Kitap Değerlendirmeleri
Bayram Akarsu, Eleştirel
Düşünme Sanatı, Cinius Yayınları, 2018
Ohio Devlet Üniversitesi profesörlerinden
Dr. Bayram Akarsu, düşünmeyi beyinde ortaya çıkan bir kimyasal reaksiyon, bir
elektriksel etkileşim olarak ortaya koyuyor. Düşünme, bir konuya odaklanma ile
başlayan ve ilişkilendirme ile biten bir eylemdir. Düşünme, insanın her gün onlarca
kez tekrarladığı yaptığı bir faaliyet. Asıl sorun eleştirel düşünceye sahip
olabilmekte. Akarsu, insanların bu beceriyi elde etmesinin zor olduğunu, bu
beceriye ulaştıklarında doğru kararlar alabileceğini ve dolaysıyla daha mutlu
olacaklarını vurguluyor. O nedenle de eleştirel düşünmeyi sanat olarak niteliyor.
Profesör Akarsu, kitabında homo sapiens dışındaki insan türlerinin soylarının
tükenmesini zihinsel becerilerini yeterince kullanamamasına bağlıyor. Bu önemli
kitabı okumanızı öneriyorum.
Murat Birdal, Bir Krizin
Anatomisi, Kor Yayınları, 2018
Murat Birdal, bu önemli
kitabında, küresel krizin nasıl ortaya çıktığını, hangi nedenlerle büyüdüğünü
ve nerelere vardığını ele alıp inceliyor. Krizin oluşumunu ele alıp irdelerken
Keynesyen ve Marksist yaklaşımların görüşleriyle değerlendirmelere tabi tutarak
krize farklı bakış açısıyla bakma olanağı sağlıyor. Kitap, lale balonundan
modern zamanların balonlarına kadar bir dizi balonu da ele alıp kısaca analize
tabi tutuyor. Kitaptan önemli bir alıntı yapmak istiyorum: “(Adam) Smith’in
analizindeki temel sorun, ekonomik güç ile siyasi iktidar arasındaki güçlü
ilişkiyi görmezden gelmesiydi. Oysa ki rekabeti koruyacağı varsayılan devlet ve
adalet sistemi hızla büyüyen ve tekelci hegemonyasını geliştirmeyi amaçlayan
sermaye tarafından belirlenmekteydi.” Birdal, bir anlamda, krizin çıkmasına
neden olanlardan adaletli bir çözüm beklemenin anlamsızlığını vurgulamış
oluyor. Küresel kriz üzerine yazılmış kitaplar arasında en beğendiğim
kitaplardan birisi olan bu kitabı mutlaka okuyun derim.
Şevket Sürek, Savrulanlar
(Roman), Karaf Yayınları, 2018
Şevket Sürek, hem iş dünyasında
bulunmuş hem de yazar olarak yıllardır birçok önemli yazı ve kitap yazmış bir isim.
2001 Türkiye krizini her yönüyle, bürokrasi tarafını görerek, iş dünyasının
içinde bulunarak, yazar olarak notlar tutup görüşlerini yazarak yaşamış. Zaman
zaman konuşup tartıştığımızda bana bu krizi bir roman halinde yazmakta olduğunu
söylemişti. Sonra kitabın ilk halini benimle elektronik ortamda paylaştı. Krizi
gün gün yaşadığım için bir solukta okudum ve çok beğendim. Krizin bilmediğim
yansımalarını da böylece öğrenmiş oldum. Kitabın basılı halini bir kez daha
hızla gözden geçirdim ve ilk okuduğumdan da daha çok beğendim. Bazı
bölümlerinde kahkahalarla güldüm, bazı bölümlerinde kalbim sıkıştı, bazı
bölümlerinde uzun uzun düşündüm. Kitap, adeta “güleriz ağlanacak halimize”
deyiminin romanı gibi. Roman olduğu için çok kolay ve keyifle okunuyor. Okumanızı
öneriyorum
Hatime Kamilçelebi, Beklenen
Fayda ve Deneyimlenen Fayda Ekin Yayınları, 2018
Kırklareli Üniversitesi öğretim
üyesi Dr. Hatime Kamilçelebi, davranışsal ekonomi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Bu blogda daha önce de çeviri editörlüğünü yaptığı bir kitabı değerlendirmiştim
(http://www.mahfiegilmez.com/2017/02/kitaplar-ve-bir-tv-dizisi.html.) Bu kitabında, insanların rasyonel tercihler yapıp yapmadıkları ve doğru karar
alıp almadıklarını irdeliyor. Kamilçelebi beklenen fayda ve deneyimlenen fayda
kavramlarıyla yola çıkıyor, teorileri açıklıyor, çelişkileri ortaya koyuyor ve
bir takım uygulamalı örnekleri irdeliyor. Maaş artışı örneğinden giderek
beklenen ve deneyimlenen faydalar arasındaki farkı ortaya çıkarmayı deniyor. Kitabı,
ekonomiyle ilgilenen ve özellikle de neoklasik ekonominin eksiklerini,
hatalarını ortaya koyarak yeni bir açılım yaratmaya çabalayan davranışsal
ekonomiyle ilgilenen herkese tavsiye ediyorum.
bahara güzel bir başlangiç olacak bu değerlendirilen kitaplar
YanıtlaSilBayram Akarsunun kitabi analitik düşünmemize yardımcı olur mu
YanıtlaSilKesinlikle
Silmerhaba daha once önerdiğiniz Tevfik Güran, İktisat Tarihi kitabi analiz yeteginimizi arttirir mi
YanıtlaSilAnaliz yeteneğinden çok bilgi artırıcı bir kitap.
SilHocam bir ülkeye yabancı fon girişi her halükarda para arzını artırır mı?
YanıtlaSilArtırır. Çünkü giren döviz karşılığında TL çıkar piyasaya.
SilMerkez bankası belirli durumlarda sterilizasyon politikasıyla para arzını düşürülebilir . Tl likiditesini kısmak için faiz artırabilir , kredi büyümesini kontrol altına alabilmek için BDDK ile işbirliği içinde munzam karşılık oranlarını yükseltebilir .
Silulkeye yabanci fon girisini okuyunca ilk aklima gelen diger yazilarinizda sikça bahsettiginiz cari acik. giren fonlarla acigi finanse ediyoruz. peki giren para tl'ye dönüyorsa acigi nasil finanse ediyoruz? finanse etmek icin dolar ya da euro'ya orijinal halleriyle ihtiyacimiz yok mu?
SilÇok teşekkür ederiz hocam.
YanıtlaSilRica ederim.
SilHocam Murat birdalla tanışıklığınız var mı?
YanıtlaSilHayır kendisini tanımıyorum, ilk kez bir kitabını okudum.
SilHocam iktisat metodolojisi konusunda hangi kitabı okumalıyız?
SilKitaptan çok hocaları tanıyıp tanımadığınız sorulmuş. Çok ilginç.
SilMerhaba Mahfi bey,
YanıtlaSilÖnümüzdeki hafta içinde, saat 18.00'den sonra müsait olduğunuz bir günü aşağıya yazar mısınız?
Sizi kaçıracağız.
Boş bir depoya götüreceğiz.
Bir sandalyeye ellerinizi ve ayaklarınızı bağlayacağız.
Siyasete girmeniz için size bir belge sunacağız, imzalamanızı isteyeceğiz.
Eğer imzalamazsanız, size işkence yapacağız.
Eğer işkenceye rağmen imzalamazsanız, 24 saat boyunca, yüksek sesle, size Chopin dinleteceğiz.
Cevabınızı bekliyoruz.
Saygılarımızla,
24 saat Chopin dinlemek benim için işkence değil ödül olur, sağ olun. Ama ne derseniz deyin benim siyasette işim olmaz.
SilLafı hiç dolandırmadan, açık açık soruyorum:
YanıtlaSilGeçen günlerde cumhurbaşkanı, 'Din, güncellenmeli' dedi biliyorsunuz.
Karşı çıkan da, çıkmayan da, şamataya katıldı, halen devam ediyor.
'Bakın, biz, sizin sandığınız kadar katı muhafazakar bir siyasi parti değiliz.' mesajı verilmek isteniyor olabilir mi?
'Din, güncellenmeli' demek bile, bir erken seçimin yaklaştığına ve bunun için oy devşirme çalışmalarına başlandığına işaret olabilir mi?
Bunu muhalefet partilerinden biri deseydi ne derdi kendisi? Siyaset insanlığın yüz karası. Mahfi hoca bu tarz siyasete her zaman karşıdır.
SilReza zarrab davasi ABD ile gorusulen ve menbic ve firatin dogusu icin anlastik denilen yani taviz verilen konular arasinda kalacak. Reza zarrab davasindan ceza gelince turkiye secim icin haziriz halk bizim arkamizda denilmek icin 2007 cumhurbaskanliginda oldugu gibi secimi erkene alip secime gidilmesi bekleniyor bu senrya degil hukumet erken secim icin altyapisini olusturmus ABD bizi istemiyor cunku guclu turkiye istemiyor soylentileri yapilacak ve secime milli ittifakin yaninda olmayan herkes bu suca ortak denilecek. Kafasi karisik ve surekli karistirilan halk partilerin ikiye yarilmasiyla % 50 + 1 icin pozisyon almaya itilmesinin sebebide suan bu yoksa secime cok uzun zaman oldugu halde birileri birilerinin kucagina atilmak isteniyor. Hukumetin istedigi secimde HDP ile CHP nin ittifak yapmasi bu aslinda hukumet istedigi zorladigi bir ittifak sonrada bakin CHP kimlerle is tutuyor goruyorsunuz denilecek.
Sil1 ay sonra belli olur muhtemelen
Hiç "İslam ekonomisi" ile ilgili kitap önerisi yapmıyorsunuz.
YanıtlaSil"İslam ekonomisi"ni görmezden gelmenizin sebebi ne?
http://www.mahfiegilmez.com/2017/09/okudugum-kitaplar-uzerin-yorumlar.html
Sil"İslâm ekonomisi" diye bir şey olmamasıdır belki....
SilHocam biliyorsunuz faiz ekonomi için belki de en önemli birkaç aktörden biridir. Serbest piyasa ekonomisine geçtiğimizden beri teorik olarak herşey piyasada belirleniyor lakin bu başıboşluk ciddi sıkıntılara neden oluyor. Sorum şu bankalar mevduat faizlerini ya da kredi faizleri ya da kredi kartı faizlerini belirleme yetkisine sahip. Lakin serbest piyasa kurallarına belki de yukarıdaki nedenden dolayı tcmb tarafından bir müdahale yapılıyor ve azami mevduat azami kredi kart faiz oranları belirleniyor. Bankalar da isterse azami faiz oranına ya da ona yakın bir oranla fiyatlama yaparak müşterilerine çeşitli ürünler sunuyor. Bu teoriye uymamasına rağmen tüketiciyi korumak için gerekli bir argüman belki de. Peki bankalar ya da diğer büyük şirketler kendilerine yasal düzlemde verilen sınırları son limitlerine kadar kullansalar yine teorik olarak birlikte hareket edip tekel oluşturmuş olmazlar mı? Şimdi devlet burada ne yapmalı? yasal çerçeve açısından bakarsak evet yasalara uygun, tüketiciler açısından bakarsak mağduriyet sözkonusu. Şimdi devlet bunlara tekel oluşturma suçundan ceza kesebilir mi?
YanıtlaSilİlginç konular. Piyasa ekonomisi koşulları tam olarak uygulanacak olsa MB'nin piyasada oluşacak faize hiç karışmaması, hatta bankaları fonlamakta kullanacağı faizi de piyasadakine göre belirlemesi lazım. Ama bildiğiniz gibi ne kadar serbest de dense piyasa modeli müdahaleli uygulanıyor. Öyle olunca da karşı tarafta oluşan hareketlere karışmak mümkün olamıyor.
SilHocam bu Bayram Akarsu feto muhabbetinden gorevden atilan akademisyen mi?
YanıtlaSilHiçbir bilgim yok. Kendisini tanımıyorum. Kitabın bu konularla herhangi bir ilgisi yok. Tamamen mantık ve analiz üzerine kurulu bir kitap.
Silfeto "muhabbetinden" 10 bin akademisyen atıldı... 6.000'e yakını tıpçı...
SilAdsiz 11 Mart 2018 00:42
SilTanimadiginiz basarili akademisyenlere iftira atmak hic yakisik degil.
Sherlock Holmes'un maceralarında, Shakespeare'in adı ve eserlerinden altınlar bizzat Holmes tarafından söyleniyor mu? Böyle bölümler var mı kitaplarda?
YanıtlaSilSherlock Holmes'in bütün öykülerini okumadım ama çoğunu okudum. Okuduklarımda bu tür alıntılara rastlamadım.
SilMahfi Hocam merhabalar;
YanıtlaSilEğer bir ekonomide genişletici para politikası koşulları geçerliyken bu politikanın bütün varsayımlarının geçerli olduğunu düşünürsek yatırımın artmasıyla üretimsel büyümenin gerçekleşmesi gerekir. Ya yatırımlar gerçekleşmezse? Ekonomide hangi faktörler ve oyuncular söz konusu olur? Gelişmişlik / az gelişmişlikle alakası var mıdır? Ve bu ekonomide kur yukarıya çıkıyorsa ödemeler dengesi hakkında ne söyleyebiliriz?
Bazen yeni yatırım olmadan da üretim artabilir. Örneğin ekonominin kapasite kullanım oranı yüzde 70'den 80'e çıkmışsa (ki bu Türkiye'de son bir kaç yılda oldu) üretim artar. Ekonomide kur artıyorsa yani yerel para değer kaybediyorsa ihracat (normal koşullarda) artar ve ithalat düşer. Ama eğer üretim ve ihracat, ithalata bağımlıysa o zaman ithalat ta artar (Türkiye'de olan budur.)
Sil"Ama eğer üretim ve ihracat, ithalata bağımlıysa o zaman ithalat ta artar"
Sil"İthal etmek" eylemine vurgu yapmak istediğiniz için "ta"yı ayrı yazarken yumuşamaya uğratarak "da" şeklinde yazmanız gerekir. Beyin kontrol ettiğinde, dilbilgisi kuralına aykırı gibi geliyor ama değil.
Bitişik yazmanız gerekseydi: "ithalatta" olurdu.
Ayrı yazmanız gerektiği için: "ithalat da" olmalı. (Sesli okurken, "d" harfini söylemek zorunda değilsiniz; "t" ile söyleyebilirsiniz.)
Doğru yazım şekilleri yukarıdaki gibidir.
Saygılarımla, iyi pazarlar...
Adsız11 Mart 2018 15:59 : Ne tür bir işsiz yazar bunları anlamış değilim. Odaklanman ız gereken yer imla kuralları değil. Sanırım Mahfi Hocam anlatırken siz yazdıklarını üstünkörü okuyup, yazı puntosunu veya harfleri incelemişsiniz.
SilSayın Adsız'a (03:10),
Sil"Odaklanman ız gereken yer imla kuralları değil."
"Odaklanman ız" kelimesinde "ız" ayrı yazılmaz, bitişik yazılır. "Odaklanmanız" olmalıdır.
Mahfi Bey'in cümlesinde, herhangi bir "punto" incelemesi yapılmamıştır. Sadece, "ta" yerine "da" yazılması gerektiği belirtilmiştir.
Türkiye'de ihracatın ithalatı karşılama oranının gittikçe düşmesinin 4 (dört) temel sebebi vardır:
(1) Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın yüksek seyir izlemesi.
(2) Hammadde, yarı-işlenmiş mal, sermaye malı vb.'lerini ithal ederek, Türkiye’de bu malları işleyip yeniden yurtdışına ihraç eden şirketlerin maliyetinin, Dolar/TL kurundaki yüksek dalgalanma nedeniyle artması.
(3) Türkiye’de, yüksek teknolojiyle yine yüksek teknoloji içeren mal üretme konusunda gerekli adımları yavaş atan sektörlerin, diğer ülkelerdeki şirketlerle girdiği rekabette zayıf kalması. Bunun sonucunda, Türk şirketlerinin, ihraç pazarlarını ellerinden kaybetmeye başlaması, yeni ihraç pazarları bulmakta zorlanması.
(4) Türkiye'de, eğitim reformunun yapılMAması, yargı bağımsızlığının zedelenmesi, medyanın tekelleşmesi, "tek adam rejimi" algısının yurtdışında yüksek seyir izlemesi. Türkiye'deki bu sosyal ve siyasi tıkanıklıkların, yurtdışındaki şirketlerin ve müşterilerin satın alma iştahını söndürmesi, Türk şirketleriyle iş yapma hevesini kırması.
"G.T.İ.P."in ne demek olduğunu bilmeyenler,
"FOB" ile "CIF" arasındaki farkların neler olduğunu bilmeyenler,
"Incoterms 2020" hedefleri kapsamında ne tür güncellemeler yapılacak, bu konuda bilgi sahibi olmayanlar,
birileri bu sitedeki kelimelerin yazımını düzelttiğinde, onlara eleştiri yöneltirken dikkatli olmalıdır.
Saygılarımla,
Hocam yatırım için kredi talebi iktisatta para talebi olarak kabul ediliyor mu?
YanıtlaSilMesela klasikler faiz para talebini etkilemez diyor. Ama borç verilebilir fonlar piyasasında faiz yatırımı yani yatırım için para talebini etkiliyor. Yoksa yatırım için para talep etmek para talebi olarak adlandırılmıyor mu?
Teorik olarak para talebi para arzına eşittir. Dolayısıyla kredi talebi eğer para arzını artırıyorsa o zaman para talebi de artar.
Silİyi günler hocam, öncelikle makaleleriniz için teşekkürler uzun bir süredir makalelerinizden faydalandım. Ekonomi alanında bize çok yardımcı oldunuz. Ben şimdi Yahya Sezai Tezel'in Cumhuriyet Döneminin İktisat Tarihini okuyorum . Bu bittikten sonra günümüze kadar ki iktisat politikalarına ilişkin kitapları okuyacağım . Bu kitaplar dışında Demokrat Parti dönemi ekonomi politikalarına ilişkin kitap önerisi söyler misin? Teşekkürler .
YanıtlaSilhttp://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/1669/17814.pdf
SilTeşekkürler Hocam .
SilHocam konumuzla ilgisi yok ama bi sorum olacak bi yazınızda yorumlar kısmında Amerika bol para bastığından ötürü enflasyondan korkuyor ve bu nedenle faiz artışına gidiyor demiştiniz. Bunu biraz açabilir misiniz. Saygılar hocam
YanıtlaSilBir yerde bir mal bollaşırsa fiyatı yani değeri düşer. Para da bir maldır. Para bollaşırsa değeri düşer yani enflasyon olur. İşte FED o nedenle bir yandan parayı geri çekerek bir yadan da faizi artırarak paranın değer kaybetmesini ve hedeften öteye (% 2) bir enflasyon oluşmasını önlemeye çalışıyor.
SilHocam teşekkür ederim.
SilBu bollaşmanin yurt icinde veya disinda olmasi fark eder mi? Farazi olarak soruyorum, Amerika para basip bu parayi yurt icinde degil de yurt disina gonderip ornegin tum borclarini kapatmak icin kullanirsa parasinin degeri yine duser mi?
SilHocam ,TCMB 1980 sonrası para politikaları ile ilgili kitap önerebilir misiniz?
YanıtlaSilhttp://adudspace.adu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11607/335/TEZ%20TAM%20MET%C4%B0N.pdf?sequence=3&isAllowed=y
SilSize bir fotoğraf gönderiyorum. (Link, virüslü değil.)
YanıtlaSilÜstte: Trablusgarp Savaşı sırasında, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını gösteren fotoğraf.
Altta: Afrin operasyonu sırasında, mehmetçiğin çektirdiği fotoğraf.
106 yıl sonra, dizilimin, pozun aynı olması, bağımsızlık mücadelesinden vazgeçilmediğine kanıttır bu fotoğraf:
https://i.hizliresim.com/3EJDJr.jpg
DAİMA: MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ!
Mehmetçik diyorsun da, üniformalarında TSK'ya ait bir amblem, çıkartma, rütbe göremedim ben. Sakallarının traşlı olmaması da bir başka gözlem. Bilmiyorum ama sadece tahmin ediyorum; büyük ihtimalle (azınlık) TSK askeriyle (çoğunluk) ÖSO paramiliter güçlerinin birlikte olduğu bir fotoğraf bu. ÖSO'nun ılımlı muhalefet diye yansıtılmaya çalışılan ama aslında cihatçı ve parayı bastıkları anda İŞİD, NUSRA örgütlerine geçtikleri herkes tarafından bilinen bir grup. Afrin operasyonu ise bağımsızlık mücadelesiyle yakından uzaktan alakası olmayan bir operasyon. Suriye'de cihatçı grupları para ve silah olarak destekleyerek resmi hükümeti yıkmaya çalışacaksınız, Suriye'nin bölünmesine sebep olacaksınız, 900 km'lik sınırımız pkk-pyd oldu diye sadece afrin&el bab'a operasyon yaparak ama Fırat nehrinin doğusuna hiçbir şekilde müdahale edemeyeceksiniz ve bunu içeriye bağımsızlık mücadelesi diye yutturmaya çalışacaksınız. Buna kimse inanmaz. Oradaki teröristleri gerçekten temizlemek istiyorsanız ve Suriyenin toprak bütünlüğüne saygı gösterip bölünmesinin önüne geçmek istiyorsanız, o zaman Suriye resmi hükümetiyle anlaşma yaparsınız ve birlikte askeri müdahale ile tüm sınırımızı teröristlerden temizlersiniz.
SilMustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bağımsızlık mücadelesiyle şu andaki afrin operasyonu arasında dağlar kadar fark var.
Atatürk, henüz kurmay iken:
YanıtlaSilFotoğraf 1: Kolağası (Kurmay Yüzbaşı) Mustafa Kemal, Picardie Manevraları'nda Fransız Albay Auguste Edouard Hirschauer'in konuşmasını dinliyor:
https://twitter.com/muradcobanoglu/status/731211713148768257
Fotoğraf 2: Toplu fotoğraf:
https://twitter.com/muradcobanoglu/status/664059244510126080
Fotoğraf 3: Muhtemelen Binbaşı Ali Fethi ile katıldığı Picardie Manevralarından Kolağası Mustafa Kemal (Atatürk), 1910:
https://twitter.com/muradcobanoglu/status/770567852034256896
Hocam, şu anda Emre Alkin&Yalın Alpay'ın Olaylarla Türkiye Ekonomisi kitabını okuyorum fakat kitapta 2001 yılına kadar olan süreç yer alıyor. Son 15 yılıda içeren (politik-teorik) objektif bir türkiye ekonomisi kitabı önere bilir misiniz?
YanıtlaSilHocam iktisat metodolojisi konusunda hangi kitabı okumalıyız?
YanıtlaSilBu notlara bir bakın
Silkisi.deu.edu.tr/userweb/selim.sanlisoy/metodolojidersnotuson(1).ppt
Teşekkür ederim Hocam. kitap önerisi de aklınıza gelirde yazarsanız sevinirim. tez için kaynak göstermem gerekiyor
SilDoçentlik alanlarında davranışsal iktisatın hala yer almaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Yabancılar bu kadar bilimsel çalışma yaparken, Türkiye’nin bu konuda yeni yeni çalışmalarla anılıyor olması bilimsel anlamda üniversitelerin geri kalmışlığını göstermez mi?
YanıtlaSilDoğruya çok uygun olmayan insan tanımı yapan
Silmevcut ekonomi anlayışının değişmesi gerekliliği ayan beyan ortada.Bunu ve ekonomideki en önemli unsur olan "insan"ın daha iyi tanınmasını sağlayarak ekonomi biliminden daha fazla yararlanmamızı sağlayacak bir çalışma alanı. Uluslararası alanda da karşılığını bulmaya başladı daha da devam edecek gözüküyor. Mutlaka bu alanı yakalamamız lazım.
Hocam eskiden devalüasyonları MB mi hükümet mi yapıyordu?
YanıtlaSilGörünürde MB ama gerçekte hükümet.
SilMerhabalar hocam, 1960-1980 dönemi iktisat politikalarını anlatan bir kitap önerir misiniz ? Teşekkürler
YanıtlaSil