İktisat ve Ekonomi Aynı Şey midir?
İktisat; Arapçada tam hedefe
yönelme anlamına gelen kast sözcüğünden türetilmiş bir sözcük. Şemseddin Sami’nin
ünlü sözlüğü Kamus-ı Türki’de iktisat kelimesinin iki anlamına vurgu yapılıyor:
Ölçülü, ılımlı davranma ve harcamada tasarruflu olma. Sözcüğün İngilizcesi
Economics, Fransızcası Économie.
Türkçede, bu bilim dalı için uzun süre İktisat kullanıldı. O dönemlerde kurulan
bölümlere ve fakültelere de İktisat Fakültesi veya İktisat Bölümü adı verildi.
İlerleyen dönemlerde Fransızcadan uyarlanan Ekonomi de kullanılır oldu.
İngilizcedeki Economics ile
Economy ya da Fransızcadaki Économie
(Türkçeye ikisi de Ekonomi diye çevriliyor) aynı kökenden gelseler de farklı
anlamlar taşıyor. Economics, bilimin adı. Economy ise o bilimin çerçevesini
çizdiği sistemin adı. Bir başka ifadeyle ekonomi, bir ülke veya bölge ya da
dünyanın tamamının üretim, tüketim, yatırım, parasal ilişkiler gibi ekonomik
göstergeler çerçevesindeki durumunu ifade ediyor. İngilizcedeki bu ayrıma
karşılık Fransızcadaki Économie
hem bilimi hem de sistemi ifade ediyor. Türkçede de durum Fransızcadaki gibi.
Ekonomi hem bilimi hem de sistemi ifade ediyor. Mesela bilimi kastederek
ekonomi dediğimizde arz, talep, firma dengesi, para arzı, GSYH, enflasyon,
işsizlik gibi konularla uğraşan, onları tanımlamaya, açıklamaya ve yorumlamaya
çalışan bilim dalı anlaşılıyor. Buna karşılık İngiltere Ekonomisi (British
Economy) dendiğinde İngiltere'nin ekonomik sistemi ve onun işleyişi
anlaşılıyor.
Türkçede hem bilim dalı hem de
sistem Fransızcadaki ekonomi gibi adlandırılınca işler karışıyor. Ekonomi
dendiğinde bilim dalı (Economics ya da İktisat) kastediliyor buna karşılık Türkiye
Ekonomisi dendiğinde Türkiye'nin ekonomik sistemi ve işleyişi anlaşılıyor.
Bu açıdan bakıldığında İktisadın
bilimi (economics) ifade etmesine karşılık ekonomi Türkçede hem bilimi hem de
ekonomik sistemi (Türkiye Ekonomisi) ifade ediyor.
Özetle söylemek gerekirse
Konu
|
Kapsam
|
Örnek
|
İktisat
|
Bilim dalı (Economics, Économie, Ekonomi)
|
Makroekonomi (Macroeconomics, Macroéconomie, Makroekonomi
|
Ekonomi
|
Bilim Dalı (Économie, Ekonomi)
|
Macroéconomie,
Makroekonomi
|
Ekonomi:
|
Sistem (Economy, Économie, Ekonomi)
|
Turkish Economy, L'économie de la Turquie, Türkiye
Ekonomisi
|
Bunlara ek olarak bir de Siyasal
Ekonomi var. Ekonomi bilimi ilk kez bilimsel bir çerçevede ortaya atıldığında
adına siyasal ekonomi (İngilizcede Political Economy, Fransızca’da Économie
Politique) denmişti. Siyasal ekonomi denmesinin nedeni bu yeni bilim dalının
siyasetle ve içinde bulunduğu sistemin ideolojisiyle iç içe konumda
bulunmasıydı. Her siyasal sistemin ayrı bir ekonomi bilimi vardır. Bir başka
ifadeyle kapitalizmin, sosyalizmin hatta sosyal demokrasinin ekonomi bilimleri
farklılık gösterir. Mesela kapitalizmde piyasa, arz ve talebe göre dengeyi
kurar ve fiyatı ortaya çıkarır. Buna karşılık sosyalizmde piyasa yoktur arz ve
talebin görevini merkezi planlama sistemi yapar ve fiyatı bu sistem belirler.
Sosyal demokraside ise hem piyasa vardır hem de planlama. Fiyatların çoğu
piyasada arz ve talebe göre belirlense de bazı temel mallara devlet müdahale
eder ve fiyatları kendisi belirler. Ekonomi biliminin evrenselliği konusundaki
en önemli eleştiri de her ideolojinin ayrı bir ekonomi bilimi olmasından gelir.
Siyasal ekonomiye, ekonomi
(İngilizcede economics) denilmesi Alfred Marshall ile başladı. Marshall’a kadar
yazılan bütün ekonomi kitapları siyasal ekonomi adını taşırdı. Matematiksel
analizi ve psikolojiyi ekonomi bilimine birer analiz aracı sokan Marshall,
ekonomi biliminin artık ideolojiden soyutlandığını ve fizik (physics) gibi
matematik (mathematics) gibi bir bilim haline dönüştüğünü ve dolayısıyla
ekonomi (economics) adını almayı hak ettiğini düşünmüş olmalı. Oysa böyle
bir şey olmadı. Bugün okullarda okuttuğumuz iktisat ya da ekonomi bilimi
kapitalist sistemin ekonomi bilimidir. İstediği kadar matematik kullansın
bundan kendisini kurtaramaz. Sosyalist sistem dünyaya egemen olsa özel mülkiyet
ve dolayısıyla piyasa ortadan kalkacağı için arz ve talep olmayacak ve
dolayısıyla ekonomi bilimi bugün okutulandan bambaşka bir yapıya geçecek.
Buna karşılık ekonomi bilimi bugün,
daha önce hiç olmadığı kadar evrensel bir bilim durumuna geçmiş bulunuyor.
Çeyrek yüzyıl önce dünyanın bir bölümü kapitalist ideolojiyle bir bölümü de
sosyalist ideolojiyle yönetiliyordu. İkisi arasında yukarıda değindiğim gibi
piyasa mekanizması başta olmak üzere ciddi farklar var. Çeyrek yüzyıl önce dünyanın
bir bölümünde piyasa mekanizmasına dayalı bir ekonomi sistemi yürürken bir
bölümünde devletçe belirlenen miktarlarda üretime ve yine devletçe belirlenen
fiyatlarla alım satıma dayalı bir başka ekonomi sistemi egemendi. Ve bu iki
sistem ve bu iki sistemin ekonomi bilimi birbirinden genel olarak kopuktu. Bugün,
küreselleşme sonucu dünyadaki bütün ülkelerin ekonomi sistemi piyasa
mekanizmasına dayalı hale geldi ve kapitalist sisteme geçti. Çin bile sosyalist
ilkeleri koruduğunu iddia etmesine karşılık kapitalist sistemin bir parçası
haline geldi. Dolayısıyla Marshall’ın, ekonomi biliminin ideolojiden soyutlanıp
evrensel bir bilim haline geldiği iddiası o dönemde olmasa da günümüzde gerçekleşmiş
görünüyor.
Ekonomi fen bilimi değildir.düşünceden soyutlanamaz.Marshall ın vb.lerinin yaptığı kapitalizme kutsallık kazandırmak dogmalar üretmek olmuştur.laikleşen toplumlarda kardinallerin kilisenin işlevini bu yeni ekonomistler almıştır.birileri nasıl ortaçağ da tanrının düzenine boyun eğin kurulu düzeni kabul edin bu kaderinizdir diyorsa bu yeni ekonomistler de aynı biçimde sınıfınızı kabul edin kaderinizdir diyor.yani yeni ruhban sınıfı artık ekonomistlerdir.ancak dogmaları sürekli sorgulanıyor istedikleri kadar dünya düzdür desinler.
YanıtlaSilKusura bakmayın ama çelişkilerle dolu bir yorum yapmışsınız.
SilEkonomi, sürekli değişen teorilerle insanın ve koşulların değişimine ayak uydurmaya çalışan bir bilim dalı. Ortaçağda geçerli olan dogmatik din yaklaşımı ise hiçbir değişikliği kabul etmeyen, yeni yorumlara kapalı bir anlayışa dayanır. Dolayısıyla ikisi arasında uzaktan yakından benzerlik yok.
"Marshall, ekonomi biliminin artık ideolojiden soyutlandığını ve fizik (physics) gibi matematik (mathematics) gibi bir bilim haline dönüştüğünü ve dolayısıyla ekonomi (economics) adını almayı hak ettiğini düşünmüş olmalı. Oysa böyle bir şey olmadı. Bugün okullarda okuttuğumuz iktisat ya da ekonomi bilimi kapitalist sistemin ekonomi bilimidir. İstediği kadar matematik kullansın bundan kendisini kurtaramaz"
SilDogmadan kastım iktisatın matematiğe indirgenmesi ve emeğin yaratıcılığını yok sayması piyasayı kutsallaştırmasıdır.sürekli krizler bu ön kabülleri geçersiz kılıyor.piyasanın kutsallaştırılmasıyla dünyanın yaratılış efsaneleri benzer şeylerdir.din de klasik liberalizm de ön kabüllerini sorgulatmaz.
Bugün bunların hepsi sorgulanıyor. Birçok yeni yaklaşım çıkıyor ortaya. Bir zamanlar matematik iktisatta amaç gibi ortaya konmuştu doğrudur. Ama bugün artık sadece bir araç olduğu kabul ediliyor. Emeğin yaratıcılığı da yok sayılmıyor. Keynes'den beri piyasa da kutsallaştırılmıyor artık.
SilHocam büyüme ön kabülünüz yok mu? Büyümeyen ekonomi krizde demek sizin için. Üretimi arttırmak birinci önceliğiniz. Büyü büyü nereye kadar. Dünyayı yok edeceksiniz. Şu anda sadece Hindistan'da ki insanlara avrupa standardında bir tüketim sağlamak isteseniz kaynak için 7 adet dünya lazım. Bu dünya da yaşamaya devam etmek istiyorsak yeni bir şeyler söylememiz lazım. Ekonomi biliminin de söyleyeceği yeni bir şeyler olmalı. Ama büyüme, karlılık, üretimi arttırma dogması dışında söylediğiniz bir şey yok.
SilGüzel bir tartışma olmuş. Adsız'a şöyle bir itirazım olacak. "Büyü, büyü üretimi artır" diyenler ekonomistler mi yoksa insanlar (biz) mı? Daha fazla refahı, zenginliği istemek (çoğu)insanın doğasında var. Bu istek çoğunlukta olduğu sürece 1 küsur milyar "fakir" hintliden 100 milyon refah düzeyi daha yüksek hintli gruba geçmek isteyenler yöneticilerinden bu yönde talepte bulunmaya devam edeceklerdir. Çünkü bu insanlar yöneticilerden önce köyüne elektrik, sonra baz istasyonu ve iphone'un en son modelini (alacak geliri) talep edecekler. Ya da "höt, otur oturduğun yerde, sana bu kadarı yeter" diyecek bir sisteme geçilecek. Ekonomi bilimi bu durumda ne söyleyebilir (dikte edebilir) bilmiyorum. Bilimler daha çok "durumu" açıklamazlar mı? Daha iyi bir dünya talebiniz ne kadar haklı bir talep olsa da görünen o ki bu daha iyi dünyaya ekonomistler veya liderler dedi/istedi diye değil insanlar istedi diye ulaşacağız. Özellikle batıda yeni neslin (millenial) çevre, yaşam tarzı (ABD'de büyük evlerin fiyatları giderek düşüyor, plsatik kullanımına karşı direnç var vb.), çoğalma konusuna bakışları biz baby boomerlara göre oldukça farklı. Ben gençlerden umutluyum. Herkese iyi günler.
Silİtirazını anladım karma. İtirazın da sonuna kadar haklısın. Elbette ki insanlar değişmeden hiç bir şey değişmez. Ama insanları ne değiştirecek? Bence bilim insanların düşüncelerini değiştirmek için çok etkili yollardan biridir. Ama ekonomi bilimi bu değişimin önüne ket vuruyor. Büyümeden sadece ihtiyaçlarınızı karşılayarak yaşamak şuan ekonomi bilimi için imkansız bir şey. Ekonomi bilimi diyor ki büyüme yoksa kriz vardır. Kriz varsa işsizlik vardır. İşsizlik varsa açlık vardır. Yani daha çok üretip ( Doğal olarak ürettiğimizi tüketeceğiz. ) büyümezsek açlıktan ölürüz. Oysa görünen o ki daha çok üretirsek ( yani tüketirsek ) dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirip kendi kendimizi yok edeceğiz. Çocuklarımızın ve torunlarımız bu dünyada yaşamaya devam etmesi için ekonomi biliminin dünyayı yok etmeyen bir ekonomik sistem önermesi lazım. Burada ki eleştiri uygulayıcı ekonomistlerden ziyade bilim üretenlere ekonomistlere yönelik. Böyle giderse dünyayı yok edip içinde biz de yok olacağız.
Silhttp://www.mahfiegilmez.com/2019/09/kate-raworthun-simit-ekonomisi-uzerine.html
SilKaleminize sağlık hocam
YanıtlaSilMahfi Hocam baktı ki olmuyor işin ABC'si olan tanımlardan tekrar başlamış. Ben kendime yazıyorum diyor ama o bunları zaten biliyordur. Hocam, bana sorarsanız teoride bir sorun yok, sorun uygulamada. Bir Batılının bize de uyarlanan Ortadoğu ülkeleriyle ilgili bir analizi vardı. Toplumun en zekilerinin tıp ve mühendisliği seçtiği, onun altındakilerin kamu yönetimi okuyup bürokrat olduğu, en alt kesimin ise siyasetçi olup diğer ikisini yönettiği şeklinde özetlenen analizden bahsediyorum. Bizde Demirel inşaat mühendisi, Özal ise elektrik mühendisiydi. Bir fark yaratamadılar. Şimdilerde siyasete en çok meraklı kesim hukukçular ama gel gör ki ülkede en sorunlu alan ADALET.
YanıtlaSilTÜRK HALKI OLARAK KADERİMİZ HEP KÖTÜ İLE DAHA KÖTÜ ARASINDA BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDA KALMAK. 5 YILDA BİR ÖNÜMÜZE GELEN FIRSATTA DAHA KÖTÜ GELMESİN DİYE KÖTÜYÜ SEÇMEK ZORUNDAYIZ YİNE.
ABD’nin,Laik sağı yıkıp,Ilımlı İslam güncelleme Projesi uygulama sahasına sokması.Ekonomi politiği Çiller doktrini,kalanı ,kelime salatası,öföri,dayılanma,Sonuç onarılamaz enkaz. Astirastombili
SilHep kötünün iyisini seçmeye çalıştığımız doğrudur ancak hepimizin de temiz olduğunu düşünmemek lazım. O kötü ve daha kötü uzaydan gelmiyor. Bizim içimizden çıkıyor. Biz ne kadar iyiysek yöneticiler de o kadar iyi.
SilMühendislik,fen bilimlerinin insan hayatına teknoloji ile sokulması.İnşaat paket Projesi ve içinde Elektrik hat ve alet tasarı mı eğitimi alıp,Ekonomi politik yapmak,proje çizmeye benzemez.Şairi ve Ruhbanı ekle.Yıka yapa yol alınmaz.Aktör yeten eksilikte direndikçe.Döner döner,ilk baştan,sıfırdan başlarsınız.Sistemik Krizler bitmezcesine sıraya girer. Astirastombili.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilKelimelerin etimolojik kökenlerini kullanarak ekonomi kelimesi için Türkçe bir kelime önerilebilir mi/önerebilir misiniz?
Önersek bile kullanılmaz. İktisat ve Ekonomi yerleşmiş artık.
SilGeçmişte Atatürk'ün TDK'sı önermiş: Geçimbilim ve Tutumbilim...muhafazakarlar iktisat (oysaki iktisadiyat denmeli), batımerkezciler de ekonomi demişler...hatta başka kargaşalar da üretmişler...
SilHocam her şey için çok teşekkürler. Hem burada değerli yazılar paylaşıyorsunuz, hem sosyal medyada aktif olarak paylaşımlar yapıyorsunuz. Bunların hepsi bilgilendirici paylaşımlar ve sayenizde çok şey öğreniyoruz. Yorumları okuyorum. Üstüne birde yorumlara cevap veriyor insanlarla iletişimde kalıyorsunuz. Bu gerçekten çok ciddi zaman alıyor olmalı. Emekleriniz ve değerli zamanınız için çok teşekkürler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHocam merhaba. Sizin yazınızdaki iktisat ve ekonomi farkını ki küçük bir fark bence, üniversitelerde nasıl bir ayrım yapılıyor da hem iktisat hem ekonomi bölümleri kurulabiliyor. Üniversiteler yazınızdaki bu ayrımı bilerek eğitim verebilecek düzeyde değiller bence o yüzden ha iktisat ha ekonomi mantığında veriyorlardır diye düşünüyorum eğitimlerini ve bu da farklı bölümden mezun olmuş ama aynı işsizliğe kucak açmış mezunlar oluyor. Saygılar..
YanıtlaSilÖnemli olan hakkıyla öğretmek, isim önemli değil.
SilMerhaba hocam, Ekonominin bilimselliği bazı zamanlarda tartışma konusu olmuş ve halende oluyor. Özellikle Ceteris Paribustan dolayı. Çok fazla varsayımlarla hareket ediyorsunuz diyorlar. Onun için ekonomideki teorilerin doğruluğu her zaman tartışma konusu olmuştur. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
YanıtlaSilAlbert Einstein evreni sabit sanıyordu ve sabit evren varsayımına dayalı teori geliştirdi. Ta ki Hubble evrenin genişlemeye devam ettiğini keşfedene kadar. Ve Einstein ondan sonra sabit evren yaklaşımına dayalı teorisi için "hayatımın en büyük hatasıydı" dedi. Ama o arada fizik bilimi Einstein teorisine göre şekillendi. İşte bu da en fazla bilim olarak kabul edilen fizik biliminden bir örnek. Benzer birçok örnek var.
SilBilim budur. Daha doğrusuyla değiştirilmek üzere ortaya atılmış teorilerden oluşur.
Ekonomi, insana bağlı olduğu için çok daha sık değişen teorilere sahip olduğu için daha çok tartışma konusu olur.
Teşekkürler hocam.
SilEinstein da amma bilgisizmiş!
SilHocam, Einstein bana sorsa söylerdim evrenin sabit olmadığını.
Mahfi Hocam verdiginiz örnek bilimsel dogmatizme de çok uyuyor. Genişleyen evren bir ilk gerektireceği için uzun süre dikkate alinmadi. Stephen Hawking nasil olupta bunca zaman evrenin durağan olduğunun düşünüldüğüne hayret ediyor. Istibdat her yerde.
Silİktisat-Ekonomi ilişkisi; Kahvehane-Cafe, Lokanta-Restoran, Anekdot-Öykü, Ambiyans-Hava, Aksiyon-Eylem Batıya uyarlama yani, yabancılar kolay anlasın...
YanıtlaSilEkonomi, doğa bilimleri gibi saf bir bilim değildir. İçine yargılar, ideolojiler girdiği için ve bunu matematikle harmanladığı için onu sosyal bilimler içinde ayrı bir yere koyabiliriz. Sosyal bilimler içinde matematikten en fazla destek alan bilimdir sanırım.
YanıtlaSilDoğrudur. İçinde insan olan her bilim dalı (sosyal bilimler) yargılara, ideolojilere açıktır.
SilMahfi bey, aşağıdaki hesaplamalardan hiçbir şey anlamadım:
YanıtlaSil1. RTL=R$+[(E*-E)/E]
2. E*=[1+(RTL-R$)]
3. E*=5.73,RTL=16,R$=3
4. E*=5.73[1+(0.16-0.03)]=6.47 YEP2019=>5.70
5. 5.73x[1+(RTL-0.03)]=6.00=>RTL=%7.7
İktisadi hesaplamalar bu kadar zor mu?
Aslında bunlar sözle de anlatılabilir.
Silİktisat (ekonomi), gevezeliktir.
YanıtlaSilİktisatçılar (ekonomistler), gevezelerdir.
Not: İstediğiniz kadar kızabilirsiniz; umrumda değil.
Niye kızalım. Geveze olduğumuzun farkındayız. Susan bir toplumda bırakın iktisatçılar bari gevezelik yapsın.
SilGeveze: Çok gereksiz şeyler konuşan (kimse), boşboğaz (Türk Dil Kurumu)
SilPeki iktisatçıların söyledikleri gereksiz midir?
Gereksiz:Boş, yararsız, beyhude, nafile (Türk Dil Kurumu)
Bir şeyin yarasız olduğu kanısı öznel bir yargı gibi görülebiliyor,benim için yararsızsa o şey gereksizdir gibi bir çıkarımda bulunuyor bazen insanlar
O insanlardan bir tanesinin yorumuyla karşı karşıyayız
Ayrıca kendi hayal dünyasında tartışmaların nasıl ilerlediğini/ilerleyemediğini yazdığı "Not" kısmından da sezebiliyorum.
Hayat, mühendislerin yaratıcılıkları üzerinden yükselir.
YanıtlaSilKendilerine "iktisatçı" diyenler de, oturdukları yerden çemkirir. Kendilerine "iktisatçı" diyenlerin, hiçbir yaratıcılıkları yoktur.
Sizin "Kendime Yazılar" başlığı altında yazdığınız yazıların bugüne kadar yaşamasını, gelişmesini sağlayan platformu (blogspot, web site), mühendisler tasarladı Mahfi bey, farkında mısınız?
Kendinizi mühendislerle kıyaslamaktan vazgeçiniz Mahfi bey. Siz, mühendis olamazsınız.
Doktorası olan müşteşarlık yapmış büyük bir iktisatçı akademisyenin, mühendisliğe özenmesine ihtimal bile vermem. Bizim ülkemizde öyle sizin dediğiniz gibi falan değil, mübendislk kopyala yapıştır oldu. Ayrıca çok sayıda mühendislk bitirip de ekonomiye özenen ve o işi yapan çok sayıda insanlar var.
SilAdsız 14.31 büyümüş te Mühendis olmuş, başkalarını beğenmez olmuş, sevsinler senin mühendisliğini cici şey. Sen ne içatlar yaptın bakalım, göster Mahfi amcana da sevinsin?
SilAdsız 14.31, 11 yaşında, arkadaşları ona Mühendis Bey diyor.
Bir de bunu eskilerin söyleyişi var;
"Ben sana mühendis olamazsın demedim, adam olamazsın" dedim.
Ben mühendisim ama iktisat doktorası yapmaktayım.Şunu açıkça ifade edeyim ki iyi bir iktisatçının dünyaya katkısı 1000 iyi mühendisten fazladır.Farkında değiliz ama iktisatçıların kurguladığı bir hayatı yaşıyor insanlık.
SilHayat, sanatçıların yaratıcılıkları üzerinden yükselir.
SilKendilerine "mühendis" diyenler de, oturdukları yerden çemkirir. Kendilerine "mühendis" diyenlerin, hiçbir yaratıcılıkları yoktur. Hepsinin ürünlerinin arkasında yaratıcı bir sanatçının eseri vardır.
Sizin ve (blogspot, web site) nin bugüne kadar yaşamasını, gelişmesini sağlayan,
"Kendime Yazılar" başlığı altında yazılan yaratıcı yazıların varlığı ve insanlar tarafından
okunmak istenmesidir Mühendis bey, farkında mısınız?
Kendinizi sanatçılarla kıyaslamaktan vazgeçiniz Mühendis bey. Siz, sanatçı olamazsınız.
Bu şartlatda mı , komik olma , bu akademik kariyerde birine bakacak olursak şu andan itibaren vasat bir çalışma ile 4 sene sonra , gayet iyi bir mühendis olur. Ha site tasarlamak mı diyorsun okumasına gerek yok , 1 haftalık sql ve c# eğitiminden sonra tamamdır.Önemli olan ülkesindeki 92 bin işsiz mühendisin ekonomik şartlarını neden sonuç şeklinde ortaya koyabilip , mühendislik yapabilmelerini sağlayan ekonomik altyapıyı irdelemekte . Bana sorarsan mühendiste olmasın , bu pozisyonda mühendisliğe bir mühendisten daha fazla katkısı var.
SilYahu,
YanıtlaSilFiyatlar yükseldiği halde, enflasyon nasıl düşebiliyor, daha bunu açıklayamıyorsunuz ki! Hangi iktisattan bahsediyorsunuz Mahfi bey!
Yahu,
TCMB 1 haftalık repo faiz oranını düşürüyor, ama, Dolar/TL kuru yükselmiyor! Daha bunu açıklayamıyorsunuz ki! Hangi iktisattan bahsediyorsunuz Mahfi bey!
Çok çelişkili birisiniz Mahfi bey çoooooook...
Ekonomi bilimdir, bilim dışı konuları açıklayamaz, çelişki filan yok. Siz, bilim dışı işleri ekonomi sandığınız için anlayamıyorsunuz o kadar. Biraz daha okuyup, çalışmanız gerekiyor, korkacak bir durum yok.
Sil=) Mahfi hocam yani fiyatları arttırıp enflasyonu düşürmek bilimsel bir iş değil büyü ile yapılacak bir iştir mi demek istiyorsunuz?
SilNe itici bir konuşma tarzın var maşallah sana.
SilHocam tine bu enflasyon olayına takılmış durumdayız.
YanıtlaSilTüketim alışkanlıkları, özellikle gıdada çok zor değişen şeyler.
Harcamalarımızı kıssak bile, dışarıda daha az yemek, eğlence için daha az harcama yapmak gibi daha kolayca vazgeçebildiğimiz şeylerden kısıyoruz. Ancak daha önce hangi tür ürünleri kullanıyorsak yine mümkün mertebe benzer ürünleri tercihen indirimde olanlar kullanıyoruz. Gıda, temizlik harcamalarımız neredeyse 2 kat arttı. Elektrik, doğalgaz vs fiyat artışları %50 mertebesinde arttı. Enflasyon nasıl düşüyor? Nasıl hesaplanıyor? Yetkililer denetlerken mağazayı arayıp şu şu ürünlerde fiyat indirin mi deniyor? Başka türlü 15 civarı çıkmaz bu enflasyon.
Yazınız için teşekkürler, Mahfi Hocam.
YanıtlaSilHacettepe Üniversitesi'nde bir hocam ekonomiden şöyle bahsederdi:
Ekonomi bir bilim midir, tartışılır ancak kesinlikle bilimsel yöntemlerden yararlanır.
Ekonominin genel çerçevesi insanların kararları, beklentileri ve kuşkusuz sosyolojik ve kültürel yapı üzerinde yükseldiği için onu bilim olarak kabullenmek güçleşiyor diye düşünüyorum.
Üniversite sıralarından beri kafama takılan bir konu var örneğin. "Fiyat azaldığında bir maldan talep edilen miktar artar iddiası". Giffen malları, züppe etkisi gibi kavramlar bu iddianın bir kanun olması önünde bariz engeller zaten ve fiyatın talep esnekliği konusunu detaylıca aktarmak da sorunu gidermiyor şahsi kanaatim.
Bağımlılık yaratan ürünlerin fiyatı yükseldiğinde talep miktarının düşmeyeceği, esneklik mevzunun temel dayanağı belki. Fakat bir düşünün, sigaranın paketi 50 liraya yükselse (tamam imkansız bu ama eğer bu bir kanunsa önemi de olmamalı) sigaradan talep edilen miktar düşmeyecek mi? Düşecek elbet. Belki insanlar kaçak sigara içecekler ama yasal satış kesinlikle düşecek.
Ekonomi ve iktisat sözcüklerinin hangisinin tercih edileceğinin belirlenmesinden evvel onun bilim
olup olmadığını netleştirmek daha mantıklı geliyor bana.
Bilim dendiğinde matematik ve fizik anlıyorsanız insanla uğraştığı için sürekli değişim içinde olan bilimlerin bilim olduğunu anlamak zor gelir. Bilim konusunda daha önce yazdığım yazılarımda değindiğim gibi bilimler farklıdır.
SilSelam Yakındiyar,
SilFiyat azalış veya artışlarındaki talep değişim, normal ekonomik şartlar altında geçerlidir.
Misal; İstanbul'da apartmanda yaşayan ve kırmızı eti çok tüketen bir insana, 7bin liralık ineği, 2 bin TL ye satamazsınız. Normal şartları bozan bir durumdur, ancak, hayvan pazarında, 2 dakika bile sürmez ineğin satılması.
Picasso'nun veya Van Gogh'un eserini 250 Milyon dolara Türkiye'de satamazsınız, isteklisi olsa bile isteyenin alım gücü yoktur.
Savaş görmüş ülkelere giderseniz, güvenli bölgelerde olduğu için elektriği olmayan evlerin fiyatı 8-9 katına kadar hızla çıkar. Mesela ben Afganistan'da çalışırken, İstanbul Nişantaşında evler 70 bin ile 120 bin Euro arasında iken, fakir Afganistan'da güvenli kötü apartman dairelerini 140 bin -250 bin Euroya insanlar alıyordu.
Ekonomik kanunlar, kendi şartlarına bağlıdır. O şart altında, çalışır.
Fizik ve Kimya da aynıdır. Kimyanın da normal şartları oluşmadığında hesaplar farklı çıkar.
Newton, Einstein ve Hubble fizik kanunlarını değiştiren insanlar oldular, hepsi bir öncekinin eksikliğini çıkardı.
Zaman ve Şartlar ile kanunlar değişebilir.
Şahabeddin Bey, açıklamalar için teşekkür ederim. Ama affınıza sığınarak görüşlerinizin bazı yönleriyle eksik olduğu kanaatini taşıdığımı belirtmek istiyorum.
SilÖncelikle normal ekonomik şartlar ile kastettiğiniz şey biraz muğlak kalmış ve inek alım satımı da bu kapsamda verilebilecek bir örnek değil. 7 bin liralık inek 2 bin liraya düştüğünde her rasyonel tüketici o ineği almaya eğilimlidir, ancak ineği hayvan yetiştiricileri hariç kimse hayvan kesilene kadar besleyemez, ona bakamaz zira buna o tüketicilerin ne vakitleri vardır ne de bu alanda deneyimleri. İnek kesilmiş olsa bile onu uygun ortamda saklamak çoğu tüketici açısından mümkün değildir. Özetle ineğin fiyatının düşmesi karşısında talep edilen miktarın artmaması şeklinde bir iddia söz konusu olamaz. Bir tüketici almasa bile bu alanda uzman biri o ineği satın alacaktır. Sonuçta piyasa dediğiniz şey sadece günde yarım kilo et tüketen bizlerin talepleri doğrultusunda şekillenmez.
Picasso ve Van Gogh örnekleri tamamıyla yanlış zira bunlar talep değil, arz esnekliği ile ilgilidir.
Savaş dönemi konut satışları örneğinizi gayet doğru buldum, teşekkür ederim örnek için.
Öte yandan; Newton, Einstein gibi fizikçileri örnekleyerek savunduğum şeyin çürütüldüğünü düşünmüyorum. Burada gözden kaçan husus şu: Bu kişiler aslında fiziğin kanunlarını değiştiren değil, açıklayan insanlardır. Hubble evrenin genişlediğini iddia ettiğinde Einstein hatalı bir yaklaşım ortaya koyduğunu açık yüreklilikle kabul etmiş. Ancak Hubble kanunu değiştirmedi, dikkatinizi çekerim, Einstein'ın hatasını düzeltti yalnızca. Evren aynı evren, fizikçiler dahil hiç kimsenin psikolojisi, beklentisi doğrultusunda değişkenlik de göstermiyor. Ancak ekonominin gidişatı çoğunlukla sürü psikolojisine bağlı ve maalesef bilim olup olmadığı konusunda tartışmaları kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyor.
Arz ve Talep belli şartlar altında doğrulanır.
SilBence Nişantaşı gibi bir yerde uzmanı bile ineğin fiyatı düşse almaz, örnek hoşuma gitti. Birinin kamyon ile ineği taşıması, bir inek için çok yüksek köprü ücreti vermesi, zamanını vermesi, ineği uygun bir ahıra taşıması lazım. Tabi Nişantaşında kaliteli ineğin işi ne?
Ben küçükken Niğde'den bir akrabam, tarlada satamadığı patatesi İstanbul'a getirmiş. Hal esnafı pahalı bulmuş almamış, o da seyyar tekerli tezgah ile Moda da satmaya çalışmış. 3 günde ürünü yarılamış bitirmiş, bunu gören diğer seyyarlar bunu uyarmış, bir daha gelme demişler. Atıyorum oranın seyyarları 10 liraya verirken bu 5 liraya vermiş mal bitsin diye. Neyse, son gün diğer seyyarlar bunu sokak ortasında dövüp patateslerini çöpe atmışlar.
Patates fiyatını bir seyyar indirince Moda da patates talebi artmıyor, o seyyar da daha hızlı satmıyor, yüksek fiyata razı olan talebi düşük fiyat ile karşılayıp, ciroyu düşürüyor. Tabi, o istanbul a bir daha gitmeyi düşünmediği, ve tüm kamyondaki patatesi satmayı düşündüğü için fiyatı düşük verdi. Ancak, piyasa kendi kuralına uymayanı bir şekilde cezalandırıp oyun dışına attı.
Hocam, ekonomiyi gunumuzde dahi Marshall iddiasinda olduğu üzere ideolojiden soyutlamak, onu toplumdan insandan koparmak ve insan davranış, fikir, duygu ve alışkanlıklarının etkilerinden soyutlamak ve temel problemimiz bölüşüm sorunun çözümünden bizi uzaklaştırmış mı?
YanıtlaSilEvet uzaklaştırır. Ama insanların rasyonel olmadığını kabul edersek başka konularda yeni problemler çıkıyor demektir.
SilDoğrudur, platformu mühendisler tasarlamıştır. Ancak takdir edersiniz ki bu ve benzeri içerikler üretilmemiş olsa platformun da bir anlamı olmayacaktır. Mahfi Eğilmez, yazılarını başka bir platformda yazar ve insanlar da gider orada okur. Velhasılıkelam, ikisinin de bir birini destekleyen bir sistem olduğunu düşünmek gerek diye düşünüyorum.
YanıtlaSilPlatformu tasarlamak da önemli. En doğrusu sizin tespitiniz: Hepsi birbirini tamamlıyor.
SilCevap vermeye bile değmez bu insanlar aslında, trollük yapıyorlar.
SilYok mühendis tasarlamışmış, o mühendisin yöneticisi var, çalıştığı bir kurum var, o kurumun finans işleri var, muhasebesi, insan kaynakları var, o mühendisi yetiştiren öğretmenler var, tasarımı oluşturan yazılım mimarları var, var da var....
Bunlar boşuna o firmada bulunmuyorlar, ortada insani bir ihtiyaç var, o ihtiyacın karlılığını hesaplayan ekonomi uzmanları var, var da var...
Trollük yapması bir ayıp, trollük yapmayıp kendi düşüncesi ise hem ayıp hem cehalet.
Hocam merhaba. Bir doktora öğrencisi olarak yazılarınızdan çok istifade ediyorum. Teşekkür ederim. Bir soru sormak istiyorum: ekonomi politikası kitabınızın yeni baskısı çıkacak mı? Selamlar.
YanıtlaSilhttps://www.econlib.org/library/Topics/College/iseconomicsascience.html
YanıtlaSilBu linkte ekonomi bilim midir konulu kaliteli bir kaç tane podcast linki var.
hocam dünyada ekonomi gibi başka bir bilim dalı daha var mıdır ki herkesin yorumlarına göre şekillensin ya da herkes kendini ekonomist sansın. her yıl iktisat veya ekonomi fakültelerinden binlerce mezun veriyoruz ama hepsi mezun olduktan sonra tam olarak ne öğrendiklerini ve nerede kullanacaklarını bilmiyorlar. piyasaya çıktıklarında ekonominin e sini bilmeyenler bile ekonomi hakkında ahkam kesiyor ve bilgisi olmadığı konularda bile en iyi ben bilirim diyor.
YanıtlaSilemeğinize sağlık hocam.
O yüzden batıyoruz ikide bir maalesef.
SilNe batması hocam, şahlanıyoruz,
SilHarvard'dan Bilal'in arkadaşları Türkiye'ye geleceklermiş,
o kadar zam yapıldı, enflasyon nasıl düştü, baban hangi matematik modeli kullanıyor,
Faiz Düştü, Enflasyon düştü, Faiz sebep enlasyon sonuçtur konulu ders alacaklarmış.
hocam dünyada mühendislik gibi başka bir bilim dalı daha var mıdır ki herkesin yorumlarına göre şekillensin ya da herkes kendini mühendis sansın. her yıl mühendislik veya fen bilimleri fakültelerinden binlerce mezun veriyoruz ama hepsi mezun olduktan sonra tam olarak ne öğrendiklerini ve nerede kullanacaklarını bilmiyorlar. piyasaya çıktıklarında mühendisliğin m sini bilmeyenler bile mühendislik hakkında ahkam kesiyor ve bilgisi olmadığı konularda bile en iyi ben bilirim diyor.
Silemeğinize sağlık hocam.
Ekonomiyi ve İktisadı Mühendislerde yakından takip ettiğini hatırlatırım. Ülkenin en büyük ikinci meslek odası olan Makine Mühendisleri Odası aylık olarak Ekonomik Durumu Bildiren 'Sanayinin Sorunları' adında bir bülten yayınlar (https://www.mmo.org.tr/yayin-turu/sanayinin-sorunlari-bulteni) Bu bültende sadece ekonomik sorunlar ortaya konmaz, ilerde çıkabilecek daha büyük sorunlar ve yapılması gerekenlerde önerilir.
SilNOT:Eski Merkez Başkanı Erdem Başçı Mühendis kökenliydi ve Cumhurbaşkanının sitemlerine dayanıyordu.
Hocam, mühendisler yine basmış burayı...
YanıtlaSilMühendis kardeş aldığın maaşın kuş kadar olduğunu sana hesaplayanlar ekonomistler,
hükümete itirazını yapanlar, TV ekranlarındaki işlerinde atılıp ve tu kaka olanlar da ekonomistler.
Hocam ben farklı düşünüyorum. Bana kalırsa arz ve talep evrensel bir kural ve sosyalist bir ekonomi de bu yasadan muhaf olamaz. Zaten olabilseydi kapitalizme yenilmez, bilakis onun yerini alırdı. Hep klasik bir şekilde söylüyoruz Sovyetlerde merkezi planlama vardı diye, evet vardı ve bir arz sunuluyordu fakat kimse talebin ne olduğunu asla bilemiyordu. Bu bilgi yoksunluğu üretimin verimsizleşip dengesizleşmesiyle sonuçlandı. Sovyet tarihi, talebin ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmayan üretim müdürlerinin ve merkezi planlamacılarının yaptıkları hatalarla doludur. Sovyetlerin kapitalist ekonomilerden üretim-tüketim ilişkisi anlamında hiçbir farkı yoktu. Tek fark Sovyetlerin bunu gözleri kapalı bir şekilde yapmaya çalışmasıydı.
YanıtlaSilEkonomi, bazen iktidar sahiplerinin iki dudağı arasından çıkan söze bağlıdır.
YanıtlaSil5 yıl önce kim derdi ki, Sn Devlet Bahçeli, iktidar ile ortak olacaklardı diye?
Bu siyasi karar bile, ülkedeki siyasi iktidarı ve ekonomisini değiştiriyor.
Şimdi Sn Bahçeli, hasta imiş, ne diyelim, Allah öbür taraftaki sevdiklerine kavuştursun.
Hocam iktisat ve ekonominin kelime anlamini,kokenini,islevini, tanimini yaparak konuya girmis.Ben de simdi soruyorum muhendis'in kelime manasi nedir? Umarim biliyorsunuzdur.Eger muhendisin manasini biliyorsaniz ekonomistliginde bir muhendislik oldugunu gorursunuz.Turkcede muhendis'in anlami ingilizcedeki"engineer" sozcugunun tam karsiligi degildir.Ama tanim olarak bana gore en dogrusudur.Ikinci husus einstein in alan hesaplamalarine modelledigi evren bence onun en buyuk calismasidir bence relativiteden daha kiymetlidir kesin bir sonuca ulastrilmasa bile onemi onumuzdeki yuzyillarda ortaya cikacaktir.Saygilar.At-ba
YanıtlaSilMühendis, Arapça hendese (geometri) kökeninden türemiş, geometri bilen anlamına gelen bir sözcüktür. İngilizcede makine mühendisine engineer (makineci) denir. Mühendis, yapılan işi tam olarak anlatan bir sözcük değildir ama yerleşmiştir.
SilSizden, bugün açıklanan tek haneli (!) enflasyonu değerlendirecek bir yazı beklerdim.
YanıtlaSilYazı yazmadım ama tweet attım: "Türkiye, fiyatlar artarken enflasyonu düşürmenin bir yolunu bulmuş görünüyor." dedim. Bence bu cümle bir kaç sayfa yazıya bedeldi.
SilHocam sizin daha önceki yazılarınızda belirttiğiniz gibi enflasyonun yıllık oranındaki düşüş baz etkisi kaynaklı. Yoksa 12 aylık ortalamalara göre değişim %18,27.
SilSelam Hocam,
YanıtlaSilKHK ile 130 bin den fazla kişi işten atıldı.
Aileleri ile beraber yaklaşık 400 bin ülke insanı, artık hiç bir işte sigortalı olarak gelir alamaz duruma yasal olarak getirildi. Hiç bir tanesi, yıllarını verdikleri mesleği yasal olarak Türkiye sınırları içinde yapamaz hale getirildi.
Bu Türk ekonomisine darbe vurmak değilse nedir?
Dün, 2 tane çocuk, 1 tane 4 aylık bebek Yunanistana geçerken Egede boğuldu.
Anneleri hakim iken görevden atılan bir kişi. Ne malum cemaat ile ilintili, ne de bylock çıkmış üstünden.
Bu ortamda ekonomi mi kurulur, iktisat mı?
İnsanlar hala boş boş tartışıyorlar, ekonomi bilim midir değil midir diye?
Bırakın ekonomiyi, insanların nasıl roman yazdıklarını anlasalar edebiyatın bile bilim olduğunu kavrarlar.
Ülkenin sorunu belli, Türkler dışında herkes gördü anladı.
En son mesajımda belirttiğim üzere toplam talep sadece tek bir kişinin bir eşyayı satın alma arzusunu yansıtmaz. Eğer Nişantaşı'nda hayvan yetiştiriciliğinden anlayan biri ikamet ediyorsa bu kadar bariz bir fiyat düşüklüğü karşısında o ineği satın alır; nakliye, depolama, kesim işini de zevkle halleder. İşin bu kısmı talep kanununun istisnası değil.
YanıtlaSilBugün Türkiye'de patatesin fiyatını düşürün, talep edilen miktarda ciddi artış meydana gelir. Bir Giffen malı kabul edilen patates Türkiye'deki geçim sıkıntısı düşünüldüğünde vazgeçilmez bir üründür, arzın ve talebin doğasıyla kesinlikle uyumludur.
Ancak insanların beklentileri değiştiğinde bu iki örnek tamamıyla çöp durumuna düşebilir, bu da inkar edilemez.
citizens dont want to see back, citizens want to see front what can economics do sometimes in the game off the game. occasion is clear(!)
YanıtlaSilPekiyi hocam Keynes'in çıkışını ekonominin tekrar ekonomi politike dönüşü olarak değerlendirebilirmiyiz.
YanıtlaSilPek öyle değerlendirilemez.
Silekonomi bence dünyanın en güzel bilmi.ecb ye para bastığı için kızıyordum.draghinin basın toplantısını dinledim.ecb sitesindeki açıklamaları okudum ikna oldum.her bir veriyi yorumlamışlar iç tüketimin yavaşlamadığını ihracatın yavaşladığını bunun etkilerini satır satır anlatıyor.nasıl bilim değil hangi bilimde bu kadar ayrıntılı inceleme var.ekonomist değilim ama ekonomi doktora master tezleri okumayı çok seviyorum.ekonomistleri dinlemeyi çok severim ama teknik analiz falan değil reel ekonomiyi severim.
YanıtlaSilSizde Ekrem İmamoğlu'nun şahsi cep telefonu numarası varmış.
YanıtlaSilSık sık arayıp, strateji ve taktik aşılıyormuşsunuz.
Doğru mu Mahfi bey?
Doğru değil. Ekrem İmamoğlu ile tanışmıyorum. İstanbul Belediye Başkanlığını kazanmış bir kişinin benim strateji ve taktik görüşlerime ihtiyaç duyacağını düşünmek bile hata olur.
SilNiye hata olsun Mahfi Bey?
SilKendinize haksızlık ediyorsunuz.
Siz yapısal reform diyorsunuz eğer karşınızdaki yönetici yapısal reformu bilmiyor veya uygulamıyorsa isterse galaksi başkanı olsun sizi dinlemeye ihtiyacı var
Emrah bey ben aklımdakileri kitaplarıma, yazılarıma yazıyorum. Kendime sakladığım hiçbir şey yok. Yani buralara yazmayıp da siyasetçiye veya yöneticiye söylemek için ayırdığım bir şey yok. Merak eden açar okur ve benim görüşlerime ulaşabilir.
SilSelam Arkadaşlar,
YanıtlaSilEn son gelen ehacizler ile Türkiye de kaç kişinin hesaplarına bloke konup,
kaç kişinin bankacılık sisteminden çıkarıldığını nereden öğrenebiliriz?
Farklı kaynaklarda farklı rakamlar var, birileri bir milyon üzerinde bile diyor,
o kadar yüksek bir rakam olabilir mi?
Bir de bu kişilerin hesapları nasıl tekrar açılıyor?
Bir taksit borç ödeyince mi?
Borcun tamamını ödeyince mi?
Yoksa, maliyeye gidip "Vallahi billahi borcumu ödeyeceğim" diye sözlü
beyan verince, veya maliyede taksik yapınca hesapları açılıyor mu?
Hocam güzel bir yazı olmuş elinize sağlık. Bugünlerde çok konuşulduğu için soruyorum. Baz etkisinden arındırılmış enflasyon verileri ve grafiği var mıdır? Eğer bu konuda yazdiysaniz üzgünüm kaçırmışım. Linkini paylaşabilir misiniz lütfen. Teşekkürler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilBöyle bir veri ne yazık ki yok.
Hocam, siz ve çoğu ekonomist enflasyonun düşmesinde baz etkisinin etkili olduğunu söylüyorsunuz. Yani anladığım kadarıyla bunun geçici bir rahatlama olduğunu, enflasyonun yeniden artacağını düşünmektesiniz. Benim merak ettiğim konuysa eğer elde baz etkisinden arındırılmış enflasyon verisi ya da ona benzer bir şey yoksa (ki bundan hale emin değilim) bu tahmini nelere dayandırarak yapabiliyorsunuz? Konuyu sadece öğrenmeye çalışıyorum. Hiçbir şekilde size karşı gelmeye çalışmıyorum.
SilBir de şunu merak ediyorum. Son anda aklıma geldi. Medyadaki ekonomi kanallarında, kanala çağırdıkları ekonomist eğer ekonomi alanından dışarı taşar ve sizin tanımlarınızla siyasal yapısal reformlardan konuşmaya başlarsa hemen sunucu tarafından ekonomi konularına dönmesi hususunda uyarılıyor. Bence ekonomi çoğu alandan etkilenen bir bilim dalı olduğu için bu da ekonomiyle ilgili ve kişinin ekonomi kanalında siyasal yapısal reformlardan konuşması abes değil. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir? Teşekkürler.
Baz etkini gözlemlemek için bir seriye ihtiyaç yok:
Silhttps://soundcloud.com/ntvradyo/mahfi-e-ilmezle-ekonomi-39
Sizinle tamamen aynı görüşteyim. Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde doğruları bulmak mümkün değildir.
Türk ekonomisi, adalet ve düzenin olmadığı bir zeminde yürür,
YanıtlaSilhiç bir zaman büyüyemez, hani derler ya eşkiya dünyaya hükümdar olmaz,
onun gibi, ne uzar ne kısalır, öyle kalır.
Dedem, Kayserili bir ticaret erbabı.
Aile 500 yıl kadar önce Kayseri kalesi civarına yerleşmiş.
Gençken, 1940 ların Kayserisinde, eski adı Çandır,
şimdi Gevhernesibe denilen muhitte ticaret yapar.
Bir gün vergi dairesi müdürünün yanına gidince müdür,
İbrahim, sana galiba ödül verecekler, der.
Müdür detayı bilemez ama bir liste
gösterir dedemin de isminin olduğu, bunlar der en
fazla vergi tahsilatı yapılan kişiler.
Dedem listeye şöyle bir bakar,
her halde öyledir müdürüm der çıkar.
Kafası karışmıştır.
O listede tanıdığı ticareti düşük olanlar da vardır,
ya müdür hesabı bilmiyor, ya başka bir şey var, diye düşünmeye başlar.
Düşününce şunu fark eder, listenin nerdeyse hepsi Yahudi ticaret erbabı.
Müdüre bir bahane ile bir süre sonra gider, ödülü sorar,
müdür geçiştirir, listeyi de bir daha göstermez,
hükümete gönderdik der. Başbakan Şükrü Saraçoğlu'dur.
Bir kaç kişi ile fikir alışverişi yaparlar.
Nihayetinde, vergi dairesinden birilerini bulurlar listeyi elde ederler.
Liste gayrimüslimlere aittir.
Başlarına bir felaket gelecek
düşüncesi ile, malları sattıkça nakde dönüp, tarla ve evlerinde altın gömerler.
Dedem talas mevkiinde tarlasına gömer altını.
Etrafa belli etmemeye çalışırlar. Hükümet tarafından aldıkları duyumlar
vahimdir, kimi yahudilerin hapse atılacağını, kimi mallarına el konacağını, kimi
yurtdışına sürüleceğini söyler.
Şuuyu vuukundan beter olduğu için, 6 çocuk ile ninemi İngiltereye gönderir. Tüm altınlarını verir. Kendi de malları satıp gitmenin peşindedir. Malları sattıkça, altın alıp,
tarlasına gömer.
Gün gelir Varlık vergisi konur, dedem para ödeyemem dediği için kalan mallara el konur, kendi de hapse girmemek için Erciyes dağına çıkar, orda saklanır. Hapse atılanlar, doğuya sürgüne gönderilir.
Bizimki eş dost yardımı ile Doğuya gider, ordan da kaçakçılar ile beş parasız İran'a geçer.
İranda bir süre ayak işleri yapar, para bulunca, İngiltereye ailesinin yanına gider.
Seneler sonra Stalin Türkiye'ye baskı yapıp, Türkiye Natoya girince, dönemin Amerikan başkanı, varlık vergisinden dolayı kürek mahkumu yapılan yahudilerin af edilip serbest bırakılmasını ister.
Bunlar üzerine Kayseriye gitmek ister, İngiliz kimliği ile ismi de değişmiştir, Abraham olmuştur. Kayseride kimse tanımasın diye sakal bırakır, saçlarını kazıtır.
Kayseriden ayrılalı 12 yıl olmuştur.
Tarlaları başkalarının olmuştur, dükkanı, evleri hep başkalarına geçmiştir.
Erciyese altın gömdüğü tarlasına gider, ekilip biçilmiştir.
Gece, hatırladığı ile 9 ingiliz poundu(4 kg) altını vardır. Alır,
40 yıldan fazla süre Türkiyeye uğramaz.
Şimdi Kayseri Havaalanı olarak kullanılan yer, etrafındaki tarlalar dedemin eski mülküdür. Onları dedemin müslüman sanılan bir akrabası işletirmiş, büyük büyük dedeleri aynı. Mahsülü dedem, Adanaya satar, parasını paylaşırlarmış. O yüzden o tarlalara el konulmamış, ancak o akrabadan da çerez parası verilip, istimlak edilmiş, havaalanı yapılmış.
Hocam izinsiz gömü aramak yasak. Dedenin götürdüğü altınları geri getir. O altınlar artık 85 milyona aittir.
Sil1506 hepsini okudun mu? Ozeti nedir?
SilAdsiz, gomu ile ne alakasi var, adam sakladigi yerden gitmis almis parasini. Parasini saklamak zorunda olmasindan utanmayip, bir de savciliga soyunmussunuz.
SilMilletin malina, emegine cokmeye de ne meraklisiniz. Yuzlerce yildir degismeyen Anadolu zihniyeti. Surekli muktedirler birilerinin malina bir bahane bulup coker, bunu da aydini da, cahili de onaylar, kimse sesini cikartmaz.
geçmişte adalet yoktu, yarın da olacağa hiç benzemiyor.
SilYorumdaki hikaye bariz şekilde uydurma. Her okuduğumuza, duyduğumuza inanmaktan vazgeçip önce akıl süzgecinden mi geçirsek acaba?
Sil1) Varlık vergisi 1942'de çıktı. Bu tarihte İngiltere İkinci Dünya Savaşı'nın ortasındaydı, Londra bombalanıyor, tüm erkekler askere alınmış, ekmek karneye bağlanmış, İngiliz çocukların bazıları can güvenliği için Kanada'ya gönderilmiş v.b. Kıta Avrupa'sının Nazi işgalinde olduğunu da düşünürsek o tarihte aileyi hop diye Kayseri'den İngiltere'ye göndermek mümkün mü?
2) Varlık vergisi sürgünleri 1943'de çıkan kanun ile evlerine döndüler, 1944'de ise bakiye borçlar terkin edildi. Stalin Türkiye'den 1945'te taleplerde bulundu, NATO 1949'da kuruldu, Türkiye NATO'ya 1952'de girdi. Dolayısıyla Türkiye NATO'ya girince, dönemin ABD başkanının varlık vergisinden dolayı mahkum edilenlerin affedilmesini istemesi gibi bir şey de olmadı. Arada dokuz sene var zaten.
Klasik "buralar eskiden hep dedeminmiş" hikayesi, daha önce de benzerlerini duymuşsunuzdur.
1. Ingiltere hic isgal edilmedi, hava savaslari 1940 da yapildi ve Britanya kazandi. 1942 de ingiltere almanya yi bombaliyordu.
Sil2. Uc ayri olay ayri vakalar olarak anlatilmistir.
Klasik turke turk propagandasi yapip, aklinca yalanci cikarma, itibarsizlastirma, klasik sark kurnazi ,egitimsiz insan tavri.
Turkiye ekonomisi adalet ve hukuk eksikligine odaklanilmasi ve cozum uretilmesi gerekir.
Istanbul dan babamlarin komsulari once Yunanistan sonra gemi ile ingiltereye gitmisler.
SilIngiltere o donem cok fazla yahudi gocmen aldi.
Matematik, bilim değildir. Bilimin dilidir. Deneyle ilişkisi yoktur.
YanıtlaSilHocam, lütfen:
YanıtlaSilŞu videoyu twitter hesabınızdan paylaşır mısınız?
(Virüs yok)
Süre: 1 dk 44 sn
https://www.youtube.com/watch?v=2--avflZ4IY
Son soru: Video hakkındaki yorumunuz nedir?
İktisatçı anne işte.
SilBende de var bir tane:)
Yurttaslar geriye bakmak istemezler.Oyunun icinde,uzaginda ekonominin bazi zamanlar
YanıtlaSilne yapacagini yurttaslar onden gormek isterler.Durum aciktir.Neden ingilizce yazma geregi duyulmuski
ATV’yi açıyorsun, ülke İsviçre,
YanıtlaSilHALK TV’yi açıyorsun Arjantin!
TRT’yi açıyorsun, Ekonomi uçuyor,
FOX TV’yi açıyorsun batmışız!
HaberTürk’ü açıyorsun, fiyatlarda güncelleme var,
TELE 1’i açıyorsun, zamlar can yakıyor!
Erdoğan’ı dinliyorsun, ülke Norveç,
Sokağa çıkıyorsun Suriye..!
Mahfiegilmez.comu aciyorsun GERCEKLERLE yuzlesiyorsun
Yandas gazeteyi aciyorsun "Ekonomi yumusak inise gecti dis guclerin saldirisi var"
SilYav kardesim bu ekonomi denen meymelet kus mudur ucak midir da inise geciyor bu dis gucler Ebabil kusu mudur nedir arkadas?
Insan sormadan edemiyor :))
Mühendislik olmasa iktisat olmazdı diye düşünebiliriz. Bakış açısını değiştirirsek, pekala; ‘iktisadi’ nedenlerden dolayı mühendislik var sonucuna da varabiliriz.
YanıtlaSilTavuk yumurta muhabbetine döneriz.
Şöyle de bakılabilir tabi; iktisadi sonuçları düşünülmemiş mühendislik çalışmaları başarıya ulaşamaz. Mühendisliği olmayan iktisadi kararlar da sonuçsuz kalır.
Konunun bir diğer boyutu ‘havanda su dövme makinasının icadı’ veya hiçbir iktisadi dönüşü olmayacak bir konuda mühendislik çalışması yaparmış gibi yapma; Ahmet Hamdi Tanpınar ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ eserinde çok iyi işlemiş olduğu konudan bahsediyorum. Çok değerli bir eser düşünüyorum. Yıllar sonra ‘erke dönengeci’ adıyla bir ‘Reality Show’ formatında sahnelenmişti. Çok kısa sürdüğü için yapım ekibi hakkında fazla bileği edinemedim.
Memleketin dönüp dolaşıp böyle irrasyonel savlarla, ‘kuşa bak uçuyor’ numarasıyla yapılan yankesicilik yöntemleriyle birikiminlerini birilerine hortumlatmasının temelinde ne var?
Eğitim şart. Ama kaliteli, bilimsel eğitim.
SilHocam, belki de düşünme eğitimi verilmeli. Yani bir konudaki düşüncemizi ele alıp neden o konuda o şekilde düşündüğümüzü, başka şekilde düşünülüp düşünülemeyeceğini, hangi sebeplerden dolayı bu şekli seçtiğimizi, başka şekli seçsek ne olabileceğini, düşüncelerimizin nasıl daha olgunlaştırabileceğimizi.
SilÖrneğin; sosyal medyada paylaşılan mesajlarda, mesajın sonunda küfür kısaltması varsa, bu mesajda yer alan düşüncenin kişiye dışarıdan empoze edildiğini, kendisinin öz düşüncesi olmadığını ve hatta anlamını bile düşünmediğini varsayabiliriz. Çünkü, gerçekten kendi düşüncesi olsa ve kendi tarafından yüklenen bir anlam içerse, onu kendi algıladığı içeriğiyle ifade etmek için (böyle birşey anlatmak için kelimeler kifayetsiz gelir) asla anlamı bozacak birşey eklemez.
Belki de o argo kısaltmaları ekleten şey; başkasının sözlerini tekrarlamanın verdiği derin iç sıkıntısıdır.
İnsanın "insan" olarak eğitim alabilecek kapasitesinin olması, zaten onun eşsizliğinin bir sonucu ve kanıtıdır. Bunun bilincie varıp içselleştirmeli, evren ile olan derin bağının ayırdına varabilmeli, hayata karşı alacağı tutumun ne olması gerektiği konusunda kafa yormalı.
Yani insan "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" seviyesinin altındaki bir seviyenin kendisine yakışmadığını düşünecek bir noktaya gelmeli ve bunun için mücadele etmesi gerektiği bilincine varabilmeli. Ancak o zaman gerçekten evrensel bir varlık olarak "insan" olabilir.
Hocam birkaç yılda artan köprü geçiş ücretleri vb. ulaşımla ilgili artış için ne düşünüyorsunuz?Doğal bir artış mı yoksa şartlar göz önüne alındığında gereğinden fazla bir artış mı yaşanıyor?
YanıtlaSilBu kadar yüksek enflasyon yaşanan bir ekonomide bu tür kamu fiyatlarının yavaş yavaş artırılması gerekir. Ne var ki seçim, oy vb kaygılarıyla bu artışlar biriktirilip aniden yapılınca çok daha dikkat çekici oluyor.
SilHocam merhabalar. Konu ile alakasız olucak ama esnek kur sistemi altında develüasyon olabileceğine dair bir yazınızı okumuştum. Pıyasada ulaşabileceğimiz pek çok kaynak ve internet yazıları da dahil aksini iddia etmekte. Develüasyonu tanımlayışınız itibariyle bir develüasyon kabulü mü bu? Yoksa idrak kabiliyetimin yetersizliğinden dolayı mı kavrayamadım :)
YanıtlaSilTam tersini yazdım hep Abdullah bey. Devalüasyon sabit kur sisteminde olur. Esnek ya da dalgalı kur sisteminde devalüasyon olmaz. Çünkü kurlar her an her saniye piyasada belirlenir.
Silhttp://www.mahfiegilmez.com/2013/06/tlnin-deger-kaybnn-sonuclar.html
Çok teşekkür ederim hocam değerli açıklamanız için.
SilTürk kapitalizmi klasik holdingler ve tekelciliğe alışmış bazı ailelerle çağdaş dünyada ne kadar ileri gidebilir bence çok klasik anlayış havası
YanıtlaSilTürk kapitalizminin sorunu siyasal iktidarın patron olmasıdır.
Silhocam biz kapitalist değiliz kapitalist - miş - gibi yapıyoruz sadece. hiçbir konuda samimi değiliz çünkü. bu arada artık dünyada para tabanlı iktisadın yerini bilgi tabanlı iktisadın alması gerekir ki dünya artık istese de istemese de bu yöne evrilmeye başladı. paradan çok bilginin girdi olarak kullanılarak çıktılar haline geleceği bir dünya iktisadı gerçek anlamda kalkınmayı ve refah artışının sosyal tabanlara daha iyi yayılmasını sağlayabilir. çünkü son 30-40 yıldır aşırı genleşen finans kapital giderek sadece daha fazla para üretmekten başka proteze bağlanamaz hale getirdi dünya ekonomisini!. toplumlar bankalar ve finans sisteminden sanal borçlanıyor ama geri ödemede kendilerinden gerçek para isteniyor işte büyük tuzak da burada zaten. çünkü tamamen kırılganlaştıran etmen bence budur. çünkü bu durumda likidite sıkışması durumu başlıyor ve tüm varlık değerleri hızla gerileyerek nominal değerlerinin de altına çekiliyor. bilançolar büyük amortismanlara uğruyor. öz sermaye borçlar karşısında büyük erimelere uğruyor. iflaslar salgın gibi artıyor.para sistemi üretim protezlerinden yani reel tabanlardan koptukça sanallaşıyor tabi zenginlik de sanallaşıyor sonucunda kendini zengin zanneden bireyler şirketler acı gerçekle yüzleştiklerinde reel olarak fakir olduklarını görüyorlar. finans kapitalizmi asla huzur refah barış getirmez. sadece reel ekonominin barometresi görevlerini yaptığı zaman bu değerlere katkıda bulunabilir o kadar ki 40 yıldır bunu da yapmamaktadır. artık parayla değil bilgelikle kalkınma ve büyüme zamanıdır.
SilHocam ışığınız bizi aydınlatıyor,çok sağ olun.
YanıtlaSilGenelde ekonomistler için piyasayı anlayamadıkları ve bunun için fakir oldukları yorumu çokça yapılır. Ben bunu tarihçiye neden tarih yazmadığını sormak gibi görüyorum. Çünkü bütün tarihçiler geçmiş bilgilerle neyin tarih olabileceğini az çok kestirebilirker ama fiiliyat bakımdan yer almazlar. Umarım yorumum hoşunuza gider. Teşekkürler :)
YanıtlaSilHocam merhabalar ekonomi ile iktisat aynı şey mi? yada konuları aynı mıdır ? çünkü bir ödevim var ve ne kadar araştırırsam araştırayım doğru düzgün bir sonuca ulaşamıyorum. Ekonomi politikası oluşturulmasında kurumların işbirliği niçin önemlidir ve nasıl sağlanmalıdır? ödevim bu genelde iktisat çıkıyor ve kafa karışıklığı yaratıyor yardımcı olurmusunuz rica etsem iyi günler.
YanıtlaSilSayın hocam, yukarıdaki yorumlardan bağımsız yazıyorum. "İktisat ve ekonomi aynı anlama gelir" diyebilir miyiz?
YanıtlaSilEğer ki aynı anlama geliyorsa ekonomist ve muktesid kelimelerinin de yine aynı anlama geliyor olması gerekiyor ki mantıklı değil. Çünkü ekonomist ekonomi bilimi ile uğraşandır. Ancak din literatüründe muktesit, daha çok harcama konusunda dikkatli davrananlar için kullanılır. Bununla ilgili ne buyurursunuz?
Mahfi Bey, Tv'deki ekonomi programlarında akademisyenler için genellikle "iktisatçı" ifadesi gazeteciler ve yorumcular için "ekonomist" tabiri kullanılıyor, bunun özel bir nedeni var mı?
YanıtlaSil