Geleceğinizi Planlamak
Yazılarımı özellikle de meslek
seçimi, mülakat ve sınav rehberi ve hobi edinmek başlıklı yazılarımı
okuyanların bir bölümü geleceklerini planlamak için ne yapmaları gerektiğini
soruyor. Herkesin geleceğini planlaması kendi özel koşullarına, yaşama bakışına
ve neler beklediğine göre biçimlenir. O nedenle buradan size geleceğinizi,
nasıl planlayacağınızı söyleyemem. Ama kendi geçmişimle ilgili bilgileri
paylaşabilirim. Belki yol gösterici olur.
Öncelikle hayal ile planı
birbirine karıştırmamakta yarar var. Bununla birlikte her planlama hayalle
başlar. Önce hayal kurarsınız. Eğer o aşamadan öteye gitmezseniz bunlar hayal
olarak kalır. Yok eğer biraz öteye geçip eldeki imkanlarla bu hayalinizi
gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğinize bakmaya başlarsanız planlama aşamasına
geçmiş olursunuz. Sonra daha da ileri gidip planınızı yavaş yavaş yaşama aktarmaya
başlarsanız uygulama aşamasına geçmiş olursunuz.
Ciddi biçimde ilk kez Mülkiye’de
öğrenciyken geleceğimi planlamaya başladım. Ondan öncesinde kafamda futbolcu
olmaktan yazar olmaya kadar çeşitlenen hayaller vardı. Gözlüklü olduğum için futbolcu
olmak hayal olarak kaldıysa da yazar olmayı becerdim sayılır. Ne var ki yazar
olmayı tam anlamıyla planlayıp yaşama geçirmemiştim. O, başka işlerdeki
gelişmelerin bir sonucu olarak biraz da tesadüfen oldu.
Mülkiye’de öğrenciyken her geçen
yıl ekonomi derslerini daha çok sevdiğimi, ayrıntılara dalmaya başladığımı fark
ettiğimde okulda asistan kalmak hayali kurmaya başladım. Bir süre sonra iş
hayalden çıktı ve bu işi planlamaya başladım. Ona göre kitaplar, makaleler
okumaya, analitik çalışmalar yapmaya başladım. Lisedeyken zayıf olduğum
matematiğimi giderek güçlendirdim. Son sınıfa geldiğimde planlamam da ayrıntılı
bir hal aldı ve hangi kürsüye asistan kalacağıma kadar planımı biçimlendirdim.
Bazı hocalardan okulda kalmam yönünde aldığım öneriler de beni yönlendirdi. O
aşamada tek eksiğim İngilizcemin iyi düzeyde olmayışıydı. O nedenle ayrıntılı planım,
okulda açılacak sınavı kazanıp asistan olmak ve hemen burs bularak yurtdışına
doktora yapmaya gitmekti. Böylece hem lisanımı ilerletecek hem de doktoramı
yapmış olacaktım. Milli Eğitim Bakanlığının açtığı burslu yurtdışı doktora
sınavına girdim ve kazandım. İşte tam o aşamada üniversitede yönetmelik
değişikliği oldu. Eskiden sınavla doğrudan Mülkiye’ye asistan olarak girmek
mümkün iken yeni değişiklikle yalnızca doktora yapmış olanların asistanlık
sınavına girmesine olanak tanınıyordu. Bu durumda benim planım bozulmuştu. Yani
asistan olarak Mülkiye’ye girip yurtdışında doktoramı yapıp dönünce öğretim
üyesi olarak Mülkiye’de çalışmam garanti değildi artık.
Türkiye’de sistemin
değişebilirliği planımı alt üst etmiş, beni planımın dışına savurmuştu. Alternatifsiz
plan yapmanın çok doğru bir yaklaşım olmadığını ilk kez o zaman hissetmiş
olmalıyım.
O aşamada Maliye Müfettiş
Yardımcılığı giriş sınavına girmeye karar verdim. Sınavı kazanan üç kişiden
birisiydim. Bu gelişme bana daima bir B planı yapmanın gerekli olduğunu öğretmiş
oldu. Ama kafamda hala asistan kalma düşüncesi vardı. Maliye Müfettişliğini
kazansam da doktoraya gitmenin iyi bir düşünce olup olmadığı konusunda bir süre
bocaladıktan sonra Maliye Müfettişliğinde kalmakta karar kıldım. Çünkü Mülkiye’ye
asistan olarak girme şansı bulamadığım için doktoradan dönüşte Milli Eğitim
Bakanlığı’nın beni nereye atayacağı belli değildi. Bu kez Maliye
Müfettişliğiyle birlikte dışarıdan akademik kariyer yapmayı planlamaya
başladım.
Maliye Müfettişliğinin iyi
taraflarından birisi üç yılın sonunda yeterlik sınavını verdikten bir süre
sonra yurt dışına staja gitmekti. Böylece bir yandan buradayken başladığım
çalışmalara ek olarak lisanımı orada ilerletmeyi düşünüyordum. Ayrıca o
zamanlar Amerikan AID kuruluşunun bursuyla master programlarına gitme olanağı
da vardı ben de onu yapmayı ve böylece bir taşla iki kuş vurmayı planlamaya
başlamıştım. Ne çare ki ben o aşamaya geldiğimde AID, Türkiye’ye bu tür
bursları kaldırdı. Bu kez planımın bozulmasına iyi kötü hazırlıklıydım. Yurtdışı
staja gidecek, İngilizcemi geliştirecek ve dönüşte burada doktora yapacaktım.
Ne var ki Türkiye o sıralarda döviz sıkıntısına girmişti. Normal olarak
yeterlik sınavını verdikten 2 yıl sonra yurt dışı staja gidecekken bu iş
gecikmeye başlamıştı. Bizim planlar bir kez daha çalışmaz olmuştu.
Bu durumda doktorayı öne çekmeye
karar verdim. Gazi Üniversitesi doktora giriş sınavı açmıştı. Girdim ve
kazandım. Böylece doktora derslerine girmeye başladım. Dersler akşamları mesai
saatinden sonraydı. Dolayısıyla devam edebiliyordum. İki yıl kurlara devam edip
yeterli krediyi aldıktan sonra tez aşamasına geçiliyordu.
1979 yılı sonunda Gelirler Genel
Müdür Yardımcılığı teklif edildi. Bu, benim planlarımda hiç olmayan bir
gelişmeydi. Üstelik 10 yılımı dolduramadığım için atanmam da yapılamıyordu.
Detaşe olarak bu göreve başladım. Yani Maliye Müfettişi unvanım üzerimde
kalarak ve maaşımı oradan o unvanla alarak genel müdür yardımcılığını
yürütecektim. O sıralarda doktora kurlarını tamamlamış gerekli kredi notunu
almıştım. Şimdi sırada doktora yeterlik sınavını verip tez almak vardı.
Yeterlik sınavına hazırlanmaya başladım. Bir yandan genel müdür yardımcılığı
bir yandan sınava hazırlanmak kolay değildi tabii. Gecelerimden ve ailemden
zaman çalarak çalışıyordum.
Memuriyette henüz on yılımı
doldurmadığım için genel müdür yardımcılığına atanmam yapılamıyordu. İyi ki de
öyle olmuş çünkü bir süre sonra staj için yurtdışına yollanma sıramız geldi ve
ben eski planıma dönme fırsatı buldum.
1981 yılı sonuna doğru Londra’ya
staja gittim. İki konu üzerinde çalışıp rapor yazacaktım: (1) İngiltere’de
katma değer vergisi uygulaması, (2) Londra borsası (London Stock Exchange.) Bir
yıl boyunca bir yandan teorik çalışmalarla ekonomi bilgimi bir yandan da
İngilizcemi ilerlettim. İngiltere’de katma değer vergisi üzerine yaptığım
çalışmalar dönüşümde Maliye Bakanlığı’nca kitap olarak yayınlandı. Türkiye
katma değer vergisini uygulamaya koymaya hazırlanıyordu. Bu çalışma o gelişime
yardımcı oldu. Bu benim ilk kitabımdı. Basılmış halini elime aldığımda içim
içime sığmıyordu. Gerçi lisedeyken kurduğum hayal roman yazarı olmaktı ama
olsun yazar olmak yolunda ilk adımı atmıştım. Londra Borsası konusundaki
çalışmamı da Maliye Tetkik Kurulu Dergisinde yayınlamıştım. O yazı sonradan
SPK’nın kuruluşu sırasında çok yararlanılan bir yazı oldu.
Stajdan döndüğümde herkes benim
Gelirler Genel Müdür yardımcılığına atanmamı bekliyordu. Ama öyle olmadı. Çeşitli
kurul çekişmeleri nedeniyle beni Gelirlere geri almadılar. Türkiye’ye dönüşte
bu göreve başlamak gibi net bir planım yoktu ama çağrılmayı da bekliyordum
doğrusu. Kısa bir süre sonra Hazine’den daire başkanlığı teklif edildi. 1983
yılı başında Hazine’de göreve başladım. Bu da benim için tam olarak planlanmış
bir gelişme değildi. Kafamda daha çok Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nde
görev almak vardı. Hazine’de kamu iktisadi teşebbüslerine bakan dairede başkan
olmuştum. O zaman bunların hiçbiri özelleştirilmemiş olduğu için yükü oldukça
ağır bir bölümdü.
Kamu iktisadi teşebbüsleri
dairesinde benimle birlikte faklı bölümlere bakan iki daire başkanı daha vardı.
Ben kısa bir süre sonra kendi bölümümdeki işleri öğrendikten sonra öteki
bölümlerde neler olduğunu da öğrenmeye başladım.
O sıralarda üniversiteden doktora
tez konumu da almış ve yavaş yavaş üzerinde çalışmaya başlamıştım. Tezimi
bitirdim ve tez hocama teslim ettim. Uzunca bir süre sonra hocam bana tezimi
geri verip bazı yeni çalışmalarla zenginleştirmemi istedi. Tekrar çalışmaya
başladım. Ama işim o kadar yoğundu ki bir yandan tez üzerine yoğunlaşmam
gerçekten çok zor oluyordu.
Tezimi toparladığım sırada ABD’ye
tayinim çıktı (Washington Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müşaviri olarak.) Benim
tez çalışmaları boşa gitmediyse bile zaman aşımına uğradı. Veriler eskimişti,
olaylar değişmişti ve yeni bir yaklaşım gerekiyordu. ABD’de iken tezimle fazla
uğraşamadım. Çünkü oradaki görev de çok yoğundu. O zamanlar Dünya Bankasıyla
olan kredi görüşmeleri orada yapılıyordu. Ayrıca IMF ile ilişkiler ve başta
ticaret ilişkileri olmak üzere ABD ekonomi yönetimiyle ilişkiler hep oradaki
başmüşavirlik aracılığıyla yürütülüyordu. Planım yine aksamıştı.
1989 yılı başında Hazine Kamu
Finansmanı Genel Müdürü olarak atanarak Türkiye’ye geri çağrıldım. İş yüküm
iyice artmıştı. Yine de inatla tezim üzerinde çalışmaya başladım. Bir yandan
verileri güncelliyor bir yandan yorumlarımı tekrar gözden geçirip yeni verilere
göre düzeltmeler yapıyordum. 3 ay kadar sonra Müsteşar Yardımcılığına atandım.
Bu kez kamu finansmanı genel müdürlüğüne ek olarak banka ve kambiyo genel
müdürlüğü, dış ekonomik ilişkiler genel müdürlüğü, ekonomik araştırmalar genel
müdürlüğü de bana bağlanmıştı. Sabah 8’de başlıyordum mesaiye akşam 8’de ancak
çıkıyordum. Oradan eve git ve tez çalış. Şimdi bana inanması bile zor geliyor
ama o zaman bunları yapıyordum.
Tezim kabul edilip de Gazi
Üniversitesi’nde tezimle ilgili sunum dersini verdiğimde 40 yaşındaydım.
Doktoraya başlamamla doktor unvanı almam arasında 12 yıl geçmişti. Normalde 5
yıl olması gereken bu süreye iki yurtdışı görevi, dört terfi sığdırınca süre de
uzamıştı doğal olarak. Maliye Müfettişi olarak başladığım doktorayı
tamamladığımda Hazine’de Müsteşar Yardımcısıydım.
Sanki gereksiz bir inat ya da
hırsmış gibi görünen bu ikili çalışma bana teoriyle uygulamayı bir arada
görmeyi ve teorisyenle uygulamacının anlaşamadığı noktaları bulmayı öğretti. Ki
hayatımın büyük bölümünde bu görüş açısı beni hep ileri taşıdı. Yazılarımı pek
çok kişi anlaşılır buluyor. Nedeni budur. Uygulamadayken teoriden hiç kopmadım.
Teorik yapının uygulamadaki temelini yakalamaya çalıştım.
Aslında şimdi düşünüyorum da ben yaşamımı planlamaya uyduramayınca planlamamı yaşamıma uydurmaya çalışmışım. Yani sürekli B planını uygulamaya koymuşum. Sonuçta en başta düşündüğüm hocalık işine doğru ne
pahasına olursa olsun yürümüşüm. O arada müfettişlik, bürokratlık, özel kesimde
yöneticilik, kitap yazarlığı, köşe yazarlığı, Hitit tarihi araştırmacılığı, tv
yorumculuğu gibi birçok işi de yapmışım. Bunların birçoğu asıl planın yan
ürünleri olarak çıkmış ortaya.
Bu deneyimleri aktardıktan sonra geleceğini
planlamak isteyenlere önerilerimi şöylece özetleyebilirim: Geleceğinizi mutlaka
önceden planlayın ama planlarken esnek olun. Çünkü Türkiye’nin hızla değişen koşulları
çoğu kez planınızın bozulmasına neden oluyor. Eğer esnek bir planlama yapmamışsanız plandan vazgeçmeye yönelebilirsiniz. Ve en önemlisi hangi işte olursanız olun teoriden
kopmayın. Sizinle aynı işi yapanları legal yoldan geçebilmenizin tek yolu
budur.
Türkiye'de şartlarin cok çabuk degişmesi planlarin tutmamasi sizde idealistligi kirmamiş ama genel olarak -bu durumun hala devam ettigini de gözönunde bulundurarak-bunun Türkiye'de idealist insanlarin yetişmesi önündeki engellerden en buyugu oldugunu söyleyebilirmyiz?
YanıtlaSilKesinlikle
SilHocam bence her ne kadar B planları uygulasanızda, Türkiye'de eğitim gördüğü alanda çalışma imkanı bulabilen şanslı azınlıktan birisi oldunuz için sevinmelisiniz. İnsanlar bırakın B planını hiç akıllarına gelmeyen alanlarda çalışmak zorunda kalıyor. Yaklaşık 1 ay sonra üniversite giriş sınavları var. Bugün 18 yaşında olsanız kendinize nasıl bir yol çizerdiniz ? Yine ekonomi alanında mı eğitim görürdünüz yoksa örneğin bilgisayar gibi farklı bir alanı mı tercih ederdiniz ?
YanıtlaSilNe yazık ki o yaşlarda plan çizmek çok zor. Amam hukuk okumayı düşünebilirdim.
SilHocam elinize sağlık, gerçekten yazılarınız biz öğrenciler için büyük bir ayrıcalık. Bn fırsat bulduğum her arkadaş ortamında yazılarınızı tavsiye ediyorum, ki daha birçok arkadaşım sizden birşeyler öğrenebilsin. İlginiz için teşekkür ederim. Iyi günler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Yararlı oluyorsa ne mutlu.
SilHocam yazılarınızı okuyorum ancak iş-faktör piyasasına giriş genelde iki şekilde gerçekleşiyor. Ya sömüren taraf ya da sömürülen taraf olmaya bir biçimde zorlanıyorsunuz. Yaptığınız planlamalar ya da hayaller değil tamamen içinde bulunduğunuz şartlar ve sahip olduğunuz GÜÇ sizi bir şekilde yönlendiriyor. Ancak kamu kesiminde yeraldığınızda, ne sömüren ne de sömürülen yani tarafsız bölgede olabiliyorsunuz.
YanıtlaSilO zaman siz de benim yaptığım gibi yapın kamu kesiminde başlayın işi ve teoriyi öğrenmeye devam sonra belirli bir düzeye gelince öteki tarafları deneyin.
SilMahfi Hocam öncelikle aydınlatıcı yazınız için çok teşekkür ederim. Ben bu yazınıza binaen, günümüz akademisyenliğine değinmek istiyorum.
YanıtlaSilGünümüzde akademisyen olmak isteyen sosyal bilimci adaylarını ÖYP denilen bir sistem bekliyor. “Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı" denilen bu sistemin puanını %60 Ales, %25 Ortalama, %15 ise Yabancı Dil(YDS) oluşturuyor. Bu puana göre de, merkezden atama yapılıyor. Evet bu sistemle bir nevi, akademisyenlerin kendi öğrencilerini kayırması önleniyor. Lakin aşağıdaki gerçekleri de görmezden gelmek mümkün değil.
1- ALES, "Temel Türkçe ve Matematik" bilgisini ölçen bir sınav. Bu sınavın ÖYP'deki etkisinin %60 olduğunu düşünürsek, lisans eğitimi boyunca iktisat üzerine çalışmak yerine, bu sınava hazırlanmak daha akılcı.
2- Üniversite not ortalamasının etkisi %25; yani buna, kendi alanımızdaki başarının etkisi diyebiliriz; fakat bu noktada da, her üniversitenin sınav ve eğitim sisteminin farklı olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. Boğaziçi Üniversitesi'nden 3.6 ortalama ile mezun olmak, Türkçe eğitim veren bir üniversiteden 3.6 ile mezun olmak bir değil.
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda; Türkiye'de akademisyen olmak kolay, ama maalesef ki iyi bir akademisyen, iyi bir sosyal bilimci olma umudunu yavaş yavaş yitirdiğimi söyleyebilirim.
Umut yitirmek yok. Bakın benim umudumu yitirmem ve doktorayı terk etmem için yüzlerce nedenim vardı ama bırakmadım sonuna kadar gittim.
Sildoktorayı kaç yaşınızda tamamladınız hocam
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Umarım istediğiniz gibi bir işe girer ve teoriyle de ilgilenip çok başarılı olursunuz.
Silhocam yaziniz gercekten yol gosterici ve cok guzel.
YanıtlaSilBir iktisat ogrencisi olarak karamsarim. bolumumu seviyorum ekonomiyi seviyorum ama bu kadar mezun varken ne yapicaz karamsarim. aradan siyrilmak o kadar zor ki universite sinavindan ciktik yeniden sinav cikti karsimiza kpss. o ayri bir zorluk mesele ozel sektor ayri bir mesele. her yerde IIBF var. iktisat isletme kamu. her yere acmak ne kadar dogru ? bosa mi okuyoruz diye dusunuyor insan..
sizi severek takip ediyoruz hersey icin tesekkurler.
Kesinlikle umutsuzluk yok. Siz o kadar okuyanın arasında ilk ona girme hedefiyle çalışmalısınız.
SilTeşekkürler
hocam iktisat mezunuyum benimde sizin gibi planlarım var fakat bu planları gerçekleştirme aşamasında hayatın başka sıkıntılarıyla karşılaşıyorum sürekli. bunlar beni bazen karamsarlığa itiyor bazende tam tersine bir gaz veriyor ama en önemlisi benim açımdan tamamen bilmeden geldiğim bu bölümün derslerini okurken bu derslerden zevk almam bu dersleri öğrenme isteğim ve bu dersler sayesinde kendime bir hayat görüşü kazandırma umudum bu yolda devam etmemi sağlıyor er yada geç bu yolda bir yerlere geleceğimi düşünüyorum bu yüzden
YanıtlaSilÇoğumuz için durum aynı merak etmeyin. Ben Mülkiye'ye girdiğimde aslında tam olarak ne yapacağıma karar vermiş değildim. Ekonomi derslerini sevdiğim için o tarafa yöneldim. Yoksa belki muhasebeci belki işletmeci ya da kaymakam olabilirdim. İlk yıldan sonra iktisatçı olmaya karar verip oraya yöneldim.
SilHocam ben ekonometri okuyorum ve bu bölümde ne olacağımıza karar vermek o kadar zor ki, sizden iyi bir iktisatçı, istatistikci, matematikci olmanız bekleniyor, ben 3 siniftayim ve hala hangi yöne gideceğimi bilmiyorum, bu yaz bir aracı kurumda staj yapacağım, yani durum hayatta karşınıza ne çıkıyorsa o yöne gidiyoruz
YanıtlaSilBu eğitimle iyi bir iktisatçı olmaya yönelirseniz geleceğinizi iyi planlamış olursunuz. Çünkü çoğu ekonomi öğrencisi matematik ve istatistiği tam olarak bilmez.
Silhocam çok güzel bi kariyer hayatınız var gerekten...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Bunun tek nedeni iki hatta bazen üç kişilik çalışmaktan geçti.
SilEn büyük sır çalışmak ama mütevazı kişiliğiniz ve sokaktaki ekonomiden kopmamanizda basarinizda azımsanmayacak bir etkendir diye düşünüyorum.
SilEn büyük sır çalışmak ama mütevazı kişiliğiniz ve sokaktaki ekonomiden kopmamanizda basarinizda azımsanmayacak bir etkendir diye düşünüyorum.
SilTeşekkür ederim ama tevazu Türkiye'de başarının önünde frendir. Bunu yaşam öğretiyor insana.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHocam merhaba 5 yıldır kamuda memurum.acikcasi severek yapmıyorum 3 senedir A kadro sınavlara hazırlanıyorum 3 kere kurum mülakatında elendim Plan'ım Sgk denetmeni veya vergi müfettişi olup belirli süre kamuda çalıştıktan sonra özel sektöre gecmek, sizin gibi akademisyen olma hayalim vardı sonra dedim galiba bana göre değil neden özel sektöre gecmiyorsun diyolar yeterli tecrübem ve ingilizcem yok denecek kadar az iibf isletme okuyup pazarlama mba yaptım ancak isletme üzerine Plan'ım yok malesef hukuk ağırlıklı bir meslek seçip onun üzerine yoğunlaşmam gerek siz çok iyi bor orneksizin benim için teşekkürler
YanıtlaSilBir karar verin ve onu mutlaka uygulayın. Sürekli değişen planlar hep yarım kalan adımlara neden olur ve başarıyla sonuçlanmaz.
SilHocam kusura bakmayın ben A planı B planı anlamam.Hayatınız bir başarı öyküsü,Can Dündar duymasın ya da duysun ve bir Mahfi Eğilmez belgeseli yapsın..Doğuştan gelen Allah vergisi yetenekler azim ve çalışkanlıkla birleşince başarı mecburen gelmiş hem de bozulan planlara karşın..Öyle bir hikaye ki: ‘’yav şurada da şansı yaver gitmiş’’diyemiyoruz..Bu güzel yazıyı okurken geçmişinde hiç başarı öyküsü olmayan benim gibi gariban yorumcular ne yapsın? ..genelde hep kendimi suçlasam da bazen Tanrı’ya sitem ederim,zira doğum ve ölüm dışında eşitlik yok..Bu arada
YanıtlaSilHocam,’’Elde ettiğim reel faizle şöyle müreffeh yaşarım böyle müreffeh yaşarım’’ diye hava atardım çevreme..şimdi o da gitti,üstelik B planım da yok, C planı (yani borsa) derseniz çok riskli..borsa dışında herşeyin düştüğü bu koşullar her an değişebilir gibi geliyor bana…Gayrımenkul reklamları aldı başını gidiyor..müteahhitler bayram ediyor..Umarım İspanya gibi olmayız..Hükümet istediği kadar övünsün, IMF’ye posta koysun,’’çözüm süreciyle’’milleti uyutsun,makro-ekonomik dengelerin kırılganlığı halen de devam ediyor bana göre.her an herşey olabilir
Hoş bir özet yapmışsınız.
Silsayin hocam ben murat tarkan kandaz bremende yasiyorum iktisat fakültesi mezunuyum sizin bütün yazilarinizi okuyorum hatta cnbc deki tv programinizi zaman buldukca seyrediyorum türkiyede iki bankanin sinavlarina girdim kazanamadim daha sonra emlak bankasinin bremen subesinde calismaya basladim neyazikki 2000 senesindeki krizden dolayi bankamiz kapandi bende dogal olarak B planini uygulamaya karar verdim baska branslarda calismaya basladim (hotel,restaurant,casino,telekom)bunun yaninda borsadan hic kopmadim her zaman yatirim yaptim ayni zamanda yenilenebilir enerji proje yöneticilik okulunu bitirdim ve C planini uygulamaya basladim teorimin uygulamaya gecmesi icin rüzgar enerji türbünün yapilmasi ve tamirini ögrenmek icin yüksek elektirik okuluna basladim bitirdigim takdirde elektrik mühendisi olacagim yazilariniz bana ilham veriyor insanin herzaman israrci olmasi lazim almanyada benim ek is olarak borsada 23 seneden beri yatirim yapiyorum su anki kanuna göre hisse senedi kar/zarar yapsanda maliyetin aradaki farkin % 25 ini veriyorsun/aliyorsun sizden ricam parami türk bankasina yatirsam borsada kar/zarar in maliyeti ne olur(vergi)saygilarimla
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilBankada mevduatı kastediyorsanız şu andaki faiz getirisi reel olarak negatif.
Bu aşamada yatırım alnı önermek mümkün değil ne yazık ki.
hocam bize zaman ayirdiginiz icin tesekkür ederim benim ögrenmek istedigim borsada örnegin bir hisse senedinden alim satimindan 1000 lira kazandim bunun kesintisi ne olur almanyada 1000 euro kazandigin takdirde 250 eurosu hemen kesiliyor geri kalan 750 euro bankaya yatiyor aksi takdirde eger 1000 euro zararin olursa 250 euro bankaya yatiyor beni bilgilendirirseniz memnun olurum tekrar tesekkür ediyorum saygilarimla
SilBorsa kazancı konusunda net bir bilgim yok ama bizde bu tür kazançlardan yüzde 20 vergi kesintisi yapılıyor.
Sil"Hocam; yazınız beni çok etkiledi. Anladım ki; benim B planım olmadığından "hep acaba başarısız mıyım ki? " düşünüyormuşum. Teori ile olan sıkı bağım beni bir çok şeyde ileri taşıdı ancak hep bir şekilde planımın ilerlemesine engel olan durumlarla karşılaşıyorum. Deneyimlerinizi anlattığınız Yazınızdan anladığım kadarıyla bu sadece benim başıma gelmiyormuş. Bundan sonra daha geniş açılı ve B planı olan planlarımı gerçekleştirmek üzere yüreklendirdiğiniz için teşekkür ederim.." (Atletizm Antrenörlüğü yapan Eşim Sabriye ye okudum yazınızı onun duyguları ve görüşleridir.)--- Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, sizin gibi iyi yetişmiş ve kariyer yapmış insanların halkın anlayacağı dil ile kendi tecrubelerinizi anlatmanız bizler için çok faydası oluyor. Teşekkürler..
YanıtlaSilÇok teşekkürler, başarılar.
SilHocam gerçekten ayakta alkışlanası bir kişiliksiniz.
YanıtlaSilBen şuan İÜ iktisat(ing) 2. sınıfta öğrenim görmekteyim. Sizin yazılarınızı günaşırı takip ediyorum ayrıca kitaplarınızı özet alarak okuyorum Cnbce programlarınızı kaçırmamaya çalışıyorum takip ettiğim 5 6 ekonomi yazarı var önceden anlamazdım zamanla anlamaya çalıştım bizim bölüm gereği ing-türkçe kavram kargaşası yaşanıyor türkçe kitaplara ağırlık veriyorum ing kelimeleri bilsemde cümlelerimde her zaman bir düşüklük oluyor portfoyümü geniş tutmaya çalışıyorum kararımı bu yıl 2013 ocakta kesin bir şekilde verdim kamuda kariyer yapıp aynı zamanda yüksek lisasn sonra özel sektöre geçiş yapmaktı planlarm arasında hazine dış ticaret uzman yardımcılıgı bir ara vergi denetmeliğine bakmıştım sonra biyoloji mezunlarıda araya karışınca soğudum desem yeridir aynı zamanda MB ile çok ilgiliyim elimden geldiğince blogta MB soru soruyorum şimdi bu kuruluşlara grmek kolay değil bence sınav sorularına bakıyorum şu bilgilerimde 5 sorudan 3 unü az çok çözüyorum ama esas sıkıntı ingilizceden kaynaklanıyor. Burada kelime bilgisi olsada çeviride hatalarım çok oluyor sırf bu kurumlar bu yuzden özgüven eksikliği yaratıyor bence kişilerin esas sıkıntısıda bu oldugunu( en azından benim) düşünüyorum. Devlette uzman yardımıcılığında kariyer yolu açık mıdır bu ümidi besleyip yola devam mı etmeliyim? Andre Tarkovskinin Nostalgia filmindne bir replik çok hoşuma gidiyor bunuda paylaşmak isterim " birisi piramitleri yapacağımızı hakırmalı, yapamamamızın bir önemi yok, o istegi beslemeliyiz" teşekkürler
İnsanoğlu kendisinden hiçbir zaman umudunu kesemez. Umut etmemek, karamsarlığa düşmek kolaya kaçmaktır. Güzel bir laf vardır: "Yolu bilmekle yoldan gitmek farklıdır", der. Önce bilmek, planlamak, A ve B planlarını yapmak; sonra bu yollardan gitmek için gayret etmek... Ve tek çaremiz çalışmak, göreceli olarak daha çok çalışmak...
YanıtlaSilYazınız için teşekkür ederim hocam. Üsteki yorumum, okuyucularınız içindi. Saygılar.
SilTeşekkürler
SilHocam ben İstanbul ticaret üniversitesinde bankacılık ve finans bölümü okuyorum. Şu anda ki tek hedefim üniversitede asistan olarak kalmak buna yönelik çalışmalar yapmaya çalışıyorum 2.sınıfta okuyan biri olarak gerçi kişiden kişiye değişir ama günde kaç saat çalışmamızı tavsiye edersiniz ? sizin tavsiyeleriniz benim için çok önemli .ayrıca hep lisedeyken sayısal derslere önem verip tarih çoğrafya derslerini biraz fazla boşlamıştım hocam bu dersler ilerleyen zamanlarda benim başıma sıkıntı açabilir mi ? Ona yönelik tavsiye verirseniz çok sevinirim yazılarınız büyük bir merakla takip ediyoruz
YanıtlaSilDoğkan Aygün
Tarih çalışmakta yarar var. Bunu ekonomik düşünce tarihinden başlayarak yapın. Sonra genel tarihe geçersiniz.
SilDerslerinize ne kadar çalışırsınız bilemem o kişiden kişiye değişir ama günde en az 1 saat ders dışı konulara çalışın. Hukuk, tarih gibi konular ileride sizi başkalarından farklı kılar.
Üstad,
YanıtlaSilİşim gereği bu konularla uğraşan biri olarak izninizle küçük bir katkı yapayım.
Sizinkisi güzel bir kariyer. Çoğunlukla kamuda yöneticilik yapmışsınız ve sanırım bilimin bitip politikanın başladığı noktada kamu kariyeriniz sona ermiş.Kamuda kariyer seçenlerin Türkiye şartlarında bunu da dikkate almaları gerekir sanırım.
Özel sektör seçenlerin önce kendilerini bir dinlemeleri gerek. Teknik biri misiniz yoksa idari birisi mi? Meslek seçiminde ana rotayı belirledikten sonra iş hayatına başladığınızda sadece meslek seçimi yeterli olmayacaktır. Ayrıca bir de öncelikli çalışmak istediğiniz sektörleri belirlemek zorundasınız. Örneğin risk yönetimi uzmanı olacaksınız ama nerede ? Bankalar, denizcilik,enerji... hangisi ? Çok fazla alan değiştirmek kişisel gelişiminize katkıda bulunabilir ama kariyerinizi olumsuz etkiler. Sektörleri seçerken büyüyen yenilikçi iş alanlarına öncelik vermenizi öneririm.
Sonuç olarak ne yaparsanız yapın ama en iyisi olmayı hep isteyin ve çalışın.
Saygılar
Mustafa Köprü
Doğru tespitler ve güzel katkılar. Teşekkürler.
SilMerhaba kıymetli hocam
YanıtlaSilSizinle ilk olarak Mülkiye'de okurken bir arkadaşımın tavsiyesi ile tanıştım tam 11 yıl oldu muptelasi oldum yOrumlamalarinizin. Hep tanışmak istedim siziznle uzun uzun sohbet etmek icin. Bir konuda fikrinizi almak isterim konu kariyer planlaması olunca: mezun olduktan sonra butce ve malı kontrol genel müdürlüğünde uzman yardımcısı olarak ise başladım uç yıl çalıştım burada ve evlendim de promosyon arkadaslarımdan biriyle sonrasında buradaki kadınlara yonelik zayıf kariyer imkanları be var olan ingilizcemin daha da gelişeceği bir mesleğe geçmeye karar verdim esimin de desteğiyle. Çalışırken girdiğim KPSS de tr üçüncüsü oldumaliye iktisat bölümlerinde ve ekonomi bakanliginin eski adıyla dtm sınavına girdim ve kazandım şimdi burada da yeterlilik surecindeyim. Bu An aralığında bir evlat sahibi oldum kizim 10 aylık su anda. Yeterlilikten sonra önümde kariyer planlamasına dair iki seçenek var : ilki y. Dısı master yapmak ikincisi yurtdışı tayine çıkmak . Bunların her ikisini de yasamış ve fikirlerine ehemmiyet verdigim biri olarak ayrıca çocuklu bir bayan oldugumu ve esimin şe master yapmak istediğini göz önüne alarak bana ne önerirsiniz?
Bu konuda kafam netleşmedigi sürece plan da yapamıyorum lütfen yönlendirir mısınız kıymetli hocam.
Sevgi ve saygılarımla
Nazik sözleriniz için teşekkür ederim.
SilDTM uzmanlığı iyi bir kariyer. Her ikisi de iyi imkanlar yani master da tayin de.
Bana sorarsanız orada görev yaptığınız süre içinde bir kaç kez daha tayin imkanınız olacaktır. Ama master'ı şimdi yapmazsanız bir daha kolay kolay yapamazsınız. Ben olsam öncelikle master yapardım. Hele eşiniz de master yapmak istiyorsa bundan iyi fırsat olmaz. Çocukla biraz zorlanırsınız ama ileride çok daha fazla zorlanırsınız.
Yine de karar elbette sizin ve kendi koşullarınızı en iyi siz değerlendireceksiniz.
Sevgiler, başarılar
Hocam yazınız hepimizi etkiledi, çalışma hırsınız A planı da olsa B planı da olsa sonunda ekonomik konuları, analitik ve basit bir şekilde bize sunan bir Hoca kazandırdı. Birşeyi çok merak etti, Niye ilginiz Hitit tarihi, neden Sümer değil? sizi oraya götüren ne oldu.?
YanıtlaSilTeşekkürler.
A.Gürsoy
Teşekkürler.
Sil20'li yaşlarımdayken Hititlerle ilgili bir kitap okudum ve çok ilgimi çekti. Sonra bir kaç kitap ve makale daha bulup okudum sonra işler gelişti. Konulara ekonomi açısından bakmaya başladığımda farklı şeyler gördüm. Derken bir de baktım ki Hititler konusunda bir şeyler yazmaya başlamışım. Mısır'ın belirli dönemlerine de meraklıyım. Onları da çalışıyorum.
Hocam sporla aranız nasıl peki :)
YanıtlaSilSabahları 45 dk yürüyüş yapma dışında bir spor faaliyetim yok. Ama futbol, kadın erkek basketbol, kadın erkek voleybol, atletizm, tenis vb dallarında müdavim izleyiciyim.
SilUmudumun kırıldığı bir anda sizin yazınızla karşılaştım. Kendim adıma bunu bir şans olarak görüyorum.
YanıtlaSilTeşekküler Hocam yolumuzu aydınlattığınız için.
Çok teşekkürler bir yararı olduysa ne mutlu bana.
SilYaşam boyunca umut kırılmasıyla çok karşılaştım, hala da karşılaşıyorum. Önemli olan o kırılmayı en az hasarla ve en kısa sürede atlatmaktır. En kolay yol umudu kırıldığında olayı terk etmek. Zor olanı seçip devam etmek gerekir.
Sizin ceyreginiz kadar kariyere sahip olmayan insanlar, yolun basindaki insanlara burun kivirip, tecrubelerini paylasmayi cok goruyor. Bu tavriniz, paylasimciliginiz takdire sayan. Ailesinden kalanlarin uzerine eklemenin "sifirdan baslamak" diye adlandirildigi bu rezil ortamda, bizleri bu soytarilarin hayat hikayelerini dinlemeye mecbur birakmayip, gercek mucadelenin ve pes etmemenin degerini hatirlattiginiz icin tesekkurler.
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilDeğerli hocam, ben kendi açımdan değerlendirince, her zaman hazır olmak gerektiğini anlıyorum. Her zaman için süreç değişebilir ancak siz bu değişimlere göre hazır ve esnek olmalısınız.
YanıtlaSilÇok doğru bir tespit ama uygulaması kolay olmayan bir durum ne yazık ki.
SilHocam herşeyi gerçekten çok güzel anlatmışsınız ancak eklemek istediğim bir nokta var. Sizin doktora sürecinizin uzun oluşu aslında hiç bitmeyen bir eğitim süreci içerisinde kalmanızı sağlamış. Burda görmemiz gereken nokta eğitimin hiçbir zaman bitmediği hangi okulu hangi bölümü okursanız okuyun içinizdeki öğrenme sevdasını hiçbir zaman terketmeyin ve hep bir öğrenci gibi çalışın. Hocamın ısrarla belirttiği sizi bir adın öne taşıyacak teorik bilgiden hiçbir zaman kopmamış olacaksınız. Saygılarımla
YanıtlaSilTeşekkürler, belki de dediğinizin etkisi oldu.
Silhocam, cavit çağların fırtına zamanlarını da anlatır mısınız bize? etibank'ı almasına olur vermemişsiniz, sonra da istifa etmişsiniz. yerinize gelen kişi ise hemen satışa olur vermiş. neler döndü ki o zamanlar?
YanıtlaSilBen kişilerle ilgili, onları yargılayacak ya da yerecek konulara girmiyorum. Çünkü olayı kişi değil sistem sorunu olarak niteliyorum. Light Günlük kitabımda uzun bir dönemi kendi bakış açımdan ele alıp değerlendirdim ve kişilerin yaptığı bazı hatalarla ilgili eleştirilerim olsa da onları karalayacak ya da suçlayacak bir yaklaşımda olmadım. Kitabın adındaki light sözü de oradan geliyor zaten.
SilBenim Hazine Müsteşarlığından istifa nedenim Etibank satışına onay vermemem değil. Hükümete sunduğum başta sosyal güvenlik sistemi olmak üzere yapısal reformların yaşama geçirilmesi konusunda adım atılmamasıdır.
her ne kadar sistem sorunu da olsa kişilerin payı yadsınamaz ama. çok ilginç dolaplar dönmüş. kimseyi karalayıp eleştirelim demedim ama tavrınızı anlıyorum hocam. kitabınızı alacağım,iyi ki varsınız.
Silhocamm mrb. bu MB arastirmacisi icin 26 yas siniri kalkmaz mi? ya da baska bir kurumda memur olup MB gecis yapip sansimizi oyle deneyebilir miyiz? MB calisanlari icin yas engeli yok sanirim.
YanıtlaSilhocam ben lise öğrencisiyim sözel zekaya daha baskın bi zekaya sahibim fakat hep hayallerim diş hekimliği fakültesinde.. önerilerinize ihtiyacım var yardım ederseniz çok sevinirim ... tesekkürler.
YanıtlaSilBu yaziyi cok begendin Mahir Hocam ben de bu aralar gelecek planlarimin taslaklarini olusturuyorum, insaat muhendisi olmama ragmen; edebiyata ve psikolojiye ve tarihe cok ilgim var , peki sosyal hayatiniz, ailenize ayirdiginiz vakit ne olcudeydi. cevabiniz kendi icimde bosluk olusturan bir noktaya cevap olacak . tesekkurler
YanıtlaSilHepsine iyi kötü zaman ayırdım. Daha çok gecelerden çalarak çalıştım ben. Az uyudum.
SilEdebiyat ve psikolojiye bende meraklıydım ve bana çok şey kattığını düşünürüm.
Bir de bu basarinin sirrini edebiyat ve tarihe olan merakinizin taclandirdigini dusunuyorum nacizhane. .
YanıtlaSilHocam bir ekonomi öğrencisiyim.Sizi daha önce ekonomiyle ilgili yazilarinizla takip ediyordum.itiraf etmeliyim ki ekonomi de sizin yazılarınız da hiç ilgimi çekmedi ve çekmiyor.Ama yakın zamanda geçmişimle yuzlestigimde bu analitik düşünce yeteneğimi keşfettim.Ama söyle ki bir konuyla ilgili bu yeteneğimi kullanmam için hem o konuya ilgili hem de o konuyla ilgili olarak bilgili olmam gerekiyor.Yani bu yeteneğimden eminim.En azından ortalamanın üzerindedir diye düşünüyorum.Simdi konunun sizinle alakalı kısmına gelicek olursak bu yetenegi barındıran biri olarak bunu geliştirmek için ne yapmalıyım.Yukarida bazı önerilerilerde bulunmussunuz ama bunlar bu yeteneğe daha uzak kişiler için geçerlidir diye düşünüyorum.Okur ve cevaplarsanız sevinirim.İyi günler, saygılar:)
YanıtlaSilHocam gerçekten gayretiniz ve hedefleriniz uğruna size bir şeylerin engel olamayacağını kendinize ispatlayıp böyle muhteşem bir kariyer hayatı çizmeniz bizi de hayallerin yapılabilir olma konusunda umutlandırıyor. Benim de en büyük hayalim yazar olmaktı.Fakat şu an maliye öğrencisiyim. Yani o istediğim romansı hayattan çok uzağım. Bu anlamda bana bir öneriniz var mı?
YanıtlaSil