayna ve işid'i kimse risk unsuru olarak görmedi acaba neden hocam yanıtlarsanız sevinirim. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euro bölgesi ekonomisi giderek kötüye gidiyor. Japonya bütün çabalara karşın toparlanamıyor. Çİn ekonomisi büyümede gerilemeye başladı ayrıca gölge bankacılığın sıkıntısı büyüyor. ABD ekonomisi ise toparlanmayı sürdürüyor. Ayrıca Fed'in faiz artırımı devreye girecek. Ukrayna ve IŞİD meselesi ABD'yi fazla yaralayacak gibi durmuyor. Böyle bir ortamda Doların değerlenmesinden daha doğal bir şey olamaz.

      Sil
  14. Hocam turkiye enflasyon hedeflemesine.sadik.kalmasi icin eger kendine yetecek yeterli uretimi yapamiyorsa faizi artirmak Zorunda midir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendine yeterli üretim ayrı bir konu. Türkiye tasarruf yapamıyor ve dış kaynağa muhtaç. Öyle olunca döviz girişi lazım. Onun yolu da faizi yüksek tutmak. Aksi takdirde adam kendi ülkesinde tutuyor parasını. Döviz gelmezse döviz kıtlaşıyor ve kur yükseliyor o zaman da enflasyon (ithalatın pahalılaşması nedeniyle) yükseliyor.

      Sil
  15. Yazınız için teşekkürler

    Yukarıda bankalar piyasaya dolar satıyor demiştiniz o olay tam olarak nasıl gerçekleşiyor? Şöyle düşündüm ama doğru mudur? İthal malların maliyeti dolar üzerinden ödendiği için firmaların maliyetini finanse etmesi için bankalardan dolar alıyor? sizce başka bir senaryosu var mı?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası'nın piyasaya dolar satışı firmalara değil bankalara oluyor. Ama tabii bankalar da bunu firmaların ihtiyacı için alıyor. Dolar talebinin çeşitli nedenleri var: Firmalar dış ödeme yapacak olabilir, yabancılar paralarını alıp gitmek istiyor olabilir, kişiler bankadaki dolarlarını çekip bir şeyler satın alacak olabilirler.

      Sil
  16. Hocam, vatandaşlar olarak Lira'nın değer kaybından olumsuz etkileniyoruz. Yastıkaltı birikimlerin döviz olarak bankalara aktarılması, ekonomik sistem içinde muhafaza edilmesi Türkiye'deki sorunu hafifletebilir mi sizce? bir de olası develüasyon durumunda devlet bankalardaki dövizimize el koyabilir mi? yanlış hatırlamıyorsam kıbrıs rumları benzer bir tedbir uygulamıştı. o açıdan bir çekinme de var bende bankalara karşı. teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye şimdiye kadar en ağır krizi 2001 yılında yaşadı. GSYH'sının yaklaşık 1/4'ünü kaybetti. O zaman bile devlet bankalardaki dövizlere el koymadı.

      Sil
    2. Hatırlayınca tüylerim diken diken oldu. Allah(c.c.) bir daha bu millete ekonomik kriz yaşatmasın...

      Sil
    3. Doğa dışı krizlerle Allah'ın bir ilgisi yoktur. Ekonomik, sosyal ve siyasal krizleri toplumlara genellikle kötü yönetimler yaşatır.

      Sil
  17. Hocam bizdeki arz enflasyonunda icerideki urunlerin etkisi mi buyuk yoksa disaridan aldigimiz urunlerin petrol gibi urunlern mi etkisi buyuk. Icerdeki urunlerse faizin dusmesi lazim. Disardan aldigimiz.urunlerdeyse bu sefer de faizin yukselmesi lazim degil mi. Merkez bankasi buna nasil karar veriyor sanirim bizim gibi ulkeleri baz aliyor gelismekte olanlari sonra kendi analizleri sonra siyasileri.saniyorum hepsine bakip hareket etmek cok zor hocam degil mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde şu sıralarda yaşadığımız maliyet (arz) enflasyonunun asıl nedeni kurdaki hızlı yükselme. Kurdaki artışı durdurabilmenin bir yolu faizi artırıp dışarıdan içeriye döviz çekerek dövizi bollaştırmak ve kuru düşürmek. Ama bu her zaman anlatıldığı kadar kolay işleyen bir mekanizma değil.

      Sil
  18. Hocam Merhaba ! Aydınlatıcı bir yazı olmuş elinize sağlık.

    1994 krizinde devlet Emlak Bankası'ndan döviz kredisi kullanıp ev alanların kredilerini cari kurun altında bir kurdan TL'na çevirip yapılandırdı. Bu durumda olanlar evlerini satsalar borçlarını karşılamıyordu. Taksitler yükseldiği için ödeme güçleri de kalmamıştı.
    Kısacası devlet döviz kredisi kullananları kurtardı ve kumar oynayan bireylerin zararı topluma fatura edildi. Kazanç elde etselerdi kendilerine kalacaktı. Bu husus toplumsal adalet anlayışımızı açıklayıcı nitelikte.Sizce, kurlar çok artarsa TCMB dolar basamayacağına göre yerleşiklerin DTH'nı belli bir kurdan TL'na dönüştürebilirmi? Yoksa piyasa dinamikleri bunu sağlar mı?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Piyasa dinamikleri bir noktaya kadar bunu sağlar gibi duruyor ama noktadan sonrasında yine devlete koşulacaktır.

      Sil
  19. hocam TL değer kaybetmesine dış ticaret verileri bugün açıklandı cari açığımız neden azalmıyor? ağustos ayı verilerine göre ihracatımız geçen yılın ağustos ayına göre %2,9 artarken ithalatımız %7 artmış bunun nedenleri nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açığımız azalmıyor çünkü kurlar artıyor. Kur artışı teoride ihracatı artırıp ithalatı azaltıcı etki yapar ancak bizim gibi zorunlu olarak enerji ithal eden ve bu ithalatı kısma şansı pek olmayan ülkelerde kur artışı ithalatı da değer olarak artırıyor.

      Sil
  20. Ekonomik olarak ortalık karışırsa bu hükümet iktidarı kaybetmemek için her yolu dener...Buna; banka mevduatlarının bir kısmının traşlanması,dövizlerin belli bir kurdan TL'ye çevrilmesi,uzunca bir süre ödeme yapılmaması,v.b.gibi her türlü icraat dahildir...

    YanıtlaSil
  21. cari açığımızın azalmamasının nedeni yani? TL değer kaybediyor bu kısa vadede artırmaz mı ihracatı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama ithalatı da artırıyor. Kur artışı teoride ihracatı artırıp ithalatı azaltıcı etki yapar ancak bizim gibi zorunlu olarak enerji ithal eden ve bu ithalatı kısma şansı pek olmayan ülkelerde kur artışı ithalatı da değer olarak artırıyor.

      Sil
  22. Hocam Abd ekonomisinde neyi doğru yaptılar da ekonomi düze çıktı ve de Avrupa yapamadı ve ekonomide hala patinaj yapıyorlar?Yapısal bir önlem mi aldılar?tasarrufları mı yükselttiler?enerji açıkları düşmüş olabilir mi?teknolojik üstünlükleri mi bu farkı yaratıyor?bu konuda belki ayrı bir makale yazarsanız görüşlerinizi merak ediuorum.saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD hızlı davrandı. Parayı piyasaya hızla sürdü. Doların değerini düşürdü. Cari açığını yüzde 6'lardan 2,5'lara düşürdü. Avrupa ise ağır kaldı. Hala parayı sürecek mekanizma bekliyor.

      Sil
  23. Hocam merhabalar. Öncelikle Aydinlatici yazılarınız için teşekkür etmeliyim. Henüz junior bir iktisatçı olarak bilgi,tecrübe ve fikirleriniz benim için çok değerli.
    Konuyla alakasızda olsa size bir şey danışmak istiyorum. Şu anda iktisat ikinci sınıf öğrencisiyim ek olarak istanbul üniversitesi açık öğretim programına da kayıt yaptırmayı düşünüyorum. İkinci bir diplomanın katkısı kaçınılmazdır tabi ki ama yine de kararsızım. Hayatımda çok önemli bir artısı olmayacaksa şu anda okuluma harcayacağım ekstra çabayı başka bir dala harcamak istemem açıkçası. Fikir verebilecek bir kaç şey söylerseniz çok mutlu olacağım. Kayit yaptırabileceğim alanlar iktisat,işletme,sosyoloji,felsefe ve tarihle kısıtlı(bu yüzden kafam karışıyor zaten). Bir iktisatçı için toplum biliminin önemini bildiğimden sosyoloji öncelikli tercihim sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Sosyoloji tercihi bence de doğru bir tercih.

      Sil
  24. Hocam, faiz konusundaki fikirlerinize katiliyorum. Bizim gibi yuksek cari acigi olan bir ulkede, hele bir de kurlar bu kadar yukselmisken birakin faizin sabit birakilmasini, aslinda artirilmasi daha yerinde olurdu. Fakat yuksek faizle durmadan disaridan para cekmeye calismak ne kadar surdurulebilir sizce? Amerikalilarin bir deyisi vardir kick the can down the road diye, yani bugunku sorunlari yarina ertelemek. Bizim yaptigimiz da aslinda mevcut problemi kartopu gibi buyuterek yarinlara ertelemek olmuyor mu? Borcu borcla odeme sarmalindan kolay kolay cikabilecek gibi gorunmuyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dış kaynağa muhtaç bir ülkede enflasyon yüzde 10'a gidiyorsa, reyting kuruluşları kredi notunu düşürmekten söz ediyorlarsa ve o ülkenin MB faizi % 9'un altında tutmaya çalışıyorsa kriz çıkması olasılığı yüksektir

      Sil
  25. Merhaba Hocam,

    Sıcak para giriş-çıkışı, Sepet kur ve gösterge faiz konulu bir sunum hazırlayacağım. Gösterge faiz olarak hangi verileri nereden alabilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu geçmişe dönük bulmak zor şuraya bir bakın: http://tr.investing.com/rates-bonds/turkey-2-year-bond-yield

      Sil
  26. Hocam iyi çalışmalar

    Fed in neden tahvıl alımlarını azalttıgını ve faizleri arttırma eğiliminde oldugunu kısaca açıklayabilir misiniz?

    Bilgilendirici yazılarınız için çok teşekkür ederim.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
  27. Hocam benide şu TCMB nin pariteye göre $ ve € yu TL sini nasıl hesapladığını aydınlatsanız..Örnek vereyim 25.3.2006 Parite 1.1970
    $/Tl=1.34 €/Tl=1.60 olarak vermiş..2015 yılında Parite 1.1930 $/Tl=2.33 €/Tl=2.76 Nasıl oluyor anlamadım...TCMB işine geldiği gibi ayarmı yapıyor.

    YanıtlaSil
  28. Hocam Benim çıkartığım hesaba göre...parite---1.19 olursa...$/Tl=2.45 €(Tl=2.63 Doğrumudur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi