Malthus’a Farklı Bir Bakış

Klasik iktisatçılar arasında yer alan İngiliz iktisatçı Thomas Robert Malthus (1766 – 1834) 1798 yılında ‘Nüfus İlkeleri Üzerine Bir Deneme’ adlı ünlü kitabını yayınladı. Malthus’un kitapta ortaya attığı tez, daha yeni yeni bilim olma yolunda ilerleyen ekonomi alanıyla sınırlı kalmadı ve bütün bilim alanlarında ciddi tartışmalara yol açtı.

Tezi, özetle şöyleydi: Dünya nüfusu…1, 2, 4, 8, 16, 32, 64, 128, 256, 512 gibi, gıda ürünleri ise 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 gibi bir oranla artar. 225 yıl sonra nüfus ile gıda ürünleri arasındaki oran 512/10, 300 yıl sonra 4096/13 olur. 2.000 yıl sonra ise, gıda ürünleri büyük ölçüde artmış olsa bile, bu oran hesaplanamaz hale gelir (T.R.Malthus, An Essay on the Principles of Population, J.Johnson in St. Paul’s Church Yard, 1798, p. 8.)

Malthus bu kitapta ortaya attığı insan nüfusunun artış hızıyla gıda ürünlerinin artış hızı karşılaştırmasından hareketle bu ikili arasında ortaya çıkacak olan farkın insanlığı açlık ve sefalete götüreceği iddiasını öne sürüyordu.  

Aradan geçen zaman içinde Malthus’un tezinin doğru olmadığı, hatta tam tersinin ortaya çıktığı görüldü. Ekonomiler hızla büyüdü, yeni alanlar tarıma açıldı, gıda üretiminde bambaşka teknolojiler kullanılır oldu. Tarımda, sanayide yapılan buluşlarla, teknolojik ilerlemeyle gıda ürünleri miktarında sağlanan artışın insan nüfusu artışını misliyle geçtiği görüldü. Durum böyle gelişince de Malthus, karamsar iktisatçı, teorisi de karamsar ekonomi teorilerinden birisi olarak tarihte yerini aldı.   

Yirminci yüzyılda bu kez Yeni Malthusçuluk diye bir yaklaşım ortaya atıldı. Gelişme yolundaki ekonomilerdeki hızlı nüfus artışının ekonomik kalkınmayı engelleyen en önemli meselelerden birisi olarak karşımıza çıktığını öne süren bu görüş, bu hızlı nüfus artışını doğum kontrolü ile önlemek gerektiği düşüncesindeydi. İlginç olan şey doğum kontrolünün, açlık tehlikesine karşı geliştirilmiş bir yaklaşım olmasına karşılık, asıl uygulamasının doğacak çocukların geleceğinin garanti altına alınabilmesi endişesiyle yapılmasıydı. Çocuklarına yeterli ve nitelikli eğitim verecek durumda olmadığını düşünen aileler, çocuk sayısını sınırlamak için doğum kontrolüne başvurdular. İşin daha ilginç kısmı, doğum kontrolünü yapan ailelerin durumunun, doğum kontrolü yapmayan ailelere göre çok daha iyi olmasıydı. Hali vakti yerinde olmayan aileler meseleyi kadere bağlayarak birden çok çocuk yaparken, durumu göreceli olarak daha iyi olan aileler, çok çocuğa yeterli ve nitelikli bir eğitim olanağı sağlayamayacaklarını düşünerek doğum kontrolü uyguladılar. Bu gelişmenin sonucu olarak daha düşük kalitede çocuk yetiştirebilecek ailelerin daha çok çocuğu oldu. Ve doğal olarak düşük eğitim düzeyindeki nüfus arttı.

Malthus, tezini ortaya attığında dünyada nüfus 990 milyon dolayındaydı. O dönemde çevre bugünkü gibi tahrip edilmemiş, yerleşim bu kadar yoğunlaşmamıştı. Bugün nüfus 7,6 milyara yani Malthus’ün yaşadığı dönemdeki nüfusun 6,5 kat fazlasına yükselmiş bulunuyor. Bu dönemde gıda ürünleri üretimi çok daha hızlı artmış görünüyor. Ne var ki gıda ürünleri üretimindeki artış sürekli olarak dünyanın yapısını bozacak, çevreyi kirletecek, gıdaların yapısını değiştirecek, gelecek kuşakların yaşam koşullarını zorlaştıracak bir biçimde ilerliyor.

Malthus’un tezine yeniden, bu açıdan bakmak ve çevreyi daha fazla kirletmeden, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak için neler yapabiliriz sorusuna yanıt bulmak gerekiyor. 

Yorumlar

  1. "Çocuklarına yeterli ve nitelikli eğitim verecek durumda olmadığını düşünen aileler, çocuk sayısını sınırlamak için doğum kontrolüne başvurdular."

    Cocuklarini birer proje olarak goren aileler diye ozetleyebiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çocuğuna iyi eğitim vermeyi düşünmek sizin için bir proje midir?

      Sil
    2. Bu konuda pek basarili olduklari söylenemez.

      990 milyondan, 7,6 Milyara

      Sil
    3. Adsiz 20:55, dogacak cocugunuzun egitim alabilecek zeka kapasitesine sahip olacagini nereden biliyorsunuz? Belki zihinsel engelli olacak? Belki cok ozel egitime ihtiyac duyacak.

      Siz daha cocugu kucaginiza almadan egitimini dusunuyorsaniz, cocuk da yapmayin. Bir cocuga verilebilecek en guzel egitim sevgidir, sevmeyi ve sevilmeyi gosterebilmektir. Bunu tek cocuguna gosteremeyen bir suru insan varken, 4-5 cocuguna fazlasiyla gosteren bir suru insan da var. Yani cocuk sayisi ile alakali bir durum yok ortada.

      Bu arada insan kendisi nefes alip verirken, dunya nufusunu dert ediyor olmasi da cok garip bir durum. Dunya bundan cok sikayetlenirse dengeye sokar endiselenmeyin. Derdiniz baska ise bilemem.

      Sil
    4. Adsiz 16:35, cocuklarinin insan gibi yasamasini diyen aileler diyebiliriz. Aksi halde hayvandan farki olmuyor.

      Sil
  2. İşe şuradan başlayabiliriz;Obezite mertebesinde yiyip sonra kilo vermek için para harcanacağına kararında bir beslenmeyle hayatımızı devam ettirmeliyiz.Bu ana fikir hayatımızın tüm desturu olmalıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba , obezite yalnizca fazla yemek yemek ile olusan bir hastalik degil. food diye bir belgesel izlemistim orada da anlatiliyordu, gunumuzde organik urunlerin fiyati fast food lar la karsilastirildiginda cok cok daha pahali, az miktarda yemek yense dahi kalitesiz katki maddeli , urunler tuketildigi icin vucutta kontrol disi kilo alimina sebep oluyor.yani bu acidan bakildiginda , toplumdaki obezlerin cogu kalitesiz ve ucuz beslenme sebebiyle bu hastaliga yakalaniyorlar.

      Sil
    2. Yorumumun ana fikri verimsiz bir süreci diğer verimsiz bir süreçle telafi etmek diye düşünmüştüm.Sanayide biz buna hatayı hata ile telafi etmek diyoruz ve çalışmadığı ispatlanmıştır.Saygı ve selamlar....

      Sil
  3. büyük şehirler oluşturan insan yığınları maalasef bir gün bu açlık ve sefaleti tadacak veya önüne getirileni yemek zorunda kalacak.

    YanıtlaSil
  4. Malthus baştan hata yapıyor, bir koyun senede iki kere doğurabilir misal asıl gıda ürünlerleri 1-2-4 şeklinde artıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafasi karisik10 Ocak 2018 18:16

      Koyunun senede kac kere dogurdugunu bilmem ama bir kadin senede 2 kere doguramiyor. Hakkini yemeyeyim yorum yuzumun seklini degistirdi tebessum ettirdi :)

      Sil
    2. arkadaş zaten onu söylüyor, koyunu bir besin kaynağı olarak düşünürsen koyun senede 2 2 artarken kadın senede bir kez doğursa bile 1 1 artıyor. yani gıda daha hızlı artıyor demek istemiş.

      Sil
    3. peki bir insan senede 1 koyun mu yiyor? onuda hesap edin lütfen.malthus günün verilerine göre tahmin yürütmüş.teknoloji ve insanların bukdr vahşileşeceğini hesaba katmış olsaydı doğru bir varsayım olurdu bence

      Sil
    4. Burada sorun bir kadının yılda kaç kez doğurabildiği değildir. Anlatılmak istenen veya anlaşılamayan şey nüfus tabanına dayalı nüfus artışının katlanarak artacağıdır. Daha da açmak gerekirse 10 insan 1 yılda 15 oluyor ise 15 insan 1 yılda 25 insan olabilir (artış 5'ten 10'a çıkar) ve bu katlanarak devam eder.

      Sil
  5. Güzel bir çalışma olmuş Üstad Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık Üstad güzel bir çalışma olmuş.

    YanıtlaSil
  7. Tüketim sarmalından nasıl çıkacağız, asıl bunun üzerine kafa yormak lazım.

    YanıtlaSil
  8. gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak için neler yapabiliriz sorusuna yanıt bulmak gerekiyor.

    65 yaş üstü herkesi, ilk kafilede özellikle emekli 'Hazine Müsteşarları'nı güncellenmiş 'gulag'lara göndersek, nasıl çözüm sizce Mahfi bey, iyi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonra bunları yazacak olanları bulamazsınız.

      Sil
    2. Yukarıdaki arkadaş alınmasın ama saksıya fesleğen gibi oturtmuşsunuz hocam.

      Sil
  9. Hocam merhaba, üretim yapam bir firmada inş müh olarak çalışmaktayım, maliyet muhasebesini iyi öğrenebileceğim güzel bir kitap önerebilir misiniz? şimdiden teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitap iyi bir kitap
      http://www.dr.com.tr/Kitap/Maliyet-Muhasebesi/Feryal-Orhon-Basik/Egitim-Basvuru/Is-Ekonomi-Hukuk/Finans/urunno=0000000364732

      Sil
  10. Herkes kendinden başlamalı... çocuğum olduktan sonra onun geleceğini de düşünerek biraz değiştim galiba.
    İşyerine giderken hanım sandviç yapıyor öğlen yiyorum karnımı doyuruyorum sonra ekmeği içinden çıkarttığım poşeti katlayıp cebime koyuyorum ve o ekmek poşetini 2-3 gün kullanıyorum... Esas sorunumuz gıda ürünlerinin kıyasen az yada çok artması değil bizim içinde yaşadığımız dünyayı ne kadar kirlettiğimizdir bence. her yer petrol ürünleri ve türevleri ile dolu akşam saatlerinde şehrin sanayiye yakın kısmından geçin ve düşünün yirmi sene sonra nasıl nefes alacak çocuklarımız !!!

    YanıtlaSil
  11. -Ya gen mühendisliği ile niteliksiz,vasıfsız gıdalar.(bu şıkla şimdilik idare ediyoruz.)
    -Ya da savaşlar.

    YanıtlaSil
  12. Hocam söz konusu nüfus teorileri olduğunda tek savunduğum tez Paul Robin'in tezi " Nüfus niceliğinden çok niteliği önemlidir. Nüfusun eğitimi arttırılmalı ve doğum kontrolü olmalıdır" Sizce de nüfusun hem az hem eğitimli olması; siyasi otorite üzerinde bir baskı ve arzulanan demokrasiye yaklaşmak için bir avantaj sağlamaz mı ? Ayrıca 4. Sanayi devriminin ve Yapay zekanın menfi etkilerinden daha az etkilenecek bir nüfus oluşturmuş olmaz mıyız ? Günümüze uygulanabilirliği hakkında ne söylersiniz. Teşekkürler , öpüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim takıldığım nokta herkesin aklına gelebilecek şeyleri teori diye yazmışlar ona şaşıyorum

      Sil
    2. Paul Robin'in tezi 1896 yıllarında ortaya atılmış. Demek ki o sıralar pek fazla kimsenin aklına gelmemiş . Bugünün gözüyle bakmak yanlış oluyor biraz

      Sil
  13. Mahfi bey, venture capitalist ne demek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Venture capitalist; yeni kurulacak işletmelere veya yeni bir yatırıma başlayacak girişimlere bu işe başlamaları için sermaye koyan kişiye deniyor.

      Sil
    2. Akbaba kapitalist olarak da bilinir.

      Sil
    3. Melek yatırımcı desek

      Sil
  14. Yeter artık öğretmen atanmasın yeter !
    15 yılda 500.000 öğretmen atamışlar yeter ya

    Eskiden devlet istihdam yaratmak için fabrika falan yapardı şimdi öğretmen atıyor yok böyle saçmalık söylüyorum ak parti iktidarını bu öğretmenler bitirecek 0 katma değer ekonomiye katkıları sıfır !

    öğretmen atanacağına fabrika kurulsun bari kalem silgi gibi ürünler üretelim de Mahfi Bey'in takıntısı olan -cari açık azalsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeyin başı eğitim onun da başı kaliteli öğretmen. Yeter ki öğretmenleri kaliteli yetiştirelim.

      Sil
  15. "Rindlerin Akşamı" mı?

    "Kimseye Etmem Şikâyet" mi?

    YanıtlaSil
  16. Hava soluyarak karın dondurmanın yöntemini bulmalıyız...bilimadamları bu konuya egilsin

    YanıtlaSil
  17. Çevrenin tahribi ve dünyanın geri dönüşü olmayan tehlikeli bir durumda olması bilim insanları tarafından da doğrulanan bir gerçek. Ancak bu durum nüfustan ziyade toplumsal örgütlenmenin kapitalist bir sistem ve mantık etrafında gerçekleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sermaye için sermaye ve sürekli artan tüketim ihtiyacı durumuna ek olarak kapitalist mantık gereği ülkelerin durmadan büyümesi gerekliliği ve bunların sonucunda da isteklerin ihtiyaçmış gibi insanlara empoze edilmesi tüm bu sorunların kaynağını oluşturmaktadır.

    YanıtlaSil
  18. Malthus hastalıklı bir zihniyeti temsil etmektedir. Ortaya attığı nüfus tezi doğrultusunda kendini üst sınıf (!) olarak görmüş ve alt sınıf (!) diye nitelediği insanlar arasında temizlik malzemelerini vermeyerek ve temizlik alışkanlıklarını edinmelerini engelleyerek hastalığın yayılmasını sağlayıp nüfusu azaltmaya çalışarak üst sınıfın (!) gıda açısından sıkıntı yaşamasını engellemeyi önermektedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malthus alt ve üst sınıf ayrımı yaparak nüfus kontrollerinin alt sınıflara uygulanması gerektiğini vurgulamıştır. Hem doğal yöntemler dediği yollar vardır hem de doğum kontrolü veya geç evlenme gibi önlemler vardır. Malthus'un fikirleri hem Nazilere hem Sosyal Darwincilere ışık tutmuştur. Bu iki grubun fikirleri oldukça tehlikelidir. Yazdığım yazıda bir anlatım hatası bulunmaktadır. Bu sebeple kusuruma bakmayın. Yazdığım şeyin kaynağını vermek isterim.

      In the opening half of the nineteenth century, throughout Europe, members of the ruling classes gathered to discuss the newly discovered "Population problem" and to devise ways of implementing the Malthusian mandate, to increase the mortality rate of the poor: "Instead of recommending cleanliness to the poor, we should encourage contrary habits.



      In our towns we should make the streets narrower, crowd more people into the houses, and court the return of the plague. In the country we should build our villages near stagnant pools, and particularly encourage settlements in all marshy and unwholesome situations," and so forth and so on.

      https://www.bibliotecapleyades.net/sociopolitica/sociopol_germany02.htm

      Sil
    2. Verdiğiniz kaynak Malthus'un bir yazısı/kitabı mı? Sizin söylediğiniz şeyi söyleyen bir yerden alıntı yapmak kaynak göstermek olmuyor; "Malthus böyle diyor" tezinize kaynak göstermek için "Malthus şu makalesinde bunu yazmış" diyebilmeniz gerekir.

      Sil
  19. Veganlığın yegane çözüm olduğu ve hayvancılık tarımının dünyayı tahrip eden bir numaralı unsur olduğunu ileri süren bir görüş var hocam. Bir bakmanızı tavsiye ederim.Saygılar.

    Lütfü Yüksel

    YanıtlaSil
  20. Hocam merhaba,
    Bir insan ürettiğinden daha fazla tüketemez.Kapitalizmde üretim tüketimden daha büyüktür.Asıl sorun kapitalizmin kaynakları sınırlı gösterip artan insan nüfusunu tehlike olarak görmesidir.Eğer dar gelirli kesimin gelirini artırırsak onlarda çocuklarına iyi bir gelecek bırakabilir.Nufus artışı sorun olmaktan çıkar.

    YanıtlaSil
  21. Gıda konusunda yanlışlanan Malthusçuluğun evlenmemek, geç evlenmek ve cinselliğe karşı ahlaki tavır almak gibi kontrol önerileri Yeni Malthusçulukta kendine aile planlaması, doğum kontrolleri, kürtaj gibi insani ve medeni görüngülerde yer bulmaktadır. İktisat politiksı, nüfus politikası ve eğitim politikasının kesişim noktasında bulunan "Beşeri Sermaye Teorisi"nin vurguladığı nüfusun niteliği, Nazi öjenizminin şüpheli pratiklerine gönderme yapmaktadır. Ayrıca Klasiklerin nüfusu ele alış biçimlerinden olan işgücü temelli yaklaşımın güncellenmiş halidir nüfusun niteliği. Öyle ki; üretimin kolgücü ile yapıldığı dönemlerde üretim araçlarından sayılan insana, bir araç gibi yaklaşılmaktayken insanların yerini makinelerin almasıyla bu yaklaşım değişmeye başlamış, teknolojik ilerleme sayesinde en fazla kârı sağlayabilecek insanlar güçlü, kuvvetli kölelerin yerini almıştır. Nasıl ki güçlü kuvvetli bir köle pazarda iyi para ediyorduysa, beşerî sermayesi yüksek insan da şimdilerde iyi para etmektedir. Bu da salt olarak emeğin metalaştırılmasından başka bir şey değildir. Ayrıca unutulmamalı ki, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri sağlıklı yetiştirilecek bireylerin verimli çalıştılıp, posası çıktığında devletin onlara onlara baktığı (bireysel emeklilikle bu enjeksiyondan vazgeçiliyor) bir sistemin içerisindeyiz.

    YanıtlaSil
  22. Hocam merhabalar,

    İsveçli istatisyen Hans Rosling (Kalkınma iktisatçısı da denilebilir) sosyal araştırma amaçlarıyla kurduğu websitesinde bir videoda nüfusun 2050'li yıllarda dengeye gireceğini ve insan nüfusunun 11 milyar civarında sabitleneceğini öngörüyor. Aslında bu Hans Rosling'in şahsi kanaati değil, Birleşmiş Milletler'in 2030 projeksiyonu da böyle öngörmüş. Sebebini videoda izleyerek ayrıntısı ile öğrenebilirsiniz. Bana pek maktıklı geldi.

    http://www.gapminder.org/videos/dont-panic-end-poverty/

    YanıtlaSil
  23. Hocam merhaba, bu yazınıza tam katılamayacapğım. 200 sene önceki tarımdaki verimlilikle şimdiki bir değil, dünyanın kaldırabileceği nüfusta bir değil. Dünya günümüzdeki nüfusu ve fazlasınıda rahatlıkla kaldıracak durumda ama adil bir dağılım şart.

    YanıtlaSil
  24. Size bir video gönderiyorum.

    Daha önce izlediyseniz, şimdi bir kez daha izleyip, görüşlerinizi yazar mısınız? Çünkü mesleğinizle ilgili:

    Süre: 2 dk 53 sn

    https://www.youtube.com/watch?v=-dMoK48QGL8

    "Equal Pay for Monkeys"

    YanıtlaSil
  25. https://erikmeyersson.com/2017/02/16/will-the-real-real-gdp-in-turkey-please-stand-up/

    https://erikmeyersson.com/2017/01/22/is-new-turkeys-growth-model-from-outer-space/

    Merhaba hocam bu yazılar iddia edilen şeyler doğru mudur? Türkiye'deki GDP büyüme verileri hileli mi sizce de buna katılıyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce bir kaç kez revize edilmiş hesaplama sistemi konusundaki kuşkularımı yazmıştım. Revize edilmiş sistemin ölçüm hatalarına yol açtığını düşünüyorum.

      Sil
  26. Hocam yine güzel bir yazı teşekkür ederiz. Günümüz dünyasında yaygın bir israf olduğunu ve sürekli gereksiz tüketimi arttırmaya teşvik edildiğimizi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Evet kapitalizm bşir anlamda tüketim ekonomisidir.

      Sil
  27. HİBRİT TOHUMLAR.bilgisizlik ve hamasetin ve ırkçılığın bir araya geldiği konu hibrit tohum sorunu. hibrit tohumlar doğal tohum olmasına ve zararlı bir yanı olmamasına rağmen internet fenomeni oldu.atatürkcüsü solcusu İslamcısı tam bir cehaletle hibrit tohum aleyhine yazı paylaştılar. herhangi bir üniversitenin kitabını okumadan hemde. üzerine İsrail Yahudi düşmanlığınıda eklediler. israilden 45 milyon dolarlık domates tohumu alıyoruz ama 840 milyon dolarlık domatesi rusyaya ihraç ediyoruz.

    YanıtlaSil
  28. BU CEHALET VE CEHALETİ PAYLAŞMA ARZUSU NEDEN?. hibritler yerel tohumlara göre 5 kat verimli olduğu için tercih edilir. doğal tohumların suni yolla melezlenmesinden oluşur.amerikada almanyada fransada dünyanın her yerinde hibrit tohum kullanlır.ama tam bi,r cahillik timsali hibrit düşmanlığı türkiyede pek yaygındır. türkiye hibrit domatesi rusyaya nasıl satıyor. dünya bizden neden hibrit ürünleri alıyor diye sormak akıllarına gelmez bu cahillerin

    YanıtlaSil
  29. 1960 YILLARINDA BİLİNİYORDU:türkiye kurak bir ülke . 57 cm yağış ortalaması var. yıllardır hep aynı. kurak ülke oluncada su zengini olmuyorsunuz. ama bir ara herkes türkiyeyi su zengini sanıyordu. çünkü siyaset öyle istemişti. herkes de çok mennun olmuştu.ama su fakiriyiz. Suriyeliler gelince daha fakir olduk. her nüfus artışında dahada fakirleşiyoruz.

    YanıtlaSil
  30. TÜRKİYE BÜYÜK BAŞ HAYVANCILIĞA UYGUN DEĞİL:büyük baş hayvancılık için yem gerekli. başka bir şey değil. yemde yağışlı iklimde ve merada oluyor. türkiye kurak ülke ve kışın yağışlı.bu nedenle hayvanları sanayi tip yemle beslemek gerekiyor. pahalıya mal oluyor.

    YanıtlaSil
  31. HİBRİT VE GDO:hibrit ve gdo biribirinden tümüyle farklıdır. herhangi bir yazıda hibrit yazıp yanına parantez içinde gdo yazılıyorsa bilinki yazarın amacı kötüdür. gdo genetiği değiştirilmiş organizma demektir.hibrit ise melezlemedir.hibritlerden tohumelde edilememesi bir sorun değildir.yapısı gereği olmaktadır. örnek olarak atla eşeğin birleşmesinde oluşan katır hibrittir. ve katıda kısırdır.GDO amerikada serbesttir. ve amerikada tüketilir.türkiyede yasaktır.zraralı olabileceği düşünülmektedir.kesin kanıt yoktur

    YanıtlaSil
  32. TÜRKİYENİN BORCU:türkiyenin borcu toplam hasılasının %60 rakamını geçmiş. ve her ay 7 milyar dolar borçlanmaya devam ediyoruz.ilginç nokta kimse borç sorunu var gibi davranmıyor. sanki normalmiş gibi o ülkeye bu ülkeye posta koymaya devam ediyoruz

    YanıtlaSil
  33. TÜRK UÇAĞI GÖKLERDE:iyi tamam göklerde de amerikadan ve fransadan neden uçak alıyoruz? bizim göklerdeki uçağımız neden ortada yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilenci gibi her gittiğimiz ülkelerden et aliyiyoruz

      Sil
    2. Sırbistan sudan fransa

      Sil
    3. Yerli et midelerde (yeni secim slogani)

      Sil
  34. ""Bu gelişmenin sonucu olarak daha düşük kalitede çocuk yetiştirebilecek ailelerin daha çok çocuğu oldu. Ve doğal olarak düşük eğitim düzeyindeki nüfus arttı."" Aydınlandım sağolun :)

    YanıtlaSil
  35. Entropy yasasını yani cok kisaca sistemlerin kötüleşerek yok olacagini, bir takim iyilestirmelerin sadece bu sonu geciktirecek olmasi durumunu oldugu gibi kabul edersek belki de hiçbir sey yapmamak lazim. Daha iyisini vadeden herkes tam da en cok iddiali oldugu konularda en buyuk felâketlere sebep oluyor.

    YanıtlaSil
  36. Hicam, Film vasat ama bu sahnesi durumu çok iyi özetliyor.


    https://youtu.be/2Dtar0hfcGA

    YanıtlaSil
  37. Iktisat egitimi goren herkes Maltus u genelde alayla karsilar. Ama bugunun dunyasinda endustriyel gidalar bizi daha da masrafli kaybeden bir konuma sokuyor.

    Mahfi bey, Malthus u gundeme almanuz cok faydali olmus ama daha derin bir analiz yapin lutfen.

    Iktisatcilar olarak biraz alay ettik ama adam aslinda daha derin bir jonuya sanayilesmenin kapitalizmin derinliklerine varan bir analiz yapmisti.

    Bugunun Turkiye sine aykiri bir tartismada olsa nominal ve reel ayrimini yapamayan bir toplum olsakta yinede bu konulara.daha agirlik verin lutfen. Tsk.ler

    YanıtlaSil
  38. Günümüzde artık ''KITLIK'' kavramı yerine ''HİÇLİK'' kavramıyla karşı karşıyayız, hiçliğin gıda veya nüfus sorunlarına temelli bir çözüm bulacağını sanmıyorum olsa olsa felaketleri yavaşlatabiliriz ama durduramayız..İHTİYACIMIZ YENİ BİR GEZEGEN... keşke Malthus kadar iyimser olabilseydim.

    YanıtlaSil
  39. Terzi işi bir yazı olmuş, arasanız bulunmayacak akla gelmeyecek konuları işleyip bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  40. Düzeni, nizamı kuran Hz.الله öyle mükemmel ve muhteşem bir intizam kurmuş ki insanlar 1 artarken gıdalar 2 sebzeler meyveler 1000 artıyor. İnsanoğlu yeter ki
    açgözlü olmasın. 1 milyon insanın tuketebilecegi kaynağı 10 kişi tüketmesin. İslâm da zekat,sadaka bunun için fakire, yoksula yardım bütün ilâhî dinlerde de var. Lakin insanlığın son kaleleri olan imparatorlukları yıktılar Kapitalizm kılıfı altında dünya yönetimini eline alan global şirketler silah 🔫 nihayetinde daha çok para için insanlığı 2 büyük dünya savaşına sokup dünyayı tarumar ettiler. 🗺 Thomas Robert Malthus bu açıdan aldığı dini eğitim ve bağlı olduğu mezhep gereği rızk endişesine düşüp gerçeklikten uzak olduğunu gördüğümüz teoriler üretti. İlk kez Mahfi hocamın yazılar da sayısal verilerle sonuçların ortusmedigi bir düşünceyi savunduğunu gördüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O dediğiniz düzen ya da nizam hiç de öyle mükemmel ve muhteşem değil maalesef. Biraz çevrenize baksanız göreceksiniz. Dördüncü cümlenizi okuyun yeter. O kadar mükemmel olsaydı bu düzen fakirlik zenginlik olur muydu? Fakir, yoksul zenginin zekatına muhtaç bırakılır mıydı? O kadar mükemmel olsaydı düzen fakirle zengin, yoksulla varsıl olur muydu?
      Ne yazık ki düzen ya da nizam tam anlamıyla kaotik bir yapıyı yansıtıyor.

      Sil
    2. Hocam, küçük bir düzeltme yapmak isterim. Fakir, yoksul zenginin zekatına muhtaç bırakılmıyor aksine zengin zekat vermek zorunda bırakılıp yoksullara fakirlere dağıtılır.

      Sil
    3. Zenginin fakire zekat vermek zorunda olmasi demek; fakirin, zenginin zekatina muhtac olmasi demektir. Nerden bakarsaniz bakin, bunun daha farkli bir anlami olmaz. Dolayisiyla Mahfi Beyin kullaniminda bi yanlislik yok. Yoksullara, yoksullara bagis kurumlarina zekata muhtac olup olmadiklarini sorabilirsiniz isterseniz.

      Sil
  41. Hocam İngiliz dizisi var utopia tam da bu konuları işliyor. Tavsiye ederim şiddet ve kan görmek ile porbleminiz yoksa.

    YanıtlaSil
  42. TÜRKİYE ORADAN BURADAN ŞURADAN NEDEN ET ALIYOR.muhtemelen davet edilmediğinden.bir ülkeye gitmek için davet edilmeniz gerekir. ya davet edilmiyorsanız???? bu durumda rüşvet öneriyorsunuz. size geleyim sizden onu bunu şunu alayım diyorsunuz. her gidilen ülkeden bir şeyler alıp geliyoruz.fransadan neler aldık hemde fırça yiyerek

    YanıtlaSil
  43. KIT ZEKA ÖRNEKLERİ.türkiye 17 milyar dolarlık tarım ürünü ihracaatı yapmış.ama hep zararlı denilen hibrit ürünlerle.nasıl oluyorda dünya bizden zararlı tarım ürünlerini alıyor???. bunu sormayıp hibrit zararlı demek yetersiz bir zeka sayılabilir.

    YanıtlaSil
  44. Hocam emeğinize yüreğinize sağlık. 8 Ocak yazınıza bu konu ile ilgili bir yorum yazmıştım. Siz aydınlatıcı çok güzel yazınızı 2gün sonra bizler ile paylaşmışsınız. Emeğinize sağlık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak çok çok kalabalığız.(nitelikli nüfus değil, boş kalabalık çılgın tüketici topluluğu) Ben 2001 Temmuz ayında ehliyet aldım. 18yaş hediyesi olarak ailem den bunu talep etmiştim. O dönemki motorlu araç sayısı 8.5milyon civarında idi. Nüfus 68milyon civarında idi. 2018 itibariyle motorlu araç sayısı 23milyon civarında. Nüfus 83milyon dolaylarında. ( 79milyon aslında ancak Türkiye den asla gitmeyecek 4 milyon civarında Suriyeliyide ekledim. Çünkü asla gitmeyecek ve 10 yıl içinde 12milyon olacaklar.neyse bu başka kabus pardon konu.) sayın hocam, benim ehliyet aldığım dönemde 10 kişiden sadece 1.5 kişi araç sahibi idi. Şimdi 10 kişiden 3.6 kişi araç sahibi. Ancak ülkenin, hanehalklarının ve bireylerin borçluluğunu göz önünde bulundurursak, bu bize siyasi bir ilizyon olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum. Siyaseten borçluluk ile sanal refah ve sahte mutluluk algısı gibi gözüküyor. Peki size sormak istediğim, rahmeti Bülent Ecevit neden bu politikayı uygulamadı? Halka istediğini siyasal islam neden verdi de Ecevit vermedi. Saygılar sevgiler sunarım hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Çünkü Ecevit ne kadar halkçı olsa da halktan biri değildi. Onun için laiklik, düşünce özgürlüğü birçok maddi şeyden daha önemliydi. Oysa halk için bunların hiçbir anlamı yok. Halk, günlük derdine çözüm bulanı tercih ediyor.

      Sil
    2. Çok üzücü hocam.

      Sil
  45. Malthus bence insanoğlunun gıda ürünlerinin sayısını genetiğiyle oynanmak suretiyle arttıracağı gibi bir ihtimali düşünememiş. Genetiği bozulmamış gıda ürünlerini düşündüğümüzde Malthusun tezi tutmuş gibi görünüyor. Kaleminize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  46. ZEHİR SAÇIYOR:Tekirdağ'ın Çorlu ve Çerközköy ilçelerindeki fabrikaların bıraktıkları kimyasal atıklar nedeniyle simsayah akan ve içinde artık canlı türü barındırmayan Ergene Nehri çevreye de zehir saçıyor. Hem insanları hem de hayvanları olumsuz etkileyen nehir suyu, kansere de davetiye çıkartıyor.ve ergene suları ile beslenen prinçleri afiyetle yiyor. sonrada hibrit tohum ve cola aleyhine paylaşım yapıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatirlarmisiniz.?

      2002-2005 yillariydi sanirim. Hükümetimizin soyadi Pepe olan bir cevrecilik Bakani vardi.
      Malum medyanin gazi ile öyle bir sisirilmisti ki.. iste o dönemler.
      Trakyanin kanayan yarasi Ergene Nehri cevresi ve Havzasi o dönemde de gündemdeydi. Köylüler günlerce gösteri yapmisti. Ben de katilmistim. Tv ler günlerce yayin yapti tartisma programlari ile.. Tabii en büyük sorun Özellikle Corlu dan baslayan ve özellikle Deri Tabakhanelerinin diger sanayi tesisleri ile yarattigi korkunc bir kimyasal kirlilik sözkonusuydu.

      En vahimi de Milyarlik yüzlerce fabrikanin bir tanesinde bile aritma tesisi yoktu. Pepe denen bu Bakan hergün ekranlarda naralar atarak .. ceza kesiceez.. aritma tesisi kurmayi zorunlu kilicaaaaz ve buna benzer onlarca taahüt ile bu sorunu 3 yil icinde bitirecegini anlatiyordu.. Tabii ki Reis de allta kalmiyor bunu cok iyi kullaniyordu..

      Kisa bir süre sonra Dag fare dogurdu. (Biz bunu bekliyorduk)

      Bu fabrikalara ilk önce 1 yil icinde aritma tesisi kurma sarti getirildi. hatta birkac tesis göstermelik kapatildi.. Fabrikatörler isyan etti.. Efendim maliyetler cok yüksek ..biz bunu 1 yilda kuaramayiz bize biraz Zaman dediler..
      Hemen bu süre hatirliyorsam 3 ya da 5 yila cikarildi.. ve cevre dostu buyuk Bakan Pepe yi o günden sonra kimse bir daha görmedi..

      Demem odur ki.. 16 yil gecti degisen hicbir sey olmadi.. Pehlivanköy ve özellikle Uzunköprüden gecerken Burnunuzu tikamak zorundasiniz..

      Tenarus8 e bir katki yapmak isterim. Bu Havzada yetirtirilen pirinc tarlalarinin hicbirisini bu sulardan cekilen sular ile sulanmiyor.. zaten bu toprakta pirinc yetismiyor artik..

      Uzunköprülü olmam vesilesi ile ile konuyu bildigim icin paylasmak istedim.

      Dünyanin en uzun tarihi köprüsünün bulundugu ve Türklerin Avrupa kitasinda kendilerin temelden kurduklari ilk yerlesim yeri olan güzel Uzunköprünün durum gercekten icler acisi..

      Bir de son 25 yildir Belediye Baskanligini CHP li basarili genc Baskanin secilmesi burasinin adeta üvey evlat gibi muamele edilmesine sebep olmus..

      Ergene ve Uzunköprünün tekrar eski günlerine, Nehirden ülkenin en güzel sazan ve Yayin baliklarinin tutuldugu günlerin geri gelmesi umuduyla..

      Sil
  47. Hocam birde yazıma eklemek istediğim, Şuan son 3 yıldır Türkiye ya baktıkça dante nin cehennem tablosu aklıma geliyor. Özellikle iş gidiş çıkış saatlerinde. Otobüs durakları, metro istasyonları yoldaki gidemeyen araçlar aşırı yoğun nüfus yoğunluğu en büyük neden bence . Dante çok iyi bir portre ile bize çok geçmişten bugünü tasvir etmiş. Hisleri çok kuvvetli bir insanmış. Da vinci gibi. Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
  48. Bu güzel yazı için
    Teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  49. Katkılarınız için teşekkür ederiz hocam Malthus'a biraz haksızlık yapılıyor Evet tarımsal üretimdeki üretkenlik artışını öngöremedi ama günümüz dünyasında nüfus artış hızının fakir bölge ve ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha fazla olması ve bu realiteyi 200 yıl önce görmesi çok önemli

    YanıtlaSil
  50. Hocam bugün türkiye ekonomisinde 100 liralık mevduat ile kabaca ne kadar kaydi para yaratılıyor? Mesela bugün emisyon hacmi 130 milyar tl kredi 1,800 milyar tl? Bu yaklaşık 13 kat para yarattığını gösterir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emisyon hacmi 130 milyar TL, kredi hacmi kabaca 1.8 trilyon lira ama bir de bu krediyi yaratan dışarıdan gelen borçlanmalar da var. 13 kat değilse bile yaklaşık 10 kat yarattıoğını söyleyebiliriz.

      Sil
  51. Hocam brüt rezervlerimiz gecen hafta itibariyle 1.2 milyar dolar düşmüş. Brüt rezerv oldugu icin bankalarin zorunlu karsiliklari düşmüş olabilir diye düşündüm ama döviz mevduati da 500 milyon dolar artmış. Brut rezervlerimiz neden düştü hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Brut rezervden zorunlu karsiliklari nereden cikardiniz? Brut rezerv ve net rezerv zorunlu karsiliklarla alakali bir kavram degil. Sorunuzla alakasi yok ancak, yanlis bilginizi duzeltmek istedim.

      Rezervlerin dusmesi buyuk ihtimal ile BOTAS'tan kaynakli.

      Sil
  52. Sayın Eğilmez, diğer alanlarda da olduğu üzere, yazınızda bahsettiğiniz daha iyi, daha yaşanacak bir dünya için çalışanlarda var, bu konuya hiç duyarlı olmayan, sadece günlük yaşayan, cebini tıka basa doldurmaya çalışan, aç gözlü insanlarda var. Dengeyi bu tip ayrı düşüncelerle olanların sağlaması gerekir. Daha iyi daha güzel bir dünyanın hiç umurunda olmayan insanlar, bir çok alanda olduğu üzere nüfus artışını bilhassa istemektedirler. bana göre bu tip gruplar;
    1. İlaç üreticileri ; Afrika'daki, güney Asya'daki, Güney Amerika'daki çocukların, yetersiz beslenmeleri, kötü yaşam şartları sebebiyle salgın hastalıklara karşı ilaçlarını pazarlamaları.
    2. Tabanca, tüfek, silah üreticileri; Eğitin seviyesi düşük topluluklar arasındaki ihtilaflardan faydalanıp ürettikleri silahları pazarlamaları
    3. Uyuşturucu baronları ; artan nüfus, artan müşteri sayısı, artan gelir demektir.
    4. Siyasetçiler ; Eğitimsiz nüfus artışı, artan oy demektir. her türlü sömürüyü yaparak, oylarının artması, saltanatlarının sürmesi demektir.
    Daha iyi , daha güzel bir dünya için çalışanlarla, menfaatleri için çalışan insanların oranı bence çok önemlidir.

    YanıtlaSil
  53. TÜRKİYE BUĞDAY MERCİMEK VE SAMAN İTHAL EDİYOR. VE İYİ EDİYOR. buğday ve mercimek türü ürünler su istemeyen ve en basit şekilde üretilebilen ürünlerdir. değersizdirler. 1kg buğday 1 tl.çiftci sulu tarıma geçtiğinde bu bitkileri ekmez.daha karlı ve ürün miktarı fazla olan ürünleri tercih eder.buğday ekilmeyince samanda olmaz.hayvanları besleyecek meralarımız da olmayınca saman ithal edilir..türkiyenin buğday ithalinin asıl nedeni un ve bisküvit makarna ihracatıdır. ithalimizin 2 katı kadar ihracaat yaparız.buraya kadar sorun yok. ama sorun şurada konun özünü bilmeyen yazar çizer ve amatörlerin buğday mercimek ithal ediyoruz diye ağlamaları.bu kadar geniş kesimlerdeki bu bilgisizlik çok üzücü.akp lilerin dünya lideri olduk sanması kadar üzücü.

    YanıtlaSil
  54. Yazıyı beğenmedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de pek beğenmedim.

      Malthus'tan daha mühim görüşler ortaya atan iktisatçıların günümüze revize edilmiş analizlerini okumayı çok isterim Mahfi hocadan.

      İlki, Thorstein Veblen.

      İkincisi, Joseph Schumpeter.

      Sil
  55. Emlak balonu patladı , patlayacak az kaldı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asaf Savaş Akat hoca bir konferansında verilerle emlakta balon olmadığını gösterdi. Asaf hocayı dinlemeden önce bende balon olduğunu sanıyordum lakin öyle değilmiş. Veri analizi yapmanızı tavsiye ederim.

      Sil
  56. Gıda miktarı aritmetik(2-4-6-8-10....), nüfus miktarı ise geometrik(2-4-8-16-32....) dizi şeklinde artar.

    YanıtlaSil
  57. İlerde gıda sorunu yine olmayacaktır , insan değişen ve gelişen bir varlık 20 yıl sonra petrolede ihtiyaç kalmayacak gelişmeyen yerlerde gelişmeye başlayacak gıda ürünleride her zamankinden fazla olacak 20 yıl sonra dunya nufusuda 20 sonra zaten durma noktasına gelecek 20 yıl sonra türkiye de büyük ihtimal refah ve zengin bir ülke olacak ,şu an sancılı ve zor bir süreç olsada iktidarda kim olursa olsun liberal politikalar olacak her zaman rant yeri olacak her iktidar kendi zengini çıkaracak büyük ve güçlü firmalar bu ülkenin fakirlerinin de kurtuluşudur bunu aklı başında solcuda sağcıda biliyor , akp nim gitmesi bir şeyi degistirmez olmasıda değiştirmez yasanacak olanlar ekonomik açıdan aynı olacak 20 yil sonrası için , toplumun sosyal dokusuda yine avrupadaki sosyal dokuya benzer bir hal alacak.

    YanıtlaSil
  58. 1)Petrol fiyatlarinin yukselmesi petrol ureten ihrac eden ulkelerin ekonomilerine issizlik buyume butce ve cari denge bakimindan fayda saglar mi? Bu ulkelerde topralanma bekliyor musunuz?

    2)Bazi Korfez ulkelerinin KDV sistemine gecmesi sizce baltik endekste ve dunya gida fiyatlarinda talep yonlu indirim saglar mi

    YanıtlaSil
  59. Merhaba hocam, öncelikle yazılarınız ve emekleriniz için teşekkürler. Aykut Kibritçioğlu hocamızın bir konferansında degrowht dan bahsetmişti. Konuya derinlemesine hakim değilim ama. Orda da çevresel faktörlerden dolayı büyüme oranının zirveden sonra optimum seviyeye geri çekilmesinden bahsetmişti. Şansım adına emin olmamakla beraber, degrowth la ilişkili diyebilir miyiz.? Ve Malthus un teorisi günümüz şartlarında ve yeni değişkenleriyle geçerli olabilir mi ? Ve son olarak :) , hocam degrowth hakkında ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  60. Önceki programlarınızı takip ederken gördüm.Tevfik Güran hoca ile sınıf arkadaşıymışsınız.Hocam 40 yıl nasıl karşılaşmadınız?Konudan bağımsız ama gerçekten çok merak ettim.Paneller,forumlar,fuarlar,toplantılar,ortak arkadaşlar.İzlerken çok şaşırdım.Mesela 2 ünlü kişi sınıf arkadaşıdır.Ama birisi sizin gibi çok değerli bir akademisyendir,diğer kişi mesela tiyatrocudur bunu anlayabiliyorum.Fakat 2 değerli akademisyen,sınıf arkadaşı olup aynı zamanda akademisyen olup 40 yıl nasıl karşılaşmaz.

    YanıtlaSil
  61. Hocam bir japon yatırımcı abdye yen götürüp parasını dolara çevirip devlet tahvili alırsa dolar yükselir yen düşer. Peki bu japon yatırımcı yen değil de dolar götürüp bunla devlet tahvili alırsa herhangi bir kur takası olmuyor bu durumda dolar kuru değişir mi yoksa etkide bulunmaz mı?

    YanıtlaSil
  62. Ülkenin nüfusunu yönlendirmek çok önemli diye düşünürüm hep. Demokrasiyle yönetilen bir ülke ekonomisinde nüfusun şehirlerarası oranı ve artış hızları daima analiz edilmeli ve yönlendirilmelidir devlet tarafından.

    Nüfusu düşük tutmak yeterince ekonomik büyümeyi getiremeyeceğinden ekonomiyi büyütme isteğiyle nüfusun artışına izin vermenin paralele olduğunu düşünüyorum. Kişi başına gelir ve refah tabiki önemlidir. Ancak ülkeler öncelikle bağımsızlığını düşünürler. Bağımsız kalabilmek için de coğrafyanın getireceği risklere karşı savunma harcaması yapması gerekmektedir. Bizim coğrafyamızda kişi başı gelir refahı yükseltme pahasına nufüsümüzü az tutma gibi bir tercihimiz olamıyor malesef. Gsmh göre savunma harcamalarının oranı düşük tutup eğitime vs daha çok pay ayırmak istiyorsak o zaman ekonomi büyük olmak zorunda. Çünkü sadece tüfekle savaşılmıyor maliyeti büyük uçak vs almak için ekonominin büyümesi şart oluyor.

    Az nüfusla veya çok nüfusla değil optimum nüfus düzeyiyle kişi başına gsmh ve refah düzeyini yükseltebilmenin yegane yolu bilime önem veren eğitim politikası ve içimize sindirmiş olacağımız gerçek demokrasiden ibarettir.

    YanıtlaSil
  63. Sunmuş olduğu çerçeve önemli esasında. Hesaplama pratik ve hesaplama modelinde bir hata yok. Artış oranları isabetli olmamış sadece. Siz daha tutarlı rakamlar ortaya koyduğunuzda bir arz fazlası/noksanı olup olmayacağını hesap dönemleri boyunca elde edebiliyorsunuz.
    Başka hesaplamalar için de kullanılabilir. Pratik bir zeka ürünü.

    YanıtlaSil
  64. Hocam merhabalar. Yaklasik iki yildir yazilarinizi takip ediroyorum ve yazilariniz uzerinden arastirmalar yapiyorum. Bu alana ilgiliyim. Uni ortaminda sistematik bir egitim almak istiyorum ama hangi uni ler bu alanda kaliteli bir egitim sunuyor bilmiyorum. Su an aklimda sabanci var ama kararsizim tavsiyede bulunursaniz cok memmnun olurum. Saygilarimla..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi