İsviçre Merkez Bankası Ne Yaptı?

İsviçre Merkez Bankası (İsviçre MB), İsviçre Frangı (CHF) için uyguladığı 1 Euro = 1,20 CHF tamponunu (bir çeşit sabit kur uygulaması) kaldırdığını, CHF’i Euro karşısında serbest bıraktığını açıklayınca piyasalar alt üst oldu. Bu işin perde arkasına bir bakalım. Aşağıdaki grafik 2005 yılından bu yana Euro/CHF paritesini ortaya koyuyor (Kaynak: ECB.)

1 Euro = X CHF olarak hazırlanmış olan bu grafiğe baktığımızda CHF’in, 1 Euro = 1,68 CHF paritesine ulaştığı 2007 yılından 2011 yılına kadar Euro’ya karşı bazen iniş çıkışlar yaşamış olsa da genel olarak değer kazandığını görebiliyoruz. CHF’in bu şekilde değer kazanması ihracatının en büyük bölümünü Euro Bölgesi ekonomilerine yapan İsviçre açısından sıkıntılı bir durum yaratıyor. Sıkıntı, 2011 yılında doruk noktasına çıkmış ve 1 Euro = 1,05 CHF’e kadar gerilemiş. Bu gelişme sonrasında ihracatçıya destek verebilmek üzere İsviçre Merkez Bankası 1 Euro = 1,20 CHF paritesini tampon nokta olarak belirlemiş ve bu pariteyi korumaya başlamış. Bunu başarabilmek için düzenli olarak Euro satın alarak piyasaya CHF vermiş. Böylece Euroyu kıtlaştırıp CHF’i bollaştırarak CHF’in Euro karşısında daha fazla değer kazanmasını engellemiş. Grafiğe bakarsak 2011’deki dip noktasından sonra İsviçre MB’nin yaklaşımının etkisiyle Euro/CHF paritesinin aşağı yukarı aynı düzeyde kalmaya devam ettiğini görebiliyoruz.

CHF ile Euro arasındaki parite böyle seyrederken CHF ile USD arasındaki parite de benzer yolda seyretmiş. 2007 yılında parite 1 USD = 1,22 CHF dolayında iken 2011’de 1 USD = 0,75 CHF düzeyine gelmiş. İsviçre MB’nın 1 Euro = 1,20 CHF  paritesini tampon olarak açıklamasının ardından CHF kazandığı değeri kaybederek 1 USD = 0,90 CHF dolayında bir istikrara ulaşmış.

Geçtiğimiz bir ay içinde İsviçre MB’nı, 1 Euro = 1,20 CHF tamponunu kaldırarak CHF’i Euro karşısında serbest bırakmaya iten iki önemli gelişme oldu: (1) ABD ekonomisinin toparlanmaya devam etmesine karşılık Euro Bölgesi ekonomilerinin kötüye gitmesi sonucu USD, Euroya karşı hızla değer kazanmaya başladı. Euro/USD paritesi 1,16’ya kader geriledi. Bu gelişme Euro ile 1,20’lik bir tampon düzeyinde bulunan CHF’in USD’ye karşı Euro ile birlikte değer kaybetmesine yol açtı. (2) Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) parasal genişlemeyi artırmak için tahvil alımına devlet tahvillerini de katması isteğine Avrupa Adalet Divanı’ndan onay gelmesi bu isteğin yaşama geçirilmesini kolaylaştırdı. AMB’nin ilk toplantıda bu yönde karar alarak piyasaya süreceği Euro miktarını artırması bekleniyor. Bu durumda söz konusu Euro fazlasının İsviçre’ye girmesi ve İsviçre MB’nin bu girişle birlikte CHF’in değerlenmesini önlemek üzere Euro satın alımını artırması gerekiyordu. İsviçre MB, bu durumda CHF’i bir kenara bırakıp, Euro’yu USD’ye karşı savunur konuma gelecekti.

İsviçre’nin kendi katkısı dışında ortaya çıkan bu gelişmeleri para politikasıyla veya kur politikasıyla denetleme olanağı bulunmuyor. Bunu gören İsviçre MB, iki karar aldı: Bir yandan CHF’in Euro ile tampon ilişkisini kaldırdı ve CHF’i dalgalanmaya bıraktı, bir yandan da Euro bölgesinden İsviçre’ye akacak Euroları denetleyebilmek için faiz oranını % - 0,25’den – 0,75’e indirdi. İsviçre MB’nin bu adımları sonrasında CHF hem Euroya hem de USD’ye karşı değer kazandı. Bugün itibariyle 1 Euro = 1,01 CHF ve 1 USD = 0,87 CHF paritesinden işlem görüyor. Yani CHF hem Euro’ya hem de USD’ye karşı değer kazandı. İsviçre MB, İsviçreli ihracatçının aleyhine olacağı gerekçesiyle CHF’in değer kazanmasını istemediği halde niçin böyle bir karar aldı? Bunun yanıtı ‘arbitraj dolayısıyla zarar etmeyi önlemek için’ şeklinde verilebilir. Bunu bir örnekle açıklamaya çalışayım. Bir ay önceki (16 Aralık 2014) veriler şöyleydi:

            1 Euro = 1,25 USD
            1 Euro = 1,20 CHF
            1 USD = 0,97 CHF

Buna göre 16 Aralık 2014’de 125 USD vererek 100 Euro alan bir Amerikalı o 100 Euro ile 120 CHF alıyordu. İsviçre MB’nin CHF’i serbest bırakmasından önce 14 Ocak 2015’de veriler şöyleydi:

1 Euro = 1,16 USD
            1 Euro = 1,20 CHF
            1 USD = 1,0 CHF

Buna göre 14 Ocak 2015’de 116 USD vererek 100 Euro alan bir Amerikalı o 100 Euro ile 120 CHF alabiliyordu. Yani İsviçre, Euro’ya dahil bulunmadığı, İsviçre ekonomisi Euro Bölgesi gibi sıkıntıda olmadığı halde CHF, Euro ile birlikte değer kaybeder konuma gelmiş ve arbitraja konu olmuştu. İsviçre MB, aldığı kararla, ihracatçıya sıkıntı yaratmış olsa da CHF’in Euro ile aynı kaderi paylaşmasını önlemiş oldu.

Dolara ve Altına Kaçış
İsviçre MB'nin bu kararı sonrasında Euro'dan kaçanlar USD ve altına sığındılar. Bu akım, hem USD'nin hem de altının değer kazanmasına yol açtı. Hem USD'nin hem altının değer kazanması Türk altın yatırımcısı için ideal olarak nitelenebilecek sonucu ortaya çıkardı. Altının ons fiyatı son bir haftada yüzde 1,5 değer kazanırken USD de TL'ye karşı yüzde 1,8 dolayında değer kazandı. Bu ikili değer kazanımı altının fiyatını Türkiye'de 90 TL/Gram düzeyinden 95 TL/Gramın üzerine taşıdı. Özetle İsviçre MB'nin bu kararı en çok Türk altın yatırımcısının yüzünü güldürdü. 

Yorumlar

  1. İsviçre merkez bankası Kasım ayında "altın alımları franka değer kazandırır. enflasyonu yönetmek zorlaşır. deflasyon tehlikesi belirir" şeklinde lobi yaptı ve İsviçre halkı altın alımına onay vermedi (altın satarken halka sormayıp, almadan önce sormak da merkez bankalarının anti-altın bakış açısını özetliyor) İsviçre merkez bankası son hamlesiyle aslında "değerli frank"tan korkmadığını, altın alımı öncesi referandumda "değerli frank ülkeye zarar verir" söyleminin samimiyetsiz olduğunu gösterdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız o günden bu yana da USD / Euro paritesi ciddi biçimde değişti.

      Sil
    2. hocam o tarihte de brent 70 dolar civarıydı. aradan geçen zamanda brentin fiyatı %30 düşerken, Euro/dolar paritesi ise %8 düşmüş. deflasyon olasılığı şu an daha fazla

      Sil
    3. Doğru zaten İsviçre MB'yi o da korkuttu.

      Sil
    4. turkiye sabit kura gecmeeli cunku ithalatimiz yuksek cari acigi dusurmek icin sabit kur olmali eger ithalitimiz az ihracatimiz fazla olsaydi o zaman dalgac

      Sil
    5. Türkiye'nin 1980'lere kadar bütün geçmişi sabit kurla ve onun yarattığı hasarları ve devalüasyonları tamirle geçmiştir.

      Sil
  2. Ülke ekonomisine ne gibi bir etkisi olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize fazla etkisi olmaz. Bir zamanlar faizi düşük ve stabil diye CHF ile kredi alanlar vardı eğer hala CHF cinsinden borçlu olanlar varsa onlar yandı. Bir de İsviçre ile alış verişi olup da İsviçreli firmalara CHF ile borçlu olanlar ve CHF ile ödeme yapma durumunda olanlar için sıkıntı olur.

      Sil
  3. Mb başkanları hakikaten özerk. Çok İlginç insanlar.. Milyonlarca insanı etkileyecek kararları bir kaç kişiyle konuşup alabilmek, bence krallıktan öte bir şey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şöyle bir sistem düşünün: kimse para biriktirmek istemiyor ve 25 yaşında ev sahibi olmak istiyor. nasıl olacak? kredi kullanacak.
      şirketler yatırım yapmak istiyorlar ama sermaye piyasalarından fon toplamak kolay değil. kredi kullanmak istiyorlar ve kredilerin vadesinin de uzun olmasını istiyorlar. ayrıca tüketicilerin borçlanmasını ve ileriki dönemlerde tüketecekleri malları daha önce tüketmelerini istiyorlar.
      siyasetçiler de benzer şekilde kredi hacminin büyümesini ve bir sonraki seçime kadar yüksek büyüme istiyor.
      bankacılar da düşük faizle topladıkları kısa vadeli kaynakları daha yüksek faizle kullandırmak istiyor. bunun yolu da kredi vadelerinin uzamasından geçiyor.
      herkes uzun kredi vadeleri ve para biriktirmeden tüketmek, bir şeyler almak ve yatırım yapmak istiyor. bu durumda merkez bankası bürokratları da faizleri ve enflasyonu olanca güçleriyle kontrol etmeye çalışıyor. enflasyonu kontrol edemezse bankalar batar, saadet zinciri çöker. çünkü herkesin menfaati bu yönde çalışıyor. merkez bankası yöneticileri tabii ki kredi hacmi ve borcun bir yere kadar artacağını, sonrasında kriz olacağını biliyor ama bunlar aslında gariban bürokratlar. ne yapabilirler ki? sistem neyi istiyorsa onu yapıyorlar.

      Sil
    2. İyi ki öyleler. Yoksa bu kararı politikacıyla almaya kalksanız tamamen ters şeyler olabilir.
      Merkez Bankacılar pek de öyle gariban bürokratlar değil.

      Sil
  4. Isvicre, mali sistemini Euro'dan ayirarak kendi ekonomik istikrarina uygun itibar sahibi bir parayla yola devam etme karari aldi. Acaba AB ulkeleri arasinda ayni kadere daha siki zincirlerle mahkum olmus ulkeler ne dusunuyor? Yunanistan, Euro selinde yuzdurulurken, ABD karsisinda itibar kaybeden Almanya-Fransa ne yapmayi planliyor? Coskuyla ve hevesle, kulturel, ticari, siyasi birliktelikler kurulabilir. Ama, para gibi teknik ve ulke bazinda ele alinmasi gereken bir konuda ayni cosku ne kadar sonuc verebilir? Daha ne kadar zorlanabilir? Bugun Turkiye dahi, para politikasini, MB faiz oranlarini, acik oturumlarda, meclis kursulerinde mesele yapacak kadar (iyi yada kotu bicimde) bilinc/farkindalik kazanmisken, Almanya-Fransa piriltili bir goruntu ugruna daha ne kadar aptali oynayabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep söylediğim gibi ortak para olayına çok erken girdi AB. Siyasal birlik olmadan ortak para zor bir iş. Üstelik de bu kadar farklı ekonomik yapılar söz konusuyken.

      Sil
  5. Hocam tam yeni bir sey oluyor, anlamaya calisiyorum orayi burayi okuyorum anlayamiyorum. Hemen siz yetisiyorsunuz yeni ve aciklayici yazinizla. Allah sizi basimizdan eksik etmesin. Ellerinizden opuyor, saygilarimi sunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Önce olanın ne olduğunu ben anlamaya çalışıyorum ve anlayınca da oturup yazıyorum ki anlamak isteyenlere bir yararım olsun. Oluyorsa ne mutlu.

      Sil
  6. Merhaba hocam. Bi tarafta hizla dususler bir tarafta aniden yukselisler yatirim icin altin mi euro mu alinmali ongorulerinizi bilmek isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorsunuz ben bu tür yatırım tavsiyesi vermiyorum. Ama size diyebileceğim tek şey eğer profesyonel bir piyasa uzmanı değilseniz kısa süreli kazanç peşinde koşmayın.

      Sil
  7. Hocam bu isviçre mb karari, altin cephesinide çok etkiledi, altina karşı spekülatif alimlar hizlandi. Acaba CHF'nin yukselmesinden dolayi, CHF satip altin ve dolar mi alinmaya başlandi ? Altindaki bu hareketi nasil degerlendiriyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle bu tür para kararı değişiklikleri altına ve en güçlü paraya yöneltir insanları. Bu kez de öyle oldu. İnsanlar CHF'den değil aslında Euro'dan kaçıyorlar ve USD ve Altına gidiyorlar. Uzun süreli bir etki olduğunu düşünmüyorum.

      Sil
  8. Mahfi Bey, haberiniz olsun:

    Cumhurbaşkanımız da bağımsız olduğu için sadece TCMB'yi çağırmakla kalmayıp, ülke genelinde sözüne itibar edilen iktisatçıları da çağırıp yazılarında, televizyon konuşmalarında, konferanslarında vb.'lerinde faiz konusunda daha dikkatli bir dil kullanmaları konusunda temenni ile ihtarname arasında değişen bir üslupla açıklama yapacakmış!

    Bu iktisatçılar arasında siz de varmışsınız. Benim de yeni haberim oldu, sizle paylaşayım dedim!

    Artık kendilerine nasıl anlatırsınız, nasıl edersiniz; baştan sona iktisat mı anlatmanız gerekecek, ne yapacaksınız, işin içinden nasıl çıkacaksınız bilemem!

    İyi haftasonları!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Benim düşüncelerim buralarda yazılı. Merak eden okur.

      Sil
    2. Meraba,
      Aman deyim hocam cagirirsa gitmemezlik etmeyin. Siteyi falan kapattirir bir saglam kaynak siz varsiniz.
      He yok deyin geçsin.
      Elimizden sizi de almasinlar.
      Bu zulüm elbet biter...

      Sil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam tersi. CHF değer kazandığı için satışları düşecek.

      Sil
  10. Hocam AB deflasyon riski her ülkeyi aynı oranda sarsmayacak ve Euro QE ilee Almanya uzun vadeli avantaj elde etmiş olmaz mı? Bu durum birlik içinde kırılmalara yol açabilir. Ayrıca USD değer artışı ve düşen petrol fiyatları AB'yi ihracat açısından orta vadede avantajlı konuma getiriyor, sizce FED bu durumda faiz yükseltirse kendi ayağına sıkmış olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Fed'in bunlardan daha çok ABD ekonomisine baktığını düşünüyorum. ABD'de enflasyon oluşmuyor. İşsizlik düşüyor, büyüme artıyor ama enflasyon yok. Böyle bir durumda Fed'in faiz artırmasının bir anlamı kalmıyor.

      Sil
  11. Hocam İsviçre MB hareketi, Çin'in faiz düşürmesi ve AB'nin QE yapması, petrol fiyatlarındaki düşüş ve USD'nin değer kazanması ile aslında ABD için rsikli bir görünüm ortaya koymuyor mu? Bu durumda sizce FED faiz arttırarak kendi ayağına sıkmış olmaz mı?

    YanıtlaSil
  12. hocam 1)türkiyede geçerli olan euro\dolar paritesi ile isviçre de yada başka bir ülkede olan euro\dolar paritesi aynımıdır?aynı olmak zorunda mıdır?
    2)hocam isviçrenin bu son kararı ile isviçre güvenli liman olmaktan çıktı şeklinde yaygın bir söylenti var. ve altının prim yapacağı görüşüde hakim.şunu sormak istiyorum acaba neden isviçre güvenli liman olmaktan çıktı ve neden altın prim yapar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Aynı olmazsa herkes gider avantajlı olandan alır ve aynı hale gelir. Pazarda iki tezgah düşünün birisinde domatesin kilosu 1 TL ötekinde 1,5 TL. Eğer bu iki domates tümüyle aynı ise (diyelim ki ikisi de Çanakkale domatesi) herkes 1 TL'ye satandan alır. Öteki de mecburen düşürür fiyatı. Onun gibi düşünün.
      (2) İsviçre'nin güvenli liman olmaktan çıkması bence bu son kararla ilgili değil. Gizli banka hesaplarının açıklanması gündeme gelirse söz konusu olur. Altın bu gibi dalgalanmalarda hep prim yapar. Çünkü Eurodan kaçanların bir bölümü USD'ye gidiyor bir bölümü başka paralara bir bölümü de altına gidiyor. Altına talep artınca fiyatı da yükseliyor.

      Sil
  13. Hocam değerli ulusal para ekonomi için iyi midir?
    Bazen herhangi bir MB açıklamasında kendi para biriminin değerlenmesine karşı hamleler görünce şaşırıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer değeri ekonominin gücünden geliyorsa iyidir. Ama eğer zorlama bir değer taşıyorsa kötüdür.
      Örneğin TL 2014'de yüzde 8,2 enflasyon yaşamış yani yüzde 8,2 iç değerini kaybetmiş. Bu durumda eğer dış değerini eski düzeyinde tutamaya çalışırsak bu zorlama bir değer tutma olur. Öte yandan bir paranın dış değerinin düşmesi ihracatın artmasına ithalatın azalmasına yol açar.
      Diyelim ki 1 USD = 2,25 TL idi ve sonradan 1 USD = 2,35 TL oldu.
      Eskiden 220 TL verip 100 USD'lik mal alırken şimdi aynı malı almak için 235 TL verince ithalat düşer.
      Eskiden 100 USD'lik mal satıp karşılığında 225 TL alırken şimdi aynı malı satıp karşılığında 235 TL alınca ihracat artar.

      Sil
    2. İkircikli durumu pas geçmesek iyi olur kanısındayım:

      Türkiye genelinde ürünlerini ihraç eden şirketlerin çok büyük bölümünün borcu Dolar ağırlıklı. Bu sebeple Dolar'ın değerlenmesi maliyetlerini arttıran bir etken. Her ne kadar maliyetleri arttırsa da; ülke içinde yüksek inovasyonlu üretim anlayışı olmadığından 'ithalat' yapmaya mecburlar. Dolar ne kadar değerlenirse değerlensin, eğer ithalatta kesintiye giderlerse, üretim tesislerini durdurmak zorunda kalırlar. Bunun şirketlerin bir bir kapanması anlamına geldiğini hatırlatmama gerek yok sanırım!

      Ürünlerini daha çok Avrupa ülkelerine sattığı için Euro'nun değerlenmesi Türkiye'deki ihracatçıların en çok istediği şeylerden biri.

      Sil
    3. Borç, Hammadde Girdisi'nin Döviz ile olması önemli değil
      Enerji, Rant ve İşcilik Giderleri TL oldukça
      Artan Dolar fiyatlarını sabit TL giderlerinin döviz bazında
      düşmesi ile fiyat düşürme yolu ile toplam ciroyu artırmaya
      yarar.
      Önemli olan müşteriye ulaşmaktır. Gerisi hikayedir.

      Sil
  14. doğkan aygün17 Ocak 2015 02:43

    hocam altının tl cinsinden gramını şu şekilde hesapladım yanlışım yada katılmadığınız yer varsa düzeltirseniz sevinirm: altının onsu 31.10 gram şeklinde ve şu an altının onsu 1276.68$ seviyesinde,gramı da 1276.68\31.10=41.05$ , tl cinsinden hesaplarsak ta 1$=2.3329 olduğundan 2.3329*41.05$=95.76tl şeklinde çıkıyor.yani ben burdan şunu çıkartıyorum eğer altının onsu yükselirse ve aynı zamanda dolarda tl ye karşı değer kazanırsa altının tl cinsinden gramı yükselecektir.doların tl karşısında değer kazanması beklenmektedir geriye türk yatırımcısının altından kazanabilmesi için altının onsunun yükselmesi gerekiyor sizce altının onsu yükselir mi? bu hesaplama da hatalı gördüğünüz bir yer var mı yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirm.

    2)hocam gerek altının onsu gerekse de petrolün varil fiyatı dolar cinsinden hesaplanmakta.amerikan ekonomsinin iyiye yada kötüye gitmesi durumunda gerek altın gerekse de petrol bundan nasıl etkileniyor arada ki ekonomik bağlantıyı kaçırıyorum yani neden sadece altının arz ve talebinden dolayı altının ons fiyatı belirlenmiyor da amerikan ekonomisi iyi ye yada kötüye gittiğinde altının onsu yükselir yada düşer şeklinde yorumlanıyor anlatırsanız çok sevinirm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Hiçbir yanlışınız yok ben de hep bunu anlatıyorum. İdeal durum altının fiyatıyla birlikte Doların da TL'ye karşı değer kazanmasıdır. Hesapta hata yok.
      (2) Bu tamamen Doların en önemli rezerv para olmasından kaynaklanıyor. Dolara biliyorsunuz kağıt altın deniyor. Nedeni Doların yakın zamana karşı altın karşılığı basılmaya devam etmiş olmasından kaynaklanıyor. Altın ile Dolar bir anlamda birbirinin yerine ikame edilen iki değer konumunda.

      Sil
    2. Hocam yakın zamana kadar dediğiniz zamandan beri 45 sene geçti yaşımdır ondan bilirim. Altın Dolar'la ikame olamaz, altın hard dolar soft. Fiat Money algı ve psikolojik fiyat siz demeyin bari ikamedir diye ya. 33 Dolar Ounce idi 1971'de Şimdi 1200 Dolar Ounce buna göre %3600 enflasyon olmuş Amerika'da 1971'den beri. Ortalaması yılda 80% eder. O tarihte bir gram altın 21 Liraydı yani 1.5 Dolar ediyordu. O vakit Dolar alanın parası mı yoksa Altın alanın parası mı kıymetlendi Hocam? Nasıl ikame oluyor bu?

      Sil
  15. hocam ekonomi alanında yüksek lisans düşünen biri olarak iktisadın anabilim dalı olan iktisat teorisi ile ekonomi politikası arasında ki farklar nelerdir?iktisat teorisini adında anlaşılacağı üzerinde çok fazla teorik ve zor diyenler var.sizce iktisat teorisi hayattan çok mu kopuktur? her iki dalında katkıları sizce ne olabilir? yanılmıyorsam sizin iktisat politikası dalında yüksek lisans yaptığınız biliyorum geçenlerde de yorumunuz da ben olsam iktisat teorisi dalında yapardım şeklinde bir cümlenize rastladım acaba neden iktisat teorisi ni seçerdiniz? son sınıf öğrencisi olarak sizin gibi bir üstadın fikrini almak istedim saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisat teorisi işin objektif yanını inceler. Ekonomideki yasalarla, teorilerle, hipotezlerle bunların yaşama ne kadar uyduğuyla ilgilenir. Mesela ekonomik büyümenin nasıl oluştuğunu inceler ve objektif, her yerde geçerli bir büyüme teorisi geliştirmeye çalışır. Ekonomi politikası ise ekonomi teorisini veri alarak bir ekonomideki ideal büyüme oranına ulaşılması için neler yapılması gerektiğini ele alır. Yani işin subjektif yönüyle ilgilenir. Ekonıomi teorisi enflasyon nedir nasıl oluşur nasıl önlenir konularını inceler ekonomi politikası ise enflasyonu düşürmek için para politikası mı maliye politikası uygulamak gerekir ve hangi önlemleri almak gerekir ona bakar.
      Ben iktisat teorisini seçerdim çünkü asıl olan işin objektif yanlarını öğrenmektir. Onları öğrenince o çerçevede uygulamanın nasıl yapılacağına karar vermek daha kolay. Ekonomi teorisini öğrenmek ekonomi politikasını öğrenmekten daha zordur. Bence iyi bir ekonomi teorisi öğrencisi ekonomi politikasını kendi kendine öğrenebilir. Para teorisi biraz daha zordur ama o da ekonomi teorisi derslerine ek olarak alınabilir.

      Sil
  16. Mehmet Ergun Çarıkçıoğlu17 Ocak 2015 06:37

    Mahfi bey, rezerv paralara kur çıpasıyla (sabit kur) bağlı başka ülke paraları var mı? Varsa hangileri? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortadogudaki Arap ulkelerinin para birimleri genelde Amerikan Dolarina sabitlenmis durumda.
      Birlesik Arap Emirlikleri : USD/AED = 3,67
      Oman : OMR/USD = 2,60
      Urdun : JOD/USD = 1,41
      Suudi Arabistan : USD/SAR = 3,75

      Sil
    2. Mehmet Ergun Çarıkçıoğlu20 Ocak 2015 05:41

      Danimarka kronunda da İsviçre frankına benzer bir durum varmış anlaşılan: http://www.bloomberg.com/news/2015-01-15/snb-measures-fuel-speculation-denmark-may-be-next-nordea-says.html

      Sil
  17. Hocam merhabalar , Sizce bu durum Türkiye de ki piyasa dengelerini kötüye sürükler mi ? Sizce Türk ekonomisinin gittiği yön nedir ? Faiz oranlarını düşürmeye inat etmek tek çözüm mü ? Faiz oranlarını düşürmek yatırımı destekler deniyor fakat faiz oranlarını düşürdükten sonra yatırım olması gerekir fakat herhangi bir yatırım söz konusu değil . Sizin durum değerlendirmeniz nedir ? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize etkisi Dolar üzerinden oluyor yani dolaylı bir etkisi var. Çünkü Türkiyenin dış borç stokunda (Kamu + Özel kesim) CHF ile borç, son derecede düşük bir düzeyde (yüzde 0,5.)
      Türkiye ekonomisi, özellikle petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle daha iyiye doğru gidiyor.
      Yatırımın artması için faiz indirimi yeterli değil. Daha bir çok koşul söz konusu. Faizi indirince yatırım otomatik olarak artar diye br şey söz konusu değil.

      Sil
  18. Hocam Okun Kanuna göre işsizlik oranındaki her %1'lik artış, GSYH'i %2,5 oranında aşağı çekiyormuş. İşsizlik maliyet enflasyonunun düştüğü manasına gelmez mi? Maliyet enflasyonundaki düşüş yatırımı ve dolayısıyla reel GDP'yi arttıran bir unsur olarak görülemez mi? Okun kanunu ile Philips eğrisi arasında bir çelişki doğmuş olmuyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür yasalar ortaya atıldığı yer için geçerli yasalar. Okun Yasası da ABD için geçerli. Üstelik de kalıcı bir geçerliliğe sahip değil. Bana sorarsanız yasa olarak adlandırılması da doğru değil. Okun Yasası yasa da Phillips Eğrisi niye yasa değil? Neyse o işin başka yanı.
      İşsizlik belki sizin dediğiniz anlamda verimlilik artışı yaratarak maliyet enflasyonunu bir miktar aşağı çekebilir ama o zaman da işsiz insanlar yeterince harcama yapmayacağı için talep düşer ve onun etkisiyle arz da (üretim) düşer. Bu da GSYH'nın büyüme oranını düşürür.

      Sil
    2. Burada bir sarmal söz konusu değil mi?

      'Maliyet enflasyonunun yükselişi, işsizliği arttıran en önemli etkenlerden biridir.' diye biliyorum. Doğru mu Mahfi Hocam?

      Yukarıdaki arkadaşımızın kastettiği şey: İşsizliğin artması ile birlikte daha az sayıda kişinin üstüne daha fazla iş yükü binmesi; ve bu durumun zaman geçtikçe uzmanlaşmayı arttırıp ekonomide verimin aşama aşama yükselmesi anlamına mı geliyor? (Arkadaşımız işsizliğin artmasından bahsediyor; ama işsizliği arttıran sebebin/sebeplerin ne olduğundan bahsetmiyor, gibi eksik gerekçe ile konuya baktığını tahmin ediyorum.)

      Eğer soruyu doğru sormuş isem; arkadaşımızın bahsettiği yaklaşımın çok ama çok spesifik bir durum olduğunu tahmin ediyorum?

      Kafam biraz karıştı hocam... Sizin görüşleriniz nedir?

      Sil
  19. Hocam sizce 2015 veya 2016'da Türkiye kendini G-20'nin dışında bulabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar o kadar çabuk verilen kararlar değil.

      Sil
  20. İsviçre frankı daha değerlendirecek mi? Yoksa elimizdeki satalım mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence yeni bir sürpriz olmazsa artık buralarda durur ve değerlenmesi diğer paralarda olduğu gibi USD / Euro paritesine bağlı hale gelir. Aslında eldeki CHF'leri satıp Euroya dönmek için ideal zaman İsviçre MB'nin bu kararı aldığı gündü. Yine de durum iyi. Karar sizin. Ben kişisel tavsiye vermiyorum.

      Sil
  21. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2015 için oldukça karamsar bir tablo çizdi. WEF'in hazırladığı rapora göre, iç çatışmalar, devletlerin çökmesi, işsizlik gibi ciddi siyasi ve ekonomik sorunların yaşanacağı riskli bir 18 aylık sürece giriliyor.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun (WEF) da katılacağı Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu öncesi, “2015 Küresel Riskler” raporu yayınlandı. Ülke içi çatışmalar, olağandışı ve aşırı hava olayları ile ulusal yönetimlerin çökme ihtimali 2015’te yaşanması en olası riskler arasında ilk üç sırada yer aldı.

    Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre sosyal istikrarsızlık, iç ayaklanma, göç kaynaklı çatışma ortamlarının çok yoğun yaşanabileceği bir 18 aylık sürece giriliyor. Devletlerin çökmesi ya da politik riskler de listede dördüncü sırada yer alıyor. Ekonomi ve finans ağırlıklı riskler düşerken, işsizlik ya da işçi bulamama sorunu ise ilk beşteki yerini koruyor.

    Dünya Ekonomik Forumu’nun paydaşları arasındaki 900 üyesi ile yaptığı anketin sonuçlarına göre bütün dünyada jeopolitik riskler artıyor. Bölgesel etkileri olan ülke içi çatışmalar 2015’in riskler haritasının en tepesinde yer alıyor. Listede gerçekleşme olasılığı en yüksek olanlar şöyle:

    1) Bölgesel etkileri olan iç çatışmalar
    2) Olağandışı hava ve iklim değişiklikleri
    3) Ulusal devlet yönetişiminde çökme
    4) Devlet krizleri ya da devletlerin çökme ihtimali
    5) Yüksek yapısal işsizlik ya da işçi bulamama hâli

    'TÜRKİYE ÇİFTE RİSKLE KARŞI KARŞIYA'

    WEF’in tahminlerine göre Türkiye’nin de bulunduğu coğrafya Avrupa cephesinden “yapısal işsizlik” riski ile karşı karşıya kalırken, Ortadoğu’dan bakınca da “iç çatışma ve devlet sisteminin çökmesi” gibi riskler taşıyor. Bölgenin uzun süre yaşaması beklenen risk ise su kıtlığı.

    Araştırmanın merkezinde yer alan zorunlu göç faktörünün büyüklüğü dikkat çekici. Göç ile yaratılan ortamının, iç istikrarsızlıkları, devlet krizlerini ve iç çatışmaları tetiklemesinden endişe ediliyor.

    Türkiye’nin çevresi bu riskleri taşırken ABD, önemli altyapılarda çökme (yol, elektrik, su vs.) ya da siber saldırı riskleri taşıyor. Geçen yıllarda risk listesinin en tepesinde üç yıl üst üste gelir dağılımındaki dengesizlik yer almıştı. Uzmanlara göre ekonomik krizin izleri hafiflerken dünya üzerindeki jeopolitik risklerin artacağı bir dönem geliyor.

    WEF araştırmasından çıkan bir sonuç da son 10 yılda en fazla ilerleme kaydedilen kriz noktaları üzerine. Finansal sistem, terörizmle mücadele ve bulaşıcı hastalıklar konusunda önemli yol alındığına dikkat çeken rapor, sosyal ve siyasi istikrarsızlık alanlarını hala “kırılgan” noktalar olarak kaydediyor.

    WEF’e göre Asya’da da iç çatışma ortamının doğma ihtimali yüksek, Çin ise enerji fiyatları konusunda riskli noktada. Afrika ise su ve yiyecek kıtlığı, işsizlik ya da eleman bulamama gibi riskler taşıyor.

    (Ahu Özyurt, 15 Ocak 2015
    http://www.radikal.com.tr/dunya/wef_ic_catisma_ve_devlet_krizleri_geliyor-1272553 )

    *
    Ek Bilgi:

    Meydana gelecek ekonomik kriz sarmalında ülkelerin ekonomiden sorumlu devlet bakanlarının sıklıkla değiştirilmesi gündeme gelebilir.

    Türkiye'de başlayacak olan ekonomik krizde, krizi en az hasarla atlatabilmek ve yepısal reformları takır takır takır yürürlüğe geçirebilmek için Sn. Mahfi Eğilmez'in ekonomiden sorumlu devlet bakanı olması için faaliyetlerin başladığı haberi ulaştı.

    Bakan olması ile beraber kendi çalışma arkadaşlarını da istediği gibi seçeceği, Sn. Eğilmez'in başkanlığında alınacak iktisadi kararlara asla müdahale edilmeyeceği bildirildi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorun kişiler sorunu değil sistem sorunu. İktisadi kararlara müdahale etmeyecek bir sistem kursak kişilerin önemi kalmaz zaten.

      Sil
  22. Hocam öncelikle yazınız için teşekkürler. Hocam İsviçre Merkez Bankası ihracatçıyı destekleme amacında ise neden euronun dolar karşısında dolayısıyla da frankın dolar karşısında deger kaybetmesini engelliyor. İhracatçının desteklenmesi için bu hamleyi yapmaması daha doğru degil midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunuzun yanıtı yazıda var. İsviçre MB, ihracatçıyı destekleyeyim derken USD ve diğer paralara karşı hızla değer kaybeden Euro'yu desteklemiş olduğunu farkedince bu işten vazgeçti. kaybeden

      Sil
  23. Hocam ısviçre merkez bankası Euro =Dolar olmasına katkı sağladı değil mi ? Euro zaten son zamanlarda üvey evlat goruluyordu. Son uygulama ile buda belli oldu. Peki bunu neden yaptılar ? Neden Dolar i yükseltmek istiyorlar ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gidiş o gidişti zaten ama İMB'nin kararı buna biraz katkı yaptı diyebiliriz. İMB'nin amacı Doları yükseltmek ya da Euroyu düşürmek değil. Eğer eski sistemle devam etseydi rezervlerini boşaltsa bile o dengeyi tutamayacaktı. Çünkü Euro'yu alan gelip İsviçreye arbitraj yapıyordu. İMB'nin derdi Dolara uarar sağlamak değil kendi parasını koruyabilmek.

      Sil
  24. hocam snb'nin amb tarafından açıklanması beklenen parasal genişleme kararı nedeniyle ülkeye yönelmesi muhtemel euro nedeniyle frankın değerlenmesini engellemek amacıyla faizleri - %0.75 seviyesine indirmesini anladım da taban uygulamasını şimdi sonlandırma nedenini anlayamadım.eurodolar paritesi 1.40 seviyesinden 1.17 seviyesine düşerken taban uygulamasını bırakmıyorken ve 22 ocaktaki toplantıda çok olağandışı bir açıklama gelmez ise parasal genişlemenin büyük oranda fiyatlandığı konuşuluyorken taban uygulmasından paritede daha fazla düşüş öngördüğü için mi vazgeçti acaba,snb euro bölgesinin dağılacanı mı öngörüyor?sizce neden şimdi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SNB muhtemelen Euro'nun yeniden USD'ye karşı toparlanacağı ve bir yerde (mesele 1,30 ya da 1,25 gibi bir noktada) dengeye gelineceğini düşünüyordu. Ve muhtemelen Avrupa Adalet Divanı'nın AMB'nin tahvil alımı programını devlet tahvillerine yayarak genişletme kararına onay vermeyeceğini düşünüyordu. İlk gelen bilgiler de o yöndeydi. Avrupa Adalet Divanından onay çıkar çıkmaz baktı ki genişlemenin önündeki engel kalkıyor hemen kararı alıp Euro ile 1,20lik ilişkiyi kaldırdı. Aksi takdirde İsviçre Euro istilasına uğrayacak ve SNB bütün rezervlerini bu nu dengelemeye harcasa yetişemeyecekti. Bunu görünce vazgeçti diye tahmin ediyorum.

      Sil
    2. Hocam bütün rezervlerini harcamadan kastınız nedir?

      Zaten rezervine EUR ekleyecek piyasaya ise chf verecekti. Bunuda muhtemelen chf basarak yapardı diye dusunuyorum. Reservleri olumlu etkilenmez mi bu durumda bir merkez bankasının? Buradaki olumsuz nokta SNB'nin bilançosunun sürekli şişmesi olabilir diye düşünüyorum.

      Sil
  25. Merhaba Hocam.
    Acaba İsviçre merkez bankası, AMB nın parasal genişlemesinden dolayı artan CHF euro paritesini, belli politikalarla euro alarak bu artışı dengeleyemez miydi ? böylelikle ihracatcının elini kuvvetlendirirdi. Acaba AMB neden tahvil alımını arttırmak istiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avrupa Merkez Bankası'nın yeni parasal genişleme politikasıyla piyasaya 500 milyar ile 1 trilyon Euro süreceği tahmin ediliyor. İsviçre MB, bu genişlemeye dayanamaz. Ayrıca niçin Euroyu desteklesin ki? Bir de kurla ihracatçıyı sonsuza dek desteklemek mümkün değil.
      AMB tahvil alımını artırıp piyasaya para sürmek ve ekonomiyi bu yolla canlandırmak istiyor. Para bollaşırsa harcama da artar diye düşünüyor.

      Sil
  26. sayın hocam ülkede işsizliğin enflasyondan daha kötü olduğunu belirtmişsiniz. ama kamu memur sayımında gittikçe azalan bir seyir izliyor. neden hocam neden? kişi sayısına düşen memur sayımız abd avrupann bir çok ülkesinden geri. neden? bizde yanlış olan şeyler nelerdir? ayrıca emekli maaşları düşük olduğu için kamuda çalışanlar 65 yaşına kadar genel olarak çalıştıkları için yeni mezunlar işe giremiyor, siz de biliyorsunuz belki yeni mezun bilgi birikimi internet kullanım hızıyla dinamiğiyle genel olarak çok eski çalışan 2 memurun işini tek başına yapabilir , neden hocam neden bunları sabah akşam sorguluyorum neden?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nüfus fazla. Blogdaki İdeal Çocuk Sayısı yazımda bunu yazdım.

      Sil
  27. hocam merhaba,
    İsviçre faizlerini düşürünce frank neden euroya karşı değerlendi? Türkiye faizlerini düşürünce yabancı paralar çekildiği için kurlar yükseliyor, tl değer kaybediyor. İsviçre'de de frangın değer kaybetmesi gerekmez miydi?

    YanıtlaSil
  28. Hocam ,
    Avrupada yasayanlardan baska herkesin bir fikri var. Euro ya gecildiginden beri tum avrupada igneden iplige herseyin fiyati 3-4 kat artti. Biz dort gozle deflasyonu bekliyoruz. ;). Ev kredileri durma noktasinda sebibi evlerin cok pahali olmasi. Artik 40-50 senelik taksitler bile odenebilecek durumda degil. Fakat vergilerde hic bir indirim ve kolaylik saglanmasi gundemde bile degil. Cok buyuk firmalar 7 sene oncesinde buralari coktan terk edip gitti. Bence bu deflasyon yalanina hic ama hic inanmayin. Eger deflasyon varsa bundan evvel firlayan enflasyon sizlerden ve dunyadan cok guzel gizlenmis demektir. Birde benim anlamadigim bu 2008 krizinde koca koca finans kuruluslarinin yalan beyanlarinin (yillarca ustunun ortuldugu) ortaya aniden dokulmesiyle baslandigi bilindigi halde niye bugun soylenenlerin gercek oldugunu kabul ediyorsunuz? Neden?

    YanıtlaSil
  29. Sayın Hocam, Danimarka'dan da benzer bir tutum gelebilir mi?

    YanıtlaSil
  30. Hocam merhaba . Sizce 1.13 bandı euro/dolar için iyi bir seviye mi ? Eylül 2015'e kadar toparlanır mı ? Euro birikimi olanlar ne yapmalı , beklemeliler mi yoksa 1.13 bandından bile olsa dolar satın almalılar mı ? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  31. ekonomistler altın derken fiziki ve sanal altın ayırımı yapmalılar,fiziki altının fiyatı inmez.Altın fonu sanal altındır ve malesef bir kaç kişi bu sanallardaki oyunlarla fiziki altını ucuza kapatmaktadır.

    YanıtlaSil
  32. peki hocam 19 martta isviçre ne gibi hamleler yapar. 1.20 kur politikasından vazgeçti. baktığımız zaman ihracatçıyı desteklemek için 1.20 nin üzerinde olması gerekiyor alınan kararlara göre. ama şuan 1.06 felan. 19 martta euro/chf paritesini yukarı çıkaracak hamle gerçekleştirir mi sizce?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!