Aynı Konuda Birden Fazla Doğru Olabilir mi?

Ele aldığımız konu, insanın içinde yer aldığı, zamana ve koşullara göre farklı görünümler alabilen ekonomi bilimine ilişkin bir meseleyle ilgiliyse o konuda birden fazla doğru olabilir. İnsan ve toplum her yerde farklı örgütlenmelere, farklı alışkanlıklara, farklı geleneklere sahip olabilir. Bu durumda ekonominin görünümü, yapısı, dengeleri farkı olabilir. Bu farklılıklara zaman ve koşulların farklılığı da eklenirse bir yerde doğru görünen bir durum başka bir yerde doğru olmayabilir.   

Bir okurumun sorduğu düşündürücü bir soruyu sizlerle paylaşıp yorumumu bu soru üzerine kuracağım. Soru şu: “Bir ikilemim var yardımınızı rica ediyorum. (1) Merkez bankası faizi yüksek tutarak döviz kurunu baskılarsa, dövizle kredi almanın maliyeti düşer ve Türkiye bu yolla daha hızlı büyür. Sonuç: yüksek faiz büyümeye yol açıyor. (2) Merkez bankası faizi düşük tutarsa TL kredi maliyeti düşer, yatırım maliyeti ucuzlar ve büyüme sağlanır. Sonuç: düşük faiz büyümeye yol açıyor. Bunlardan hangisi doğru?”

Eğer ülke ekonomisinin hangi koşullar içinde olduğunu dikkate almazsak bu sorudan şu sonuç çıkıyor: Faizi yüksek tutarsak da hızlı büyüme sağlanıyor, düşük tutarsak da. Yani aynı konuda iki farklı uygulama söz konusu oluyor ve ikisi de aynı sonucu verebiliyor.

İki ekonomi düşünelim birisi dış finansmana fazla bağlı olmayan, cari açığı da enflasyonu da düşük bir ekonomi, diğeri dış finansmana aşırı bağlı, cari açığı da enflasyonu da yüksek bir ekonomi olsun. İlk ekonomide cari açık ve enflasyon sorunu olmadığı için merkez bankasının faizi yüksek tutarak döviz kurunu baskılamak ve bu yolla cari dengeyi ve enflasyonu denetlemek gibi bir misyonu olmaz. Bu ekonomide merkez bankası, dalgalanmaları hareketleri denetlemek için devreye girer. İkinci ekonomide cari açık yüksek olduğundan bu açığı finanse edebilmek için dışarıdan tasarruf ithal edilmesi, bu nedenle de dış dünyaya göre daha yüksek faiz vererek bir çekicilik yaratılması gerekir. Aksi takdirde kur yükselerek ithal malları pahalılaştırır, maliyetleri artırır bu da enflasyonun yükselmesine yol açar. Bu durumda bu ikinci ekonomide merkez bankası faizi yüksek tutmak zorunda kalır.       

Başkalarına çelişki gibi görünen aynı konuda iki farklı doğru meselesi sosyal bilimciler özellikle de iktisatçılar için son derecede normal bir durumdur. Bu konunun başkalarına çelişkili hatta tutarsız gibi görünmesinin nedeni ortaya konulan meselenin ve önerilen çözüm yolunun arka planına bakmamaktan kaynaklanır. Meselenin arka planında yer alan insan, toplum, kültür farkı, gelenek başkalığı, koşulların ve zamanın değişikliği gibi ayrıntıları görmezseniz çelişkiler içinde kaybolup gidersiniz. O zaman da ekonomi bilimi size tutarsız bir bilim gibi görünür.

Burada anlattığım meseleyle ilgili olarak ekonomi bilimi üzerine bir espri yapılır: “Ekonomi, aynı konuda farklı görüşleri savunan kişilerin Nobel ödülü kazandığı tek bilim dalıdır.” Bu espri bir anlamda gerçeği yansıtır. Bir anlamda diyorum çünkü mesele aynı olsa da o meselenin yer aldığı ortamın arka planındaki koşullar, toplumlar, zamanlar aynı değildir. 

Yorumlar

  1. Hocam elinize sağlık. Ülkemizde bir çok konuda birden fazla doğru var zaten. Ama tam olarak sizin anlattığınız gibi değil daha çok George Orwell'in 1984 romanındaki çiftdüşün felsefesi gibi. Mesela Esad bir gün kardeşimizken ertesi gün katil esed olabiliyor. Bu noktada kardeşim Esad hiç olmamış oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :::)) Evet bizim durumumuz iyiden iyiye karışık.

      Sil
  2. İşte bu yüzden müh.eğitimi almış olmama ragmen ekonomik dilemmaları irdelemeyi seviyorum ve bu irdelemeler hayatımın sosyal yönlerine bakış açımıda geliştirip keyifli hale getiriyor.Saygılar hocam....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ekonomi biliminin birçok kişiye anlamsız veya tutarsız, bazılarına da tam tersine çok keyifli gelen bir dal olması bu ikilemlerden kaynaklanıyor.

      Sil
    2. Hocam çok merak ettiğim bir meseleydi teşekkür ederim öncelikle benim sorum şu ülkemizin en büyük sorunlarından biri tasarruf yetersizliği tuketime buyuyoruz biz tasarruf yetersizliğini nasıl giderebiliriz

      Sil
  3. Hocam bizdeki kapitalizmin ahbap çavuş kapitalizmi olduğunu biliyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki kapitalizm turunu merak ettim ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yerine göre değişiyor. Bir uca ideal kapitalizmi bir uca da ahbap çavuş kapitalizmini koyarsak batıya gittikçe ideale, doğuya gittikçe ahbap çavuş kapitalizmine doğru yönelme olduğunu görüyoruz. Sanırım ideale en yakın olanlar Kuzey ülkeleri (İskandinavlar.)

      Sil
    2. Bu yazinizin konusuna gore bakarsak nereye gidecegimiz de aslinda nereden basladigimiza bagli. Tokyo'dan yola cikarsak aslinda batiya gittikce ahbap cavus kapitalizmi ama doguya gidersek ideale yakin kapitalizm'e yonelmis oluruz. Iste size yazinin konusunu dogrulayan canli ornek.

      Sil
  4. Aslolan (evresel) "gerçek"tir. Ama biz doğru ile gerçek arasındaki farkı bilmiyorum. Kendi bakış açımızı yanlışlanana kadar doğru diye savunuyoruz, bir süre sonrada doğruyu tamamen "kendi gerçeğimiz" olarak ele alıyoruz. Asıl tehlikeli olan o "gerçekliği kendi tekeline almak"

    YanıtlaSil
  5. hocam her şey yalan tek gerçek "kupa" oda hak edenin müzesinde ;)
    Kısa bir özet:
    Cim-Bom maça hırslı ve etkili başladı, Podolski’nin golü ile devreyi önde kapadı. İkinci yarıda Fenerbahçe ciddi bir baskı kursa da beraberliğe ulaşamadı ve sarı- kırmızılı ekiple oynadığı 5. finalden de boynu büyük ayrıldı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erman Toroğlu'nun dün yayın sırasında (nadir olarak doğru) söylediği gibi Fenerbahçe bu yıl lig kupasını Beşiktaş'a, Türkiye kupasını da Galatasaray'a hediye etmiş bulunuyor.

      Sil
    2. @mahfiegilmez ter dökerek kazanılan şey ne zamandır hediye oluyor? Lütfen emeğe saygı.

      Sil
    3. size katılmıyorum sayın hocam.biraz abartılı olsada bahsettiginiz kişi genelde dogruyu söyler.abartıyıda konuya ilgi çekmek için kullanır

      Sil
  6. Yeni kitap ne zaman gelir hocam saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonbahara yetiştirmeye çalışıyorum.

      Sil
    2. Yeni kitabi kimin gonderecegine bagli. Tanri baska kitap gelmeyecek demisti Kur'an da. "Yeni kitabiniz" mi demek istemistiniz yoksa? Baslangic kosullari degisince cevap da degisiyor.

      Sil
    3. Bence bu kadar zorlamayın.

      Sil
  7. Ekonomi dalında verilen Nobel ödülü zaten uydurma bir ödüldür. Bu durumda yaptığınız espri olmaktan çıkmaktadır. Zira ekonomist dedilen şahıslar belli kabullenmeleri baştan belirterek fikir beyan ederler.

    Kurduğunuz model gerekli değişkenleri içermiyorsa, modeliniz bir çekiç olacaktır ve neye vurursanız o da çivi...

    Matematikçi gözüyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir matematikçi olarak yazıda yazılanları tam anlamamış olmanıza şaşırdım. Size önerim sonbaharda çıkacak olan Ekonomik Analiz kitabımı okumanız.

      Sil
    2. Tüm değişkenleri kontrol edebilmek, insan doğasını da içine alan bir bilim için kolay olmamakla beraber, kontrol edilemeyen değişkenlerin etkisini modelin içine almaya yönelik pek çok matematiksel araç var: Olasılık teorisi, istatistik yöntemleri, duyarlılık analizleri, vb. Sizin tezinize göre inşaat mühendisliği de aslında bir bilim değil: karmaşık bir tasarımı, değişik ve öngörülemez doğa olaylarının fiziki etkisi altında homojen olmayan bir malzeme inşa edilmesi sizin tezinize göre tüm değişkenleri içermediği için olanaklı değil. Ancak yine de inşaat mühendisliği olasılık teorisini kullanarak belli güvenlik katsayıları ile bu yapıları inşa edebiliyor.

      Sil

    3. Genel olarak, Nobel Odülleri ve bu arada Nobel Ekonomi Ödülü uydurma değildir; ama Nobel Odülleri ve bu arada Nobel Ekonomi Ödülü, verildiği dönemdeki egemen görüşlere uygun olan bir çalışmaya verilir.

      Örneğin: Nobel Edebiyat Ödülü, o sırada dünyaya egemen olanların istek ve ihtiyaçlarına en uygun olan bir yapıta verilir. Bunun en tipik kimi örnekleri: Edebiyat dalında, Soğuk Savaş sırasında, Sovyetler Birliği’ndeki muhalif yazar Soljenitsin’ e 1970’de verilen ödül ve 2006’da Orhan Pamuk’a verilen ödüldür.

      Nobel Ekonomi ödülleri de, verildiği dönemde dünyaya egemen olan ekonomik paradigmayla uyumlu olan bir çalışmaya verilir. Nobel Ekonomi Ödüllerinin tümü böyledir. Örneğin, Neoliberal paradigmaya aykırı bir çalışma yapan bir ekonomist, ağzıyla kuş tutsa, Nobel ödülü alamaz.

      Ama sekiz yıldır atlatılamayan ekonomik krizin zorlamasıyla, neoliberal paradigma terkedilecek olursa, yeni döneme uygun olacak, belki de bugünlerde yapılmış olan bir çalışma, Nobel Ekonomi ödülü’nü alabilir.

      Bu, doğa bilimlerinde bile böyledir. Örneğin, evrim konusunda yapılan bir çalışma, ne kadar önemli ve iyi olursa olsun, Nobel Biyoloji ödülünü alamaz.

      Bu söylediklerim genel olarak, Nobel Ödülü kazanan çalışmaların kötü ya da, değersiz oldukları anlamına gelmez. Ama bir çalışmanın Nobel şansı olması için onun, egemenlerin görüşlerine uygun olması, ya da en azından aykırı olmaması gerekir.

      Sil
  8. Mahfi Hocam, tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar olayını arz mı talebi, talep mi arzı yaratır olayına çevirebilir miyiz? Arz-talep ilişkisi hakkında neler diyebilirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genel olarak talep arzı yaratır ama bazı hallerde tersi de olur. Örneğin reklamlar insanlar üzerinde etkili olabilir ve arza talep yaratabilir. Mesela havucun gözlere iyi geldiğini anlatan bir laboratuvar deneyi sonucu yayınlandığında havuç talebi artar.

      Sil
  9. Hocam hayırlı cumalar,
    Biz 2. ekonomiyiz ama faizi dusuruyoruz.Nasıl yapabiliyoruz.Ulkede deki gercegi yazarmısınız ,
    saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bir ikinci kategorideyiz. Faizi çok da düşürmüyoruz. Bugün gösterge faiz % 9,4 dolayında bulunuyor. Avrupa'da % 1, ABD'de % 1,8, Japonya'da % 0,5. Bu durumda TCMB'nin faizi % 9,50 'ye düşürmesiyle pek bir şey değişmiyor.

      Sil
  10. Hocam faiz koridorunun daraltılması ''japon teyzeler'' gibi küresel spekülatörlerin ağırlığını arttırmaz mı? Ülkenin kaliteli kaynağa ihtiyacı var. Bankacılık sisteminin dış kaynaklı sermayeden beslendiğini de göz önüne alırsak, faizlerle oynamak yerine selektif kredi politikası güderek katma değeri yüksek sektörlere ve düzenlenmesi gereken sektörlere uygun faizli krediler kullandırılabilir. Bunlara ek olarak da ithal ikamecilik kadar sert olmasa da bunun türevi bir reformla eksikler orta vadede giderilebilir. Böyle etkin bir ortam oluşunca faizler zaten düşecektir. Diğer yollar izlendiğinde faizleri düşürelim derken hep yükseltiyoruz görüldüğü gibi. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  11. Hocam merhabalar.massetme konusu hakkında biraz bilgi verir misiniz.şimdiden Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz uzun olduğu için şu linke bakmanızı önereceğim.

      http://www.iktisatsozlugu.com/nedir-1309-MASSETME%20YAKLA%C5%9EIMI#.V0hQhZGLSM8

      Sil
    2. Teşekkürler hocam 😊

      Sil
  12. merhaba mahfi bey. ekonomi de kur, enflasyon, para talebi, faiz, yatırım, istihdam, milli gelir (büyüme) bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı ve birindeki azalış yada artış diğerine de yansıyor değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama bu dediğiniz bizim gibi dış finansmana bağımlı ülkelerde böyle. Her ekonomide aynı durum yok.

      Sil
  13. Hocam ben de bir iktisat öğrencisi olarak burda ilk yorumum takip ediyorum sizi memnuniyetle,bu konu hakkında ödevimdede yer vermiştim.peki hocam biz hep 2. Ülke konumunda mi kalacağız burda faizler yüksek tutularak başka dinamikleri engelliyorsak-büyüme- burda 2. Ülke için sizin çözüm öneriniz ne olurdu siz hangi dinamiklerle büyümeyi saglardiniz? Saygilarimla hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açığa neden olan 3 büyük ithalat kalemi var: Hammadde (petrol, doğal gaz ağırlıklı, ara malları ve yatırım malları. Hammadde için yapacak bir şey yok. Ama aramalı ve yatırım mallarının bir bölümünü burada üretmek için teşvik modelimizi ona göre kurmamız ve gerekirse seçilmiş bazı mallar için geçici ve kısmi ithal ikamesi modeli uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Sadece düşünmüyorum yıllardır yazıyorum ve tv deki programlarımda da söylüyorum.

      Sil
  14. Ekonomik güven endeksi kimler tarafından cvp ceolarmi cvp veriyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do;jsessionid=yRZVXLJJlCRmJZZ2Tw5MMb5jfpLw2GLdLNRGJG5gTch3HF5MyXhy!-2065762628?id=21856
      Bu haber bültenin sağ üstünde bilgi var.

      Sil
  15. Sayın Eğilmez, malum hikayemizdir; 2 kişi bir birini Nasrettin Hoca' ya şikayet ederler. Nasrettin Hoca önce birine döner, haklısın der, sonra diğerine döner sen de haklısın der. Burada en haklı olan Nasrettin Hoca' dır. Çünkü sadece tabiat kanunlarında, fen bilimleri kanunlarında, formüllerinde tek bir doğru sonuç olur. Diğer olaylarda, misal trafik olaylarında bile kazaya/olaya karışanların hata oranları belirtilerek cezaları verilir.

    YanıtlaSil
  16. Hocam abd de herşey üretiliyor ama yine cari acik veriliyor nedenini merak ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesela otomobil üretiliyor ama Amerikalılar Japon ve Alman otomobillerini daha fazla tercih edip alıyorlar. Bunun gibi birçok mal var.

      Sil
  17. "Correlation does not imply causation".

    YanıtlaSil
  18. Ekonomiyi hep basmakalıp şablonlarla değerlendiriyorsunuz.

    Dinozorlaşmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yeni ve tuıtarlı bir teori söyleyin peşinize takılalım.

      Sil
    2. Dinle sözüm al nasihat
      Gözlerinde yaş incidir
      Cahil ile etme sohbet
      Her sözü bir baş incitir

      Mürşit ile harşolmayan
      Dünyasını da ne bilir
      Cahilde boş söz çok olur
      Kendisini derya bilir

      Yükün de lalü gevherse
      Yıkma boncuğun hanınan
      Sarraf olmayan ne bilsin
      Zanneder her taş incidir

      Düçari der yar elinden
      Çektiğimi mevla bilir
      Boynum keskindir kılıca
      Dağlarda taş incidir
      Gözlerde yaş incidir

      Sil
    3. hocam ben söyleyeyim arkadaşın teorisi: RTE ekonomi modeli uygulayınca ekonomi o kadar hızlı büyüyor ki merdivenlerinden aya çıkmak mümkün

      Sil
  19. Ayni konuda farkli gorusleri savunup da nobel odulu alan iktisatcilara ve kazandiklari calismalarina ornek verebilir misiniz?

    YanıtlaSil
  20. Hocam dünya iktisat tarihini (1.dunya veya 2.dunya savaşından itibaren) ozetlediginiz bir yazınız var mi acaba veya kaynak gosterebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, böyle bir kitap çalışmam var (çok daha geriden başlayıp bugüne kadar gelen bir ekonomi tarihi üzerinde çalışıyorum ama daha yıllar sürebilir.)
      Bu konuda genel olarak iktisadi düşünce tarihi kitaplarına bakılabilir.

      Sil
    2. Sizden iktisat tarihi paha içilmez.

      Sil
  21. Hocam bir ülkede gelir dağılımı düzeldiğinde enflasyon ne şekilde düşer veya gelir dağılımı bozulduğunda enflasyon ne şekilde artar? Enflasyonun gelir dağılımını bozmasını anlıyorum ama tersi nasıl gerçekleşiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir dağılımının düzelmesi demek yüksek gelir gruplarının gelirinin azalması, düşük gelir gruplarının gelirinin artması demek. Düşük gelir grupları daha çok harcama yapacağı için aslında gelir dağılımı düzeldikçe başlangıçta enflasyonda düşüş değil artış ortaya çıkar.

      Sil
  22. Hocam enflasyondaki artış tahvillerin değerini düşürür deniyor tanınan bir iktisat kitabında. Burada kastedilen enflasyon artışı tahvilin nominal değerini etkilemez ama reel değerini düşürür yönünde galiba hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 TL değerinde bir tahviliniz olduğunu düşünün. Yani yılbaşında 100 TL'lik tahvili iskontolu olarak (yani faizi içinde) 90 TL verip almışsınız yılsonunda 100 TL olarak alacaksınız. Enflasyon yüzde 10 olmuş olsun. Bu durumda tahvilinizin değeri satınalma gücü olarak 90 TL'ye düşer. Bu durumda sizin kazancınız sıfırlanmış olur. Bunu kastediyor sanırım.

      Sil
  23. Rockfeller ve Rotcshild muhabbeti gerçek mi hocam yoksa komplo teorileri mi ? Waterloo Savaşı falan bir belgesel izledim de . Siz ne düşünüyorsunuz ? Uydurma mı bunlar ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de tam bilmiyorum, birazı komplo birazı da gerçektir muhtemelen.

      Sil
    2. Başta FED olmak üzere birçok bankanın ortaklarına bakarsanız gerçek olup olmadığını görürsünüz. Ayrıca CNN Türk'te Taha Akyol'un hazırlayıp sunmuş olduğu 1919-1920 belgesel programında İngilizlerin Arap yarımadasını Osmanlı'dan kopardıktan ve Şimdiki İsrail bölgesini işgal ettikten sonra Rothschild'e mektup yazarak gelin yerleşin dediği açıkça ortaya konuluyor. Tabi bunu Merkez Bankasını elinde tutan ve silah için finansman temin eden Rothschild'e söylüyor. Kapitalizmin beşiği olan ABD'de Kapitalizme aykırı olan FED Kongrenin itirazlarına rağmen suni kriz oluşturularak Rothcildin eniştesi Rockefeller tarafından kurulduktan sonra piyasaya para sürüp sonra daraltma politikaları uygulanıp konjonktürel dalgalanmalarla büyük zenginler oluşturulması da Monetarizmin bilimsel alt yapısını oluşturan fakat görünmeyen sonuçlarıdır.

      Sil
  24. İki ülke ekonomisi düşünün ikiside dış finansmana ihtiyacı var. Fakat biri girdilerini sermaye ve ara malına yatırıyor ve rekabetçi olmaya çalışıyor. Diğer ülke ise devamlı tüketime harcıyor. Şimdi siz kredi veren olarak ... hangi ülkeye kredi verir siniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlarda yüksek faiz veren hangisiyse (muhtemelen ikincidir) ona kredi veririm, yeterince para kazanınca da ilkine kredi veririm. Önce getiri sonra düşük risk.

      Sil
  25. Hızı mı kesmedim. bİR soru daha sorayım.
    Stalin bir iktisatçısından kapitalizmin krizlerini araştırmasını ister...
    http://www.financialsense.com/contributors/christopher-quigley/kondratieff-waves-and-the-greater-depression-of-2013-2020
    Sonuç ,her krizden kapitalist sistemin daha mutlu ve büyük vs çıktığıdır. Bu Stalin'in hoşuna gitmez ve iktisatçıyı önce hapseder, yetmez öldürttürür.
    Şimdi sorum şu: 1917 devrimine mali kaynak sağlayan kapitalizm 1848 devrimine karşı neden cephe almıştır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunuzda geçen kaynak sağlama doğru değil. Tam tersine Çara yardım yolladılar.

      Sil
    2. Amerikan yardımlarıni bir inceleseniz

      Sil
  26. Sizin televoleci iktisatçı olduğunuz söyleniyor, doğru mu?

    https://eksisozluk.com/entry/370372

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ona yazı ve kitaplarımı okuduktan sonra siz karar vereceksiniz.

      Sil
  27. Hocam bunlardan hangisi dolar cinsinden kişi başı GSYİH oluyor?

    GDP per capita (current US$)
    GDP per capita, PPP (current international $)
    GNI per capita, Atlas method (current US$)
    GNI per capita, PPP (current international $)
    GNI, PPP (current international $)

    http://data.worldbank.org/indicator/NY.GNP.PCAP.CD

    Örneğin kazakıstan için dolar cinsinden en son kişi başı GSYİH rakamı nedir? Nasıl bulacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsi. Bunlar farklı hesaplamalara (kapsam ve tanım farkları) göre aynı şeyi gösteriyor. Daha çok kullanılan ilk sıradaki.
      IMF sitesine girin oradan davaya oradan da WEB database e gidin. Bütün veriler orada.

      Sil
  28. Hocam kobiler iyice köseye sıkıştı.geri çağrılan krediler veya kullandırılmayan limitler iflas ertelemeler genel durgunluk tahsilat sıkıntısı gibi onlarca problem var.Acaba birileri başka bir dünyadamı yaşıyor yada görmezden gelerek sorunun çözüldüğünümü sanıyor.hayirlı geceler hocam

    YanıtlaSil
  29. Hocam yazılarınızı takip ediorum, İktisat 4. sınıf öğrencisiyim. Çevremde benimle beraber İktisat okuyan arkadaşlarımın bir kısmı 4. sınıf olmalarına rağmen halen daha İktisattan anlamadıklarını hatta tamamen boş bir bölüm olduğunu, mesleki anlamda da katkısının olmadığını söylüyorlar. Ben onların aksine bu 4 yıl içinde bakış açımı çok ciddi bir biçimde değiştirdiğini ve genişlettiğini düşünüyorum. Sanırım tek bir doğrusunun olmaması nedeniyle çoğu insanın kafası karışıyor, anlayamıyorlar. Ben sadece sınavlardan geçebilmek için değil gerçekten öğrenebilmek için okudum ve yaşanan ekonomik gelişmeleri, yorumları takip de edip sürekli kendime birşeyler katmaya çalıştım. Benim için ekonomi öğrenmenin sonu yok, benim kendimce tavsiyem İktisat okuyan arkadaşlarım sadece kitaplardaki teorilerle sınırlı tutmasınlar zira gerçek hayatta durumlar farklı bunları görebilmek önemli.

    YanıtlaSil
  30. Selam hocam. Ekonomiyi en iyi şekilde nasil öğrenmek olur?

    YanıtlaSil
  31. Hocam ekonomi alanında kendimi geliştirmek ve bölümüm alanında da daha fazla bilgi sahibi olmak için önerebileceğiniz kitapları bekliyorum.bölümüm maliye

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kitapları okuyabilirsiniz. :)

      Sil
    2. Sizin kitaplar çok iyi zaten hocam yeni kitaplarınızı dört gözle bekliyorum.sizinkinden başka ne okunabilir diye sordum😀😀

      Sil
  32. Hocam bir ülkeye kısa vadeli yabancı sermaye girişi iç talebi artırıp enflasyonu artırırken, uzun vadeli doğrudan yatırım için gelen yabancı sermaye böyle bir etkide bulunur mu?

    YanıtlaSil
  33. Hocam merhabalar. Biraz uzun olacak ama yanıtlarsanız çok memnum olurum.
    1) Türkiye'de şu an mevduat vadesi ort. 3 ay iken kredi vadesinin 1 sene olmasının nedenleri nedir?
    2) Bu durum normal midir yoksa makroekonomik açıdan riskli midir?
    3) Bu durum vade uyumsuzluğu olarak kabul edilebilir mi?
    4) AB, ABD gibi gelişmiş veya diğer gelişmekte olan ülkelerde bu vade farkı nasıl? Bizdeki gibi mi?
    5) Mevduat vadesi teorik olarak hep kredi vadesinden düşük mü olmaktadır? Düşük oluyorsa neden?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Çünkü bankalar uzun vadeye daha yüksek faiz vermiyor. Hatta tam tersine kısa vadeli yatırıp yeniledikçe bileşik faiz hesabıyla daha çok faiz kazanıyorsunuz. Bu durumda uzun vadeli mevduat yatırmanın anlamı kalmıyor. Kredilerde ortalamanın düşük olma nedeni kullanım yoğunluğunun kısa vadeye oturmasından kaynaklanıyor. Çoğu işletme veya kişi kısa vadeli bir ihtiyacını gidermek için kredi kullanıyor.
      (2) Risklidir. Ama daha büyük bir risk vadeyi bozmada sınır olmaması. Çünkü bir kriz halinde insanlar bankalardan paralarını vadeyi de bozup çekebiliyor ama bankalar vade dolmadam kredileri geri çağıramıyor. Bu durumda bankaların dengesi bozulacağı için batma riski oluşuyor.
      (3) Evet buna vade uyumsuzluğu adı veriliyor.
      (4) AB ve ABD de vade bozmak diye bir uygulama yok. Yani mevduatın vadesini bozamıyorsunuz. Ayrıca bu uyumsuzluk daha düşük oranda.
      (5) Genellikle düşük oluyor. Krediler kısa vadeli ihtiyaç kredilerinin yanı sıra 5 - 10 yıllık projeleri de kapsadığı için ortalamada uzun vadeli oluyor.

      Sil
    2. Hocam çok teşekkür ederim.
      Vadeyi bozmak ne demek oluyor? Vadeli mevduatlarda anapara ile faiz belirli bir süre sonunda alınmıyor mu?

      Sil
    3. vadesi dolmadan parayi cekmek yani. vade suresini bile beklemeden bozup cekmek

      Sil
  34. Mahfi hocam,iibf'nin geleceği için ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu, tamamen oralarda okuyan öğrencinin kendi çalışma ve gayretine kalmış bir şey. Üniversite süresini sadece sınıf geçmeye, başka bir şey çalışmamaya ayarlamış bir kişinin geleceği sıkıntılıdır, buna karşılık o süreyi doğru geçirip kendisini geliştirmiş kişi için hangi bölüm olursa olsun gelecek vardır.

      Sil
    2. iyi de hocam issiz kalan univ mezunlainin hepsi icin mi bu gorusunuz ya da hasbelkader polislige atanan ogretmenlik mezunlari icinde mi ayni seyleri dusunursunuz

      Sil
  35. Hocam, faizler yükseltilerek yabancı sermaye Nasıl çekici hale geliyor? Bir örnek verebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı sermaye başka ülkelere kendi ülkesinden daha fazla kazanç elde edecekse gider. O nedenle de gideceği ülkede faizin yüksek olmasına bakar. Tabii bir yandan da risklerin mümkün olduğunca düşük olmasına bakar. Yabancı sermaye çekmek için çabalayan birçok ülke var. Ve bunlar faizi birbirine göre yüksek tutar ki yabancı sermaye orayı tercih etsin diye. Bu ülkelerde risk yükselmişse yabancı sermayeyi çekmenin yolu faizi de artırmaktan geçer. Buna karşılık riskleri düşürebilen bir ülke faizini de indirebilir.

      Sil
  36. 1)Hocam bankalararası para piyasası anlamına gelen interbank Merkez bankası ve diğer bankalar arası ilişkiyi de kapsıyor mu?
    2)İnterbank faiz oranları faiz koridorundaki borçlanmaları da içeriyor mu?

    YanıtlaSil
  37. Hocam merhaba,
    Bu ay 2016'daki diğer aylara göre(şubattaki 8 adet hariç; ortalama 11-13 yazı yayınlandı) ortalamanızdan biraz daha az yazınızı paylaştınız. Sebebi olarak Ekonomik Analiz kitabınıza yoğunlaştığınızı düşünüyorum.
    Çıkış tarih olarak Ekim, Kasım dediğinizi hatırlıyorum. Ancak Bu sebeptenAğustos gibi çıkacağını tahmin ediyorum.
    Doğru bir çıkarım diyebilir miyiz ?
    İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk bölümü doğru, ikinci bölümü değil. Yani kitaba yoğunlaşıyorum ama Ağustos'a yetişeceğini sanmıyorum.

      Sil
  38. Faiz konusunda kafamı kurcalayan bir soruydu cevabını almış oldum teşekkürler.

    YanıtlaSil
  39. Hocam 1) borsada işlem gören tüm hisse senetleri halka açık mıdır? 2) bedelli sermaye artırımı sonucu belirli kişiler için verilmiş hisse senetleri borsada işlem görmektemidir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Açıktır. Halka açık olmayan borsada olmaz.
      (2) Borsa uzmanı olmadığım için bunun yanıtını bilmiyorum. Bu sorunun yanıtını bilen birisi verirse sevinirim.

      Sil
  40. Hocam enflasyon ile işsizlik arasındakı ilişkini açıklaya bilirmisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Phillips eğrisi analizine göre kısa vadede ikisi arasında ters bir ilişki vardır. Uzun vadede ise bu ilişki değişebilir.

      Sil
  41. Mahfi hocam yazı için teşekkürler.

    Sizce G-20 oluşumu kriz ve finans dışındaki konulara yeterli önemi veriyor mu? G-20 hakkındaki eleştri ve görüşleriniz nelerdir öğrenebilir miyiz?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana sorarsanız G 20 kriz konularına bile yeterli eğilmiyor. En büyük eksikliği yaptırım uygulaması yok. Orada alınan kararı bir ülke uygulamazsa bir şey yapılamıyor.

      Sil
  42. Mahfi hocam iki soru soracağım.
    1) Şirket karlarları enflasyonun nasıl yükseltir?
    2) Ulusal rezervlerdeki artış enflasyonu nasıl yükseltir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Şirket karlarının enflasyon üzerinde doğrudan bir etkisi olmaz.
      (2) Rezerv artışının enflasyon üzerinde doğrudan etkisi yoktur.

      Sil
  43. Mahfi Eğilmez’in yazısına şöyle bir eleştiri-yorum getirebiliriz:
    Arz ve talep yasası toplumdan, coğfayadan, kültürden bağımsız olarak heryerde geçerlidir. Bu açıdan bakarsak ekonomi bir bilimdir. Bir “economics” var bir de “economy” var. Kuram ve pratik mevzusu dikkate alınarak bakılmalı. Aslında kuramın kendisine ciddi eleştiri var..”Otistik” iktisat eğitimi tartışmaları var. Teori, artık tartışmasız biçimde kabul edilen, neo-klasik iktisat eğitimi ile veriliyor. Bu tedrisattan geçen ve farklı disiplinleri fazla okumayan, “inançlı” birçok ekonomist yetişiyor. Bu eğitim, neo-liberal politikaların her yerde geçerli olduğunu savunan ve bunu çeşitli soyut model ve ölçümlerle “ispatlayan” bir iktisat eğitimi. Sonuçta kapitalizme hizmet eden bir tür “sosyal disipline” dönen “eski” bir bilim diyebiliriz. Sosyal bilimlere zaten fen bilimleri gibi bakılamaz. Bu ayrı bir mesele....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu eleştiri-yorum benim yazıma katkı yapmıştır eleştiriden çok. Katılırım.

      Sil
  44. Ben farklı bir konuda bir soru sormak istiyorum izninizle. Bir ülke öz varlıklarını özelleştirip oradan gelen parayı kullanarak ayrıca da ülkeye bol miktarda borç girmesini sağlayan politikalarla tüketimi teşvik ederek büyümeyi sağlıyorsa buna bir de geleceğe ait gelirleri bugünden tahsil edip elde edilen parayı değişik alanlarda kullanma yoluna gidiyorsa hele ki gelir garantisi, hazine garantisi verdiği ve parası peyder pey ödenecek projeleri destekliyorsa bu yolla sağlanan büyüme övünülecek bir büyüme midir ya da gerçek bir büyüme midir? Sürdürülebilir mi? Ekonomi Bilimi'nde saydığım faktörlerin ekonomik büyüme rakamlarından düşülüp gerçek büyümenin hesaplanmasını sağlayan bir formül var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ülke eğer yapısal reformlarını (hakkıyla) yapmış olsaydı bu büyüme modeline bir şey diyemezdik. Ama bunları yapmadı. Bu durumda bu büyüme sürdürülebilir bir büyüme değildir.
      Ben böyle bir formül bilmiyorum.

      Sil
  45. Hocam Merkez bankası faizleri indiriyor, kademeli olarak sonrada sıkı duruş devam edecek diyor. Bu gerçekten sıkı duruş mu? yoksa genişleme mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adı sıkı duruş ama aslında büyümeyi kollayan yarı gevşek bir politika.

      Sil
  46. Hocam ülkemizde iktisatçılar da ikiye ayrılıyor. Kur cular faizciler diye. Anladığım kadarıyla Asaf Savaş Akat hocamız Kur' culardan taraf herhalde okuduğum yazılarında öyle anladım. Çünkü bırakın "kur" gidebildiği yere kadar gitsin demişti. Yaşar Erdinç hocamız da faizlerle müdahale edip kur'un stabil olamasından yana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kur gidebildiği yere giderse çok batan şirket olur.

      Sil
  47. Hocam merhaba, ABD ile AB arasında imzalanan transatlantik anlaşmasına dahil olamıyoruz. ABD ile de bir anlaşma yapılmadı. AB söz konusu anlaşmaya dahil olmamız konusunda 2017 yılını işaret etti. Ancak AB ile ilişkilerin iyiye gitmeyeceği direkt olarak AB Bakanımızın tavrıyla anlaşılıyor. Merkez Bankasının yaptığı araştırmaya göre eğer 800 milyon nüfuslu ticaret sahasına (Transatlantik Anlaşma) dahil olabilirsek yıllık 31 milyar $ GSYH katkı sağlanacak. Dahil olmadığımızda 4 milyar $ lık maliyete katlanacağız. Gelecek dönem analizlerinizde bunları göremeyince sizden buna ilişkin bir yazı beklentimi izhar etmek isterim. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz bu konu tam olarak netleşmedi. Olumlu bir gidiş yok ama net olarak bu iş aleyhe sonuçlandı da diyemiyoruz. Biraz daha bekleyeceğim açıkçası.

      Sil
  48. Mahfi hocam merhaba,
    Konumuzla alakalı değil ama, şu kur geçişlenliğini tanımı ve örnekle açıklayabilir misiniz hiç anlamadımda

    YanıtlaSil
  49. Hocam gelir dağılımı konusunda bir kitap yazmayı düşünüyormusunuz. Veya bu konuda yayınlanmış bir teziniz varmı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gelir dagilimi bozuk olan toplumlarda kadin erkek iliskileri kotudur vasattir daha dogrusu saglikli iletisim(sevgili olma evlilik kurma cinsellik normal arkadaslik vs) yoktur zayif ve kotudur. o toplumlar muhfazakarlasma egilimi artar. siddet artar toplumsal siddetten bahsetmiyorum daha bireysel siddet. radikal egilimler gettolasma artar. toplumun kulturel kodlarina genetigine isler yani gelir dagilimi duzelse bile en az bir iki kusak sonra kulturel kodlar genetik duzelir. Egitim sistemi bilim adamlari ogretmenleri dunyanin en iyisi bile olsa geli dagilimi adaletsizliginden etkilenir bir kesim on numara egitim alirken buyuk ve yoksul kesim berabt dostlar alisveriste gorsun duzeyinde egitim alir ya da alamaz.

      Sil
  50. sayın hocam sizcede birinci model en uygunu olmazmı.yoksa diger türlü cari açıgı finanse edemedigimiz zaman ve dış finansman bulamadıgımız zaman ne olacak.ilelebet cari açıgı bir ülke finase edebilirmi eninde sonunda kiriz çıkar.bu bir hastalıgı tedavi etmek yerine geçici çözümlerle idare etmeye benzer.ama eninde sonunda hastalık büyür ve hastayı mazallah ölüme götürebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet birinci model bizim şu anki durumumuza en uygun görünen model.

      Sil
  51. 1) Hocam politika faizi ile bankalara fon verilmesi APİ alımı sayılır mı?
    2) MB çoğunluk hangi durumlarda APİ alımına gidiyor ve en çok yapılan APİ çeşidi hangisidir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Genel olarak evet çünkü orada da repo işlemiyle kağıt alıp borç verme söz konusu.
      (2) Piyasada likidite fazlası olduğunda gidiyor. Kağıt alıp para veriyor.

      Sil
  52. Hocam merkez bankasının 2010 sonrası yeni para politikasının geleneksel olandan farkı nedir? Geleneksel olanda da faiz koridoru,gecelik borç alıp verme var. Merkez bankası bunları kullanarak piyasadaki gerçek faizleri etkileyebiliyordu.
    Bir de 2010 öncesinde ağırlıklı fonlama maliyeti var mıydı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski sistemde MB tek faizle işlem yapıyor, koridor uygulaması ve dolayısıyla ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti hesabı yapmıyordu. Şimdi de sadeleştirme adı altında o sisteme dönme yolunda yürüyor.

      Sil
    2. Ama hocam eski sistemde de gecelik borc alip verme vardi. Bu eski sistemde faiz koridorunun oldugunu gostermez mi? Tesekkurler.

      Sil
    3. Aynı şey değildi. O dönemde bunu bir koridor gibi kullanmamıştı MB.

      Sil
  53. Sayin Hocam ,
    Her zaman oldugu gibi cok degerli bir makale. Ellerinize gozlerinize saglik.
    Benin soyle bir sorum olacak: Bu durumda kurlarin durumu ne olacaktir?
    Enflasyonun gecici iyilestirme gostermesi ve MB nin faizi dusurmesi yurtdisina (yellenin son aciklamalarinida dikkate aldigimizda) sermaye kacisini hizlandirmaz mi?
    TL den cikis hizlanmaz mi? Yabancilar bu faiz dususunu Turk bonolarini alarak kisa vadeli kazanca cevirmek istediklerinden midir ki halen Turk bonolarina talep gormekteyiz. Orta ve Uzun vadede kurun(basket) yukselmesi kaciniz degil midir?


    Saygilarimla
    Arman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Fed'in faiz artırımına başlaması ve devam etmesi halinde Türkiye'den ve benzer konumdaki ülkelerden sermaye çıkışı (daha kötüsü sermaye gelmeyişi) ortaya çıkacak. Bu durumda TL daha da değer kaybedecek ve para ikamesi aratacak. Eğer Fed faiz artırımına başlarsa yılın ikinci yarısı çok ciddi sıkıntılara gebe görünüyor. Bunu aklı başında insanlar 2014 sonundan beri yazıyor, çiziyor, yapısal reformların bir an önce yapılmaya başlanmasına dikkat çekiyor. Bu kadar uyarıya kulakları tıkamışız İstanbul'un fethini kutluyoruz. Fetihler devri kapanalı 150 yıl oldu. Artık icatlar devrindeyiz. Sanırım yapmamız gereken ilk yapısal reform toplumca bu değişimi anlayabilmemizi sağlayacak bir eğitim reformu.

      Sil
  54. Hocam selam,
    Anladığım kadarıyla bankalar dolar olarak borçlanıp bunu TL olarak kredi verebiliyorlar ve bu düşük faizlerde bankaların kendi borçlarını geri ödemekte zorlanmasına ve kârlılıklarının azalmasına neden olmuyor mu? Çünkü bildiğim kadarıyla geçmişte yüksek faizle aldıkları dolar cinsinden krediler de var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolarla borçlanmaları TL ile borçlanmalarına göre daha düşük maliyetli. Yalnız oradaki sorun TL'nin değer kaybetmesi halinde ortaya çıkıyor.

      Sil
    2. Düşük maliyetli olmasının temel nedenleri kredibilite ve rezerv para olması diyebilir miyiz Hocam

      Sil
    3. Düşük maliyetki olmasının sebebi dolar ve euorunun kendi ülkelerinde enflasyonun ve dolayısıyla faizlerin düşük olması.

      Sil
    4. Teşekkürler Hocam. Yazılarınız benim için bir ders.

      Sil
  55. 12 yıldır EEG teknisyeni olarak beyin filmi çekiyorum. 1) Beyinde 6 Hz teta frekansında yavaş dalgalar olması patolojiktir. Doğru. 2)Beyinde 6 Hz teta frekansında yavaş dalgalar olması normaldir. Doğru. Şimdi iki farklı duruma da doğru diyerek bir çelişki oluşturmuş gibi anlaşılabilir. Fakat işin bir de arka planına bakalım. 1.önermede hasta, çekimden önceki gün erken yatmış ve sabahleyin uykusunu almış bir şekilde çekime gelmiş. Bu halde birisinin beyninde teta frekansında yavaş dalgalar olması patolojiktir. 2.önermede ise hasta çekimden önceki gün geç yatmış ve sabah erkenden uykusunu almamış bir şekilde çekime gelmiş. Bu halde birisinin beyninde teta frekansında yavaş dalgalar olması ise normaldir. Aynı konuda birden fazla doğru olmasına bir değişik örnek. Saygılar.

    YanıtlaSil
  56. Ceteris Paribus

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!