İç Borç Çevirme Oranı Alarm Veriyor

Hazine’nin bir dönemde yaptığı iç borçlanma toplamını aynı dönemde yaptığı iç borç (anapara + faiz) ödemeleri toplamına böldüğümüzde bulacağımız oran bize iç borç çevirme oranını veriyor.

Aşağıdaki tablo 2010 yılından bugüne kadarki iç borç ödemelerini, iç borçlanmayı, iç borç çevirme oranını ve Hazinenin bu borçlanmayı yürütmek için ödediği ortalama faizi gösteriyor (Kaynak: www.hazine.gov.tr)

Yıllar
İç Borç Servisi
Anapara
Faiz
İç Borçlanma
İç Borç Çevirme Oranı (%)
Faiz Oranı  (%)
2010
178,1
136,2
41,9
159,0
89,3
8,7
2011
132,1
97,1
35,1
111,6
84,5
8,3
2012
124,7
84,0
40,7
101,5
81,4
9,4
2013
167,1
128,1
39,1
141,2
84,5
7,0
2014
157,0
117,8
39,3
127,9
81,5
9,9
2015
107,1
67,4
39,8
90,4
84,4
8,5
2016
100,6
63,2
37,4
91,1
90,6
10,2
2016 6 Ay
49,3
30,5
18,8
43,1
87,0
10,5
2017 6 Ay
54,0
35,3
18,7
61,7
114,3
10,3

İç borç oranı hesaplamasını denklem üzerinden gösterebilmek için 2017’nin 6 aylık sonuçlarını alalım ve iç borç çevrime oranı denklemimize uygulayalım:

İç borç çevirme oranı = İç borçlanma toplamı / İç borç (anapara + faiz ödemeleri) toplamı

İç borç çevirme oranı (2017 ilk 6 ay) = 61,7 / 54,0 =  114,3

Tabloya bakarsak iç borç çevirme oranının 2016 yılının ilk 6 ayına kadar sürekli olarak 100’ün altında kaldığını yani Hazine’nin piyasaya ödediği borçtan daha azını borçlandığını ve bu yolla piyasaya para bıraktığını görebiliyoruz. Bu durumda faizler geriliyor ve özel kesimin borçlanma piyasasından yararlanma imkânı artıyor. Bu duruma özel kesimin borçlanma piyasasından yararlanma imkânının artması (crowding in etkisi) deniyor. 2017 yılının ilk 6 ayında olay tam tersine dönmüş bulunuyor. Hazine, iç borç çevrime oranını 100’ün üzerine çıkarmış yani piyasaya ödediğinden daha fazlasını piyasadan borçlanmış. İç borç çevrime oranının yükselmesi sonucunda özel kesim daha az borçlanıp daha az yatırım yapıyor. Çünkü borç verilebilir fonların çoğuna kamu kesimi talip oluyor ve faizin de yükselmesine neden oluyor. Bu durumun ortaya çıkmasına özel kesimin borçlanma piyasasından dışlanması (crowding out etkisi) adı veriliyor.

Üç soruya yanıt bulmamız gerekiyor. Birinci soru: Ne oldu da Hazine bu yılın ilk 6 ayında iç borç çevirme oranını rekor düzeye çıkardı? Faizler çok düştü de ileride bu kadar düşük faizle borçlanamayacağını düşünerek borçlanmayı öne çekti desek böyle bir görünüm yok. O halde bu soruyu yanıtlamak için Hazine nakit dengesine bakmamız gerekiyor. Çünkü borçlanma Hazine’nin nakit açığı esas alınarak yapılıyor.

Aşağıdaki tablo Hazine nakit dengesini söz konusu yılların ilk 6 aylık bölümleri itibariyle gösteriyor (www.hazine.gov.tr) (Tablodaki sayılar milyar TL olarak okunmalı.)

Yıllar/ 6 aylık
Gelirler
Giderler
Nakit Dengesi
2010
114,3
134,6
-20,3
2011
140,3
142,6
-2,3
2012
161,5
170,7
-9,2
2013
189,5
190,1
-0,6
2014
202,4
212,9
-10,5
2015
235,5
234,9
0,6
2016
275,5
283,2
-7,7
2017
301,1
334,5
-33,4

Tablo bize 2017 yılının ilk 6 ayında Hazine nakit dengesinin rekor açık verdiğini gösteriyor. Bu durumda Hazine çaresiz olarak borçlanmayı artırmış ve sonuçta iç borç çevirme oranı da rekor kırmış bulunuyor.

Hazine’nin nakit açığının bu düzeye çıkmış olması ve ardından Hazinenin iç borç çevirme oranının rekor düzeylere yükselmesi son aylarda yaşanan mevduat faizi yarışına yol açtı. Yani mevduat faizleri niçin yükseldi diye merak edenler yanıtı burada aramalıdır. Hazine, iç borçlanmayı artırınca kimseye kaynak bırakmadığı için faizler yükseldi ve bankalar da kaynağı ele geçirmek için ister istemez mevduat faizlerini artırdılar.

İkinci soru şu: Hazine nakit dengesi 2017’nin ilk 6 ayında niçin rekor düzeyde açık verdi? Bunun nedenleri de şöyle sıralanabilir: (1) Referandum için yapılan kamu kesimi harcamaları rekor düzeylere çıktı. (2) Hem referandum hem de büyümeyi yeniden sağlayabilmek amacıyla yapılan kamu harcamaları, vergi indirimleri ve çeşitli tahsilat ertelemeleri nakit açığını rekor düzeylere taşıdı.

Üçüncü soru da şöyle: Bu açık böyle devam eder mi? Yanıtlanması en zor soru bu. Türkiye, kamu kesiminin harcama yapmadığı ortamda özel kesim yatırımlarıyla büyüme dinamiğini ne yazık ki kaybetti. O nedenle büyümek istiyorsa önündeki yol kamu açıklarını büyütmek. Ne var ki bu da bugüne kadar Türkiye ekonomisinin en güçlü çapası olan kamu mali disiplininin elden gitmesine yol açacak bir gelişme. Ve eğer bu algı yerleşirse o zaman dış finansman bulmak zorlaşabilir. 

Yorumlar

  1. Hocam benim yazınızdan anladığım pastırma yazı bitebilir ve işler kötüye gidebilir.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Hocam,
    Hazineden varlık fonuna devredilen şirketlerin ve bankaların bu hesapların içinde bir etkisi var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence onların borsa ve doviz piyasasina etkisi var.

      Sil
    2. Yılsonunda olabilir ama yıl içinde olmaz.

      Sil
    3. 2012 ile 2017 rakamlari kiyaslaninc son bes yilda ikiye katlanmış bu durumda enflasyonda bu oranda artmis diyebilirmiyiz bu bizim kaygi duzeyimizi azaltabilir

      Sil
  3. Hocam bilim ve tekniğe yatırım yapmak tek çare değil mi? Neden hükümet farklı maceralar peşinde.. Bi tane apple firmasının ederi bizim ekonomimiz kadar. Domates, fındık(ki bizden alıp içine kakoyu katıp dünyaca ünlü marka yaratıyor Adamlar) satarak nereye kadar gider.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba hocam. Ben yazılımcıyım. Şirket beni dış kaynak olarak başka bir şirkette çalıştırıyor. Dış kaynak dediğimiz outsourcing ya da başka sektörlerde bilinen hali ile taşeron. Dış kaynak olarak çalıştığımız şirketin adını vermeyeceğim ama giyim sektöründeki büyük firmaların ilk 10'u içerisinde sanırsam. Bu şirket bizim şirkete 4 aydır, hatta günümüz itibarini düşünürsek 4 buçuk aydır ödeme yapmıyormuş. Bizim patron da bu şirketten ödeme alamadığını söyleyip maaşlarımızı hala yatırmadı. Özel sektörde para artık dönmüyor. Ülkece çok kötü bir yöne gidiyoruz. Artık köprüden önceki son çıkışları kaçırdık. Köprünün sonu da uçurum. :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kötü bir gelişme. Geçmiş olsun. Sıkıntılar artıyor.

      Sil
    2. Donmemesi cok normal faizler yukseliyor. TLye ciddi bir faiz yonlu talep var. Mevduat faizleri yukseldigi bir ortamda neredeyse reel olarak +4 reel faizin oldugu ortamda piyasada para zor doner. Faizlerin bazi yorumculara gore daha da artacagi beklentisi soz konusu ozellikle mevduat faizlerinin. Zaten belirleyici olanda mevduat faizi ile kredi faizi degil mi
      Mevduat reel faizi olmus +%4
      Kredi reel faizlerini siz dusunun!!!

      Boyle ortamda para mi doner!!!!

      Sil
    3. Eksik bilgi yazmisim. buyumenin %4 altinda oldugu olacagi bir ortamda mevduatta %4 reel faiz kredi faizlerinde de %4un uzerinde reel faizler, piyasayi kitler. Reel faizler, buyume patikasindan tahminlerinden olasiliklarindan potansiyel mdvcut buyume oranlarindan yuksekse piyasa kitlenir.

      Sil
    4. Gıda perakendeciliği ve kafeterya sektörleri dışında tüm perakendecilik sektöründe talep daralması bir önceki yıla oranla yarı yarıya düşüş var. Talep daralmasını faizin yüksekliğine bağlamaya çalışan ekonomik yönetim asıl nedeni görmezden gelmek istiyor. Ekonomik aktörler yönetime güvenmiyor, ülkemizin nerdeyse ayda bir değişen gündemi artık geleceğe kuşkuyla bakılmasına neden oluyor. Bu nedenle dönüp bakıyor yüzde 5 büyüyen ekonomisine, etrafında inşaat dışında bir yatırım yok, yeni bir pazar yok, yeni bir üretim noktası yok. Kuşku artıyor, vatandaş zaten kişisel birikimiyle değilde borçlanarak harcamalarını yapıyorken ekonomi dışında herşeyin konuşulduğu şu ortamda borçlanıp harcama yapmak istemiyor. İşinden olma korkusu tüm özel sektör çalışanlarının kafasının bir yerinde dururken ,mevcut sisli havada insanların tekrar borçlanıp ve harcama yapmasını beklemek bir nevi saflık olacaktır. İlk önce sakinleşmiş bir siyasi ortam, demokrasiye ve adalete tam inanç sonra harcamaların artması beklenmelidir. Faizi etkileyen risk primini minumum seviyeye çekelim gerisini ekonomik kurmaylar kuşkusuz yönetebileceklerdir.

      Sil
    5. Sayin Türk bir sirkette yaşananlar belki bir sektör hakkinda fikir verebilir ancak ekonomi cok sayida sektörü ihtiva eder yani karamsar olmaniza gerek yok sirkette ortakliginiz yoksa birçok alternatifiniz var demektir

      Sil
    6. Scorpition sizi karamsarliktan dogan yeis icinde görüyorum 1994 ve 2001 krizlerini yaşayan biri olarak durum sizin soylediginiz gibi degil 90 gün e yuzde elli faiz verildi 2001 faizler yuzde 7500 cikti basbakanin koltuguna iki kişi giriyordu şimdi zorluklarla savaşan bir yönetim var

      Sil
    7. Recep Er benim tabii ki alternatifim var. Benim için iş sorunu yok. Yazdığım paragrafın son cümleleri sadece bu olay için değil. Ben, yıllardır gittiğimiz yöne vurgu yapıyorum. Yıllar sonra gerçekler aşikar olacaktır zaten. Ben benden sonraki gelecek nesillere daha iyi bir ülke kalması derdindeyim. Lakin ileride gelecek nesilden bu zamandaki karar verici nesle çokça söven olacaktır. Sen de o zamana kadar çıkacaksan bunu göreceksin zaten. Yasal siyasetin bittiği ülkede görünen tek şey çukurdur.

      Sil
  5. Sayın hocam, diyorum ki, hazineyi de varlık fonuna devretmenin zamanı geldi.

    YanıtlaSil
  6. hazine mali disiplini bozma riskine ragmen secimlere kamu harcamalarina ve muhtelif vergi indirimlerine ve hatta kgf ile kredi pompalamaya devam etmek zorundadir. burdaki soru si olmali. batmamak icin secimleri en gec hangi tarihte yapmamiz lazim??? bence zurnanin zirt dedigi tarih yil sonudur. het an erken secim haberi alabiliriz. Asil finansal kabus muhtemelen secimmlerin ertesi gunu baslayacaktir. kimin kaxandigininda bir onemi olmayacaktir. Katilirmisiniz hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz makul görünüyor.

      Sil
    2. Kazananda belli kaybedende,hayat bir kumardır.

      Sil
    3. ZZannediyoum Ismet bey, HAKLI!
      Mali disiplini de butceyi de harcamalari da merkez araciligyla besleyecekler bas bas paralari hesabi. Bunun icinde 90lardaki hazine avans sistemine benzer bir yasa baska bir adla cikmasi muhtemeldir.

      Katilir misiniz hocam

      Sil
    4. peki bu söylenen gerçekleşirse ne olur? bahsi geçen hazine avans sistemi ne getirir, ne götürür? bilgilendirirseniz sevinirim hocam.
      saygılar

      Sil
    5. Hazine avans sistemi gelirse issizlik duser enflasyon yukselir. Populist uygulamalar daha cok artar.

      Sil
  7. Hocam saygılar. Referandum için kesenin ağzını sonuna kadar açtılar. Bankalar mevcut sorunlu kredisi olan müşterisinin(50bin TL sorunlu kredisini kapatması şartı ile,80bin TL kgf dan tekrar kredi verdi örneğin) bu borcun garantörü artık devlet. Hocam bu sürdürülebilir bir durum mu. Kgf ile kredisini yenileyen bir müşteriye sordum neyaptınız diye? Eşime araba aldım, eşimin üstüne cevabını verdi. Belliki ödeme niyeti yok.çokda uzun olmayan bir vadede bu öngörüsüzlük veya acele ile seçim korkusu ile verilen karar biz ülke insanına nasıl yansır? Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu örnekler çok var ne yazık ki. Bu sürdürülebilir bir model değil.

      Sil
    2. Merhaba. Nacizane benim fikrim yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranı olarak yansır. Gelirimiz aynı hızla artmadıģı ve bu kadar çok işsizin olduğu ortamda patrondan zam istemek kendi ipini çekmek anlamına geleceğinden belimiz biraz daha bükülür.

      Sil
  8. Hocam yazilarinizi merakla ve titizlikle okuyorum kaleminizdeki murekkep hic kurumasin yine mukemmel bir yazi yazmissiniz.Universiteyi bitireli 2 yil oldu ve hala issizim inanin bu iradi bir issizlik degil gayri iradi bir issizlik bu surec icerisinde kpss a grubunu denedim birkac kurum mulakatina kaldim ancak oralarda da liyakattan ziyade dayisi saglam olan alınıyor. Derdimiz cok buyuk hocam bir an once cozume ulastirilmasi lazim. Bu arada izmire bir programiniz varmidir hocam sizinle oturup bir kahve icmek isterim. Sevgiler saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Ne yazık ki yakın zamanda İzmir yok programda.
      Madem ki 2 yıldır işsizsiniz bir yıl daha işsiz kalmayı göze alın ve ev kapanıp 4 yılda
      okuduğunuz bütün dersleri bu kez başka okullarda okutulan kitaplardan en baştan bir kez daha okuyun.
      1 yılın sonunda tekrar girin sınavlara. Bu kez kazanacaksınız. Bana inanın. Ama hakkıyla çalışın.

      Sil
    2. iş çok beğenmiyorsunuz işe alacam hemen kaç para vercen diyor iş ne diye soran bile yok yaparmyım yapamazmıyım diye bile düşünmüyor

      Sil
  9. Hocam, yıllardır dışarıdan gelen para ile çarklarını hızla döndürmüş Türkiye ekonomisinin dış kaynaksız stop edeceğini herkes biliyor. Oyunun sonuna gelinirken TVF ve hazine borçlanmaları ile altın vuruş için son enerjinin kullanılacağına ben de katılıyorum. Ondan sonra sıra yeni vatan hainlerine faturanın kesilmesi olacak.

    Bu senaryo bize benzer toplumlarda defalarca çalışmış, uygulanırken toplumdan destek de almış. Düşmanlar da sonunda bitecek. Yorgan gittiğinde ülkeye yaptıklarının, başkalarının yaptığı komplo olduğu kandırmacası ile yine (çöküşten, doğal olarak yabancılar da ganimet almak isteyecektir) suçsuzluklarını ilan edecekler. Fakat bu geniş halk kesimi çocuklarının sefalet içinde ömürlerini tamamlayacağı gerçeğini değiştirmeyecek

    YanıtlaSil
  10. 1-Pastirma yazini dolar euro ekseninde soylemistiniz.
    2-Asil pastirma yazi butcede.

    1- cozum artir dolayli yoldan faizi kamu kuruluslarindaki bankalarindaki dovizi ver piyasaya
    2-cozum sikinti yok basariz paralari

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para basanlar enflasyonu sıfır dolayında olanlar. Enflasyonu yüzde 11, cari açığı yüzde 4,5 olan bir ülkede para basarsanız altında kalırsınız.

      Sil
  11. Hocam oncelikle emeginize saglik.

    Dikkatimi ceken husus: 2017 ilk yariyilda hazine 6 milyar$ acik vermis.

    Reklami cok sik yapilan ve su anda tasarlanmakta olan yerli savas jetimizin butcesi 5 milyar$.

    Buradan cikarabildigim sonuc: aman diyim, bir daha referandum meferandum yapmayalim, direk yazi tura ile sonuca gidelim.

    Nasil olsa yazi tura sonucu saglayacagi fayda acisindan anlamli referandumlarimiz ile ayni isabet oraninda cikacaktir. Sonucta para kasada kalir, memleket icin daha hayirli olur. Olmaz mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 6 milyar doları nereden buldunuz? ilk 6 ay -aylık- derseniz doğru. Referandum işi sakat zaten bana göre. İnsanlara tek oyla bir şeyleri sorarsanız işi şansa bıraktırıyorsunuz. Ben işimi şansa bırakmayı bazen severim ama ülke meselelerinde bu tarz şeylerin konuşulması bile sakıncalı geliyor bana. Sizin yaptığınız da referandumdan farklı değil. Hoş gerçi partiler hazineyi zorlayamıyor o güzel. Siz işi şansa bırakmayı seviyorsunuz. Sizle 3'te biten tavla turnuvası yapalım. 6-1 kapısı kapalı olacağı için çıkamazsınız. Gerçi siz özgürlük sevmediğiniz için tavlayı da netten oynamak istersiniz.

      Sil
    2. 6 milyar dolari nereden bulduğumu soylemeyeceğim. Neticede buraya yorum yapabilen memleketin ilk % 1 i içinde bir entellektüeldir. 3-4 sayıyı kendisi toplayıp çikarabilir diye düşünüyorum. Beklentilerim çok mu?

      Sil
  12. Hocam Merhaba, uzun zamandır bağıra bağıra gelen büyük sıkıntılardan söz ediyorsunuz. Bu sıkıntıları da bir çok yönden, çözüm önerileri ile beraber ele alıyorsunuz ancak değişen bir şey söz konusu değil. Bu durumda sizce kıyamet senaryosu nedir? En kötü ne yaşarız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bilmek mümkün değil. Çünkü öyle bir durumda dünya nasıl bir durumda olacak onu da bilemiyoruz.

      Sil
    2. Venezülanın durumunu araştırın, size taze örnek..

      Sil
  13. hocam pıyasa faız oranını nasıl hesaplarız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudan gösterge faizini esas alırsanız o piyasa faizi olarak kabul ediliyor.

      Sil
  14. Hocam öncelikle emeğinize sağlık.

    Diyeceğim:

    2017 ilk yarıyıl bütçe açığı 6(altı) milyar$.

    Sürekli reklamı yapılan milli savaş uçağı tasarım ve prototip bütçemiz 5(beş) milyar$.

    Önerim: Aman diyim bundan sonra referandum meferandum yapmayalım. Direk yazı tura ile sonuca gidelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de Çince yazan klavye olmalısınız. İnterneti de biz bulmadığımız için Türkçe olmasının mümkünatı yok. Hoş F ve Q klavyelerde Türkçe de yazabiliyorsunuz. Her şey "1" ve "0" üzerine kuruluymuş. 1 doğru, 0 yanlış.

      Sil
    2. Keske Çince yazabilseydim, gerçi türkçe yazınca bile "ben diyorum ankara, sen diyorsun arkam kara" oluyor.

      Diyorum ki referandum başına milli savaş uçağı geliştirme bütçesi harcanıyor, deniyor ki "1 doğru 0 yanlış"...

      Sil
    3. Arkası kara sen soru sormaya sahip olmak için verilen soruları önce bir cevapla. Soruyu cevaplamadan sen soru soruyorsun. Ayrıca ukalalık yapıp atladığın yerlere ver cevabı.

      Sil
  15. Hocam ekonomiyi siyasetden ayıracak bir mekanizma yok mu? Dünyada böyle bir örnek var mı? Yoksa da illa türk tipi birsey yapacaksak bunu yapsak çok güzel olacak😊 bence ekonominin finansın gerçekleri ile siyasetin gerçekleri(çıkarları) çelişiyor ekonomiyi yönetmek uzmanlık gerektiren bir iş siyaset yapılarak yönetilmemeli.

    Hocam değerli görüşleriniz için teşekkür eder,iyi çalışmalar dilerim.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir şey olursa siyasetçilik bir işe yaramaz. Sonuçta bütçeye karar veremeyen siyasetçi ne yapacak? Esas olan böyle bir şeye girişmek değil siyasetçiyi ekonomiyi siyaset için değil gelecek için yapmayı planlayacak biçimde eğitmek.
      Ben teşekkür ederim.

      Sil
    2. Siyaset halkı kandırma sanatıdır.En iyi siyasetçi de em iyi yalan söyleyendir.

      Sil
  16. Mevduat faizlerinin bu kadar yükselmesinin nedeninin KGF teminatlı kullandırılan krediler olduğunu düşünüyorum. Bankalar yaklaşık 200 milyar TL kredi kullandırdı ancak bilançosunun diğer tarafında yer alan mevduatlar aynı oranda büyüyemediği için mecburen bankalar da aradaki farkı kapatmak için yarış içerisinde.

    YanıtlaSil
  17. Teşhis ancak bu kadar net basit herkesin anlayacağı şekilde yapılabilir. Hocam yil sonuna doğru FED bilanço küçültmeye, ECB ve BOJ da parasal sikilastirmaya giderse şu anki faizlerde kalmak belki başarı sayılacak

    YanıtlaSil
  18. Bizim merkezbankasi parasal genislemeye mi hazirlaniyor
    Biz de yapabiliriz ABD yapti neden olmasin Almanya yapiyor
    Bu ulekeler parasal genislemeyle buyuyorlar hatta kalkinmalarini buna borclular. Biz sonucta bolgesel bir gucuz Devletimizle milletimizle demokrasimizle caydirici gucumuzle, Ortadogunun abiisyiz.

    Yes We can do we can sure

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle yapabiliriz. Ama önce enflasyonumuzu onlar gibi yüzde 0 ile 1 arasına bir indirmemiz gerekiyor. Onu yapabilsek parasal genişlemeyi de yaparız.

      Sil
    2. abicim kusura bakma ama ne demokrasimiz var ne de caydırıcı gücümüz

      Sil
    3. paran rezerv para olursa genişleme olur tabi

      Sil
  19. hocam, hazırladığınız tablodan çıkarttığım sonuçlardan birisi de; kamu net bor ödeyen pozisyonundan uzaklaşmaya başlayıp net borçlanan pozisyonuna yaklaşmaya başlamıştır. bu düşüncem doğru mudur?. bir de hocam piyasa faiz bantlarının yukarı yönlü olmasında kamu kaynaklı kaynak sıkıntısının da etkisi vardır diye düşünüyorum. bunda yanılıyor muyum?. saygılar sunarım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ilk 6 ayda görünen durum sizin tanımladığınız durumdur.
      Hiç yanılmıyorsunuz aynen böyle oluyor.

      Sil
  20. hocam, eğer hükümet kanadı önceden olduğu gibi merkeze faizleri indir baskısı yapmaya başlarsa eğer korkarım ki hazine kaynak sağlamada daha büyük sıkıntılar yaşayacaktır. her ne kadar ilk çeyrek büyümesi beklenenden iyi geldiyse de büyük zorlamalarla ki bunlardan birisi bütçe açığını büyütmek ve borçlanma gereksinimi düzeyini yükseltmek oldu; ilerleyen aylarda yavaşlamanın olması sürpriz olmayacaktır kanaatindeyim. böyle bir durumda yine enflasyonu bile salt faize indirgeyen ve faizin neden değil de sonuç olduğuna saplantılı anlayış yine merkeze faiz baskıları yapmaya başlayabilir ki bu esasen kurlarda olsun buna bağlı olarak enflasyonda olsun ciddi artış yaratır ki kaş yaparken maazallah göz çıkarmak durumuna düşülür derim. piyasa sizin suyunuza gitmez siz piyasanın suyuna gitmek zorundasınız!. zira neo liberal kapitalist anlayış piyasayı kutsallaştırmaktadır. ya bu anlayışı terk edeceksiniz ya da bu anlayışa tamamen uygun pozisyonlar belirleyeceksiniz. stratejimiz yanlış ise taktik doğrular bile başarıya ulaştıramaz ki bu iktisatta da aynen geçerlidir derim. ne dersiniz hocam?. iyi çalışmalar diler, saygılarımı sunarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonuçta eğer kapitalist sistemin içindeyseniz ve piyasa sistemini uyguluyorsanız ona uymanız lazım.

      Sil
  21. Hocam mali kural tekrar gündeme gelebilir mi yada bu tablodan sonra ise yarar mi

    YanıtlaSil
  22. Yazınız için teşekkürler hocam emeğinize sağlık.

    Hocam tabloda gözüken gelirler ciddi miktarda arttığı halde yine de açık verildiği. Mikro düzeyde düşünürsek, kredi kartlarına abanmışız ama yetmemiş konu komşudan borçlanmışız. Yarın komşular duruma uyaninc a bize borç verirken iki defa düşünecek teminat, yüksek faiz isteyecek ve belki de o borcu hiç alamayacağız. Sonunda evdeki öteberi satılacak veya kalp para basılacak. MB nın bastığı para kalp olmaz tabi ama artan borcu ödemenin başka yolu var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı kayıplar, sıkıntılar yaşanacak kaçınılmaz olarak.

      Sil
  23. hocam hazine yıl içinde borçlanırken vadesi karma oluyor değil mi 6 aylık senelik 2 yıl 5 yıl 10 yıllık.

    YanıtlaSil
  24. Hocam merhaba. Açığın artmasında her zaman dediğiniz yapısal reformların yapılmaması neticesinde süreklilik arz etmeyen, kısa dönemli olup günü kurtaran, elde edilen özelleştirme, vergi affı (ki artık vatandaş rağbet etmiyor önceki affın sayısal verileri yayimlanmadi bile) gibi gelirlerin azalmasının da etkili olduğunu düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  25. Hocam,çokta uzak olmayan bir gelecekte size görev düşebilir.Sanırım hep konuştuğumuz yapısal reformları bir teknokratlar hükümeti gerçekleştirecek.Hem milletede bir günah keçisi lazım.Bari sizin gibi donanımlı ve yurtsever bir bilim insanı yönetsinde hükümeti,aydınlığa çıkalım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben artık hiç bir görev almam. Gençler alsın görevleri. Biz oraları geçtik.
      Adama sormuşlar ne olacaksın diye müdür olacağım demiş, peki sonra demişler genel müdür olacağım ya sonra demişler müsteşar olacağım demiş peki ondan sonra ne olacaksın diye sorulunca hiç demiş.
      Ben artık o hiç aşamasındayım. Ve bu durumdan da çok memnunum.
      Benim kendime biçtiğim görev bilimin gerektirdiği doğruları söylemek. Yanlışlarım da olabilir tabii ama en azından bildiğimi yazar, söylerim. İşbaşında olanlar beğenirlerse alıp uygularlar. Hiç bir beklentim yok. Teşekküre bile gerek yok.

      Sil
    2. Mahfi Hocam,
      Bravo, bu konuda boyle dusunmeniz mantikli. Gerekli gorevleri yaptiktan sonra insanin kosesine cekilmesi gerek, herkes anlayabilse

      Sil
    3. Hocam blogunuzda düzenli olarak yazmanız bana kalırsa yapabileceğiniz en güzel işlerden birisi.Sadece türkiyede değil dünya çapında gördüğüm en verimli bloklardan birisi burası.

      Sil
  26. hocam kapsamı geniş bir soru soracağım bu yap işlet devret metodunda tüm yönleriyle beraber kamu mu karşı çıkar işletmeci mi ? Devlet kendi yapsa daha mı çok kazanır daha mı az

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün Sözcü'de Ege Cansen bu konuda yazmış onu okumanızı öneririm.

      Sil
    2. ihaleler yalnızca yandaş firmalara verildiği için netice değişmiyor.Köprüden az araç geçmesi sorun değil..Sonunda ihaleyi alanla veren pastayı paylaşıyor

      Sil
    3. Hocam, Osmangazi Köprüsü gibi kendisini en fazla 2-3 senede amorti edebilecek daha sonra da kar ettirebilecek projelerin devlet tarafından yapılmayıp 22 sene garantisini de vererek devlet bankalarının kredisiyle yaptırılmasının bir mantığı var mıdır acaba? Sonuçta benim anladığım 1 milyar dolar maliyeti olan köprünün 22 senede 11 milyar dolar garanti getirisi olacak. Bu getirinin devlet bankalarına gitmesiyle hazineye gitmesi aynı şey midir?

      Sil
  27. Yıllardır öldük bittik deniyor ama hükumet her defasında şapkadan tavşan çıkarıyor hocam. helal olsun adamlara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şapkadan tavşan filan çıkmıyor. Siz öyle görüyorsanız bilemem. (Sıkıntı insanların tek bir kişinin ağzının içine bakması. Kendilerindeki sorumluluk eksiklikliğini bir kişide görmek istemeleri vb.) Bunu lider nasıl başarıyor derseniz parantez içindeki sıkıntıları kendindeki "karizmatik lider" özelliklerinden alıyor derim ben.

      Sil
  28. galiba döviz almanın tam zamanı,suç benim değil yazıyı okuyunca panikledim

    YanıtlaSil
  29. Hocam daha önce de sormuştum bu soruyu ama herhalde görememiştiniz. Şimdi tekrar soruyorum umarım cevaplarsınız. Bir ülke düşünelim. Büyümeyi artırmak istiyorlar. Önlerinde 2 seçenek var.
    1-)Kamu harcamalarını artırıp vergileri düşürmek.
    2-)Para arzını artırmak.
    Şimdi bu iki seçeneğin birbirlerine göre ne tür avantaj ve dezavantajları var?
    Cevapladığınız için şimdiden teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
  30. Sorun iç borçlanmanın artması değil, alınan borcun verimli alanlara yatırılıp yatırılmadığı. Sosyal yardımlarla dar gelirlinin desteklenmesi tüketimi canlandırarak ekonomiyi olumlu mu etkiliyor yoksa faizleri yükselterek olumsuz mu etkiliyor buna somut bir cevap verebilecek misiniz hocam?

    YanıtlaSil
  31. Hocam bence güven bunalımı var ülkede
    Boyuna teyakkuz halindeyiz aman iktisadi istikrar deniyor iş hep kısa vadede düşünülüyor. Ben olayı sosyolojiye yıktım biraz alanım o çünkü.Sevgiler saygılar

    YanıtlaSil
  32. Mahfi Hocam süpersiniz, keşke bizde "hiç" olduğumuzda bu topluma sizin kadar faydalı olabilsek...

    Ben Mali Müşavirim, küçük işletmelerin işleri iyi mi kötü mü gidiyor, belli bir şehir için bile olsa görebiliyorum.
    Türkiyenin imalat kapasitesi çok yüksek fakat sistemde problemler var. İşçi-işveren ilişkilerini bozan(özellik kıdem tazminatı, hak olarak görülebilir, fakat verimlilikte çok ciddi düşüse sebep veriyor) bir yapı var.
    Onun dışında, maalesef kayıtdışılık ciddi bir sorun olarak devam ediyor. Bu, dürüst namuslu kobilerin ya sisteme uymasını gerektiyor ya da diğer kural tanımayan firmalara karşı rekabete dayanamayıp batmasıyla sonuçlanıyor. Kayıtdışılığın devam etmesinde en büyük etken devletin populist politikaları.
    En önemlisi ise, piyasadaki tahsilat süreçlerinin çarpıklığı. Maalesef Vade ve Çek kavramları Türkiye'de iş yapmayı çok zorlaştırıyor. İşini dört dörtlük yapan kişiler, dikkatsizlikleri yüzünden ödenmeyen çeklerle batıyorlar. Bu paranın büyüklüğü de Türkiye'de bilinmiyor. 25 yapraklı, bankadaki karşılığı yaklaşık 25000 tl olan kağıt parçaları vadeli olarak Türkiye piyasasında milyonlarca değere ulaşabiliyor.
    Tüm bunlar, girişimcilerin işlerini nasıl büyütürüm düşüncesi yerine ne yaparım da kendimi korurum düşüncesine dönüyor. Zaten aşırı derecede riski olan bu piyasa şartları yüzünden işi ile ilgili alması gereken riskleri almıyorlar.

    YanıtlaSil
  33. Yolda, orada, burada insanların yüzüne bakıp gülümsemek yerine "akıllı" telefonlara mı bakıyorsunuz? Sizin de sıkıntınız "bu" olabilir. https://www.youtube.com/watch?v=p7aUP6g6Pls
    Biraz da yüz kaslarını esnetmek gerekiyor.

    YanıtlaSil
  34. Hocam saygılar. Daha önce yazdıysanız en baştan özür dileyerek size birşey sormak istiyorum.
    Soru şu: Yatırımların artması için para lazım. Ya vergi indiriminden kaynak yaratılacak kurumlara, yada kredilerin faizleri düşecek. Ancak hane halkının tüketimini azaltıp tasarrufa yönelmesi için mevduat faizlerinin yükselmesi lazım. E banka paranıza yüksek faiz verip sizden alıyorsa, dönüp o parayı dahada yüksek faizden kredi olarak dağıtması lazımki aradan para kazansın. Hayır kurumu değil sonuçta banka. Kar amacı güdecek. Peki yatırımların artması için, önce tasarrufları artırmak adına mevduat faizleri yükselirse, dahada yükselecek olan kredi faiz oranları ile anafikir olan yatırımları artırma hedefi nasıl gerçekleşecek? Burada bir paradoks yok mu? Bu noktayı anlayamıyorum.
    Yardımcı olmanızı diler, eğitici çabalarınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  35. Hocam selamlar,
    Aslinda gecmis donemlerde de anapara odemeleri - borclanma miktarları ilişkisine baktığımızda çok da iyi bir durum söz konusu değil sanırım. Nette sürekli iç borç miktarının arttığını görüyoruz. Toplam resmi görebilmek adına dış borçlanma bilgileri ile birlikte bakmak daha sağlıklı olmaz mı? Burada tahminim sürekli bir toplam borç artışı yaşandığının tespiti, şimdilik görünen sanırım sadece borç şeklinin değişmesi olacaktır. Sonuçta kırk katır (dış borç) mı, kırk satır (iç borç) mı? Not: Bırçlanma karşıtı değilim, ancak borçların gelir yaratacak kalemlere yatırılması gerektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  36. Hocam 2017'nin ilk 6 ayında bu kadar açık verilmesinin nedenini referandum için harcanan kamu harcamalarına bağlamışsınız ama bence bu kadar açık olmasının en önemli sebebi bu değil. çünkü baktığımızda 2015 yılı nakit açığı verilmeyen hatta az da olsa pozitif olan tek yıl olarak gözüküyor. ama baktığımızda 2015 yılının son 6 aylık döneminde 2 seçim yapılmış. 2017'nin ilk 6 ayında bu kadar açık olmasının en önemli sebeplerinden birisi referandum için yapılan kamu harcamaları olmuş olsa o zaman 2015 de iki seçim yapıldığını düşünürsek bırakın pozitif nakit fazlasını tablodaki yıllara göre rekor derecede açık vermesi gerekirdi.
    saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoca sebeplerinden biri demis ve diger sebepleri de eklemis. Once yaziyi anlayip yorum yazarsaniz, okuyanlar icin de faydali olur..

      Sil
    2. ben yazıyı gayet anlayıp okuyarak yorumladım. ama siz yazdığımı düzgün okumamışsınız. bende onu söylüyorum zaten. sebeplerinden biri bence bu değil diyorum. öyle olsaydı 2015'de de aynısı olması gerekirdi diyorum. hem ben yorumu Hoca cevaplar bilgilendirir diye yazdım. ukalalık yapıp her şeye atlamayın.

      Sil
  37. Yazınız için öncelikle kaleminize sağlık. Merak ettiğim sizin bu yazdıkklarınızı elbette bu işin içinde olanlarda biliyor ve ben biraz daha sorunu küçültüp sistem içinde birileri bunlara izin mi veriyor yahut herkes canla başla gayret ediyor da sürekli bizim aleyhimize çalışan küresel odakların mı eseri diye merak ediyorum. Bir de böyle düşünelim diyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük olasılıkla küresel odaklar bizi kıskanıyor ya da birileri gemiciklerin taksitini ödemeye çalışıyor diyelim..

      Sil
  38. http://www.memurlar.net/haber/680978/

    Bunun üzerinde nasıl çalışma yapılabilir?

    YanıtlaSil
  39. Aydınlık, çağdaş, modern insanları ezip aşağılayıp küstürmenin, ülkeyi bilim yerine din temeline oturtup cehaleti yüceltmenin ekonomik bir bedeli oluyor haliyle.

    YanıtlaSil
  40. "Matematik gereklidir ama yeterli değildir"
    Bir arkadaş ekonomi ile politikanın ayrılıp ayrılamayacağını sormuş.Mumu ışığından ayırmak gibi bir şey olurdu. Piyasalardaki parasal daralmanın baş aktörü ise geçmişteki dengesizliğin günümüzdeki halidir.Bugünün sonucu değildir.
    Üretim ile ticaret aynı sınıfta değerlendirildiğinde avantajlar ticaret kısmında daha belirgin oluyor. Sanırım önümüzdeki aylarda bu denge üretim açısından değişecek gibi görünüyor. Olması gereken de üretimin desteklenmesi zaten.
    Geleceğin bilinmezliği tahmin edilemezliği manasında değildir. Önemli olan konuya ilişkin kullanılacak tekniklerin seçimidir. Klasik yaklaşımlarda kullanılan istatistiksel yöntemlerin sosyolojik kuramlar ile bütünleştirilmiş versiyonlarının kullanılması daha tatmin edici olacaktır.
    Ulusal sistemlerdeki geçici sıkışıkların küresel sistem ile entegrasyonunun yansımaları ile analiz edilmesi yapılacak yorumların doğruluk paylarını da yükseltecektir. Dolayısıyla günümüz geçmişin yansıması olup, tedavisinde yapılacak olumlu hamleler, bugünün gelecekte oluşturacağı
    projeksiyonu da etkilecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz şu anki krizin ulusal sistemlerde geçici sıkışıklık yaptığını mı demek istiyorsunuz? Biraz daha açar mısınız? Matematiğin daha da hakim olduğu bir sistem nasıl olmalı?

      Sil
  41. Sayın Eğilmez,sizden darbelerin ve 15 Temmuz darbe girişiminin Türk ekonomisine olan etkisine dair bir yazı bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Darbenin ekonomiye etkisi yok, bir günde bitti yapanlar tutuklandı. Darbeden sonra hükümetin aldığı kararların etkileri var.

      Sil
  42. Hocam Turkiyede hazine 10 yillik piyasa faizi 11.37 Mevduat faizi 15 ihtiyac 17 ticari 16
    bunlar normal oranlarmi
    mesela gelismis ulkelerde hazine 10 yillik piyasa faizi 1.6 larda boyle ulkelerde ticari kredi faizi normal sartlarda ne olur ya da ne olmasi gerekir

    Cevap verirseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devletler daha düşük faizlerle ve daha uzun vadelerle borçlanabilirler . Aslında her devletin riski farklı olduğu gibi kredi için başvuran insanların riski nispetinde bir faiz oranına tabi olması hem adil hem de optimaldir.bu faizlerin spreadlerinin normalliği konusunda bir regularity var mı bilmiyorum ama sanırım bizim merkez bankamız ( yanlış hatırlıyorsam kusuruma bakmayın ) kredi allokasyonunun ticari lehine olması için bazı ayarlamalar yapmıştı. Şu anda gündemde kaynak maliyetini azaltmak için bankalarla görüşmeler yapıldığı haberleri var hatta geçenlerde Nurettin Canikli mevduat faizinin arttırılmasıyla Yen'i mevduat yaratılamayacağını dolayısıyla bunun sadece maliyetlerini arttıracağını öne sürerek bankalara faiz arttırmalarının kendi zararlarına olacağını açıklamıştı.

      Sil
  43. hocam, iyi akşamlar dilerim. artık küresel çapta iktisadın para ekonomisinden kurtulmasının zamanı geliyor. yaklaşmakta olan devasa finansal kökenli yeni bir ekonomik kriz artık bilgi ekonomisine geçiş için zemin oluşturabilir. artık para sahibi olanlardan ziyade gerçek anlamda bilgi sahiplerinin üretim faktörlerini yönetmesi ve bir araya getirmesi belki bugünden daha verimli ve katma değer yaratıcı ve daha insan merkezli bir iktisadi teoremin oluşumunu sağlayabilir. zira kapitalist sistem özellikle son 30 yılda hızlı biçimde kağıtlaştı ve dünyada fiziki sermaye hacmi daraldı ama kimyasal sermaye lakabını taktığım sıcak para yani spekülatif fonlar devasa şekilde büyüdü. envanterler küçüldü.. bunun tersinin artırılması elzemdir. kağıtlaşan ekonomilerle enflasyon-faiz ikilisini istikrarlı şekilde düşüremez hiçbir ekonomi. üstelik aşırı para arzlarıyla da sadece bu kağıtlar şiştikçe şişer ve sanal büyüme yaratarak sanal zenginleşme oluşturur ve bu da orantısız tüketim ve borçlanma sarmalını yaratarak hane halklarından tutunuz da koca devletlere kadar çok büyük kesimleri adeta esir almaya başlar tıpkı son 30 yılda olduğu gibi. sorun marjinalliği fazla olan iktisadi sistemlerden kurtulamayan bir dünya oluşumuzdur. zaten 21.yy da dahi halen küresel çapta optimal bir iktisat teoreminin üretilememiş olması insanlığın ayıbıdır kanaatimce. biz insanlar nükleer silahlar vs gibi sürekli silahları geliştireceğimize iktisat bilimini geliştirmeye beyin yorsaydık bugün çok daha optimal ve kümülatif fayda sağlayıcı bir iktisat sistemi kurabilirdik insanlık olarak!. ne dersiniz hocam?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kağıtlaşan ekonomiden kastınız sermaye piyasalarının gelişmesi ve küreselleşmenin etkisiyle ülkelerarası bir kurum haline gelerek insanlara servetlerini çeşitlendirme imkanı sağlaması mı . Eğer öyleyse bunun topluma faydası olduğu kadar zararı olduğu kanısında keynesle hemfikir olduğunuzu bilmek istersiniz belki . Keynes e göre fiziksel sermayesi bir kumarhaneye benzettiği borsa( ya da herhangi bir sermaye piyasası) hareketlerine bağlıysa bu toplum için zararlıdır . Borsa insanlara yatırım kararlarında esneklik sağlasa da ( likidite ) toplum için aynı şey sözkonusu değildir. İktisat bilimine yönelttiğiniz eleştiri her ne kadar kriz dönemlerinde yükselişte olduğu üzere kabul edilebilir gözükse de bilim sanıldığının aksine zor ilerler ve bu ilerleme gibi gözüken şey bir ideolojik yanılsama olabilir.Piyasaların sanıldığı gibi doğal oluşumlar olmadığı insanların ihtiyaçlarını tarih boyunca piyasalar aracılığıyla karşılamadığı Karl Polanski nin büyük dönüşüm kitabında savunduğu tezlerinden bir tanesi. Neoklasik iktisadın açıklamasına göre ise insanlar özgür olduğu ve çıkar ile karşılık( reciprocity) ilkeleriyle hareket ettiği sürece piyasalar doğal olarak gözlenecektir . Demek istediğim insanı temel alan onun davranışlarını açıklamaya çalışan ( insanın ekonomik kararlarını) bir bilimin teorik olarak gelişmesini doğa bilimlerinin gelişmesiyle kıyaslamak yanlış . Eğer ilgilenirseniz Ayşe Buğra nın iktisatçılar ve insanlar kitabından bu konuyla ilgili okuma yapabilirsiniz. Bilimlerin nasıl ilerlediği için ( ilerlemenin tanımıyla daha ilgiliyseniz ) kuhn okumanızı naçizane tavsiye ederim

      Sil
  44. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/her-serde-bir-hayir-vardir--2485095/

    Yani ne denir ki.

    YanıtlaSil
  45. Mağfi hoca ; trafik cezaları hakkında ne düşünüyorsunuz. Yeni trafik cezaları icat edildi, ceza oraları arttırıldı, sokak aralarından araç çekilmesi... bunlar trafik düzeni ile alakalı değil devletin açıkları kapatmak için yapılıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Caydırıcı olması için ben de ceza oranlarının arttırılması taraftarıyım cezanın akılcı olduğunu toplum yararına hizmet ettiğini düşünürseniz bu cezaların amacını daha iyi anlarsınız devletin açıklarını kapama meselesine gelince sigara alkol vergilerinde olduğu gibi bu insanın elinde trafik kurallarına uyun ya da cezasını çekin kaldı ki burda ki kamu yararı çok daha bariz

      Sil
  46. Hocam iyi günler , sık sık başvurduğunuz verileri kendiniz tuttuğunuzu ifade ediyorsunuz, neden ? bu verileri ilgili kurumlar zaten arşivlemiyorlar mı ? Saygılar

    YanıtlaSil
  47. sayın hocami,borsaya ve hükümet yekililerine baktığımda tam aksini söylüyorlar.ülkede durum anlattığınız gibiyse nasıl oluyorda ekonominin barometresi denen borsa bunu tınlamıyor,açıkcası merak ediyorum.ayrıca ülkeye kaynağı belli olmayan para girişi var deniyor.para ülkeye giriyorsa nasıl kaynağı belli olmuyor.bankayla giriyorsa bankada,uçakla geliyorsa havaalanında bu paranın kaynağı nerden geldiği belli olmuyormu.bir para şöyle girerse kaynağı belli olmaz diye bir ekonomik durum varmı sayınhocam.varsa nasıl girdiğini kısaca anlatırmısınız.aklım almıyor açıkçası.bilgisayar banka ve teknoloji çağında bu nasıl anlaşılamaz,izahı mümkünmü hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankaya döviz yatırdın. Mesleğin turizm ise, banka bunu turizm geliri olarak bilgi notu mahiyetinde kaydeder. Ama ödemeler dengesi istatistikleri bankaların bu bilgi notlarına dayanılarak hazırlanmıyor. Bu dövizin bankaya yatırıldığı dönem mesela istatistiki olarak turizm geliri olmadığı hesaplansın. O dönem ödemeler dengesine turizm geliri sıfır olarak kayıt yapılır, diğer tüm kayıtların doğru olduğu varsayımı altında, döviz mevduatı o dönem bankaya yatan döviz tutarı kadar artacağından ödemeler dengesi hesabına net hata noksan kalemine bu tutar kadar kayıt girilir.

      Esasında tutarın nereden geldiği belli.

      Ama hesap edilen bir şahsın, bir firmanın hesabı değil koca bir ülkenin hesabı ise eşitliği tutturmak kolay değil.

      Bazı gelirler kesin olarak hesaplanabilir, ama turizm geliri tam olarak nasıl hesaplanabilir? Tam olarak hesapladın, geliri elde eden hemen bunu bsnkaya yatırmıyor. Ya kasasında ya cebinde tutuyor. Şahsi kasa ve cep hesapları ödemeler dengesine dahil edilmediği için;

      Gelir ile finans hesapları eşitlik sağlamaz. Eşitlik net hata noksan kalemi ile sağlanır.

      Bir ülkenin tüm gelirini her dönem eksiksiz bir biçimde hesap edecek, şahısların üzerinde tuttukları, şahsi/banka kasalarında tuttukları nakitleri hesap edecek bir teknoloji yok.

      Sil
    2. bir adam kazandığı parayı neden üstünde tutarki,helede bu tüccar esnaf ise.yasal yollardan kazanılan paranın üstlerinde tutulması mantıksız.bu bende paranın yasal olmadığı intibası yaratıyor.teşekkürler sayın kardeşim timur bey, zaman ayırıp cevap yazdığın için.iyi günler

      Sil
  48. Hocam ve diger arkadaslara cevabını merak ettıgım bır sorum var. Ne oldu da, borsa yükselip rekor kırıyor ve doların 3,94 tl ye kadar cıkan hızı mart ayından bu yana 3,5 - 3.6 bandında durdurulabildi ?

    YanıtlaSil
  49. Merak ettiğim husus şu. Ne oluyor da borsa rekor kırıyor ve 3.95 tl goren dolar şubat ayında bu yana 3,5 - 3,6 bandında tutulabiliyor ?

    YanıtlaSil
  50. hocam iç borç stoku/GSMH yerine iç Borç Çevirme Oranı değişken olarak alınıp iç borcun sürdürülebilirliği hakkında yorum yapılabilir mi?

    YanıtlaSil
  51. Hocam faizlerin yükselmesinin kamu kesiminin borçlanması dışında çok başka sebepleri de var bence. Borsa son zamanların en büyük yükseliş trendlerinden birine sahne oluyor. İnsanlara faiz ile kredi çekip bu parayı borsaya yatırmak da cazip geliyor olabilir. Yada bir çok sektör 2017 yılında altın çağını yasıyor ve insanlar bu treni kaçırmamak için yatırımlarını kredi borçlarıyla finanse etmek istiyor. Paraya böylesine artan bir talebin faiz oranlarını yükseltmesi kaçınılamaz. Ama artan faiz oranları ürün mal ve fiyatlarına yansıyor. Bu da enflasyon demek. Ama ortada her ne kadar yeni bir yatırım olsa da yeni bir üretim var mı yok. Herkes yazılmış kitapları baştan yazıyor. Her yer inşaat her yer AVM her yer cafe. Vizyonumuz çok düşük sanırım. Hic fabrika açalım ihracat yapalım yok. Arge yatırımı yok.

    YanıtlaSil
  52. hazine.gov.tr den bu bilgileri ne diye arayacağız hocam baya aradım lakin bulamadım araştırmam için önemlide

    YanıtlaSil
  53. Hocam hazine %123'le iç borç çevirme nedir bu iyiye işaret mi yoksa negatif mi

    YanıtlaSil
  54. Hocam kamu kesimi borc çevirme nasıl hesaplanır

    YanıtlaSil
  55. Hocam 12 Mayıs 2020 itibariyle iç borç çevirme oranı felaket düzeye gelmiş %295 sürdürülebilir mi bu durum sizce
    Devlet neler yapmali

    YanıtlaSil
  56. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi