Cari Açık Beklendiği Kadar Düşmeyebilir

Önce cari dengenin nasıl oluştuğuna ve nasıl finanse edildiğine bakalım
Cari denge = (Mal ihracatı gelirleri + satılan hizmetlerden sağlanan gelirler + diğer gelirler) – (mal ithalatı giderleri + satın alınan hizmetlere ödenen giderler + diğer giderler) +/- cari transferler

Türkiye ekonomisi, geleneksel olarak, cari dengesi açık veren bir ekonomidir. Yani dışarıya sattığı mallar ve dışarıya verdiği hizmetler karşılığında elde ettiği döviz gelirleri, dışarıdan satın aldığı mal ve hizmetler için ödediği döviz giderlerinden daha düşük olan bir ekonomi görünümündedir.

Bu şekilde ortaya çıkan açığın finanse edilmesi gerekir. Bu finansman söz konusu değilse zaten cari dengenin açık vermesi de mümkün değildir. Yani ihracattan fazla ithalat yapabilmenin yolu bu ithalat fazlası için gereken dövizin bir şekilde bulunmasından geçer. Bu da birkaç yolla bulunur: (1) Dışarıdan döviz borcu alınabilir, (2) Dışarıdan yabancı sermaye yatırımı çekilebilir, (3) Dışarıdan portföy yatırımı (borsaya veya tahvil ve bonoya yatırım) çekilebilir, (4) Mevcut döviz rezervleri kullanılabilir.

Cari açığı biz mi düşürdük dış konjonktür mü düşürdü?
Belirli bir noktadan sonra cari açık için finansman bulmak zorlaşır. Bunun çeşitli nedenleri olabilir: (1)  Borç verenler, giderek artan alacaklarını alamayacaklarını düşünmeye başlayabilirler. (2) Dışarıda likidite bolluğunda azalma ortaya çıkabilir. (3) Risk alma iştahında düşüş olabilir. Bu durumda yabancılar ülkeyi riskli bulmaya başlayınca paralarını başka yerlere kanalize etmeye başlayabilir.

Türkiye, 2011 yılında cari denge / GSYH oranı yüzde 10’a yaklaşıp da doruk noktasına çıkınca bu açığı daha fazla taşıyamayacağını düşünerek önlem almaya karar verdi. Yukarıda sıraladığım üç neden zaten ortaya çıkmaya başlamış ve Türkiye’ye yönelik döviz girişinde düşüşler başlamıştı. Buna ek olarak ekonomi yönetimi kredi artışını (dolayısıyla iç talebi ve dolayısıyla ithalatı) frenlemek için makro ihtiyati önlemlere başvurdu. Bir yandan TCMB, bankaların kredi artışlarını sınırlayacak şekilde zorunlu karşılıkları artırırken öte yandan BDDK da kredi kartlarının kullanımına sınırlamalar getirdi. Gerek dış konjonktürün gerekse içeride alınan önlemlerin etkisiyle ithalatta ve dolayısıyla cari açıkta düşüş başladı. Bu düşüşe Fed’in QE uygulamasını sona erdireceğini açıkladığı 2013 Mayıs ayından itibaren başlayan ve giderek artan Dolar kuru yükselişi de etkili oldu. Hatta bu gelişme, yukarıda değindiğim bütün öteki etkilerden daha fazla etki yarattı. İthalat pahalılaştığı için hızla geriledi ve cari açığı da düşürdü.

Türkiye’nin cari açığı 2010 yılından bu yana aşağıdaki gibi bir gelişme gösteriyor. 


Görüleceği üzere 2011 yılında yüzde 10’a yaklaşan cari açık, bu rekoru kırdıktan sonra gerilemeye başlamış bulunuyor. Buna karşılık hala yüzde 5’in üzerinde görünüyor.

2015 yılsonunda cari açığımız nerede olacak?
Moody’s in yaptığı tahmine göre Türkiye’nin cari açığı 2015 yılsonunda yüzde 4,7 dolaylarında olacak. Ben bu hesabın iyimser olduğunu düşünüyorum.

Yılsonunda cari açığın oranını hesaplayabilmek için öncelikle GSYH’nın ne kadar olacağını bulmamız gerekiyor (GSYH’nın TL ile hesaplandığını ve yılsonunda yıllık ortalama kur esas alınarak Dolara çevrildiğini hatırlatalım.)

2014 yılı GSYH’sı 1.750 milyar TL idi.
2015 yılında ortalama yıllık enflasyonun yüzde 7 ve yıllık büyümenin de yüzde 3 olacağını varsayalım. Bu durumda 2015 yılında GSYH yaklaşık olarak (1.750 x 1,10 =) 1,925 milyar TL olacak demektir. 2015 yılının başında USD/TL kuru 2,30 idi. Yılsonunda kurun 3,0 olacağını varsayalım. Bu durumda ortalama yıllık kur kabaca 2,65 eder. TL cinsinden hesapladığımız GSYH’yı Dolara çevirirsek 2015 yılı GSYH’sını Dolar cinsinden (1.925/2,65 =) 726 milyar USD olarak hesaplamış oluruz.  

Cari açık, Haziran 2015 itibariyle 12 aylık bazda 44,7 milyar Dolar. Bunun 37 milyar Dolara kadar düşeceği tahmin ediliyor. Bu tahminin gerçekleştiğini varsayalım. Bu durumda yılsonunda cari denge / GSYH oranı (37 / 726) % 5,1 olarak karşımıza çıkar.

Not: Cari açığın daha düşük çıkabilmesi için ya büyümenin yüzde 3’ten yüksek ya da enflasyonun yüzde 7’den büyük olması gerekiyor. Mesela ortalama enflasyon yüzde 9 olursa GSYH 740 milyar dolar çıkıyor ve o zaman eğer cari açık 37 milyar dolar olursa oran da yüzde 5’e düşüyor.  

Yorumlar

  1. Mahfi Bey,

    Bu cari açık hesaplarında bence dikkate alınması gereken konular var:

    1.Karın yurtdışına çıkarılması için yapılan işlemler. Yurtdışına yapılan satışı, önce vergi cenneti bir yerdeki kendi firmanıza karsız (ve hatta zarar etmiş şekilde gösterip) satıp, oradan asıl alıcıya gerçek kar marjı ile yapılan satışlar var.

    2. Laleli, Merter vs.. gibi bavul ticareti yapılarak kazanılan Gayrı Resmi gelirler. Hammadde vs.. ithalat giderler resmi, ancak geliri hiç yok gözüküyor..

    Bunların oranı konusunda bir veri/tahmin var mı?

    YanıtlaSil
  2. Ekonomi sizinle keyifli ve kolay, emeğinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  3. TÜM DÜNYA PİYASALARINDA, ÖZELLİKLE GELİŞME YOLUNDAKİ PİYASALARDA TSUNAMİ BAŞLAMAK ÜZERE:
    FED, EYLÜL'DE FAİZİ ARTTIRACAK!

    Dünyanın en büyük tahvil yönetim şirketlerinden biri olan Janus Capital Group'da tahvil kralı olarak tanınan Bill Gross, FED'in Eylül'de faizi arttıracağını öngördü.

    Yatırımcılara bir not gönderen Janus Capital yöneticisi, FED'in faiz hamlesi yaparken gelecek 6 ay için tek faiz artırımına gittiğini de vurgulayacağını tahmin etti.

    http://www.ntvpara.com/haberler/dis-haber/gross-fed-faizi-eylul-de-artirir

    YanıtlaSil
  4. Halâ Berna Hanım'ın nerede olduğunu soruyoruz, neredesiniz Berna Hanım?

    Kendisi Dolar/TL'de Dolar'ın yükselmesinin işlerine yaradığını söylemişti. Herşey tıkırında, demişti.

    Bugün de aynı şeyi tekrarlıyor mu acaba?

    Kendisinin cevabını sabırsızlıkla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet aynı şeyi tekrarlıyorum: işlerim tıkırında.
      şimdi şöyle bir gerçek var: dünya küresel bir krize doğru gidiyor. Önce 2009 ABD mortgage krizi, sonra Euro bölgesi derken, Çin'deki Yuan devalüasyonu ile küresel kriz ben geliyorum demeye başladı. bütün ülkeler krizden daha az etkilenip ihracatlarını arttırmak için yerel paralarının değerini düşürerek dünya üzerinde gerilemeye başlayan ihracat payından pay kapma yarışına girdiler mecburen. buna kur savaşları diyorlar. hal böyleyken Türkiye'de de TL nin değerinin düşürülmesi, aslında maliye politikasıdır belki de? sonuç olarak ihracata etkisi olumlu ama dünya ticaretindeki toplam ihracat azaldığı için buna bağlı olarak Türkiye'nin ihracatı da düşmektedir. Buna bağlı olarak ta cari açığımız da aynı oranda düşmektedir. Petrol fiyatları daha da düşecek, bu durumda ithal edeceğimiz enerjiye ödenen para daha da azalacağı için cari açığın pozitif ayrışacağını düşünüyorum.

      Sil
    2. Berna Hanım

      Eylül sonundan itibaren işlerinizde yavaşlama başlayacak!

      Bunu sizi korkutmak veya tehdit etmek için değil, gerçeği bir an önce görmeniz için yazdım!

      Ömrünüzde yaşamadığınız acıları yaşayacaksınız ve bunları bir saniye bile hatırlamamak için tedaviye bile başlama ihtimaliniz var!

      Eylül sonu...

      Saygılar

      Sil
    3. Berna hanımda klasik olarak Türk milletinin en büyük hatalarından birini görmekteyiz. Bu geçmişten bugüne gelen ve bize ne kadar zarar verdiğinin farkında olmadığımız "kendini kandırma/avutma". Gerçekler bu şekilde olsaydı herşey ne kadar da güzel olurdu değil mi? Fakat gerçekler açıtır...

      Sil
  5. cari denge / GSYH oranı bize neyi veriyor,yani en son %5.1 olarak bulunan sayı neyi ifade ediyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllık yurt dışı alım satım, turizm, taşımacılık vb sonucunda ortaya çıkan döviz açığımızı.

      Sil
  6. Hocam yazdığınız ''Borç verenler, giderek artan alacaklarını alamayacaklarını düşünmeye başlayabilirler ile Risk iştahında düşüş olabilir'' arasında ne fark var anlamadım. Riskler arttığı için alacaklarını alamayacaklarını düşünmüyorlar mı zaten?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borç verenler için evet bir de borç vermeyip de sermaye yatırımı getirenler var. Onlar için de risk iştahı düşüyor.

      Sil
  7. Hocam merhaba (Mal ihracatı gelirleri + satılan hizmetlerden sağlanan gelirler + diğer gelirler) diğer gelirlere örnek ne olabilir teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesela portföy yatırımlarından elde edilen temettü gelirleri, ya da mevduatlardan elde edilen faiz gelirleri.

      Sil
  8. Hocam mikro kitabinizi heyecanla bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  9. Hocam bende TCMB'nin sitesinden aldığım verilerle biraz daha detaylı bir çalışma yaptım. yorum katmamaya özen gösterdim.
    http://alpaydincer.blogspot.com.tr/2015/09/23-yllk-cari-denge-verisi.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok beğendim, çok çarpıcı.
      İzleyicilerin bu yazıdaki grafiklere göz atmasını tavsiye derim.

      Sil
  10. hocam, ben de moody's in yaptığı cari açık tahminin iyimser buluyorum. zira: dalgalı devalüasyon yaşamamıza rağmen ihracatımızın ithalatı karşılama oranı hala % 60 sınırının sadece az miktarda üzerinde ki bunun kesinlikle daha üzerine çıkabilmesi gerekiyordu. ancak biz ucuz ihracat şansımızı hem küresel ticaret aktivasyonlarındaki yavaşlama hem de komşularımızla var olan ilişikilerimizi bozarak kaybettik!. yani bir nevi bindiğimiz dalı kestik!. ayrıca yıl sonuna yakın dönemde mevsimsel etkilerle doğalgaz ithalatımızın da artacağını düşünürsek ki döviz kuru yükselmesine rağmen bazı ithal kalemler mecburi kalemlerdir ve bedeli ne olursa olsun alınmak durumundadır ve ayrıca son 13 yılda maalesef düşük kur-yüksek faiz modeliyle dışa bağımlı yapımızı daha da bağımlı hale getirdiğimizi düşünürsek ben naçizane 2015 sonunda cari işlemler açığımızın GSMH mizin % 5,5 ve hatta üzerinde bile olabileceğini düşünüyorum. belki fedin eylül ayında faiz artırmayacağını ve muhtemelen aralık ayına bu artışı bırakacağını düşünürsek özellikle dolar kurunda nispeten gevşeme yaşanabilir ve bugün 2,98 tl yi gören parite belki geçici olarak 2,85-2,80 bandına gerileyebilir ancak bunun etkisiyle belki de ithalat bir miktar daha artar ki bu da cari dengemize olumlu yansımaz sadece faiz konusunda kısa süreli olarak merkezin elini rahatlatabilir!. fakat büyük olasılıkla ben cari açığımızın yıl sonunda GSMH mizin %5,5 ini bulacağı kanaatindeyim hocam!. saygılar.....

    YanıtlaSil
  11. ağustosta 15,95 mlyr $ ithalat oldu (gtb geçici dış ticaret bülteni) geçen yıl ağustosta 19,5 mlyr $dı. ithal mal fiyatları bu yıl %14 düştü. aynı trend ağustosta devam etse geçen ay reel olarak %5 kadar ithalat azalışı var.
    sözün özü, yılın geri kalan ayları yüksek kur nedeniyle ağustos ithalatı gibi geçse cari açık moody'sin tahmininden bile aşağı gelebilir fakat büyümedeki yavaşlama pahasına

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kur buralarda kalırsa senenin son 5 ayı ithalat epey azalır.acaba moody's cari açık tahminini ağustos datasına göre mi yaptı sorusu insanın aklına geliyor.

      Sil
  12. hocam, fed'in eylül ayında faiz artırım sinyalini vereceğini fakat artırmayacağını düşünüyorum. zira: istihdam piyasasında ciddi bir düzelme olmakla birlikte ve önemli göstergelerinden birisi olan konut piyasasında ortalama fiyatlarda da belli bir yükseliş olmasına karşın büyüme motoru olan iç talepte hala net ve istikrarlı bir artış yok gibi yani dönemsel bir sert talep artışı oluyor fakat daha sonra aynı talep seviyesi sürdürülemiyor ve ayrıca enflasyon fedin hedeflediği %2,0 olmadı ve bir süre daha olmayabilir de!. ayrıca çin etkisini de ortaya koyarsak büyük olasılıkla fed faiz artırımını yine ileriye öteleyecektir kanaatindeyim hocam!. sizin bu konudaki tahmininiz nedir hocam?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. en önemli 2 şeyi söylemişsiniz. Fed 1- faiz artışının konuttaki yeni ama biraz daha küçük balonu patlatmasından endişe ediyor çünkü konut fiyatları nominal olarak 2007deki balon seviyeleri aştı. reel olarak balonun patladığı yere sadece yüzde 10 uzaklıkta. amerikan halkı evinin değeri düşünce tüketimini de azaltır genelde 2- fed faiz artırırsa Çin önüne altın tepsiyle sunulmuş devalüasyon fırsatını kaçırmaz

      Sil
  13. enflasyon son 4ayda 1.65 mi bekliyorsunuz hocam yoksa 7 cikmiyor daha fazla olmazmi 8.5 9arasi olmazmi ? dolar ortalama daha yukselmezmi bu sene tahmin cok zor gibi cari acik rakamida yukselmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben TCMB'nin tahminini esas aldım. Çünkü resmi tahmin o. Ben de biliyorum ki enflasyon yüzde 8 - 9 gibi gerçekleşecek. Bunu dikkate alarak yazının sonuna bir not ekledim. Ama enflasyon yükselirse GSYH da dolar cinsinden yükselecek.

      Sil
  14. Merhaba Hocam, biliyorsunuz ABD'li yatırım bankası Morgan Stanley, doların Türk Lirası karşısında önümüzdeki dönemde önce 3 lira, 2016 ikinci çeyreğinde ise 3,85 liraya kadar yükseleceğini öngördü.Sizce böyle bir durumun gerçekleşme payı var mı? Eğere varsa hocam yani 3.85 ne demek Türkiye'de ciddi anlamda ekonomik kriz yaşanmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dolar 3,85 olursa euro dolar paritesi de 0,90'a iner. onu unutmamak lazım. ithalatımız epey bi euro bölgesine kayar dolar bölgesi(çin,uzakdoğu) ise can havliyle devalüasyon yapar. feci bir kur savaşı ortamı en çok kaybeden amerikalı sanayici olur tabii

      Sil
    2. 3,85 midir varılacak yer bilemem ama doların değer kazanmaya devam edeceğini, söyleyebilirim. TCMB'nin aldığı yüzeysel önlemlerle bu olayı çözmek mümkün görünmüyor.

      Sil
    3. Amerika'ya da, Amerikalı sanayiciye de hiçbir şey olmaz şekerim. Onlar her zaman kurtarır paçayı. Sen burada parmaklarını yorduğunla kalırsın papatyam.

      Sen ilk önce kendi ülkende ve aynı anda bütün gelişme yolundaki ülkelerde yaşanacaklara bak Eylül'de FED faizi artırdığında canım benim...

      Sil
    4. abd'de fabrika siparişleri temmuzda geçen yılın aynı ayına göre %15 düştü. gerçekten de paçayı çok güzel sıyırıyorlar. artık fed faiz artrınca belki bizimkiler gibi üretmek yerine ithalata veya kimbilir inşaata geçerler

      Sil
    5. Bütün dünyada merkez bankaları piyasaların daima sadece 1 (bir) adım önünde hareket ederek, onların başı-boş olmadığı mesajını verir, onlara destek olacak bir gücün arkalarında olduğu misyonunu üstlenir menekşem benim. Ülkelerin hangi rejimlerle yönetildiğinin merkez bankalarının misyonu üzerinde pek önemi yoktur gülüm.

      ABD'de fabrika siparişleri %15 değil, %1515 oranında da düşmüş olsa, FED, artık 2 yılı aşkın süredir devam ettirdiği 'oyalama politikası'nı sürdüremeyeceğini gayet iyi biliyor balkabağım. (Mayıs 2013'te parasal genişleme bitecek diyerek bombayı hangardan çıkardılar. Ekim 2014'te genişlemeyi bitirerek bombanın havada parçalara bölündükten sonra düşeceği yerlerin koordinatlarını girdiler. Eylül 2015'te de fitili ateşleyecekler sümbülüm.)

      ABD, en az 50 yıl daha, 'American Exceptionalism' kavramından faydalanmaya devam edecek kırlangıç çiçeğim.

      Dünya hala 'political economy' ile yönetiliyor, sadece 'economy' sadece 'economics' ile değil dört-yapraklı yoncam.

      Siyaset, iktisattan daima üstündür; doğrusu da budur çınar ağacım.

      Eğer bu dünya iktisatçıların yönetim anlayışına bırakılsaydı, cehennemin nasıl bir yer olduğunu hayal bile edemeyecek kadar ölümcül bir dünyada yaşıyor olurduk fidanım benim.

      Sil
    6. reelpolitik piyasa uzmanı balkabağım ben de en az merkel,şinping veya abdullah gül kadar istiyorum fedin faiz artırmasını. fed faiz artışlarına başlayınca para kazanmak daha bir güzel ve kolay oluyor fakat janet abla yakın zamanda bizlerin ekmeğine yağ sürmeyecek gibi görünüyor

      Sil
    7. İnsanın böyle kendi kendine eğlenerek aynı zamanda başkalarını da tebessüm ettirmesi çok güzel. Akşam akşam neşe kattınız bize.

      Yalnız, "siyaset iktisattan daima üstündür" derken ayrı bir tür ideolojinin esiri olmuşuz gibi. Hiçbir ideoloji 2 x 2 =4'ü değiştiremez. Farklı şeyler söyleyebilir, "2 x 2 = 5'tir" diyebilir bir süreliğine ve hatta öyleymiş gibi hesap ta yapabilir ama onu 5 yapamaz. Ayrıca her ülke kendi tarihsel koşulları ve kültürel ideolojileri gereği bir dereceye kadar exceptionalist'tir yani parokyal'dir. ABD, şu anda referanssız bir para birimine sahip olmanın verdiği avantajı kullanmakta ama bu avantaj 20yy'da en az iki kez kendi dezavantajına döndü. Bu sefer karşıdaki oyuncular (en azından cüsse olarak) daha büyük ve etkileri de azımsanmayacak derecede. Kendi işçi sınıfına ihanet eden ABD üreticilerinin elinde bu konuda pek fazla koz kalmadı öyle. Artık üretimden ziyade ticarete güveniyor ABD.

      Saygılar

      İ.İ.

      Sil
  15. Hocam iki türlü kriz var: ekonomik kriz ve finansal kriz. 2008-2009 yıllarında yaşanan kriz için dönemin başbakanı ''Kriz bizi teğet geçti'' demişti ve bir ülkede finansal kriz yaşanması için o ülkede bankanın batması gerektiğinden söz etmişti. Kastettiği kriz finansal kriz ise, söylediği sözlerinde haklı mı? Biz de finansal kriz yaşanmadı mı yani?...

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyasetçinin dediğine bakmayın siz kendi bilginizle ölçün olayları. Bir ekonomi yüzde 5'e yakın küçülmüşse o ekonomide kriz teğet filan geçmemiştir. Ayrıca biz o günden beri krizdeyiz. Arada bir sıçrama yapmış olsak da ekonomi potansiyelinin altında büyüyor. İşsizlik yüzde 10, enflasyon yüzde 10'a gidiyor, cari açık hala yüzde 5'in üzerinde TL sürekli değer kaybediyor, yüzde 12 faiz versek de yeterince döcviz gelmiyor. Eğer bu teğet geçmekse kriz nasıl olur ben bilmiyorum.

      Sil
    2. Eğer bu teğet geçmekse kriz nasıl olur ben bilmiyorum....

      Sizin gibi bir alim de bilmiyorum diyorsa, bizlerin yaşamasının bir anlamı yok.

      Hadi, hep birlikte ölüyoruz.

      Sil
  16. Dolar kurunun yükselmesi ithalatı pahalı hale getirip cari açığı düşürürken, maliyetleri arttırıp enflasyonu yükseltiyor.Peki hocam iyi de doların yükselmesi bizim işimize geliyor mu gelmiyor mu ? Çünkü olumlu ve olumsuz yönleri var...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların yükselmesi bizim işimize gelmiyor. Bizim işimize gelen Euronun Dolara karşı yükselmesi.

      Sil
  17. Hocam yeniden IMF den borç alma ihtimalimiz varmi. Yada hangi durumda almamız mantıklı.

    YanıtlaSil
  18. Doğkan Aygün4 Eylül 2015 16:01

    sayın hocam öncelikle aydınlatıcı yazınız için teşekkürlerimi sunuyorum
    cari açığın 2011 den itibaren düşmesini 3 nedene bağlıyorsunuz 1)içerde tcmb ve bddk nın talebi kısıcı önlemleri
    2)türkiyenin artan riskleri sebebiyle cazip ülke olmaktan çıkması sebebiyle finansman bulmanın zorlaşması 3)fed ve bizim içerde kendi hatalarımızdan dolayı kurların yükselmesi bu sebeple de ithalatın pahalı hale gelerek ithalatın düşmesi.
    bu 3 sebeple cari açığın düştüğünü belirtiniz.ben izninizle şunu sormak istiyorum;belirli noktadan sonra dışardan finansmanın bulunamaması zaten cari açığı doğal olarak düşürmemize neden oluyor yeterince finansman bulunamadığı içinde kurlar yükseliyor.yani kurların yükselmesi yeterince finansman bulunamamasının sonucu değilmidir?yani ayriyeten cari açığın düşmesinin sebebi olarak kurların yüksekliğini söylememize gerek var mı?yani her zaman yeterince finansman bulunamazsa kurlar zaten yükselmez mi yoksa kurlar bulunan finansmandan bağımsız olarak ,yeterince finansman bulunsada kurlar yine yüksek olabilir mi? saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Kurlar finansman bulamamaktan bağımsız olarak da yükselebilir. Meslea bugün Fed nedeniyle yükseliyor. Bir ay önce siyasal nedenlerle yükselmişti. Finansman bulamak işin bir parçası. Başka parçalar da var.

      Sil
  19. hocam şu şekilde düşünsem yanılırmıyım; türkiyenin bu sene yeterince finansman bulamaması daha az cari açık vermesine neden olacak ayrıca yeterince finansman bulunamaması ve türkiye'nin mevcut şartlar altında yabancıları cezbetmemesi kurları yükseltmiştir kurların yükselmesi sebebiylede daha az ithalat yapılarak cari açığın düşmesine katkı sağlanmıştır.eğer cari açığı finanse etmek için yeterince finasman bulunabilseydi kurlarda bu kadar yüksek olmayacaktı ve nispeten daha ucuz kurdan daha fazla ithalat yapılabilecekti diye düşünüyorum katılırmısınız?

    YanıtlaSil
  20. Hocam dün ki yazınızda yorumlarda ihracat dolar bazında düştü euro bazında arttı diye yorumlar yapıldı burada bi haklılık payı ve ya çelişki yok mu . Bir de timde ki yazıda kilo bazında arttı diyor . Bir açıklama yaparsanız sevinirim hocam . Şimdiden teşekkürler .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhracatın miktar olarak artmasına karşılık değer olarak düşmesi durumun daha da kötü olduğu anlamına gelir. Çünkü eskiden örneğin 100 kilo mal satıp 500 USD kazanırken şimdi 110 kilo mal satıp 480 USD kazanıyoruz demektir.
      Ben ihracatın hangi bazda düştüğüne veya arrtığına değil toplamda artıp artmadığına bakıyorum.

      Sil
    2. ihracat gsyh hesaplarına dahil olan öncelikle reel olarak bakılan bir akım değişken. dolayısıyla kilo veya reel bazda bakmak gerekir. ha ihracatın dolar değeri düştü ihracatçı dolar borcunu ödemekte zorlanır derseniz o zaman ihracatın dolar değeri daha önemli olur. bir de nispi fiyatlara bakmak gerekir. mesela ithal malları ihraç mallarına kıyasla pahalı hale gelmişse durum kötüdür ancak türkiyede tam tersi oldu ithal mallar ihraç mallara kıyasla ucuzladı. bu da durumu iyileştiren bir etken oldu çünkü ihraç edilen malın içinde ithal hammadde, ara malı, sermaye malının payı yüksek.

      Sil
    3. dış ticaret birim değer endekslerine göre tam rakam vermek gerekirse:
      geçen yıl 100 kilo mal karşılığında 500 USD kazanırken bu sene 457,5 USD kazanıyoruz
      fakat geçen yıl 100 kilo malı dışarıdan 500 USD'ye alırken bu sene 430 USD ödüyoruz.
      diğer ifadeyle geçen yıl 100 kilo ihraç malı karşılığında 100 kilo ithal mal alırken bu yıl 106 kilo mal alabiliyoruz.

      Sil
    4. almanyanın ihracatına euro türkiyeninkine dolar bazında bakarsak çok farklı dünyalar görürürüz. oysa almanyanın ihracatı dolar bazında türkiyeden çok da farklı değil.. 2012 başından beri almanya 890 milyar eurodan 1020 milyar euroya çıkmış, dolar bazında bakarsak 1160'dan 1120 ye düşmüş, Türkiye ise 115'te 120'ye çıkmış. durum çok iyi değil tabi ancak rakamlar pazar payımızı arttırdığımız ekonomik krizden çıkışta ivmemizin ve kriz sonunda dayanabilirsek krize giriş seviyemizden daha iyi olacağı yönünde sinyaller. yani devamlı bir negatif gösterge bombardımanının arasında olumlu bir gösterge, tabi isterseniz olayı cbye bağlayın ekonomik kriz çıkmazsa gitmezlere bağlayın görmeyin, cb iyi yönetim iyi siz faizcisinizede bağlayabilirsiniz, istediğinize bağlayın olayın siyasi yönü size kalmış, ama rakamlar gayet net ve açık; Türkiye en az almanya ekonomisi kadar iyi bir performans sergiliyor şu ortamda...

      Sil
    5. Ihracattan altin cikti (Iran'a ambargonun kalkmasi, Zerrab Efendi olaylari), patates-sogan girdi (Avrupa-Rusya krizi sonrasi Rusya'nin Turkiye'den tarim urunu ithalatini artirmasi). Patates-sogan miktar olarak altindan agir olunca ihracatin kilo bazinda artmasi normal.

      Sil
  21. Hocam önceki yazılarınızı da göz önünde bulundurursak, eur/usd kurunda aşağı yönlü hareketin devamıyla gelirlerimiz 2016'da daha da azalacak ve maliyetimiz artacak. 2016'nın en azından ilk yarısı için nasıl bir tablo bekliyorsunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugünkünden daha kötü.

      Sil
    2. kur artışı dolar bazında satılan şeylere talebi hızla azaltacak enflasyon etkisi sınırlı kalacaktır. umuyorum bir kaç sene daha böyle gider(ama gitmeyecektir) böylece şu ara mal ve ithal enerji meselesinide köklü şekilde halledecek reformları zorla yaparız...

      Sil
  22. Hocam, odemeler dengesinde resmi rezervleri denklemi esitlemekte kullaniyoruz. Ancak, resmi rezervler MB'nin ic piyasaya doviz-altin satmasi durumunda da degismiyor mu? O halde, denklik nasil kuruluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. türkiş versiyonda denklemi çoğunlukla net hata noksan kalemiyle eşitliyoruz.

      Sil
    2. TCMB'nin dviz rezervleri eksiliyor TL varlıkları artıyor.

      Sil
  23. Hocam bir şeyi çok merak ediyorum,

    Rahat olmak için cepsiz eşofmanlarınızı giydiniz, üstü boş masanızın bir köşesine sandalyenizle yanaştınız ve sınav kağıtlarını değerlendirmeye başladınız. Kaleminiz yere düşerse eğilip alıyor musunuz yoksa kalem kendiliğinden havalanıp elinize mi geliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyh uçmaz müritleri uçurur. Türk Atasözü

      Sil
    2. Bir kez de eğilin be Hocam be bir kez eğilin be, ne olacak Hocam be, bir kez eğilin be...

      Sil
    3. Niye eğilmemi istiyorsunuz ki? Bırakın bazı insanlar da dik dursun. Bu memlekette büyük çoğunluk eğiliyor zaten.

      Sil
    4. ..balans diyosunuz hocam.. doğru

      Sil
    5. Bu dunyada mahfi hoca gibi islerini iyi yapanların, dogruyu soyleyenlerin egilmelerine gerek yoktur. Siz de sinav kagidini okuyacak duzeye gelin siz de egilmeyin. Hocaya da boyle sacma ithamlarda bulunmanızı anlamıyorum. Calisip kazanan, belli bir seviyede yasayanlara bu kininiz boş insan olmanızdan ötürü herhalde...

      Sil
    6. Mahfi Öğretmenim,

      Eğer müsaade ederseniz, önünüzde saygıyla eğilip, elinizi öpüp, alnımıza koyabilir miyiz?

      Uçan kalemlerinizden bir tane yollar mısınız?

      Üniversitede ders anlatırken çekilmiş bir fotoğrafınızı bizlerle paylaşır mısınız?

      Ve:
      Mahfi Eğilmeyecek!
      Türkiye Yenilmeyecek!
      https://www.youtube.com/watch?v=71rp27a4WmA

      Sil
  24. İkinci paragrafın girişi "Türkiye ekonomisi" olarak düzeltilmesi gerekebilir.

    "(3) Risk iştahında düşüş olabilir. Bu durumda yabancılar ülkeyi riskli bulmaya başlayınca paralarını başka yerlere kanalize etmeye başlayabilir." Bu iki cümleyi birlikte okuduğumuzda "Risk iştahında yükseliş" yazılması gerekmez mi?

    "Türkiye’ye yönelik döviz girişinde düşüler başlamıştı" düşüşler olarak düzeltilmesi gerekebilir.

    "TL cinsinden hesapladığımız GSYH’yı Dolara çevirirsel" çevirirsek olarak düzeltilmesi gerekebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsi doğru tespitler, hepsini düzelttim, çok teşekkür ederim.

      Sil
  25. Mahfi Bey bizler TCMB watcher ekonomi muhabirleriyiz.

    Erdem Bey eski günlere göre bu hafta ama özellikle bugün lavaboya daha sık gitmeye başlamış. Sekreterinden öğrendiğimize göre, lavabodayken kısık sesle sürekli ağladığını duymuş.

    Size de böyle bir bilgi ulaştı mı Mahfi Bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişilerle uğraşmayın. O zaman sistemi kabullenmiş oluyoruz.

      Sil
    2. "Kişilerle uğraşmayın. O zaman sistemi kabullenmiş oluyoruz." Yanlış.

      İktisat bir sosyal bilimdir. Bu nedenle her sosyal bilimde olduğu gibi iktisatta da sistemleri insanlar kurar. Bunu çok iyi bildiğiniz halde hatanızı niçin sürdürüyorsunuz anlamış değiliz.

      Sil
    3. Mahfi Hoca, bağımsız kurumların kurulmasını kastediyor.

      Kurumlar bağımsız olurlarsa faaliyetleri şahıslara göre farklılık göstermez bu durumda kişilerle uğraşmak anlamsız olur.

      Ve evet, sosyal bilimlerde sistemleri insanlar kurar ancak insanlar bağımsız kurumlar inşa edebilecekleri gibi kurumların içini de boşaltabilirler. Her şey insana özgü.

      Sizin neden bunu idrak edemediğinizi de ben anlamış değilim.

      Sil
    4. merkez bankası başkanı ve kurulda olanlar akıllı insanlar bu itibarsızlaştırma ve baskı politikasıda bir işe yaramayacaktır emin olun, çünkü köşede adsız yorum yapan bizlerden çok daha iyi biliyorlar ne nedir. mb mevcut durumda elinden gelenin en iyisini yapmaktadır(mesela yaptığı son hareketle bankaların batmayacağını garanti etmiştir). mb sizin gibi cb'ye başkana ekonomi bakanına falan posta koyacak açıklamalar yapamaz hemde hiçbir ülkede, olmaz ya örneğin abd başkanı laf ederse dolar güçlü olmasın diye, fed ona laf sokamaz en fazla ikna etmeye çalışır, eh abd başkanıda ben öyle demek istemedim der olay tatlıya bağlanır,diyelimki demedi, fed bu adamda kim oluyor diyemez/demez dolaylı yollardan işini görür... bizim ülkede ortam çok ortadoğululaştığı için bazı aklı başında insanlar bile bazen eleştiri sınırlarını hırpalayabiliyorlar... olay olgu ve algı arasındaki farkı görmeniz dileğiyle.

      Sil
    5. İktisat sosyal bir bilimdir ve o bilimdeki sistemleri insanlar kurar. O kurulan sistemi bırakıp da kuran insanla ve hele hele uygulayan insanla uğraşırsanız bir yere varamazsınız. Sistemle uğraşmak gerek. Bir örnek vereyim. Bizde MB bağımısz. Yasasındaki maddeleri okuyan birisi MB'nin bağımsız olduğunu düşünür. Ama uygulama böyle değil. Yasada ne yazarsa yazsın uygulamada siyaset MB'ye karışıyor Şimdi burada biz MB başkanıyla uğraşırsak doğru yapmış olmayız. Çünkü o giderse yerine gelecek olan da aynı şekilde baskılar altında kalacak ve yasaya rağmen bağımsız davranamayacak. Çünkü bizim anlayışımız bu. O halde o anlayışı değiştirecek yani sistemi düzeltecek bir şey yapmazsak o mevkiye kimi getirirsek getirelim sonuç aşağı yukarı aynı olacak. Bilemediniz yeni gelen kişi mevcuttan farklı olarak baskıya dayanamayacak ve istifa edecek.
      Onun için kişiyle uğraşmak yerine sistemle uğraşmak gerek. Kişiler değişir ama bağımsızlığı yazıldığı gibi anlayıp uygulamayan sistem kalırsa bir şey değişmemiş olur.

      Sil
  26. hocam izninizle bende ufak düzeltme yaparsam gerçi yazının genel mantığını sarsıcı bir hata değil tabi ki
    2015 gsyh nı tahminen hesaplarken 1.750*(1+%10)=1.925 milyar tl olması gerekirdi.saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız gözden kaçmış, düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
  27. Doğkan Aygün4 Eylül 2015 20:35

    hocam yukarda ki yorumunuzda Kurlar finansman bulamamaktan bağımsız olarak da yükselebilir cümlesinden çıkarsama yaparsam şunu anlıyorum;
    örneğin türkiye 60 milyar $ cari açığını finanse edecek kadar finansman bulabilsede öyle bir zaman gelirki bu kadar büyük tutarda cari açık finanse edilsede içerde siyasal risk ,dolarizasyon,beklentiler v.b sebeplerle kurlar yükselebilir ve bu kur yükselişi de bazı kesimleri ithalat yapması konusunda caydırıcı olabilir. yani yüksek tutarda cari açığı finanse etsekte öyle zaman gelirki gelen finansmandan bağımsız olarak kurlar yükseliş gösterebilir.bu noktadada cari açığın finasmanı ile kur arasında her zaman pozitif korelasyonda olmayabilir kanısına varıyorum.örneğin:bir dönemde 60 milyar$ cari açık vermiş ve o sene içindede 65milyar $ para bulmuşsak ilk aşamada kurların düşebileceğini düşünebiliriz fakat bu bir kural değildir döviz piyasasını ödemeler dengesi kalemleri dışında başka etkenlerde etkileyebilmektedir.beklentiler ,dolarizasyon yaygınlığı bunların örneğidir. beklentiler ve dolarizasyon ödemeler dengesi kaleminde yer almamaktadır.yani yüksek miktarda cari açık vermemizi sağlayan döviz girişi olsada kurlar yukarda söylediğim etkenlerden etkilenebilmekte ve bol döviz girişi olsada kurlar yükselebilmektedir.bu sebeplerden ötürüde cari açığın neden azalıp yada neden arttığını değerlendirirken finansman tarafına ayrı kur tarafınada ayrı bakmak gerekir diye düşünüyorum.kısacası yeteri miktarda para bulabilsekte kurlar belli sebeplerden ötürü yüksek kalabilir.sizin yazınızda belirttiğiniz gibi bu yıl cari açığımızın düşmesinin beklenmesinin ana sebepleri finansman bulmada ki sıkıntı ve gerek finansmana bağımlı gereksede finansmandan bağımsız kur yükselişidir. bu iki etkinin toplam büyüklüğü 2015 cari açığının düşük çıkmasına yol açacaktır şeklinde düşünüyorum.sayın hocam yorumlarda katılmadığınız,eksik gördüğünüz yer varsa düzeltirseniz çok sevinirim. saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğkan arkadaşım hiç kusura bakma ama Hoca'nın her yazısında yepyeni sorularla gelmeyi nasıl başarıyorsun be mübarek. Hiç mi işin gücün yok senin be kardeşim. Hocamıza soracağın soruları bilgisayarında, tabletinde biriktirip yeni yazı geldiğinde hemen yapıştırıyor musun? Hocam da sanki bol bol zamanı varmış gibi hepsine cevap yazıyor...

      Sil
    2. Benim hiç bir şikayetim yok. Herkes burada istediği gibi soru da sorabilir, yorum da yapabilir. Ben elimden geldiğince yanıtlamaya çalışırım.
      Doğkan Aygün'ün yorumunda ve özetinde bir hata yok. Gayet güzel özetlemiş.

      Sil
    3. Doğkan Aygün5 Eylül 2015 16:52

      büyük bir hoşgörü göstererek gerek benim gereksede başka arkadaşların sorularını yanıtlayarak kafamızda bazı konuların dahada berraklaşmasını sağlıyorsunuz öncelikle bunun için kendi adıma çok teşekkür ediyorum bu sene kendi okuduğum bölümden mezun oldum ve 4 senedir de yazılarınızı yorumlarıyla birlikte düzenli olarak takip ettiğimden kendimi mahfi eğilmez üniversitesinden mezun olmuş bir birey olarak görerek ayrıcalıklı hissettiğimi belirtmek isterim.
      adsız arkadaş keşke daha cesur olma cesaretini göstererek isminizi zikretseydiniz en azından isminizle hitap ederdim.klavye arkasında adsızlığınızın arkasına sığınarak isimsiz kahramanlığa soyunulacak bir platform değil burası.sorulan sorulardan şikayetçi olabilecek makamda yada mevkide biri olarak sizi görmediğimden kusura bakmayın ama sorularımı sorarken sizden icazet almıyorum, sizden icazet almamakla hata yaptığımıda düşünmüyorum.sadece yazılardan değil sayın hocamızın verdiği yorumlarda ki yanıtlara bakarakta kendinizi geliştirebilirsiniz ,sululuk yaparak değil.işin gücün yok mu demişsin elbette işim gücüm var işlerimden bir taneside kafama takılan sorulara cevaplar bulabilmek. buradaki sorulan sorulardan rahatsız olmamalısınız özgür bir ortamda herkes fikrini paylaşabilmeli sorularını sorabilmeli. ülkede otoriter rejim hakimken herkes şucu bucu diye fişlenirken ve bundan da büyük bir haz alınırken bi zahmet karışmayında bari bu blokta yeterince özgür olalım.

      Sil
    4. Arkadasi bilmem ama benim konu hakkinda hic bir sikayetim olmamakla birlikte, noktalama isaretlerine, buyuk harf-kucuk harf ayrimlarina dikkat eder ve yazilari kutle halinde tek paragraf yerine bir kac paragrafa bolerek yazarsaniz cok daha okunur ve anlasilir olur kanisindayim Dogkan Bey.

      Sil
  28. hocam finans sizce finansa sıfır toplamlı bir oyun diyebilirmiyiz?basit bir örnekten yola çıkarsak 1$=2tl iken 200 tl verip bankadan 100$ alıyoruz ilerleyen zamanlarda bir doların 2.5 tl olduğunu düşünürsek 100$'ı bozdurduğumuzda elimize 250 tl geçecektir.burada dolara yatırım yapan kişi 50 tl kazanmış banka ise ucuıza sattığı doları şimdi pahalı fiyattan bozarak 50 tl kaybetmiştir.sonuçta bir taraf 50 tl diğer tarafta 50 tl kaybederek totalde ki kazanç sıfırdır.yani dövizde borsada altında bir kişinin mal varlığı yasal olarak diğerinin aleyhine çoğalıyor , servet el değiştiriyor. verdiğim örnekteki gibi finansa sıfır toplamlı oyun olarak bakabilirmiyiz?

    2)hocam kriz zamanlarında kimler kaybetmekte veya kimler kazanmaktadır.kriz kısacası kimlere yaramaktadır? kriz zamanlarındada bir kişinin mal varlığı diğer kişinin mal varlığı aleyhine artıyor dersem yanılmam heralde.bu konuda ki yorumlarınızı merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Konuya küresel olarak bakarsak doğru bir yaklaşım olur bu dediğiniz.
      (2) Bazen krizlerde çoğunluk kaybeder. Mesela 2001 krizinde hemen herkes kaybetti. İşadamı kazancını kaybetti, çalışan ücretini veya işini kaybetti, bankalar açtıkları kredileri geri alamadılar, reel sektör ürettiğini satamaz hale geldi, gayrimenkul sahibi gayrimenkulünü eski fiyatlardan satamaz ve kiraya veremez oldu. Bir tek kazana nı oldu krizin: Hazırda nakit parası olanlar. Onlar astronomik oranlara ulaşan faizlerden paralarını bankalara vererek ciddi gelir elde ettiler. Krizlerde sadece nakit parası olanlar kazanır.

      Sil
  29. blogger şirketi, sitelerinden ayrılıp başka diyarlara göçmemeniz için size kaç para ödüyor Mahfi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu site için hiçbir yerden para, maddi destek veya sponsorluk almıyorum.

      Sil
  30. hocam tahminleriniz deki kurlar çoktan geçildi, Allah aşkına nereye gidiyoruz bu kafayla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki ben de bilemiyorum. Çünkü yönetimin durumu tahmin edllemez görünüyor.

      Sil
  31. Değerli hocam sadece ekonomi değil hasret kaldığımız demokrasi ve tartışma kültürü konusunda da ders alıyoruz sizden. Seküler hicrete katılmayıp Türkiye adına artı değer üretmeye devam ettiğiniz için sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Bu konuda ne kadar katkım oluyor bilmiyorum ama asıl hasret kaldığımız şeyler gerçekten de demokrasi, hoşgörü, hoşgörüye dayalı tartışma ortamı, farklı fikirlerin hoşgörü ortamında bir uzlaşı araması gibi konular.

      Sil
  32. Hocam dolar 3 psikolojik seviyesini kirdi. Sizce 3 altima tekrar hareketi mümkün mü bu ortamda? Eger mümkünse gerekli olan şartlar nelerdir?
    Zira bu seviyede kalirsa 3 üstünde kaldigi her gün ülkeye aşiri bir yük yükleyecektir. Özellikle özel sektöre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. USD/TL kuru 3'ün altına gelebilir. Özellikle Fed'in faiz artırımı yapmaması veya yapmayacağının anlaşılması durumunda bu olabilir. Ama yön yukarı doğru. Yani 3'ün altına gelse de kısa süre sonra tekrar üstüne çıkabilir. ABD'de enflasyon yukarı yönlü bir kıpırdama olduğu anda Fed faizi artıracak gibi duruyor. Çünkü öteki nirengi noktası olan işsizlik meselesinde yüzde 5'lik hedefe gelindi sayılır (% 5,1.)

      Sil
    2. krugman bu konuda bir yazı yazmıştı. fedin faiz artırımları öncesinde tüketim/gdp oranında istisnasız yukarı kıpırdanmalar olmuş. fed faiz artırmaya başlayınca tekrar düşmeye başlamış. ancak son yıllarda bırakın kıpırdanmayı 2011'den bu yana sürekli düşüş var. enflasyon düşüklüğünün en önemli nedenlerinden biri bu ve fed faiz artırırsa belki tüketim/gdp oranı daha da düşecek.

      Sil
  33. doların hızla artması ABD'de kötü sinyal ve ayrıca reel faizin inanılmaz artması demek olur ki bu durumda ABD zayıflar: çıpa1
    doların hızla artması bir noktadan sonra daha ucuz kaynaklara yönelim yaratacağından enflasyon umulduğu kadar uzun süre yüksek seyretmeyebilir: çıpa 2
    Doların uzun vadede (örneğin 10 yıl boyunca) gelişen piyasaları hırpalaması mümkün değil (geçtiğimz 4 sene çok hırpalandılar) yani bu perde kapanmak üzere gerçekleşme beklentiden çok daha az etkili olacak evet bir seferlik değil diyorsunuz ancak piyasadan geri çekilen para zaten toplanılması hedeflenen paradan daha fazla bu durumda faiz zaten full artmış gibi bir hava hakim diyebiliriz. önümüzdeki dönem küresel kriz çıkmadığı sürece gelişmekte olan ülkeler tekrar sıçrayacaktır. tabi ABD gidişi görüp müdahale etmezse gelişen ülkelerde kriz çıkıp 2018-2019 gibi avrupada olumsul havaya rağmen paraları toplamaya kalkarsa işte o zaman dünyanın hapı yuttuğu saattir en az 10 yıllık bir durgunluk olacaktır, öyle tahvil mahvilde para etmeyecektir. Allah aşkına kim bu parasal genişleme fikrini hangi akla hizmet bulduysa bu denemenin sonuda hiç iyi bitmeyecek. Ben iyi sıyrılmak istiyorsak bu işten almanya ne yapıyorsa onu yapalım derim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların değer kazanması ABD için iyi değil doğru ama Dolar İndeksi halen 96'larda. Yani tehlikeli sınırın altında henüz.
      Almanya'nın durumu da çok parlak değil. Büyümesi düşük. Durumu idare ediyor ama canlılık yok. Buna karşılık parasal genişleme yapan ülkelerden birisi olan İngiltere oldukça iyi gidiyor.

      Sil
  34. Hocam su an cozum urettigimiz sorunlar kisa vadeli sorunlar, uzun vadede hep yapisal reformlarin yapilmasi gerektigini vurguluyoruz, fakat bu yapisal reformlarin yapilmasi icin gerekli adim yeterince atilmiyor, acaba bu ekonomik sorunlardan basimizi kaldirip bu tarz atilimlar yapmaya gucumuzun olmadiginimi gosteriyor, yoksa farkli etmenler mi var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bu blogda bir yazım var: http://www.mahfiegilmez.com/2015/07/yapsal-reformlar-nicin-kolay-yaplamaz.html

      Sil
  35. hocam iyi günler...biz küçük yatırımcı yani halk ayda 2000 tl ancak kenara ayırabiliyoruz...şuan bizlere ne tavsiye edersiniz.herkes usd alıyor ama araştıemalarıma göre euro usd den daha çok artıyor...ve bir de chf güvenli liman olarak buldum....yardımcı olursanız seviniriz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine de USD daha sağlam görünüyor.

      Sil
    2. Ayda kenara 2000 TL ayırabilen kişi maalesef "halk" olarak tanımlanamaz. En azından bugün için. Bu maddi duruma sahip birisi üst gelir grubundan sayılır. Halk ise en iyi ihtimalle ayda 1500-2000 TL gelire sahip diye varsayılabilir kabaca.

      Sil
  36. Hocam yazılarınız için çok teşekkür ediyorum.
    Şu an uygulanan politika "yüksek kurla cari açığı düşürmek, düşük faizle büyümeyi desteklemek, artan enflasyon ile nasıl başa çıkılacağını bilmemek" gibi gözüküyor. Sorum şu artan döviz fiyatları refahı kısıtlıyor ancak uzun vadede artacak refah içinde şart gibi gözüküyor. Dövizin artmasının bize ne zararıbolabilir. Cevabınoz için şimdiden teşekkürler. Saygılarımla. Mehmet Çınar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız şu an herhangi bir politika uygulanmıyor bence. Kapılmışız dışarının rüzgarına gidiyoruz. Buna ek olarak sandalın içinde itş kakış içinde bulunduğumuz için sandalı da sallayıp duruyoruz.

      Sil
  37. Sayın Hocam, merkez bankası sabit kur uygulamasına geçebilir mi? Geçerse, bu karar hangi seviyelerde gelir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçemez. Çünkü o kuru savunacak gücü yok. Baksanıza dalgalı kuru bile savunamıyor.

      Sil
  38. hocam kalkınmanın kaynaklarını emek,sermaye ve doğal kaynak olduğunu düşünürsek bir ülke doğal kaynak zengini ise bu kalkınması için orta gelir tuzağından çıkmak için bir fırsat olabilir.yada bir ülke emek gücüne(beşeri sermayeye) yatırım yaparak yani onları daha iyi eğiterek onlara bilimsel eğitim vererek işçilerin kalitesini ve verimliliğini artırmaya çalışırak daha kaliteli ve aynı kaynakları kullanmak suretiyle daha fazla üretim yaparak orta gelir tuzağından çıkılabilir.
    türkiye doğal kaynak zengini bir ülke olmadığına göre orta gelir tuzağından çıkmasının ana şartı mevcut ürettiğimiz ürünlerden daha farklılarını iç pazarımıza,dünyaya sergileyebilmek.bunun yolu da teknoloji üretmekten, buluş yapmaktan geçiyor bunlarda ezberci eğitimle olmuyor. bunları yapabilmek için eğitimi de ezbercilikten bilimsel ve analitik düşünmeye doğru kaydırmamız gerekiyor tabi bunların adımlarını şimdi atsak bile meyvelerini hemen vermeyebilir, uzun vadeli bir süreç söz konusu bunu sizde defalarca dile getirdiniz.
    ben müsadenizle varsayım yaparak şunu sormak istiyorum;varsayalım ki türkiye bugün emeğinin verimliliğini 3-5 kat artırmayı becerdi ve emeğinin verimliliğine katkı sağlayacak sermaye malları ile de üretim yapıyor olsun.bu türkiyenin aynı kaynaklarla daha fazla üretmesi demek.bu sefer aynı kaynaklarla emeğin ve sermayenin verimliliğinden dolayı geçmişe nispeten daha fazla üreten türkiye , bunları pazarlama sıkıntısı ile karşılaşmaz mı?tamam işin arz kısmı için daha iyi teknolojileri bulmak daha verimli işçiler ile çalışmak gerekiyor, daha fazla üretim için bu gerekli burası tamam . ama işin birde talep kısmı yokmudur yani emeğin verimliliğini artırarak yeni buluşlar yaparak üretimi artırsakta bunları pazarlayabilme gücününede kavuşmamız gerekmez mi?yani talep olmadan ne kadar buluş yaparsak ne kadar verimliliğimizi artırırsak ve ne kadar fazla üretim yaparsak yapalım işin diğer tarafında talep olmadan orta gelir tuzağından çıkılamaz diye düşünüyorum katılırmısınız? değerli görüşlerinizden ve yorumlarınızdan istifade etmek isteriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir özet Teşekkürler paylaşım için.

      Sil
  39. Hocam,
    Yeni bir kuresel krizin baslangicina yaklasiyoruz sanirim. Yellen bu sene sonuna kadar dansozluk yapar ancak. Faiz arttirimi baslayinca da balonlar birer birer patlar, borclar odenemez. Bankalar, sanayi kuruluslari dilencilik yaparak yollarini bulurlar. QE4 baslar kisaca. QE 4 mu 5 mi hatirlayamadim.
    Biz de isleri tikirina koyariz sicak paraciklarla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne QE4'ü yahu!

      3. Dünya Savaşı'nın başlamasına saniyeler kaldı!

      2. Dünya Savaşı'nın bitişinin 70. yıldönümünü anmak için düzenlenen merasimlerde, Çin daha geçen hafta gövde gösterisi yaparak bütün dünyaya özellikle ABD'ye mesaj verdi (Putin de törenlere katıldı!)

      3. Dünya Savaşı'nı mı merak ediyorsunuz? İşte burada:

      1. https://www.youtube.com/watch?v=-ZYa8ELBSvY

      2. https://www.youtube.com/watch?v=cIwoWBzKHBE

      3. https://www.youtube.com/watch?v=8YdTMMwcf_0

      Sil
    2. QE4 bitti. QE5 de başlamaz artık. 4 tane QE o kadar fazla balon yarattı ki bir tane daha QE olmaz sanırım. Buna Fed bile cesaret edemez.

      Sil
  40. Hocam Donald Trump sizi ekonomi başdanışmanı olarak ekibinin başına davet ediyormuş.

    Kabul mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kabul etmediğimiz kendisine geçen hafta bildirdim.

      Sil
  41. Yazılarınızdan anladığım kadarıyla siz kapitalist değilsiniz.

    Hele hele 2010'lu yıllarda iktisatçı olup kapitalist olmamak neredeyse imkansız!

    Sizi ayakta ellerim patlayana kadar alkışlıyorum Mahfi Bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kapitalizmden daha iyi bir sistem olmadığına inananlara kapitalist denir. hocam da bu anlamda kapitalisttir. potansiyelinin çok altında ama sevdiği, ona konfor veren, az stresli işlerle uğraştığı için paragöz değildir. konformist bir kapitalist iktisatçıdır bana göre.

      Sil
    2. İlk yoruma yanıt:
      İki türlü kapitalist olunur: (1) Ya iş sahibi yani patronsunuzdur yani sermayenin sahibisinizdir. O zaman doğal olarak kapitalist olursunuz. (2) Ya da kapitalist sistemi benimsemiş bir iktisatçısınızdır ve hep onun lehinde görüş bildiriyorsunuzdur o zaman da kapitalist olursunuz. İlki zenginlikle ilgilidir ikinmcisinin zenginlikle ilgisi olması gerekmez.
      Benim birinci grupta olmadığım kesin. Çünkü ben iş sahibi değilim hiç bir zaman da patron olmadım. Olsa olsa ikinci grupta olabilirim. Orada da değilim. Kapitalist ekonomi modelinin beğendiğim bazı yanları var. Mesela başı boş bırakılmamak kaydıyla piyasa sistemini beğeniyorum. Mesela yine başı boş bırakılmamak, emeği koruyucu önlemler almak kaydıyla özel kesimin üretimde önderlik etmesini hatta egemen olmasını da benimsiyorum. Buna karşılık benimsemediğim yönleri var. Mesela çevreyi hiçe sayarak büyüme peşinde koşmasını benimsemiyorum. İnsan hayatını hiçe sayarak kar peşinde koşmasını benimsemiyorum. Kar elde etmek için tuhaf tuhaf türev ürünler yaratıp balonlar şişirmesini benimsemiyorum.
      Öyle olunca da kendimi daha çok Keynesyen saflarda buluyorum. Onda da eleştirdiğim yönler var ama daha az.
      İkinci yoruma yanıt:
      Ben tam 35 yıl en stresli görevlerde bulundum. Onun için son 7 - 8 yıldaki durumuma bakıp daha az stresli işlerle uğraştığıma karar vermeyin.

      Sil
    3. kapitalist olmak çok kötü bir şey değil. tecrübelerinize dayanarak "bundan daha iyi bir sistem ortaya çıkmaz, kendimi varoluşun akışına bırakayım, hatasıyla günahıyla bu sistemin içinde var olayım yada olmak zorundayım" dediğiniz an kapitalistsiniz. yoksa kendinizde de eleştirdiğiniz bir yığın yönünüz vardır, ideal bir mahfi eğilmez değilsinizdir ama siz her zaman mahfi eğilmez'siniz.

      Sil
    4. Evet de ben bundan daha iyi bir sistem çıkmaz demiyorum. Eğer öyle olsaydı bu kadar kriz yaratmazdı bu sistem.

      Sil
    5. İşte bunu anlatmak zor insanlara. Sadece beyaz ve sadece siyah diye iki renk bilenler devamlı olarak gelip "tamam, çok uzatmadan söyle; siyah mı beyaz mı?" deyip gidiyorlar. Yani ya dünyanın illeti olan kapitalizmin destekçisi olacaksınız (ki bu durumda otomatikman dünyanın da en kötü insanı, komprador, emek düşmanı vb oluyorsunuz) ya da şaşmaz bir din haline gelmiş olan sosyalizm/komünizm'in müritlerinden olacaksınız.

      Bunca yıllık insanlık tarihi bazı şeyleri göstermiş olmalıydı bize: Bir şeye sahip olmak ve onu işletmek, ondan kar sağlamak doğası gereği kötü olan bir şey değildir. Bireysel mülkiyet (ölçüsünce) kötü değildir. Para, doğası gereği kötü değildir vb vb. Bunları kötü kılan şey serbest bir ortamda gücün denetimsiz olarak bazı ellerde toplaşmasını sağlayan bir dizginsizlik anlayışıdır.

      Bir tarafta daha önceden laissez-faire diye açıkça söylenen, günümüzde ise "katıksız liberal ekonomi" anlayışı arkasında saklanan bir "piyasa-tapıcılığı" var. Diğer tarafta ise emek-perestlik. "Emek kutsaldır" derken kastettiğimiz şeyi alıp kaçıran, onca emekçiyi bir tür ebedi fakirliğe mahkum kılan bir anlayış var. Bu türden siyah-beyazcı bir anlayış size kaç keredir soruyor bakın; "uzatma, ondan mısın benden misin?" diye. İstediğimiz kadar debelenelim biz "dünya tek bir doğru ile anlaşılamaz" diye. Düşüncelerinizi ve mücadelenizi ilgiyle izlemeye devam edeceğiz.

      Saygılar

      İ.İ.

      Sil
    6. Sayın İ.İ.,

      Yazdıklarınızın çok büyük bölümüne katılıyoruz. Teşekkür ederiz.

      Fakat "para" hususunda hatalı görüşlere sahipsiniz.

      Şu referansa yönelerek gerçeğe ulaşmanızı tavsiye ederiz:

      KİTAP: "Borç" İlk 5000 Yıl
      Yazan: David Graeber (Antropolog)
      Çeviren: Muammer Pehlivan
      Yayınevi: Everest Yayınları
      Adres:
      http://www.everestyayinlari.com/tr/kitap.asp?id=1454

      Saygılarımızla

      Sil
  42. Hocam benim merak ettiğim nasıl bir çok işi bir arda yürütmeyi başarıyorsunuz . Sadece benim bildiklerim, bu forumdaki yazıları yazmanız, hemen hemen her soruya cevap vermeniz , yazmakta olduğunuz kitap veya kitaplar , katıldığınız tv yayını, muhtemelen benim bilmediğim en az bir bu kadar iş daha. Zaman yönetimi ile ilgili bir sırrınız var mı yada tavsiyeniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu saydıklarınıza ek olarak hocalık da var. Ne kadar çok işle uğrasırsanız işiniz o kadar hafifliyor bana inanın. Yeter ki sevdiğiniz işleri yapın. Benim yaşamdaki en büyük şansım çoğu kez sevdiğim işlerle uğraşma şansını elde etmiş olmamdır.Tabii bu şansı biraz da insan kendisi yaratıyor.

      Sil
  43. Hocam harika bir yazı öncelikle bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler. Hocam konuyla ilgili degil ama kafama takılan bir soru var altın fiyatıyla dolar fiyatı arasında nasıl bir bağlantı var mesela halk dilinde dolar artınca altında artar gibi bir söylem var iktisadi olarak nasıl açıklanabilir bu durum hocam şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bu konuda bir yazım var biraz eski ama umarım işinize yarar: http://www.mahfiegilmez.com/2012/05/altn.html

      Sil
  44. Dolarin 3.50de istikrar kazanacagini savunan bazi uzmanlar ve analizciler var. sizin gorusunuz nedir. ikinci sorum lirada tekrar bol sifirli gunleri ve yuksek enflasyonlu zamanlari yasayacak miyiz?

    YanıtlaSil
  45. EKONOMİK KRİZ HIZLA YAYILIYOR!

    TÜRKİYE'DE GEÇİCİ SEÇİM HÜKÜMETİ, FED'İN 17 EYLÜL'DEKİ KARARINDAN ÖNCE MUTLAKA TOPLANMALI!

    TSUNAMİYE SADECE 12 GÜN KALDI!

    Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, CHP Genel Başkan eski Yardımcısı Umut Oran, Geçici Seçim Hükümetinin 17 Eylül'de yapılacak Fed toplantısını beklemeden hemen harekete geçerek acilen adım atması gerektiğini, ülkenin 1994, 1998, 2001 ve 2008 krizlerinden çok daha kötü durumda olduğu uyarısını yaptı.

    Oran yaptığı açıklamada; küresel piyasalarda çalkantı sürerken, içeride piyasaların Fed’in 17 Eylül’de faiz artırımı konusunda karar vereceği toplantıya odaklanmış bulunduğunu belirterek, “Fed toplantısına 12 gün var hemen bugün önlem almak mümkün. 2 aylık seçim hükümetinin dahi üretebileceği çözüm mümkün” dedi.

    BÜYÜK RİSK: CARİ AÇIK!

    Türkiye’nin mevcut makroekonomik dengelerinin 1994, 1998-1999, 2001 ve 2008-2009 küresel ve ulusal ekonomik krizleri dönemindekinden daha riskli bir tablo ortaya koyduğunu savunan Oran şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Büyük risk cari açık: GSYH’nin %6’sına yakın cari açık, ciddi bir risk faktörüdür. Kriz yıllarına göre 1994’te GSYH’sin %1,5’i, 1998’de de %0,7’si kadar cari işlemler fazlası bulunan Türkiye, 1999’da milli gelirin sadece %0,4’ü kadar açık vermişti. 2001 krizine %3,7’lik cari açık/GSYH dengesi ile girilmiş, yıl GSYH’nin %1,9’u oranındaki cari fazla ile kapatılmıştı. 2008’de GSYH’nin %5,4’ü kadar olan cari açık, 2009’da %1,9’una inmişti.

    Büyük risk devalüasyon: Ekonomide 2,04 TL’lik yıllık ortalama dolar kuru öngörüsüne göre belirlenen 2015 hedefleri, doların şimdiden 3 TL’ye gelmesi ile çoktan şaşmıştır.

    Büyük risk dış borç/gsyh oranı: 1998 krizinde milli gelirin %35,6’sı, 1999’da %41,7’si, 2001 krizi öncesi %45’i düzeyinde olan, 2001 sonunda %58’e kadar çıkan, 2008-2009 kriz döneminde %38-44 arasında seyreden dış borç/GSYH oranı 2014’te yeniden %50’yi aşmıştır.

    Büyük risk kısa vadeli dış borç: 2001’deki büyük kriz öncesi yüzde 24 dolayında bulunan kısa vadeli dış borçların toplam stoktaki payı halen %33’le tarihi zirvesine çıkmış durumda. Kısa vadeli dış borcun ihracat gelirine oranı %84’le 2001 krizi dışındaki en yüksek düzeyinde.

    Büyük risk acık döviz pozisyonu: Yabancıların Türkiye’deki doğrudan yatırımları; hisse senedi, tahvil ve bono gibi araçlardaki sıcak para yatırımları, kamu ve özel sektöre açtıkları kredilerden alacakları ve mevduatlardan oluşan varlık-alacak toplamı ile Türklerin yurt dışı varlıkları arasındaki fark; yani döviz pozisyon açığı 2000 sonunda 98 milyar dolardı, şimdi 400 milyar dolar.

    Büyük risk hızla eriyen rezervler: Kurda yaşanacak güçlü bir dalgaya karşı rezervler yeterli olmayacaktır.

    YanıtlaSil
  46. TÜRKİYE'DE İŞSİZLER SOKAKLARA DÖKÜLMEK İÇİN SON HAZIRLIKLARINI YAPIYOR!

    Büyük risk kaçan sermaye. Doların 2016 ortalarında 3,85 TL’ye çıkacağı tahminleri yapılıyor. Bu durumda Türkiye, sermaye kaçış eğilimini kırma çabasıyla faizleri olağanüstü artırmak zorunda kalır. Bu gelişme yüksek döviz açığı bulunan reel sektörde iflasları, işten çıkarmaları, işsizliği patlatır.

    Büyük risk sigorta maliyeti dış yükümlülüklerini yerine getiremeyip iflasını ilan eden Arjantin’in durumundan ders alınmalıdır.

    Büyük risk siyasi iradesizlik. Küresel ekonomideki sıkıntılar ve ulusal ekonomideki yapısal sorunlar yanında, siyasette belirsizlik ve istikrarsızlık, ülkeye güveni azaltıyor, sermaye hareketlerini olumsuz etkiliyor, kriz riskini artırıyor.”

    ÜCRET, MAAŞ VE AYLIKLARDA YAPILACAK BİR İYİLEŞTİRME

    Acilen adım atılmasını isteyen Oran, şu önerilerde bulundu:

    “Ekonomide canlanma için öncelikle dövizdeki hızlı artışla alım gücü hızla düşen dar ve sabit gelirli kesime cansuyu sağlanmalıdır. Ücret, maaş ve aylıklarda yapılacak bir iyileştirme, onların yaşam kalitesini artıracak, iç tüketime yansıyacak, bu da ekonomik faaliyetleri ve ticari hayatı canlandırma yönünde etki yapacaktır.

    Kredi kartında taksidi esnetmek: Tüketici kredisini kolaylaştır. Şimdi tüketim kısıcı önlemleri geçici bir süre için esnetme yoluna gidilebilir. Tüketici kredilerinde azami vadenin 36 aydan 48 aya çıkarılacağı söyleniyor. Aynı şekilde kredi kartıyla taksitli alışverişlerde de vade sınırlaması kaldırılmalı ya da taksit sayısı artırılmalıdır. Bu sayede uyarılacak tüketim talebi, ekonomide belli bir canlanma sağlayacaktır.”

    http://odatv.com/o-tarihten-once-hukumet-acilen-toplanmali-0509151200.html

    YanıtlaSil
  47. Hocam; yeni yeni bu günlerde Dünya ekonomisinde olanların, kapitalizmin 1929 da patlak veren büyük bunalım denilen döneminin özelliklerini taşıdığını çeşitli yazarladan okuyorum. Sizin daha önceki bir yazınızda da böyle bir değinme mevcut. Kapitalizmin sınırsız üretim sonucu krize girmesi sistemin doğasında var. Bu gün sistemin yine çıkmaza girdiğini ve kapitalist ekonominin genel krizi olduğunu söylemek mümkün mü? Ya da daha ne olursa işte o noktadayız diyebiliriz?

    YanıtlaSil
  48. Hocam Turkiye ile Brezilya yı karşılaştırabilir misiniz?

    Turkiye nin nesi Brezilya dan daha iyi ?

    YanıtlaSil
  49. Hocam siz harikasınız ☺kendini gelistirmek istiyen iibfliler mutlaka okumali yazılarınızı

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi