Üniversiteye Girdiğiniz Gibi Çıkmayın
“Keşke yazdıklarınızı daha önce
okusaymışım, koskoca bir üniversite yaşamını boşa geçirdim. Liseden sonra
üniversiteyi kazanınca her şey bitti sanıp ders çalışmayı bir yana bırakmıştım.
Sadece okutulanları ezberleyip sınıf geçerek okulu bitirdim. Şimdi hiçbir şey
bilmediğimi hissediyorum.” Bana böyle yazan pek çok kişi var. Ne yazık ki bu
ifadeler üniversiteye bilinçsizce başlayan öğrencilerin pek çoğunu bekleyen
tuzağın bir özeti.
Çoğu öğrenci
lisede çok yoruluyor. Bu yorgunluk bir yandan lise dersleriyle uğraşmanın, bir
yandan da üniversiteye hazırlanmak için ek çalışmalar yapmanın, kurslara,
dershanelere gidip konuları en baştan ele almanın, yüzlerce binlerce test
çözmeye çalışmanın yarattığı bir sonuç. Gencecik insanlar, liseyi, kendilerine
hemen hemen hiç zaman ayıramadan, hep ders çalışarak ve çoğu kez ileride ne işe
yarayacağını bilmedikleri denklemleri, formülleri ezberleyerek geçiriyorlar.
Sonuçta üniversiteyi kazandıklarında ya hedefe ulaştıklarını düşündükleri ya da
artık enerjilerini tükenmiş hissettikleri için çalışmayı minimum düzeye indiriyorlar.
Üniversite eğitimini, oraya girmek için harcadıkları çabadan çok daha az çaba
harcayarak ve üstünkörü bilgi edinerek tamamlıyorlar. Bunun sonucunda da mezun
olduklarında yukarıya aldığım ifadelerle özetlenen durumla karşılaşıyorlar.
Üniversite sınavını kazanıp da
istediğiniz bölüme girmişseniz bu sizin için olumlu bir gelişmedir. Çünkü
insanın sevdiği bir işle uğraşması, işin içine sevgiyi katması öğrenmeyi çok
kolaylaştırır. Ne yazık ki biz genel olarak çocuklarımızı böyle bir bilinçle,
böyle bir bilgiyle yetiştirmiyoruz. Dolayısıyla liseyi bitirip üniversiteye
girerken çoğu öğrenci ya anne ve babasının istediği bir işi yapmak veya
birisinden etkilendiği için ya da puanı o bölüme yettiği için giriyor. O
nedenle de çevremizde giderek artan sıklıkla mühendislik okumuş ama aşçılık
yapan, işletme okumuş ama kameramanlık yapan kişilere rastlıyoruz. Yani sistem,
öğrenciyi baştan bilinçlendirip sevdiği ya da seveceği dallara yönlendiremiyor.
Sonuçta yaptığı işi sevmeden yapan binlerce insanın bulunduğu, o nedenle de
başarının düşük gerçekleştiği bir topluma sahip bulunuyoruz.
Üniversiteye girdiğinizde
kesinlikle her şeyin bittiğini, liseyi bitirip üniversiteye girerek hayatınızın
en büyük başarısını elde ettiğinizi, asla düşünmeyin. Ve kesinlikle “ben üniversiteye
filanca sıradan girdim” gibi başarı öyküsü anlatan cümleler kurup kendinizi
havaya sokmayın. Üniversiteye giriş her şeyin bittiği değil, başlayacağı andır.
Bunu asla aklınızdan çıkarmayın.
Okul açılmadan gideceğiniz
sınıfta hangi derslerin ve hangi kitapların okutulacağını öğrenip onları alın.
Okul başlamadan onların bir bölümünü hızlıca okuyun. Okuyacağınız bölümün en
iyi olduğu okulu belirleyip orada aynı konularda hangi kitapların okutulduğunu
saptayın ve onları da alın. Bir yandan da onları okuyun. Eğer gittiğiniz okul o
bölümde Türkiye’de en iyi okulsa, okutulan derslerin ABD veya o konuda en iyi
olan ülkedeki ders kitaplarını edinip okumaya çalışın.
Okul açıldıktan sonra her ders
öncesi o derste okutulacak bölümü bir kez gözden geçirin. Kafanızda
çözemediğiniz sorular oluşursa bunları not alın ve derste hocaya sorun.
Ben Mülkiye’de ekonomi ve maliye
okurken ekonomi kitaplarını üç kez okumak yerine aynı dersi üç ayrı kitaptan
okurdum. Ders notlarını üç kez okuyanlar sınavda benden yüksek not alırlardı.
Ama üniversite bitip de iş meslek sınavlarına girmeye gelince ben hepsinden
yüksek notlar aldım. Ve her şeyden önemlisi farklı kitaplar okuduğum için
farklı bakış açısı ve analiz yeteneği edindim. Benim okuduğum dönemlerde
kitaplara ve bilgiye erişmek kolay değildi. Kütüphanelere gitmeniz, kitapları
bulmanız ve öyle çalışmanız gerekiyordu. Oysa şimdi birçok bilgiye internet
kanalıyla anında ulaşma imkânı var.
Okulda okutulan derslerin yanında
mutlaka yardımcı alanlarda okuma yapın. Ekonomi okuyup da muhasebe dersi hiç
görmemiş kişileri öğrendiğimde çok şaşırıyorum. En azından temel muhasebe
bilgilerine sahip olmadan iktisatçı olunmaz. Onun için eğer bölümünüzde yoksa
mutlaka genel muhasebe kitabı alıp kendiniz çalışın.
Mutlaka matematik çalışın. Matematik,
analiz yeteneğinizi artırır. Tek başına pek bir işe yaramayacakmış gibi görünen
(en azından lisedeyken bana öyle gelirdi) koordinat sitemi, grafikler, türev,
integral, matrisler vb ekonomiye ve birçok diğer bilim dalına uygulandığında
anlam kazanıverir.
Buraya kadar anlattıklarımın
yorucu şeyler olduğunu biliyorum. Yaşam da birçok şey gibi programlanabilir.
Günde 8 saat uyuduğunuzu, 6 saatinizi derste geçirdiğinizi düşünürsek geriye 10
saatiniz kalır. Bunun 5 saatini eğlenerek, dinlenerek, müzik dinleyerek, sohbet
ederek geçirdiğinizi düşünürsek kalan 5 saati iyi değerlendirirseniz 4 yılın
sonunda (yılda 250 gün x 5 saat x 4 yıl hesabıyla) 5.000 saatlik bir çalışma
yapmış olursunuz ki bu süre, sizi uzman yapmaya yetecek bir süredir.
Yaşam burada anlattığım kadar
planlı ve programlı bir süreç değil tabii ki. İyi gün olur, kötü gün olur,
insan her planladığını her zaman yapamaz. Ben de onun için 360 x 5 saat hesabı
yerine, 250 x 5 saat hesabı yaptım. Böylece yılda 100 günden fazlasını ders
dışı zamana ayırdım. Bu 100 günde 1 saat roman, felsefe, tarih vb okusanız bu
da ileride size pozitif bir katkı olarak döner.
Burada genel bir rehber sunmaya
çalıştım. Özellikle mezun sayısının her geçen gün arttığı, rekabetin giderek
yükseldiği günümüz ortamında üniversiteye başlarken ya da halen okurken
önünüzde iki seçenek var: (1) Üniversiteye girmiş olmayı yeterli başarı görüp,
okutulanları ezberleyip mezun olmaya çalışmak. Böylece günde 5 saat çalışıp 5
saat dinlenmek yerine 1 saat çalışıp 9 saat gezip tozarak yaşamın keyfini
çıkarmak. (2) Yukarıda sunduğum gibi bir programla bu dört yılda günde 5 saat
çalışıp, 5 saat gezip tozarak üniversiteden hakkıyla mezun olmak. İlki 4 yıl
keyifli bir yaşam sunan bir seçenek. Ama devamı yok. Bu yolu seçerseniz okulu
bitirdikten sonra hayal kırıklığına uğramış binlerce mezundan birisi
olacaksınız demektir. 4 yıllık eğlencenin sonu ne yazık ki hüsranla bitecek.
İkincisi, okul sırasında eğlenceden biraz fedakârlık edip kendinizi yaşama
hazırlama seçeneği. Onun yollarını yukarıda anlatmaya çalıştım. 4 yıl biraz
sıkılıp yorulsanız da mezun olduktan sonra o çabanın karşılığını almanızı ve
kalan yaşamınızı daha rahat geçirmenizi sağlayabilecek bir seçenek.
Yaşam bu tür seçimlerle doludur.
Bir şeyi seçerken bir başka şeyi yapmaktan vazgeçersiniz. Ekonomi biliminde
buna alternatif maliyet ya da vazgeçme maliyeti diyoruz. Dört yıl gezip
tozmanın alternatif maliyeti mezuniyet sonrası işsiz kalmak olabilir. Tercih
kuşkusuz sizindir.
Hangi görüşte ve inançta
olursanız olun olaylara ve çözümlere mutlaka ama mutlaka tarafsız, objektif
bakmayı adet edinin. Bilim bunu öğretir. Ama herkes öğrenemez. Siz bunu
öğrenmeye ve uygulamaya çalışın. Benim yazdıklarım, dediklerim de dâhil her
şeyi akıl ve bilim süzgecinden geçirin ve ona göre düşüncenizi biçimlendirin.
Aksi takdirde toplumda her köşede sayısız örneğiyle karşılaştığımız, neden –
sonuç ilişkilerini karıştıran, analiz yapamayıp ezbere kaçan, bir görüş ya da
düşünceye taraf olup özgür düşünemeyen ve o nedenle olaylar karşısında
yalpalayıp duran insanlar arasına karışır gidersiniz.
Peki liyakat yoksa ne yapmalıyız ?
YanıtlaSilOlsun yine de doğruyu öğrenmiş olursunuz. Bu da büyük kazançtır. Ben hep böyle düşünerek yol aldım. Sınava değil öğrenmeye odaklandım. Ve başarıya da ulaştım.
SilHocam iyi güzel diyorsunuz da sizin zamanınızda bu kadar yozlaşmışlık var mıydı? Şimdi ülkenin en büyük kurumu olan Genelkurmay'da bile liyakat yok. Şimdi torpil var, senin adamın benim adamım var. Eskiden olsa tamam kim daha çok biliyorsa o geçsin ama yok ki hocam artık kalmadı ne yazık ki.
SilArkadaşa katılıyorum. Liyakat olmazsa istek, motivasyon, azim ve hatta hayaller baltalanır. İnsan yine de devam etmelidir ama bu da baltalanma gerçeğini maalesef değiştirmez.
SilAma bunlar yine de hocamızın dediği gibi kendimizi geliştirmeye engel değil
SilÜniversite insana çok şey katar olumlu veya olumsuz birçok şey. Derslere çalışırken sadece sınav odaklı bakmayın. Sınıfı geçeyim okulu bitireyim sonra da KPSS ile iş bulurum gibi bir düşünce sizi bilimle kaynaştırmaz. Ezberciliğe götürür. Çalışın çabalayın. Anlamadığınız yerleri sormaktan geri durmayın. Hocalarınızın da eksik yönleri varsa hoş bir dille uyarın. Aranızda saygıyı koruyun ki söyledikleriniz önemsensin. Ben de 4. Sınıftayım yazdıklarım uzun tecrübeler sonucu edinilmedi. Ancak ilk 3 senedeki izlenimlerim bu yönde. Üniversiteye başlayacak olan arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. Umarım istediklerini gerçekleştirirler.
YanıtlaSilÇok doğru saptamalar.
SilTürkçe ders kitapları bulabiliyoruz ama İngilizce kitapların hangisini okumamız gerektiğini bilmiyoruz.İngilizce İktisat kitapları tavsiye edebilir misiniz? Ya da onların olduğu bir site de olabilir.
YanıtlaSilZaman zaman blogda yazıyorum. Yakında bir liste halinde yazacağım.
SilHocam o listeyi dört gözle bekliyoruz.
SilÖncelikle teşekkürler hocam faydalı bir paylaşım olmuş elinize sağlık...Benim bir sorum olacaktı İİBF'deki bölümler ile alakalı sorum şu hocam : İşletme,İktisat veyatta Uluslararası İlişkiler hocam sizce de bu bölümler ''GENELGEÇER'' bölümler değilmi yani Örneğin:Uluslararası İlişkilerci (küçümsemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın ) ÇÖPÇÜ'de olabilir DİPLOMAT'ta olabilir.Veyatta Bir İşletme okuyan İktisat okuyan VASIFSIZ ELEMANDA olabilir Fakat çok iyi pozisyonlarada gelebilir.İİBF'ye karşı malesef NEGATİF bir algı var Hocam..Aslında İŞ KİŞİNİN KENDİSİNDE Bitmiyor mu? Yani İİBF bitirip REZİL olan da var VEZİR olan da var haksız mıyım hocam bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir merak ediyorum cevaplarsanız sevinirim teşekkürler hocam saygılar...
YanıtlaSilAdı üstünde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi. Yani bu fakültedeki bölümler İktisat ve İdare (Yönetim) Bilimlerinin alt dalıdır ve dünya iktisadi sistemi var olduğundan beri mevcuttur. Yüz yıllar önce yazılmış bazı iktisat metinlerinin bugün halen geçerli olup olmadığı zaman zaman tartışılmaktadır. Genelgeçer kelime anlamı olarak sözlükte toplum tarafından kabul edilen,herkesçe benimsenen olarak tanımlanmıştır. Sanırım kast ettiğiniz bu kelime ile tarif edilebilen değil, 'geçiçi' gibi birşey. Ancak geçici kelimesinide yukarıda açıkladığım sebeplerden bu bilimler için kullanmamız haksızlık olur.
SilDiğer bir değindiğiniz nokta olan bu bölümlerden mezun kişilerin her türlü işi yapabiliyor olması konusuna ise zaten hocamız yazısında değinmiş. Bu bölümden mezun olunca meslek hayatına iyi bir başlangıç yapmak için üniversite eğitimi sırasında neler yapılması gerektiğini anlatmış. Ancak sizin "negatif" algı olarak nitelendirdiğiniz bu durumun en temel sebeplerinden birisi ülkemizde İktisat Fakültelerinin ve buna bağlı olarak mezun öğrenci sayısının fazla olmasıdır kanaatimce. Zira örnekse mimarlık fakülteleri bu sayıda olsaydı bu seferde mimarlık mesleği için aynı durum söz konusu olacaktı. Kanaatimce meslek seçiminde toplumun algısı yada kişisel kanaatler yerine sevilen, ilgi duyulan mesleğe yönelinmeli ve bu meslekte başarılı olmak adına eğitim sürecinde her daim hevesli, çalışma gayreti gösteren bir kişilik sergilenmeli. Seçilen meslek ne olursa olsun en iyi donanımla eğitimini tamamlamış kişinin hüsrana uğrayacağını sanmıyorum.
Saygılarımla,
Hiç bir bölüm genel geçer değildir. Eğer siz bölümü severek ve ciddiye alarak okur, diğer bölümlerdeki dersleri de çalışıp tamamlarsanız bilginizin genel geçer değil kalıcı olduğunu göreceksiniz. Bilim merakla başlar. Merak etmiyorsanız ben bir işyerine girip kendime bir iş bulayım diyorsanız o zaman başka. O üniversite eğitimi değil meslek eğitimi olur. Üniversite insana bilim öğretmek, analiz yaptırmak için vardır.
SilArkadaşın Türkçesi aldığı eğitimi de tespitlerinin mantıksızlığını da gösteriyor bence.
SilAdsız 10:17, sizinde Türkçeniz pek iyi gözükmüyor. İlkokulda öğretilen Virgül'ü kullanmayı öğrenememişsiniz halen.
SilNasıl oluyor da devlet memuru temizlikçi özel sektörde çalışan mühendis kadar maaş alıyor ayrıca bir Orta Doğu ülkesinde darbe oldu sayın üstad. İpucu:Bu ülkenin topraklarının küçük bir bölümü Avrupa'da. :)
YanıtlaSilBenim bildiğim darbe olmadı, darbe girişimi oldu ve başarısız oldu.
SilIyi de sizin bu dediklerinizi yapanlar da issiz. Hatta daha da ileri giderek bolumuyle karsiliksiz ask sendromunda olup okudugu alan disinda baska bir yonelime yoneliyorlar Ornegin tasrada kimya bolumunu bitirmis bir arkadasim IK uzmani oldu. Bir baska baskentte kimya muh. bolumunu bitirmis arkadasim 2007den beri bir magzada kasiyer. Endustri muh bitirmis bir arkadasim issiz kaldi farkli bir alanda master yapti o alan uzerine calisiyor. Bir arkadasim bir bolumde turkiyenin en iyi egitimini veren okiulda okudu. Hatta inanmayacaksiniz Ayni bolumu tekrar o egitimin en iyi verildigi bir ulkede okudu. Simdi ne yapiyor dersiniz o ulkede kalmak icin caba harciyor sezonluk bahcivanlik yapiyor bazen insaatlarda calisiyor yas 39! yine baska bir arkadasim baskentee ast uzay bolumunu bitirdi iki fizik masteri yapti yutrdisinda biri de saglik kanser fizigi uzerine sonra insaat muhendisligi okuyor b ir yandan da pedagoji dersleri aliyor belki bir ortaokulda ogrtemen oluruz diye ayni kisi su anda yas 42 su an yasadigi ulkede yasli bakicisi! ne evlenebildi ne kendi isini yapabildi.borc harc yasiyor.
YanıtlaSilBu dedikleriniz suna benziyor sen sev cicek ver et eyle mucadele et yan yakil kompliman et zaten yakisiklisinda zekisinde birbirnize de yakisiyorsunuz da sen yap yapacagini yeter! o kesin senin! Iyi de MaHfi bey Karsiliksiz ask diye bir sey var hayatta! Bolumler de karsiliksiz ask yasatabilir insana. Hatta dersler bile tek basina bunu saglayabilir.
Tabii sizin gibi insanlar hayatta hic hayal krikligina ugramadigi icin boyle seyler yazmasi normal sizin gibi insanlarin populasyonu turkiyede az akademide ve avrupada 1945-1965 yas grubunda fazla. kim sizin gibi insanlardan bahsettigim sevdigi isi yapan sevdigi alanda okuyan egitim alan arastirma yapan sevdigi insanla evlenen kisiler. sizler anlayamazsiniz sizin gibi insalaara hayat guzellik vermis herkes sizin gibi degil bunu bilmelisiniz!
Yani A bolumune girip full time A bolumu ile ilgili dersler stajlar okumalar atolyeler yapmak katilmak 4 yilin sonun A uzmani olma garantisi vermiyor.A bolumunde ve yan dallarinda calisma garantisi hic vemiyor. Issiz kalma hala var farkli bir dala tutunma hala var. Benim dediklerinize elestirim bu yonde.
Son derecede yanlış bir saptama. Benim hayal kırıklıklarımı sıralasam sayfa yetmez. Hayat bana hiç de güzellikler vermedi. Ben sadece çalıştım. Hala çalışıyorum. Yoksa burada size yanıt vermekle ne diye uğraşayım ki. Bana sevgiyi anlatmayın. Sevgi işte benim burada hiç bir karşılığı olmadan yaptığım şeydir.
SilAdı ve önemi ne olursa olsun bir bölümü bitirmek hiç bir anlam ifade etmiyor. Ben de size firmaların ya da bölümlerin başında olan kimya mühendisleri örnekleri verebilirim. Esasen yazımın konusu da buydu. Asıl olan okulu bitirmek ya da bölüm birincisi olmak değil. Olayı anlamak, analiz yapabilmek.
Bence yazıyı bir kez daha okursanız siz de yanlış çıkarımlar yaptığınızı anlayacaksınız.
Bizde sizi seviyoruz hocam, kitaplarınızı alıyoruz elimizden geldiğince. Bizim sevgimizi de yok saymayın :/
Silyanitinizdan elestiriye tahammul seviyenizi belli ediyor.
SilYukaridaki orneklerdeki kisilerin de analiz yetenegi yok!
Benim yazdıklarım, dediklerim de dâhil her şeyi akıl ve bilim süzgecinden geçirin ve ona göre düşüncenizi biçimlendirin. en azindan bu ifadenize bagli kalayadiniz.
Bir taneside margarin kapindan cikmis gibi hemen yapismis
Sizin yaptığınız eleştiri değil ki. Saygısızlık. Sadece bana değil yorum yazan insanlara da saygısızlık yapıp margarin kabı diyorsunuz.
SilBenimle ilgili bugünkü durumuma bakıp geçmişime ilişkin kişisel tahminlerinizi sanki gerçekmiş gibi yazıveriyorsunuz.
Benim tahammülsüzlüğümüz eleştiriye değil. Eleştiri benim için kutsaldır. Benim tahammülsüzlüğüm saygısızlığa.
Hocaya tahminleriyle ilgili belkide bu sitede en ağır eleştirileri ben getirdim. Bir insanı sevmek ile margarin yağı oluyorsak varsın olalım, yeter ki sizin gibi terbiyesiz ve cahil kalmayalım.
SilHocam bazen sırf nasıl bilimsel ve objektif yorum yapılamaz onu görmek ve sıkışıp kalabileceğim yanlış düşünce kalıplarını belirlemek için makalelerinize yapılan yorumları okuyorum gerçekten bazı yorumlar tam aradığım gibi,bu arada bazı yorumları okuyunca bir gülümseme geliyor daha sonra sizin tenezzül edip uğraşıp cevap yazdığınızı görünce üzülüyorum,saygı ve sevgilerimi sunarım iyi günler.
SilTeşekkür ederim ama üzülmeyin. Ben, bu arkadaşların dünyaya ve olaylara bakarken başkalarının empoze ettikleriyle değil de kendi gözleriyle bakabilmelerini sağlamak için bir şeyler yazıp duruyorum. Çok zor olduğunu biliyorum ama aklıma hep göle maya çalmaya çabalayan Nasreddin hoca geliyor. Ya tutarsa!
SilImam hatip bitir ilahiyat oku garanti hayatin en kotu ihtimal tasrada bir camiye atanirsin.
YanıtlaSilFen lisesi bitir fizik muh. oku uzerine yapabiliyorsan master yap. hayatin sakat en iyi ihtimal insaatta calisirsin.Kaynakci olabiliyorsan isin kebab!
Hocam Milliyet gazetesinde "Yerlilerin döviz satıp tl alması doları 3.09'dan 3.05'e çekti" diye bir haber gördüm. Bh haber yanlış değil mi?
YanıtlaSilYerliler döviz satıp tl alırsa piyasada döviz kıtlaşır tl bollaşır, tl dolara karşı değer kaybeder böylece. Yanlış mı yazdıklarım?
Yerliler Dolar satıp TL alırsa piyasada dolar bollaşacağı TL kıtlaşacağı için doların TL ye karşı değeri düşer.
SilHocam tam anlayamadım biraz daha açıklayıcı anlatırmısınız rica etsem. Yerliler ellerindeki dövizi döviz bürosuna verip tl alsa insanların elinde daha fazla tl bulunur daha az dolar olur böylece lira değer kaybetmez mi?
SilElma ve armutun değiş tokuşa tabi olduğunu düşünelim. Sizin ve 10 kişinin elinizde elma var. Elmaları verip armut almak istiyorsunuz. Bu durumda ne olur? Elmadan kaçış armuta dönüş olur. Elma fiyatı düşer armut fiyatı artar.
SilŞimdi elmanın yerine doları, armutun yerine TL'yi koyun.
Hocam teşekkürler cevabınız için ama bir kısmı hala anlamadım. Arz ve talep açısından durumu anladım. İnsanlar tl talep ediyo tl fiyatı artıyor. Ama insanlar tl talep edip aldığında piyasada tl bollaşmıyor mu. Tl piyasaya çıkıyor dolar döviz burosuna gidiyor.
SilDolar satmak isteyenler çoksa dolar almak isteyenler giderek daha düşük fiyat teklif eder. En basit anlatımla pazarda bir maldan bolca satılıyorsa fiyatı düşer gibi düşünün.
Silİnsanlarin degil piyasadaki para miktari insanlar tl talep ediyor doviz satinca ne oluyor piyasadaki doviz artiyor kisi olarak dusunme piyasa acisindan dusun piyasadaki dolar miktari artarsa dolar deger kaybeder
SilYanlış. Dolar satıyorlar, iç piyasaya dolar veriyorlar. Dolar nasıl kıtlaşsın? Dolayısıyla doların değeri düşüyor. Tabii haber doğruysa.
YanıtlaSilGençlere tavsiyem, eğer çaba göstermeyeceklerse, üniversite hayatlarını çalışarak geçirmeyeceklerse, İİBF okumasınlar büyük hüsran yaşarlar. Şahsi kanaatim AÖF başta olmak üzere ülkedeki üniversitelerin bir çoğunda ki iibf bölümleri kapatılmalıdır. Çarpım tablosunu ezbere bilmeyen insanlar açıköğretim sayesinde işletme ve iktisat mezunu oluyorlar. Bu da bu bölümlerin değerini azaltan en büyük etken.
YanıtlaSilhahaha
Silgusel tespit!
Maalesef dedikleriniz doğru. Her yerde İİBF açıla açıla kalite inanılmaz düştü. Onun için öğrenciye çok fazla iş düşüyor.
SilKarl Marx'ın şu sözlerine katılır mısınız?
YanıtlaSil"Religion is the sigh of the oppressed creature, the heart of a heartless world, and the soul of soulless conditions. It is the opium of the people"
A Contribution to the Critique of Hegel's Philosophy of Right as published in Paris on the 7 & 10 February 1844.
Hocam Abd ve Ab gibi ülkelerde kriz olmasa faizlerin düşük olması vatandaş için büyük bir avantaj değil mi? Çok rahat bir şekilde ev, araba sahibi olabilirsin.
YanıtlaSilEvet de işte o da kriz olmayınca olmuyor.
SilDershaneye gitmelimiyiz sınavlara hazırlanmak için mahfi hocam ? (disiplin sahibi olmak açısından yararlı olduğunu düşünerek soruyorum )
YanıtlaSilBen üniversite öğrencisinin dershaneye ihtiyacı olmadığını, kendi kendine sorununu çözebileeceğini düşünüyorum.
SilHocam merhaba. Ben alternatif seçenekler arasından bana makul gelen bölüm olduğu için marmara üniv. iktisat bölümünü seçtim ve özellikle ilk senemi tamamlamış olmama rağmen önyargılarımın çoğu yıkıldı. aldığım derslerden bir değerlendirme yaptığımda ise iktisat ile en çok sosyoloji sentezi bana keyif verdi. yüksek lisans için sosyoloji doğru bir tercih midir? ya da, iktisat mezunu olan biri için avantajlı yüksek lisans alanları nelerdir? ve okulum hakkında ne düşünmektesiniz?
YanıtlaSilİktisat ile sosyoloji aslında birbiriyle çoğu kez birlikte bilimler. Sonuç olarak ikisi de insan toplumunun davranışlarıyla ilgililer. Bence iktisat okuduktan sonra sosyoloji yüksek lisansı çok mantıklı görünüyor.
SilÖncelikle ileride ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Sosyoloji ve iktisat yüksek lisansı daha çok akademisyen olmayı hedefleyen birinin yönelmesi gereken dallar. Eğer bunun dışında işlere yönelecekseniz o zaman finans veya işletme alanlarında yüksek lisansı tercih edin derim.
size danışmak için mail atabilir miyiz hocam
YanıtlaSilAtabilirsiniz.
SilHocam bir malın fiyat esnekliği sürekli bire eşit olsa toplam hasılat ddğişmez dimi?
YanıtlaSilBir malın talep fiyat esnekliği sürekli 1'e eşitse fiyat değişmeleri halinde toplam gelir değişmez.
SilMerhaba Mahfi Bey,
YanıtlaSilS&P 'nin not indirimi ve CDS primleri konusunda dikkatimi çeken bir hususu size sormak istiyorum. Özel bankalarımızdan birinin genel müdürünün önceki gün bu konuda bazı yorumları oldu. Öncelikle S&P'nin not indirimine ilişkin açıklamasında yer alan ve diğer ekonomistler tarafından da dillendirilen Türkiye'nin bu yıl çevirmek durumunda olduğu yükümlülüklerine ilişkin aşağıdaki bilgi paylaşımında bulundu.
2016/Temmuz itibariyle 1 Yıl vade ve altındaki yükümlülüklerin 168 milyar dolar seviyesinde olduğu, bunun 100 milyar dolarının Bankaların, 63 milyar dolarının reel sektör üzerinde olduğu, Bankalar yükümlülüklerinin de 50 milyar dolarının krediler, 50 milyar dolarının yurt dışı kaynaklı mevduatlardan oluştuğu, buna karşılık bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılıklar kapsamında tutulan 40 milyar dolar seviyesinde rezervin bulunduğu, Reel sektör yükümlülüklerinin ise 29 milyar dolarının Kredi, 33 milyar dolarının da Ticari borç (mal alımı vb ithalat) kapsamında olduğu belirtildi.
S&P’nin not indirimindeki teknik dayanağın, tüm yükümlülüklerin sadece 30-40 milyar dolar seviyesindeki rezerv ile kıyaslandığı ve ülkenin mevcut durumu nedeniyle bu yükümlülüklerin çevrilemeyeceği kanaatine dayandığı belirtildi.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Diğer taraftan CDS primleri %24 arttı dediniz ancak mevcut durumda CDS primleri 275-285 civarında seyrediyor, geçtiğimiz hafta en yüksek 300 seviyelerine çıktı diye görüyorum. Ancak 2016 başından Şubat ayı sonuna kadar 315 seviyelerini gördüğümüz dönemler oldu. Demek istediğim mevcut durumda evet CDS primleri yükseldi ama 6 ay kadar öncesine kadar hala en kötüsünü görmedik diye düşünüyorum. Ani %24’lük artış mı sorun yaratan asıl neden?
Saygılarımla
Evet bu mesele darbe girişiminin atlatılmasının yarattığı duygusal yaklaşımlar arasında kayboldu ve gerçeği konuşamadık. Türkiye'nin 1 yıl içinde ödemesi ve yenilemesi gereken dış yükümlülük tutarı kabaca 170 milyar dolar. Buna, bu bir yıl içinde cari açığımızı karşılamak için bulmamız gereken en az 30 - 35 milyar dolar dış finansmanı da eklersek bir yıl içinde karşı karşıya kalacağımız yükümlülüğümüzün 200 milyar dolar dolayında olduğunu görürüz. Zaten kırılgan beşli arasında yer verilen bir ülke konumundayız. Bu darbe meselesi bu kırılganlığı daha da artırdı.
SilCDS primi günlük, anlık tepkilere göre artan taleple belirleniyor. Yani darbe sonrası birden elinde Türk tahvili olanlar CDS işlemi yapanların kapısına yığılınca primler arttı. Şubat ayında daha yüksek olmasının nedeni Fed'in bu yıl 3 - 4 kez faiz artıracağı beklentisiydi. O beklenti kaybolunca CDS primi de düşmeye başlamıştı.
Darbe girişimini,n hemen ardından ortaya çıkan asıl endişe Moody's ve Fitch'ten birisinin not indirimi. Eğer o gerçekleşirse çok daha hızlı bir CDS artışı görebiliriz. Çünki 1 yıl içinde bize gereken dış finansman gereksinimi 200 milyar dolar dolayında. Ve büyük fonlardan çoğu BBB nin altında nota sahip tahvillere yatırım yapamıyor. Bizim tahvillerin 8,2 milyar dolarının bu tür kurumlarda olduğunu biliniyor. Dolayısıyla Moody's veya Fitch'ten muhtemel bir not düşüşü sıkıntı getirecek. CDS priminin yükselmesinde S&P kararı sonrasında ortaya çıkan bu olumsuz beklentinin de etkili olduğunu düşünüyorum.
- Hocam sizde taksimdeki demokrasi buluşmasına katıldınız mı?
YanıtlaSil- Katılmadıysanız sayın Kılıçdaroğlu'nun taksim manifestosu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Sizce böylesi güzel bir dayanışma (parti-takım-meshep-fikir vs ayrımı olmadan) omuz omuza kol kola demokrasi sahiplenmesi böyle ayrışma olmadan devam eder mi?
Taksimde açıklanan manifesto, demokratik bir toplumda olması gerekenlerin açıklanmasıydı. Olumlu buluyorum.
SilUmarım devam eder. Buna ihtiyacımız olduğu kesin.
Ülkemizin en büyük problemi üniversiteler değil.
YanıtlaSilManeviyat problemi en büyük olan. Eğer nesillerimizi dini bütün, maneviyatı kuvvetli yetiştirseydik, darbe girişimi olmazdı.
Bilim tek başına yetmiyor Mahfi bey.
O uçakları, o helikopterleri yapan mühendislerin, kullanan pilotların maneviyatı zayıfsa, bilimi at çöpe gitsin.
Din ile bilim, et tırnak gibidir.
Darbe girişimini yapanlar maneviyata yönelik faaliyetleriyle tanınan bir kişiye bağlı olan, onun yetiştirdiği insanlardı, bilim adamları değil.
SilHocam Sayıştay sınavının kompozisyon kısmı için hangi kitapları okumamizi önerirsiniz
YanıtlaSilNe yazık ki kurum özelinde fazla bilgim yok.
Sil'Light günlük kitabınızı' okumuştum.güzel anılarınızı paylaşmıştınız o kitapta.arkadaşlara okumalarını tavsiye derim.özellikle üniversite öğrencilerinin.burda harcadığınız zaman kesinlikle sevgiyi paylaşmak adına yapılmış güzel bir örnek.bana göre maneviyat sadece soyut değil somut şekilde kelime ve sayılardaki gizemi bizlere anlatma çabasında olan siz gibi değerli insanların yaptıığı faaliyettir.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
Silüniversiteye ilk girdiğimde, yerlerde "sen kimsin?" "burda ne işin var?" yazılarını görmüştü sanırı öğrenci grupları yapıştırmıştı. Gerçekten önemli sorular. Çünkü üniversiteye ilk adım atan birey bir kimlik oluşturma aşamasının en kritik döneminde oluyor. Öyleki bu darbe girişimi de gösteriyorki bu öğrencilerin ihtiyaçlarını iyi analiz edip: yurt, iş ihtiyaçları, belki biraz daha maniviyat unsurlarını kullanarak yanlarına çekiyor.
YanıtlaSilEvet üniversiteye girdiğiniz gibi çıkmayın ama bu konuda da yan yollara sapmayın. Hocam alan bilgisi açısından söylemiş ama bu konuda önemli !
Aslında öğrencilere bu yönde tavsiye ve yol göstermek lazım belki bir iki başucu başvuru kitabı önerisi iyi olmaz mı hocam? "Burada (üniversitede) ne işin var?" sorusunu sürekli hatırlatıp ona cevap verebilecek.
Analiz kitabınızdan sonra böyle boşlukları dolduracak rehber kitaplar sizden bekleriyoruz hocam. Bilgi ve kültür seviyeniz tevazu götürmez, açık takdire şayan seviyede. Bu istek aslında üzerinize düşen defacto bir borç.
Saygılar hocam.
Paylaşım için çok teşekkürler. Aslında bu tür başvuru kitapları lazım gerçekten de.
SilValla hocam çok güzel bir yazı, umarım yazılarınızı okuyan üniversiteli, liseli arkadaşlar vardır da, kulaklarına küpe olur.
YanıtlaSilBana (belkide benim gibi bir çoğuna) her zaman "kazan, hayatın kurtulacak." dediler, yanlış yönlendirdiler.
"Anadolu Lisesini kazan, hayatın kurtulacak." dediler, kazandım, madem hayatım kurtuldu dedim çalışmayı bıraktım, ilk sene bocaladım sonra yine çalışmak zorunda kaldım. Bu sefer "Fen Lisesini kazan, hayatın kurtulacak" dediler, aynı döngü oldu, kazandım, madem hayatım kurtulmuştu, çalışmayı bıraktım, yine olmadı :) Bu sefer üniversite için aynı laf "kazan, hayatın kurtulacak..." bu sefer de Boğaziçi Üni.'yi yine kazandım, bu sefer artık devamında sınav olmadığı için sadece ilk sene değil 4 yıl boyunca çalışmayı bıraktım ve üniversitede sosyal hayat dışında teknik bilgi olarak kendime hiçbir şey katmadan mezun oldum :)
Ne yazık ki, klasik tabir "yarış atı" gibi yetiştirildim, hep yanlış yönlendirildim. Hiçbir zaman "kendini geliştirmek için, bir şeyler öğrenmek için, daha iyi bir insan olmak için ÇALIŞ." denmedi, ilk okuldan itibaren bilinç altıma hep bir "çalış,,, hayatını kurtar, köşeyi dön, para kazan" yerleştirildi... Bundan dolayı da eğitimin, bilginin önemini ancak 30 yaşımda anlayabildim :)))
Ne yazık ki sistem bu yöne itiyor insanları. Çok doğru.
SilHocam sadi uzunoğlunun Bankacılığa giriş kitabını önermissiniz o kitap bize ne katabilir yani bankacılıgın işleyişi hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz bide bireysel finans kitabı nasıldır ? (Bu arada sizin her kitabınızı okudum Eylülde'ki kitap için can atıyorum iyi çalışmalar )
YanıtlaSilEvet kitap bankacılığa giriş düzeyinde bilgi veriyor. Bireysel finans kitabı da iyi.
SilMerhaba hocam.
YanıtlaSilŞu yazınızı bir de üniversite hocaları için yazar mısınız?
Çünkü;
1. Sınıftaki öğrenci ilk defa ekonomi eğitimi aldığı için çok soru sorar. Saçma da olsa sorar. Buna katlanamayanlar var.
Slayttan ders anlatanlar var. Bunun hiç bir katkısı yok. Eline tebeşir almayan hocanın hiç bir katkısı yok.
Araştırmaları yanda makaleleriyle değil notvermezlikleriyle efsane olmaya çalışan, kürsüye nobel ödüllerini dizmiş gibi konuşarak kibirlenenler onlar.
İnsan okulda gördüklerini günlük hayatta, tv'de, gazetede görünce seviniyor. Hocalarımızın da günlük ekonomik haberlerden bahsetmesi kötü mü olurdu. İnanın çok az. Ya hükümeti savunuyorlar ya da hükümeti yeriyorlar ilerisi yok.
İngilizce bilmiyorlar. Bilgisayar bilmiyorlar. Ders anlatacak kadar kendini geliştirememiş olanlar var.
Okullardan bahsedersek, staj zaten zorunlu değil. E bulduğumuz zaman da sigortamızı karşılamıyorlar. Sebebi okul dönemine denk gelmeyecekmiş.
Öğrenci kulüpleri deseniz. Vine fenomenleri, yaz dizisi oyuncuları biz kariyer hedefi başlığında seminer veriyor.
Üniversite tercihi yapacak arkadaşlara tavsiyem, istanbul'da okuyun! Anadolu şehirlerinde(büyükşehir olanlar dahi) hiç bir şey yok.
Üniversiteler ve hocalar için de yazacağım.
SilPaylaşımınız için teşekkür ederim.
Merhaba Mahfi Bey,
YanıtlaSilMerkez Bankası, reeskont kredisi limitini 17 milyar ABD Doları'ndan 20 milyar ABD dolarına yükseltti. Sizce bu doları ne kadar gevşetir.
Çok etkilemez.
SilMahfi hocam bahsettiğiniz çalışmayı 31 yaşında biri olarak yapabilir miyim? günlük 11 saat özel sektörde çalışıyorum. Sabah saat 09:00 da işe başlıyorum 20:00 de işten çıkıyorum. 6 saat uyuyorum sabah 05:30 ta kalkıyorum. 9'a kadar 2 saat çalışabiliyorum. İş çıkışı da 2 saat çalışıyorum günlük 4 saat ile biz de kendimizi ingilizce, bilgisayar vb alanlarda geliştirip uzman olabilir miyiz? teşekkürler..
YanıtlaSilGününüz bir öğrenciye göre çok yoğun ve yorucu görünüyor. İngilizceye ağırlık verirseniz daha iyi sonuç alabilirsiniz diye düşünüyorum.
SilHocam İyi ki varsınız bizlere ışık olduğunuz için, güzel yazılarınızla her anlamda ümit verdiğiniz için, bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler. Sizi çok seviyorum umarım ben de sizin gibi hedeflediğim yerlerde çalışabilirim kendime sizi örnek alıyorum, ümitsizlik yok hiç bir zaman, inanıyorum ki emek her şeyi yener !!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilEvet umut her zaman var. Ve peşine düşmek gerekiyor.
Hocam merhaba konumuz ile alakasız ama pazarlama ve satış ile ilgili önerebileceginiz kitap,makale veya dergi var mı
YanıtlaSilBenim ilgi alanımın dışındaki konular olduğu için ne yazık ki size bu konularda kaynak öneremiyorum.
SilKonu öğrenime gelmişken, hayattan öğrendiğiniz en önemli ders nedir hocam?
YanıtlaSilKimsenin peşine takılmamak, kimsenin adamı olmamak ve sadece kendi düşüncelerinin adamı olmak.
SilHocam öncelikle iyi günler ben dokuz eylül üniversitesinde iktisat okuyorum. Muhasebeyi seviyorum ve kolayca geçiyorum derslerinden. Bu sene 2.sınıfa geçeceğim smmm'lik düşünmeye başladım şimdiden severek yapacağıma inanıyorum. Bana önerebileceğiniz birşeyler var mı? Saygılar.
YanıtlaSilMutlaka hukuk ile tamamla bilgilerini. Vergi hukuku, ticaret hukuku gibi alanlara ağırlık ver.
SilMerhaba Mahfi hocam.Öncelikle bizi bilgilerinizle aydınlattiginiz için teşekkür ediyorum.Yazılarını merakla takip ediyorum ve yönlendirmenize güvenerek size aklımdaki bazı soruları sormak istiyorum musadenizle.Ben Çukurova üniversitesi İktisat öğrencisiyim. Bu yıl üçüncü sınıfa geçeceğim ve kendimde ilerleme kaydetmek istiyorum inşallah.Size asıl sormak istediğim hocam,bu yazı nasıl değerlendirmeliyim.Kpss A grubunu düşünen birisi olarak son sinifta çalışmalarimin hepsini bitirerek sınava hazır hale gelmek istiyorum.Sizce bu yaz makro ve mikro derslerini hemen bitirmelimiyim yoksa bilgilerimi sınava kadar unuturmuyum.Son olarakda bu dersleri ve diger A grubu derslerini hangi kitaplardan çalışmam daha faydalı olur? Bu konuda yardımci olmanizi rica ediyorum.Şimdiden teşekkür ediyorum .
YanıtlaSilMakro ve mikro çalışmakta yarar var. Sınavdan önce bir kez daha okursunuz. Böylece bilginiz pekişir. Bence size derslerde okutulan kitapları sonra okuyun. Bu yaz mesela Erdal Ünsal'ın makroekonomisini ve benim makroekonomi kitaplarını okuyun. Kamu maliyesi kitabı okuyun.
SilHocam
YanıtlaSilBREXIT referandumunda, gece uyumadan önce kontrol ettiğimizde kalıyorlardı, sabah baktık çıkmışlar.
8/9 Kasım'da, Trump hepimizi şaşırtarak başkan olur mu? Ceteris paribus nerede hocam nerede?
Son olarak, mutatis mutandis, serbest piyasaya müdahale anlamına gelmiyor mu?
Yaşam, ceteris paribus ve mutatis mutandisin dışında kalanlardır.
SilGüzel söz, kimin sözü bu?
SilBenim yazdığım sözü soruyorsanız benim burada uydurduğum bir söz. Ama yazdıktan sonra ben de beğendim.
SilÇok beğendim bence çok felsefik bir söz olmuş.
SilHocam 20. Yuzyılın başında Abd'nin Ingiltereyi geçmesinin en büyük nedeni ne sizce? 1. D. Savası olabilir mi?
YanıtlaSilBu savaş olmasaydı da geçermiydi?
Geçerdi çünkü İngiltere ekonomik olarak hatalar yapmaya başlamıştı.
SilSayın Eğilmez, şu kitabı sizlere tavsiye etmiştim.
YanıtlaSilHer ne kadar Türkiye'de akademinin durumu konusunda tecrübeli biri olsanız da, bu kitap, istatistiki veriler de dahil olmak üzere sorunların ne olduğu üzerine bilgileri derli-toplu duyuruyor. Kendi çapında çözüm önerileri de sunuyor.
"Ne Ders Olsa Veririz"
Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü
Yazanlar: Aslı Vatansever, Merâl Yalçın
İletişim Yayınları
http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/ne%20ders%20olsa.pdf
Okudunuz mu?
Okudum. İyi saptamalar var.
Silhocam Merhaba ingilizce işletmeyi tercih ettiğimde mezun olunca devlete girecek olsam çok mu zorlanırım?
YanıtlaSilHayır. Ama bir yandan aynı derslerin Türkçe kitaplarını da bulup okumanızı öneririm.
SilÖğrenci bir bölümü sevip sevmediğini , bu bölümlere girdikten sonra anlıyor ve bir çok başka alanlarda başarılı olabilecek potansiyel yetenek "artık geri dönüş zor" diyerek , sevmediğini anladığı bölümlerde okumaya devam ederek bilinmeyene doru adım atıyor.Demem o ki ülkemizde üniversitenin bilim amaçlı kullanımı yerine hangi bölümü hangi üniversitede okursak daha çok kazanırız anlayışı mevcut , bu da "arış atı" tabirinin çıkış noktasını oluşturmakta.
YanıtlaSilBunlar dışında kalarak; istinai durumlarda olup bilinçli tercih yapıp iş yaşamlarını istedikleri yönde ilerletenlere saygılarımı sunarım...bu adamları bulun ve onları dinleyin.
Çok doğru bir saptama.
SilHocam, Milletlerin Zenginliği kitabını okurken aklıma bir soru takıldı. Kitapta 'malın gerçek fiyatı olarak emek ve nominal fiyatı olarak para' gösterilmiş. Ancak bir bölüm sonra malın fiyatının 'ücret,rant ve kâr'ın birleşiminden oluştuğu söylenmiş. Bu iki tespit arasında bir çelişki yok mudur ? Yoksa ücret,rant ve kâr emeğin birleşimi olarak mı görülmüş ?
YanıtlaSilSmith'de ve sonraki iktisatçılarda Marx'a kadar (Quesnay hariç) emek bütün üretim unsurlarının temelini oluşturan unsur olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bir çelişki yok.
SilTeşekkürler hocam. Quesnay üretim unsurlarının temelini oluşturan unsur olarak neyi kabul etmiştir ? Birde rant ile emeği nasıl ilişkilendirebiliriz ? Rant daha çok kıtlıkla alakalı bir durum değil midir ?
SilQuesnay ve Fizyokratlar üretimin temeli olarak toprağı (tabiatı) görmüşlerdir.
SilEkonomide rant toprağın karşılığıdır (kira.) Dolayısıyla toprağın işe yarar hale getirilmesi için de emek gereklidir (klasik ekonomi görüşünde.)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam peki mikro icin hangi kaynağı önerirsiniz?
YanıtlaSilHocam Merhaba bende Yüksek Lisans yapıp alan bilgimi artırmak istiyorum.İşletme ve maliye arasında kaldım.Sizce hangisini seçmeliyim?Bu arada bu bölümler tezsiz hocam
YanıtlaSilIyi günler hocam, iktisat alanında lisansüstü eğitim almak istiyorum. İktisatin dalları içinde seçimlerimizi neye göre belirlemeliyiz? Iktisat dallari (teorisi, politikası, tarihi gibi) için neler soyleyebilirsiniz? Bu alanlar birbirinden çok farklı mıdır? Şimdiden teşekkürler.
YanıtlaSilEn başta soru soran ve sonrasınde yorum yapan gençlerimize hitabendir.
YanıtlaSilBugünün sorunlarının yarın devam edeceğinden nasıl da emin olabiliyorsunuz? Ne iş yaparsınız yapınız en iyisini yapınız.
Hocam tavsiyelerinize uydum ve güzel puanlar aldım ve en dopru tercihi yap ak istiyorum.kişiye göre elbetteki değişir ama sizin görüşlerinize önem veriyorum .hocam vergi müfettişliği ve sayıştay denetçiliğini artı ve eksileriyle mukayese edebilirmisin.ayrıca a grubu meslekler artıları eksileri ve geleceği ile ilğili yazı yazmayı düşünüyormusunuz.buna hemen herkesin ihtiyacı var hocam.saygılarımla
YanıtlaSilKaç puan aldınız ve nasıl çalıştınız ? Yanıtlarsanız çok sevinirim .
SilHocam 2. Sınıf iktisat öğrencisiyim gelcekte akademik çalışmak istiyorum ve bu yönde gayret gösteriyorum bana yardımcı olacak kitaplar önerir misiniz?
YanıtlaSilHoca merhaba , 4. Sınıf maliye öğrencisiyim ve kpss a ' dan tercih yapmak istiyorum. Hedefim sayıştay denetçiliği ve bu yaz iktisat çalışmaya başladım. Hedefim yazın iktisatı bitirmek. Sizce bu mümkün mü ? İktisata nasıl verimli çalışabilirim? Başka bir sorum ise sayıştay denetçiliğini kazanmak için nasıl çalışmalıyım, hangi derslere ağırlık vermeliyim ?
YanıtlaSilHocam 4.sınıf iibf öğrencisi için tavsiyeleriniz nelerdir?Her şey için çok mu geç?Bir yandan kitap okumak,araştırma yapmak istiyorum;fakat önümde yds gibi ağır bir sınav var,sadece ona vakit ayırmak zorunda hissediyorum.Hemen peşinde kpss,kurum sınavları vs.Fikrinizi öğrenmek istiyorum.Şimdiden teşekkürler,saygılar.
YanıtlaSilMerhaba Mahfi Bey, bu yorumu arkadaşım ve kendi duygularımı dile getirmek için yazıyorum. Sizi okurken gerçekten takdir ettik ve yorumunu beyan eden onca insana cevap vermiş olmanızı da. Biz Adnan Menderes Üniversitesi Ekonomi Finans bölümünde okuyan iki kız arkadaşız. Durumumuz birbirimizden farklı değil. 4. Sınıfa geçtik ve toplam alttan 24 dersimiz var. Şuan yaz okulundayız ve 6 ders alabildik sadece. Kendimize göre plan program yaptık elbet umutluyuz ama bu moralimizin bozulmasına engel olmuyor. Kime sorsak okulu uzatmadan bitiriyor. Biz kıl payı geçmek yerine anlayarak geçelim diye diye bu kadar dersi bıraktık.Farklı hayallerimde vardı sanatla iç içe olmak istiyordum. Babam önce altın bileziğin olsun dedi diye geldim. Seviyorum bölümü aslında ama iş aşamasında seviyorum. Dersleri ağır geliyor.Mantığını anlamayınca da bırakıyorum. Yorum yaptığınızı görünce bizim için ne önerebilirsiniz diyerekten umutla yazıyoruz.
YanıtlaSilHocam çok güzel yazmışsınız.Meslek lisesi çıkışlıyım iki yıllık elektrik üretim,iletim ve dağıtım çıktı, lisedeki bolumumle alakalı ama sevmek,ezber değilde çalışmak yeterli değil.iki yilliktan birşey olmaz galiba 4 yil lisans mezunu bile zor is buluyorken.Daha sağlam çalışıp Bir sene heba etmeye değer mi acaba..
YanıtlaSilHerkesin bildiği ama bir çoğumuzun uygulayamadığı bilgileri çok güzel bir şekilde kaleme almışsınız, kendi adıma teşekkür ederim. Üniversite yılları geride kalmış olsa da oldukça dikkatli bir şekilde okudum, en azından iş hayatında daha sağlıklı yol almamı sağlayacağından eminim.
YanıtlaSilHocam merhaba ben hukuk fakültesinde 1. Sınıfı bitirdim ancak bölümümü sevemiyorım ben ileride özel sektörde finans departmanında çalişmak istiyorum
YanıtlaSilBu yüzden işletme eğitimi almak istiyorum bunun için Boğaziçi işletmeyi düşünüyorum ancak çevremdeki herkes hukuk bölümümnün daha iyi bir kariyer sağlıyacağını İBF bölümünün garantisi olmadığını söylüyor siz bu konuda ne önerirsiniz
Hocam Merhaba, Ben, anadolu üniversitesi ingilizce işletme bölümünü bitirdim ve sonrasında yüksek lisansımı ingiltere de yaptım. Yaşım 28 ve bir ticari özel bankanın müfettiş yardımcılığı sınavına girmeyi planlıyorum. Önümde 45 gün var ve açıkcası internette hiç bir bilgi, bu sınava nasıl çalışmam gerektiği ile ilgili bir bilgi yok. Bu konu ile ilgili öneriniz var mı acaba ?
YanıtlaSilMerhaba hocam
YanıtlaSilAcıktan bir bolum daha okumayi dusunuyorum. Ama auzef mi yoksa aof mu okusam karar veremedim. Iktisat okuyorum ve sivil havacilik ulastirma ve isletme yonetimi sizce faydali olur mu
Ben de 18 yaşındayım. Bu sene yeni mezun oldum. Hukuk Fakültesi kazandım ama istediğim yer olmadı. Daha iyi sıralama yapamadığım için her şey berbat olacakmış gibi hissediyorum. Zaten geleceğe dair bir umut istesem de besleyemiyorum. Kendimi artık sadece 'çaresiz' kelimesiyle betimliyorum.
YanıtlaSilKendiniz 18 yaşında çaresiz diye niteleyip kenara çekilirseniz hiçbir konuda başarılı olamazsınız. Sağlıklı ve uzun bir yaşamınız olursa önünüzde daha 60 - 70 yılınız var demektir. 18'de pes ederseniz kalan 50 - 55 yılınız boşa yaşanacak demektir. Çare üretin. Yeniden çalışın yeniden sınava girin ta ki istediğiniz yeri kazanana kadar. Olmuyorsa bulunduğunuz yerde ileri gitmek için elinizden gelen her şeyi yapın. Teslim olmak yok. Umut her zaman vardır.
Silarkadaşlar çok büyük bir kısmınız liyakat sorununa odaklanmış ama bu yeni bir şey değil ki.. ben fetö dönemini hatırlıyorum fetöcü olmayana yağmurlu havada su vermiyorlardı.. öncesinde hakeza yine öyle. bu adamcılık olayı ezelden beri var ve var olmayada devam edecek bunun siyasi partiyle alakası olduğunu düşünmüyorum.. eski adalet bakanı mehmet moğoltay hakim savcı alımlarını chp gençlik kollarından aldığını kendi itiraf etmişti.. bu ülkenin gerçeği de bu.. ona göre hazırlığımızı yapmamız lazım çünkü başarıya kimse sırtını dönemez bugun dönse yarın yine dönemez
YanıtlaSilLiyakat sorununun geçmişte de olması bugün eleştirilmemesini gerektirmez.
SilHocam merhaba ben ingilizce işletme kazandım bu sene.Sizce bu 5 sene boyunca kendimi nasıl geliştirebilirim? İşletme okuyup finans veya ekonomi alanında yüksek lisans yapmak istiyorum.
YanıtlaSilkıymetli hocam merhabalar. sizce istanbul üniversitesi ingilizce iktisat mı yoksa yıldız teknik ingilizce işletme mi yazmalıyım? teşekkür ederim.
YanıtlaSil