Yeni Önlemler Üzerine
Kur korumalı mevduat hesabının devreye girmesiyle gerileyen USD/TL kuru, bu uygulamanın da tartışılır hale gelmesiyle birlikte yavaş yavaş yeniden yükselince ekonomi yönetimi bazı önlemler açıklanacağı mesajını verdi. Bu mesajla birlikte gerileyen kur, alınan önlemler açıklandıktan sonra yeniden yükselmeye başladı.
Açıklanan Önlemlerin Özeti
Gelire endeksli senet (GES)
çıkarılıyor: Yalnızca adı açıklanan ve henüz içeriği belli olmayan bu araç
konusunda piyasada konuşulanlara göre bu borçlanma senetlerinin seçilmiş birkaç kurumun gelirine
endeksli olarak ihraç edileceği anlaşılıyor. Bu senetler için getiri oranının yüzde
25 ile 30 arasında olacağı tahmin ediliyor.
Devlet tahvili ile herhangi bir geliri karşılık göstermeden borçlanmak varken, Osmanlı’nın borçlanamaz hale geldikten sonra Rüsum-u Sitte adı altında bir takım vergileri karşılık göstererek Galata Bankerlerinden borçlanması gibi bir yöntemin niçin tercih edildiğini anlamak zor. Tek açıklaması ödenecek olan getiriye faiz adını vermemek gibi görünüyor.
Kredilere sınırlamalar getiriliyor: BDDK, ihtiyaç kredileri kullanımı yoluyla kredi genişlemesinin sınırlandırılmasını amaçlayarak tüketici kredilerinde geri ödeme süresini kısalttı. Bununla birlikte 50 bin liranın altındaki tüketici kredilerinin 36 ay olan vadesini değiştirmedi. Çünkü bu tutarın altındaki krediler daha çok kredi kartı borçlarının ödenmesinde kullanılıyor. Bunun yanı sıra 25 bin lira üzerindeki kredi kartı limitlerinde de yüzde 40 oranında asgari ödeme miktarı getirilerek sınırlandırma pekiştirildi
Kredilere uygulanan zorunlu
karşılık oranında değişiklik: Merkez Bankası 23 Nisan 2022 tarihli kararla
KOBİ kredileri, esnaf kredileri, tarımsal krediler gibi bazı istisnalar dışında
kredilere de zorunlu karşılık uygulamaya başlayarak selektif kredi politikasına
geçiş yapmıştı. Bu düzenlemede nakdi ticari kredilere yüzde 10 zorunlu karşılık
uygulanıyordu. Alınan yeni kararla birlikte bu oran yüzde 20’ye yükseltildi.
Böylece enflasyonu yükselttiği düşünülen kredi genişlemesine set çekilmesi
düşüncesi yaşama geçirilmiş oldu. Doğal olarak bu düzenleme büyüme üzerinde
olumsuz etki yaratacak. Hükümetin enflasyon ve büyüme arasındaki seçimde
tercihi şimdiye kadar büyümeden yana olmuştu. Bu kararla birlikte ya o
düşünceden vaz geçiliyor ya da ortada bir çelişki söz konusu.
Yabancıya swap imkanı yeniden
açılıyor: Yabancı yatırımcıların Türk Lirası'na erişimi bir süreden beri
oldukça sınırlı tutuluyordu. BDDK’nin dün açıklanan kararında, henüz
ayrıntıları açıklanmamış olmakla birlikte, ‘yurt dışı yerleşiklere tahsisli
swap imkânının getirilmesi’ ifadesine yer verilmiş bulunuyor. Piyasa
yorumcuları bu düzenlemeyi; açığa satış yapılmayacağı taahhüdüyle gelen
yatırımcılara TL'ye erişim imkânı sağlanabileceği şeklinde yorumluyor.
Sermaye Piyasası Kurul
ücretlerinde indirimler yaptı: SPK,
dün aldığı kararla halka arzlar ve yurtdışına hisse arzlarında alınan kurul
ücretlerinde indirime gitti. Böylece halka arz yoluyla şirketlere sermaye
sağlanması özendirilmiş oluyor.
Değerlendirme
Bu önlemler açıklanmadan önce USD/TL kuru 17,20’lerdeydi,
önlem açıklanacağı duyulduktan sonra 16,80’in altına geriledi, önlemler
açıklandıktan sonra yeniden 17,20’lere geldi. Arada inişler olduysa da bu
düşülerin açıklanan önlemlerden dolayı olmaktan çok döviz piyasasına yapılan
müdahale satışlarıyla olduğu tahmin ediliyor. Demek ki piyasalar kuru düşürmek
amacıyla alınan bu önlemlerin kuru ve dolayısıyla enflasyonu düşüreceğine ikna
olmamış.
Ekonomi politikası ikiye ayrılır: Maliye politikası ve
para politikası. Maliye politikasının üç önemli alt politikası vardır; vergi
politikası, harcamalar politikası ve borçlanma politikası. Bunlar arasında en
etkili olanı vergi politikasıdır. Para politikasının da üç alt politikası
vardır; açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılıklar ve faiz politikası. Bunlar
arasında en etkili olanı faiz politikasıdır.
Napolyon, kaybedilen bir savaştan sonra komutanları
toplamış ve savaşı niçin kaybettiklerini sormuş. Komutanlardan birisi: ‘birçok
nedeni var’ demiş ve saymaya başlamış: ‘Birinci nedeni barut bitti’ deyince
Napolyon komutanı susturmuş: ‘Gerisini saymana gerek yok.’
Eğer faiz politikasını etkin bir biçimde kullanmıyorsanız
enflasyon sorununu çözemezsiniz.
Hocam bunların her adımı Osmanlı'nın hatalarını takip etmekten ibaret gördüğüm kadarıyla. Ve bunun ben bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. Cumhuriyet öncesine çevirerek ülkeyi uçuruma sürüklüyorlar. Başkaca bir emelleri olamaz. Bu süre zarfında da ülkeden kaçıracakları paralar için zemin hazırlıyorlar.
YanıtlaSilOsmanlı torunları işte dedelerinin yolundan gidiyorlar en sonunda ülkeyi batıracaklar
SilBarut bitti değil mi?
YanıtlaSilBarutun yerine faizi koyun. Tıpkı ıslanmış barut gibi oldu şimdi faiz artırımı. Onu kurutmak için bir şeyler yapmak lazım.
SilBarut en önemli para politikası olan faize brnzetılıyor." Faiz politkası ı kullanılmayacaksa gerisi pek anlam ifade etmıyor"
SilHocam bu ıslak barut kısa zamanda kurutulması zor ( çünkü niyet yok ) . Barutu çabuk kurutmak için ısı çok yüksek tutulunca cephaneliği düşünmek istemiyorum.
SilAçıklamalardan sonra ne yapmak istiyorlar diye düşünürken bu açıklama ve yorumlarınız ilaç gibi geldi hocam. Emeğinize, kaleminize sağlık. Teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam, Hazine Destekli kredilerin Amacının Dışında Kullanılmasının sonuçları Haksız zenginleşmeye Sebep olmuyor mu? Birde bu kredilerin Destek Kredileri Adı altında Kullandırılması ve Yüzde doksanının Piyasaya hiç girmemesi de bir çelişki değil mi?
SilHocam bir de telkin politikası var. Bankalar telkin yoluyla mevduat sahiplerini dövizlerini bozmaya ikna etmeye çalışıyor. Döviz bozup KKM yapana şu kadar faiz kampanyamız var diyorlar.
YanıtlaSilTeşekkürler
Sürekli arka sokak politikaları
SilHocam gerçekten dediğiniz gibi faize faiz dememek için katlandığımız şu sıkıntı inanılır gibi değil. Şu aşamada faiz artışı yapılsa ve bundan sonra da kademleri olarak yapılacağı söylense , bu bir toparlanma ateşi yakar mı, yoksa herşey için çok geç mi kalındı. Bilgilendirmeleriniz için teşekkür ederim
YanıtlaSilMaalesef her geçen gün fatura büyüyor.
SilBarut bitti. Harika gönderme.
YanıtlaSilDeğerli hocam ağzınıza ve emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam, sizce bu gidişat ülkemizde geçmişte yaşanılan krizlerden çok daha büyüğüne sebep olmaz mı?
YanıtlaSilOlacak gibi.
Silhocam 2001 den önce ülkemiz çok kötü bir durumdaydı.2002 den sonra ekonomi düzeldi enflasyon7-8 ze kadar düşmüştü.ihracatcılar kur düşüklüğünden dolayı çok sıkıntı çektiler.ülkemiz ithalat cenneti oldu.ülkemizde imalat sektörü çok sıkıntı çekti.ithalat fazla olunca cari açık yükseldi.buna rağmen piyasalarda bir güven vardı.çalışan emekci kesimin çoğu ev sahibi olmuştu.ben inanıyorum yinede güzel günlerin olacağına.(ne dersiniz)
Sil"Barut bitti" den sonra sesli güldüm tüm iş yeri dönüp bana baktı 🙂🙂🙂🙂
YanıtlaSilHocam yazınızdan anladığım kadarıyla birazcık kredi daralması yoluyla para arzı kısılmaya çalışılacak. Ama diğer açıklamalar yine içi boş elle tutulamayan sözde önlemleri içeriyor. Bu yapılan hamleler döviz kurlarını kısa süreli manipüle etmekten başka bir işe yarayacak mı?
YanıtlaSilHiç sanmıyorum.
SilDüşük faizle büyüme sanrısı bitmiştir. Umarım.
YanıtlaSilEmin olmayın.
SilHocam barut bittlğine göre ekonomi savaşı kaybettik?
YanıtlaSilMaalesef
SilCari açığa çözüm bulunamadıkça çözüm olmaz diye düşünüyorum hocam . Kaleminize sağlık.. İyi günler..
YanıtlaSilSorun cari açıkta değil sorun faiz takıntısından kurtulabilmekte.
SilBilgillendirme için teşekkürler hocam . Saygılar.
SilBu saatten sonra faizi kabul etme veya arttırma, eldeki ıslanmış, iş görmeyecek olan barutu kullanmak gibi olacaktır.
SilTeşekkürler hocam
YanıtlaSilSağ olun.
SilZam geldikçe dolar çıktıkça at yarışındaki Temel gibi, Temel'in atı en geride.. Temel heyecanla bağırmış "aslanım benim, bütün atları kattı önüne kovalıyor"...
YanıtlaSilHocam, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilSağ olun.
Silhttps://olaynet.net/alinan-onlemleri-piyasa-benimsemedi/
YanıtlaSilBu saatten sonra ne önlem alırlarsa alsınlar köklü bir değişiklik olmadıktan sonra bu önlemlerin halk dilinde hiçbir önemi yok. Vatandaş hiçbir şekilde güven duymuyor ki. A parti vatandaşı b parti vatandaşı fark etmeksizin herkes dövize koşuyor. Millete TL' de kalması için güven verilmeli. Bu iktidarla da bu ortam düzelir mi? Hiç sanmıyorum.
YanıtlaSilHaklısınız
SilPara bitti ve talep edilecek para için riskler yüksek buna bağlı olarak borçlanma maliyetleri yüksek.
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz.
SilÜlke çok büyük bir döviz açığı yaşıyor ama ekonomi yönetimi tek kurtuluş olan akıl ve bilim yoluna dönmek yerine geceyarıları açıkladığı bir takım garip ve anlaşılmaz enstrümanlarla tasarruflarını dolarda tutan insanları çarpma peşinde. Halk bunca yıl ve krizden sonra geliştirdiği bağışıklık ile çarpılmayınca da yönetim en azından çarpmış gibi yapabilmek adına arka kapıdan milyarlarca dolar satıyor. Her çarpmış gibi yapma girişiminin maliyeti rezervlerin biraz daha erimesi, CDS primlerinin biraz daha yükselmesi ve sıkıntının biraz daha artması oluyor ama ekonomi yönetiminin vazgeçmeye hiç niyeti yok gibi görünüyor.
YanıtlaSilBu hastalıklı davranış biçimini ekonomik gerekçelerle açıklamak mümkün değil, bence psikiyatrinin ilgi alanına giriyor artık...
Hocam dün akşam yaşanan iniş ve çıkışlar Türk insanının bir açıklama ile bile ekonomiye karşı güven durumunu anlatmıyor mu? Herkes acaba Aralık ayındaki gibi bir durum olabilir mi endişesiyle dövizini bozduruyor nasıl olsa biraz düşsün alttan alayım diye, baktı tatmin edici değil kaçtan bozdurduğuna bakmadan tekrar geri alım yapıyor. Yanlış mı gözlemliyorum hocam?
YanıtlaSilSizce kaç Türk insanı o saatte uluslar arası piyasalar dışında alış satışı olmayan dövizi satıyor ya da alıyor olabilir?
SilEn okuması gereken yetkili kişiler okusa da Mahfi hocamdan bişeyler öğrense
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam konuyu IS-LM modeli üzerine koyduğumuzda;
YanıtlaSilbütçe açığının büyümesi demek genişletici maliye politicası: IS sağa kayar, gelir ve faiz artar,
kredi vadelerine sınırlama getirilmesi, zorunlu karşılıklıkların artırılması sıkı para politikası: LM sola kayar, gelir azalır fair artar.
Sonuç: gelir artıralamamış ancak faiz artmıştır.
Sizce de yapılması gerekenin tam tersi yapılmıyor mu?
Uzun zamandır hep tersi yapılıyor.
SilHocam basiretimiz bağlandı,kurşun döktürmek lazım.
SilHocam çok sağolun. Ben bir konuyu merak ediyorum. Bugünkü Tebliğ bankaların yabancı para yükümlülüklerine karşılık Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası) nezdinde umumi disponibilite kapsamında bulunduracakları Türk lirası cinsinden menkul kıymetlere ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Disponibilite kalkmamış mıydı? Bu Tebliğ kapsamında tesis edilecek menkul kıymetler Zorunlu Karşılıklar kapsamında tesis edilen zorunlu karşılıklara ilave mi olacak?
YanıtlaSilEvet çok karıştı konu. Asında MB tebliğinde umumi disponibilite sözcükleri yer almıyor.
SilÖnce enflasyonla mücadele denildi mücadele yeteri kadar edilemedi. Bu süreçte 0.99 10 yıl vade kredi imkanı sunuldu. Ardından maliye bakanı enflasyon yerine büyümeyi tercih ediyoruz dedi. Şimdi harcamaya taksit kısıt getirildi :) papaz brunson zamanında da tüketime yönelık taksıtlerde kısıtlamalar getirilmişti. Bence yerınde geç kalınmış bir adım.
YanıtlaSilOysa çözüm çok basitti: Faizi indirmeyeceklerdi. Hepsi bu.
SilSayın hocam sistemin, genel durumun düzelme imkanı varmı? Yani umut varmı hocam unimut, bu aralar umuda cok hasretiz saygılarımla..
YanıtlaSilSorun yaratanların yarattıklarının sorun olduğunu görmeleri ve o sorunu çözmeleri olasılığı çok düşük ne yazık ki.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilYaziniz gayet güzel olmus hocam. Merak ettigim sey ise bu faiz takintisi neden ? yani olayi nedir ? faizlerin arttirilmak istenmemesi ve o sekilde buyumeye calisilmak istenmesinin daha önce dünya üzerinde baska örnegi var midir ?
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Müslüman ülkelerde var.
SilGünümüz ortadoğu coğrafyası, müslüman ülkelerinde var.
SilAynı kültür içindeki Yahudi ortodokslarının da bir kısmında,
müslüman hukukundaki gibi uygulanmıştır.
Kültürel çok güçlü kökleri var.
İslam, ortaya çıkışı itibarı ile günlük hayatın içine nüfuz eden kuralları koymuştur.
Hal böyle olunca, İslami hukuk ile faize onay verilmesi imkanı yoktur.
Yahudiler, faiz işleri dünyaya yayıldığında 16. yy daki Şulhan Aruh'taki gibi bazı açıkları yakalayıp, faizi inancın içine yerleştirebildi. O da yahudiler arası para ticaretine faiz getirme konusunda açık bulamadı.
Aynı dönemde İslam dünyası faizi kapsayamadı.
Ebuussuud Efendi de, Kanuni döneminde çok uğraştı faizi İslam içine koymak için,
ama o da açık bulamadı. Daha öncesinde Abbasiler de bulamamıştı.
Bir kısmı, Riba ayrı Faiz ayrı gibi saçma bir söylem geliştirip,
faizi kabul ettirmek açık bulmaya çalıştı o da tutmadı.
Dediler ki, Riba mal değişimidir, mal ile kaydi para ayrıdır, malı
arttırmamak lazım gibi bir saçma iddia sundular.
Riba ve Faiz ayrımını uyduranlar şurada hata yaptılar;
100TL yi madeni 1TL olarak 100 adet verirsem,
110TL olarak 110 tane madeni 1TL aldığımda,
yine Riba ile Faiz kavramı aynı kapıya çıkmış olur.
Günün sonunda, Kuran-ı yüce yaratıcının yazdırdığı kitap olarak
kabul eden bir kişi, bankacılık sisteminde faiz ile yeryüzünde işlenebilecek en büyük günahı
işler. Bir insandan diğer insana servet transferine, kul hakkına girer.
Peygamberin sözü de sabittir, bana kul hakkıyla gelmeyin. Bitti.
Tüm namazın, niyazın, kurbanın, haccın, sadakan çöp olur gider.
Faiz sistemi olmayınca, cihat sistemi ile çevreden kaynak toplamak lazım.
Ortadoğu halklarının kültüründe ciddi bir genişleme tutkusu da buradan ileri gelir.
qpbHaP12s80TeuiH
Hocam,
YanıtlaSilDün venezüella dan Maduro geldi, sanırım onla görüş alış verişi yaptıktan sonra bu pakette karar kıldılar.
Ahaber : "Ülkesindeki hiperenflasyonu kontrol altına alan Maduro, enflasyonla mücadele yöntemleri hakkındaki ekonomik görüşlerini sundu."
Tevekkeli.
SilMuhtemelen Maduro'ya önce ekonomiyi batırıp sonra da ekonominin durumunu bahane ederek seçim yaptırmadan iktidarı devam ettirme konusundaki tecrübelerini sormuşlardır...
SilMerhaba Mahfi hocam.
YanıtlaSilBu dönemi anlayabilmek için ekonomi kitapları okumaya gerek yok sanırım. Napolyon hikayesi gibi Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz hikayeleri çok daha açıklayıcı ve net. Emeğinize sağlık.
Hoca değil de size Öğretmen çok daha yakışacak Mahfi Bey, zira yazılarınızdan bir muhasebe meslek mensubu olarak çok istifade ediyorum. Akıcı kolay anlaşılır ve hayati bilgiler içeren yazılar yazıyorsunuz. Öncelikle bunlar için gerçekten teşekkürler. Ben ülke yönetimini de bir noktada (tamamen değil) şirket yönetimine benzetiyorum. Nasıl ki bir şirkette gm / ceo her işi kendisi yapmıyor ehil kişileri bir araya getirip bir fayda oluşturmaya çalışıyor ise ülkeler de böyle olmalı. (Nihai amaç kar etmek olarak algılanmasın lütfen) Tüm bu süreçten kendi payıma çıkardığım ders = tek kişi her şeyi yapmaya çalışmamalıdır, iş ehline verilmelidir. Açıklanan önlem adı altındaki günü kurtarma çabalarına da maalesef cebimizden zorla alınan haraçlar olarak bakıyorum zira, KKM dediler zengin kesimin kur farkını halkın sırtına yüklediler. Netice gözlerinden ışık çıkan sayın bakanımızın dediği gibi bu sistemde dar gelirli bir kazanım elde edemiyor. Sizin gibi takip ettiğim değerli akademisyen / ekonomi hocalarını dinledikçe gelecekle ilgili yeise kapılıyorum. Umarım aklı selim bir yönetim ülkenin başına gelir ve bilime aykırı olmayan yöntemler ile ekonomik anlamda bizlere biraz nefes aldırır.
YanıtlaSilSevgili Mahfi hocam,
YanıtlaSilNe barutu, ne barutu?
Barut olsa ateşleyecek insan yok.
10 - 15 senedir, barut varken ateşleyen adam yok idi,
şimdi barut da gitti.
Türkiye hikayesini Napolyon efendinin hikayesine şöyle aktarmak gerek.
"Napolyon, generallere sormuş niye kaybettik diye?
General başlamış, birincisi subay ve askerleri kaybettik.
Napolyon, orda dur demiş, subay yoksa gerisini saymana gerek yok."
Subay gittiyse, ister tepeleme barut dağları yığılsın,
ister gelişmiş topları tüfekleri dizilsin,
ister her generalin altına en iyi atlar çekilsin,
ister kurmay binanı en güzelinden yapılsın...
Ne yapılırsa yapılsın boşuna.
Önce kurmaylar olacak, kurmay sahaya inerse
bir şekilde barut top tüfek veren çıkar.
Kıssadan hisse bu kadar, herkes yaşıyor görüyor.
Türkiye'nin hikayesi budur, Türkiye subayı yemiştir.
Fransızı bilemem,
Napolyon Efendi tüm itirazlara rağmen Rusyanın içine kış vakti
orduyu gönderdi, arkadan barut taşıyan ikmal kolları yetişemedi,
Napolyon Efendinin hikayesi başka.
0wDKyIZRWOV6j2w1
Seçim beklentisi şu aşamada en büyük çıpamız, ancak muhalefet yapısı ve söylemleri ihtiyacı karşılamıyor. Ödemeler dengesi krizi ile birlikte patlayacak borç krizi 2001 aratacak gibi görünüyor. Ben en fazla 3-4 yıl veriyorum.
YanıtlaSilHocam umarım yeni Türkiye'de, Cumhuriyet'in 100. yılında siz ve sizler gibi değerli ekonomistler ile Türkiye ekonomisini kalkındırırız.
YanıtlaSilHocam diyelim ki yeni bir iktidar geldi ve akılcı politika izlemeye başladı, yapısal reformları sizin belirttiğiniz şekilde uyguladı. Ekonomi çok hızlı bir şekilde düzelir mi? İnsanların şu ortamda çıldırmamasının tek nedeninin bu umut olduğunu düşünüyorum. Hepimiz yeni bir yönetim gelecek, her şeyi düzgün bir şekilde yapacak, biz de düzlüğe çıkacağız beklentisi içindeyiz. Böyle bir şey mümkün mü yoksa tren çoktan kaçtı ve kim gelirse gelsin, ne yaparsa yapsın uzun yıllar boyunca çile çekeceğimiz kesin mi?
YanıtlaSilMahfi Bey yine müthiş bir yazı. Bir sorum olacak. TL borçlanmak için en ideal zaman olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum yanılıyor muyum? Kredi kartlarına ve kredilere yapılan vade düzenlemesinin de bahsettiğim bu idealite ile doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyorum. Kıymetli yorumlarınızı rica ederim.
YanıtlaSilHocam Sermaye Kontrolu soylentilerine Standard & Poors da katıldı..Bu konuda ne yorum yapmak istersiniz
YanıtlaSilDeğerli hocam, "kredilere uygulanan zorunlu karşılık oranı" nedir anlamadım. Uzak kaldım bir şeyler değişmiş olmalı, "zorunlu karşılık", mevduatla ilişkili bir kavram değil midir? Krediye zorunlu karşılık?
YanıtlaSilMillet az kredi alsın,
Silaz ithalat olsun,
az döviz talebi olsun diye zorunlu karşılık oranı artıyor.
Daha az kredi, daha az döviz harcayan mal alımı, daha az döviz talebi gibi.
Hocam cds 800'ü aştı diyorlar. Bu ne demek? İflas mı ediyoruz?
YanıtlaSilSelam Hocam,
YanıtlaSilYazınızın başlığında "Önlemler" demişsiniz,
Sanırım siz de ne olduğunu bilemeyince aklınıza "önlem"kelimesi geldi.
Ben de düşündüm, düşündüm, uygun kelime ne olabilir diye, bulamadım.
"Şeyler" desek nasıl olur?
Yazının başlığı "Yeni Şeyler Üzerine" olarak değiştirilirse, daha anlamlı olacak gibi.
Ne dersiniz?
Hocam merhaba. Benzindeki zamlardan sonra trafiğin azalmamasına şaşıranları görüyorum. Kendilerini ölçüt almak yerine, başkalarının trafiğe çıkmasını ölçüt almak gibi bir yaklaşımda bulunuluyor. Halbuki bu olağandışı süreci, herkes kendi şartlarına göre deneyimliyor. Önümüzdeki bir kaç ay içinde, kredi kartı borcunun ulaşacağı düzeye dayanma/dayanamama durumu, ayağın gazdan ne kadar çekilip çekilmeyeceğini yada kimin stres testini geçip geçemeyeceğini belirleyecek gibi görünüyor. Selamlar.
YanıtlaSilsevgili mafih eğilmez yüksek faizin çarşı pazar ekonomisine etkileri nelerdir zaten bankalar piyasa uyguladığı faiz oranı gösterge faiz oranından yüksekken biz bir metre kumaşı satacak müşteri bulamazken birde faizler yükselirse milleti harcama yapmaya ne teşfik edecek
YanıtlaSilEnflasyonun yüzde 74 iken banka faizi 35 ise bir metre kumaşı da satamayacağınız günler yakın demektir. Faize değil enflasyona kızmanız lazım,ım.
SilHocam, resmi enflasyon %74, gerçek enflasyon %125 iken bu saatten sonra %15 - 20 faiz artırımı işe yarar mı? Enflasyon kadar artırım yapılsa, bankalar ve reel sektör buna dayanabilir mi? Ne yapılması gerekiyor faiz açısından?
YanıtlaSilYaramaz. İşe yarayacak faiz artırımı % 150 dir. Bu da özel kesimi çökertir. Maalesef yanlış ekonomi politikası ekonomiyi bu hale getirmiş durumdadır.
SilHocam, Maliye Politikalarını teoride ve uygulamada detaylıca anlayabilmek için önerebileceğiniz bir kitap var mı?
YanıtlaSilhttps://www.aof.tc/maliye-politikasi-1-mly403u-ders-kitabi.html
SilMerhaba hocam, kağıt paranın sadece bankalar arasında kullanılması ve kağıt paranın artık piyasada kullanılmaması kararı alır, vatandaşa bankamatik kartı yada kredi kartı ile alışveriş yapılacak dersin. Kağıt para piyasadan kalktığı için herkes parasını bankalara mecburen yatırır ve kayıt dışı biter. Sonra döviz ve altın hesaplarının dövize veya altına endeksli Türk lirası yatırım hesabına dönüştürür tüm altın ve dövizi merkez bankasına çekersin. Böylece herkes Türk Lirasına geçmiş olur. Sonra sabit kur rejimine geçtiğini ilan eder döviz ve altını sabitlersin ve halkı aşırı zarar ettirmeden aşağı kuru yavaş yavaş çekmeye başlarsın ve politika faizini sıfıra çekersin. Sonra cari açığı azaltmak için bazı ikame ürünlerin ithalatını geçici olarak durdurma kararı alırsın. Türkiye’de fabrikası olmayan otomotiv markalarına, tekstil ürünlerine, çanta ve ayakkabı ürünlerine, alkollü ve alkolsüz içecek ve tüm tütün ürünlerine, beyaz eşya ve mobilya ürünlerine geçici ithalat yasağı getirerek işe başlarsın. Böylece cari fazla verirsin.
YanıtlaSilKDV yi kaldırır tahakkuk esasından vazgeçer tahsil esasına geçersin. Tüm bankaların şubelerinde maliye ve SGK için banka hesabı açarsın. Kağıt para piyasada dönmediği için havale yada EFT yoluyla ödeme yapılacağından yapılan ödemelerde, banka yazılımı, gönderici ve alıcı TC kimlik no yada vergi numarasını sorgular farklı ise %5 vergi %5 prim keser anlık vergi ve SGK prim tahsilatına geçersin. Sonra Kurumlar vergisini net satışlar üzerinden %10 olarak alırsın. Ayrıca Servet vergisine geçer 10 milyon üzerinde serveti olanlardan (tapu, motorlu taşıtlar, banka) %5 geçmeyecek seviyelerde Servet vergisi alır bu vergi ile akaryakıt, elektrik, doğalgaz, su faturalarını bir miktar sübvanse edersin. Eyt verir haksızlığa son verirsin. Ticaret bakanlığına yetki ve bütçe vererek sağlık bakanlığında olduğu gibi gıda, temizlik, beyaz eşya, elektronik ve mobilya ürünlerinde reçeteli ürün uygulaması başlatırsın. İthal ürünlerin azaltılması için devlet ortaklı özel sektör işletme garantili fabrikalar kurarsın. vs vs vs çok şeyler yapılabilir…Saygılar…
Hocam adalet!bakanı kiraya önümüzdeki 1yıl %25 sınırı getirdigi gibi neden dövize,benzine,süte,ekmeğe,suya,duvar boyasının fiyatına da %25 artış sınırı getiremiyor?
SilYanlış anlaşılma var Adalet Bakanlığı %25 sınır getiremez dava açılırsa çıkan kanun %25e izin veriyor diyerek kanunu uygular. Burada top yekün ekonomik stratejinin belirlenmesi ve program oluşturulması gerekir. Benim yazmadığım daha çok şey var mesela kentsel dönüşüm kanunu facia herkes evini tahliye etmek zorunda kalacak. Yatay mimari çıkarıldı kat karşılığı artık bina yaptırmak çok zor hakediş usulü yaptırmak zorundasın inanılmaz maliyetlerle karşı karşıya kalıyor vatandaş…oysa ki tüm illerde şehir planlama il teşkilatı kurulsa ve bu teşkilatta kurulacak komisyonda mimarından, inşaat mühendisine, sosyologdan, polis, itfaiye, sağlık uzmanına deprem uzmanından, toprak bilimciye ve şehir planlamacısına kadar hepsi olsa. Tüm il ve ile bağlı ilçelerin şehir planlaması sıfırdan yapılsa. Deprem izoterli, güneş enerjisi çatılı konutlar, şehirlerin dışından başlayarak içine doğru, önce yap sonra taşı, sonra yık modeliyle vatandaşa zarar vermeden kat karşılığı TOKİ ortaklığında yapılsa çıkacak fazla daireler TOKİ ye kalacak şekilde…tüm Türkiye şantiyeye dönüştür inşaat varsa ekonominin çarkları zaten döner.
SilDiğer konu işsizlik, her yıl binlerce öğrenci mezun oluyor ve emekli olan kişi sayısı ise daha az ve istihdam yeterince hızlı artmadığı içinde işsizlik büyük sorun oluyor. 100 milyon üstünde ciro yapan tüm firmalarda müdür altı pozisyonlar için part time işçi çalıştırma zorunluğu getirmek sabahçı ve öğrenci gibi çalışan sayısını ikiye katlamak ciddi çözüm olabilir. İşsizlik azalırsa harcamada artar, artan talep piyasa çarklarının dönmesini sağlar….vs vs vs çok şeyler yapılabilir…Saygılar…
Hocam teşekkürler, aydınlatıyorsunuz. Ekonomide ciddi sıkıntılar var ama ben varlık fiyatları özellikle de konut fiyatları reel olarak düştüğünde adım atacak dermanımız kalmayacak diye düşünüyorum. Bu konuyu bir yazınızda sizden öğrenmek isterim.
YanıtlaSilİşsizlik artacak, asıl sorunları o zaman yaşayacağız.
Silhocam tersine konversiyon ne demek? Araştırdım ama net bir cevap yok
YanıtlaSilKonversiyon borcun vadelerini uzatmak için tersine konversiyon ise borcun vadelerini kısaltmak için yapılır. Faizler düşmüşse ödemeyi öne çekerek düşük faizle tasfiye etmek düşünülebilir.
SilHocam değerli bilgileriniz için teşekkür ederiz. Kabaca kısa vade için orta gelir grubuna tavsiyeniz ne olur? Ev alamayız, araba alamayız. 2-3 kuruş kira için köşede tuttuğumuz para var. Hazine eurobond’u alayım diyorum, cds her gün artıyor. Bu dönemde tr eurobond güvenilir mi size göre? Sermaye kontrolü olursa eurobond yatırımını nasıl etkiler?
YanıtlaSilBu sorunun yanıtı kişisel duruma ve tercihe göre değişir.
SilMahfi hocam devlet yuzde 25 le borclanmakta. Şirketlere de surekli yuzde 18 lik kdv iadesi yuzde 22 lik kurumlar vergisi istisnasi cikariliyor. Bu ne kadar iktisadi? Ana muhalefet de vergi duzenlemelerini matrah artirim aflarini hic aym ye falan goturmuyor. Bunu siyasetin finansmanina ve hesap uzmani olan kilicdaroglunun özel sektorlerdeki dostlarindan dolayi oldugunu dusunuyorum.
YanıtlaSilÖte yandan gerek kamunun ekonomi icindeki payinin yuksek olmasi gerekse sirketlerin yabanci kaynak oraninin yuksek olmasi sebebiyle faizler turkiye de enflasyona yol açar. Tahvil faizi faiz oranlari icin gostergedir. Bu ürünlede devlet tahvil faizlerinin oranini dusurmeye, yani risk primini azaltmaya calismis diye dusunuyorum.
Ges gibi kerameti kendinden menkul bir uygulama yerine ben yıllardır kamunun finansmanina halkin katılımını sağlanması gerektigini düşünmüşümdür. Misal geçiş garantili köprü vs gibi gelir getirici yatırımlar belli paylara bölünerek gerekirse dövize endeksli sekilde vatandaşlara satılmalıidi. Ben kendi adıma bi 10 bin dolar ile canakkale köprüsüne ortak olmak isterdim. müteahhitlere verilen garantiler gibi garantiler halka da verilmis olsaydi inanin bir çok vatandasimizda benim gibi dusunerek bu tür projelere ortak olurdu. Hem fiziki doviz talebi en dogru sekilde berteraf edilmis olur hem sermayeyi ulkemiz icerisinden temin etmis olurduk
YanıtlaSilHocam sorum, ödemeler dengesi hep dengede oluyor ama tl sürekli değer kaybediyor. bu nasıl olabiliyor? hiç anlayamadığım nokta hep bu
YanıtlaSilÖdemeler dengesinin içindeki cari dengeye ve rezervlere bakmak lazım.
SilBütün yapmaları gereken eylül 2021den itibaren bugüne kadar geçen 10 ayda faizi birbir arttırıp 18den 28e çıkarmaktı..şuanda dolar&euro 7-8 olacaktı,enflasyonda 18-19,reel faiz 10,rezerv brüt +200 milyar$ civarında olacaktı vatandaşın elindeki yerlesik dövizi almanın tek yolunu uygulayacaklardı.hepsibu.hocam bunlar bukadar cahilmi?napolyon gibi zeki bi dahi bunlarla isminin aynı cümlede geçtiğini duysaydı bunalıma girerdi,gece gece kemiklerini sızlatmayalım.
SilChikago bildirisi 1980 yilinda faiz enflasyon diyalektigini aciklamis bir bildiridir. Faiz enflasyonun 2 puan uzerinde olmasi deklare edilmis. Bugun sadece Turkiye degil dunyada da yasanan ekonomik sorunlarin temelinde bana kalirsa faiz politikasi yanlisligindan kaynaklaniyor. Bu sadece Turkiye icin gecerli degil. Enflasyonun altindaki faiz orani fiyat istikrarini bozuyor arz - talep dengesini kiriyor piyasa dengesi kendi degerini baska alanlarda buluyor bunlarda spekulasyonun hatta manipulasyonun oldugu alanlar oluyor. Enflasyonun altindaki faiz orani insaat arazi ranti sureci pekistirriken tarim tarim arazisi surecini sekteye ugratiyor. Mal piyasasi uzerinden rant kapisi araliyor emtialarda artisi besliyor. Tuketimi hatta tuketim olsa yine iyi gereksiz tuketimi arttiriyor. Borclanma surecini arttiriyor.
YanıtlaSilBu nedenle enflasyonun uzerinde bir faiz orani olmasi sarttir boyle bir faiz denklemi MBlarin piyasaya yon verme gucunu artirir MBlerin siyasetcilerin spekulatorlerin elinde oyuncak olmasini engeller.Ona bagimsizlik atfader. Bu bagimsizlik yasal bagimsizlik degildir piyasa hareket bagimsizligidir.
Mevcut denklemde GU ler icin fiyat istikrari %2.2lik bir enflasyondur bunun uzerinde 1 puanlik bir faiz orani ise kafidir. Gouler icin ise fiyat istikrari %3.5luk bir rakamdir bunun uzerinde 2 puanlik bir faiz orani ise onemlidir.
Hocam merak ettiğim hem piyasa beklentilerinden hem de devlet kültüründen aynı anda nasıl bu kadar uzak olabildikleri.bakan bey beyanatlarında iş adamı olduğunu piyasayı bildiğini söylüyor,ancak tuik rakamlarının bile 1/3 ü -ki faizin üzerindeki vergi ile dahada düşük oluyor,rakibi döviz vergisiz olarak bunun kat be kat fazlasını kazandırıyor- altında bono/tahvile talep gelmesini bekliyor ümitsizce.ayrıca diğer bürokratlar da ödemeler dengesinde nerdeyse hiç sıkıntı yaşamamış(gelişmiş ispanyanın 6-7 morotoryumu var 20.yyda)türkiye hazinesinin borçlanması için gereksiz yere gelir garantisi göstermesinin ilerde şekil şart olacağını görüp itiraz edemiyor
YanıtlaSilTeşekkürler hocam. Bugün 239 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçeceklerini söylediler. Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanacak maliye politikası bunun tam aksi yönde olması gerekmez miydi?
YanıtlaSilPara politikası son derecede gevşek zaten, hem para basılıyor hem de faiz düşük tutuluyor. Şimdi bunlara vergi indirimleri de eklenirse maliye politikası gevşetilmiş olacak. Buradan enflasyon mücadelesi çıkmaz. Tam tersine enflasyona teslimiyet politikası çıkar.
Sil
YanıtlaSil“ Türkiye bizim için yeniden doğan bir potansiyeli var Avrupa Asya bölgesinde büyük bir potansiyel. Dünyanın önde gelen ekonomilerinden. Bizim için güçlü bir tarihi olan ülke. Son 700 yıldır büyük bir kültürü, kimliği olan bir ülke. Bunun da ötesinde çok önemli bir ülke. Özellikle de dünyada olan şeyler açısından büyük önem arzediyor. Büyük bir politik etkisi var, diplomatik alanda büyük tesir alanı var. Biz böyle görüyoruz. Bu bir gerçek. Türkiye çok önemli bir potansiyele sahip. Hem bu dünya için yeniden doğan dünya için büyük potansiyel. Bir dünya ki, biz buna çok kutuplu bir dünya diyoruz. Biz bu dünya için artık barışın tesis edilmesini, uluslararası hukukun tesisini istiyoruz. Eşgüdüm ve işbirliği dünyası olmalı.”
Merhaba Hocam
Bu sözleri hafta başında Türkiye’yi ziyaret eden Venezuella lideri Maduro ortak basın toplantısında dile getirdi.
Hükümetin özellikle son 6-7 yıldır güney amerika coğrafyasına,özelde de Venezuella’ya yönelik artan ilgisini gözlemliyoruz.
Bu ilginin de karşılık bulduğunu görüyoruz.
Maduro’nun Türkiye ile ilgili ifadelerini nasıl anlamalıyız?
Sadece,ab ve abd ile derin sorunlar yaşayan iki ülkenin birbirine yaptığı komplimanlar mı yoksa bu kadar uzak bir ülkeden/kültürden bile Türkiye’ye bakınca görünen gerçek potansiyel mi?
Maduro’nun konuşmasında geçen: “yeniden doğan dünya” ve “çok kutuplu bir dünya” sözleri,uluslararası ilişkilerde bir paradigma değişimini işaret ediyor.Bu değişimin,ülke içinde ciddi ekonomik sorunları olan iki ülkeye,aradaki binlerce kilometre mesafeye rağmen,zenginlik katacak bir ticarete evrilebilmesi mümkün müdür?
Veya böyle bir hedef için,her iki coğrafyadan daha fazla devletin katılımıyla kurulacak bir ekonomik bir pakt düşünülebilir mi?
Saygılarımla
Maduro ile pakt kurmaya kaldıysak yandı gülüm keten helva.
SilSayın Eğilmez, uzunca bir süredir yazılarınızı ve yazılarınıza yapılan yorumları izliyorum. Benim düşüncem bizler, Ülkemiz yaklaşık 4 -5 senedir, HİLAFET ile yönetiliyoruz. Galiba çoğumuz bunun farkında bile değiliz. Ekonomik, Sağlık, Eğitim, gibi bir çok alanda yorumlar , öneriler yapılıyor. Bence her şeyden önce bu yorumların, önerilerin HİLAFET e uygun olup olmadığını düşünmemiz gerek çünkü Hükümet bizi HİLAFET ile bilinçli olarak yönetiyor ve bunu yerleştirmeye çalışıyor. Bir süre sonra daha önce yapıldığı üzere fiili duruma geçilmeli diyerek gerçekler bize onaylatılacak ve HİLAFET aleni olarak açıklanacak. Bilim üzerine yapılan çalışmalar güzel ve aydınlatıcı oluyor ancak esas kulvar farklı yol üzerinde. Lütfen daha fazla gecikmeyelim, konunun üzerine gidelim. Acaba yanılıyormuyum ?
YanıtlaSilDeğerli yazılarınız için teşekkürler, umarım daha fazla kişi sizi okur ve bilinclenir. Gerçekten bilinçli ve ahlaklı gençlere ve insanlara ihtiyacı var bu ülkenin.
YanıtlaSilBenim yorumum bu konuyla da alakalı, ama daha çok ülkedeki mantıksız sistem üzerine.
Faiz takıntısının islam ile hiçbir ilgisi yok. Sonuç olarak faizin %17 ile %20 olması arasında islam açısından bir fark yok. Ayrıca burada bahsedilen faiz ile islamda bahsedilen faiz faklı şeyler. Böyle bir politikanın izlenmesinin nedenleri büyük ihtimal başka nedenlere dayalı ve ne yazık ki iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum, veya ekonomiden hiç bir şekilde anlamayan eğitimsiz kişiler ekonomiyi yönetiyor ülkede. Ülkeyi ucuz iş gücü haline getirdiler, fakat hala ciddi ekonomik sorunlar var. İş gücü ucuzlamasına rağmen istihdam artmıyor, ihracat artmıyor, üretim artmıyor. Ülkede hükümet ve hukuk sistemi güven vermedikten sonra, halkın yararına calismadiktan sonra alınacak hiç bir önlen orta ve uzun vadede ise yaramaz. Etkisi en fazla bir iki gün veya bir iki saat sürer bu örnekte olduğu gibi.
Ayrıca ülkede ciddi bir mülteci, güvenlik ve çevre kirliliği problemleri var. Bunları da çözmeye çalışmıyorlar. Siyasetçilerin ve üst düzey memurların tek hedefi bu ülkeyi daha iyiye götürmek, halkın refah, eğitim ve sağlık düzeylerini iyileştirmek olmalı. Ne yazık ki ülkemizde bu tam tersi, halkı ve vatandaşı düşünen bir yönetim yok.
Sağ olun.
SilTüm bu sürecin tek olumlu yanı halkın ekonomi bilincinin, ekonomi kültürünün artması oldu diyebilirim. Ekonomi yazıları daha çok okunur, ekonomistler daha çok takip edilir oldu. Ve sonuç olarak halk artık bu tip ucuz numaraları eskisi kadar kolay yemiyor :) Bu da hükümetin kendine attığı bir kazık oldu sanırım.
YanıtlaSilEkonominin dini kurallara gore yonetilmesi suc değil midir?
YanıtlaSilAğzınıza sağlık hocam
YanıtlaSil