Fed'den Sonra ECB de Parasal Sıkılaştırmaya Başlıyor

Küresel krizden hemen sonra krizin yarattığı ekonomik çöküşü toparlayıp ekonomiyi yeniden canlandırabilmek için parasal genişleme politikası yürürlüğe sokuldu. Bu uygulamaya ilk önce ABD Merkez Bankası (Fed) niceliksel gevşeme (quantitative easing – QE) adını verdiği bir programla başladı. Onu kısa bir arayla İngiltere Merkez Bankası (BOE) aynı adlı programla, biraz daha uzun bir arayla Avrupa Merkez Bankası (ECB) varlık alım programları (asset purchase programmes - APP) adlı uygulamayla ve gecikmeli olarak da Japonya Merkez Bankası (BOJ) varlık alım programı adını verdiği programla izledi. Böylece dünyanın en gelişmiş 4 ekonomisi küresel krizi aşmak için daha önce Hazine veya kurumlar tarafından borçlanmak amacıyla piyasaya çıkarılmış olan uzun vadeli tahvilleri bedelini ödeyerek satın alıp karşılığında piyasaya para vererek parasal genişleme yapmaya ve dolayısıyla piyasaya likidite vermeye başladılar.

Fed, bu parasal genişleme programını 2014 yılının Ekim ayında sonlandırdı. Faiz artırımlarının yanı sıra, likidite enjekte etmek için satın aldığı tahvillerden vadesi gelenleri 2017 yılının Ekim ayından itibaren Hazine’ye veya çıkaran kurumlara vererek parasını tahsil etmeye başladı. Böylece faiz artırımlarının yanına likidite azaltma anlamında parasal sıkılaştırmayı da eklemiş oldu. 2017 yılında bu yolla 30 milyar Doları piyasadan geri çekti. 2018 yılında 420 milyar Dolar, 2019 ve 2020 yıllarında yılda 600 milyar Dolar ve 2021 yılında da 350 milyar Dolar olmak üzere yaklaşık 4 yılda piyasadan çekeceği miktar toplam 2 trilyon Doları bulacak.

Fed’in faiz artırımlarının yanında bu şekilde piyasadaki likiditeyi eksiltmesi dış finansmana ihtiyacı olan gelişme yolundaki ülkelere yönelik fon akımlarını iki nedenle önemli ölçüde etkiliyor: (1) Likidite daralıyor. (2) ABD’de faiz oranlarının yükselmesi bu fonların daha yüksek risklere katlanarak daha yüksek getiri için gelişme yolundaki ülkelere yönelmesinin çekiciliğini azaltıyor.

Fed’in bir yandan faiz artırarak bir yandan da piyasadaki parayı çekerek yaptığı sıkılaştırmaya karşın ECB, BOE ve BOJ’un faiz artırmadan piyasaya para sürmeye devam etmeleri dış finansmana ihtiyacı olan gelişme yolundaki ülkelerin iyice daralmasına engel oluyordu. Bugün yapılan toplantıda alınan karara göre ECB de önce parasal genişlemeyi azaltmaya sonra da durdurmaya başlayacak. ECB, uyguladığı parasal genişleme programı çerçevesinde piyasaya ayda 30 milyar Euro veriyor. Açıklamaya göre bu programa Eylül ayı sonuna kadar devam edecek, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında bu miktar aylık 15 milyar Euro’ya düşürülecek ve yılsonunda parasal genişleme programı sonlandırılacak. ECB yetkilileri, bu paraları nasıl geri çekeceklerini yani parasal sıkılaştırmaya ne zaman ve hangi boyutta başlayacaklarını açıklamadılar. Hatta yeni tahvil alımını yapmayı durdurduktan sonra da, likidite koşulları düzelene kadar, vadesi dolan tahvillerin yerine alım yapmaya devam edeceklerini vurguladılar. Bu ifadelerden ECB’nin gelecek yılbaşından itibaren tam olarak ne yapacağını anlayabilmek için sayısal örnek çerçevesinde konuyu açıklayalım. ECB, Eylül ayına kadar vadesi dolmamış uzun vadeli tahvilleri ayda 30 milyar Euro limit içinde kalarak almaya devam edecek. Son 3 ayda bu aylık tutarı 15 milyar Euro’ya düşürecek. Yılbaşından itibaren artık vadesi dolmamış tahvil alımını bırakacak, sadece vadesi dolmuş tahvilleri almaya devam edecek. Diyelim Ocak ayında vadesi dolan 5 milyar Euro’luk tahvil varsa bunları alıp parasını verecek. Böylece Hazinelere yeni borçlanma imkanı yaratmış olacak.   

Görüldüğü gibi bir yandan parasal sıkılaştırma kapısını çeken ECB, Fed’in 2014 Ekim ayında yaptığı gibi kapıyı tam olarak kapatmayıp aralık bırakmış oluyor. Buna ek olarak 2019 yılı yaz aylarına kadar bir faiz artırımı yapmayı planlamadıklarını açıkladılar. Kapının aralık kalması ve faiz artırımının bir yıl daha gündemde olmayacağının açıklanması gelişmekte olan ülke piyasaları için hiç değilse bir süre nefes alma imkânı sağlamış bulunuyor.

BOE, faiz artırımı veya parasal genişlemeye son verme konularında henüz herhangi bir açıklama yapmadı. Buna karşılık onun da yılsonuna doğru bu konularda bir adım atabileceği beklentisi var. BOJ’un ise bu düzenlemeleri yapmasına daha zaman olduğu düşünülüyor.

Fed’in parasal genişlemeyi önce bırakıp ardından parasal sıkılaştırmaya geçmesinden sonra ECB’nin parasal genişlemeyi tam olarak terk etmese de o yola girmiş olması küresel sistemin en önemli iki rezerv parasının piyasadaki miktarının azalmaya başlaması demek oluyor. Parasal genişlemeyi ortadan kaldıran her adım dış finansmana ihtiyacı olan gelişme yolundaki ekonomiler için daha sıkıntılı, daha maliyetli dış kaynak imkânı anlamına geliyor. Gelişme yolundaki ülkelerin dış kaynak ihtiyacını mümkün olduğunca azaltabilmek için teşvik sisteminden yararlanarak iç kaynakları daha etkin ve verimli kullanmaya çalışmaları çıkış yollarından birisi gibi görünüyor.  

Yorumlar

  1. İşimiz zor hocam

    YanıtlaSil
  2. Mahfi Bey konuyla alakasız ama Amerika herhangi bir savaşa girerse Dolar teorik olarak ne olur? Artar mı düşer mi? Bunun mantığını araştırdım ama bulamadım. İktisat bilgim de fazla yok. Cevaplarsanız çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değer kaybeder, çünkü ABD'nin savaşa girmesi demek ABD ekonomisi için risk artışı demek olur. Riskin arttığı yerde para değer kaybeder.

      Sil
    2. HOCAM, DOLARIN İÇ DEĞERİ AZALIR AMA DIŞ DEĞERİ ARTAR KANAATİMCE YANILIYOR MUYUM? BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN..

      Sil
  3. Artık borç para vermiyorlar, verdiklerinide geri alıyorlar diyelim. Bence çok doğru bir karar oldu Türkiye gibi başkasının parası ile hava atan siyasetçiler şimdi dış güçler demeye başlar avel avel inananlarda dinlerler. Siyaseçilerimiz yalan söylemeyi bırakmadıkları için halk bol para zamanındada para kazanamaz şimdi geri ödeme zamanında fazlasıyla zenginden çok vergi olarak öderler kekler.

    YanıtlaSil
  4. ECB acik ara yanlis yapti!
    1)Gelismekte olan ulkeler uzerindeki Buyuk cocgunlukla FED kaynakli ve kendi ic yapisal dinamikleri kaynakli faiz ve kur baskisi gelismekte olan ekonomileri zorlamaktadir. Dahasi bu ekonomilerin krize girme tehlikesi olasidir daha korkuncu bu ulkelerde otoriter yapilanmalarin olasiligi da mevcuttur

    2)Avrupada ozellikle bazi euro bolgesi ulkelerde ozellikle talep eksenli ekonomik sorunlar devam etmekte bu ekonomik sorunlar sosyal sorunlara ve siyasal sonuclara yonetisim anlayislarina davet cikartmaktadir. Bu durum otoriterlesmeyi ve populist egilimleri beslemektedir.

    3)Euro bolgesinde buyume beklentisi dusmektedir enflasyon ise buyumeyi destekleyecek dinamik seviyede henuz degildir. Bu seviyeden uzaktir.

    4)euro bolgesindeki cevre ulkelerde ozellikle yunanistan ve portekiz gibi ulkeler ciddi programlar icerisinde yasamakta tipki gelismekte olan ekonomiler gibi ECB kaynakli baskiyi hissetme tehlikesi vardir.

    Iste tum bu nedenlerden oturu ECB parasal genislemeyi durdurmasi hatali bir davranistir. Hatta bana kalirsa tehlikeli bir davranistir. Bu davranisin bedeli otoriterlesme populistlesme ve irkciligin artmasi olarak donme ihtimali vardir.

    ECB bu yili 30milyar euro ile bitirip 2019u izleyen aylarda ocaktan marta kadar 20milyar euro nisandan hazirana kadar 15 haziranda eylule kadar 10 milyar toplamda 2019da en az 135milyar euro basmasi ile bu yukaridaki tehlikeleri bertaraf etme imkani ve manevrasi saglayabilecekti.

    Siz ne dersiniz?

    Saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ECB, yedi kocalı Hürmüz gibi. Almanya parasal sıkılaştırmayı bastırıyor. En korktuğu şey enflasyon. Avusturya, Hollanda da benzer konumdalar. Buna karşılık İtalya, İspanya, Yunanistan ekonomileri güçlü durumda değiller. Onlar genişlemeye devam edilmesini istiyorlar. Sonuçta bütün talepleri karşılamaya çalışan böyle hibrid bir uygulama çıkıyor ortaya.

      Sil
    2. Su sartlari gordugumuzde 2019da yunanistani da programa alacak sekilde en az 135milyar euroluk tahvil alimiyla program asamali sona erdirilmeliyidi boylesi daha manevraya uygun olurdu. Bu duurm herkes icin de faydali olurdu

      Sil
  5. Bize verdiğiniz değerli yorumlar için teşekkürler Mahfi Bey.Anlattığınız üzere Türkiye Dış Finansman ihtiyacı içinde kaldığı için devamli $ ihtiyacı olacağından ve FED faizleri artırmaya devam edeceğine göre $ TL göre ileriye doğru (2018 ve sonrasi) devamli bir artış göstereceği tespiti hakkında ne düşünüyorsunuz? TCMB bu kadar faizleri artırmasina rağmen $ düşmemesi hakkindaki (faiz silahını kullanmasına ragmen) düşünceniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformlara girilmediği takdirde bu tespite katılırım. Faiz, her zaman söylediğim gibi geçici bir çözümdür. Kanamayı durdurmaya yarar. Kanamaya yol açan nedeni doğru teşhis edip onu çözmeye yönelik tedaviye girişilmez ise kanama yeniden başlar.

      Sil
    2. Görüşünüze göre tedavi yapısal reformlar İMF programlarını uygulamak midir?

      Sil
    3. kanımca yapısal reformlar artı faiz artırımı.ama bu saatten sonra hükümet yaparmı zor.sayın hocanın yazdıgı gibi acı bir reçete ekonomik olarak.ama siyasi,egitim ve sosyal olarak medeni ülke olma gerekleri bunlar.yapmamız lazım.o zaman istesenizde faizleri artıramassınız tam aksine hızla düşer

      Sil
  6. Hocam, yazınız için çok teşekkürler, çok faydalı oldu benim için. Yalnız şunu sormak istiyorum; ECB, BOE ve BOJ'un faiz artırmadan parasal genişlemeye gitmeleri neden dış finansmsna ihtiyacı olan ülkeler için sıkıntı oluştursun? Sonuçta piyasada para artmıyor mu? Faiz arttırımı olmadan piyasadaki paranın bir işe yaramadığı anlamına mı geliyor bu? Açıklarsanız çok memnun olurum,
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu MB'lerin genişlemeye gitmesi değil daralmaya, sıkılaştırmaya gitmesi fış finansman ihtiyacındaki gelişmekte olan ülkeler için sorun. Genişleme bunların işin geliyor çünkü piyasada döviz bollaşıyor ve ucuzluyor, oysa şimdi sıkılaştırmada piyasadaki dövizler azalıyor ve pahalanıyor.

      Sil
  7. Hocam büyük şirketlerin borç yapılandırma haberleri göz önüne alınarak olası geri ödeyememe durumlarinda, Merkez Bankasının batmış durumdaki özel sektör kredisinin yerine kamu kredisini ikame etmesi ahlaki çöküntü sorunları doğurabilir mı ve bu durumun yatirim disiplininde bırakacağı etkiyle toplum vicdanındaki etkileri siyasetle aşılabilir mı?
    Diğer taraftan böyle bir politika merkez bankasının, özel sektörün karlarını korumak için zararların toplumsallastirilmasinda kullanıldığını gösteren bir kanıt olabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğurur. Merkez Bankası sadece bankalara borç verir onu da kısa vadeli (haftalık, gecelik) verir. Onun dışındaki sektörlere kredi vermez. Aksi takdirde ticari banka haline gelir ki o zaman başka ticari bankaya gerek kalmaz. MB basar parayı dağıtır. Sonuç hiper enflasyon olur.

      Sil
  8. Hocam elinize sağlık, bu güncel haberi kısa sürede değerlendirip bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Bir de sorum olacak;
    - Seçim sonrası ciddi kararlar alarak yapısal reform yapmaya girişsek bile; Fed ve Ecb'nin bu takvimi yüzünden TL üzerindeki kur baskısını önümüzdeki 1 yıl içerisinde hafifletemeyeceğimiz anlamına mı geliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformlara 2013'te, yani Fed, Ecb'nin bugün yaptıği aciklamayi yaptiginda baslasaydik işe yarardi. 1 yilda yapisal reform yapılamaz herhalde, anca bi program ortaya konulur. Bı yerden (IMF?) borc alınır. Kemer sıkılir. Buyume durur ki zaten onumuzdeki ceyrekte duracak. Kurlar artmaya devam eder. Borclanmayla gelen saadet, borçlanamayinca son bulur.

      Sil
    2. Teşekkür ederim.
      Yapısal reformlara rahat zamanda girişmek elbette ki daha az fedakarlık anlamına gelir. Ama eğer doğru reformlar yapılabilirse artık kapımıza kadar gelmiş olan fırtınayı en az hasarla atlatmak mümkün olabilir.

      Sil
  10. Hocam, yilda 250 milyar USD ithalatı olan, petrolü, doğalgazı olmayan, yüksek katma değerli ihracatı da olmayan bir ülkede hükümetler neden katma degeri yüksek üretime ve uluslararası marka yaratmaya yönelik bir teşvik sistemi getirmez? Teşvik var da girişimci yok derseniz, bu girişimciler neden çıkmaz? Bunun için de eğitim sistemimiz reforme edilmeli derseniz, bu neden yapilmaz? Bu sirada, ithalat faturasını düşürmek için, en büyük kalem enerjide nükleer teknolojinin kullanılması için neden bugüne kadar beklenir? Yüksek dış açık eninde sonunda fakirleşme değil midir, bunu hicbir iktidar görmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o ''eninde sonunda'' dediğiniz uzun vade olduğu için dedikleriniz yapılmaz.Zira demokratik yönetimler uzun vadeye ,otokratik ve yarı demokratik yönetimler kısa vadede netice alacakları şeyleri yaparlar.

      Sil
    2. Bunun birçok nedeni var. Birisini yukarıda arkadaşımız söylemiş. Bir başkası nasıl bşr reformu kasdettiğimiz konusunda uzlaşma olmamasıdır. Siz mesela eğitim reformu derken neyi anlıyorsunuz? Eğer bilime dayalı bir eğitimse anladığınız ben sizinle uzlaşabilirim. Ama herkes bunu anlamıyor. Bir bölüm insan dinsel eğitime daha fazla ağırlık verilmesini istiyor.

      Sil
  11. "ECB, uyguladığı parasal genişleme programı çerçevesinde piyasaya ayda 30 milyar Euro veriyor."

    Hocam, ECB'nin piyasaya verdigi bu paranın kaynağı nedir? Karsiligi olmayan bir para mı basıyor? Ya da karşılığı olan bir para mi basıyor?

    Şimdiden iyi bayramlar dilerim Hocam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ECB Para basiyor karsiliginda bankalardan araci kuruluslardan sirketlerden degerli kagit aliyor.Bu degerli kagitlar karsiliginda bu kuruluslara para veriyor. Bu Degerli kagitlarin zamani geldiginde tekar donduruyor kisaca piyasaya parayi ceviriyor suruyor taze para.

      Teorik olarak karsiliksiz para basmiyor gozukse de pratik olarak karsiliksiz para basiyor.

      Benim sahsi gozlemim odur ki ECBnin bu paralari geri almaya tipki FEDin yaptigi gibi hic bir zaman zamani imkani ve sartlari olmayacak. Kisaca para piyasada kalacak. Bu da basilan paranin hem teorik hem de prtaik olarak karsiliksiz para oldugu argumanini destekleyecek.

      Sil
    2. Paranın zaten karşılığı yok biliyorsunuz. Normal olarak MB'ler ekonomik büyümenin getireceği ek ihtiyacı karşılayacak kadar para arzını artırırlar. En azından burada basılan yeni paranın karşılığı ekonominin büyümesidir. Parasal genişleme uygulayan bu MB'ler ise büyümeyi filan bir kenara bırakıp çok miktarda para basıp piyasaya sürdüler. Şimdi enflasyonun çığırından çıkmasından korkmalarının nedeni o.

      Sil
    3. Krize MB müdahale etmese Dolar değer kaybederdi, Etti enflasyon oluşmasın mı istiyor :)

      Sil
    4. MB ekonomik büyümenin enflasyonu eritmesini bekleyemez mi?

      Sil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Özgün Meral,
      Türkiye ekonomisi büyüyor, biz büyüdükçe dolar değerinin de büyümesi normaldir.

      Sil
  13. Selam Hocam,

    Bu ECB bize niye para vermiyor?
    Gördüğüm kadarı ile herkese milyar milyar dağıtıyor paraları,
    biraz bizim tahvillerden filan alsa ne olur?

    Yani bir 50 milyar Euro Avrupa Merkez Bankası bizden
    alım yapsa ECB batar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadaka mi bekliyorsun? O hale gelecek kadar dustuk mu yani?

      Sil
    2. Verdi birçok çılgın proje için çılgın krediler verdi. Devlet garantili projeleri kimler finanse etmiş bir araştırın bakalım. Bizi her ay sağan bunlar işte.

      Sil
    3. ECB, Avrupa Birliğinin merkez bankasıdır. Biz Avrupa Birliğine üye olmadığımız için ECB bizim tahvillerimizi alamaz.

      Sil
    4. sayın hocam burda bazı yorumları okuyunca tebessüm ediyorum azda olsa moralim düzeliyor.arkadaş resmen kafa olarak nirvanaya ulaşmış

      Sil
  14. Merhaba hocam
    ECB, BOE ve BOJ’un faiz artırmadan piyasaya para sürmeye devam etmeleri dış finansmana ihtiyacı olan gelişme yolundaki ülkelerin iyice daralmasına engel oluyordu
    Rica etsəm bunu izah edebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bankalar bu programlarla piyasaya para sürerek bizim gibi ülkeler açısından döviz bolluğu yarattıkları için dövize ucuza ulaşmamıza imkan sağlamış oluyorlardı. Şimdi o dövizleri geri çekip azalttıkları için döviz darlığına ve kurların artmasına yol açıyorlar.

      Sil
    2. hocam peki faiz artışıyla mb bankasının para basması arasında bir ilişki var mı faiz yuzde 10lardayken su kadar basabılır faiz 17,75teyken su kadar fazla basması gerekır gıbı bır araştırmanız var mı?

      Sil
  15. demokrasi ile ekonomik sahlanma arasinda iliski var diyorlar dogru mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin, Kore gibi uzak doğu ülkeleri batılı anlamda demokrasi değil ama ekonomik şahlanma yaşıyorlar.

      Sil
    2. Selam Hocam,
      O Kore ve Çin gibi ülkelerde gelişmelerini demokratik ülkelere borçlu değiller mi?

      Ürettikleri ürünleri alan ülkeler demokrasi ile yönetilen ülkeler.
      Çin, Kore, kendi insanlarına ne satacak?

      Sil
    3. Adsiz 20:55, Kore icin ayni sey gecerli degil, ama Cin kendi icinde de buyuk bir pazar olmaya basladi. Hatta artik Bati urettiklerini Cin'e satamazsa git gide varlik kaybina ugrayacak gibi gorunuyor, Cin bati ulkeleri disindaki ticaretini de oldukca arttirdi. Kaldi ki bati Cin'den emtia ithal etmiyor, eskisi gibi plastik catal bicak da ithal etmiyor, kompleks urunler ithal ediyor, Cin'den aldiklarini baska bir ulkeden alamaz, kendisinin uretmesi ise hic ekonomik olmaz.

      Sil
  16. Hocam neolotik caga donebilir miyiz sizce? Insanlik olarak boyle bir sey mumkun mu? Mesela siz donmek ister miydiniz? Bazen dusunuyorum da neolitik caga donsek sanki daha iyi

    Urartular doneminde hayat nasildi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıllı telefondan vazgeçebilir misiniz? Vazgeçebilirseniz dönebiliriz.

      Sil
  17. ECB gayet akıllı hareket ediyor. Gelişmekte olan ülkeleri ve diğer ülkeleri çatır çatır sömürme düzeninin adı genişleme oldu. Piyasaya verilen para yada genişleme denilen şey para basmaktan ibarettir. Kağıt ve mürekkep masrafıyla parayı basarlar. Akabinde gelişmekte olan ülkelerdeki mega projeler gibi devlet garantili yüksek getirili projelere kredi olarak aktarırlar. Bu projelerin bir çoğu için zaten para tutan ekipman avrupa menşeilidir, yine kendi firmalarına para kazandırırlar. Diğer taraftan devlet garantili projelerden yüksek karla bu parayı geri alırlar, para kazanırlar. Daralma sürecine giriyoruz dediklerinde bu verilen ana para piyasadan çekilir. Bizden aldıkları faiz ve kar payları ceplerine kar kalır. Plan tıkır tıkır işlemektedir.
    Maketten daire satıp, bizim paramızla, bizim riskimizle bize ev yapıp, fahiş fiyata bize kakalayan açıkgöz müteahhit gibidir en basiti.

    YanıtlaSil
  18. Değerli hocam kaleminize sağlık.bu saatten sonra yapacak bir şeyimiz kalmadı kaldıysa da çok geç olduğu kanaatindeyim.ne olacaksa olsa da kurtulsak.batcaksak batalım çıkacaksak çıkalım. Belirsizlik çok kötü.
    Mahfi hocam seçim ekonomisi başlıklı bir yazı kaleme alsanız da biraz önümüzü görebilsek çok iyi olacak.
    Hocam 2009 da teğet geçen krizle gelecek olan krizin arasında fark mı ? Şimdiden teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç de olsa gerekenler yapıldığı takdirde çıkış yolları her zaman vardır. Haklısınız maliyeti her geçen gün artıyor ama vardır.
      Sherlock Holmes'in Dr. Watson'a dediği gibi bir durumdayız: "" Bir şark rüzgarı geliyor, Watson. Öyle bir rüzgar ki İngiltere'de böylesi esmedi. Soğuk ve acı bir rüzgar bu Watson ve bir çoğumuz karşısında çürüyüp gideceğiz."

      Sil
    2. 2009 BİZİM EKONOMİMİZ SAĞLAM TEMELLERE DAYANDIĞI İÇİN DEĞİL YİNE YENİDEN ÇOK DAHA BÜYÜK PARASAL GENLEŞME DÖNEMİ BAŞLATILDIĞI İÇİN KRİZDEN ÇABUK ÇIKTIK. YANİ ADETA BİR V HAREKETİ YAPTI EKONOMİ ANCAK BU SEFER BÜYÜK BİR U HATTA BELKİ DE L ŞEKLİNDE İKTİSADİ İVME BİZİ BEKLİYOR OLABİLİR...

      Sil
    3. Bizi bekleyen ivme ? seklinde. Alt ucunda da ok var. Havada tutunmaya calisip tur atan sonunda yere cakilan ucak gibi. Vakit varken parasut alin.

      Sil
  19. Hocam ellerinize sağlık ;
    Dış piyasalardaki bu yükselişe rağmen Türkiye deki faizler ve borsa yabancılar için hala iştah kabartan bir liman değil mi şu seçim belasını atlattığımızda . Ne dersiniz yabancılar bu senenin sonundan itibaren bu kadar kolay para kazanacak başka bir piyasa bulamayacaklar son voleyi Türkiyeden yana kullanmazlar mı acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki siz haklısınız. Maliyeti ne olacak? Giderek pahalı fon bulur durumdayız. Bu pahalı kaynaklarla nasıl devam edeceğiz üretmeye? Seçim belasını atlattıktan sonra doğru (ama doğru) yapısal reformları yapabilecek miyiz?

      Sil
    2. Türkiye yabancı yatırımcı nezdinde güven ve inandırıcılığını kaybetti. Kamuda tasarruf yapmanız gereken bir dönemde, kanal istanbul gibi bir zihni sinir projesini yapacağınızı beyan ederseniz, ancak tefeci faizi ile borç bulabilirsiniz.

      Sil
  20. Hocam sizde seçimlerden sonra sonuç ne olursa olsun, IMF in ayak seslerini duyuyormusunuz? Bundan kurtulma imkanı varmı sizce? iyi bayramlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana kalırsa mevcut iktidar olduki devam etti,tükürdüğünü bukadar yalamazlar en azından kamuoyu önünde,yani; IMF den değil de almanyadaki kredi,banka kuruluşlarından dilenirler. Muharrem ınce ve ekibi gelirse muhtemelen bir dizi reform yapılır muhtemelen onlarda prim vermemek için IMF ile masaya oturmaz.

      Sil
    2. Giderek uzaklaşıyor kurtulma imkânı. Size de iyi bayramlar.

      Sil
    3. 04.43
      yorum dogru.
      ekonomide stagflasyon kosullarina girecegiz yine dis gucler muhabbeti dinleyecegiz imf sesleri duyuncada bak bunlar imf istiyor diyecekler...
      tipki faiz takintisi gibi bir de imf takintimiz olacak
      bu da bize ek maliyet sikinti yaratacak

      Sil
  21. İyi Bayramlar Mahfi Hocam

    YanıtlaSil
  22. Hocam sıkıştırsınlar birazda yeter bukadar bol para, artık toplasınlarda bizde tüketim israfından kurtulalım. iyi Bayramlar hocam.

    YanıtlaSil
  23. € ve $ ların azalmasının üretime etkisi nasıl olur? Gelişmiş ülkelerde üretim azalır sanırım bundan dolayı avr ülkelerinde ciddi şirketler işten çıkarma vs önlemler almaya başladı. Bizim gibi ülkelerinse üretip satmaya ihtiyacı olacak hammadde ve enerji pahalı olunca işçilikte indirime gidilecek. Ciddi bir plan yapılmalı.

    YanıtlaSil
  24. İyi bayramlar hocam, şunu bir hayli merak ediyorum. Burada ve bir çok platformda aylardır, yıllardır yapısal reformların öneminden bahsediyoruz ... Neden, neden yapılmıyor bu reformlar, kör müdür sağır mıdır bu hükümetler yahu!? Yada yapıldığı mı sanılıyor(örneğin eğitim alanında, inanç üzerine bir eğitim sisteminin inşa edilmesi) ? Veya şöyle mi yaklaşmamız gerekiyor: reformların, kemer sıkma politikalarının kısa sürede yaratacağı zorlukların halk üzerindeki etkilerinden mi çekinir hükümetlerde yıllardır sadece bankacılık sektöründe reform yapabildik ? Kısaca şunu diyebilir miyiz : "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!" .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi bayramlar.
      Nedenini bu yazımda yazdım. http://www.mahfiegilmez.com/2018/06/yapsal-reformlar-el-kitab.html

      Sil
  25. Hocam, Herzamanki gibi acik ve net bilgiler ile su andaki durumu irdelemissiniz. elinize saglik.

    Hosgörünüze siginarak, biraz uzun ama Bugün Basinda yer Alan ve Dünyaca Ünlü iki ekonomistin Ülkemiz ekonomisi ile ilgili degerlendirmelerini okudum. Aslinda bunlar sizin yillardir yaptiginiz degerlendirmelerin kisa özeti ve tabiti caizse dümdük söylenmis hali. irkildim acikcasi.

    Dünyada en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist arasında gösterilen Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Prof. Daron Acemoğlu, Türk ekonomisinin negatife gitmesinin engellenemeyecek boyutta olduğunu belirtirken "Mucize şekilde bir çıkış mümkün değil. Bazı şirketlerin batması, işsizliğin artmasının önünü kapatamayacağız" dedi.

    Medyascope.tv’nin yayınına Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Refet Gürkaynak ile katılan Acemoğlu, “Şu anda ekonominin negatife girmesi engellenemez boyutta. Mucize şekilde bir çıkış mümkün değil. Eğitim düzeyinin yeniden yüksek kaliteye gelmesi kolay olmayacaktır. Umarım sistemik krizi görmeyiz. Ama bazı şirketlerin batması, işsizliğin artmasının önünü kapatamayacağız” dedi.

    "Acemoğlu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle: Şu anda yaşadığımız problemler daha önceden birikmiş olan dengesizliklerin bir sonucu. Burada kaliteli büyüme olmaması. Büyüme odaklarının yanlış taraflarda bulunması. Türkiye’nin son 10 yıldaki büyümesi üretkenliğe dayalı olmadı. Özellikle inşaat sektörü ve tüketim üzerinden gelen bir büyüme.

    Böyle büyümeler genelikle dengesizlikler yaratıyor. Bunları göz önünde bulundurmadan sanki şu andaki sorunları son günlerin ya da yabancı yatırımcının gelmemesine bağlamak doğru değil. Son 10 yıllık para politikalarının kötü sonucunu görüyoruz şu anda.

    "TL’nin değer kaybetmesini durdurmak lazım. Enflasyonu kontrol altında tutmak lazım. Türk ekonomisinin yapısını çok kapsamlı düşünerek doğru yatırımı nasıl arttıracağımızı düşünmek lazım.

    "Türkiye demokrasisi 15 Temmuz döneminde önemli bir sınav geçti. Ama onun arkasında gelen OHAL ise Türkiye demokrasisinin derinliğini kaybetmesine neden oldu. Korku, kutuplaşma, özgürlüklerin azalması politikacıların üzerinde olan denetlemeninin etkisini kaybetmesi… OHAL tüm gücü tek elde topluyor.

    Prof. Dr. Refet Gürkaynak da “Şu yatırım yapılmamasının nedeni yüksek faizler falan değil, memleketin bayağı yaşanılmaz bir hale gelmesidir. Memlekette durgunluğun olduğu aşikâr. Canımızın acıyacağı kesin” dedi."İDARE EDEMEYECEK NOKTAYA GELDİK"Türkiye'nin şu andaki durumundan bahsederken iç karartmadan bahsetmenin mümkün olmadığı görüşünü dile getiren Gürkaynak’ın değerlendirmesi şöyle:Döviz kurunun bu seviyelerde olmaması için enflasyonun kontrol altında olması lazım, bunun için de Merkez Bankası’nın işini yapabilmesi gerekiyor.

    Sürekli idare edilecek adımlar atılıyor. İdare ediyoruz, idare ediyoruz, şimdi idare edemeyeceğiz noktaya geldik.Yargıyı boyunduruk altına almak yargı bağımsızlığını sağlamaktan daha zordur. Basını baskı altına almak, çıkın bildiğinizi konuşun demekten daha zordur. Bizim memleketimiz genel olarak ümitsiz olunmaması gereken bir memleket. Bu ülkenin insanları burada ve insanca yaşamak istiyorlar.

    YanıtlaSil
  26. Hocam merhabalar,

    Yazının sonunda gelişmekte olan ülkeler açısından teşvikle birlikte iç kaynakları kullanmak çıkış yolu gibi görünüyor diye belirtmişsiniz fakat Türkiye geçtiğimiz yıl KGF kredileriyle bu kaynağı da büyük bir oranda tüketmedi mi (Yanlış hatırlamıyorsam 200 milyar lira civarında KGF desteği sağlandı) ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben onu kastetmedim. KGF bence teşvik değil mali gevşeme. Teşvikten kastettiğim üretim için kentlere, sektörlere verilen teşvikler. Ben bunun ürün bazında verilmesini ve 3 - 5 yılda teşvik verilen ürünün burada dışarıdan daha ucuza üretilecek şekilde desteklenmesini öneriyorum. Bu teşvik sadece rekabet edebileceğimiz ürünlere yönelmeli, genelleştirilmemeli.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam, iyi çalışmalar.

      Sil
  27. ABD nin bu kararı kendi ülkesi için bir küçülme ve dünya liderliğini bırakma kararı mıdır Bu anlamda atıl kalacak savaş teknolojilerini Türkiye Suudi Arabistan ve benzeri ülkelere satarak ve dış ülkelerde ki şirketlerinden kar transferleri yaparak ve finansal oyunlArla gelir sağlayarak mı varlığını koruyacak ABD nin rekabet gücü nedir hocam bizi nasıl bir ABD bekliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim gibi ülkeler başkalarının eline baktığı sürece ABD bu stratejiyle devam edebilir.

      Sil
  28. Hocam merhaba iyi bayramlar,

    "Yılbaşından itibaren artık vadesi dolmamış tahvil alımını bırakacak, sadece vadesi dolmuş tahvilleri almaya devam edecek" ifadenizi tam anlayamadım. Vadesi dolmuş tahvil nasıl alınabilmekte ve piyasaya para verilebilmektedir?

    Aydınlatabilirseniz sevinirim.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi bayramlar.
      Normal koşullarda vadesi dolan tahvili çıkaran kurum (Hazine) alır ve parasını öder. Bu durumda Hazine bu miktar kadar yeni tahvil satar. Bu, Hazinenin yeni borçlanma yapma imkanını kısıtlar. Oysa vadesi dolan tahvili MB alırsa Hazinenin çıkaracağı tahvili satarak alacağı para taze para olarak kasasına girer.

      Sil
  29. Hocam merhaba iyi bayramlar,

    "Yılbaşından itibaren artık vadesi dolmamış tahvil alımını bırakacak, sadece vadesi dolmuş tahvilleri almaya devam edecek" ifadenizi tam anlayamadım. Vadesi dolmuş tahvil nasıl alınabilmekte ve piyasaya para verilebilmektedir?

    Aydınlatabilirseniz sevinirim.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  30. Eski Cagda Bankacilik ve Bankerlik (Erkan Ildiz)
    Kitabini okudunuz mu?
    Harika bir kitaba benziyor arkeoloji ekonomi karmasi bir kitap Zannediyorum dunyada da tek kapsamli adeta akici diliyle masal gibi

    YanıtlaSil
  31. İyi bayramlar Mahfi Hocam, yazılarınız için de ayrıca teşekkür ederim. Eskiden NTV'de sizi ekonomiden anlamama rağmen ilginç bir şekilde zevkle dinliyordum. Tekrardan televizyonda sizi görme imkanımız yok mu? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi bayramlar.
      Hafta içi her sabah NTV'de saat 9.15 - 9.50 arası Geri Sayım programında yorum yapıyorum.

      Sil
    2. sayın hocam ntv yi sadece sizin saatlerde izliyorum.ntv yi izlemeyi penguen belgeselinden sonra bıraktım

      Sil
    3. Eskiden Ege Cansen ve Asaf Savaş Akat ile programınız olurdu. Çok güzeldi

      Sil
  32. Hocam merhaba, anlaşılır ve tarafsız yazılarınız nedeniyle güven duyulan bir yazarsınız.
    Hangi hükümet gelirse gelsin anlıyoruz ki kamu tasarruf edecek. Ancak yapısal reformlar ( neler olduğunu yazmıştınız) için güçlü irade beyanı ve eylem planı kısa sürede sunulmazsa cari açık ve dış borç nedeniyle döviz kurlarında yükseliş ,enflasyon ve faiz artışı yaşanacak toplumsal tedirginlik ve görece fakirlik ekonomide durgunluğa neden olup talebin kısılması ve faiz yükü borçlu işletmeleri iflasa sürükleyecektir.
    Bu yoruma katılır mısınız? Buna kriz denilmesi ağır mı olur? Piyasalara güven veren bir hükümet gelirse yine de kur ve faiz artışını bir süreliğine Yaşar mıyız? Durgunluğun iyi bir yönetim ile 2019 yılı sonunda atlatabileceğimizi dair yorumlara ne dersiniz?
    Cevaplarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Yorumunuza katılırım. Sadece güçlü irade yetmez, geniş bir uzlaşma da gerekir.
      Ne kadar itiraf etmesek de ortada bir kriz olduğu açık. Bu kez bunun atlatılması biraz daha uzun sürebilir.

      Sil
  33. merhaba hazırladığınız ekonomi tarihi kitabiniz ne zaman cikar tahminen ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Hocam,

      Yeni kitap demiş iken, bu kitaba Hititler ile ilgili küçük anekdotlar da ekler misiniz?

      Mesela bugün yapılan bir işlemin, onlar döneminde nasıl yapıldığı ile ilgili, bugün geçerli olan bir kanunun aynısının benzer bir sebeple Hititlerde de olduğu gibi.

      Bence okuyucuyu bugün ile binlerce yıl arasına götürüp getirirsiniz. Sanırım Türkiye de hiç kimse yapmadı.

      Tabi, çok fazla anekdottan bahsetmiyorum, her 3-4 bölümde bir tane bile Hitit ler ile ilgili kısa makale olması çok farklılaştırır kitabınızı.

      Şahsi görüşüm.

      Sil
    2. Selam Hocam,
      Hititlerden bahsetmiş iken, bizim üniversite mimarlık/arkeoloji kürsüsünde ekonomi ile ilgili güzel dersler anlatılırdı. Mimarların bakış açısı ile ekonomi tarihini incelemek çok keyifli idi.

      Misal, genellikle üretim ile ilgili kayıtlara erişilemeyen uygarlıkların ekonomisini ölçerken, mimari yapılara bakarak bir analiz çıkarımı yapıyorlardı. 14yy Balkanlar ile Anadolu ekonomisi kıyaslamasında, iki farklı bölgedeki yel değirmeni, su değirmeni kalıntıları ve sayıları, ikisi arasındaki üretim miktarı farklarını ortaya çıkarabiliyor, hangi toplumun daha zengin olduğunu gösteriyor. Balkanlarda, nehir üstündeki köprülerin ayaklarında su değirmenleri var iken, Anadolu da bunlara rastlanmıyor. Rumelide nüfus başına düşen yeldeğirmeni sayısı, Anadoludakinden daha fazla, toplam değirmen sayısı Balkanlarda Anadoludan daha fazla gibi....

      Sil
    3. Kitabın tamamlanması en az bir yılımı alacak. İçinde Hititler de var.

      Sil
    4. Hititler Türk müydü?

      Sil
  34. Merhabalar, ECB yaptığı açıklamada bu yılın sonu itibariyle varlık alımını durduracağını açıkladı. Aynı açıklamada gerektiğinde parasal genişleme devam edecek demiş. Varlık alımını durdurarak parasal genişlemeyi kısmış olmuyor mu? Sanki bir çelişki var? Yanlış mı düşünüyorum?
    Bir de ECB bizden tahvil almıyorsa, bu sıkılaştırma bizi neden olumsuz etkilesin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çelişik olmadığını yazıda anlattım.
      ECB nin piyasaya para vermesini azaltması bizim dış kaynağa erişmemizi zorlaştıracak ve pahalandıracak sorun orada.

      Sil
  35. kriz değil de bize yaklaşan bi cisim mi geliyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayir bize bir cisim yaklasmiyor. Bir bir cisime dogru hizla yaklasiyoruz, onun adi duvar.

      Sil
    2. Bilinmeyen her şey krizdir aslında

      Sil
  36. Hocam haftaya 200 bp daha faizi arttırmak gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sistem artık faiz artırımına duyarlılığını yitirdi.

      Sil
    2. Selam hocam,

      Şimdi 500 baz faiz artırıp, faizleri %22 %23 bandına çıkarsa,
      kurlar tekrar düşmez mi?

      Bu durumda faiz artırımı işe yaramadı diyemeyiz, sadece
      faiz artırımı çok küçük ve yetersiz miktarda yapıldı diyebiliriz.

      Sil
    3. Su an Faiz Kur Enflasyon uclusunun sarmalina girdi Turkiye.
      Burdan cikis kolay degil.

      Bir sansimiz bir umudumuz varsa o da ihracatin artmasidir Ithalatinda dusmesidir Gel gor ki gecmis yakin tecrubeler cari acigin maalesef, yuksek kur yuksek faize ragmen arttigini bize gosteriyor. Bu demek oluyor ki isimiz is! isimiz, Allaha kalmis durumda

      Belki sizin dediginiz gibi bir 200bp faizi arttirip 5 ve uzerine gitmesi engellenir mevcut bu seviyelerde duraksamasi bir sure daha saglanir daha ama faiz arttirimlari tesbihte hata olmazsa sayet; vucutta ates yapan agir antibiyotik gibidir.

      Her zaman soyluyorum kur-faiz konusunda treni 2017 ocak ayinda kacirdik o sans kismen de olsa bu ocakta da gelmisti zamaninda sert tepki vermedik.

      Sil
    4. Hocam gerek yaptigim arastirmalar okumalar gerek de bu FEDin Chairgame oyunundaki analizlerimden sunu cikarttim;

      Faiz arttirimlari ve indirimleri dusuk enflasyon(tek rakamli ozellikle%2-4 arasi) kosullarinda daha etkili oluyor diger parametreleri kontrol etmek konusunda (issizlik, buyume, kur oynakligi vs..)


      Bu argumanima katilir misiniz?

      Sil
    5. Ufak ufak çaktırmadan arttırmak lazım.

      Sil
    6. Reise(!) kızıyorduk ama galiba haklıymış adam. Faiz artmasına rağmen kurlar istenilen yere gelmedi, yüksek faiz yanımıza kar kaldı ve bu enflasyona da yansıyacak. % 15 lere doğru gideceğiz sanırım :(

      Sil
    7. Faizi arttırırken faizi arttırmanıza neden olan riskleri azaltmaya başlamazsanız faizi arttırmanızın bir etkisi olmaz. Bu tıpkı karaciğer hastalığının siroza çevirmeye yöneldiği bir hastaya içkiyi bırakması gerektiği anlatılıp ilaç tedavisi uygulanmasına başlanması gibidir. Hasta bir yandan ilacı alıp bir yandan eskisi gibi içki içmeye devam ederse ilaç tedavisinden beklenen sonuç alınamaz. Hastanın böyle bir durumda ilaca ve doktora kızmaya hakkı yoktur.

      Sil
    8. Faiz ilac degil ickinin ta kendisidir.

      Sil
  37. İslamda hayat bayram olmaz. İslam hayatın değil, ölümün dinidir arkadaşlar. İslam, hayata ve insanlığa değer verecek diye bekleyenler, beyhude beklemeyin, çünkü olmayacak
    iyi bayramlar

    Eski bir imam hatip mezunu
    Ibrahim E.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İbrahim bey sorun emin olun Kuran İslamı değil.Sorun kul yapımı müslümanlık.Bu kul yapımı müslümanlık nedir derseniz tek örnek yeter;Haram parayla hac caizmidir sorusuna evet cevabıdır.(Burada haram ,rüşvet,hac,umre yer değiştirebilir).

      Sil
    2. Ne iktisat mezunlari gorduk iktisattan anlamayan. Imam hatipten mezun olup Islam'i anlamamak ne ki.

      Iyi bayramlar.

      Sil
    3. Yarım hoca dinden eder,
      Yarım doktor candan eder.

      Ekonomi için Mahfi hoca,
      Din için Nihat hocamızı dinleyin arkadaşlar.

      Yarım yamalak din bilenlere kulak asmayın.

      Sil
    4. Adsız15 Haziran 2018 20:34
      isine gelmeyince ve ya bir fikir sana uymayinca "anlamamak" yaftasi
      Iyi uykular

      Sil
    5. ne iktisat fakültesi mezunları gördük "faiz enflasyonun nedenidir" diyen.Imam hatipten mezun olup da gerçekleri söyleyebilen

      Sil
    6. Adsız15 Haziran 2018 19:27

      Herkes kurana göre yaşasa kan gövdeyi götürür. Herkes birbirini dinsiz ilan edip birbirinin kafasını kesip, malını, parasını, karısını, kızını yağmalama derdine düşer. Kuranı baştan sona okursan, içinde ÖLÜM'den başka bir şey olmadığını görürsün.

      Sil
    7. Cok fazla baski ve dayatma bu duruma neden olur. Diyalektik her zaman her yerde her kosulda isler.Doga bir dengedir Doganin kanunudur arz taleptir etki tepkidir reflekstir tepkimedir.Fizikte biyolojide iktisatta toplumda bireylerde insan vucudunda tipta bu kural her zaman her yerde isler. Kah agir aksak isler kah gec isler kah erken isler ama isler! Bu kurallara karsi gelenin denge ile oynayanin sonunda dogal dengenin ne tepki verecegini bilemeyiz tipki iklim degisikliginde neyle karsilasacagimizi bilemedigimiz gibi bir takim tahminler teknik analizler yurutsek de
      Dolari yasakladigimizda dolar her zaman her yerde kiymeti yerini yurdunu karaborsada dahi olsa bulur. Dusunce fikirleri yasaklasak da yasakladigimiz gormezden geldigimiz dusunce ve fikirler bir sekilde ortaya cikar hem de daha guclu olarak cikar bu bir dengedir diyalektiktir."Kurt, 40 yil gecse de cakaldan ocunu alir"
      Onun ucun her seyi serbest birakmak lazimdir. Her sey serbest piyasada yerini bulur. Yasaklamamak lazimdir.

      Sil
  38. İyi Bayramlar Hocam önümüzdeki dönem kur ve enflasyondaki baskının devam edeceğini düşünürsek altına yatırım yapmak hakkında ne düşünürsünüz

    YanıtlaSil
  39. Hocam Bill Gates 2008 krizi bir kriz yaşamamız kesin sadece ne zaman olacağını bilmiyoruz demiş.Sizce de finansal sistem hala tamamen çökme olasılığı yaratabilecek bir kriz riski ile karşı karşıya mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu artık daha çok gelişme yolundaki ülkelerin parasal sıkılaştırmaya ne kadar dayanabileceklerine bağlı. Ben bu tehlikenin oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum. Ki öyle bir durumda bütün küresel sistem krize girebilir.

      Sil
  40. Yani sıradan bir vatandaş olarak, şu ana kadar aslinda haketmedigimiz lüks yaşantımızın sonuna geliyoruz diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  41. Hocam bir MB'sinin vadesi dolmus tahvili alarak Hazine'ye yeni borçlanma imkani tanımasının elbette yasal bir siniri olmali, FED, ECB, TCMB vb., o yasal limit dahilinde hareket ediyorlar, degil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir limit yok. Bu çok tartışılan bir konu. MB'nin gerçek anlamda bağımsızlığı Hazine tahvillerini hiçbir biçimde satın almamasıyla olabilir. Mesela Yeni Zelanda MB böyle yapıyor.

      Sil
  42. Hocam makas açılıyor mu?

    YanıtlaSil
  43. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma çalışmasına devam etmeliyiz...

    YanıtlaSil
  44. Mb.Milletin parasını faizcilere bol keseden dağıtıp sonra sıkı duruyoruz demek ihanet gibi bişey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizci dediğiniz milletin kendisi zaten. Ufak tefek herkesin biraz parası var ve onlar da faiz (ya da aynı anlama gelen kar payı) alıyor.

      Sil
    2. güzel kardeşim dişimden tırnagımdan artırdıgım parayı vadeli mevduat yapıyorum.bana faizci diyemessiniz.siz,gelecegi düşünmeden har vurup savurun,sonrada sayesinde ev aldıgınız araba aldıgını insanlara faizci diyin.parayı dolar yapsak altı yapsak yastık altına atsak dahamı iyi olacak.o zaman kriz bin misli dahada artacak.mutlumu olacaksınız.sizden bir özür bekliyorum.siz hiç menfaatiniz olmadan bir iş yapıyormusunuz.bi yerde çalışıp maaş alıyorsunuzdur,yada esnafsınızdır.hepsindede bir menfaat var.hatta bu menfaatlar bizlerin mevduatlardan aldıgından on misli fark koyarak alıyorsunuzdur.söyleyin bakalım kim daha insaflı.mevduat sahipleri devletin belirledigi orandan sizler ise tutturdunuz fittan misli misli alıyorsunuz.ayrıca ben kerizmiyim size paramı ücretsiz kullandırayım.noktaaaaaaaa

      Sil
    3. Mahfi Egilmez, herkes derken? Sistem faizsiz yasamaya musaade etmiyor mi bunu mu demek istiyorsunuz? Bu bir sorun degil mi yani?

      Sil
  45. Hocam 3.Havalimanı, İpek Yolu Projesi, nükleer santral gibi yatırımların tamamlanması halinde, uzun ve kısa vadede ülkeye getirisi ne olur? Yine turizm gelirlerinin artışının söz konusu olması halinde ekononmiye yansıması nasıl olacaktır? Cevaplarsanız çok sevinirim.
    Yazılarınız benim gibi ekonomi bilgisi az birisi için çölde vaha etkisi yapıyor. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumlu yansıması olur. Turizm gelirinin artması da çok olumlu etki yaratır. Bunlar cari açığımızı düşürücü gelişmelere yol açar.
      Teşekkür ederim.

      Sil
    2. Hocam, 3. Havaalaninin Turizm gelirlerine nasil bir etki yapar anlamis degilim.

      Öyle bir algi yönetimi yapiliyor ki, hangi akp li ile konussaniz 200 milyon turist gelecek, ucacagiz beklentisi var. Halbuki tüm sistem ile acildiginda limanin hizmet verme kapasitesi 200 milyon. Su anda Istanbul Havaalanina Istanbul icin gelen turist sayisi belli. Istanbulun hali de belli. Bitmis ve kilitlenmis bir sehir. Nefes alamiyor.

      O Tren kacti. Dünyanin en mükemmel cogragik ve tarihsel kenti berbat ettik. Sadece Araplarin geldigi bir sehir olarak duruyor orada. varsa yoksa alisveris. Sattiklarimiz cakma cin ve hindistan mali.

      Siyasi ve insaat ranti icin yapilmis bu Havaalani göreceksiniz söylenen katkiyi yapamayacak. Transit yolcu ucuslari icin ara inis yapilacak devasa bir havalimani olarak
      Turizme ve cari aciga ne kadar katki edecek ise o kadar edecek. Yeni nesil kitalararasi non stop ucus yapabilen ucaklarin hergecen gün arttigi bir cagda bunun da etkisini yitirecegi bir gercek. Adeta ülkenin Kurtulus recetesi gibi sunulmasi 16 yildir yapilan algi yönetiminden baska bir sey degildir.

      Tabii ki yetersiz Atatürk Havalimanina bir alternatif gerekiyordu. ihtiyac da vardi. Fakat sunulus ve beklentiler cok fazla.





      Sil
    3. Lütfen bir şeylerin kritiğini yaparken adalet ve doğruluk çizgisinden sapmayalım ki dile getirdiğimiz yanlışlar ciddi bir zemine otursun. Bakınız burası siyasetin direkt yapılacağı bir alan değil. Ama ekonominin olduğu bir yerde siyasetin dışında kalmakta mümkün değil.
      Havalimanı ile turizm birbiriyle etkileşim halinde olsa da sizin bahsini ettiğiniz gibi direkt bağlantılı değil. Evet hükümet bazı adımları atmakta çok geç kaldı. Yanlış politikalar yürüttü. Ama en azından yiğide hakkını teslim edin. Birincisi demografik yatırımlar ikincisi turizm. Turizm için farklı fikirler ve yatırımlar yapılıyor ve ben bunun ekonomiye her geçen gün yansıyacağını düşünüyorum. Türkiye sadece İstanbul'dan oluşmuyor. Ve Araplar ülkeye birçok ülkeden çok daha fazla döviz bırakmakta. Eğer siz bunları lakayt bir seviyeye çekerseniz, Erdoğan'ın ardında olan kimseye yapılan (yapılamayan) yatırımların nasıl yanlış kullandığını anlatamazsınız. Emin olun bizim ülkemizin yönetiminde bir yönetme sıkıntısından ziyade "gerçek" yanlışları dile getirecek bir muhalefet sıkıntısı var. Nasıl ki Erdoğan tabanının yanlışları görememe sıkıntısı varsa o şekilde muhalif tabanların, ideolojik düşüncelerle yanlış kişilerin arkasında durma sıkıntısı var. Kimse kusura bakmasın, siz burada dilediğiniz kadar yapılan yanlışları dile getirin. Eğer alternatif olarak karşıma çıkan şahıslar bunlar olursa hiçbir şey değişmez. Zaten söylev ve demeçleri, yürüttükleri politikaların yanı sıra birçoğunun geçmiş kimlikleri neler yapabileceklerini göstermekte. O yüzden kimse bana çıkıp güneşi balçıkla sıvama tavsiyesinde bulunmasın lütfen.

      Sil
  46. Hocam selamlar tüm ayrıntıları ile yorumlarınızı okudum. 4,7 dolarda birşey değil, yılsonu 7.5 beklentisi var. Seçimlerden bağımsız olarak. Önümüzdeki 2-3 yıl İçin de cari açığı düşürecek hızlı önlemler alamazsak dövizin yukarı hareketini engelleyecek bir ortam var mı sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayin Barinc Dinc,

      Bir suru teknik analiz su bu var doviz konusunda. ABD ve Turkiye enflasyon farkindan hesaplanan doviz fiyati analizleri var. Fakat bu analizlerde cari acik olgusu ve disaridan kaynak bulma olgusu yok.

      Turkiyede ise dovizin artmasinin bana gore iki temel nedeni var ki bu iki temel neden makro ekonomi teorileri ve pratikleriyle dogrudan iliskilidir
      *Cari ACik (yani kazandigimiz dovizle kaybettigimiz doviz arasindaki fark yani doviz acigimiz)¨
      *Enflasyon(ABD ve diger ozellikle de rakip ulkeler arasindaki birikimli enflasyon farkimiz)

      Bu iki makro durum bize kur artisi olarak donuyor.

      Yapilan hesaplamalar ise hep enflasyon farkindan kaynaklanan teknik doviz analizleri
      Halbuki cari acik uzerinden yapilabilecek teknik doviz analizleri suan icin yok
      Ben bunu asgari ucret uzerinden hesapliyorum.Asgari ucret uzerinden hesapladigimda dolarda 9liralar bile cikiyor. Sonucta Turkiye klasman olarak yapisal reformlari yapamadigi icin bulgaristan misir vb ulkeler konumuna geldi bu ulkelerin sattigi urunlerle rekabet ediyor. Cari acigini kapatabilmesi icin Cok yuksek doviz kuruna ihtiyac var.Yani cok dusuk asgari ucrete razi olma durumu soz konusu.
      Bunu 1994 ve 2001de yasadik kurun yukselis trendi cari acigi kapatana kadar devam etti cari acik kapandiginda ozellikle de 2001 eylulunden sonra durdu.
      Bu turlu kur hareketleri enflasyon farkindan hareket eder cari acigi kapatana kadar da devam eder.

      Sil
    2. Bu detayda yazdığınız İçin teşekkürler. İncelemelerinize göre cari açık İçin dengeleme öngörünüz var mı?

      Yabancı gayrimenkul alımları İçin de bir tespitim var paylaşmak isterim. Yabancı yatırımcı 300 bin USD yi bozup 1.000.000 tl ye Eylül 2017 de ev alır. Atadan en sürede ev TL olarak 800-850 binlerce gevşer. USD 4.73 olur. Adamın evi artık 200.000 USD etmektedir. Bu gayrimenkul yatırımcısının 1 sene olmadan 100.000 USD si buharlaşmıştır.

      Sil
  47. Hocam haftaya iü doktora iktisat mulakata giriyorum günceli yorumlamami isteyecekler buyuk ihtimal kısa bir özet geçer misinz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa özet şu: Bu bloğda son 1 aydaki yazıları okuyun.

      Sil
    2. Hatmettim hocam sağ olun :)

      Sil
  48. 3.havalimani diye birşey yok.
    Sadece projenin adı o. Faaliyete geçmesiyle Atatürk hl kapanacak. İstanbul da yine 2 hl olacak. Mevcut Atatürk hl'nin kapsamını genişleten bir hl diyebiliriz. Güzel hl var diye ilave turist gelmez. Proje maliyeti ve hazine garantileri nedir daha bilmiyoruz.

    YanıtlaSil
  49. demekki neymiş ,faizler dünyada likidite azaldıgı ve maliyeti arttıgı için yükseliyormuş.türkiyede birileri ya, halka yalan söylüyor yada dünyadaki ekonomiden bihaberler.ikiside berbat

    YanıtlaSil
  50. Hocam bu yaziniz icin cok gec kaldim ama vadesi dolmus tahvili satin almak ne demek? vadesi dolduysa fiyati nasıl belirlenecek? ornegin vadesine 1 gun kalmis %x faizli 100 nominal degerli bir tahvilin fiyati 99.70 TL olarak hesaplanir ama faizi 0 olursa fiyati da 0 olmaz mi?

    YanıtlaSil
  51. hocam peki bu dengesizliklere rağmen büyümenin rakamlarının yukarı gitmesi, sonraki dönemde sıkılaşan likiditeyi bulamadığı için öneriniz ile iç kaynakları etkin kullanabilme ile 2019 ilk çeyrek büyümesi 7li seviyelerde olur mu?

    Kapasite kullanım oranını yükseltmek etkin kaynak kullanımını arttırabilir mi?

    Tam etkinliği arttıralım derken bu sefer hammadde maliyeti doların artmasıyla daha maliyetli olacak mıdır?

    YanıtlaSil
  52. Mahfi Hocam yeni haftada altın/gümüşün seyri nasıl olur, bide seçimlerin ilk turda sonuçlanması veya ikinci tura kalması durumunda, dolar/altın/gümüş seyri hususunda değerli yorumlarınızla bizi aydınlatır mısınız

    YanıtlaSil
  53. Fed, bu parasal genişleme programını 2014 yılının Ekim ayında sonlandırdı. Faiz artırımlarının yanı sıra, likidite enjekte etmek için satın aldığı tahvillerden vadesi gelenleri 2017 yılının Ekim ayından itibaren Hazine’ye veya çıkaran kurumlara vererek parasını tahsil etmeye başladı. Böylece faiz artırımlarının yanına likidite azaltma anlamında parasal sıkılaştırmayı da eklemiş oldu. 2017 yılında bu yolla 30 milyar Doları piyasadan geri çekti. 2018 yılında 420 milyar Dolar, 2019 ve 2020 yıllarında yılda 600 milyar Dolar ve 2021 yılında da 350 milyar Dolar olmak üzere yaklaşık 4 yılda piyasadan çekeceği miktar toplam 2 trilyon Doları bulacak.

    Hocam tüm bunların ışığında ülkemizin son on yıllık inşaat endeksli büyümesi ve yapısal reforumların yapılmamasından kaynaklı gayrimenkul sektöründe önce stabil sonrada gerileyen bir talep gerçekleşir mi?... ( Önümüzdeki yıllar da da yapısal reforum için çalışma yapılmazsa) Çok teşekkür ederim şimdiden...

    YanıtlaSil
  54. Merhaba Mahfi Bey,

    Harika bir yazı olmuş gerçekten. Çok severek takip ettiğim bir blog. Yaklaşık 2 yıldır tüm yazılarınızı okudum. İki sorum var benim;
    1. ABD'nin parasal sıkılaştırmaya gitmesinin, ABD'ye ne artısı var. (enflasyondan korktuğu için mi sıkılaştırmaya gidiyor yoksa altında başka sebeplerde var mıdır?
    2. Biz neden sıkılaştırmaya gidemiyoruz. Piyasadan TL çekip TL'nin değerini dengeleyemiyoruz. (Tasarruflarımızın olmamasından mı? Cari açıktan dolayı mı? Yoksa basılan TL'lerin çarçur edilmiş olmasından dolayı mı?)

    Saygılar.

    YanıtlaSil
  55. Euro bölgesinde tek bir Merkez Bankası mı var. Üye ülkelerde merkez bankası var mı? Euro basımı tek bir yerden mi yapılıyor? Sonrasında dağılım nasıl yapılıyor?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi