tag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post6194898899717903594..comments2024-03-28T14:12:54.016+03:00Comments on KENDİME YAZILAR: Finanse Edilmeyen Cari Açık Olmaz Ama Nasıl Finanse Edildiği Önemlidir Mahfi Eğilmezhttp://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comBlogger182125tag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-62571253023458389462018-12-20T17:00:31.953+03:002018-12-20T17:00:31.953+03:00Hocam merhaba,
Bu yazıyı uzun zaman önce yazmıssı...Hocam merhaba, <br />Bu yazıyı uzun zaman önce yazmıssınız ama ben sımdı okuyabıldım, cok aydınlatıcı gercekten. Ancak hesaplama kısmında tam anlamadıgım bir şey var. Finans hesabı pozitif çıktığı halde neden cari açık hesaplamasında eksi olarak aldınız. Bir de doğrudan yatırımların eksi çıkması, yabancı şirketlerin Türkiye'de yaptığı şirket kurma/alma gibi yatırımlarından daha cok Türk şirketlerinin yurtdışında şirket alma/kurma faaliyeti yaptıklarını mı gösterir?<br />Her ne kadar gec sorulmus bir soru olsa da cevaplayabilirseniz cok sevınırım.Deryahttps://www.blogger.com/profile/08334958091570648155noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-74766923764052921262018-12-01T10:22:25.516+03:002018-12-01T10:22:25.516+03:00Dediginiz sekilde bir hesap yapmak mumkun mu oluyo...Dediginiz sekilde bir hesap yapmak mumkun mu oluyor?yani her sey yolunda gidebilse enflasyon orani kadar bir deger kaybi uzerinden mi bir dusus oluyor sadece?bu sekilde sadelestirilebilir mi?merak ettigim icin soruyorum..ilk defa guzel sade bir denklemden haberdarim..sayenizde olaylara makro bakabiliyoruzAnonymoushttps://www.blogger.com/profile/11155780196493032468noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-86316713119001612552018-11-29T15:11:17.933+03:002018-11-29T15:11:17.933+03:001,3 milyon dolar değil mi sayın hocam1,3 milyon dolar değil mi sayın hocamErmanhttps://www.blogger.com/profile/00158451728013796191noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-14565554296315501502018-11-25T12:25:45.906+03:002018-11-25T12:25:45.906+03:00Sindiremediğimiz konular ileriye gitmemiz için yak...Sindiremediğimiz konular ileriye gitmemiz için yakıtımız olmalı, nedenlerimize katılan güçlü bir neden olmalı. Bu coğrafyada güçlü olmamız gerekiyor biliyorsunuz.<br /><br />Devamlı cari açık vererek daha iyiye gitmediğimiz belli. Enflasyonu dizginleyemezsek de kur seviyesinin avantajını da kaybedeceğimiz de belli.<br /><br />Kaynaklarımızın önemli bölümünü döviz kazandırıcı alanlara yönlendirmemiz gerekiyor. Tabiki kendi teknolojimizle. Teknoloji üretir konuma gelmeden güçlüklerin üstesinden gelemeyiz.Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-42838238848749686532018-11-25T04:44:32.821+03:002018-11-25T04:44:32.821+03:00Bu yorum yazar tarafından silindi.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/06305897383503161193noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-54463029438900618122018-11-25T04:23:36.998+03:002018-11-25T04:23:36.998+03:00Bu yorum yazar tarafından silindi.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/06305897383503161193noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-50109259593187574632018-11-25T03:22:40.339+03:002018-11-25T03:22:40.339+03:00Bu yorum yazar tarafından silindi.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/06305897383503161193noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-66907882581306305092018-11-25T03:10:51.372+03:002018-11-25T03:10:51.372+03:00Bu yorum yazar tarafından silindi.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/06305897383503161193noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-40155085946764058222018-11-24T09:40:33.863+03:002018-11-24T09:40:33.863+03:00Adsız 23 Kasım 2018 10:37
Siyaset konusunda “kuru...<b>Adsız 23 Kasım 2018 10:37<br /><br />Siyaset konusunda “kurumsallaşma”nın olabilmesi için <i>önce</i> “ehil insan”ların harekete geçmesi gerektiğini Timur Çimen de anlamaya başladı. “Ehil olmayanlar” haddini, hududunu bilmiyor, siyaset meydanında kurumsallaşıyor; en nihayetinde, “toplumu birbirine düşürüyor”. Yukarıdaki “Erdoğan” ve “Trump” örneklerini daha dikkatli okuyunuz. Belki şaşırabilirsiniz, eğer Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) siyasete girmek konusunda gönülsüz-isteksiz kalmaya devam ederse, “ehil olmayan kişilerin siyasal hegemonyası” pekişir, en sonunda, taraflar birbirine şiddet uygulamak zorunda kalır. “Ehil kişiler” de şiddetten uzak durmaya çalışırken, en sonunda, gönülsüzce-isteksizce şiddete başvurmak zorunda kalırlar. Timur Çimen’in birkaç konuda ısrarı var, zamanla bunları da üzerinden atacaktır, <i>gerçeği</i> hazmedecektir.<br /><br />Daron Acemoğlu’nun kitabında işaret ettiği en mühim uyarıları atlamışsınız; “ehil olmak”, “liyakat” ve “meritokrasi”. Bu üç uyarı, birbirini bütünler. “Ehil” insanlar siyasete katılmazsa; “kurumsallaşma”yı beklemeyin.<br /><br />Daron Acemoğlu “ehil” insandır ve siyasete katılmaktan uzak duruyor; “Vay Neyşıns Feyıl (Türkçe çevirisi de mevcut)” işlevsiz kâğıt yığını olmaktan öteye geçemez. Kitabın satış rakamları gösteriyor ki, pek çok insan Daron Acemoğlu’nu siyasette de vereceği mücadeleyi desteklemeye hazır; fakat Daron Acemoğlu gönülsüz-isteksiz davranıyor. (Daron Acemoğlu, Türkiye’ye gelmek zorunda değil; isterse, ABD’deki siyaset meydanına da katılabilir.)<br /><br />Mahfi Eğilmez “ehil” insandır ve siyasete katılmaktan uzak duruyor; “Değişim Sürecinde Türkiye” işlevsiz kâğıt yığını olmaktan öteye geçemez. Kitabın satış rekorları kırması gösteriyor ki, pek çok insan Mahfi Eğilmez’i siyasette de vereceği mücadeleyi desteklemeye hazır; fakat Mahfi Eğilmez gönülsüz-isteksiz davranıyor.<br /><br />“Ehil” olup siyasetten uzak duran yukarıdaki gibi kişi örneklerini daha da çoğaltabiliriz...<br /><br />Bizzat kendiniz yazmışsınız <i>“Bu da Atatürk’ün güçsüzlüğünün değil karşısındaki kurumun gücünün sonucudur.”</i> Atatürk vefat ettikten sonra, yıllar boyunca, “ehil” insanlar siyasetten uzak durdukları için; haddini, hududunu bilmeyen “ehil olmayanlar” kurumsallaştı ve “Erdoğan”ları, “Trump”ları doğurdu.<br /><br />“Ehil” Mustafa Kemal Atatürk, kitap da yazdı (Nutuk), siyasete de girdi; kendisi, yol arkadaşları ve halkla beraber “kurumsallaşma”nın temellerini attılar, fakat, devamı getirilmedi.<br /><br />“Ehil” Daron Acemoğlu, kitap yazıyor, siyasete girmiyor; “kurumsallaşma” imkânsızlaşıyor.<br /><br />“Ehil” Mahfi Eğilmez, kitap yazıyor, siyasete girmiyor; “kurumsallaşma” imkânsızlaşıyor.<br /><br />Sonra; haddini, hududunu bilmeyen “ehil olmayanlar” siyasette kurumsallaşınca <i>(ve “Erdoğan”lar, “Trump”lar hegemonyalaşınca)</i> ağlaşmayın.<br /><br />Daron Acemoğlu’nın, Mahfi Eğilmez’in (ve onlar gibi nice “ehil” kişilerin) yaptığı yanlışı, “ehil” Jose Ortega y Gasset de yaptı; kitap(lar) yazdı, ama siyasete girmedi. Kitapları satış rekorları kırdı, Gasset yine siyasete girmedi. Siyasete girmediği için ülkesinin (ve dünyanın) yaşadığı faciayı acıyla tecrübe etti, ve geleceğe uyarılarını (aşağıda) bıraktı. Bu uyarılar dikkate, hâlâ, alınmazsa; bu kitap da işlevsiz kâğıt yığını olmaktan öteye geçemez:<br /><br /><i>“Kitlelerin Ayaklanması”</i><br /><br />( https://www.kitapyurdu.com/kitap/kitlelerin-ayaklanmasi-karton-kapak/242084.html )</b>Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-52865210070458883262018-11-23T23:25:15.287+03:002018-11-23T23:25:15.287+03:00Ben de teşekkür ederim sayın Adsız 10:37. Aklın y...Ben de teşekkür ederim sayın Adsız 10:37. Aklın yolu bir:)<br /><br />Arkadaşımız da bu yola yaklaştı aslında. Birkaç konuda ısrarı var sadece. Eh demokrasilerde herkes aynı fikirde olma zorunda değil. Çeşitlilik zengiliğimiz. <br /><br />Hepimiz fikirlerimizi, tespitlerimizi, önerilerimizi ortaya koyduk.<br /><br />Bir televizyon programında duymuştum; siyaset kismi doğruların rekabetidir. <br /><br />Bu rekabetin toplumumuzu birbirine düşürmeden yapılması gerekir. Sonuçta kısmi doğru.Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-42779747474864295342018-11-23T10:37:46.552+03:002018-11-23T10:37:46.552+03:00Timur beye teşekkür ederim. tam anlamıyla benim ya...Timur beye teşekkür ederim. tam anlamıyla benim yazacaklarımı yazıyor.<br />Evet insanlar kurumları değiştirebilir. Fakat bu, tek bir insan kurumları tek bir hamleyle ve tek başına değiştirebilir demek değildir. Kurumlar (yani siyaset, devlet ve ekonomi) tüm insan etkilerinin bileşkesidir. Siz bir yöne ittirirsiniz o başka yöne gider. Çünkü kendi ataleti vardır ve sizinle aynı anda pek çok etkiye maruzdur. <br />Sonuçta tek bir insan etkilidir, fakat belirleyici değildir. Buna en güzel örnek Kemal Atatürk'ün kendisidir. Tüm kişisel etki ve çabasına rağmen eninde sonunda Atatürk devrimleri etkisiz olmuş ve dini kurum karşısında başarısızlığa uğramıştır. Bu da Atatürk'ün güçsüzlüğünün değil karşısındaki kurumun gücünün sonucudur.Bütün bunlar için size şiddetle Daron Acemoğlu'nun "why nations fail" kitabını ( Türkçe çevirisi de mevcut) öneririm. Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-54023353279007732242018-11-22T23:47:50.516+03:002018-11-22T23:47:50.516+03:00İnsan yoksa “kurum” da yok; insan davranışlarında ...<b>İnsan yoksa “kurum” da yok; insan davranışlarında istikrar yoksa “kurumsallaşma” da yok. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasetten uzak durdukları için, yeni siyasi partiler “kurulamıyor”, ve-veya, var olan siyasi partiler “cansız kurumlar” olarak kalmaya devam ediyor; “kurumsallaşma” aşamasına geçmek imkânsızlaşıyor.<br /><br />Bugün içinde bulunduğumuz vaziyet (Türkiye ve dünya geneli); siyasi parti(ler) kurmayı ve-veya gönül verilen siyasi partiye-partilere abone olmayı çoktan geçti, yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz. Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) gönülsüzlüğünü-isteksizliğini bitirip siyaset meydanına girdikçe, benim gibi “ehil olmayanlar” da, “ehil olanlar”ın çevresinde birleşmeye devam eder, onları iktidara doğru desteklemeye gecesini gündüzüne katarak çalışır, <i>bahsettiğiniz siyasi parti(ler) işte o an anlam ve amaç kazanır.</i> İlk önce Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) gönülsüzlüğünü-isteksizliğini bitirip siyaset meydanına girmeli ki benim gibi “ehil olmayanlar” da ikna olsun, yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz.<br /><br />Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi), siyasete girmek konusunda gönülsüz-isteksiz kalıp oturdukça, benim gibi “ehil olmayanlar” onlara yardım edemez, çünkü Mahfi Eğilmez gibi “ehil olanlar” en baştan gönülsüzlüklerini-isteksizliklerini beyan ediyorlar. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete katıldıkça, benim gibi “ehil olmayanlar” da onların iktidara yürümesi için koşacak, şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, site site, blok blok, apartman apartman, müstakil ev müstakil ev, hane hane, kapı kapı, insan insan (ve “facebook” gibi platformlar dahil). Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete girmedikçe, benim gibi “ehil” olmayanların onlara yardım istek ve çabası işlevsizdir. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete girmedikçe, “kurumsallaşma” imkânsızlaşır; yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz.</b>Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-79376993951040143322018-11-22T23:46:05.997+03:002018-11-22T23:46:05.997+03:00Meselenin “kendine haksızlık etmek”le ilgisi yok; ...<b>Meselenin “kendine haksızlık etmek”le ilgisi yok; meselenin “kendi haddini, hududunu bilmemeye yıllardır alışmak”la ilgisi var. Mahfi Eğilmez ve onun gibi “ehil” kişiler yıllardır gönülsüz-isteksiz davranıp siyasete girmiyor, böylece “ehil olmayan”lar siyaset meydanında haddini, hududunu bilmemeye yıllardır alışıyor; en sonunda, “Erdoğan” ve “Trump” gibi sonuçlarla karşılaşıyoruz. “Ehil olmayan” kişilerin, “ehil” kişilere güvenmesi, onları siyaset meydanında görmesi için; “ehil olmayan” kişilerin roket bilimiyle uğraşması, yüksek entelektüel birikime sahip olması şart değildir. Mahfi Eğilmez ve onun gibi “ehil” kişilerin gönülsüz-isteksiz davranmayı bırakıp siyasete girmesi, dip dalgasını başlatır. Dalga büyüdükçe, seslerini yükselten “ehil insan” sayısı artar, siyasete katılım gösterirler. Ben, haddimi, hududumu biliyorum; siyaset konusunda “ehil değilim”. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişilerin siyasete girmesini (oturmayıp) destekleyecek kadar basiretliyim; tek başına da değilim. Bir miktar basiretli olmam, siyasete girmemin önünü açmaz; hele, siyaset konusunda beni “usta” hiç yapmaz. İşte şimdi “kurum” ve “kurumsallaşma”yı açıklayayım:<br /><br />“Kurum”ları yapan - büyüten - yıkan; “insan”dır. İnsan varsa “kurum”lar vardır. İnsan davranışları süreklilik, istikrar gösterirse bahsettiğiniz kurumlar ve daha fazlası (ekonomi ekolü, siyasi ideoloji, iktidar, muhalefet, parti, dernek, vakıf, müzik orkestrası, futbol takımı, bilim enstitüsü, vb.) “kurumsallaşır”; insan yoksa, bırakın “kurumsallaşma”yı, “kurum”ların her biri cansız yapılar olarak kalmaya mahkûmdur; kum gibi, bina gibi, banyo fayansı gibi, siyasi parti amblemi gibi, makam aracı gibi, oy pusulası gibi, anket formu gibi, abonelik aidatı makbuzu gibi... Daha net anlamanız için; örneğin, siyasi parti amblemini tasarlayan “insan”dır, hiçbir amblem “kendi kendine” doğmaz. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete girmez ise, bahsettiğiniz partilerin hiçbiri “kurumsallaşamaz”. Yukarıda yazdığım <i>“...bahsettiğiniz siyasi parti(ler) işte o an anlam ve amaç kazanır”</i> kısımlarını daha dikkatli okuyunuz.</b><br /><br />+ +Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-56518248370364862722018-11-22T07:18:40.119+03:002018-11-22T07:18:40.119+03:00Sayın Adsız kendinize haksızlık etmeyin; siyaset h...Sayın Adsız kendinize haksızlık etmeyin; siyaset hususunda ehil insan olduğunuzu ortaya koyuyorsunuz.<br /><br />Belki siz farkında değilsiniz ama ilk ortaya koyduğunuz düşünceden uzaklaştınız. Bunu da ustaca yapıyorsunuz, ustalık döneminde olduğunuz belli. Bundan hiçbir şüphem yok.<br /><br />Neydi bizim başlangıç noktamız?<br />Bir arkadaşımızın yazdığı ile başlayan".... Çare kişileri değil kurumları güçlendirmek ve bunlar arasında karşılıklı bir denetleme dengesi kurmaktır...."<br /><br />Siz bu kurumsallık fikrine karşı çıktınız. Trump örneğini verdiniz. Trump bir kurum mu, bir insan mı? Lütfen verdiğiniz örnekler üzerinde siz düşünün. Bir fikir, bütünüyle tutarlı olmalıdır. Trump bir kurumsa örneğiniz tutarlı, değilse kendi argümanızı çürüten bir kanıttır.<br />Herkes değiştirebilir fikrinden ehil kişilere geçtiğinizde de sarsmıştınız ana fikrinizi.<br /><br />Şimdi herkes birşeylerin değişmesini istiyor. Hiçbir şeyin değişmesini istemeyen var mı? Muhakkak vardır, ama sayısı azdır. Ama siz dediğinize göre <br />Sosyal bilimlerle uğraşan kişilerin kurumları birer insan harici organizma olduğunu iddia ettiğini, bir insanın bu kurumları değiştiremeze inandıklarını anlattınız. Ama az önce de dediğim gibi herkes birşeylerin değişmesini istiyor, siz dahil bunu insanlardan bekliyoruz. Bunu aksini gösteren bir kanıtınız var mı?<br /><br />İşin özünde şuan elinizde kalan argümanınızın son hali; hiç kimse karamsarlığa kapılmasın değişebiliriz. Evet karamsarlığa karşı savaşalım, bu zamanda birlik olup iç kavgalara ayrışmalara gitmeyelim.<br /><br />O yüzden fikrinizde sosyal bilim çevrelerine, kurumsallık fikrine karşı çıkmanıza gerek yoktu.<br /><br />Kurumsallık fikri önemli. Bu fikir insanı yoksayan, kurumu değişmez bir organizma kabul eden bir anlayış değildir.Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-17727561638450563832018-11-21T23:49:10.026+03:002018-11-21T23:49:10.026+03:00Sosyal bilimlerin branşlarında, kurumların, kurulu...<b>Sosyal bilimlerin branşlarında, kurumların, kuruluşların, (ekonominin, siyasetin) ve benzerlerinin, “kendiliğinden” kurulan - büyüyen - yıkılan organizmalar olmadığı, insan iradesi ile olduğu; iddia değil, gerçektir. Bu gerçekten siz yeni haberdar olduysanız, bu sizin bilgi eksikliğiniz(di); öğrenmiş oldunuz.<br /><br />Bugün içinde bulunduğumuz vaziyet (Türkiye ve dünya geneli); siyasi parti(ler) kurmayı ve-veya gönül verilen siyasi partiye-partilere abone olmayı çoktan geçti, paslanmış bir alışkanlığı makyajlayıp yeniden sürmeye uğraşmayınız, yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz. Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) gönülsüzlüğünü-isteksizliğini bitirip siyaset meydanına girdikçe, benim gibi “ehil olmayanlar” da, “ehil olanlar”ın çevresinde birleşmeye devam eder, onları iktidara doğru desteklemeye gecesini gündüzüne katarak çalışır, bahsettiğiniz siyasi parti(ler) işte o an anlam ve amaç kazanır. İlk önce Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) gönülsüzlüğünü-isteksizliğini bitirip siyaset meydanına girmeli ki benim gibi “ehil olmayanlar” da ikna olsun, yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz.<br /><br />Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) gönülsüzlüklerini-isteksizliklerini “kendi iradeleri”yle bitirip siyasete girmeli; “dayak”la, “dövülerek” değil. Belki şaşırabilirsiniz, eğer Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) siyasete girmek konusunda gönülsüz-isteksiz kalmaya devam ederse, “ehil olmayan kişilerin siyasal hegemonyası” pekişir, en sonunda, taraflar birbirine şiddet uygulamak zorunda kalır. “Ehil kişiler” de şiddetten uzak durmaya çalışırken, en sonunda, şiddete başvurmak zorunda kalırlar, gönülsüzce-isteksizce.<br /><br />Öneriniz “Facebook grubu kurmak”; siyasi parti(ler) kurmak ve-veya gönül verilen siyasi partiye-partilere abone olmakla aynı bla bla bladır, paslanmış bir alışkanlığı makyajlayıp yeniden sürmeye uğraşmayınız. Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi) ilk önce siyasete girmek konusundaki gönülsüzlüğünü-isteksizliğini bitirmelidir, internet ortamı ve gerçek hayattaki teşkilatlanmalar ancak ondan sonra anlam ve amaç kazanır.<br /><br />Mahfi Eğilmez (ve onun gibi pek çok “ehil” kişi), siyasete girmek konusunda gönülsüz-isteksiz kalıp oturdukça, benim gibi “ehil olmayanlar” onlara yardım edemez, çünkü Mahfi Eğilmez gibi “ehil olanlar” en baştan gönülsüzlüklerini-isteksizliklerini beyan ediyorlar. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete katıldıkça, benim gibi “ehil olmayanlar” da onların iktidara yürümesi için koşacak, şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, site site, blok blok, apartman apartman, müstakil ev müstakil ev, hane hane, kapı kapı, insan insan (ve “facebook” gibi platformlar dahil). Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete girmedikçe, benim gibi “ehil” olmayanların onlara yardım istek ve çabası işlevsizdir; yukarıdaki “Trump” ve “Erdoğan” paragraflarını daha dikkatli okuyunuz.</b>Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-91108655115589864652018-11-21T18:22:14.909+03:002018-11-21T18:22:14.909+03:00Müthiş tahlil hocam ve öğretici. İktisat, ülkemizd...Müthiş tahlil hocam ve öğretici. İktisat, ülkemizde sizinle hakettiği analitiğe kavuşuyorRabbim asil amacınızın karşılığında bolca mükafatlandırsın insallah.Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/13762913351468733663noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-76850276676045435682018-11-20T18:22:23.807+03:002018-11-20T18:22:23.807+03:00Kurumları, kuruluşları bir organizma olarak sosyal...Kurumları, kuruluşları bir organizma olarak sosyal bilim branşlarında görüldüğü iddiası size ait. Bu kurumlar birer organizmadır, bu kurumları insanlar, ehil insanlar değiştiremez diyen yok. Olaki varsa bile bunların etkisi yok derecesindedir.<br /><br />Kurumların güçlendirilmesini savunmak bu bağlamda değerlendirilemez. <br /><br />Sadece parti kurun demedim veya gönül verdiğiniz partilerde güçlenin dedim. Bunu da neden dedim? Siyaset hususunda ehil insan olmadığınızı söylediniz, bunu bilemem tabi, ama siyasete girmeyi ikna konusunda da ehil değilsiniz, öyle görülüyor. Çünkü Mahfi Beyi ikna edemediniz. <br /><br />Çok söylendi bu husus, hatta sizi döveriz Mahfi Bey diyenler bile oldu. <br /><br />Ben de dedim ki bu söylemler artık bla, bla, bladan öteye gitmiyor, uzun zamandır paslandı, söylemlerini makyajlamanız fayda etmiyor diyorum. Hani benim önerimi dinlerseniz bir şansınız olabilir diyorum.<br /><br />Ama siz kusuruma bakmayın tembellik yapıyor bir facebook grubu dahi kurmuyorsunuz ;) <br /><br />Siz oturun herşeyi Mahfi Bey yapsın.Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-20328305473508487452018-11-20T08:43:37.652+03:002018-11-20T08:43:37.652+03:00Sosyal bilimlerin branşlarında, kurumları, kuruluş...<b>Sosyal bilimlerin branşlarında, kurumları, kuruluşları, (ekonomiyi, siyaseti) ve benzerlerini, sanki kendi kendine doğan - büyüyen - ölen organizmalar olarak anlamayı bırakıp, bütün bunları yapan (büyüten, yıkan) iradenin aslında insan olduğuna dikkat etmek; ilk adımdır. “Ekonomi ve siyaset” konularında “ehil” insanlar aramak; ikinci adımdır. Sizin getirdiğiniz öneri, siyaset konusunda uzun zamandır paslı olan bir modeli makyajlayıp yeniden sürmek “parti kurun, bla bla bla...” Revizyona ihtiyacınız var. Mahfi Eğilmez gibi “ehil” kişiler siyasete girmedikçe, siyasi partiler kof yapılardır.<br /><br />“Ehil kişiler” yıllar boyu kendilerini siyasetten uzak tuttukları için, siyaset meydanı, “ehil olmayanlar”a kaldı. Yukarıda hatırlatılan “Trump” örneğini atlamışsınız. İnsanlar arasında “ehil olmayanlar”ın hepsi, otomatikman, Trump ve benzeri figürleri desteklemeye teşne değil. “Ehil kişiler” seslerini yükselttikçe, siyasete dahil oldukça; insanlar onları destekler, “ehil olmayanlar”ın gardı düşmeye başlar, “ehil olanlar”ı siyasete sokmamazlık edemezler.<br /><br />Ehil “olmayanlar”ın, ehil “olanlar”ın siyaset yapmasına “müsade etmesi”; onları “ehil” yapmaz.<br /><br />Bir (1) “ehil” kişi (örn: Mahfi Eğilmez) yol açabilir, dip dalgasının başlaması için bizzat kendisi harekete geçebilir. Dalga büyüdükçe, seslerini yükselten “ehil insan” sayısı artar, siyasete katılım gösterirler; “her şeyi” değil “siyasi meseleleri” müzakere ederken tek başlarına kalmazlar, çok olurlar.<br /><br />Siyaset konusunda, insanlar iki sınıfa ayrılır: Ehil “olanlar” ve “olmayanlar”. <i>(“Ehil olmayan” kişilerin, “ehil” kişilere güvenmesi, onları siyaset meydanında görmesi için; “ehil olmayan” kişilerin roket bilimiyle uğraşması, yüksek entelektüel birikime sahip olması şart değildir.)</i><br /><br />Siyaset dışında da sınıflandırmalar vardır, buradaki yazışmanın konusu değildir.<br /><br />Sonuç budur.<br /><br />Not: “Siyaset Meydanı”nın, Ali Kırca’nın TV programı ile ilgisi omadığı yeteri kadar hatırlatıldığı için, son kez belirtildi. Bir daha aynı notun yazılmasına gerek yok.</b>Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-37208275155028431652018-11-19T12:28:44.371+03:002018-11-19T12:28:44.371+03:00Mahfi Eğilmez'in kendi alanında sosyal bilimle...Mahfi Eğilmez'in kendi alanında sosyal bilimler alanında ehil olduğuna kuşku yok. Fakat bunlar onun siyaset alanında ehil olduğunu ve dolayısıyla bu ehliyet dolayısıyla halktan teveccüh göreceği ve oy alacağı manasına gelmez. Bence bugüne kadar Türk siyasetine girmiş en düzgün adam olan Cem Boyner'in ( buna Besim Tibuk'da kısmen dahil edilebilir) aldığı sonuç herkese ders olmalıdır.<br />Sonuç: At sahibine göre kişner. Siyaset halkı temsil eder.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-7433740216038673822018-11-18T21:35:34.223+03:002018-11-18T21:35:34.223+03:00Teşekkürler Hocam.Teşekkürler Hocam.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-78236125749754153942018-11-18T17:18:50.378+03:002018-11-18T17:18:50.378+03:00Bir bakkaldan veresiye usulü alışveriş yapman için...Bir bakkaldan veresiye usulü alışveriş yapman için bakkalla anlaşman gerekir değil mi? Anlaşma olmazsa alışverişte olmaz. Aynı zamanda peşin ödemeni istiyorsa bakkal ve sen ödeme yapmazsan alamayacaksan alışverişte olmaz değil mi? İşte finanse edilmezse cari açık oluşmazın mantığı bu.<br /><br />Bakkalla peşin çalışıyorsun ama ay sonunda bakkal borcun olduğunu bildiriyor. Sen son gün olduğu için neden bu borcun olduğunu araştıramıyor bir kayıt yapıyorsun denkliği sağlamak için. Net hata ve noksanın mantığı da bu. Net hata noksan elle tutulur bir varlık değildir. Denkliği sağlamak için yapılan bir kayıttır. İthalat yapıyorsan ya parasını ödemiş ya da borçlanmışsındır değil mi? Denklikten bahsettiğim bu. Ama kayıtlara bakıyorsun ya borcun fazla veya olması gerektiğinden az. Bu olamayacağına göre ama denkliği sağlamak adına bu kaydı yapıyorsun. O an bilmediğin bir gelirin veya giderin, borcun veya alacağın var demektir. Ve bu kurun değerini açıklamak için kullanılamaz. Kayıt bu. Herşey kayıt altında olsaydı o andaki ödemeler dengesinde 17 milyar usdlik net hata noksan oluşmayacaktı ama kur yine yüzde 46 artacaktı.<br /><br />Bulunduğun yer düz olabilir ama dünya düz değildir.Timur Çimenhttps://www.blogger.com/profile/15661097057665516843noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-77349627994054250032018-11-18T15:31:59.906+03:002018-11-18T15:31:59.906+03:00Her şeye yapısal reform penceresinden bakmak doğru...Her şeye yapısal reform penceresinden bakmak doğru değil ama bu dediğiniz işi yapmak çok ciddi bir reformdur.Mahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-6534435424894405272018-11-18T15:30:54.367+03:002018-11-18T15:30:54.367+03:00Teşekkür ederim, elbette çok şey ifade eder.
Teşekkür ederim, elbette çok şey ifade eder.<br />Mahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-71157140816632765552018-11-18T15:30:19.205+03:002018-11-18T15:30:19.205+03:00Bir bakalım ne yaparızBir bakalım ne yaparızMahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2709216080693648313.post-42373821812904487302018-11-18T15:29:52.140+03:002018-11-18T15:29:52.140+03:00Teşekkür ederim.
İşçi gelirleri ikincil gelir hesa...Teşekkür ederim.<br />İşçi gelirleri ikincil gelir hesabı içinde yer alıyor.Mahfi Eğilmezhttps://www.blogger.com/profile/13789214803163419552noreply@blogger.com