Sterilizasyon Politikası ve TCMB
Sterilizasyon, ekonomi bilimine tıp
biliminden geçmiş bir deyim. Tıpta sterilizasyon, bir cismin içindeki ya da üzerindeki mikropları bir takım
temizleyici maddeler aracılığıyla temizlemek, etkisiz hale getirmek anlamına
geliyor.
Ekonomi biliminde sterilizasyon, cari açık ya da fazlanın
para arzındaki değişimler aracılığıyla yaratabileceği olumsuz etkileri gidermek
ya da en aza indirebilmek için yürütülen para politikası uygulamaları için
kullanılıyor. Bunun son dönemlerde Türkiye açısından en önemli yansıması
ihtiyaçtan fazla gelen dövizin TL üzerinde yarattığı değerlenme baskısıdır.
TCMB, bu baskıyı önleyebilmek için sterilizasyon politikası uyguluyor.
Türkiye’ye döviz girişi çeşitli yollarla oluyor. Bunlar
arasında ihracat gelirleri, hizmet gelirleri (turizm, taşımacılık, mali
hizmetler vb), yurtdışındaki işçilerin ülkelerine yolladıkları dövizler,
doğrudan yabancı sermaye yatırımları (yabancı yatırımcıların ülkede fabrika
kurması ya da kurulu tesisleri alması gibi), borçlanma, borsaya yatırım, tahvil
bonoya yatırım gibi kalemler sayılabilir. Bir yandan da Türkiye’den ithalat,
hizmet giderleri (yurtdışına gidenlerin harcamaları), dışarıda yapılan sermaye
yatırımları, dışarıya borç verme vb. gibi nedenlerle döviz çıkışı oluyor. Türkiye’ye
giren dövizler bir şekilde TL’ye dönüştürülürken Türkiye’den para çıkarmak için
ise TL verilir karşılığında döviz alınıyor. Eğer belirli bir dönemde Türkiye’ye
giren döviz miktarı Türkiye’den çıkan döviz miktarından fazlaysa o zaman o
dönemde Türkiye piyasasında döviz fazlası oluşuyor. Parayı da bir mal gibi
düşünürsek arz ve talep kanunu gereği bollaşan malın fiyatı düşeceğinden
bollaşan dövizin kuru düşer ya da tam tersine azalan TL’nin değeri yükseliyor.
Türkiye’ye geçtiğimiz yıllarda giren döviz tutarı cari
açığımızdan yani bizim tasarruf ithali ihtiyacımızdan oldukça yüksek tutarlara
ulaştı. Bunun temel nedeni reel faizin yabancı için oldukça yüksek olmasıydı
(bugün de reel faiz hala yüzde 3 – 4 arasında bulunuyor.) Kendi ülkesinde
sıfır, hatta eksi reel faiz alanlar paralarını buraya getirip kur riskini
alıyorlar ve pozitif reel faiz elde ediyorlar. Bizde enflasyon nominal faizin
üzerinde seyrettiği için Türkler sıfır ya da eksi reel faiz alırken yabancılar,
eğer kurda TL’nin değer kaybına yol açacak bir değişme olmazsa, kendi
ülkelerinde enflasyon yüzde 2 – 3 dolayında olduğu için pozitif reel faiz elde
ediyorlar. TCMB, kurda dalgalanmaya izin vermediği için yabancılar açısından kur
riski minimum düzeye iniyor. O nedenle de Türkiye’ye ihtiyaçtan fazla döviz
girişi oluyor.
İhtiyaçtan fazla gelen dövizin iki farklı etkisi söz konusu: (1)
Döviz bollaştığı için TL değerleniyor (ki bu ihracatı düşürürken ithalatı
artırıyor ve dolayısıyla cari açık büyüyor.) (2) Getirdiği dövizi bankaya
satanlar karşılığında TL aldığı için TL likiditesi azalıyor.
TCMB, bu etkiyi gidermek için iki yönlü sterilizasyon
politikası uyguluyor: (1) Dövizin bollaşarak TL’nin değerlenmesini önlemek için
zorunlu karşılık oranlarını artırıyor ve TL zorunlu karşılıkları ROK
uygulamasıyla döviz cinsinden alarak rezervlerine ekliyor. Bu karşılıklara para
ya da faiz ödemediği için bir yandan dövizi sterilize etmiş bir yandan da
karşılık olarak tuttuğu dövizleri rezervlere ekleyerek döviz rezervlerini
artırmış oluyor. (2) Piyasada azalan TL likiditesini eski düzeyine getirmek
için haftalık tahvil repo ihalesi yapıyor. Yani tahvil veya bono alıp
karşılığında TL veriyor. Bu repo işleminin karşılığında politika faizi adı
verilen ve bugün itibariyle yüzde 5 olan faizi ödüyor.
hocam sanırım merkez bankası yalnız toplam rezerv rakamlarını yayınlıyor hangi oranda dolar ve euro tutulduğuna dair bilginiz varmı?
YanıtlaSilAltın ve döviz olarak biliyorum. Dövizin ne kadarı dolar veya Euro bilmiyorum.
SilTl nin deger kazanmasi ithalati artiriyor ihracati dusuruyor mb burada para basma yoluna gidip tl nin degerini dusurebilirmi bide zorunlu karsiliklara bankalarin tepkisi varmidir?!
YanıtlaSilTCMB burada para basarsa TL'nin değeri hem içeride hem dışarıda düşer o zaman da enflasyon yükselir.
SilBankaların zorunlu karşılıklara tepkisi TCMB'nin bunlara faiz ödememesinden kaynaklanıyor (eskiden öderdi.)
Hocam yurtdışından döviz getirenler bunu bankaya yatırıp tl alıyor bankalardaki tl miktarı azaldığı için tl değerleniyor değil mi?
YanıtlaSilEvet
SilHocam TCMB rok uygulaması yerine piyasaya tl sürüp döviz alma yolunu kullanıyor mu? Bunu tercih etmiyorsa etmememe sebebi nedir? Hocam bir de bu repo ihalesini bankalarda tl miktarı kıt hale geldiği için bankalara yapıyor değil mi TCMB ?
YanıtlaSilROK uygulamasıyla döviz çekiyor rezerve koyuyor bedavadan.
SilRepo ihalesiyle bankalara para veriyor.
Hocam bu yapılan sterilizasyon müdahalesi sonucunda yani repo işlemi yapılarak bankalarda azalan tl ye karşılık tl kredisi açması enflasyonist baskıya yol açmaz mı? Bir yandan yabancılar döviz bozdurup bankadan tl aldığında tl kıt hale geldiğinden faizler yükselme aşamasına girmesin diye TCMB bankalara repo işlemi yaparak kaynak sağlıyor bunun sayesinde faizler yükselme aşamasına girmiyor ama bu bir enflasyon tehditi oluşturmaz mı?
YanıtlaSilAzalan TL'nin yerine aynı miktar koyarsaanız bir şey olmaz.
SilHocam bu döviz piyasasında ki kur tam olarak nasıl oluşuyor ? Yani bankalar ellerinde ki tl yi ve dövizleri bir araya getirerek tartıyorlar ve ona göre bir kur mu belirliyorlar orasını anlayamadım. Ayrıca bir bankaya olan döviz talebi arttığında döviz fiyatı yükselir diyoruz da diğer bankalara aynı şekilde döviz talebi olmassa kur onlarda değişmiyor mu yoksa onlarda ortama ayak mı uyduruyorlar ? Hocam bu piyasada belirlenen kurların arkasında bankalar arası döviz piyasasındaki kurlardan dolayı mı piyasada ki kurlarda ondan mı etkileniyor?
YanıtlaSilElma fiyatı nasıl oluşuyorsa döviz kuru piyasası da öyle oluşuyor. Elma satan birinden çok elma alındığında adam fiyatı artırırsa alıcılar öteki elma satana giderler.
Sildöviz verip tl alınca vatandaş piyasadaki tl likiditesi nasıl azalıyor hocam anlayamadım?
YanıtlaSilBankalardaki TL likiditesi azalıyor.
SilPeki hocam Türkiye ne yapmalı TLnin aşırı değerlenmesini önlemek için?
YanıtlaSilŞu ana kadar yapılanlar doğru. Tek sorun yabancılar hala pozitif reel faiz alırken yerliler negatif reel faiz alıyor. Bu, içeriden dışarıya para aktarımı demek. Bu aşamada sıcak para için Tobin vergisi uygulayarak faiz indirmeyi bırakmakta yarar olabilir.
SilSerdar Kelleci
SilTürkiye'nin cds notu her ne kadar diğer g20 ülkelerine göre yeterli olsa da yabancı yatırımcı için tobin vergisi gelmeme sebebi olmaz mı? Bu konuyu çok toplantıda ben de dile getirdim.(kendi görüşüm değil tamamen mesnetinin siz olduğunu dile getirmek isterim.) Sizin yazılarınızda okuyo bana da çok mantıklı gelmesine rağmen tüm ekonomistler, yatırımcılar tobin vergisi uygulamasının yabancı sermayeyi negatif etklieyeceğini savundu. Peki tobin vergisi uygulanırsa yabancı yatırımcı neden Türkiye'ye gelsin? Sadece Türkiye'nin cds notuna güvendiği için mi? Bu konuda bir iki paragraf ayırmanızı rica edeceğim. Aslında bu bir konu başlığı bile olabilir.
Ben Tobin vergisini savunduğumda hep tepkiyle karşılandım karşılığında ise sadece Türkiye'nin cds notunu gösterebildim.ancak kimse de bana tobin vergisi uygulanırsa şu yüzden yabancı yatırımcı gelmez diyemedi yani neden sunamadı. Sizin yaklaşık 2 3 senedir bu konuda bir ısrarınız mevcut. Sizce tobin vergisi uygulanırsa yabancı yatırımcı yeniden Türkiye'ye gelmeyi neden tercih etsin?
Serdar Kelleci
Silparantez içinde yazdığım (kendi görüşüm değil tamamen mesnetinin siz olduğunu dile getirmek isterim ) satırlarda kendi görüşüm değil derken; sadece benden çıkan bir fikir değil sadece sizin yazılarınızda okuduğum ve bana da çok mantıklı geldği için telaffuz ettiğimi dile getirmek istedim. Yani sizin savunduğunuz tobin vergisi benim de aklıma yatan en mantıklı çözüm. Yanlış bir anlaşılma olmaması adına bunu yazmak istedim. zor oldu ama:)
Tobin vergisini katı bir biçimde uygulamaktan söz etmiyoruz. Örneğin 3 aydan kısa süreli gelen sıcak paraya çıkışta (anapara için değil elde ettiği kazanç için) yüzde 2 vergi uygulansa yeterlidir. Bu uygulama doğrudan yabancı sermayeyi etkilemez, 3 aydan uzun süreyle gelecek sermayeyi de etkilemez. Biz zaten sıcak paranın gelmesinden şikayetçi değil miyiz? Yani kısa süreli yabancı yatırımı zaten istemiyoruz. O zaten gelmesin. Çünkü bizim cari açığımız 50 milyar ama gelen para 70 milyar dolar.
SilTobin vergisi yerine faizi enflasyonun altına düşürmek bizim açımızdan çok daha sakıncalı. Biz yabancı para gelmesin diye faizi düşürürken yerli tasarrufçunun tasarruf yapmasını engelliyoruz.
Hocam, konuyla alakasız olacak ama size bir sorum var. ABD'de meşhur borç limiti (tavanı) 18 Mayıs'ta doluyor ve bildiğim kadarıyla limitin artırılacağına dair herhangi bir haber yok. ama borsalar bunu hiç takmıyor gibi. hani hep derler ya borsalar gelişmeleri 3-5 ay öncesinden fiyatlamaya başlarlar diye, acaba piyasada bazıları ABD'de 2 parti arasında yeniden anlaşma sağlanacağı bilgisini önceden mi aldılar? veya Greenspan'in geçmişte dediği gibi yeni bir "irrational exuberance" safhasına mı geçtik?
YanıtlaSilABD, Obama döneminde buna benzer birçok sıkıntı yaşadı. Hala onaylanmış bir bütçesi yok, geçici bütçelerle idare ediyor. Mali uçuruma düştü, borç tavanı sıkıntısı çekti buna karşın ekonomi toparlanıyor. Bence bunu da kanıksadılar ve aşacaklar. Bence bu "irrational exuberance" aşaması değil onu geçmişte yaşadık zaten bu daha çok "irrasyonelliklerin rasyonelleştirilmesi" aşaması. Yani insanlar irrasyonellik bekliyorlar ve davranışları ona göre biçimlendiriyorlar buradan da rasyonel bir sonuç çıkıyor.
SilHocam 2001 krizlerinde gecelik faizin %7500 lere kadar çıkmasının sebebi tl nin bankalarda kıt hale getirilirken sterilizasyon müdahalesi yapılmadığından mı faizler bu kadar yüksek seyretmiştir? başka sebebleri de varmıdır?
YanıtlaSilfaizlerin bu derece yüksek olması hem serbest piyasada efektife hem de döviz mevduatlarına olan talebin yüksek olmasıydı.
SilPek çok nedeni var. Bunlar arasında bankaların birbirine olangüveninin kalmaması, TCMB'nin piyasaya IMF kısıtları nedeniyle gerekli likiditeyi verememesi gibi.
Silpeki hocam bir gün bu politikalar TCMB nın elinde patlayabir mi (mesala yabancı yatırımcıların ülkeyi aniden terk etmeleri durumunda) o zaman ne olur?
YanıtlaSildediğiniz durum olursa "tcmb'nin elinde patladı" değil "hükümetin elinde patladı" derler. bu sadece bizde değil Amerika'da da böyledir. hemen hemen hiç kimse 2008-09 krizinin öncesinde kredi hacminin anormal boyutlarda artmasına izin veren, balonun şişmesine göz yuman Fed'i suçlamadı. varsa yoksa ticari bankalar ve Bush yönetimi suçlandı. halen de böyle. tam tersi Fed başkanı "yılın adamı" seçildi!! Dodd-Frank yasası çıktığı zaman çoğu kişi bilinçsizce "tamamdır, Fed'e denetim yetkileri verildi, artık eskisi gibi olmaz" dedi. aslında Dodd-Frank'tan önce de Fed'in her türlü denetim yetkisi vardı ama kullanmadı. merkez bankaları PR konusunda dünyanın en başarılı kurumları kesinlikle.
SilDediklerinizden, FED'in patronunun (hesap verilen kisi/kurum) ABD Hukumeti (hatta devleti) olmadigini cikarsiyorum.
SilYanlis mi anlamisim?
Küresel sistemin öncekilerden en önemli farkı bu. Siz kendi ülkenizde istediğiniz kadar önlem alın sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ortamda eğer işlemleriniz sermaye hareketlerine çok bağlıysa bu hareketlerdeki değişimlerden etkilenmemiz mümkün değil. Türkiye de sermaye hareketlerin fazlasıyla bağlı bir ekonomi.
SilHocam merhaba ,
YanıtlaSilİzin verirseniz bir soru sormak isterim. BDDK nın Temel Bankacılık verilerinde toplam mevduat 849.000 TL(milyon) civarında Merkez Bankası para arzı verilerine bakıldığında ise M1+M2 26.04 tarihi itibariyle 752.573.000 TL (bin) civarında bu rakamların arasındaki fark neden kaynaklanıyor? Merkez Bankası verilerindeki rakam daha büyük olsa banka mevduatı dışında hesaba katılmamış başka değerler var diyeceğim ama bankalardaki mevduatlar daha çok görünüyor. Değerli vaktinizi ayırıp cevap verebilirseniz çok sevinirim.
BDDK'nın verilerinde bankalar + katılım bankaları + fonlar var. TCMB bunları ayrı ayrı gösteriyor. Sizin sözünü ettiğiniz 750 milyar TL civarındaki miktarda katılım bankaları ve fonlar yok. TCMB onları ayrı gösteriyor.
SilTeşekkür ederim hocam saygılar..
YanıtlaSilOnur.
Sayın Hocam,
YanıtlaSilHer gün siteye girip güncel birşeyler yazmanız ve bunu bizlerle paylaşmanızı, kendi adıma çok büyük bir şans olarak görüyorum. izin verirseniz bir konu hakkında fikrinizi almak istiyorum. Gümrük Briliği olmadan sadece serbest ticaret anlaşmalarıyla bir avrupa ticaret alanı bizi nasıl etkiler.
Hakan Kaya
Çok teşekkür ederim.
SilSerbest Ticaret Anlaşmasına biz taraf olmazsak sanırım ciddi darbe yeriz.
Hocam,
SilBen İstanbul Arel Üniversitesinde öğretim görevlisiyim. Uluslararası Lojistik ve Endüstri Mühendisliği bölümlerinde Lojistik ve Dış Ticaret dersleri veriyorum. Aynı zamanda özel sektör de dış ticaret yöneticisiyim. Kısmet olursa doktora çalışmamı Gümrük Birliği olmadan Serbest Ticaret anlaşmaları çerçevesinde ticaret bölgesi üzerine yapmak istiyorum. Sizce bu çalışma ticaret politikamıza bir fayda sağlar mı? Bana önerdiğiniz kitaplar var mıdır ?
saygılarımla
Bence çok iyi bir konu, güncel ve tartışmalı. Yalnız kaynak konusunda pek bilgim yok araştırmadım.
SilÜstad, öncelikle bilgilendirici yazılarınız nedeniyle size teşekkürü bir borç biliyorum. ben de naçizane mümkün olduğunca objektif verileri kullanarak özellikle twitter üzerinden katkı yapmaya çalışıyorum.
YanıtlaSilÜstad, yazınıza bir katkı yapmak istiyorum. TCMB'nin fazla dövizi almak için kullandığı bir yöntem daha var: o da ihracat reeskont kredileri yoluyla TL olarak kullandırılan kredinin döviz olarak tahsil edilmesi ve TCMB'nin tıpkı döviz alım ihalesi gibi net rezervlerini artırması. TCMB, ROK uygulamasında bankaların elindeki dövizi alırken ve net rezervler artmazken, burada ihracatçının dövizini alıyor ve net rezervler artıyor. TCMB Şubat 2012'den bu yana bu yolla 8 milyar doların üzerinde net rezerv artışı sağladı. (size twitter üzerinden bununla ilgili bir grafik de gönderdim)
yazılarınızın devamı dileğiyle
Dinçer Yılmaz
Grafiği rt ettim. İhracat Reeskontlarına girmedim zaten karşık bir konu daha fazla karışmasın diye. İleride bir kez daha yazarsam onu da ele alacağım. Tşkler.
Silhaklısınız Üstad. TCMB'nin sitesinde yer alan haftalık vaziyet (bilanço) raporuna göre de biraz karışık. bilançoda geri ödenmesi gereken krediler yer alırken, rezerv artışı döviz olarak geri ödemelerden sağlanıyor.
SilÜstad,
YanıtlaSilTürkiye deki yerleşiklerin ellerindeki dövizi TL'ye çevirip, aynı yolu izlemeside mümkün.
Anladığım kadarıyla yapmıyorlar. Öyle ise bu yerleşiklerin, yabancılara göre TL'ye daha az güvenmesi ile mi ilgili?
Çok selam ve teşekkürler.
Mümkün değil çünkü bizde enflasyon yüksek. Buradaki anahtar bizde enflasyonun yüksek dışarıda düşük olması.
SilMahfi bey,
YanıtlaSilGeri dönüşünüz için teşekkür ederim.
İyi akşamlar.
Merhabalar hocam
YanıtlaSilşimdi ülkeye faizler yüksek olduğunda döviz girişi gerçekleşir burada merkez bankasının yabancı paraları satın almak için yerli para arzını artırması ne anlama gelir? Daha doğrusu para satın alması ne anlama geliyor? Ayrıca merkez bankasının para arzını artırması sonucu enflasyonist bir olgu yaratmaz mı?(sabit kur rejiminde maliye politikası) Birde anladığım burada GSYH artırmak için enflasyona göz mü yumuyor? diğer sorum ise burada merkez bankası para arzını artırmak yerşne rezervlernden bir çıkış gerçekleştirmesi olsa(böyle bir durum var mı) enflasyist baskıyı önlemez mi? teşekkürler
Bankalar ellerine geçen dövizi TCMB'ye satarak TL'ye çevirir bu da TL arzını artırır. Buna karşılık zorunlu karşılıkları TL yerine dövizle alınca TL arzı artmaz çünkü bu karşılıklar aslında karşılıksızdır.
SilŞu anda dünyanın hiçbir yerinde enflasyonist baskı mevcut değil. Çünkü talep canlı değil.
Bütçe ile ilgili bir sorum olacaktı
YanıtlaSilfaiz dışı denge fazla verip bütçe açığı varsa devlet vadesi gelen borçların ana parasını yeniden borçlanıyor, dönem faizlerinin ise bir bölümünü borçlanıyor ve gerisini gelirleriyle karşılıyor demektir. burada mesela ocak bütçe açığı 5 bin lira dersek devlet 5 bin lira borçlanıyor aynı zamanda bunun faizi var ve öderken faizini ilk önce ödeyip yılsonunda ise anaparayı mı ödüyor(yani 5 bin lira daha dogrusu açık oldugu için ödeyemiyor yeniden borç alıyor)? yanlışsa bu örnegi sayısal olarak özetler misiniz?
Bütçe açığı, bütçe giderlerinin bütçe gelirlerinden fazla olması sonucu ortaya çıkıyor.
SilFaiz dışı denge ise bütçe gelirlerinden sadece faiz dışı giderleri düşerek bulunuyor.
Eğer faiz dışı fazla varsa devlet faiz dışı giderlerini bütçe gelirleriyle karşılıyor ve bir miktar geliri daha kalıyor onunla da faiz ödemelerinin bir bölümünü yapıyor demektir. Ki bu durumda borçlanma giderek azalacak demektir.
Diyelim ki 100 TL bütçe geliri 120 TL bütçe gideri var ve bu bütçe giderinin 90 TL'si faiz dışı gider. Bu durumda (100 - 90=) 10 TL faiz dışı fazla vardır. Yani devlet faiz dışı giderlerini yaptıktan sonra kalan 10 TL ile faiz giderlerinin bir bölümünü ödeyecek kalanı için yeniden borçlanacaktır.
hocam merhaba, reel efektif kur 121.1 seviyesine geldi. MB daha önceden negatif reel faize alışmalıyız ifadesini kullanmıştı. yani faiz koridoru indirimi beklenebilir. ancak enflasyon hali hazırda yüksek, aradaki fark daha da açılacak. bir de bu faiz indirimi yabancı dövizin gelişini sizce ne ölçüde engeller, çünkü AB de faiz 0.5, ABD de 0,25 seviyesinde. yani faizimiz hala çok yüksek.
YanıtlaSilek olarak bu muhtemel faiz indirimi iç talebi canlandırıp düşük tasarruf oranlarımızda cari açığı daha da artırmaz mı?
Sanayi üretimi de düşük geldi. Demek ki iç talep beklendiği kadar canlanamıyor. Bu durumda TCMB'nin çevrenin de baskısıyla faiz indirimi yapmasını bekliyorum.
SilHocam, İktisat 3. sınıf öğrencisiyim, yazılarınızı sürekli takip ediyor ve çok faydalanıyorum. Geçenlerde "kapitalizmin sanılsanmış kuralları" diye bir yazı okudum ve açıkça söylemek gerekirse kafamı allak bullak etti. Sizin de fikrinizi öğrenmek isterim. Saygılarımla. http://www.dailymarkets.info/kapitalizmin-sanilsanmis-kurallari/
YanıtlaSilKafanız hiç allak bullak olmasın. Bu yazıyı okulu bitirdikten ve ekonomi bilginizi olgunlaştırdıktan sonra bir daha okuyun.
SilAklıma en çok takılan; ihtiyaç duyulan milli paranın emisyon yoluyla üretilmesi yerine borçla yabancı para cinsinden karşılanmasının bir gelir transferine sebep olması ve para yaratma hakkının bankalara verilmiş olması nedeniyle bankaların sadece geçen yıl 24 milyar TL net kâr elde etmiş olmaları.(Prof Dr. Alim ışık'ın soru önergesine BDDK'nın verdiği cevap: http://alimbey.com/wp-content/uploads/2013/05/7-13562c.pdf)İlginize teşekkürler.
SilO açıdan bakarsak, reel sektörün kar rakamlarına da kafamızın takılması gerekir. O zaman bakış açımız serbest piyasa ekonomisi olmaktan çıkar, komünizme doğru kayma gösterir. Serbest piyasa ekonomisini seçiyorsak bankalar olacak, mecburrr :) Bankalara ben de çok kızıyorum, ama sadece hizmet vermeden bilgisayar ekranından gelir üretmelerine, deli dumrul gibi hesaplarımızdan para çekmelerine.
Silihtiyaç duyulan milli paranın devlet tarafından basılması fikri de, sanırım ancak dövizin de devletimizde basılması durumunda cazip olabilir. Çünkü TL yönünden bir sıkıntımız yok, sıkıntı döviz yönünden. Döviz giderimiz, döviz gelirlerimizin çok üstünde. Aklımızın buna çok takılması lazım. Ki çözümleri de üretebilelim.
Sanisanmis kurallar. İlginc baslik-ilginc yazi olmus. Ben begendim. En hassas, en tartismali yerlerden vurmus. Kiyamet habercisi Malthus/u da hic sevmem zaten. Saygilar. Eren Kose
SilBizim insanımız sevmediği ve tam olarak anlamadığı konulara objektif bakamıyor.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSil5.5 enflasyon ve 5 lik faizlerle sizin daha önceden belirttiğiniz gibi tasarruflar negatife döndü...peki böyle bir durumun tasarrufların azalmasına yol açacağını öngörmüş olmalılar,bilinçli olarak yapılan bu hareketin faydası nedir? zira hem vatandaş,hem banka hem yatırımcı zarara giriyor gibi.
iyi çalışmalar...
Faizler düştüğünde yararlı noktalar da var tabii. Bir kere Hazinenin borçlanma maliyeti düşüyor, ikincisi dışarıdan gelen sıcak para azalıyor öyle olunca da TL fazla değer kazanıp sorun çıkarmıyor.
Silhocam merhabalar. hocam bu sabit faizli ya da değişken faizli tahvil olayını anlamadım ben. sabit faizli tahviller özel bankaların vadeli mevduat hesabındaki faiz oranıyla ilişkisi aynı mıdır? değişken tahviller ise mesela 100 tl olsun tahvilin değeri tahvilin değeri duruma göre 94 95 lira falan mı olur nelerden etkilenir?
YanıtlaSilson olarak hocam bankalar emekli maaşlarını kendilerine yatırmaları sonucu ekstra avantajlar veriyor. emeklilik maaşının sadece 1 günde dahi bankada kalması kaydi parayı nasıl şekillendiriyor hemen etkiler mi?
Sabit faiz, tahvilin piyasaya çıktığı andan son ödemeye kadar hep aynı faizi taşıması halidir. Yani 100 TL'lik faiz yüzde 6 faizle çıkarılması yılsonunda 106 TL olarak alınacaktır. Değişken faizde ise faiz tahvilin çıktığı anda belli değildir. 100 TL'lik tahvili alırsınız 1 yıl boyunca yapılan tahvil ihalelerinde oluşan faizlerin ortalaması alınıp size faiz olarak o ödenir.
SilEtkiler tabii. Ama sadece o değil, Emekliler o bankaya yatan paralarının hepsini çekmiyorlar. Br bölümünü çekiyor kalanını günlük vadelerle vadeli hesap olarak tutuyorlar. Ayrıca bir bölümünü hesaplarında bırakıp otomatik ödemelerini o hesaba bağlayabiliyorlar.
hocam bir de bazı yerlerde tahvil fiyatlarını 101 102 falan gördüm anlam veremedim 100 tl değerindeki tahvil nasıl kendinden fazla eder şuanki fiyatı itibarıyla 101 102 eder bunu anlayamadım hocam
YanıtlaSilTahviller, üzerine faiz konularak değil iskontolu olarak satılıyor. Yani 100 TL'lik tahvil örneğin ihaleyle 94 TL'ye satılıyor O zaman o tahvilin faizi yaklaşık % 6 oluyor. Zaman geçip tahvil vadeye yaklaştıkça değeri artıyor ve son gün 100 TL'ye geliyor. Bazen çok işlem gören tahvillerin değeri 100 TL'yi de geçiyor ve sizin gördüğünüz resim ortaya çıkıyor.
Silhocam bu kredi mevduat oranı nedir? ne anlama gelir kaçla kaç arasında olması makuldur
YanıtlaSilBankaların topladıkları toplam mevduatın ne kadarının kredi olarak verildiğini gösteren oran. Yani Krediler / Mevduat oranı.
SilBu oran şimdilerde yüzde 100'ü aştı. Yani bankalar topladıkları mevduattan daha fazla kredi veriyor. Bunun bir kaç nedeni var. En önemli nedeni bankaların mevduat dışında da kaynaklara sahip olmaları ve oradan da kredi kullandırmaları (sermaye, dışarıdan alınan krediler gibi)
mesela zorunlu karşılık oranı 10 dersek hocam bir banka 100 tllik mevduattan ekstra 900 tl lik kaydi para yaratabiliyor. bu kredi mevduat oranı teoride en fazla yüzde 900 olması anlamını mı taşıyor hocam
YanıtlaSilZorunlu karşılık oranı % 10 dersek bankaların teorik olarak açabileceği kredi miktarı 900 olur. Buna karşılık bu varsayımda açılan her kredinin mevduat olarak bankaya geri döndüğü yer aldığından buradan giderek kredi mevduat oranı % 900 olur demek yanlış olur. Çünkü kaydi para yaratma sisteminde mevduat krediye kredi de mevduata dönüşüyor biliyorsunuz.
Silhocam siz çok yaşayın Allah uzun ömürler versin. bu ekonomi çok değişik bir şey. mantık olarak faizler düşerse kredi mevduat oranı artar mıdır bir de hocam merak ettiğim diğer bir husus para arzı 9uncu emisyondan beri sabit midir mv=py denkleminde GSYH artarsa m sabit olup sadece v mi artar.
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilFaizler düşerse, normal koşullarda, orta ve uzun dönemde krediler artar mevduat artmaz, dolayısıyla kredi/mevduat oranı artar. Çünkü düşük faizde tasarruf yapıp mevduat yapmak değil kredi kullanmak çekici hale gelir.
En dar para arzı (M0) uzunca bir süredir değişmiyor.
MV=PY denklemindeki M, M0 ya da M1 olarak değil genellikle M2 ile hatta bazen M3 ile ölçülüyor.
Sayın hocam gsyıh in artması ile birlikte yani p.y artarsa emisyon da artmaz mi m.v
SilHocam katılım bankalarının Türkiye'de para politikaları uygulamalarına nasıl etkisi olabilir
YanıtlaSilHocam, merkez bankası döviz alıp döviz.satarak piyasaya müdahale ediyor ve döviz işlemini tam olarak sterilize ediyorsa parasal taban değişir mi?
YanıtlaSilhocam yazıyı okuyunca insan bir nerdenn nereye diyor. Sizin de 26 Nisan 2018'den bu yazınızı bir kez daha okumanızı tavsiye ederim. Saygılarımla
YanıtlaSilOld but gold days...
YanıtlaSil