tag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post1051940110009343143..comments2024-03-29T09:02:19.060+03:00Comments on KENDİME YAZILAR: Yunanistan Nasıl Bu Hale Düştü?Mahfi Eğilmezhttp://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comBlogger132125tag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-28663437255782397242015-07-14T02:03:21.527+03:002015-07-14T02:03:21.527+03:00hocam, yunanistanın uzun yıllardır vermiş olduğun...hocam, yunanistanın uzun yıllardır vermiş olduğunuz grafiklerde de açıkça görüldüğü üzere iktisadi yükü daha çok kamu tabanı üzerine almış olduğundan ötürü ve kamu kaynak dağılımlarının çok çarpık ve düşük prodüktiviteye sahip olması, makro iktisadi bazda sermaye dağılım mobilizasyonlarının çok kalitesiz oluşu, yüksek emeklilik ücretleri ve bunun tüketimi de körüklemesi fakat bu taleplerin daha çok dış dünyanın tasarruflarının ithal edilerek arz açıklarının kompanse edilmesinin tercih edilmesi, tüm bu olumsuz makro iktisadi etkenlere ek olarak Euro 'ya geçilmesi ve bu nedenle de 1- değerli para biriminin kullanılmaya başlanmasıyla satın alma paritesi giderek yükseldi ve tüketim hızla palazlandı. 2- daha değerli para düşük faizle dağıtıldığı için de daha önceleri ortalama bazda % 12 lik oranlarla borçlanabilen bir Yunanistan gitti yerine birden % 3 ile borçlanabilen bir Yunanistan ortaya çıktı a.b nimeti olarak tabii. 3-kolay para ve küresel düzeydeki genleşen finansal sermaye etkisiyle de bilhassa da kamu ekonomisinde bütçe açıkları zorlanmadan finanse edildi ve özellikle de yunan bankaları alman ve Fransız bankalarından yoğun olarak aldıkları fonları hem tüketim patlamasının finansmanında hem de yüksek kamu borçlanma gereksinimlerinde kullandılar ve resmen finanse edildiği sürece sorun yok anlayışı güçlendi ki; bu yüzden de kamu maliyesinde bütçe disiplini hızla bozuldu ve ayrıca da ihtiyatlı maliye politikaları benimsenmedi, kamusal iktisadi stabilitellik kaybedildi. 4-içeride kredibilitesi düşük şahıslara ve işletmelere yüksek kredibilitesi varmış gibi çok ucuz maliyetli fonlar dağıtıldı ve bankacılık sistemi bilançolarını kesinlikle iyi yönetemedi ve aktif varlık kaliteleri giderek bozuldu ve toksik varlık stokları büyüdü.5- sabit sermaye yatırımlarının düşük tasarruf yaratma kapasitesi de yine genel ulusal tasarrufları aşağıya çekmiş görünüyor. tasarrufların tüketime dönüşümü yatırıma dönüşüme nazaran çok daha yüksek olması da bu sonucu doğurmuş olabilir. 6- ancak başta almanya ve fransa olmak üzere Yunanistan gibi bir iktisadi yapıya bol keseden fonları dağıtan ülkelerin de bana göre bu sonuçta rolleri vardır. zira: bu ülkelerdeki finansal sistem, kendi iç piyasalarında tüketimin nispeten az olması nedeniyle aktifleştiremedikleri büyük fon stoklarını Yunanistan gibi tüketim yönü güçlü ancak tasarruf oranları yetersiz olan bir ekonomik yapıya doğru yoğun biçimde aktifleştirerek bilançolarını dışarıdan gelecek büyük fon talepleri doğrultusunda şişirmeye çalışmışlardır. bu mali politika da, oluşturulan balonların patlatılmasıyla yerle yeksan hale gelmiş ve büyük bir ödemeler krizine sebebiyet vermiştir. tabi yunan ekonomisinde zayıf halka kamu olunca da devlet büyük bir çıkmazla karşı karşıya kalmıştır. aslında sorun küresel boyuttadır. zira: artık kapitalist sistemde çok aşırı bir finansal genleşme mevcuttur ve finansal sistem kendi ürettiği aşırı sermayeyi absorbe edememektedir... bana göre küresel boyutta yepyeni bir iktisadi teorem geliştirilmeli ve yeni bir iktisat tabanı kurulmalıdır!... mesela; bilgi ekonomisine geçiş yapılabilir fakat ekonomilerin bir an önce finansal yükümlülüklerini çok daha makul seviyelere çekmeleriyle bu mümkün olabilir görünüyor...Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-2484544205798250532015-07-10T11:29:26.329+03:002015-07-10T11:29:26.329+03:00Hocam bu verilerle bu analiz doğru olabilir ama ek...Hocam bu verilerle bu analiz doğru olabilir ama eksik. Yunanistan'ın merkez ülkelerle (Almanya, Fransa, özellikle birincisi) rekabet kapasitesi dikkate alınmadan yapılacak her analiz eksiktir. Reel döviz kurlarını dikkate almadan Yunanistan'ın neden bu duruma düştüğünü tam olarak anlamak mümkün değildir. Sanayisi zayıf bir ülkenin, yatırım ve dış ticaret maliyetleri giderek aleyhine artarken dengeyi bulması imkansıza yakındır. World Econ Outlook'a bakın son yıllarda Fransa bile zorlanıyor.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-88673907064792868012015-06-24T16:57:35.590+03:002015-06-24T16:57:35.590+03:00Batı, Yunanistan'a artık seni finanse etmeyece...Batı, Yunanistan'a artık seni finanse etmeyeceğim çünkü senin stratejik önemin azaldı, Türkiye tehdit olmaktan çıktı dolayısıyla artık kendine çeki düzen ver dedi. Olay budur.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-70980304258733567082015-06-24T16:52:11.987+03:002015-06-24T16:52:11.987+03:00Batı'da yaratılan korkunç bir katma değer var....Batı'da yaratılan korkunç bir katma değer var. İşin içinde hem sömürgecilik hem de üretim gücü yatıyor. Bu korkunç katma değerin ufak bir yüzdesi Yunanistan gibi yılllarca Batı'nın bekçiliği yapmış Yunanistan'a aktı. Yunanistan bir refah ülkesi haline getirildi.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-23901737213232310482015-06-24T16:48:40.507+03:002015-06-24T16:48:40.507+03:00Mali disipline neden önem versin. Almanya abisi ge...Mali disipline neden önem versin. Almanya abisi gelir kurtarır. Adamların kazandıkları paraları koyacak yerleri kalmadı. Her dakika bir Merso, BMW banttan iniyor. Yunanlılar akıllı insanlardır. Bir şey yapmışlarsa mutlaka bir nedeni vardır.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-14214104824448778952015-06-24T03:57:50.529+03:002015-06-24T03:57:50.529+03:00hocam öncelikle analiz için teşekkürler bahsettiği...hocam öncelikle analiz için teşekkürler bahsettiğiniz yapısal reformlar için neleri örneklendirebilirisniz?Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-77804833043303069862015-06-22T17:35:55.778+03:002015-06-22T17:35:55.778+03:00Yunanistan'ın tek çıkış yolu yapısal reform mu...Yunanistan'ın tek çıkış yolu yapısal reform mudur sizce hocam? Ve bu interaktif yaziniz için çok teşekkür ederiz.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-11775766718175725572015-06-22T16:26:14.188+03:002015-06-22T16:26:14.188+03:00Oncelikle bunu bir cinayet olay yeri analizi degil...Oncelikle bunu bir cinayet olay yeri analizi degil, intihar mektubu incelemesi ya da otopsi raporu olarak gördugumu söyleyeyim.<br /><br />Bu davayi cözmek icin 2007 ve öncesine odaklanmamiz gerekiyor. Cunku 2007 öncesi sebep, 2007 sonrasi yasananlar ise sonuctur.<br /><br />1) Yatirimlar devam ediyor ancak tasarruf 2000'li yillarda gelen dis finansman bolluguyla beraber erimeye basliyor.<br /><br />2) Buyume 2007'ye kadar sinyal vermiyor cunku finansman bir sekilde bulunmus. Problemler biriklmeye basliyor ama buyume devam ediyor. 2007 sonrasi olanlar ise sebep degil, sonuc.<br /><br />3) Issizlik de ayni sekilde. 2007-2008'e kadar olan dönem alarm zilleri calmiyor. 2008'den sonra bakip "issizlik cok artmis" demek kolay. Halbuki hastamiz 2008'den itibaren toksik maddenin etkisinde.<br /><br />4) 2008'e kadar yine hicbir sorun gorunmuyor. 2008 global finansal kriz öncesi faiz orani ortaminda alisilmamis oranlar degil. Daha sonra olanlar ise sonuc. Sonuc, analizimiz cercevesinde bizim ilgimizi cekmiyor cunku hastanin öldugunu ya da agir yarali oldugunu zaten biliyoruz.<br /><br />5) 2000'li yillarda yeniden artmaya baslayan butce acigi elimizdeki en buyuk ipuclarindan biri. Demek Yunanistan, gelen kolay paraya kanarak cari acigi kucultmek yerine (7) tasarrufunu azaltip (1) borc yukunu artirma yoluna gitmis (6). Bunu bir kenara koyalim.<br /><br />6) Kamu borc yuku artiyor. Fakat aslinda sikinti bu degil. 2000-2007 dönemine bakarsak asil sikinti su ki, kamu borc yuku AZALMIYOR. Yunanistan, kendini Avrupa'nin iyi nispeten iyi isleyen ekonomileri ile bir görup eline gecirdigi her dis finansman firsatini kisa vadeli yatirimlar icin kullanmis belli ki. Para dogrudan yatirim, uzun vadeli özel sektor kredisi ya da devlet borclanmasi seklinde bir seklilde gelmesine ragmen yeterli ve gerekli ekonomik kalkinma saglanmamis. Benzer sekilde, 2008'den sonra gördugumuz ziplama ise artan borc yukunun ve kuculen ekonominin bir sonucu.<br /><br />7) Cari acik henuz 2004 yilina kadar döndurulebilir (azaltilabilir anlaminda) seviyelerdeyken Yunanistan kuresel para bollugu sebebiyle vites artirmis ve en sonunda duvara carpmis.<br /><br />Sonuc olarak, elimizdeki sebep ve sonuclari iyice ayikladigimiz zaman Yunanistan'in surdurulebilir olmadigi belli olan dis finansman kaynaklarini yillarca uretime degil tuketime yönlendirerek duvara tosladigini görmek zor degil. Burada "Yunanlilar yan gelip yatiyor" demek cok kolay ama isin aslina bakinca krizin altinda surdurulebilir olmayan bir ekonomik kalkinma modeli (ekonomik buyume vs ekonomik kalkinma), yanlis tesvik sistemleri (sanayi yatirimi olmayan) ve kisa vadeli populist politikalar (2008'den sonrasi icin konusmak kolay) oldugunu söyleyebiliriz.<br /><br />Bu calismanin bir sonraki adimi olarak bu grafikleri 2006-2007 yillarina kadar alip Turkiye'nin 2014-2015 yilina kadar olan grafikleri ile örtusturup benzer ve farkli noktalari incelemeye sunabilirsiniz. Bircok parametrede ilginc benzerlikler olacagina inaniyorum.<br /><br /><br /><br />Volkan Bayabatnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-72540543208818096242015-06-22T13:33:55.371+03:002015-06-22T13:33:55.371+03:00Grafiklere göre;
1-)Yatırım ve tasarrufların GSYH’...Grafiklere göre;<br />1-)Yatırım ve tasarrufların GSYH’deki payı yıllar itibariyle düşüş eğiliminde<br />2-)Büyüme yıllar itibariyle dalgalı seyir halinde olmakla birlikte 2009-2014 yılları arasında ekonomide küçülme gerçekleşmiştir.<br />3-) Yıllar itibariyle süre gelen GSYH’deki düşüşle birlikte istihdamda azalma görülmekte ve işsizlik oranlarında artış gerçekleşmiştir.<br />4-)Ekonomisi büyüyemeyen ülkede harcama yetersizliği nedeniyle deflasyon görülmektedir.<br />5-)Son 34 yıl bütçe açığı veren ülke kaynakları verimsiz kullanılmaktadır. Buna ek olarak bütçe açığının en çok arttığı dönemler büyümenin en düşük olduğu dönemler olarak göze çarpmaktadır.<br />6-)Kamu borç stoku yıllar itibariyle artmakta olup, kamu kaynaklarının verimsiz kullanıldığı, yapısal reformların geciktirildiği düşünülmektedir.<br />7-)Cari açık son 10 yıldır artış eğiliminde.<br />Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/17788151836196954941noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-58067441797020387252015-06-22T13:27:54.908+03:002015-06-22T13:27:54.908+03:00önerileriniz için teşekkürler önerileriniz için teşekkürler Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-13859026224992140012015-06-22T12:33:52.066+03:002015-06-22T12:33:52.066+03:00Başkasının parasıyla hayal içinde yaşayan bok için...Başkasının parasıyla hayal içinde yaşayan bok içinde ölürmüş.Saygilar.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/01898511180134291503noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-6320131903058922832015-06-22T07:09:12.223+03:002015-06-22T07:09:12.223+03:00Sayın Adsız 20.06.2015 23:16 katkınız için teşekkü...Sayın Adsız 20.06.2015 23:16 katkınız için teşekkür ederim. Söylediklerinize ek olarak, ithalat masraflarını arttırmak adına, bazı ithal kalemleri tek bir gümrükten geçme şartı konulur. O gümrük te örneğin Konya' da olur. Bu tarz yöntemler de var.<br /><br />Bir de paralel ithalat diye bir şey var, bizi zora sokan.Yanlış anlaşılmasın Pensilvanya'dan yapılan ithalat anlamında değil. Örneğin İthal elektronik eşyanın Türkiye'de satılabilmesi için servis ayağının kurulması gerekiyor. Bu şart atlatılmak için Türkiye'deki bir servisle anlaşma yapılıyor. Bu şart sağlanmış gibi gözüküyor ama bu serviste bakım onarım yapılmıyor. Tamir için gönderilmiş cihazlar çok uzun süre bekletiliyor, ya kullanıcı hatası denilerek geri gönderiliyor, ya da fahiş servis fiyatı çıkarılıyor. Kullanıcı da bunu ödeyeceğime, yenisi alırım daha iyi diyor. <br /><br />Görüyorsunuz ithalatçının da yan kısa yolları var. Bu durum siyasetçiler tarafından da bürokratlar tarafından da bilinmiyor mu? Bilmemeleri, görmemeleri mümkün değil. <br /><br />Biz malız, aklımız yok dediğimiz de ne oluyor biliyor musun? Bu duruma neden olanları unutup, görmezden gelip, suçu bu halka atmış oluyorsun. Sen biliyorsun bunun böyle olmadığını ama, seni okuyanlar farkına varmadan bilinçaltlarına "biz adam olmayız" deyip, davayı kapatmış oluyorlar. Çünkü suçlu bulundu, yargı verildi, biz adam olmayız. <br /><br />Bir de kurgumuza şunu da eklemeliyiz. üretimimize zarar veren, engelleyen ithalattan öyle bir korunma yöntemleri geliştireceksin ki, karşı taraf tarafından aynı uygulamaların sana uygulanmasına neden olmayacaksın. Katı, göze batan bir uygulama devreye sokarsın, 1 birim ithalatı engellersin, bir de bakmışsın bu süreçte 2 birim ihracattan olmuşsun. <br /><br />Saygılarımla,<br /><br /><br />Not: Artık yazım kurallarına daha çok dikkat ediyorum, bildiğimce. Tüik'ten katılan değerli bir yorumcumuzdan sonra, TDK'dan aramıza katılan değerli bir yorumcumuz oldu. Bilmiyorum Mahfi Bey, ilk başlarda böylesine zengin bir blog olacağını, insanlara katma değer katacağını düşünmüş müydü?Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-63092646808398168552015-06-22T06:03:39.146+03:002015-06-22T06:03:39.146+03:00Cumhuriyet'in kendisi bile yapısal reform. Kos...Cumhuriyet'in kendisi bile yapısal reform. Koskoca bir ulusu bir padişahın kulları olmaktan çıkarmak başlı başına bir yapısal reform. Bugün tam tersine yapılan propagandaya karşın Türk tarihinin bu çapta yapabildiği başka yapısal reform yok. Tam tersine başta eğitim olmak üzere o reformları tersine çevirme çabası son hızıyla sürüyor. <br />Kapitalizmin en üst aşaması olan emperyalizme karşı savaş vermiş olan Atatürk'ü kapitalist diye nitelemek ancak ve ancak Türklere özgü bir yaklaşım olabilir. Mahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-27314342224332705042015-06-21T23:23:21.355+03:002015-06-21T23:23:21.355+03:00Benim kastım "Yunanların Olimpiyatları suçlam...Benim kastım "Yunanların Olimpiyatları suçlaması" yorumunaydı. Yunan vatandaşlarının yaşadıkları sorun ile ilgili olarak suçladıkları şeylerden biri 2004 Yaz Olimpiyatları ve bu devasa operasyonun artçı dalgaları. Selamlar...<br /><br />İ.İ.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-28027107598864440802015-06-21T22:06:31.764+03:002015-06-21T22:06:31.764+03:00Hocam acaba kapitalizm e ek kurallarla mı bu cumhu...Hocam acaba kapitalizm e ek kurallarla mı bu cumhuriyet in yapısal reformları yapıldı çünkü bana mantıksız gelen bir sürü mantıksızlık var bu ilk dönemde.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-29893734384000296122015-06-21T20:33:59.336+03:002015-06-21T20:33:59.336+03:00Hocam, adamcağız cevabınızı bekliyor?Hocam, adamcağız cevabınızı bekliyor?Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-57074466899946236802015-06-21T20:29:46.199+03:002015-06-21T20:29:46.199+03:00AKP döneminde gerçekleşmiştir.
Hocam bunu birisin...AKP döneminde gerçekleşmiştir.<br /><br />Hocam bunu birisinin yazması gerekiyordu...Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-51033604402569686712015-06-21T19:42:43.761+03:002015-06-21T19:42:43.761+03:00'Solcuların evlerinin duvarına cerceveletip ib...'Solcuların evlerinin duvarına cerceveletip ibret olsun diye asmak lazım bu cevabı.'<br /><br />yanıtını veren ve bu yanıtı aklından geçiren herkesin evinin duvarına çerçeveletip ibret olsun diye asmak lazım bu cevabı!Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-52501885835118440912015-06-21T19:37:39.022+03:002015-06-21T19:37:39.022+03:00Peki, en doğrusunu siz bilirsiniz!
Sanki Osmanlı ...Peki, en doğrusunu siz bilirsiniz!<br /><br />Sanki Osmanlı da, Atatürk de kapitalist değilmiş gibi!Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-86609707989254862102015-06-21T19:00:43.582+03:002015-06-21T19:00:43.582+03:00Atatürk diye birisi var bilir misiniz? Bu sizin an...Atatürk diye birisi var bilir misiniz? Bu sizin anlattığınız ABD'nin yerinde o zaman da İngiltere, Fransa vardı. Üstelik Osmanlı'dan devralınacak devasa boyutta borçlar vardı. Ve Türkiye hangi yapısal reformu yaptıysa o zaman yaptı. Kapitalizm o zaman çok daha vahşiydi. Emperyalizm de bundan aşağı değildi. Bana hikaye anlatmayın. Kendi tarihinizi okuyun biraz. Ve oradan yapısal reform neymiş, nasıl yapılırmış öğrenin. Mahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-12887224946915186302015-06-21T17:28:32.599+03:002015-06-21T17:28:32.599+03:00İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleş...İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı emeğin taleplerini gündemine alan bir anlayışla çıkılmalıdır. Bu stratejinin sonuçları Soma’da, Mecidiyeköy’de, Ermenek’te ve Türkiye’nin dört bir yanında acı bir biçimde görülmektedir. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi, işletmelerin karını insanların yaşamının önüne alma stratejisidir. İşsizlikle gerçek mücadele için;<br /><br />1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.<br />2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.<br />3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.<br />4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.<br />5. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.<br />6. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.<br />7. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.<br />8. Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.<br /><br />16 Haziran 2015<br /><br />http://www.disk.org.tr/2015/06/uzun-calisma-sureleri-dusuk-ucret-dayatmasi-ve-guvencesiz-calisma-issizligi-besliyor/Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-34530203259405354672015-06-21T17:28:30.246+03:002015-06-21T17:28:30.246+03:005.
Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı b...5.<br />Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı bir önceki senenin aynı dönemine göre 170 bin kişi fazla. Bu işsiz ordusuna 170 bin yeni üniversite mezununun katıldığını gösteriyor. İşsizlikteki toplam artışın yüzde 53’ü yükseköğretim mezunu işsizlerin sayısındaki artıştan kaynaklanıyor. Yükseköğretim mezunu resmi işsiz sayısı 648 bin kişi, resmi işsizlik oranı ise yüzde 10,7. Buna karşın yükseköğretim mezunu kadınlar için bu oran yüzde 15,8 seviyesinde. Yükseköğretim mezunu kadın işsizlerin sayısı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 110 bin kişi arttı. Yükseköğretim mezunu kadınların % 27’si, erkeklerin ise %22’si 1 yıldan uzun süredir işsiz.<br /><br />6.<br />Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranı resmi genç işsizlik oranı olan % 18,6 rakamının yaklaşık 10,5 puan üzerinde yüzde 29,2 seviyesinde gerçekleşti.<br /><br />7.<br />TÜİK yeni serisinde daha önceki seride olan ve anket soru formunda yer alan işin sürekliliği ile ilgili verileri dinamik sorgulamadan çıkartmıştır. Geçici çalışanların sayısındaki gelişim istihdamın niteliği açısından son derece önemli bir değişkendir. Bu verinin web sitesinde ve dinamik sorgulamada artık paylaşılmaması, daha önce kolayca ulaşılan bir bilgiye ulaşmak için bürokratik süreçlere başvurulması zorunluluğu getirilmesi büyük bir eksikliktir.<br /><br />SONUÇ ve ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER:<br /><br />TÜİK İşgücü Anketi Mart 2015 dönemi verilerine göre işsizlik hem görünen hem görünmeyen boyutlarıyla tehlike sinyalleri vermeye devam etmektedir. Bu tehlike gençler, kadınlar, geçici çalışanlar açısından ciddi boyutlardadır. Gelecek dönem açısından uzun çalışma süreleri, düşük ücret dayatması, taşeronluk, güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması temelinde şekillenen istihdam politikaları terk edilmezse güvencesiz-geçici çalışanların, eğitimli işgücünün ve kadınların istihdamda yaşadığı problemlerin ve istihdam alanındaki krizin süreceği görülmektedir.<br /><br />Türkiye haftalık çalışma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduğu bir ülkedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadır. Buna göre Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. 7 Haziran 2015 seçimlerinde, işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunan bir siyasal anlayış kaybetmiştir. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen, AKP ürünü olan ve emek örgütlerinin talepleri yok sayılarak hazırlanan Ulusal İstihdam Strateji Belgesi artık rafa kaldırılmalıdır.<br /><br />(...)Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-22362742860904221692015-06-21T17:28:27.997+03:002015-06-21T17:28:27.997+03:00TÜRKİYE'YE
VE
İKTİSATÇILARA UYARI!
Son 10 y...TÜRKİYE'YE<br /><br />VE<br /><br />İKTİSATÇILARA UYARI!<br /><br />Son 10 yılda Vestel'in veya Arçelik'in veya BSH'nin tesisleri haricinde üretim yapan fabrika açılmadı!<br />İnşaat sektörü kendisine sınırlı bir iş gücü yarattı, o kadar!<br />Halbuki her sene en az yukarıdaki markaların fabrikaları büyüklüğünde insan çalıştıracak birer fabrika açılmalıydı, ki bu da işsizliğe derman olamazdı!<br /><br />Aynaya bakmayan Türkiye:<br />Üretemediğinin farkında değil!<br />Rusya'ya meyve-sebze,<br />Avrupa'ya otomotiv yedek parça,<br />Herkese turizm pazarlıyoruz ama;<br />Yılda 15 savaş uçağı, 100 tank alsak elimizdeki para bitiyor!<br /><br />Daha fazla üretim yapıp, ihraç etmemiz şart!<br />Ancak ihracatta çok fazla gelir getirecek, yani 'yükte hafif, pahada ağır' kalemlerimiz sınırlı!<br />Bir yandan da 'genç bir nüfusa sahibiz' diye övünüyoruz;<br />Resmi rakamlar da bile gençler arasında işzsizlik %20'lerde!<br /><br />Bu durumda 'resmi olarak' bir ekonomik krizimiz yok!!!<br />Eğer bir de ekonomik krizin göbeğine;<br />Hükümet kurma krizi ile dalacak olursak,<br />İşsizlik; kronik kaderimiz olacak!<br /><br />Zira:<br />Bu şartlarda ne yeni işyerleri açılır!<br />Ne de iş imkânları oluşur!<br /><br />Sanırım işsizliğin tek çaresi:<br />Bir milletvekili çocuğu olmak!<br />Onlar da burada ne yazıyor,<br />Ne de okuyorlar!<br /><br />https://eksisozluk.com/entry/52369297<br /><br />"UZUN" ÇALIŞMA SÜRELERİ,<br />"DÜŞÜK ÜCRET" DAYATMASI,<br />"GÜVENCESİZ" ÇALIŞMA;<br />TÜRKİYE'DE İŞSİZLİĞİ BESLİYOR!<br /><br />GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK ORANI: %17,5 !<br />İŞSİZ SAYISI: 5 MİLYON 519 BİN !<br />KADINLARDA GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK ORANI: %25,8 !<br />YÜKSEKÖĞRETİM MEZUNU KADINLARIN %27'Sİ, ERKEKLERİN %22'Sİ 1 YILDAN UZUN SÜREDİR İŞSİZ !<br />GENÇLERDE İŞSİZLİK: %30'U GEÇMEK ÜZERE !<br />HER ÜÇ İŞSİZDEN BİRİ; "GEÇİÇİ BİR İŞTE ÇALIŞTIĞI İÇİN" İŞSİZ KALDI !<br />"YENİ İŞSİZLERİN" YARISINDAN ÇOĞU; ÜNİVERSİTE MEZUNU !<br /><br />Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan İşgücü Anketi Mart 2015 dönem sonuçlarını değerlendirdi:<br /><br />1.<br />Resmi işsizlik oranı yüzde 10,6 ile geçtiğimiz yılın 0,9 puan üzerinde gerçekleşti. Tarımdışı işsizlik oranı ise % 12,6 oldu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemi için bu oran % 11,6 seviyesindeydi. Resmi işsiz sayısı yeni seriye göre geçen yılın aynı dönemine göre 322 bin kişilik artış göstererek 3 milyon 69 bine ulaştı. Buna karşın mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik rakamları bir önceki aya göre 0,2 puan azalış gösterdi. İşsiz sayısı kriz öncesi 2008 Mart dönemine göre 843 bin kişi artmış durumda.<br /><br />2.<br />Mart 2015 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da (umutsuzlar ve diğer) dâhil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 17,5, işsiz sayısı da 5 milyon 519 bin kişi olarak gerçekleşti. İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar (eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiğinde işsizler, gizli işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 568 bin kişi oldu. Bunların geniş işgücü içindeki payı ise % 20,9 olarak gerçekleşti.<br /><br />3.<br />Kadınlar için resmi işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,9 puan artarak % 12,9 olarak gerçekleşti. Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı ise % 25,8 oldu. Tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 17,2 olarak gerçekleşti.<br /><br />4.<br />Geçici bir işte çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlar toplam işsizler arasında en ağırlıklı kesimi oluşturdu. Toplam işsizlerin yüzde 34’ü yani 1 milyon 50 bini geçici işlerde çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlar. Yeni işsizlerin (1-2 aydır iş arayanların) içinde geçici bir işte çalışıp, iş bittiği için işsiz kalanların sayısı 397 bin. Yeni işsizlerin 158 bini ise işten çıkartıldığı için işsiz kalanlar.<br /><br />(...)Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-83854072139099316502015-06-21T17:17:45.793+03:002015-06-21T17:17:45.793+03:00Solcuların evlerinin duvarına cerceveletip ibret o...Solcuların evlerinin duvarına cerceveletip ibret olsun diye asmak lazım bu cevabı. Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-12740498317706432432015-06-21T16:19:11.572+03:002015-06-21T16:19:11.572+03:00Ne garip:
Kazanmak insanlara yetmiyor, diğerlerini...Ne garip:<br />Kazanmak insanlara yetmiyor, diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyor!<br /><br />Gore Vidal<br />1925-2012Anonymousnoreply@blogger.com