Hoşgeldin Negatif Reel Faiz
TCMB, politika faizini 0,5 puan
düşürerek yüzde 4,5’e indirdi. Bunun yanında gecelik fonlama faizlerini de (koridor
faizi ya da faiz koridoru olarak da biliniyor) düşürdü. Buna göre TCMB’ye
gecelik fon vermek isteyen bankalar yüzde 3,5 faiz alacaklar, buna karşılık
TCMB’den gecelik fon almak isteyen bankalar yüzde 6,5 faiz ödeyecekler.
TCMB’nin bu kararının ardından
DİBS gösterge kâğıdın faizi yüzde 4,8’e geriledi. Bunu, bankaların mevduat
faizlerindeki düşüşlerin izlemesi bekleniyor.
Konuyu tartışmaya başlamadan önce faiz tanımlarını bir daha aktarmak istiyorum:
Konuyu tartışmaya başlamadan önce faiz tanımlarını bir daha aktarmak istiyorum:
Belirli bir dönem için yatırılan
mevduatın o dönem sonunda kazandığı faiz gelirine basit faiz deniyor.
Nominal faiz
Bankaların mevduata
uygulayacaklarını açıkladıkları faiz nominal faizdir. Örneğin bir banka 1 yıl
vadeli mevduata yüzde 5 faiz vereceğini açıklamışsa bu nominal faizdir.
Net nominal faiz
Bankaların açıkladıkları nominal
faizden vade sonunda gelir vergisi stopajı yapılır. Mevduat sahibinin eline
geçen faiz getirisi bu kesintiden sonraki tutardır. 1 yıl vadeli mevduat
faizlerine yüzde 12 oranında gelir vergisi stopajı uygulanıyor.
Reel faiz
Net nominal faizden enflasyonun
etkisinin giderilmesi yoluyla hesaplanan faizdir. Burada hesaba katılması
gereken enflasyon oranı paranın yatırıldığı anda geçerli olan enflasyon oranı
değil, dönem sonunda geçerli olması beklenen enflasyon oranıdır. Buna “beklenen
enflasyon” deniyor.
Reel faiz şöyle bir formülle
hesaplanır:
Reel faiz =
(1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) -1
Türkiye’de reel faizin bugünkü görünümü
TCMB’nin (Para Politikası Kurulu)
16.05.2013 günkü kararı sonrasında gösterge faiz yüzde 5’in altına düşmüş
bulunuyor. Bankaların da buna uyarak bir yıl vadeli mevduat faizinin oranını
yüzde 5’e düşürdüğünü varsayalım. Bir yıl sonrası için beklenen enflasyon orta
vadeli program hedefine uygun olarak yüzde 5 olsun. Ayrıca nominal faiz
getirisinden bir yıl vadeli mevduatta yüzde 12 stopaj kesildiğini dikkate
almamız gerekiyor.
Bir kişinin bankaya yüzde 5 nominal
faiz ve bir yıl vadeyle 10.000 TL yatırdığını düşünelim. Söz konusu yüzde 5
oranındaki nominal faiz oranından yüzde 12 stopajı düşersek net nominal faiz
oranı yüzde 4,4 olarak bulunur. Bu durumda reel faiz hesabı şöyle yapılır:
Reel Faiz =
(1 + 0,044) / (1 + 0,05) – 1 = - 0,006
yani yüzde eksi 0,6.
Eğer beklenen enflasyon vade
sonunda beklendiği gibi yüzde 5 olarak gerçekleşirse bu hesaplamaya göre bu kişinin
eline vade sonunda yüzde 4,4 net nominal faiz hesabıyla 440 TL geçmiş
görünecektir. Oysa bu getiriyi reel faiz hesabıyla yaparsak bu kişin getirisi
sıfırın altında olacaktır.
Gerçek Zarar
İşin içine anaparadaki satınalma
gücü kaybını katarsak zarar çok daha büyümektedir. Yukarıdaki örneği tekrar ele
alalım.
Yılsonunda anapara + stopaj
sonrası faiz toplamı = 10.440 TL
Enflasyondan arındırılmış getiri
= (10.440) – (10.440 x 0,05) = 9.918 TL
Yani hesap sadece faiz üzerinden
değil 1 yıl süreyle bankada durduğu için satınalma gücünü enflasyon oranında
kaybeden anapara üzerinden de yapılınca bu kişi bırakın faiz geliri elde etmeyi
mevcut satınalma gücünden de bir miktarını kaybediyor.
TCMB’nin faiz indirimi kararı
sonrasında bugün itibariyle Türkiye’de tasarruf sahibi negatif reel faizle
tanışmış bulunuyor. Dünyada birçok gelişmiş ekonomide bugün aynı durum söz
konusu. Ne var ki Türkiye içeride düşürdüğü tasarruf miktarını dışarıdan
borçlanarak ve dışarıya faiz ödeyerek ithal ediyor.
Hocam Cari açık sorunu için ;mevduat yani tasarrufların arttırılmasından bahsediliyordu geçen yıl negatif reel faiz ise mevduatı cezalandıran bir ortam.Burada yanlış bir durum yok mudur?
YanıtlaSilBen de ona dikkat çekmeye çalıştım.
SilHocam, eğer 3 ay vadeli TL mevduat faizi ve ortalama TÜFE dikkate alınırsa reel faizin en negatif olduğu yıl 2000 imiş. (2000 yılında stopaj sonrası ortalama nominal faiz %38,7 iken ortalama enflasyon %54,9 olmuş) 2000 yılındaki negatif reel faiz rekorundan sonra pek hayra alamet gelişmeler olmadığı da hepimizin malumu :) Krizin patladığı 2001 yılında ise stopaj sonrası nominal faiz ortalama %64,6'ya çıkarken ortalama enflasyon ise %54,4 seviyesinde gerçekleşmiş. Hocam, galiba ciddi bir ekonomik daralma olmadan pozitif reel faiz hayal gibi.
YanıtlaSilBütün dünyada aynı eğilim var umarım bu gelişme yeni balonlara yol açmaz. Çünkü faizler düştükçe borsalar uçuyor.
Silhocam piyasanın bugünkü faiz indirimine ilk yorumlarından biri "son aylarda düşüş gösteren altın fiyatları türkiye'yi geçen senenin aksine net altın ihracatçısından net altın ithalatçısına çevireceğinden merkez ihracatçıya kur avantajı vermek için faizleri indirdi" şeklinde oldu. bazı analistler 1.90-95 aralığındaki bir dolar kurunun enflasyonu 1 puan kadar yukarı çekeceğini söylüyor. merkez, enflasyonda hafif bir artışı göze alarak net ihracatın geçen seneki gibi büyümeye pozitif katkı vermesini istemiş olabilir mi? şimdiden teşekkürler.
YanıtlaSilBazı gelişmeler istek doğrultusunda olsa da bazıları istek dışı oluyor. Bu aşamada kimsenin altın fiyatına dayalı bir analiz yapmadığı kanısındayım. Daha çok ekonomiyi yeniden büyümeye döndürmek için çaba harcanıyor.
Silhocam bu gecelik faizle geç likiditesi faizi arasındaki fark nedir? bir de hocam dolara euroya merkezin uyguladığı faiz oranlarını nasıl öğrenebiliriz sanırım trdeki kişiler negatif faizle tanışırken yabancılar için durum nedir mesela bugun paramızın tl olarak vadelı kalması mı yoksa dolar ya da Euro olarak vadelı olması mı daha mantıklıdır ozel bankalar yüzde 2 gibi dusuk faızler verıyor yabancı mevduata
YanıtlaSilİkisi arasındaki fark bir saatlik gecikme farkıdır.
SilTCMB'nin dolara ve Euroya uyguladığı faiz diye bir şey yok. Yalnızca yurtdışındaki vatandaşlara açılmış süper hesap denilen hesaplar var. Onların faizi var onun dışında TCMB dövize faiz belirlemiyor.
Şu sıralarda hiçbir tasarruf aracı getirili görünmüyor.
Hocam sizce bu son faiz indirimleriyle atılacak bütün kursunlar atıldı mi? Büyüme halen istenilen düzeye gelmezse ic talebi artıracak baska bir etkin arac var mı? Teşekkürler..
YanıtlaSilHayır daha kurşun var.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilbu akşamki Moody's not artışı sonrasında (ne hikmetse tam da Erdoğan'ın ABD ziyaretine denk geldi..) anladık ki önümüzdeki günlerde toplanacak Suriye konferansı hükümet açısından diplomatik kayıpla neticelenecek. muhtemelen en az 3-4'e bölünmüş, içinde yeni bir Kürt özerk bölgesini de barındıracak bir Suriye. bu da o kayıp karşılığında bir teselli..
YanıtlaSileskiden şöyle düşünürdük: faiz düştükçe harcama eğilimi artar..bu mantığa göre şimdi negatif faiz varsa harcamaların büsbütün artması lazım..başka deyişle tasarruf sahibinin ''aman param eriyor bari gidip mala yatırayım''demesi beklenir..bunun aksi bir davranış da olabilir..bugüne kadar reel faiz gelirine güvenerek harcama yapan kesimler,bu gelirden mahrum olunca korkarak harcamalarını kısabilirler de..bu Türkiye için oldukça yeni ve alışılmamış bir durum olsa gerek,,hem de ezber bozan cinsten
YanıtlaSilAslında her tür kriz alışılmamış durumdur ve normal koşullardaki davranışların dışına çıkılır. Türkiye'de kriz olmaması bir şey ifade etmiyor çünkü küresel sistem krizde. O nedenle sizin de dediğiniz gibi kişilerin davranışları farklı yönlerde gelişebilir.
SilHocam benim bir sorum olacaktı
YanıtlaSilDüşünüyorum şimdi Erdem Başçı TL değerlenirse faizleri düşürürüz demişti aynı zamanda iç tüketimi tetiklemek için faiz oranlarını düşürdü. Şimdi eğer iç tüketim iyi büyüme istenilen seviyede diye düşünürsek MB ROM uygulayarak TL yi doların biraz altına indiremez mi? aynı zamanda şimdi faizleri düşürdü ROM u da artırdı ben artırmasını anlamadım faiz oranları düştü kısmi olarak yabancı portföy yatırımlrı azalacak ben böyle düşnüyorum belki yanlış olabilir (faizlerimiz yabancılara göre yüksek olmasına ragmen) olaylar böyle gelişince zaten yatırım azalınca yabancı para çıkışı olacak TL değer kaybetmez mi ? Acaba bu yorumlarım yanlış mı?
Yorumlarınız doğru zaten zorunlu karşılıkları ve onun içindeki ROKları artırarak bu yönde adımları attı. Faiz düşüşü Türkiye'ye sıcak para girişini düşürebilir ama reyting artışı tersine bir etki yaratarak faiz düşüşünün olumsuz etkisini nötralize edebilir.
SilHocam mehaba ,
YanıtlaSilFaiz indirimi ile birlike yabancı portföy yatırımlarının ilgisi ne kadar azalır hala diğer ülkelere kıyasla en yüksek faiz oranlarına sahip ülkelerden biriyiz. Yabancı yatırımcı parasını burda nemalandırıp faiz getirisi ile birlikte vade sonunda ülkesine transfer ederse buradaki enflasyonist ortamdan etkilenmez diye düşünüyorum doğru mudur? Bir de EURO bölgesindeki sıkıntılı ekonomilerin para birimi EURO olmasaydı paranın değerini düşürüp krizin etkilerini azaltabilirdik diye yorumları çok duydum hocam bunu da çok kısa açıklayabilirseniz sevinirim. blog da aradım bulmadım.
Yukarıda dediğim gibi faiz düşüşüyle reyting artışı olumsuz ve olumlu etkiler nedeniyle yabancı para girişi konusunda nötr etki yaratacak gibi görünüyor.
SilYunanistan mesela Euroda değil Drahmide kalsaydı bu krizle Drahmi hızla değer kaybedecek ve Yunan ekonomisi bu değer kaybıyla yeni bir dengeye gelecekti. Oysa Euroda değer kaybı olmayınca Yunanistan'da yeni denge ancak dışarıdan müdahaleyle kurulabildi.
yunan halkının psikolojik dengesizliği devam ediyor hala. özellikle gençler saatli bomba gibiler.
SilHocam, zorulu karşılık artışı ve faiz düşürme. Gelmesi muhtemel yatırım fonlarının sıcak para girişi ile yaşanacak kur dalgalanmalarına tedbir için, değil mi? O zaman notun artacağını önceden biliyorlardı diyebilir miyiz?
YanıtlaSilBir de Galataport'a ışık tutabilir misiniz? Bizim anlamadığımız şey nedir? 49 yıllığına 3,5 milyar Euro fiyat verilirken, 30 yıllık kira bedeli neden ilk fiyatın %25'ine karşılık gelen 702 milyon dolara gitmiştir. Tamam, ilk ihalenin ödeme planı kurnazcaydı ama bu kadar fark yaratır mı?
Sanki bende de öyle bir izlenim doğdu. Zorunlu karşılık artışı ve faizi düşürme hem sıcak parayı denetlemek hem de içerideki büyümeyi teşvik için kullanılıyor. Bu teşvik tasarrufu artırarak değil tüketimi artırarak yapılıyor.
SilGalataport ihalesi ve sonucu konusunda fazla bilgim olmadığı için o konuda yorum yapmayayım.
Elinize sağlık hocam.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilElinize sağlık hocam.
YanıtlaSilÜstadım vergi müfettişi olarak yeni göreve başladım. haftalık veya önerebileceğiniz yayınlar var mı?
YanıtlaSilHayırlı olsun. Bence haftalık yayınlardan çok ekonomi ve hukuk alanında yeni çıkan ders kitaplarıyla altyapıyı güçlendirin.
Silhocam , bankalar günlük nakit açık ya da fazlalarına göre mb nin bu gecelik borç alma ve borç verme faizlerinden ya açıklarını kapatır, ya da fazlayı değerlendirirler. benim sormak istediğim peki hangi durumlarda bu açık ya da fazla oluşur. mesela bankadaki mevduatını çok fazla çekmeye gelen olursa mı sadece açık oluşur ogün için?. bu gecelik faizler direkt olarak banka mevduat ve kredi faizlerine yön verirmi
YanıtlaSilBankalardan her gün para ekilir, para yatırılır, kredi kullanılır, kredi taksiti ödenir. Dolayısıyla bankalar her gün açık veya fazla verebilirler ya da tesadüfen kasaları denk olabilir.
SilGecelik faizlerin mevduat ve kredi faizleri üzerindeki etkisi politika faizine göre daha sınırlıdır.
Sayın Mahfi Bey, daha önceki yazılarınızda da; mevcut yapımızın cari açık ürettiğini, yapısal reformlar yapılmadıkça bu durumun süreceğini belirtmiştiniz. Belki de artık tasarruf sahiplerimizin de yatırım tercihleri hususunda reform yapmaları gerekiyor. Artık ağırlıklı olarak sadece mevduatı değil, BES'i , Borsa İstanbul' u da düşünmeleri gerekiyor. Tabi salt tasarruf sahibinin yapabileceği birşey yok. Burada BIST güven tazelemesi gerekiyor. Yabancı BIST te nasıl kaybetmiyor, parasını katlıyorsa, bizim de buradan kazanç sağlamamızın zamanı geldi. Yatırımcı kendisini geliştirecek artık. Geçmiş tarihlerde gazetelerden okumuştuk, Japon ev hanımı oturduğu yerden ülkemizden para kazanıyorsa, bizim de bu yapıya kavuşmamız gerekiyor. Sadace hangi banka ne faiz veriyoru değil, Borsa İstanbulu takip edeceğiz, şirketlerimiz tanıyacağız, mali rapor okuma kabileyetimizi, analiz yeteneğimizi geliştireceğiz, dünyayı, gelişmekte olan piyasaları, borsaları takip edeceğiz. Mevcut durum bunu gösteriyor bence. Değişmezsek paralar mevduatta erir durur.
YanıtlaSilTimur Bey, mesele farklı. yatırım için fona ihtiyaç duyan firmalar çoğunlukla bankaların kapısını çalar. firmaların çoğunun hisse senedi ve tahvil ihraç pazarlarına girmeleri mümkün değildir. halk da zaten bu enstrümanları riskli bulur, bu enstrümanlara yatırım yapmaktansa tüketmeyi veya kredi kullanmayı tercih eder. dolayısıyla tasarrufların, banka kredilerinin kaynağı olan banka mevduatları vasıtasıyla artması çok önemli. eğer artmazsa yatırımlar dış kaynakla yapılmak durumunda kalır, netice de cari açık olur. olay sadece benim bir birey olarak birikimlerim üzerinden daha çok getiri elde etmem değil, birikimlerimin yatırım yapmak isteyen firmalara ulaşması. ve bu kanal da ağırlıklı olarak mevduatlar vasıtasıyla banka kredileridir.
SilGün gelir bizden fazla faiz veren bir ekonomi bulursak ve bizde de enflasyon yüzde 1 dolayına inerse Japon ev kadınlarının yaptığını yapabiliriz.
SilÖte yandan tasarrufların önemi yatırımlara altyapı sağlamasıdır. Biz burada tasarruf yapamazsak dışarıdan borçlanarak ve faizi dışarıya ödeyerek borçlanıyoruz.
Ama ben tasarruf yapılmasın demiyorum ki. Yatırım sepetimizin bir kısmını Borsa, Bes gibi diğer enstrümanlara da açarsak negatif faizi telafi edebiliriz diyorum.
SilBu demek değildir ki, paramızı mevduattan çekelim tamamını borsaya yatıralım. Sonuçta borsaya yatırılan paralar da dönüp dolaşıp bankaya yatacaktır, ama az ama çok. Elbetteki borsa şuan için uygun mudur değil midir orası tartışılır. Burda negatif reel faiz değişimine uyum sağlamaktan bahsediyorum.
Evet halk borsayı riskli buluyor, riskli bulmayan yabancı da borsada paralarını katlıyor; bence mesele bu. Elbetteki yabancı, ekranının başına geçip bir tuşla Borsa İstanbula yatırım yapmıyor. Güvenilir kurumları vasıtasıyla bu yatırımları yapıyor. Bizim de bu güvenilir kanalları kurmamız gerekiyor. Ki halk borsaya ilgi göstersin, şirketlerimiz de ihtiyaç duyduğu fonları salt bankalar aracılığı ile değil, bir kısmını da borsa yoluyla sağlayabilsin. Amerika da da sistem bu şekilde yürümüyor mu?
Kişisel olarak telafi edebiliriz de tasarruf toplamda artmadığı takdirde büyümemizi % 5 düzeyinde tutmak için gerekli % 20 - 22 yatırım gereğini % 15 dolayındaki tasarrufla karşılayamıyoruz.
SilTeşekkür ederim Mahfi bey, bize bir çok şeyi düşünmemize neden olduğunuz için, fikirlerinizi bizimle paylaştığınız için. İnternetin faydası :)
SilBen de sizlere teşekkür ederim. Böyle bir tartışma ortamında yer aldığınız için.
SilHocam yazılarınız için teşekkürler.
YanıtlaSilFaiz indirimleri şüphesiz ki tasarrufu olumsuz etkiliyor.fakat benim sorum daha doğrusu tam olarak ayırt edemediğim nokta,
faizlerin düşmesi yatırımı ve tüketimi arttirarak büyümeye olumlu katkı yapmiyor mu? Tuketimin ithal yoluyla yapılması bizim büyümemize katkısı yok.fakat içeride ki faiz indirimleri yatırımları daha fazla artırmıyor mu? Hem tasarrufu hemde yatırımı motive edecek faiz oranı nedir? Nasıl olmalıdır? Sanırım uzun oldu hocam cevaplarınız için teşekkürler. Gunlerdir bu soruyu sormak istiyorum.internet kanaliyla biraz arastirdim ama net bir cevap bulamadım.
Faizlerin düşmesi iki etki yapar: (1)Tüketimi ve dolayısıyla üretimi artırır (2) İç tasarrufu düşürür.
SilBu durumda artan tüketim talebinin neden olacağı üretim ve yatırım artışını karşılayabilmek için tasarruflara başvurmak gerekir. İç tasarruflar yetmediği için dışarıdan tasarruf ithali gerekir. Bu da önemli oranda dış borçlanmayla olur.
Ne yazık ki sorunuzun tam bir yanıtını vermek mümkün değil. Ekonomi böyle bir bilimdir. Hiçbir şeyin kesin yanıtı yoktur. Olaylara, koşullara yer ve zamana göre yaklaşımlar değişir.
Bu yazıda anlattıklarınızı ve özellikle tasarrufa yaptığınız vurguyu fikir birliği ile tartışabilmek çok zor. Fikir birliği ifadem itiraz görebilir. Ancak, I=S kuralıyla konuşmaya başlıyorsak tasarrufun önemini de anlamış olmak gerekir. Bu noktada fikir birliği yoksa, tartışacak pek birşey de yok zaten. Not artışları güzel de, biz hala tasarruf yapamıyoruz. Bu konuda bir yazınız vardı. Zaman içinde Türkiye'nin nasıl tüketime aşırı yönelmiş olduğunu anlatıyordu. O yazıyı tekrar yayımlamanın zamanı bence. Saygılarımla.
YanıtlaSilEvet fikir birliği yok. Aslında ekonomide bildiğiniz gibi pek çok konuda tam fikir birliği yok.
SilTeşekkürler.
Yazınızı ben aradım ama bulamadım. Yatırım ve tasarruf konusunu, çok temel bir iktisat kuralında bile aynı noktada buluşamadığımız kişilere yönelik olarak sunmak gerekiyor.
SilPeki bu durumda tasarrufun ve yatırımın makul olabilmesi için Faiz oranı enflasyonun bir miktar üzerinde olması gerekir diyebilir miyiz?
YanıtlaSilEvet ama o zaman da dışarıdan sıcak para yağıyor. Dengeyi sağlamak o kadar kolay değil.
SilYazılarınız ve cevaplarniz için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHocam ı-s formulune göre tasarruf seviyemız %12 civarında ise eşitliğin sağlanması için örneğin yatirimlarimiz %20 seviyesinde ise %8 dış tasarruf kullanıyoruz anlamına gelmektedir değil mi? Birde son dönemde kamu sektörünün dış borcu azalmasina karşın özel sektörün dış borç yükünün artması bu durumun alameti midir? Yani İçeride tasarruf bulamayan yatırımcı dış tasarrufa yonelmesinden dolayı
Evet doğru.
SilAynen öyledir. Özel kesim dış borcunun önemli bir bölümü de satıcı kredilerinden oluşuyor. Yani malı alıyoruz borçlanıyoruz.
hocam yabancılar sıcak para olarak daha ziyade dolaylı yatırım olan hisse senedi ve ve tahvil bonolara döviz getiriyorlar. şimdi bu gecelik faiz ve politika faizi nasıl oluyor da hazinenin çıkardığı tahvil ve bono faizlerini etkiliyor bunu anlıyamıyorum
YanıtlaSilHazine kağıtlarını esas olarak bankalar alıyor ve ikinci elden satışa çıkarıyorlar. Faiz düşüşü mevduat ve kredi faizlerinin de düşmesine yol açıyor. Bankalar özel kesime düşük faizle kredi açtıkları için Hazine'den de daha düşük faize razı oluyorar.
SilReel Faiz = (1 + 0,044) / (1 + 0,05) – 1 = - 0,0006 yani yüzde eksi 0,6.
YanıtlaSilHocam -0,0006'da bir adet 0 fazla olmuş sanıyorum. Elinize sağlık.
Düzelttim, teşekkürler.
Silhocam son 7 yıllık faiz harcamaları nelerdir ve siz nasıl degerlendiriyorsunuz
YanıtlaSilHesaplamadım. Ama bir devlet gelirleriyle yetinmeyip gelirinden daha yüksek gider yapıyorsa yani sürekli bütçe açığı veriyorsa faiz ödemesi yapmak zorundadır. Ya geliri artıracak ya gideri azaltacak. Bunları yapamıyorsa borçlanaca ve faizi de ödeyecek. Hem borçlanayım hem faiz ödemeyeyim derse bir süre sonra 1994 krizi gibi durumla karşılaşmamız kaçınılmaz olur.
SilHocam selamlar. Negatif reel faizle tanışan ülkemizde , islami finansman yöntemlerine dayalı, örneğin sukuk sertifikaları gibi, yatırım araçları negatif reel faiz karşısında alternatif bir yatırım aracı olabilirmi? Not: En son Bank Asyanın ihraç ettiği özel sektör kira sertifikasın getiri oranı %7,1 idi.
YanıtlaSilBilmiyorum.
Silhocam sıfır faizden negatif faize: eski bir yazınızı hatırladım:
YanıtlaSilhttp://www.radikal.com.tr/yazarlar/mahfi_egilmez/para_politikasiyla_olmayacak-1048318
Gerçek zarar diye ortaya attığınız hesap hatalı. Hesabınıza göre reel faiz -0,6% ise (aslında -0,57 olmalı) bu durumda "gerçek zarar" 0.6% demektir. Bu anaparadaki kaybı da içerir.
YanıtlaSilBunu daha önce de yazdım. İçermez. Bakın bir kez daha örnek vereyim: Faizin sıfır olduğu, enflasyonun yüzde 5 olduğunu düşünün. Yılsonunda satınalma gücünüz 95 TL olur. Bu durumda anaparadan kaybetmiş olursunuz. Şimdi diyelim ki faiz sıfır değil de yüzde 5 olsun. Bu durumda ilk ağızda hiç kaybınız olmamış gibi görünür. Ama bir yıllık zaman kaybınız olur. Yılbaşında parasını bankaya yatırmak yerine 100 TL'lik mal almış olan kişi sizden tam bir yıl önce onun faydasını elde etmiş olur.
Silmerhaba hocam,
YanıtlaSilnegatif faiz uygulayan bankalar gelirlerini genelde nereden elde ederler.
hocam bir ekonomide negatif faiz uygulanabilir mi? uygulanıyor oluyorsa hangi durumlarda uygulanır bi bilgi verebilir misiniz ?
YanıtlaSilHocam merhaba peki, bir miktar dolar almayı düşünüyoruz. Nominal faiz oranının %8, beklenen enflasyon oranının %10 olduğu bir durumda yıl içindeki reel faiz oranına bakarak dolar alır mıyız?
YanıtlaSil