Piyasa Aldırmazlığı
Davranışsal ekonomi ve
davranışsal finans, günümüzün gözde yaklaşımları arasında yer alıyor. Adından
da anlaşılacağı gibi davranışsal ekonomi ve davranışsal finans, ekonomi ile
psikolojiyi bir araya getirerek insan davranışlarını ele alıyor. Bu iki yeni
girişim, psikolojiyi bu kadar öne çıkarmayan ve insan davranışlarını sanki
birer matematik fonksiyonuymuş gibi ele alarak konuya yaklaşan neoklasik
ekonomi teorisine meydan okuyan yaklaşımlar. Neoklasik teorinin en başta
varsayımlarının gerçek dünyayı tam olarak yansıtmadığından hareketle ortaya
çıkan arayışlar serisindeki son aşama.
Borsa başta olmak üzere tahvil,
bono piyasası, türev ürünler piyasası vb gibi sermaye ve para piyasasının alt
piyasalarının oluşturduğu finansal piyasalara baktığımızda ilginç bir durumla
karşılaşıyoruz. Bu ilginçlik bütün ekonomilerde karşımıza çıkıyor olsa da gelişme
yolundaki ülkelerde çok daha fazla görülüyor.
Finansal piyasalarda gerek
işlemleri yöneten gerekse bu piyasalara para yatıranlar, doğal olarak,
yaptıkları işin ve yatırdıkları paraların peşine düşüyorlar. Bu peşine düşüş
zamanla birçok başka konunun önüne geçiyor ve neredeyse yaşamın en önemli
belirleyicisi haline geliyor. O arada ülkede birçok şey kötüye gitmiş, değerler
kaybolmaya başlamış olsa da bunlar hep ikinci plana itiliyor.
İş insanı A’nın batı
standartlarına göre yetişmiş, hukuka saygılı, ülkesini seven, laiklikten yana
bir kişi olduğunu düşünelim. A, mevcut hükümete oy vermiyor, hükümetin
yaptıklarını beğenmiyor ve desteklemiyor olsun. A, bir yandan yaptığı ticaret
ve sanayi işlerinden para kazanırken bir yandan da yatırım danışmanı B’yi
dinleyerek parasını finansal piyasalara yatırmış bulunuyor. Yatırım danışmanlığı
yapan B, A ile benzer görüşlere, yakın yetişme tarzına sahip bir konumda. B, A
ve onun gibilerin paralarını yönetiyor, yönlendiriyor ve gelirini de bu işten
kazanıyor olsun. Bu ortamda A ve B aşağı yukarı aynı durumun peşinde
koşacaklar, A, yatırdığı para üzerinden para kazanmaya devam etmeyi isterken, B
de, bu işlerden para kazanmaya devam edebilmek için, parasını yönettiği A ve
benzeri durumdaki kişilerin daha çok kazanmasını isteyecektir. A ve B mevcut
hükümetin yaptıklarından mutlu olmasalar bile bu hükümetin değişmemesini,
beğenmeseler de mevcut siyasal ortamın devam etmesini isteyeceklerdir. Çünkü bu
siyasal ortamın bozulması, hükümetin düşmesi, yeni hükümet arayışlarının ortaya
çıkması gibi haller istikrarsızlık yaratacak ve finansal piyasalar borsadan
kurlara, faizlerden diğer getirilere kadar kayıplarla karşılaşacaktır.
A ve B, büyük bir çelişki
içindedirler. Bir yandan beğenmedikleri, desteklemedikleri, içinde bulunulan
sosyal, kültürel ve hukuki ortamı bozduğundan şikâyet ettikleri hükümetin gitmesini
istemekte, bir yandan da hükümetin gitmesinin yaratacağı boşluğun oluşturacağı para
kayıplarıyla karşılaşmak istememektedirler.
Küresel sistem, son birkaç yılda geçmişle
karşılaştırılamayacak kadar büyük ve sık şokları peş peşe yaşadı. Büyük olasılıkla
benzer şokları yaşamaya önümüzdeki dönemde de devam edecek. Küresel krizin
devam eden etkileri, Trump’ın seçilmesi, Rusya’ya ekonomik ambargo, Ortadoğuda
yaşanan savaş, Brexit, Kuzey Kore’nin füze denemeleri ve tehditleri, Avrupa’da
seçimlerden net sonuçlar çıkmaması ve hükümet kurma sorunları, Trump ile ilgili
soruşturma son birkaç yıla damga vuran küresel şoklardan akla gelen ilk örnekler.
Bunlara ek olarak her ülke kendi içinde kimi büyük, kimi küçük şoklar yaşadı.
Kısa sayılacak bir sürede yaşanan küresel ve yerel şoklar finansal piyasaları
geçmişte ciddi dalgalanmalar içine sürükledi. Böyle sık yaşanan şoklarla siyasette,
dış politikada, ekonomide, finansta ortaya çıkan bozulmalar, çökmeler, denge
kayıpları A ve B’yi ciddi anlamda etkilemiş olsa da onlar bu etkileri hızla
kenara koyup kazanç sağlamaya devam edecek yolları arayıp buldular.
Daha önce yaşanan ekonomik
krizlerde para ve iş kayıpları yaşayan A ve B, bunları bir daha yaşamak
istememekte, buna karşılık hükümetin yaklaşımlarını da kesinlikle desteklememektedirler.
A ve B, piyasada dalgalanma olmaması ya da bu dalgalanmaların para kayıplarına
neden olmaması için, inanmadıkları, beğenmedikleri hükümeti istemeyerek de olsa
desteklemekte ve hatta zaman zaman o hükümetin partisine oy bile
vermektedirler. Bir yandan bu sistemden para kazanmaya devam ederken bir yandan
da kazandıkları paralarla bir mülk alıp ya da yabancı bir bankada mevduat yapıp,
yabancı bir başka ülkeye yerleşerek çocuklarını orada daha iyi bir ortamda
yetiştirmenin hayallerini kuracak çelişkiler yaşamaktadırlar.
Burada ortaya koymaya çalıştığım
analize “piyasa aldırmazlığı” adını veriyorum.
Notlar:
Bu analiz sadece finansal
piyasalar için değil bütün piyasalar için geçerlidir. Finansal piyasalar her
gün gözümüzün önünde olduğu için onu örnek olarak aldım.
Metinde geçen A ve B birer
örnektir ve bu örnekler bütün dünyada sayılamayacak kadar çok sayıdadır. A ve
B’nin yaşadığı çelişkiler bütün dünyada görülse de gelişme yolundaki
ekonomilerde çok daha yaygın ve etkilidir.
A ve B’nin sayısı bir ülke
nüfusunda çok yer tutmayabilir. Ne var ki kararları piyasayı fazlasıyla etkilemektedir.
Eğer olumsuz tavır alırlar ve sonuçta piyasa çökerse toplumdaki etkisi çok
yüksek ve yaygın olabilir (kapanan işyerleri, işten çıkarılmalar, ücret
düşüşleri vb.) Dolayısıyla etkileri toplumun geri kalanını da kaygılara itecek
kadar önemlidir.
İyiden iyiye tüketim toplumu
haline gelen ülkelerde, özellikle yaşanan küresel kriz sonrasında, kazançlar ve
bu kazançların devam ettirilmesi çabası, insanların yaşamında genellikle
birinci önem sırasına yükselmiş görünüyor.
Son birkaç yılda bu kadar büyük
ve sık şoklar yaşanmasına karşın piyasaların tümüyle çökmemesinin temel
nedenlerinden birisi; insanların kazançlarıyla düşünceleri arasında yaşadığı bu
çelişkinin genellikle kazançlar lehine çözülmesidir. Bu şekilde çözüldüğü
sürece piyasaların şoklardan etkilenerek çökmeye karşı çok daha esnek hale
geldiğini görmek mümkün.
Piyasaların ve bu piyasalarda
kazanç sağlamak veya aracılık etmek için bulunan insanların şoklara karşı
esneklik kazanmış olmaları piyasaların çabuk kırılmasını önlemek açısından iyi
bir gelişmedir. Buna karşılık bu esnekliğin işi aldırmazlığa vardıracak bir
rahatlık sağlamış olması kötü bir gelişmedir. Çünkü aldırmazlık, yanlışı,
eksiği düzeltmeyi engelleyen bir yaklaşım tarzıdır.
Sayın hocam elinize sağlık, bizim gibi kaos sistemi ile yasayan ülkelerde piramidin büyük kısmının önceliği
YanıtlaSil1.Hayatta kalmasi 2.Bogazi 3.Barinma
bunlar gecekesirse gününü kurtarmis olur.
Piramidin geri kalanida ekonomik planlar yapabilir,kimi sisteme girebilmek kimi sistemde kalabilmek adina .Bence ülkemizin özeti bu yönde .İktidar ise kaosu devam ettirerek sistemi kurgular saygılarımla.
Aldırmazlık, çeliski.. Piyasa bunlari da yapabiliyor.Güzel yazı. Tesekkurler.
YanıtlaSilSayin egilmez çok güzel bir analiz ben 1999 ecevite oy vermistim aslinda liberal demokrat biriydim derken 2001 de sert krizde atolyemi magazami kapattim ecevite ofke duyuyordum ancak 1990 ve 2001 arasindaki siyasi istikrarsizlik vec1994 krizi ve sonrasindaki depremler gibi rusya ve asya krizleri olayin ecevitin elinde patladigina kannat getirdim 2002 besi beyin liberal partisine oy verdim ancak akpartinin sonradan ekonomide basari kazanmasi pozisyonumuzu toplamasina neden oldu şimdi kargadan başka kuş tanimam menfaatim akparti diyor hatta iktidarin değişmesi beni çok endiselendirir
SilRecep Almanya'dan yazip tuzun kuruyken AKP kilavuzum demek kolay tabi. Kilavuzu karga olanin burnu ne'den kurtulmaz sen de cok iyi biliyorsun. Ayrica Turkiye'nin ekonomik toparlanmasi senin Almanya'daki pozisyonunu nasil toparladi onu da anlatsana? Yine tyalan yazip trolluk mu yapiyorsun karga seven?
SilAdsız 20:29,,,sen klavuzunu kim onu da söyle,,,
SilAlmanya'da yaşamını sürdüren bireylerin Türk halkının Türkiye'de ödedikleri verginin ve gideceği yerin belirleyicisi olacak politikaları etkileyen siyasi seçimlerde oy kullanması kadar saçma bir şey yok.
SilHocam yani A ve B finansal kazanclarini inandıkları değerlere tercih ediyorlar. A ve B lerin sayısı çok fazla olursa ve inandigimiz degerleri de koruyacak mekanizmalar olmazsa o zaman toplumsal yozlaşma kaçınılmaz olur.
YanıtlaSilGüzel özet, zaten de öyle olmuyor mu?
Silkesinlikle işin özeti budur.
SilSatılmışlar..
SilHocam elinize sağlık.
SilÜniversitede bir hocamın son dersinde bize sorduğu, ve 'size öğrettiğim her şey faydalı ve teknik bilgiler, doğru kullanırsanız hayatta çok işinize yarar, fakat...' diye başladığı soru: Türkiye'nin en büyük sorunu nedir?
Ben kendimce hukuk'un üstünlüğünün ve tarafsızlığının erozyona uğradığını söylemiştim, diğer bir takım arkadaşlardan da çeşitli öneriler geldi; ihracat açığı, ekonomi, eğitim vs... Hocamızın önerisi ise bozulan ahlaki değerler olmuştu.
Artık 'Minareyi çalan kılıfını hazırlar' sözü geçerliliğini kaybetti. Küçükken her duyduğumda minareyi çalan zat ile ilgili bir hayranlık içerdiğini, 'vay minareyi çalmış ama bak, kılıfını da hazırlamış, emek ve beceri var...' gibisinden övdüğünü düşünürdüm bu sözün. Ama sonunda minare gitti. Artık yeni atasözümüz, 'minareyi çalsa da hizmet yapıyor, kılıfı olmasa da minare çalmak zor iş zaten, hem belki minare zaten hiç yokmuştur, minare ile ilgili konuşanlar bu işi bilmez, kandırılmış ve hatta hayin bile olabilir insanlardır di mi?' cümlelerini bir araya toplayan bir söz olmalı sanırım.
Diğer her konuda gayet zeki ve ahlaklı olduğuna inandığım vatandaşlarımın iş minareye gelince gözünün önündekini görmemek için bütün gücüyle çabaladığını gördükçe üzülüyorum.
Yüksek ahlaki değerlerden sadece ahlaksızlara zarar gelir, ahlakı zayıf olanlar ise herkese zarar verir diye tamamlamak istiyorum.
Affınıza sığınarak,
ST
Üstat davranışsal ekonominin önemini son zamanlarda çok sık vurgular oldunuz. Bize önerebileceğiniz kitap veya kitaplar var mı?
YanıtlaSilhttp://www.idefix.com/Kitap/Davranissal-Iktisat-ve-Davranissal-Iktisadin-Uygulamalari/Peter-Diamond/Egitim-Basvuru/Egitim/urunno=0000000716716
SilBu kitap iyi.
Hocam merhaba , davranışsal finans perspektifiyle hisse senetleri fiyatlarına veya altın fiyatlarına bakabilir miyiz? Ortaya çıkan fiyatlar davranışsal finansın sonucu olarak ele alınırsa geçmiş değerlerden geleceği tahmin etmek ne kadar mümkündür?
Silhocam, kitabın dili hakkında bilgi verir misiniz? ekonomi eğitimi almamış ama ilgi duyan birisi için ağır kaçabilir mi bu kitap?
SilDevrim dumlubağ ve birkaç yazarın daha ortak çıkardığı bir kitap var, oda iyidir. Bu arada muhtemelen okuyorsunuzdur hocam selamlar :)
SilKitabın dili ağır. Çeviri olmasının da etkisi var. Anlaşılması güç. Ekonomi eğitimi almadıysanız çok işinize yarayacağını düşünmüyorum.
Silİngilizce okumayı tercih ederseniz bu yıl Nobel alan Richard Thaler'in Misbehaving-The Making of Behavioral Economics isimli kitabı genel bilgisi olup ekonomist olmayanlar için de anlaşılır seviyededir.
SilHicam para için vicdanını dinlemiyor lar desem?
YanıtlaSilZor bir durum. İşini veya gelirini kaybetmek istemiyorlar diyelim.
Silbence türkiyeyi anlatmışsınız :)
YanıtlaSilO kadar çok benzer durumda ülke var ki.
SilElinize sağlık. 'Çelişkilerin Dengesi'de guzel olurdu.
YanıtlaSilTeşekkürler, evet o da güzelmiş.
Silbu durumda ak parti secmenine ne tavsiye edersiniz. acikcasi utanc halindeyim. bizi affedin
YanıtlaSilEstağfurullah benim bir tavsiye vermem söz konusu değil. Ben kişilerle ya da gruplarla değil sistemle uğraşıyorum.
SilPiyasa aldirmazligi dediginiz seye de ben resmi propagandalarla beyni yikandigi icin aslinda kendisi ve ulkesiicin neyin iyi oldugunu bilememek diyorum.
YanıtlaSilBir bölümü biliyor. Asıl mesele o.
SilA ve B’nin dışındaki kesimlerin de irrasyonel bir şekilde aldıkları uzun vadeli borçlanma kararlarının maliyetlerinin artmaması adına piyasa aldırmazlığına saplandıkları düşünülebilir mi? Teşekkürler.
YanıtlaSilKesinlikle. Teşekkürler
SilZaten o yüzden seçim propagandalarında oyunuzu istikrar için bize vermelisiniz söylemini çıkardılar.''Borç alan emir alır''H.Ö.....
SilHocam büyük resmi güzel özetlemişsiniz,teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam, Türkiye'de, "piyasa aldırmazlığı"içinde bulunan kesim seçmen yüzdesinin kaçını oluşturuyordur?
YanıtlaSilYüzde 50'den fazla olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu durumda olmak için mutlaka piyasanın içinde olmak gerekmiyor, piyasa çökerse işini kaybedecek olanlar da aynı durumda.
SilHocam "Sapiens" ve "tüfek,mikrop çelik" kitapları ile ilgili olarak sizce hangisi daha iyiydi?Ben açık ara "tüfek,,mikrop,çelik" derdim.Sapiens kitabının fazla abartıldığını düşünüyorum.Homo deus ise çok kötüydü.Bir de "tüfek,mikrop,çelik" tarzı önerebileceğiniz bir kitap var mı?
YanıtlaSilBunlar içinde en iyi Tüfek, Mikrop, Çelik bence. Ama ben Alaeddin Şenel'in Dünya Tarihi kitabını açık ara bunlardan çok beğenirim. Tek sorun bunlara göre ağır olmasıdır.
SilAllaedin senelin ki en iyisi hocam. Ulkemizde bir ilki basarmis kisi taaa 35 sene evvelden. Tum kitaplari ustalikla insanin oykusunu anlatiyor itiraf etmeliyim ki bazen de korkarak okudum adeta bir korku romani gibi...
SilBir israilli
Alâeddin Şenel bahsedilen kitabın yazarı değil çevirmeni galiba.
SilAlaeddin Şenel'in iki dünya tarihi var. Birisi çeviri. Öteki kendi yazdığı Kemirgenlerden Sömürgenlere Dünya Tarihi. Ben ikinciyi diyorum. Bu kitap bence dünya çapında bir kitap ve mutlaka okunması gerekli.
SilÇeviri olanı karşılaştırmalı "Dünya Tarihi" William McNeill'in bu kitap da giriş mahiyetinde bence doyurucu bir kitaptır.Bu arada Alaeddin Şenel hocanın hakkının yendiğini düşünürüm hep.Bu kadar nefis kitaplar yazıp popülaritesinin düşük olmasına üzülürüm.
Sililkel toplumdan uygar topluma benim okudugum 1980 martindan ilk basimi yapilmis ceviri mi degil mi bilmiyorum. baskisi yok sanirim. ama muthis bir calisma!
SilTurkiyede insanlik tarihi denince ilk kisi alladin senel hoca!
Tum universitelerde okutulmasi lazim. hatta liselerde bu kitap uzerine bir donem bile harcanabilir.
Bir de marksisit yayinlar vardi felsefenin temel ilkeleri orda da toplumsal evrim uzerinden metinler vardi. ilkelden tarima gecis vs...gunumuz toplumlari.
Jared Diamond ve Harari’yi zaten beğenmiştim.
SilSöylediğiniz kitap ise Alâeddin Şenel ile tanışma kitabım olacak.
Var olan saygıma hürmeti de ekliyorum öyle teşekkür ediyorum Mahfi hocam. Kitap yolda.
Hocam haklısınız, homoeconomicus piyasaya aldırmıyor bildiğini okuyor
YanıtlaSilBelki de A ve B yeterince yaşlıdır ve daha önce inandıkları değerler doğrultusunda oy verip ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmayı düşledikleri partilere oy vermişler ve hükümete getirmişlerdir fakat bu olmadığı gibi ciddi krizlerle para kaybetmişlerdir. Defalarca yaşadıkları bu durum artık bilinçaltlarına işlemiş ve inandıkları partilere oy verdikleri takdirde para kaybedeceklerine kesin gözüyle bakmaktadırlar dahası ülkenin genel durumunun mevcut durumdan daha iyiye gideceği inancını da yitirmişlerdir
YanıtlaSilA'yı bilemem ama B oldukça genç.
SilHocam, temel tuketim ve gida urunlerinden olan Bakliyat hububat urunlerindeki gumruk vergisinin 0lanmasi onumuzdeki 6 ay icinde enflasyona dusurucu etki yapar mi?
YanıtlaSilSizce hukumet bu bakliyat urunlerinde gumruk vergisini sifir oranina cekmek istemekle neyi amaclamaktadir?
a)Yerli tarimsal urunle ithal tarimsal urunun rekabetini arttirmak
b)Ciftciyi bitirip kente goc ettirerek sanayiyey ucuz isgucu olmasini saglamak
c)enflasyonu dusurmek
d)Yabnci ciftinin zenginleserk turkiyeye tatile gelerek parasini harcamasina on ayak olmasini sgalmak
e)Piyasaya ucuzluk getirmek
f)Cari acigi daha da azdirarak dovizin ziplamasini saglamak boyelikle rekabet artisina on ayak olmak
g) ulkenin sanayilestigini cumle aleme gostermek
diger bir sorum eger yanitlarsaniz,
Bir ulkede doviz kuru cok yukselmesine ragmen enflasyon %1 ler 1.5 lardaysa bu neden olur
olur sa da bu ulkede isci ucretleri reel olarak duser mi bu ulkenin cari dengelerine fayda saglar mi bu durum issizlikte dusus saglanir mi?
*dusuk enflasyon dusuk faiz yuksek kur seviyesi
Tarım politikalarındaki yanlışlar dolayısıyla bakliyat üretimi tüketimi karşılayamaz duruma düştüğü ithal yoluna giderek fiyatın artmasını önlemeye çalışıyorlar.
Silİkinci sorunuzun birçok yan sorusu var. Bu geçici bir olgu mudur? Bu ülke üretimini ithal mallara dayalı olarak mı yapmaktadır? Kur artışlı enflasyonu ne kadar sürede etkiliyor?
Bunların yanıtlarını bilmeden ezbere söylenecek pek bir şey yok.
bunu çelişki giderilebilir; fakat öncelikle bu yönde telkinde bulunanların ikna edici olması gerekiyor. bunun için de belirli bir gelir seviyesi üzerinde eşitlik sağlanması gerekir. talkımı salkımı yakıştırması olmamalı.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, bize Atasözü diye kabul ettirilen hurafelerden biri; Bana dokunmayan yılan bin yaşasın lafıdır. Yani sadece bu anı düşünüp ilerisini, kendinden sonrakileri, torunlarını düşünemeyen insanların, aklını kullanamayanların zihniyeti dir. Bunun tam tersi yani daha önce düzgün bir Atasözümüz; yanlışlık, yolsuzluk, hırsızlık yapan Babam olsa gözünün yaşına bakmam anlayışımız dı. Şimdi bu anlayışımız; yanlışlıkları, yolsuzlukları, hırsızlıkları ortaya çıkaranlara hain, alçak, gammazcı çamurları atıyoruz. Yabancılarla işbirliği yapan, Ülkesini satan insanlar olarak suçluyoruz. Bu da kısa vadeli bir zihniyet, kendinden sonrakileri, torunlarını düşünmeyen bir kafa yapısı. Yolsuzluklar, hırsızlıklar, haksızlıklar uzun vadede Ülkemizi uyuşturucu bağımlısı gibi yaparak, sonumuzu getirecek zihniyettir. Neticede Uzun vadeli düşünmek için, aklımızı kullanmak, muhakeme edebilmek, bağnazlığımızı azaltmak zorundayız. Ancak bu iş bence en zor yapılacak değişimdir diye düşünüyorum, hatta nesiller sürecek bir değişim diye düşünüyorum, acaba yanılıyor muyum?
YanıtlaSilİnat, nispet, hiddet azalabilir. Yani bir arkadaşın dediği bağnazlık baki olmuyor.
SilAslinda dolar yukselmesin turkiyede proplem cikar diyenlerde ayni gruba girmeliler.dolarin yukselmesi cari acigin sifirlanmasi ile sonuclanir ama akp secimi kaybeder.iyi seylerde olur1.fakirligimizin farkina varir dunya bizi kiskaniyor sacmaligindan vaz geceriz.2ona buna posta koymaktan da vazgeceriz.tuketiciler uzulur ama ureticiler sevinir.
YanıtlaSilDoviz ne kadar yukselirse
Siluretim artar
cari acik biter
akp biter
gercek ekonomik degerler one cikar
akp tarafindan getirilmis ulkeye sokulmus gruplar turkiyeyi terk eder.
Selam Tanerus8, AK Parti seçimi asla kaybetmez! ve sonuç olarak gitmez.
SilSn Cumhurbaşkanını daha uzun yıllar ülkenin başında göreceğiz.
Not : Bu yorum tamamen objektif bakış ile yazdım.
Tipis tipis (edepli olsun diye boyle yazdim) gittigini gorunce sarsilacaksin Cihan.
SilÇok güzel ve çok gerçekçi bir yazı olmuş Tşk ederim hocam. Bence tarih boyunca bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yerli ve yabancı yatırımcıların düşüncesi hep bu yönde oldu. Lao Tse'nin bir sözüylede bende katkı yapayım: "Bir avuç dolusu para, iki avuç dolusu gerçekten daha güçlüdür" der. Onada cevap Somerset Maugham'dan gelir: "Bir millet herhangi bir şeye hürriyetten daha fazla değer veriyorsa, hürriyetini kaybedecektir. Kaderin cilvesine bakın ki değer verdiği, rahatlık ya da para ise onları da kaybedecektir."
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSomerset Maugham'ın sözü müthiş.
Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.
SilMustafa Kemal Atatürk.
Paşam bunu daha nasıl ifade edebilirdi ki. Bir avuç dolusu para, kazanılmadan ulaşılan konfor, emeksiz rant vs vs. Bir işte alın teri ve üretim yoksa senin olmayanı harcıyorsundur ve bedelini ödersin. Düyun-u Umumiye tahsil eder mutlaka...
Sosyal medyadaki yorumlar ve özelde Ali Göksu Beyin yorumuna baktığımda şunu görüyorum; Türk insanı sanırım artık hissediyor ve nihai sona kendini hazırlıyor. Elindeki umudunu kaybetmiş, bir şey yapmak istiyor ama yapmasına yardım edecek sosyal kurumlar elinden alınmış, düzeltemeyeceğini anlamış, çaresiz kalmış... ülkedeki liyakat ortadan kalktığı için düzeltebilecek olanlar, düzeltmek için hamle yaptıklarında arkalarından kimsenin gelmeyeceğini, yalnız kalacaklarını çok iyi biliyor.
SilÖzellikle 2014 sonundan itibaren tüm arkadaşlarıma şunu önerdim, eviniz ve diğer varlıklarınızı satın, bir yıl, iki yıl kendinizi zorlayın, bireysel çaba ile veya eğitim desteği ile kendinizi dünyada satabileceğiniz bir emek haline bu sürede getirin. Emeğinize güvenince Türkiye'den çıkın.
Bunu inanın hocam, tanıdığım herkese söyledim. Çok az kişi yaptı, şimdi beni arayıp keşke dinleseydik diyorlar, ama hala yapmıyorlar. Bahane üretiyorlar, biri diyor ki ben mimarım anlamam (ona diyorumki mimari yazılımı öğren o zaman), biri diyor ki bankacıyım, memurum (ona diyorum ki her gün kullandığın bilgisayar işletim sistemini öğren, excel de advanced ol, office i ders anlatabilecek seviyede geliştir) liste uzuyor.
Sorun bu insanların kaderlerini kabul etmesi, insiyatif alamaması ve klasik Türk yavaşlığı, orta doğu liyakatsizliği. Zaten bu insanlar dediğimi yapacak kimseler olsaydılar, mesela rüşvetçiliği dünya ya nam salmış birileri ilk yaptıkları ufak işlerde sistemden temizlenmiş olurlardı.
Tavsiye verdiğim insanlar da lise mezunları filan değil, hepsi iyi üniversitelerin mezunları.
Hocam, A ve B batan bir gemide kendilerini nasıl konumlandırıyorlar? Hazırlıklarına bakılırsa, batana kadar fırsatları değerlendirip fonları toplarız sonra da kaçarız, der gibiler. Sanırım %50 böyle bir plana sahip değildir.
YanıtlaSilBir bölümü böyle düşünüyor olabilir bir bölümü de geminin batmadan devam edeceğini düşünüyor olabilir.
SilBu durumda A ve B'nin uluslararası fonlardan bir farkı var mı?
SilA ve B benim hocam. Tek farkım mevcut yönetime hiç oy vermemem ve bazı konular hariç destek olmamam. Ama görünen köy klavuz istemez, kazanacağını zaten görüyorduk seçimlerde. Piyasanın buna göre şekillendiği malum ve bu piyasadan maksimum geliri elde etmeye çalışıyor insanlar ama ben bunu riskli buluyorum, bir balon gibi. Yurtdışında çalışarak edindiğim birikim vardı bunuda Türkiyeden çıkarttım. Zaten yurtdışında yaşıyorum, eskiden Türkiye`ye dönmeyi, çoluğu çocuğu Türkiye`de okutmayı istiyordum, şimdi buralardaki imkanları araştırıyorum. Yapacak birşey yok. Selamlar.
SilABD de kurumlar vergisi indirimi
YanıtlaSilABDdeki isiszligi daha da dusurucu etki yapar mi?
Yapabilir.
SilPara ve rahatligimizi oyle yada boyle kisa zamanda kaybedecegiz.borclar faizler bizi sikistiracak
YanıtlaSilHocam bir ihracatçı şirket devlete sadece kurumlar vergisi, ihracat yapan şahıslar ise bireysel vergi öder değil mi?
YanıtlaSilŞirket kurumlar vergisi öder, ortakları aldıkları kar payından gelir vergisi öder. İhracat yapan bireyler ise gelir vergisi öder.
SilHocam şöyle bir tespit yapabiliriz o zaman. Esnek ya da aldırmaz piyasa, siyasi katılaşma mı sağlıyor?
YanıtlaSilEsneyen piyasalar, esneyen ahlaklar, esneyen değerler bunun yanında katılaşan ahlaksızlıklar, katılaşan değersizlikler...
Evet güzel bir tespit.
SilHocam "ultimatom oyunu" için ne dersiniz? Oyunda A kişisine 20 dolar veriliyor. Bu parayı B kişisiyle paylaşması söyleniyor. Eğer B kişisi teklifi kabul ederse A tarafından paylaşılan parayı alacak ve ikisi de evlerine ceplerinde bir miktar para ile gidecek. Eğer B teklifi reddederse ikisi de evlerine elleri boş dönecek. Eğer A kişisi 19 doları kendisine ve 1 doları B'ye vermeyi isterse B'nin objektif olarak öneriyi reddetme nedeni yok. B öneriyi kabul ederse 1 doları alacak, reddederse hiçbir şey almayacak. Ekonomik olarak B'nin tek bir rasyonel seçimi var. Ama B'nin pozisyonunda olan birçok kişi, öneriyi "adil" olmadığı gerekçesiyle reddediyor. Şempanzelerde aynı deney yapıldığında (onlara dolar yerine kuru üzüm veriliyor) nadiren öneriyi reddediyorlar. Karar alırken yüz yüze muhatap olunanın kendi türdeşinden bir insan olması ile tarım devriminin soyut kavramlardan türemiş kurumsal devletlerle muhatap olmanın farkı da evrimsel karar alma süreçlerinde etkili oluyor olabilir elbette. İnsan algılanan "adaletsizliği önlemek için kendi çıkarlarından vazgeçen tek hayvan olarak görünüyor. Diğer pirimatların da kendi gruplarında adaletsizliği cezalandırdığı gözlenmiş ama kendi çıkarları pahasında değil. ultimatom oyunu için link: https://money.howstuffworks.com/ultimatum-game.htm
YanıtlaSilHocam A ve B tiplerini tam olarak 'Homoeconomicus' kavramı karşılıyor mu?
YanıtlaSilKarşılıyor gibi.
SilSayın Hocam, son derece doğru ancak eksik olduğunu düşündüğüm tespitler.Katılamadığım en temel husus;sadece para aşkı ile özetlenemeyecek bir davranışlar bütününü izah çabasının eksik kalacağıdır. 1937 yılında Şakir Zümre İşletmesinin, yakın tarihimizin en büyük düşmanı olarak gösterilen Yunanistan’ a bomba ihracatı yapması, İspanya’ ya savaş uçağı ve mühimmatını satması sonrası ne oldu biliyor musunuz? Devlet eliyle lağvedildi.Şakir Zümre Atatürk’ün ilk özel müteşebbislerindendi. Sonuç Türkiye’ nin bugün üretimde en güçlü yanı savunma sanayi müşterilerinin başına gelenler. Katar, Sudan, Pakistan vb. Biz kendilerini teröre destek veren ülkeler olarak tanıyoruz.İktidarlar gelir, gider. Peki ülkemizin yakın tarihinden bile bir haber olan bizlerin, oturduğumuz yerden ahkam kesmemiz ne kadar doğru?Bu yarım yamalak ülkemizin geçmişine ait bilgilerimizle bizim için neyin daha iyi olduğuna nasıl karar verebiliyoruz?Önce doğru bilgi, sonra karar.
YanıtlaSilBu yazı Türkiye'yi de ilgilendiriyor olsa bile genel bir yazı. Benzer durum birçok ülkede yaşanıyor. O nedenle bir ülkedeki spesifik olaylara ya da kişilere indirgenmesi doğru olur mu emin değilim.
SilHocam Richard Thaler'ın dürtme kitabını okudunuz mu? Davranışsal iktisattan bahsediyor hatta ekonomi Nobeli aldı.
YanıtlaSilOkuyorum.
SilHocam Sherlock Holmes'ın en beğendiğiniz kitabı hangisi?
YanıtlaSilEn beğendiğim maceraları Kızıl Dosya ile Dörtlerin İmzası'dır.
Silpeki A ve B meydana getirebilecekleri-tetikleyebilecekleri siyasi ve ekonomik krizi fırsat çevirmek üzere pozisyon alırsa ne olur? Yani emlak krizi sonrası bedavaya konut,ofis,dükkan,mağaza vs. almak isterlerse ve ellerinde bol miktarda nakit para varsa?
YanıtlaSilEğr sadece emlak krizi olursa ucuza emlak alırlar.
SilKrizlerde dip noktasından girmek herkese nasip olmaz. Düşer fiyat dip sanırsınız, ama sadece daha başlangıçtır. Bence gelecek kriz oldukça büyük olacak ki 10 yıllar içinde toparlanamayacak piyasa.
Sil50 milyar dollar ceza odeyecegiz deniliyor
YanıtlaSilBizim merkez bankasinda 20 milyar dolarimiz var
Nereden baksam hesabin icinden cikamiyorum.
Topraklarimiz var, kimisi bos kimis dolu, genellikle guney dogu bolgesinden bahsediyorum. Ege ve Akdenizdeki kita sahanligi disinda kalan soz sahibi oldugumuz alan var. Agri dagi ve dogusu var. Kuzey Kibris var. Ve butun bu bahsettiklerimi isteyip bunlara sahip olmayi yillardir bekleyenler var. 50 Milyar dolar odeyemiyorsaniz bunlari alikoyariz diyebilirler (belki de zaten bunu diyebilmeleri icin bu surecten geciyoruz).
Sil800 milyar dolarlık bir ekonomi bu dediğiniz ödemeleri yapabilir. Asıl olan bunun yaratacağı itibar kayıplarıdır. Çünkü bu gibi gelişmeler dış finansman bulmanın maliyetini artırır.
Sildogru
SilNe itibari Hocam. itibar mi kalmis.
Sil50 Milyari 5 yaparlar.. Bir bakmissiniz tüm cezalar sifirlanmis.
Bedel mi dediniz.?
Bedelini hic farkina varmadan öyle bir ödetirler ki. Kibrista ödenir bedel.. Ege de ödenir bedel.. Akdenizde ödenir bedel.. Suriyede, K.Irakta.. Karadenizde ödenir.
Siz derinlerde pazarliklarin yapilmadigini sanacak Kadar safmisiniz.?
Buraya yaziyorum.. bir yere not ediniz.
Bu korkunc Riza zarraf olayini Türkiyede Tv kanali ve 2 gazeteden baska kimse gercek anlamda ele almiyor.
Gerisi TRT dahil yandas.. inanilmaz bir kara Propaganda yapilmakta.
cok kisa bir süre sonra yapilan gizli pazarliklar ve koltuk ugruna verilecek taviz ve bedeller ile Bu iktidar ve yöneticileri 2019 dan önce 15 temmuzda oldugu gibi kahraman olarak karsimiza cikacak.
Demedi demeyin.
Nereden mi biliyorsun diyorsunuz.?
15 yillik tecrübe.
Hocam firsat esitligi dogru bir sey mi? Cunku bence A; sonradan edinimleri olan, istedigi kadar çagdaş olsun deger yargılari oturmamış, istedigi kadar zengin olsun genetiginde yoksunluk izlerini hayati boyunca tasiyacak herhangi bir yobaz tanimli birinden cok daha tehlikeli biri.
YanıtlaSilTürkiye'nin çoğunluğu da böyle olabilir. Tehlike icimizde. En başta firsat verilmemeli bazi şeylere.
Herkes her seyi yapmamali, herkese firsat verilmemeli. Bu son gayet matematiksel.
Konu da bu zaten Hocam, sığ kinlerin kişiselleştirme çabasının gerçekliklerden bizleri uzaklaştırması.Biz öyle ya da böyle bir üst lige oynuyoruz.İyisi yanlışlara rağmen konjonktürel olaylar neticesinde ilerliyoruz. Kötüsü konjonktürden mutlu olmayan çok güçlü bir kesim var.Onlara kalırsak bu ligde dahi tutunamayız.(Konu tamamen dış ilişkilerimiz olarak değerlendirilmiştir.) İç siyaset bütün bu olaylar genelinde eser miktardır bana göre.Saygılarımla...
YanıtlaSilHocam bir bölüm A gerçek bir batışın bir yükselişin başı olduğunu düşünüyor olabilir mi?Son birkaç yıldır gayrimenkul satışlarının artmış olması ve yurtdışı arayışlar bunun göstergesi denebilirmi?
YanıtlaSilBazen batışlar çıkışın başlangıcı olabilir bazen de daha fazla batışın.
SilDısaridan alınan borçlar( bankaların aldığı) düzenli olarak vaktinde ödeniyor mu ?..Bunu gösteren bir data var mıdır?
YanıtlaSilTeşekkürler...
Böyle bir kanıt yok elde ama ödeniyor.
SilKonuyla ilgisi olmayacak ama buyume yaratmayan sektorler var midir hocam? Bir yazida okudum. Buyume dustugu halde issizligin de dusmesini boyle aciklamis. Bu şu sonucu da getirmez mi? Buyumeyi etkileyen sektorler, ekonomi kuculdugu halde isci cikarmamis. Aydinlatirsaniz cok sevinirim.
YanıtlaSilHer sektör farklı oranlarda büyümeye katkı yapar. Ama bazısı çok daha fazla katkı yapar. Mesela makine üreten bir tesis hem kendi ürettiği makine ile hem de o makineyi alanın yapacağı üretim yoluyla katkıda bulunduğu için inşattan daha fazla katkı sağlar.
SilHocam okul sütü ihalesi 2. Kez iptal edilmiş.. Gerekçe ise düşünülenden fazla fiyat teklifi gelmesi.. 3. İhale yapılmaz artık bence.. Çocuklarımız bu sene süt içemeyecek.. İhalede bedeli toplamda 4 bölgede 200 milyon tl civarı idi.. Yani 50 MİLYON DOLAR.. Askerlerimiz neden ölüyor.. Şehit anaları neden ağlıyor.. Bizler çoluğumuzun çocuğumuzun gelecekleri için yaşamıyormuyuz..O anaların helal sütleriyle şehit olanların hakkını nasıl ödeyecek bu ülkenin bir kuruşunu zimmetine geçirenler..
YanıtlaSilSorun.. Duyarsızlık..Ruhsuzluk bizim ülkemizde.. Yoksa gerekli ekonomik reformlarda yapılır kendi kendimizede yeteriz..
Bu sene okul sütü içemeyen çocuklarımız bu seneki hırsızları asla unutmayacaklar..
Harika bir yazı
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilTarım yapıyorum. Arazilerimiz 1. Sınıf arazi olduğundan, tarım dışı kullanmamız yasak. Son iki yılda arazilerimizde hem termik santral, hem de raylı sistem test merkez projelerine dahil oldu.
YanıtlaSilBu tarz otokrat beton lobileri ileride iş hayatınıza büyük gölge yaratırlar. Hiçbir zaman bu lobinin işlerime faydası olacağını düşünmedim. Bu sebeple de hiçbir zaman bu düzene oy vermedim. Ameliyat vaktinde yapılmalı, vaktinde yapılmayan ameliyata otopsi denir.
Duacıyız, inşallah bizim arazilerimizi yağmalayana kadar bu düzen değişecek. Ama şunu bilin, ben başkalarının malları kamulaştırılırken, nasılsa bana dokunmuyorlar duyarsızlığında olmadım. Olur da ömürleri, paraları yeter de bizim köyü termik santralle yokederlerse, siz de size sıra gelmeyecekmiş gibi davranmayın.
Bu işler parayla değil sırayla...
Öteledikçe ödenecek bedel ağırlaşıyor. Ötelenen mali bedel bir gün ödenirse, uğruna feda edilen diğer değerler de fazladan ve telafi edilemeyecek düzeyde yıkımı şiddetlendirecek.
YanıtlaSilBir yorumum da kendi sektörümden gözlemlerim.
YanıtlaSilÇiftçiler ve alakalı esnaflar bu düzene oy veriyor çünkü kredilerini geri çağıran banka yok. Takla attıra attıra gemiyi yüzdürüyorlar.
Köyde Avro üzerinden krediyle biçerdöver alan bir arkadaş ta 2014 yılında Avro yükselmesin diye oy veriyordu. Şimdi Avro 5 TL olmak üzere, oy vermekten vazgeçeceğini sanmıyorum çünkü artık ödeyemediği kredisi taklalar attırılarak döndürülüyor.
Buna piyasanın jargonunda kucağa alma diyorlar. Ticaret yaptığınız adamı maddi olarak kendinize bağlarsanız, siz de alacağı kalırsa, asla size terslik yaratamaz. Sürekli bir alacak bırakacaksınız. Ya da teminatını kuvvetli alarak borç vereceksiniz.
Şu an borcu gelirini aşmayan tüm esnaf bu düzenin değişmesini istiyor, benden size çiftçi ve ilgili esnafın nabız raporu olsun. Düzen aöan değişmesin diyenler genelde borç altında ezilenler.
Hocam, Titanic batarken de yolcular vals yapıyorlardı. İnsanlar çok zeki yaratıklar değil, bu kadar ciddiye almayın.
YanıtlaSilTitanic filmini de mi seyretmedin be adam? Titanic batarken sadece orchestra vals muzigi caliyordu ama insanlar kurtarma filikalarina binebilmek icin yaris etmekle mesguldu. Ama yazdigin dogru, insanlar cok zeki yaratiklar degil, en azindan canli bir ornegine cevap yaziyorum su anda.
SilBana cevap vererek ne diye benim seviyeme iniyorsun canım kardeşim? Bak, Titanic filmini bile seyretmişsin, değer mi yani?
SilHocam yazı aktardıkları hususunda muazzam güzel olmuş ...
YanıtlaSilBu düşünüş ve uygulamanın patlak vermesinin sonuçları ,küresel bazda yeniden bir toparlanma umudunu ortadan kaldırabilecek nitelikte midir?
Teşekkür ederim.
SilBunu tam olarak söyleyebileceğimi sanmıyorum. Bakacağız.
Hocam teoriye göre ihracatta çok hızlı bir artış olursa bu enflasyonist bir etki yaratır mı hem uzun hem kısa dönemde
YanıtlaSilEğer içeride satılan malları da ihraç etmeye başlamışsak o zaman içerideki arz eksikliği enflasyon yaratabilir.
SilHer durumda bedel ödeyeceğiz. Ötelemeyelim ödeyelim. Feda ettiğimiz değerleri daha çabuk anlarız bu şekilde.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı emeğinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHacam ciddi olarak birşey soracağım.Cevap verirseniz sevinirim.(Hiç bir siyasi fikrim yok.Politika=yalan benim için).Sorum şu;Yakın zamanda (1-2 yıl) siyasi ve ekonomik durumun 94 ve 2001 deki gibi bozulup aşırı ekonomik çalkantı ihtimali siz yüzde kaçtır...Hayat tecrübenizin bizlerden çok daha fazla olması sebebi ile görüşünüz benim için önemli ve toplumu doğru olarak gözlemlediğnizi gördüğüm için soruyorum.
YanıtlaSilkimse kahin değil beyfendi hoca nerden bilsin ?
SilHocam bir insanda olmaması gereken yegane özellik hangisidir?
SilBenim gorusum %99.9. Usta, Kurdistanda devlet kurulmasi hazirliklari yapilmis, referandum'da evet cikmis daha ne beklesin adamlar? Buna karsi cikan 2 ulke var, biri Iran biri Turkiye. Iran zaten ekonomik ambargo altinda. Geriye kaliyor Turkiye. Suriye diye bir devlet kalmamis zaten karsi cikabilsin. Irak desen patron neye izin verirse onu yapiyor. Bundan sonraki adim neresi sence?
SilSiyaset yalan değil, toplum yalana prim verdiği için Türkiye'de siyasiler rahatça yalan söylüyor. Bir diğeri eğer siyasi bir fikrin yoksa ekonominin ne olacağını niye merak ediyorsun? Önüne konanla yaşa gitsin... Siyaseti siyasi hedef güdüp seçime giren yapar. Siyasileri seçen sıradan insanın seçme tercihi siyaset yapmak değildir. Ayrıca seçtiğin siyasiyi takip etmek de vatandaşın denetim görevidir. Benden aldığı vergiyi nereye harcıyor diye sormuyorsan ekonomi yarın ne olmuş boşver...
SilVelhasıl ekonomiden önce vatandaş olarak seçme ve denetleme görevini layıkıyla yerine getirme kaygısı güt. Bu kaygıyı gütmeye başladığında zaten ekonomik olarak da neyin geldiğini görürsün.
94-2001 den ziyade 1929 buhranına bak, Türkiye daha önce benzerini yaşamadığı bir sürece girdi bile. Derinleşecek ve dipte uzun kalacak... Çıkışı ise çok farklı olacak çünkü hem teknolojik hem dünya siyasetindeki ve ekonomisindeki radikal değişiklikler çok farklı bir ortamda ekonomik toparlanmaya kapı açacak.
Sen vatandaşlık temel görevlerine odaklan. Vatandaş olmadan paran olsa ne olacak? Siyasi bir fikrim yok diye yazmışsın ya! bu sebeple ekonomi hakkında da bilgin olamaz işte... Belki alakasını da anlamayacaksın ama neyse...
Bunu bilemeyiz. Göstergeler işlerin parlak gitmediğini gösteriyor. Bildiğimiz budur.
Sil
SilSayın Hocam, cevabınız için teşekkürler.Ayrıca soruma yorum yapan
arkadaşlara da teşekürler siyasi fanatik olmamam siyaset bilgim olmaması
anlamına gelmez.TR de tüm siyasiler aynı kaptan besleniyor.Mevcut siyasi
yapı için boşuna ütopik hayallere kapılmayınız.Anlayana bu yeter.
Bende Adsız 9:20 ye hak veriyorum. Yahu siyasi düşüncemi yansıtan parti yok ki. Mecliste 4 parti var. Birisi iktidar olan parti. Birisi farklı amaçla meclise girmiş ama iktidar partisinin stepnesi olmuş parti. Birisi hapisteki parti. Biriside ana muhalefet olması gerekirken kendi kendine muhalefet olan parti. Ben artık bu 3 partinin AKP`nin gizli partileri olduğunu düşünmeye başladım. Meclis dışı partilerde de örgütlenme yok. Zaten az bir canları var, baskı altında sesleride çıkamaz oldu. Fikrimi meydana bile inip haykıramıyorum, ohal var, sopa var, gözaltı var.
SilHocam bir sorum olacakti. Ulkede enflasyon ve faiz oranları ayniyken merkez bankası faizleri düşürürse ne olur? Teşekkürler.
YanıtlaSilTek başına bunlara bakarak bir şey söylemek mümkün değil. Oranlar aynı olabilir ama enflasyon yükselme eğiliminde olabilir. Eğer öyleyse bu durumda faizi düşürmek enflasyonun daha da artmasına yol açar.
SilHocam bu konuda ne önerdiğinizi tam olarak anlayamadım.
YanıtlaSilBen bu dediğiniz kişilerden biriyim sanırım her ne kadar iktidara hiç oy vermesem ve her yer de eleştirsem de sonuçta uzun süre türkiye'de para kazandım. Gezi eylemlerinde protestocu oldugum icin iktidar tarafından teröristlikle suçlandım, inancım gereği aşağılandım.
Ne yapabilirdim? Yurtdışına çıkacak imkanlarımı yaratana kadar elbette türkiye'de para kazanmak zorundaydım.
bu düzenin değirmenine su taşıyan ve alkışlayanlar için söyledikleriniz sonuna kadar haklı olabilir ama her bu ülkede para kazanmış olan aynı durumda değildi
İlk bölümde anlattıklarınızdan anlaşıldığı kadarıyla siz bu kişilerden birisi değilsiniz.
SilReis, Türkiye'deki A'ya da B'ye de cevabını bugün verdi. Buyrun hocam ;
YanıtlaSil"bazı haberler, sinyaller alıyorum. bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. buradan sesleniyorum, önce kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir"
Bir de hocam, aynı gün bu yazınızın yazılması tesadüf müdür?
Tamamen tesadüf.
SilBu açıklamanın son derecede yanlış olduğunu ve yapılmasın denilen şeyleri tetikleyeceğini düşünüyorum.
Mahfi Hocam, bugün okurlardan gelen epey bir konu hakkında düşüncelerinizi kısaca paylaşmışsınız. Ben size "Celal Şengör" hakkındaki düşüncelerinizi soracağım.
YanıtlaSilKendisi bana ciddi ilham veriyor, onun çalışma sistemini gerçekten çok merak ediyorum.
Celal Şengör, sizce, iktisat alanını hobi! haline getirip iktisada eğilseydi neler olurdu?
Benim için imkansız ama siz bir fırsat bulup, ona iktisat konuları üzerine de eğilmesi için ciddi bir talep olduğunu iletebilir misiniz?
Celal beyle yüz yüze tanışıklığım yok. İyi bir bilim insanı olduğunu düşünüyorum. Ama iktisat alanına eğilseydi ne olurdu onu bilemem tabii.
SilHocam, A ve B ile ilgili şu alt bilgiler çok önemli.
YanıtlaSil- piyasa içinde payları büyük mü?
- ülkelerindeki faaliyetleri veya ticari faaliyetin getirdiği sosyal ilişkileri onları ne kadar sisteme bağlıyor? Örn. binlerce çalışanı olan firma kolayca çıkamaz.
- Uluslararası rekabette başarılı olmak için A veya B ne kadar donanımlı?
A benzeri iki arkadaşım var;
biri lise diğeri üniversite arkadaşlarım, 38 yaşındalar.
A1 Boğaziçi mezunu, A2 İTÜ.
İkiside yazılım firması kurdu, bildiğiniz pek çok markaya servis verdiler.
A1, 2015te 104 çalışanı olan firma sahibiydi, yazılım üretirdi.
A2, 30 çalışanı vardı, Kayserili, lüksü yok, kazandığını firmada kullanır, müşteriye özel servis geliştirir destek ve eğitim verir.
İçanadolulu memur çocukları, 0 dan başladılar.
A1in hukuki sorunu olmuş, 3 milyon TL 2015 yılında haciz gelmiş. Firması için büyük para değil, kendi söyledi, ama haksız yere gelmesi çok üzmüş.
Banka ile kredisinin bozulması, hukuken itiraz sonucunun bir kaç yılda çıkacak olması, bazı müşterileri ile bu sebepten ilişkisinin bozulması onu üzmedi, çalışır düzeltirim dedi. Şunu söyledi, Türkiye de iyi çalışıyoruz, hızlı sonuç üretiyoruz, fakat finansal, ticari ve hukuki sistem çalışma hızımıza uygun altyapıda değil, yaşadığım olay bunu öğretti, dedi. 3 ayda firmayı kapadı, gayrimenkullerini satıp, icrayı ödedi, tüm nakdini ve ailesini İngiltere taşıdı, 2 yıldır İngiltere de, 20 yazılımcısı olan firması var.
Karşı davaları hala Türkiye de devam ediyormuş, 2 yıla anca sonuçlanır dedi, alacaklı olduğu firmanın içi boşalmış, mahkemeyi kazansa bile para gitti gözüyle bakıyor.
A2, çok çalışkan, sektör firmalarının aksine net maaş üzerinden sigorta prim ödemelerini yapar. Bu sebeple büyük gsm operatörlere, büyük firmalara, devlet ihalelerine teklif verirken maliyetim hep yukarda olur, kolayca iş alamazdım der. Yaratıcı, tüm büyük inşaat firmalarına, ilk yüz büyük firmanın %60 ına ürün satmakla övünür.
A2 menfaate değil, liyakata önem verir, iki yüksek lisansı var. Türkiye de işlerde rüşvet döndüğünden çok şikayetçiydi. Şunu demişti, ilk 100 büyük firmada adamlar %10 - %15 firma dışında elden rüşvet almaya alışmışlar, onu kırmak için %4 civarı kar marjı olan fiyat teklifini içeri iletiyorum, rakiplerin rüşvet çarkı bunu kaldıramıyor, ya teklifimi üste iletmiyorlar veya bu firma işi yapamaz deyip eliyorlar. İnatla ürün verdiğim büyük firmaları referans koyup, tekrar kapıyı zorluyorum, o satışı alamasam bile bir sonraki veya bir sonraki derken içeri ürünümü satıyorum demişti.
Hatta ilk 100 büyük firmadan birine 5 yıl uğraştan sonra ürün satabilmiş. Tek kuruş rüşvet vermedi. Arkamdan terbiyesiz laflar ediyorlar, moralimi bozuyorlar, uygun fiyatlı ürün veriyorum, firmalara para kazandırıyorum, personel yetiştirip istihdam ediyorum, devletin derdini çekiyorum. Kendi tahmininden bile hızlı işlerimi büyütüyorum, ama Türkiye nin ciddi sorunları var, devletin çözmesi gereken sosyal bazı işleri firmalar çözmek zorunda kalıyoruz, maliyetim artıyor, rüşvet çarkı marjımı eritiyor, itibarlı iş yapan firmayı sosyo-ticari doku aşağı çekiyor demişti.
2015 ekimde eposta attı, Amerika da bana muhasebeci bul, geliyorum dedi. Firma kurdu, 3-4 ay Türkiye de satışını yaptığı markaların burdaki yöneticileri ile tanıştı, evimde bir odada kaldı, burada piyasa ve müşterileri öğrenmek için çabaladı. Sabah Türkiyedeki işlerini internet ve telefonla düzenlerken, gün içinde buraya odaklandı. Türkiye ye gitti, iki hafta sonra geldi, "Türkiye deki ofisi kapattım, herkesi çıkardım" dedi. Müşterilerin dedim? Hepsinin kı..na girsin dedi. Ev kiraladı, ailesini de getirmişti.
20 ay oldu. Bu salı eposta atmış, NewYork, NewJersey bölgesi benim oldu, partner olduğu yazılım firması Chicago dahil tüm orta ve kuzeyi vermiş. Nasıl oldu dedim, 4 milyar dolar cirolu müşterisi, ana firmaya mail atmış, bugüne böyle yetkin, sorunu bizden daha iyi bilen bir firma ile çalışmadık, teşekkür ederiz diye. 15 çalışanı var, 50 kişi daha alacak.
Hocam A ların ve B lerin kim oldukları önemli, işini iyi bilen 3-5 kuruş için kimseye minnet etmez.
Amerika sütten çıkmış ak kaşık olmadığına göre; verdiğiniz örnekteki kişiler bu yazının ana konusu dışına çıkmamış oluyorlar. Kendilerine göre daha kazançlı bir yere transfer olmuşlar sadece.
SilMahfi bey,
YanıtlaSilörneğinizi devam ettirelim. A kişisinin şirketinde çalışan C kişisi A kişisinin zıttı bir şekilde İslamcı bir dünya görüşüne sahip olsun. ama o da işini kaybetme korkusuyla patronuyla iyi geçiniyor, ortalıkta kendi dünya görüşünü fazla gün yüzüne çıkarmıyor hatta odasında bir Atatürk portresi altında oturuyor. Bir de bu C kişisinin D diye bir oğlu olsun ki o da eşcinsel olsun. o da yaşayacağı zorlukların farkında olduğu için babasına karşı gelmiyor, dini ritüellerini yerine getiriyor ve kimliğini gizliyor. yani herkes bir hayatta gerekli olan rolünü oynuyor, bir de yaşamak istediğini yaşıyor. yaşamak istenenle rol arasındaki uçurumun sebebi bence dediğiniz gibi aldırmazlık değil özgürlüklerin eksik oluşudur. verdiğiniz örneğe geri dönecek olursak, piyasa özgür değildir, hükümet müdahalesi insanları korkutmaktadır. gerçek liberal dünyada bu böyle olmamalıdır.
E.Başer
Piyasadaki en iyi Sherlock Holmes çevirileri hangi yayınevine ait?Hocam cevap verirseniz çok makbule geçer.Mebzul miktarda yayınevi var.
YanıtlaSilBen İngilizcesinden okuyorum çünkü çeviriler çok da iyi değil. İş Bankası yayınlarından çıkanlar iyi ama onlar da az.
SilYunanistan krizinde Yunanistanin euroden cikmamasi sizce daha mi iyi oldu?
YanıtlaSil*Benim gorusum, 2011deki hatirlarsaniz tartismalarda drahmiye gecilsin develuasyon yapar krizi atlatir turdendi. Ancak ben drahmiye gecilirse yunanistanda durumun daha da kotuye cikacagini develuasyonun, ilk yillar devasa enflasyon sonra ise uzun yillar surecek hatta belki alt edilemiyecek enflasyon olgusuna zemin hazirlayacagini dusunuyordum. Dahasi boyle bir durumun ongorulemezlik ve devasi borclari arttiracagini sosyal makro ekonomik sonuclari azdiracagini dusunuyordum. Euroda kalinmasi durumunda en azindan yunanistanda enflasyon olgusu olmadan ensesi bu konuda rahat bir sekilde krizlae savsabilecegini dusunmustum. Sonucta euro yunanistana ongorulebilirlilik ve enflasyon olmadan baska olgularla apacik yuzlesme imkani tanidigini dusunmustum hala daha ayni dusuncedeyim.
Bugünden geriye bakılınca Yunanistan'ın Euroda kalması lehine oldu diyebiliriz.
SilYunanistan krizinde Yunanistanin euroden cikmamasi sizce daha mi iyi oldu? Gelinen nokta itibariyle.....
YanıtlaSil*Benim gorusum, 2011deki hatirlarsaniz tartismalarda drahmiye gecilsin develuasyon yapar krizi atlatir turdendi. Ancak ben drahmiye gecilirse yunanistanda durumun daha da kotuye cikacagini develuasyonun, ilk yillar devasa enflasyon sonra ise uzun yillar surecek hatta belki alt edilemiyecek enflasyon olgusuna zemin hazirlayacagini dusunuyordum. Dahasi boyle bir durumun ongorulemezlik ve devasi borclari arttiracagini sosyal makro ekonomik sonuclari azdiracagini dusunuyordum. Euroda kalinmasi durumunda en azindan yunanistanda enflasyon olgusu olmadan ensesi bu konuda rahat bir sekilde krizlae savsabilecegini dusunmustum. Sonucta euro yunanistana ongorulebilirlilik ve enflasyon olmadan baska olgularla apacik yuzlesme imkani tanidigini dusunmustum hala daha ayni dusuncedeyim.
benim en nefret ettiğim bilenler amerikanın gizli planlarını bilenlerdir. bu planlar gizliyse sen neden biliyorsun?amerikan ajanımısında biliyorsun. yoksa Amerika nın planı diye sana servis edilenleri mi paylaşıyorsun?. bir örnek vereyim. Amerika barzaniyi destekleseydi kürtler ırakta devlet kurabilirdi. ama desteklemedi.hani kürt devleti kuracaktı Amerika ???? neden desteklemedi.amerika pkk yı destekliyor diyorsunuz. peki bugüne kadar amerikanın pkk yı desteklediğine dair bir kanıt belge önünüze koydular mı?
YanıtlaSilKomplo teorileri de var. Fakat bazı bilinen şeyler de var. Petrol şirketlerine bakın. Bu coğrafyada söz sahibi olmak için farklı güçlere sahip olmak isteyen devletler elbette var. Bunun arkası karanlık. Sadece pkkya da bağlamayın. Gündemdeki çoğu meseleyle ilintili. A seçeneği olmazsa bile B C seçenekleri var. Önemli olan Türkiye niye güçlenmiyor da bu sorunlara gebe kalıyor? Niye bizim uzun vadeli planlar için adımlarımız olmuyor?
SilHocam, yazınız için teşekkürler. İncelediğiniz konu elindeki maddi varlığı finans sektörüne yatıranlar kadar, üretim yapan, iş kuran, fabrika sahipleri içinde geçerli mi?
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Herkes için geçerli.
SilSayın Hocam, yani demek istiyorum ki, Klasik teori ile Keynesyen teori arasında neden asırlar var ve devamındaki teoriler nasıl her 10 yılda bir öne sürülür hale geliyor?
YanıtlaSilSaygılarımla,
Klasik teori ile Keynesyen teorisi arasında neoklasik teori var.
SilHocam merhaba
YanıtlaSilülkenin dış kaynağa ihtiyacı var ve bu dış kaynak doğrudan yabancı yatırım ve portföy yatırımı dedik.
siyasi ve ekonomik riski yüksek istikrarlı olmayan ülkenin bunu çekmesi için faizinin yüksek olması gerekiyor dedik tamam ama buradaki faiz hangi faiz ?
doğrudan yabancı yatırımcı için neden faizin yüksekliği önemli
ülke içindeki insan gibi parasını mevduat hesabına yatırıp risksiz para kazanmıyor ki yatırım yapıyor sonuçta faizin yüksekliği yerli yatırımları düşürüyorsa insanlar yatırım yapmak yerıne risksiz kazanç elde etmek istiyorsa doğrdan yabancı yatırımcı için ne fark oluyor sonuçta bir tesis kurmuyor mu üretim için maliyete girmiyor mu ? yoksa bahsettiğimiz şey doğrudna yabancı yatırımcının gelip burada mevduata parasını yatırıp yüksek faizden kazanç elde etmesimi mi o zaman yatırım nasıl oluyor
Yabancı yatırımcının kazancı faizden ve borsadan ağırlıklı olarak ve döndüğünde kendi ülkesinde enflasyon olmamasından.
SilSayın Hocam, John Hopkins'ten bir profesör 'Türk lirası doğası gereği zayıf bir para birimi. Başka bir paraya değil altına endekslenmeli' demiş, sizin görüşünüz nedir?
YanıtlaSilSaygılarımla,
Çalışın üretin liranın değerini arttırın demesini beklemiyordum Amerikalınin zaten. Bize kurnazlık lazım değil. Bize çalışmak ilerlemek lazım.
Silprofesörün söylediklerinin bir mantığı var. ama katılmadığım yanı altına bağlaması. oda bir yöntem ama tl nin değeri cari açığı sıfırlayacak değer olmalı. cari açık veriyorsak tl aşırı değerlidir.
Silbu konun çalışmakla bir ilgisi yok. kurnazlıkla bir ilgisi var. tl yi değerli tutup sahte refah yaratıp iktidar oy topluyor
SilDoğru demiş sayın Prof.
SilTamamen yanlış bir tespit. Zayıf olan TL değil. Zayıf olan bizim kurallar uymamız, hukuk düzenimiz, demokrasi kurumlarımız ve ekonomi anlayışımız.
SilDegerli hocam,
YanıtlaSilOsman Tunaboylu'nun "Bir Osmanli Ruyasi" kitabini dun bitirdim. Gordugum kadariyla son birkac yuzyildir hep (Cumhuriyet'in ilk yillari haric) problemin sonucunda olusan yan problemlere odaklanmisiz.
Adalet, ögretim, sanayi alaninda acilen yapisal reformlari hayata gecirmemiz gerektigini sadece bu kitabi okuyan birisi bile cok net gorebilir. Kitap ve diger blog önerileriniz icin tesekkur ederim.
Saygilarimla.
Çok doğru bir tespit.
SilTeşekkür ederim.
Analiz için teşekkürler, çok doğru tespitler.
YanıtlaSilA ve B ye şunu unutmamalarını söylemek isterim: ödemeniz gereken faturalarınız var doğru ama özgürlüklerin kısıtlandığı, sürekli olağanüstü halle yönetilmek zorunluluğu doğuran travmalar üreten, hukuku güçlünün kılıcı kılan, kurucu değerlerin ve ekonomik ahlakın erozyonunu yadsıyan bir sistemle devam edersek, korktuğumuz önünde sonunda başımıza gelmez mi?
Gelir.
SilHocam bir iktisatcidan aşk üzerine bir yazı istesem nasıl olur? Siz her konuda yazıyorsunuz bu konuda yazmış miydiniz daha önce?
YanıtlaSil@Nash buyrun hazır yazılmışı var :=))
Silhttp://www.iktisadiyat.com/2012/02/14/bir-iktisacinin-aski-14-subata-selam-olsun/
Yazmadım. Bir de onu yazarsam tam olacak yani.
SilArkadaşlar cevap lütfen
YanıtlaSil"TCMB'nin bugün açtığı 1 milyar 250 milyon dolarlık 1 hafta vadeli TL depo karşılığı döviz depo ihalesinde gerçekleşen tutar 80 milyon dolar olurken, ihaleye 80 milyon dolarlık teklif geldi "
Neden az talep var peki...dövize ihtiyaç mı yok nedir anlamadım:(
İzah edermisiniz?
Para-banka yok bende. Mevcut sıkıntılarımdan dolayı da diğer bilgiler de geriye gitti. Toparlamaya çalışıyorum. İzah eden arkadaşlar olursa ben de istifade edeyim.
Silanlasilmayacak ne var. ülkedeki ekonomik faaliyetlerinin iktisat ve maliye kitabinda karsiligi yok artik.
Sil80 milyonluk ülkeyi kabile reisi gibi yönetirseniz böyle darmadagin olur, lime lime dökülür.
Hocam konuyu çok bilmemekle beraber, neoklasik ekonomi teorisi insanların kararlarını matematiksel olarak ele alıyor diye bir eleştiri üzerinden yola çıkılıyor ancak varılan son nokta "piyasa aldırmazlığı" da düşününce oldukça rasyonel, matematiksel bir tavır olmuyor mu?
YanıtlaSilDavranışsal ekonomi ile ilgili daha çok şey paylaşırsanız kavramamız açısından iyi olacak hocam.
İyi çalışmalar..
Para kazanma ile buradan kaçma çelişkisine bakarsanız iş oldukça karışıyor.
SilDavranışsal ekonomi bundan böyle oldukça zamanımızı alacak sanırım.
Hocam Mehmet Şimşek bugünkü beyanatında “ enflasyon bu aydan sonra düşecek ve kalıcı olacak” diyor.
YanıtlaSilBunu baz etkisinden dolayı mı söylüyor? Öyleyse bu dürüst bir beyanat olmuyor.
Sizce bu beyanatının gerekçesi nedir.
Panik cikmasina ve dovize hucuma mani olmak.
SilYazınızda geçen "piyasa" kelimesiyle bağlantılı bir soru.
YanıtlaSilBu tür haber başlıkları, bana, "hayattan kopuk" geliyor, siz ne dersiniz?
"X'in piyasa değeri Buffett ve Gates'in toplam servetinin üzerinde"
Soru #1: Piyasanın "dışı" diye bir yer, şey mi var? Niçin üzerine basa basa "piyasa değeri" yazılıyor?
Soru #2: Piyasanın "dışı" diye bir yer varsa, nerede?
YanıtlaSilmevcut durum aynı türkiye gibi,,,ayrıca batı standartlarına göre yetişmiş, laik,hukuka saygılı ve ülkesini sevenmişmiş......subliminal mı yapıyorsunuz hocam...ben batı standartlarına göre yetişmedim, laik değilim ancak ben ülkemi seviyorum hem de sizden daha çok.. .
adsız 14:48 sana vatanı sevmiyorsun diyen olmadı. vatanı sevmek bir özellik değildir. herkesin vatanı sevdiği kabul edilir. burada söz edilen konu laik hukuğa bağlı saygılı ve batı standartlarında yetiştiysen ülkenin kalkınmasına yararın olur demektir. eğer bu özellikler yoksa yararlı olamazsın. olmadıklarınıda görüyoruz zaten
Silbence türkiyenin vatanı seven insanlara ihtiyacı yok türkiyenin batı standardında insanlara ihitiyacı var.vatanı seven pek çok ama ahlaklı insanımız pek az. mesala bakanlar neden sarraftan rüşvet aldı diyen bunun için oyumudeğiştireceğim diyen pek az
Silege cansen bugün bloombergdeydi.yine tl nin aşırı değerli olduğunu söyledi. gerekçeside türkiyenin cari açık vermesiydi.dolar ne olmalı diye hep sorarlar. aslında doğru soru tl ne olmalıdır. tl cari açık vermediğimiz ihracatımız kadar ithal edebildiğimiz değere geldiğinde gerçek değerine gelmiş demektir.ısrarla bu gözden kaçırılır.insanların bunu öğrenmesi istenmez. öğrenirlerse iktidarlar türkiyede suni refah yaratıp oy alamazlar.
Silne laikleri seviyorum ne de senin gibi laik olmayanlari
Silen sevmedigim sey ise beni bu iki kesimle bir takim dini ve bilimsel ortak atalar uzerinden kardes ilan etmeleri.
Son olarak kimse ile kardes mardes degilim. Yerin dibine batsin sizin kardeslik anlayisiniz
adsız 17.01. tamam sen maymundan gelenlerden yada topraktan gelenlerden farklısın. sen sincaptan geldin.bu nedenle bizi sevmiyorsun :)
Silbatı standartlarında yetişmiş adamları gördük, yıllar bu ülkeye neler çektirdiklerini....ayrıca merak etmeyin bugün türkiyede herkes batı standartlarına göre eğitim görür (tahhidi tedrisat kanunuyla), batı standartlarına göre yaşar (laik ilkesiyle),batı standartlarına göre evlenir (medeni kanunla), batı standartlarına göre ticaret ve işlemlerini yapar (borçlar ve tic.kanunlarıyla).ortada bir ahlaksızlık varsa demekki bu batıdan kaynaklanıyor, kendimiz olamadığımız için olabilir mi ? ve ayrıca kimse kimseyi kardeş olarak görmek zorunda değil, düşüncesinde özgürdür (batı aydınlanmasından kalma)
Siltanerus8
SilDusunce ve fikirlerimin, ifade ozgurlugu baglaminda ele alinmasindan yanayim. Ben kimseyi sevmedigimi soylemiyorum. Bilakis sever gibi gorunup kardesiz mardesiz vss turkuleriyle el altindan sopa gosterenlere lafim.
Zaten kim sana kardesim falan filan diyorsa bilki en buyuk zarar ondan gelir.En azindan benim hayat tecrubelerim bunu bana soyluyor. Dahasi ben kardesime bile kardesim demem.
'Türkiye'nin en zayıf noktası'
YanıtlaSilBBC Türkçe'de yer alan habere göre Hanke yazısında şu görüşlere yer verdi: "Liranın (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'ın attığı adımlar ve verdiği tepkilerin etkisiyle tüm zamanların en düşük düzeyine gerilemesi, Türkiye'nin Aşil tendonunun (en zayıf noktası) da para biriminin olduğunu ortaya koyuyor.
Bu kadar çalkantılı ve doğası gereği zayıf bir para birimine sahip olan hiçbir ülke bugüne kadar gerçek anlamda siyasi güce sahip olamamıştır. Lira eninde sonunda Türk ekonomisinin ve Erdoğan'ın ayaklarının yere basmasını sağlayacak." (böyle demiş stev hanke.altına bağılı tl önermiş.bu benim ısrarla üzerinde durduğum cari açığı sufurlayan dolar tanımlamasının başka bir anlatımla yapılması. sadece erdoğanın değil türk halkının da ayakları yere basacak. bizden bir kaç kat zengin olan yunanistana bakıp acımayacağız.)
Merhaba Hocam, Öncellikle harika analizleriniz için teşekkürlerimi sunarım. Ben, "RECEP ER - 03/12/2017-19,33) isimli arkadaşımızın yazdıklarından esinlenerek bir konuya değinmenizi arz edeceğim. Şöyle ki; 1999>... yılında 22 bankaya el konulup 40-50 miyar $ külfet oluşmasını cumhuriyet tarihinin en büyük finansal reformu olarak değerlendiriyorum. Ne yazık ki en üst düzey yöneticilerimiz defalarca "...22 bankaya benim dönemimde el konulmadı..." mealinde açıklamalarda bulundular ve hala o süreci değerlendirirken 1985-1999 arasında denetimsiz bırakılmış bankaların ıslah edilip objektif mizana kavuşturulmasının elzem olduğu gerçeği dikkate alınmıyor. Bu konuda bir değerlendirme yapabilirseniz memnun olurum Saygılarımla, SELAMİ BEKTAŞ
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHocam George Orwell'ın 1948 yılında yazmış olduğu 1984 yılına ilişkin öngörülerini içeren bir romanı var. Orda dünyayı üç kutuba ayırıyor ve enterasan bir şekilde adeta günümüz dünyasının durumunu işliyor.Dünya egemenleri devam etmesini istedikleri düzenin sahte düşmanlar ve sahte dostlar yaratarak ayakta tutulmasını ve toplumları istedikleri gibi yönlendirebilmek adına herşeyin mübah olduğunu insanların beynine çakıyor ve kabul ettiriyorlar. sistmelerinini bekası adına yapılmak ve katlanılmak zorunda bırakılan insanlığın düşürülmüş oldu durum ve o kokuşmuş sistem içler acısı bir şekilde anlatılıyor.Tek tipleştirilmiş ve çıkarları için yaşamak zorunda bırakılan oluşturulmuş bir toplumdan söz ediyor.Kısaca İnsanoğlunun mesele hayatta kalmak olduğunda neler yapabilceği çıkarımları yapılıyor. Şu an Mevcut durum da da İnsanlık hiç olmadığı kadar menfaati için yaşamak durumuna getirilmiş,değersiz,idealsiz bir toplum yaratılmakta.Sermeyanin Emeğin üzerine bu denli çıktığı bir dönem olduğunu hiç sanmıyorum. Paradan para kazananlarda ki artış ve bu düzeni koruma içgüdüleri ile Emekçinin her gün daha fazla ezildiği bu kapitalist sistemin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Geçmişte İşçi ve Emekçinin Sosyalist düşünce etrafında yaptığı itirazlar ve ayaklanmalara baktığımızda günümüz işçi ve emekçilerinin bir kollektif oluşturamama ve boyun eğme görüntüsü içinde olması ise ne yazık ki işçi ve emekçi kesiminde hak,özgürlük ve adalet kavramlarını bir kenara bırakıp sermayedar kesime nasıl geçebilir ve paradan para kazanırımın hayalini kurar hale getirilmesidir diye düşünüyorum. Ve Soruyorum Acaba günümüzde Baskı Altına alınmış ve hayatın akışına ayak uydurmak zorunda bırakılmış,boyun eğmediğinde ve biat etmediğinde salt şahsi başarıları ile bir yere gelinemeyeceği kuşkusu ile tek derdi aslında hayata tutunma ve bir yer edinebilme olan toplumdaki insanlar mı suçlu yoksa sistemi bu şekilde dizayn edenler mi. Günahsız olarak dünyaya gelmiş insan değersiz,biatçı ve menfaati önde tutan bir hale gelebiliyorsa bu insanın suçu değil İnsanlığın problemidir.ve ne yazık ki kısa vade de düzeleceğini sanmıyorum. Gidişat öyle görünmese de Adil Bir Düzen hayalim var.Umarım İnsanlık itilmiş olduğu bu menfaat çukurundan kendi çabaları ile çıkabilecek cesareti ve gücü kazanır. ve Yine Umarım ki;
YanıtlaSil"Bir gün karanlığın olmadığı bir yerde buluşacağız.." George Orwell / 1984
Sayın Hocam,
YanıtlaSilBu yıl Nobel Ödülünün Richard Thaler e Davranışsal İktisat alanındaki çalışmaları doğrultusunda verilmesiyle uluslararası akademik camiada oldukça popüler olan bu alanın ülkemizde de daha çok ilgi görmesini ve başarılı çalışmalar çıkabilmesini umuyorum, bahsetmiş olmanız çok mutlu edici. Davranışsal iktisat çerçevesinde yorumlanacaksa finansal piyasaların gelişimi, ürünlerin çoğalması ve karmaşıklaşıyor olması maalesef finansal okur-yazarlıkla ya da ekonomi okur-yazarlığı ile paralel şekilde gelişmiyor. Ekonomi gibi önemli bir alanda eğitimin örneğin lise çağında temel düzeyde verilmesi bu konuda çok daha faydalı olabilir diye düşünüyorum. Haberler ve veriler alınsa dahi ne kadar anlaşılabildiği ve yorumlanabildiği tartışılır. Bir de eğitim seviyeleri çok yüksek olsa dahi göstergeleri inançlarına göre yorumlamayı tercih eden ya da bu konuda bilgi sahibi olmamayı tercih eden bireyler var. Bu durumda alınan bilginin yorumlanması (bireye iyi hissettirici şekilde mesela) ya da bilgiden kaçınma davranışları da bahsettiğiniz konuda önem arzediyor diye düşünüyorum. Kazanılan bireysel fayda maddi de olsa parti desteğinden gelen manevi bir fayda da olsa, siyasi destek vermenin sosyal sorumluluğunu ve başkalarını nasıl etkilediğini görmemek, görmek istememek ya da sonuçları kendini rahatlatıcı şekilde yorumlamak istemek gibi bir davranış gözlemliyor olabilir miyiz?
Takip etmesi oldukça kolay olan podcastlerden birinde(Freakonomics kanalı) geçenlerde Almanya'nın savaş sonrası nasıl kalkındığı tartışılırken vurgulanan bir nokta vardı; sosyal güven ve sosyal sermaye. Maddi faydanın ötesinde yalnızca psikolojik (partizanlık,ait olma hissi vs.) faydaları peşinde kutuplaşabilen ve ötekileştirebilen bir toplum yapımız var. Rüşvet üstü kapalı bir iş halletme yöntemine dönüşmüş, kamu hizmetleri kamunun ne olduğunu bilmeyen insanlar tarafından sunuluyorken(otobüs şoförlerine kadar), sosyal güven nasıl artırılabilir sorusu çok kolay bir çözüme ulaşabilirmiş gibi gelmiyor. Dolayısıyla sosyal sermayenin yokluğunda bireyci davranıştan sapmanın, verilen oyun ve de sonucunun sorumluluğunun, oluşması gereken -öngörülen- psikolojik maliyetin hissedilmesinin nasıl sağlanacağı konusu sizce cevaplanabilir durumda mıdır? Teşekkürler.
Bir de Hocam Z kişileri var. Orta ve uzun vadede durumlarının değişmesi mücizelere kalan kader mahkumu diyebileceğimiz Z kişileri. Çoğulcu anlayışla işleyen sistemlerde Z kişileri çok sayıda ise ve A -B kişilerinin sadece siyasal yapıyı eleştirmeleri en hafif tabiriyle yüzsüzlük olur. Kendileri bu kadar bencil iken Z kişilerinin hayatını direkt etkileyen tercihleri çok daha akılcı durur. Bu insanlardan orta ve uzun vadeli hassasiyetler beklemek yerine A ve B kişileri bir şekilde gerçekten gönüllü eğitim kurumlarını destekleseler kendileri için olmasa bile çocukları için baya iyi yatırım yaparlar. Bu ülkede en büyük problem görgüsüzlük ve bencilliktir. Peygamberimizin mucizevi seslenişi ile bitirelim : Nasılsanız öyle yönetilirsiniz...
YanıtlaSilHocam kaleminize sağlık, çok net anlatmışsınız. Bir sorum olacak, usd düşmeye devam ediyor, bu TL müdahalesinin (faiz arttırımının) sonucu mudur? Yoksa 'olumlu/olumsuz haberler'e bağlı döviz hareketleri ifadesi kullanılıyor, bu mudur gerçek neden? (biraz davranış ve psikolojik durum gibi mi anlamalıyız?) yurtdışı kredi ödeme vadesi geldiğinde, usd kuru tutulabilecek mi? tşk
YanıtlaSil500lukler cikacakmis ne kadar dogru?
YanıtlaSilcikarsa vatandasin bir avantaji olur mu?
Geçen sene enflasyon özellikle aralıkta tırmanışa geçmişti tüik verilerine bakabilirsiniz o yüzden yıllık enflasyon ocak ayında nisbi olarak azalacak. Yani dediğiniz gibi Baz etkisi.
YanıtlaSilSizin Reisi Cumhurumuza içten içe hayranlık duyduğunuzu biliyorum, lütfen bu söylemekten kaçınmayın .
YanıtlaSilHocam bu Fed chairman game oyununu surekli farkli kombinasyonlarda oynuyor notlar analizler yapiyorum. Sizinle bir analizimi paylasmak istiyorum. Acaba guncel makro ekonomik yasamda teorik ve pratik olarak karsiligi var mi bilmiyorum.
YanıtlaSilElde ettigim analiz su
Cok dusuk enflasyon ortaminda %1.5 ve %0.5 araligindaki enflasyonda her yapilan faiz indirimi direk ve aninda issizlikte dusus sagliyor ama enflasyona issizlikteki dusus kadar etki etmiyor.
Faizlerdeki dusus(ki bu dusus 0.25 baz dusus) cok dusuk enflasyon ortaminda issizlige etkisi daha fazla ve daha cabuk enflasyona etksiinden
siz bu analizime katiliyor musunuz?
katiliyorsaniz neden mesela?
Hocam birde tek adam rejiminin uydusu olabildiği için nemalananlar var (rüşvet ihale vb)bunlar ve doyurduklarıda bu iktidar değişsin istemez
YanıtlaSilEnflasyonun bu seviyede olmasi issizlige iyi gelir mi? (philips Egrisi)
YanıtlaSilPhilips eğrisine göre enflasyon işsizliği etkilemez. İşsizlik veya istihdam seviyesi enflasyonu etkiler. Biz istihdam yaratamasak da ortalamanın üzerinde zoraki büyüyoruz. Bu yüzden Yani işsizlik artsa da kamu nedeniyle toplam talep canlı bu da enflasyonu yükseltiyor. Maliyet enflasyonunun da büyük etkisi var tabi.
SilBen komple teorisyeniyim. Bu teoriye göre komple batıyoruz, hadi geçmiş olsun :) 10 yıl bir şey beklemeyin. Bu arada ölen ölür, ölmeyen de keşke ölseymişim der.....
YanıtlaSilHocam gelişmiş bir ekonomi (örn ABD) için yüksek iç borç mu dış borç mu daha tehlikelidir? Bizim gibi ülkeler için dış borç daha tehlikelidir ancak gelişmiş ülkelerde kur riski yok iç ve dış borçta. Bu durum hariç hangisi daha tehlikelidir gelişmişler için?
YanıtlaSilHocam sizce diğer alt coinler bitcoin gibi bir piyasa yaratma potansiyeline sahip mi?
YanıtlaSilHocam ABD şimdiye kadar hiç dış borçlarını para basarak ödedi mi?
YanıtlaSilUSA borçlarını zaten öyle öder.Maliyeti yakın zamana kadar kağıt ve mürekkep masrafıdır.Şimdilerde ise onada gerek yok zira sanal ortamdada $ yaratabilirler.
SilHocam Tunç Kanunu özelinde işçi ücretlerini ele alabilir misiniz?
YanıtlaSilYandık desenize hocam ben çıkarıma bakarım anlayışı bu yaklaşım ben ve benim gibi idealleri ve ilkeleri yaşam prensibi haline getirenler ilanihaye mutsuz olacaklar
YanıtlaSilHocam merhaba
YanıtlaSilülkenin dış kaynağa ihtiyacı var ve bu dış kaynak doğrudan yabancı yatırım ve portföy yatırımı dedik.
siyasi ve ekonomik riski yüksek istikrarlı olmayan ülkenin bunu çekmesi için faizinin yüksek olması gerekiyor dedik tamam ama buradaki faiz hangi faiz ?
doğrudan yabancı yatırımcı için neden faizin yüksekliği önemli
ülke içindeki insan gibi parasını mevduat hesabına yatırıp risksiz para kazanmıyor ki yatırım yapıyor sonuçta faizin yüksekliği yerli yatırımları düşürüyorsa insanlar yatırım yapmak yerıne risksiz kazanç elde etmek istiyorsa doğrdan yabancı yatırımcı için ne fark oluyor sonuçta bir tesis kurmuyor mu üretim için maliyete girmiyor mu ? yoksa bahsettiğimiz şey doğrudna yabancı yatırımcının gelip burada mevduata parasını yatırıp yüksek faizden kazanç elde etmesimi mi o zaman yatırım nasıl oluyor
Enflasyonun bu seviyede cikmasi ve artacak emareler gostermesi bizi diger ve benzer ulklerden ayristirmaktadir. Budurum doviz kurunda surekli fiyat artislarini kalicilastiracaktir.
YanıtlaSilhoca zatek iktisatçı,,,sadece literatürde olandan konuşur,,,
YanıtlaSilHocam bu sene ilk 10 ayda Hazine 10 milyar tl borç vermiş gözüküyor bütçe rakamlarında? Hazine bu parayı kime borç veriyor içeride veya dışarıda?
YanıtlaSilTL hep değersizdi. Başımızı yaslayacak güvenli bir limanımız olmadı. Kırılganlık hatsafada. Psikolojimiz de bozuldu. Daha fazla kırılmamak için kabuğumuza çekildik. Kendi kabuğumuzda ısınıyoruz.
YanıtlaSilHasta olmayın, psikolojinizi sağlam tutun. Samimi, gerçek olun. İnsanları kırmayın, anlamaya çalışın. Aldırmazlık kötü bir şey. Verin sürekli. Sevgi güzel bir şey. Çıkarlarınız için güzel değerleri heba etmeyin.
YanıtlaSilAnlamadığım bi şey var faiz yüksek yatırımcı onca riske rağmen faiz yüksek diye buraya geliyor yatırım yapıyor ama sonuçta buradaki enflasyondan etkilenmiyor mu tesisini kurduktan sonraki süreçte ilk üretimi kendi tasarrufuyla yaptıktan sonra burdaki enflasyon onu etkilemiyor mu faiz yüksek diye insanlar tasarrufa yöneldi diyelim ürettiği mallar alınmıyor her şey çok pahalı diyor insanlar diyelim.
YanıtlaSilyabancı yatırımcının burada yatırım yapmaktaki karı nedir?