Seçimden Bir Gün Sonra
Seçim bittiğinde kim kazanmış olursa olsun karşımızda şöyle bir manzara bulacağız:
Hukukun üstünlüğünü ve adalet
kavramını neredeyse tümüyle yitirmiş durumdayız. Eğitim sistemimiz sürekli
geriye gidiyor. Avrupa Birliği’ne girme hedefinden uzaklaşmış bir konumdayız. Göçmenlerle
ilgili pek çok sorunumuz var. Liyakat gözetilmeksizin yapılmış atamalarla
doldurulmuş devlet kadroları hizmet veremez durumda. Giderek bozulan bir gelir
dağılımı dolayısıyla orta sınıf yok olmuş. 100 – 120 milyar dolarlık bir
deprem ve afet faturasıyla karşı karşıyayız. 6,5 milyon konutu kentsel dönüşüme
sokmak zorundayız. Yılın ilk yarısından ötesini çıkarması zor olan, GSYH’nin yüzde
5’ini aşacak bir açığa ulaşması beklenen bütçeye sürekli yeni
yükler bindiriyoruz. Merkez Bankası’nın swaplar hariç net rezervi eksi 40 – 45
milyar dolar dolayında bulunuyor. Dış borç stokumuz 450 milyar dolar dolayına ulaşmış.
Yükümlülükleri bilinmeyen Varlık Fonu’nun nasıl tasfiye edilebileceği başlı
başına bir sorun oluşturuyor. Değer kaybeden paradan sürekli kaçtığı ve eline
geçen parayı harcadığı için enflasyona olumsuz katkı yapan bir tüketici
topluluğuyla birlikte yüzde 50 dolayında (muhtemelen gerçekte iki katı) bir
enflasyon karşımızda dağ gibi duruyor. Tasfiyesi gereken büyük bir Kur Korumalı
Mevduat yükü mevcut. Yüzde 22 dolayında bir geniş (gerçek diye okuyun) işsizlik
oranına sahibiz. GSYH’nin yüzde 5,5 – 6’sı dolayında bir cari açık var ve bu
cari açığın yarısını nereden geldiği bilinmeyen paralarla (net hata ve noksan
kaleminin önemli bir kısmı) finanse etmeye çabalıyoruz. Ülkenin risk primi (CDS
primi) 500 baz puanın üzerine çıkmış (300 baz puanın üzeri aşırı riskli kabul
ediliyor.) Dış borçlanmada yüzde 10’lara gelip dayanmış bir dolar faizi
maliyetine katlanmak zorundayız. İnanılmayacak derecede şişmiş konut satış
fiyatları ve kiralar söz konusu. Bankacılık kesimi, her gün çıkan yeni
düzenlemelerden ve sözlü talimatlardan ne yapacağını bilemez durumda bulunuyor.
Konut alımı veya portföy yatırımı dışında ülkeye yabancı sermaye gelmiyor. Pek
çok sorunun kaynağı olan düşük Merkez Bankası politika faizi, enflasyonun çok
altında belirlendiği için hızla düzeltilmesi mümkün görünmüyor. Tutulması
imkânsız görünen harcama vaatleri verilmiş bulunuyor ve bu vaatler devam ediyor
(son olarak bedava doğalgaz verilmesi sözü de verildi.)
Eklenecek pek çok sorun var, ama
bu kadarı bile seçimden sonra ülkeyi nasıl bir çıkmazın beklediğini göstermeye
yeterli sanırım.
Bu ülkede 1980’den başlayarak üç
büyük kriz yaşadık: 1980 döviz krizi, 1994 faizi enflasyonun altına düşürme
inadı krizi, 2001 bankacılık krizi. Bunlara ek olarak 2008 küresel krizi, 2019
pandemi krizi gibi dış kaynaklı krizlerin de etkilerini gördük. Bugün
içinde bulunduğumuz kriz, bu yaşadıklarımızın hiçbirine benzemiyor. Her şeyden önce insanlar bir kriz
yaşandığının farkında değil. Kriz var deseniz, AVM’lerdeki alış verişe,
yollardaki trafiğe, restoran ve kafelerin doluluğuna, tatile gidenlerin
yoğunluğuna değinerek ‘ne krizi’ diye soruyorlar. Aynı durum krizin tam
ortasındaki Arjantin’de görülüyor. Sürekli ve hızlı değer kaybeden ulusal
paradan kaçış eylemiyle tüketimin zirveye çıkması, bir çeşit refah göstergesi
olarak algılanıyor. Hastalığın farkında olmamak işin en tehlikeli yanıdır.
Önceki krizlerde hastalığın farkındaydık, IMF programlarının da desteğiyle önlem
alarak kısa sürede hastalığı tedavi etmeyi başardık. Bu kez hastalığın farkında
olmadığımız için işimiz çok daha zor. Ayrıca önceki krizlere ek olarak bu kez
ekonomi dışı alanlarda da kriz var. İşin daha da kötüsü kimse gerçekleri
dinlemek istemiyor ve hep bir mucizenin ortaya çıkıp sistemi kurtarmasını bekliyor:
Petrol bulunacak, doğal gaz rezervi keşfedilecek, körfez ülkeleri bize para
verecek. Lozan Antlaşması’nın süresinin bitmesiyle birlikte artık madenlerimizi
çıkarıp zengin olacağımız hayalinin son kullanma tarihi bu yıl dolduğu için o
beklenti kayboldu. Şimdilerde yenileri piyasaya sürülüyor. Mucize bekleyen bir
toplumda bunların alıcısı bitmiyor.
‘Ne krizi’ diye soranların seçimden
sonra ortaya çıkacak manzara karşısında, taşları altına dönüştüren büyücülerin
masallarda olduğunu anlayacaklarını sanıyorum. Ama yine de bu konuda iddiaya
girmem çünkü toplumun önemli bir bölümü fanatiklik denilen çok ciddi bir
hastalığın pençesinde bulunuyor.
Kaleminize, elinize, dimağınıza sağlık teşekkürler🇹🇷🙏🌹❤️
YanıtlaSilSağ olun.
SilHayal ile gerçek arasında yok olup gidiyoruz gibi Mahfi hocam
SilAziz Nesin'in "Ah Biz Eşekler" öyküsünü bilenlere tanıdık gelecek manzara.
SilDevlet babaya çağrımdır:
SilLütfen devletin kritik kademelerine kökeni Osmanlıdan beridir bu topraklarda yaşamış ve hizmet etmiş insanları seçin.
Bu insanların genetik kotları vatan dostudur. Değiştirilemez. Parayla satın alınamaz.
Türkiye Cumhuriyeti kanlarımızla kurulduktan sonra, hazır ülkeyi görüp gelip bu topraklara yerleşenler, gerekli imkanlar ellerine geçince Avrupaya ve Amerikaya yerleşmek için yaşadığı ülkesini tekrar satarlar.
Bu da onların genetik kodlarıdır. Değiştirilemez.
----
Şimdi size bir sır vereceğim
Ve artık sır olmaktan çıkacak.
Matrix1 filmindeki Neo gibi yeni bir dünyaya uyanmış gibi olacaksınız.
İlk başta inkar edeceksiniz.
Ve bir zaman sonra kafanızdaki dağınık duran bütün bulmacalar tek tek yerine oturacak.
Büyük bir ihtimalle Putin; İngiliz istihbarat teşkilatı MI6 hesabına çalışmaktadır.
Kendisi gürcistan kökenlidir.
Görevi: Rusyayı itibarsızlaştırıp, yıpratmak. Yanlış yola saptırmak.
Gerçek yüzünü göstermeden önce Rusyanın milli gelirini yükseltti. Ve halkın gözü önünde vazgeçilemez imajı yarattı.
Rusya'nın bazı emekli eski devlet adamları durumdan şüphelenmiştir. Putinin görevden alınması gerektiğini aksi takdirde Rusyanın bütün kazanımlarının kaybedileceğini deklare etmişlerdir.
Aslan Akbey efem ne kullanıyorsunuz acaba? çok güzel kafanız var.
SilHocam, İngilizlerin “The Big Lie” kavramı var ya, en çok da Hitler ile ilişkilendirilen; sanki öyle bir akıl tutulması yaşıyoruz gibime geliyor (gerçi küresel olarak da durum farklı değil ama bizdeki parmak ısırtacak cinsten). Gerçekler yüzümüze “Osmanlı tokadı” tadında patladığında, acaba halkımız “Yaa biz ne yapmışız?” Der mi? Saygılar.
YanıtlaSilBizim insanımızın hata yaptığını inkar etme gibi bir alışkanlığı var. O nedenle bilemeyeceğim.
SilBu toplum acı reçeteyi tatmadan uyanacağı yok din soruyla millet derin uykuda uyandıklarında korkunç bir enkazın altında kaldıklarını görecekler
SilTokat patladığında cehape ye kalır suç kesin. Tayiip de demedim mi der, yine seçilir🤷🏻
SilDurum anlattığınızdan da kötü ama her zaman umut var, biraz güven ile bile bir çok şey düzelecektir.
YanıtlaSilGüven önemli ama öyle kolay kazanılmıyor.
SilGüven kazanmak çok zor değil, işinin ehli kadroların olması , ilk etapta bu problemlerin yüzde 70ini çözer.
SilSağlıklı günler sevgili üstat
YanıtlaSilTeşekkürler, bilmukabele.
SilÜlkenin ekonomik fotoğrafının Basit bir anlatımla her kesimin anlayacağı bir analiz olmuş hocam.. yüreğinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilTanrılar eylemde bulunmayan insana yardım etmez iş, o halde doğru insanlarla, doğru eylemleri yapmanın bir yolunu bulacağız. Ya da bu faturayı ödemeye devam edeceğiz. Yazınız için çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla.
YanıtlaSilFaturadan kaçış yok.
Sil👏👏👏👏
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam gerçekleri paylaşmışsınız bunu takdirle karşılamak gerek. Zaten halkın büyük çoğunluğu bunun farkında olmasada seçimde olası iktidar değişikliğinde herşeyin en kısa sürede çözülemeyeceğinin farkında. İstediğimiz bir umut bir ışık görmek yani tünelin ucunu hissetmek.
YanıtlaSilAnlayacağınız cennet vaadedilmesin, cehennemin kapıları kapatılsın yeterde artar.
Haklısınız. Muhalefet bunları görüyor ve çözümü için düşünüyorsa iyidir.
SilBizler ve biz gibiler bunlar gibi düşünmüyoruz. Neden bunlar gibi kötü duruma layık olacakmışız?
SilHer millet hakettiği şekilde yönetilir.Biz buna layık bir halkız.
YanıtlaSilGecenin en karanlık hali, aydınlığa başlangıcıdır zırvaları filan kurtarmayacak; ancak, sadece popülizmden anlayan kitleye de acı ev ızdırap vaat edilemiyor. O sebeple her kadına altın hesabı, her emekliye ek ödeme ve bolluk vaat ediliyor. Gelecek de, çünkü UBI (evrensel temel gelir) esasen sosyal bir şey, fakire ver, katma değerden al. Fakir dilenci yapılmış, ihvancılara, escobarlara esir düşmüş. O halde ki; sağcı faşist diye bilinenler, irancı hizbulalh domuz bağı ajanlarını kurtarıcı görüyor, ecevit artığı dsp, emevi tarikatlerin yanına yanaşıyor. Bu çorbayı bir arada tutan bir ideoloji olmadığında, iç yağma etrafında birkaç saat daha kalabilmek için tüm böcekler ışığa doğru uçuyor. Halk sandıktan önce konuştu, amerikan doları, avrupa parası istiyorum dedi: onların dengelerini istiyorum. ekonomilk ve siyaseten intahar edenin, rahip rehin alıp işleri bozanın peşinden gitmeyeceğim, ne gerekiyorsa yapın! ben dolarımı sotaladım dedi. Sandık geldiğinde aklağım, yani iç yağmadan pay alabilmek için zorunlu üyelik dağıtan organize cehalet, dünyanın 6ıncı büyük siyasi örgütüne dönüşmüş bu yapının, iç yağmada birlik dışında bir ideolojisi olup olmadığı netleşecek;. muhalefetteyken organize kalabilecek mi? devlete soktuğu kadrolarını ideolojisi etrafında tutabilecek mi? yoksa öncülleri gibi, basın elinden gidip, sayıştay raporları ve saklanan deliller ortaya çıktığında, itirafçıların ifadeleriyle örgütlü cehalet tarihe mi gömülecek? Batı yeni düzene borç verecektir, ecevite de verdi 5 yıllık ürün karşılığı, yeni koalisyona da extend& pretend yapıp zaman tanıyacaktır. 1 yıldan kısa vadeli dış borçları çevirmek için ,ithalat üzerinden kesilen kdv.den fazlası bunun faizine ödeniyor. bu fotoğrafları basiretli bir yönetim batıya gösterecektir. Sandığa tekme gibi hayaller kuran escobar ekibi, burasının bir kaynak ülkesi olmadığını, başta duran şahsın sülale mirası etrafında birleşmiş feud'den gelmediğini veya askeri juntanın lideri olmadığını biliyor, bugüne kadar hep eze eze sandık ile lejitimizasyon sağlamış, güçle, mirasla gelip sandığı delil diye sunmamış ki? Yumuşak bir güç geçişi olacaktır. Oligarklar, üstlerine parkedilmiş devlet varlıklarını geri verecek ve 150 kere yasa değişmesine rağmen hala ihale suçlusu varsa, suçlular da yargılanacaktır. rahmetli çetin altan'ın dediği gibi; enseyi karartmayalım.
YanıtlaSilBakalım ne olacak?
SilYönetim kadrosu ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilerden oluştuğu için bırakın gelişmeyi, sürdürülmesi gereken normal faaliyetler bile aksıyor ve yüksek maliyetle yapılıyor. Yolsuzlukların önlenmesi ve liyakatli kadroların yönetime getirilmesi bir süre rahatlama sağlar. Sonra Ülkemiz için çok çalışmak ve üretmek dışında başka bir seçenek bulunmamaktadır. Ayrıca yeni yönetimin ekonomideki baskılama yerine, her alanda daha yüksek seviyede bir ekonomik denge tutturulacağı kanaatindeyim. Emeklerinize sağlık. Esenlikli günlerde görüşmek dileğiyle. Selamlar.
YanıtlaSilHocam ağzına sağlık...
YanıtlaSilSağ olun.
SilÇok garip bu duruma aldım Asım gelindi. Yirmi yol ülkeyi yöneten olmasaydı emin olun bundan daha iyisi olurdu. Birçok neden var.
YanıtlaSilEn büyük neden, seçilmiş atanmıştan daha değerlidir diyen ve tam tersi atama bakanlarla ülkeyi yönetenlerdir.
Liyakata önem vermemek, başarısız yöneticileri derhal görevden almamak, ihale ve hibeleri adaletli dağıtmamak verimliliği çok düşürdü.
Üzüm üzüme baka baka kararınca üretmeden kazanmak moda oldu…
Çalışanın gururu kırıldı…
Yani bugünkünden 4 kat daha iyi refahda olmamız gerekirken her ileri atılımı patinaja düşürdük. Geçmiş yıllara geçmiş olsun…
Değerli hocam seçimler 2. Tura kalırsa 1. Tur ile arasında kalan zamanda siyasi hedefle kurun serbest bırakılması ihtimali sizce ne kadar yüksek? Şu anda görevde olan bazı bürokratları tanıdığınızı düşünerek soruyorum. Teşekkürler şimdiden
YanıtlaSilHiç kimseyi tanımıyorum, tanıdıklarımı da tanıyamıyorum. Herkes yukarı bakıyor.
SilYine düzeltirse Erdoğan düzeltir hocam, millet muhalefete inanmıyor güvenmiyor. Bu durumda değişiklik zor gibi.
YanıtlaSilSorunu yaratan ve onun bir sorun olduğunu görmeyen kişilerin sorunu çözmesi çok düşük bir olasılıktır.
SilEinstein'a atfedilen bir söz var:'' Sorunu yaratandan sorunu çözmesini beklemek aptallıktır. '' gibi bir şey. Çok doğru! Adam faizi düşürmekle büyük bir iş başardığını sanıyor. Düşük faiz döşenmiş mayın gibi ekonomiyi tahrip etti.
SilBulunduğumuz durumu açıkça ortaya koyan çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
YanıtlaSilSağ olun.
SilPeki ben de soruyorum. Taşlar altına dönüşse ne değişir? O altını kim alır? Değeri kalır mı? Gerçek değer, çalışma ve uretimdir + verimlilik.
YanıtlaSilHocam şöyle bir şey var ki ülkenin vatandaşı bu yaşamı kendine reva görüyor. Dün konsol almak, telefon almak "lüks" iken, Bugün kahve almak "lüks", et almak "lüks" sayılırken yarın bir gün bir seviye daha düşeceğiz önce yumurta sonra makarna lüks olacak bugün kahve içenler suçlanırken yarın ekmek yiyenler suçlanacak dayılarda bahane değişmeyecek "ülkede sıkıntı yok sen lüks yaşıyorsun" :)
YanıtlaSilBu arada hocam size bir sorum olacak. Diyelim ki muhalefet kazandı, sizce bu enkaz devralma durumunda yeni hükümet vaat ettiği sosyal politikaları gerçekleştirebilir mi? Kaynaklar düzgün kullanılırsa bu vaatler gerçekçi mi yoksa her türlü hayal mi satılıyor.
Büyük ölçüde hayal.
SilBu güzel yazı için teşekkürler hocam. Kaleminize sağlık. Yazınızın son cümlenize atfen şunu da eklemek isterim. Fanatizm, güçsüzlerin ve kararsızların yüceltilebildiği tek irade biçimidir. Nietche. Ve maalesef, her şeye rağmen fanatiklerin oranı hâlâ çok yüksek. Saygılar.
YanıtlaSilBu saydığınız sorunları çözecek siyaset ise, bir önceki yazınızda bahsettiğiniz gibi populizme yani seçim rüşvetine alışmış bu halk varken hiçbir düzgün siyasetçi bu ortamdan çıkamaz. Yönetim hastalıklı, seçmen ahlaksızlığı, rüşveti yol bellemiş.
YanıtlaSilIklim değişiyor, Rusya'daki, Ukrayna'daki el değmemiş kamu arazilerini kiralayan akp yandaşı tüccarların ürettirdikleri ürünlerin vergisiz çoğu bölümunün iç pazara satıldığı sözde DIR (dahilde işleme rejmi) veya gümrük vergisini sıfırlayarak birileri zengin olurken, kırsaldaki halk açlığa mahkum edildiği için kentlere göç etmek zorunda kaldı. Çok yakında şimdi çalışabilen kırsaldaki nüfus biraz daha yaşlanınca hem iklim hem de sosyolojik yapı sebebiyle emek yoğun tarım ürünlerinde ciddi sıkıntılar başlayacak.
Fosil yakıt kullanımı azaldıkça yerine konulacak enerji türleri maliyet olarak çok daha fazla, yakın gelecekte de öyle kalmaya devam edecek.
Bu zamana kadar son 10 yılda 10 milyon üzerinde göç almışken, bir de yakında daha da hızlanacak olan göçler nasıl yönetilecek, nasıl ayakta kalınacak.
Bir de suriye-ırak kaynaklı her an başımıza açilabilecek büyük dertleri de öngörmek lazım.
Ekonomi dışında bunlar başta olmak üzere öyle sorunlar birikti ki, çocuklarımın yaşında olmayı hiç istemezdim.
n 2023 09:45
YanıtlaSilDEĞERLİ HOCAM;
öncelikle yazılarınız için çok teşekkürler. bir sorum olacaktı. bugün sayın korkut boratav'ın son yazısını okdum. orada dikkatimi çeken bir paragraf var. benim de karşı olduğum (hatta kızdığım) KKM ile ilgili.
şöyle yazıyor " Olası bir Millet İttifakı için en güvenli seçenek reel döviz kuru hedeflemesi olabilir. AKP’nin getirdiği KKM düzenlemesi araçlardan biri olarak korunmalıdır. Faizler bankalar- arası rekabete bırakılmalı; yükselmesi göze alınmalıdır. Depremin yarattığı zorunluluk ve emekçi sınıflarda yaygın yoksullaşma ise “gevşek” maliye politikalarını gerektiriyor." okuyunca çok şaşırdım. Kkm ile ilgili düşüncelerinizi bilmekle beraber korkut boratav’ın bu yorumu ile iligili
ACABA SİZİN YORUMUNUZ NE OLUR?
TEŞEKKÜRLER
Korkut Hocaya saygım büyük ama bu görüşüne katılmıyorum. KKM'nin devamı asıl sorun olan negatif faiz sorununun çözümünü göz ardı etmek demektir.
SilBenim doktora tez konum denge reel döviz kurları ile ilgiliydi (Fundamental Equilibrium Exchange Rates). Hiç de sevmemiştim bu konuyu aslında.
SilSayın hocam enflasyona olumsuz katkı yapan tüketicinin tercihi merak konusu
YanıtlaSilTüketici sadece kendisini korumaya çabalıyor.
SilHocam güzel tespitler için tesekkürler,populist politikaların sonu,bedava diye bişey yoktur,o bedava dogalgaza halkın sevinmekden ziyade tepki vermeye başladıgı gün düzeleceğiz.
YanıtlaSilBöyle bir tepkiyi bizim toplumdan beklemek zor. Rakip santrfora çalım atan kaleciyi alkışlayan bir toplumuz biz.
SilHocam, "hastalığın farkında olamazlar" çünkü bu öyle bir hastalık ki, alzheimer gibi. Anında unutuluyor yapılanlar.
YanıtlaSil:)
SilKıymetli hocam kaleminize emeğinize sağlık en anlamak istemeyen için bile çok faydalı ders gibi tespitleriniz için teşekkür ederiz zararın neresinden dönebilirsek toparlanma o kadar hızlı olacaktır
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilFanatiklik Sorununa toplum olarak çözüm bulamazsak Ahmet gider mehmet gelir. kimse işini iyi yapanı istemez.
YanıtlaSilFanatiklik sorununa çözüm bulabilmek için biat kültüründen çıkmamız lazım ki o da zor.
SilÜlkemin gerçek Entellektüeli Sn Hocam Mahfi Eğilmez en az 20 yıldır takip ediyorum.. kalemine teşekkür ederim 🙏
YanıtlaSilSüleyman Yakut
Estağfurullah, çok teşekkür ederim Süleyman Bey.
SilHocam sana söz yine baharlar gelicek.
YanıtlaSilhocam Borsa İstanbul için de bir yazı yazar mısınz ?
YanıtlaSilİnşallah. Ama ben duruma bakıyorum, verilen sözlere bakıyorum ve umudumu kaybetmesem bile kaybetmenin eşiğine geliyorum.
SilBu ülkede gerçekleri görüp yazan sizlerin olması bir umuttur, yarınlar için...
YanıtlaSilSağ olun.
SilMerhabalar Mahfi Bey
YanıtlaSilPeki hükümetin değişmesi gibi sonucu nasıl yorumlarsınız?
Teşekkürler
Verilen vaatlere bakınca umudum sarsılıyor açıkçası. Türkiye'nin durumu vaat verilecek gibi değil.
SilSUPER BIR ANLATIM , iyi ki varsiniz 👏
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam döktürmüşsünüz bu kadar basit ve etkileyici anlatım bravo yani.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilKaleminize sağlık hocam i
Sil100 yıl önce kurtarıcı gelen bir toplum akıllanmayıp aynı hataları tekrar ederse,bu kez bir kurtarıcı bulamaz.tarih ibret almayanlar için tekerrür eder ve bu kez çöküş kaçınılmaz bu ülke için.10 yıl mı sürer 20 mi bilmem.ama çıkış olmadığını ve çöküşün yıkılışın kaçınılmaz olduğunu iyi biliyorum.yazık oldu bu ülke için an kan alınteri döken milyonların emeklerine hiç umut yok benim nazarımda artık tek tesellim bu kaçınılmaz sonu hazırlayanlara asla destek olmadım ve iki cihanda da davacıyım zerresinden zirvesine
YanıtlaSilEvet maalesef. 100 yılda bu kadar geriye gidilir.
SilTürkiye 10 Kasım 1938'de çökmüştür lafı bence cok doğru.. Falih Rıfkı Atay'da atatürk muazzam bir nehir idi çorak arazide aktı gitti demişti ne kadar haklılar ..
SilCok dogru tespitler hocam "cikmayan candan umit kesilmez" mis ama can cikmis gibi.
YanıtlaSilSeçimi kazanan enkaz devralacak diyorduk. Demek ki enkazın da ötesinde bir felaket durum söz konusu. Buna sebebiyet verenlerin yargılanması lazım aslında. Ama siyasetçiler hesap vermezler, toplum da bunu kanıksamıştır. Gelecek iktidarın IMF'ye gitmekten başka çaresi yok gibi. Tabii IMF acı reçete değil bu sefer baldıran zehri içirecek bize. Küpünü dolduran yandaşlar için sorun değil de olan gariban vatandaşa olacak.
YanıtlaSilHocam yazılarınızı büyük bir merakla takip ediyorum. Yine çok güzel bir yazı kaleme alıp güncel durumu çok iyi özetlemişsiniz. Seçim sonucunda ne olursa olsun çok parlak bir gelecek görünmüyor. Bu sene üniversitede son dönemim umarım bir şeylerin değişmesine faydam olur.
YanıtlaSilSağ olun. Umarım dileğiniz yerine gelir.
SilHocam elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Seçim sonrası ortalığın karışacağı aşikar. Yani iktidara bir süre vermek lazım. Zira çok büyük bir enkazı kaldırmak durumunda kalacaklar. Yapısal reform diye tabir edilen iş ve işlemler yapılırsa yavaş da olsa toparlanırız.
YanıtlaSilHocam bu tesbite ne denir bilemiyorum ama bu ekonomik sıkıntıyı yaşayanlar bu iktidarı seçiyor acı olan gerçek bu
YanıtlaSilBakalım ne olacak?
SilÇok teşekkürler üstadım harika tesbit👏👏👏👏
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam tam bir ekonomik liyakat örneği yazı. Tebrik ederiz bizi bize tercüme ettiğiniz için.
YanıtlaSilBiz ne ise onunla yönetiliyoruz. Eğitimin 90 iq yagöre verildiği canım ülkemde ahlak ailede kalmamış ki gençlere sirayet etsin. Biz sadece muhtar ve bağımsız vekilleri seçebilen bir milletiz. Parti vaşkanlarının seçtiklerini seçmek zorunda bırakılıyoruz. Pandemi baskısı gibi hepimize demokrasi diye yutturulan monarşik düzende yönetiliyoruz. Ve bekliyoruz ki partilerin seçtikleri kişiler yönetime geldiler mi szin gibi liyakatlı binlerden birini yetkilendirsinler.
Bu menfaat ağında devletini düşünenler sayesinde yaşıyoruz vefakat sayı azalıyor. Kitlesel yönetimde liyakatı en çok olan şu anda partiler değil asker kaldı. Vücuttaki en iyi parazit gibi en az zarar vereni seçmek zorunda kalıyoruz.
Eskiden asker halkı böcek gibi görürdü şimdi depremde kışlasını halka açar oldu. Adına ahlakına yakışır mehmetçik oldu.
Benim öz fikrim o ki başkaca kimselerden malesef daha iyiler.liyakati getirecek olan ancak onlar görünüyorlar. Bunun dışında geriye bir tek savaş şartları kalıyor. Herkes başını eğip itaat zoruyla yönetilecek. Bu da hesap sormayı bilmeyen arjantin gibi toplumların kaderi.
Doğru tektir. Size tek de kalsanız doğruyla birlikte olduğunuz için teşekkür ediyorum.
Çok teşekkür ederim.
SilÜlkede iktidar değil milli ol(a)mayan muhalefet sorunu var. Chp’nin Pkk/Hdp ile yakınlığı, Atatürk Havaalanını kime vereceği sözü milli bir sorun. Bunlar çözülmeden ekonomik sorunlara gelemiyoruz. Otel ve restoranların doluluğu, ücretli İzmir otobanındaki trafik halkımızın hayat standardı sayılır artık.
YanıtlaSilSorunumuz sizin sorun diye sıraladıklarınız olsaydı biz bugün herkesin önünde olurduk. Bizim temel sorunumuz ülkeyi bu hale getirenin kim olduğunu bilmemek.
SilAdsız 22.08 Sn hocam bu zırvalayan yorumcuları (aslında Trol) yayınlamasanız olmaz mı? 22.08'i evire çevire dövmek geliyor içimden.
SilHocam 40 icin ne diyorsunuz.
YanıtlaSilO ne?
SilDolar kuru
Sil:)
SilŞunu mu anlayalım Hocam yazdıklarınızdan.
YanıtlaSilDaha önceki krizler benzetme yapılırsa:
Biri kalp krizi.
Diğeri karaciğer yetmezliği (iflası).
Birisi de Beyin kanaması.
Seçimden sonra 3 ü bir arada yaşanabilir bu durum ve müdahale edecek doktorun bu ani hastalıklara müdahale edecek kadar kabiliyeti var mı kısa zamanda göreceğiz. Anlamımı çıkardım. Kaleminize sağlık. Saygılar Hocam.
Aşağı yukarı.
SilHocam, "the day after" tadında bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilBir ülke için siyasal islâm tarafından yönetilmekten daha büyük felaket yoktur, eğer 15 Mayıs'ta bu tufeyli rejimi tüm unsurları ile sırtımızdan atmış şekilde uyanırsak gerisi çocuk oyuncağıdır...
Teşekkürler. Umur her zaman vardır ama ben sizin kadar iyimser değilim.
SilBir yazında siyasi islama laf etmesen yazını bitiremeyeceksin :) Avrupa ve abd de din ve siyaset pekala var hatta parti isimlerinde bile geçiyor. Aramızdaki fark eğitim düzeyi. Sorgulayamayan nesiller malesef bizde dezavantaj oluşturuyor.
SilHocam, ülkeyi yok etmeye yeminli bir ekip şu aralar son bir gayretle harıl harıl çalışıyor. MB dövizleri bitti, şimdi altınları satıyorlar bildiğiniz gibi. Bir yandan da iktidardan gittiklerinde işleri düzeltmeyi zorlaştırmak için gerekli her türlü legal-illegal girişimde bulunuyorlar. Bunlardan kurtulduğumuzda öyle rahatlayacağız ki kalan her şey gözümüze çok kolay görünecek bence. Yoksa elbette yapılacaklar çok ve zor ama bunlardan kurtulmadan hiçbirine başlamak mümkün değil...
SilAdsız 05:18, Dini kuralların hem siyaseti hem sosyal yaşamı hem de tüm devlet kurumlarını domine ettiği tek bir batılı ülke göstersene bana. O bahsettiğin ülkelerin hangisinde sosyal yaşam dini kurallara göre düzenleniyor ya da bizde olduğu gibi düzenlenmeye çalışılıyor? Hangisinde devleti yönetenler halkın kendileri gibi inanmayan, düşünmeyen kesimlerini düşman olarak algılıyor, hakaretler edip cezalandırmaya, hatta yok etmeye çalışıyor? Hangisinde yöneticiler kendi ülkelerini dini kurallara kayıtsız şartsız uyulmadığı için darülharp kabul ediyor ve yağmayı kendilerine hak görüyorlar?
SilSiyasal islâmı batıdaki din soslu partilerle kıyaslamak sorunu hafife almak, görmezden gelmekten başka anlam taşımaz...
Hocam elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler.
Sil''toplumun önemli bir bölümü fanatiklik denilen çok ciddi bir hastalığın pençesinde bulunuyor.'' son cümleyi okudum ve malesef karamsarlığım iyice artı, korkunç cahil bindirilmiş bir toplum var dışarda! işimiz zor!
YanıtlaSilHocam bu kadar gerçekçilik açıkçası can sıkıyor. Yazdıklarınız bir bir yaşanan gerçekler. Benim endişem ise seçimden sonra kim gelirse gelsin halkın daha fazla gevşeyerek bir günde refaha kavuştuk ruh haliyle harcamaya ve biriktirmeye devam edecek olması
YanıtlaSilHocam muhalefet seçimleri kazanırsa bu durum tersine dönebilir mi? Kadroları sağlam ve güven veren cinsten.
YanıtlaSilNe yapacakları çok önemli. Bakacağız. İlk 15 günde gidilin yönü anlaşılır.
SilMuhalefet kadroları mı yeterli güvenilir? Güleyim ama neremle
SilHocam selamlar. Her yazınızı keyifle ibretle bilgilenerek okuyoruz. Emeklerinize sağlık. Olası bir kur riskinde özel bankaların durumu nasıl olur. Teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun. Ciddi sıkıntı olur.
SilHastalığın farkında olmamak demenize rağmen tüm bunların gayet de bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Bir kere vatandaş zaten kimsenin umurunda değil. Kim gelirse gelsin gelecek yönetimler bu enkazı kolay kolay kaldıramayacak, ellerine yüzlerine bulaştıracaklar. Enkazın müsebbibleri ise "biz demiştik" diyecekler ve onlara inanan milyonlar olacak.
YanıtlaSilHocam en kısa özetle hap gibi anlatmışsınız. Teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilDin tüccarlığı yap(a)mayan kitleler yapanların önüne geçer. teknoloji 20 yıldır bizim lehimize (yoksa yüzyıl daha dibine kadar din tüccarlığı ve oy devşirmesi yapardık). 20 şer yıllık aralıklarla geri kaldığımız kitlelere yetişip geçeceğiz ne konuşursak konuşalım boş. biz ne yaparsak yapalım ne kadar geriye götürmek istersek isteyelim 40 yıl sonra torunlarımız bambaşka ileri bir Türkiye görecek karamsarlığa gerek yok
YanıtlaSil40 yıl önce biz de böyle diyorduk.
SilHocam kaleminize sağlık. 20li yaşların sonlarında İstanbul’da yalnız başına geçinmeye çalışan ‘maaşlı çalışan’ bir gence tavsiyeleriniz neler olur?
YanıtlaSilMutlaka kendi konunuz dışında farklı alanlarda bir şeyler öğrenmeye ve kendiniz birkaç alanda geliştirmeye çalışın.
SilSayın Hocam çok teşekkürler yazınız için. Konudan bağımsız bir soru olacak ta cevaplarsanız sevinirim son zamanlarda kafamı kurcalıyor. Amerikanın en büyük borç finansmancısı çin (kaynağa göre 121.569.926.666.666T$ borç )son zamanlarda iyice yükseliyor Çinde bu borçlara güvenip gövde gösterisi yapıyor. Eğer ABD de kriz çıkıp dolar değer kaybederse ABD Çin ve diğer ülkelere borçlarını aynı dolarla öderse bu işten çok karlı cıkıyor. Bu işte bir bit yeniği yokmu ABD finansal terörizm yoluyla borçlarını bedavadan kurtaramazmı resesyon kesinken 2024-2026 arası bir kriz çıkarsa Çin heralde o parayla anca 100 tank alır hanesine. Kendi bilgilerinize göre yorumlarmısınız bu kadar basit birşeyi ben görüyorsam sıkıntı vardır dedim detaylarını anlatırsanız çok mutlu olurum. İyi Akşamlar dilerim
YanıtlaSilGelecek tahmin edilemez bir durumda bu dönemde. Çünkü her şey normalin dışına çıktı, kimin ne yapacağı belli değil.
SilSovereign Çİn, ve merkezden garantisiz borçlanmış 31 tane yerel yönetimlerin (Local Government Financing Vehicles (LGFVs) toplam borcu $9.5 trln civarında, yani Çin Gayri sahif milli hasılasının 2.5 katı, yani %250.. amerika $31 trln ile rekor borçlu olsa da, bunun içerisinde çin'i alacağı kısım sadece $0,9trln.. esas sorun amerika ile çin arasında değil, ingliz ve EU kökenli bankacılığın çinden olan alacakları o kadar çok ki, çin'in ödememe tehdidi halinde bu ekonomiler çöküyor. referans para sahibi ülke olarak amerika'nın kendisine çeki düzen vermesi elbet gerekiyor, ama onlarca yıl önce bir treasury bürokratının söylediği gibi "dolar is our money, but your problem". ABD.nin swift'i, bankacılığın gönüllü sistemini, bir silah olarak kullanması, bunun gücünü azaltmadı. hala hukukun üstünlüğü ve vadeli sözleşmelerin yerine getirileceğinin tek güvencesi CME, Nasdaq, NYSE gibi pazar ortamları. Bunlara eşit bir yapı sağlayıncaya kadar da, otokratların birlikteliğinden doğan pazarlar veya para transfer sistemleri güven vermeyecek. Çin, zorunlu olarak dünya üzerinde "lender of last resort" şeklinde bir fonksiyona itildi. Ki, fikri hak hırsızlığı ile sağladığı üretim kapasitesiyle, dünyaya ucuza mal ve hizmet vermeye devam edecekse, müşterilerine destek olmak zorunda. Bunu yaparken ülkelere imzalattığı sözleşmelerin, batı emperyal sözleşmelerinden daha hafif olmadığını da belirtmek lazım. global south ve zenginler sınıfı kamplaşıyor. 14 mayısta ülkemizin yapacağı tercih biraz da hangi kampı seçtiğimizi gösterecek. uygur müslümanları jenoside uğradı dediğimizde batıyla kalmak istediğimizi belirttik. ilk turnesol testi o idi. diğerlerinde de, gelecek hükümet geçerse haklı tarafta kalırız umarım.
SilMahdut, yine edebiyat yaparak ekonominin düzeleceğini düşünüyor . Verilen vaatlerin yerine gelmesi durumunda ülkede Enflasyon %200 üstü olur. Net.
YanıtlaSil6lı masa, bu durumda 1 seneye dağılır ve 2024 yazında erken seçime gidilir.Vatandaş, enflasyon düşsün diye iktidarı değiştirecek. Kılıçdaroğlu durup durup vaad yağdırıyor.
Kimden alınacak vergiyle yapacak bunları?
Sadece Mahfi hoca durumun ciddiyetinin farkında. Mahdut bile, Reis gidince herşeyin düzeleceğine inanmış.. Uyanın, muhalefet ,verdiği vaadlerle ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Eğer Kılıçdaroğlu durdurulmazsa,2001den beter oluruz. İmf bile bizi kurtaramaz. Kılıçdaroğlunu destekleyeceğiz o ayrı konu. Ama enflasyon düşürülmezse, millet ittifakı, bir daha rüyasında bile göremez iktidarı. Kılıçdaroğlu artık muhalefet partisi ağzıyla konuşmayı bırakmalı ve amacı, enflasyonu düşürmek olan devlet başkanı gibi konuşmalı.
Zaten Tcmb bağımsız olursa para basmayacak ve iktidara , verdiğiniz vaadlerin parasını gidin piyasadan bulun diyecek ve Dibs faizleri bu durumda %300 e çıkacak. Tıpkı 2001 yılında olduğu gibi.
Eytden sonra emekli/çalışan oranı 1/1.5 a indi. Bu bile bizi nasıl bir felaketin beklediğinin göstergesidir.
Adsız 00:13
SilBu iktidar gidince her şey düzelmeyecek ama gitmezlerse hiçbir şey düzelmeye başlamayacak, hatta bin beter olacak. Muhalefet verdiği vaatlerle ülkeyi uçuruma sürüklüyor buyurmuşsun da iktidarın icraatlarıyla ülkeyi çoktan uçurumdan aşağı attığından hiç söz etmiyorsun. Bu iktidar tekrar seçilirse neler olacağını, milletin başına neler geleceğini ve bugünleri mumla arayacak halimizin bile kalmayacağını göremiyorsan zaten yazılacak bir şey yok...
Yabancılara konut satışını da yasaklayacakmış. Ülke ekonomisine vereceği zarar, yıllık 135 milyar Tl. Ayrıca konutlar satılmayınca, kiralanacak konut sayısı artmaz ve kiralar yükselir.
SilAyrıca tweet attı 500milyar faiz ödeyeceğiz, 150 milyar kkm tazminatı ödeyeceğiz dedi.(Güzel 1-2 ay önce kkm faizini ödemem demişti şimdi çark etmiş. Olumlu)Faiz ödeyeceğiz dedikten sonra, Son cümlesini okumadan önce herhalde tasarruf edeceğiz diyecek diye düşündüm.
Yatırımları arttıracağız dedi. Yani ülkeyi daha da borçlandırıp, daha çok faiz ödeceteceğim dedi. Çocuklarımıza torunlarımıza yazık.
Mahfi bey. Uzun senelerdir yazilarinizi Amerika’dan begenerek takip ediyorum. Simdiye kadar hic yorum yazmadim ama bu yaziniz on numara bir tesbit olmus. Akliniza, elinize ve emeginize saglik. Tesekkurler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sevgiler
Sil1-En büyük sorun halkın barınma sorunu halkın %42 si kiracı zor şartlar altında kiralarını ödiyemiyorlar ilk evim için toki ye 8 milyon kişi başvurdu ve 6.5 milyon kentsel dönüşüm ihtiyacı var toplam 14.5 milyon konut lazım.Cumhurbaşkanı adaylarının hiçbiri bunu çözecek bir yöntem anlatmadı
YanıtlaSil2-13 milyon sığınmacı olduğu söyleniyor ve doğurganlık oranları halkımızın 3 misli bu ortam devam ederse bir kuşak sonra sığınmacılar çoğunluk olacaklar biz azınlık olacağız
Bu konuda sadece Sinan Oğan Almanya kaçak ülkeye girenlere ne yapıyorsa bizde onu yapacağız diyor Almanya sınır dışı yapıyorum diyor ama yapmıyor sigortasız ucuz işçi olarak çalışmaları işlerine geliyor sonuç kötü durumumuz gittikçe kötüleşecek Allah yardımcımız olsun diyorum.
Merhabalar hocam,
YanıtlaSilEmeğiniz için teşekkür ederiz öncelikle. Seçimleri muhalefetin kazandığını düşünür ve hukuk, ekonomi alanında bilimsel gerçekleri uygulamasıyla ekonomide neler bekleyebiliriz?
Faizlerin arttırılması sonucu işsizlik artması, büyümenin düşmesi vs. gibi sonuçları ne olur? Böyle bir durumda emlak, otomobil gibi araçların fiyatlarında beklentiniz ne olur acaba?
Teşekkürler,
Sevgiler ve saygılar.
Teşekkür ederim.
SilBu dedikleriniz olursa toparlanma başlar. Faizleri hemen enflasyon düzeyine çıkarmak gerekmiyor. Bu dedikleriniz yapılırsa faizleri birkaç puan artırıp artırmaya ilerleyen dönemlerde devam edileceği açıklaması yapılması görünümü değiştirebilir.
Kaleminize sağlık Mahfi Bey. Sayenizde tabloyu net bir şekilde görebildik. Ben yine de olası bir iktidar değişiminde havanın şekil değiştireceğine inanıyorum. Hatırlarsanız Albayrak'ın istifası sonrası Türk Lirası %10 kadar değer kazanmıştı Maliye Bakanlığı koltuğu boş kaldığı sürece. Kronik birçok sorun olsa da bence Türkiye ekonomisine en büyük kickstart'ı verecek şey yeniden güven kazanımı, ki ben bunun çok hızlı gerçekleşeceğini düşünüyorum Millet İttifakı iktidarında.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHaklısınız. Normal bir ülkede Maliye Bakanı istifa ederse para değer kaybeder ama bizde tersi olmuştu. Güven çok önemli.
"Allah" de, gerisini düşünme Mahfi hoca...
YanıtlaSilBuraya öyle geldik.
SilEğitim, işbirliği ve dayanışma, doğru liderlik ve yönetim, sürdürülebilir kalkınma ve insan haklarına saygı gibi faktörlerin birleşimi, krizlere ve sorunlara karşı etkili önlemler alınmasına yardımcı olabilir.
YanıtlaSilİlk önce insan ne doğru neyin hakkı olduğunu bilecek buna da uyacak, sonra bu toplum doğru siyasetçiyi ve doğru yönetimi çıkarır inşallah... ötesi hep aynı şeyleri yaşatacak.
YanıtlaSilSizi tam yetkiyle ekonomi bakanı yapsalardı ilk işiniz ne olurdu?
YanıtlaSilBöyle bir şey mümkün değil. Türk siyaseti buna uygun değil.
SilBuradaki şakşakçılar sizi de rahatsız etmiyor mu hocam? Ya da tarafsızlığınıza gölge düşürmüyor mu? Tarafsızsanız tabi..
YanıtlaSilHakaret, küfür ve fanatiklik içermeyen her yorumu yayınlıyorum. Bir insanın bir yazıyı beğenmesi şakşakçılık değil. Benim yazımı beğenmelerinin onlara bir yararı yok. Şakşakçılık, bir menfaat beklentisiyle yapılır, bu şekilde değil.
SilTarafsızlığıma gelince, gerçekten yanayım o konuda tarafım. Yalana, uydurmaya, toplumu kandırmaya karşı tarafsız olamam.
Sayın Eğilmez, devamlı yazdığınız gibi yığınla sorunlarımız var. Her kesime göre sorunlarımız çok farklı. Müşterek sorunlarımız ise yok gibi, çok az. Bana göre bol yer altı zenginliklerimiz de bulunsa, zengin Arap Ülkeleri gibi, Halka devamlı hiç çalışmadan bol para dağıtılsa, sorunlarımız azalmayacak, bence daha fazla artacak. Uzun süredir, kurnazlığa, uyanıklığa, sahtekarlığa, yalancılığa, torpillere, göz boyamalara alışmışız. Dürüstlüğe, Erdemliliğe, Fazilete, salaklık diye bakıyoruz. Devlet anlayışımız, arazilerimiz, gelirlerimiz hep Hükümetindir, ona yetki vermişiz, istediği gibi harcar, kanunlara, Anayasaya ister uyar, ister uymaz şeklindedir. Sizin devamlı belirttiğiniz reformlara bence önce : Devlet Memuru anlayışı "Kamu Memuru" anlayışı ile değiştirilmelidir. Polisler, Devlet Memurları Halkın Amiri değildirler. Seçimlerde Millet Vekili adayları önümüze konulan listelere göre bize seçtirilmemelidir. Bu Listeler Halk tarafından yapılmalıdır, yani ön seçimle bizzat Halk tarafından yapılmalıdır. Bence yapısal reformlar, her şeyden önce bunlar olmalıdır. Ne dersiniz ?
YanıtlaSilBunlar çok önemli tabii. Bakalım nasıl düzelecek. Düzelecekse tabii.
SilSayin hocam, güzel aydinlatici yaziniz icin cok tesekkür ederim, yazilarinizi sürekli okuyorum,hepsinde cok degerli bilgiler var. Yazinizdaki krizlerin hepsini yasadim sayin hocam. Bence en büyük fark o zaman özgürlük vardi, gazeteler, tv ( 1980 24 Ocak da tek kanal vardi) istediklerini rahatca yazabiliyorlardi, hatta TÜSIAD 1979 da gazetelere sayfa sayfa ilanlar verip hükümeti elestirebiliyordu. Böylelikle halk icinde bulunulan durum hakkinda bilgi sahibiydi, simdi ise maalesef degil. Hatta ellerindeki resmi istatistiki veriler de dogru olmadigi icin, yönetenler de durumun farkinda degiller. Saygilar.
YanıtlaSilEn büyük beklentimiz demokrasinin gereği olan özgürlüklere yeniden kavuşmak.
SilHocam muhalefet kazanır ve KKMden dönerse; KKM faiz değil helal diyerek para yatıranlar paralarını geri çektiğinde neler olur?
YanıtlaSilKKM faiz değil helal paradır diyen varsa onları ikna etmek için başka yollar bulunur merak etmeyin.
SilKaleminize saglik hocam. Cok dogru yazmissiniz. Ne yazik ki gerceklerden uzak yasayan bir Turkiye var. Muhalefetin bile olayin vehametinin tam olarak farkinda oldugunu dusunmuyorum. Hani belki cekilip tamam hadi bir donem daha yonet deseler bir iki sene sonra cikip bak cekildik ne oldu diyebileceklerinin farkinda bile degiller. Her ne kadar bu krizi teget gecirtecek cozum onerileri olsa da hicbiri kisa vadede rahat bir gelecek onermiyor ve hicbiri kolay degil. Umarim iyi gider. Ama daha cesur kalemlere ihtiyacimiz var kesinlikle. Gerci okuyan kim :(
YanıtlaSilMahfi bey Merhaba,
YanıtlaSilellerinize sağlık güzel ve değerli yazı.
Şimdi Ekonomi eğitimi aldığım dönemlerde; hatırlatma önce pratik yaptım sonra teoriyi okudum!!!!; bir fıkra dikkatimi çekti, belki sizde bilirsiniz:
Bir muhteremin vakti dolmuş ve Melek bu kişinin canını almaya gelmiş. Muhtereme: " Sana gideceğin her iki mekanı da göstereceğim ve SEÇİMini kendin yapacaksın, yani sonra nereye gitmek istersen oraya seni yerleştireceğim." der.
ÖNCE bu vatandaşımızı Ceheneme götürmüş: Bakmış her tarafta Saz Oyun Kızlar eğlenceler had safhada, çok cazip görünmüş.
SONRA bu zatı Cennete götürmüş: Her yer yeşillik, sesizlik, Kuş cıvıltıları, Okuyan ibadet eden insanlar (Sanki Üniversite Kütüphanesi!!!!).
Melek şöyle demiş: "Zatı Alinize iki gidebileceğiniz yerleri gösterdim, şimdi KARAR ver. Nereye yerleştireyim seni?"
Kişi şöyle demiş: "Melek efendi, Cennet çok güzel ama sessiz sakin lakin Cehennem bana daha cazip geliyor, Eğlence,Kızlar, Yeme İçme vs. Müsait olursa beni Cehennemde indir demiş."
Tabii demiş Melek ve Kişiyi hemen Cehenneme bırakmış.
Başlarda Cehennem pek sıcak ve eğlenceli imiş ancak belli bir zaman sonra, Zebaniler ortaya çıkmaya başlamış ve Kişiye Cehennem işkenceleri tatdırmışlar.
Muhterem feryad etmiş: "Melek Melek ". Melek hemen gelmiş, "Hayırdır ne oldu", demiş, "Melek arkadaş", demiş Muhterem "sen bana gösterdiğin ile gerçek arasında dağlar kadar fark var. Sen beni kandırdın ya Melek" demiş.
Bu arada arka planda Şeytanlar sıralanmış ve tek ağızdan:"REKLAM REKLAM " diye senkronize bir şekilde Muhteremi aydınlatmışlar.
Selamlar,
Şenol.
:)
SilKelimeler sihirli güzel kullanılmış daha önce de dar gelirliler eziliyordu şimdi de çözüm nedir ben alın teri ile kazanacağım sonra birileri gelecek bir gecede bütün emeğimi çalacak bu sarmaldan nasıl kurtulacağız ondan haber ver
YanıtlaSilBu blogda Yapısal Reformlar üzerine en az beş yazım var, ayrıca Yapısal Reformlar ve Türkiye başlıklı bir de kitabım var. Zahmet edip onları okuyabilirseniz bu sarmaldan nasıl kurtulacağımıza ilişkin görüşlerimi bütün ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz. Ama peşinen söyleyeyim öyle hop diye kurtuluş yok. Bu duruma gelmemiz 20 yılda oldu. Bir yılda buradan çıkış yok.
SilHocam çöktüm resmen bunalıma girdim
YanıtlaSilUmarım hep birlikte ayağa kalkabiliriz.
SilTünelin sonundaki ışığı görelim gerekirse alyansımı bağışlamaya razıyım ülkeme
YanıtlaSilDüzelir hocam biraz yokluk çekeriz biraz fazla çalışırız düzeltiriz illaki bizim en büyük problemimiz siyasilerin bir noktadan sonra yetersizliği kabul edememeleri (parti fark etmez) ve seçmenin yazınızda da belirttiğiniz gibi fanatikliği bizi hep uçuruma itmiştir. Alman iş ahlakını siyasetini (sözde onlar dinsiz) alıp benimsemedikten sonra her 30 yılda aynı senaryo gerçekleşecek.
YanıtlaSilSiyasilerden daha çok bunları isteyen halk sorumludur.
SilEn büyük ihtiyaç yapılsal reformların hızla yapılması. Ancak meclis aritmetiği bu reformların hayata geçirilmesinde kritik belirleyici olacak. Yapısal reformları hayata geçiremeyecek bir meclis aritmetiği bizi erkenden yeni bir seçime götürür. Bu ise sorunlarımızın yükünü misliyle arttırır.
YanıtlaSilhocam yorumlarınıza sağlık gerçekten aydınlatıcı fakat anlayamadığım biz bunları okurken hiç bir siyasetçi ayırt etmeden söylüyorum bu durumun farkında değillermi nasıl bu işin içinden çıkarız diye hiç mücadele vereni görmedimki her iki kanattada gerçekten bir mucize olacagına mı inanıyorlar benim tek korkum dünya savaşlarının sebebi hep ekonomik olmuştur digerleri bahane olmuştur bu işin sonu inşallah öyle olmaz sağolun hocam
YanıtlaSilToplumun yüzde ellisi popülizm isterse siyasetçi de popülizm yapar.
SilÇok güzel anlatmışsınız hocam. Türkiye’nin sizin gibi aydın insanlara çok ihtiyacı var ama daha da önemlisi sizin gibi aydın insanların anlattığı şeyleri az da olsa anlayacak kapasiteye sahip bir halk bilincine daha çok ihtiyaç var. Dilerim ülkemin insanının bu cehaletten çıktığını ölmeden görmek nasip olur. Saygılar emeğinize sağlık
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam, biz sizden feyz alarak umudumuzu diri tutuyorduk. Sizi çok karamsar buldum. Yapmayın hocam. En azından önümüzde, çok yakın zamanda bir umut ışığı var. Bir seçim var. Bu bile önemlidir bence. Ayrıca işbu yazınızla bir önceki yazınıza belirttiğiniz üzere şuan içinde bulunduğumuz kriz diğerlerine benzemiyor. Bir sürecin sonunda asıl maliyet çıkacak. Dolayısıyla halkın şuan duyarsız olmasını da normal karşılamak lazım. Umudumuzu yitirmeyelim. Gerek kamuda gerekse de özel sektörde yeterli bilgi birikimine sahip ahlaklı insanımız var. Bunlar özetle uygar düşünce dediğimiz sebep sonuç ilişkisiyle düşünen, hatayı başka yerde aramayan akılcı insanlar. Bu düşünce sistemini, insan kaynağını da cumhuriyete borçlu olduğumuzu da hatırlatmak isterim. Sonuç itibariyle hakikaten umutsuzluğa kapılmayalım.
YanıtlaSilBu bir karamsarlık yazısı değil bu gerçek durumu ortay koyan bir yazı.
SilMahfi Bey,
YanıtlaSil25 yaşında yeni mezun bir doktorum. Bu krizi ben açıkçası bir Z kuşağı krizine benzetiyorum. Zira arkadaşlarımın hepsinde aynı beklenti var. Hayat ne kadar zor olursa olsun hep bir mucize beklentisi içindeler. Okuyanından okumayanına bir yerden bir şekilde zengin olmayı bekliyorlar. Kripto, borsa, kumar... Eski nesillerin aksine çalışmak yerine bir şekilde bir yerden zengin olacakları ümidiyle yaşıyorlar ve ne kadar kaybederlerse kaybetsinler durmuyorlar. Bunda ne yazık ki artık çalışarak bir şeye sahip olmanın çok zor olmasının etkisi de var. Kendi ebeveynlerimize baktığımızda memur maaşıyla çalışan bir çift eskiden rahat bir şekilde ev-araba alabilirken artık ben kendi maaşımla bile bir ev alamıyorum araba belki alırım. Bu krizin ben kendi jenerasyonumla çözülebileceğine inanmıyorum. Zira emek veren/çabalayan insanlar taşlanırken sürekli olarak hızlıca zengin olmuş insanlar öne çıkartılıp rol model olarak alınıyor. Şu anki gençlerin kaç tanesinin rol modeli Aziz Sancar, Uğur Şahin veya Özlem Türeci ki? Türkiye'nin bu krizden kısa dönemde çıkamayacağını düşünüyorum zira düşünme şeklimiz hastalıklı ve bu ancak eğitimle düzeltilebilir. O da yıllar isteyen bir süreç.
Mutlu yarınlarda buluşmak üzere.
-Sizi seven bir okurunuz
çok teşekkür ederim. Umarım dileğiniz yerine gelir.
SilAcaba yaşlanıyor oluşunuzun bu kadar kötümser bir yazı yazmış olmanıza bir etkisi var mıdır?
YanıtlaSilYanlış anlamayın lütfen, daha genç bir yaşta olsaydınız yine aynı kötümser düzeyde mi olurdunuz?
Sevgili kardeşim bu kötümser bir yazı değil bu sadece gerçekleri ortaya koyan bir yazı. Gerçekleri kötümserlik olarak algıladığımız sürece buradan çıkamayız.
SilMahfi bey sizi yönlendirmek istemem (haddime de değil).
YanıtlaSilEğer böyle karamsar yazılar yazmaya devam ederseniz, "Mahfi bey gizli AK PARTİci mi oldu?" diye fısıltılar da ortaya çıkabilir. "Aslında Mahfi hoca da RTE gitmesin istiyor ama dili varmıyor." gibi fısıltılar.
Biliyorsunuz; söylenenleri, beyanları, yazılanları eğip-bükerek karakter kumpasları kuran pek çok insan var bu memlekette!
Hiç sorun değil gerçekleri konuşan insanlar bu ülkede damgalanmaya, kenara itilmeye, kovulmaya alışıktır. Biz gerçekleri anlatalım da kim ne zannederse zannetsin.
SilHocam, bilgi ve tecrübenize ihtiyacımız var. Lütfen siyasete yakın olun…
YanıtlaSilSadece yol göstermek çerçevesinde yakınım zaten. Ama ben bu yalan dolanın içine giremem.
SilMahfi Bey uzun yıllardır yazılarınızı ve görüşlerinizi takip ediyorum. Büyük saygım ve sevgim var. Her fikrinizi anlayacak teknik bilgiye sahip olmasam da güvenim tam.
YanıtlaSilBir konuda "Balık baştan kokar" fikrine oldum olası mesafeliyim. Elbette hükümetlerin ve siyasilerin hatalı kararlarının gelinen noktada büyük payı var. Ancak ben daha tabanda yani halkın alışkanlıklarında ciddi problemler görüyorum. Sonuçta yönetim kadrolarına seçtiklerimiz bu halkın içinden geliyorlar. Demem o ki
Bizim halkın kendi içinde demokrasi var mı? Adalet var mı? Hukuk var mı? Saygı, Sevgi, Liyakat var mı? Kendi parasına güvenmeyen, üretmeyen, çalışmak istemeyen, kurnazlıklar işlerini yürüten ve bunu öven bir halk.
Sonucun ne olmasını bekliyoruz ki? Sizin fikirlerinizin genel olarak yönetim kademesine eleştiri olduğunu biliyorum. Ancak halkın da artık sorumluluk alması gerekmiyor mu?
Sevgili Tezcanlı, sağ olun var olun. Elbette halkın gerçekleri görüp sorumluluk alması gerekiyor ama çok çeşitli engeller var. Gerçeği görmeleri engelleniyor.
SilHerkes günün sonunda alınterini alır.
YanıtlaSilKeşke öyle olsa. Alın terinin çok ötesini alan o kadar çok insan v ar ki.
SilDeğerli üstad, sizin verilerinizi de kullanarak çeşitli mecralarda, fanatik dediğiniz isimli isimsiz kişiler ile yazışıyorum. Maalesef kimlikler öylesine aklın önüne geçmiş durumda ki, önce "mal", giderek ikna edici olmaya başlayınca "aç kalır ama hainlere fırsat vermeyiz" çizgisinde seyir ediyoruz.
YanıtlaSilSeçim sonrası için kim kazanırsa kazansın gündem zor çünkü seçim cennet değil cehennem kapıları kapanacak mı kapanmayacak mı seçimi. Endişem halk desteği gerekecek politikaların uygulaması sırasında kontrolü altında olan hem kurumlar hem de iletişim kanallarının pasif agresif tavırları olacak. 53 yıllık ömrümde bu kadar komşunun komşuya düşman olduğu bir dönem hatırlamıyorum.
Ben sizden 20 yaş büyüğüm ben de hatırlamıyorum.
Silhocam bu durumda tüketici bir toplum olarak ,bireyler için ne gibi önerileriniz var , ne yapıp bu durumu bir an önce toparlayabiliriz ?
YanıtlaSilSiyaset böyle gittiği sürece birey olarak yapabileceğimiz fazlaca bir şey yok.
SilBorçlara, bilançoda görünmeyen garantileri de (ne kadar olduğunu kimse bilmiyor) katarsak durum gerçekten çok vahim hocam.
YanıtlaSilEvet, ben sadece görünenleri anlattım. Buzdağının altında neler olduğunu bir ihtimal seçimden sonra öğreneceğiz.
SilYazınızda sıraladığınız sorunlar buzdağının görünen tarafı..Acil ekonomik ve siyasal tedbirler alınmazsa normal hale gelmek imkânsız olabilir. Üretim seferberliği ve yapısal reformlar ivedi uygulanmalıdır.. Yazınız için sağolunuz...
YanıtlaSilÇok doğru, teşekkürler.
SilŞeytan Tanrıya sorar ;
YanıtlaSilİnsanlarla tek tek uğraşmaktan hem bıktım, hem de yoruldum.
Topluca isyan ettirmek için ne yapmalıyım.
Tanrı cevap verir ;
Ayak takımını baş, baş takımı ayak yap.
Liyakatsizleri iş başına getir.
Sil😈👍
SilYıllarca tarih kitabı ve makaleler okudum. Devletlerin sonunu getiren felaketler ;
Sil1.Kıtlık
2.Salgın hastalıklar
3.Uzun süren savaşlar
5.Paranın değer kaybı
6.Vergi çeşitliliğinin ve oranların artması
7.Okyanus seviyesinin artması
8.Din, Tarikat v.b. oluşumların artması
9.Kayıt dışı ekonomi ve sosyoloji
10. Göç
11.Paranın toplumun bir kesiminde toplanması
Yorum veya ekleme yapmanızı isterdim. Saygılar.
SilHocam en büyük krizi en sonda belirtmişsiniz, tüm kötülüklerin anası cehalet (fanatiklik).
YanıtlaSilBu, bizde çok yaygın.
SilHocam, vatandaş kendini korumak için nasıl tedbir alabilir?
YanıtlaSilHocam sizce geçen yıl yaşadığımız kadar büyük bir enflasyon daha yaşar mıyız?
YanıtlaSilEğer gerekenleri yapmaz böyle gidersek yaşarız.
SilHocam güzel yazınız için teşekkürler. Hazine'nin geçen haftaki borçlanmasında ortalama yıllık birleşik gerçekleşen faiz değeri %17.71, Merkez Bankası'nın politika faizi %8.5. Bankalar Merkez Bankası'ndan bu faizle borçlanıp hazineden kağıt satın alabiliyor mu? Öyleyse devlet bedavaya para dağıtmış olmaz mı?
YanıtlaSilAlgılayamadığım şu, İnsanlar kendi harcama eğilimleri ve gelirlerinden bu sıkıntıyı nasıl anlayamıyorlar. Herkes borsa, kripto parada elinde ne varsa harcıyor, deliler gibi kredi çekiyorlar. İnsanlar bunun sebebini ve sürdürülemeyeceğini anlıyorlar diye düşünüyorum.
YanıtlaSilMahfi Bey 20 senedir her seçimden önce yaptığınız gibi yine felaket tellalığı yapmışsınız. Siz battık dedikçe memleket ileri gidiyor. Yine battık dediğinize göre demek ki doğru yoldayız.
YanıtlaSilKimisi bakar, kimisi görür gören gözünüz eksik olmasın hiç bir zaman bu toplumda güzel eğitmen , güzel insan.
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam, çok güzel ve bir yandan da çok acı bir yazı olmuş.
YanıtlaSil37 yaşındayım, 14 yıldır SAP danışmanlığı yapıyorum, 10 yıldır da freelancer olarak çalışıyorum, pandemiden beri de avrupalı ve amerikalı şirketlere yardım ediyorum, 2013 ten bu yana bir çok yetenekli arkadaşımı yurtdışına bizzat gönderdim. Kendim gitmemek için inat ettim, şirket kurdum büyük projeler almaya çalıştım, hiç şikayet etmeyeceğim hep iyi kazandım, ama seçim sonucu ne olursa olsun bu tablodan ötürü maalesef ilk defa kesin olarak gitmeyi düşünüyorum. İnanın benim gibi bir sürü arkadaşım daha var, bence en acı tablo bu... Biz bu ekonominin düzelmesinin çok zor olduğunu çok iyi biliyoruz ve bu durum için çok üzgünüz.
Her şeyi çok iyi ozetlemişsiniz, ihtiyaçlar piramidindeki en altta olan barınma ihtiyacı gibi bir konu da söz konusu, kira rayiç bedelleri ve ev sahibi kiracı kavgaları, insanların 5-6 kayına çıkan kiraları ödeyemeyip evsiz kalma durumu da eklenebilir bu krize, öyle bir krizdeyiz ki yaşamak için temel ihtiyaçları katşılayamaz duruma geldik
YanıtlaSilHep kötümser cevaplar vermişsiniz "sanmıyorum,zor,durum çok kötü düzelmesi imkansız "gibi tamam bizde biliyoruz bunları peki ne yapalım bu ülkeden birşey olmaz artık deyip defolup gidelim mi ne yapalım onu söyleyin bari
YanıtlaSilHocam cok guzel bir ozet olmus, elknize emeginize saglik. Hersey duzelir ama tek sart liyakat sahibi ve cozum onerileri konusunda 100% hemfikir olan bir ekip ile vatandaslarimizin bu surecte ozverisini temin etmek uzere 100% guven saglanmasi olmalidir. En onemli konu bozulan gelir dagilimini duzelterek halkin yasamsal ana ihtiyaclarini saglayacak gelir duzeylerini tesis etmek; digerleri ise efektiviteyi one alacak sekilde sirayla ve birer birer cozulmelidir. Bu anlamda efektiviteyi saglamak uzere ekiplerde muhendislere veya muhendislik nosyonuna sahip yoneticilere de mutlaka yer verilmelidir. Saygilarimla,
YanıtlaSilMahfi bey
YanıtlaSilArkadaşlarınız falan sizi terk etmese bari bu yazıdan sonra?
Tek başına kalabilir misiniz, gücünüz var mı buna?
Siz beni merak etmeyin kendinize bakın. Ben gerçekleri anlatırım beğenmeyen zaten arkadaşım olmasın.
SilMerhaba Mahfi bey, Özgür Demirtaş hocamız bu gün ki gerçeklikte halkın binbir emekle biriktirdiği parasını korumasını bir örnek üzerinden;
YanıtlaSil"Yatırım tavsiyesi vermenin doğru olmayacağını söyleyen Özgür Demirtaş enflasyona dikkat çekerek, “Çok acı bir şey ama 100 bin TL’yi korumasının tek yolu tüketim yapması.”
şeklinde yorumladı, görülen o ki durum sizinde yazdığınız gibi vahim!
Kur baskılanıyor, faiz enflasyonun çok altında, borsa ise çok riskli,konut çok yüksek!
Gerçekten şu aşamada emekçinin, halkın elinde geleceği için, çocukları için biriktirdiği parasının değerini korumasının tek yolunun tüketim yapmaktan başka çaresi kalmadı mı?
Bir de ne alacak, aldığı şey arz talep dengesizliği yüzünden gerçek fiyatının çok üstüne çıktı zaten!
Nereye yatırım yapmalı ki on onbeş yıl zorla biriktirdiği üç beş kuruşu buharlaşmasın?
Yoksa iktidarın değişmesi ile kısa vadede olmayacak ekonomik sistemde ki olumlu değişim hayalî ile mi yaşayacak bir kaç sene! O zamana kadar birikimi zaten pul olur gider!
Sanırım gelecek bir kaç sene içinde ekonomik alanda çok zor günler bizi bekliyor!
Özetle bir emekçi, alınteri ile biriktirdiği emeğini nasıl korumalı sizce?
Umarım yarın, işçinin, emekçinin mücadele günü olan 1 Mayıs'ta milyonlar alanlarda tüm bu sorunlara emek örgütlerinden cevap talep eder, hesap sorar !
Selam ve sevgilerimle!
Fazlı Kaya
30 Nisan 2023
Hocam,bu şahane yüzlesme yazisi için teşekkürler....
YanıtlaSilGençlere çok üzülüyorum. Boyle bir ortamda,bu ruhu bozanortamda nasil motive olacaklar.. da çalisip ülkeyi kalkindiracaklar... Umarim seçim özellikle genc insanlara uygun biter...
Yoksa gidenlere çok ama sayida genç
katilacaktir..
Allah hepimizin yardimcisi olsun...