Muhalefete Eleştiriler ve Öneriler
Bir ülkede enflasyon yüzde 90’ları zorluyorsa, risk primi 700’ün üzerindeyse, nüfusun yarıdan fazlası geçim derdindeyse, gelir dağılımı bozulmaya devam ediyorsa, demokrasi, hukukun üstünlüğü, eğitim kalitesi gibi sosyal ve siyasal göstergeler sürekli geriye gidiyorsa, o ülkede siyasal iktidarın oyunun hızla düşmesi, muhalefetin oyunun hızla artması gerekir. Ne var ki Türkiye’de böyle olmuyor. Siyasal iktidarın (AKP) belirli bir çekirdek seçmen kitlesi var. Bu kitle (yüzde 20 diyelim) gidiş ne yönde olursa olsun AKP’yi destekliyor. Ama bunun üstündeki seçmenler, muhalefetin çözüm getiremeyeceği görüşünde olduğu için aslında soruna neden olmuş olan AKP’yi destekliyor. Tuhaf bir durum var karşımızda: Ülkeyi yirmi yıldır AKP yönetiyor, ülkenin bugün geldiği aşamanın sorumlusu AKP, ama seçmenin yüzde kırkı ülkeyi AKP’nin düzlüğe çıkaracağına inanıyor. Böyle bir durumda muhalefetin şu soruyu yanıtlaması gerekiyor: “Biz ne yapıyoruz (ya da yapmıyoruz) da bu kadar yanlışına, hatasına, açığına karşın iktidar partisinin oyları azalmıyor?”
Siyaset konularına doğrudan
girmeyi sevmiyorum, ancak mesele bir yönüyle ekonomiyle ilgiliyse giriyorum.
Ama bu kez siyasal bir yazı yazacağım ve muhalefet neyi yanlış yapıyor da oy
oranını artıramıyor sorusunun yanıtını vermeye çalışacağım.
Her şeyden önce muhalefetin
kendisine ait bir gündemi yok. Konuşmalarının, açıklamalarının büyük çoğunluğu
siyasal iktidarın yanlış yaptığını düşündükleri konuları eleştirmeye odaklı.
Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor ya da bir adım atıyor, muhalefet partileri
başlıyor bu açıklamayı eleştirmeye. Yanlış, elbette eleştirilmelidir ama yerine
ne yapılacağı ya da yapılmayacağı da açıkça ortaya konulmalıdır.
Bir başka mesele muhalefetin
yönetim kademelerinde genç insanlara pek yer vermemesidir. İktidar partisinin
en büyük zaafı yönetim kademelerinde yaşlı ve orta yaşlıların çok büyük
ağırlıkta olmasıdır. Türkiye’de nüfusun yüzde 53’ü 35 yaşın altında. Siyasal
partilerde bu genç nüfusu temsil edecek sayıda yönetici yok. Ne kadar
çalışırsak çalışalım, interneti, bilgisayarı, akıllı telefonları ne kadar iyi
kullanırsak kullanalım bizler bu yüzyılın insanı değiliz, bunu kabul edelim. Bu
ülkeyi geleceğe taşıyacak olanlar 35 yaşın altındaki gençlerdir. Onların yolunu
açmamız gerekiyor. Buradan kastettiğim partilerin gençlik kolları değil.
Kastettiğim partilerin yönetim kademeleri, bakanları, müstakbel bakanları. Muhalefet,
iktidara karşı bir yenilik hareketi yapmak istiyorsa gençleri öne çıkarmalı.
Televizyonlarda bu gençler konuşmalı, hayallerini açıklamalı. Bizler yazarak ve
eğer ihtiyaç duyarlarsa bildiklerimizi, deneyimlerimizi anlatarak onlara destek
olmalıyız.
Muhalefet, iktidarın yaptıklarını
eleştirmekten fırsat bulursa iktidara gelirse ne yapacağını anlatıyor. Bundan
doğal bir şey olamaz. Ama bu anlatılanlar tıpkı iktidarın yaptığı gibi
temennilerden ibaret görünüyor. Mesela iktidara geldiklerinde enflasyonu
düşüreceklerini, büyümeyi yükselteceklerini, işsizlere iş bulacaklarını
anlatıyorlar. Ama bunu nasıl ve hangi yöntemle yapacaklarına ilişkin hiçbir açıklama
yok. Parlamenter sisteme geri dönüleceğini ve güçlendirilmiş parlamenter sistem
uygulanacağını anlatıyorlar. Ne var ki bunun ne zaman ve nasıl, hangi koşullar gerçekleşince
olacağını anlatmıyorlar.
Oysa muhalefetin seçimi
kazanmaları halinde sosyal ve siyasal reformların tamamlanması konusunda belirli
tarihler için hedefler koyması lazım. Ekonomik konularda ise bir sonraki seçim
tarihi olan 2028 yılının Haziran ayı için varılacak hedefleri belirlemesi gerekiyor.
Bunu yapmak için 2028 yılında Türkiye’nin hangi aşamada olacağını tahmin
etmeleri lazım. Hedefler için örnekler vereyim: (1) Yargı bağımsızlığının
gerçekleştirilmesi. Somut olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulunda yargı üyeleri
dışında kimsenin yer almaması ve atamaların yürütmeden tümüyle bağımsız yapılması.
(2) Kamu meslek sınavlarında ve terfilerinde liyakatin tam olarak
yerleştirilmesi. (3) Eğitimin tümüyle bilimsel temellere oturtulması, analitik
ve sorgulamaya dayalı bir eğitim sistemine geçilmesi. (4) Parlamentonun yasama
yetkisinin yanında yürütmeden hesap sorma yetkisiyle donatılması. (5) Merkez
bankası bağımsızlığının yasadan öteye gerçek yaşamda da tam anlamıyla
uygulanması. (6) Enflasyonun yüzde 5’lere düşürülmesi için uygulanacak parasal
ve mali politikaların belirlenmesi. (7) Büyümede yüzde 5 oranının istikrarını,
enflasyondaki düşüş hedefiyle çelişmeyecek biçimde sağlayacak önlemlerin
açıklanması. (8) Tarımda yeniden kendine yeter konuma dönmek için alınacak
önlemlerin ve desteklerin belirlenip paylaşılması. (9) Enerjide olabildiğince
dışa bağımlılığı azaltmak için hangi yatırımlara öncelik verileceğinin ortaya
somut biçimde konulması. (10) İthal girdilerin önemli bölümünü içeride üretebilmek
için hangi politikaların uygulanacağının belirlenmesi. (11) Sağlıkta giderek
büyüyen sorunların nasıl çözüleceğinin toplumla paylaşılması. Bunlar ilk ağızda
sayılabilecekler. Bunlara mesela yolsuzluklarla nasıl uğraşılacağı, diğer
sektörlerde neler yapılacağı gibi daha pek çok konu eklenebilir
Bu gibi önemli sorunları alt alta
sıralamak bu aşamada artık kimsenin ciddiye alacağı bir program olmaz. Bu, Türkiye’de
her zaman yapılan ve asla uyulmayan bir temenniler sırlamasından ibaret kalır. Her
konu başlığının altında hedefe ulaşılması için atılacak somut adımlara ve
önlemlere yer vermek gerekir. Enflasyonu ele alalım. Diyelim ki muhalefet, açıkladığı
programda, iktidara gelirse önündeki beş yıllık sürenin sonunda enflasyonun
yüzde 5’e düşeceğini hedef olarak koymuş olsun. İş burada bitmiyor. Burada
biterse buna kimse inanmaz. Çünkü Merkez Bankası yıllardır yüzde 5 hedefi
koyuyor ama gerçekleşme yüzde 80’i aşıyor. Onun için konulan bu hedeften geriye
doğru, seçim gününe kadar gelmek lazım. İktidara geldikleri gün enflasyonla
ilgili hangi adım atılacak? Faiz mi yükseltilecek, zorunlu karşılıklar mı
artırılacak, vergilerde oynamalar mı yapılacak? Merkez Bankası tam bağımsız
yetkili mi kılınacak? Bütün bunların beş yıllık iktidar süresini kapsayacak
şekilde gün gün programının yapılması ve kamuoyuna açıklanması gerekli.
Enflasyonla ilgili bu örneğin bütün ekonomik konularda bir takvim çerçevesinde
hazırlanıp açıklanmasının seçmenleri olumlu etkileyeceği kanısındayım. Sosyal
ve siyasal konularda bu kadar uzun süreye gerek yok. Örneğin hedef bir yıl
içinde tam anlamıyla yargı bağımsızlığına ulaşmaksa seçim tarihinden itibaren
gün gün hangi adımların atılarak yargı bağımsızlığının bu sürede sağlanacağı
belirlenmelidir. Bunlara ek olarak son dönemde çıkarılan ve eleştirilen
yasaların, yönetmeliklerin hangilerinin nasıl ve ne zaman kaldırılacağı ve
yerine nelerin konulacağı da belirlenmelidir.
Bu dediklerimin yapılabilmesi
için muhalefetin önce bir sorunlar listesi hazırlayıp sonra bunların çözümü
için takımlar oluşturarak, üniversitelerle, iş çevreleriyle, emek
temsilcileriyle, esnafla, çiftçiyle danışarak her gün neler yapılacağını ele
alan programlar hazırlamalı, sonra bütün bu konuları bir araya getirip bir 5
yıllık plan olarak açıklamalı. Sorunlar listesi ve çözüm önerileri konusunda
benim Yapısal Reformlar ve Türkiye kitabımdan yararlanılabilir. Kuşkusuz
yapılacak çok fazla iş olduğundan bazı öncelikler saptayıp önce onların çözümü
için genel plan içinde bir öncelikli plan oluşturulabilir.
Bu önerimi yerine getirmeleri
halinde muhalefet, iktidarı eleştirmekten ve iktidarın peşinden koşmaktan çıkıp
kendi programını anlatmaya başlar. Böyle bir programın açıklanması yerli ve yabancı
yatırımcılar nezdinde önemli bir itibar sağlar.
Günaydın hocam. O kadar güzel bir konuya değinmişsiniz ki hakikaten insanlar akpsiz bir dünyayı unuttu artık. AKP gidince kıyamet kopar sanılıyor. Oysa memleketimizde o kadar temiz, işinin ehli, vatan sevdalısı insanımız var ki insan gerçekten üzülüyor bu duruma gelmemize. Elimizde ne cevherler var ama işleyemiyoruz. Umarım ülkemizi aydınlık günler bekliyordur.
YanıtlaSilUmarım öyledir.
SilSayın hocam,sistem o kadar tıkandı ki,seçimden hemen sonra başlansa ve her şey yolunda gitse bile restorasyon ancak bir sonraki seçim döneminde meyvelerini verir bence.Umut var mı?Tabi ki var.Siyaset tüm kurumlarıyla arınma ve yenilenme iradesi göstersin,5 yılı 3 yıla indirebilir.Önerilerinizin ana muhalefet partisinde karşılık bulması umudu diri tutuyor.Saygılarımla.
SilToplumsal olaylar, "sınıf temelli" değerlendirilmedi mi EKSİK kalır!... EKSİK düşünüyorsunuz!...
SilSınırsız mülkiyet ve mülkiyetin devir hakkı kapitalist emperyalist sistemin sonunu getirecek!...
İşçi devletlerinin, emekçilerin/işçi sınıfının, mülkiyet ve mülkiyeti devir hakkını elinden alınması, artı-değerine el koyması komünist sistemlerin sonunu getirdi!...
Yeni bir devlet yapılanması gerek!..
Yeni devlet yapılanması: http://havzaiscidevleti.blogspot.com oku ve eleştir.!... Benim yaptığım gibi!...
ÇÖZÜLMÜŞ İŞÇİ DEVLETLERİ
RUSYA,ÇİN, VİYETNAM https://blogger.com/u/0/blog/post/edit/7996203775704671092/2360480009441200891
Mahfi Hocam Merhabalar, her halde üzerinize hiç güneş doğmuyor. Sabah kaçta uyandığınızı gece kaçta yattığınızı çok merak ediyorum. Dünyanın en ünlü CEO'ları sabah 4'de kalkıyor. Başarı için bu şart diyorlar. Sabahın bereketi, Allah sizin gibi değerli büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin. Var olun hocam. Saygılarımla...
YanıtlaSil:) Ben az uyuyorum. İnsan yaşlandıkça uykusu eksiliyor gerçi ama ben gençliğimde de okumak, çalışmak, doktora yapmak vb. için gereken zamanı uykularımdan çalardım.
SilHocam, herkesin uyku ihtiyacı farklı, önemli olan vücudunuzu bilip, yeterince uyutmak.
SilGünlerin yoğun çalışma ile geçtiği dönem uykum, 9 ile 9:30 arasında gelir. 5:30 gibi kalkarım.
Günlerin az tempolu olduğunda, 11:30 12 arası uyur, 5:30 gibi kalkarım.
Dünya CEO ları da iyi uyur.
Jeff Bezos, doğru karar alabilmek için uykusunu derin ve iyi almaya çalıştığını, bol bol uyuduğunu söyler.
Pek çok dünya CEO su da böyledir, uykularını iyi alırlar. İşin hikaye kitabı yazım aşamasında, yazarlar onların az uyuduklarını yazar. Sanki az uyumak çok önemli bir şey gibi.
İyi uyumazsam, başım ağrır, bir saatlik az uyku bir günümü bitirebilir.
iyi uyuduğum için tüm gün performansım yüksektir.
Enerjim yüksektir. Benzerlerime göre, bir buçuk iki kat fazla performansım vardır, aynı işte.
Hocam merhaba, gördüğüm kadarı ile programı bütçesi termini ile yapam sadece Babacan var ama onun da oyu 3% ü gecmiyor. Halk sanıyorum buna da bakmıyor. Üzücü
YanıtlaSilDeva Partisi de İyi Parti de bildiğim kadarıyla iktidara gelirlerse neler yapacaklarını anlatan programlar açıkladılar. Ama onlar benim dediğim ayrıntıda değil. Bu tür bir programı iktidara birlikte talip olan 6 partinin ortaklaşa hazırlaması ve belirttiğim ayrıntıda hazırlaması lazım. Vatandaş o programa baktığında gün gün neler yapılarak hedefe ilerleneceğini görmeli. Yoksa hepsi temennide kalır.
SilHocam ayri bir nokta da iki partinin ayri programlar hazirlamasi. Bunun daha CHPsi vs. de var. Hepsi ayri program koysa ortaya, bu sefer hangisi secimden sonra gecerli olacak onu da bilmiyor olacagiz. Altili masa, sadece secim ittifaki gibi davraniyor. Secim bitince ne olacagi, partiler ortaya program koysa bile bir muamma.
SilSaygilarimla
Vatandaş programa bakmaz hocam öyle oy vermez.Ama sizin dediğinişzi seçimi kazandıklarında zaman kaybetmemek için kendileri için yapmaları gerekir.
SilKesinlikle hocam bir yol haritası açıklanmalı detaylı olarak. Buna odaklanılmalı, kısır çatışmalara değil. Ayrıca biraz daha net, inançlı konuşulmalı. İnandırmalı.
SilHocam yazınızdan şunu anladım cami yapmak İÇİN öncelik minare değildir….. genişletilmiş parlementer sistem bence minarenin kendisidir… güçlendirilmiş parlementer sistemini istiyebilmek ve hayata geçirebilmek için
YanıtlaSilÖnce seçimi kazanmalısınız sonra icraatlerinizle taraftarı çoğaltıp yeterli çoğunluğu bulmalısınız kiii… iktidar olduğunuzda refanduma gidip anayasayı şekillendirmeli ve insan haklarına hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasa yapmalısınız… sonrası kendiliğinden gelecek olan güçlendirilmiş parlemento dur zaten saygılarımla… Vatandaş Ferhat Aydın/ namı fiyat Gebzeli
Güzel benzetme.
SilCami yapılacak yere tamamen kaplayacak şekilde Minare yapıldıysa durum ne olacak peki
SilHerkes seçim anına odaklanmış durumda. Sonrasında ne olacagiyla ilgilenen pek yok gibi muhalefet kanadinda. Muhalefet adayını belirlerken de yapilan aciklamalarda buna odaklanmis görünüyor. "Seçimi kazanacak bir aday."
YanıtlaSilSeçimden sonraki süreçte belki de 2001 secimleri gibi gelecek 20 yılımızı belirleyecek olan bir seçim olabilir. Ya da istikrarsiz bir sürecin içinde kendimizi bulabiliriz.
Küresel sorunlarla mücadele edebilecek sağlam bir iktidara ihtiyacımız var. Geçen hafta Fransız başbakani "3. Dünya savaşı istemiyoruz." Demişti . Su anda tüm dünya gergin görünüyor ve önünüzde bariz bir sekilde görünen küresel sorunlar var.
Küresel sorunların yaninada kendi icimizde de çok acil çözülmesi gereken yukarıda saydiginiz sorunlar var.
Tüm bu sorunlarla mucadele edebilecek rasyonel davranabilen ve doğru kararlar alabilen bir iktidara ihtiyacımız var .
Bence Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum seçimi kimin kazanabileceğinden çok seçimi kazanınca bu facianın nasıl çözülebileceği.
Siliktidarın tüm yandaş kanallarda yaptığı dezenformasyonu da unutmayın hocam. cahil hale getirdikleri kitleyi bu yöntemle de uyutuyor haysiyet fukaraları.
YanıtlaSilsen çok kültürlüsün dimi ?
SilTürkiye de yaşayanlar okumayı sevmez . O programı okuyacaklarını ben düşünmüyorum. İnsanlar recep tayyip erdogan boşuna kutuplaştirmadi. O yüzden ona oy veren grup muhalefete terörist ,vatan haini gözüyle bakıyor. Turkiye deki kirli siyaset böyle
YanıtlaSilHocam çok güzel bir yazı, elinize sağlık. Bu konuda çalışmalar yapılıyor ama dediğiniz kapsamda değil haklısınız. Bir de Ülkede bir takım planları erken açıklamak sorun oluyor gibi bir inanış var muhalefet de, bundan da sıyrılıp gerçekçi bir proje hazırlamak şart. Tartışılır ama aday açıklanmadan önce plan yapılması konusu da sıkıntılı geliyor olabilir. Bence proğram adayın önüne geçti ülkenin yapısal sorunları nedeniyle oysa.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHocam ağzınıza sağlık ama 6 lı masa bu konular üzerine çalışma başlattı ve en geç Mart ayına kadar tamamlamayı planlıyor.
YanıtlaSilUmarım öyledir ve umarın şunu yapacağız bunu yapacağız demekten çok şunu şöyle şöyle yapacağız şeklinde bir program olur.
SilYa erken seçim olursa 😅
SilEvet bu yazıyla Mahfi Eğilmez de , 6 li masadan hiçbir cacık olmayacağını anlatmış oldu. Milletin önüne koydukları güçlendirilmiş parlamenter sistem denilen mekanizmanin da Türkiye de işlemeyecegini herkes biliyor zaten. Tüm vizyonları Erdoğan'ı göndermek olan bir oluşumda başarı beklemekte en hafif tabiriyle saflık olur zaten.
YanıtlaSilYok ben böyle bir şey anlatmaya çalışmıyorum benim derdim 6'lı masa falan değil. Seçimin ertesinde Türkiye öyle bir noktada olacak ki önceden programını yapıp her adımını belirlemiş olmayan bir iktidar aynen İngiltere'de olduğu gibi anında dağılma tehlikesi yaşayabilir.
Silhocam bunların hepsi 2023 e ters yönde varmak için geliştirilmiş aşağılık bir organizasyon. iktidar ayrı iğrenç muhalefet ayrı iğrenç. Türk milletine kesinlikle hizmet etmiyorlar.
YanıtlaSilMahfi hocam emeğinize ve kaleminize sağlık. güzel ülkemde hiç kimse kendinde kabahat bulmuyor, muhalefet unsurları dahil (siyasiler, gazeteciler, akademisyenler...). ne zaman gerçek anlamda muhalefet yapılırsa (sizin yazınızdaki detaylar çerçevesinde) halkımız sandıkta cevabını verecektir. çocuklarımıza çağdaş demokratik barış ve adaletli bir vatan bırakmak hepimizin görevi olmalı. saygılarımla,funda
YanıtlaSilHaklısınız. Sandıktan sonrası da çok önemli. Onun için her türlü hazırlık yapılmalı. Aksi takdirde iş İngiltere'de olan gibi sonuçlanabilir.
SilSayın Eğilmez, eğitim için kurduğunuz cümle çok yetersiz ve çok yuvarlak. Aklı sıfır hata düzeyinde işletebilmme yetkinliği kazandıracak eğitim modeli ve içeriği uygulamaya hazırdır. Saygılarımla
SilKemikleşmiş %20 dediğiniz, “Sırça Köşk”ün çalışanları. Düzen değişirse parasız kalırlar (Sırça köşk yıkılınca zaten parasız kalacaklarını anlamayacak kadar aptal ve egoistler de aynı zamanda). Ana muhalefet dediğimiz de iktidarın üçüncü ayağı. Muhalefet bilinçli olarak pasif politika izleyerek 20 yıldır aynı partinin seçilmesini sağlıyor. Çok güzel tezgahlanmış.
YanıtlaSilAforizmalar Niyetine Anahtar Cümleler
YanıtlaSil• Seçimi lider kazanır.
• Türk insanı duygusaldır;gerçeklerle değil duygularla karar verir.
• 2022 Türkiye’sinde,Türk insanının duygularını harekete geçirmek ve iktidar tercihini etkilemek için ihtiyaç duyulan iki şey vardır:1)İç-dış uygun konjonktür(an itibariyle fazlasıyla mevcut ama doğru yönlendirilmeye/algısal mesaj üretimine muhtaç)
2) Doğru lider profili
• Şu an ölçülen seçmen desteği iktidar partisine veya politikalarına değil,liderinedir.
• Bu desteğin kaynağı da gerçekler,rakamlar veya politikalar değil;duygulardır.
• O kitle için Recep Tayyip Erdoğan bir kahramandır.Kahramanlarla savaşabilmek için,gerçeklerden ve rakamlardan fazlasına ihtiyacınız vardır.
• Hırslı,yenilmez,biraz makyavelist ama yorgun ve yaşlı bir kahramanının yerini talip olmak için;aynı özellikleri taşıyan daha genç bir kahraman adayına ihtiyacınız vardır.
• Türk toplumunun kahramanıyla rekabet etmek isteyen aday,siyasi bir lider olmak iddasının ötesine geçmek zorundadır.Halkın duygularını ancak böyle yakalayabilirsiniz.
• Akademik olarak:kitlesel hipnoz,politik psikoloji,toplum mühendisliği başlıkları altında incelenebilir diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Üstad kaleminize sağlık. Siyasetçilerin "müşteri kitlesi" çok geniş. Yanmaz kefenden-metaverse çok geniş bir kitle var. Haliyle ağır basan tarafa uygun stratejilerde çoğunlukta oluyor gibi. İş başa düştüğünde "olması gerekenler" yapılır diye umut ediyorum.
YanıtlaSilİş başa düştüğünde plan yapacak zaman olmayabilir.
SilÇok doğru! Muhalefette yanlış yapılanma var. Baş sorumlu KK tabi. Hiç bir karizması olmayan KK, akp'nin ömrünü uzattıkça uzatıyor. Dürüstmüş şuymuş buymuş beni ilgilendirmiyor.
YanıtlaSilBence öncelikler
YanıtlaSil1-CHP deki delege oluşum sistemi doğru hale getirilmeli ki,,,,, yabancı dostlarımızın bizim hakkımızdaki tavsiyelerini tasarımlarını milli bakış açısıyla yorumlayıp gereğini yapabilen bir genel başkan oluşabilsin
2-Ayni Genel başkan Muhalefet Siyasetini proje üreten ,,,ama yetmez,,, Halkı tatmin edecek ayağı yere basan ve ikna edecek projeler üretsin ,,,,inansa vatandaş oy verir ,,inanamıyor,, Biden seçimle iktidarı değiştireceğiz sözü Muhalefetin üzerinde KARA BİR LEKE GİBİ GÖRÜNMEKTEDİR bence bu durum düzeltilmeden MUHALEFETİN İŞİ ÇOK ZORDUR ,,,Şahsi kanaatim 20 değil 20000 bin seçim olsa durum değişmeyecektir
Harika bir yazı. Nokta atışı tespitler. Emeğinize sağlık Hocam. Umarım dikkate alırlar. Bu ülkenin başına ne geldiyse "Ben Bilirim" mantığı yüzünden geldi.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHocam devlet borçlanması tıpkı vergi çarpanı ve harcamalar çarpanı gibi bir çarpan etkisi oluşturur mu? Devlet aldığı iç borcu harcama yapmakta kullanmadığı ve ekonomiden kalıcı şekilde çektiği durumda biz bunun ekonomiye olan etkisini neyi baz alarak hesaplayabiliriz?
YanıtlaSilDevlet aldığı borcu sterilize etmek amacıyla alır ve harcamaya dönüştürmezse piyasadan likidite çekilmiş olur talep düşer, enflasyon geriler.
SilGünaydın sevgili hocam, senelerdir çevremize anlatmaya çalıştığımız bir konuya değinmenize çok sevindim. 40 yaşında bir genç(?) olarak bundan 20 sene sonra yüksek ihtimal siyasette (belki de hayatta) olmayacak parti liderleri tarafından yönetilmeyi, Türkiye' nin geleceğine şekil vermelerini beklemeyi kabullenemiyorum. Muhalefet bunu nasıl göremiyor nasıl anlamıyor, neden anlamak istemiyor ise ayrı bir tartışma konusu. Uzun vadeli planlar yapmamak sanırım dna mıza işlemiş. Günü kurtarmaya çalışarak nereye kadar gidilebilir hep beraber göreceğiz...
YanıtlaSilÇok doğru ama siyaset öylesine bir bağımlılık yaratıyor ki giren çıkamıyor.
SilMuhalefetin bence yapması gereken en önemli şey; iktidarın sırf seçim kazanmak, kazanamazsa da gelecek yeni iktidarı yerin dibine batırarak eleştirebilmek için ne kadar vahşi bir seçim ekonomisi uygulayacağını ve seçim sonrasına nasıl bir ekonomik enkaz bırakacağını halka en ince ayrıntısına kadar anlatmaktır. Bu seçimi kim kazanırsa kazansın halka en az bir-iki yıl büyük bir sefalet düşecek, buna herkesin kendini şimdiden hazırlaması gerekiyor. Muhalefete düşen ise seçim sonrası yaşanması kaçınılmaz bu sefaletin sorumlusunun, mevcut iktidarın uyguladığı ve seçime kadar uygulayacağı politikalar olacağını ikna edici bir dille sürekli vurgulamaktır. Eğer "seçimi biz kazanırsak her şey çok güzel olacak" gibi palavralarla giderlerse seçimi kazansalar da ömürlerinin fazla olmayacağını şimdiden öngörebiliriz...
YanıtlaSilDetaylı ve takvimlendirilmiş bir çözüme ihtiyaç var, kesin !
YanıtlaSiliki görüşüm var;
-Bu çözümler hangi seçmen tarafından satın alınacak ve oy vermeye dönüşecek. Ortaya karışık olmamalı.
-Bu çözümlere ilave kuvvetli bir iletişim stratejisi de gerekir düşüncesindeyim. Burada da hedef kitle ve segmentasyona uyumlu bir dil ve mecra kullanılmalı.
Muhalefet ülke genelinde iktidar değil ama çok önemli şehirlerde yerel yönetimde iktidar. Ben bir tane bile icraatlarıyla ön plana çıkan muhalefet belediyesi görmedim.
YanıtlaSilİsmini vermeyelim Türkiye'nin çok önemli bir şehrinin belediyesini muhalefet adayı kazandı. Adam işi gücü bıraktı 2023 seçimlerinde nasıl muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı oluruma kafa yormaya başladı.
Şimdi eminim birileri bu yorumun altına belediyeleri enkaz halinde devraldılar diyecektir. Aynı muhalefet iktidarın ülkeyi çok kötü yönettiğini bu yüzden durumun kötü olduğunu söylüyor. O zaman seçimi kazanırsanız da enkaz devraldık bizden 5 sene pek bir şey beklemeyin mi diyeceksiniz.
Hocam muhalefetin Genel Başkanları bir yana ama alt kadroları çok kötü ve yetersiz. İktidara gelirlerse ülke daha de geri gider. Bazen 2 kötüden daha az kötüsünü seçmek gerekir diyor ve maalesef oyum AKP'ye diyorum.
Sn Adsız 11:10,
SilMuhalefetin ülkeyi daha da geri götüreceğini iddia ettiğiniz çok kötü ve yetersiz alt kadrolarında sadece ekonomi konusunda öğretim üyelerinden eski hazinecilere, finansçılardan merkez bankacılara onlarca gerçek ve son derece yetkin uzman mevcut, isterseniz isimlerini burada listelerim ama sizin zaten bildiğinizden eminim. Siz de bize ülkeyi daha da geri götürmeyecek birkaç iktidar kadrosu mensubu ismi verebilirseniz çok sevinirim.
Not: Muhalefet belediyeleri, iktidar tarafından çalışamaz hale getirilsinler diye ne engellerle karşılaşıyorlar, sanırım biliyorsunuzdur. Buna rağmen yönettikleri illerde halk memnuniyeti bütün anketlerde %50'nin üzerinde çıkıyor. Bence iktidara oy vermeyi çok arzuluyorsanız içinizi rahatlatmak açısından daha yaratıcı bahaneler üretmeye çalışın. Mesela kimi iş insanları, bu iktidar döneminde inanılmaz rahatlıkta ve kolaylıkta para kazandıklarını, servetlerine servet kattıklarını, başka hiçbir iktidarın onlara bu kadar geniş olanaklar sağlamayacağını söyleyerek iktidarı destekliyorlar, siz de benzer bir şeyler bulursunuz artık...
Bence de muhalefetin kadroları son derecede güçlü. Ama siyasete girilince başka türlü düşünülüyor sanıyorum.
SilHalep oradaysa arşın burada. Muhalefet belediyeleri öyle hizmet üretsin ki biz de belediye de bunları yapanlar ülkeyi kim bilir nerelere taşır deyip oy verelim.
SilGenel Başkana sokak çeşmesi açılışı yaptırmakla, trafikte tartıştığı adamı dövmek için sokaklarda arabasının peşinden koşan belediye başkanlarıyla olmaz bu iş benden söylemesi.
Küçük bir ilin belediye başkanı bile genel başkanına Cumhurbaşkanı meydan okudu adayım diyemedin bırak ben aday olayım diyebiliyor. Egolar tavan.
Adsız 16:22
SilMuhalefet belediyeleri ne yaparsa yapsınlar sizin zihniyetiniz olumlu bir şey düşünmez, sadece kusur bulur. Siz oy vermeseniz de olur, oy verenler verecekler zaten. Bu arada, küçük bir ilin belediye başkanının bile genel başkana meydan okumasına "demokrasi" diyorlar, size biraz uzak bir kavram. Ego arıyorsanız iktidarın tepesine bakın, id'in süperego'ya dönüşmüş halini orada göreceksiniz...
Kıymetli Hocam,
YanıtlaSilEleştiri ve tespitlerimiz çok yerinde. Görünür olmanın zor olduğu bir medya düzeninde Deva Partisi olarak dersimize calışıyor toplumu ilgilendiren her konuda 60-180-360 günde ne yapacağımızı satır satır açıklıyoruz.
En son dün madencilik ve enerji eylem planımız aciklandı. Bunların oluşturulmasında Parti yönetimi ve teşkilatları kadar, akademi ve işin profesyonelleri de destek verdi.
Saklı gizli değil, alın kim kullanırsa kullansın denilen çok değerli çalışmalar.
Saygılarımızla,
Evet bu konuda en ayrıntılı çalışmayı yapan Deva Partisi bunu biliyorum. Yalnız ben bunların altılı masa tarafından ortaklaşa yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tür ortak belgeler aynı zaman hangi konularda ve nereye kadar birlikte çalışılacağının da rehberi olacak.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilBirincisi siyaset bir geçim ve rant kapısı. Muhalefet partileri için de bu durum geçerli. Sizin dediğinizi yaparlarsa epey bir kişi elindeki rantı kaybeder. Hiçkimsenin Türkiye'nin önünü açmak gibi bir önceliği yok.
İkincisi yapısal reformların halkta alıcısı yok; çünkü bunlar uzun süreli ve karmaşık neden-sonuç ilişkilerini barındırıyor. Günlük yaşayan bir toplum bunları dikkate almıyor. Partiler bu nabza göre şerbet veriyorlar.
Umarım bahsettiğiniz konuların önceliklendirildiği günleri görürüz.
Teşekkürler
Çok doğru.
SilHocam yaziniz gayet temiz, güzel ozetlenmis lakin bu durumarda muhalefete yuklenilmesini saçma buluyorum. Türkiye daha önce görülmemiş ayrimlastirmalar kamplastirilmalar kutuplastirilmamisti cehalet hic bu kadar yuceltilmemisti bence e buyuk sorun insanimizin kendisi bugun seslerimizi duyurabilegimizin ne medya kaldı ne bagimsiz habercilik
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilKimseye yüklenmiyoruz sadece ne yapılması gerektiği yolunda tavsiyede bulunuyoruz.
Türkiye’de partiler yok, siyasetçiler var. Yani maalesef seçim sonucu ne olursa olsun orta ve uzun vadede değişen bir şey olmaz. nasıl her futbolcu her takımda oynayabiliyorsa her siyasetçi de her partide -tabiri caizse- oynayabilir. İstisnalar kaideyi bozmaz. vatandaş bile kendi desteklediği partinin kazanabilmesi için olası ittifak kombinasyonlarını kurgulayabiliyorken -futboldaki gruplar gibi- seçimler ve sonuçları nasıl ciddiye alınabilir. Maalesef demokrasiye olan inanç kendi sahiplerinin yüreğinden çoktan silindi.
YanıtlaSilÖnerdiğiniz hususlar neden yapılmağa başlanmadı anlamak mümkün değil. Şikayet edilen konuları halk zaten biliyor.
YanıtlaSilBazı partiler bunları tam benim dediğim gibi olmasa da yapıyor ama esas olan altı partinin birlikte yapması ve ortak program hazırlanması.
SilHocam muhalefet her şeyi dediğiniz gibi açıklamaya kalkarsa daha önce muhalefetin verdiği vaatleri kendileri yapıyormuş gibi yapıp, onlara da sahip çıkabilir. Örnekleri mevcut (emeklilere iki dini bayramlarda ikramiye vb) Vatandaşlar bunu bile iktidarın yaptığını dile getirip, bunu yapmaya iktidarı kimin zorladığının farkında asla olmuyorlar. O yüzden bence dediğiniz gibi yapılsa da iktidar savunucuları değişmez, arada kalanlar da yine iktidara oyunu verir.
YanıtlaSilDeğerli hocam, politik naifliğiniz, muhalefet ajandalı olsa keşke yazınızdan da çok güzel belli oluyor. Merkez parti, 11milyon40bin üyesiyle dünyanın 6ıncı büyük siyasi örgütü. Muhalafet denilen örgütler ise askeri vesayet dönemlerinden alışkanlıkla, devletin memuru şeklinde eğitilmiş, doktrinasyonu devletçi, tarihsel geçmişi bayat, "rejim lejitimizasyon" oyuncuları (ya da 6lı masa ufak paydaşları gibi mevcut rejimin kullanıp yolunu ayırdığı artıkları). Merkezi ele geçirmiş olan bu örgütün tarihçesine bakıldığında; "aykırı" olarak başlayıp, askeri rejim karşıtı yandaş ve etnik/sınıfsal ezik paydaşları aynı potaya alırken, devletin fetösü, devletin solcusu, devletin ajan provokatörü rolündekileri de iktidar meyvalarına ortak etmek yönünde başarısı var. Sonra (bedava sağlık, beyaz masa, şeffaf devlet vs) halkın gönlünde güçlendikçe askeri vesayet tasfiye ederken, hırsızlığa bulaşması, fetö paralel yapılaşmasına yol açması, daha sonra açıkta yakalandığında, burada elindeki media gücü desteği ve para sahipleri yardımıyla, bir pivot manevrasıyla kadim milliyetçi nasyonalist eğilime hakimiyet tanıması, bu tip vesayetin halkla ilişkilerde ön yüzü olması ve nihayetinde de başlangıçta aykırısı olduğu leviathan yaratığın, kendisinin alasına, partidevletin şahına dönüşmesi var. Şu anda bu örgütün devlete çökmüş bir sülük örgüt olduğunu söyleyen muhalefet, merkez devlet faşizmi, parti devlet rejimine "aykırı" bir tez geliştirmediği için yeteneksiz gözüküyor. O zaman da, "madem ki merkez partidevlet faşizmi usulen sandıkta oylanmaktadır, mevcudun devamında, yeni açlar geleceğine doymuşun devamında ne eksik kalır ki?" sorunsalı ortaya çıkıyor. ki bizim pragmatik sağduyulu, kanaatkar seçmen bakımından kamudan dağılanın, kendisine de serpinti etkisiyle gelmesi, azıcık sulaması hep yeterli. Merkez partidevlet rejimin iyi "krupyelik" yapmadığı ve dağılımda/cezalandırmada hakkaniyete uymadığı söylemi yeterli değil. Halkın seçtiği tek adam rejimini suçlayarak, hukukun üstünlüğüyle güce pranga vurmak ve özerk kurumlarla gücü dengelemek yerine, rejimi tekrar vekaleten demokrasiye indirgemek hedefi yanlış, eski ve hiçbir uzlaşmayla sağlayamacağı seviyede anayasa değiştirme çoğunluğu gerektirir. Merkez örgüt yüksek enflasyonla herkese yükü dağıtıyor, örgüt üyesini kayırıyor ve iktidar meyvalarını yandaşına veriyor. Sürdürebildiği kadar da sürdüreceğini açıca söylüyor. Nitekim bir siyasi örgütten de beklenen bu olduğu için üye sayısı azalmıyor artıyor. Belki de bilemediğimiz bir başka gizli ajanda ile iç+dış borçları gsmh toplamının üzerine çıkartıp, merkez bankasını da eksi bakiye rekorlarına götüren örgüt, "bende sonra tufan" senaryosuyla partidevlet rejimini sürdürüyor. Muhalafet, partidevlet faşizmini rejimi değiştirip, dünyanın 6ıncı büyük siyasi örgütünü yok edeceğini, cahiliye devrini yargılayacağını haykırıp söylemedikçe, 2018den beri meclismatik oylamalarında rejimi devam ettiren legalizasyon, lejitimizasyon elemanı kaldıkça, "nakus kader" değişmeyecek. Yazacağı hiçbir ajanda mühim değil. Hangi memurla yapacak? hangi yargıçla iradesini sürdürecek? hangi halaskar gubu işssiz bırakacak? Partidevlet rejimi yıkılmadıkça, yaratılmış /planlanmış ekonomik krizi, gündelik eyyamcı yamalarla tedavi eden dış güçlere, gelecek nesiller kurban edilecek. Avrasyacı, ulusalcı, atlantikçi şu'cu bu'cu .. farketmez. kÖzür dilerim yazdım yazdım, sildim, suç unsuru filan meselesi malum.. sinir azalmadı, yazı daha kısalmadı.
YanıtlaSilHocam halkta dine dönüş ve tevekkül var,sandıktan İslam çıkacaktır.
YanıtlaSilİranlılar öyle demiyor
SilSanırım Türkiye'de din insanların ana gündemi değil artık ozelliklede yeni neslin
Hahaha, çok beklersiniz. Sandıktan ne çıkacağını bilemem de Amerika'da bile İncil'e inananların sayısı ciddi bir düşüş gösterdi. Kiliseye gidenlerin sayısı da keza aynı şekilde ciddi düşüş gösterdi. Din bit kurtuluş yolu değildir, vicdan mastürbasyonundan başka bir şey değildir. Türkiye ise sözde Müslüman ülkesidir, gerçek İslam'ın ne olduğunu görmek istiyorsanız, Emeviler ve Abbasiler dönemine bakın.
SilNot: agnostik ateist bir genç.
Muhalefet açısından seçim sonrasında uygulanabilecek tek bir program yapılabilmesinin önünde en büyük engel seçim sonuçlarına göre alınacak yolunun farklılıklar göstermesidir, yani yolların çatallaşmasıdır. Bunun için tek bir program yapılamaz ama her duruma göre politika alternatifleri oluşturulabilir. Bunun halka anlatılması ise çok önceden kolay olmaz, aşamalar geldikçe bilgilendirmek gerekir. (Çalışmalar önceden tamamlanmalı) Güven telkin etmek konusunda ise sizi haklı görüyorum. Bu konuda ortak çalışmalar yapılmalı ve bütünlük ve güçlü muhalefet duygusu seçmende oluşturulmalı düşüncesindeyim.
YanıtlaSilhocam tvnet 1 dakika önce:
YanıtlaSil'Türkiye 2020 de dünyada çinle birlikte %5 in üstünde büyüyen 2 ülkeden biri,2021de ise dünyada en çok büyüyen 3.ülke oldu..'
bu bilgi doğru mu,yalan mı?
Büyüme karşılaştırmasında Türkiye 2022'de bugün itibarıyla 25. sırada bulunuyor. 2021'de 15., 2020'de 20. sıradaydı.
SilYanlisim varsa duzeltin, buyume orani yuzde 5 ya da yuzde 10 olmus, olmamis, ne derece onemli bilmiyorum. Turkiyenin kisi basina dusen milli geliri ne kadar? Dunyada kacinci sirada? Ekonomik buyukluk olarak kacinci sirada? Bu degerler yillar icinde ne kadar artti? ya da neden azaldi?
SilEn onemlisi, neden bu kadar yuksek buyudugumuz halde, ekonomik buyukluk olarak geriye gidiyoruz? Ne yazikki herkesin bildigi bir yanlis var ama onemli olan refahi arttirmak degil, insanlari uyutmak..
Hocam günde kaç saat uyuyorsunuz ? Kaçta yatıp , kaçta kalkıyorsunuz ? Yukarıda az uyuduğunuzu söylemişsiniz, miktarını da söylerseniz sevinirim :)
YanıtlaSilGenellikle 5 ile 7 saat arasında uyuyorum. 11.30 12.00 gibi yatıp 5.30 - 6.0 gibi kalkıyorum. Bazen 8 saat uyuduğum da oluyor.
SilHocam tespit ve önerileriz çok doğru ancak gerek eğitim ve gerekse kültür alt yapımızda bu yönde bir birikim ve alışkanlık yok. Kurumsal belli şirketler hariç değil 5 yıllık, 1 yıllık bütçe bile yapan Kobi sayısı eser miktarda, değil ki siyasetçilerin 5 yıllık planı olsun. Diğer bir unsur ise yönetici kapitalizmi. Aynı kamu/özel şirketlerde olduğu gibi siyasette de ister liyakat sahibi isterse liyakatsiz yönetim kadrosunda yer alan sınırlı ekip bahsettiğiniz genç, yetenekli, dinamik potansiyele kesinlikle yol vermez, önünü açmaz. Bugün bazı meslek oda başkaları 20-30-40 yıldır aynı makamdalar ekürileri ile birlikte, apt yöneticisi, muhtar, stklar, dernek başkanlarında da durum aynı. Seçmen beklentisi ise en kısa yoldan en beleş imkanlara nasıl ve kiminle ulaşabileceği ana strateji. Baktığımda iktidar da muhalefet de her gün vaat üstüne vaat veriyorlar, bu vaatlerin kurumsal ve finansal alt yapısı ile ilgili bilgi veren ise yok. Sonuçta elde edilecekler kader, beklentiler ise ahiret oldukça bu coğrafyada akıl galip gelmiyor.
YanıtlaSilHocam ! Sizden birşey rica edicem..En son kendime yazılar kitabınız Temmuz 2012'de çıkmış..yenisi neden çıkmıyor? Yayınlanmış makaleleriniz yanında yayınlanmayan makaleleriniz de vardır! (Karaladığınız Makaleler vs...) Valla çok iyi olurdu!
YanıtlaSilBakalım bir düşünelim.
SilHocam kaleminize sağlık, daha iyi anlatılamazdı. Maalesef muhalefetin mevcut kadrolarında da bu sorunlara çözüm bulabilecek kapasitede insanlar olmadığını düşünüyorum. Başta liderleri olmak üzere kadroların çoğu yaş ortalaması yüksek, yıllardır oturduğu koltuğa yapışmış kalkmak bilmeyen, gençlerin önünü açmayan insanlar. Kadınların yönetim kadroları içindeki payı çok az. İktidar partisinin en büyük şansı, bizim de en büyük şanssızlığımız yıllardır bir vizyon sunamayan, ortaya sağlam bir lider koyamayan muhalefet partisidir.
YanıtlaSilAslına bakarsanız muhalefetin kadroları son derecede güçlü, bilgili ve iyi donanımlı insanlardan oluşuyor. Bütün mesele onları bir araya getirip yönlendirerek bu çalışmaları yapmalarını sağlamak. Ne var ki onlar yerine retorikle uğraşanların prim yaptığı bir düzende o insanlar pek öne çıkamıyor.
SilÜstadım muhalefetin yapması gerekenler konusunda size %100 katılıyorum. Muhalefet bunu oy oranlarının artıp artmamasından bağımsız olarak da yapmalı mutlaka. Hatta ben 6'lı masanın neden bugünden (sivil toplum kuruluşları, akademiden hocalar, sendikalar vb. ile birlikte) bir anayasa metni çalışıp açıklamadıklarını da merak ediyorum. Neticede Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde ne olacağını bilmiyoruz. Ne güçlenecek, nasıl güçlenecek?
YanıtlaSilFakat bunların hiçbirisinin muhalefetin oyunun artmamasıyla, Ak Parti oyunun azalmaması ile bir ilgisi yok maalesef. Sizin %20 dediğiniz kesim her ne olursa olsun, muhalefet ne yaparsa yapsın oy vermez. Bu aslında açık bir "tapınma" kültürü. Geri kalan %20 ise aslında şikayeti olan ama yine de vazgeçmeye gönlü razı olmayan, bunun için kendi kendini "ya tamam da, adam mı var, başka kime vereyim" şeklinde bir savunma mekanizması geliştirerek vereceği oyu vicdanında muteber kılmaya çalışan kesim. Özünde bu kesimin de muhalefetin neyi nasıl yaptığıyla falan ilgilendiği yok. Burada da gizli bir tapınma kültürü var. Tek ilgilendikleri nokta, iktidarın muhalefetle ilgili yaratmaya çalıştığı çeşitli algılar. O algılara inanmayı tercih ediyor. Sonuçta hiç kimse iktidara da "yav ne güzel projeleri var, eğitimde ne güzel politikaları var, ekonomiyi nasıl güzel yönetiyorlar" falan diye oy vermiyor.
Türk halkı "inşaata" oy verir. Enteresan bir gen yapısı. İnşaat yapanlar da "inşaat ya resulullah" diyenler olduğu için halk daima inşaatçı sağcılara oy verir. Türkiye'de yaşayan bir ABD vatandaşı youtube'da video yapmış, "Türkiye'de en çok şaşırdığım ve anlayamadığım 5 şey" diye. Birinci sırada diyor ki, "Türk insanı greyder görünce durup saatlerce seyrediyor." :) Sadece bugünkü iktidarın değil, geçmişte de iktidarların nasıl iyi çalıştıkları anlatılırken daima inşaatlar gösterilir. Muhalefet, "ben çok daha fazla inşaat yapacağım, yolların yanına bir yol daha yapacağım, tüm Türkiye'yi gökdelenlerle donatacağım, şehir içinde gördüğüm her boş yeri dolduracağım" propagandası yaparsa bu ikinci %20'lik kısımdan 2-3 puan alması belki mümkün olabilir. SAYGIYLA.
Yorumunuzda katıldığım pek çok nokta var. Paylaştığınız için teşekkür ederim.
SilAyyyy, bi greyderle, kepçe yol çalışması yapsa da çayı koyup izlesek,
Silçok canım çekti şimdi bu yorumu okuyunca.
Kesinlikli haklı ve olumlu eleştiri /değerlendirmeleriniz dikkate alınmalı Emeğinize sağlık hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMahfi hocam muhalefetin ülkenin sorunlarıyla ilgili bir Check-Listinin olmaması aynı zamanda sorunların gerçekçi çözümlerini de üretememelerine sebebiyet veriyor. Sizin gayet güzel ve anlaşılır bir şekilde özetlediğiniz gibi, bir tetkikçi gözüyle muhalefetin en büyük sorununun bu olduğuna inanıyorum. Mesela kalite yönetim sisteminin 7 prensibini (1- Müşteri odaklılık (İnsan odaklılık), 2- Liderlik (partinin lideri/liderliği) 3- Personelin bağlılığı (kadronun/seçmenin bağlılığı) 4- Proses yaklaşımı, 5- İyileştirme, 6- Kanıt esaslı karar alma, 7- İlişki yönetimi gibi genel kabul görmüş bir yaklaşımı kendi bünyesinde hayata geçiremeyen bir parti ve yönetim kademesinin söylemleri de işte böyle cılız ve etkisiz kalıyor. Tabi bu da iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.
YanıtlaSilMuhtemelen böyle listeleri var ama paylaşmıyorlar.
SilGüzel ve yerinde eleştiriler... Sadece muhalefet kendisine ben nerede yanlış yapıyorum derken, muhatap olunan kitleyi de unutmamak gerekir. Beyni yıkanmış ve basın yayın organlarının neredeyse hepsinin iktidar tarafında yayın yaptığı bir ortamda, muhalefet dediklerinizi yapsa bile kitleye ulaşması, yıllardır beyni yıkanmış kitleyi etkilemesi gerçekten zor. Dünyanın en saçma, akıl almaz argümanını iktidarı desteklemek için kullanan bir kitleye nüfuz etmek ciddi anlamda zor. Kitleye ulaşmanın farklı yolları bulunmalı. Bu yollar sonuna kadar zorlanmalı. Aksi durumda mevcut basın/yayın organlarıyla ağzınızla kuş tutsanız faydası olmayacaktır. Öte yandan görebildiğim kadarıyla DEVA partisi önerilerinizin çoğunu yerine getiriyor. Program belli, hangi gün ne yapılacak belli. Hem sorunlar tespit edilmiş, hem de çözümleri sunuyorlar (doğrudur/başarılıdır demiyorum). Ama kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan sonuç ne yazık ki, önerileriniz yerine getirilse bile sorunun başka yerde olduğunu işaret ediyor gibi... Siz ve sizin gibi değerli insanlar yazılarında, siyasete girmeli... Elinizi taşın altına koymalısınız. Ne yazık ki ekonomik sorunlar ve karamsarlık bunu mecbur kılıyor. Selamlar ve saygılar.
YanıtlaSilDeva Partisinin çalışmalarını biliyorum. Benim kastım daha çok bu çalışmaları altı partinin ortak metinler haline getirip ortak politikaları bugünden belirlemeleri. Anlaşamayacakları noktalar varsa bugünden çözüm aramaları.
SilÇok haklısınız. Hatta daha da ileri götürerek, seçimi kazanmaları durumunda, bu sorunları çözecek bakanlar kurulunu, komisyonları bugünden hazırlamaları ve duyurmaları yerinde olur.
SilSorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyup, her partiden liyakatli insanlardan oluşan ekipleri, bir nevi A takımlarını şimdiden duyurmak, hatta bu ekiplerin şimdiden çalışmalarını sağlamak çok güzel olurdu... Daha da ileri götürerek 6 parti dışındaki liyakatli değerli insanlar bu ekiplere dahil edilerek görüşlerinin alınması, seçim sonrası için umut verici olacaktır...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilMahfi hocam muhalefetin iktidar olmak gibi bir derdi olduğunu sanmıyorum. Sadece daha fazla rantı nasıl elde ederiz diye muhalefet yapılıyor ülkede dediğiniz gibi iktidara gelmeleri durumunda yapacakları ile ilgili net bir programları da yok maalesef.
YanıtlaSilTam olarak öyle değil Bazı partilerin (mesela Deva Partisi) ayrıntılı programları var ama asıl mesele altı partinin ortak program yapması ve üzerinde anlaşması.
SilEğer bu seçimleri AKP ve Tayyip Erdoğan kazanırsa; Batı Türkiye' den tamamen çıkmaya çalışır. Batı sermayesi ürkek olduğu için otoriter bir rejime karşı toleransları düşük olacağından ülke riskleri artacağından Batı daha güvenli limanlar arayacaktır. Bu nedenle eğer faizler de arttırılması dolar,euro fiyatlarının daha da artması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye Batı harici yollar arayacaktır.Doğuya meğilim daha da artacaktır.
YanıtlaSilAslında batı sermayesi dalgalanmalardan şikayetçi yoksa rejimin demokratik veya otokratik olmasına aldırmıyor. Yoksa Çin'e yatırım yapmazlardı. Türkiye, dalgalanıyor o nedenle sorun var.
SilHocam yine harika bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık. Fakat 37 yaşında bir genç olarak bunun etkili olmayacağını düşünüyorum. Bu saydıklarınızı anlatacağınız ve anlayacağınız büyük bir kitle yok Türkiye'de. Ne yazık ki mevcut eğitim sistemi toplumu bu hale getirdi. PISA sonuçlarına göre okuduğunu anlamayan bir ülke olduğumuzu not düşüyorum. Muhtemelen bu derinlikte bir çalışma belli bir yaşın üzerinde ve görece daha iyi bir eğitim sisteminden geçmiş olan kitle üzerinde etkili olacaktır. Genç kitle için yazınızda bahsettiğiniz genç politikacılar daha etkili olacaktır. Muhalefet partilerinin ciddi anlamda gençleşmesi gerekli. Belki isim vermek çok doğru olmayabilir ancak İyi Parti'den Taylan Yıldız'ı buraya not düşmek isterim. Bu tip isimlerin sayısı artmalı. Yapılması planlanan her şeyi bu isimler ancak gençlere aktarabilir.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Biz yine de görüşlerimizi yazalım da sonra niye söylemediniz demesinler.
SilHocam Amerika'ya giden seçimi kazanır ama sonu ne olur onu bilemem....
YanıtlaSilİnsanlar niye siyasetçilerin, kendi sorunlarını çözmek zahmetine gireceklerini ve ülke geleceği için güzel işler yapacaklarını düşünürler?
YanıtlaSilBir kaç üstad, Türk siyasetinin dışardan etkilendiğini yazdı, kendilerince hayatlarından kesitlerle ispat da sundular bu blogda. Beni de ikna edecek yeterlikteydiler.
Mantığı işin basittir. Seçtiğin insan geleceğin için karar verir, seçemiyorsan zaten senin değildir.
Şimdi cevap verin:
Hangi seçmen Sn Erdoğan'ı parti lideri yaptı? Cvp hiç biri. Sn Erdoğan parti lideri oldu, insanlar oy verdi. Peki o nasıl parti lideri oldu?
Hangi seçmen, Sn Kılıçdaroğlu'nu parti lideri yaptı? O da aynı.
Hangi seçmen Sn Akşener'i parti lideri yaptı? O da aynı.
Sn Babacan, Davutoğlu ve Karamollaoğlu;
Sn Erdoğan'a en büyük desteği vermiş kişiler. Her biri hayatlarının en verimli 20-25 yılını harcamışlar, şimdi kalan 5-10 yıllık enerjilerinde 20-25 yıllık emeklerini geriye çevireceklerini söylerler. Mantıklı bulan var ise, buyursun açıklasın, maddenin doğasına aykırı yapacağız dedikleri şey.
CHP olmasa, AKP diye bir parti olmayacaktı. AKP ve İYİP varlığını CHPye borçlu. O kadar açık ki, hepsinin aynı dizaynın ayrılmaz parçaları olduğu.
Daha ileri gidelim, milliyetçiyim diyen partinin en milliyetçiyim diyen kurucusu, FETÖ'yü 90lı yıllarda devlet içine yerleştiren, hem söylemleri, hem resmi yazışmaları, hem parti antetli kağıtlarında FETÖ liderine övgüler düzen bir insandı. Halka açık kaynaklarda var. Ülkenin en milliyetçiyim diyeni de Sn Erdoğan'a en büyük desteği veren kurum.
Özetle, tüm Türkiye ayrı ayrı siyasi parçalarda bir olmuş, Sn Erdoğan'ı Başkan yapmışlar, ülkenin rejimini değiştirmişler. Saygın insanlarız, söze değil icraate bakarız.
Peki bana açıkça söyleyin, bu parti liderlerini kim partilerine lider yaptı?
Siz getirmediniz. Kimler getirdiyse, ülke onların istediği yönde gider.
E ne yapalım yani ne öneriyorsunuz susalım, hiçbir eleştiri, yorum yapmayalım kader mi diyelim?
SilSorunuzun cevabı da yazıldı hocam,
SilTürkiye'de uzun zamandır tek iktidar var ve Türk insanı pasif.
Aklı selim insanlar yarı pasif, yarı aktif çabalarını gösterecek.
Aklı selim insanlar, iktidar partilerinden siyasete girmeliler.
Böylece,
hem gereksiz birinin o koltuğu işgal etmesini engellerler,
hem kendileri gibi insanları siyasete taşırlar,
hem siyaseti rehabilite ederler,
hem liderleri kimler seçmiş ise, onların işini zehirlerler,
hem etkili makamlara en kısa yoldan ulaşırlar,
hem en fazla 25-30 yıllık olan aktif enerjilerini muhalefet tarafında heba etmezler,
hem de zamanla ülkenin siyasetinin sahipleri olular.
İktidarın ismi de önemli değildir, bugün Ak olur yarın başka bir isim.
Kimse, siyasi görüşümüze aykırı, düşüncemiz farklı gibi hikayelerle gelmesin.
Üstteki yorumda da yazdım, yapılana bakarlarsa, muhalefetin mevcut tipteki bir
iktidarın en büyük destekçisi olduğunu görürler. Siz de harika ifade etmişsiniz, bir şey yapmayan 20M da dolaylı olarak iktidara hizmet ediyor diye.
Türkiye'yi bilmesek, farklı görüş vardır diye farklı siyasi fraksiyonlara girilir, ama ülkeyi biliyoruz. Tüm farklı denilen siyasi partilerin hepsi devletin desteğine muhtaç yapılar, maddenin doğası gereği Türk muhalif liderler iktidar yanlısı olmak zorundadır.
Aklı selim vatandaşlar elini en hızlı yetkili makamlara girebilecekleri yerden taşın altına böyle koyar. Başka yolu yok. Malesef ama yok.
Hocam, bu siyasi yapı eleştiri hakkınızı da alır, çünkü sahibi siz değilsiniz.
SilBelli bir olgunluktan sonra kader diyemeyiz, aksine kaderini ahalinin eline alması gerekir, bu da az önce yazdığım gibi, türkiye, iran, ırak gibi ülkeler özelinde ancak ve ancak iktidar koltuklarını aklı selim insanların doldurması ile olur.
Mumcu, Kışlalı ve pek çok diğeri, yapının özelliğini farkedip halka aktarınca öldürüldüler. Bizler de onlardan ve yaşadıklarımızdan öğrendik. Benzeri ülkeler ile kıyasladık.
Malesef, bazı gerçekler acıdır ve üzütücüdür, zor kabul edilir. Aklı selim insanların tek yolu iktidar koltuklarını kendi gibi insanlar ile doldurmalarıdır. Alternatif yoktur. Önümüz seçim, aklı selim insanlar iktidar olamazlarsa, bir beş sene daha havanda su dövecekler. Halbuki yönetim koltuklarına otururlarsa, beş sene enerjilerini güzel bir ülke oluşturmak için, pislikleri temizlemek ile geçirirler.
Hocam bu dediklerinizin yapilmasi için gölge kabine tarzinda bakanlar belirlense ve herkes kendi alaninda projelerini açiklasa daha somut olmaz mi halk nezdinde
YanıtlaSilİş bakanlık paylaşmasına gelince çok daha fazla karışacak.
SilHocam, paylaşım konusunda, başlamadan karıştığı için 6lı masa olarak kaldı.
SilAn itibarı ile 6'lı masadakiler :
"Sen ağa, ben ağa, bu davarı kim sağ'a?"
Bu ülkenin bir beka değil, ısrarla zeka sorunu olduğunu düşünenlerdenim.
YanıtlaSil1957 Seçim sonuçları ( A P %49 - CHP %41) A P = Adnan Menderes
YanıtlaSil1958 Moratoryum ilanı
1961 Seçim sonuçları ( A P %35 - CHP %36) A P = Ragıp Gümüşpala
1965 Seçim sonuçları ( A P %53 - CHP %28) A P = Süleyman Demirel
Ekonomi ve siyaset ne kadar kötü yönetilse de Muhafazakar sağ seçmeni domine eden tek bir parti olduğu sürece ne yaparsa yapsın muhalefetin şansı olmuyor gibi görünüyor. Günümüzde de bu böyle gerçekleşiyor. İktidarın karşısına çıkan rakip, muhafazakar sağ seçmene seslenirse iktidar değişebilir. Bunun soldaki bir parti tarafından gerçekleştirilebilmesi mümkün görünmüyor. Sorunun ne olduğu bence hiç önemli değil. Sonuç olarak gerçekleşemiyor.
Muhalefeti acımasızca eleştirirken bu bakış açısının unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.
1977'de Ecevitli CHP % 43 ile birinci parti olmuştu.
Sil1977 seçiminde Kıbrıs Barış harekatının etkilerini dikkatle değerlendirin lütfen.
Sil1977 de, Sn Ecevit, tarihlerinin en yüksek oyunu almasına , birinci parti olmasına rağmen, tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamadı.
SilGüneş Motel Olayı denilen, siyasi rüşvetle bakanlıkların verilmesi sonucu, Ecevit, hükümet kurabildi. Bakanları kendi partisinden ve dava arkadaşlarından olmadığı için havada bir hükümet olarak 1979 da güvenoyu alamadı ve bitti.
Ecevit'in verdiği bakanlıkların hepsi de Adalet partisinin sağcı vekillerinedir.
Ecevit, 2002 yılında da kadrolarından önemli devlet görevlerine geçmiş, irtica ile bağlantılı kişileri görevlerinden almadı. Sn Cumhurbaşkanı Sn Ahmet Necdet Sezer bunun üzerine, Devlet Denetleme Kurulunu bu kimseler için çalıştırdı. Ecevit, konu üzerine gidilmemesini Sn Cumhurbaşkanından istedi. Sn Cumhurbaşkanı usulüne uygun şekilde görev alanına karışılmaması gerektiğini Sn Ecevit'e aktardı. Sn Ecevit bir kere daha ısrar edince, Sn Cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını Ecevit'e itip okumasını istedi.
Devlet, yönetim adabı ve kaidelerini hatasında ısrar ile tekrar eden Sn Ecevit, daha büyük bir hata daha yapıp, durumu çarpıtarak kamuoyuna, kendine anayasa kitapçığı fırlatıldı diyerek aktardı.
1977 öncesindeki MSP koalisyonu ile de irticanın partisince kullanılıp bazı kamu kurumlarına sızmasına rıza gösteren Ecevit, 2002 yılında irticanın temizlenmesini ebediyete kadar engellemiş oldu.
FX7aNVG9S^cA5*PT
05:39, anlamazlar, anlayamayacaklar.
SilBilseler anlarlardı, bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar.
Şu yazı altında, 160 yorum gördüm, bi tanesi de dememiş
"Ekmek için Ekmeleddin"' i kim niye çıkardı?
Muhalefet, 7.5 sene geçmiş, hala Ekmeleddin'i açıklayamadı.
Biz için açıklamaya gerek yok, biliyoruz, söze değil yapılana bakarız.
Böyle gelmiş, böyle gider. Her koyun kendi bacağından asılır.
Kendi bahçemizi güzelleştirelim, zaman ve enerji harcamaya değmez.
Bizler en iyisini yaptık, kendi kendilerine gelin güvey olsunlar.
Muhalefetin baş elemanı toplum nezdinde o kadar itibarsız ki, muhalefet sizin dediklerinizi yapmaya başlasa yine de oy oranlarında patlama yaşanamaz. Önce genel başkanın değişmesi gerekiyor. Zira kendisinin ne kadar talihsiz açıklamalarda bulunduğuna hepimiz şahit olduk. Kendisi oy kaybetmek için elinden geleni yapıyor sağ olsun, bu günlere kadar geldik... Kasetle gelen adamın yapacağı muhalefetten pek bir şey beklememek lazım. Kukla olduğu en baştan belliydi.
YanıtlaSilhocam geçen sene bugüne göre mb faizi düşürmesine rağmen diger faizler[taşıt-konut-ihtiyac] arttı deniyor.evet arttı ancak enflasyona göre düşmedi mi?enflasyon %20 iken %25 faizle ihtiyac kredisimi yoksa enflayon %80 iken %35 faizle ihtiyaç kredisimi..ha bu krediyi halk değil kendileri inşaat şirketleri,bankalar kullanıyor o ayrı mesele..ancak amacta tam bu değilmiydi zaten hatta bunun için secimi bile riske ettiler..
YanıtlaSilHocam türkiye de ekonomi planları satılmıyor ya da satılsa da alıcısı çok yok. İnsanlar daha çok siyasi, dini, magazinsel, futbol gibi dolu veya boş ama günün sonunda karnını doyurmayacak olaylara önem veriyor. Bu konuda da ana muhalefet partisi de iktidar partisine çok güzel malzemeler veriyor.
YanıtlaSilÇünkü milletin cebinden çok kendi ceplerini düşünüyorlar da ondan.
SilEnerjimiz fazla deşarj oluyoruz.
Hiç konuşmasa valla bundan daha fazla oy alır.
20 yıldır muhalefette olan bir partinin artık programı değil, programını isler hale getirecek ve sürekli güncel tutulan, yürürlüğe girdiği andan itibaren tıkır tıkır işleyecek, kanun, yönetmelik, yönerge, tebliğleri hatta bunları uygulamak için eğittiği bürokratik kadrosunun bile hazır olması beklenir. Pratikte olacak olan ise iyi niyetli bir kaos ki o bile maalese bugünün hezeyanlara dayanan yonetiminden evladır.
YanıtlaSil100 yıllık devletin planı yok ki, iktidar ve muhalefetinin olsun.
SilSayın hocam, bahsettiğiniz kalifiye bir muhalefet ülkemizde olmadığı gibi olacağa da benzemiyor. Siyaset kavramı ve siyasetçiler Türkiye'de millete hizmet etmeyi ikincil olarak görüyor. Birincil amaçlar ise çok farklı. Maalesef kalıplara sıkıştırılmış bir yaşam biçimi bu ülkeye giydirilmiş durumda. Bu manada topyekûn bir şekilde fert fert kendimizi düzeltmedikçe ben bir ışık göremiyorum. Samimi kaleminiz için teşekkürler.
YanıtlaSilMahfi hocam…Memleket Partisinin yani Muharrem Ince nin syledikleri ,program,i butun dedikleri sizin dedikleriniz ile uyusuyor.Onun programi ve yapacaklari belli,her platformda soyluyor.Onu nasil degerlendiriyorsunuz?
YanıtlaSilSayin hocam Sayin Ince her gittigi yayinda ve platfomda yazili sekilde tum yapacaklarini goturuyor,Hatta Internet sitesinde de var hepsi.Istersenizde aninda size gonderirler.Sizin soylediklerinizle aynisini soyluyor ve yazili sekilde her gittigi yere goturuyor.Yapisal Reformlar ve Turkiye kitabinizdakilerin aynisini yapmayi planlarina koymuslar.Zaten bunlarin aynisini da surekli soyluyor her platform da…Size zahmet bi bakmanizi Rica ederim…Bi ekleme daha yapmak istiyorum.Sizin muhalefete yaptiginiz onerilerin aynisini Ince de yillardir soyluyor anlatiyor,sizde cok haklisiniz bu konuda o da oyle….Tesekkur ederim..
SilHocam bence heba partisinin sitesine girin plan ve programı görün. Deva partisinin yönetiminde genclerinde olacağını göreceksiniz. Muhalefetin CHP ve İYİ partiden ibaret olmadığını bakarak değil gözlemleyerek görmek gerekir
YanıtlaSilBiliyorum ama Deva Partisinin tek başına iktidar olabilmesi söz konusu olmadığına göre 6 partinin ortak program hazırlaması gerekir.
SilNoktasına virgülüne kadar katıldığım enfes bir yazı,elinize emeğinize sağlık Mahfi hocam, ancak bu dedikleriniz Türkiye'de maalesef gerçekleşmez.Gerceklesmez çünkü ülkede siyaset tümüyle dipten doruğa kadar kara cahillerin,yeteneksiz ve vasıfsız insanların elinde ve tekelindedir.
YanıtlaSilNitelikli ve düzgün insanlar bu partilerin hiç birinde barinamaz anında dislanip kapı önüne konularlar.İzlemekte olduğumuz siyasetin baş rol oyuncularını parti farkı gözetmeksizin hangisini üniversitede veya şirketinizde ise alır,yetki,sorumluluk verir çalıştırınız acaba?
Bu sorunun yanıtı;hiç birisi dir kesinlikle.
Saygılarımla,
Bekir Kayık
Teşekkür ederim.
SilSayın Eğilmez, güzel ve kolay anlaşılır yazınız için teşekkür ederim. Yazınızda bahsettiğiniz üzere daha önce hep Ekonomi ve Ekonomik teknik konular hakkında yazılar yazıyordunuz, şimdi artık Siyasi ve Siyaset üzerine yazı ya dönüyorsunuz. Bence doğru yoldasınız, Ülkemizin sorunlarının esası Siyasete dayanmaktadır. Muhalefet Partilerinin işi İktidar Partisinin işinden çok daha zordur. Ülkemizdeki seçmen gruplarının iki ana bölümü vardır. İktidar Partisi sadece muhafazakar konular üzerinde seçim konuşmaları yapıyor, Muhalefet partileri hem İktidar Partisinin geçmişindeki yanlışları , usulsüzlükleri ortaya çıkaracak, hem de Kendilerinin gelecekte yapacakları değişiklikleri Halka anlatacaklardır.
YanıtlaSilİktidar Partisinin hitap ettiği Muhafazakar kesim, çoğunlukla sorgu sualsiz inanan kesimdir. Sorgu sualsiz inanan kesimin zihni bir süre sonra dumanlanır, sislenir , unutkanlaşır. Her şeye inanır. Bu kesime ulaşmak sadece onların yanına gidip konuşmakla olur. Köylüye , Çiftçiye, Etçiye, Sütçüye, Üreticiye gidilerek konuşmakla olur bunun için bilhassa yaşlı elemanları kullanmaları uygun olur. Muhalefet Partilerinin gelecekte yapacakları işler için genç elemanları kullanmaları, Televizyonlarda konuşturmaları, Basında görünmeleri doğru olacaktır diye düşünüyorum. Bilhassa Halka inilmesi, Aşiretlilerin köylerine gidilmesi de planlanmalıdır.
İktidarın uzun süredir toplanan Vergilerimizin Tarikatlara , Cemaatlere, Dini Vakıflara , Diyanete dağıtılması yerine , bu paranın en azından yarısı Tarıma, Çiftçiye, Besiciye , dağıtılsaydı bu gün bu kadar Gıda sorunu, Beslenme sorunu, Et süt pahalılığı, eksikliği , Sosyal Konut sıkıntısı olmayacaktı diye düşünüyorum. Aşırı zenginleşen İnşaat firmaları olmazdı diye düşünüyorum.
Hacı Bekir lokumunu seçimden sonra muhalefetin elinde patlatacaklar gibi.
YanıtlaSilKazanmamak için tüm partiler büyük emekler, alın terleri dökecek.
Kazanamayana şimdiden hayırlı uğurlu olsun.
Hocam elinize sağlık. Böyle bir yazı yazmanızı uzun zamandır bekliyordum. Çünkü Türkiye'de ekonomi-hukuk-eğitim politikaları maalesef siyasetin ambargosundan kurtulamıyor..
YanıtlaSilBen de burda eleştirileceğimi ya da taşlanacağımı bile bile şu gerçeği söyleyeceğim. Hem muhalefet hem de iktidar partilerinin programında üretim ekonomisinden, tasarruftan bahseden bir program yok. Siyasette yer alan bütün partilerin ekonomik programını, siyasetlerini incelediğinizde hepsi mevcut düzenin içerisinde toplumu dilencilik kültürüyle avlamaya çalışıyorlar.
Yazınızda bahsettiğiniz gerekliliklerin bir çoğunu ilginç gelecek ama Doğu Perinçek ve partisi yapıyor.
Parti merkez yöneticilerinin yarısı 35 yaş altında ve üst düzey görevdeler, çok haberi yapılmadı ama Türkiye'nin farklı yerlerinde son 2-3 yıldır Üretim Devirimi Kurultayları adı altında 100'ün üzerinde toplantı yapıp ekonomiyi nasıl düzelteceklerine dair program yazıp kitaba çevirdiler. Liyakatı, yargı bağımsızlığını, cumhuriyet hukukunu, tasarruf yapmayı, üretimi söyleyen ve iş yapan bi haldeler.
Fakat muhalefet işi gücü Erdoğan giderse de kim gelirse gelsin düzeyinde olduğu için, sorumluluk sahibi insanlar kendilerine destek vermiyor.
Teşekkür ederim
SilBu ve bu benzeri tüm somut analiz içeren ve yol gösterici yazılarınız için emeklerinize sağlık Mahfi Hocam. Umarım görevi ve hedefi bu yazdıklarınızı gerçekleştirmek olan kişiler de yazılarınızı okur ve ilham alırlar. Tekrar teşekkürler...
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam elinize sağlık, çok güzel şeylere değinmişsiniz. Bunları muhalefetten görmek isteriz. Ayrıca bende bir iki konu daha eklemek isterim. Örneğin dış politikayı nasıl yürütecekleri ve savunma sanayi politikası ve destekleri gibi konulara da ayrıca değinip burada da bizlere güven vermelidirler.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilSayın Eğilmez önerileriniz çok güzel teşekkürler. Sorun çok belirttiğiniz gibi.Yaşlı sayılabilecek liderlerin koltuğu bırakma gibi niyetleri maalesef yok. Siyasette değişim olmuyor. Siyasi Kültürümüzde de yok. Delege sistemi sakat. Bu nedenle belli gruplar hakim partilere, değişim ve gençleşme olmuyor. Liderler topluma heyecan da vermiyorlar. Ortada bir sürü laflardan ibaret sözler var, halkın istediği ise heyecan verecek liderler, gelecek ve güven verecek idealist kadrolar. Aynı tas aynı hamam ile olmuyor. Dünya değişti, siyasetler heyecan vermeyen işe yaramayan söylemlerle gündemi tekrar edip duruyorlar.
YanıtlaSilSağ olun
SilSamimiyetle tesekkur ederim, elini taşin altina koymak bir yana, alip o taşi muhalefete firlatmis harika bir is yapmissiniz, taş gedigine oturmus, Faik beyden cevap gelmis...takip edelim ne kadarini uygulayacaklar! Attiginiz taş urkuttugunuz kuşa deger dilerim,sevgiler
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam merhabalar, Faik bey henüz beni arama gereği duymadı ancak sizin benzer düşüncelerinize reaksiyon vermiş olmaları sayesinde teselli buldum. Geleceğin çaresi aslında geçmişte gizli, bunu bir türlü anlatamıyorum. Genç olduğumuz için aklımız beğenilmiyor anlaşılan. Kendilerine diyorum ki, İzmir iktisat kongresini Atatürk neden yaptı. Benzer bir kongre ile sizin gibi üstatları toplasa, ortaya koyacağınız argümanlar, ulusal ve uluslararası kesimde büyük bir etki bırakmaz mı? Tarım, adalet, eğitim... vs. birçok başlık için aynı yol izlense, Bu sayede gerçek çözümler üretilirken, siyasette sivilleşse kötümü olur. Saçma sapan dernek ve odaların görüş bildirdiği panayırlardan bahsetmiyorum. Ülkenin en değerli beyinlerinin bir araya getirildiği büyük organizasyonların adetleştirilmesi gerçek bir demokrasiyi önümüze koyacaktır. Acil şekilde bu tedavi sürecine geçilmesi gerektiği kanısındayım. 6 lı masa 60milyonluk bir masaya dönüşse kötümü olur.(Telefon üstünden yazdığım için imla sıkıntıları olmuş olabilir, lütfen kusuruma bakmayın.)
YanıtlaSilHocam bu yazı için teşekkür ederim.
YanıtlaSilYıllardır aynı özlem aynı şikayet maalesef çözüm isteyen siyasi irade yok.
Seçim sistemi komple değişmeli. Cumhurbaşkanı bakan milletvekili büyükşehir belediye başkanı hepsinden doktora mezunu olma şartı getirilmeli kısaca öğretisi uzmanlığı olmayanın yasa yapma kaldırma hakkı olmamalı.
İlçe belediye başkanları en az yüksek lisans mezunu olmalı başkan yardımcıları dahil. Belediye meclis üyeleri en az 4 yıllık lisans mezunu olmalı. Muhtarlar en az lise mezunu olmalı. Kısaca ehliyet gelmeli.
Cumhurbaşkanı 1 dönem başbakan ve bakanlar en fazla 2 dönem görev yapmalı belediye başkanları ve başkan yardımcılarına aynı şekilde en fazla 2 dönem yapmalı.
Tüm seçimle gelenler en fazla 2 dönem görev yapmalı devlet memuru gibi sürekli aynı kadrolar farklı partilerden yada bir dönem belediye başkanı 5 dönem vekil olmamalı.
Siyasi partiler kanununda değişiklik yapılmalı 2 dönem genel başkan olan tekrar aday olmamalı. Partilerde sürekli değişim ve yenilenmeli olmalı tüm kadroları il ilçe başkanları dahil 2 dönemden başka farklı siyasi partide olsa aday olmamalı.
Pati yönetiminde 4 yıllık lisans mezunu olmayana görev kesinlikle verilmemeli bu hem daha bilgili ve eğitimli kadrolar hemde yüzlerce siyasi parti açılmasını önler ve farklı düşüncelere sahip insanlar 1 parti altında uzlaşmayı öğrenmek zorunda olurlar seçilmek için uzlaşma yöntemi mecburi gelişmiş olur. Bugün 150 yane siyasi parti var çoğunun ismini dahi bilmiyoruz.
Siyasette ehliyet şart liyakat dediğimiz layık olanı seçmek halkın görevi ise sizde halım önüne eğitimli donanımlı uzlaşmayı bilen yönetme kabiliyeti olan kadrolar zorunlu olmalı.
Uçak bileti kesmek için lisans mezunu istenilen ülkede vekil olmak için yada belediye başkanı olmak için ilkokul mezunu yeter demek zaten ülkeye ihanettir dine ihanettir hakka hukuka aykırıdır.
Teşekkürler
SilTeşekkürler Hocam. Umarım hızla açıklamalarını yaparlar. Enflasyon ile mücadele öncelikli olmalı. Yoksa düzeltilen sosyal nitelikli sorunları tahrip ediyor.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam hani bir kitaptan bahsetmistiniz gecenlerde: Yaban. Insanimizi anlamak onemli. Insanlar sadece ekonomik duruma gore oy vermiyor; ideoloji de onemli.
YanıtlaSilBir de ekonomik durum cok kotu degil henuz.
Bazıları için çok kötü
SilHocam merkez bankası rezervlerini biliyorsunuz. Swap uygulaması geldikten sonra eksiye düşmeler görüldü. Teorik olarak swap uygulamasıyla Merkez Bankasının TL varlığı ve bunun döviz cinsinden değeri kadar swap imkanı var mıdır? Örnek vermek gerekirse brüt rezervler 100 milyar dolar, net rezervler 10 milyar dolar diyelim. Dolar kuru 18 TL diyelim. Diyelim ki merkez bankasının TL varlığı 1.8 trilyon diyelim. Para basılmadığını kabul edelim. Teorik olarak 100 milyar dolar swap imkanı var diyebilir miyiz? Tabi böyle bir durumda net rezervler eksi 90 milyar olarak gerçekleşecek.
YanıtlaSilSwap yapmanın limiti karşı tarafa hangi menfaatleri vereceğimize bağlıdır.
SilMuhalefet yapacaklarını açıklayınca, hemen yapanlar var.
YanıtlaSilMahfi hocam dediklerinize tamamen katılıyorum. KK'nın açıkladığı 2.Yüzyıl'a Çağrı Beyannamesini çok değerli buluyorum ama 13 madde ile geçiştirecek kadar da basite indirgenmesini klasik politikacı davranışı olarak görüyorum. Bence
YanıtlaSil10 yılları kapsayan hedef ve faaliyetlerle somutlaştırılmalı. Sizin de belirttiğiniz gibi 5 yıl sonra neleri başarmış olacaklarını seçmene verebilmeli. Ben mesela 10. yılda, veya 30, 50 ve nihayetinde 100. yılda Türkiye'nin nerede olacağını,hangi seviyede olacağını beyanname detayında görebilmeliyim.Bunları belirgin hale getirmek zormudur, bence hiç de değil. Onca üniversitelerimiz ve bir birinden değerli akademisyenlerimiz var, görev verildiğinde bunları başarılı bir şekilde yerine getireceklerdir. Bu detayda somutlaştırılmış beyanname ile iş dünyasının, halkın karşına çıkmak , ölü toprağı serpilmiş ülkem insanında heyacan yaratacak, hedefe kilitlenmiş dinamik bir yapıya dönüşülmesi neden olmasın? Ama beyannameyi somutlaştıracak vizyonda lider olmak en büyük eksikliğimiz olda gerek. Bize sanırım yaratıcı, dinamik genç dimağlara ihtiyacımız var. Hocam sağlıcakla kalın. Saygılarımla
Faruk Ekinci
Sağ olun. Sevgiler.
SilSn Faruk,
SilSorun, sizin basit diye yazdıklarınızın yapılmasında gizli.
Üniversite dediğimiz kurum, siyasetten bağımsızdır, üniversite hocaları öneri sunduklarında, sundukları önerilerin büyük bir kısmı, öneri isteyen siyasi partinin oy toplamasına mani olacak şeylerdir.
10 yıllık planları yapmak, büyük devletlerin işidir. Kolay bir şey değildir öyle planlar yapabilmek. Yapınca da sürdürebilmek. Türkiye her plan yapmak istediğinde, yukarda yazdığım gibi, sonraki iktidar oy kaybedeceğini bilince, eski dönemin planlarını rafa kaldırdı.
Türkiye bu yere kolay kolay düşmedi. Çok planı çöpe attı, çok değerli akademisyenleri vura vura, öldüre öldüre, yaka yaka bugünlere geldi. Dedikleriniz zaten geçmişte iyi kötü yapılıp, bitirilen şeyler.
Türkiye devletinin anayasası sorunludur, vatandaşına hukuku bakışı sorunludur, düşünce özgürlüğüne bakışı sorunludur, laiklik ilkesinin uygulanması sorunludur, ticaret hukuku sorunludur, siyasi partiler hukuku sorunludur. Bunlar devlet temelleridir. Türkiye devletinin temelleri çöküyor. Tahminen, dışardan biri para desteği vermezse, kendi kendine çöker. Ben 30 yıl daha yaşayacağını zannetmiyorum bu devletin.
hocam dolar enflasyon kadar artmadığı ve kur tutulduğu halde neden güçsüz TL deniyor?
YanıtlaSilDolar yılbaşında 8.34 idi şimdi 18.60. Enflasyon yılbaşında 36 idi şimdi 83.
SilBizim aslan sosyal demokratların tek umudu memleketin şu anjinden de beter bir krize girmesi ve bunların millete parmak sallaması. Sonra kimse bilmiyor ancak geçmiş deneyimlerimiz bize tepeden tırnağa herşeye zam gelir diyor
YanıtlaSilŞehir efsanelerinden biri daha, aslan sosyal demokratlar kriz istiyormuş.
SilHocam bence ikinci akpartli , muhalefet partisidir. Bu zamana kadar muhalefet partisi birşey yapamadıysa bu muhalefetin suçudur.
YanıtlaSilBizim ve sizin bir suçumuz yok öyle mi?
SilAdsiz 09:17..Cok dogru diyorsunuz..2011 de chp basina gelen KK ve ekibi 15 secim yenildigi halde Yerine bu isi yapabilecek birine birakmadigi icin Esas sorumlu KK ve ekibidir..KK ve ekibi ikinci akp li ekiptir.2018 secimlerinde tamamen AKP lehine calismistir..Dolasyisiyla muhalefet sucludur esas.Millete göz gore oyun oynamaktadirlar
SilAdsız 19;23
SilKemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin son 12 yılda kaybettiklerini söylediğiniz 15 seçimi sayabilir misiniz?
Yanlis olmus sayi 15 Yerine 13 olacakti..ama 15 secim kaybetmekle 13 secim kaybetmenin CHP nin basindaki biri icin cok farkli olmamasi lazim…Sadece 1 secim kaybetse bile ciddi durumu sorgulamasi lazim.Cunku oturdugu yer Turkiye yi kuran parti ve ATATURK un oturdugu yer dir,Hata ve basarisizlik olmamasi,ulkenin umudu dur CHP..daha iyisini yapacak kisilere Yol vermesi lazim…bu 13 secimi de sayayim..Umarim sizin icin bi anlami vardir cunku ulkenin durumundan Esas kaybettigi halde koltugundan gitmeyen ,Yerini daha iyisini yapacak birine birakmayan KK ve ekibi sorumludur…2012-14-16-17 ara secimleri…2011-2015.2015-2018 genel secimleri….2014-2018 c.baskanligi secimleri-2014-2019 yerel secimleri…2017 Halk oylamasi.Sizce kac secim kaybetmesi lazim KK ve ekibinin gitmesi icin….?
Silİktisat mezunuyum, sizinle mezun oldum sayılır bir dönem iş hayatının yoğunluğundan takip edemedim sizi ama kaldığım yerden devam ediyorum. Sizin yazdıklarınızı okudukça bu ülkeye dair umut besliyorum Mahfi Hocam, üzülerek belirtiyorum ki bu ülkenin bize bir gençlik borcu var ve korkarım bu gençlikle kalmayacak... Bilim, teknoloji çağındayız ama bundan uzağız getirisi yüksek teknolojik aletler üretilmeli ama her şeyden önce toplumun sağlığını iyileştirecek reformlar yapılmalı sizin de belirttiğiniz gibi '35 yaş altı' için özellikle. Beyaz Zambaklar Ülkesi'nde geçen ve beni aydınlatan şu cümleyi paylaşmak istiyorum,
YanıtlaSil-Kanunsuzluğun en büyük öğreticisi kimlerdir, bilir misiniz?
Sorusunu yine kendi cevapladı:
_ Memurların ta kendisidir. Yasayı uygulamakla yükümlü olanlardır. Halka, yasalara itaat etmenin yollarını ve çarelerini memur öğretir.
Ben de onu diyecektim. Bu ülkenin bize borcu var belki ama asıl bizim ona sahip çıkamadığımız için borcumuz var.
SilBizde de "balık baştan kokar" derler.
SilDevlet en büyük hırsız, insanlarına hırsızlığı öğretti.
Olası seçimlerden 1 yıl önce yönetim, kendi hırsızlığına insanları da alet etmek için, kiralara zam limiti koydu. İnsanlar, çok önceleri söz verdikleri dairelerden çıkmıyorlar. Devlet bu işler için yavaş olan hukuku daha da yavaşlattı. Kiracılar hırsızlık kazancını kendine kar saymaya başladı, milletin evlerinde işgalci oldular.
Avukatlar bile kira tahliyesi davası almak istemiyor artık. Ev sahipleri avukat bile bulamıyor.
İmkanı olan hazır TL değerli iken, evini satıp, yurtdışına aktarmanın derdinde, kimse kiracı istemiyor.
Yöneticiler, kendi hırsızlıklarını gizlemek ve oy almak için, kiracıları da hırsız konumuna soktu.
Kahinler diyor ki, muhalefet program yapıp açıklar kimse inanmaz, iktidar onların programlarını alar kendisi anlatır herkes inanır
YanıtlaSilHocam, geçen ay bizim köye gittim.
YanıtlaSilHerkes ak partiden şikayetçi, millet bunalmış, rahat nefes almak istiyor, kimse akpartiye oy vermek istemiyorlar.
Tüm köylü, keşke diyor, Sn cumhurbaşkanımız, yeni bir parti kursa da ona oy versek.
:)
Silhocam yukardaki yoruma ben de şahit oldum,
Silkeşke cumhurbaşkanı yeri parti kursa ona oy versek diyen çok kesim var.
adamlar cumhurbaşkanının partisinden ayrılan herkesi bölücü, amerikan ve avrupa ajanı olmakla suçluyor. mehmet bahçeli iyi yaptı diyorlar, kılıçdar yine bildiğiniz gibi ssk yı batırmakla kalmadı, amerigan ajanı da oldu, filmlerin kötü aktörü gibi bişi oldu o da, yapıştı adama.
köyde ise durum daha beter.
adamlar tarlalarından 10 çuval patates, maydonoz, soğan, meyve ağaçlarındaki meyveleri toplasınlar yeter. çok şükür bu sene de doyduk derler.
Kuyudan suyu çekiyorlar, civardan topladıkları çalı çırpı ile evi ısıtıyorlar.
elektrik/doğalgaz ihtiyacı da duymuyorlar.
Allah, reisimizi başımızdan eksik etmesin, aç değiliz, açıkta değiliz diyorlar.
Mahfi Hocam Kitaplarınızın tamamını neredeyse okudum şimdi sahte sultan kitabına başlayacağım. Severek takip ediyorum yazılarınızı geleceğe ışık tutuyorsunuz bizleri doğru yola yönlendiriyorsunuz. İyi ki varsınız. Emeğinize sağlık. Kendinize iyi bakın.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, var olun.
SilSiyasete para kazanmak için girenlerle, farklı emelleri olan oluşumların öğrencileri olarak giren ve kötülüğe hizmet eden insanlar görüyorum. Bu iki tip insanında ortak özelliği gözlerini karartmışlar ve başarıyı , parayı iyi insanlardan çok daha fazla istiyorlar. Birde azmi ve hedefi, geleceğe dair tutunduğu ve savunduğu yeni düşüncesi olmayan iyiler var, bunlardan başarı beklemek zor. Kısaca, tüm dünyada Kötülerin kazanma azmi iyilerinkinden daha fazla. Aydınlar, düşünce insanları bu noktada çok önemli, genç nesli hazırlayacak olan onlar, iyi insanlara cesaret verilmesi bir zorunluluk.
YanıtlaSilÖncelikle yazınız için teşekkür ederim. Muhalefet, dedikodu yapmaktan başını alamıyor. Kafaları karma karışık.
YanıtlaSilSağ olun
SilMerhaba hocam. Ben 25 yaşında bir gencim. Bu sene sonunda bir aksilik olmazsa Kanada'ya yaşamaya gidiyorum. Burada bu kadar yazılıp çiziliyor ama yetkili kişilerin buraları okuduğuna dair pek bir inancım yok.
YanıtlaSilBugün Diken'de okuduğum bir haberden verileri aktarmak istiyorum:
*Açlık sınırı, ekimde bir önceki aya göre 556 lira artarken gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama bin 580 lira artarak 16 bin 290 liraya yükseldi.
*Ekimde yoksulluk sınırı, önceki aya göre da 2 bin 136 lira arttı. Son bir yılda açlık sınırı 4 bin 515 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 7 bin 313 lira arttı.
*Yoksulluk sınırı, son bir yılda toplam 11 bin 828 liralık artış gösterdi.
*Ankara’da en fazla alış-veriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, sağlıklı beslenebilmek için et-balık-yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar, bir önceki aya göre 38 lira, son bir yılda ise 816 lira artarak bin 861 lira oldu.
*Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama, önceki aya göre 4 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 115 liralık artışla 213 lira oldu.
*Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama da ekimde bir önceki aya göre 150 lira artarak 2 bin 169 liraya yükseldi. Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamalarda son bir yıllık dönemde bin 282 liralık artış oldu.
*Meyve için harcanması gereken para, ekimde 18, geçen yılın aynı ayına göre ise 290 lira artarak 621 liraya yükseldi.
*Sebze harcaması da ekimde, önceki aya göre 207 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 762 lira artarak bin 83 lira oldu.
*Ekimde 79 lira artarak 864 liraya yükselen ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama, son bir yılda 324 lira arttı.
*Pirinç ve bulgur harcamaları, ekimde önceki aya göre değişmezken son bir yılda ise 273 lira artarak 361 liraya yükseldi.
*Yağ için yapılması gereken harcama ise 2 lira daha artarak 237 lira oldu. Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama da ekimde 57 lira artarak 644 lira oldu.
*Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise ekimde önceki aya göre değişmezken geçen yılın aynı ayına göre ise 100 lira artarak 170 liraya çıktı.
*Yetişkin erkek için 2 bin 800, yetişkin kadın için 2 bin 200, genç için 3 bin ve çocuk için de bin 600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre ekimde açlık sınırı, yetişkin erkek için 2 bin 401 lira, yetişkin kadın için bin 885 lira, çocuk için bin 368 lira ve genç için de 2 bin 569 lira oldu.
*Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat artışları da esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini ‘yoksunluk hissi duymadan’ karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da ekimde 244 liralık artışla 14 bin 710 liraya yükseldi.
*Ekimde dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları 901 liraya, barınma (kira dahil) harcamaları 3 bin 264 liraya, ev eşyası harcamaları bin 944 liraya, sağlık harcamaları 637 liraya yükseldi. Ulaştırma harcamaları 3 bin 986 liraya inerken haberleşme harcamaları 662 liraya, eğlence ve kültür harcamaları 568 liraya, eğitim harcamaları 369 liraya, tatil-otel harcamaları bin 368 liraya ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar ise 961 liraya çıktı.
Hocam durum böyleyken biz bu ülkenin düzelmesini nasıl bekleyebiliriz? Bu hayalperestlik ol az mı?
Hariçten gazel çığırmak kolay oluyor değil mi Mahfi hocam?
YanıtlaSilGazel çığırmayı bilmediğim için hariçten gazel çığırmak zor mudur kolay mıdır onu da bilmiyorum.
SilBu eleştirinin benzerini muhalefet kelimesini silip iktidar yazdığında,
SilHop desen, millet hapse atılıo.
Zırt desen, itibar süikasti ile işinden atılıo.
Bakmayın öyle üniversitelerin Mahfi hocaya seminer verdirtmesine,
iktidar iki zot desin, üniversiteler keser hocanın seminerlerini.
TV'ler yapmadı mı?
Boğaziçinde hocalar, kaç zamandır ayakta eylemli itiraz ediyor,
diğer üniversite, hele de vakıfların yönetimleri en ufak laf edebiliyor mu?
Mahfi hocayı kampüsten içeri sokmazlar,
üstüne pişkin pişkin hocam işte n'apalım falan gibi ikiyüzlü bir kıvırma yaparlar,
höpür höpür maaşları cebe indirmeye, koltuklarında oturmaya devam ederler.
Hiç biri de, üniversitede yetkili benim, benim istediğim kişi gelir hükümet karışamaz deyip istifa da edemez.
0220 yorumunu ben yazdım hocam,
muhalefet için yazdım, size yazmadım, size yazar mıyım hiç hocam onu? Hata benim kime olduğunu belirtmedim.
Muhalefet, hariçten gazel çığırıyor diyorum, ne iktidar olmaya gönülleri var, ne ellerini taşın altına koymaya. Bunca insan yandı, hayatları ellerinden alındı, haksızlıklara uğradı, bunlar hala gazel peşinde.
Hocam çok güzel bir yazı olmuş, kalemizine sağlık.
YanıtlaSilHocam ben günümüzdeki çoğu siyasinin tek amacının koltuk sevdası olduğunu düşünüyorum. Kimse ülkeyi bir yerlere götürmek amacında değil. Ben 22 yaşında bir öğrenciyim ve iktidarın da muhalefet partilerinin de aklı selim hareket ettiklerini düşünmüyorum. Yapılan bütün çalışmalar seçimde galip gelmek için kimse sonrasını düşünmüyor. Sadece yapılanlarla ne kadar az tepki alırım hesabı yapılıyor. Tabi tepki çok olmasın diye bazı kesimlere sus payı veriliyor( zengin kesime muafiyetler, fakir kesime yardımlar vs. )Bu şekilde ilerlemeye devam edersek süreç daha da karmaşık hale gelecektir. Umarım en kısa zamanda doğru ve amacı kişisel menfaatleri değilde ülkesi olan politikacılarla karşılaşırız.
( Hatam varsa yaşıma verin ve maruz görün lütfen. Teşekkürler)
Teşekkür ederim.
SilMerhaba
YanıtlaSilÖncelikle muhalefet mısır ın israil üzerindeki çöltepelerini geçmedeki taktiğini kullanıyor çöltepelerini geçelimde sonrasına bakarız ne yazıkki çöl tepelerini geçtiklerinde israil mısırın düşünmesini beklemedi. muhalefet seçimi kazanalım cumhurbaşkanlığı sistemini kaldıralım biz eski halimize döner herkes eskisi gibi aşını kaynatır derdinde ülkenin en büyük derdi sığınmacı ve yatırım adı altında ülkenin yabancılara satışı ve işgali üzerine elle tutulur bir örgütlenme bildiri veya Vaad göremiyorum zafer partisi suriyelileri göndereceğiz diyor daha kararlı ama sorun sadece suriyeli değil ki ırak pakistan afgan mısır afrika geri kalmış tüm ülkelerin küçük amerikası olduk amerika ilk kolonileştiğinde nerede kanunsuz işe yaramaz insan varsa önce onlar gönderilmişti benzetmek istemiyorum ama öyle mevcut nüfusu önce yabancı nüfus ve onun getirdiği ekonomik kıskaç altında eritmek istiyorlar ki maalesef işe yarıyor bugün gençlerimiz evlenip yuva kuramazken (en büyük nedeni ekonomi) suriyeli çocukları peşpeşine diziyor , en çok zoruma gidende avrupada 40 yıl yaşayıpda sözde gurbetçiyim diyen sözde milliyetçilerin ülkeyi ucuz tatil ucuz yatırım olarak görüp ekmek yediği avrupaya çamur atmaları ve çamur attıkları ülkeye dönmeleri , birde ölelim öldürelim beğenmeyen gitsin deyip çocuğu yurtdışına kaçırıp askeriliği bedelli yapacak diyen akpli koyunlar , şöyle bir bakıyorumda kurtuluş savaşında koca koca adamlar padişah yanlıları bir tarafını kaşırken 15 yaşındaki mehmetler aliler kefensiz toprak oldu vatan için kim kazandı vatan mı vatana çelme atanlarmı , geri dönüp o padişahçı dinci şeriatçı yobazların torunları biz böyle kazandık dediler cumhuriyeti cumhuriyeti savunan osmancılık oynayamaz osmancılık zihniyetinde ne topraklar ne canlar kaybettik , bugün suriyede canlarımız yabancı işgali ve toprak vatandaşlık satışı ile de topraklarımız geleceğimiz satılıyor işgal ediliyor, muhalefetin bırakın ekonomiyi bu saydıklarımı düzeltecek adam akıllı önergeleri yok ve son olarak chp eğer kılıçtaroğlu imamoğlu akşener ve bunlara benzeyen veya adını bilmediğimz şapkadan eleman çıkartırsa chpye oy vermem, akp laikliği bitirdi bugün ilkokul çocuğunun başında başörtü var 18 yaşına kadar yetki vermediğin adam yerine koymadığın kara verecek düzeyde görmediğin bir insana zorla kendi yobaz düşünceni amacını empoze etmeye çalışıyorsun dün eleştirdikleri kenan evrenden ne farkları kaldı peki ,chp akpnin batan gemisinden kaçan muhafazakarlara şirinlik yapıp kurdele takarken ben ve benim gibi sol ve çağdaş görüşteki insanları kaybediyor ve bu insanlar yurtdışında yaşasada akpli gurbetçiler gibi ne konsolosluk sandıklarında nede ülke içindeki sandıklara yanaşmıyorlar ,insanlar ekonomik buhranın etkisi ile akpnin karşısına patates geçse oy veririm havasındalar akp 2000 krizini fırsat bildi kazandı ve muhalefet ortak adayı kazansa başarabilecekmi ne yazıkki 2000 lerdeki bağımsız temiz türkiye yok artık. saygılar hocam
Cok güzel yazmissiniz 17:11..elinize saglik..durum aynen Hatta daha fzla kötü..AKP-CHP anlasmali olarak yapiyorlar ulkeyi mahvediyorlar bilerek..Hadi AKP anladim onlar Ataturkun yaptigi herseyi yok etmek istiyorlar bunu da yaparken ulke iyice yozlasiyor,ama Esas kötü olan da Turkiye nin umudu,ATA mizin kurdugu ,ulkeyi kuran partiyi CHP yi yöneten KK ve ekibi de koltuklarindan ayrilmamak icin,kendi cikarlari icin ulkeyi Akp ile anlasmali olarak mahvediyorlar…Esas kötü olan da bu.KK durdugu surece AKP gitmez….CHP gaflet ,delalet ve hiyanet icinde..Millete oyun oynuyor CHP…
SilSanırım muhalefetin yönetim kademelerinde görev alan statüko koruyucular iktidara gelirlerse enkazı kaldırmayı beceremeyeceklerini düşündükleri için seçimi kazanmak istiyorlarmış gibi yapıp muhalefetteki yerlerini korumak istiyorlar.
YanıtlaSilOlabilir de
SilSelam Mahfi Bey,
YanıtlaSilTürkiyede iktidar dışındaki yapıya, "muhalefet" diyebilmem için önce adaylarını belirlemeleri lazım.
Ortada bir aday yok!
Türk siyasetinde seçim kazanmanın, hem saha hem de genel politik çalışmalarının yapılması elzemdir.
Mahalle, ilçe, il, kasaba bazlarında yerel çalışmaların en kötüsünden bir kaç ay önce başlaması gerek idi.
Yarın sabah bir aday ortaya konulsa bile, seçim kazandırabilecek saha çalışmasına vakit kalmadı.
Muhalif partilerden tüm Türkiye çapında yerel teşkilatı olan bir tane parti bulunmuyor.
Komik ama gerçek bu.
Tekrar yazayım, yerel teşkilatı tüm Türkiye'yi kapsayan bir tane bile muhalefet partisi yok.
(Her yerde baz istasyonu olmayan GSM operatörü gibiler)
Muhaliflerden, kendi lokal bölgelerinde en organize örgütlenmiş teşkilatlar CHP ve HDP teşkilatları.
Bu sebeple, diğer partiler, söylem siyaseti yapabilir, hayatın gerçeklerine inebilecek siyaset yapamazlar.
Eksik olmayın, emek verip yazmışsınız, ama teşkilat yok.
Teşkilat her şeydir. Teşkilat olmayınca son paragrafınızda yazdığınız, "iktidar peşinden koşan muhalefet" olur, ister istemez, elleri kolları bağlı, bilmem anlatabildim mi?
Sağolsun, muhalif liderler yurtdışı ziyaretleri ile yapacaklarını anlatıyorlar, güzel bir şey. Hepsinin unuttuğun basit bir konu var. Yurtdışındaki muhatapları da teşkilatçılık, particilik nedir bilen insanlar, boş değiller. Yurtdışı muhatapların kafasında peki bunların yerel kadroları nerede? sorusuna cevap bulamıyorlar. O zaman şu ortaya çıkıyor, TR da iş yapmanın yolu Erdoğan ile anlaşmaktır.
Kurtuluş savaşını misal verirsem, Atatürk ve arkadaşları önce teşkilat ile başladı işe, sonra savaş yaptı. Siyasi parti de önce teşkilatını kurar, sonra seçime girer.
Emeğinize sağlık.
769KG9HbFZsxmQ!s
Mahfi hocam merhaba, güzel bir noktaya değinmişsiniz. Bu ülkede bilinç olarak insanlar daha en basit kavramları algılayamıyor maalesef. Mesela şahıslar seçmen ne demek tam olarak bilmiyor. Seçme hakkının olmasının yeterli olduğunu, seçtiği kesimi eleştirmenin kendisini eksilteceğini düşünüyor. Benim annem, babam eski toprak, Allah ömürlerini uzun etsin, kazanlarında yemek azalmadan eleştiremiyorlar çünkü onların zamanında köylerde kıt bir yaşam varmış. Çok yemez, çok uyumazlar daima işlerine odaklanırlarmış. Eleştirmek onlara lüksmüş. Alışkanlıkları değiştirmek kendini değiştirmek olduğu için herkeste yapamamış. Ama yeni jenerasyon daha çok haklarını okuyor, daha çok eleştiriyor. Bu durum gün geçtikçe artıyor. Eleştirmenin insanın öz hakkı olduğunu esasında iki tarafında(sağ-sol) şiar edindiği şahıslar, sistemler tarafından öğütlendiğini bilmiyorlar. İslam'da eleştirme Peygamberin öz mesleği. Kendisi cahil bir topluluğu (Kan davaları, tefecilik, rüşvet, eşitsizlik ve adaletsizlik) eleştirdi ve kanunlara bağlı Medeni(rüşvet haram, kan davası haram, tefecilik haram, adaletsizliğin olduğu toplumun çökeceği bilinci) bir toplum haline getirmiş ve toplum buraya Medine demiştir. Bakıldığında gerçek solcuların Müslümanların sürekli taraf olduğu söylemler olduğu anlaşılır. Yazmak istediğim solculuk Müslüman özelliğidir değil, bir insan hangi görüşe inanırsa inansın eleştirebilmeli. Burada en büyük görev muhalefetin... Bir kez zincir kırılsa kimsenin bir daha köleliği tercih edeceğini sanmam. Benzer şablon yine eleştiri kültüründe de var. Bir kez sağlıklı bir eleştiri yapılabilse aslında bu devam edecek bir sürecin başlangıcı olacaktır. İktidardan inende yapısı gereği benzer eleştirileri iktidar koltuğuna oturana yapacaktır... Eleştirelim ki muasır medeniyetleri yakalamaktan öte öncü bir kuşakla yönetelim.
YanıtlaSilSaygılarımla
ykemalkapusuz@outlook.com
Hocam söylediğiniz gibi çalışan, net bir programı olan tek siyasi parti Deva Partisi sorunların nasıl çözüleceği gün gün takvime bağlanmış. Ancak insanımız bunları dinlemek istemediği için pek ses getiremiyorlar. dileğimiz bu şekilde çalışan siyasi parti sayısının artması.
YanıtlaSilHocam çok güzel bir konuya değinmişsiniz, teşekkür ederiz.
YanıtlaSil