Okuduğum Kitaplardan Seçmeler
Son bir ayda okuduğum kitaplardan seçtiklerimi paylaşıyorum.
Alaeddin Şenel, Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi, İmge
Kitabevi:
Blogu sürekli izleyenler daha
önce Alaeddin Şenel’in İlkel Topluluktan Uygar Topluma adlı kitabına birkaç kez
değindiğimi, analitik düşünceyi geliştirmek isteyenlere rehber kitaplar
arasında bu kitaba yer verdiğimi hatırlayacaklardır. Ne var ki çoğu okur, yeni
baskısı olmayan bu kitabı bulamamaktan şikayetçiydi. Şenel’in Kemirgenlerden
Sömürgenlere İnsanlık Tarihi adlı kitabı, diğer kitaptan çok daha kapsamlı, çok
daha ileri bir kitap. İnsanın ortaya çıkışından bugüne uzanan sosyal ve
kültürel evrime Marksist bir yaklaşımla bakıyor. Oldukça kalın (notları ve
kaynaklarıyla birlikte 1108 sayfa) ve okunması kolay olmayan bir kitap. Buna
karşın özellikle analiz yeteneğini geliştirmek, farklı açılardan olaylara
bakmak isteyenler için biçilmiş kaftan.
Yuval Noah Harari, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens (İnsan türünün kısa
bir tarihi), Kolektif Kitap yayınları:
Harari’nin insanın sosyal ve
kültürel evrimini biyolojik evrimiyle harmanlayan 408 sayfalık bu kitabı hem
bilgi dağarcığını geliştirmek hem de olaylara farklı bir açıdan bakmak
isteyenler için son derece yararlı bir kitap. Bu kitapta da insanın analiz
yeteneğini zorlayan, kabul sınırlarını aşan gerçekler yer alıyor. İnsanın nasıl
bir sosyal ve kültürel gelişim serüveni geçirdiğini, çeşitli aşamalarda ve değişik
yer ve koşullarda nasıl farklar oluştuğunu anlamadan ekonomi gibi bilimleri
yerli yerine oturtmak kolay değil. Tarihi ikiye ayırarak incelemek mümkün: İlki
milattan önce 3000’e kadar giden dönem (ki bunu milattan önce ve milattan sonra
diye ikiye ayırıyoruz), ikincisi de milattan önce 3000’lerden daha gerilere
giden dönem (ki buna zaman öncesi deniyor.) Harari bu kitabında bize insanın, zaman
öncesinden yani ortaya çıkışından başlayarak bugüne kadar geçirdiği gelişimi
anlatıyor. Bunu basit bir dille anlatırken de sosyal bilimlere ışık tutuyor.
Piyasadaki ününü hak eden bir kitap ve kesinlikle okunmaya değer.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Dergâh Yayınları:
Ahmet Hamdi Tanpınar, babamın
Kadıköy Maarif Lisesinde edebiyat öğretmeniydi. Çok severdi babam Tanpınar’ı,
bütün kitaplarını okumuştu. Onu o kadar çok dinledim ki babamdan ben de Sartre,
Camus, Dostoyevski, Steinbeck veya Solohov’un kitaplarına ara verip Tanpınar’ın
bir kitabını okumam gerektiğini düşünür oldum. Babamın kitaplığında Tanpınar’ın
bütün eserleri vardı. O kitapların arasından Saatleri Ayarlama Enstitüsünü
seçtim. Lise birdeyim. Neden bu kitabı seçmiştim de örneğin Huzur’u ya da Beş
Şehir’i seçmemiştim? Kitabın adı ilgimi çekmişti de ondan. Kitabı okudukça o
kadar etkilendim ki öteki kitaplarının da bazılarını okudum Tanpınar’ın. Tabii
bunları okuyacağım derken de derslerimi ihmal ettim. Ama hiç şikâyetçi değilim.
Yaşamım boyunca bu kitaplar bana ufuk açtı. Geçtiğimiz günlerde yeni baskısını aldım
Saatleri Ayarlama Enstitüsünün ve bir kez daha okudum. İnanılmayacak kadar
özgün bir eser. İkinci okuyuşumda da aynı keyfi alarak okudum. Kitabın
sonlarına gelirken eğer bugünkü olanaklar zamanında olsa da eserlerinin tanıtımı
yapılsaydı Ahmet Hamdi Tanpınar Nobel edebiyat ödülünü alırdı diye düşündüm.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü bir başyapıt. Herkesin okuması gereken bir eser.
Nigel Warburton, Felsefenin Kısa Tarihi, Alfa yayınları:
Bu kitabı okurken gençliğimde,
Mülkiye’de öğrenciyken, Bertrand Russel’ın 3 ciltlik Batı Felsefesi Tarihiyle nasıl
uğraştığım geldi gözümün önüne. Kelimelerin Türkçe karşılıklarını mümkün
olduğunca kullanmaya çaba göstermeme karşın kitabın ağırlığı bir yana aşırı
öztürkçe çevirisi ne kadar yormuştu beni. Bu kitap, felsefe gibi çoğumuza
ürkütücü gelen bir alanda popüler bir sunum yapmayı başaran ender kitaplardan
birisi ve piyasadaki ününü hak ediyor. Felsefe tarihi kitaplarını okumuş
olanlar için hatırlamaya dönük bilgiler sunuyor. Felsefe tarihi okumamış,
konuyla doğrudan ilgilenmeyen ama merak edenler için de öz ve kolay
anlaşılabilir bilgiler sunuyor. Hızlıca okunabilecek ve insana yol gösterecek
bir kitap (359 sayfa.)
Nazmi Karyağdı, Vergi Satan Adamlar, Maliye Hesap Uzmanları Derneği
yayını:
Vergicilik mesleğinin en üst
düzeyinden (Hesap Uzmanlığından) yetişmiş olan Nazmi Karyağdı, bir yandan
mesleğini yaparken bir yandan da hobi olarak bir siteyi (Vergi Algı) yönetiyor
ve yazıyor. Yazılarında vergi gibi sevimsiz bir konuya esprili bir yaklaşım
yapıyor. Vergi Satan Adamlar adıyla bir kitap yazdığını ve benden de bir önsöz
yazmamı istediğinde hiç şaşırmadım, çünkü sitede yazdığı yazıların sonunda
böyle bir kitaba giden yolu açacağını biliyordum. Ekonomi, maliye, işletme,
muhasebe, vergi gibi konularla masanın bu tarafında ya da öteki tarafında
bulunanlar için çok güzel anekdotlar, saptamalar, rehberler olan bir kitap (156
sayfa.) Verginin soğuk yüzünün nasıl ısıtılabildiğini görmek için bu kitabı
okumak gerekiyor.
Hüseyin Şen, İsa Sağbaş, Vergi Teorisi ve Politikası, Ankara (isasagbasotmail.com):
Şen ve Sağbaş son derecede iyi
bir vergi kitabı yazmışlar (485 sayfa.). Okuduklarım içinde en iyilerinden
birisi diyebilirim. Özellikle kamu maliyesi ve ilgili alanlarda görev
yapanların, ekonomi, işletme ve maliye öğrencilerinin mutlaka okuması gereken
bir kitap. Bununla birlikte kitabın popüler bir kitap değil bir ders kitabı
niteliğinde olduğunu vurgulamam gerekiyor. Yani bir yandan çayınızı, kahvenizi
içerken bir yandan da bilgisayarınıza veya televizyona bakarak okuyacağınız bir
kitap değil. Zaman ayırıp ders çalışır gibi okumanız gerekiyor. Konuya çok
yakın olmayanlar için önerim önce benim Kamu Maliyesi kitabımı okuyup sonra bu
kitabı okumalarıdır. Zaman ayırdığınıza pişman olmayacağınız bir kitap.
Mehmet Aziz Ermer, Verimsizlik Tuzağından Çıkış, Bursa:
Özel kesimde birçok şirkette
üst düzey görevler yapmış olan Mehmet Aziz Ermer, Türkiye’nin en ciddi
sorunlarından birisi olan verimsizlik sorununa eğiliyor bu kitabında (220
sayfa.) Özel kesimde yaşadığı deneyimlerden hareketle Türkiye’nin içine düştüğü
orta gelir tuzağının arkasında bu verimsizliklerin yattığı gerçeğinden yola
çıkarak bu verimsizlik tuzağını aşmak için bir model öneriyor. Pek çok doğru
teşhis ve önerinin yer aldığı, yılların deneyimini aktaran özel bir kitap.
Hocam Nigel Warburton'ın kitabı benim de ilgimi çekti.
YanıtlaSilKitap çok kısa olmasına rağmen bugüne kadar ün yapmış felsefeciler
ve görüşleri hakkında öz bilgiler içeriyor.
Dost sohbetlerinde felsefi konuların açılması ihtimaline karşı
en azından olaya yabancı kalmamamızı sağlayan bir rehber diyebilirim :)
Ayrıca bu kitabın bir diğer faydası da, felsefeye bugüne kadar
gereken önemi vermemiş fakat bu kitabı okuduktan sonra konuya
merakı artmış kişiler için daha detaylı araştırmalar ve okumalar
yapmasınının yolunu açmasıdır.
Çok doğru, bu kitap başlangıç için oldukça ufuk açıcı.
SilHocam gunaydin, kitap onerileriniz de yazilariniz kadar faydali oluyor, devam etmeniz dilegiyle iyi calismalar dilerim.
YanıtlaSilTeşekkürler, ara ara yapıyorum.
SilSon bir ayda daha fazla okudunuz ve bunları mı seçtiniz hocam? Günde kaç saat okursunuz?
YanıtlaSilGünde bazen 2 bazen 3 saat okurum. Bazı günler 6 - 7 saat okuduğum bile oluyor.
SilKitap hatırlatmanız sakin bir Liman gibi oldu.Sağolun hocam.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHocam gerçekten kitap onerileriniz ve kitaplar hakkındaki aciklamalariniz öyle faydalı oluyor ki.
YanıtlaSilBenim durumumda olan çok insan vardir diye düşünüyorum. Kitap okumaya hevesli fakat doğru kitaplarla baslamaya ihtiyacı olan. Çünkü insan yanlış kitaplari secerse okumaktan soguyabilir ve de bu çok tehlikeli bence.
Sayesinizde daha doğru kitaplar seçmek adına fikrimiz oluşuyor.
Umarım yazilariniz gibi bu aylık okuma yazıları da devam eder.
Hiç eksik olmayın. A.D
Çok teşekkür ederim.
SilHocam elinize sağlık çok faydalı bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBen hayatımda korsan kitap almadım ama eski kitaplar için internette bulursam indirmekten başka çare kalmıyor. Alaeddin Şenel’in İlkel Topluluktan Uygar Topluma adlı kitabını googleda aratırsak kitap pdf olarak karşımıza çıkıyor.
Sapiens kitabı hakkında da bir katkı yapmak isterim. Kitapta şunları fark ettim. İlkel dediğimiz insan devamlı tetikte olmak gerekliliği dolayısıyla bizden akıllı görünüyor ve bedensel olarak da haliyle bizden kat be kat önde. İnsanların sağlık için dış mekanda fiziksel aktiviteye önem vermesi gerekiyor sonucunu bir kez daha çıkarttım. Atam sağlam kafa sağlam vücutta bulunur diye boşuna söylememiş. Göçebe topluımlar bizim gibi mülkiyet kavgasında olmadığı için iletişimleri grup içinde epey kuvvetli gibi anlıyorum (grubun devamlılığı için yapılan kötü şeyleri çıkarırsak) Ayrıca tek tip beslenme (mesela buğdayın evcilleştirilmesi) bizim için bir büyük bir tuzakmış, maalesef buna mecbur kalınmış. Canan Karatay da bu konuya çok değiniyor diye çok eleştiri alıyor biliyorsunuz… Velhasıl kelam hangimiz daha ilkel beni biraz düşündürdü açıkçası. Kitabın dili de çok güzel. Akşam yatmadan okunursa "hadi bir sayfa daha okuyayım" durumuna düşülüyor..
Saygılar Hocam
Katkılarınız ve paylaşımınız, için teşekkür ederim.
Silİnsan normal olarak hayvanların yaptığı aktivite için programlanmış bir yaratık. Onbinlerce yıl öyle de yaşamış ve genleri ona göre programlanmış. O nedenle şimdi masa başa başında sırtımız ağrıyor, belimiz tutuluyor, boyun fıtığı oluyoruz v.s
Hocam konuyla alakasız olacak ama Japonya'da tarihte ilk defa bankalar arası gecelik borçlanma faizinin negatif olmuş. Böyle bir durumda bir banka diğerine neden borç verir?
YanıtlaSilVermiyorlar zaten vatandaşa yöneliyorlar. Amaç da bunu yaptırmak. Ama kimse kredi almak istemezse yapacak fazla da bir şey yok.
SilHocam kredi kartının yaygınlaşması is lm modelinde milli geliri arttırır mi azaltir mi işin içinden cikamadim
YanıtlaSilKredi kartının yaygınlaşması genişletici para politikası işlevi görür, LM eğrisi sağ kayar, milli gelir artar (teorik ifade)
SilDoğrudur.
SilSaatleri Ayarlama Enstitüsü ile ilgili her yazdığınıza katılıyorum Mahfi Bey. Bir fikrinizi sormak isterim kitap içinde geçen bir parça ile ilgili. Hani Hayri bey Teyzesine istatistiki olarak kullanmak için bir kağıda ince renkli çubuklar çizdiriyor, hatırlarsanız. Tanpınar'ın istatistiğin kullanımı ile ilgili bu iğnelemesi, ironisi harika gelmişti bana. Siz ne dersiniz.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Saygılarımla,
Aynen, kitabın çarpıcı birçok yeri var, bu da birisi.
Silson 1 ayda okudum kitaplar
YanıtlaSilmikroekonomi -mahfi eğilmez
makro ekonomi - mahfi eğilmez
ekonomi politikası - mahfi eğilmez ercan kumcu
Bir ekonomik tetikçinin itirafları ( blogda bırı tavsıye etmişti ehhhh işteeee )
İskender Pala - Şah ve Sultan ( hafif taraflı ) ( ama şii sunni olayları hakkında bıraz olsun bılgı alabilirsiniz )
Barton Biggs - Hedge Cambazları.
Sağlam okudum :P
İyi kitap okumuşsunuz.
SilAsıl olan biteni öğrenmek istiyorsanız, Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları serisinin 3.kitabını öneririm. İlk ve ikinci kitap daha çok adamın kendi hikayesini anlatıyorken, üçüncü kitapta alanında uzman kişiler bölüm bölüm nelerin döndüğünü anlatıyor.
SilKurt Gödel'in eksiklik teoremi, iktisatta uygulanıyor mu?
YanıtlaSilBilgim yok.
SilHocam
YanıtlaSilUluslararası ekonomi kitaplarında cari açık ile kur arasında ki ilişkiye yönelik şöyle bir açıklama var; deniyor ki cari açık artarsa kurlar artar.fakat hocam birde bu işin arz tarafı yokmudur. Yani örneğin ortada 40milyar $'lık bir cari açık varsa döviz talep eğrisi bu miktar kadar sağa kayacak demektir. Ayrıca ortada 40milyar$ Lık bir açık varsa en az bu tutar kadar semaye ve finans hesabında fazla vardır. Buda döviz arz eğrisini sağa kaydıracaktır. Sonuç olarak cari açık verilmeden önceki döviz kuru seviyesine gelinecektir.yani vardığım sonuca göre cari açık kuru artırmıyor diye düşünüyorum. Çünkü ne kadar açık varsa o miktar kadar da döviz arzı vardır. Cari açıktan dolayı döviz talebi sağa kayarken, cari açığın finansmanından dolayı da döviz ar eğrisi sağa Kayarak döviz kuru değişmeden kalır. Eksik düşündüğüm yada atladığım yer neresi ?
Bence düşünceniz doğru ama uzun vadede doğru. Kısa vadede bu ayarlanmalar hemen olmaz o nedenle açık oluşabilir ve kur düzeylerinin eşitlenmesi zaman alabilir. İşte o arada yapılan ölçümlerde düzeyler farklı çıkar.
SilSayın hocam öncelikle değerli paylaşımlarınız, yazılarınız, tavsiyeleriniz için teşekkürü bir borç biliyorum size bu konuda müteşekkirim, kalemize sağlık.
YanıtlaSilBenim izninizle ufak bir sorum olacaktı ;
Ekonomistlerin neredeyse hepsinin fikir birliğine vardığı konu cari açığın yüksek olmamasına yöneliktir.işin mantığını kavramak açısından soracak olursam; ekonomistlerin yüksek boyutlarda cari açığa karşı çıkmasının nedenini, bir gün gelirde her zaman ki verilen cari açık tutarı kadar parayı dışardan bulamaz isek hem üretim için gerekli malları ithal edemeyerek üretime sekte vurulur, hemde kurların yükselmesi sebebiyle işin üreticiler yönünden maliyet tarafıda artacağından, arz şoku sebebi ile gerek fiyatların yükselmesi Gereksede üretimin düşmesi sebebi ile üretici sektörler rekabet açısından güç kaybederler.bu sebeplede ülkenin büyümesi düşerek işsizlik artar. Bu gerekçelere dayanarak mi cari açığın düşürülmesi savunulmaktadır? Yoksa başka temel gerekçelerde varmıdır?
Çok teşekkür ederim.
SilCari açık oluşabilmesi için onu finanse edecek durum da olması lazım. Yani cari açık bütçe açığı gibi önce açık verilip sonra finanse edilen bir büyüklük değil. Açık ile finansman birlikte yürüyor. Diyelim ki ithalat yapacaksınız ama bunu finanse edecek döviziniz yok o zaman iki durum var karşınızda: (1) İthalattan vaz geçeceksiniz. (2) Bu ithalatı yapacak miktarda borç bulacaksınız (ya da birisi size malını vadeli satacak.) Yani finansmanı bulabilirseniz cari açık verirsiniz.
İktisatçıların cari açığın büyümesini istememesinin nedeni sürekli borcu artıran bir yapıya neden olmasındandır. Borç arttıkça bu kez size borç verecek yeni kurumlar ve kaynaklar bulmanız zorlaşır. Faizler artar.
Faizler artar derken, bahsettiğiniz borcu 'elde edebilmek', 'satın alabilmek' için daha yüksek oranda faize katlanmaya mecbur olmayı mı kastediyorsunuz?
SilCari açığı yüksek olan bir ülkeye, uluslararası organizasyonlar, yabancı organizasyonlar, yabancı bankalar, yabancı şirketler vs., 'bu ülkenin cari açığı yüksek gözüküyor, bunlara para verirsek bize geri ödeyemeyebilirler. En iyisi, bu cari açığı yüksek olan ülkelere faizi yüksek tutalım. Eğer yüksek faizle geri ödeme yapmaya razı geliyorlarsa kendilerine güveniyorlar demektir, bu da bizim teminatımızdır.' demek mi istiyorlar?
Hocam;
YanıtlaSilEsnek kur sisteminde döviz talebi döviz arzını aştığında kurlar yükselir ve bu sayede hem arz edilen döviz miktarı artar hemde talep edilen döviz miktarı azalarak kur daha yüksek seviyede dengeye gelir.
Peki sabit kur sistemi için şunu diyebilirmiyiz;
sabit kur sisteminde ; ülke merkez bankası sabit düzeydeki kur seviyesini belirli seviyede tutmak adına eğer aşırı bir döviz talebi varsa piyasasın bu talebini piyasaya döviz arz ederek sabit kur seviyesini koruyabilir.fakat diyelim ki merkez bankasının elinde ki rezerv miktarı sınırlı ise, piyasada da aşırı miktarda döviz talebi varsa ve bankaların elinde ki dövizler de bu talebi karşılamaya yetmiyorsa banka tl verip döviz almak isteyenlerin taleplerini karşılamama hakkına sahiptir diyebilirmiyiz? Yani açık bir şekilde yetkili kişilerden sermaye denetimi açıklaması gelmese bile bankalar sabit kur seviyesinde, gelen döviz talebinin ellerinde ki döviz miktarının bu talebi karşılayamayacağını öngörüyorsa gelen talepleri karşılamayabilir dersem yanılırmıyım ?
Hocam son olarak pazar günü akmerkezde imza gününüz varmış diye duydum teyit etme amaçlı sormak istedim pazar günü belirtilen yerde olacakmısınız yoksa yanlış bir duyummu aldım? Eğer imza gününüz olacaksa kitaplarınızı sırtıma yükleyip gelmeyi düşünüyorum
Saygılarımla
Evet tabii MB böyle bir durumda döviz taleplerinin hepsini karşılayamaz. Ama bunun sonucunda döviz karaborsası doğar ve MB'nin sattığı dövizleri alanlar bunları daha pahalıya ikinci elden satmaya başlarlar. Bu baskılar altında MB devalüasyon yapmak zorunda kalır.
SilPazar günü değil 27 Şubat Cumartesi günü Akmerkez Remzi Kitabevinde imza günüm var. Beklerim. Sevgiler.
hocam merhaba, son bir ayda okuduklarınızdan seçtikleriniz bu kadarsa, bir ayda toplam okuduklarınız ne kadar? bunu nasıl başardığınızı da anlatırsanız örnekleme yaparız.
YanıtlaSilBende merak ettim hocam. Hızlı okuma tekniği ile mi okuyorsunuz ?
SilAslında hızlı okuma tekniği ile okumayı sevmiyorum çünkü ben zaten hızlı okuyorum.
SilHızlı okuma tekniği diye bir şey yoktur arkadaşlar.
SilWoody Allen'ın da tecrübe ettiği üzere, hızlı okuma tekniği denedim, Tolstoy'un bir kitabını okudum, sonuç: Olay Rusya'da geçiyordu...
Hocam, Anlatılanlara göre, Sülayman Demirel hızlı okuma dersi sayesinde dakikada 1800 kelime okuyabiliyormuş. Sanıyorum sizin okuma persormansınız da Süleyman Demirel'e yakın olmalı.
SilHızlı okuma tekniğine karşı öne sürülen tek argüman Woody Allen'ın bu sözü zaten. Gel gelelim hızlı okuma tekniği eğitimi alıp bunu uygulayan onlarca insanın olumlu deneyimlerinden nedense hiç söz edilmez.
SilDaron Acemoğlu- James Robinson -Ulusların Düşüşü- Ben Sapiens'den sonra bu kitabı okudum. Tavsiye ederim.
YanıtlaSilOkuyorum, güzel kitap.
SilSapiens ve uluslarin düşüşü okunduysa tüfek mikrop çelik olmazsa olmaz! Bilim kurgu ve parçacık fiziğine ilgi duyan polisiye romancilar üç cisim problemini incelerlerse pişman olmazlar. Yaşasın kitap okumak :) Hayatta keyif veren ama yasa dışı, ahlak dışı ve kilo aldırıcı olmayan nadir eylemlerden.. Mahfi hocama ve katkıda bulunan tüm kitap dostlarına selam ve sevgiler..
YanıtlaSilTüfek, Mikrop ve Çelik'i okudum. Çok iyi kitap. Ama bence bunların en iyisi Alaeddin Şenel'in kitapları.
SilHocam merhaba size bi sorum olacakti
YanıtlaSilEkonomi Politikasi adli kitabinizi okurken kafama takildi."Devletin merkezden ne isim altinda olursa olsun kredi almasi yasaklanmistir."Peki hocam devlet hazine kagitlariyla merkezden borclanabiliyor mu?bu konu hakkinda kisaca bilgilendirirseniz cok sevinirim.
Yazilarinizi takip ediyorum ve cok sey ogreniyorum bunun icin de ayrica tesekkur ediyorum hocam...
TCMB, dünyadaki birçok MB gibi Hazine'den kağıt satın alabiliyor. Bunun da Hazineye açılmış dolaylı kredi olduğunu iddia edenler ve yasaklanması gerektiğini savunanlar var. Bir süre sonra bu da yasaklanabilir diye düşünüyorum.
Silhocam merak ettigim bazi merkez bankari ornegin isvicre mevduata eksi faiz veriyor. Diyelim ki siz mevduata eksi faiz veren bir ulkede calisiyor ulkenin en populer bnkasi A bankasinin bankamatik kartini kullaniyorsunuz maasiniz o bankaya geliyor oradan da iste siz kiranizi faturalarinizi cocuk okul taksitlerinizi kisaca cari harcamalarinizi hem online hem de bakkala giderken bankamatik kartinizdan oduyorsunuz her ay da bir miktar para artiyor ornegin 100 lira dokunmuyorsunuz banka hesabinizda para kaliyor birikiyor. bir yil sonunda ciddi bir miktar paraniz birikmis oluyor 1200 lira kisaca mevduata para yatirmadan gelir gider dengesi icinde artan paraniza dokunmuyor bankamatikte banka hesabinizda bekletiyorsunuz bu durumda mevduata eksi veren merkez bankalari bankalar araciligi ile bu paranizdan para alir mi ? isin asli astari bu mudur? yoksa bildigimiz turden siz belli birkimizinizi bankaya verip mevduata kisa ve/veya uzun vadeli faizden mevduata verenlerden mi eksi faiz aliniyor su an.
YanıtlaSilCevap verirseniz sevinirim. hocam dostoyevski okur musunuz ;)
Evet eksi faizin anlamı bu. Yani banka kendisinden tuttuğunuz tutar için vade sonunda sizden bir bedel alıyor. Diyelim ki faiz eksi ve siz bankaya 1 yıl vadeli % 1 ise 1200 lira yatırmışsanız o zaman baka yıl sonunda 12 lirayı düşüp hesabınızdaki 1200 lirayı 1,188 lira olarak gösterecek demektir.
SilDostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını, Karamazov Kardeşler'ini ve Yeraltından Notlar'ını okudum.
yani su demek kisaca hic bir gunahi ve sevabi yokken siradan bir calisan kolaylik olsun modern odeme araci kayitli ve gelen giren cikani gormek kolay olsun diye banka karti kullaniyor maasi bu karta yatiyor tum cari harcamalarini online olsun kasada odeme olsun bu banka karti ile yapiyor haseblkader yil sonunda harcamadigi paradan banka tipki fazla parasi olup evinde kasada yastik altinda duracagina banka dursun olursa faiz fon gelirimizde olsun guvende kalsin diyenle eksi faiz diyerekten banka eksi faiz oraninda para alaraka her ikisine de ayni muameleyi goruyor umarim yanlis anlamadim.
SilSimdi bu durumdan yola cikarak
1) banakalar nicin eksi faiz bizi batirir diyor sonucta gunumuzde buyuk cogunluk maasini cari harcamalarini bu kartlarla yapiyor bankada hem kart parasi hizmet bedeli alarak hem de firsattan istifade ederek eksi faiz munasibetiyle paranin eksi faiz nispetinde bir bolumune el koyuyor bu bankalar icin ayrica bir gelir firsat olmaz mi?
2)eksi faizle tasarruf eden malum cezalandiriliyor anladik da eksi faiz uygulayan ulkelerde malum deflasyon var talep kaynakli durgunluk var parasi cok olan belki yil sonunda biriken 1200 lira ile bir yatirim ya da bir tuketim harcamasi yapacak bir plani var malum fiyatlarda dusuyor diyerekten boyle bir hevesi arzusu var ama bu para kirpilarak bu harcama bloke edilmez mi edilse bile bu harcamanin capi boyutu kucultulmez mi eksi faiz yoluyla. Bu da deflasyonu harcama egilimini az da olsa kirmaz mi tasarruf edenler icin konusuyorum tabii.?
hocam cevap vermediniz
Sil(1) Bildiğim kadarıyla dünyada hiçbir ülkede vatandaşa eksi faiz uygulanmıyor. Sadece MB ları bankalara, paralarını kendisine getirmesinler vatandaşa kredi versinler diye bankalar mevduatına eksi faiz uyguluyor ki vatandaşa kredi versinler diye.
Sil(2) Ben de aynı kanıdayım. Faizin sıfıra ya da eksiye düşürülmesi harcamayı iyiden iyişye düşürüyor. Çünkü insanlar faizin daha da düşeceğini beklemeye başlıyor ve harcamayı tamamen azaltıyorlar. Fed faizi artırmaya devam etse bence harcama artacak.
Hocam akerlofla shillerin yazdığı animal spirits'i okudunuzmu?
YanıtlaSilOkudum.
SilHocam, Suriye'de kimin izi nerede belli değilken, savaşa koşar adım girmek akıl kârı değil! Ve hatta, hiçbir türlü savaşı istemek bugün mümkün değil!
YanıtlaSilEğer, yarın öbür gün, Türkiye'nin Suriye'de savaşa girip girmemesi ile ilgili bize (vatandaşa) soru sorarlarsa HAYIR! diye bağıracağım!
Siz ne cevap vereceksiniz hocam?
Yanınızdayım.
SilSüper bi liste; teşekkürler :-)
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilUğraşlarım sonucu bulduğum için burada da paylaşayım istedim, Vergi Teorisi ve Politikası kitabı için "hsenkitap@gmail.com" ile iletişime geçebilirsiniz. Mart başında ikinci baskısının çıkacağını öğrendim, 27,5TL de fiyatı var.
YanıtlaSilOldukça iyi bir kitap.
Silhocam hüseyin hocanın yayınları hep iyidir. ben maliye öğrencisiyim.yıldırım beyazıt maliye bölümünde yayınlarını okutuyor. çoğu sayısal ekonometri pek anlamıyoz :) ama hoca açık ara çok iyi bir maliyecidir. hocam sizi yıldırım beyazıt maliye bölümüne bekleriz . saygılar hocam...
Silhocam geçenlerde odakitap.com dan Alaeddin Şenel’in İlkel Topluluktan Uygar Topluma adlı kitabını bulup aldım tesadüf,daha okumadım.ilk bunu okuyup insanlık tarihini de ileride mi okuyayım?
YanıtlaSilEvet ben de öyle yaptım.
SilMichel Foucault un -deliliğin tarihi, -hapishanenin doğuşu kitaplarını okudunuz mu? bu kitaplar analitik düşünceyi geliştirir mi ?
YanıtlaSilOkumadım, fikrim yok.
SilHocam imza gününüze geçmişte aldığımız kitaplarınız ile katılabilir miyiz?
YanıtlaSilElbette.
SilBilginin paylaşıldıkça çoğaldığını gösteren kişilerdensiniz..Sizi çok seviyor ve takdirle takip ediyorum Sn. Eğilmez..
YanıtlaSilMahfi bey merhaba,
YanıtlaSilDünya ekonamik verileri (toplam üretim ,cari dengeler,ihracat rakamları).Gelecek ile ilgili kısa ve uzun vadeli beklenti ve teoriler.Üretimin robotlaşması ,4. sanayi devrimi ile toplumların istihdam durumu ve teoriler konusunda kitap(lar) önermenizi rica edebilirmiyim
Hocam tez olarak: "Dinlerin bir ülke ekonomisi üzerindeki etkisi,ülkenin gelişmişliğini nasıl etkiler." Sizce nasıl bir konu olmuş. Ödevi kendim seçtim...Önerecek kaynak tavsiyeniz varmı,araştırıp bakmak için... Saygılarımla hocam şimdiden teşekkürler...
YanıtlaSilTeşekkürler Hocam...Kaliteli bir liste, çok faydalı olacak. Diğer önerilerinizi ve kitaplarınızı da sabırsızlıkla bekliyoruz.
YanıtlaSilHocam merhaba,
YanıtlaSilYeni kitap önerilerinizi merakla bekliyoruz. Artık kitap alım listemizi sizin önerilerinizle oluşturuyorum:)