Phillips Eğrisinin Avrupa Ziyareti


Phillips eğrisi, bir ekonomide enflasyonla işsizlik arasında ters yönlü ilişki olduğunu anlatan bir ekonomik analizdir. Yeni Zelandalı iktisatçı A.W. Phillips tarafından İngiltere ekonomisi üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda geliştirilmiştir. Bu ilişkiyi şöyle bir şekilde göstermek mümkündür.


Dikey eksende enflasyon, yatay eksende işsizlik yer alıyor. Phillips eğrisi analizinin ortaya koyduğu iddiaya göre; enflasyon e1’den e2’ye düştüğünde işsizlik oranı da i1’den i2’ye yükselir.

Bu analize pek çok eleştiri yöneltilmiş, katkılar yapılmıştır. Bugün genel olarak kabul gören yaklaşım Phillips Eğrisi analizinin kısa dönemde doğru olduğu yolundadır. Buna karşılık bu analiz uzun dönemde devreye giren başka faktörler nedeniyle geçerliliğini yitirmektedir. Bu genel kabulün yanı sıra bu analizin hiçbir biçimde geçerli olmadığını savunanlar da az sayıda değildir.

Avrupa’da son 9 ayda işsizlik ve enflasyon oranlarının gelişimi aşağıdaki tabloda yer alıyor.

Aylar
Enflasyon Oranı (%)
İşsizlik Oranı (%)
2012 Temmuz
2,6
11,43
Ağustos
2,6
11,49
Eylül
2,6
11,59
Ekim
2,5
11,71
Kasım
2,2
11,79
Aralık
2,2
11,80
2013 Ocak
2,0
11,99
Şubat
1,8
12,02
Mart
1,7
12,06

Şimdi bu tabloyu bir grafik üzerine taşıyalım:


Bu grafik bize Avrupa’da kısa dönemde enflasyon (En) azalırken işsizliğin (İş) arttığını göstermektedir.  

Bu verileri Phillips Eğrisinin alışılmış şekli üzerine taşıyarak kısa vadede Avrupa’da işsizlik ile enflasyon arasındaki ilişkiyi daha net göstermeye çalışayım.

      
Avrupa, eğer işsizliğin daha düşük düzeylere inmesini istiyorsa enflasyonun kısa dönemde biraz yukarı yönelmesine göz yummak durumunda bulunuyor. O nedenledir ki herkesin beklentisi AMB’nin faizleri indirmesi yönünde biçimleniyor.



Yorumlar

  1. hocam bu durumda mutlaka kısa dönemde phillips eğrisi geçerlidir diyebilir miyiz yoksa bunun aksini gösteren örneklerde mevcut mudur. genel olarak seçim ekonomisi ve popülist politikalar da kısa dönemde phillips eğrisindeki etkiyi birebir göstermez mi hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence diyemeyiz. Çünkü bence ekonomide mutlaka denilen şeyler sadece yasalar: Arz yasası, talep yasası gibi. Popülist politikalar Phillips Eğrisinin doğuşu için önemli örneklerdir.

      Sil
  2. Uzun donemde farkli faktorlerin olmasiyla philips egrisi gercerli degil genel kabul boyle ~peki bu faktorler neler acaba?? tesekkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsizliği düşürücü politikalar uygulanabilir, aynı anda paralel olarak sıkı para politikası yoluyla enflasyon da düşürülebilir. Bunlar kısa dönemde sonuç vermez ama uzun dönemde verebilir.

      Sil
    2. mesela son yıllardaki Türkiye'nin durumu bunu göstermez mi hocam uzun vadede enflasyonda düşüşle beraber kısmen işsizlikte de bir düşüş var önceki yıllara göre

      Sil
    3. Son zamanlarda işsizlikte yeniden artış var.

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba hocam, sanırım ilk grafikte i1 ile i2 sırası yanlış verilmiş, makaleniz için teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. yüksek enflasyon negatif reel faiz düşük tasarruf oranı ve balondan zepline terfi edecek varlık fiyatları göreceğimiz ekonomik tablo bu olacak galiba ve tahmin edilenden daha da uzun sürecek gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen dediğiniz gibi oluyor bazen de tam tersi bir reaksiyonla deflasyona giriliyor. Ama bu kez ben de sizin tahmininiz gibi olacağını düşünüyorum.

      Sil
    2. Tahmininiz tuttu sanırım.

      Sil
  6. Elinize sağlık hocam, günün önemine uyan bir yazı olmuş. İyi günler

    YanıtlaSil
  7. Bir tarafta Phillips Eğrisi Avrupayı ziyaret ederken, diğer tarafta; reel faiz, nominal faiz ve enflasyon oranları arasında ilişki kuran Fisher Denklemi'ne de adini vermiş rahmetli iktisatçı Irving Fisher, ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın faiz indirimi hakkındaki görüşlerini büyük bir hayretle izlemektedir. :))
    Elinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisatçılar, kriz sonrasında gözden düştü biliyorsunuz.
      Teşekkürler.

      Sil
  8. Hocam biz para arzına emisyonun haricinde bankalar tarafından kredi olarak verilip harcamaya dönüşen parayımı dahil ediyoruz.? yada illa harcamaya dönüşen parayı değil Bank'larda bulunan vadesiz mevduatlarımı para arzına dahil ediyoruz? Para arzına dahil edilebilmesi için kredi olarak verilip alına bu kredinin harcamaya dönüşmeden mevduat olarak yatırılsada para arzına dahil edilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Krediye dönüşmeyen mevduat diye bir şey yok. Para arzıyla ilgili yazıma bakabilirsiniz.

      Sil
  9. Hocam birde para arzı ve parasal taban arasındaki fark nedir?cevabınız için şimdiden teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para arzıyla ilgili açıklamalar bu blogdaki yazımda var.
      Parasal taban; dolaşımdaki para, banka nakit rezervleri ve Merkez Bankası'ndaki zorunlu karşılıkların toplamıdır.

      Sil
  10. Hocam biz fed in ve Avrupa merkez bankasının faizlerini yükseltirler mi düşürürler mi gibi konularla yakından ilgileniyoruz bununla ilgilenmemizin sebebi bizim ekonomimize olan yansımalarından mı kaynaklanmaktadır? örneğin fed yada AMB faizleri biraz yükseltse bizim ekonomimize olası etkisi ne olur? Kısaca Türkiye'ye olası etkileriyle açıklarsanız sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed ve AMB'nin faizleri yükseltmesi bizde akan sermaye akımlarını (çoğu sıcak para şeklinde) azaltacağı için bizde döviz fiyatları artar. Ya da sıcak para girişini devam ettirebilmemiz için faizleri artırmamız gerekir.

      Sil
  11. Hocam bu durumda bildiğim kadarıyla Almanya düşük enflasyonu aşırı önemsediği için AMB'nin faizleri yükseltmesini, işsizliğin arttığı özellikle krizle boğuşan ülkeler ise faizlerin düşürülmesini istiyor. Bu çelişkili durumda AMB nasıl bir tutum izlemeli? Ne şiş yansın ne kebap deyip iki tarafın isteklerinin arasında kalırsa sonuçları ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. AMB'nin işi gerçekten çok zor. Sonuçta hepsini memnun edecek bir ortalama faiz tutturuyor ama kimseyi de tam olarak memnun edemiyor.

      Sil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  13. Hocam işsizliğin sadece enflasyonla ilişkilendirildiği kısa dönem philips eğrisini sizce günümüz durumunda ne kadar geçerli? Özellikle dünyanın genelinde büyük bir krizle mücadele edildiği sayfa sayfa ekonomik aktörlere bildirilirken tüketicinin ekonomiye güven duyup talebini arttırması mümkün müdür? Bu durumda ekonomiye kanalize edilen paraların -kanımca- talebi canlandırıp enflasyonu arttırması bu yolla işsizliği düşürmesi özellikle AB için pek mümkün değil dahası Euro da enflasyon bu sefer diğer ülkelerin reel kurlarını etkileyecek ihracat ithalat ilişkileri bozulup bir başka toplam talep bileşimi olan ihracattan ekonomiyi vurmaması sizce mümkün müdür? Ayrıca bu kadar yüksek parasal genişlemeler ekonomik aktörlerin enflasyon beklentilerini arttırmıyor mu? Bu durum sizce bir maliyet olan işgücü ücretlerine ve doğal olarak toplu iş sözleşmelerine sizce yansımayacak mıdır? Bunun sonucunda bir yerden sonra hem yüksek işsizlik hem de yüksek enflasyon oranları ekonomileri daha kötü duruma sokmayacak mıdır? Sizce enflasyonu arttırıp işsizliğin özellikle AB için düşmesi mümkün müdür?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Phillips eğrisini bir ilişkinin ortaya konulduğu bir yaklaşım olarak ele almak gerekli. Ondan bir ekonomik yasa çıkarmak yanıltıcı olur. Birden fazla ve birbirinden farklı ekonomilerde tek bir para politikasıyla sistemi yönlendirmek kolay bir iş değil. AB krizi bize işler iyi gittiğinde tek bir para politikasının işe yaradığını ama işler kötüye gittiğinde pek bir işe yaramadığını gösterdi.
      AB için enflasyonu artırıp işsizliği düşürmek eğer ekonomilerin canlanmasına yol açacak bir politikaya dayalı olarak uygulanıyorsa mümkündür diye düşünüyorum.

      Sil
  14. hocam günümüzde politika yapıcılar bunu bir tercih menüsü haline getirip kullanmıyorlar mi, karar birimleri ne kadar rasyonel davransa da fiyat rjitlikleriyle sözleşmeli personel alımlarıyla da gayet de istenilen sonuçlara ulaşılabiliyor. ama daha öncede bahsettiğiniz gibi ekonomi politikalari birbiriyle celisebiliyor,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1970'lerde Phillips Eğrisi politikacılar üzerinde çok etkiliydi o nedenle enflasyonu düşürme konusunda tedirgindiler. Sonraları bunun kısa vadeli bir olgu olduğu anlaşılınca olay bir menü seçeneği olmaktan önemli ölçüde çıktı. Bugün Avrupa'da ABD'de hatta Türkiye'de ortaya çıkmış olması aslında kriz döneminin etkisiyledir.

      Sil
  15. Çok iyi blog siteniz de bilgi vermişsiniz.

    YanıtlaSil
  16. Hocam Cok teşekkürler. Sanırım Uzun dönemde işssizlik ile enflasyon arasında hiçbir ilişkinin olmadığını söyleyenler Frieadm mıydı?.

    Hocam türkiye için de kısa dönemde enflasyon ile işsizlik arasında ters ilişkinin olduğu söylenebilir mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız uzun dönemde de enflasyonla işsizlik arasında ilişki var. Türkiye'nin son on yılı enflasyondaki düşüş ve işsizlikteki artışla geçmiştir. Kısa dönemde tam tersine ikisi arasındaki ilişki kopsa da Türkiye için uzun dönemde Phillips eğrisi söz konusudur.

      Sil
  17. Hocam yukarıda tam olarak demek istediğim şuydu;örneğin bir bankaya 1000 lira tutarında para yatırıldı(karşılık oranının 0 olduğunu varsayalım) alınan 1000 lira karşılığında mevduat hesabı açıldığını ve bu paranında bir başka kişiye kredi verildiğini krediyi alan kişininde bu parayı bankadan çekmeyerek direk bankaya yatırdığını varsayalım.bankanın elinde tekrar 1000 lira olduğundan bu 1000 lirayı başka bir müşteriye verdiğini bu miktarı alan müşteride aldığı 1000 lirayla harcama yaptığını düşünelim bu parayı alan kişide bu tutarı bankaya yatırmayıp kaydi para yaratma sürecinin sona erdiğini düşünelim.bu durumda m1 para arzı dediğimiz parasal büyüklüğe 1000 lira mevduat hesabı açtırmış iki kişinin (toplamda 2000 lira) para arzına bu 2000 lira mı girer yoksa mevduat hesabının haricindeki harcama yapılmış 1000 liramı girer?(soru sormada basitlik taşısın diye bazı varsayımlar yapılmıştır)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para arzı hesabında eğer M2 ya da M3'ü hesaba alıyorsanız mevduatın tamamı hesaba girer. Yani sizin örnekteki bütün 1000 liralar hesaba katılır.

      Sil
  18. Merhabalar hocam

    Basit bir sorum olacaktı.Şimdi TCMB bankalardan %10 zorunlu karşılık aldığında bankalar geriye kalan %90 lık kısmını kredi olarak verebiliyor(eğer yanlış bilmiyorsam) peki TCMB nin belirli kredi sınırlaması misal %15 demesi ne anlama geliyor? tek bağlantı kurduğum bankalar zorunlu karşılıklaırn dışında kalan paraların hepsini kredi olarak vermiyor mu?Ayrıca yukarıdaki soruma ek olarak olarak merkez bankasının gecelik borç alma ve verme faizi dediğimiz gecelik fonlama faizi buradaki bankalar hesaplarında açık çıkıncı borç alıyor fazla çıkınca borç veriyor bu nasıl oluyor belirli bankaların belirli bir miktarı mı oluyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. % 15'lik oran kredi sınırlaması değil, kredi miktarında geçen yıla göre artış oranı. Yoksa şu anda kredilerin mevduata oranı zaten % 100'ü geçmiş durumda.
      Bankalar gün sonunda hesaplarını denkleyip kapatmak zorunda. Eğer açık vermişlerse o kadar miktarı TCMB'den borçlanıyorlar. Bunda limit yok. Açık ne kadarsa o kadar borçlanıyor. Gün sonunda fazla veren bankalar da o para ellerinde boş yere kalmasın diye TCMB'ye yatırıyorlar. Bunda da limit yok.

      Sil
  19. Bir ülkede tasarruflar yeterince yüksek ise ama ülkede döviz yetersizliği varsa bir kişi ithal etmek istediği malın tl miktarından karşılığını bankaya yatırsa banka ülkede döviz yetersizliği olmasına rağmen bu miktarda dövizi bulup ithalatın gerçekleşmesini sağlayabilir mi? eğer sağlıyamıyorsa tasarrufların artırılması yetmeyip aynı zamanda dövizide bol olan bir ülke olunması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dövizin bolluğu ya da kıtlığı göreli bir olaydır. Kur mekanizması onu dengeye getirir. Bir pazarda domates yetersizse fiyatı yükselir ve bazı insanlar domates alamaz bazıları da alacağı miktarı düşürtür ve domates yeterli hale gelir. Döviz de böyledir. Eğer bir ülkede döviz yetersizse kur yükselir bazı insanlar ithalattan vazgeçer bazıları da ithalatı düşürür böylece döviz yeterli hale gelir. Daha doğrusu kur yükselince döviz talebi düşer ve sistem dengeye gelir. Ayrıca kur yükselince ihracat artacağı için döviz girişi artmaya başlar.

      Sil
  20. Hocam son yillarda turkiyede faiz oranlari neden surekli dusuyor bu dususun nedeni ne??. Bu surekli dususun yatirimlari artirip issizligi azalatmasi gerekmiyormu ama issizlik gostergelerinede bakildiginda issizligin dusmedigi ortada ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de faiz oranlarının düşmesinin nedeni enflasyondaki düşüş. Dışarıdan (özellikle uzakdoğudan) gelen malların fiyatları düşük olduğu için yatırımcıların çoğu ithalatçılığa döndüğü için işsizlik düşmüyor.

      Sil
  21. Türkiye hızla büyümek istiyor. Gerçekleşirse işsizliğin azalmasını bekleyeceğiz. Bu kurama göre işsizlik azalınca enflasyon yükselecek. O zaman sen çok yaşa enflasyon!

    Not: Üstat ....@gmail.com hesabınızı kullanmıyor musunuz ?

    Mustafa Köprü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok bunu geçmişte yaşadık. 2000'ler öncesinde işsizlik % 7 dolayındaydı ama enflasyon hep iki haneliydi.
      email adresim: mahfie@gmail.com

      Sil
  22. Hocam önceki yazılarınızdan çıkardığım şöyle bir sonuç var yanılmıyorumdur inşallah Türkiye eğer tasarrufu yüksek olan bir ülke olursa yapacağı yatırımlar için dışarıdan mal ithal etmesi gerekiyorsa ülkede tasarruf fazlası olduğundan yapacağı ithalat tutarı kadar bu parayı Türkiye'den bulabilecek ve bunu bankaya yatıracak bankada bunun karşılığı kadar tutarı da muhabir banka aracılığıyla döviz cinsinden ödeyecek. şu anda Türkiye'de ki özel sektör mal ithalatı yaparken onun karşılığı kadar parayı Türkiye'de tasarruf lar yetersiz olduğundan çok çabuk bulamadığından dışarıdan borçlanma yolunu seçmektedir . Halbuki ülkede tasarruflar yüksek olsa bankalar da fon fazlası olsa ülkede faizler düşük olacak ve bizim yatırımcımızda dışarıdan mal ithal etmesi gerektiğinde o kadar parayı dışarıdan borçlanmak yerine bizim ülkemizden bulacak ve bankaya yatıracak sonrası akreditif işlemleri gereği gibi yerine getirilecektir. hocam burada bir yanlışlık varsa düzeltin lütfen
    Doğkan Aygün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aşağı yukarı özeti budur. Yani biz döviz ihtiyacımız için değil TL ihtiyacımız için borçlanıyoruz.

      Sil
  23. Hocam dünkü yapılan 3. Hava yolu inşaatı ihalesinde inşaatın maliyetinin 10milyon € olması bekleniyormuş. Bu parayı Türkiye'de tasarruflar yetersiz olduğundan mı direk dışarıdan borçlanılacak?yoksa Türkiye'de faizler diğer ülkelere göre yüksek olduğundan mı direk dışarıdan borçlanılacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 10 milyar € luk bir projeyi finanse edebilecek Türk Bankası yok.
      Bunu zaten tek bir banka finanse edemez. Birçok banka ortaklaşa sendikasyon kredisi verecektir. Belki bizim bankalardan da sendikasyona katılan olur.

      Sil
  24. Hocam tasarruflar ile yatırımlar arasındaki fark neden cari açığa eşittir? Bunun sebebi nedir? Ayrıca tasarruf yetersizliği cari açığa mı sebeb olmaktadır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tasarruf yetersizliği cari açığa Sebeb olmaktadır.şu bilinmelidir ki bir ülke ne kadar cari açık veriyorsa cari açık verdiği miktarda ki mal ve hizmetleri kendi ekonomisinde üretemediğinden dolayı cari açık vermektedir bir ülkenin tasarruflarını artırması demek yatırımların kaynağının o ülkede mevcut olması demek ve belirli bir dönem sonra o ülkenin dışarıdan ithalmettiği malların bir kısmını kendi ekonomisinde üretebiliyor olması demek (tabi bu uzun dönemde olmaktadır) bu da o ülkeden eskisi kadar döviz çıkmaması demektir. 2)tasarrufların artması yatırımların finansmanını oluşturmaktadır.bir ülkede tasarruf fazlası olan bir ülke olursa o ülkenin bankalarındaki fon fazlalığından dolayı faizler düşük olur.bu da bizim Her sene dışarıdan borçlanıp cari açığımızın artmasına sebeb olmaz 3)tasarrufların artması demek artan miktar kadar tüketimden vazgeçmek demek bu da bir nebzede olsa dışarıdan mal ve hizmet tüketmemek demektir Ayrıntılı bilgi geçmişteki yazılarda mevcuttur.
      Doğkan Aygün

      Sil
    2. Yanıt için teşekkür ederim bir şeyler eklemeye gerek kalmamış.

      Sil
  25. Öncelikle cari açığın tanımını yapmak gerekir cari açık; daha fazla mal ve hizmet satın alabilmek için yabancı tasarrufları kullanmaktır.dışa kapalı bir ekonomide tasarruflar ile yatırımlar birbirine eşittir fakat dışa açık bir ekonomide ise yatırım miktarı tasarruf ları aşabilmektedir bir ülkede tasarruflar belirli düzeydeyken o ülke tasarruflarından daha fazla yatırım yapmak istiyorsa dışarıdan tasarruf ithal ederek yatırımlarını gerçekleştirmektedir.sonuçta her iki şeyin tanımıda bize cari açığı veriyor her ikisinde de daha fazla mal hizmet ve yatırım yapmak için dışarıdan tasarruf ithal edilmekte ithal edilen tasarruflarda yatırımlarda kullanılmaktadır zaten bir ülkenin cari açığı dışarıdan ne miktarda tasarruf ithal ettiğinin bir göstergesidir

    YanıtlaSil
  26. Hocam dünya bankası ile imf arasındaki gdp ppp neden farklı bizim yaklaşık 200 milyar dolar fark var

    WB Turkey GDP PPP 2011: $1,259. billion (Gross domestic product 2011, PPP)
    http://databank.worldbank.org/databank/download/GDP_PPP.pdf

    IMF Turkey GDP PPP 2011: $1,075. billion (Gross domestic product based on purchasing-power-parity (PPP) valuation of country GDP Current international dollar)
    http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2013/01/weodata/weoselgr.aspx

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya Bankası sitesine girin orada önce data sonra countries sonra Turket'i tıklayın GDP current prices 775 milyar dolar çıkar.
      IMF sitesine girin oradan data and statistics'i sonra weo statistical database'i tıklayıp benzer seçimleri yapın 2011 yılı için GDP current prices 774,3 milyar dolar çıkıyor.
      Sizin dediğiniz farklılık uluslararası cari dolar üzerinden yapılan hesap olduğu için farklı çıkıyor. Yani baktığınız göstergelerin dayanağı olan ölçüm yöntemleri aynı değil. Current international USD için de şu linkle bakabilirsiniz: http://en.wikipedia.org/wiki/Geary%E2%80%93Khamis_dollar

      Sil
    2. Teşekkür ederim hocam, birçok ülke içinde öyle gözüküyor. Fransa için 100 milyar yakın düşük ölçümden dediğiniz gibi.
      IMF nin sitesinde açıklama varmış görmemişim

      The IMF is not a primary source for purchasing power parity (PPP) data. WEO weights have been created from primary sources and are used solely for purposes of generating country group composites. For primary source information, please refer to one of the following sources: the Organization for Economic Cooperation and Development, the World Bank, or the Penn World Tables.

      Sil
  27. konuyla alakalı değil di kusura bakmayın

    YanıtlaSil
  28. Makaleniz ve giriş/temel iktisat bilgilerini anlaşılır şekilde sunduğunuz için teşekkürler hocam. Philips eğrisi hakkında kalıcı bilgi edinilebilir, fikir sahibi olunabilir bu çalışmanızla.

    YanıtlaSil
  29. Ekonominin aşağıda belirtilen Phillips eğrisine sahip olduğunu varsayınız.
    π=π_1 -0.5(u-0.06)
    a)Doğal işsizlik oranı nedir?
    Konuyla alakalı degil yardımcı olabilir misiniz?Şimdiden Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  30. Hocam talep enflasyonu artarsa veya azalırsa philips eğrisinin durumu ne olur.sağamı kayar solamı kayar mesela

    YanıtlaSil
  31. eksi reel faizlerin yuksek olmasi ve ilimli enflasyonun olmasi philips egrisi denkleminin daha etkin ve uzun vadeli kilar mi

    YanıtlaSil
  32. sendikaların yönetme hakkı modeli ile philips eğrisi sonuçları bakımından nasıl aynıdır bir fikriniz varmı?

    YanıtlaSil
  33. hocam ekonomi politikalarıyla işsizlik hedeflenebilir mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!