Tek Hazine Hesabı Değişiyor


Hazine Nakit Yönetiminin Temeli
Kamu gelir ve giderleri arasında iki tür uyumsuzluk ortaya çıkar. İlki zaman uyumsuzluğudur. Kamu giderleri sürekli ve neredeyse tekdüze bir seyir izler. Buna karşılık kamu gelirlerinin bazıları düzenli bazıları düzensiz bir seyir izler. Örneğin KDV gibi vergi gelirleri her ay tahsil edilmesine karşılık, bazı vergiler belirli aylarda taksitler halinde tahsil edilir. Bu durumda kamu kesimi açısından bazı aylarda gelir açığı bazı aylarda ise gelir fazlası oluşur.  Bu uyumsuzluğu gidermek için gelir fazlası olan aylarda tasarruf yapıp gider fazlası olan ayların ödemelerini karşılamak ya da gider fazlası olan aylarda bu giderleri karşılamak için borçlanıp gelir fazlası olan aylarda bu borçları ödemek gerekir.


İkinci uyumsuzluk yer uyumsuzluğudur. Bazı illerin gelir fazlalarına karşılık bazı illerin gider fazlaları vardır. Örneğin birçok büyük vergi mükellefi İstanbul merkezli olduğu için İstanbul’da tahsil edilen kamu gelirleri, İstanbul için yapılan kamu giderlerinden fazladır. Buna karşılık örneğin Hakkâri’nin gelirleri düşüktür ve giderlerini karşılamaya yetmez. Bu durumda ülke çapında gelir ve giderlerin birbiriyle uyumlandırılması için geliri fazla olan yerlerden geliri düşük olanlara gelir aktarımı yapmak gerekir.

Bu şekilde kamu gelir ve giderleri arasında zaman ve yer itibariyle ortaya çıkan uyumsuzlukları denkleştirme uygulamasına zaman ve yer itibariyle uyumlandırma denir. 

Türkiye’de, kamu gelir ve giderlerinin zaman ve yer itibariyle uyumlandırılması, hazine nakit yönetimi çerçevesinde kamu elektronik ödeme sistemi (KEÖS) aracılığıyla yürütülmektedir. Bu uygulama genel bütçeli idarelerin (TBMM, Cumhurbaşkanlığı, yüksek yargı kurumları, Başbakanlık, bakanlıklar, TÜİK vb) gelir ve giderleriyle sınırlıdır.

Türkiye’de Uygulanan Uyumlandırma Yöntemi
Hazine nakit yönetimi 1972 yılından 2007 yılına kadar Merkez Bankası ve Ziraat Bankası’nda açılan Tek Hazine Hesabı aracılığıyla yapılıyordu. Bu yöntemin özünde gelirler ile giderlerin karşılıklı olarak denkleştirilmesi esası yer alıyordu. Gün sonunda kamu kurumlarının hesaplarındaki fazlalar Tek Hazine Hesabına aktarılıyor, açıklar ise yine bu hesaptan karşılanıyordu. Eğer Tek Hazine Hesabı açık veriyorsa bu açığı kapatmak üzere bono ihraç edilerek ya da repo işlemi yapılarak açık finanse ediliyor, hesap fazla vermişse ters repo ya da mevduat ihalesi yapılmak suretiyle fazlalık nemalandırılıyordu.

2007 yılında Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası arasında bir protokol yapılarak Tek Hazine Hesabı yöntemi yerine Tek Hazine Cari Hesabı yöntemine geçildi. 2010 yılı sonunda Kamu Elektronik Ödeme Sistemine (KEÖS) geçilmek suretiyle taşrada ve merkezde genel bütçeye dahil dairelerin bütün muhasebe birimlerinin bütün ödeme ve tahsilât işlemleri tek bir yerde toplanarak elektronik ortamda gerçekleştirilmeye başlandı. Bu yöntem, eski yöntemdeki gelir olsun ya da olmasın yürüyen otomatik ödeme yönteminden farklı olarak Hazinece yapılan günlük ödeme planlaması uygulamasını temel aldı. Bu yeni yöntemin öncekine en önemli üstünlüklerinden birisi borç ve nakit yönetimini koordineli olarak kullanma imkânı yaratmış olmasıydı.

Yeni Düzenleme ve Beklenen Yarar  
Hükümetçe basına yapılan açıklamalardan Hazine nakit yönetiminin kapsamının genişleteceği yeni bir düzenlemeye geçilmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Buna göre uygulanan nakit yönetimi sisteminin kapsamına yukarıda değindiğimiz genel bütçeye dahil idarelerin yanı sıra özel bütçeli idareler (YÖK, üniversiteler, ÖSYM, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, TÜBİTAK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları, Devlet Operası, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Özelleştirme İdaresi, Karayolları, DSİ, MTA vb), Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (RTÜK, SPK, BDDK, Rekabet Kurumu vb), SGK, İŞKUR, bütçe dışı fonlar (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Özelleştirme Fonu, Savunma Sanayii Destekleme Fonu, Tanıtma, Türkiye Varlık Fonu vb), döner sermayeli kuruluşlar alınacak. Kapsamın genişletilmesine özel bütçeli idarelerle başlanacak ve ileriki aşamalarda diğer kuruluşlar da kapsama gerecek.  

Kapsama girmeyecek olan kamu kurum ve kuruluşları ise şöyle belirleniyor: Mahalli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT’ler), İşsizlik Sigortası Fonu, TMSF.

Kamu kesiminin bütün gelirlerinin Hazine’de toplanıp bütün giderlerinin yapılmasını sağlayacak olan yeni düzenlemenin kamu kesimi nakit akımı ve yönetimi konusunda etkinlik artışı sağlayacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Geçmişte söz konusu olduğu gibi bir kamu kurumunda nakit fazlası varken diğer bir kamu kurumunun Hazine’den nakit talep etmesi ve Hazine’nin bu kurumun ihtiyacı için gereksiz borçlanması böylece önlenmiş olacak. 


Hazine Nakit Yönetiminin Ayrıntıları için Kaynaklar:
Mahfi Eğilmez, Hazine, Remzi Kitabevi
Mahfi Eğilmez, Kamu Maliyesi, Remzi Kitabevi.
Coşkun Cangöz, Emre Balıbek, Hazine İşlemleri ve Çağdaş Hazine Yönetimi, Seçkin Yayıncılık.



Yorumlar

  1. Hocam, kalkınma ekonomisi kitabı da önerir misiniz ? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://urun.n11.com/kultur/kalkinma-ekonomisi-P92394663?cid=604001&gclid=CjwKCAiAk4XUBRB5EiwAHBLUMcBh0jwDKd48r2OEv_YxbOgC0SNHzTK3TXgHTLv7r7Q5sJS_E04z8BoC89oQAvD_BwE&gclsrc=aw.ds

      Sil
    2. hocam iyi ki varsınız.. Sayenizde aydınlanıyoruz..

      Sil
  2. 70 yaşındasınız!

    Artık ekonomiyi bir kenara bırakmanızın vakti gelmedi mi?

    Torununuz var mı sizin?

    Varsa, beraber parka gidip pamuk helva yeseniz, deniz kenarına gidip martılara simit parçası atsanız, birlikte salep içseniz daha iyi olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu da yapıyorum.
      Ekonomiyi alan birisi olsa bırakacağım da alan yok.

      Sil
    2. Hocam, 1523 gibiler işte köylü zihniyetini devam ettiren arkadaşlarımız, hoşgörmek lazım.

      Sil
    3. Hocam bu blogun Turkiyedeki en faydali iletisim ve bilim araclarindan biri olduğu cok açık.

      Sil
    4. Yeni mahfi egilmez gibiler geldi,de hocamiz mi birakmadi

      Sil
    5. Hocam hiç 70 göstermiyorsunuz, tv deki ekonomi programinda izlemiştim sizi, şu an cok şaşırdım. Ben severek takip etmeye calisiyorum. Teşekkürler

      Sil
    6. Hattâbazı kamugiderleri (Emekli maaşları gibi ) densiz bir görünüm arzederler. " adam ölmedi diye para ödüyoruz." tamamen yanlış. adam ölse bu sefer barislerineödeyeceksin. Osmanlı gelir vegiderlerin zaman uyumsuzluğu yüzünden battı. Devlet gelirini tarlada, aynî olarak tahsil ediyor. Devletin gelirleri,ıspanak ,pırasave marul şeklinde. tamo sırada Dolmabahçe Sarayı yapılıyor. Sultan Aziz'indedonanma düzeceği tutuyor. Saray doğramacısı ile dretnottacirine,marul mu vereceksin? Pırasa mı? Yemezler. Haydi bakalım avrupa Finans-kapitalineavuç açmaya ,"borç-borç" d iye nicesine sarılmaya

      Sil
    7. Bu ne şimdi niye böyle birşey yazar ki insan gerçekten bazı insanlarımza hayret ediyorum.
      Yazı için çok teşekkürler Mahfi hocam iyi ki varsınız sizin sayenizde birçok şey öğreniyoruz her seferinde inşallah uzun yıllar daha sizi okumak isterim.

      Sil
    8. Hocam,
      Yaşınız kutlu olsun, nice 70 senelere! Eğitim ve öğrenim yaşla bitmemeli. Ricardo Semler'in (Semco CEOsudur) Brezilyada açtığı okullarda getirdiği bir uygulama; öğrencilere beceriyi gençler, bilgi ve tecrübeyi yaşlılar aşılıyor. Sizlerin bilgisi bir gün yeni nesillerden esirgenirse hepimiz için üzücü olur. Sağlık ve mutluluklarla daha nice yıllar aramızda olun.

      Sil
    9. hocamız 70 yaşinda değil daha genç.ama bunun hiç ama hiç önemi yok.100 yaşına da gelse bizi aydınlatacak.saçma salak soru soranlara da cevap vermeyelim arkadaşlar,(bir değerleri olduğunu sanıyorlar.)) elinize,gözünüze sağlık hocam.daha doğrusu sağlıklı nice yıllar.

      Sil
  3. Hocam yaş 70 ise bravo vallahi, hani yağ çekme anlamında söylemiyorum sanki en fazla 50’lerde görünüyorsunuz.

    Bunların hepsi bilgi, teknolojik altyapı ile daha güzel olacak. Biz Türkiye olarak , e-devlet uygulamalarında bir çok ülkenin önündeyiz sanki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Yaşımla ilgili bir sorunum yok.

      Sil
    2. Selam 16.18 edevlet ile ilerdeyiz derken neyi kastettiniz anlamadım, ama eğer Türkiye'nin doğusu ise Hindistana kadar rakibimiz yok ama eğer Türkiye'nin batısı ise bilemiyorum Altan...

      Ben şu anda İngiltere'de kamu tarafından bilişim e önümüzdeki bir kaç yıl boyunca ne kadar kaynak ayrılacağını, belediyelerin hangi eğitimleri halka ücretsiz vereceğini, hangi projelerin ne kadar destek alacağını, hangi firmanın ne kadarlık ihaleyi hangi şartlarda aldığını, Lordlar kamarasınca hangi işlere ne kadar teşvik verileceğini ve bunun ne kadara mal olacağını, devlet ile ilgili tüm bilgiyi oradan alacağımı biliyorum. Türkiye de hala bu seviyede bilgi portalı olamadı, olmayacakta.

      Amerika da ise eyalet bazında, dava, sağlık sigortaları, elektrik, doğalgaz ödemelerini, kredibilitemi, bankalardan ne kadar kredi alabileceğimi, hangi işlerden ne kadar vergi indirimi aldığımı/alacağımı biliyorum.

      Sil
    3. Bilgisi ile faydalı olan insanların yaşları arttıkça ürettikleri eserin değeri de artar, Mahfi Hocam bu sınıfta yer alıyor.

      Sil
  4. Hocam merhaba

    Daha önceki yazınız altında da yazmıştım. Cevap alamamıştım.
    Tahvil piyasası ile ilgili yazılarınızdan çok şey öğreniyorum. Matematiksel hesaplar zaten Üniversite'de gördüğümüz tarafıydı işin. Ancak makroekonomik faktörlerin tahvil piyasasında nasıl belirleyici olabildiği, yatırımcı neden tahvil alıyor/satıyor, tahvil fiyatlarını etkileyen belli başlı faktörler nelerdir gibi sorulara cevap bulamıyorum.
    Açıkçası birçok mecradaki bu konudaki haberler de sebep-sonuç ilişkisinden uzak ve çok yüzeysel kalıyor. Bunun sebebi bu konudaki bilgi eksikliği midir?
    Tahvil piyasasını detaylı irdeleyen bir materyal arıyorum. Öneriniz olursa sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlara bir bakın isterseniz:
      https://www.stifel.com/docs/pdf/disclosures/bonds/newsletter.pdf
      https://mumutlu.yasar.edu.tr/wp-content/uploads/2013/10/4.Hafta_.pdf
      http://corbenicpartners.com/documents/FG/corbenic/news/583082_Overview_of_Bond_Basics.pdf

      Sil
  5. Ilk uygulamaya cok sasirdim hocam. Iki mevduat hesabinin olup birinde para bitince digerinde para varken borc odemesi icin kredi kullanmak gibi.
    Daha onceki uygulama için belki mantikli bir sebep vardir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mantıklı neden yok. Başlangıçta bir süre teknik eksiklikler nedeniyle öyle başladı ve devam etti. Sonra da kurumlar farklı bakanlara bağlı olduğu ve kimse yetki kaptırmak istemediği için böyle kaldı.

      Sil
  6. Hocam bu dediginiz zaten necmettin erbakanin havuz sisteminin elektronik olani degil mi ( KEOS )

    YanıtlaSil
  7. hocam
    Türkiye Varlık Fonu bir çok gelir getiricinin bütçe ve denetim dışına çıkarılması sonucunu doğurmuştu. Bu şekilde de tekrar bütçe içine mi alınmış oldu ? Yoksa bu sadece nakit dengesi açısından mı ele alınacak? Varlık fonu nakit açığını başka kurumlar mı karşılasın amaçlanmış ?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütçe içine alınmıyor sadece nakit yönetimi tek elde toplanıyor.

      Sil
    2. Selam Savaş bey,
      Benim anladığım, tek bütçe ile açığı olan kurumların borç alması yerine nakit fazlası olan kurumların nakdini kullanmalarının sağlanması ve borçlanmanın azaltılması. Bu kamu finansmanı açısından çok faydalı olur.

      Sakıncası ise eğer 50-60 milyar TL gibi bir miktar borç alınmayacak ise, bu para piyasaya mı girecek yoksa dolar alıp kenara mı çekilecek, yoksa kredi olarak piyasaya mı verilecek?

      Faizleri azaltıcı etkisi olursa döviz talebine gider,
      döviz kurunu yükseltir, enflasyona sebeb verir.
      Kredi olarak piyasaya girerse yine enflasyonu yükseltir.
      Bu fazla paranın zaten bir kısmı, fazla olarak durduğu kamu kurumlarının hesaplarından
      tahvil alımına gittiği için faizleri azaltıcı bir etkisi vardı,
      bu sebeple faizleri de aşırı düşüreceğini düşünmüyorum.

      Varlık fonu ise kamu denetimi dışından bütçe kullanmak amacı ile kurulduğu için uzun dönemde ekonomiye zarar verecektir, kaynakların siyasi hedeflere aktarılmasına yarayacaktır.

      Sil
    3. Yanıtınız için teşekkür ederim hocam
      Size de teşekkürler 21:45

      Sil
  8. Maliye 1.sınıf ögrencisiyim kendimi geliştirmek istiyorum bana kitap-lar önerir misiniz hocam ?
    Not:Örneklerle kolay ekonomi kitabınızı okudum.
    Cevap verirseniz çok sevinirim.. :)

    YanıtlaSil
  9. Hocam,
    Kamu haznedarlığı genel tebliği itibariyle kamu kaynakları sadece kamu bankalarında tutulmakta ve mevduat faizi olarak üst sınır belirlenmektedir. Bu üst sınır yıllık 7,80-8,00 civarlarında değişmektedir.Fakat kamu bankaları kredi kullandırımlarını yıllık % 16-17 aralığında yapmaktadır. Faizi baskı altına almak amacıyla uygulamaya konulan bu durum hem kamu kaynağının verimsiz değerlendirilmesine hem de bankalar arasında haksız rekabete yol açtığını düşünüyorum.

    Bu konudaki görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım. Kamu kaynakları MB dışında herhangi bir bankaya konulacaksa cari faiz üzerinden değerlendirilmelidir.

      Sil
  10. Hazine bugun 8.5 milyar TL borclanmis. Hazine bu parayi yukarida bahsettiginiz gibi kamu kurumlarinin aciklarini finanse etmek icin mi kullaniyor hocam?
    Yarin yeni uygulama devreye girdiginde haberlerde gördüğümüz hazine borclanma tutari bize kamu kuruluşlarının toplam acigini yani "net açığı" mi gostermis olacak?

    YanıtlaSil
  11. Bir onceki yazinizin altindaki bir soruda tahvil mi hisse senedi mi daha mantikli sorusuna tahvil gibi gorunuyor demissiniz hocam..Avrupa ve Amerika buyumeyi istiyor, bu hisse senetlerini yukseltmez mi, bir de tahvil faizlerinin de artacagi biliniyor.. tahvil faizleri arttıkça eldeki tahviller degerini yitereceginden tahvile yatirim yapmak riskli olmaz mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama ben Hazinelerin yeni çıkaracağı tahvilleri kadettim.

      Sil
  12. Faizlerin duracagini dusundugumuz ya da oyle öngörülen noktadan sonra tahvil almak mantikli oluyor bu durumda degil mi hocam?

    YanıtlaSil
  13. Hocam,
    70 yılın kıssadan hissesi nedir?

    Umarım "Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik.....bir de döndük baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz." değildir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam ekonomi bozuk milletin işi gücü yok galiba,
      boş boş yazılar gelmeye başladı.

      Neyse 2051 e haddimiz olmadan cevap verelim.

      Hiç bir şey yoksa o 70 yılda;
      en kör insanın bile görebileceği,
      kimsenin inkar edemeyeceği,

      yazılmış ve halka mal olmuş kitaplar,
      yetiştirilmiş binlerce öğrenci,
      ilham verilmiş binlerce insan,
      yüzbinlere ulaşan bir websitesi var.

      Hocam yukarda arkadaşın birinin dediği gibi millet hakkaten köylü,
      yani zihniyet köy ve küçük kasaba zihniyeti,
      orda kalmışlar, istanbul surlarını aşamamışlar.

      Şimdi Uzun biri çıkıyor diyor ki;

      Bizim ceddimiz Fatih Sultan Mehmet'tir.

      Padişah'a bakıyorum, bir kaç tane dil biliyor,
      Latince orjinalinden eser okuyor,
      Rönesans eserlerini inceliyor.

      Fatih'in vezirlerine bakıyorum,
      hepsi farklı dillere hakim,
      çoğu bir alanda meslek sahibi insanlar...

      Bu hesapla Fatih ceddi! ile övünen vatandaşımız
      o padişahın 500 yıl önceki veziri seviyesinde bile olamayacak.

      Bir de ceddim Fatih deyince meydanda alkışlayanlara bakıyorum;
      yüzbinlerce insan,
      acaba var mı aralarında bir tane yabancı dil bilen?
      Ya da kaç tanesi yabancı dil biliyor acaba? Dedeleri Fatih gibi?

      Uzun lafın kısası İstanbul surlarını aşamayacak çapta köylü zihniyet
      burada laf ebeliği yapıyor.


      Sil
  14. cari acik mi dis borç stokunun sebebidir, yoksa dis borc mu cari acigin hocam? ilk once hangisi oluşur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açık artışı eğer yabancı sermaye girişiyle finanse edilemezse dış borç artışıyla edilir. Tersi söz konusu değildir.

      Sil
    2. Yabanci sermaye dis borç olmuyor bu durumda. Dogru mu hocam?

      Sil
    3. Yabanci sermaye dis borç olmuyor bu durumda. Dogru mu hocam?

      Sil
  15. Hocam her ay maas odemeleri nasil yapiliyordu eskiden elektronik sistem bilgisayaralr vs olmadan once!
    Diyelim ki 70li yillardayiz bir ilimizin vergi ve ceza gelirleri o ildeki kamu gorevlilerinin hatta devletin masraflarini bile karsilamaya yetmiyor. A ilinde kamu gelirleri her ay 100lira giderleri200 lira aradaki farki 100 lirayi aninda nasil gorup hemen odeyebiliyorlardi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB ve Ziraat Bankası ödemeyi yapıyor sonra merkezde Hazine ile hesaplaşma yapılıyordu.

      Sil
    2. 1970 lerdeki maas ödemelerinin nasil yapildigini neden ögrenmek istediginizi anlayamadim.

      Sil
    3. Her bir kamu idaresinin ödeme evraklarını hazırlamakla görevli bir yetkilisi olurdu. Bu kişiye mutemet denirdi. Mutemet o günkü şartlarda daktilo ve facit dediğimiz bir hesap makinesi ile yatay 60-70 cmlik bordroları veya diğer ödemeleri elle hazırlardı. Hazırlamış olduğu bu belgeleri illerde ve ilçelerde Maliye Bakanlığına bağlı Muhasebe müdürlükleri ve Malmüdürlüklerine teslim ederdi. Müdürlük bu evrakın tutarına göre çek keserdi. Mutemet çeki Ziraat Bankasında bozdurur ve aldığı parayı hak sahiplerine dağıtırdı. Maliye Bakanlığı internet altyapısı kullanmaya 2000 yılında geçti ve sisteme de say2000i adını verdi. Yurtiçinde yurtdışında birçok ödül aldı bu sistem

      Sil
  16. Okudum yine moralim bozuldu. Bu blogu hem seviyorum hem sevmiyorum sürekli moralimi bozuyor yazılarınız. Okumadan da duramıyorum lanet olsun içimdeki Mahfi Eğilmez sevgisine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazıda moralinizi bozacak ne vardı tam anlayamadım.

      Sil
    2. yazı süper hocam, yorumları okuyunca insan sinirleniyor,
      şu blogdakileri okuyupta hala amele gibi soru soran/cevap yazanlar insanın sinirini bozuyor..

      Sil
    3. Onun problemi baska Hocam.. Son zamanlarda makarna karaborsaya düstü.. ondandir.

      Sil
  17. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/erdal-saglam/bunun-adi-tek-hesap-degil-havuz-hesabi-40740004

    Hocam, Erdal Sağlam da bugün köşe yazısında farklı bir açıdan bakmış, bu konuda ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklı olduğu yönler var ama ben bu gelişmenin olumlu yanlarının olumsuzlardan fazla olacağı kanısındayım. Ben kamu paralarının Merkez Bankası dışındaki bankalarda toplanmasına karşıyım.

      Sil
    2. iyi de hocam kamu paralarının yüksek faiz veren özel bankalarda daha faydalı olacağını belirtmiştiniz yukarıda?

      Sil
    3. Bence cumhuriyetlerde merkez bankalarinin 'devletin' bankasi olarak gorulmesi cok yanlis. Halk monarsilerdeki gibi monarkin tebasi olmadigina gore, parasinin sahibinin tek basina devletmis gibi hareket edilmesi pek tutarli olmuyor. Sistemi tepeden inme degil de, ozumseyerek, tartisarak yasayan ABD'de mesela tek bir Merkez Bankasi yoktur.

      Sil
  18. Hocam Merhabalar,

    Uzunca bir süredir Merkez Bankası'nın günlük açıkladığı Analitik Bilanço Verilerindeki Kamu Mevduatı rakamını takip etmekteyim. Hatta son açıkladığı rakama göre Hazine'nin 44 milyara yakın mevduatı var. Tabii bu haftaki güçlü ihaleler sonrası bu rakamda ciddi artış göreceğiz. Merak ettiğim konu TCMB'nin açıkladığı bu veriye hangi kalemler dahil? Hazine'nin açıkladığı Kamu Haznedarlığı İstatistiklerine bakmaktayım şu an. 'Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri' verisinin 'Kamu Mevduatı'na dahil olduğunu düşünüyorum. Fakat Kamu Mevduatındaki bir diğer kalem nedir? 'Özel Bütçeli İdareler','Düzenleyici Denetleyici Kurumlar','SGK','Fonlar ve diğer kalemler (Kamu Haznedarlığı İstatistiklerinde mevcut olan) henüz Kamu Mevduatına dahil olmadığına göre burada mevcut olmayan başka bir kalem olmalı diye düşünüyorum. Hatta Hazine Nakit Gerçekleşmeleri istatistiklerine bakıp Hazine'nin kasasındaki parayı düşündüm fakat yine tutarlı olmadı. Dolayısıyla bu konu hakkında yardımlarınızı rica ederim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  19. Hocam geçen yılkı hazine nakit açığının çok üzerindeki borçlanmayı önlemek için mi bu uygulama hayata geçiriliyor?Bir de bu yıl ve sonraki yılda da bütçe açığı ve dolayısıyla hazine borçlanmasının yüksek olmamasının önüne mi geçilmek istenmektedir?

    YanıtlaSil
  20. Hocam merhaba. Geçen hafta açıklanan Vergi müfettiş yardımcılığı sonuçlarını kazanmış biri olarak size buradan çok çok teşekkür etmek istiyorum. 2 yıl önce sayfanızla tanışmış biri olarak yazılarınız bana büyük ilham kaynağı oldu. Gerek ekonomi ile ilgili yazı ve kitaplarınız, gerek kitap önerileriniz, hatta kendi yaşamınız ve hayat görüşünüz ile ilgili belirttiğiniz yazılar bu süreçte hep ana rehberim oldu. Ailemle ve etrafımla yaptığım konuşmalarda benim bu sonuca ulaşmamı sağlayan önemli bir etken olduğunuzu söyleyip duruyorum. İyi ki böyle bir sayfa açmışsınız. Bizim gibi gençlere çok iyi bir yol göstericisiniz. Sizden ricam bu aşamadan sonra atanana kadar nasıl bir yol izlemeliyim, gerek mevzuat gerekse de müfettişlik mesleğiyle ilgili hangi kitapları okursam bana yararı dokunur. Eğer cevaplarsanız çok sevinirim. Sağolun varolun değerli hocam.

    YanıtlaSil
  21. Bakin burada ne var hocam sizin blogun eski bir gorunumu dahasi yukaridaki konuylada ilgili yazilar var kesinlikle virus degil bu programsayesinde eski yazilarinizi da gorebilirsiniz
    http://web.archive.org/web/20120222062910/http://mahfiegilmez.com/

    YanıtlaSil
  22. Mahfi bey, 'Straw Poll' adlı, anlık anket hazırlama ve oylamaya sunma sitesinden haberiniz vardır mutlaka.

    http://www.strawpoll.me/15064173

    Yukarıdaki linkte, '2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri İçin Aday Kim Olsun?' sorusu altında isimler yazılmış. Kim hangi ismi aday görmek istiyorsa, isminin yanındaki kutucuğu işaretliyor ve anket tamamlanıyor.

    Bu listeye sizin de adınızı yazmak istiyoruz, kabul ediyor musunuz?

    YanıtlaSil
  23. biraz geriden geliyorum hocam. avrupada tahvil faizlerinde artis bekleniyor ve artiyor, cunku enflasyon olusturuldu. bununla beraber dolar endeksi dusuyor, euro değer kazaniyor. avrupada ozellikle almanyada tahvil faizleri yukselirken, euro neden yükseliyor?

    YanıtlaSil
  24. Hocam benim bu uygulamaya karşı görüşlerim var ve açıkcası hiç memnun değilim gelecekteki potansiyel sorunlarından. Birincisi, özel bütçeli kurumların hazinelerininde merkezi hazine de tutulması o kurumları da siyasileştirmek ve merkezi yönetime bağlı kılarak tarafsız olmalarının önünde engel değil midir? İkincisi merkezi bütçedeki açıkları kapatmak adına bu kadar radikal (bence) hamleler yapmak bir sonraki yırtığı daha da büyütmez mi?

    YanıtlaSil
  25. Hocam tasarruf oranları düşük ülkeler için tasarruf oranlarının artırılması gerekir. Tasarruf oranları zamanla yatırıma dönüşerek yatırımı artıracaktır. Benim sorum bu görüş "her arz kendi talebini yaratır" uygun değil mi? Tüketimden bağımsız sadece tasarrufların yatırıma dönüşmesine yani arza odaklanıyor, bunun sonucunda daha fazla ürün üretiliyor ve zamanla talep de buna ayak uyduruyor.
    Yani tasarrufları artırarak büyümeyi sağlamak her arzın kendi talebini yarattığı görüşüne uygun mudur?

    YanıtlaSil
  26. Selam Hocam,
    Hesapların birleşmesi hesap yönetiminde ve borçlanmada bir etkinlik sağlar ama ciddi bir faydasının olacağını düşünmüyorum. Siz maliyenin en çetrefilli konularını bilen insan olarak her türlü detaya daha hakimsiniz ama açık veren kurum yerine borç veren kuruma odaklanmak gerekiyor.

    Bu kurumlar fazla nakitlerini çoğunlukla vadeli hesaplarda tutup faiz geliri alıyor veya yöneticileri bu fazla parayı değerlendirebiliyordu. Şimdi faize giden para yine faiz gelirine gidecek ama yöneticinin parayı değerlendirme imkanı ortadan kalkacak. Ortalama da yine aynı hesaba gelecek. Ben bu kararı alan yetkililerin her iki vakayı değerlendirmeye alan ciddi bir A/B testi yaptığını düşünmüyorum.

    Türkiye içinden görünmüyor ama bizim gibi dışarda yaşayan Türkler daha iyi farkediyoruz, esas sorunu politik arenada, askeri olarak zayıflatılması için Afrin ile Türkiye kapana çekildi, bu ilerde bütçe açığı olarak Türkiye'ye geri dönecek. Daha kötüsü Türkiye'nin askeri harcamaları, Suriye ve Irak taki Türkiye'ye terör üreten yapıları finanse etmek için kullanılacak. Türkiye yanlış hamle yaptı, şu anda harekattan vazgeçerek doğru hamleyi yapabilir ama siyasi söylem bunu imkansız kılacak seviyede yapıldı.

    Eski bir Kuleli Askeri Lise mezunu olarak şahsen askeri tuzağı ben çok net görebiliyorum.

    YanıtlaSil
  27. Hocam
    istatistik dersi için anlatımı güzel kaynak önerir misiniz?
    Cevaplarsanız sevinirim iyi günler..

    YanıtlaSil
  28. Hocam sizce günümüzde eskiden merkez bankasının uyguladığı günlük resmi kur ilanı sistemi uygulanabilir mi? Mesela enflasyon oranları arttığı zaman paranın değer kaybetmesi gerekiyor ama yüksek enflasyon yaşanmıyor diyelim ve yabancı sermaye kaçıyor bu durumda mb resmi kurda parayı devalüe etmese de rekabet gücünde bir değişme olmaz dolayısıyla kurun merkez bankasınca sadece enflasyona göre devalüe etmesi sizce uygulabilir bir sistem mi?

    YanıtlaSil
  29. Hocam hazinede para kalmayinca hazine altinlarini bozar mi piyasaya surer mi`?

    Osmanli torunu Levazımcı Izzet

    YanıtlaSil
  30. Selam Hocam,
    Etrafımdan 2 aile geçen yıl evlerini satıp İngiltere'den mülk alıp kiraya verdiler.
    1 arkadaş ta Bostancı da bir dükkanı var e5 cepheli 9-10 aydır satmaya çalışıyor, o da Amerika'dan yer alacakmış. Benim avukatım, anne/oğul avukatlar, ofis yeri alacaktılar,
    geçen sene vazgeçtiler, Kaliforniya'dan ofis yeri alıp kiraya vermişler.

    Bu tarz davranışlar arttı gibi, bunlar bizim ekonomimizi nasıl etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyaz Turklerin iltica hakki yok! olmayinca da ev mekan satin alip yerlesme gayretindeler

      Sil
    2. Özellikle İstanbul ve Ankaradan duyuyorum, İstanbul'da benim de çevremden gidenler var, Türkiye genelinden var mı bilmiyorum. Özellikle bu iki şehirde yoğunlar.

      90 lı yıllarda bunun farklı bir versiyonu vardı, askerlik çok uzun olduğu için Anadolu'da özellikle esnaf kesimden eğer Almanya'da akrabası varsa, oğlunu akrabasının yanında çalışıyor gösterir, döviz ile askerlik yaptırırdı.

      Bu tarz göç dalgaları olur, ama ekonomi gidişatını çok etkilemez diye düşünüyorum. Türkiye çünkü bu büyüme rakamlarını her sene göçlere rağmen veriyor.

      Cumhuriyet ilk kurulduğunda İstanbul'da gayrimüslim nüfus oranı %35 ile %40 arasında idi,
      bunların çoğu kaçtılar gittiler.

      Türkiye'nin şu andaki ekonomik gelişimi bu göçlerin içinde olduğu hali iledir. Türkiye herkese demokratik ve adil bir çalışma imkanı sunsa idi zaten şu anda Güney Kore ve İtalyadan daha güçlü olur, Avrupa'nın ilk 3 büyük ekonomisi arasında yer alırdı.

      Sil
  31. Mahfi hocam merhaba. Hocam önce söz vardı, baktık ki söz uçtu, yazı kaldı. Bugün borsa serüveninizden bahsettiniz Ntv de. Bu konudaki hangi kitapları okumamızı ve diger tavsiyeleriniz, Excel sisteminiz, hangi kriterleri takip etmemiz vb. Benim gibi borsaya daha önce hiç girmemiş Adem evlatlarına bir yazı veya yorumlarla aydınlatsanız, genede korkup oynamasak bile nasıl girilmesi gerektiğini merak ettim efendim teşekkürler. Hem ntv nin tekrarıda olmuyor, youtube da videosuda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Ahmet bey,
      Girmeyin!

      Ben borsaya 19 yaşında İstanbul'a İTÜ İşletme Müh. öğrencisi olarak gelince girdim. O zaman ikinci el Renault Megan alabilecek bir para ailem vermiş, kendi paran olsun demişlerdi, babam emekli ikramiyesinin yarısnı vermişti. O para ile girdim.

      Bazen günde iyi bir palto alabilecek kadar para kazanıyordum, borsa yükseliyor, o hisseden bu hisseye atlıyordum.

      1 yıl içinde çöktü, paramın yarısından fazlası gitmişti. Korkudan çıktım, kısa dönemli yükselişleri yakalayamadım. O arada 50-60 tane borsa kitabı okumuştum. Para olunca değerlendirmek için bu ekonomi nedir diye İşletme derslerinin de ekonomi, Türkiye Ekonomisi, Mikro, Makro ve Uluslar arası Ticaret konularına hızlı giriş için motivasyon oldu. Hatta EGHOL hisselerim vardı, paramın 4te 1i idi, işleme kapatıldı, hala işleme kapalı.

      Borsa hiç bir kitapta yazmaz, Mahfi hocam gibi ekonomistlerin işi değildir. Kimse borsadan nasıl para kazanılacağını anlatmaz.

      21 yaşında borsanın ne olduğunu ve nasıl yatırım yapmak gerektiğini, büyüklerin nasıl oyun kurduklarını, bıyıklı yabancıları, hissenin %50 sinden fazlasına sahip olmanın önemini vs öğrenmiştim.

      Ben para kaybettikten bir süre sonra, 2001 krizi çıktı, dolar çok yükseldi, borsa çöktü, hiç unutamam, fırsat zamanı geldi demiştim, 1675TL den Garanti Bankası hissesi aldım. Ben aldıktan sonra 1575TL ye kadar düştü, umursamadım. Ben çıktığımda Garanti hisseleri 5200TL filan olmuştu. Aradaki al sat ile paramı 8 katına çıkarmıştım.

      Ben artık Amerika da yaşıyorum, buradan maaşın artanına hisse alıyorum, satıyorum. Şimdi Türkiye borsasına gir deseler girmem. Her iş gibi ciddi bir zaman ve emek vermeniz lazım, hayatınızı kazandığınız, ailenizi geçindirdiğiniz para ile girmemek lazım, ekmeğinizi kazandığınız meslek için sahip olduğunuz, bilgilerin borsa için gerekli bilgiler ile birbirini tamamlaması lazım, aksi durumda ciddi bir mesai ile bu bilgileri toplamanız ve özümsemeniz lazım.

      Sil
  32. Hocam yabancı yatırımcı ülkeden çıkmak istediğinde bankaya tl verip döviz alıyor peki banka bu tür durumlarda mutlaka MB'den döviz istiyor mu yada MB döviz rezervim azalmasın diye bankalara döviz vermeyebilir mi?

    YanıtlaSil
  33. Erbakan döneminde uyglanan havuz sistemi (hatırladığım kadarıyla):

    (1) devlet maliyesini mahvetmişti.
    (2) kamu kurum ve işletmelerini mahvetmişti.

    Enkazını sonraki iktidarlar senelerce toplayamamıştı, belki onyılı aşkın. Allah akıl fikir versin.

    --- Erbakan Dönemi ---

    (1) Kurum ve işletme gelirini havuza atıyor. Başta merak etme bunun kaydını izini tutarız
    deniyor. Nerede, üç güne kalmadan herşey o havuzda çorba, hesap mesap tutamazsın.

    (2) Kurum ve işletmenin kasası kalmıyor, muhasebe yap yapabilirsen (bilanço, gelir-gider).

    (3) İyi işleyen kurumla, kötü işleyen kurum arasında rekabet ve fark kalmıyor. Politikayı iyi
    yapan havuzdan istediği parayı götürüyor. İyi çalışan da enayi miyim moduna girince. Ben
    çalışayım, kazanıp havuza para atayım, başkaları yesin, yatırım planlarım için para lazım
    olduğunda ya havuza gittiğimde a kusura bakma para kalmadı, işin yoksa kendi paranı almak
    için koştur siyasilerin peşinde, bir de iş yapacaksın diye kötü ol.

    (4) Verimlilik kalmıyor, havuzdaki paranın nereye gittiği, çarçur olduğu belli değil, ihtiyacım
    var diye, gücü olan çekiyor. Kimse de kendi hesabını kitabını bilmiyor.

    Bir süre sonra kimse de bütçe mütçe de kalmayınca, gelir getiren başarılı işletmelerde dağılıyor,
    havuzdaki para da suyunu çekince, herkes sağ selamet. Devlet bütçesi iflas.

    Erbakan döneminde olanlar. Unutkan, balık hafızalı bir ulusuz. Bir delinin kuyuya taş misali,
    sonra yıllarca uğraştılar bunun enkazını kaldırıp işletmeleri tekrar düzene oturtmak için.
    Tabii işletmeler bu sürede çalışmaz durumda da kaldı, kasada para yok, havuz yemiş gitmiş.

    --- --- ---

    Bugün havuzu getirmek istemekteki amacı bilmiyorum?

    Erbakan dönemindeki amaç KİT'lerdeki verimliliği arttırmak hesabıydı. Gelir zengini KİT, gelir
    fakiri KİT'le zenginliğini paylaşırsa gelir fakiri KİT yapmak istediği yatırım projeleri için
    para bulacaktı, böylece belki de zengin KİT'in parası bankada duracağına iş yapacaktı, ilk
    hesapta.

    Niyetin iyi olması işi kurtarmıyor, ne yazık ki...

    Bu tür zihni fikir projeler ilk bakışta zekice ve hoş gelse de akla ziyan durumlara da gebe işler
    aynı zamanda. İşleri düzgün, doğru yolundan yapmak lazım.

    Dünyadaki iktisadi düzen insanlık tarihi boyunca kuruldu. Sistemde kalınmalı (dileğim). Uyarmakta
    fayda var. En azından anımsatılırsa belki aynı hatalar yapılmaz (umarım).

    YanıtlaSil
  34. Kişisel görüşüm:

    Sahip olduğun bir işletmeden (A) başka bir işletmeye (B) sermaye aktarmanın
    doğru yolu:

    - A işletmesinin gelirini alıp B işletmesine (havuz sistemi) aktarmak değil.
    - A işletmesinin karını alıp (temetnü) B işletmesinin sermayesine eklemek.

    Sonuçta bu işletme işleri planla, programla yürüyen işler. Bir günde zırt
    paraya ihtiyaç oldu denmez.

    B işletmesini, A'ya muhtaç olmadan desteklemenin başka yolları da var tabii.
    Devlet bütçesini kullanırsın, B kredi kullanır, tahvil çıkarır, hisse satar,
    hazine borçlanması ile geçici kaynak sağlanır, ek vergi konur, vs.

    Bunların hepsi legal düzen ve muhasebesi olan işler.

    Gelirini aldım aktardım (ben yaptım oldu) işleri bana biraz abes ve akıl
    almaz geliyor açıkca. Kişisel düşünce ve yorumum (naçizane).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakan bey çok doğru yazdığınız, size katılıyorum.
      Bir de 1304 te yazdığınız yorumun 3. maddesi vurucu madde bana göre.

      Bir maliye uzmanı olarak Mahfi Hocamın bu 3. madde hakkındaki düşüncesini öğrenmek isterim.
      Merkezi kontrol demek, merkezin önem verdiği konulara paranın gitmesi, yerel sorunların artması demektir.

      Sil
    2. Ufak bir düzeltme: kar derken şirketin yıllık karı da olabilir, ama genel anlamda temetnüleştirilebilir tüm şirket sermayesine dahil varlıklarını kapsamıştım (belirtmeyi unutmuşum). Şirketler arası herhangi bir sermaye aktarımında (politikaya bağlı) bir sakınca görmüyorum.

      Kafamda sıkıntı yaratan konu şirketlerin gelir ve nakti varlıklarının ellerinden alınması. Ve yaratabileceği diğer belirttiğim konular (finans, muhasebe, yönetim, işleyiş ve operasyonel sıkıntılar, değerlendirme ve denetim güçlüğü, vs.).

      B için artı olası gelir kaynakları küçülme, maliyetlerin azaltılması, varlık satışı (varsa), operasyonel verimlilik, özkaynak verimliliğini arttırma, yatırımların ertelenmesi, otomasyon, borç ertelemesi/yapılandır gibi başka bir sürü şey de olabilir.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!