Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaz Aylarında Enflasyon Nasıl Düşecek?

Resim
Yapılan bütün açıklamalarda enflasyonun yaz aylarında hızla düşeceği anlatılıyor. Bu anlatılırken de genellikle uygulanan programın sonucu olarak böyle bir gelişme olacağı ya vurgulanıyor ya da ima ediliyor. Oysa enflasyonda ortaya çıkacağı ifade edilen düşüş [i] baz etkisi [ii] dediğimiz bir gerçeğin ortaya çıkacak olmasından kaynaklanacak. Bu durumu açıklamak için önce Nisan – Aralık ayları arasında ortaya çıkacak aylık enflasyon oranlarını esas alan senaryolardan oluşan bir tablo paylaşayım sonra da bu tablo üzerinden enflasyonda düşüşün nasıl ortaya çıkacağını anlatayım. Tablo: Çeşitli Senaryolara Göre Yıllık Enflasyon Oranı Tahmini (2022 Aralık ile 2024 Mart ayları arasındaki beriler TÜİK verilerinden alınmıştır. Nisan 2024 ile Aralık 2024 arasındaki veriler ise çeşitli senaryolara göre tahminleri göstermektedir.) Bu karışık görünümlü tabloyu açıklayarak başlayalım. Tablonun 1 numaralı sütunu sarı boyalı bölgeye kadar gerçekleşmiş aylık TÜFE enflasyonu oranlarını gösteriyor

IMF’nin Türkiye Ekonomisi 2024 Falı Üzerine Düşüncelerim

Resim
Fal sözcüğünü başlıkta özellikle kullandım. Çünkü içinde bulunduğumuz dönem doğru dürüst tahmin yapma olanağını vermiyor. Her an bir yerde sorun çıkıyor, savaş dalgaları alevleniyor, bunlara ek olarak bu yıl dünyanın dört büyük ekonomisinden birisi olan Euro Bölgesi durgunlukla savaşıyor, diğeri olan Çin eski ivmesini kaybetmiş durumda devam ediyor, Japonya uzun süredir devam eden durgunluktan çıkma yolunda son derecede zayıf sinyaller veriyor. Dört büyük ekonomi arasında en iyi durumda görüneni ABD ekonomisi gibi olsa da orada da bu yıl seçimlerin olması durumu belirsiz hale getiriyor. Bu gelişmeler, petrol, doğal gaz, altın, emtia fiyatlarını dalgalandırıyor. Bütün bunlara Türkiye’nin kendine özgü belirsizlikleri, sıkıntıları da eklenince yapılan iş tahmin değil büyük ölçüde fal bakmaya dönüşüyor. Aşağıda IMF’nin Türkiye ekonomisiyle ilgili yeni tahminleri yer alıyor. IMF’nin tahminleri 2028’e kadar uzansa da ben buraya 2024’den ötesini almadım. 2024 yılı için yapılan tahminler bil

Ödemeler Dengesi Ne Durumda?

Resim
Ödemeler dengesi, geniş tanımıyla, bir ekonomide yerleşik kişilerin, başka ekonomilerde yerleşik kişilerle belirli bir dönem içinde yapmış oldukları ekonomik işlemlerin sistematik kayıtlarını elde etmek üzere hazırlanan istatistiksel bir rapordur. Burada asıl olan Türkiye’de yerleşik kişilerin başka ülkelerde yerleşik kişilerle yaptıkları işlemlerdir. Bu işlemlerde kullanılan paranın cinsi veya bu işlemleri yapan kişilerin uyruğu önemli değildir. Ödemeler dengesinin en önemli alt dengesi cari işlemler dengesidir. Ödemeler dengesi hesapları içinde yer alan mal ve hizmet ticareti (ihracat ve ithalat) ile birincil ve ikincil gelir hesaplarını [i] kapsamaktadır. Cari işlemler hesabında, gelirler giderleri aşmışsa cari fazla, giderler gelirleri aşmışsa cari açık söz konusu olur. Eldeki son veri Şubat 2024 ayına ait veriler. Buna göre 12 aylık cari açık 31,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir başka ifadeyle Türkiye’de yerleşik kişilerin yabancı ülkelerde yerleşik kişilerle yaptıkl

2024 Dünya ve Türkiye Ekonomisi Tahminleri

Resim
IMF’nin Bahar toplantısı başlarken yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü (WEO) raporunda 2024 için yenilenmiş tahminler yer alıyor.  Öncelikle dünya ekonomisinin görünümünü 2022 ile karşılaştırmalı olarak paylaşalım: Dikkati çeken ilk husus gelişmiş ekonomilerin dünya GSYH’sindeki payı hafifçe gerilerken gelişme yokundaki ekonomilerin payının hafifçe artmasıdır. İkinci olarak ABD’nin GSYH’deki payının artmasına karşılık Euro Bölgesinin payındaki gerileme dikkat çekicidir. Üçüncü önemli nokta Çin ve Hindistan’ın paylarının artmaya devam etmesidir. Türkiye’nin görünümünde bir değişiklik yoktur. 2023 yılına ilişkin bu görünümün 2024 yılında nasıl değişeceğine bakalım şimdi de. IMF, dünyanın 2024 yılında yüzde 3,2 oranında büyüyeceğini, bu büyümeye gelişmiş ekonomilerin yüzde 1,7’lik gelişmekte olan ekonomilerin de yüzde 4,2’lik katkı vereceğini tahmin ediyor. 2023 yılında yalnızda yüzde 0,3 büyüdüğü tahmin edilen dünya ticaretinin 2024 yılında toparlanarak yüzde 3 büyümesi bekleniyor. G

Dünya Bankasından Gelecek Parayla İlgili Sorular ve Yanıtlar

Resim
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Dünya Bankasından (DB) 18 milyar dolar tutarında ek kredi alınmasıyla ilgili anlaşmaya varıldığını açıklaması üzerine pek çok soru ve tartışma konusu ortaya atıldı. Bu soruların çoğu toplumun son yıllarda kamu kesiminin para ve para kullanımı konusunda yaşadığı travmayı yansıtacak şekilde kuşkularla dolu bulunuyor. Bu sorulardan en önemlilerini yanıtlayayım. Soru: DB kredisiyle IMF’den alınacak para arasında ne fark vardır? Yanıt: DB, kamu kesiminin yatırım projelerine veya kamu kesiminin sektörel yeniden yapılanma programlarına kredi verir. Proje kredileri için örnek olarak liman yapımı projeleri, atık tesisi projeleri, depreme maruz kalan bölgelere altyapı yapım projeleri vb. verilebilir. Program kredilerine örnek olarak da sağlık sektörü iyileştirme programı kredisi, mali sektör yeniden yapılandırma programı kredisi gibi örnekler verilebilir. DB, son yıllarda ağırlıklı olarak iklim ve çevre projelerine kredi vermektedir. IMF’in vereceğ

Yüz Yılda Geldiğimiz Yer

1923’de Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde GSYH 570 milyon dolar, kişi başına gelir 48 dolar, ihracat 57 milyon, ithalat 80 milyon dolardı. Sanayinin payı GSYH’nin yüzde 10’undan azdı. Gerçek anlamda okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 3 dolayındaydı. Lozan Antlaşması imzalandığında İstanbul ve Çanakkale Boğazları uluslararası gücün yönetimindeydi, Hatay Türkiye sınırları içinde değildi. Boğazların Türk egemenliğine geçişi 1936 yılında Montrö Antlaşmasıyla oldu. Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne katılması 1939 yılında gerçekleşti. Türkiye, Cumhuriyetin ilanından sonra sayısız fabrika ve üretim kurumu kurdu, sanayileşmeyi hızlandırdı, eğitime ağırlık vererek okuma yazma sorununu çözdü, 1929 Büyük Depresyonu ve İkinci Dünya Savaşına karşın gücünü ve üretimini artırarak ilerledi. Özetle Türkiye, özellikle 1945 sonrasında yaptığı bazı hatalara ve çözmesi gereken sorunlarını çoğaltmasına karşın çok kötü başladığı yirminci yüzyılı zaman ilerledikçe lehine çevirmeyi Osmanlı’dan devralınan dı

Kamu Kesiminin Dövizli Borçları

Resim
Biz genellikle dış borç stokuna ve dış borç yüküne (Dış Borç Stoku / GSYH) bakıyoruz. O nedenle bu her zaman baktığımız Türkiye’nin dış borç tablosunu paylaşayım (Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kamu Borç Yönetimi Raporu, Mart 2024 verilerinden tarafımdan hazırlanmıştır.) Bu tablodaki veriler bize yurt içinde dövizle yapılan borçlanmaları göstermiyor. Oysa gerek kamu kesiminin gerekse özel kesimin yurt içinde yaptığı dövizle borçlanmalar ve kur korumalı mevduat da söz konusu. Şimdi de dövizli iç borçlanmaları da kapsayan tabloyu paylaşayım (Aşağıdaki tabloyu meslektaşım Hakan Özyıldız’ın yayınlanmamış bir çalışmasından aldım.) Bu tablonun önemi dış borçlanma ya da iç borçlanma ayrımı olmaksızın dövizle yapılmış bütün borçlanmaları kapsıyor olması. Buna göre Türkiye’nin toplam dış borç stoku yaklaşık olarak 500 milyar dolar olduğu halde toplam dövizli borç stoku 727 milyar dolardır. Benzer şekilde kamu kesimi dış borç stoku 202,5 milyar dolar olduğu halde merkez bankası ve kur korum

Seçim Sonuçlarının Analizi

Yıllardır seçim kazanamayan CHP ne oldu da bu seçimi kazandı? Burada pek çok gerekçe sayılabilir, çoğu da doğru olur. Ama bence daha anlamlı soru 22 yıldır seçim kaybetmeyen AKP ne oldu da bu seçimi kaybetti sorusudur. Burada da pek çok gerekçe yazılabilir, onların da çoğu doğru olur. Ama bir tanesi var ki bana göre temel neden odur. Hemen her yerde “seçmen mesaj verdi” yorumlarını görüyorum ama anlayamadığım bir şey var: Daha bir yıl önce yapılan genel seçimlerde mesaj vermeyen seçmen ne oldu da bir yıl içinde mesaj vermeye niyetlendi? AKP’nin seçim kaybetmesiyle ilgili bazı nedenler sıralanabilir: (1) Enflasyonun yüksekliği ve hayat pahalılığı, gelir dağılımının iyice bozulmasına ve orta sınıfın çökmesine yol açtı. Ekonomik koşulların giderek bozulması seçmenin desteğini çekmesi sonucunu getirdi (boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur tezi.) (2) Kendilerine tanınmayan bazı hakların çok sayıda sığınmacıya tanınması vatandaşların başkaldırmasına yol açtı. (3) Başkanlık sistemin