Asgari Ücret Artışının Makroekonomik Analizi

Önceki ki yazımda asgari ücrette yapılacak yüzde 30 oranındaki artışın olumlu ve olumsuz olası etkilerini mikroekonomik analize tabi tutarak incelemeye çalıştım. Bu kez konuyu ekonominin geneline yönelik etkisi yani makroekonomi açısından ele alıp irdelemeye çalışacağım.

Makroekonomide, ekonominin genel dengesini açıklayan çeşitli yaklaşımlar vardır. Bunlardan en çok bilinen ve yaygın kullanılanı Keynesyen Çapraz denilen, toplam arz (AS) ile toplam talebin (AD) kesişme noktasına göre konuyu açıklayan analizdir. Burada ben de bu analize göre konuyu ele alıp açıklayacağım. 

Aşağıdaki şekilde dikey eksende ekonomideki harcamalar, yatay eksende ise toplumun geliri (GSYH) yer alıyor. Bu durumda 0 noktasından her iki eksene de eşit uzaklıkta yani 45 derecelik bir çizgi çizersek bu çizgi bize toplam arz (AS) eğrisini verir. Her iki eksene de eşit uzaklıkta olduğu için bu çizgi üzerindeki her noktada gelirler ile harcamalar birbirine eşittir. AD1 doğrusu bize harcamaların toplamını (özel tüketim ve yatırım harcamaları, kamu kesimi tüketim ve yatırım harcamaları ve ihracat – ithalat farkı) gösterir. AD1 doğrusunun AS doğrusunu kestiği M noktasında ekonomi, toplam E1 miktarında harcama yaparak Y1 miktarında GSYH yaratmaktadır. M noktasında 0E1 harcama miktarı, 0Y1 gelir miktarına eşittir.

Ekonomi, M noktasında dengede iken asgari ücreti artırdığımızı düşünelim. Söz konusu ücret artışı, bu ücreti elde edenlerin harcamalarının da artmasına, onların harcamasını gelir olarak elde edenlerin harcamasının artmasına yol açacağı ve çarpan etkisi yaratacağı için harcamaların E1’den E2’ye artmasının sonucunda ekonomi yeni denge noktası olan N’ye geçecek ve bu noktada gelir de Y1’den Y2’ye yükselmiş olacaktır. Özetle harcamaların artması GSYH’yı artıracak ve ekonomi büyümüş olacaktır.

Asgari ücret artışının yaratacağı etkileri ikiye ayırarak değerlendirelim: (1) Kısa dönemde; özel kesimde maliyetler artacak, işten çıkarmalar ve dolayısıyla işsizlik oranında artış yaşanacak, maliyet artışları fiyatlara yansıtılacak ve enflasyonda yükseliş olacaktır. Ayrıca maliyet artışları nedeniyle ihracatta düşüş ortaya çıkabilecektir. Görüleceği gibi kısa dönemli etkiler olumsuz etkilerdir. (2) Orta – uzun dönemde; asgari ücret ve paralel olarak diğer ücretlerdeki artış, tüketim eğilimi yüksek olan ücretli kesimin daha çok harcama yapmasına bu da talebin artmasına yol açacaktır. Bunun sonucunda, şekilde gösterildiği gibi, gelirler de artacak ve GSYH büyümesi yukarı gidecektir. Ekonominin canlanması, talebin ve büyümenin artması, özel kesimin cirolarında artışlar yaratarak, başlangıçtaki kayıplarını telafi edecek gelişmelere yol açabilecektir. Harcamalardaki artış, dolaylı vergilerin, gelirlerdeki artış da dolaysız vergilerin tahsilâtını artıracağı için devletin vergi gelirlerinde artış ortaya çıkacaktır. Görüleceği gibi orta – uzun dönemli etkiler olumlu etkilerdir.

Öneriler: (1) Kısa dönemde ortaya çıkabilecek olumsuzlukları giderebilmek için devlet, özel kesimin maliyet yükünün bir bölümünü üstlenmelidir. Bu durumda kısa dönemde bütçe açığı büyüse de orta – uzun dönemde bu, vergi geliri artışlarıyla dengelenebilir. Bütçe açığı zaten düşük olduğu için başlangıçta bir miktar artması sorun olarak algılanmaz. (2) Maliye politikasını devreye sokacak olan bu gelişmenin de desteğiyle ekonomiyi içine girdiği durgunluktan çıkarabilmek için yapısal reform programı bir takvime bağlı olarak açıklanmalı ve bu program titizlikle uygulanmalıdır. Bu adım, ekonominin geleceğini rahatlatacak adımdır. Özellikle 2016’da gelişme yolundaki ekonomilerin karşılaşacağı sıkıntılardan Türkiye’nin en az etkiyle çıkabilmesi bu adıma bağlıdır.

Yapısal reformlar için önerilerim:

Yorumlar

  1. Bence devlet maliyetin hepsini almalidir. Bunu da gelir vergisi oranindan ele almalidir. Burdan bu baglamdan cikacak yuk acik ise kolaylikla vergi artislari ile dengelenebilir. 1600 ustu araclara otv arttirimi ve bilgisayar cep telefonunda ufak capli otv arttirmi ile acik dengelenebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devletin üstlendiği her maliyetin bir bedeli vardır.

      Sil
    2. Allah ekonominin yönetimini Hakan bey gibilerden korusun. Eline yetki geçse ne yurtdışına çıkabileceğiz ne araba/bilgisayar kullanabileceğiz. Varsa yoksa devlet bizden alsın. Bizde var mı diye de sormak lazım arada bir.

      Sil
    3. Hehehe tesekkur ederim yazi ve elestri icin. Tepkim; cok guldurdunuz beni. Salt sizden degil gundelik yasamda da buna benzer hos nukteli elestriler aliyor. Valla sn gelsen ac kaliriz. Hos seda bu benim huyum butce disiplini diye bir huyum var. Bu konuda hassasim. Illa butce denk olacak fazla verecek. Bu devlet butcesi olur aile butcesi olur sirket butcesi olur kisi butcesi olur vs.. boyle bakiyorum butce disiplini olmayan devletlerin kurumlarin ailelerin kisilerin gelecegini sag salim goremiyorum. yaptigim yorumlarda teme dengeleri gozetmeyi dusundum. asgari ucretli nasil yuksek zamdan yararlanir devlet bunu nasil karsilar bunu da lukse giren yuksek devirli arabalara ve ust duzey zirt pirt degistirilen cep telefonlarina ufak capli vergi arttirimlari ile dengeleyerek gerceklestirmeyi uygun buldum. Tam tersi asgari ucret gibi son derece sosyal bir konuyuu devlete yikmak dusuncesindeyim.

      Sil
    4. Hakan bey, vergi ile Kamu Harcaması nezdinde bulunan harcamalar , milli gelire farklı şekillerde etki etmektedir. (Çarpan Etkisi)

      Sil
    5. Gelir vergisini arttirirsaniz KDV/OTV ile arasinda makas acilir. Boyle olunca 'hayali ithalat'lar gundeme gelir. Sirketler %20+ uzeri gelir vergisi odeyecegine, vergi cenneti olan ulkelerde tabela sirket acip, ithalat yapmis gibi gorunurler ve sadece 18% KDV oderler. Boylelikle sermaye de gereksiz yere yurt disina kacar. Su an yurt disi yerlesik sermayenin olusma sebeplerinden biri de bu makastan kaynaklaniyor.

      Kisa vadede gelir vergisi ile ugrasmak bence bosa kurek cekmek. Daha hizli sonuc verecek uygulama birim bazli kdv'den satis kanali uzerinden kdv uygulamak olabilir. Ornegin bir elbiseyi 1. magazadan aldiginizda farkli KDV, outlet'ten aldiginizda farkli KDV uygulanabilir. Ya da urun fiyatina gore KDV daha mantikli olabilir. Bunu zaten ev satislari icin uyguluyor devlet, gida urunleri, tekstil urunlerinde de uygulayabilir. Bu enflasyonu da asagi baskilayan bir uygulama olur ayrica.

      Sil

  2. kusura bakmayın da,
    yapılacak zam hepi topu % 30
    dolar bazında düşünürseniz zaten gitti.
    yüzde 30 zamlı hali bile açlık sınırına ulaşamıyor.
    ithal ikamesi döneminde tek aynalı arabaları halkımıza satan işverenler şimdi de asgari ücret zamlanırsa batarız tatavası yapıyor.
    çalışanına, bir aylık emeği karşısında, açlık sınırını geçecek kadar bile ücret ödeyemeyecek iş adamları da gitsinler başka iş yapsınlar mümkünse. ihtimal o ki onların boşalttığı alana bu işleri layıkı ile yapabilecek girişimciler gelir.
    türkiye'ye de hiçbir şey olmaz.

    ücretlerde meydana gelecek her kuruşluk artış borç ödemeye gideceğinden ücretliler açısından pek bir değişiklik olmayacak. belki devletin vergi gelirleri biraz artar. biraz da finansman şirketlerinin tahsilat oranları artar.

    borç ödeme çarpanı diye bir çalışma yapıp literatüre mi girsem ne yapsam bilemedim şimdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Antonius Block17 Kasım 2015 19:11

      Kesinlikle katiliyorum yillarca devlet tarafindan adeta pispislanarak is yapmayi adet edinmis ozel sektor simdi de uretimi baska ulkelere tasiriz diye tehdit ediyor.

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Devlet özel kesime yardim etmedigi takdir de uzun dönemde türkiye ekonomisini nereye gider hocam ? ( Kişi başına milli gelirimiz geriler mi ? Tl nin dolar karşısında değer kaybı devam eder mi ?)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devletin yardımı da bir yere kadar. O da bütçe açığını çok artırırsa 2000 öncesi açıkalra ve enlasyona gider.

      Sil
  5. Hocam o kadar güzel anlatmışsınız ki, ekonomi bilgisi pek iyi olmayan biri bile asgari ücret artışı sonrası neler olacağını ve neler yapılması gerektiğini gayet iyi anlayabilir.

    YanıtlaSil
  6. http://www.ntvpara.com/cnbc-e-tv/ekran-yuzleri/dr-mahfi-egilmez

    Hocam bu sitede son iki günün ''11'de Ekonomi'' videoları neden yok...?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün yapamadık zaten programı. Saat 11, NTV için trafiği yoğun bir saat. Bir çok konuşmayla, olayla çakışıyor. Bakalım ne yapacağız?

      Sil
    2. MEDYASCOPE diye bir oluşum var. Herhangi bir ticari getiri gütmüyor. Katılımcılar gönüllü olarak görüşlerini aktarıyorlar. Ama ne yazık ki, sadece internet üzerinden (bedava) yayın yapıyor. Reklam almak gibi, üye olmak gibi şartlar, katılım kuralları falan yok.

      NTV'de sizin programınızı çok yakında kaldıracaklar, benden söylemesi!

      Zaten ekonomi ağırlıklı konuları enine boyuna konuşmak için geniş bir zaman dilimi (ve mekân) gerekir. 15 yıldır CNBC-e bunu yapıyordu!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, NTV'ye kayyum atanır, hooop yine yayınınız kesilir!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, IŞİD yine katliam yapar (Allah bir daha kimseye yaşatmasın!), hooop yine yayınınız kesilir!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, Silivri Mahkemelerinde paralel yapının yargılanması başlar, hooop yine yayınınız kesilir!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, Recep Tayyip Erdoğan bir çeşmenin açılışı için konuşma yaparken öksürük tutar, hooop yine yayınınız kesilir!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, Barack Obama uçağın merdivenlerinden havalı havalı inerken ayağı kayar düşer burnu kırılır, hooop yine yayınınız kesilir!

      Siz tam saat 11.00'da programa başlarsınız, Taksim Gezi Parkı'na dozerler girer ve ağaçları sökmeye başlar, hooop yine yayınınız kesilir!

      ...

      Asgari ücretin analitik olarak incelenmesi mi, dediniz: BOŞ İŞLER BUNLAR!

      Richard Phillips Feynman'ın ve John Nash'in oyun teorisi üzerine söyleyecek sözleriniz mi vardı: BOŞ İŞLER BUNLAR!

      Kişi başına düşen gelir hesabını cari bakışa göre mi yoksa SAGP'a göre mi yapacağız? BOŞ İŞLER BUNLAR!

      CDS'mizde yükselme mi var alçalma mı var? BOŞ İŞLER BUNLAR!

      "1275 maddelik yapısal dönüşüm çikolatası" ile "6 maddelik yapısal reform eylem plânı" arasındaki farkları mı anlatacaktınız: BOŞ İŞLER BUNLAR!

      NTV'nin yönetimiyle konuşur musunuz, sizin canlı yayınınız 19.00 - 20.00 arası ya da 21.00 - 22.00 arası olsun AMA HAFTADA SADECE 3 GÜN OLSUN. ÖRNEĞİN PAZARTESİ-ÇARŞAMBA-CUMA AKŞAMLARI GİBİ.

      Sizin programı kaldıracaklarını az önce söyledim zaten.

      En iyisi MEDYASCOPE'a geçiş yapmanız.

      Sil
  7. Hocam,

    'BİLGİ'Yİ SAKLAMADIĞINIZ İÇİN teşekkür ederiz.

    Minnettarız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kızdığım şeylerden birisi bilginin saklanmasıdır. Çalışma yaşamımda bu tür insanlarla çok karşılaştım. Bir defasında yaptığımız işi anlatan bir broşür yazıp yayınlamıştım. Çalışma arkadaşlarım bana çok kızmış sanki bir devlet sırrı açıklamışım gibi davranmışlardı. Sonra o broşür yıllar yılı o bölümün temel metni olarak çoğaltıldı durdu. Ama ilk tepki olumsuzdu.
      Teşekkür ederim.

      Sil
    2. bilgi tecrube toplumsal olmalidir. Hocam tarim ekonomisi uzerine bir yazi yazabilir misiniz?

      Sil
  8. Hocam,

    Yüksek lisans bile yaptım.

    5 yıldır işsizim!

    Bugün 13.00'da yüzlerce mülakat tecrübemden sonra bir tanesi daha var...

    İyi günler!

    -M.Eğilmez: Umarım başarılı olmuşsunuzdur. Genç yaşta işsiz kalmak çok zor bir durum.

    Hayır, kabul edilmedi!

    13.45'de bitti mülakat. Saniyesinde şunu söylediler, 'CV'niz ilgimizi çekmişti. Nasıl bir aday olduğunuzu merak etmiştik. Şu an size uygun pozisyonumuz ne yazık ki yok. İlk açılan pozisyonda sizle iletişime geçeceğiz.'

    5 yıldır buna benzer cümleleri kaş defa duydum sayamıyorum artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten üzüldüm. Sınavlara hazırlanırken bir arakadaşım vardı Mülkiye'den. O da giriyordu sınavlara. Hepsini kazanıyor ama mülakatta kaybediyordu. Sonunda çok iyi bir yeri kazandı. Dilerim sizin de öyle olur.

      Sil
    2. Hocam ben özel sektörden bahsediyorum.

      Galiba siz maliye türü kamu kurumlarındaki istihdama odaklanıyorsunuz.

      Sil
    3. Hayır sadece bugün ikisi de aynı kapıya çıkıyor.

      Sil
  9. Hocam öncelikle yazınız için çok teşekkür ederim.
    Lakin kafama takılan bir soruyu sormak istiyorum.
    Yazinizda kısa dönemdeki olumsuz etkilerin orta - uzun dönemde gelirlerin artışına bağlı olarak olumluya evrilecegini belirtmissiniz. Peki bu artış reel bir artış midir. Reel değilse eğer sizin de belirttiğiniz gibi uzun vadede olumlu bir durumla karsilasacabilecek miyiz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok önemli bir soru. Doğal olarak bu etkilerin bir bölümü nominal bir bölümü de reel olacaktır. Hangisinin daha ağır basacağı biraz da ekonominin nasıl bir reaksiyon vereceğine bağlı.

      Sil
  10. Siz çok büyüksünüz ya

    Televizyonda 45-50 arası gösteriyorsunuz. 65 olduğunuzu öğrenince şaşırdım doğrusu...

    YanıtlaSil
  11. Cok guzel anlatiyorsunuz sevgili hocam sizi cok seviyorum

    YanıtlaSil
  12. Yalnız bu analizinizi yaparken kurlardaki dalgalanma potansiyelini de denkleminize katıyor musunuz?

    Kurlar yükselmeye devam ederse, malların ve hizmetlerin satış fiyatları da yükselecek; böylece asgari ücretin yükseltilmesi pek bir işe yaramayacak!

    Yine mi ceteris paribus!

    Ha kel hasan, ha hasan kel gibi bir sarmalla karşı karşıyayız gibi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii bir çok değişkeni işin içine katarsak bambaşka sonuçlar çıkabilir.

      Sil
  13. Hocam öncelikle her zamanki gibi bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Hocam yazıda aslında ipuçları olsa da işçinin, emekçinin, kısacası vatandaşın gözünden bu artışın etkisini detaylı olarak ayrı bir yazıda anlatmanız mümkün mü ? ( Hocam az çok anlattığınızdan neler olabileceğini bir iktisatçı olarak tahmin edebiliyoruz fakat sizden detaylı bir biçimde öğrenmek daha faydalı olur diye düşünüyorum ) Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Aslında burada anlattığım belki de en basit haliyle anlatıma dayanıyor. Ama şekil itici oluyorsa o zaman da yazının son iki paragrafını okumak da yeterli olur diye düşünüyorum.

      Sil
  14. Hocam daha önce tasarruf oranımızı artırıp yatırımlarımızı artırmamız gerektiğini vurgulamıştınız.Ama şuan ücretlerin ve asgari ücretin artması ile durgunluktan çıkabiliriz diyorsunuz? Tasarruf ederek mi yatırımlar artmalı ? Tüketerek mi ? iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada açık bir çelişki var ekonomide. Yatırımların kaynağı tasarruflardır. Ama bir toplum düşünün sürekli tasarruf yapıyor ve pek harcamıyor olsun. Bu durumda yapılacak yatırımlar sonucunda elde edilecek ürünleri kime satacak onu üretenler? Satamayınca bir süre sonra üretmeyecekler ve büyüme düşecek, ekonomi resesyona girecek. Demek ki toplumun bir yandan tasarruf yaparken bir yandan da tüketim yapması lazım ki yatırım sonucu elde edilen üretim artışına bir talep olsun.
      Bizdeki durum karışık. Bizde tasarruf yeterli olmadığı için biz dışarıdan tasarruf ithal ediyoruz. Sadece tasarruf yetersizliği değil söz konusu olan bir yandan da yapılan tasarrufların gittiği alanlar verimsiz. Mesela altına yatırılıyor ve ekonomi dışına çıkıyor. Onları devreye sokabilsek aslında tasarruf ithaline gerek kalmayabilir. İşte bu aşamada biz tasarrufu artıramadığımız için mecburen tüketimi artırarak büyümeye dönmek ve yine tasarruf açığını dışarıdan ithal etmeye çalışmak durumunda kalıyoruz.

      Sil
    2. O zaman söyle desek daha dogru olmaz mi hocam. Tasarruf yap fakat tasarrufun en az yarisini harca.
      Ekonomibicin bu daha iyi galiba.

      Sil
  15. Hükümet asgari ücreti ne oranda üstlenirse üstlensin bir o kadarda vegilerde artış olur.Asgari ücret uygulamasında holding sahiplerine, anonim şirket statüsündeki şirkelere , limitedlere yani kısacası sermayesi belli bir dönemde belli bir oran üstünde olan(misal 1 milyon tl) şahış veya ortak firmaların asgari ücret uygulamalarındaki payını olabildiğince az hükümet üstlensin veya hiç üstlenmesin.Sayın Erdoğanında dediği gibi az kazansın(misal, kar oranından temettü vermek mantığında işçinin maaşına düzenli olarak yansıtsın).Asgari ücret oranında 30%.
    KOBİ statüsünde olan şirketlere de sermaye limitini koysun sermayesi <1 milyonun altında ise belli bir oranını hükümet karşılasın
    0 ile 750 bin arasında ise hükümet asgari ücret ödeme oranının büyük çogunlugunu karşılasın.hem gelir adaletsizliğini azaltmış hemde küçük işletmenin gücüne güç katarak piyasanın temellerini sağlamlaştırır.
    teşekkürler hocam düşüncelerimden birisi bu benim.
    elinize sağlık sevgi ve saygılar sayın hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam az kazansın iş veren diyorsun ama bu ister istemez büyümeyi uzun vadelerde olumsuz etkiler ve de cari açığı iyice fırlatır bir süre sonra dolar fırlar ancak bu sefer büyük sanayin zayıf (eskisi kadar sermayesi olmayacak) olduğundan nalları dikersin. Bir de kar etmeyecekse şirket, kim niye yatırım yapsın para kazancı az olacaksa yabancı niye para getirsin koysun... yani iş adamı ve kapitalizm düşmanlığı da bir noktada hayatın reeline takılıyor, asıl olan insanca bir sistemi inşaa etmekten geçiyor yoksa çok parası olan az kazansın dersen büyük yatırım yapacak esnaf bulamazsın ...

      Sil
    2. bu arada unutmadan ekleyeyim hocam, ben bakıcı çalıştırmayı düşünüyordum ancak bu asgari ücret sonrasında özkaynaklarıma döneceğim (anneme), yani zannetme ben senin bu önerdiğinden fayda sağlamıyorum sağlarım ama iş bilimsel sürdürülebilirlik noktasına gelince benim çıkarım hatta halkın geniş kesminin kısa vadeli (bir toplumun tarihiyle kıyaslandığında) çıkarı bile soğuk fizik/matematik/mantığa kar etmez...

      Sil
    3. Hocam tasarruflarin ne kadari yatirima dönüşebiliyor yada ihracatin ithalati karsilama orani ne kadar pozitif veriyor kar aciklamasi yapan sirketlerin kaci kazandigini belli bir oranini tekrar yatırımda kullaniyor , az kazansin demek ciro edenin tamamen sermayesini 100% den %50 ye 60 a indirmek tabiki değil
      Firmanin yatirim yapacak butcesine engel olmadan bu oran kesinlikle ayarlanabilir ozel sektörde ciro yapanlar servet birikimine servet ekleme düşüncesinde olmadan , işçilerine kesinlikle %30 luk payi verebilir bu oran verilebilirken
      Sirketin sermaye bilançosu karlılık düzeyi halka acik piyasada hisse senedi degeri kesinlikle negatir veya fiyat kazanc oranini 1 in altina veyahut piyasa degeri defter degerinin altinda kesinlikle kalmaz .
      Kar elde etmeyen sirket zaten bunun onlemini alir ben önerimi kar fazlasi olanlar için diyorum az kazansinlar diye.
      Uzun vade de büyüme yi ancak üretim elde ederek saglarsin yurt dışı asagari ucreti devlet kendi ustlense uzun vadede butce açığı artacak bu cari acigi tetikleyecek cari acik oldukca devlet dis borclanma ile yükümlülügu artacak yükümlülüğü cari acik arttikca cds risk primi yukselecek kurlar artacak bunlar olurken ulkenin banka endeksi ithalat ihracat endeksleri olumsuz seyr izleyecek faiz artarken maliyetleri de arttiracak , kar fazlasi olan sirketlerin servet yigini da bunlar olurken bos bos m3 para arzinda yatacak.
      Düşüncelerim kaba taslak bunlar elbet atladigim yanlış yaptigim yerler vardir hocam teşekkür ederim yorumun icin.

      Sil
  16. Bugün Başbakan Davutoğlu ekonomik olarak yapısal reformları yapilacaginin sözünü verdi. Asgari Ücret olarak cumhurbaşkanı r.t.Erdogan işverenlerin biraz az kazanmasını belirtti kapitalist bir düzende bu sağlanır mı peki, hocam bir de kapitalizmin bütün nimetlerinden faydalanan ali koçun eşitsizliği ortadan kaldırmak için kapitalizmin ortadan kalkması gerekiyor sözü ne kadar ali kocla doğru orantılı. bu konularla ilgili sizin düşünceleriniz nedir hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hükümetin yapısal reformlarla kastettiğiyle benim kastettiklerimin ne kadar benzer olduğunu görmeden bir şey söyleyemeyeceğim. Çünkü geçmişte yapısal reform dedikleri şeyler pek yapısal reform değildi. Tekrar söylüyorum 1200 tane yapısal reform olmaz. Yapısal reform dediğin 5 - 10 konuda olur. Gerisi teferruattır.
      İşverenin biraz daha az kazanması tavsiyesi kapitalist piyasa ekonomisi sisteminde geçerli bir tavsiye değildir.
      Ali Koç'un kapitalizmin ortadan kalkması gerekliliği sözü bana sorarsanız daha çok ahbap çavuş kapitalizmi için geçerlidir.

      Sil
  17. hocam maalesef sizin kadar olumlu değilim tekrar söyleyeyim iş dünyasına yüklenecek kısmı kadar bankalara imkan sunulsaydı çok daha iyi olacaktı. kişiler harcama eğilimi yüksek kişiler olduğundan cari açıkta artış kaçınılmaz bizim dışarıdan aldığımız parayı bile iyi değerlendiremediğimizi düşünürsek olacak olan şey 100 lira verip ekonomiye ancak 30-40 lira katma değer katmak olacaktır; sonuçta 100 lira için 10 kişi işten çıkarılacak ancak bunun sağlayacağı uzun vadeli büyüme sadece 3-5 kişi arasında istihdam yaratacak ve yapısal işsizliğimiz artacaktır... bu da benim öngörüm... yıl sonu dolar büyüme vs. tahminlerimizi de unutmayalım hocam hala iz üstündeyim ... :)

    YanıtlaSil
  18. tüketim eğilimi yüksek olan ücretli kesim varsa eğer,
    tüketim eğilimi yüksek OLMAYAN ücretli kesim de var demektir.

    Bu kesim hangisi peki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle ücretli kesimin tamamında tüketim eğilimi yüksektir. Düşük ücretlilerde tüketim eğilimi çok daha yüksektir çünkü bu kesim eline geçen paranın tamamını tüketim için harcar, tasarruf edecek imkanı olmaz. Hatta çoğu eline geçen gelirden fazlasını harcar (borçlanarak). Buna karşılık yüksek ücret geliri olanların gelirinin bir bölümünü tasarruf etmesi mümkündür. Şirketlerin üst düzey çalışanları bu gruptadır mesela.

      Sil
    2. Siz n'aptınız yahu...

      Yok şu şöyle olursa böyle olur, yok bu böyle olursa böyle olur...

      Uzattıkça uzatmışsınız!

      Ne çok zevk alıyorsuuz ağdalı üslup kullanmaktan!

      Açık açık yazsanıza:

      Fakirler fakir oldukları için fakirdir!

      Zenginler; sarışın, mavi gözlü, atletik vücuda sahip, sürekli "parfüm" kokarlar!

      FAKİRLER ÖLSÜN, "PORSCHE"TAN SELAMLAR:

      https://www.youtube.com/watch?v=zZuOAW24BSI

      ZENGİNLER ÖLSÜN, "MİNİBÜS"TEN SELAMLAR:

      https://www.youtube.com/watch?v=FPToOUrzHEU

      Ağdalı üslup kullanmayın bundan sonra!

      Sil
  19. Hocam merhaba

    Türkiyede herkez Akp nin halka sunduğu bize oyunu ver her yerden zammı al mantığı tartışıla dursun.
    Sanıyorum türkiyenin sol tarafı ülkeyi terk ediyorlar tanıdığım yada yeni tanıştığım eğitimli ve iş güç sahibi katma değer yaratan insanlar ufak ufak bilgilerini ve sermayelerini alıp bu ülkeden gidiyorlar Ve lafta değil gerçekten harekete geçmişler çünkü çocukları için ne eğitim nede bir gelişmiş sosyal ortam görüyorlar ben merak ediyorum da bu vaatleri hangi kısımın üretiminden alıpta kendilerine oy veren geneli geliri zayıf ve katma değeri düşük üretim yapan insanlara vericekler? Yıllardır beslendikleri eğitimli ve katma değer yaratan kesim gidiyor.bu ülkeyede geriye sadece fakirlik kalıyor.kısa ve orta vadede bu ülke yunanistanın siyam ikizi olur.

    YanıtlaSil
  20. Hocam merhaba;
    Asgari ücret ile ilgili yazmış olduğunuz seri yazılarınız konuyu anlamamız açısından bize çok yardımcı oldu.
    Çok teşekkürler.
    Ben asgari ücretin ülke genelinde 1300 tl ye artırılmasıdan çok bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
    Zaten şu anda Anadolu'nun bir çok şehrinde mevcut asgari ücreti çalışana ödeyip içerisinden 100-300 tl arasında bir rakamı geri alan çok işletme mevcut.
    Bu zammın yapılmasından sonra işsizlik oranının, kayıt dışı istihdamın artacağını ve maaşlardan alınan toplam vergi gelirinin düşeceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilebilir. Buna ben de katılırım.
      Başlangıçta ben de kayıt dışı çalıştırmanın ve işsizlik oranının artacağını düşünüyorum ama sonradan bu talep artışının etkisiyle düzelebilir. O nedenle kısa ve orta-uzun vade ayrımı yaparak inceledim konuyu.

      Sil
  21. Hocam bir kamu maliyesi veya türk vergi sistemi hakkında kitap yazmayı düşünmüyormusunuz? Sizin gibi anlatım gücü yüksek güncel konuları ders konularıyla uyarlıyabilecek bir hocanın kitabına ihtiyacımız var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay Maliye kitabım bitmek üzere. Sonra yeniden okumasını ve düzeltmesini yapacağım 2016'nın ilk 3 ayında yayınlamayı hedefliyorum.

      Sil
  22. Sayın hocam makro ve mikro etkileri cok güzel aciklamissiniz ancak sosyal refah açısından ele alirsak bu artisin toplumsal refaha etkisi ne olacaktır. Çünkü kisa dönemde görülmesi muhtemel bi işsizlik ve orta vadede maliyedeki açıkları finanse etmek için artışa gidilecek vergilerle topumsal maliyet ne duzeyde olacaktir. Yani demem o ki hocam asgari ücretteki artis uzum dönemdeki enflasyon ile eriyip gidermi. Simdiden teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birçok etkisi olacak. İşsizlik bir miktar artacak. Kayıt dışına geçiş olacak. Buna karşılık en düşük gelir grubunun geliri yükseldiği için gelir dağılımı düzelecek. Devletin vergi gelirleri artacak. Enflasyon artacak. Ekonomi canlanacak, muhtemelen büyüme de artacak. Toplam refaha ilk etkisi üst gelir grubundan alt gruplara gelir transferi olacağı için gelir dağılımını düzeltici etki olacak. Ne var ki bu etki zamanla enflasyonla eriyecek.

      Sil
    2. Uzmanlık tezimi bu konu hakkında yazmayı düşünüyorum. Zira asgari ücret artışları sadece gelir dağılımda adalete katkıda bulunacaktır. Bu durum da ekonomik kalkınmayı olumsuz etkileyecektir. Gelir dağılımda adalet ile ekonomik kalkınma ters kutuplardır.
      Bunun yerine ilk hedef fiyatlar genel seviyesinin düşürülmesiyle gelişmiş ülkeler düzeyine çıkılması olmalıdır, gelir dağılımda adalet ikinci planda olmalıdır.
      Asgari ücret artışı mali aldanmadır. Bu mali aldanmadan kurtulmanın yolu da bireylerin rasyonel davranmasından geçer, bu da eğitimle mümkün olabilir. Böylece karar alıcılar oy derdine düşüp kaynakları heba etmek zorunda kalmazlar.

      Sil
  23. Hocam kısa vadede, işsiz kalanlardan dolayı meydana gelecek harcamalardaki azalma maaşı artanların harcamalarını artırması durumunu dengelerse bir toplam talep artışı meydana gelmeyebilir. Tabi önerdiğiniz gibi devletin sübvanse etmesi ve yapısal reformların güvenilir bir şekilde uygulanması bu riski yok edebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsiz kalandan çok kayıtdışı çalışan olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla talepte artış olması olasılığı daha fazla.

      Sil
  24. Hocam Merhaba,

    Yazılarınızı ilgiyle takip edenlerden biriyim. Yorumlarınız çok değerli.

    Bu konuda bir şey kafama takıldı. Önceki yazılarınızda belirttiğiniz üzere ücret artışları sonucu teoride arz eğrisi sola kayacak, talep eğrisi sağa kayacak. Yani fiyat artışları maliyete yansıyacak. İşletmeler bu maliyetten kurtulmak için işçi çıkartacaklar, işsizlik artacak. izleyen talep artışı ile üretim eski düzeyine tekrar dönecek. Başlangıç noktasına göre üretim aynı fakat fiyatlar yani enflasyon artmış olacak. Şimdi teoriden pratiğe geçersek sizce arz-talep dengesi önceki üretim denge düzeyinden daya yüksek bir üretim düzeyinde dengeye gelerek reel bir artış mı ortaya çıkartır yoksa önceki denge düzeyine yakın bir noktada tekrar denge sağlanarak toplam etki sadece enflasyon üzerinde mi gerçekleşir? Teoride klasikler bunun sadece enflasyonu arttıracağını, para arzı artışının reel hiç bir etkisi olmadığını savunurlar(miktar teorisi). Sizin görüşünüz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klasikler ekonomiyi daima tam istihdam dengesinde düşündükleri için söyledikleriyle düşündükleri tutarlıdır. Ne var ki ekonomi tam istihdam dengesinde değil. Potansiyel büyümenin altındayız. Dolayısıyla ilk aşamada olmasa da ileriki aşamalarda üretim ve dolayısıyla gelir artışı olması beklenir.

      Sil
  25. Hocam bir önceki yazınızda artı ve eksilerini saymışsınız. Bir tane de ben ekleyeyim; işgücücüne katılım oranı da düşer. Sebebi şu:
    Ellerinizden öper 9 aylık bir kızım var. Eşim çalışıyor. Bakıcımız sigortalı. Eşimin maaşının büyük bir kısmı ona gidiyor.
    Asgari ücret artışı ile birlikte eşimin tüm maaşı bakıcıya gideceğinden, istihdamda olan eşim işgücüne dahil olmayan bir kişi olarak hayatına devam edebilir.

    YanıtlaSil
  26. FED FAİZİ ARTTIRMAYA BAŞLADIĞI ANDAN İTİBAREN, DOLAR/TL KURU YUKARI FIRLAYACAK!

    BU GERÇEĞİ HESABA KATMADIĞIMIZ SÜRECE, ASGARİ ÜCRETİN YÜKSELTİLİP YÜKSELTİLMEMESİNİN HİÇBİR ANLAMI YOK!

    AKSAK AKSAK ÇALIŞAN JOHN (CON) AHMET'İN DEVRİDAİM MAKİNESİNİ YAĞLAYIP CANLI TUTMAYA ÇABALAMAKTAN BAŞKA YAPTIĞIMIZ ŞEY YOK BU ÜLKEDE!

    FED'İN FAİZ ARTTIRIMINDAN SONRA HİÇKİMSE BELİNİ DOĞRULTAMAYACAK!

    KENDİMİZE YAZILAR YAZALIM AMA
    KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani ne yapalım diyorsunuz Fed faizi artıracak diye elimizi kolumuzu bağlayıp duralım mı? Bu, İstanbul'da nasıl olsa deprem olacak taş üstünde taş kalmayacak bir şey yapmayalım demek gibi bir şey.

      Sil
    2. Yooo ne parmağı, ne eli, ne kolu, ne ayağı, ne bacağı ama belki de en önemlisi akıllarımızı hiçbir yere bağlamamalıyız!

      Eğer son iki günlük haberleri takip ettiyseniz:
      Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet, nitelemesiyle anılan meşhur bir vatandaşımız var!

      Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet, 'eyyy.. finans sektörü size sesleniyorum...' diye başladı ve PPK faizinin %4,5 (veya 4,6) olması gerektiğini bir kez daha deklare etti! Galiba, 1 Kasım seçim sonuçlarıyla beraber cesareti perçinlenmiş olmalı ki 'eyyy...', 'eyyy...' diye bağırmaya başladı gene!

      Şimdi:

      Bu ülkenin ekonomisinin başına ehil kişilerin geçmesi lâzım!

      Amacım sizi durduk yere yüceltmek değil. On yılları aşkın süredir, ekonomi konusundaki ehilliğiniz ortada.

      EKONOMİNİN BAŞINA SİZ GEÇMELİSİNİZ!

      EĞER SİZİ ZORLA İSTİFA ETTİRİRLERSE, BU KEZ BİZ ÇIKIP DİYECEĞİZ Kİ, EĞER MAHFİ HOCA'NIN PLANLARINA ENGEL OLMASAYDINIZ BU ÜLKE TEKRAR AYAĞA KALKACAKTI! AMA ENGEL OLDUNUZ, İSTİFA ETTİRDİNİZ!

      ONU GERİ ÇAĞIRIN! EĞER ÇAĞIRMAZSANIZ, HER GÜN SOKAKLARDAYIZ!

      Şimdi anladınız mı!

      Sistemin değişmesi için ilk önce serum verelim!
      Siz o beklenen serumsunuz!
      Kıvılcımı çaktığınız an gerisi gelecek!
      İstifa etseniz bile!

      Sil
  27. Hocam Merhaba
    Emeğinize sağlık
    Gelecek ay spk uzman Yrd sinavi var
    Sınava girebilecek kişilerden biriyim.
    Sınava Hazırlık konusunda yardimci olabilecegini düşündüğünüz bilginizi paylaşabilir misiniz?
    Sizce nasıl bir sınav olacak?
    bu süre zarfında nasıl bir çalışma ve hangi konulara yoğunluk vermem gerektiğini fikir olarak söyleyeyim misiniz?
    sınav konular:
    iktisat(mikro,makro,uluslararası İKT, büyüme kalkınma ,para-banka)
    Maliye (kamu gelirleri ,kamu harcamaları, bütçe borçlanma Maliye teorisi)
    Hukuk (medeni hukuk. Borçlar .idare .ticaret hukuku. Ceza hukuku. Anayasa hukuku)
    muhasebe
    ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bu konuyu SPK uzman yardımcılığı sınavına girmiş kişilerle konuşun çünkü benim tavsiyelerim ancak genel nitelikte olabilir onları da bu blogda çeşitli zamanlarda paylaştım, paylaşıyorum.

      Sil
    2. ok.sağolun hocam teşekkürler

      Sil
  28. Hocam yazi icin emek icin yeniden cok teşekkürler. Ne kadar teşekkür etsek azdır sizin gibi bizimle ilgilenen baska kimse yok.

    Uzun zamandir yazılarınızı takip ediyorum ve kafama takılan birşeyi en güvendiğim kaynaga sorup bilgilenmek istiyorum açıkçası.

    Mahfi hocam emlak sektörü hakkinda neler dusunuyorsunuz acaba. Herkesin de gördüğü üzere cok hızlı bir degerlenme soz konusu emlak fiyatlarında. Insanlar ev alamayacak duruma geldi bile. Bu fiyat artışları nereye kadar devam edebilir. Ve bu emlak balonu diye bahsedilen olayin patlamasi patlama sebepleri ve patlamanın sonuçları neler olur. Bahsedebilirseniz veya arastirabilecegim mantik yurutebilecegim noktalari belirtirseniz çok memnun olurum. Teşekkürler simdiden hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Emlak fiyatları özellikle büyük kentlerde ve özellikle de İstanbulda çok yükseldi. Bunu kira - satış fiyatı kopukluğundan anlıyoruz. Bir dairenin yıllık kirası satış fiyatını ancak 30 - 35 yılda çıkarabilir durumda. Bu oran 15 yıl önce 20 - 25 yıl arasındaydı. Çok hızlı artış oldu. Bir düzeltme olması beklenebilir ama sistem buna şimdilik direniyor.

      Sil
    2. hocam peki ne olması gerekir bu balonun patlaması için, neden patlar

      Sil
  29. Hocam zamanında hatırlarsınız rahmetli erbakan işçiye memura %50 zam yapicam dedi ve o zaman millet turkiye batar dedi..adam başa geldi ve dedigini yapti ama turkiye sanirim batmadi...ayriyeten şunuda sölemek gerekir bu tarz popülüs söylemlere bende karşiyim onemli olan paranin satin alma gucu bence..bunuda sizin daha once bassettiginiz gibi enfilasyonu dusurerek yapmamiz lazim...istanbulda ev kirasi 1000 tl olduktan sonra sen asgari ücreti 2000 tl yapsan nolur..adam yine aç yine aç.
    Saygilar hocam,sizi çok seviyoruz..allah uzun ömur versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Batış denilen şey hemen olmuyor. Yani bu düzenlemeler ilerideki batışın temellerini atıyor.
      Asgari ücretle ilgili eleştirinize katılıyorum. O ücretle İstanbulda geçim mümkün değil. Belki daha doğrusu bölgesel asgari ücret sistemine geçmek olabilir.

      Sil
  30. Değerli Hocam yazılarınızı sürekli olarak takip ediyorum, bir mühendis olarak gerçekten sizin sayenizde ve kitaplarınızla biraz da olsa ekonomi dilini anlar oldum.

    Fakat ilk defa bu yazınızdan sonra kafamda bir soru işareti oluştu. Orta ve Uzun dönem için olumlu görüş belirtmişsiniz ücret artışının getireceği harcama sebebiyle, fakat ülkemizde asgari ücretle çalışanların bir çoğu üretim sektöründe ve maalesef ücret artışı sonucu bir çok kişi harcama için telefon,bilgisayar vs.(Ithalata dayalır) gibi ürünlere talep göstereceklerdir diye düşünüyorum. Bunun sonucunda üretim ihracatın bir kaynağı olarak zarar görecek iken ithalat kısmı biraz daha hareketlenecektir. Cari için kötü olabilir diye düşünüyorum, hazır biraz toparlanmış iken.

    Ben şahsen asgari ücretin 1300 üzerinde olmasından yanayım, fakat,üretimde rekabet kozlarımızın Ar-Ge, inovasyon ve özgün ürünler olması gereken yerde maalesef ucuz işcilik olduğundan üretime kötü etki edebilir diye düşünüyorum. Keşke üretim yapımızı sizinde belirttiğiniz gibi reforme edebilsek onun getirdiği rekabet gücüyle hiç düşünmeden 2000 tl asgari ücret yapabilsek.

    Saygılar,Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. N mutlu bana, teşekkür ederim.
      Haklısınız bu tür bir artış ithalatı ister istemez körükleyecektir. O nedenledir ki ben yazımın sonunda yapısal reform meselesini yine gündeme getirdim. Bunun önemli parçalarından birisi de kısmi ve geçici ithal ikamesi yoluyla ithal mallardan yapabildiklerimizi burada üretmeye yönelmektir. Bu konuya derhal girişmezsek orta - uzun vadede beklediğimiz etkiyi alamayız.

      Sil
  31. Merhaba,
    Ufak bir parantez açmak istedim. Öncelikle asgari ücretteki net artışın işverene maliyet tam olarak %30 değil. Öcelikle böyle bir vaad olmasaydı bile asgari ücreti rutin olarak 2016 yılı için beklenen zam oranı ortalama olarak %6+%6 şeklinde olacaktı. Buda şuanki asgari ücretin AGİ dahil net ilk 6 ay yaklaşık 1,060 liraya ikinci 6 ay da ortalama 1,124 liraya çıkaracaktı. Bu durumda net işveren maliyeti ilk 6 ay net %22,3 ikinci 6 ay içinse %15,7 yapmaktadır. Eğer devlet asgari ücretten aldığı 72,26 kurusluk gelir vergisini almazsa maliyet ilk ay net %14,84 ikinci 6 ay içinse %8,69 olarak hesaplanmaktadır. bu durumda yıllıklandırılmış net iş veren maliyeti ortalama %11,76 olacaktır. Yani fiyatlamaya etkisi işveren maliyeti olarak yaklaşık %12 olur. Bu durumda hep söylenen ihracatta rekabetci fiyat avantajımızı kaybedeceğimiz iddasını yalanlar niteliktedir. Çünkü TL dolar bazında 2014 yılbaşından beri YTD %23 değer kaybetti. Yani biz dolar olarak %23 ucuzladık. Bu rakam 2016 yılında daha da artıcak. Dolayasıyla ihracat fiyatlamasında avantajsız duruma düşme yada ihracatta azalma olmayacaktır

    YanıtlaSil
  32. Hocam merhaba

    Uzun dönem etkilerde tüketim eğilimi yüksek olan asgari ucretliler sayesinde ekonomi genişliyor peki ama asgari ücretlilerin tasarruf eğilimi yüksek olanları baskın gelir ve asgari ücretteki artış yastık altı yapılırsa sonuçları neler olur?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi