Şimdi Ne Olacak?

Aylardır ne olacak, nasıl olacak diye piyasalar üzerinde etkili olan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi geride kaldı. Şimdi sırada siyasette, ekonomide ve finansal piyasalarda büyüyen sorunlar var. Finansal piyasalar yılbaşından bu yana süren seçim odaklanması nedeniyle bir türlü yerli yerine oturamadı. Tekrarlanan seçim ve yapılan açıklamalar sonrasında bir miktar toparlanma yaşamış olmalarına karşın, Borsa İstanbul BIST 100 Endeksi, 26 Mart günü ulaştığı 105 bin noktasından 10 bin puan aşağıda, USD/TL kuru yılbaşındaki 5,27 değerinden 0,49 puan yukarıda, banka faizleri yılbaşındaki düzeylerinin 3 – 4 puan üzerinde bulunuyor. Bu piyasalarda ideal hedefleri belirlemek bazı alanlar için kolay bazıları için zordur. Mesela BIST 100 endeksinin 125 bine ya da 200 bine yükselmesinin kimseye ya da ekonomiye doğrudan bir zararı olmaz. Buna karşılık kur konusu çok hassastır. USD/TL kurunun yükselmesi bir yandan ihracatı teşvik ederken bir yandan da ithal girdi fiyatlarının artmasına yol açtığı için enflasyon üzerinde yükseltici etki yaratır. Faizlerin düşmesi bir yandan üretim maliyetlerinin düşmesine yol açarken bir yandan da kişilerin tasarruf eğilimini düşürerek onları tüketime yönlendirmek suretiyle enflasyonu yükseltici etkiler yaratır.

Aşağıdaki tablo bugün itibariyle elimizdeki siyasal sorunların en önemlilerini ve bu sorunların gelecekteki durumunu alternatifli olarak göstermek amacını güdüyor.

Sorunlar
Sorun Kalkarsa
Sorun Sürerse
Sorun Ağırlaşırsa
S 400 sistemi
+
-
---
D. Akdeniz aramaları
+
-
---
AB İle İlişkiler
+
-
--
ABD ile İlişkiler
++
-
--

Bu sorunların yalnızca Türkiye’nin çabalarıyla çözülmesi mümkün değil. Örneğin S 400’ler konusunda ABD görüşünden vazgeçerse kimsenin ilave bir şey yapmasına gerek kalmadan sorun çözülür. Buna karşılık ABD ısrarından vazgeçmezse Türkiye’nin ABD ve Rusya arasında bir çözüm üretmesi gerekir. Ki bütün tarafları da tatmin edecek böyle bir çözüm üretilmesi çok da kolay görünmüyor.   

Bu sorunların olumlu yönde çözülmesine ekonomi ve siyasal – sosyal alandaki sorunların çözümü katkı yapacağı için onları da bir tabloda gösterelim.

Sorunlar
Sorun Kalkarsa
Sorun Sürerse
Sorun Ağırlaşırsa
Hukukun üstünlüğü
++
--
---
Yargı bağımsızlığı
++
--
---
Erkler ayrımı
++
---
----
Ekonomik reformlar
+++
--
---

Hiç kuşkusuz toplumun sorunları bunlarla bitmiyor. Eğitimin bilimsel temellere dayandırılması, kamu kesiminin aşırı harcamalarının önlenmesi, tarım kesiminin kapsamlı ve ciddi bir reforma tabi tutulması gibi pek çok sorun daha var çözülmesi gereken. Ama burada saydıklarımız hemen başlanıp tamamlanması gerekenler.

Önümüzdeki dönemde piyasaların bu iki tabloda yer alan sorunların çözümlenmesine göre şekilleneceğini söyleyebiliriz.

Yorumlar

  1. Erken Secim olur mu sizce 2020nin ilk 6 ayinda?
    Erken secimin derhal gundeme gelmesi lazim oldugu kanaatindeyim.
    Cunku AKPnin cokuste muhalefet hem cikista hem de lidere sahip
    Erken secimin bu iktidari akarde etmesi bakimindan gerekli olduguna inaniyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye siyasetinde olmaz olmaz.

      Sil
    2. Tam da saymış olduğunuz nedenlerden ötürü erken seçime gidilmez, gitmek sitenmez.

      Sil
  2. Ne yapalım Amerikaya ülkemizi peşkeş mi çekelim ? Hadi şimdi eyvallah desek yarın öbür gün yine istediklerini yaptıramıycaklar mı aynı tehtidlerle ? Brunsonu verdik ne oldu başka istek geldi adamlardan piyasa yine tepetaklak oldu bu devirden sonra herşeye ok diyen bir Türkiye yok birazda kendi çıkarlarımızı gözetelim güçlü bir ülke olmadığımız yıllardır istatisklerle belli bir durum Amerikanın zamanında dünyaya taddırdığı geçiçi zenginliğe alışıp hep öyle devam edeceğiciğimizi düşünmek kesinlikle gerçekçi değil.ABD nin isteklerinden önemli olan şey şu an akdeniz meselesidir bunuda ABD nin yanında değil karşısında durarak lehimize çevirebiliriz yoksa sömürülmeye devam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukukun üstün olduğu bir yerde Amerika'ya karşı duran bir ülke yargılama bitmeden Brunson'ı Amerika'ya verir miydi? Bu nasıl Amerika'ya karşı durmak?

      Sil
    2. 1430, farkında değilsiniz ama sizin geleceğiniz Putin e peşkeş çekildi bile.

      Uçak ve öldürülen Büyük elçinin kan bedeli olarak, S400 ler alınıyor, ayrıca nükleer santral kuruldu. Basına yansıyana göre 23 Milyar Dolar üzerinde bir para Türkiye'den Rusya'ya kaynak olarak aktarılıyor bu projeler ile. Basına yansımayan bir şey varsa bilemeyiz.

      Rusya'ya aktarılan miktar her aile başına yaklaşık 6bin TL yapıyor. Her Türk ailesi cebinden 6 bin TL yi Rusya'ya verdi. Verecek demiyorum, verildi o para.

      Sil
    3. 16:58... 17 yildir cekilen peskesleri hic mi görmedin. Buraya tek tek yazmaya kalksak sigmaz.

      Sen ilk önce 70 milyar dolarlik özellestirme adiyla yapilan peskesin ve toplam 365 milyar Dolar borcun nasil olustugunu sorgula.

      TL ye cevir bak rakami gör.

      Sil
    4. Nasreddin Hoca misali herkes haklı. Peki bu yorumları yapan arkadaşlara 1 soru, eğer son 17 yılda ve özellikle 2007'den sonra gevyeşen para politikaları nedeniyle para bolluğunda köprü, yol, ev, bina yapımı teşvik edileceğine, yurtdışından ithal ettiğimiz aramalların üretilebilmesi için yatırım yapılsaydı bu durumda olur muyduk? Eğer ithal bağımlısı olmasaydık ABD nin CAATSA yaptırımlarını takar mıydık? Rusya'nın baskılarına boyun eğer miydik? Doğu Akdenizdeki hakkımızı aramaya kalktığımızda AB nin tehditlerine boyun eğer miydik? Hep suçlu ABD, AB, Rusya vb. Bizim hiç suçumuz yok değil mi?

      Sil
    5. 16:58 S-400 ve nükleer santral alınarak/kurularak peşkeş mi çekildi ? Zaten bunlara ihtiyaç yoktu diyet ödemek için alındı. Parasını verip bir kenara atacağız!!.Sen bu yorumu yaptığına göre senin dünyadan haberin yok. O yüzden ne desek boşşşşş.

      Sil
    6. Putin'in ozel koruma ordusunun komutanlarinin Turkiye ziyareti bir tesaduf mu sizce? Veya 750 bin Rus polisine Turkiye'de tatile gitme kisitlamasinin gecen hafta Putin tarafindan kaldirilmasi bir tesaduf olabilir mi? Belli ki birileri gonullu olarak Esad'in durumuna dusup Putin tarafindan korunmak istiyor (demek ki kendi askerine guvenmiyor). S-400'ler de bu amacla alinmis olabilir mi?

      Sil
  3. Mahfi bey, sizce iyimser hava yakalanırsa faiz oranlarını düşürmek mi yoksa, Tl nin değerlenmesine olanak sağlamak mı ekonomimizin toparlanmasına daha çok katkı sağlayacaktır, Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyimser havanın nasıl yakalandığına bağlı olarak değişir. Eğer iyimser hava bizim yaptıklarımız sonucu ortaya çıkıyorsa ikisi birden gerçekleşebilir. Önce kur düşer sonra faiz.

      Sil
    2. Hava havadır, iyimseri kötümseri olmaz.
      Hava isteyen hava alır, ister iyimser olsun ister kötümser.

      Sil
    3. Hocam iyimser hava fed den geldiğinde de kur düşüyor. Bu konudaki yorumunuzu da merak ediyorum, bu düşüş kalıcı değil mi?

      Sil
  4. Hocam herzaman olduğu gibi yazınız efsane yalnız ekonomik reformlarını nasıl ve kim yapabilecek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Benimki görüş paylaşmak. Kim yapar kim yapmaz bir şey diyemem. Ama yapmazsak daha çok sıkıntı çekeriz.

      Sil
  5. sorun üretmede üstümüze yoktur. sorunlar ile yaşamayı öğrenmeliyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bizden daha fazla sorunlarla yaşamayı öğrenmiş olan yoktur. Öğrenmemiz gereken şey sorun yaratmadan yaşamak.

      Sil
    2. Hocam müthiş bir tespit sorun yaratmadan yaşamak yıllardır ülke olarak becereemedik malesef.

      Sil
  6. Hocam bu arada mikro ekonomi kitabinizi okuyorum cok hos kitap emekleriniz icin tesekkur ederim

    YanıtlaSil
  7. Hocam iyi gunler. Faizin dusmesi neden tuketimi artirir anlatabilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) düşerse insanlar para tutmanın faiz getirmediğini görürse tüketime yönelirler. Talep, arzdan fazla olursa enflasyon olur.

      Sil
    2. 50 sene oncenin kafasi. Faiz dusuk diye millet gidip sogan, patates alacak.

      Sil
    3. Hangi 50 yıl? Ne soğanı patatesi? Daha 2 - 3 yıl öncesine kadar faizleri düşük tuttukları için millete bir dolu konut satmadılar mı astronomik fiyatlarla? Siz nerede yaşıyorsunuz?

      Sil
    4. 18.51 adsiz bey,
      Eger bir ulkede merkez bankasi belirleyici olan politika faizi o ulkedeki enflasyon rakamindan dusukse o ulkede insanlar yerel paradan kacar mala mulke ithalata yonelir parasi olmayan kredi alip borclanir kredi karti vs ile harcamalarini arttirir.Boyle ortamda mallarin emtialarin dahasi betonun fiyati yukselir bu da faizler yine enflasyonun ardinda kaldigi muddetce insanlarda yine talebi uyandirir. Bir kisir dongu olusur.
      Iste boyle durumda istikrarli ekonomin tek ve yek kosulu fiyat istikraridir. Yani dusuk enflasyon ortami ve ona uygun faiz politikasidir.
      Bu nedenle gelismis ulkeler icin fiyat istikrarinin tanimalndigi yillik enflasyon %1.9-%2.5 arasinda enflasyon oranidir ortalama ve medyan olarak orta nokta olarak %2.2 enflasyon rakami gelismis bir ekonomi icin en ideal enflasyon oranidir yillik bazda.
      Boyle bir yillik enflasyona sahip ve kisa/orta vadede de bu oran cercevesinde enflasyon bekleyen ulkenin merkez bankasinin uygulayacagi faiz bu enflasyonun %0.75-1 puan uzerinde olmalidir.
      diyelim ki A ulkesinde enflasyon %2 merkez bankasinin politika faizi %3 oldugunda boyle bir ekonomide buyume dustugunde enflasyon dustugunde merkez bankasi faiz eliyle indirim yapip mesela enflasyon %1.75 indi faizi de %2.75 ceker belki 2.50ye boylelikle sureci tek basina yonetebilir ya da tersi oldugunde enflasyon yukselip %2.75 oldugunda issizlik dusup maliyetler yukseldiginde ise faizi oranini 3.50ye arttirarak aradaki reel faiz seviyesini yani %0.75-1-1.5luk reel faiz seviyesini koruyarak piyasayi tek basina yonelendirebilir yonelndirebilir.

      Saglikli bir ekonomide reel faizler enflasyonun en az +0.75-1.5 araliginda olmasi lazim ki merkez bankasi piyasayi tek basina yonelendirebilsin.
      Tabii bu rakamlar 20 25 sene once daha yuksekti reel faizler mesela eskiden %3 enflasyona sahip bir gelismis ekonomide merkz bankasi faizleri en az %5.75den baslardi.Suanda dunyanin sartlari daha farkli dijital surecler inovasyon ozellikle gelismis ekonomilerde talep doygunlugu ve demografik degisimler genc nufusun azligi dolayisiyla gecmise oranla reel faizler daha dusuk.Merkez bankasi faiz oranlari enflasyonun bile altinda seyrediyor.
      Ancak biz ve bizim gibi gelismekte olan ekonomilerde boyle bir durum soz konusu degil.Dahasi yapisal sorunlarimiz var cari acik gibi kronik enflasyon siaysal riskler gibi...
      Illa Turkiyeden ornek verirsek enflasyonun %8 oldugu donemlerde merkez bankasi politika faizini %13-14lerde tutsaydi enflasyon %4lere inene kadar da aradaki reel faizi korusaydi net durus koysaydi enflasyon %4lik hedefi yakalayip bu %4lik rakamda istikrar kazansaydi merkez bankasi da ona gore reel faiz seviyesini daha dusuk seviyede koruyacakti belki %2lik bir payi koruyup %6lik politika faizine sahip olacakti.
      Boyle bir durumda ise eli daha rahat olup enflasyon az biraz yukseldiginde politka faizini 6.25 enflasyon dustugunde issizlik yukseldiginde ise belki politika faizini %5lere cekecekti.
      Ancak biz ne yaptik enflasyon %8lerdeyken ortalama faizi 7.50lerde tuttuk boyle olunca da ev fiyatlari hem demografik nedenler hem de kredi faizlerinden dolayi yukseldi elimizdeki sermayeyi betona gomduk uretime tarima degil cunku ranttan para kazanmak daha hizli kolay ve fiyakaliydi.

      Sil
    5. Adsiz 20:42, bunu Keynes de soylemis. Soylemis soylemesine de 100 sene once soylemis. 100 sene once altin standarti varken, para piyasalari bu kadar akiskan degilken kullanilan teorilerin gunumuzun para piyasalari ve makro ekonomik ortami icin bire bire uymasini nasil beklersiniz?

      Ben size baska bir senaryo soyleyim. Faizleri dusurursunuz, bu dolar kurunu arttirir, bu da tuketimi dusurur cunku tuketim profiliniz ithalata dayalidir. Nerede tuketimin artmasi? Ederi 100 lira olan arabaya 0% faiz verseniz gene de kimse 500 lira vermez.

      Ya da faizleri yukseltirsiniz, yabanci sicak para ile paraniz cok degerlenir, tuketiminiz artar. Olur mu oyle sey derseniz 2002-2010 yillarini inceleyin. Basinizdakilerin 'degerli TL namusumuzdur' dedigi yillari.

      Artik yatirim yapmak icin insanlarin istemediginiz kadar alternatifi var. 50 sene oncesi gibi kapali ekonomide 2-3 alternatiften birini secmiyorlar. Bilgisayarlarinin basinda 7 kitadan ulkenin parasina yatirim yapabiliyorlar. Faizi dusururseniz, paralarini dolara cevirip Fed faiziniden 'faydalaniyor'. Ya da teknoloji sayesinde oturdugu yerden altin degerli maden alabiliyor.

      Yani faizi yukselt, kaldir, artik pek islemiyor. Bunu kanun gibi sunanlarin da amaci farkli ben size soyleyim. Cunku bu anlattiklarimin fersah fersah fazlarini biliyorlar zaten.

      Aksini iddia etmeden once 0% faiz ile ABD'de neden enflasyon olmadigini, 'ama orasi ABD' demeden aciklamaniz gerekir. Eger teorileriniz, ABD'de Paua Yeni Gine'de, Foroe Adalarinda farkli isliyorsa, ona teori felan denemez. Kusura bakmayin bilimsellik boyle bir sey.

      Ilk kez yeni bir ev almak da ekonomik acidan tuketim degil tasarruf anlamina gelir. Bunu da not olarak belirteyim.

      Sil
    6. Üretim olmadan ithalat gibi kolay yoldan ihtiyaçları karşılarsak merkez bankasının toto oynamasıyla ekonomiyi düzelteceğimizi zannederiz.

      Sil
    7. Adsız27 Haziran 2019 11:21
      aslında doğru haklısınız...

      Sil
  8. daha çekeçeğimiz var demek yol çok uzun gittikçe karmaşıklaşmakta demokrasi ve hukuk temel ilkelerinden hızla uzaklaşmaktayız

    YanıtlaSil
  9. S-400 füzelerini müzeye koyalım. Amerikaya sergi amacıyla getirdik diyelim. Çaktırmadan müzenin çatısını otomatik açılır kapanır yapalım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunalar aslinda cami minaresi diye yutturmak daha ucuz olabilir, eger yerlerse. HARM fuzesi diye birsey duydun mu? Bunlarin amaci fuze sistemi radarlarini bulup yok etmek (anti radar missile). S400'un en buyuk ozelligi mobil olmasi. Mobil olmadiktan sonra S400'un bir ozelligi kalmaz, bir HARM fuzesina bakar is.

      Sil
    2. HAARM.
      Ayrıca, hiç bir "füze sistemi, o kadar da mobil" değildir; omuzdan atılanlar var ama onlar da "füze sistemi değil. Bilgiyi zenginleştirmek için yazdım. 😶

      Sil
  10. Ben bildim bileli bu yazar çizer takımı ne derse tersi olur.

    S400 ler gelirse dolar uçar diyorlar, S400 Türkiye'ye gelsin,
    Dolar 5 liranın altına inmezse ben de hiç bişi bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen hiçbişi bilmiyo olabilirsin 😁

      Sil
    2. Zaten hiç bir şey bilmiyorsunuz. Bildiğinizi sandıklarınızı da yalan yanlış biliyorsunuz.

      Sil
    3. Unknown 19:05 e katılıyorum 😄😄😄

      Sil
  11. Hocam bir yıldır yazdığınız sorunlar var, bizim millet ekonominin ateşini dolardan ölçer,
    Dolar düşük ise ki öyle, sorun yoktur.

    Bizim milletin cebine dokunmadığında kılını kıpırdatmaz.

    Bakın seçim oldu kazandık diye sevinenlere,
    Pazar akşamı sevinenlerin hepsi ama hepsi Ak parti politikalarını maddi güçleri ile destekleyen kişiler. Ak partili mütahitlere arsa ve evlerini verip kat, daire karşılığı büyük binalar alan kişiler, Ak partili mütahitlerin yaptığı ultra lüks pahalı evlere oturan tipler, dahası, ak parti genel müdürünün siyasette önünü açan insanlar onlar.

    CHP ve Baykal olmasa, ülke siyasetine giremeyecek çapta kişiler, bugün ülkenin kaderini belirliyor.

    Şimdi seviniyorlar Ekrem seçildi diye, bunlar mama dan anlar mama. Bunlara mama vereceksin.

    Ne olur ben yazayım,

    Recep Tayyip dış dünya ile sorunları çözer, IMF nin önünü açar, ekonomik düzenlemeler yapılır, bazı ekonomik sıkıntıların çözümü için halk fakirliği biraz daha hisseder, millet çare diye Ekrem'i görür, Tayyip Ekrem ile anlaşır emekliliğine çekilir.

    Ekrem gelir, IMF gelir, para gelir, millet rahatlar, göbek atar, sonra o para daha fazlası ile çıkar.
    Çıkarken de Ekrem tu kaka olur.

    Güzel bir yazı yazmışsınız elinize sağlık.

    İlk tablonuzdaki sorunlar çözülür, kolay, o sorunlar çözülünce IMF parası gelir.

    İkinci tablonuzdaki sorunları Ekrem de çözmez, kalan sanayi de ucuz TL ile yabancı sermayeye geçer, TL değerlenir, o firmalara pazar açılmış olur, sonra kar transferleri ve yeni yatırımlar yapmak gerektiğinde, TL değeri düşer, Ekrem gider, başkası gelir. Biz yine fakirliğimiz ile başbaşa kalırız.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de boyle saygisiz tipler var.

      Sil
    2. Saygisiz mi bilemem ama yazdiklari cok da mantiksiz gozukmuyor. Bence gerceklesmesi kuvvetle muhtemel.

      Sil
    3. doğru bu işler böyle...

      Sil
  12. Hocam, bahsettiğiniz reformları kim, hangi kadroyla yapacak ve hangi kadrolarla uygulayacak? Yargı bağımsızlığı mesela, kanuni bir eksiklik yoktur, ama uygulayıcılara yapılan baskı neticesinde saçma sapan kararlar çıkıyor, bugün cumhurbaşkanına hakaret davasına ret verecek bir nahkeme bulamazsınız, ya da iktidarın bir şekilde müdshil olduğu bir davada aksi karar çıkması mümkün değildir. Bu tavır değişmeyecek ve artarak devam edecek.
    Tarım reformu mesela, iktidar sürekli kadro değiştiriyor ve her seferinde daha beceriksiz bir kadro iş başına geliyor. Bu kadro tarımdaki sırunu teşhis edemiyor ki tedavi etsin.
    Erkler ayrımı konusuna hiç girmiyorum, kim elindeki mutlak gücü başkasıyla paylaşmak ister, ya da yürütmenin mali denetimi için adım atılacağını mı sanıyorsunuz.
    Ekonomik reformlar konusu da teşvik ve müjde paketlerinin bir tık üzerine çıkamıyor.
    Sonuç itibariyle yazdığınız yapısal reformları planlayacak siyasi irade yoktur, siyasi irade planlasa bile uygulayacak bürokratik yapı yoktur. Boşuna kendinizi yormayın saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Ben sadece düşüncelerimi ve kendime göre çözüm önerilerimi dile getiriyorum. İktisatçının yapması gereken budur. Siyasetçiler bunları benimser mi benimsemez mi, yapar mı yapmaz mı o benim sorunum değil. Ben doğru bildiğimi anlatırım, bundan da yorulmam.

      Sil
  13. Hocam bu cari fazla verdik deniyor. Aklımda süreç şu. Yüksek döviz kurundan dolayı ithal mallara olan talebimiz azaldı. Dış açık azaldı. Yaz geldi turist geldi döviz geldi hizmet gelirleri arttı. Buda cari işlemler hesabını olumlu etkiledi. Mal dengesiyle birlikte hizmet dengesi yukarı yönlü ivme kazandı. Kurun gerilemesinde bu turizmden dolayı döviz girişiminde payı var. Hocam bu sürec dogru mu? Bir de dünya vatandaşları tarafından çok rağbet görülmeyen bir coğrafyada yaşıyor olsaydık acaba bu ekonomik politikalarla ne kadar şansımız olurdu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların hepsi doğru ama büyüme de düştü.

      Sil
  14. Yazınızı bizimle paylaştığınız için teşekkürler hocam, kaleminize sağlık. Hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını kendi lehlerine kullanabilmek için senelerce uğraştılar, bu saatten sonra mümkün değil değiştirmezler. Çünkü öyle bir kalkışma sonları olur, iyi bilirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bilemem tabii ama bunları yapmazsak çok sıkıntı çekeriz onu biliyorum.

      Sil
  15. Erken genel secim istiyoruz.
    Secim hatti mahaline girerek yeni bir yonetim anlayisla Senato sistemini getirip cift meclisli parlementer laik ataturk ilke ve inkilaplarina islerlik kazandiran hukuk ve adaleti one cikaran ummetciligi degil ulius bilincini ortaya koyan vatandasina hizmet eden iyi bir egitim reformu ile yoluna bakan bir turkiye ozlemimiz.
    Parlementer sistem ve demokrasi ancak ve ancak senato sisteminin olacagi cift meclisle guclu kalir demokrasiden sapmalara karsi senato, sistemi koruyan bir yapidir.
    Senatoda butun uyeleri yuksek egitim yapmis hic bir parti ile ilisigi olmayan bagimsiz dusunen bagimsiz senatorlar tarafindan olusturulmalidir. Adalet Bakanligi ve Milli Egitim Bakanligi Senatonun emrine verilmelidir. Boylelikle hukukun ustunlugu ve Milli Egitim politikasi bunlarla ilgili reformlar uygulamalar herhangi bir partinin gorusun etkisi altina girmez. Senato tarafindan yurutulur senato ve millet meclisi tarafindan denetlenir

    YanıtlaSil
  16. Sorunların baş müsebbibi ne olduğu belli olmayan cumhurbaşkanı hükümet sisteminin kendisidir.

    YanıtlaSil
  17. Mahfi Bey,
    Elinize akliniza saglik. Cok guzel aciklamissiniz. Sizinle tek farklilastigimiz nokta; Hukukun ustunlugu + Yargi Bagimsizligi + Erkler Ayrimi konularini tek bir butun halinde gormem, ve sorun kalkarsa +++++ olacagidir. Bu konularda gerekli duzenleme yapilmadigi takdirde gerekli ekonomik reformlari yapabilecek ortak akil ve vizyon ortaya koyulamayacak, gunu kurtarma taktikleri devam edecektir. Diger bir deyisle, Hukukun ustunlugu + Yargi Bagimsizligi + Erkler Ayrimi saglanamadigi durumda, her ne kadar istesek de ekonomik reformlari yapamayacagimizdir. Ayrica, cebimizde biraz daha az parayla bir yolunu bulur gene yasariz, ancak adalatesiz, birbirine karsi saygisiz ve tahammulsuz bir ortamda ne kadar paramiz olsa bile bize bi faydasi olmaz (ki, oyle bir ortamda zaten asla zenginlesip bolca paramiz da zaten olmaz...) diye dusunuyorum.

    YanıtlaSil
  18. 1.BÖLÜM
    Son aylarda Türkiye’de,bir erken seçim beklentisi konuşulmaya başlandı.
    Hatta bazı görüş sahipleri,31 Mart seçimi ve sonrasında yaşanan ve çok kötü yönetilen süreci,bu yöndeki beklentileriyle pekiştirdiler.
    23 Haziran Seçimleri sonlandıktan sonra bile,bu iddiaların ve konuşmaların devam ettiğini görüyorum.
    Merak ettiğim nokta şudur;
    Böyle baskın bir erken seçimden,Türkiye adına,nasıl bir sonuç beklenmektedir?
    Neyi daha iyiye götürebileceğidir?
    Sadece iktidar partisi,başkanı,onu destekleyenler,onunla zenginleşenler gitsin de,gerisi nasıl olsa halledilir antitezine dayanan bir bakış mıdır?
    Yoksa Başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönebilme umudu mudur?

    Demek ki daha fazla tarih okumamız gerekecek.
    Çünkü o işlerin hiçte öyle olmadığını yaşadık biz.
    Gördük bunları.
    Telaşa kapılarak alınan zamansız kararlar,
    Türkiye’de boşluğa ve yönetim zaafına yol açmış....

    Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği doğrudur.
    Adalet ve Kalkınma Partisi’nin,son yerel seçimde önemli şehirleri kaybettiği doğrudur.
    Başkanlık sistemin,henüz verimli bir şekilde işlemediği de doğrudur.
    Ancak tüm bu doğruların,alelacele bir erken seçim yapmayı haklı gösterdiğine katılmıyorum.
    Böyle düşünmemin bir kaç sebebi var:

    Öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisi halâ,Türkiye’nin tümüne hitap edebilen,her yerine gidebilen,her kesiminde karşılığı olan bir partidir.
    İktidar partisinin bu özelliğinin,henüz Türkiye siyasetinde bir alternatifi,maalesef yoktur!
    Bu bir gerçektir.

    Türkiye’de,Recep Tayyip Erdoğan’a alternatif olabileceğine inanacağımız ve tüm Türkiye’ye hitap edebileceğini düşünebileceğimiz alternatif bir lider adayı profilini,henüz göremedik.

    Son yıllarda Adalet ve Kalkınma Partisi ve Erdoğan,uzun zamandır iktidar olmanın da etkisiyle,tek partili bir devletin partisi gibi hareket etme hatasına düşmüşlerdir.
    Bunun sonucu olarakta hatalar yapmışlardır.
    Kendisinden olanlar ve olmayanlar gibi bir düşünce ve hareket hatasına düşmüşlerdir.
    Son zamanlarda bu politikalarını ve dillerini değiştirmeye çalıştıklarını görüyor olsakta,son yerel seçimde alınan sonuçların,bu dilin bir sonucu olduğunu görmek mümkündür.

    Tüm bunlara rağmen,Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte bir erken seçim düşünmek,bence hatalıdır.
    Seçimler zamanında yapılmalıdır.

    Öncelikli işimiz,Devlet Bahçeli’nin yerel seçim sonuçlarının netleşmesinden hemen sonra yaptığı açıklamada altını çizdiği konular olmalıdır.Başkanlık sisteminin ihtiyaç duyduğu reformların ve yasal düzenlemelerin,ivedilikle,hayata geçirilmesi gerekmektedir.
    Türkiye’nin yönetim sisteminin,artık başkanlık sistemi olduğu herkes tarafından benimsenmelidir.

    Geldiğimiz noktada,Türkiye’nin yeni siyasi düşüncelere ve hareketlere ihtiyacı olduğuna yüzde yüz katılırım.
    Eski iktidar partisi kadrolarından veya parti içindeki farklı düşünenlerden,bu konuda niyetli olanlar da vardır.
    Bu niyetlerin ve beklentilerin halkta karşılık bulabilmesi için;öncelikle bu partilerin oluşması,kadrolarının ortaya çıkması ve programlarının netleşmesi gerekmektedir.
    En önemlisi de,lider veya liderlerinin ortaya çıkmasıdır.
    Bu nokta en önemlisidir.
    Belirlenecek lider profilinin/profillerinin,tüm Türkiye’yi kapsayabilecek bir kişi olması bence çok çok önemlidir.
    Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi’ne alternatif olmak istiyorsanız,bunu başarabilmek zorundasınız.
    Çünkü Türkiye’nin çok büyük bir kısmı,partiye bakarak oy kullanmaz.
    Liderin kim olduğuna ve ne dediğine bakarak oy kullanır!
    Lider ve liderlik,özellikle Türkiye’de,önemlidir!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yav hehe hehe
      Senin gibiler sn Ekrem Imamoglunu ve ekibini onlar tum olumsuzluklara ragmen basarisini gormezden gelen hatta icten ice kiskanan tiplersiniz.
      Kime hizmet ettiginiz gun gibi ortada
      Ok yaydan cikmistir artik
      AKPnin alternatifi hukuktur adalettir yerinden kibirsiz yonetim anlayisidir.
      Bir lidere dayali tek adam mahkumiyetine kibirine dayali yonetime karsi halkla birlikte yonetme fikri galip gelmistir.Bu baglamda lider ve liderlik Turkiyede ozellikle onemlidir anlayisi tek adam rejimine hizmet etmekte olup bugunku Turkiye sartlarinda dahasi 21.yy baglaminda hatta ve hatta Turkiye sosylojisi baglaminda iflas etmistir. Bu son Istanbul secimleri bu net gostermistir.
      Illa bir liderlik ve anlayis kadro yok diyorsaniz Ekrem bey ve kadrosu istanbulda ciddi bir ornek olmustur hatta umut olmustur Turikeyeye
      Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte bir erken seçim düşünmek,bence hatalıdır.Argumani ise talihsiz bir durumdur. Muhalefetin korku duvarini astigi kendine guvenini kazandigi halk tarafindan benimsendigi dahasi kendi capinda yerelden gelme ve halk tarafindan ilgi goren bir kadroya lidere sahip oldugu ortamda Iktidardaki partilerin oylarinin dustugu trendinde bu ekonomik ortamda daha da dusecegi bilindiginden erken secim haktir hukuktur ve normal bir demokrasi de olmasi gerekendir.Bu Turkiyenin gecmis tarihsel deneyimlerinde olmustur hatta ve hatta bizzat iktidar partileri tarafindan hem 87 de hemde 2000lerin basinda dillendirilmis ve uygulanmistir. Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte bir erken seçim düşünmek,bence hatalıdır.ifadeniz tam anlamiyla bugunu bilemediginiz gibi gecmisi de dahasi demokrasiyi de bilemediginiz dusuncesi olusturmaktadir. Bu olsa olsa gaflet dalalettir.

      Sil

    2. Adsız26 Haziran 2019 16:46
      Bizi suriyede batakliga surukleyen bugunki 6 milyon multecinin Turkiyede olmasina neden olan. "Turklere sinav yapacaz ama araba sinav yapmayiz!" diyen yani Turku bu ulkenin asli insanlarini Arap karsiinda hakir goren islamci davutoglunun adami bu: Adsız26 Haziran 2019 16:46

      Sil
    3. 17:13,17:18

      Trollük yapabilmek için hepiniz her gün aynı şeyleri mi yiyiyorsunuz?
      Yoksa bu kafaya daha kolay ulaşmanızı sağlayan güzel bir kimyasalınız mı var?

      Bu yazılanlara böyle bir yorum yapabildiğinize göre,hakikaten iyi sonuç vermiş.
      Bu arada maaşlar nasıl?
      Dolgun mu bari?

      Sil
    4. Adsız26 Haziran 2019 19:30
      yav he he
      yeni bir stratejik derinlik denemsi bu
      aman gozunu seveyim
      bir deneme gorduk
      ulke multeci cenneti halini aldi

      Sil
    5. 2001 yılı siyasi şartları oluşmuştur. O günlerde rahmetli Ecevit'in her gün tansiyon derecesini merak eden yeni yetme AKP fanatikleri 3 aylık bir partinin hangi siyaset bilimi kriterlere göre iktidar olduğunu açıklaya bilirler mi acaba?!
      Bir iktidar ALGI oluşturma ile olsa bile (2001) umut olmaktan çıkmışsa o defter sayfası dolmuştur.. Yeni sayfalar yanlış mı yazılır doğrularla mı yazılır ona tarih karar verecektir.

      Sil
  19. 2.BÖLÜM

    Önümüzdeki seçimlere kadar olan bu uzun zaman;hem bu siyasi niyetlerin partileşmesi ve yeni partilerin ortaya çıkması,hem de lider/liderlerinin netleşmesi için çok iyi bir fırsattır.
    Bu süre zarfında kendilerini halka anlatma imkanı bulurlar.
    Liderlerini tanıtma fırsatı bulurlar.
    En önemlisi de,acele etmeden ve bir yönetim zaafiyeti yaşatmadan,iktidar yarışına ortak olurlar.

    Yani demokratik bir ülkede,iktidar mücadelesi süreci nasıl işlemesi gerekiyorsa,öyle işlesin demek istiyorum.

    Bu 4,5 yıllık sürede iktidar partisi de,yapısal reformlara başlamak ve kısmen yol almak için imkan bulur.
    Devlet partisi gibi hareket etmemesi gerektiğini,daha iyi öğrenir.
    Uluslararası sorunlara ve ekonomiye odaklanır.
    İktidara alternatif olmak isteyenler de,bir muhalefet partisi kimliğiyle kendilerini ortaya koyup,manifestolarını ve politikalarını ortaya koyarlar.

    Türkiye’de politik söylemin farklılaşması ve zenginleşmesi zamanı çoktan gelmiştir.
    Yeni simalara,genç simalara ihtiyacımız vardır.Onların fikirlerine ihtiyacımı vardır.
    Tecrübeli isimlerin yeni fikirlerine de çok ihtiyacımız vardır.
    İşte bu 4,5 yılın,her anlamda,herkes için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
    İktidar partisinin mevcudu koruması ve kök salması için değil!

    Ülkeyi normalleştirmek,geleceği planlayabilmek ve yola koyulmak için.

    İktidar yarışı ve iktidar değişimi süreçlerinde Türkiye’yi,daha korunaklı hale getirebilmek için.

    Ekonomisinin ve makro göstergelerinin,bu süreçlerle olan korelasyonunu en aza indirebilmek için.

    Tüm bu süreci sağ salim atlatabilmemizin ön koşulu da,acele etmemektir.
    Biz bu acelelerin zararını,geçmişte çok gördük.Acılarını ve sıkıntılarını da çok çektik.
    Bu aceleden kastım telaştır.
    Plansız ve oldubitti geçişlerdir.

    Eğer ki önümüzdeki 1 yıllık sürede;iktidar partisinin bu konularda hiç adım atmadığı,işi ağırdan aldığı,zaman kazanmaya çalıştığı veya başka hesaplar peşinde olduğu kanaati oluşursa, işte o zaman(alternatif siyasi partilerinde ortaya çıkmış olduğunu düşünerek)
    durumu tekrar sorgularız.Belki bir seçimi de gündeme alırız.
    Ama fikrimce,o gün bugün değildir...

    Belki konu dışı olacak ama,İngiltere’ye bir bakmak faydalı olabilir.
    Halâ brexit kararını almadılar/alamadılar.
    2 yıldır süreç devam ediyor.Kararı Ekim 2019’a bıraktılar.
    Ama bir taraftan da acele etmemeye çalıştıklarını gözlemliyorum.
    Ülkenin geleceği için,en doğru kararı vermeye çalışıyorlar.
    Bu uğurda,başbakanlar,hükümetler gidiyor.
    Bir düşünün;
    Biz eğer bu kadar uzun bir süre,hem de böyle bir meselede belirsizlik yaşasaydık ne olurdu?
    Bu süreci yönetebilir miydik?
    Nasıl yönetirdik?
    Ekonomimiz bunu kaldırır mıydı?

    Bilmem demek istediğimi anlatabildim mi?
    Acele etmeyelim diyorum.

    Adalet ve Kalkınma Partisi’nin politikaları ve yönetim felsefesi,uzun zamandır iktidarda olmanın da etkisiyle,Türkiye’ye nüfuz etmiştir.Bu durum,öyle veya böyle bir gerçektir.
    Nerdeyse tek parti hüviyetine bürünmüş olan ve hala iktidarda olan bir parti ve onun lideri,bu günlere bir günde gelmemiştir.Yıllara yayılmış bir süreçtir bu.
    Dolayısıyla,ona alternatif olmak isteyen her siyasi hareket de,bu gerçeği bilerek bir rota çizmelidir.
    Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başarabildiklerini değil,başaramadıklarını hedef olarak belirlemelidir.
    Bunun bir bayrak yarışı olduğunu kabul ederek,kaldığı yerden devam etmeyi hedeflemelidir.
    Türkiye’de bir yönetim boşluğu oluşturabilecek,ayağı yere basmayan oldu bittilere kapılmamalıdır.

    Cumhuriyet tarihimizde,ne yazık ki,bu hataları çok yaptık.
    Umarım bundan sonra yapmayız.🇹🇷

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Davutoglu sen misin?
      Yazdiginiz her seyi okudum hic bir elde turtar yani yok. Mantik ve tarih bilmemezlik kokuyor.
      En basta AKP neyi basarabilmis?

      Sil
    2. Keşke bu iktidarı tarih değerlendirme yaparken ülkemize kazandırdıklarí ile olsaydı. Maalesef Suriyeli başta olmak üzere mülteci sorunu yıllar geçtikçe kronik bir hâl alacak ve akp dönemi bu sorunla hep anılacak. Hikâyelerini güzel anılarla sonlandirma şanslarını ellerinin tersiyle geri çevirdiler maalesef hırs ve rant uğruna.

      Sil
  20. Hocam yazılarınızı maillistle takip etmek çok rahat oluyordu. Yazılarınızı maillistle paylaşmayı sürdürürseniz çok sevinirim. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam kardeşim, hoca hangi birine yetişsin,
      Twit mi atsın, yazı mı yazsın, youtube kanalı mı açsın, günlük işlerini mi yapsın, her ortamdan herkese cevap mı yetiştirsin?

      Bir de maillist diyorsun, çık dışarı kalabalık yapma, gir oku buradan.
      Kolay olsun diye her mailini açtığında mahfiegilmez.com u da tarayıcıda açan bir eklenti yükle,
      böylece epostalarını her açtığında siteyi görür, yeni yazılardan haberin olur.

      Sil
    2. Bu işi Google otomatik yapıyor ama maalesef sık sık aksamalar oluyor.

      Sil
  21. Sayın Hocam,
    Öncelikle ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
    Keşke ekonomimiz güçlü olsa da böyle dış siyasete ilişkin olaylardan bu denli etkilenip küçücük bir meltemle fırtınada kalmış gibi savrulmasak.

    İşin aslı iç meselelerimizi yani sizin sıraladığınız hususları çözsek büyük bir adım atmış olacağımız kanaatindeyim. Çünkü şu an zaten uygulanması zor olan politikaları bir de söz konusu erklerin birliği nedeniyle uygulayamamaktayız.
    Slamflasyon benzeri bir krizin içinde ekonomimiz ve ciddi önlemler alınması lazım ancak bu önlemlerin alınması için de öncelikle mali disiplini sağlayacak ve merkez bankasını özgürleştirecek bazı yasal düzenlemeler yapılması ve hatta mali kurala riayet edilmesi lazım.

    Benim merak ettiğim tüm bunlar sağlandıktan sonra nasıl bir politika izlememiz gerektiği. Kafamda akış şemaları kuruyorum, şöyle para politikası böyle maliye azcıkta şundan diye ama birinin yaptığını öteki bozuyor (adeta bir sürü ilaç içen yaşlı ninem gibi bir ilaç yaparken öteki bozuyor diyorum.).
    Taylor Kuralı geliyor aklıma ama bizim için o çalışmaz ve yetmez diye düşünüyorum.

    Sizin çeşitli yazılarınızda takip ettim ama net bir çıkarım yapamadım ya da tatmin olmadım sanırım..
    Yani politika demeti lazım ve bunlar çok çeşitli olabilir sanki ama benim aklımın hükmettiği yasal süreçle ilgili düzenlemeler yapılması ve hemen yanında da istihdam ve üretimi arttıracak faaliyetler ile kamu gelirlerini sürdürülebilir şekilde arttıracak (Trump'ın vergi politikasının daha gelir odaklısı gibi) yollar izlenmesi. Bu sayede enflasyon kontrol altında tutularak büyüme sağlanmış olabilir sanki.

    Özetle hocam ne yapılabilir sizce?

    Son olarak hocam, şu döenmde Türkiye'de insanın başına gelebilecek en kötü şey TCMB başkanı olmak olmaktır sanırım... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Türkiye'nin temel sorunu bunlardan çok ötede. Türkiye'nin ekonomiden, eğitimden, hukuktan önce bir yönetim sorunu var. O nedenle bir an önce bizim parlamenter sisteme dönmemiz, tek kişiye bütün yetkileri devretme biçimindeki bu tuhaf ve zararlı sistemden vazgeçmemiz gerekiyor. Tek kişinin her şeye karar verdiği bir sistemde merkez bankası başkanının, bakanların, bürokrasinin yapabileceği bir şey yok.

      Sil
  22. Hocam, anglo saksonlar blöf yapmaz. S 400 ler sınırdan girsin, siz o zaman gorun cümbüşü. Bronsun da neler oldu gördük. Bu ondan 10 kat daha ciddi bir vaka.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havuç kafalı Turp Trump kaybedeceklerini düşünsün. Orta doğu bataklığına biz değil onlar batar.
      Buyursun ambargo koysun bakalım ne oluyor?

      Sil
    2. Yahu havuç kafa yazan arkadaş ambargo koysun bakalım ne oluyor diyorsun.Daha brunson olayının etkilerini kaldıramadık sen nerden bahsediyorsun.Ya bu ülkede yaşamıyorsun ,Ya da Yaşadığını zannedip boşa yaşıyorsun.

      Sil
    3. Ruslar da blof yapmaz ama?

      Sil
    4. Bakmayın ABD'lilerin dışişleri raporlarında birbirlerine isimlerle hitap ettiklerine, gündelik lisan kullandıklarına sonuçta ciddi adamlardır. Tamam İngiliz bürokrasisi gibi değildir ama bir şeye karar verdiklerinde yaparlar ve hala da sofistikedirler. Türkiye'de ise raporlar ciddi yazılır ama uygulamada sözlerin arkasında durulmaz. Blöfler çekilir ve geri çekilinilir. Brunson olayı, Almanya'nın baskısı sonucu cezaevinden bırakılanlar vs. Benim gördüğüm ABD, sözünden geri durmaz. Eğer bu S-400 gibi yani güvenlik ile ilgili ise hiç geri durmaz. RTE, Türkiye'yi körfez krallıkları gibi yönetmeyi bıraksın. Bu işler ABD'den mal almakla, uçak siparişi vermekle ya da hapisten birilerini bırakmakla olmaz. Türkiye'nin acilen o geleneksel, RTE tarafından beğenilmeyen ustalıklı 'monşer' diplomasisine geri dönmesi lazım. ABD büyük bir güç, Çin'i dize getiriyor ve büyük güçlerle ciddi şekilde konuşulur, politika yapılır. RTE farkında degil, iktidara gelmeden önce muhalefet adayı olarak Beyaz Saray'da kabul edildi yani itibar verildi. Şimdi ise tam tersi oluyor. İsmi silinmiş gibi. Uluslararası düzeyde, maalesef ekonomi ve askeri güç kimin elindeyse onun yazdığı senaryo oynanır ve başrol ondadır. Tamam biz de büyük güç olmasak da bölgesel güc'üz ama güc'ü kullanırken olduğundan, kabiliyetinden fazla hareketlere girişirsen ve kaybedersen bedelini ödersin. Özellikle halk öder. Maalesef RTE'nin Avrupa, ABD, Arap Dünyası, Çin ile politikaları iyi değil. Bunun ötesinde aslında, gereksiz ey'ler nedeniyle daha da kötü.

      Bu arada basımızda iki büyük terör belası var. Biri FETÖ diğeri APO. RTE, ilki icin 'kandırıldık' ikincisinde ise TRT'ye çıkan Öcalan için kırmızı bültenle arandığını 'bilmiyordum' diyor. Bunu diyen yani 'kandırıldık' ve 'bilmiyordum' diyen RTE'nin, ustalıklı bir dış politika yönetme ihtimali var mi?

      Sil
    5. Genc nesil bilmiyor ama daha once ABD Turkiye'ye ambargo uyguladi. Halk o kadar yoruldu ve bikti ki sonunda ulkede sol partiler silindi cumku o donem iktidarda sol vardi.

      Bugun ise benzeri sag icin gerceklesebilir.

      Sil
  23. Elinize sağlık hocam. Her zamanki gibi çok doğru ve bilge bir yaklaşım. Bu yaklaşımı anlayıp irdeleyecek siyasi iradenin malesef ki ülkemizde bulunduğunu düşünmüyorum. Eğitime verilen hasar yüzğnden gelecek nesillerin de umut verme ihtimalini çok az görüyorum. Hakkıyla yükselen akademisyenleri tenzil ederek ülkemizde yeterliliği sağlayabilen akademisyenin de az olduğunu düşünüyorum. Gelecek nesillerimizi yok ediyoruz. Bence en büyük problem bu. Nice yazılarınız olsun. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  24. Hükümet sorunları çözmeye zamlarla başladı,bakalım ne kadar çözecek..Haziran enflasyonu da yüksek çıkar artık bu zamlardan sonra

    YanıtlaSil
  25. 16 46 adsiz Yazinin cok nitelikli bir elden ciktigi kesin.16 47 de ikincisini ilave edebildigine gore ve 1 dakikada da o kadar tusa basilamiyacagindan muhakkaki onceden hazirlanmis bir yazi.Ancak bence o yazinin muhatabi bu platformda bir sekilde bulunanlar degildir.Burada benim edindigim intiba buranin siyasal olusumlarin irdelendigi bir yer degil bilimsel olusumlarin irdelenip tartisildigi bir alan olmasi ozelligidir.Hocam girdigi her konuya bilimsel acidan yaklasmakta kisi ve kurumlari bilime olan mesafeleri itibari ile degerlendirmektedir.Bilimsel acidan ne yapilmasi gerektigini uzun uzadiya izah etmektedir.Bu acidan bize ve toplumumuza yardimci olma cabasindadir.Bu cabaya katki veren herkese basta hocamiza sukranlarimizi arz ederiz. Saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kim oldugu belli ya
      Davutoglunun isine benziyor
      ya da kendince bir siyasi arzu ve hayalde olan birinin bu platformu kullanma cabasi

      Sil
  26. Kurlar yükselir, resesyon artar. Cünkü üretim yok. Özellikle özel sektör hiç taşın altına elini sokmuyor ki genelde yurtdısına yatırım yapıyorlar. Vatandaş iş bulamıyor en önemlisi piyasada hem arz hem talep daralması var. Üstelik bir sürü de yabancı insanı sokaklarda goruyorken...ve konut satışlarıda azalmış durumda. Tüm yatırımı buna yapmışken... Tarım ve hayvancılıkla başlamalı işe

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'nin yapması gereken ilk şey başkanlık sisteminden vazgeçmesidir. Ortak akıl yerini tek kişinin kararlarına bıraktığında işler bozuluyor. Son bir yıl bunun kanıtıdır.

      Sil
    2. Hocam, presidential sistem hatali degil, sistemin check and balance bozan kafa hatali. Hukukun ustunlugu olmali. Parti sultanligi kalkmali. Yerel referandumlar olmali. Bagimsiz milletvekilliginde baraj kalkmali. Kazaklar bizi gecti, muz Cumhuriyet olduk, ustkurum atamalarinda liyakati bozunca. Rus ve Cin e cevirdik yuzumuzu, yalta paylasimini, g3u, bilmeden. Diledigimize saldirmak ozgurlugunu bagimsizlik kabul ettikce, interdependence kavramini anlamadikca, sistem tercihi geri kalmisligi duzeltemez.

      Sil
    3. Baskanliktan vazgecilmesi zor. dahasi bizdeki baskanlik degil padisahlik sistemi.
      150 yil onceki durumdayiz.
      Ben kisa ve orta vadede cok umut goremiyorum.
      Tek adam rejimlerinde gazlar alinir umutlar dagitilir sonra eski tas eski hamam ta ki toplum bir doyma kaynama noktasina gelene kadar bu boyle devam eder. Romanyada bir zamanlar boyle olmustu.

      Sil
    4. Evet dogru Nikolay Cavuseku noktasina gidiyoruz.

      Sil
  27. Bir ruyayi anlatir gibisiniz, bence siz de imkansiz oldugunu biliyorsunuz.. bu yonetimle matematiksel olarak imkansiz, hatta sorunlarin daha da ilerleyecegini dusunuyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim işim durumu saptamak, yanlışları ortaya koymak ve çözüm önermektir. Bundan sonrası siyasetçinin işidir. Bu önerileri uygularsa ekonomiyi toparlamak mümkün olur. Uygulamazsa ne olduğunu yaşıyoruz zaten.

      Sil
  28. Yapilan tüm yatırımlar milletin sırtında borç olarak dururken, iktidar yaptıklarıyla övünemez. Tıpkı kredi ile ev son model araba alıp hava atamak gibi değilmi..

    YanıtlaSil
  29. Hocam konu ile ilgili değil ama, 'Gini Katsayısı'nı güncelleme yaptığınız tablolarda da görememiştim. Güncel rakam var mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2018 yılı Gini katsayısı bu yılın Eylül ayında yayınlanacak.

      Sil
  30. S400 konusunda yaptırım kararı Senatodan çıkacak.
    Trump'la anlaşırız yada Trump ayağını denk alsın diyenler komik oluyor. Senato demiş miydik? Bir daha diyelim. Senato.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senato menato farketmez, viz gelir tiris gider. Kendileri kybeder

      Sil
    2. Adsiz bir hafta dogal gazin kesilsin evde yemek pisireme, elektrikler kesilsin (dogalgaz cevrim santrali) gece karanlikta otur, firinlar ekmek cikaramasin, markette nohut-bulgur kalmasin, Cavusesku'yu saraydan atmaya en onde sen gidersin merak etme. Bos tencere saraydan adam indirir.

      Sil
  31. Merhaba Hocam, emekleriniz için çok teşekkür ederim, çok faydasını görüyorum. Hocam, FED önümüzdeki dönemde faizleri düşürecek bildiğiniz üzere. Bu süreç GOÜ'lere sermaye akışını azaltmaz mı? Son 40 yıl ekonomik döngülere baktığımda her faiz düşüşlerinde kırılgan diye tabir edilen ekonomilerin ağır krize girdiği görülüyor.(08-83-89 Latin Amerika ülkeleri, 90-97 Uzakdoğu ülkeleri ve Rusya, 2000-01 Arjantin, Türkiye)

    Bilhassa Çin makalenizden yola çıkarak -memleketimiz maalesef rüzgar nereye eserse oraya gidiyor.- bu evrede kırılgan ülkelerde buhran ile Çin'de resesyon bekliyor musunuz?

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
  32. Hocam, bilgilendirmeniz için teşekürler... Hocam bir sorum olacak: ABD tarafından bir ambargo öngörüyor musunuz?

    YanıtlaSil
  33. Hocam, popular siyasi konularin one cikarak, adeta ekonomik hatalarin onemi gizlenmis gibi izlenim verdiniz ama hergun dogruyu soylerseniz de, yazilar tekrardan ibaret kalacak. Mesele zahiri otesinde kamp degistirme meselesi dir. Bir grup guc sahibi turkiyenin cin ve rus hegemonyasina yakin olmasini istiyor. Nato korumasinin kalkmasini isteyen (diledigimize saldirmak hakkimiz elimizden alinamaz diyen) bu grup, su anda hakim. Dogalgaz bagimliligi ve nukleer arazisinin rus topragi yapilmasi bundan sonra tc tuketicisinin gas cogeneration ve dagitim kontratlarinin da rusyaya verilmesi ile rus bagimliligi artacak. Batani aliyorlar ama sanki emperyal degil bu dostumuz havasi var idarede. Cin zaten gumruk gecirgen olsun bana yeter diyor ve ab uzerinden bize sokuyor. Dogu akdeniz gazindan sakal almak icin gemi gonderip tehdit artiriyoruz ama blofu goren AB karsi guc yerlestiriyor. Butun bunlar da adeta mac yapiyormus gibi ic politika da "Mon Cher" egitimi almamis kalabaliklar provoke edilerek anlatliyor. Hep musterimiz kalacakmis bati gibi dusunup, dusman kampa, kubur devletler kampina gidiyoruz. S400 denince Ben bunlari gizleyen bir perde goruyorum acikcasi. Yani iceride cozulecek isler bunlar, postayi koyduk abd kendine gelsin masali haftaya Foss.. F35 abd. Li ozel sirkete haber veriyor ucagimizin pozisyonunu, bir dugmede dusururler hamaseti, italyanin almanyanin, norvecinkini de biliyor ve koordine ediyor yazilim, gercegini gizleyerek, saldirgan olmak istiyorum, archaic kafayi sakliyor. Bu konu hegemon seviyesi, proxy sopa yer. Bence olayin zort noktasi budur.

    YanıtlaSil
  34. S400 u alırız depoya kaldırırız.a.b.d ye gizli taahut ve kontrol imkanı veririz.Sanırım böyle olacak.Olan 4^5 milyar dolara olur.halkada bak nasılda aldık denir

    YanıtlaSil
  35. Sayın Eğilmez, Bağnazlıkla değilde gerçeklikle düşündüğümüz zaman S-400 konusunun neden Namus meselesine, Vatan , Millet, Bayrak, Bağımsızlık meselesine getirildiği ortaya çıkıyor. Şimdiye kadar S-400 sistemlerimiz yoktu, olsa idi ne faydası olacaktı? Nerelerde konuşlanacak ve hangi Ülkelerden gelecek tehlikelere karşı kullanılacaktı? Bu meselenin Namus meselesi, Vatan, Millet, Bayrak, Bağımsızlık meselesi haline getirilmesi Cumhurbaşkanı RT Erdoğan tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanı RT Erdoğan iç siyaset malzemesi olarak bu sorunu yarattı. Aynen Rahip meselesinde olduğu gibi "Sizde bir Papaz, bizde bir Papaz al Papazı ver Papazı" durumu gibi iç siyaset malzemesi yapıldı. Gerçekçi düşünelim; Bize S-400 mü daha çok gerekli, yoksa F-35 uçaklarımı daha gerekli? Elimizdeki F-16 uçakları demode oluyor ve arıza yapan kısımları onarılamadığından, diğer F-16 uçaklarından sökülerek diğer F-16 uçaklarına takılıyor ve eldeki faal F-16 uçaklarımızın sayısı gittikçe azalıyor. Bu nereye kadar gidecek?
    Hiç bir zaman unutmayalım ki, Ülkeler arasında daimi dostluklar veya daimi düşmanlıklar olamaz. Sadece menfaat çelişmeleri olur. Kendi kendimize sorunlar yaratıp sonra bu sorunların altında kalıp eziliyoruz. Siyasetçilere daha uzun vadeli düşünmeleri için baskı yapmalıyız, diye düşünüyorum.

    27 Haziran 2019 10:55

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olay öyle yazdığınız gibi, bir de ekleme yapayım.

      Rus uçağı düşürülünce, Ruslar intikam yemini ettiler, hala da Rus kanallarında düşen uçak konuşuluyor, bazı Ruslar Putin'in daha sert olması gerektiğini söylüyorlar Türkiye'ye.

      Nedense! bu Rus gerginliği üzerine ülkede bir darbe girişimi oluverdi. Devletin şirazesi o günden sonra şaştı. S400 ler gündeme geldi. Yetmedi, Akkuyu santral ihalesi Ruslara verildi, yetmedi, dünya fiyatlarına göre çok yüksek bir bedel ile elektrik alımı garantisi verildi.

      Büyük ihtimalle Ruslar, birilerinin gözünü fena korkuttular.

      S400 bu işin ufak bir parçası, saçma bir alım, ancak almak zorunda olanlar var, onların da millete bunu yedirmesi lazım. Vatan, Millet, Bayrak Bağımsızlık bu sebeple dile getirildi.

      Ülkeler arasında samimi dostluklar olmaz. S 400 alınmaz ise, İran ve Rusya Türkleri Suriyeden temizlerler, üstüne 2-3 milyon göçmeni daha Türkiye'ye süpürürler.

      Bunun yanında birilerini nasıl korkutmuşlar ise, o kişilerin canlarını fena yakarlar. Zaten, hareketlerin istenildiği gibi yapıldığından emin olmak için Putin, çocuğu (Perinçek) uzunun yanına iliştiriverdi.

      Sil
  36. Şu aralar bir erken seçimin akp açısından daha iyi sonuç vereceği kanaatindeyim. Henüz dibi görmedik, ABD'den bir yaptırım gelmedi, döviz rezervleri eridi ama henüz bir yüklü ödeme yapılmadı. Anadolu insanı hala durumun farkında değil ve orada oylar istanbul gibi korunamıyor. Bunlar ve daha bir sürü sayamadığım nedenden AKP için erken seçim kendini aklayıcı olabilir. Ben ise bunun karşısındayım, en az bir yıl daha ekonomiye seçim yükü bindirilmemeli. Populizim çok zararlı etkiler yaratmakta, seçim sırasındaki kullanılan dil toplumu germekte, bu nedenlerden yapılacaksa bile en az bir sene sonra yapılması uygun olur.

    YanıtlaSil
  37. Hocam cukka bitti...Tasarruf ve ihracata dayalı büyüme yapmazsa ülke biter...Kur savaşları yeni dönemin savaşları...Ekonomiyi yönetenler bunu görmezse değerli tl de ısrar ederlerse ses BAĞDATTAN duyulur....

    YanıtlaSil
  38. https://www.bloomberght.com/yedek-akce-duzenlemesi-meclis-e-geliyor-2227311
    Haberler Türkiye Ekonomisi
    "Yedek akçe" düzenlemesi Meclis'e geliyor

    Hocam sizce bu yeni bir "Hazine Avans sistemi" mi?
    Artan issizlik eksi buyume ve butce acigi oratmini para basarak mi tedavi etmeyi amacliyorlar?
    Bana kalirsa Bu yonetim demokrasi konusunda ne kadar samimiyse enflasyona bakis konusunda da o kadar samimi hatta ayni orantida, Demokrasiden hukuk adaletten nasil vazegedildiyse enflasyon fiyat istikrarindan da ayni oranda vazgectikleri ortada
    Mamafih, ortada bir sorun var yuksek issizlik daha dogrusu yukselen issizlik(benim hesaplarima gore issizlik onumuzdeki sonbahar sonunda rahat %17yi bulur bulmasa bile 2020 ocak-subat issizlik orani garanti en iyi ihtimalle %17 issizlik o da en iyi ihtimal)
    Sizce bu sorunlardan para basarak mi cikmayi dusunuyorlar?

    YanıtlaSil
  39. Hocam.Merkez bankasının birikmiş yedek akçesinin bütçeye aktarılması ve her yıl kardan yedek akçeye ayrılan payın %6 ya düşürülmesi İle ilgili yasa meclise geliyormuş heralde.Bu konudaki görüşlerinizi merak ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi olur, hazineye para lazım.
      Ha merkez ha hazine ne fark eder, ikisi de bu vatan için çalışan kurumlar, birinin ihtiyacı varken diğerinin parasının olması abes olurdu.

      Zorunlu karşılıkları değiştirerek piyasaya giren parayı yine toplarız, döviz fiyatı artmaz.

      Sil
    2. Birden fazla hissedarı olan bir anonim şirkette en büyük payı olan kişi yedek akçelere el koyarsa buna normal der miydiniz?

      Sil
    3. Turk tipi parasal genisleme
      Onumuzdeki donemde enflasyon fiyatlar ve dovizin artacaginin belirtisidir.

      Sil
    4. Yapılan o kadar büyük haksızlıklar,hukuksuzluklar ve adaletsizlikler var ki hocam.Sanırım artık kafamızda çoğu şeyleri normalize ettik ve sadece sınırları korumaya çalışıyoruz.Bu sınırlar aşıldıkça da yeni sınırlar çiziyoruz sadece.Şimdi bu merkez bankasının küçük hissedarlarının hakları kimin umurunda.Bizim şu anki yeni sınırımız bir seçimin hukuksuzca iki kez iptal edilmesi belki de.Bu konuda çok fazla yorum dinledim ama sizden başka bunu dile getiren hiç kimse yok.

      Sil
  40. Hocam tekrar tekrar elinize sağlık ömrünüze sağlık demekten yorulmayacağız. Tıpkı sizin yazmaktan ve anlatmaktan sıkılmadınız gibi. Ancak,kendinizi yormayın ,yazmayın, söyleseniz de boş, bunlar olmaz gibi yorumlara kızıyorum.Naçizane buradan bu şekilde yazan arkadaşlara küçükte olsa bir şeyler söylemek istiyorum.Arkadaşlar hocamız meslektaşı olmaktan benim de gurur duyduğum ekonomi eğitimi almış bir insan ve bir çok konuda bilgi ve düşüncelerini bizlerle paylaşıyor.Bizler ancak paylaşımı için teşekkür ederiz ya da konuyu hocanın belki de görmediği başka açıdan kritik edebiliriz .o kadar. lütfen lütfen lütfen.Mahfi Eğilmez ler çok sayıda değil saygı ve sevgi ifadeleri ile yorum yazalım. Hocama ve saygı özeni gösteren yorumculara teşekkürler selamlar.

    YanıtlaSil
  41. burada önemli olan iki füze bataryası nedeniyle bir ekonomi nasıl oldu da çökertilme tehdidiyle karşı karşıya bırakıldı. neden bu derece kırılgan ve dış sermaye giriş çıkışlarına aşırı hassas hale getirildi. bunların sorgulanması için kafa yormamız gerekirken s-400 konusuna kafa yoruyoruz. ayrıca s-400 halledilse de fed faiz de indirse bu bizim 16 yılda verdiğimiz birikimli cari açığın 567 milyar dolar olduğu gerçeğini değiştirmiyor. burada işte bu birikim elimizi kolumuzu bağlıyor. boşuna dememişler; geçmiş günahların gölgesi uzun olur diye!. biz bu büyük günahın yani iktisadi günahların bedelini er geç ödeyeceğiz. ne kadar erken ödemek istersek o derece çabuk toparlanma şansımız olur. aksi halde bedel katmerlenerek artacaktır. hocam bu yüzden de fed faiz indirse de türkiyeye sizin dediğiniz gibi sermaye akımları olmasını zor görüyorum üstelik takır takır kredi notlarımız düşürülürken. ab sürecinden bu derece kopmuşken küresel boyutta iktisadi ve siyasi belirsizlikler artıyorken dediğiniz olması çok düşük olasılıktır. bakalım bu yaz ve sonrası ciddi iktisadi ve siyasi yerel ve küresel boyutta çok şeye gebe gibi görünüyor hocam.

    YanıtlaSil
  42. Hocam S 400 alırsak dolar söylendiği gibi ziplar mı yoksa uçar mı?

    YanıtlaSil
  43. Rusya ile yatağa girerken dikkatli olun koskoca bir ülke ve en doğusundaki bir liman hariç denizlere açılmak zorunda. Bu nedenle ya güneye yani bize ya da batıya yani Avrupa’ya baskı uyguluyor. Nefes alması için bunu yapması lazım. Yani gözü sürekli üzerimizde ve büyük açık vermemek gerekir. ABD’nin ise bizim üzerimizde gözü yok. Ortadoğu’daki çıkarlarını baltalamadığımız sürece ABD-Türkiye birbirini idare eder gider. Ama Rusya ile dikkatli olmak gerekir. Bu arada olabildiğince ticareti artırıp karşılıklı ekonomik, ailevi bağlar kurmak yararlı olur.

    YanıtlaSil
  44. Anlaşılan besleme basın takipçileri de Mahfi beyi izlemeye başlamış! İyi tarafı kavrayabilme ihtimalleri ama kötü tarafı üslûp kaybı. Emir kipli yorumlar,kişilere lâkap takmaları,alaycı giriş cümleleri. Hay aksi sanırım ben de gaza geldim. Oysa anlamaya çalışıyordum.

    YanıtlaSil
  45. Bir ulkenin 10 yillik tahvil faizinin o ulkenin merkez bankasi faiz orani ve enflasyon oranin altinda olmasi nedir neyin gostergesidir? Iyi midir? Ne gibi sonuclar dogurur o ulke icin??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1-)O ülkede kur riskinin çok yüksek olduğunu ve bu kur riskinden dolayı merkez bankasının faizi indirmediğini
      2-)O ülkede enflasyon riskinin yüksek olduğunu
      3-)Devletin borçlanma ihtiyacında iyileşme olduğunu ve merkez bankasının faiz indirimi yapma konusunda geç kaldığını
      4-)Merkez bankasının Düşük faiz yüksek kur politikasına geçme konusunda onay vermediğini
      5-)Merkez bankasının cari açığı kapatma konusunda istekli olmadığını
      gösterir.

      Ekonomi için iyi değildir. Faizin yüksek olduğu ülkede resesyon olur ve işsizlik artar. İnsanlar işyerlerini kapatırlar, ev almazlar araba almazlar faizden para kazanmaya başlarlar.

      Merkez bankası, s400 ile ilgili durum netleşir netleşmez,haftalık borç verme faizini tahvil faizine yaklaştırmalıdır. Faizler inince kur artacak kur artınca insanların alım gücü azalacak ve enflasyonda bir artış olmayacaktır.

      Bu sebeple faiz düşümleri, kuru arttırırsa talep enflasyonunu arttırmaz.Çünkü kur artışıyla beraber talep azalır.
      Faiz düşümleri kuru arttırmazsa enflasyonu arttırabilir. Çünkü kur artmayınca insanların talep -alım gücü azalmaz.Faizler düşünce alım güçleri yükselir ve enflasyon artar.

      Sil
  46. fed faiz indirince neymiş türkiyeye para yağacakmış. 1- türkiye eski türkiye değil bu yüzden de para yağmayacak. 2- fed faiz indirmeyecek ki indirse dahi sıcak para özellikle brezilya Meksika Hindistan gibi risk primi daha düşük ekonomilere gidecektir ve bu da bizde son 2 yıldır diğer gelişmekte olanlardan negatif ayrışmayı daha keskin yapacaktır. yani birçok gelişmekte olan ekonomi de büyüme ivmesinde artış yaşanırken biz negatif fazda büyümeye devam ederek fena şekilde olumsuz ayrışmada hız kazanmış olacağız. 3- avrupa ekonomisi yavaşlamada ki bizim de ihracatımız giderek azalacaktır. kısacası fed, faiz indirecek ki ben hala iddialıyım fed faiz indiremez indirirse abd deki tahvil hisse senedi emlak balonları patlayabilir ve ekonomide aşırı ısınma beraberinde enflasyonist baskıyı hızla artırabilir ve bu da yine yeniden daha sert faiz artışlarını getirebilir. o yüzden fed dünyayı daha hızlı finansal krize sürüklemek istiyorsa faizi indirsin. benim kanaatim yıl sonuna değin politika faizini 2,25-2,50 bandında sabit tutacaktır ve para yakmaya aylık bazda azaltarak da olsa devam edecektir. kaldı ki abd de bile 2 yıllık tahvil faizi ila 10 yıllık tahvil faiz spreed leri zaman zaman tersine dönmeye başlamıştır. yani getiri eğrisi sağdan sola kayma trendi göstermektedir. bu da özelllikle bankaların para kazanmada artık ciddi sorunlar yaşadığını gösterir ki bu da kredi tabanlarında daralmayı getirerek finansal kaldıraçları yükselten besleyen kredi mekanizmasının yavaşlamasını ve bu da finansal kaldıraçların önce çatırdamasına sonrasındaysa hızla kırılmasına neden olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her cumlene her kelimene %100 katiliyorum.
      Fed faiz indirmez. Indirmesi de makul ve mantikli degil. ABDde suan ekonomi cok cok iyi durumda. Tum veriler ekonominin iyi gittigini gosteriyor. Enflasyon makul buyume istikrarli stabil issizlik zaten yok. Boylesi durumda Fedin faiz indirmesi kendi ayagina sikmasi demektir.Ekonomi isinir maliyetler en basta dusuk isisizlikten kaynakli iscilik maliyetleri artar ve cari acik firlar dahasi dolarin faizi dusecegi icin de dis kaynakli emtia fiyat artislari petrol fiyat artislari da ABD ekonomisini hem maliyet yonlu hem cari acik yonlu vurur. Fedin faiz indirmesi intihardir. Zaten edinilen kulis bilgileri de indirmeyecegi yonunde sadece Trumpun agzina bir parmak bal calmaktan ibaret.
      Fed Faiz indirmez sadece bekle-gorde devam eder 2020de de para yakmayi sonlandirip faizleri arttirmaya devam eder.
      Fed faiz indirmese bile euro bolgeis para bassa bile bize 1 cent dusmez. Turkiyenin siyasal ortami ve ekonomik ortami belirisizligi ortada. Makro veriler komple gerceklikten kopmus durumda. Resmi enflasyonla pazardaki enflasyon farkli. Dahasi kurlar faizler baski altinda. Turkieyye 1 cent gelmez gelmez kardesim gelmez artik anlayin bunu FEDde faiz indirmez koskoca profoserleri dinliyorum sizin bu yukaridaki yaptiginiz yorumlarin icindeki mantik yok sozlerinde nasil akademik calismislar nerden almislar diplomalari cozemedim. Bir iki tanesini dinledim okudum yok diyor Fed faiz indirecek ABDde enflasyon dusuk buyume dusuyor trump gergin fed faiz indirmesi lazim. Adamin kurdugu ekonomi modeline bak.

      Sil
  47. Mahfi bey

    Japon imparatorunun, konuklarını ağırladığı odada 'şatafat hiç yok' desek yeridir:

    (Linkte virüs yok) https://pbs.twimg.com/media/CQ0MEq6WoAA8UlT.jpg:large

    Bunun sebebini biliyor musunuz?

    YanıtlaSil
  48. Selam Hocam,

    Güzel yazınız için teşekkür ederim.

    Bizim memleketin derdi hiç bitmiyor, en son sene başında seçimler konuşuluyordu, bunaldım Türkiyeden haber izlemeyi bıraktım, seçim tartışmalarından haberdar oldum ama hiç detaylarına girmedim, şimdi ilk kez bir daha açtım, sizin yazılar ile ülkenin sorunlarına giriş yaptım tekrar. Hep sorun hep sorun, bu sefer seçim bitmiş s400 başlamış, o biter başka bir şey başlar.

    Haber sitelerine de baktım, o kadar kısır kalmış ki ortamları, hepsini kurutmuş ülke.
    Siyaset var, Ekonomi az biraz var, Futbol var, bu millet ne yapar nasıl yaşar yok!?
    Ahalinin durumu nedir yok.

    Siyaset demişken iki isim var Erdoğan ve Ekrem, başka bir şey kalmamış ( Geçen de Muharrem ile Erdoğan vardı).
    Bizim millet Karagöz Hacivat oyununu seviyor ondan her halde, iki tanesi öne çıkmış.

    Ekonomiye hiç girmiyorum, siz çok iyi biliyorsunuz, konular dolar, hukuk, yapısal reform üçgeninde sığ kalmış. Bir sürü derin ekonomik tartışmaya hiç girilebilen ortam kalmamış, orda da kısırlaşma var.

    Futbol klübüne bakınca, battı mı batıyor mu, batacak mı tartışmaları. 20 yıl önce izlemeyi bıraktığımdan beri aynı.

    Herkes Türkiye şenlikli bir ülke der, bahsederken, her an her şey olabilir derler, gündem yoğun derler. Aslında işin özü öyle değil. Türkiye gündemi o kadar sığ ki... 3 aydan 3 aya, 6 aydan 6 aya izleme imkanınız olsa, benim gibi, gündemin hiç değişmediğini görürsünüz.

    Şimdi ne olacak diye sormuşsunuz?
    Hiç bişi olmayacak. S400 bitecek başka bir sorun çıkacak, o sorun bitecek daha başka bir sorun, sonra bir başkası.

    Halk fakirleşmiş, kimse umursamayacak, siyasetçinin biri halka güzel laflar edecek oylarını alacak sonra aynı tas aynı hamam devam edecek, siz de yapısal reform ve yeni ekonomik rakamların güncelleyerek yorumlarınıza devam edeceksiniz. Her seferinde insanlar güzel yazdığınızı belirtecek, size teşekkür edecek.

    Türkiye değişmez hocam, değişmez.

    YanıtlaSil
  49. Üstad, fotoğrafı çekmişsiniz yine, tespitlerinizi çok yerinde buldum.
    Fakat bir konuda sizin görüşünüzü merak ediyorum.Türkiye bu tabloda net bir şekidle tarihi bir yol ayrımında.Bu sürecin sonu bizi örneğin nato dışında kalmak gibi bambaşka bir eksene götürbilir.
    Sizin bu konudaki tahmininizi merak ederim.
    Saygılar Hocam

    YanıtlaSil
  50. Bir kısmını saydığınız sorunların kaynağı bu iktidar. O halde bu iktidarın kendi yarattığı sorunları çözmesini beklemek pek de gerçekçi olmaz. Yani iktidar ve sistem değişmeden ne hukuk ne demokrasi ne eğitim ne de dış ilişkilerde bir arpa boyu yol alamayız. Bunların yapacağı tek şey makyaj olabilir ki buna genelde şark kurnazlığı da deniliyor.

    YanıtlaSil
  51. Mahfi hocam toplum tasarrufa yöneldi diyebiliriz bu noktada büyük ihtimalle tasarruf paradoksu gerçekleşebilirmi

    YanıtlaSil
  52. Dolar kurunun olması gereken yer neresidir? Bununla ilgili en yaygın hesaplama yöntemi, ABD ile Türkiye’nin enflasyon karşılaştırması ve dolar artışının fark kadar olması. Bu hesaplama yönteminin doğru sonuç vermediğini düşünüyorum. Çünkü dolar kuru, enflasyon farkından daha hızlı artmış. O zaman bu değerleme yöntemi çökmüş.

    Burada doların olması gereken yerinin tespiti için farklı bir sistem geliştirilmeli. Bana göre doların olması gereken yerin tespiti için cari açık verileri kullanılmalı.

    Merkez bankası dolar kurunu , Cari açık/gsyih<1 aynı şekilde cari fazla /gsyih <1 değerlerini sağlayacak seviyelerde tutmalı. Bu amaçla gösterge faizlerini hızlıca değiştirebilmeli.

    Elbette en ideal nokta Cari fazla/gsyih=1 seviyesi. Bu sebeple dolar kuru hala düşük. Çünkü nisanda 1,3 milyar dolar açık verdik. Merkez bankası dolar kurunu 6 nın üstünde tutacak şekilde faizleri indirmeli. Ancak burada zaman önemli. Ben trumpın blöf yaptığını düşünüyorum. S400 ler ülkemize geldikten sonra tavır değiştirecek ve olası bir ekonomik ambargoya tam destek verecektir.

    Bu sebeple Merkez Bankası,Trumpın g20 deki söylemlerine aldanmamalı ve S400 ler ülkemize yerleşene kadar beklemeli, s400ler ülkemize yerleştikten sonra, kurda artış olmaması durumunda faiz indirmeli. Eğer kur, 7.00 tl üstüne çıkarsa da hızlıca faiz arttırmalı ve kurun 6,00- 7,00 arasında kalmasını sağlamalı.

    Bundan sonraki süreçte bütçe dengelerinin tekrar kurulacağını düşünüyorum. Çünkü Ankara ve İstanbul belediyeleri muhalefete geçti bu sebeple Hazineden bu belediyelere kolay kolay mali destek olmayacaktır. Zaten en ideali tüm belediyelerin gelir,gider dengelerini tutturmalarıdır... Ayrıca Sinop Nükleer enerji santrali ve Kanal İstanbul gibi birçok yatırımın iptal edilmesi de ekonominin toparlanacağının göstergesidir.

    Merkez Bankasının doğru zamanlarda doğru kararları alması çok önemli. Aksi takdirde ciddi cari açıklar veriyoruz ve bu cari açık dönemlerinin sonunda mutlaka kriz,küçülme ,işsizlik yaşıyoruz. Artık bu kısır döngü bitmeli. Merkez Bankası, cari fazlaya geçilecek şekilde faizleri ayarlamalı. Kendi ayaklarımızın üstünde durmayı öğrenmeliyiz artık.. Yani cari fazla vererek büyüyebilmeliyiz…

    YanıtlaSil
  53. Hakikatte karşılığı olmayan akademik yazılar. Kuvvetler ayrılığı asıl şimdi var. Geçmişte yürütme ve yasamadan çıkıyordu. Şimdi tamamen ayrıldı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!