Kur, Faiz ve Büyüme İlişkisi

Kur niçin yükselir?
Üç nedeni olabilir: (1) Ülkede enflasyon olduğu için bu gelişme paranın dış değerine de yansır. (2) Ülkenin riskleri artmaya başladığı için ülkeden dışarı döviz çıkışı olur ya da ülkeye yeterince döviz girmemeye başlar. (3) Rezerv para sahibi ülkelerde (ABD, Euro Bölgesi, İngiltere, Japonya gibi) ekonomi bizim ekonomiden çok daha iyiye gidiyor olabilir.

Kur yükselirse ne olur?
TL, yabancı paralara karşı değer kaybettikçe ithal mallarının maliyeti ve dış finansman maliyeti artar. Türkiye’nin ithalatında büyük ağırlık enerji ve diğer hammaddeler, ara malları ve sermaye mallarında yani üretimde kullanılan mallarda olduğu için ithal mallarının maliyetinin artması üretim maliyetlerinin artması demektir. Üretim maliyetlerinde ortaya çıkan bu artışlar ister istemez üretim fiyatlarına yansır ve manşet enflasyon yükselir.   

Enflasyon yükselirse ne olur?
Enflasyon yükselirse reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) yetersiz kalır. Reel faiz yetersiz kalınca tasarruflar düşer ve bankalardaki mevduat başka alanlara kaymaya başlar. Bankalar, kaynak kaybına uğramamak için ister istemez nominal faizleri artırmak zorunda kalırlar. Bu çerçevede ikinci el tahvil piyasasının göstergesi durumunda olan gösterge faiz de yükselir.

Faizi yükselten etki nedir?
Türkiye’de, bu dönemde, faizi yükselten neden TL’nin iç ve dış değerinin düşmesidir. TL, son dönemde hem yabancı paralara karşı değer kaybetmiş hem de içerideki satın alma gücünde düşüşle karşılaşmıştır (enflasyon.) Kurun daha fazla yükselmesi, enflasyonun daha fazla yükselmesine yol açar. Bunu önlemek için Türkiye’ye daha fazla yabancı para girişi sağlamak gerekir. Bunun da iki yolu var: (1) Riskleri düşürmek, (2) Faizi artırmak. Türkiye riskleri düşüremediği için piyasa faizi yükselmektedir.

Riskler nasıl düşürülür?
Türkiye’nin hızlı büyümeyi yakaladığı dönemlerde riskleri daha düşük algılanıyor ve ülkeye daha çok yabancı kaynak giriyordu. Büyümenin düşmesiyle birlikte risk algılaması da arttı. Risk algılamasının artmasında büyümedeki düşmenin yanında etkili olan başka unsurlar da var. Örneğin Türkiye’de siyasal istikrar kayboldu, terör olayları tırmandıkça tırmandı, çözüm süreci gündemden düştü, hatta iş çözümsüzlük sürecine dönüştü, komşularla ilişkiler bozuldu. Buna karşılık Türkiye’nin bir an önce potansiyel büyümesine geri dönmesi birçok olumsuz algıyı giderecek bir hamla olabilir.

Büyüme nasıl artırılır?
Para politikası belirli bir dengeyi yerinde tutabilmek veya özellikle fiyatlar alanından gelecek dalgaları giderebilmek için kullanılabilecek bir politikadır. Para politikası, ekonomiyi harekete geçirmekte fazlaca etkili bir politika değildir. Para politikasının ekonomiyi harekete geçirmekte etkili olabileceği tek hamle para basmaktır. Fed ve İngiltere Merkez Bankası bunu yapmıştır. AMB ve Japonya Merkez Bankası bunu denemekte ve şimdilik başarılı olamaya doğru yol almaktadır. Türkiye bunu iki nedenle yapamaz: (1) Bu politikayla başarılı olan ekonomilerin paraları rezerv paradır oysa Türkiye’nin parası rezerv para değildir. Dolayısıyla bu alanda atacağı adımın tamamı içeriye yansır. Yani maliyeti dışarıyla paylaşamaz. (2) Söz konusu ekonomilerde enflasyon 0 – 2 arasındadır. Türkiye’de ise yılın yüzde 7 – 8 dolayında tamamlanması beklenmektedir.

O halde büyümeyi uyarabilmek geriye maliye politikası kalıyor. Kamu harcamalarında bir defalık artışlar yapılabilir. Örneğin devlet memurlarına ve emeklilere yılsonuna kadar kalan sürede birer aylık ikramiye 4 taksit halinde verilebilir. Bu ödemeler iç piyasayı canlandırabilir. İç piyasadaki canlanmanın da büyümeyi olumlu etkileyeceğini söyleyebiliriz. Enflasyon üzerinde bir miktar olumsuz etkisi olacağı kuşkusuz olsa da bunların harcamaya dönüşeceği ve o harcamaların başkaları için gelir ve yeniden harcama yaratacağını düşünürsek önemli bir bölümünün KDV, ÖTV ve gelir vergisi olarak devlete geri döneceğini düşünebiliriz.

TCMB faizi yükseltmeyince ne oluyor?
TL’nin yaşadığı değer kayıpları bankaların daha yüksek faiz vermesini kaçınılmaz kılıyor. Yabancı kaynakları Türkiye’ye getirenler, Fed’in faiz artıracağı beklentisi sonucu ya bu kaynakları alıp gidiyorlar ya da eskisi kadar kaynak getirmiyorlar. Önümüzdeki bir yıl için mevcut dış borçlardan vadesi gelecek olanları çevirebilmek ve cari açığı da finanse etmek için yaklaşık 200 milyar dolara ihtiyacı olan Türk ekonomisi ister istemez faizi yükseltiyor. Bankalar mevduat faizini artırıyor. TCMB, haftalık repo ihale faizi (% 7,5) ile gecelik borç verme faizi (% 10,75) uygulamasının ortalaması olan ağırlıklı ortalama maliyetini yüzde 8,7 dolayında tutuyor. Yani bankalara ortalama yüzde 8,7 faiz ile fon sağlıyor. Bankaların mevduata verdiği faizle (ki bunun vergi sonrası net oranı % 9,5 - 10 dolayında bulunuyor) TCMB’den aldıkları borç için ödedikleri faiz arasındaki fark açıldıkça TCMB, bankaları vatandaştan daha ucuza fonlayarak kısmen bankaların faizi daha fazla yükseltmesini önlemiş oluyor.

Kısa vade - uzun vade farkı
Buraya kadar anlattıklarım kısa vade sorunlarıdır. Kısa vadeli sorunların çözümüyle uzun vadeli sorunların çözümü farklıdır. Kısa vadede faizle, harcama artırarak ekonomide yeni denge oluşumu sağlanabilir. Kısa vadeli önlemler bir anlamda uzun vadede yapılması gereken işler için zaman kazandırıcı hamleler olarak düşünülmelidir. Bu hamleleri uzun vadeye taşıyabilmek için yapısal reformlar gibi çok daha temelli işlere girişmek gerekir. 

Yorumlar

  1. Sayin hocam bilgilendirmeniz icin tesekkur ederiz soruma gelince fed faiz artirinca ne olur dolar faiz konut kredileri birde beklenti satin alindiginda fed faiz artisinda dolar düşermi sanirim daha önce olmus bilgi verirseniz sevinirim tsk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed faizi artırdığında bizde TL değer kaybedecek. Çünkü bu bir seferlik bir artırım olmayacak devam edecek.

      Sil
  2. Gerçekten de Japonya'nın parası rezerv para mı? Hiç duymamıştım Yen in rezerv para olduğunu.Kimler rezervlerinde tutuyor?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF'nin SDR sepetindeki paralar (USD, Euro, Pound ve Yen) rezerv para kabul ediliyor. Uzakdoğudaki ülkelerde Yen rezervi var. Çünkü Japonya ile yüklü ticaret ilişkileri var.

      Sil
    2. Çok faydalı bilgiler. Dersimizde sizin yazınızdan işlediğimiz yerler oldu bu dönem.

      Sil
  3. Sayin hocam bu hareketli zamanlarda tl mevduati nasil biluyorsunuz

    YanıtlaSil
  4. Hocam reel efektif döviz kuru gereği şu anda ki kur normal değil mi? Zaten bu seviyelerde olacağı öngörülmüyor muydu? Faiz artışı ile ülkeye döviz çekip kuru düşürürsek TL fazla değerlenmeyecek mi ama? TL nin değerlenmesi ihracatımızı olumsuz etkiler. Euro/dolar paritesine müdahale etme şansımız da yok.Henüz enflasyon mevcut seviyelerden yukarıya çıkmamışken, faizin yükseltilmesini doğru bulmuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz doğru bulmasanız da piyasa sizinle aynı şeyi düşünmüyor. Döviz gelmiyo olsa gerek ki bankalar faizi yüzde 11 - 12 aralığına artırmış bulunuyor. TCMB'nin faizi artırmaması bankalara ucuza fon vermesi anlamına geliyor.

      Sil
    2. Yani MB faizi yukseltsin kulfeti uzun vadede halk yuklensin, bankalar (ozel sektor) yuklenmesin, ben kisitli bilgimle bunu anliyorum. Sayet piyasa faizi zaten yukseltiyorsa MB'nin yukseltmesine ne gerek var? Acaba dovizin yukselmesinin orta uzun vadede iyi oldugunu varsayarak cevap verebelir misiniz?

      Sil
    3. TCMB kendi faizini düşük tuttuğunda bankalara ucuz para veriyor demektir. Sonuçta onun faturası bize çıkar.
      Dövizin yükselmesi her zaman iyi bir şey değildir. Bakın geçen yıl 800 milyar dolar olan GSYH mız bu yıl yüksek kur nedeniyle 725 milyar dolara düşüyor. Bunun anlamı Türkiye dünya sıralamasında geri gidiyor, dış borç yükü artıyor, cari açık düşürülemiyor demektir. Bu durumda Türkiye daha fazla riskli ülke olarak görülüyor ve verilen borç daha yüksek faizle veriliyor demektir.

      Sil
    4. Gene anlamaya calisiyorum yardimci olursaniz cok sevinecegim. Oncelikle faturasinin neden (dogrudan) bize cikacagini anlamadim. Hele aradaki farki hic anlamiyorum. MB'nin faizi arttirmasi ile piyasalarin faizi arttirmasi arasinda sicak para icin temel fark ne? Benim anladigim tekinde maliyeti kamunun yuklenmesi, tekinde ise ozel finans sektorunun. Yabancilar da haliyle garanti kapiyi secmek istiyor. Gercekten baska bir fark goremiyorum.

      Cari acigi dusuren en buyuk etkinin kur artisi oldugu herhalde son 5 senede turk ekonomisi icin yegane bilgi. Ne zaman kur artiyor haliyle cari acik dusuyor. Turkiye'nin icinde bulundugu en onemli sorunun cari acik oldugunu dusunuyorum ben. Tum gostergeler icerisinde en bozuk olan o zaten.

      Ayrica baska anlayamadigim sey ise su. Yapisal reformlar konusunda sizinle 100% ayni fikri paylasiyorum. Yapisal reformlari bu iktidar yapamiyor/yapmiyor, tek basina olsa bile. Ya da en azindan onlarin kafasindaki reform anlayisi bambaska. Koalisyon olsa hic yapamayacak. O halde bu ulke icin en hayirlisi ekonominin islemez hale gelmesi (kriz) ortami degil midir? Ates korlandikca uzerine su dokmenin kime ne faydasi olacak? Bundan sakin o zaman krize sokacak bir seyler yapalim diye onerdigimi dusunmeyin. Ama madem bu kacinilmaz sonuc, neden kamu daha fazla borclu hale gelsin orasini anlamiyorum. Genel olarak koyu bir ozellestirme taraftari olmama ragmen, su gunlerde ozellestirmelere de karsiyim. Oradana gelen gelir car cur olacagi icin daha fazla varlik satmanin halka hicbir faydasi olmayacak. Once yapmamiz gerekeni (yapisal reformlarimizi) yapalim, ozellestirme icin de gerekli ortam olussun.

      Kurun artmasi da belki bu noktada cok onemli bir fayda getirecektir. Evet kimse bu kadar disa bagimli bir ulkede bu kadar degersiz bir kur ile halkin refahinin artacagini bekleyemez, ama hangi yapisal reform yapilirsa yapilsin bir donem ya kur, ya kamu borclanmasi, ya cari acik, ya enflasyon birisinde gecici artislar olacaktir, kurun yukselmesi de bizim daha uretken, daha bagimsiz bir ekonomiye gecisimiz icin firsat olabilir. Bizim gibi kisa hafizali milletler icin sonuctan sebepe gitmek daha kolay oluyor olabilir. Malesef gelecegi cok iyi kestiremiyoruz, cozum icin once sorunu gostermek lazim.

      Sil
    5. Hocam yorumuma cevap yazmamissiniz, baska katkida bulunan da olmamis. Ozellikle ilk paragraf hakkinda goruslerinizi merak ediyorum. Diger kisimlarina fazla bir itiraziniz olmayacagini dusunuyorum.

      Sil
    6. Fatura bize çıkar çünkü MB'nin bankalara ucuz kredi sağlaması faizin yerli yerine oturmasına engel olur talebi artırır ve sonuçta enflasyona neden olur. Şu anda böyle bir durum olmaması gelecekte olmayacağını göstermez.
      İkinci paragraf için aşağı yukarı sizinle aynı görüşteyim ama kriz çıkması hiçbirimiz için iyi bir şey değil. Dediğiniz doğru kriz olmadan biz yapısal reform yapmıyoruz ama kriz bu toıplumu bu haliyle 2001'den çok daha kötü yerlere savurabilir. Konu yalnızca ekonomi değil.
      Özelleştirme konusunda tümüyle aynı kanıdayım. Yani bu tür barutları yapısal reformlarda kullanmak için ayırmalıydık, oysa o paralar dediğiniz gibi çar çur olup gitti.

      Sil
    7. Sevgili Adsiz,
      TCMB faizleri dusuk tutarak, bankalari zengin ediyor. Soyle dusun, elma pazarda 11 lira, toptancida 8. Aradaki fark pazarcinin kari. Eger toptanci fiyati yukseltirse, 9-10 gibi, pazarcinin kari azalacak. Simdi toptancinin bizim vergilerimizle calisan bir kurum oldugunu dusun. Faiz makasi ne kadar dar olursa o kadar iyi. Faizlerin seviyeside enflasyona ve risk algisina bagli. Bu iki parametreyi indirmeden asagiya cekmek zor.

      Sil
  5. Merhaba Hocam, ''Bankaların mevduata verdiği faizle (ki bunun vergi sonrası net oranı % 9,5 - 10 dolayında bulunuyor) TCMB’den aldıkları borç için ödedikleri faiz arasındaki fark açıldıkça TCMB, bankaları vatandaştan daha ucuza fonlayarak kısmen bankaların faizi daha fazla yükseltmesini önlemiş oluyor.'' yazınızın bu bölümüne göre TCMB nin politika faizini arttırmamamsı daha doğru olmaz mı,ben mi yanlış anlıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB bankalara ucuza fon sağlıyor. Yani bankaların karını artırıyor. O zaman bankalara çok kar ediyorlar diye kızmaya hakkımız kalmıyor.

      Sil
    2. Pek tabi faiz dolayisiyla kar ediyorlar diye kizamayiz, ama eger karlarini hizmet ve komisyon ucretlerinden arttiriyorlarsa kizmakta sonuna kadar hakliyiz, kamunun verdigi mevduat toplama imtiyazini kotuye kullanmanin kabul edilebilir hicbir yani yok.

      http://www.haberturk.com/ekonomi/para/haber/1078777-bankalarin-ucret-ve-komisyon-geliri--7-artti

      Sil
    3. Ben tam tersini düşünüyorum. Komisyon geliri o hizmetten yararlanan kişiden alınır. Oysa TCMB'nin ucuz parayla bankaları fonlaması hepimizin cebinden çıkan bir katkıdır.

      Sil
    4. İnşaat sektörü düşük faiz olmadan nasıl yürür? Hep beraber bankaları ucuz mevduat ile beslemeye devam edelim. Bakalım sonu ne olacak?

      Sil
  6. Hocam şu andaki enflasyonun talep değil maliyet enflasyonu(artan kur gerekçesiyle) olduğunu söylüyorsunuz.Peki ama Türkiye de reel faiz 0 dolaylarında iken yani insanları tasarrufa yönlendiren bir durum yok iken bu paralarla talepte bulunmuyorlar mı? Yani benim anlamadığım Türkiye'de ki enflasyonun neden talep enflasyonu olmadığı,açıklarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O paralarla dolar alınca kar ediyorlar. Öyle olunca da tasarruf ediyorlar ama dolar olarak tutuyorlar.

      Sil
    2. Şöyle düşünmenizi öneririz:

      Her toplumun kendi coğrafyasına, kendi tarihi arkaplânına özgü özellikleri vardır, ki Mahfi Hocamız da bundan sık sık bahseder.

      Türkiye'de yaşayan insanlar, genellikle harcamaya meyillidir. Yıllık, aylık ve hattâ haftalık finansal plânlar, öngörüler, beklentiler pek yaratmazlar kendilerine.

      Örneğin: Eğer konut kredisi faizlerinin en düşük seviyeye koştuğunu görürlerse/anlarlarsa/hissederlerse, bu faizlerin bir müddet sonra yükseleceğini bildiklerinden, hemen bankalara koşup kredi çekerler ve ev sahibi olmaya çalışırlar. Aynı "toplu hareketi", araba ve diğer eşyalar için de düşünebilirsiniz.

      Türkiye'de piyasaların genelinde daralma olursa, finans sektörü de, reel sektör de, hanehalkı da aynı anda kemerini yavaş yavaş sıkmaya başlar.

      Türkiye'de piyasaların genelinde rahatlama olursa, finans sektörü de, reel sektör de, hanehalkı da aynı anda kemerini yavaş yavaş gevşetmeye başlar.

      Türkiye gibi sıcak paraya eroinman gibi bağımlı bir ülkede "TALEP" konusu, tamamıyla döviz kurlarındaki alçalmalara ve yükselmelere bağlıdır!

      Ülkemizin genelindeki eğitim seviyesi, ürettiğimiz ürünlerin katma değer payı, marka alışkanlığının olup olmaması, "Türkiye markaları mı?" yoksa "yabancı markaların mı?" tercih edildiği, her tür ürün ve hizmette "kaliteye mi?" yoksa "fiyatların ucuzluğuna mı?" öncelik verildiği...gibi yüzlerce faktör "TALEP" konusunu belirler. Ama ilk sırada, her zaman "ucuzluk mu?" yoksa "pahalılık mı?" sorusu gelir!

      Türkiye gibi dışarıya eroinman gibi bağımlı bir ülkede "maliyet enflasyonunu" azaltıcı yapısal reformları yapmazsanız, "talep enflasyonu" sadece mevsimsel nezle olmaktan başka bir şey değildir!

      Bakalım Mahfi Hocamız ne der?

      Sil
    3. Benim diyecek pek bir şeyim kalmamış, teşekkürler.

      Sil
    4. TALEP ENFLASYONU: Sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde görülen soğuk algınlığı, nezleye benzer. Karışık sebze çorbası, tarhana çorbası, tavuk suyu çorbası içerek veya zencefil-ıhlamur-ayva-limon-bal karışımı çay içerek, veya faizde ayarlamalar ile tedavi olunur.

      MALİYET ENFLASYONU: AIDS, H1N1, Ebola'ya benzer! Eğer "yapısal tedavi programı" uygulamazsanız, ölümle sonuçlanma ihtimali çok yüksektir! Faiz-maiz de bir zaman sonra kesmez!

      Sil
  7. Hocam bir ülkedeki en önemli gösterge nedir GSYH mı?...

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu, duruma ve koşullara göre değişir. GSYTH ve büyüme önemli bir göstergedir ama bazen cari açık, bazen bütçe açığı, bazen de enflasyon ya da işsizlik daha öne çıkabilir.

      Sil
    2. kişi başı satılan/okunan kitap sayısından daha önemli bir gösterge bulmak zordur.

      Sil
    3. Bence kişi başına okunan kitap da bizde bir gösterge değil. Çünkü yüksek çıkmasının bir nedeni de üniversite, kpss vb gibi sınavlar için soru bankası kitaplarının çok satılıyor olması.

      Sil
  8. Mahfi bey,şu anda konumuz değil fakat daha önce tavsiye ettiğiniz kitaplardan başka,önerebileceğiniz ya da yaraarlandığınız internet sitesi veya köşe yazarları var mıdır?Paylaşabilir misiniz?Her gazetenin ekonomi sayfasına girip köşe yazarlarını okumak bir süre sonra vakit alıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nouriel Roubini'nin son açıklamaları:
      http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/roubininin_turkiye_ekonomisti_cevapladi_2001deki_gibi_bir_kriz_olacak_mi-1422232

      *Metin Sarfati: Özellikle "iktisat" ve "felsefe" konularının birleştiği yerler üzerine yazılarını okumak için:
      http://metinsarfati.com/zenginlik-luks-ve-erdem-uzerine/
      http://metinsarfati.com/

      *Şant Manukyan'ın blog ve köşe yazıları:
      http://blog.isyatirim.com.tr/author/santmanukyan
      http://www.dunya.com/sant-manukyan-163y.htm

      *Erinç Yeldan'ın köşe yazıları:
      http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazari/28/Erinc_Yeldan.html

      *N. Emrah Aydınonat'ın blog ve köşe yazıları:
      http://neaydinonat.com/
      http://www.businessht.com.tr/yazar/emrah-aydinonat

      *Ümit Akçay'ın blog yazıları:
      http://kriznotlari.blogspot.com.tr/

      *Arda Tunca'nın blog yazıları:
      http://ardatunca.blogspot.com.tr/

      *Korkut Boratav'ın köşe yazıları:
      http://www.birgun.net/yazarlar/korkut-boratav-286.html
      http://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav
      http://sendika1.org/yazari/korkut-boratav/

      *Yaşar Erdinç'in blog ve köşe yazıları:
      http://www.bilgeyatirimci.com/category/ye/
      http://www.bugun.com.tr/yazar/yasar-erdinc/103/1

      *Güngör Uras'ın köşe yazıları:
      http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarTumYaziArsiv&AuthorID=54
      http://www.dunya.com/tevfik-gungor-18y.htm
      (Bütün yazıları için:
      http://www.gungoruras.com/ )

      *Mert Yıldız'ın twitter'ını takip ederseniz, yazılarının duyurusunu görebilirsiniz:
      https://twitter.com/my2048/

      *İzzettin Önder'in köşe yazıları:
      http://haber.sol.org.tr/yazarlar/izzettin-onder

      *Ege Cansen'in köşe yazıları:
      http://www.sozcu.com.tr/kategori/yazarlar/ege-cansen/
      http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/yazarlar/default.aspx?ID=260&ay=#&yil=#

      *Atilla Yeşilada'nın köşe yazıları:
      http://www.paraanaliz.com/yazarlar.html

      *Mehmet Uğur Civelek'in köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/mehmet-ugur-civelek-41y.htm

      *Alaattin Aktaş'ın köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/alaattin-aktas-30y.htm

      *İsmet Özkul'un köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/ismet-ozkul-208y.htm

      *Tuğrul Belli'nin köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/tugrul-belli-82y.htm

      *Gündüz Fındıkçıoğlu'nun köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/gunduz-findikcioglu-81y.htm

      *Güventürk Görgülü'nün köşe yazıları:
      http://www.dunya.com/guventurk-gorgulu-72y.htm

      *Ali Ağaoğlu'nun köşe yazıları:
      http://www.gazetevatan.com/ali-agaoglu-yazar-tum-yazilar-104/

      *Uğur Gürses'in köşe yazıları:
      http://sosyal.hurriyet.com.tr/Profil/203/ugur-gurses
      http://www.radikal.com.tr/arama/yazar=u%C4%9Fur_g%C3%BCrses&siralama=tarihe_gore_azalan/

      *Çağdaş Şirin'in köşe yazıları:
      http://www.businessht.com.tr/yazar/cagdas-sirin

      *Sadi Uzunoğlu'nun köşe yazıları:
      http://www.businessht.com.tr/yazar/sadi-uzunoglu

      *Selva Demiralp'in köşe yazıları:
      http://www.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=ekonomiYazarTumYazilarV4&AuthorID=452

      *Cem Kılıç'ın köşe yazıları:
      http://www.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=ekonomiYazarTumYazilarV4&AuthorID=469

      Sil
    2. Böyle bir listem yok ne yazık ki.

      Sil
  9. TCMB fonlama faizini yükseltmedikçe risk algısının bozulmasının önüne geçemiyor. Bu da CDS puanlarımızın yükselmesine ve piyasa faizinin beraber artmasına sebep oluyor. Yani fonlama faizinin düşük tutulması aslında piyasa faizi ve ve döviz fiyatlarının yükselmesine çanak tutuyor. Kaleminize sağlık hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Ama bu sizin dediğiniz tam olarak bu şekilde anlayabilmek için faiz konusunda ekonomi politikası açısından bakabilmek yani konuyu inanç çerçevesinden çıkararak bakabilmek gerekiyor.

      Sil
  10. Hocam merhaba İktisat fakültesine bu yıl başlayacağım ,yazılarınız çok net ve akıcı teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, başarılar. Blogdaki üniversite süresini nasıl değerlendirmeli yazımı okumanızı öneririm.

      Sil
  11. Hocam çin ekonomisindeki son gelismeler fed in kararlari uzerinde ne gibi değişiklikler dogurabilir.? Fed in faiz artirimini erteleyecegini dusunuyor musunuz Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Fed'in faiz kararının yılsonuna kaydığını düşünüyorum.

      Sil
  12. ihracatçının şu sıralar keyfi fena değil. Ağustos'ta muhtemelen 10,2 milyar dolar gibi bir ihracat gelecek. 29 milyar TL'nin üzerinde bir hasılat demek. 2014 Ağustos'ta 11 milyar dolar ihracat 23,8 milyar TL gibi bir hasılat gelmişti.
    ihracatçının TL hasılatında %22 artış var. maliyetler ise %10-15 arası artmış durumda.
    zaten kur artışı Haziran-Temmuz-Ağustos sanayiciye olumlu yansıdı, sanayi üretimi olumlu etkilenince haliyle büyümeye de yansıyor. fakat bu durum devam edebilir mi orası şüpheli. kur artışının ilerleyen aylarda ihracatçının TL cinsi maliyetlerine ne derece yansıyacağına bağlı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euronun değerlenmesi ihracatın lehinedir.

      Sil
    2. euro/dolar paritesinde geçen yıla kıyasla %16-17 gibi bir düşüş oldu ama ihracat kilo bazda geçen seneye göre artıyor. bence bu durum 1- kur artışının TL maliyetlere gecikmeli yansıması 2- dolar bazda ithal mal fiyatlarının ihraç mal fiyatlarından daha hızlı düşmesinden kaynaklanıyor.

      Sil
  13. Hocam sordum ama gözünüzden kaçtı galiba.

    Sizin oralara da overlokçu geliyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sözcüğü belirli bir anlamda mı kullanıyorsunuz anlamadım da onun için yanıtlamadım.

      Sil
    2. Hocam şu anlamda soruyorum?

      https://www.youtube.com/watch?v=JVFuMS-EKC0

      Sil
    3. Yok ben bunu ilk kez gördüm. Patates, soğan ya da tüpgaz satar gibi bu nasıl şey anlamadım.

      Sil
  14. Hocam merhaba. Tam da merak ettiğim yazıyı kaleme almışsınız. Çok Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  15. Benim bildiğim ya da bana iletilmiş bir tepki yok.

    YanıtlaSil
  16. Hocam ofm artarsa bankaların maliyetleri artar bu da nominal faiz oranlarinin artmasina neden olmaz mı? Ulkemizde cogunlugun krediye bagli oldugu bu durumda bir durgunluk yasayabilirmiyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur. Ama ortalama fonlama maliyetinin üst sınırı var.
      Bence zaten bir durgunluk yaşıyoruz. Büyümenin düşmesinden belli.

      Sil
    2. Hocam saygilar
      Bugun merkez bankasi 150 baz puan faiz artisi ile ilgili yazi yayinladi. Bu tl yi usd karsi degerli kilarmi

      Sil
    3. TCMB, zorunlu karşılık olarak bankaların kendisine yatırdığı paraya verdiği faizi artırdı. Bu yolla piyasada likiditeyi biraz bollaştırmayı hedefledi. Çok etkili bir yol değil.

      Sil
    4. Hocam zorunlu karsiliklara verdigi faizi arttirinca likidite neden artiyor? Bankalari fonlamis oluyor ama diger taraftan bankalar mevduat oranini arttirmak icin faizleri biraz daha yukseltip insanlarin tasarruf yapmasini tesvik etmeyecek mi? Bu ortamda bankalarin kredi vermek konusunda daha cekingen davrandiklarini dusunursek, piyasada dolanan parayi azaltmayacak mi?

      Sil
    5. Yeni yazı yazdım orada anlattım.

      Sil
  17. Hocam piyasa faizleri arttırıyor. MB niye faizleri arttırmasına gerek varmı ? Birde MB ucuz fonluyorsa bankalar niye mevduat faizleri arttırıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü MB'nin verdiği borç sınırlı, yetmiyor. Vatandaş parasını çekmesin diye artırıyorlar.

      Sil
  18. Hocam o dönem ekonomi-siyaset ilişkisi ile bu kadar yakından ilgilenmiyordum. TCMB Ocak 2014 de faizi %10 a çıkardığında üzerinde bu kadar baskı yok muydu? ... Şu anda daha fazla baskı mı var olduğundan rahatça karar veremiyor?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardı, daha fazla baskı vardı ama kur öyle hızla yukarı gidiyordu ki ekonominin batacağından korkulduğu için MB'nin faizi bu kadar artırmasına izin vermek zorunda kalındı.

      Sil
  19. Hocam daha önce bu soruyu sordum ve sizin de cevabınız:

    ''1) Cumhurbaşkanı baş danışmanı Dr. Cemil Ertem, kurun yükselişinin bir kriz işareti olamadığını söyledi,

    2) Cemil Ertem: ''TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru gereği ihracat yapıp dengeye gelebilmek için iç fiyatlarla dış fiyatların eşitlenmesi gerekiyor ve bu yüzden dolar 2.80 civarı normal 3 olursa normaldir.'' dedi.''

    ''Cevap:Herkesin görüşüne yanıt vermek gibi bir durumum yok.
    Ben bu konulardaki görüşlerimi cevap niteliğinde değil ama zaten açıkça yazıyorum buralarda.''

    Ama gerçekten merak ediyorum.Eğer durum Ertem'in dediği gibi ise faizi arttırmak olumsuz yansımaz mı?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana 2,80 ve 3 olan kurun normal olduğuna dair bir tek bilimsel inceleme gösterin ben size ne düşündüğümü açıklayacağım.

      Sil
    2. Hocam bilimsel diyorsunuz da Ertem, TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru doğrultusunda söyledi bunları.Bu bilimsel değil de nedir?...

      Sil
    3. Ben de aynı doğrultuda 2,30 normaldir 2,50 en yüksektir dersem bu bilimsel mi olur sizce?

      Sil
  20. Hocam saygilar
    Bugun merkez bankasi 150 baz puan faiz artisi ile ilgili yazi yayinladi. Bu tl yi usd karsi degerli kilarmi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu artırım zorunlu karşılıklara ödenen faizle ilgili. Çok etkisi olmaz.

      Sil
  21. Merhaba Hocam, Merkez Bankası yabancı para yükümlülükleri ve TL cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarında değişikliğe gitmesini nasıl anlamalıyız? Bir de hocam bu tür hareketler gerçekten de fayda sağlıyor mu yani ekonominin gidişatına, ben hiç ihtimal vermiyorum çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB piyasadaki likiditeyi artırması amaçlıyor. Demek ki piyasada TL likiditesinde bir sıkışıklık görüyor. Bu hanmleler pek etkili olmuyor.

      Sil
  22. Hocam merhabalar.
    Bugün ekonomi haberlerinde merkez bankasının bankalardaki TL cinsinden zorunlu karşılıklara ödediği faiz oranlarının artırıldığı yönünde bir habere rastladım.
    Ve kendimce şu analizi yaptım.
    Bankalardaki zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarının artırılması, bankaların zorunlu karşılıklarını artırmasına sebep olur ve bu durumda da bankaların kredi hacmi düşer.
    Dolayısıyla tüketici talebi azalma eğilimi gösterir.
    Buna bağlı olarak da enflasyonda azalan talep karşısında bi düşüş yaşanır.
    Hocam bu analiz sizce doğru bir analiz midir ?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin bankaların kendisinde tuttuğu zorunlu karşılıklara uyguladığı faizi artırması zorunlu karşılıkları artırmaz. Çünkü bu karşılıklar bankalara gelen mevduatla paralel artıp azalan miktarlardır. BU adımla MB, bankalara zk karşılığında daha fazla faiz vererek piyasadaki likiditeyi biraz artırmayı hedeflemiş oluyor. Demek ki piyasada TL likidite sıkışıklığı var.

      Sil
  23. Yok. Ben de zaten prof değilim.

    Bu ne ya!

    Hocam sen bütün proflara 10000 basarsın!

    Sen gönlümüzün profusun!

    Keşke başbakan olsan!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Çok pek çok değerli proflar var. Kimseyle kıyaslanmak istemem. Herksein kendine göre değeri vardır.
      Ben akademik kariyeri yöneticiliğin yanında yürüttüğüm için üniversitede kadroya geçip de prof olmak yerine kamu Hazinede görevime devam edip müsteşar oldum. Ama doktoramı yaptığım için de akademik kariyerin de içinde kaldım.

      Sil
  24. hocam TL ne zaman rezerv para olabilir? tesekkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce faiz konusunda bu kadar takıntılı bir toplumun parası rezerv para olabilir mi?

      Sil
    2. Hocam cevabinizi biraz daha acma imkaniniz var mi?

      Sil
    3. Bir paranın rezerv para olabilmesi için o paranın sahibi ülkenin güçlü olması, dünyada ticarette vb önemli payının olması gerekliliğinin yanısıra risklerini de minimize edecek ekonomi politikalarını uygulamaya açık olması lazım. Mesela Merkez Bankasının bağımsız olması ve faizi bu doğrultuda kolayca kullanabilmesi lazım. Bizde bu söz konusu değil. Bu durumda TL rezerv para olamaz.

      Sil
    4. Hayatımda sizin kadar sabırlı bir insan görmedim.
      Eğer bir gün siz de bu dünyadan göçüp giderseniz, gittiğiniz yerde internet bağlantısı varsa yine yazmaya devam eder misiniz?

      Sil
    5. tesekkur ederim Hocam. evet sabriniza bende hayranim, zaten buna guvenerek aklimdaki soruyu yazdim buraya.

      Sil
  25. Hocam öncelikle bilgilendirmeleriniz için teşekkürler. Gerçekten çok faydalı bir iş yapıyorsunuz. Benim size bir sorum olacaktı. Görmekteyiz ki Türkiye maalesef son birkaç yılını verimli kullanamadı. Sıcak paralar ellerimizin arasından kayarken biz günü kurtarmakla yetindik, gereken reformları yapıp geleceği pek düşünmedik. Gerekenleri yapamadığımız her gün de aleyhimize işliyor gibi görülüyor. Ben dahil çoğu kişi reformlar yapılmalı diyoruz ama kısa vadede ne gibi reformlar yapılmalı diye bakınca da içini pek dolduramıyoruz. Sizin bu konudaki teşhisiniz nedir. Sadece faiz ve maliye politikasının kullanılması sizce yeterli olur mu? Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Bu konuda benim yazılarım var.,Kısa vadede reform yapılamaz. Olsa olsa düzeltmeler, ayarlamalar yapılabilir. Reform işi uzun vadelidir.
      http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/yapsal-reformlar-rehberi.html

      Sil
    2. hocam ne der bilmiyorum ama bana göre en kısa vadeli reform ticaret yasasının delik deşik edilmeden önceki haliyle "biz adam olmak istemiyoruz" korosuna kulak asılmadan çıkarılmasıdır birde halen yapılmadıysa mali yatırım araçlarıyla ilgili yeni bir kanun çıkarılması ve adam gibi çıkarılmasıdır. zaten eskisi geçici ve dar kapsamlı, sanırım 2016 yılında bitecek, bitince borsadan stopaj yerine vergi beyannemesi doldurtursak insanlara tam olur kimse gelmez...

      Sil
    3. Evet bunlar da yapısal reformun ta kendisi değilde bile tamamlayıcısıdır. Ama konu yasa çıkartmak değil. Biz o konuda dünyanın en çok yasa çıkaran ülkeleri arasındayız. Konu o çıkarılan yasaları uygulayabilmek. Bakın Anayasayı bile uygulamıyoruz. Herkesin kendisine göre yorumladığı bir Anayasamız var. Onun için ben "Anayasayı değiştirelim" diyenlere "önce bir uygulayın da sonra değiştiririz" diyorum.

      Sil
  26. Sn. Eğilmez reserv paralardan kapmak için Dünya rekabeti işimizi ayrıca da zorlaştırıyor/zorlaştıracak mı ? Misal petrol gibi kaynağı olan az gelişmiş bir Nijerya daha çekici gelecek mi TR'ye göre ? Veya Brezilya'nın çoğrafi konumu nedeniyle bize göre sorunsuz bir bölgede olması ?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu saydıklarınızın hepsi iç sorunları olan ekonomiler. Zaman zaman bir kaç hamle yapıp ileri atlıyor gibi olsalar da yapısal reformları yapamıyorlar.

      Sil
  27. Hocam tekrar gecmis olsun. Ozlettiniz kendinizi. Gozlerimiz ekranlarda sizi aradi.

    YanıtlaSil
  28. Hocam avronun değerlemesi nasıl ihracatın lehine oluyor bağlantı kuramadı m da. Şimdiden tesekkurler hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz başta Almanya olmak üzere ihracat yaptığımız ülkelere euro ile satış yapıyoruz.Euro, TL karşısında değerlendikçe yurt dışındakilerin satın alma gücü artar ve dolayısıyla bizim ihracatımız da artış meydana gelir.

      Sil
    2. İhracatimizin çogu Avrupa Birliği'ne. Eger Euro Dolara karşı değerlenirse, elimize daha çok Dolar geçer. Ayrıca, ithalatımızın çoğu Dolar ile olduğu için bu bizim lehimize oluyor.

      Sil
    3. Değerli hocam, izninizle ben yanıtlayayım: Üretim için gerekli hammadde alımı daha çok $ ile yapırken dışsatım € ağırlıklıdır. €'nun $'a karşı değerlenmesi, bizim açımızdan maliyetler azalırken satıştan elde edilen gelirin artması demektir.

      Sil
    4. Cevap son derecede yeterli. Teşekkürler.

      Sil
    5. peki hocam bizim almanya ya ithalatımız ihracatımızdan fazla bu durum nasıl lehimize oluyor

      Sil
    6. Almanya'dan ithalatımız, Almanya'ya ihracatımızdan fazla, demek istemiş herhalde? Bu bilgi ne kadar doğru bilmiyorum.

      TİM'in şu tablosuna bakarak ihracat verisine ulaştım:
      http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-ihracat-rakamlari-tablolar.html

      Almanya'ya Temmuz 2015 itibariyle yaptığımız ihracat (1000$):
      $1.089.579,43

      Euro'ya çevirdiğimizde ise:
      $1.089.579,43 = EUR 974,356.02

      Almanya'dan yaptığımız ithalatı bilmediğim için karşılaştırma yapamadım. Ve eğer bu ithalat, sermaye malları, hammadde, aramalı gibi kategorilerde ise pek sorun olmayacağı kanaatindeyim. Sonuçta bu malları ithal edip, Türkiye içindeki fabrikalarda montajlıyoruz, son kullanıcıya satılacak şekilde paketliyoruz ve Almanya'ya ihraç ediyoruz.

      Sizin bulduğunuz sonuç nedir Mahfi Hocam?

      Sil
    7. Sizin bulduğunuzla aynı.
      Almanyadan ithalatımız asıl olarak sermaye malı ağırlıklıdır. Yani yatırımda ve üretimde kullanıyoruz.

      Sil
    8. Peki Hocam, ithalat datalarını nereden öğrenebiliriz. TİM'de ayrı bir başlık olarak hazırlanmamış. DEİK gibi yerlerde de yok.

      TÜİK'de şu var:
      http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist

      Ülkelere göre yıllık ithalat (en çok ithalat yapılan 20 ülke, 1000$):
      Almanya, 2014:
      $22.369.476

      Almanya'ya Temmuz 2015 itibariyle yaptığımız ihracat (1000$):
      $1.089.579,43

      Karşılaştırdığımızda, saat 12:51'de soruyu soran ilk arkadaşımız doğru demiş olmuyor mu?

      Almanya'dan ithalatımız, Almanya'ya ihracatımızından yüksek gözüküyor. Sayılar ortada. Nasıl lehimize oluyor?

      Sil
  29. Hocam sizi pazarda gördüm çok korktum! Yanınıza gelip iktisadi bazı şeyler söylemek istedim ama yanlış söylerim kızarsınız diye elim ayağım titredi!

    Ve bir şey dikkatimi çekti. Ekranda kameranın kadrajını öyle ayarlatıyorsunuz ki göbeğiniz gözükmüyor. Pazarda gördüğüm kadarıyla minik de olsa göbeğiniz var Hocam. Eğer bu yıllardır varsa sorun yok, metabolizmanız öyleymiş, der geçeriz. Ama yakın zaman önce oluşmuşsa yağlanma işareti olabilir Hocam. Sizin yaşınızdaki bir deha için vücutta yağlanmanın önüne geçilmesi dikkat edilmesi gereken bir husustur.

    Sizi seviyoruz Hocam, daima...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, buradan okuyorsunuz böyle şeylere kızacak gibi mi görünüyorum.
      Teşekkürler

      Sil
  30. hocam, türkiye ekonomisinin son 12 yıldaki büyüme ortalamasıyla cari işlemler açığı ortalamasını karşılaştırdığımızda ekonomimiz bence ihtiyacından fazlasını borçlanmış gibi görünüyor. bu konuda düşünceniz nedir hocam?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet 2003 - 2998 arasında ekonomi cari açığının üzerinde dış kaynak girişi yaşadı. Bu da TL'nin olduğundan değerli kalmasını ve dolayısıyla GSYH'nın USD cinsinden katlanarak artmasını sağladı. Sonra bu kaynak girişi azalmaya başladıkça TL değer kaybetmeye yöneldi. Son üç yılda bu düşüş arttığı için de GSYH'mız azalmya başladı. Dolayısıyla kişi başına gelir meselesinde de orta gelir tuzağında takılıp kaldık.

      Sil
  31. hocam, esasında bir ülkenin parasının değerini üretim gücü belirlemez mi?. finansal deregülasyonlarla sanki artık daha çok spekülatif sermaye akımları ülke paralarının değerleri üzerinde üretimden de etkin gibi. ne dersiniz hocam?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece üretim gücü değil aynı zamanda finansal durumu da önemlidir. Doğrudur finansal yapılar çok önem kazandı.

      Sil
  32. Hocam faiz arttırımı yıl sonuna kalırsa eylülde dolar TL de dolar düşer mi?2.70 lere gelir mi?
    Güvenli liman olarak görülen altın artar mi?gram altın 120 lira lara gelir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Doların 2,80'lerin altına geleceğini sanmıyorum. O aşamaları geçtik artık. Altından bir şey olmaz. Dolara bağlı olarak iner, çıkar.

      Sil
    2. hocam altında ki iniş cıkısların en belirleyici etkeni dolar mı yoksa başka faktörler varmı

      Sil
    3. Mutlaka var ama dolar kadar etkili değil.

      Sil
    4. hocam bazen dolar kuru yükselince altın düşüyor o nasıl oluyor dolar kuru yükselince altınında yükselmesi gerekmiyor mu altın dolar ilişkisi her zaman takıldığım cozemedigim konular olmuştur bilgilendirirseniz cok sevinirim hocam simdiden cok teşekkür ederim

      Sil
  33. hocam piyasa faizi tam olarak ne oluyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kavram karşılığında birçok faiz söz konusu. Kimi bankaların mevduat faizlerini, kimi bankaların kredi faizlerini, kimi de tahvil, bono faizlerini kastediyor. Hepsini ortak bir noktada ifade etmek için piyasa faizi denince genellikle Devlet Tahvillerinden vadesine 2 yıl kalmış olanlarının piyasada en çok işlem göreninin faizi esas alınıyor. Buna da gösterge faiz deniyor. Yani piyasa faizi dendiğinde gösterge faiz anlaşılsa yanlış olmaz.

      Sil
    2. bilgiler için cok teşekkür ederim hocam peki hocam bu gösterge faizini TCMB mı belirliyor yoksa arz talep koşulları sonucumu belirleniyor

      Sil
    3. Bu tahviller ikincil piyasada alım satım konusu oluyor ve faizi tamamen piyasada belirleniyor.

      Sil
  34. Hammamizade İsmail Dede Efendi.
    Müzik müziktir. Severseniz dinlersiniz, sevmezseniz dinlemezsiniz. Bach kilise müziği yapmıştır. Ben Bach'ın müziğini severek dinlediğim için hristiyancı olmam. Sadece müziksever olurum.

    Ne İslamcı,
    Ne de Hristiyancısınız!

    Siz dünyanın en tehlikeli ateistisiniz! Belli mi olur belki de deccal sizsiniz!

    Neyse...

    Hocam, Doğu Avrupa ve Rus eserlerini de sever misiniz?

    Frédéric Chopin, Modest Petrovich Mussorgsky, Anton Rubinstein, Nikolai Rimsky-Korsakov, Pyotr Ilyich Tchaikovsky ve tabii ki Antonín Dvořák?

    9. senfoni, Mi minör, "From the New World", Op. 95, Largo (2nd movement):
    https://www.youtube.com/watch?v=J3QZd4KDNoU

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size ne benim inancımdan?
      Deccal babandır desem hoşunuza gider mi?
      Siz magazin editörü müsünüz?

      Sil
    2. Hocam bi keresinde Tevrat, İncil ve Kuran'ı okuduğunuzu söylemiştiniz. Deccal'in kendisini insan postunda da gösterebilme yeteneğine sahip olduğunu biliyor olmalısınız. Yukarıdaki arkadaşımız sizle bu bilgi arasında bir bağ kurmaya çalışmış ama eline yüzüne bulaştırmış gözüküyor...

      Sil
    3. Artık ne yapmışsa bilmiyorum. Pozitif işlerle uğraşmasında yarar var.

      Sil
  35. Diyelim ki, büyük sürpriz oldu, 1 Kasım'da CHP tek başına iktidara geldi.

    O zaman da, yazılarınızdaki uyarıcı tonu aynı düzeyde tutacak mısınız? Eleştirilecek hamleler yaparlarsa eleştirmeye devam edecek misiniz?

    Yoksa CHP'ye torpil mi geçeceksiniz?

    Ve Hocam, siz istediğiniz kadar çaktırmayın, kime oy verdiğinizi ve kime oy vereceğinizi biliyoruz.

    7 Haziran'da olduğu gibi 1 Kasım'da da CHP'ye oy vereceksiniz. Bunu bilmemiz için falcı olmamıza gerek yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mahfi hocanın sesini chp yönetimine duyurma chp yönetimi tarafından dikkate alınma ihtimali çok daha fazla olduğundan tam tersi eleştiri dozunu yükseltir.

      Sil
    2. Böyle bir sürpriz olmaz. CHP, bu seçimde tek başına iktidar olmaz. Olduğunu varsayalım. O da aynı şeyleri yaparsa aynı eleştirileri yaparım. Yani eğer yapısal reformlara girişmez de günü kurtarmaya girerse bugünkü eleştirileri hatta daha fazlasını yaparım. Çünkü CHP, yapısal reform vaadinde bulunuyor.
      Benim hangi partiye oy verdiğimden size ne?

      Sil
  36. Hocam siz şu anki şartlarda faiz artışında yanasınız(kuru düşürmek için) ama,yazınızdan anladığım kadarıyla şu anda para politikası işlevsiz durumda ve maliye politikası devreye girmeli.''O halde büyümeyi uyarabilmek geriye maliye politikası kalıyor. Kamu harcamalarında bir defalık artışlar yapılabilir. Örneğin devlet memurlarına ve emeklilere yıl sonuna kadar kalan sürede birer aylık ikramiye 4 taksit halinde verilebilir. Bu ödemeler iç piyasayı canlandırabilir.'' diye yazdınız. Peki ama o zaman neden para politikasına yani faize vurgu yapıyorsunuz, o kısmı anlamadım?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü bu iki politika birlikte uygulanmazsa başarı gelmez. Bugünkü koşullar TL'nin değer kaybedeceğini gösteriyor, bunu önlemenin şimdilik tek aracı faizi artırmak. Aksi takdirde kur arttığı için iç maliyetler ve dolayısıyla fiyatlar yükseliyor ve sonuçta iç talep düşüyor. Bu da büyüme hızını düşürüyor. Sonuçta ekonomi, potansiyel büyümesinin çok altında büyüyor. Bunu da canlandırabilmenin yolu maliye politikasını biraz gevşetmekten geçiyor.
      Yani bu iki politika birlikte uygulanmalı.

      Sil
  37. Hocam yazılarıniz anlasilabilir dilden. Çok güzel. Hele bütün sorulara, yorumlara cevap veriyorsunuz ki o da sahane. Daha iyi kavriyoruz. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  38. hocam mb elinde olmayan bir parayı bankalara vermiş gibi yapıyor karşılığında tl likiti piyasadan çekiyor maliyet ödemiyor aksine her borç vermesinde piyasadan TL çekiyor. Bu durumda faiz fazla ya da az olmuş ne farkeder? MB zaten 1gün yada 1 haftalık veriyor parayı uzun vadeli vermiyor ki karşılığı olsun. Yani ben size 100 milyar Lira verdim diyor, 1 gün yada hafta sorna faiziyle alıyor geri buna bir teminat vermiyor (verse bile bir anlamaı yok zaten 1 hafta sonra geri dönecek, geri alamama riski de yok, kendiside borçlanmıyor...). bu durumda faizleri arttırması yada azaltmasının kendisi açısından bir anlamı yok tabi likiditeyi kısmak isterse hiç vermez olur biter(mi)? Yani bankaların halka sen vermezsen bak mbden alırım demesi sorunsa mb piyasaya verdiği para ile zaten faizleri istediği gibi ayarlayabilir durumda bu durumda faizleri yükseltmiş azaltmış gene bir anlamı kalmıyor psikolojik bir gösterge olmak dışında, yani banklara çok likit vermez olur biter onlarda başka yerlerden bulmak için faizlerini arttırırlar. Bi yerleri çok feci yanlış anlıyorum galiba ama nereyi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır yanlış anlamıyorsunuz. MB likiditeyi hiç vermediğinde ya da ihtiyaçtan az faiz yükselir. Çünkü bankalar ihtiyaçları olan likiditeyi bulabilmek için daha fazla mevduat toplamak zorunda kalırlar onun da yolu faizi artırmaktan geçer. Yani MB, kendi artırmadığı faizi piyasa aracılığıyla artırmış olur. Ki zaman zaman TCMB bu yöntemi uyguluyor. Ama bunların hepsi dolaylı yollardır. Bu yola girdiğinde piyasa MB'nin faizi artıramadığını, dolaylı yollara başvurduğunu, yani elinin zayıf olduğunu görür ve paniğe kapılabilir. Panik hali ise faizin olduğundan daha fazla artmasıyla sonuçlanabilir. 2014 Ocak ayında bunu yaşadık.

      Sil
  39. "Kur yükselirse ne olur?
    TL, yabancı paralara karşı değer kaybettikçe ithal mallarının maliyeti ve dış finansman maliyeti artar. Türkiye’nin ithalatında büyük ağırlık enerji ve diğer hammaddeler, ara malları ve sermaye mallarında yani üretimde kullanılan mallarda olduğu için ithal mallarının maliyetinin artması üretim maliyetlerinin artması demektir. Üretim maliyetlerinde ortaya çıkan bu artışlar ister istemez üretim fiyatlarına yansır ve manşet enflasyon yükselir." demişsiniz.
    tüik ve tcmb verilerine baktım. 2014te ithal mal fiyatları dolar olarak %2,9 düşmüş, dolar kuru %15,1 artmış. ithal malların tl karşılığı %11,8 artmış ve tcmb 2013e kıyasla biraz daha sıkı bir para politikası uygulamış.
    2015te ithal mal fiyatları dolar olarak %12,3 azalmış, dolar kuru %19,5 yükselmiş. ithalatın tl karşılığındaki yükselme %4,8te kalmış.
    merkez bankasının fonlama faizini %8-9 arasında tutmasında bu gelişmelerin etkisi olduğunu düşünüyorum. veya çok fazla siyasi risk var bu riskler beni aşar, bi şeyler yapsamda faydası olmaz diye mi düşünüyorlar? çünkü 2014 seçimleri öncesindeki gibi akp lehine anketler gelmiyor çok büyük ihtimal yine koalisyon çıkacak sandıktan.

    YanıtlaSil
  40. Hocam iyi pazarlar,

    Takim tutma anlayisiyla gelen ekonomik yorumlari yayinlayarak sabahimiza nese kattiniz, çok tesekkurler.

    Bogazici'nde okurken felsefe bolumune 2 yilligina gelen bir italyan hocam vardi. Bir sekilde iyi bir dostlugumuz olmustu. Gitmeden evvel bir son yemek yemistik, bana ekonomi bolumune de devam ettigim için kizgindi ama yine de özellikle 35 yas sonrasi çok daha iyi algiladigim su 2 tavsiyeyi vermisti.

    Öncesinde " ben bu ekonomi isini çok anlamam ama" diye giris yapip sonra

    1. Egitimli ve medeni toplumlarda kisa vade 2 uzun vade 10 yildir, sizde kiisa vade 3 gun, uzun vade. 6 ay

    2. Yine ayni toplumlar her söylem ve eylemin ozunde bir rasyonel mantik oldugu varsayimiyla hareket eder, bu durum sizin karakteristik bir ozelliginiz degil

    Bir de o vakit susurluk vakasinin oldugu vakitti, dunyanin heryerinde mafya, politika, silah, hayat kadini vs iliskisi vardir da sadece burda ayni arabaya bindiklerini gordum demisti.

    Neyse, uzun lafin kisasi o zaman biraz da kizip icimden "hadi be" dedigim tespitlerin hafif bile dile getirildigini zaman içinde yasadim gordum.

    Bazi ulkelerin ekonomik buyukluklerinden ya da buyume hizlarindan bagimsiz gelsimekte olan ya da 3.dunya kategorisinde kalmasinin ne yazik ki çok somut sebepleri var.

    Hemen her yazinizda belirttiginiz gibi tek cikis egitim, egitim ve egitim. Su anki gibi parali ehliyet kursu mentalitesinde ya da networking amacli olan gibi degil elbet.

    Herkese iyi pazarlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süper saptamalar. Analitik gözle bakınca bunlar görünüyor işte. Çpk doğru diyorsunuz ama hangi eğitim denince hep beraber yüzlerce parçaya bölünüyoruz. Yalnızca bilim okutulan okullara geçmediğimiz sürece biz sizin hocanızın dediklerini anlayamayacağız.

      Sil
    2. Mahfi hocam,
      hangi eğitim diye soruyorsunuz ya sürekli. Beğendiğiniz bir okul örneği verebilir misiniz Türkiye`den veya dünyadan?

      Sil
    3. Türkiye'de pek kalmadı. YÖK hepsini mahvetti. Benim gençliğimde Mülkiye, ODTÜ çok iyiydi. Başkaldırabilen öğrenci yetiştiren okullar olmalı. Bilim adamı itaatkar insanmların arasından çıkmaz. Biz 1980 sonrasında itaatkar öğrenci yetiştirmeye yöneldik. Bu bütük hataydı. Öğrenci dediğin itat etmeyecek. Hocasına meydan okuyacak ki işi ileri götürebilsin. Bizde bunu veren okul kalmadı.
      İngiltereden Cambridge, Oxford, LSE, ABD'de Harvard, Stanford, MIT, Yale, Virginia Tech., daha birçok okul var. Fransa'da Sorbonne benim bildiklerim.

      Sil
    4. Çok teşekkürler Hocam.
      Okul deyince liseleri kastediyorsunuz sanmıştım aslında. Kaliteli insan yetiştirmek için ortaokul-lise eğitimi çok daha önemli değil midir? Öğretim üyesi bir arkadaşım öğrencilerin liselerden çok boş geldiğini söylüyor.

      Sil
    5. Evet aslında liseleri de kastediyorum ama iyisi hangisidir deyince tam bir yanıtım yok açıkçası. Çünkü iyileri öylesine pahalı okullar ki o paraya ne yapılıyor tam bilmiyorum. İlk ve orta öğretimde durum üniversiteden de kötü. Bir şeyleri ezberleyip çıkıyor çocuklar. Sonra üniversite son sınıfa geldiğinde durum daha da kötüleşiyor. Bırakın İngilizceyi Türkçe yazmayı bilmeyenler var.

      Sil
    6. Fakat 'Başkaldırabilen öğrenci' derken, kapitalizme karşı başkaldıran demiyorsanız, yazdıklarınızın anlamı pek olmuyor.

      Sizin başkaldırı anlayışınız şu ise, yanı gülüm keten helva:
      Steve Jobs, Apple henüz zirveye oynamamışken, şirketten kovulmuştu. Jobs kapitalist sisteme boyun eğdi, bir başka kapitalist şirket 'Next'i kurdu ve gıdım gıdım yükselmeye başladı.
      Apple'da 'ürün tutundurma' projeleri Jobs'ın gidişinden sonra düşmeye, doğal olarak kârlar da erimeye başlayınca, Jobs tekrar Apple'a döndü ve ömrünün sonuna kadar orada kaldı.

      Kapitalist sistem içinde başkaldırılamaz, sadece boyun eğdirilir.

      Sil
  41. sonunda bilgisayar başına oturacak vakit bulabildim.

    cuma günü nihayet diplomamı aldım hocam. öğrencilik dönemimi kapatmak için sosyal güvenlik kurumunda işim vardı, daha memura tc kimlik numaramı verir vermez bana 6.400 tl borç çıkardılar!!! gss mi genel sağlık sigortası mı ne zımbırtısıysa artık bunun primlerini ödemediğim için bu borç birikmiş!!! ya dedim, kimse bana böyle birşeyden bahsetmedi ki önceden!!! daha yeni sizden öğreniyorum gssymiş primmiş bilmemneymiş!!! daha işe başlamadım bu parayı nereden bulup ödeyeyim, dedim!!! yazıcıdan bu borcun dökümünü çıkarıp verdi, birşey yapamayacağını orada sadece memur olduğunu söyledi ve sıradaki vatandaşı çağırdı!!!

    siz buna benzer olayları işitiyor musunuz hocam? ne yapmamı önerirsiniz? nedir şu gss saçmalığı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesi zorunlu olarak gss üyesi yapan bir yasa var. Burada bu tür bir şikayeti ben ilk kez duydum. Ama benim duyup duymamış olmam önemli değil. Miktar çok yüksek. Bence bir hukukçuya danışın.

      Sil
    2. Gelir tespiti yaptırman gerekiyor.Gelir tespiti sonucuna göre borç yeniden yapılandırılıyor.İkamet ettiğin eve giren gelir asgari ücretin 1/3 ünden az ise borcun sıfırlanır ve her ay ücret ödemen gerekmez.Ama fazla(ne kadar olduğuna göre değişir) ise ona göre hesaplanır ve her ay ödemen gereken miktar belirlenir...

      Sil
  42. Hocam yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.Bir bilgisayar oyununa bağımlı gibi oldum bloğunuza.Ciddi söylüyorum günde 20-25 defa sitenize girerek belki yeni yazı yazmıştır ve yorumları okumak için.Zaten hemen hemen bütün yorumlara cevap veriyorsunuz . Hocam bu siteden para kazanıyor musunuz ki bütün yorumlara cevap verme (adeta müşteri kaçırmamak gibi) ihtiyacı hissediyorsunuz? Çünkü ben bloğunuzda reklama falan görmedim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sitede reklam yok, sponsor yok. Olmak isteyenler oldu ben istemedim. En azından şimdilik reklam ve sponsor almıyorum. Bu siteyi çok önemsediğim için bütün boş zamanımı kitap yazma ve bu blogla uğraşmaya adamış durumdayım. Hiç bir menfaatim yok. Bu bloğa yorum yapan herkese çok değer verdiğim için hepsine yanıt yazmaya çabalıyorum.

      Sil
    2. Hay yasa, balkona sigara icmek icin ciktigimda, daha sigarayi yakmadan blogu okumaya hazir hale getiriyorum. Bagimliliklarimdan en iyisi sanirim :)

      Sil
  43. Ustat mayis ayinda yaptiginiz buyume ile iktidar partisi oy oranlari arasindaki iliskiye iliskin yazinizin kasim ayindaki secimler icin guncellenmis halini sabirsizlikla bekliyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aradaki zaman süresi kısa olduğu ive henüz büyüme oranları açıklanmadığı için yeni bir değerlendirmenin çok farklı çıkacağını sanmıyorum. Yani % 40 (+/- 2 puan) şeklindeki görüşüm devam ediyor.

      Sil
  44. Hocam MB nin son kararlarının piyasalara etkisi ne olur ,sizce kararlar yerinde ve zamanında mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz önce yayınladığım yeni yazımda bunları anlatmaya çalıştım.

      Sil
  45. Hocam, Türkiye tarihinde ilk defa yapısal düşük büyüme sarmalına girdi diyebilir miyiz? Eğer öyleyse bu yepyeni bir durum olacak piyasa ve üretim dinamikleri yeniden şekillenecek demektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu demek için belki henüz erken ama dediğiniz gibi bu sarmala doğru ilerliyoruz.

      Sil
  46. Siyaseti düşünmüyorum. Ben buradan bu mütevazı blogdan ülkeme daha yararlı olduğum kanısındayım. Türkiye'deki şekliyle siyaset, benim bağımsız düşünce yapıma uygun değil.

    YanıtlaSil
  47. sayın hocam tl deger kaybettikçe bu ihracatımıza olumlu yansımazmı.ayrıca bizim hailkta artık eski halk degil.döviz düştükçe alıyor yükseldikçe satıyor,ve kendini koruyor.bu dövizi eskisi gibi dövizin fazla uçmasını engellemezmi.sayın hocam sizin gibi ekonomist degilim sorularım size salakça gelebilir kusura bakmayın ama cidden merak ediyorum

    YanıtlaSil
  48. hocam ben bir üreticiyim makine üretiyorum söylediklerinize yüzde yüz katılıyorum tl nin değeri arttığında ihracatımız azalıyor değersizleşince ihracatımız artıyor fakat anlamadığım şu merkez faiz artırınca türkiyeye döviz girişi artıp döviz ucuzlamazmı ? ikinci sorum imalat sektörü için önümüzdeki yıllar nasıl olur zira imalatçı olarak geçen 4 -5 yıldır çok zorlandık yani 1-2 sene sonra değerli tl den neden rahatsız oluyorsunuz derlermi saygılarımla

    YanıtlaSil
  49. Sn. Eğilmez,riskleri serbest bir değişken gibi düşük olduğunu varsayalım. Bir yabancı için TR ne zaman yüksek getirili bir liman olur ? Yani risk düşük olsa bile net faiz zaten kendi ülkesine göre daha getirili olmak zorunda değil mi ? Mevduat faizi yeterince cazip değilse başka enstürmanlara yatırım yaparlar mı ?

    YanıtlaSil
  50. Hocam sizce 2016 yılı sonunda dolar kuru tahminen kaç lira olur ?

    YanıtlaSil
  51. hocam vizelerin kalması sizce yüklü miktarda döviz çıkışına sebebp olur mu olursa sonuçları ne olur Türkiye için?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!