Gelir - Harcama Zinciri Koparsa

Covid-19 virüsünün ekonomik yaşamda yarattığı en ciddi tehdidin gelir – harcama zincirinin kopması ve bunun sonucunda üretimin durması olduğunu görüyoruz. Bu zincirin kopmasının ne demek olduğunu bir örnekle anlatmaya çalışayım: Geceleri 300 kişi ağırlayan ve 50 kişi çalıştıran bir restoran düşünün. Bu restoran Covid-19 nedeniyle kapandığında neler olur? İlk ay büyük olasılıkla çalışanlarını işten çıkarmaz, ücretlerini verir, kirayı da öder. Ama kapalı olduğu için mal alımını durdurur. Bu restorana et, balık, sebze, salata malzemesi, meyve, ekmek, yağ, peynir, içki, alkolsüz içecek, su, çay, kahve, tatlı malzemesi, temizlik malzemesi satanlar satamaz olurlar. Restoranın elektrik, doğalgaz gibi tüketimi düşer. İkinci ay da kapalı kalırsa büyük olasılıkla çalışanlarının yarısını işten çıkarır. İşsiz kalan 25 kişinin harcamaları düşer. Talep o kadar azalır. Onun dışında ilk ay olanlar aynen tekrarlanır, kira ödenemeyebilir. Restoran üçüncü ay da kapalı kalırsa kalan 25 çalışanı da işten çıkarır. Talepte 25 kişinin daha az harcamasının yarattığı düşüş olur. Onun dışındakilerde ikinci ay olanlar aynen tekrarlanır. Bu kez restoran sahibi de birikimlerinin sonuna yaklaşınca onun da harcaması düşer. Bu süre uzarsa büyük olasılıkla restoranın geri dönüşü, yeniden açılması imkânı da kaybolur. Sonuçta bu işletme ekonomiden çekilmiş olur. Çekilen sadece o olmaz. Eğer yerine aynı çapta bir başkası açılmazsa bu restoranın yarattığı yukarıda değinilen ekonomi de yok olur. Çünkü ekonomide birinin harcaması bir başkasının geliri, onun harcaması da bir başkasının geliridir.

Buraya basitleştirmek amacıyla bir restoranı ele alarak açıkladığım örnek olayı ülke çapında binlerce restoran, kafe, mağaza, dükkân, AVM için düşünün. Bütün o iş yerlerine mal satanların mallarını satamadığını, satışlar düştüğü için onların da önce çalışanlarını işten çıkarmaya başladığını sonra da işlerini tasfiyeye girdiğini düşünün. İşte gelir – harcama zincirinin kopması böyle bir şeydir. Bu sorun bir ayda çözülürse söz konusu iş yerleri arasında az sayıda batış olur. Sorunun çözülmesi iki aya yayılırsa batan sayısı artar. Süre daha da uzarsa iş yerlerinin önemli bir bölümünü kaybederiz.

Bu aşamada olayın çözümü için devletin gelirini kaybedenlere vergi gelirlerini ve diğer gelirlerini kullanarak gelir enjeksiyonu yapması gerekir. Eğer bütçe açık veriyorsa o zaman borçlanmaya gidilir. Eğer borçlanma imkânı yoksa o zaman merkez bankasının yedek akçesi kullanılır. Eğer o da kullanılmışsa o zaman para basılır. Bir yandan da döviz ihtiyacını karşılamak için bu dönemde dış borçlanma zor olacağına göre IMF’den hızlı kredi desteği istenir. Bu destekler sağlanarak kapalı kaldığı için çalışanlarını çıkarmak aşamasına gelen iş yerlerinde bu çalışanların ücretleri devletçe ödenmek suretiyle işten çıkarılmaları önlenebilir. Söz konusu iş yerlerinin doğal gaz, su, elektrik, kira, emlak vergisi, sigorta gibi sabit giderleri devletçe ödenerek bu iş yerlerinin kapanmaları önlenebilir. Tarım kesiminde çiftçilerin bütün kredi borçlarından bu döneme isabet edenler devletçe üstlenilir ve çiftçiye üretime devam etmesi için ek maddi destek verilir. Bunlar yapılmazsa üretim elden gider, devlet de vergi toplayamaz duruma düşer. Bazıları bu tür desteklere değinirken yalnızca çalışanlardan söz ediyor ve iş verene değinmiyor. Oysa yukarıdaki restoran örneğinde olduğu gibi o iş yerleri olmazsa çalışanların çalışacağı ve gelir elde edeceği yer olmaz. O nedenle desteğin iki taraflı olması çok önemli.

Alman toplumunun en büyük ekonomik travması, Birinci Dünya Savaşından sonra para basarak yaşadıkları hiper enflasyondur. Almanya, bugün bu krizden çıkabilmek için bağlı oldukları Avrupa Merkez Bankasının trilyonlarca Euro basmasını destekliyorsa oturup iki kez düşünmek gerekir. 

Yorumlar

  1. Hocam yazınız için teşekkürler, bizler hem fikiriz ama sonuçta bir şey yapılmıyor, ne yapabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Uyarı ve dikkat çekmekten başka bireysel olarak yapılabilecek fazla bir şey yok.

      Sil
    2. Sevgili hocam. Bu ay maaş dağıtıyoruz fakat gelecek aylarda kısa ödenek için maaş, sdk ve vergi ile ilgili detaylı açıklama yok. Kim neyi ödeyecek kim neyi ödemiyecek.

      Sil
    3. Bir önerim var. Temelde yiyecek, Barınma, barınırken ısınma, elektrik ihtiyacı var. Birde iletişim için internet ve telefon. Bu hizmetleri veren şirketler zaten büyük şirketler üretimlerini garanti etmek için vatandaşa kesilen faturayı e-fatura olarak görünür durumda bunun üzerinden devlet ödeme yapsın.Tc kimlikleri ile satılırsa herkese eşit miktarda yada kotalı olarak erişimde sağlanabilir. Bunun dışında para ihtiyacı olmayacak gibi.Bu olgunlaşmamış bir fikir olabilir ama bir çözüm önerim olsun istedim.

      Sil
  2. Hocam CDS'ler 19 Martta 590, 26 Martta 435, 2 Nisan bugün tekrar 600. Özellikle neden düştüğünü anlamak mümkün değil bana göre çok büyük bir değişiklik, alınan bir aksiyon yoktu. Siz böylesine değişikliği anlamlandırabiliyor musunuz? Bu arada Almanya 23 yani bizim 1 haftalık değişimimizin 5'te 1'inden az.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tamamen piyasa algısıyla ilgili çünkü CDS primi de tıpkı döviz kuru gibi piyasada belirleniyor.

      Sil
    2. Hocam şuanki durum ve yapılması gerekenler bundan daha net ve yalın anlatılamazdı.teşekkürler.

      Sil
    3. Hocam şuanki durum ve yapılması gerekenler bundan daha net ve yalın anlatılamazdı.teşekkürler.

      Sil
  3. Hocam bankadaki mevduatlar vergilendirilebilir mi? Rusyadan off shore hesapları özelinde benzer açıklamalar geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergilendirilebilir ama yanlış olur. İnsanlar gelir elde ettiğinde onun vergisini ödüyor. Bu gelirden yaptığı tasarrufu bankaya koyarsa elde ettiği faiz gelirinin de vergisini ödüyor. Mevduattan vergi alınırsa bu sefer insanlar dolara dönüp parayı yastık altına çekerler ki bu da ekonomiyi batışa götürür.

      Sil
  4. Hocam, sizden aldığım hissiyat;umut her zaman var ancak alınan veya alınmayan aksiyonlar bizi en kötüye yada ona yakın bir yere doğru götürüyor.

    YanıtlaSil
  5. Elinize, yüreğinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  6. Sayın Eğilmez merhaba, iki sorum olacak.

    1) Bu salgın sürecinin sonunda 2009'da Yunistan'da yaşanan kadar derin bir krize girer miyiz?

    2) Kriz sürecindeki kıtlık yaşanır mı?

    Ben sürecin intiharlara sebep olacak kadar uzun ve derin olmasından korkuyorum.

    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1) Salgının ne kadar süreceğine ve bizim ne yapacağımıza bağlı. Bugünkü yaklaşımla devam edersek gireriz.
      2) Aynı şekilde ne yapacağımıza bağlı. Bu yazımda önerdiklerimi yaparsak yaşamayız, yapmazsak yaşayabiliriz.

      Sil
    2. O gunki Yunanistanla bugunki Turkiyenin hem avantaji hem dezavantaji parabirimiydi.
      Yunanistan kendi para birimini kullanamadigi icin kivrak proaktif hareket edemedi. Ama zamanla odevlerini yapmasinin ardindan da Euronun avantajini kullanabildi. En azindan enflasyon belasina musallat olmadi. Kendi parabirimini kullansaydi aktif kivrak hareket edebilirdi krizin baslarinda ama sonrasi malum Enflasyonla bogusurdu isterse kriz gecse bile.

      Bize gelince, Bizim kendi parabirimimizi kullanmamiz boylesi krizlerde bize avantaj sagliyor kur bizim yapamadigimizi yaparak onlem aliyor bizi diri tutuyor hatta uyariyor krize karsi amortisor islevini goruyor. Hatta kendi paramizi kullanmamiz para basarak sureci daha konforlu atlatma imkani sunuyor.Amma bunun dezavantaji ise krizler bitmeye yakin bittikten sonra gorulur o da enflasyondur. Hos boylesi krizlerden sonra Enflasyonun da olmasi iyidir en azindan Issizligin azalmasina uretim dinamiklerinin hareketli olmasina yardimci bile olur. Ancak orta ve uzun vadede ise fiyat istikrari diye bir sey kalmaz enflasyon yapisip kalir.Enflasyonla ulke ekonomisi akraba olur

      Sil
    3. Cevaplar için teşekkür ederim.

      Umarım bir gün bu ülkede dalkavuk bürokratları ve sırtını devlete dayamış tembel sermaye sahiplerini yerinden edebiliriz.

      Saygılar.

      Sil
  7. siz sanayi toplumunun temsilcisinden, esnaf toplumu yöneticilerine bir fikir, bir mesaj olsun..

    YanıtlaSil
  8. Elinize saglik Mahfi Hocam. Kucuk bir yorumum olacak: et, balık, sebze, salata malzemesi, meyve, ekmek, yağ, peynir, içki, alkolsüz içecek, su, çay, kahve bu tip sektorlerde ciddi daralma yerine restorandan evde tuketime kayma denilebilir mi? En nihayetinde insanlar yemek yiyecektir ama restoran yerine evde? Gelir dususunden tabi miktar ve kalite azalacaktir muhakkak. Tabi buyuk resimde dediginiz kesinlikle degismeyecektir maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu dediğiniz katkı, kaybın yüzde 15 - 20'sini karşılar muhtemelen ama % 80'i kalır.

      Sil
  9. Sayın Eğilmez,
    Sanırım Almanya'daki hiperenflasyon Birinci Dünya Savaşından sonra olacaktı.

    YanıtlaSil
  10. Tanı konmuş,reçete yazılmış fakat eczanede ilaç yok!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ilaç da var ama eczane çalışanı en üst rafa uzanmaya tembellik ediyor ve alt raflardan benzer ilaçlara bakıyor.

      Sil
    2. Çünkü bu eczacı; gelen hastaların,kullanacakları ilacın etkilerini veya yan etkilerini araştırmak gibi bir kaygısı olmadığını biliyor.

      Ayrıca üst raflarda var dediğiniz ilaçlar,ölümü gösterip sıtmaya razı eden türden.Sanırım iyi bir tablo çizmek için içimdeki 'Ricardo'yu öldürmem gerekiyor.

      Sil
    3. Eczacinin diplomasi da sahte zaten.

      Sil
  11. Hocam elinize,emeğinize sağlık.
    Durumu çok basit bir örnekle açıklamışsınız, durumu bu kadar basit bir örnekle açıklamasaydınız bile üstünde düşünebilen herkes, hayatında markete gidip alışveriş yapmış ve marketin mal alımına şahit olmuş bir insan bile bu denklemi kurabilir belki de.
    Benim bir türlü idrak edemediğim şey, devlet üstüne düşeni neden yapmıyor? Yapması gereken hamleyi bilmiyor olamaz, imkansız. Bu konuda lütfen aklıma takılan birkaç soruyu size yönelteyim.

    İnsanları bankalara mı yönlendirmek istiyorlar, "yardım yok, kredi veriyoruz" mu demek istiyorlar?
    Kasada paraları yok para basmaktan da kaçınıyorlar mı?


    İki ihtimal görüyordunuz ya para basma ya IMF başvurusu olarak, girişilen bağış girişimi bu iki ihtimalin yerine geçebilecek bir üçüncü seçenek olabilir mi?


    Bir de hocam, biliyorsunuz kriz nedediyle insanlar teknolojik aletlerden ve çoğu harcamalarından kaçınıyorlar, uzun süreli bir kriz tarım ürünlerini teknolojik ürünlerden çok daha değerli hale getirebilir mi?
    Fizyokratların iddiasının yaşandığı bir devire girebilir miyiz?
    Bu konuda son zamanlarda zor günler geçiren tarım üreticilerine ve tarım üretimine destek verilmeli midir?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin gibi ne yapılmak istendiğini anlamış değilim.
      Bağış olarak bildiğim kadarıyla toplanan tutar 550 milyon lira. Diyelim ki 1 milyar TL oldu ya da rekor kırıldı 2 milyar TL oldu. Bizim ekonominin büyüklüğü yaklaşık 4,8 trilyon lira. Bu krizi atlatmak için bunun yüzde 15'ine ihtiyaç olsa 48 milyar TL'ye ihtiyaç olacak demektir. Sizce bu kadar bağış toplanabilir mi? Ki bence % 1 yeterli olmaz. En az % 2,5 yani 120 milyar TL'ye gereksinim olacak.
      Kesinlikle gıda vs dışında daha büyük fiyat artışları olacak. Çünkü talep çok düştü. Oralarda batışlar olabilir.

      Sil
    2. Katılıyorum hocam, sizin de görüşlerinizi almak istedim. Okunmaya ve cevap vermeye değer gördüğünüz için teşekkür ederim.

      Bu arada;
      "Bu krizi atlatmak için bunun yüzde 15'ine ihtiyaç olsa 48 milyar TL'ye ihtiyaç olacak demektir."
      Düz hesap için sanırım %10 aldınız hocam,480 yerine de 48 yazmışsınız bir 0 eksik sanırsam.
      Yanlış anlamayın belki başka okuyan bir arkadaşın kafası karışabilir diye not düşmek istedim,haddim olmayarak.

      Sil
    3. % 1 demek istemiş.

      Sil
    4. Evet ben de farklı bir çözüm getirmeye çalışmışım halbuki %15 yerine %1 gelecekmiş öyle metin daha anlamlı oluyor :) Teşekkürler
      Sadece dikkat çekmek istemiştim kafası karışan arkadaşlar olur diye hocamıza ayıp olmamıştır umarım.

      Sil
    5. Bana da yüzde 1 geldi. En başta ben de afalladım ama arkadaşın dediği yüzde 1 doğru olan

      Sil
    6. Bana da %1 gibi geldi. Ben de ilk gördüğüm de afalladım ama arkadaşın dediği gibi %1 olacak.

      Sil
  12. Hocam IMF yi karıştırmadan bizbize yetemez miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar basabilsek yeteriz.

      Sil
    2. Dolar basamadığımza göre türk parasını dolara sabitlesek nasıl olur.......

      Sil
    3. Hocam FED basıyor ve dağıtıyor. Bize nasıl etkisi olur.

      Sil
  13. Ah Mahfi bey, bu para basma işi şahlanmış ekonomimizde yüksek enflasyona sebep olur. Sonra "aldığımız tedbirlerle, dış mihrakların saldırmasıyla oluşan enflasyon canavarını yendik." diyemezler, bu durumda diyebileceklerini sanıyor gafiller...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ay sonra keşke enflasyona razı olsaydık denebilir.

      Sil
  14. Hocam elinize sağlık. Bununla bağlantılı bir soru sormak istiyorum ; devletin kasası boş,yardım edemiyor gibi söylemler var. Biz tüik, tcmb, hazine bakanlığı verilerinden bu paranın olup olmadığını anlayamıyor muyuz? yoksa oradaki rakamlara mı güvenmiyoruz? teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütçe açık veriyorsa devletin geliri giderine yetmiyor demektir. Ki resmi verilere göre bütçe açık veriyor. Bu, normal zamanlarda da öyleydi. Bu açığı içeriden ve dışarıdan borçlanarak karşılıyordu Devlet. Şimdi o imkanlar da azaldı onun için para basmayı ve imf'ye gitmeyi savunuyoruz.

      Sil
  15. Sayın Mahfi Eğilmez, verdiğiniz güzel örnekle ekonominin çıkmazını gözler önüne sermişsiniz. Her ülke öncelikle tarım olmak üzere , üretime ağırlık vermelidir. Nüfus artışı kesinlikle önlenmelidir. Devletin sanayide ve stratejik alanlardaki rolü ağırlıklı olmalıdır. DPT acilen deveye girmelidir. Köy Enstitüleri tekrar açılmalı ve köylüyü yönlendirmelidir. Enerji başta olmak üzere ülke her konuda yerli malı üretimi ile ayakları üzerinde kalabilmelidir. TBMM nin yönetimde ve karar almadaki rolü arttırılmalıdır. Acil olarak ya para basılmalı ve de IMF desteği sağlanmalıdır. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  16. zenginlerimizin pamuk elleri ceplerinde değil, klavyelerde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zenginden para toplayarak 15 gün idare edersiniz. Sonrasında onlar da vergimizi silin bağış yapalım derler.

      Sil
    2. öncelikle devletimizin tasarruf konuşması lazım. nerede ne kadar tasarruf yapılacak, sonrasında istenen bağışlar nerede nasıl kullanılacak? mesele garanti ödeme taahhütlü otoban ve köprülere mi gidecek o paralar? ondan sonra insanlar elinden geleni yapar

      Sil
  17. Akıl bunu söylüyor. Sayın iktidarımız ise muhtemelen şu aralar corona'dan ölenleri umrevi şehit, cumai şehit, havai şehit, seferi şehit, sıhhi şehit gibi sınıflayıp bunların kendi partileri ile yakınlık derecelerini belirliyor ve ailelerine 300-500 TL para enjekte etmeyi plânlıyordur. Ne de olsa millete IBAN verildi, pamuk eller cebe...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklın bunu söylüyorsa siyasete gir bir şeyleri düzelt madem de seni o zaman görelim.Klavye başında delikanlılık kolay.Aklina güveniyorsan sahaya in. Şu zor günlerde bile ancak karalama kampanyası yaparsınız.Bu zihniyetten de bundan bir adım ilerisi beklenemezdi zaten.

      Sil
    2. Hocam, benim de küçük bir şirketim var. Şu anda gelir sıfır. Mart sonu-Nisan başı kira, SGK primi, maaş v.s. ödemelerini bu işler için ayırdığım işletme sermayesinden yaptım. Devletten gördüğüm tek destek Mart ayında yapmam gereken KDV'nin Nisan'ın 24'üne ertelenmesi. Kısa çalışma ödeneği için başvurduk ama söylenen, bizim sektörün dahil olup olmadığının halâ belli olmadığı. Bu ay muhtasar var, ne olacağı belli değil. Almanya, Belçika gibi insana değer veren ülkelere bakıp gıpta etmekten başka yapacak bir şey yok. Sizin de söylediğiniz gibi 2-3 ay cepten idare ederiz de sonra ne olur ben de bilmiyorum.

      Bu halk akıldan-bilimden uzak ortaçağ kafasının nelere yol açtığını bu kez de görmezse bir daha görmez herhalde. Her şerden bir hayır çıkar derler, bu şerden de umarım böyle bir hayır çıkar...

      Sil
    3. Adsız 13:17

      Hacı, klavye başında delikanlılık yapmıyoruz, sahadayız zaten. Sadece steril odalarda kamera arkasından delikanlılık yapanların sahaya inip en azından Almanya, Belçika gibi ülkelerin yaptıklarını yapmalarını bekliyoruz. Yıllardır tıkır tıkır ödediğimiz vergilerin hiç olmazsa iki üç ay Ensar, Türgev v.s. için değil bizler için harcanmasını istiyoruz. Bak, Avrupa'da adamlar ne yapıyorlar: Bütün işletmelere form gönderip 2019 yılının Mart-Nisan-Mayıs cirolarını istemişler, aynı miktarı da 2-3 gün içinde hepsinin hesaplarına yatırmışlar. Bu, küçük işletmeler için yaptıkları. Orta-büyük işletmeler için ise milyarlarca euroluk destek paketleri açıkladılar. Hani bizi kıskanmaktan çatlayan ülkeler vardı ya, işte onlar bunları yapıyorlar. Biz ise zekatları öne çekip yardım bekleyen halktan bağış isteyerek müthiş çözümler üretiyoruz.

      Bırakın şu partizanlığı artık da gerçek dünyaya dönün. Gerçeklerle yüzleşmeniz için daha ne gerekecek bilemiyorum.

      Sil
    4. Sizin sektör hangisi Mahdut Bey?

      Sil
    5. Adsız 16:07

      Hangi sektör olduğunun sizce bir önemi var mı? Devlet olağanüstü koşullarda işletmelere bir imkân sağlayacaksa ya hepsine sağlar, ya hiç birine sağlamaz. Şunu da belirteyim, çeşitli sektörlerden pek çok firmanın benzer cevaplar aldıklarını biliyorum. Zannedersiniz ki muazzam olanaklar sağlayacaklar. Kabul edilirse, 3 ay boyunca çalışan çıkartmamak koşulu ile maaşların bir bölümünü ödeyip SGK primlerini de erteliyorlar. Yani Suriyelilere 40 milyar dolar harcadığını, gerekirse bir 40 milyar daha harcayacağını övünerek anlatan devletin kendi işletmelerine sağladığı destek bu.

      Sil
  18. Mahfi hocam iyi güler,
    yazılarınızı büyük bir şevkle takip ediyorum.Bir düzeltme yapmak isterim müsaadenizle Almanya 1. dünya savaşından sonra girmişti hipertansiyona. syg

    YanıtlaSil
  19. Hocam döviz ihtiyacını karşılamak için yerleşiklerin satışa geçmesi yeterli olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olmaz. Önümüzdeki bir yılda vadesi gelen, yenilenmesi gereken dış yükümlülük tutarı 170 milyar dolar.

      Sil
    2. Bu 170 milyarın zaten ödenme ihtimali yok. Bu borcu yeni borç ile takla attırmalıyız. Temelde 2 Sorun var. 1- Yeni borcun faizi ne olacak? %8 ve üzeri olacağı kesin. Bu faizin ödenmesi mümkün görünmüyor. 2- Bir kısım borçlu ödemiyorum ne yapıyorsanız yapın noktasına gelebilir. Büyük bir firma batarsa yanında onlarca küçüğü de götürür.

      Sil
    3. Haklısınız da artık yeni borç almak da kolay değil, yani takla attırmak da çok pahalı.

      Sil
  20. Okan Aladağ2 Nisan 2020 12:29

    Merhaba hocam kaleminize sağlık. Buradaki yazılarınız için teşekkür ederiz.

    1.Öncelikle böyle bir durumda devlet devreye girip üreticinin satamadığını alarak yada özel sektördeki giderleri (maaş,kira vb.) üstlenmiyormu iki ay sektörü fonlamaya gücü yok mu devletin.

    2.Abd de 2008 den beri vadesinde gelen borçların ödenmesi için tekrar borçlanma yoluyla ödeniyor. 2008 den sonra Şirket sermaye yapıları borç oranı özkaynağa göre çok yüksek 2008 deki QE nin sonuçları . şimdi fed in bu kadar büyük likidite sağlaması özel sektörün kolay borçlanmasını sağladı, hocam peki fed bilanço küçültmek istese nasıl yapacak bilanço küçültmez ise sürekli borç vermek zorunda olacak özel sektörü ponziye çevirmezmi yani 10 yıl sonra tekrar finansal kriz yaratmazmı?

    3.hocam son olarak bizim vdmk lar abdnin cdo ları ile benzermi bu vdmk lar risklere göre sınıflandırılmış mı yoksa tek paket mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      1) Bütçe zaten açık veriyor. Kimsenin giderleri kısmaya da niyeti görünmüyor. Bu durumda devletin yapabileceği şeyleri yukarıda sıraladım.
      2) Aslında Fed'in programı bozulmasa vadesi geldiğinde aldığı tahvilleri hazineye verecek parasını alıp o parayı sterilize edecekti ama devreye Covid-19 girince işler karıştı.
      3) Benzemeye benzer de risk sınıflandırması var mı onu bilmiyorum.

      Sil
    2. Okan Aladağ2 Nisan 2020 13:25

      Hocam diğer ülkelerin paketleri ile bizimkinin arasında dağlar kadar fark var. İhtiyat akçeleri bugünler içinmiş umarım birdaha dokunmazlar hükümetin yanlış politikalarının sonuçları böyle günlerde gösterdi kendisini. Fed dende yararlanamıyoruz. Tüm kapılar kapalı hükümete yazdığınız mektup dikkate alınmalı artık.

      Sil
  21. Almanya birinci dünya savaşından sonra hiperenflasyon yaşadı. Hitlerin iktidara gelmesini sağlayan en önemli faktördü.

    YanıtlaSil
  22. Hocam yazınız çok güzel. Ufak bir hata var galiba; Almanya 2. değil 1. Dünya Savaşı sonrasında para basıp hiperenflasyon yarattı.

    YanıtlaSil
  23. COVID-19 vb. büyük salgınlar nedeniyle insanlar, gerçek gereksinimlerinin ayırdına varabilirse, üretim-tüketim dizisi değişebilir ve daha gerçekçi ekonomik ilişkiler ortaya çıkar.

    YanıtlaSil
  24. Hocam önceki yazılarınızda para basılmasını öneriyordunuz ama bu yazınızdan anladım ki artık para basılmasından yana değilsiniz.

    YanıtlaSil
  25. Hocam elinize sağlık,

    Tahvil faizlerinin değişmesi ile ilgili bir şey sormak istiyorum. Tahvil faizleri yükseldi veya indi derken var olan bir tahvilin fiyatının değişmesi sonucu faiz getirisinin artması mı kastediliyor? Yani daha önceden ihraç edilmiş sabit faiz getirili tahviller midir bu bahsedilen?

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  26. Merhaba hocam, para basıp dağıtmayı zenginden alıp fakire vermek olarak algılayabilir miyiz? Eğer böyle algılayabilirsek bu hükümet mecbur kalmadan para basmaz. Zengine bir şey olacak diye ödü patlar. Bu durumda para basmadan önce muhtemelen yükü biraz daha vatandaşa yıkmak için önce kamu çalışanlarından kesinti yapmaya başlayacaklarını düşünüyorum, para basmaya karar verdiklerinde de iş işten geçmiş olacak. Şimdiye kadar aklın, bilimin yolunu izlediklerini görmedim, olabilecek en kötü senaryoyla karşılaşacağımıza emin gibiyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para basıp dağıtmak aslında geleceğin parasını bugün kullanmak. Kimseden alınmıyor.

      Sil
  27. Türkiye virüs bulaşma hızında dünyada 1. Şu an her 3 günde bir vaka sayısı iki katına çıkıyor. Aynen devam edersek matematiksel olarak, en kötü senaryo:

    1 Nisan akşamı yaklaşık 15,000 vaka 250 vefat ise

    5 Nisan 30,000 vaka 500 vefat

    8 Nisan 60,000 vaka 1000 vefati
    .......
    Bu şekilde ay sonunda teroik olarak 1 milyon vaka ve 20,000 vefat aşağı yukarı görülebilir.Vakalar da bulaşmadan sonra 15 gün içinde ortaya çıkabildiğne göre. Sanırım en kötüsü zaten gelmiş durumda. Bir de ekonomi vurmasa . Umarım yazdıklarınızı ivedilikle hayat geçirirler.

    YanıtlaSil
  28. Mahfi Bey çok alakasız olacak ama ben de blog açmayı planlıyorum,felsefe içerikli yazılar yazmak için.
    sizin sayfanız bloggerdan mı açılmış yoksa domain mi satın aldınız?

    YanıtlaSil
  29. Hocam mala anlatır gibi anlatmışsınız teşekkürler, biz aydınlandık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, sevgiler

      Sil
    2. Malı geçtim, hoca bilal e anlatır gibi bile anlatsa, anlaması gerekenin seviyesi yetmiyor.

      Sil
  30. Hocam merhaba çok takdir ettiğim bir insansınız öncelikle yazılarınız için çok teşekkür ediyorum. Size bir soru sormak istiyorum biz sanayide küçük bir işletmeyiz daha önce 2000 krizinde maalesef kepenk kapatıp batmıştık yine o tip bir kriz mi bekliyor çok tedirginiz şimdiden teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Umarım öyle olmaz ama gidiş iyi değil.

      Sil
  31. Hocam,elbetteki ekonomi insanidir. Lakin bunun bir ilerisi ise once hırsızlık ve kanunsuzluklarin artması, akabinde de sosyal patlamaların olması beklenebilir,Işler kontrolden çıkar bu asamalara gelinirse ağır aksak yürüyen adalet ve hukuk sistemimiz sonra da emekleyen demokrasimiz çöker.
    Suyun başında iken önlem alıp tarlamizi sek basmasını engeleyebilmeliyz. Saygilarimla

    YanıtlaSil
  32. Üretimin durmaması için yatakhaneli, izole fabrikalar olabilir sanki. "20 gün çalış, burada yat, ye, iç, 10 gün evine git" gibi. belki de virüsten sonra karşılaşacağımız ekonomik buhran sonrası, işçi kesimi daha sert iş koşullarını kabul etmek zorunda kalacak. Adına fedakarlık denecek. Aileler parçalanacak; belki de yüz binlerce işçi, sadece karın tokluğuna şehir değiştirerek bu fabrikalarda, üretim tesislerinde çalışacak. Belli temel ihtiyaçları ve maddeleri üreten şirketler kamulaştırılacak. Hiperenflasyon riski de görüyorum. Bunları sihirli ve depresif bir cam küreye bakarak gördüm, yanlış anlamayın :) ama genç, daha yeni iş hayatına atılmış biri olarak bunları görüyorum. birikimi olmayan, ailesinin durumu da ancak kendine yeten milyonlarca insan; belki de tersine göç dalgasıyla köylerine dönecek. Umarım interneti, tarımı daha sürdürülebilir ve daha yeşil kılmak için kullanırız. Umarım teknolojiden, belki de daha "slow", daha yavaş kentlere dönüşmek için yararlanırız.

    YanıtlaSil
  33. Hocam selamlar, yaziniz icin tesekkurler. IMF den neden COVID savasi adi altinda para alinmadi? Neden para basilmiyor? basilirsa dovizin firlayip ozel sektorun borcunu odeyemeyeceginen mi korkuluyor? Kaynak bulunamassa olacagi bu degil mi zaten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç bilmiyorum. Aynı soruları ben de soruyorum.

      Sil
    2. Hocam sabit kura geçme ihtimali var mı?! Bugünkü şartlarda bu mümkün mü?! (Dış borç vs)

      Sil
  34. Hocam farzedelim ki bir sebeple para basmak istemiyorlar, bu sebep ne olabilir?
    Saygılar
    Murat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten basmış olabilirler ve daha fazla basmak istemiyor olabilirler.

      Sil
    2. Hocam bu dediğiniz emisyon hacminden anlaşılmaz mıydı?

      Sil
    3. Hocam selamlar. Sizi takip ediyor ve fikirlerinize deger veriyorum..bir sorum olacak.para basmak devlet sırrı mıdır?Ayrıca basıldığı Anlaşılamaz mı?
      Teşekkürler.

      Sil
  35. Hocam merhaba,

    Hizmet sektörünün dünya genelinde bir balon oluşturduğunu ve ekonomileri hassas hale getirdiği görüşüne katılır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece hizmet sektörü değil, başka sektörler de var. İnşaat sektörü gibi.

      Sil
  36. hocam benim bir sorum ve varsayımım var. Milletimizin banka hesaplarında milyarlarca dövizi ve altını var. Hocam bu dövizlerin bir karşılığı varmı? yada herkes çiftlikbanka para yatırır gibi bir para mı yatırıyoruz. size saçma gelebilir ama sonuçta ne dövizi nede fiziki altını göremiyoruz.
    varsayımım ise insanlar derin bir buhrana girince devletimizin bu bu hesaplardaki parayı fizikiye çevirebilme gücü olamayacak gibi geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir bankasında yatırdığınız para, döviz ya da altın hesapta durmaz. Durursa banka topladığı paralara faizi nasıl verebilir? O paralar kredi olarak dağıtılmış durumdadır. Paranız bankada duruyorsa asıl tehlike o zaman var demektir. Banka para kazanamıyor, sıkıntıya giriyor demektir.

      Sil
  37. hocam selamlar.
    Varlik piyasasi ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Canlanma donemlerinde tahvil talebi ve arz artisinin cok mantikli aciklamalari var ( ornegin tahvil talebinin servet artisi, tahvil arzinin da firmalarin bekledigi karliliklarinin artmasi uzerinden) hatta daralma donemlerinde de tahvil arz artisinin da (ornegin borclanma istegi) mantikli aciklamasi var fakat daralma donemlerinde tahvil talebi neden artar hic bir aciklama bana mantikli gelmiyor ( ornegin harcamalar azalacagindan bireyler paralarini tahvile yatirirlar) hali hazirda bizim gibi ulkelerde bireyler tuketim duzlestirmesi bile yapamazken olmayan gelirleriyle nasil tahvil talebini arttirabilirler ki ? Yardimci olursaniz cok sevirinim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizler düştüğü için artar. Diyelim ki 100 TL'lik bir tahvili 90 TL'ye aldınız. Bu durumda sizin yılsonunda elinize geçecek faiz miktarı yaklaşık 10 TL olur. Şimdi yeni tahvillerin daha düşük faizle çıktığını düşünelim. 100 TL'lik tahvil 93 TL'ye alınıyor olsun. Bu durumda faiziniz yaklaşık 7 TL olur. Bu durumda 90 TL'lik tahvile talep artar.

      Sil
  38. Merhabalar
    Eğitim ve sağlığın yarı kamusal mal yerine tam kamusal mal kabul edilip tamamen devlet eliyle görüldüğü,diğer tüm alanlarda serbest piyasa ekonomisi uygulayan bir ülke şu an var mı? Eğitim ve sağlığın üzerinden kâr edilen unsurlar olmaması gerekir teoride. Cevap verirseniz teşekkürler.

    YanıtlaSil
  39. Hocam kaleminize saglık .Karar alanların durumun ciddiyetinin farkında olduklarını ve gercekten ne yapmak istediklerini anlamıyorum.Herkes kendi basının caresine bakmak zorunda kalacak gibi gözüküyor.Sonrasını artık düsünmek istemiyorum saygılar.

    YanıtlaSil
  40. Sizin bir önceki yazınıza görüş olarak yazdıklarımı açıklayan bir yazı olmuş bu yazınız. Teşekkür ediyorum.

    Bir çok siyasetçinin ve STK önderinin bilinçsizce ve bir karşı önlem getirmeksizin ortaya attığı 'İşten çıkartmalar yasaklansın' söylemine bir yanıt olmuş bu yazınız.

    http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/ekonomik-daralmay-minimum-duzeyde.html?showComment=1585259299691#c5004925165970073226

    Benim yukarıya linkini koyduğum görüşümde bir restorandan daha fazla emek yoğun bir iş yerinden bahsettiğimi belirtmek istiyorum. İktidar bağış kampanyası gibi palyatif tedbirlerle bu işi çözebileceğini zannediyor.

    Durum 3. Dünya savaşı şartlarından bile daha kötü bana kalırsa. Çünkü bu pandemi işi bir kaç ay içinde çözülemeyecek bana göre. Yani şu anda yaşadığımız sorunlar hiç bir şey değil. Şimdiki sorunlar sağlık ve ekonomi gibi ama bu iş ne kadar uzarsa o kadar ağır sosyal sorunlar baş göstermeye başlayacak.

    Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, paylaşım için sağ olun.

      Sil
    2. Selam o yazınıza yorum olarak çalışanları çıkartsın demiştim.
      Hala çalışanları işte tutuyor mu?
      İşte tuttuğu her gün onun için geri dönülemez zarardır.

      Sil
    3. Bugün saat 22:00-23:00 gibi telefonla konuşabileceğim. Soracağım kendisine.

      Gerçi çalışanlarından bir kısmı 20 yıldan uzun bir süredir beraber çalıştığı kişiler.

      Sil
    4. iki ay daha dayanabileceğini söyledi. Ama daha fazla dayanamazmış ve çıkarma işlemi yapmak zorunda kalacakmış.

      Sil
  41. Sayın Eğilmez,
    Teşekkürler çok güzel bir yazı.Ama şu bir gerçek ki, ekonomi bürokrasisi bahsettiğiniz hususları yapmaya pek yanaşmıyor.Sebep olarak ta, Sn Cumhurbaşkanı üretimin duracağından bahsediyor.Ama şu anda üretim tam olarak durmasa da gıda dışında zaten durmuş değil mi? İşveren ve vatandaşın gelirini artırma anlamında bankalardan kredi verilmesi yoluna gidiliyor.Sizce bu ne derece faydalı olabilir ki ? Hükümetin bu tutumu dikkate alınarak sizce Merkez Bankası Nisan'da faiz indirimine gidebilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de teşekkür ederim.
      MB'nin ne yapacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Yaptıklarını anlayamıyorum.

      Sil
  42. Eğer rasyonel bir şekilde düşünülürse; şu ortamda kimsenin lüks harcama ihtiyacı olmayacak. Çünkü her yer kapalı; kişi istese de harcayamaz ve zaten şu ortamda harcamamalı. Aynen Moslow' un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki gibi insanların yiyecek ve barınmaya ihtiyacı var şu durumda. İnsanlar işsiz kalacak ve bu işsiz kalan insanlara sadece gıda alacak yardımın yapılması yeterli olmalıdır. Bunun için para basmaya gerek kalmayabilir ve bu durum enflasyonu da ileride yükseltmez. Dükkan, ofis ve ev kiraları da işten çıkarılanlar için bir süreliğine iptal edilmelidir; çünkü o zaman da ev sahiplerinin bu ekstra gelire ihtiyacı olmayacaktır. Eğer ki mal sahiplerinin tek geçim kaynağı bu kiralarsa o zaman da ilk söylediğim devreye girip, devlet yemek ihtiyaçlarının karşılayacağı kadar yardım yapmalıdır. Bu saydıklarımda kişilerin gelir durumunun düzgün tespiti ve işsiz kalıp kalmadığının anlaşılması oldukça önemlidir. Bu varsayımları da "sosyal devlet" i anahtar kelime alarak yapıyorum. Yani fertlerin bazı temel ihtiyaçları; sağlık ve güvenlik gibi devlet tarafından karşılanmalı ve fertler bunları düşünüp endişelenmemelidir. Elbetteki bu varsayımımda bazı hatalar muhakkak var ama böyle bir modeli temel alıp bunun etrafında kısa süreli bir sistem oluşturmak sizce işe yarar mı bu durumun/sürecin 5 ayı geçmeyeceği düşünüldüğünde?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devletin böyle bir imkânı yok. Para basmak dışında. Bir de aşırı harcamaları derhal kesmek dışında.

      Sil
  43. Teşekkürler Hocam. Bir de bu restoran yeni mal almasından öte, tedarikçilerine mevcut borcunu ödemez, onlar da batarlar (Restorana et, balık, sebze, salata malzemesi, meyve, ekmek, yağ, peynir, içki, alkolsüz içecek, su, çay, kahve, tatlı malzemesi, temizlik malzemesi satanlar)

    YanıtlaSil
  44. Hocam fed banka kaldıraçlarını geçici olarak gevşetti tcmb teminatı yetmiyordu şimdi fed in repo kanalından yararlanabilecekmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok düşük miktarda yararlanma imkanı var.

      Sil
  45. Saygıdeğer Hocam, bu yazdığınız senaryonun iç ekonomik boyutu. Yaşananlar sonrası varolan merkantilist eğilimler uygulamaya geçerse ya da diğer ülkelerde yaşanan gelir kayıplarının ihracatımızda meydana getireceği gerilemenin etkilerini de örneğinize ilave edersek etkinin boyutu daha yakıcı olmaz mı? Bir de bunun küresel ölçekte diğer ülkeler üzerinde de benzer sonuçlar üreteceğini varsayarsak uluslararası ekonomi bağlamında da bir gelir-harcama kopukluğu olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Kadir bey, dünya pazarlarında sizin yazdığınız gibi bir daralma olacak. Bu daralma içindeki fırsat, ülkelerin ürün-tedarik zinciklerinde gruplaşması. Türkiye için dış ilişkiler o gruplara giriş için önemli olur.

      AB özelinde, stratejik büyük yatırımlar doğu ab ülkelerine ve birliğin güçlendirilmesine gider.

      Hükümetin sürekli yaklaşırım dediği, Rusya ve Çin özelinde, o iki ülkenin kimseye verebilecek ekonomik bir imkanı yok, kelin ilacı olsa kendi başına sürer durumunda onlar.

      Mevcut hükümet yapısı ile türkiye askeri destek dışında o gruplara giremez.

      Dünyanın değişik yerlerinde küçük çatışmalar olursa, o bölgelere müdahale için Türkiye'ye Nato içinde işbirliği fırsatı sunar.

      Sil
  46. Neden IMF'ye gidilmediğini anlamak için Tayyip Erdoğan'ın ruh haline bakmak lazım. Cumhurbaşkanı zamanında IMF bizden borç istedinin reklamını tepe tepe yaptığı için şimdi IMF'den borç istemeyi gururuna yediremiyor. Para basma işlemine ise İşsizlik Fonu tahvillerini alarak başladılar. Çok döviz lazım olursa diğer ülke Merkez Bankaları ile swap anlaşmaları devreye girer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ruhu mu kalmış, kim ne derse o yöne gidiyor.

      Sil
    2. IMF'e gidilmemesinin sebebi çok basit: Şeffaflık. IMF parayı verdiğinde nereye-nasıl harcanacağını bilmek, hatta sıkı sıkıya kontrol etmek ister. Edemezse de parayı vermez, bu kadar basit. O zaman ne sosyal yardım adı altında seçmenlerinize para dağıtabilirsiniz, ne yandaşlara milyarlar aktarabilirsiniz, ne ilgili-ilgisiz binbir cemaati-vakfı besleyebilirsiniz ne de Afrika'da, Asya'da halifecilik oynayabilirsiniz. Yeni yeni saraylar kuramayacağınız gibi kurduğunuz saraylarda ejder meyveli smoothie'ler de içemezsiniz.

      Bu işin gururla falan ilgisi yok yani. Sürdürülmesi mümkün olmayan bir israf düzenini biraz daha, en azından ilk seçime kadar sürükleyebilmek için bile bile oynanan lades. Bu düzeni sürdürebilmek için tefeci faizi ödemeye bile razılar ama CDS primlerinden de anlaşıldığı kadarı ile artık o faizle bile borç veren kalmadı, bütün sorun burada.

      Sil
  47. Hocam yazılarınıza ara vermiştiniz, bu dönemlerde güvenilir bir kaynaktan bilgi almak adına daha sık yazarsanız bizleri ziyadesiyle memnun edersiniz. Aslında herkes ekonomide gelinen noktanın farkında ama birçok kişi gerçeği itiraf etmekten, uzun zamandır süren rüyasından uyandırılmak istemiyor bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazılarıma hiç ara vermedim aslında ama ilginize teşekkür ederim.
      Haklısınız herkes gerçekten kaçıyor. Öyle olunca da sorun büyüyor.

      Sil
  48. Özür dileyerek eczane sahibi mi çalışanı mı hocam çok belirsiz değil mi sizce de gayriresmi yorumlarımız...

    YanıtlaSil
  49. işin ucu gelip imf'den kredi almaya geliyor:) her grip sezonunda dünyada hemen hemen benzer rakamlarda insan grip oluyor hastaneye yatıyor tedavi oluyor ve maalesef ölüyor. cdc'nin ve who'nun 10 senelik verilerine girince bunlar görülüyor. hatta her sene vefat edenlerin %80'i 65 yaş üstü insanlar. ee bu corona'da ne oldu peki? ne yapılmak isteniyor? ister komplo teorisi diyin ister haklısın. rakamlar ortada.

    YanıtlaSil
  50. Hükümet baktı ki olacak gibi değil, IMF'ye gidecektir ve seçmenine ''Asla ımf'ye gitmezdik ama ortada covit19 gibi bir mücbir sebep var o nedenle gittik, halkım beni affetsin!'' diyecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer verilerimiz sağlamsa ve güveniyorsak IMF'ye gidilebilir.

      Sil
  51. Sayın Eğilmez, yazınız için teşekkürler. Gidişatımızın iyi olmadığı ve Yönetimimizin, Hükumetimizin gerekli önlemleri almadığı aşikar. İleride , krizden sonra bir çok sektörün batacağı, bir çok kişinin de işsiz kalacağı bir gerçek. Sadece Siyasetçiler işsiz kalmayacak ve Siyaset sektörü batmayacak. Bu sebepten Siyasetçilerin bilhassa İktidarın pek umurunda değil, gerekli önlemleri almayacakları , sadece ileride, krizden sonra Muhalefetin daha fazla kayba uğraması için çalıştıkları anlaşılıyor.
    Krizden sonra batacak sektörlerin sözcüleri olan Sivil Toplum Kuruluşları, odaları, Sendikaları şu anda Yönetime, Hükumete yapılması gereken önlemleri gerçekleştirmesi için baskı yapmaları, seslerini daha çok duyurmaları gereklidir diye düşünüyorum. Aksi halde; krizden sonra kendi sektörlerinin batması, işçilerinin işsiz kalmaları neticesinde bu Sivil Toplum Kuruluşları, Odaları, Sendikaları da batacaklar, yok olacaklardır. Ancak hiçbir işçi işten çıkarılmasın, Devlet herkese geçineceği parayı versin gibi saçma sapan öneriler, popülist çözümler yapmasınlar, gerçek , her iki tarafı da ayakta tutmaya yönelik öneriler yapmalılar, seslerini daha çok duyurmalılar. Yoksa bir çok sektör ve bunların Sivil Toplum Kuruluşları, Odaları, Sendikaları batacak, bir sürü insan işsiz kalacak, sadece Siyasetçilere hiç bir şey olmayacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İş sivil toplum örgütünde değil, bizzat milletin kendisinde.

      Örgütler halka uyarılarını yaptılar, hükümete baskı da yaptılar, bir sürü STK lideri hapislerde bu yüzden?

      Niçin onlar hapse girerken halk sesini çıkarmıyor? Halk sesini çıkarmazsa, kendi hakkını savunan insanların hapse tıkılmalarına göz yumar ise siyasetçi yağ gibi üstte kalmaya devam eder. Millet birbirini yer, kimsenin de umrunda olmaz.

      Sil
  52. Hocam çok teşekkür ederiz yazınız için. Hocam lisans öğrencisiyim bir konu üzerinde çalışmak istiyorum. Bir konu onere bilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Covid - 19'un dünya ekonomik yapısına getireceği değişimi inceleyin.

      Sil
  53. Hocam kalemınıze sağlık. Bır sorum olacaktı (kendımce ekonomı gundemını takıp edıyorum). Bugunlerde bankada vadelı dovız hesabı bulunanlarda bır tedırgınlık goruyorum. Salgın gectıkten sonra acaba bankadakı bu hesaplarımz daha dusuk kurdan tlye cevırılır mı dıye. Bu konu ıle ılgılı ıhtımaller hakkında bılgı verebılırmısınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Sn Adsız 16.22,

      İnsanlar hep bana şunu soruyorlar, Bankadaki dövizim güvende mi?

      Bir: Bankada döviz yok, yani size bankanın döviz borcu var, ekranda o borcu görüyorsunuz.

      İki: Bankada TL olarak para da yok, yani sizin paranızı banka birilerine kredi verdi, devlet tahvili satın aldı, verdiğiniz paranın karşılık kısmı olan kabaca 10 da biri Merkez bankasında.

      İnsanlar döviz ister ise,
      Olmayan dövizi banka nasıl insanlara versin?
      Dövizleri TL ye çevirse banka bu sefer de
      Olmayan TL yi nasıl insanlara versin?

      İnsanlara Döviz yaratıp veremeyeceğine göre TL verecek o TL yi de Merkez Bankası bankalar zora düşmesin diye basıp verecek.

      Yani, insanlar dövizlerini bankadan çekmek isterler ise, ellerine TL geçecek, Merkez bankası para basıp verdiği için de döviz fiyatları zıplayacak. Siz 1000 Euro karşılık TL beklerken, banka para basım anındaki 7100 TL yi verir, siz parayı alınca euro 14 TL olur, elinize 500 Euro geçmiş olur.

      Anlatabildim mi?

      Yok öyle bir para!

      Sil
    2. 08:11 e ek olarak,

      Ben İngiltere'de yaşıyorum, tüm hesaplar ingiliz poundu üzerine.
      Bir kere Euro hesap açmak istedim, banka çok şaşırdı, Euro hesap açıldı ama
      Türkiye'deki gibi öyle anlık döviz al/sat işlemleri yapılmıyor.

      Ben ilk zamanlarda banka sistemi türkiyeden geri diye düşünmüştüm, ama gerçek şuydu, burada döviz tevdiat hesabı açıp sınırsız yabancı para yaratmıyorlar. Euronun veya Doların gerçek karşılığı var ise, al/sat yapıyorsunuz.

      Türkiye, insanlarına ve bankalara anlık yabancı para yaratma imkanı sunuyor.

      Yani, Türkiye de 16 bin TL param var ise bir tuş ile onu 2 bin pound yapıyorum.
      Bankayı kendime döviz borçlu hale getiriyorum, bankada öyle bir döviz yok, benim keyfim ile adamlar arka planda döviz yükümlülüğüne giriyor, arkadan swap, borç alma vs işlemler yapmak zorunda kalıyorlar.

      Şurada Ege Cansen de böyle yazmış.

      https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/ege-cansen/turkiye-dolar-basiyor-5298359/

      İşin uzmanları daha iyi bilir, olması gereken döviz işlemi yapmak isteyenler yatırım hesabı açabilirler, ordan her türlü yabancı para işlemini yaparlar.

      Sil
  54. Hocam, bir haftadır, enflasyon riskini göze alıp MB'nin para basması tavsiyesinde bulunuyorsunuz. MB'de zaten ilk adımı attı ve bankalardan DİBS'leri satın almaya başladı. Para basmasa bunu yapamazdı. Da... Bu para basmanın bir limiti var mı? Sınırı nedir para basmanın? Milli gelire oranı ne olmalı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ısrarla söylediğim şey MB'nin şeffaf biçimde, ne yaptığını açıklayarak para basması ve bu parayı faizle hazineye bir yıllığına vermesiydi. Aksi taktirde şeffaflığa uyulmadan para basılması çok tehlikelidir ve Türkiye'nin zaten çok düşmüş olan dış itibarını tamamen bitirir.

      Sil
  55. Hocam yazınızı için teşekkür ederiz. Ben lisans öğrencisiyim bir konu üzerinde çalışmak istiyorum. Bir konu önere bilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstatistik Termodinamik konusuna çalışabilirsiniz. Bu konuda ciddi bir gelecek var, çok para var.

      Sil
    2. Ben de yapay zeka ile ilgili konuları tavsiye ederim. İyi para var .

      Sil
  56. En kötü senaryoda döviz ne olur hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kotu senaryoda doviz alim satimi yasaklanir ve bu sorun anlamsiz hale gelir.

      Sil
  57. En kötü senaryoda döviz ne olur hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılsonu için
      İyi senaryom : 5.50 - 6.0 arası
      Normal senaryo : 6.60 - 7.0 arası
      Kötü senaryo : 8.0 - 9.0 arası

      Şaka şaka kim bilir ne olabileceğini?
      Başımızda Reis varken dolarcıya gam yok.

      Sil
  58. Değerli Hocam, hangi durumda para basılması enflasyona sebep olur, hangi durumda ise olmaz? Bu konuda pek bir şey yazılmıyor, bizi aydınlatabilir misiniz?

    YanıtlaSil
  59. Hocam saygılar,
    Kendime yazılar bölümünde yazdıklarınızı sitemizde yayınlamak istiyoruz.
    Sizin isminiz ve sitenizin linki yer alacak şekilde..
    izniniz olursa tabiki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu koşullarla olur. Ama beni sitenizin yazarı gibi göstermeyin lütfen.

      Sil
  60. Hocam merhaba, yazılarınız için çok teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  61. Bunu yazmak bunaltıcı geliyor,

    Türkiye'nin devlet refleksini ölçmek için, eski Irak Baas Rejiminin bu tip durumlardaki refleksine bakmak yeterli olacaktır.

    Yapı bazı farklılıkları ile Başkan, Başkana bağlı parti, parti ile uyumlu çalışan devlet modeli.

    Doğal afet durumlarında, iktidar kendi gücünü artıracak hamleleri yapar.

    Dış yardımları alma gücü azdır, alırsa da kendi politik amaçlarına uygun dış yardımları kabul eder.

    Bunu yazmak bunaltıcı çünkü çözüm öneren bir yazı değil, yukardakilerin aksine.

    Başka çözüm imkanları var ancak Türkiye'deki toplum bölünmüş vaziyette,
    toplum uzlaşısı ile çözülebilecek,
    dayanışma ruhu ile üstesinden gelinebilecek bir halk ortamı yok.

    Normal bir devlet, dayanışma içindeki bir halk için zor da olsa üstesinden gelinebilecek toplum refleksi dışında çözüm üretilmeyecek bir mesele bu doğal afet, salgın durumu.

    Uzaktan baktığımda, Türk devleti, kendi reflekslerini, bürokrasisindeki eski okumaları (kara kaplı kitap) uyguluyor. Okumalardan birisi il, ilçe, köy, mezra bazında karantinaların kolluk kuvvetleri, vali, kaymakamlar eliyle uygulanması, bu yapılıyor.

    Topluma ve devlete liderlik edecek ortak akıl kurulmuyor.

    İçerdeki bu durumu dengelemek için dış dünya ile uyum sürece dahil edilemiyor(örn IMF den ek kaynak almak).

    Kara Kaplı Kitapta şunlar da yazıyor(du):
    - Askeri kontrol noktaları oluşturulması
    - Sahra hastanelerinin kurulması
    - Kritik öneme haiz personelin(misal doktorlar) güvenliğinin sağlanması, hastalıktan korunmaları için korunaklı halktan ayrı tesis, çadır vs yerlerde barındırılmaları.
    - Askeri kaynakların (örn askeri doktor) sivil halka hizmete açılması
    - Su ve diğer temel gıda ve ürünlerin üretim tesislerinin sürekli işler durumda olması
    - Temel ihtiyaçların halka ulaşımını sağlayan lojistik kanallarının askeri kontrol altına alınması
    - Halk güvenliği ve hijyeni için yerel idare kaynaklarının ihtiyaca göre kullanımı
    - Halk güvenliği için askeri kontrol, lojistik, tahkim alanlarının oluşturulması
    - Sivil topluma düzenli bilgi verilmesi, sivil toplum liderlerinin eğitimi, bölgesel sivil toplum örgütlerinin iş süreçlerine dahiliyeti.

    Yıllar geçti, aklımda kalanlar bunlar, doğal afetlerde başarılı dediğimiz ülkelerde bunların farklı seviyelerde uygulanması yapılıyor.

    İşin ekonomi kısmını, Mahfi hocamızın eline sağlık, en güzel hali ile yazmış.

    Siyasi ayak Türkiyede bir noktada havlu atıp devlet içinde Kara Kaplı Defteri bilenlere görev verirse iyi-kötü bu günleri atlatırız.

    YanıtlaSil
  62. Merhaba Mahfi bey, devletin para basıp basmadigini anlayabileceğimiz şeffaf bir veri var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet var, MB darphanesinin elektrik sayaci. Saha seffafi yok

      Sil
    2. MB sitesinde para ve banka istatistiklerinde var.
      Bu arada adsız 13:32 Darphane Merkez Bankasına değil Hazineye aittir ve sadece madeni para basar. Merkez Bankasının Banknot Matbaası ise kağıt para basar.

      Sil
    3. Hocam, damat darphanenin Hazineye ait olduğunu öğrenmesin sakın
      (yorumcu burada haketmediği makamlarda oturanların yönettikleri kurumların sahip olduklarını bilmemelerine vurgu yapmış),

      damat öğrenirse ülkeyi 5 ve 10 TL lik madeni para ile boğar.

      Bir sonraki emekli maaşınızı madeni para ile alırsınız :)

      Sil
  63. Hocam, altınlar ne olacak?

    Türkiye, bütün altınları ülkeye getirdi. İhtiyaç durumunda bu altınları nasıl kullanacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bozdurup bozdurup harcayacak.

      Sil
    2. Sorun şu, Türkiyeye gelen altını bozdurup harcaması için yurtdışına göndermesi lazım.
      Parayı fiziken yurtdışına göndermek ise maliyetli.
      Londra ve NewYork ta bir odadan başka bir odaya taşınması yerine, şimdi uçak ile başka ülkeye gönderilecek.

      Sil
    3. Altını satabilirsiniz, rehin verebilirsiniz, swap işleminde kullanabilirsiniz. Altın gibi malınız olsun.

      Sil
  64. Hocam Saygılar
    Bir ziraat mühendisi olarak bunun şehirden köye göçü sağlayacağını ve köylerde genç nüfus olmadığı için işlenmeyen tarlaların tekrar üretime kazandıracağını ve hayvansal üretimin de artacağı kanaatindeyim. Olumlu bir yanı

    YanıtlaSil
  65. Hocam hiperenflasyon demek paranın pul olacağı anlamına geliyor. Birikimi olanlar ne yapsın, ticaretini yaptığı mala mı yatırsın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiperenflasyon ongorusunde ticaret erbablari tum parasini mala pompalar

      Sil
    2. Hiper enflasyonun oldugu ortamlarda tuccar surekli stok yapar karini da maksimize ederken stoktan yer.Kar Zarar stokta depoda belirir. Genel olarak mal piyasada gidiyorsa karin buyuk kismi malin stokuna yonlendirilir. Stoklar eriyorsa bilin ki karda bir sure sonra erimeye yuz tutar.Cunku sattigin mali yerine koymak icin daha fazla TL odeme riskin vardir.
      Hiperenflasyon ortaminda mala talep canlidir. Cunku Tuketiciler mal ve urunlerin fiyatlari her zaman artacagini bildikleri icin mala hucum ederler. Uretim faktorleri buna kendilerini uyarlamak icin surekli fiyat artisini gundeme getirir ve talep karsisinda arzini diri tutmak icin stokculuga meyil baslar. Burda basat faktor TLdir. TL deger kaybi bu sureci ivmeler. Bu surec zamanla paranin piyasada sicak donmesine meyil verir bu da zamanla faizi reel faiz baglaminda yukselmesine sebeb olur. Kisaca herkes paradan kacar mala ve faize hucum eder. Malin ve faizin itibari yukselir. Faizde zamanla bu turden ulkelerde gelir dagilimini tuketime esit paydas erisimi bozar. Ayni zamanda uretim faktorlerinin yapisini bozar maliyetini arttirir.Bu da enflasyon olarak geri doner. Dahasi bu turden hiperenflasyonik ulkelerde tasarruf sureci zarar gorur. Zamanla israfa dayali surec kazanir. Ayrica insanlarin snop olma egilimi artar dahasi insanlar arasi guven ortami bozulur. Sicaklik samimiyet karsilik guven ticari ahlak zarar gorur. Kisaca paranin deger kaybi aslinda bir toplumda manevi ahlaki insancil degerlerinde erimesi dejenere olmasidir. Bu neredeyse iki kere iki dort eder gibi bir kuraldir. Buna en guzel ornek Latin Amerikadir. Orda herkes kendini uyanik cakal gorur karsisindaki herkesi de saf yontulacak kisi gorur. Bu bir toplumun gelebilecegi en rezil durumdur.

      Sil
    3. Piyasada hızlı giden mallara ticaret erbabı yüklenir.
      Zorunlu mallarda stoklama ve karaborsa başlar.
      Döviz ve altın karaborsa piyasada işlem görür,
      TL ile malı satan tüccar hemen karaborsadan döviz alır mal alana kadar.

      Devlet karaborsacılar ile mücadele ederim derse, tüccar mal alımını bırakır
      tam kıtlık olur o mallarda.

      Sil
  66. Keşke bu sorunları devlet büyükleri de düşünse, partizanlık yapmasa

    YanıtlaSil
  67. Sayın Hocam, kısacası sıra IMF ye başvurmak değil mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki ama kolay değil. Verilerinizin sağlıklı olması lazım.

      Sil
  68. Elinize sağlık Hocam, tüm değerli değerlendirmeleriniz için tebrik ve teşekkürler. Tek bir hususta çekincem var, o da döviz için IMF’ye gitmek. Olmaz olsun IMF’nin parası. 2001’de bankacılık ve mali yapının düzeltilmesi için geldi, gerçekten de düzeltti ve biz bir bolluk rüyasına kapılmadık mı, borç üstüne borç almadık mı, cari açık yılda 100 milyar doları geçmedi mi, biz tatlı rüyalar görürken malum bazı kadrolar devletin içini boşaltmadı mı, askeriye, adliye, hariciye ne varsa devletin sacayakları çökertilmedi mi? İlk on yıl maliyeyi kurtardık diye sevinirken ikinci onyılın sonunda şimdi tüm ekonominin toptan çökme riskine maruz değil miyiz? O yüzden, evet dövize ihtiyaç olacak ama ne kadar döviz üretebilirsek o kadarla yetinmeyi öğrenmek durumundayız. Bu nedenle IMF konusundaki önerizine, anlayışınıza sığınarak, itirazım var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Önümüzdeki 1 yıl içinde vadesi gelecek dış yükümlülüğümüz toplamı 170 milyar dolar. Sizce biz bu durumda bunu üretebilir miyiz? Üretebiliriz derseniz evet IMF'ye ihtiyaç olmaz.

      Sil
  69. Merhaba hocam, bu salgının beklenmedik bir zamanda ve tahmin edilemeyen bir yaygınlıkta gerçekleşmesi dünyadaki tüm ekonomik dengeleri değiştirecek, bazı sektörler kendilerinin de öngöremediği şekilde öne çıkarken, bazı sektörler ise büyük sıkıntıya düşecek gibi görünüyor. Can sıkıcı olan bu (disruptive) yıkıcı değişimin hangi yöne olacağı yada hangi sektörleri olumsuz etkileyeceği konusundaki belirsizlik. Selamlar.

    YanıtlaSil
  70. Hocam Yeni bir Devletcilik fikrim var sizin elestrinizi almak isterim dogrusu
    Eski anlayistaki devletcilik devletin uretim dagitim ekseninde fabrika kurup uretim yapmasiydi. Orada calisan iscilerden uretilen mallara kullanilan binalara makinalara kadar her sey Devletin yani Kamunundu.

    Daha sonraki yillarda ozellestirme kavrami geldi ozellestirilen Kamu tesebbuslerinden elde edilen paralarla Ozel sektorun uretim maliyetlerindeki agirlik azaltilmaya calisildi "Arz Yonlu Iktisad" anlayisiyla. Bu tesvik stili gunumuze kadar iyi kotu devam etti.

    Ben cok uzun suredir dusundugum Yeni Devletcilik mantigi su: Devlet ulkede uretilmeyen hic uretilmeyen surekli ithal edilen ve/veya her zaman ihtiyaci hissedilen talebi her daim olan mal ve urunlerin uretimi icin yeterli arazi bina teknik altyapi makina vs olanaklarini saglayip yani her seyi sifirdan hazirlayip bu urun ve mallari uretecek firmaya en az 20 yilligina hibe etmek eger uretim kosullari devam ediyorsa 20 yilin sonunda ise resmen tapusunu vermek tarzinda bir devletciligi dusunuyorum.
    Mesela diyelim ki bir ulke dusunun Tekstil hazir giyim urunlerini surekli disaridan ithal ediyor. Ulkede hic ama hic tekstil uretimi yok Ulkenin cari acigi var issizlik bazi bolgelerinde yuksek Hatta bu ulkenin kendine ait Moda Hazir giyim Firmalari da var. Devlet ithalatin bir kismini kesmek adina bir ya da bir kac hazir giyim firmasina yer yurt uretim tesiisi makina ekipman depo yapip sifirdan teslim edip gelin kardesim burda da uretin tarzi yeni devletcilik mantigi sizce daha iyi olmaz mi?

    Ya da devletin her daim hastanelerinde surekli kullandigi ihtiyacin her daim oldugu hatta insaatcilarin da marangozlarinda kullandigi maske tarzi urunlerin olasi olagan ustu durumlarda ihtiyaci hissedilen y. disindan ithal edilecegine ulkede uretim hic yoksa hep disaridan geliyorsa devlet direk bu turden zorunlu mal ve urunleri uretse sizce nasil olur?

    Benim Yeni Devletcilik mantigim devletin her seyi binadan ekipmana hazir edip sifirdan hic bir ucret istemeden surekli ithal ettigi urunleri ozel sektore verip urettirmesi

    YanıtlaSil
  71. Hocam, sitenizde yazan Rotschildcı bir arkadaş vardı, sanırım Rotschild gizli sırlarını ifşa eden bu arkadaşımızı buldu ve temizledi.

    O arkadaş olsaydı, Rotschild ın gizlice nasıl nakde geçtiğini, virüsü salıp ekonomileri çökerttikten sonra milletin malını ucuza nasıl toparlayacağı ile ilgili gizli sırlarını öğrenirdik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam devlet batarmi batarsa ne olur saygilar

      Sil
    2. Unknown, sence bu devletin batmamis hali mi?

      Sil
  72. Hocam seviliyorsunuz :) Sevgiler Saygılar..

    YanıtlaSil
  73. Hocam içinde bulunduğumuz durumda kırılgan beşliyi merak ediyorum ?

    YanıtlaSil
  74. Hocam merhabalar, öğrenmek için soruyorum para basmak tam anlamıyla ne anlama gelir?bizde sınırsız para basarsak ne olur? Yani para basmak ile enflasyon arasındaki bağ tam nedir? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu uzun bir mesele burada anlatmak kolay değil.

      Sil
  75. Sayın hocam.Mesela bu pandemi üç ay sürdü. Ama hemen Merkez Bankası para basmaya başlamış olsun.Bunun enflasyona etkisi hemen mi pandemi bittikten sonra görülür? Teşekkür Ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun etkisi pek görülmez. Ama olay bittikten sonra o parayı yavaş yavaş piyasadan çekmek lazım.

      Sil
  76. Hocam hazinede para kalmadı deniyor. peki 100 milyar tl nereden bulundu? teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoca da yanıtlar ama ortada 100 milyar gibi bir para da yok.

      Sil
    2. Bütçenin açık verdiği yerde 100 milyar TL yok tabii.

      Sil
  77. Hocam gelişmekte olan tüm ekonomiler bu krizden dolayı IMF ile anlaşma zorunda kalacak gibi görünüyor.

    Fakat daha kötüsü nekadar geç teşhiş ve tedavi uygulanırsa okadar fazla organ kaybı gibi. Eğer bu işletmeler kapanırsa ekono i kaybedilir ozaman gelen paralarda tekrar ekonomiye yeni işletmeler kazandırmak için yetersiz kalır.

    Doğal olarak ülkelerin toparlanması bankaların yeniden kaydi para üretmeleirde verilecek kredilere doğal olarak açılacak yeni işletmelere bağlı olduğuna göre. Kayıp çok büyük olacak gibi görünüyor ne dersiniz.

    Birde şuan en ucuz kredi veren IMF olduğuna göre ki zaten gerçek amacı sadece ülkelere para vermek olan bu kurumu kullanmamak çok yanlış bir uygulama olacak.

    Sizin düşünceniz nedir doğrumu düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF, borç almak için kullanılan bir banka değil. Öyle parayı verip kenarda durmuyor. Bir sürü koşul getiriyor. Her şeyden önce ürettiğiniz istatistiklerin gerçeği göstermesi lazım.

      Sil
  78. Hocam merhabalar, yazılarınızı dikkatle bir iktisat öğrencisi olarak takip ediyorum. Bu gidişatın sonunda küçük firmaların piyasadan çekilmesi halihazirda bulunan tekelleri daha da güçlendirip sorunları beraberinde getirecek ve bir sonraki asamalarda piyasaya girişi zorlastirip rekabetci yapilari zedelemeyecek mi? Yani Türkiye gibi gelismekte olan ülkelerde 1-2 aylık bir durgunluk tamamiyle ekonomik davranis ve piyasa yapilarini degistirecek. Salgının ortadan kalkması toplumun tüketim tercihlerini değiştirip belki yeni alanlara bile yöneltebilir. Ülkelerin savunma yaninda en büyük harcamalari saglik alanina yoneltmesi de olağan görünüyor. Son olarak yapısal reformlar artik lafta kalmayip zorunlu hale gelebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet olan yine küçüklere olacak.
      Yapısal reformlar konusunda ben umudumu yitirdim. Her şeyden önce herkesin yapısal reformdan anladığı şey aynı değil.

      Sil
  79. Hocam merhabalar, kişiler ve kurumlar nakit akışını sağlayabilmek için mecburi borçlanmaya gitmekte. Özel bankalar bu süreçte kredi verme riskine girmiyorlar, onun yerine kredi ertelemesi yapmakta fakat bu durumun devam etmesi halinde bu ertelenen kredilerde ödenemeyecek hale gelecektir. Bu durum bize Amerika emlak krizinin benzeri olarak yansıyacaktır ve finans sektörü çıkmaza girecektir .Devlet bankaları ise kredi veriyor fakat yine de verilen bu paranın maliyeti kişilerden geri isteniyor. Zaten zorunlu ihtiyaçlar haricinde üretim ve tüketimin durduğu bir ülkede insanlar daha da borçlanarak daha da çıkmaz bir yola gireceklerdir. Bu salgın durumunun devam etmesi durumunda geri ödemesi yapılacak olan kredilerin ödenmesi olmayacaktır. Bu süreçte ekonominin bütün çarkı kısır döngüye girecektir. Önce hizmet sektöründe iflaslar başlayacaktır sonra üretim sektöründe devam edecektir , bu durum da finans sektörüde bunlardan etkilenecek ve o da çıkmaza girecektir. Bu duruma geldiğimiz de ise toparlanmamız imkansız halde olacaktır . Yeni girişimciler çıkamıcak çünkü kimsede para olmayacak finans sektörü yüzünden kredi çekemeyecek bu sefer kapanan yerlerin yerine yenisi olmayacak ve kısır döngüde küçülmeye gidecek .Dediğiniz gibi para basılması ve bu paranın tüm çarka doğru bir şekilde dağıtılması gerekir. Enflasyon artması kötü olabilir ama en azında artsa bile insanlar kiralarını ödeyebilir aç kalmaz , en azından işler bozulmadan bütün çarklar devam eder . En azından firmalar iş yerleri kapanmaz kimse işsiz kalmaz .
    Bu kriz sadece ülkesel değil , bölgesel ve uluslararası kriz karışımı olacak ülkerler için, bu yüzden ülkede ki en ufak işletmenin bile kapanmaması en ufak bir ailenin bile gelirinin düşmemesi bizim için en önemlisi olmalı. Ayrıca bence sabit kur sistemine de geçmemiz maalesef gerekmektedir bu şekilde satış ve pazar kaybını diğer ülkelerden telafi edebiliriz sizce geçilmesi gerekir mi hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabit kur sistemi ancak içine kapanmakla olabilir. O zaman da ihracat yapamazsınız. Ayrıca 440 milyar dolar dış borcunuz varken sabit kura geçerseniz kısa sürede batarsınız.

      Sil
  80. Hocam, yine ülkesini düşünen bir aydın olarak yaptığınız; ülke ekonomisine yönelik önerileriniz için teşekkürler. Ben, son zamanlarda sıkıntılı anlarım da ilk önce, Norveçlilerin söylediği rivayet edilen "Atatürk gibi düşün" sözü ile, sonra da sizin söylediğiniz "Umut her zaman vardır." sözünüzü aklıma getirip çözüm yolu bulmaya çalışıyorum. İnanın uzun zamandır ilk defa umutluyum, ülkemiz özelinde ama dünya genelinde ilk kez bilim her konunun önüne geçti. Görüyorsunuzdur, ekranların yarıdan fazlasında konuklar bilim insanları. Camiler, kiliseler, havalar, hatta Kabe bile kapandı. insanlar bu konulardan çok, bilim insanlarının konuştuklarına dikkat kesiliyorlar. Bir okurunuzun "eğitim ve sağlığın yarı kamusal mal yerine, tam kamusal mal kabul edilip; tamamen devlet eliyle görüldü bir ülke var mı?" sorusuna verdiğiniz, "Küba var, her iki alanda da çok ileri." yanıtınız ile, daha önce "Gezilerim- Küba gezisi" yazınızda, Küba'yı "fakir ama mutlu" olarak özetlediğiniz görüşünüzü birleştirdiğimizde, ben şöyle bir yeni dünya düzenine doğru evrildiğimizi düşünmeye başladım. Doğayı talan etmeden, İhtiyaç ve isteklerimizi ayırt ederek; gerektiği kadar üreten, sağlık desteği ile yaşatan, eğitim ile öğreten, en önemlisi bilimin rehberliğinde mutlu ve özgür insanların yaşadığı bir dünya. Sancısız doğum olmaz, şu an yaşananlar umarım böyle bir sonuca evrilecek sürecin sıkıntıları dır. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Umarım bu yazdıklarınız gerçek olur.

      Sil
  81. Sayın Hocam öncelikle bilgi paylaşımlarınız için teşekkürler , benim öğrenmek istediğim merkez usd rezervimiz ( - ) mi şuanda , bu değer bize ne ifade etmeli.
    Ticaretin içinde bulunan 600 çalışanı olan bir işletme olarak bilgi vermek isterim ne yaptığımızla ilgili ,
    Hizmet sektöründe irili ufaklı işletmelerin yemek hizmetlerini yapıyorum tamamı özel sektör olmak üzere,
    32000 güniçi yemek adetlerinden bugün itibari ile 15000 adete düşüş
    35 kişinin çalıştığı günlük ortalama 700 müşteriye hizmet veren restorantımın 0 ciro ile 12. günü , işkur üstünden maaş desteği başvurusu , 300 bin kredi talebi mart ayı maaşları , kredi kartları ve çek ödemeleri için , ayrıca 15 günlük su,elektrik masrafları için.

    Hocam dümenin başında olunca hiçbir zaman umudunu yitirmiyorsun zira teknenin içine bakınca beraber yürüdüğün o 600 kişiyi ve onların eşlerini çocuklarını görüyorsun.Bir işveren olarak birde bizim tarafımızdan olaya bakılsın istedim.Saygılar...

    YanıtlaSil
  82. Her zamanki gibi basit,kolay anlaşılır,net..Teşekkürler Hocam.

    YanıtlaSil
  83. Hocam çok net ve basit anlatmışsınız (ve birilerini de yanıtlamışsınız). Sizden ricam işyeri ve çalışanların yanı sıra biz serbest meslek erbablarını da yazılarınıza dahil ederseniz çok sevinirim. Bizim için de eve kapanmak The End demek. Sağolun varolun. Erhan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Haklısınız aslında en zor durumda olanlar serbest meslek erbabı.

      Sil
  84. Sayın hocam emekleriniz için çok teşekkür ederim, ekonomi hakkında teorik bilgim olmadığı için belki çok basit olucak ama bir vatandaş olarak harcamalarıma da yön verebilmek adına sormak istiyorum; hem deniyorki fazla tüketim doğru değil, eskiden hep tutumluluk anlatılırdı, şimdi hep tüketmeye yönlendirildik, ama diğer taraftan da örneğin ben bir devlet memuru olarak gidip o restoranda yemek yemezsem veya mağazadan alışveriş yapmazsam insanların işsiz kalmasına sebep oluyorum? Bu fikirler sanki tezat gibi geliyor bana, doğru olan tutum dengeli harcama yapmak, her ikisi de yanlış diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  85. Hocam kaleminize sağlık. Para toplama konusunda; elimde 100 elma var ve 5 kişiyiz. 4 kişinin elmasının olmadığını ve sadece 1 kişide 100 elma olduğunu düşünelim. Eğer bu 5 kişinin elma ihtiyacı 100’ün üzerindeyse elmaların hepsini bulunduran kişi elindekileri sisteme dağıtsa bile yeterli olmayacaktır.Yani ben ihtiyaç olan o elmayı bir şekilde bulmalıyım yoksa ihtiyacımı karşılayamamış olacağım. Bu yorumuma katılır mısınız?

    YanıtlaSil
  86. HOcam iktidar bu durumdayken hazir da altin fiyatlari yuksekken Merkez bankasi ulkemizin altinlarini bozsa sizce iyi fikir olmaz mi?
    Dahasi osmanlidan kalan degerli antikalari elden cikartip sicak para imkani yaratilamaz mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi