Döviz Kurunun Ekonomik Kararlar Üzerindeki Etkisi

Türk Lirasında son yıllarda yaşanan hızlı değer kayıpları 2001 krizi sonrasında giderek azalmaya başlamış olan para ikamesi olgusunun yeniden ortaya çıkmasına yol açtı.

‘Para ikamesi’ deyimi, yüksek enflasyonla yaşayan ekonomilerde yerel para yerine yabancı para tutma eğiliminin tanımlanması amacıyla kullanılan bir deyim. Dolarizasyon da deniyor. Yabancı para tutanların yabancı paralarını bozdurup yerli parayı tercih etmelerine yol açan bu tür tersine dönüş eğilimine de ‘ters para ikamesi’ adı veriliyor. 

Aşağıdaki tablo ve grafik Türkiye’de 2001 krizi sonrasında yaşanan ters para ikamesi ve para ikamesi olgusunu ortaya koyuyor (Sol eksen yabancı para mevduatının toplam mevduat içindeki yüzde payını, sağ eksen USD/TL kurunu gösteriyor).  

Yıllar
USD/TL
YP Mevduatı/Toplam Mevduat (%)
2002
1,51
57,3
2003
1,50
48,6
2004
1,43
44,7
2005
1,35
36,8
2006
1,44
39,5
2007
1,30
35,4
2008
1,50
35,2
2009
1,55
33,7
2010
1,55
29,7
2011
1,91
33,8
2012
1,79
32,6
2013
1,90
37,1
2014
2,19
37,1
2015
2,74
42,5
2016
3,02
41,8
2017
3,65
44,2
2018
4,73
48,7




Türkiye, 2001 krizi öncesinde uzun yıllar yüksek enflasyonla ve dolayısıyla para ikamesi olgusuyla yaşadı. İnsanlar ellerine geçen paralardan harcamalarına yetecek kadar olanını TL cinsinden alıkoyup geri kalanını dolar ya da başka dövizler cinsinden tutmaya yöneldiler. Mevduat olarak bankalarda tutulan paralarda da yabancı para mevduatın ağırlığı artış gösterdi ve para ikamesi ortaya çıktı.

Tablo ve grafiğin de ortaya koyduğu gibi 2001 krizi sonrasında alınan önlemlerle ekonomi tekrar rayına girip de enflasyon düşmeye başlayınca bu kez yeniden TL’ye dönüş ve dolayısıyla ters para ikamesi yaşandı. Ters para ikamesi eğilimi 2010 yılı sonuna kadar sürdü. Dikkat edilecek olursa o dönemde USD/TL kuru da pek değişmeden kalmış görünüyor. Sonrasında ekonomiye güven kaybıyla yeniden para ikamesine geçiş eğilimi ortaya çıktı. Bu eğilim 2017’den başlayarak hızlanan enflasyonla birlikte artış sergilemeye başladı.

Para ikamesi eğilimin altında birçok neden yatıyor. Bunlar arasında yüksek enflasyon ile reel faiz ilişkisi ve ekonomiye olan güven kaybı önemli. Ekonomiye duyulan güveni anketlerle ölçen 4 önemli endekse (tüketici güven endeksi, perakende ticaret sektörü güven endeksi, hizmetler sektörü güven endeksi ve inşaat sektörü güven endeksi) ile USD/TL kurunun 2011 – 2018 arası gelişimine aşağıdaki tabloda ve grafiklerde yer veriyorum. Son üç endeks mevsim ve takvim etkisinden arındırılmıştır (Kaynak: TÜİK.)

Yıllar
USD/TL
Tüketici G End.
Per. Tic. S G End.
Hizm. S G End.
İnş.S G End.
2011
1,91
79,6
108,2
109,1
92,2
2012
1,79
75,6
103,8
104,7
87,8
2013
1,90
76,0
105,8
103,7
84,1
2014
2,19
72,5
104,3
99,5
81,7
2015
2,74
66,3
102,8
99,9
83,1
2016
3,02
69,5
102,0
94,0
80,6
2017
3,66
68,6
101,9
98,9
83,4
2018
4,73
67,8
96,6
90,6
72,7



Ekonomideki güven endeksleri bize tüketiciden üreticiye, inşaatçıdan perakendeciye kadar ekonomik karar alıcıların gelecekte alacakları kararların nasıl oluşacağı yönünde ipucu veriyor.

Tablo ve grafikler; ekonomiye olan güvenin 2011 yılından bu yana sürekli olarak düştüğü gerçeğini ortaya koyuyor. Güven endekslerinin USD/TL kuruyla birlikte ele alınması bize kurdaki değişimin ekonomiye duyulan güveni çok ciddi biçimde etkilediğini gösteriyor. Bütün güven endekslerinin USD/TL kuruyla olan korelasyonu çok yüksek katsayılarla ifade edilebilecek ilişkileri gösteriyor.

Son dönemde USD/TL kurunda TL lehine yaşanan değişimin devam etmesi halinde güven endekslerinin bundan pozitif etkileneceğini ve bunun sonucunda para ikamesinin durulacağını söylemek mümkün.   

Yorumlar

  1. Hocam Saygılar,
    Gösterge Faiz 28 civarından 21 civarına geldi buna rağmen dolar düşmeye devam etti.Bunun nedeni nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizlerin ve doların yükselmesine bağlı olarak , başta otomotiv olmak üzere birçok sektörde satışlar dibe vurdu. Böyle olunca ithalat son derece azaldı.Ayrıca kredilere olan talep de azaldı. Cari denge artıya geçti ve Merkez bankası döviz rezervleri arttı. Sonuç olarak Dolar düştü...

      Eğer ülke olarak tasarrufa devam edilebilirse bu ülke krizden çıkar. Arkadaş bırak kredi kullanıp 2 yıllık arabanı yenilemeyi. Krediyi sen kullanma, sanayici kullansın işini kurtarsın... Sen kredi kullandıkça kredi faizlerini yükseltio sanayicini batırıyorsun!!!

      Sil
    2. Risklerde azalma var.

      Sil
    3. Ne güzel ihaleye çıkma iptal et. Kamu bankalarına talimat ver ihaleye girsinler. Özel bankaları sıkıştır. Gösterge faizini göstermelik yap. Oldu mu şimdi bu. Sığ bir piyasa ve yakacak rezerv yada net hata noksan kaynağı belli olmayan paran varsa Ay bile indirilir aşağıya...

      Sil
    4. Sayın Adsız 02:51. Tamam güzel diyorsunuzda, sanki kendi faiz gelirinizden olmuş gibi konuşuyorsunuz.

      Bütçeden yılda 50 milyar ödediğimiz faiz giderleri yıllık 150 milyarı geçecek. Düşsünde nasıl düşerse düşsün.

      Hani deseniz, bu yolla kalıcı olunmaz, hatta bu yol daha da azdırır, hiçbir söz söylemeyeceğim.

      Yazdığınızdan ağırlıkla daha az faizle borçlanılmasına üzülüyormuşsunuz manası çıkıyor. Niye?

      Sil
    5. Timur bey tamamen yanlış anlaşılma ben full dövizdeyim faizin sıfırlanmasını isterim haliyle... Benim dikkat çekmek istediğim mb ve hazinenin piyasa üzerindeki manuplasyona dikkat çekmekti. Nasıl viopta dolar manuple edildiyse ihalelerin iptalide bende benzer çağrışım yarattı. Sanırım kendimi yanlış ifade ettim değerli kardeşim.

      Sil
  2. Enflasyon tüm sorunların anası gözüküyor,birde halk ekonomiye güveniyorsa işler yolunda demektir.Açıkcası bence en iyi ekonomist halk özellikle asgari ücretliler eğer onlardan ses çıkmıyorsa ay sonu açıklanacak verileri beklemeye gerek yok demektir yok onlar kızgınsa işte o zaman önleminizi hemen alın.Siyasetçiler şöyle uçtuk böyle uçtuk desede icraatlarının piyasaya halka yansıması 1 ay bile sürmüyor.En büyük ekonomist asgari ücretli bir aile babası

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz çok doğru bir noktayı işaret ediyor.

      Asgari ücret üzerindeki vergi kaldırılması teklifini Akp ve Mhp redetti, mecliste.

      16.42 de bir yorum yazmıştım, halkımız döviz dışındaki ekonomik göstergelere karşı duyarsız.
      Yani algısı kapalı, hiç bir etkisi yok. Siyasetçiler bu durumu biliyorlar. Anketlere göre büyük belediyeleri asgari ücretliden vergi alan siyasetçi kazanacak.

      Asgari ücretli siyasetçiden (bana göre ülkede tek siyasetçi var, diğerleri onun kuklası) memnun, sesleri çıkmıyor.

      ---
      Yorumuzun satır aralarında şu fikri aldım, nacizane, bir hatırlatma yapmak isterim.

      Siz de, -pek çok kimse gibi eski alışkanlık ile- parlamenter ve demokratik Türkiye'deki davranış kalıplarını ve onların siyasi etkilerini bekliyorsunuz.

      Bugün ülkede asgari ücretliler isyan etseler, yolları kapatıp hayatı durdursalar bile siyasete etkileri hiç olmayacaktır. En fazla, -o da gazlarını almak için- bir kaç bakan görevden alınacak, isyan etmeyen orta ve üst grubun bazı ekonomik kazançları ellerinden alınıp, asgari ücretliye pazarlık ile verilecek ve ortalık süt liman olacaktır.

      Türkiye'nin siyasi düzeni bugün istenirse en erken 25 30 yıl sonra tekrar parlamenter sisteme çevrilebilir. Ben bu olasılığın olabileceğini düşünmüyorum.

      Sil
    2. Selam Gökhan kardeş,

      Evinize internet bağlatmışsınız, hayırlı olsun.

      O halk uzun birine de destek verdi, ses etmedi.
      Eğer en büyük ekonomist asgari ücretli ise, klavuzu karga olanın ...

      Sil
    3. evime internet bağlattığımı nasıl anladınız :)

      Sil
    4. Niye ses çıkarsın kızsın ki... askeri ücretli aile babası ihtiyacı olacak tüm ayni ve maddi yardımı belediye ve hükümet tarafından karşılamakta... yıllardır boşuna peşinden koşmuyorlar... Sanki yapılan yardımların kaynağı toplanan vergilerden değilmişcesine dağıtılıyor yemin karşılığı...

      Sil
    5. Şimdi asgari ücretlilere mi geldi sıra. Neden birbirimize düşüyoruz arkadaşlar?

      Sil
  3. Hocam elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Son paragraftaki TL lehine yaşanan değişim baskılama sonucu olduğu için kimse güvenmiyor ve elindeki dövizi de bozdurmuyor. Seçim öncesi harcamaları ve gevşek mali politikanın Nisan ayına kadar devam edeceği görüşü herkeste hasıl olduğu için beklenti terar dolar kurunun yükselmesi. Kaldı ki sorun zaten paraya ulaşımın çok zorlaşmış olması kredi mekanizmasının çalışmadığını görünce kimse elindeki parayı TL lehine çevirmez sebebide seçim öncesi tekrar Merkez Bankasına baskı yapıp faizleri düşürün denilecek diye bekleniyor şuan için faizler düşüyor deniliyor fakat bunu yapanda hazine olduğunu bildiğimizden seçimden önce biraz kredi kolaylığı ve faiz kolaylığı getirmek isteyecektir hükümet, sonucuda Enflasyonun daha yükselmesi ve dolar kuru daha da artması bekleniyor. Benimde düşüncem seçime kadar dolar tekrar yukarı yönlü çıkışa geçecektir.

    Büyük Firmaları kurtarayım derken küçük işletmeler batıyor hergün mahallemizde kapanan dükkanlar var bunlar medyada görünmese de yada seslerini duyuramasalarda canlı şahitleri biziz. Çok gürültü çıkmasın diye büyükleri kurtarırken altta taban çöküyor. 2001 Krizi seviyelerini yaşamaya başladık zaten fakat 2019 Krizi çok daha vahim olacak türkiye için. Sonuçlarına hepimiz katlanacaz cezayı halk ödeyecek küçük işletmeler fakat kurtarmaya çalıştıkları firmalarda vaktini bulunca onları satacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşlerinize katılıyorum. Kiralık işyerlerinin sayısı hızla artıyor. Hem gıda işi yapanlar da kapatıyor.

      Sil
    2. Çok doğru tesbitler. Sadece rakamları vermemişsin. 7. 7.5 8
      Global kizde olursa, 9 10
      Hürmüz kapanırsa, 12 14

      Sil
    3. Parasal genişleme bitti daralma başladı. Ayrıca fed faiz artırıyor. Geçen yıllardaki döviz girişlerini beklemek saflık olur .kısa zamanda usd için çift haneler konuşuyor olacağız.

      Sil
  4. Hocam yazınızın üstüne açıklanan güven endeksi de kura bağlı olarak 4-5 puan artmış gözüküyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kez de tersine baskılama yada iteleme olmasın sakın o 4 5 puan artma ?

      Sil
  5. hocam selam, mini düzeltme: sol sağ karışmış eksenlerde. saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de mobilde olduğumdan önce tabloyu görüp öyle sandım başta ama karışmamış aslında doğru.Grafikte kırmızı çizgiyle gösterilen kur değerleri sağda,,mavi çizgiyle gösterilen para ikamesine ilişkin değerler solda.

      İyi günler.

      Sil
  6. Hocam emeğinize sağlık yazınız çok ekonomik olmuş sizde tabiki ekonomist olarak verileri kullanmışsınız ama 2019 ülkeler arası savaş yılı olacak gibi görünüyor bizim durumumuz zaten perişan suçu savaş çıktı diye atarız tüm sorumluluklardan yine yırtarız. Hocam rusya ile Ukrayna arasında gerilim ukraynada Sıkı yönetim ilanı ile bugün farklı bir yere gidiyor ülkeler arası çok sorunlu ilişkiler var güven kalmadı Avrupa yeni bir ordu kurmak istiyor Avrupa ordusu tabi NAto dediğimiz ittifakta artık yok olmak üzere olur yada farklı ülkeler arasında işbirliğine gidilir. Bizim bu konulardan bağımsız olmamız tabi ki düşünülemez her ülke gibi bizde sıkıntıya girecez de neden önlemsiz yaşıyoruz yani hep başka ülkelere muhtaç yaşamak ticarette siyasette ekonomide her alanda bağımlıyız nikotinden beter bu bağımlılığımız. Lütfen siyasiler okusun da yalandan siyasetçiyim demesin başka ülkelerin memuru olduklarını biliyor artık halk, hepimiz bağımlılıklarımızdan vazgeçmedikçe o bizden vazgeçmeyecek. Ekonomik olarakta bağımsızlığımız olmadığı için sürekli dolara dövize başkasının teknolojisine muhtaç kaldığımız için Krizler bizim için atak gibi geliyor artık alıştık yıllardır aynı kermes para topla camiye götür ver siyasetçiye. bıktım vallahi bu düzenden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dünyada 20.y.y ile birlikte din kavramı adım adım kalkmıştır. din olgusu içselleştirilen değerler manzumesi değil tamamen dışsallaştırılan, başvurulan bir metodoloji haline getirildi. global egemen iktisadi sistemle inançlar bir arada yaşayamıyor zira kapitalizm inançları da somutlaştırdı. ev,araba tablet cep telefonu vb gibi metalara artık dine başvuru ile ulaşmak mümkün olabiliyor. işte din denilen inanç manzumesinin de bittiği hükmünü yitirdiği yer tam da burasıdır. camiler artık ya siyasethane ya da ticarethane halindedir. kimse çıkıp da yok islammış yok hıristiyanlıkmış vs dem vurmasın. hepimiz giderek şeytanın emrine giriyoruz. bu gerçektir. ruhunu şeytana satmayanlar büyük dünyevi kazançlar elde edemiyor. bizim siyasiler de onlara kolpalık yapan halk da salt dünyevi kazanımlar için her türlü rezilliğe ortak olup göz yumdular. şeytanın izinden gidiyoruz ama utanmadan cumhuriyet bayramı 10 kasım gibi özel tarihlerde birden Mustafa kemal paşayı hatırlayıveriyoruz. neymiş o nun izinden gidiyor muşuz. bak sen !. şeytanın izinden gidiyoruz . para için sermaye için bu ülkeye ve cumhuriyetimizin tüm kazanımlarını şeytanlara satanlara sürekli oy veriyoruz. ne insanlıktan ne ilkeli duruştan bahsedemeyiz artık. çocukları tecavüze uğrayan anne babalar 8-10 bin tl verilerek sus pus yapılabiliyorsa bu ülkede merhamet bile kalmamış demektir bu halk da!. neyi konuşuyoruz ki hala. ben çok değil 15 yıl öncesine kadar vatan-millet kavramlarını yüceleştiren bir vatandaştım. ama artık bu halkın büyük bir derse ihtiyacı var diyorum. bu dersi ister abd ister İngiltere ister israil versin. m.k paşamız hata etmiş bu halkı esaretten kurtararak. çünkü rahmetliye hakaret edip eserlerini talan edenler baş tacı yapıldı bu halk tarafından

      Sil
    2. İster abd, ister ingiltere, ister israil mi versin? Bu cümleyi kurduktan sonra kim sizin peşinizden gider?

      Rahatlamak için kurmuşsan bu cümleyi veya stadta olduğunu zannetmişsen tamam.

      "m.k paşamız" diyerek bile saygıda kusur ediyorsun, onunla kalmıyor, Atatürk'ün kabul etmediği mandacılık fikrini de savunmuş oluyorsun.

      Kızgınlığın kimseye faydası yok. Bu ruh halinden kurtulun lütfen.

      Sil
    3. timur bey kızgınlık değil. ben gazi mustafa kemal paşa bu halkı kurtararak hata etti diyorum sen hala mandacılıktan dem vuruyorsun. kimsenin benim peşimden gelmesini istemem. çünkü ben bu ülkenin büyük çoğunluğundan farklıyım. mustafa kemal paşamız evet yalan mı. komutanımız. bir kere mustafa kemal paşa Atatürk lafzını sevmezdi dönemin halkı yakıştırdı halkını kırmak istemeyen gazi m.k.paşa da kabul etti. bu halka saygı duymamak zaten gazi mustafa kemale saygının adıdır. evet yine söylüyorum bu adi halka en iyi dersi İngiltere-İsrail veya abd verir. çünkü yeni bir kurtuluş savaşı yaşanmazsa bu halk daha da beter olacak. para ve menfaat dışında hiçbir değeri tanımayacaktır. benim ruh halimde sorun yok da sizin hala bu sözde milleti savunmaktan kurtulmanız lazım kanaatimce. çünkü bunu yaptıkça bu ülkeye de kurucu liderimize de asıl saygısızlığı siz ve sizin gibiler yapıyor. bu halk önce kurucu liderine fazlasıyla muhtaç hale gelmelidir ki O na sürekli saldıranları ödüllendirmemeli!.

      Sil
    4. Timur Çimen, AKP mi dersin, AK Parti mi dersin? Günlük hayatında hangisini kullanırsın?

      Sil
    5. Sayın Adsız 29 Kasım 2018 18:15, itiraf et kendine hep "ben çok zekiyim" diyorsun değil mi?

      Ne rahatsız etti seni? Cemaatine uygun gelmiyor değil mi görüşlerim.

      Sil
    6. "ben gazi mustafa kemal paşa bu halkı kurtararak hata etti diyorum sen hala mandacılıktan dem vuruyorsun."

      "evet yine söylüyorum bu adi halka en iyi dersi İngiltere-İsrail veya abd verir. "

      Bu cümleleri yazıyor ve hala Atatürke ve halkımıza saygısızlık, haksızkık ettiğini farkına varamıyor, ders almak itediğin ülkeleri sayarak mandacılık fikrinden daha beterini savunduğunu farkına bile varamıyorsun.

      Üzülüyorum senin için.

      Sil
  7. Hocam biliyorsunuz hazine kısa süre önce bazı tl ihalelerini iptal edip manidar biçimde oluşan düşük faizle çok az borçlandı.
    2- Sizce hazine kasasındaki para kadar bir süre çin yeterlidir. tekrar ihale açtığında gene aynı düşük faiz teklifler gelrmi yoksa çok daha kötümü olurmu?
    3- politika faizinin düşürülebileceğini düşünüyormusunuz?
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 94 krizi öncesinde, devlet düşük miktarda düşük faizlerden borçlandı, bunun sebebi faizleri düşük göstermek idi.

      Hazine kasasındaki para teorik olarak yetmemeli, her sene sonunda bitmeli -bana göre-. Her sene sonunda hazine tekrar borçlanmalıdır. Bu borcun faizi ve miktarı önemlidir. Önümüzdeki dönemde vergi gelirleri düşecek, harcamalar aynen devam edecek, bu sebeple borçlanma miktarı ve faizi yükselecektir.

      Politika faizi hep düşük gösterilmeye çalışılıyor, politika faizi benim bakış açımdan bir şey ifade etmiyor. Bana göre borçlanmalarda - gerçekleşen- faizlerin ağırlıklı ortalamaları daha önemlidir. Gösterge faiz önümüzdeki yıl artacaktır - bana göre-.

      Sil
    2. İsmet 1.soruyu sormamışsın.
      2.sorun, hazine ihtiyaçtan öte düşük faize zorlama fake atıyor esasen.
      3.sorun, fiktif olarak düşürür ancak, enflasyon aysberg misali dururken hem de..

      Sil
    3. Sayın Atilla Yeşilada,
      Gizli enflasyonun %60larda olduğu bir dönemde vergi gelirleri nasıl artmaz? Devlet, gelir vergisi kademelerini resmi enflasyona göre arttıracak(%15-20) ancak gelirler ve cirolar reel enflasyona göre(%60) artacağı için vergiler ciddi anlamda artacak...

      Sil
  8. Türkiye'de sosyo-kültürel olarak halkımızın okur yazarlığı ve dolayısı ile ekonomi okur yazarlığı çok geri seviyededir.

    Döviz kurları dışında hiç bir ekonomi ile ilgili konuşma halkımızın dikkatini çekmez! ilgisini cezbetmemektedir.

    Döviz kurları halkımızı nasıl bu kadar etkilemektedir?

    Bunun bir kaç sebebi var.

    Bir tanesi ülkemizin turistik gezi alanlarından olmasıdır. Türk insanı turistlerin harcamaları ile kendi harcamaları arasındaki fark ile TL nin gücünü ölçerler.

    Benim büyüdüğüm Kapadokya bölgesinde, Göreme ve Ürgüp'te bir gözleme 15-20 TL iken, 10 dk uzakta 1 TL nin altına düşebilmektedir. Yöre halkı, kendisinin, İstanbul'lu bir turistin ve Avrupa'lı bir turistin harcamalarını kıyaslayama imkanını bulmaktadır.

    İkinci ve daha önemli bir unsur, yurtdışında, özellikle Almanya'daki Türkiye kökenlilerin tüketim harcamalarıdır. Bu kesim halkımız için çok önemlidir, çünkü, Türk insanının sosyo-kültürel olarak en alt kesimi ile iletişimi olan bir kitledir. Her yıl yaz aylarında ülkemize gelirler, ev alırlar, yatırım yaparlar ve halkımızın Avrupalı kardeşleridir. Halkımız kendi harcama gücü ile Avrupalı kardeşininkini her yıl kıyaslama imkanı bulur.

    Bu bilgileri elde ettikten sonra Türk halkı, döviz kurlarını ekonomik gidişat için gösterge olarak kullanır. Diğer hiç bir gösterge bu kadar kuvvetli mesaj vermez.

    Hocamızın makalesinde belirttiği gibi, döviz serbestisine geçiş ile beraber, halkımızın döviz talebinde hızlı bir ivmelenme olmuştur. 90lı yıllar özellikle Alman Markının yastık altına atıldığı dönemlerdir.

    Benim kişisel tecrübemde, bayramlarda harçlık verdikten sonra akrabalarım, Alman markı almamı isterlerdi. Ben bile 14 - 15 yaşım ile 19 yaşım arasında aldığım harçlıkları kuyumcudan Mark alarak saklardım. Bu sebeple her yıl Mark fiyatlarındaki değişimlere şaşırırdım. İnternetin olmadığı o yıllarda, aklıma geldikçe okul yolundaki kuyumcu ekranından fiyatlara bakardım. Bana bu öğüdü! veren akrabalarım lise mezunu bile değildi (o yaşlarda ben lise öğrencisi idim).

    Başka bir unsur da Doğu illerimizdeki dış ticaret, iç anadoludaki kobilerin dış ticaretidir.

    Bu sosyo-ekonomik etkide bulunulan döviz miktarı, ülkemiz döviz hacminde ve ticari hacminde büyük miktara denk gelmez, ancak, halkımızın nüfus olarak çok büyük bir kısmını etkiler. Bu etki, ekonomiye güveni kaldıraç etkisi ile TL fiyatlarına ve güven endekslerine yansıtır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şahabeddin bey,

      "Gözleme" ile "bazlama" arasında fark var mı?

      Sil
  9. İyi kalpli birisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasil anlayabildirn?

      Sil
    2. Şu yazısını okuduktan sonra iyi kalpli birisi olduğunu anladım:

      "Ne Pahasına?"

      http://www.mahfiegilmez.com/2014/12/ne-pahasna.html

      Sil
  10. Mahfi üstat, Türkiye şeriatla yönetilseydi, sizin için sorun teşkil eder miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dam üstünde saksagan, vur beline kazmayi.

      Sil
    2. Ederdi cunku o zaman ne bu makale yazilabilirdi ne de senin bu sacma sapan sorun cunku yonetimi sorgulayamazdin bile.

      Sil
    3. Bir adım kaldı bahsettiğin yönetim sistemine... ne alaka şimdi... Dolar mı basardık sorun teşkil etmemesi adına ?

      Sil
  11. Merhaba hocam,
    ekonomide en esas periyodik bakılması degerlendirilmesi gereken göstergeler nelerdir,hangi birimler bu göstergeleri ne zaman yayınlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin ilgi alanınıza göre değişebilir.

      En güzeli, en çok merak ettiğiniz göstergeleri bir kağıda veya excel tablosuna yazın.

      Sonra düzenli olarak, bunları yeni veriler geldikçe güncelleyin.

      Zaman ile verilere daha hakim olduğunuzu görebilirsiniz.

      Sil
    2. Merhaba,
      Bloğun üst kısmında yer alan "göstergeler" sekmesinden bakılması gereken tüm göstergeleri görebilirsiniz. Bu kadar etkili ve verimli bilgileri toplu olarak başka biryerde de bulamazsınız sanırım Reşat Bey. iyi günler

      Sil
  12. Mahfi Eğilmez Blog Üniversite

    Hocam öncelikle emeğinize sağlık size saygım sonsuz gerçekten bu blog sayesinde üniversitede öğrenemediğim bir çok konu hakkında bilgi sahibi oldum. hem sizin yazdıklarınız okuyorum hemde yorum yapan herkesin yazdığı yazıları okuyorum ve yorum yapan arkadaşlarında farklı bakış açıları ile ufkumu açtığını söylemek isterim. Özellikle kurduğunuz bu blog sayesinde bizi birbirimize bağlamanız ve ücretsiz bilgi paylaşımı yaptığınız için çok teşekkür ederim. Bazı yorumlar gerçekten farklı pencerelerden bakmamı ve analiz etmede farklı görüşlerin bana çok yararı oldu. Ben Üniversiteyi bölüm birincisi bitirdim birçok kitap okudum fakat her gün burada yeni yazılarınız takip edip yeni yorumları okumaktan zevk alıyorum. bana çok farklı düşünmemi sağlayan tüm herkese teşekkür ediyorum tabi özellikle bizlere bu imkanı sağlayan size dah çok teşekkür ediyorum.

    Mahfi Eğilmez Üniversitesi diyorum bu bloğa ve size bedava verdiğiniz eğitim için saygı duyuyorum.

    YanıtlaSil
  13. Hocam meraba. Hocam Barclays Multiverse Total Return Index diye bi index gördüm bloombergte. Ama açıklamasını bir yerde bulamıyorum. Bu index ne işe yarar neyi ölçer hocam ? Teşekkürler saygılar... Mustafa Cengiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu endeks küresel çerçevede sabit getirili tahvil piyasasının gidişatını ölçmeye yarayan bir endeks.

      Sil
  14. İflas erteleme yerine ikame edilen Konkardato ne kadar etkili olabilir? Konkardato ilan eden firmadan alacaklarını tahsil edemeyen firmalar da zor duruma düşmeyecek mi? Nitekim bir firmanın konkardato talebinin sebebinin yine alacaklı olduğu firmanın konkardato ilan etmesi imiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konkordatonun yaygınlaşması bu duruma giren şirketin alacaklılarını olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü onlar da alacaklarını bir süre tahsil edemiyorlar ama kendi borçlarını ödemek durumunda kalıyorlar.

      Sil
  15. Mahfi hocam ben daha çok Tl lehine iyileşmenin inşaat güven endeksini ne kadar etkileyeceğini merak ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu aşamadan sonra inşaatı toparlamak kolay değil.

      Sil
  16. Sayın hocam kurların düşmesiyle dolarizasyonun azalacağı görüşünüze katılmıyorum. Üstelik yaşadığımız bunalım ve depresyonun 2001 ile özdeşleştirilmesi mümkün değil kanaatindeyim. 2001 kirizinde özel sektör sapa sağlam ayaktaydı ve Derviş Imf ihracatcımızın gayretleriyle 2 çeyrek resesyon ardından kriz atlatıldı. Dolar 750 tl den 1700 tl ye çıkmış altı aylık periyotta 1550 ye getirilmişti. Ayrıca halk bir şekilde ikna edilip ekonomiye güven sağlanmıştı. Bilirsiniz bu güveni şahsınız deniz ve Asaf hocalarımızla yaptığınız TV programlarında Türk halkına vermiştiniz.
    Oysa içinde olduğumuz krizde dolar iki ayda 7.50 den 5.20 lere rezerv harcanarak getirildi. Dolayısıyla bu güvensizlik ortamında döviz tutanların tl ye büyük zarar yazarak geçmesini beklemek mümkün değildir.
    Hocam size yine teklif gelse TV de bu şartlarda ekonomiye güven kazandıracak bir program yapabilir misiniz?
    Saygılar dilerim,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya arkadaşım, bir de 7.50 ye nasıl çıktı onu irdeleseniz...

      Sil
    2. Nasıl mı çıktı? Halk tl de para babaları dolardayken mb seyretti adeta çıkması için çağırdı ilan etti müdahele etmem diye öylece çıktı 7.50 ye. Millet de tl nin sahibi yoksa bizde malımızı daha zarar ettirmiyelim diye dövize geçmişken, para babaları insıderlar hatta siyasi partiler 7.50 den bozup mb ile işbirliği yapıp indirmiş midir?
      Madem bırakacaktın papazı niye tıktın içeri yoksa doların artmasını mı beklediniz? Derler adama... Daha irdeleyim mi? Yönetim sistemi, yanlış ekonomi politikaları, hukuk ve adaletin sıfırlanması, kayırmacılık, yolsuzluk, liyakatın terk edilmesi, Suriye bataklığı, kıt kaynakların betona gömülmesi, köprü-hava limanı-şehir hastaneler-kanal- tünel- metro vb projeleri 1 lira maliyet yerine dolara endeksli hale getirip 15 liraya mal eder kullansın kullanmasın tüm halkın sırtına hazine üzerinden bindirme politikaları... Doları 7.50 yapmış mıdır? İrdelemeye devam edelim mi?

      Sil
    3. Simdi anladin mi Adsiz 12:30

      Sil
    4. Televizyona çıkmanın bir anlamı kalmadı. Ekonomi yönetimi güven verici adımlar atmadığı, doğru ekonomi politikasını uygulamaya koymadığı sürece insanlara güven veremezsiniz, vermeye çabalarsanız o zaman da kendi inandırıcılığınızı ve güvenilirliğinizi kaybedersiniz.

      Sil
  17. Hocam en sonda para ikamesinin durulacağını yazmışsınız yazım hatası yok mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaş; sadece son paragrafı mı okudun? Tüm yazı, doların düşmesi halinde para ikamesinin yani dolara geçişin duracağı üstüne temellendirilmiş. Son paragrafta da aynı şeyi söylemiş. Tersini söylerse tüm yazı güme gider.. Olur mu hiç?

      Sil
    2. para ikamesinden ters para ikamesine geçilebilir diyor hocamız. yanı dolarizasyondan yine TL'ye dönüşler olabilir diyor. Ben öyle anladım.

      Sil
    3. "TL lehine yaşanan değişimin devam etmesi halinde" diye şartlı bir tahminde bulunmuş.Dolayısıyla herhangi bir yazım hatası yok.

      Sil
    4. Yurdum insani.

      Sil
  18. Hocam işsizlik arttıkça güven endeksleri uzun vade de tekrar negatife dönmez mi sonuçta talep azalacak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsiz olmayan kesimin ücretleri, enflasyon karşısınde erimezse, bu kesim harcamaya devam edebilirse, güven endeksi beklediğiniz gibi negatife dönmez.

      Türkiye'de çalışan nüfus arasında takriben 2.800.000 (iki milyon sekiz yüz bin) kişi, aylık olarak, asgari ücret ile 2.000 TL arasında değişen bir skalada geçinmeye çalışıyor. Yerel seçimlere kadar, hükümet, polisiye önlemlerle, tehditle, sopayla, 2.800.000 kişinin harcama yapmasını sağlayacak kadar piyasayı dizginleyebilirse, işsizlik artışının sonuçları etkisiz kalır. Yerel seçimler öncesi hükümetin temel planı, enflasyon ne kadar yükselirse yükselsin, dar gelirli kesimin harcama yapmasını sağlamak. Böylece mümkün mertebe az oy kaybedeceklerini planlıyorlar Mart 2019'da.

      Yerel seçimlerden sonra nelerin olacağını kestirmek ise çok zor.

      Türkiye'de ekonomik kriz, fabrikalardan yığınsal işten çıkarmalar sürekli olduğunda başlar. Örnek veriyorum, A fabrikası tek seferde 400 kişiyi işten çıkarırsa, B fabrikası tek seferde 700 kişiyi işten çıkarırsa, T fabrikası tek seferde 200 kişiyi işten çıkarırsa, bu tür haberler Türkiye'nin her yerinden gelirse, işte o zaman, Türkiye'de ekonomik krizin var olduğuna inanılır.

      "Ekonomide güven endeksi" falan, fasa fiso.

      Sil
    2. Bahsettiginiz isten cikarmalar basladi bile. Bu durumu yazacak bir medya var ise ögrenebilecegiz. Yandaslari izlediginizde her sey hartika. Onlarca müjde vermekteler. Kuzey Korede bile bu kadarini göremezsiniz.

      Corlu Lüleburgaz gibi Tekstil ve Deri sanayii merkezine bir göz atarsaniz isten cikarmalarin birkac ay önce basladigini göreceksiniz.

      Sogan stokcularinin pesinde olan muhtesem basinimiz asla bunlari görmeyecektir.

      Sil
  19. Hocam ellerinize sağlık, teşekkürler, farklı bir bakış açısı içeren ilginç bir yazı olmuş. Sevgi ve saygılarımla 😊

    YanıtlaSil
  20. Haydaa.. yine Alice Harikalar diyarinda mi yoksa?

    Güven endexinin tavan yapmasi MB döviz rezervlerinin ne kadarina mal oldu? Bu konuda bilgisi olan var mi?

    YanıtlaSil
  21. 2019 yılında herşey çok güzel olacak.

    Aramızda kalsın gizli enflasyon %50-60 civarında. Bu sebeple devletin vergi gelirleri 2019 yılında %55 artacak.

    Maaşlara %15-20 arası zam yapılacağı için 2019 da bütçe açığı ciddi anlamda düşecek.Devletin likit ihtiyacı azalacak. Kemal Kılıçdaroğlu Chpnin başında olmaya devam edecek..Cumhur ittifakı da devam ettiği için siyasi istikrar bozulmayacak. Faizler kademeli olarak düşecek...

    İmf ile anlaşma olmayacak bu şekilde doların düşmemesi sağlanarak reel sektörün desteklenmesi sürdürülecek.
    Dolar düşerse reel sektör batar. Fabrikalar kapanır..

    Enflasyon sayesinde lüks tüketim sektörü dışındaki sektörler cirolarında ve karlılıklarında düzeltme yapabilecek.Bundan sonra 3 kuruşa 5 kuruşluk köfte yemek yok !! O devir bitti. İşsiz kalmak istemiyorsan herşeyi bedeli üstünden almayı öğreneceksin!!!

    Kriz sadece otomotiv, inşaat sektörü gibi lüks tüketim sektörlerini vuracak . Otomotiv sektörü ihracatla krizden darbe almadan çıkacak.
    İnşaat sektörü sadece talep kadar arza geçecek ve talep=arz olacağı için bu sektördeki kriz de bitecek.

    Doların yükselmesine bağlı olarak tekstil sektörü,iç piyasadaki daralmayı ihracatla kompanse edecek.

    Vatandaş,parası kadar tüketim yapmayı öğrenecek ve bu şekilde ekonomide köpük talep de oluşmayacak..

    2019da herşey çok güzel olacak. Ey insanoğlu olmaz dediğin herşey oldu bu hayatta. 2019'da da olacak 2019 güzel bir yıl olacak. 2002-2008 yılları arasında yaşananlar, 2019-2025 yılları arasında da yaşanacak.Sabredersek ve bu sefer IMF yi getirtmezsek biz düze çıkarız. (2002-2008 döneminde Imfnin gelmesi gerekiyordu çünkü kriz bankaları vurmuşdu..)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Alice harikalar diyarinda"

      Sil
    2. Adsız 18.28;
      Bırak şu ekonomistlerin peşinden gitmeyi. Takıl Alice'a,hayatını yaşa.

      Hayat ,ekonomistleri hep yanıltmıştır. Hiçbir tahminleri doğru çıkmaz. Haa diyeceksinki o zaman burada işin ne?
      Fala inanmam falsız da kalmam ::))

      Tarih:01.06.2019 Dolar kuru: 5.15 Tl.Yaz bunu bir kenara..
      İyimser dediydi dersin..

      Sil
  22. Hocam merhaba yazınız için çok teşekkür ederim.
    Bu günlerde doların baskılandığı ve bu nedenle yapısal dönüşümler gerçekleşmemesine rağmen 5.2 seviyelerine geldiği sık sık söylenir oldu. Siz doların baskılandığını düşünüyor musunuz?
    Dolar nasıl baskılanabilir Necmettin Batırel’in tekniği kullanılıyor olabilir mi?
    Teşekkür ederim.
    Nickdaşı Şahabettin beyin yorumunu da almak isteriz, bir söz hakkı düşer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nın rezervlerindeki azalma bunu kısmen doğruluyor. Bununla birlikte 5,2 düşük bir düzey değil. 11 ay önceki düzey 3,78 idi. Hala % 40'a yakın yukardayız.

      Sil
    2. Mahfi Egilmez, UFE'nin 45% oldugunu unutuyorsunuz. 5.2 oldukca dusuk bir duzey. Hic gercekci degil. Dogrusu MB baskaninin ne diye Berat Albayrak ile gezdigi anlasiliyor. Teki borc isterken, teki dolari baskilayacagini ve karlarinin erimeyecegini garanti etmis.

      Sil
  23. Hocam 2019 da bizi neler bekler? döviz kuru ağustos taki zirveyi zorlar mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunun muhatabi Hoca degil. En iyisi bir falciya git.

      Sil
    2. 2019'da dövizin ne olacağını bilmek kolay değil. Çünkü bu sadece Türkiye'ye bağlı değil. Ama 2019 Türkiye ekonomisi açısından 2018'e göre daha sıkıntılı olacak. Bu görünüyor.

      Sil
  24. Yazılarınızla bizleri aydınlattığınız için teşekkürler hocam. Bir sorum vardı. Her kanalda bir sürü yorumcu üretmediğimizi söyleyip duruyor. Halbuki ÜFE ve TÜFE'ye baktığımız zaman şu sonuç çıkarılamaz mı: üretiyoruz fakat ürettiğimizi satamıyoruz. Lütfen hatam varsa düzeltin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de yarım gerçeği ifade ediyor. Üretiyoruz ama ürettiğimiz mallar düşük katma değerli, düşük teknoloji içerikli olduğu için yeterince para kazanamıyoruz.

      Sil
    2. "Üretiyoruz ama ürettiğimiz mallar düşük katma değerli, düşük teknoloji içerikli olduğu için yeterince para kazanamıyoruz."

      İşte bu, Mahfi bey. Teşekkürler.

      Bazıları da diyor ki; "Türkiye ekonomisindeki asıl problem, hanehalkının "tüketim"e alışmış olması, hanehalkı "tüketim"i kısmaya alışsa pek çok şey düzelir."

      Dünya genelinde rekabet edebilecek ürünler üretip ihraç edemiyorsan, senin kendi ülkende yapılan "tüketim"in miktarı, problemler listesine ilk sırada yer almaz. İlk önce, kendi ekonomindeki oyuncular, dünyada rekabet edebilecek ürünleri tasarlayacak kabiliyete ulaşsın, gerisini sonra düşünürsün.

      Sil
  25. "(Sol eksen yabancı para mevduatının toplam mevduat içindeki yüzde payını, sağ eksen USD/TL kurunu gösteriyor)." Hocam, bu açıklamayla tablolar ters olmuş.

    YanıtlaSil
  26. TL mevduat faizlerinin reel getirisi negatif veya çok çok az iken, hem USD mevduatında kalmak çok çok daha kazançlı. TL mevduatında kalmak kaybettiriyor!
    Alaattin Aktaş'ın da konu ile ilgili güzel bir yazısı var: https://www.dunya.com/kose-yazisi/mevduat-faizi-bu-haliyle-bile-zarar-ettiriyor/422479

    YanıtlaSil
  27. hocam sonuçta kapitalist sistemde tüm iktisadi varlıklar ister kurumsal olsun ister bireysel olsun kar odaklı olmak zorundadır. zaten kapitalizmin beslenme kaynağı da kar elde etmek değil midir?. dövizde koşmak kar getirirse herkes ister istemez oraya gider. bir nevi sürü güdüsü ortaya çıkar. bunun ülkenin aleyhine olacak olması o an için önemli olmayabiliyor. zaten kapitalizm bir nevi bireyci sistemdir. yani hem gerçek kişi bağlamımda hem de tüzel kişilik bağlamında!. kapitalizm marjinallik derecesi yüksek bir modeldir bir sosyalizm gibi olamaz. gerçi sosyalizm de bir yerde devlet kapitalizmidir. aslında iktisat bilimi de karar veremiyor önce bireyler mi yoksa devlet mi?. kapitalizmde bireyler daha öndedir. işin daha da ilginç yanı kapitalizmin üst segmenti olan küreselime doğru gidiş yaşanıyor. dolayısıyla marjinallik artık öylesine bir duruma gelecek ki ölçek miktar ekonomisi rafa kalkıyor yavaş yavaş. çünkü pozitivist yaklaşım da ömrünü tamamlıyor ve artık kesin ölçülebilir anlayışı yok oluyor. bireysel üretim ve bireysel tüketime doğru zemin kayması başlamış görünüyor. pozitivizmin yerini fütürizm almaya başlıyor. bu gelişme bahsettiğiniz para ikamesine de yansıyor hocam. en ekonomi cahili dahi kur yükselişlerinin ülke aleyhine olduğunu biliyor ama davranışı tamamen bireysel karlılıktan yana. çünkü sistem bunu gerektiriyor maalesef. dünyada çok dar bir elitist kesim sistem üretebiliyor ve geniş kesimlere kabul ettiriyor. aslında hiçbir iktisadi model dünyada geniş konsensüsle kabul edilmemiştir. krizlerde bundan beslenerek çıkar ve yayılır zaten. ne düşünüyorsunuz hocam bu hususta?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisat bilimi yaşamdan çıkarılır, bazen yaşam öne geçince teori geride kalır.

      Sil
  28. bu ülkede iktisat okur-yazarlığı oluşturmak şarttır. sadece döviz kurundaki dalgalanmaya bakarak ekonomiyi yorumlamak bu ülke ekonomisine zarardır. bence en azından orta öğretimde iktisat okur yazarlığı için temel iktisat dersleri verilebilir. hatta bu yolla hem halkta zamanla iktisadi farkındalık ortaya çıkabilir hem de iktisat-işletme mezunu işsiz geçlerimiz bilgilerini paylaşarak boşta kalmamış olurlar.

    YanıtlaSil
  29. Hocam dolar 7.30'lardan 5.24'lere kadar düşürüldü. 5.65'den dolar almıştım, zararına satmalı mıyım? Dolar 3.80 - 4.2 seviyelerine kadar düşer mi dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KÜRESEL ÇAPLI BİR BELİRSİZLİK MEVCUT. AMA DOLAR ALANLAR Kİ BEN DE ALMIŞTIM AMA BEN 3,86 TL DEN ALMIŞTIM SATMADIM SATMAYI DA EN AZINDAN 7,50 VE ÜZERİNİ GÖREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜMDEN DÜŞÜNMÜYORUM. DOLARDA KIA VADEDE ZARAR EDEBİLİRSİNİZ ANCAK UZUN VADEDE YANİ 1 YIL VE ÜZERİ ZAMAN DİLİMİNDE CİDDİ KARLILIKTA ELDE EDEBİLİRSİNİZ. KANAATİMCE DOLAR ALMIŞ OLANLAR POZİSYONLARINI KORUMALIDIR. BUNU HOCAMIZ ELBETTE BİLİR AMA PİYASALARI DÜZENLİ TAKİP EDEN BİR İKTİSAT MEZUNU OLARAK SÖYLÜYORUM. SONUÇTA BU SADECE BENİ BAĞLAYAN BİR DÜŞÜNCEDİR. AMA FİNANSAL PİYASA SPEKÜLATÖRLERİ ANCAK SİZE DAHA NET CEVAP VEREBİLİRLER.

      Sil
    2. Dolar alalı bir ay olmamış daha bir sakinleş panik yapma 40 - 50 krş zarar mı yazacaksın yok yere. Para kolay mı kazanılıyor. Sabret biraz merkez bankasının eritecek rezervi kaldı mı ki daha da düşürecek. Relax ...

      Sil
    3. Dolar test ettiği seviyeyi mutlaka görür yani en yüksek seviye olan 7,30 TL ise bu seviye ülkemiz için ulaşılmaz değil anlık şokta dahi bu seviyeyi yakalamak çok kolay demektir. bu tarz olaylarda test ederler en yüksek seviye 7,30 TL ile ülke ekonomisi çok kırılgan olduğu anlaşılır yeni pozisyon buna göre alınır. size dolaylı anlattım belki ama dediğiniz rakamlara dolar düşmez çok büyük spekülasyonlar gerekir bunun için hatta bu bile kurtarmaz kaldı ki Merkez Bankasının elinde şuan için brüt değil NET döviz rezervi çok düşük 26 milyar dolar seviyesi yanlış hatırlamıyorsam buda şu demek artık dayanacak güçleri kalmadı piyasa Merkezin elindeki doları emdi ve kısa vadede seçim için yapılan bu yanlış ilerde dolarla çok yüksek artışlara sebep olacaktır. Kaldı ki diğer etkenler buna hariçtir, Mesela dış ilişkiler, Suriye konusu, S 400 2019 teslim sürec var biliyorsunuz bu çok sıkıntılı olacak ve doları hoplatacak, bizim kendi koşullarımız zaten berbat ve 2019 da resmi rakamlara göre işsizlik sorunu ve ekonomik daralma olacağına göre ve daha birçok sorun var işte ozaman doları düşmesini beklemek yanlış anlamayında çok saçma olur. dediğiniz rakamın çok çok üstünde olacak dolar ve euro

      Sil
    4. Rüya görmeyin. Artık insanlar para harcamıyor.herkes tasarruf moduna geçti. İthalat çok azaldı. İhracat arttı. Cari denge ,fazlaya geçti. Bundan sonra dolar yükselmez. En az 1 yıl boyunca 5.00-5.50 bandında gider gelir...

      Sil
    5. Iyimser yine cok iyimser.. Adi üstünde iyimser.

      Hangi insanlar ne kadar para harciyordu ki simdi artik harcamiyor ve tasarruf ediyorlar.

      Ihracat yapabilmen icin ithal mal getirmen gerekir. Ithalat azalinca ihrac edebilmek icin üretecegin malllari üretip satamayacagin icin ihracat da azalacak.

      Dedigine göre insanlar da tasarruf ediyor para harcamiyor ise cok kabaca buna resesyon (ekonomide durgunluk) denir.

      Eeee. Simdi ne yapcez..?

      Sil
    6. iyimser, senin dediğinin gerçek olabilmesi için türkiyenin net borç ödeyen pozisyonunda olmaması net borçlanan pozisyonda olması gerekir. yani 210 milyar dolar 1 yıllık finansman ihtiyacına karşılık en az 212 ve üzeri borçlanabilir olması gerekir. ancak bu dönem mayıs 2013 sonrasında kapanma trendine girdi ve 2016 itibariyle de tamamen kapandı. artık türkiye 210 milyar dolarlık kısa vadeli finansman ihtiyacının altında finansman bulabiliyor üzerini rezervlerinden tamamlaması gerekiyor ki zaten merkez bankamızın net döviz rezerv durumu bunu tüm çıplaklığıyla da gözler önüne sermektedir. net borç ödeyici pozisyonda olduğumuza göre artık doların 5 ve 5,50 arasında uzun süreli kalması iktisat ilmi bakımından mümkün değildir. kısa süreli belki spekülatif-manipülatif mümkündür ki zaten son 2 aydır da bu spekülasyonu yaşamaktayız.

      Sil
    7. Dolar kurunun 3,80 veya 4,20 seviyesini görmesi imkansız bunun için doğalgaz rezervi yada petrol rezervi bulmamız lazım yüksek oranda değerli ve çok güçlü rezerv olmalı ki buna yapılacak yatırım ve bu rezerv den elde edilecek uzun dönemli gelire karşılık ülkeye çok ciddi para girişi olması lazım. Ayrıca dünyada beklenti gelişen ülke ekonomilerinde yavaşlama eğilimde bu beklenti içerisinde en kötü enflasyon faiz oranları nerdeyse Türkiyede şimdi nasıl olacakta dolar düşecek. Arka arkaya çok ciddi güzel olaylar olması lazım ki döviz düşsün fakat şuan tam tersi arka arkaya çok sıkıntılı olaylar oluyor. şuan doları düşüren Merkez Bankası kendsi, sürekli döviz satıyor günü kurtarmak için, buraya dikkat edin günü kurtarmak demek ileride çok büyük şoklara hazır olun demek. savaş sırasında bile yapılmayacak anlık harekeler sadece seçim kazanmak için yapılıyor bunu herkes görüyor ve doğal olarak ileride doların yüksekliğini tahmin etmek çok imkansız ama en kötü gördüğü en yüksek seviyeyi mutlaka görecektir. Kaldı ki bu en yüksek seviye bile çok iyimser.

      Sil
    8. İyimser alemsin ya harbiden burda birkaç trol var doğruları söylüyormuş gibi yapan kişilerde çok alemsiniz Şahabettin Batarel var mesela birde Timur Çimen var her meseleyi çok iyi bilen analiz eden ekip şimdi bunlara birde sen katılmışsın.

      Kalkınma bankası hayat geçirildi devlet bankalarında elindeki betonları menkul kıymete çevirmek için kalkınma bankasına 3 devlet bankası elindeki ipotekli teminatları yani betonları ihraç edecek buna birde garanti bankası eklendi galiba sonra kalkınma bankası bunları tekrar ihraç edecek ama kime Merkez Bankasına kimsede para kalmadı çünkü alıcısı yok yabancı yatırımcıda ilgilenmiyor sonra ne olacak dersin. Bilemedin bunları krediye çevirecekler piyasaya seçime kadar kredi verecekler şimdi yapılan istihdam seferberliği projeside buna dayanıyor seçime kadar dayanın yani.

      Esas bundan sonrası çok sıkıntı piyasaya para akışı başlayınca enflasyon ve faizler yine zıplayacak tabi dolar durur mu dövizde hareket başlayacak esas senin yazdığın senaryo jikaye kalacak. Hatta eline para geçen bunu dövize çevirirse işte ozaman hükümet ne yaptık aman diyecek ama iş işten geçecek. Kendileri kredi mekanizmasını çalıştırmak için değişik garip yollar arıyor ama daha önce yaptıkları gibi şirketlere kredi verdiğinde bunlar dövize çevirirse ozaman patlarlar yine polisle zabıta ile kontrol etmeleri lazım kısaca. Şuan yapılan ( VDMK ) yani Varlığa dayalı Menkul Kıymet işi seçime bizi at projesi fakat bu proje enflasyonu faizleri ve dövizi patlatır senin dediğin senaryo bile değil hatta iyimserlikte değil ne desem bilemedim

      Sil
    9. Sen çok yaşa sayın Adsız 29.Kasım.2018 15:11.

      Aramıza hoşgeldin.

      Sil
    10. Milli hastalığımızın adı şu:

      Biz ne olmasını istiyorsak onun gerçek olduğunu düşünüyoruz.

      7.00 tlden dolar alan arkadaş, dolar 8.00 olacak hayaliyle yaşıyor..


      Arkadaşlar öyle bir dünyada değiliz bu dünyada gerçekler belirler gidişatı ,bizim isteklerimiz değil..

      Ben de dolar 8.00 tl olsun istiyorum. Dolar almış değilim ama 8.00 olsun istiyorum. neden istiyorum? Çünkü cari fazla vermeye devam edeceğiz.
      Mehmet,Hasan ,Hüseyin işsiz kalacağına Hans,Michael Thomas, Shiu Shua shing işsiz kalacak. Bizler üreteceğiz onlar tüketecek..

      Peki olacak mı olmayacak.. Çünkü biz Türkler olarak uyandık. Bundan sonra tasarruf yapmazsak, şu yüksek faizli ortamda belimizi doğrultamayacağımızı öğrendik...

      Ev almayı durdurduk ,araba almıyoruz artık. Dışarıda yemek yemek yok. Keyfi olarak kıyafet almak yok...

      Şimdi biz bir yandan bunu yapıyoruz, diğer yanda Türkiye'ye ihracat yapan ülkeler doların ve euronun yükselmesinden dolayı Türkiye pazarını kaybediyor.

      Gümrükte yüzbinlerce araç satılmak üzere bekliyor. Artık yabancılar bize araç satamıyor çünkü kur ve faiz yükseldi...

      Bunu tersine çevirmek zorundalar bu sebeple Türkiye'yi fonlayıp Tl'nin değerli olmasını sağlayacaklar ve Türkiye'ye ihracat yapma yoluna gidecekler aksi takdirde Türkiyeye mal üreten sanayileri kan kaybedecek.

      Düşünün Ekim 2017 araba+hafif ticari satışı 97.000
      Ekim 2018 satışı 25.000.

      Yani Türkiye pazarını ciddi anlamda kaybettiler kurdan dolayı. Bu sebeple düşük faizle bile olsa Türkiyeyi fonlamaya devam edecekler etmek zorundalar yoksa işsizlikleri artar. Bu sebeple Ülkeye dolar ve avro olarak sıcak para girişi devam edeceği için kur 5.50 nin üstüne çıkmayacak..
      Umarım anlatabildim ...

      Sil
  30. Türkiye’nin risk primi niye düşmüyor? Dolarda ki düşüş manipülasyon mu? Özel sektör dış borçlarını ödeme umudunu mu kaybetti dolar talep edemiyor? Yoksa yapısal reformları yapmadan işler mi düzeliyor? Sayın hocam bencede bloğunuz bir kürsü. Çok teşekkürler emeğinize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tipik türk halkı gibi bakmayın ekonomi konusuna!. doların düşmesi makro ve mikro iktisadi kırılganlıklarımızı ortadan kaldırmıyor sonuçta. kaldı ki dolardaki düşüşün manipülatif olduğunu uluslar arası finans kapital çok iyi biliyor. hatta dolar fazla dahi düşütü. 5,70-6,00 tl arası dalgalanması gereken dolar %10 fazla düşük şu anda!. yapısal reformlar yapılmadan işler son 2 ayda olduğu gibi manipülasyonlarla iyi gidiyor görüntüsü verilerek sürdürülebilir olmayan biçimde devam eder. piyasada ciddi likidite sıkışıklığı var tl bazında ki bu yüzden dolar alamıyor reel sektör. haliyle bu hem bankaların işine geliyor hem de hükümetin işine geliyor. ama faizler merkez tarafından düşürülmeye başlansın kurlar yine yukarı yönlü olacaktır.

      Sil
  31. Yitime uğrayan ülkeler arasında Türkiye, daha da niteliksizleşerek, uluslararası paracı dizgeye eklemlenemez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük söz.

      Sil
    2. Küçük ekonomiler hakkındaysa küçük okunabilir.

      Sil
  32. Sayın hocamız biraz dinlensin zırt pırt sorularımıza cevap vermekten gına geldi. Bizimle uğraşmaktan daha önemli işleri olmalı değerli hocamızın. Keşke ülkedeki yangın ortamında hocamızın engin ve değerli görüş ve tecrübelerinden yararlanmayı akıl edebilecek birileri vardır Ankara'da...
    Konuya vakıf arkadaşlar sorulara cevap yazabilirse aramızdaki sinerjiyi artırabiliriz kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
  33. Merhabalar Mahfi Bey,

    Artık BBC Türkçe'de yazmıyor musunuz? Çok uzun zamandır yazınız yayınlanmıyor.

    YanıtlaSil
  34. Kanaatimce kurlardaki sert gerilemenin nedenleri: 1- merkezin ciddi miktarda net döviz rezervini azaltması. 2- dövizde açık pozisyonu nispeten az olan yani kur riski düşük olan bankalara döviz sat pozisyonunun salık verilmesi başta kamu bankaları olmak üzere. 3- hükümete yakın bazı sermayedarlara dolar sattırılması. 4- kaldıraçlardaki deregülasyonun kısmen de olsa regüle edilmiş olması. 5- finansal piyasadaki spekülatörlerin başta brunson hadisesi olmak üzere çeşitli gündem maddelerini fırsata çevirip reel piyasalardan tamamen koparak aşırı kötümserlik yaratarak bundan büyük kar realizasyonları yapmaları. şimdi de aynı köpekbalıkları dediğimiz büyük fonların aynı süreci sözde tersine aşırı iyimserlikle olumlu abartmalarla kurları olması gerekenden daha da aşağıya çekmeleri.5- yürütmenin küresel merkezlere boyun eğmeye devam edeceğine söz vermesi. mesela suriyenin kuzeyindeki ypg-pyd oluşumuna zamana yayılacak şekilde göz yumularak bölgesel bir kürt devletine gizli yeşil ışık yakılması gibi olabilir. hatta yine yeniden sözde çözüm gerçekte çözülme sürecine dönüş ihtimalinin ortaya çıkmaya başlaması gibi ki malum borç alan emir alır sözü gerçektir. kısacası finansal piyasaları özellikle bizim gibi yoğun spekülatif ataklara olumlu/olumsuz açık olan ekonomilerde reel piyasadan ciddi olarak bağımsız işlemektedir. finansal piyasalar reel piyasadaki gelişmeleri ister fiyatlar isterse fiyatlamaz ya da geç şekilde fiyatlamayı tercih eder. dolar kuru 7,24 ü görürken reel piyasada asla bunu gerektirecek bir bozukluk görülmüyordu. ya da vardı ancak finans piyasaları bunu spekülasyon amaçlı olarak siyasal gerginlik gündemiyle beraber fiyatlayarak abartı yaptı ve ciddi kar elde eden fonlar oldu haliyle. maalesef finansal aktörler reel piyasaya acımaz kolay kolay. çünkü rantın peşindedir. ayrıca bir ekonomide eğer bankacılık-finans sisteminin karlılıkları reel piyasanın ciddi biçimde üzerindeyse o ekonominin sağlıklı ve üretkenliği- verimliliği yüksek kapasitededir diyemeyiz. zaten 24 ocak 1980 sonrasında dikkat edilirse her geçen dönem reel piyasa ana faaliyet karlılığı - faaliyet dışı karlılık marjı giderek faaliyet dışı karlılık lehine açılmıştır. keza reel ekonomi-finans ekonomi tarafları arasındaki karlılık marjı da net biçimde finans ekonomi tarafı lehine açılmıştır. tabi bu karlılıkların dayandığı temel kaynak değişkenlik göstermiştir. 1994-2001 krizleri öncesinde bankacılık sistemi büyük ölçüde dövizde yüksek açık pozisyon tutmaya dayalı olarak yüksek karlılıkla çalıştı. kredi genişlemeleri nedeniyle değildi. ucuz ve düşük faizli dövizi dışarıdan topla içeride ulusal paraya çevir yüksek faizle kamu finansmanında aktifleştir yöntemine dayalı karlılık zemini kurulmuştu. bu her kur şokuyla baltalanınca önce bankacılık krizi sonra da hızla kamu borç krizine evrilirdi. 2001 sonrasında ise aşırı kredi genleşmelerine dayalı bir karlılık zemini kuruldu bankacılık sisteminde!. göreceli olarak kur riskini düşük tutarak çalıştı sektör. ama bu seferde reel ekonomi tarafı bu riskleri almak zorunda bırakıldı. büyük kur riski aldı reel ekonomi tarafı. keşke sadece üretim-istihdam-ihracat- ar/ge ve teknoloji transferleri için kur riski almış olsalardı. oysa bazı kobilerin holdinglerin finansal şirket gibi ucuz dövizle borçlanarak bu olanağı sınırlı bir başka kobiye yüksek faizle borç verdiğini ve bu yolla bilanço büyümesini desteklediği görülmüştür. zaten faaliyet dışı karlılıkların ciddi kısmı da maalesef bu gerçeğe dayanıyor. ekonomimizin iki ana ayağında da ciddi sağlıksızlık emareleri var ama özellikle reel tarafta hayli ciddi görünüyor. bunları halletmeden günlük-aylık döviz yükseldi-geriledi faizler arttı azaldı dersek bir daha ki dalgada boğulabiliriz.

    YanıtlaSil
  35. almanyada ingilterede pmı verilerinde gerileme yaşanmaya başladı. brent petrol fiyatında sert aşağı yönlü hareket yaşanıyor. tabi bunda abd nin rusya-iran gibi büyük petrol ve enerji üreticisi ekonomileri zayıflatma çabaları da etkilidir. abd de dayanıklı mal siparişlerinde azalma ekimde yaşandı. kasımda da yaşanabileceği söyleniliyor. yine abd de konut satışlarında düşüş trendi görülmeye başladı. en ilginci petrol fiyatlarındaki artan oynaklıktır. bu düşüşte çindeki yavaşlama ve dünya ekonomisinde yavaşlama öngörüsü de etkin olabilir. iran yaptırımlarında sertliğin beklentinin altında olması da petrol konusunda pozisyon değişimlerini getirdiği için yine düşüş olmuş olması kuvvetle muhtemeldir. ancak en önemlisi global düzeyde iktisadi yavaşlama ve bunun yaratabileceği risklerdir. mesela emtia piyasası krizleri önceden öngörme kapasitesi yüksek olan piyasalardır. emtia fiyat düşüşü fed in faiz artırım sayısını azaltacak boyutlara ulaşırsa bu hem abd de hem de dünyada enflasyonist baskının artışını getirebilir üstelik düşüş eğilimi olan petrol fiyatlarına rağmen. emtia fiyatlarının hele de petrol gibi önemli emtianın fiyatının çok yükselmesi de tehlikelidir düşmesi de tehlikelidir. çok yükselirse sert enflasyonist baskı ve paralel olarak sert faiz yükselişi gelebilir. çok düşerse de bu defa ekonomide zamanla fazla ısınma ve yine yeniden enflasyonist baskı oluşumu ve faiz artışı yaşanabilir tabi bu da zamanla olabilecek makro ekonomik bozulmadır. esasen petrol fiyatlarında sert gerileme trendi devam ederse fed in hem içe hem dışa da bakarak izleyerek verdiği para politikası kararları giderek sadece abd ekonomisi odaklı olmaya başlayabilir. yani abd dışı beni ilgilendirmiyor diyen bir fed bile ortaya çıkabilir. fed in global ekonomiyle arasında ciddi bir kopukluk dahi yaşanabilir. ayrıca petro-dolar hacmindeki azalış da petrol varil fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak daha da artabilir ve dolar dolaşımında global bazda azalma yaşanabilir ki bu da yeniden dolarda değerlenme yaratabilir. kısacası 2019 yılına hem türkiye hem dünya ekonomisi ciddi belirsizliklerle giriyor diyebiliriz. zaten 2008 sonrasında küresel ekonomide aşırı parasal genleşme yaratılarak maalesef sorunlar iyice kaşındı ve hatta bizim gibi gelişmekte olan ekonomilere de bu yöntemle ekstra sorun taşıdılar. 10 yıl önce yaşanan kriz gelişmişlerin idi şimdi ise muhtemelen gelişmekte olanların krizi ki başta Arjantin,türkiye olmak üzere ; krizi başlayacak gibi görünüyor.

    YanıtlaSil
  36. BOE: ANLAŞMASIZ BREXIT OLURSA İNGİLTERE %8 DARALABİLİR, STERLIN %25 DÜŞEBİLİR ne anlama geliyor ustad. turkiyeye yansimasi nasil olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İngiltere AB ile anlaşamazsa dışticareti sıkıntıya girebilir.

      Sil
    2. Dış ticaret hocamızın dediği gibi sıkıntıya girebilir.
      İngiliz poundunun değer kaybetmesi bile bazen ihracat için yeterli olmaz, çünkü siyasi ilişkiler sonucu anlaşmalı ürünlerde ek gümrük konulması veya konulmaması, stratejik ürünlerin alımı gibi konularda İngiltere'nin ihracatı sekteye uğrayacaktır.

      Türkiye'yi etkilemez, Türkiye'nin ürettiği ürünler ile İngiltere tarafından üretilen ürünler örtüşmüyor.

      Sil
  37. Hocam yotumlardan anladığım kadarıyla Ekonomik Kriz Nedir tanımını yapmanız daha sağlıklı olacaktır herkes için, Bankacılık krizi nedir, Finansal kriz nedir, Borsa krizi nedir, Reel Kesim krizi nedir gibi ayrıntılı bir makale çok değerli olacaktır bu ortamda. Sebebi şuan ki duruma Ekonomik kriz demek yanlışlığı devam ediyor Reel kesimdeki çok yüksek borç çevirme sorunu ve iç talepteki daralma Finansal piyasalara sıçramaması için verilen mücadele yada verilmeyen uğraş ekonomik kriz olarak adlandırılıyor, Kriz borç ödeyememe ( efault ) olarak karşımıza çıkan İflaslar gibi devam eden süreçte domino etkisi ile diğer sektörleride batırması olarak tabir ettiğimiz olguyu siz daha doğru anlatırsınız. 2001 krizi mesela bankacılık krizi oldu ve bankaların batması olayı idi fakat şuan ki ekonomik sıkıntı reel sektörün çok fazla borçlu olması ve 1 yıl içerisinde 175 milyar dolar borç ödemek zorunda kalması buna birde yaklaşık 35 milyar dolar cari açık eklenirse rakam 210 milyar dolar dolar bu paraya ulaşım artık çok zor olduğu için gelecekte bizi bekleyen büyük sıkıntı finansal sistemden yeteri parayı bulamadığımızda oluşacak duruma ekonmik kriz diyebilirz fakat şuan ki ortam yani zorda olsa çevrilmeye çalışılan ekonommiz için esas sıkıntı kredi mekanizmasının çalıştırılamıyor olması ki eğer bunu başaramazlarsa ozaman iflaslar patlar ve ekonomik kriz yani ( Ekonomik Şok ) içinde olmuş oluruz. Gelecek olan kalp krizi gibi değil göstere göstere geliyorsa ve yöneten iktidar bunu görmezden geliyorsa işte bu ekonomik aymazlık olur ki ozaman da krzi çok uzak değildir ama şuan için ekonomik sıkıntı ekonomik daralma resesyon diyebiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bizi bekleyen kriz 1994-2001 den daha büyüktür. çünkü o krizler nispeten daha lokaldi. şimdi ekonomi bütün halinde risk altındadır. bu şuna benzer. daha önceki fay kırılmaları bütün değildi yani bütün bir fay hattı parçalı olarak kırılıyordu. şimdi ise bu fay hattı hem daha uzun hem de tek parçalı olarak kırılması olasılığı yüksektir. zemin çok yumuşak ne yazık ki!.

      Sil
    2. Hayat hiçbir zaman boşluk bırakmaz. Boşluklar her zaman doldurulur. En geç 2020 yılında, çıkan İngiltere yerine Türkiye AB'ye tam üye yapılacak en azından bu süreç başlatılacak. Bu şekilde Fransa ve Almanya

      1-)İngiltere'yi birlikten ayrıldığına pişman edecekler.
      2-)Avrupa Birliği sınırlarını Artvin-Van-Hakkariye çekip, Türkiye'nin batısına doğru süren göç akınının önünü kesecekler.
      3-)Avrupa ordusunu,dünyanın en güçlü ordularından biri olan Türkiye ordusuyla güçlendirmiş olacaklar.
      4-)Şımarık evlat Yunanistan'ı Türkiye ile savaşmaktan korumuş olacaklar.
      5-)Türkiye euroya geçeceği için devalüasyon yapma şansı ortadan kalkacak bu sayede Türkiye'ye çok daha rahat ihracat yapabilecekler.
      6-)İnsan hakları,yargı bağımsızlığı,fikir ve ifade özgürlüğü açısından Türk insanının daha demokratik ortamda yaşamasını sağlayacaklar
      7-)Avrupa Birliğinin hristiyan örgüt imajından sıyrılmasını sağlayacaklar. Rönesansı yaşayan ve aydınlanmasını gerçekleştirmiş avrupa, bu imajdan ciddi anlamda rahatsız oluyor.

      8-) 60 milyonluk İngiltere çıkacak ama 85 milyonluk Türkiye birliğe girerek bu boşluğu fazla fazla dolduracak. 85 milyon Türk insanı,avrupa vatandaşı olacak ve dünyanın birçok ülkesine vizesiz gidip, cebindeki euro ile haftalarca tatil yapabilecek.
      9-)Fransa ve Almanya, ya Türkiye'yi tam üye yapıp birliği kurtaracak, ya da birliğin çorap söküğü gibi dağılmasını izleyecek...

      Sil
    3. 3000 firma konkordato ilan etmiş sıradakilerle 10 bini bulacak bu sayı halka durumu anlatacak medyamız kalmadığından krizin yaşanmadığ iddia edilebilir haliyle.

      Sil
    4. "Iyimser" 04:44 sanirim bu yazmadan önce müthis bir rüya gördün. Hatirladiklarini 9 kalemde yazabilmissin.

      Yaziklarinin gerceklesebilecegine inandigin icin yazmissin belli.

      Sen en iyisi gözlerini tekrar kapat, uyu.. Sana Tatli rüyalar.

      Sil
    5. Iyimser, her sey iyi hos da 2020'ye kadar Suriye'lilerin Turkiye'li olup nufusun 85 milyon olacagini ongormus olman pek iyimser olmamis. 2. maddeyi kaduk birakmis.

      Sil
    6. İyimser aynı Abdurrahman Dilipak gibi yazmışsın hikayeyi kendine göre tabir etmişsin rüyayı, Hacı Abdurrahman Dilipak ta 1980 den beri ABD batıyor Avrupa batıyor der hep aynı hikayeyi satar değşmez sende onun yerine geçmişsin. Çok fazla yeni akit okuma yada okuduklarına inanma çünkü onlr iktidarda kalmak için neler söyledi neler. Düşün kuzey ırak türkiye ile birleşmek için referandum yapacak bile dediler yetmedi başkanlık gelssin Türkiyeye yatırım yağacak dediler hatta açık artırma yaptılar 100 milyar katardan 80 milyar suudi arabistandan yok 70 milyar Birleşik arap Emirliklerinden ne oldu hepsi foss hikaye bitti neden seçim zamanı geçti çünkü. onların işi algı yönetmek sende hikaye yazıp burda kimseyi kandıramazsın arkadaşım.

      Sil
    7. İyimser hangi kitabı okuyorsan söyle yasaklasınlar çok zararlı etkileri olmuş sende.

      1=) İngiltere'nin Avrupa birliğinden ayrılması birliğin kendisine yük olması sebebi ile ayrılıyor daha güçlü ayrılırken yerine çok daha güçsüz bir ekonomisi olan ve çok problemli bir ülkeyi almaz.
      2=) Avrupa birliği sınırı Türkiye olarak görür ve Avrupaya açılan kapı olan Türkiye herzaman kapı olmaya devam eder eğer kapı açılırsa ozaman göç dalgasını kimse durduramaz. Türkiye yol geçen hanı gibi afgan suriyel ıraklı türkmen özbek ne ararsan var kim ister böyle ülkeyi.
      3=) Avrupa ordusu güçlü evet ama biz Osmanlı zamanında bu adamlara yenildik teknoloji olarak bizden çok güçlüler ve biz onlardan silah mühimmat satın alan ülke olarak sadece insan gücü artık para etmiyor. Ayrıca büyük ordu elindeki teknoloji ile güçlüdür bizde olmayan yani.
      4=) Türkiye yunanistan ile savaşmaz arkasında zaten İngiltere var kimse de İngiltere ile karşı karşıya gelmek istemez Türkiye için, Ayrıca yunanistanda bizimle birine güvenmeden savaşamaz.
      5=) Türkiyeyi euro ya almazlar 80 milyon insanın riskini kim alır ucuz işçi olara zaten bizi kullanıyorlar ülkedeki yabancı fabrikaların işçisi biz değilmiyiz böyle daha kullanışlı ve zahmetsiz.
      6=) o dediklerinizi isteyen Türk sayısı çok az bizde insan hakları, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü isteyen yok onun yerine sana ŞEYH verelim ülkede bunların yerine hepsine bakan Şeyhlerimiz dolu stoklar Şeyh patlaması yaptı.
      7=) Avrupa birliğinde inançlar yok oldu yani din üzerine kurlmuş bir yapı değil kömür birliği olarak kurulmuş devamında da inançlar zaten inanç özgürlüğü altında sıkıntı yok hristiyan sayısı zaten inanmayan sayısı kadar yok kısaca inanç üzerinden birşey çıkaramazsın.
      8=) Boşluk yok ki doldursunlar arkadaş zaten Türkiyenin alım gücü yok nasıl dolduracak, Avrupa yine İngilize mal satmak isteyecek sana satabileceğini zaten satıyor ucuz işçilikse senin ülkene fabrika kuruyor zaten onlara göre bedava çalışıyorsun.
      9=) Türkiye gibi sorunlu bir ülkeyi alırlarsa çorap söküğü gibi dağılırlar neden alsınlar ülkede herkes kafasına göre takılıyor Avrupa birliğinin bize açtırmak isteyipte açtıramadığı fasıl İhale kanunu bizimkiler yandaşa verdiği için tüm avrupaya şeffaf ihale açar mı. yahu çok değişik bir kitap okumuşsun hemen kitabı kapat yak gitsin bu dediklerin hayel bile olmaz.

      Sil
    8. iyimser doğru bir rumuz olmamış, rüya görürken üzerindeki yorgan kayan kişi, daha doğru bir rumuz olurdu yazdıklarınıza.. (kızılderili adı gibi oldu ama..) doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar da, 9 madde yazıp da birisi mi akla mantığa uygun olmaz.. bence siz bu sayfaları bırakıp, 1001 gece sayfasını takip edin..

      Sil
    9. Yahu çok kasmayın. Bu nikin görevi, iyimser mesajlar verip karma,çakra , v.b tüm pozitif enerjiyi çekip, ülkedeki gidişatı düzeltmek. Yani bu nikten çok objektivist yorumlar beklemeyin. :)

      Sil
    10. Dikat ederseniz iyimserin yazdiklarinin tumu Turkiye lehine disaridan kaynaklanan duzelmelerle ilgili. Demekki o da Turkiyenin kendi kendine birseyi duzeltemeyecegini gormus vaziyette, kendini kandirarak yilana sarilmaya calisiyor. Demekki hayal aleminde yasasa bile ve adi iyimser olsa da aslinda Turkiye'nin kendi kendine yapabilecekleri konusunda kendisi bile o kadar da iyimser degil.

      Sil
  38. G20 zirvesi hikaye boşuna gereksiz toplantı olacak. ÇİN Halk Cumhuriyeti geri adım atmayacak bence taviz vermeyecek, Çünkü 1 kez ABD ye taviz verirse arkası gelecek ve ABD daha fazla şey isteyecek. Bunu gören ÇİN ticaret savaşlarında geri adım atmayacak ve ABD nin hukuksuz yaptığı ticaret savaşına karşı duruşu net olacaktır. Küreselleşme denilen Kapitalist sistemi ortaya çıkaran ABD şimdi kendi koyduğu kurallara kendisi uymuyor tam tersine Korumacı dediği ulus devletlere ve komünist yapıları eleştiren ABD şimdi kendisi korumacı bir politika sergiliyor. Tüm dünya küreselleşme denilen modeli benimsedi ve ABD nin koyduğu kuralları ABD den daha iyi düşük kur politikası ile ülkelerini üretim merkezi yaptı. Eskiden bunu Japonlar yapmıştı onlar kaliteli ama sade ürünler üreterek ABD pazarına mal satarken kendi para birimlerini düşük tutmuştu şimdi bunların acısı ABD den çıkınca zoruna gitti fakat Komünist Rusya Çin Kore hepsi küreselleşti Komünist sistem çöktü ve bitti sonunda ABD nin küresel modelinde hüküm sürdüler zaman ABB aleyhine işlemeye başlayınca her ülke kendi ülkesinde üretim yapılmasını istihdam yapılmasını ister oldu. Üretmek milli ekonomi için çok değerli bizim gibi herşeyini satan, özelleştiren dışarıdan borçlanan ülkeler ABD den daha kötü duruma düştü bizde 2002 sonrası bol dolar dağıtılırken kur düştü Türk parası değer kazandı faiz düştü enflasyon düştü bu bol parayı üretime çeviremedik ve beton inşa etmekten 1 tane fabrika yapamadık olanları da sattık tohumları bile dışarıdan aldık. Şimdi yerli ve milli ekonomi olacaz lafları çok geç kalındı, Birileri anlatırken kulakları duymayanlar hep eleştirdi çok iyiyiz uçacaz kaçacaz şahlanacaz naraları attıldı. Şimdi zoru görünce milli olacaz demeye başlanıldı ama geç kalındı o tren gideli çok oldu yakın gelecekte de gelmeyecek ve finans piyasalarında ki yalancı bahar G20 sonrası bitecek çünkü herkes ÇİN taviz verir mi diye beklerken aslında olmayacağını bilerek piyasaya güven vermek amaçlı haberler yapıldı artık bu işler yandaş medyada yalan haber yapmakla olmuyor gerçekleri görmeden popülist siyaset dönemi sona erdi artık üretirsen varsın, yoksa üretemiyorsan yenilik yoksa teknoloji bilim akıl fen matematik ergonomi inovasyon yoksa yeni düzende yine yerin yok Türkiye.

    YanıtlaSil
  39. Hocam biraz birikmişim var dolar mı alayım yuro mu alayım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu konularda tavsiye vermiyorum.

      Sil
    2. Dolar ve Eruri yari yariya al sepet yap. Simdi almanin tam zamani fiyatlar dusmusken.

      Sil
  40. yatırım-istihdam seferberliği başlatılacakmış. bu kaçıncı?. ben sayısını unuttum. albert Einstein boşuna söylememiş daha önce yaptıklarını tekrarlayarak farklı sonuç beklemek ahmaklıktır diye !. yine seçim öncesi popülizm canavarı devreye sokulacak anlaşıldı. hatta özellikle de kamu bankaları tabi hükümetlerin arpalığı olarak kullanılmaları bu zavallıların kaderi haline gelmiş adeta; bu bankalarca varlığa dayalı tabi her zaman ki gibi konut özelinde menkul kıymet çıkarılması ve bunların kalkınma bankası vs gibi tarafından alınması ve alınan bu seküritizasyonların da yine mümkünse merkez bankasınca alınarak bankacılık sisteminde yeni kaydi para yaratılarak kredi mekanizmasının çalışabilmesi adına ekstra kaynak yaratılması ve bu yolla da faizlerin de daha fazla geriletilmesi ve likidite sıkışıklığının geçici de olsa hafifletilmesi amaçlanıyor olsa gerek. evet bu adımlar seçim öncesi harcama kapasitesini yükseltir. oy da getirebilir ki; halkın daha önceki seçmen davranışı bunun haklılığını fazlasıyla göstermiştir, piyasaya canlılık kazanır ama bunun yan tesirleri sert olabilir. mesela 2017 yılındaki kgf nasıl ki ciddi bir canlılık yarattı tabi üretimden çok tüketimi artırmıştır ve 2018 enflasyonunu sert kur şokunu ve sert faiz arttışlarını beraberinde getirdiyse şimdi de yine benzer sonucu yaracaktır. 2019 un talebini öne çekerek piyasalara doğru yeni bir kaydi para ve dolayısıyla emisyon artışı yaparak yeniden enflasyonist baskı yeniden kur yükselişleri ve beraberinde er ya da geç faiz artışları getirecektir. ciddi bir fasit daire içine sıkıştırıldı ekonomi ne yazık ki!. popülist yaklaşımlar ekonomimizin baş belasıdır. ancak hep siyasal menfaatler ülke menfaatinin önüne geçirildiğinden ve halkın da menfaatizme aşırı düşkünlüğü sonunda topyekün iflasla mücadeleye dönüşecek muhtemelen. söyleyebileceğim tek bir cümle vardır: 100 yıl önce bu coğrafyada yine cehalet vardı ancak ahlak ve erdem de vardı. şimdi cehalet yine var ancak ahlak-erdem ruhuna fatiha!. işte o ahlak ve erdem m.k paşa ve silah arkadaşlarının en büyük cephanesi olmuştu. artık o cephane yoktur. dolayısıyla yeni bir cumhuriyet ve devlet de olmayacaktır ne yazık ki. ama bu halka fazlasıyla revadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3 kağıt ekonomisi deniyor buna.

      Sil
    2. Elinize kaleminize saglik.. Daha nasil bu kadar güzel ve Dogru bir sekilde yazilabilir.

      Not ettim bir kenara..

      """100 yıl önce bu coğrafyada yine cehalet vardı ancak ahlak ve erdem de vardı. şimdi cehalet yine var ancak ahlak-erdem ruhuna fatiha!. işte o ahlak ve erdem m.k paşa ve silah arkadaşlarının en büyük cephanesi olmuştu. artık o cephane yoktur. dolayısıyla yeni bir cumhuriyet ve devlet de olmayacaktır ne yazık ki. ama bu halka fazlasıyla revadır"""

      ""Bu halka fazlasıyla revadır""


      Sil
  41. Selam İyimser arkadaşım,
    İsminiz gibi iyimser bir yorum yapmışsınız.

    Bu yazdıklarınız olmayacak,
    1- Türkiye yerine İngiltere'yi tekrar birliğe almak AB için daha ucuz olur,
    2- AB Sınırını Artvin Van Hakkari ye çekmek yerine o bölgelere hakim olan ülkeye göçü durdurması için para desteği vermek daha ucuzdur, ki öyle yaptılar.
    3- İngiliz ordusu Türk ordusundan daha güçlüdür, keza Fransız-İtalyan ve Alman orduları da.
    4- Yunanistan ve Türkiye kendi iradeleri ile birbirleri ile savaşamayacak kadar acizdirler merak etmeyin, sıkıysa savaş yapsınlar, ikisini de öperler.
    5- TR yi Euroya almaları kendi para birimlerinin riskini arttırır,
    6- Türk insanı bu yazılanları istemediği için bu hale düştü,
    7- AB için dünyada aklı başında kimse Hristiyan Örgütü demiyor, AB içinde hristiyan olmayan nüfus Hristiyanlardan daha fazla
    8- 60 milyon İngilizin alım gücü 85 Milyon Türk'ten daha yüksek,
    9- Türkiyenin çorap söküğü gibi dağılması AB nin dağılmasından daha kolay

    YanıtlaSil
  42. Hocam gözümüz yollarda kaldı. Blog sahipsiz kalmış gibi hissettik.. Sevgili değerli hocam powell dünkü açıklamaları fedin trumpın boyunduruğu altına girmesi anlamı çıkarmı? Fed bizim mb ye mi benzer ileride bu gidişle. Diğer sorum fed faiz artışlarını sınırlayıp sonlardırır mı?
    Seviliyorsunuz hocam bilesiniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bu aralar çok koşuşturmam vardı. Fed, Trump'ın boyunduruğuna kolay kolay girmez ama onlar da piyasaların pek parlak olmadığını görüyorlar zaten. Fed muhtemelen 3 yerine 2 faiz artışıyla yetinebilir. Çünkü ABD dışındaki ülkelere vereceği zarar dönüp dolaşıp ABD'yi etkiliyor.

      Sil
  43. 1 ay sonra 2019'a gireceğiz.

    a) Aralık'ta, 2019'a projeksiyon tutmak adına, hem Türkiye için hem dünya için "ayrıntılı" genel görünüm yazılarınızı hazırlıyor musunuz?

    b) Sizin, "Küresel Ekonomik Krizin Üçüncü Safhası" olarak özetleyebileceğimiz bir görüşünüz vardı, hatırlıyor musunuz? 2019'a yönelik analizinizi yazarken, "üçüncü safha" görüşünüzü de verilerle güncelleyecek misiniz?

    c) 2019 yılı için kur tahmini yapacak mısınız? (Geçmiş iki senedir yapmadığınızı hatırlatırım. Uzatıyorsunuz.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fena sorular. Mahfi Hocam bekliyoruz. Lütfen uzatmayiniz.

      Sil
    2. Siz nasıl bold yaptınız? Çopy paste di mi? Hiçte üşenmemişiniz. Havalı olmuş.

      1.hocam zaten tüm yazılarında 2019 projeksiyonu verdi. Oradan bir zahmet bakarsınız. 2 bahsettiğiniz üçüncü safha.dalga seçim sonrası tufan... 3. Soruya hocamızın cevap vermiyeveğini bile bile oksijen israfınız milli ekonomiye zarar verir mi acaba?

      İyi yıllar.

      Sil
    3. Bir yazılım şirketinde mühendis olarak çalışıyorum. Şirketimizde periyodik olarak kurslar da düzenliyoruz. Arzu ederseniz bir gün siz de kurslarımıza katılır, “bold” nasıl yapılır “italik” nasıl yapılır öğrenebilirsiniz. Gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor değil.

      Fakat, “Türkiye’de yazılım” epey zor bir saha, buna emin olunuz.

      Özellikle “kodlama” departmanımıza katılan yeni mezun mühendislere, son çıkan programları ve kullanılan dilleri bizzat ben öğretiyorum. Kısa zamanda kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için, güçlü bilgisayarlara sahip olmaları ve yurtdışında ek ders almaları gerekiyor.

      1999’dan beri Türkiye yazılım sektöründe ihracat rekorları kıran şirketlerden biriyiz. Fakat, “Mayıs 2013” ve son olarak “10 Ağustos 2018” kur dalgalanmaları, ihracat gelirlerimizi arttırıyor olmakla birlikte, kur dalgalanmalarının, Türkiye geneli diğer sektörler için yararlı, sürdürülebilir bir durum olmadığının farkındayız.

      Bu ülkede kalıp varlığımızı sürdürebilmemiz, ekonomiye daha fazla katkı yapabilmemiz için, diğer sektörlerin de mali durumlarının kuvvetli olması gerekir ki iş ortaklıklarımız bozulmasın. Kurlardaki dalgalanma, iş ortaklarımızı bizden uzaklaşmaya mecbur bırakıyor. Biz de Türkiye’den ayrılmayı istemediğimiz için, kurların sakinleşmesini çok istiyoruz. Kısa ve orta vadede bizim sektörümüz kâr edebiliyor olabilir, fakat uzun vadede Türkiye ekonomisi kaybediyor. Bu, hiçkimse için iyi değil.

      Mahfi Eğilmez’i 1997’de müsteşarlıktan istifa ettiği andan beri tanırım. İstifa gerekçesini okuyunca, “İşte bu iktisatçının söyledikleri dikkate alınır.” dedim ve o zamandan beri yazılarını, söyleşilerini takip ederim.

      Mühendislikte, yazılı olmayan bir kural vardır: Her zaman “en son verilerle” analizini yap, güncel kal. Eğer “eski veriler arasında” kaybolursan, inovasyon yapamazsın.

      Mahfi Eğilmez, bir akademisyen iktisatçı olarak, en son gelen verileri saniyesi saniyesine takip ediyor, işi bu.

      Bu sebeple, 2019’a projeksiyon tutmak adına, Aralık’ta yazacağı analizler çok önemli.

      Mahfi Eğilmez’in “kur tahmini” yapması, sektör farketmeksizin ihracat yapan şirketler için barometre niteliğindedir. Özellikle, ihracat yapan bütün şirketler yatırım planlarını, bütçe taslaklarını, kur tahminlerine göre hazırlar.

      Eğer bir ülkede CDS primleri yükseliyor, kur tahmini yapılamayacak kadar çok faktör piyasalarda dolaşıyorsa, o ülkenin akciğerleri paramparça olmuş, oksijeni rüyasında bile göremeyecek hâle gelmiş demektir.

      Bir ülkede “kur tahmini” bile yapılamıyorsa, istikrar beklemeyin.

      “İyi yıllar” yazarak harf israfı yapmışsınız. 2019 iyi geçecek bir yıla benzemiyor.

      Sil
    4. en iyi kur tahmini şu şekilde yapılabilir kanaatimce. bilmem mahfi hocam da katılır mı?. dolar gördüğü yeri unutmaz. er - geç mutlaka yeniden görür ve ikinci görüşünde de kolay kolay şu an olduğu gibi gerilemez hele de global etkilerin arttığı döneme gelirse. yani ama 1 yık ama 2 yıl sonra 7,24 tl yi görecek sonra da geçecektir. tabi euro da öyledir.ki kurların bahsettiğim safhaya gelmesi dahi yapısal sorunların birikimlerinin yansımalarından bir tanesidir. eh necip hükümetimiz bu hususta pek çalışkan ve hevesli olmadığından dolayı tarih tekerrür edecektir.

      Sil
    5. Sayın bold sevgili meslektaşım biraz ironi yaptık sadece affola... Ama haklısın sözleşmeler bakım anlaşmalarının tl ye çevrilmesi sektörü etkiledi. Kur önemli ancak mahfi hoca bu şartlarda sana refere olacak kur tahminini nasıl yapsın. Trumpın ruh haline görede globala dair projeksiyon değişiyor haliyle. Yurt dışıda resesyona girecek 2020 de üretimi orayada yapsan şirketi yurt dışınada taşısan bu kirizin bir varyantınına yakalanırsınız. Ama en azından globale açılıp orda iki kişiyle satış ve implemantasyon hizmeti vermeye başlanılabilir. Biz yaş olarak treni kaçırdık siz değerlendirin ülke geleceği çok karanlık bu gidişle... Üzdüysem özür dilerim tekrar,

      İyi yıllar,

      Merry christmas

      (Kurs ile ilgili yerinde eğitim bilgisini paylaşıranız katılırız blogsever olarak)

      Sil
  44. Türk bir kadınla evli, 3 yıl Türkiye'de yaşamış bir yabancının gözünden Türkler:

    1) Benmerkezcilik

    2) Sorumluluk eksikliği

    3) Dedikodu ve kötülük

    4) Tabular ve toplumsal yaşam üzerindeki dini etkiler

    5) Kamu görevlisinin hesap verme sorumluluğunun olmaması

    6) Yaygın kadın düşmanlığı, azınlıklara hoşgörüsüzlük, şoven milliyetçilik ve açık faşizm

    7) Yeni mimari

    8) Çöp

    Bu sekiz başlık altında birer paragraflık açıklamalar yazmış. Detayları şu adresten okuyabilirsiniz:

    https://seyler.eksisozluk.com/turk-bir-kadinla-evli-ve-3-yil-turkiyede-yasamis-bir-yabancinin-gozunden-turkler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok doğru gözlemler..

      Sil
    2. Bunlari bilmek icin, bir yabancinin yazmasina gerek yok ki.. milyonlarca insan onlarca yildir birbirlerinin bu özelliklerini bilerek yasadilar.. Yasiyorlar..

      Bir yabanci yazinca cok sasirmaya da gerek yok. Olagünüstü bir tespit degil yani..

      Sil
    3. Türk hanımdan ayrılmış mı? Ayrıldıysa ömür boyu nafaka öder garibim... Ah canım yaa! Yazııık!

      Sil
  45. Siz bir akademisyen olarak hepimizden iyi bilirsiniz, dünya geneli likidite bolluğunun olduğu dönemde Türkiye'ye de gelen parayı, hem özel sektör hem kamu "hazır, zahmetsiz para" olarak algıladı, kolay tüketime ve hızlı kâra yönelik sektörlerde kullandı, uzun vadeli yatırım için kullanmadı.

    Bugün geldiğimiz sonuç ortada. Beton ekonomisinin çilesini çekiyoruz. Sanayi yatırımları kadük kaldı. Kurlardaki dalgalanma hepimizi boğuyor.

    Şimdi sorular şunlar:

    FED başkanı Powell'ın açıklamaları, FED'in 2019'da beklenenden daha az faiz arttıracağı ya da hiç faiz arttırmayacağı yönünde kabul gördü.

    O meşhur "likidite bolluğu" yeniden hortlar mı? Türkiye ekonomisine de o bolluktan para akar mı? 2013 öncesindeki gibi "vur patlasın çal oynasın" goygoyu ile Türkiye ekonomisi alışkanlığını devam ettirir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. fed faiz artırımlarını durdurursa global krizin derinliği artar. sadece biraz daha geç gelebilir o kadar.

      Sil
    2. Hocamız mahfi bey kısmen cevapladı sorunuzu yukarda. 2013 sonrasında da dolce vita devam etti siz kaçırmışınız hatta filmin sonuna doğru ejder smoothe partileri ve channel seven hill lansmanı var...

      Ama heyhat bahsettiğin likitide Ahmet kayadan gelsin " o meşhur beste çalar müjganla vedalaşırız... O mahmur beste çalar ........ Vedalaşırız"
      ...

      Sil
  46. Jeopolitik gerginliklerin tavan yaptığı günümüzde Türkiyenin ikilikçi oyunları sebebi ile yada NET olmayan siyaseti nedeni ile dolar kuru geri baskılama olmadan geri gitmez. G20 beklenen sonucu vermeyecek bunu zaten işin erbabı biliyor sadece piyasaya ponpalanan yalancı bir ikili görüşmelerin olacağı ve beklentinin iyi yöne çevrileceği yalanları atılıyor.

    Artık siyaset ekonomi için herşey özellikle Türkiye için herşey siyasi oldu diğer ülkelerin belirli üretim güçleri var fakat bizde olan üretimleride özelleştirmelerle satarak yabancılara bedava arazi parasına vererek elimizde ne varsa satıldı. Sorsanız devlet işletmeci olmamalı derler ozaman düzgün işletecek büyük firmalara teslim etmeliydi gelişi güzel yabancıya şirket satarsan Telekom gibi elinde patlar.

    ABD ve Çin arasında güzel haberler bekleyen tüm dünya avucunu yalayacak herkes aslında ticaret savaşlarının bitmesini bekliyor süreci uzatıyor önlem alan kimsede yok biz zaten başkasının aldığı önlemlere tabi olacaz kendi bulduğumuz birşey yok. Sakın yerli para ile ticaret hayellerine inanmayın bize daha ucuza mal satacak ÇİN e biz ne satacaz yada Rusya ya ne satacaz domates birber patlıcanla olmuyor, Hindistan bize zaten ürün satmaya kalksa bizden çok çok ucuza mal satar biz yine kimseye birşey satamayız dönüp dolaşıp avrupaya verdiğimiz ürünlere döneriz. Diğer ülkeler zaten bizden mal alacak kadar zengin değil, Orta doğuda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile aramız çok kötü Irak ve Suriye ile çok sıkıntılıyız kim kaldı ki İsraile zaten mal veriyoruz en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında. Türkiye tarafını belli etmeli yoksa arada kaynayacak.

    IMF nin ve diğer ekonomik açıklamalar yapan kurumların beklentileri bile iyi değil gelecek hakkında kaldı ki onlar şuan için ülkelerin içinde bulunduğu durumu bile güzel gösteren tablolar söyleedi bence hatırlayın zamanında da Türkiye için güzellemeler yapmışlardı. Büyük bir deverim geliyor teknolojide ve Finans kesiminde ekonomide her alanda yapay zeka artık dünyaya tamamen yeni materyallerle aramıza girecek bu geçiş sancıları biraz daha sıkıntı olacak şuan için eski alışkanlıklarımız kötü demeye getiriyorlar. Bu sistemle yürümüyor yenisi geldi diye satacaklar.

    Bilimsel olarak büyüyemeyen ülkeler her zaman için, yeni icatlar ortaya çıkana kadar eski teknolojinin alıcısı olur. Eğer yeni teknolojiler hazırsa işte ozaman bize ilaç fabrikası satarlar bizde ilaç ürettik deriz araba ürettik deriz fakat yaptığımız iş geçmiş teknoloji olarak yine katma değer yaratmayan eski teknoloji bize kakalanmış elimizde kalır.

    Yakın gelecekte ekonominin düzelmesini beklemek çok abestir. Türkiye için ise 2019 ölü yıl olacak, TV ekranlarında yalan söyleyen iş adamlarına bakmayın 2019 bence olumlu geçecek dediğine çoğu hayel pompalıyor, bazıları ise hisse senetlerini düşünüp çıkış önlemeye çalışıyor parayı vuran yine Avrupaya kapağı atar. Bizde burada ceddin deden neslin baban diyerek babalarımızın yaptığı yanlışları yapmaya devam edip bilimsel olmaktan kaçınırız.

    Bu halkın başına bir bela gelmedikten sonra bu halk düzelmez yeni bir ATATÜRK lazım gelirse tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tabi devlet işletmeci olmamalı derler ama her sıkışıklıkta devlet baba zararları üstlensin isterler. yani karlar özelleştirilir zararlar devletleştirilir. bu liberal takımı anlamak mümkün değil. yani birkaç kişi birlikte üretim organizasyonu yapabilir ama koskoca devlet mekanizması bunu yapamazmış.. işte küreselleşmeye çalışan sermayenin yazılı görsel medya yoluyla her sene 100 milyon dolar bağış alan harward gibi london ekonomi school yale gibi okulların pompaladığı ve kapitalin efendilerinin istediği gibi iktisat modelleri üretip pazarlayan bu ekollerin bizlere dayattığı safsatalardır bunlar. devlet işveren de olur üretim de yapar. yapmazsa zaten şimdi olduğu gibi sermayedarlara sürekli borçlanıp onların emrine girer. bugün abd İngiltere almanya çin türkiye gibi ülkeler tamamen küreselleşmeye giden kapitalin elindedir ve onlarca yönlendirilmektedir.

      Sil
    2. Tesbitlerin doğru eyvallah ancak... Zaten başımıza gelmiş yeterince ceza birde sen çağırma bela. Tamam yukarıda da belirtildiği gibi çıkarcı fırsatçı kurnazlığa aklımız çalışır hak ettik mi hak ettik kurunun yanında yaşta yanacak mı yanacak beterin beteri olmaması için zaten bu blogda aydınlanmaya çalışıyoruz çabalıyoruz. Vatandaş olarak mühür sende sandık orda. Küsmek yok ne demiş nazım ben yanmazsam sen yanmazsan biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...

      Sil
  47. Şu dolar mevduat grafiğinden, doların yükselmesi dolarizasyona bağlı değildir sonucunu çıkartabilirmiyiz hocam?

    Çünkü dolardaki yükseliş, dolarizasyondan çok daha hızlı yürümüş.

    2. Soru:
    Doların anlık fiyatını kim belirliyor? Ajanslar bu datayı nerden alıyor?
    1999-2000 yılında çıpa uygulamasında devletin belirlediği tutar uzun süre kabul edilmişdi sonra kriz çıkınca serbestte kur çok yükseldi ve devlet çıpayı bırakıp serbesti baz aldı.. Ama uzun süre devletin belirlediği kur kabul edildi. Kimdir bu kuru belirleyen kurum ? Haber ajansları ve haber kanalları anlık dolar kurunu nerden alıyor?

    YanıtlaSil
  48. CDS'deki yükselmenin sebebi, Fırat'ın doğusuna muhtemel bir kara harekâtı ve buna bağlı olarak ABD ile yeni bir sorun yaşama ihtimali olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka o da var içinde ama o çok etkili olsa doların düşüşünü de frenlerdi diye düşünüyorum.

      Sil
    2. CDS primleri ile dovizin iliskisi oldugu sehir efsanesi de son bulmus oldu bu sayede. CDS primleri bir sebep degil, sonuctur.

      Sil
  49. Hocam merhaba,

    "Gelişmekte olan ülkeler" ve "Kırılgan beşli"deki sektörel oranlara nereden ulaşabilirim. Kısacası sanayinin içindeki inşaat ve gayrimenkul sektörünün oranlarını merak ediyorum. Bu ülkeler arasında büyüme oranlarını ve inşaat sektörünün büyüklüğü arasındaki ilişkileri irdeleyebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu vcerileri bulmak maalesef kolay değil en azından ben nereden ve nasıl bulacağını bilmiyorum. Finansal ve ekonomik göstergeleri Bloomberg ve IMF den bulabiliyoruz.

      Sil
  50. Hocam bilinirliği özellikle gözardı ettirilen iktisatçı merhum minsky nin kuramı 7 aralıkta uygulamaya gececek vdmk nın ekonomimize vereceği zararı açıklamaya yönelik uygulanabilir değerlendirilebilir mi?

    Herhalde yeni yazı bloğa gelecek soru güme gitmez inşallah.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu önemli bir bakmamız gerekecek.

      Sil
    2. 7 aralıkta uygulamaya geçecek ekonomimize büyük zarar verecek olan kuram nedir.?

      Sil
    3. Vdmk, 7 aralıkta bankalara açık satışa çıkarılacak dibs benzeri türev ürün.

      Kuram ise varlığı kendinden menkul türev piyasasının batmaya mahkum olması. Bakınız 2008 kirizi diyim kısaca...

      Sil
  51. Sayın Hocam Merhaba,

    Dünya Ekonomisi kitabınız raflarımızdaki yerini ne zaman alır ?

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoktan aldı da ikinci baskısı tükenmek üzere.

      Sil
    2. Hocam, arkadaş iyi bir takipciniz belli.

      Sil
  52. Hocam 5.70'den aldığım dolarları 5.15'ten sattım. TL faize koydum. Dolar ve altın devri sanırım artık kapandı. Kaç yıl faizde kalmamı önerirsiniz? Dolar tekrar 3.90'lara gelirse almam mı iyi olur, yoksa faiz ile devam mı edeyim? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3.90 tl mi sen uzayda yaşıyorsun galiba. tl devri kapanıyor asıl. dolarizasyon yaşandı bir kere. yakında yaşanacak olanı çok daha büyük olacaktır. sen bu kafayla daha çok zarar edersin. çünkü sadece günlük bakıyorsun ekonomiye. dolardaki gevşemeyi kalıcı sanıyorsun. millet tl likiditesinde sıkışıklık yaşıyor. bu bir kalksın bak dolar nasıl da şaha kalkıyor yeniden. ne 3.90 ı dolar her zaman önünde sonunda gördüğü yeri tekrar görür ve sonra da o bandı bile geçer. dolarda kalmalıydın. dolar alanlardan birisi de bendim. ama ben ta 2013 te 1,84 iken almıştım. hala da duruyor. fedin aldığı para politikası kararı sonrasında hemen dolar aldım biraz. günlük bakmamalısın asla. şu an aşırı iyimserlik satılıyor piyasadaki kaldıraçlılar tarafından. yani köpekbalıkları dediğim büyük fonlar yine devrede. yine büyük bir vurgunun peşindeler büyük spekülasyon var finansal piyasalarda.

      Sil
    2. 10 yıl hiç dokunma. Devamlı a haber izle. Hazine bakanı ne diyorsa harfiyen uygula.
      Sakın paranı faizden çekme. Bankaya bile uğrama. Üç beş ay sonra yolun boğaz köprüsüne düşerse yürüyerek karşıya geç. Tam ortaya geldiğinde aşağı bak. Içinden ne geçiyorsa onu yap.

      Sil
    3. Ekonomimiz güçlendi. Bakın 5.40'dan alan bile şu an zarar etmiş durumda. 7.20'den 5.14'lere kadar inebilen bir dolar, neden 4,5 - 4 TL civarına düşemesin ki. Dolar ve altın gün geçtikce değersizleşecek tahminimce. Biri kağıt parçası dolar, diğeri sarı renkli bir taş. TL çok güçlenecek tahminimce. Yatırım tavsiyesi değil, tahminimdir

      Sil
  53. EU ekonomisi uzerine bugunlerde ne dusunuyorsunuz?
    Keske 2019 icin 150 milyar euroluk parasal genlesme yapsa miydi?
    Hem gelismis ulkeler hem kendi icindeki sorunlu ekonomiler hem populizm hem de yeniden baslayan durgunlasma dezenflasyon icin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Draghi amca 6 ay sonra faiz artırımına başlayacak,varlık alımınıda bugün yarın sonlandırır. trump almanlarıda yola sokacak pek yakında otomobil sektörüne tarifeyi verdi bile...
      Yani bize oradan arpa yok... Daha çok bekleriz... O zaman kuru niye dipledik ihracatcımızda gazaptan payını alsındı tabii... İhracatcılarda konkordatoya gider pek yakında...

      Sil
    2. En az 2019da 200milyar euro tahvil almali. Aylik 20 milyar bandiyla...
      Enflasyon bu bolge icin sorun degil kaldi ki petrol 60a indi. Ayrica sorun olsa da ne olacak ki Almanyada %3 enflasyon bolgede %2.5 enflasyon yuzde 4u gecmedikten sonra sikinti yok. dahasi gecen 7 yilda bolgede dezenflasyon yasandi ona saysinlar ....
      Boylesi bir politika hem bolge ici siyasal ekonomik toplumsal gerilimleri azaltir hem biz gibi gelismekte olan ulkelere manevra kaabiliyeti kazandirir kisaca birden fazla kus

      Sil
  54. Mahfi bey

    Atatürk'ün 27 saniyelik bir videosu var:

    (Link virüslü değil) https://www.youtube.com/watch?v=W2-HEBxDan4

    Yine oldukça düşünceli (biraz da endişeli) bir şekilde sigarasını içiyor, dumanı üflüyor ve içini çekerek etrafa bakıyor.

    "Bıraktığımız mirası daha ileri noktaya taşıyabilecekler mi acaba yeni nesiller? 2018'li yıllarda bu ülkeyi neler bekliyor?" gibi sorular mı dönüyordu kafasında acaba Mahfi bey?

    Cevabınız nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adam malını o kadar iyi tanıyor ki yaptıklarından da, yapacaklarindan da daha o zaman pişman olmuştur. Ben ne ettim deger mi diye kara kara hayıflanıyordur.

      Sil
    2. Bu günleri görmüş efkarlanmış! Bizim efkarlandığımız gibi.. ����

      Sil
  55. Hocam, altın tepeciklerinin yanında hatıra kalsın diye çektirdiğiniz fotoğraf hiç yok mu müsteşarken?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altınlar Hazinede değil Merkez Bankasında. Hazine kasalarında borç senetleri vardı onlarla da hatıra fotoğrafı çektirmek anlamlı değildi.

      Sil
  56. Hocam, ite kurda uyduk, lanet olsun dolar aldık 6.45 ten. Bu zalımdan 30 bin tl zararım var. Çıksak mı beklesek mi ne yapalım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu konularda tavsiyede bulunmuyorum.

      Sil
    2. 3 ay daha bekle, Mart ayinda dolar 7 TL ama o zaman da satma, hepsini cek evde yastik alti yap. Nisanda kambiyo rejimi degisip doviz tasimak yasaklaninca karaborsada elini opene 10 TL den satarsin.

      Sil
  57. Merhaba hocam. Aşırı borç alımdan dolayı Türkiye'nin girdiği krizler hangileridir? Ağırlıkla bu nedenden dolayı olan krizler. 1980 sonrası krizleri bu nedene ağırlıklı olarak bağlayabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bağlayabiliriz. 1980, 1994, 2001 krizleri kamu kesiminin açıkları ve aşırı borçlanmasının etkisiyle girdiği krizlerdir. Bu sefer girdiğimiz kriz ise özel kesiminin aşırı borçlanmasının yarattığı krizdir.

      Sil
  58. Mahfi Hocam,

    TV'ye niçin çıkmadığınızı izah etmişsiniz. Sizi gayet iyi anlıyoruz.

    Fakat YouTube kanalı açmasanız bile, en azından, YouTube'da yayınlanan röportaj tekliflerini geri çevirmeseniz, biz öğrencilerinizi yüz üstü bırakmasanız olmaz mı?

    Sürekli videonuz olsun demiyoruz ama lütfen röportaj tekliflerini geri çevirmeyin bari, Skype'la bile bağlansanız kabulüz, olur mu Hocam, sakıncası var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada bir olabilir. Ama bu işler için zaman kalmıyor bana.

      Sil
  59. Hocam bir sorum olacaktı potansiyel büyüme hızının üstün bir hızla büyümek ekonomi açısından olumsuz bir durum değil mi ? Fakat 1923_1950 yılları arası potansiyel büyeme 4,8 iken 1923-1929 yılları arası ekonomi yüzde 11 büyümüş burada oluşan olumsuz sonuç nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1929 yilinda ulkenin ilk krizi olan 'kambiyo krizi' yasandi. Bir nevi gunumuzun doviz krizi.

      Sil
    2. 1929 krizi bizden kaynaklı değil. Büyük Deporesyon denilen bir dünya kriziydi o. 1923 - 1929 arasında % 11 büyümemizin nedeni ekonomide Osmanlı'dan devralın hemen hiçbir şeyi olmamasıdır. Taş üstüne taş koysanız üretim oluyor ve büyümeyi etkiliyordu.

      Sil
    3. Turkiye Cumhuriyet'i kuruldugu gunden bugune hep disa bagimli buyume gerceklestirmistir. O taslar, fabrikalar bilmem neler hep dis borc ile yapildi. 20'li yaslarda 'milli' egitimle gelen Cumhuriyet propagandasindan yeni cikmis gencleri anliyorum da, belirli bir yastan sonra hala gerceklere siyasal gozden bakamamayi anlayamiyorum. Anlayin artik mukemmel, kusursuz bir 'siyasi lider' ne gecmiste vardi, ne de gelecekte olacak. Bugunkuler ne ise, gecmistekiler de ayni, ne eksik ne fazla.

      Sil
    4. Adsiz 15:24 1923-1950 arasindaki Hep dis borcla yapilan fabrikalardan sadece "3" tane örnek verirmisin?

      Sil
  60. Kedileriniz nasıl?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek görünmez oldular sadece siyahlı beyazlı bir kedi arada bir gelip bizim paspasın üzerinde yatıyor.

      Sil
  61. Dolar fırlayacak diyenlere;

    Merkez Bankası net döviz rezervleri.

    23 Kasım 2018 - 28.0 milyar dolar
    16 Kasım 2018 - 28.6 milyar dolar
    9 Kasım 2018 - 27.0 milyar dolar
    2 Kasım 2018 - 28.0 milyar dolar
    Ekim 2018 - 27.1 milyar dolar
    Eylül 2018 -26.0 milyar dolar
    Ağustos 2018- 26.1 milyar dolar
    Temmuz 2018 - 27.6 milyar dolar
    Haziran 2018 - 27.7 milyar dolar

    Merkez bankası net döviz rezervleri,Eylüle göre yükselişte. Ekim ve Eylül'de cari dengenin fazlaya dönüşü, ülkeye giren döviz miktarını arttırdı. Büyük ihtimalle Merkez, dolar dahada düşmesin diye dolar topluyor... Ancak doların düşüşü sürebilir. Çünkü ithalatta tam yıkım var...

    Alıntı:https://www.haberturk.com/son-dakika-ihracat-yuzde-13-artti-ithalat-yuzde-238-azaldi-2241961-ekonomi#

    Haber ,gayriresmi verilere göre ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 97.2 olduğunu söylüyor. Dış ticaret açığı ekimde 456 milyon dolara gerilemiş..

    Daha buna Turizm-Hizmet sektörü gelirleri eklenecek ve açık ara cari fazla gelecek ..
    Aferin Türkiyem !!! Tasarrufa devam... Biz tasarruf yaptıkça, faizler düşecek, sanayi üretime geçecek ve ülke düze çıkacak... İktidar, faizleri daha da düşürüp, kurun yüksek kalmasını sağlayacak ve düşük faiz ,yüksek kur politikası ile ülkemiz 2001 den bugüne kadar süren , dış borçla büyüyen tüketici ülke sıfatından, cari fazlayla büyüyen ve borcunu kapatan üreten ülke konumuna geçecek...
    Bunun için olmazsa olmaz şart, başta devletin tasarruf yapmasıdır. Devlet tasarruf yapmazsa dış borçlanma bitmez,enflasyon düşmez.

    Merkez bankasının para basarak piyasaya para pompalaması ile dış borç alarak piyasa para girmesi arasında hiç fark yoktur. İkisi de enflasyonu tetikler, tüketimi arttırır, üretimi azaltır.

    FÖŞ out, İyimser İn ::))

    Not: İyimser AKP'li değildir AKP'ye oy vermemiştir ve bundan sonra da vermeyecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Problem doviz degil zaten, faiz. Doviz kuru hicbir zaman problem olmadi, faizi yukseltirmek icin bahane oldu. Her donem de de ise yaradi. Ben sahsen kurgulayanlari takdir ediyorum, islerini iyi yapiyor, kimi nasil manipule edeceklerini cok iyi biliyorlar.

      Sil
  62. Enflasyon eksi çıkacakmış, doğru mudur hocam?

    YanıtlaSil
  63. Hocam şu son günlerde gündemde olan VDMK olayını bir yazı ile anlatabilir misiniz? (İnşaat sektörüyle olan ilgisini vs)

    YanıtlaSil
  64. Mahfi hocam merhaba, uzun yıllardır sizi ilgiyle takip ediyorum. Mimarım ve kısıtlı iktisadi kavrayışımla anlamaya çalışıyorum yazı ve yorumlarınızı. Bizi bekleyen kötü senaryoyu ve bunun şiddetinin başta hükümet ve küresel gelişmelerce belirleneceğini anlıyorum. Fakat yıkımın şiddeti konusunda herşey çok güzel olacak ile taş üstünde taş kalmayacak yorumlarına mahkum kalıyorum. Hükümete ilişkin genel beklentim, fırsatını bulduklarında iktisadi doğruları çiğnemekle birlikte istemeyerek de olsa bir takım doğruları sergileyeceği yönünde. Yani vasat bir performans göstereceklerini bekliyorum, küresel kısımda ise anlayabildiğim kadarı ile yine ne iyi ne de bir felaket senaryosu geçerli. Yıkımın şiddeti konusunda gerçekçi bir beklentinin şu anda ülkedeki herkes için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sizin satır aralarında bunun ipuçlarını verdiğinizi anlasam da sanırım meslekten olmayan benim gibi insanlar için biraz flu kalıyor. Falcılık yapmadığınızı biliyorum ama mevcut göstergeler ve muhtemel vasat yönetimle önümüzdeki seneye ait görüşünüzün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir yorum yapabilirseniz çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda arada bir yazıyorum zaten. Ben mevcut durumun 2019'da biraz daha bozulacağını tahmin ediyorum. İlk iki çeyrek tahminim büyümenin eksiye düşeceği yani ekonominin küçülme yaşayacağı yönünde. Bu konuda bir yazı yazacağım.

      Sil
    2. Çok iy olur Mahfi hocam teşekkürler. Enflasyon konusuna da mümkünse değinebilirseniz sevinirim, baz etkisi ile ikinci yarıda önemli bir düşüş beklemek mantıklı mıdır acaba, yoksa mevcut üfe tüfe farkı dolayısı ile bunu göremeyecek miyiz acaba?

      Sil
    3. 2019 daha kötü olacak diyor…
      Eksi büyüme olacak diyor..
      ekonomi kücülecek diyor..

      Bu konuda bir yazi yazacagim diyor..

      Biraz bekle daa..

      Sil
  65. Geçmişten günümüze, Türkiye'nin IMF ile yaptığı anlaşmaların listesini, uygulanışını, istatistiki ve siyasi-sosyal sonuçlarını araştırıp derleyen bir kitap, makale, yüksek lisans tezi vb. var mı Mahfi bey? Sizin haberdar olduklarınız varsa kaynakların isimlerini yazar mısınız?

    YanıtlaSil
  66. Hocam iyi günler diliyorum. Ben bir öğretmenim yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.Benim kapitalizmden anladığım istihdam yaratan büyümenin gerçekleşmesi için yaratılan her türlü çaba kısaca. Yaratılan katma değerin büyük kısmı istihdam yaratmazsa sıkıntılar olduğu için bunu söyledim.Bu durumda en önemli değer insanların hayatlarını mutlu yaşamaları için bir işte (kendilerini bir işi yarıyor) çalışmak için mücadele etmesi.Eğitim öğretim faaliyetleride nihayetinde bunun için diye düşünüyorum. Benim sistemin daha sağlıklı çalışması için bir önerim var hocam.Madem işin son noktası istihdam, her türlü harcama bunun için (iş için) neden bu kadar değerli olan bir şey satılmıyor.Şirketler(devletlerde dahil)iş pozisyonlarını belli miktarlarda ve vadelerde satabilir(bireysel emeklilik gibi) velilerin en önemli kaygısı çocukları için iş. Böylece veli çocuğunun ileride bir iş sahibi olup olmayacağı kaygısını yaşamaz çocuğun eğitimi daha kolay şekillenir devlet ile iş yaratan şirket iş birliği yapar atıl kadrolar meslekler oluşmaz çocuğun büyümedeki değişken tutumuna karşıda tedbir alınabilir iş pozisyonları borsada ikincil piyasada alınıp satılabilir böylece şirketler maliyetsiz(faizsiz) sürekli para akışına kavuşabilir uzun vadeli yatırımlarını daha iştahlı yapabilir.Böylece daha az kaygılı ve mutlu bir toplum yaratılabilir iş pozisyonlarını velilerin alacağını düşünüyorum hocam ne dersinsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapitalizmi tekrar yazan yurdum ögretmeni..

      Sil
  67. Hocam Türkiyede kambiyo rejiminin degisecegi konusunda önemli iddialar var. Bu mümkün olabilir mi? Bu konuda ne düsünüyorsunuz. Degisecegi konusunda belirtiler görüyormusunuz?

    YanıtlaSil
  68. Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar.

    Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğünü ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.

    Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...

    Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur...
    Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...

    İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek "sen bu halimize zenginlik mi diyorsun" der...

    Nintoku'nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar'ın aklından çıkmaz ve devlet politikası olur "Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir."

    Bugün Japonya borç/gsyih oranı açısından en kötü durumdaki ülkelerden biri olsa da cari fazla veren,enflasyonun ve faizin olmadığı üreten bir ülke konumundadır.Yani devleti fakir,özel sektörü ve halkı zengindir Japonya 'nın..

    İktidarımız, imparator Nintokuyu örnek almalıdır. Eğer iktidar devletin harcamalarını düşürmeyi başaramazsa, Özel sektör tamamen biter.

    O zaman faizi de indiremezsiniz kuru da kontrol edemezsiniz..

    Devlet küçülmelidir,harcamalarını azaltmalıdır. İşçi memur sayısını asgariye indirmelidir. Bu yapılırsa Özel sektör toparlanır. Özel sektör öncülüğünde,sanayi ve tarıma dayalı gerçekleştirilen büyüme , gerçek büyümedir.
    Borçlanarak yapılan büyüme balondur bir gün söner...

    Devlet, tasarruf yaparsa düze çıkarız. Aksi takdirde Yunanistan'a döneriz.

    Önümüzde 2 model var.
    Ya Japonya-Almanya modeliyle kalkınacağız ya da Yunanistan modeliyle batacağız...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi