Kayıtlar

Önümüzdeki Ekonomik Tehlikeler

Lehman Brothers krizinden bu yana küresel sistem Büyük Resesyon denilen krizin içinde bulunuyor. Nedenleri ve gelişimi hakkında çok, çözüm yolları hakkında az sayıda yazı yazıldı. Bu yazıda bunlara değinmek yerine krizin geleceği açısından bizi bekleyen önemli küresel tehlikeleri konu edeceğim.   ABD: Mali uçurum (fiscal cliff) Mali uçurum deyimiyle kastedilen şey, ABD’de 2012 sonunda ve 2013 başında otomatik olarak yürürlüğe girecek bir dizi mali kuralın yaratacağı tahmin edilen olumsuz ekonomik etkiler. Bu kural değişikliklerini iki başlıkta toplayabiliriz: (1) Vergiler: Bush döneminde yürürlüğe konulan vergi indirimleri eğer Kongre tarafından bir yenileme yapılmazsa 2012 yılı sonunda ortadan kalkacak ve sistem eski vergi yüklerine geri dönecek. (2) Harcamalar: Geçtiğimiz yıl kabul edilen partiler üstü yasa ile de 2013 yılbaşında 1,2 trilyon dolarlık bütçe kesintisi yapılacak. Vergi indirimlerinin kalkması ve bütçe harcamalarının kesilmesi sonucu ekonomide canlılığın ...

Türk Halkının Tüketim Tercihi

Resim
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2011 yılı hanehalkı bütçe anketinin sonuçlarını açıkladı. Hanehalkı bütçe anketleri, hanelerin sosyo-ekonomik yapıları, yaşam düzeyleri ve tüketim kalıpları hakkında bilgi veren bir veri kaynağıdır. Bu anketlerdeki bulgulardan hareketle birçok önemli değerlendirme yapılır. TÜFE endeksinde kullanılacak maddelerin seçimi ve bunların ağırlıklarının belirlenmesi bu anketten çıkan verilerle yapılır. Hanelerin tüketim kalıplarında zaman içinde ortaya çıkan değişiklikler bu anket aracılığıyla izlenir. Milli gelir hesaplamalarında özel nihai tüketim harcamaları tahminlerinde bu anket sonuçları kullanılır. Yoksulluk sınırı belirlenmesinde kullanılan göstergeler buradan çıkarılır. Asgari ücret saptanmasında da bu anketin verilerinden yararlanılır. Anket sonuçlarını değerlendirmeden önce üç önemli kavram üzerinde durmakta yarar var. Hanehalkı: Aralarında akrabalık bağı olsun ya da olmasın aynı konutta ya da aynı konutun bir bölümünde yaşayan, temel ihtiy...

Dünyanın En Önemli Ekonomik Sorunu Nedir?

Yazının başlığını bir anket sorusu olarak sordum. Ankete 513 kişi katıldı ve gelen yanıtların dağılımı ve sıralaması şöyle şekillendi: % Gelir dağılımı eşitsizliği 40 Borçluluk 24 Enflasyon 14 İşsizlik 12 Büyüme 7 Bu da tıpkı Türkiye ile ilgili olarak yaptığım benzer anket gibi çok sınırlı bir anket. Katılım sayısı az ve üstelik katılanlar benim twitlerimi ve bloğumu izleyenlerle sınırlı. O nedenle bir eğilim göstermesinden fazla bir şey beklememek gerekir. Her ne kadar anket sorusu “dünyanın en önemli ekonomik sorunu sizce nedir?” şeklinde bir soru olsa da değerlendirme yaparken dünyayı gelişmiş ekonomiler ve gelişen ekonomiler olarak ikiye ayırmak daha doğru olacak. Ankette verilen şıklara göre eldeki son gerçekleşmiş göstergelere göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor karşımıza.   Gelişmiş Ekonomiler Gelişen Ekonomiler ...

Türkiye'nin En Önemli Ekonomik Sorunu Nedir?

Başlıktaki soruyu sorarak yaptığım 10.08.2012 tarihli anketten çıkan yanıt gelir dağılımı eşitsizliği idi. Cari açık ikinci, işsizlik üçüncü sırada yer alıyor. Tablo şöyle: Katılım 496 kişi % Gelir dağılımı eşitsizliği 58 Cari açık 23 İşsizlik 12 Büyüme 2 Faiz 1 Enflasyon 0 Bu tabloya bakarak kesin sonuçlar ve yargılamalar çıkarmak doğru olmaz. Bunun birkaç nedeni var: (1) Ankete katılan sayısı 500 dolayındaydı. Yani örnekleme çok düşük sayıya dayanıyor. (2) Benim twitlerimi ve bloğumu izleyenler genellikle iyi eğitimli, ekonomiden anlayan kişiler, dolayısıyla temsil yaygınlığı söz konusu değil. Bu eksiklerine karşılık anket yine de değerlendirilmeye değecek bir eğilimi gösteriyor. Önce bunları yorumlamaya çalışayım.             İlk dikkati çeken şey şu: Geçmiş dönemlerin bir numaralı sorunu olarak görülen enflasyon artık sorun...

Büyüme Beklenenin Üzerinde Gelebilir

Resim
TÜİK, Haziran ayı sanayi üretim endeksindeki değişimleri açıkladı. Toplam sanayi endeksi Mayıs’ta 134,7 idi Haziran’da 132,1 oldu. Yani önceki aya göre Haziran ayında sanayi üretiminde 2,6 puanlık düşüş oldu. Aylık olarak bakıldığında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,7’lik artış olmasına karşılık geçen aya göre yüzde 1,9 oranında düşüş olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de GSYH’nın aşağı yukarı yüzde 30’u sanayi üretimi (inşaat dahil), yüzde 10’u tarım üretimi, 60’ı da hizmet üretimidir. Ötekiler ilk söylenişte anlaşılmakla birlikte hizmet üretimi denince çoğu insanın kafasında tam bir resim belirlenmez. Hizmet üretimi dediğimizde mali sektör (bankacılık, sigortacılık vb), devlet hizmetleri, ulaştırma, turizm vb gibi hizmetler anlaşılır. Sektörlerin GSYH içindeki bu ağırlıklarına bakınca ilk anda ekonomide yüksek bir büyüme olabilmesi için en çok hizmetler kesiminde büyüme olması gerekirmiş gibi gelir. Oysa gerçek öyle değildir. Çünkü bazı sektörler ötekilere bağlı olarak büyür....

Kur Sepeti

Bir ülke parasının yabancı paralar karşısındaki değerini ölçmek için birden fazla yabancı para birimiyle oluşturulan sepete kur sepeti denir. Eğer bir ülkenin parası örneğin başlıca iki yabancı parayla çok yakından ilişkiliyse o zaman kur sepetine göre ölçme yapmak doğru bir yaklaşım olur. Örneğin Türkiye’nin ithalatının ve dış borçlanmasının ağırlığı Dolar ile buna karşılık ihracatının ve bazı hizmet gelirlerinin ağırlığı Euro iledir. Bu durumda TL’nin Dolar ve Euro’dan oluşan bir sepete karşı değerinin değişimini ölçmek önem kazanır.    Kur sepeti denildiğinde bizim açımızdan şöyle formüle edilecek bir durum anlaşılır: Kur sepeti değeri = (1 USD + 1 Euro) / 2 Dolar ve Euro’nun TL karşısında 6 Ağustos 2012 sabahı itibariyle değerleri şöyledir: 1 USD = 1,78 TL 1 Euro = 2,20 TL Bu durumda 6 Ağustos 2012 sabahında kur sepeti değeri şöyle hesaplanıyor: Kur sepeti değeri = (1,78 + 2,20) / 2 = 1,99 Diyelim ki bizim açımızdan Dolar için 1,80 paritesi dış borçla...

Kriz Halinde Camı Kırınız

Şimdiye kadar her büyük ekonomik dönüşüm kriz yarattı. Son iki yüzyıla bakarsak bunu açık olarak görebiliriz. 19. yüzyılın ortalarında başlayan ve kapitalizmin tarım ve ticaret ekseninden sanayi eksenine kaymasına yol açan sanayi devrimi, 1870’lerde başlayan ve 1890’lara kadar süren Uzun Depresyona neden oldu. Niçin? Çünkü sistem değişimine hazır bir altyapı yoktu. Ardından mal ticaretinde serbestlik en üst düzeye çıktı, serbest ticaret yeni itici güç oldu. Bu değişim 1930’larda Büyük Depresyona yol açtı. Niçin? Çünkü sistem bir kez daha değişmiş ama buna uygun altyapı geliştirilememişti. Bu kaostan çıkış büyük ölçüde Keynes tarafından formüle edildiği için Keynesyen sistem denilen yeni bir ekonomi politikası uygulamasıyla sağlandı. Politikanın özünde ekonomiyi ve dolayısıyla piyasaları canlandırmak için etkin kamu müdahalesi öngörülüyordu. Binalarda bazı katların duvarlarında küçük bir cam kutu gömülüdür. İçinde bir düğme vardır, zemini genellikle kırmızıdır ve üzerinde tehlike ...

Türkiye'de Makroekonomik Denge

Makroekonomik denge denklemi şöyle yazılır: (S – I) + (T – G) = (X – M) Bu denklemde; S; özel kesim tasarruflarını, I; özel kesim yatırımlarını, T; başta vergiler olmak üzere kamu gelirlerini, G; kamu harcamalarını X; ihracatı  M; ithalatı gösteriyor.  (S – I) dengesine özel kesim tasarruf yatırım dengesi ya da kısaca özel kesim dengesi denir. (T – G) dengesine ise kamu kesimi dengesi ya da kısaca bütçe dengesi denir. Bu ikisi ekonominin iç dengesini ya da kısaca iç ekonomik dengeyi meydana getirir. (X – M) dengesine kısaca dış ticaret dengesi adı verilir. Bu denge ekonominin dış dengesini oluşturur. Bir ekonominin iç dengesi (S – I) + (T – G) ekonominin dış dengesine (X – M) eşittir. Yani bütün bu alt dengelerin toplamı sıfıra eşittir. 2011 yılsonu itibariyle Türkiye’nin verileri şöyledir: S = 162 milyar TL I  = 292 milyar TL T = 296 milyar TL G = 313 milyar TL X = 144 milyar USD = 237 milyar TL M = 233 milyar USD = 384 m...

Yalnız GSYH ile Yaşanmaz

Başlıktaki söz Nobel ödüllü iktisatçı Paul Samuelson’a ait. Biz iktisatçıların her şeyi GSYH veya kişi başına gelirle ölçme takıntımıza olağanüstü bir eleştiri. Bunu test etme fırsatını bulduğum birkaç yer var. İlki Arjantin ve Brezilya karşılaştırması. Bu iki ülkede makro göstergeler şöyle: Arjantin Brezilya GSYH (milyar USD) 448 2.493 Nüfus (bin kiş) 40.900 194.933 Kişi başına yıllık ortalama gelir (Cari, USD) 10.945 12.790 Kişi başına yıllık ortalama gelir (SGP, USD) 17.516 11,769 Yılsonu enflasyon (%) 9,8 6,5 İşsizlik (%) 7,2 5,9 Bütçe açığı / GSYH (%) 3,3 3,2 Kamu borç stoku / GSYH (%) 44,2 86,2 Cari açık / GSYH (%) 0,5 2,1 Eğer yalnız GSYH’ya ve kişi başına yıllık ortalama gelire bakacak olsak bu tablo bize Brezilya’nın çok daha zengin bir ülke olduğunu anlatıyor. Oysa biraz derine i...