Amerikan Bankacılık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Türkiye'ye Olası Etkileri
ABD’de son günlerde peş peşe üç banka battı: Silvergate Capital, Signature Bank ve Silicon Valley Bank. Bu batışların altında bazı ortak nedenler var. Bunlardan birisi bu kripto para piyasasında yaşanan düşüşler diğeri de bu bankların portföylerinde taşıdığı yüklü Hazine kâğıtları.
Batış rüzgârı Silvergate Capital
adlı bankayla başladı. Silvergate Capital, kaynaklarının çoğunu FTX adlı kripto
para borsası ve risk fonu şirketi aracılığyla kripto para piyasasına yatırmıştı.
Varlıklarının bir bölümünü de Hazine kâğıtlarına yatırmış olan Silvergate
Capital, Fed’in faiz artırımlarından olumsuz etkilenen şirketler arasındaydı.
Fed’in faiz artırımları Hazine kâğıtlarının da faizinin artmasına ve
dolayısıyla değerlerinin düşmesine yol açmıştı (Hazine kâğıtlarının değeriyle
faizi arasında ters yönlü ilişki vardır.) FTX’in 2022 yılı Kasım ayında çöküşüyle
ikinci büyük darbeyi yiyen Silvergate Capital, gidişe dayanamayarak battı.
Silvergate Capital’in ardından
batan ikinci banka Silicon Valley Bank (SVB) oldu. Kaynaklarını büyük ölçüde
Hazine kâğıtlarına yatırmış olan Silicon Valley Bank (SVB) adlı yatırım bankası
da 1,8 milyar dolar zararla karşı karşıya olduğunu, geleceğe dönük hedeflerini
düşürdüğünü ve 2 milyar dolar sermaye artışı yapacağını da duyurdu. Sermaye
artışı yapılacağını açıklamasına karşın bankanın hisse değerlerinde yaşanan
düşüşler durdurulamadı ve sonunda banka battı. SVB’nin batışı küresel krizin
başladığı yıl olarak kabul edilen 2008 yılından bu yana yaşanan en büyük banka
iflaslarından birisi olarak yorumlanıyor.
Bu iki bankayı izleyerek kaynaklarını
büyük ölçüde kripto para piyasasına yatırmış olan ve Silvergate Capital gibi
FTX’in batışından son derecede olumsuz olarak etkilenmiş olan Signature Bank da
iflasını açıkladı. Amerikan Federal Mevduat Sigortası Fonu (FDIC), mevduat
sahiplerinin haklarını korumak üzere bu bankaya kayyum atadı.
Bu üç bankadan Silvergate Capital
ve Signature Bank’ın batışının en önemli nedeni yukarıda değindiğimiz gibi
kaynaklarını kripto para piyasasına yatırmış olmalarıydı. Bu piyasada yaşanan olumsuzluklar
bu iki bankayı batışa sürükledi. Buna karşılık SVB’nin batışı bu ikisinden daha
farklı bir nedene dayanıyor. Her ne kadar bu banka da kripto para piyasasına
girmiş olsa da kaynaklarını değerlendirme konusunda asıl ağırlığı Hazine
kâğıtlarına vermişti. Fed’in peş peşe faiz artırımları yapmasıyla bu bankanın
aldığı kâğıtların değeri düştü ve banka batıştan kurtulamadı.
Yaşanan bu gelişmeler ve
özellikle de SVB’nin batışı ABD’de önce panik havası yarattı. Ardından
mevduatın tamamının sigorta güvencesine alındığı açıklandı ve böylece panik
havası önemli ölçüde dağıtılmış oldu. Ne var ki bu kez de bütün bu zararlar
devlet tarafından üstlenilmek zorunda kalındı.
Altında son günlerde gördüğümüz
yükselişte bu gelişmelerin önemli etkisi var. Böyle durumlarda ‘güvenli liman’
olarak kabul edilen altına yöneliş artıyor. Bu kez de öyle oldu ve altın
fiyatı, talep artışı nedeniyle yükseldi. Yine aynı şekilde Dolar Endeksi
düşerken Euro da Dolara karşı değer kazandı.
Gelişmelerin Türkiye’ye etkisi en
çok borsada görüldü: Banka hisselerinde ciddi kayıplar yaşandı ve USD/TL kuru
yükseldi.
Bundan sonra ne olacağı meselesi
Fed’in meseleyi nasıl yöneteceğine bağlı bulunuyor. Fed, ilk adımları doğru
attığı için bu batışların 2008 krizine yol açan tetikleyici etkiler
yaratmasının şimdilik önüne geçilmiş olduğu görülüyor. Bu durum Fed’in faiz
artırımı kararlarını etkileyebilir. Pek çok yorumcu Fed’in faiz artırımında
eskisi kadar hızlı ve sert davranmayacağı görüşünde birleşiyor.
Türkiye açısından bankaların çok
düşük faizlerle Hazine kâğıtları almaya zorlanmış olmaları ciddi bir sorun
olarak karşımızda duruyor. İleride faizler yükselmeye başladığında bu
kâğıtların değeri hızla düşerse bu kâğıtları ellerinde tutan bankalar SVB gibi
sıkıntılarla karşılaşabilir. ABD’de Hazine kâğıdı faizlerinin enflasyona göre
düşüklüğünün yol açtığı negatif reel faiz 4 – 5 puan olmasına karşılık bizde
bunun 40 – 50 puan olması son derecede ciddi bir sorun oluşturuyor.
Piyasa sisteminde faizi yanlış
belirlerseniz her şey yanlış gider. Bu durum başlarda anlaşılamaz, hatta her
şey iyiye gidiyormuş gibi görünür ama bir süre sonra her şey tersine gitmeye
başlar.
Maalesef bizde de bazı bankalar batma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir...
YanıtlaSilHayret yaa! Hala faizsiz bankacılık zırvası tartışılıyor. Sanki yeni keşfedilmiş ya da yaşları genç yorumcular. Ha ali veli ha veli ali. İslamcı bankaya para yatırdık diyelim. Vadesi geldiğinde ''Bu dönem kar edemedik o nedenle faiz yok'' mu diyecek? Af edersiniz eşek gibi piyasa faizlerine paralel faiz verecek. Ama sorun yok. Buna inanmaya hazır cahil/dinci mudi kitlesi hazır.
SilDeğerli Mahfi Hocam,
SilBizde şehirler batmış, millet ameriganın batan bankasının, banka faizli mi olsun faizsiz mi olsun derdine düşmüş.
Paradan para kazananlara faizsiz sistemi anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor. Kaldı ki anlasa ne fayda, faizle beslenen birine zorla diyet yaptırabilir misin ?
SilDinciler faizcinin daniskasıdır, yeter ki adı "faiz" olmasın. Faizsiz bankacılığın çıkış nedeni budur...
SilHocam devlet disi olan bankalar turkiyeyide etkilermi tesekkurler
SilYazınızdan dolayı teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
Silçok keyifli bir yazı. teşekkür ederiz
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilSayin hocam bu depremzedeler icin toplanan bagislar ne oldu hic bir televizyon kanali aciklana yapmiyor
SilKimse bilmiyor. Türkiye'de kamu kesiminin şeffaflığı kaybolalı neredeyse on yıl oldu ama son yıllarda durum iyice vahim bir hal aldı. Bırakın bağışları vergilerin nereye gittiği de tam olarak bilinmiyor.
SilYaraya bıçak batirir FED'in faiz artışlarını durdurması kısa süreli çözümler ise yaramayacak kriz dahada derinlesecek
YanıtlaSilBakalım Fed ne yapacak?
SilFed enflasyonu kontrol altına almada kararlılık gösteremez ise USD hegomanyasının sonunu hızlandırır. Kimse dolar kullanmaz o zaman ABD nin işi biter. FED zorlu seçim kararına geldi. Çok heyacanlı, sen para oyunlarıyla toplumun çoğunluğunu soyar mallarını üçbeş zengine transfer edersen sonu bu! Allahın sopası mı? Olan yine sıradan insanlara yapılan ahlaksızlık. Ne kadar tanıdık!
SilFED veya diğer MB ler gerçek hayatı desteklemediği sürece sanal emtiyalar sanal kağıtlar faiz göstergeli yatırım araçları veya türev araçlar üzerinden para kazanma parmakla sayılabilen kazananları memnun eden, sayısız ihtiyaç sahibini hırs ve intikam ile bileyen zenginliğin güvenli olmadığı bir dünyaya merhaba diyerek insanlık için kısa süreli çözümlerin olduğu kronik sorunları hep var edecektir. zengin güvende olmamalı ki bedel ödesinler ya canıyla ya malıyla. YATIRIM TAVSİYESİDİR. :))
SilHocam bu olaylar FED'in artık faiz artışında pes edeceğinin kesin bir göstergesi mi? Enflasyon diye diye gereğinden çok fazla arttırdılar. Artık pes edip piyasaları normalleşmeye başlar diye tahmin ediyorum. Ve bu durum sizce seçimden sonra ülkemizde faizin artmaması gibi bir ihtimali tetikleme ihtimali var mı?
YanıtlaSilKaleminize sağlık
Teşekkürler
Gereğinden fazla artırdılar yorumunuza katılmıyorum. Geç kaldıkları kanısındayım. Enflasyon yüzde 3ü aştığında faiz artırımına başlasalardı bu sıkıntılar ortaya çıkmayacaktı.
SilHaklisini Hocam, gec kaldilar bir yaziniz da Rusya'nin faiz arttirimini cok cabuk yaparak enflasyonun önüne gectigini, sonra da faiz indirmeye basladigini, FED'in ise gec kaldigini yazmistiniz. Saygilar
SilAmerikan bankacılık sisteminde yaşanan sorunlar alternatif bir finansal model arayışına neden olmuştur.
YanıtlaSilArtık, alternatif bir model olarak, faizsiz finans sistemi öne çıkmaktadır. Faizsiz finans, geleneksel bankacılık sistemi ile aynı hizmetleri sunar, ancak faiz yerine kar paylaşımına dayalıdır. Bu sistem, riskleri müşteri ve banka arasında adil bir şekilde paylaşarak, her iki tarafın da kazanç elde etmesini sağlar. Faizsiz finans sistemi, aynı zamanda finansal krizlerden daha az etkilenir, çünkü riskler müşteri ve banka arasında adil bir şekilde paylaşıldığından, riskler daha dengeli bir şekilde dağılır.
Faizsiz finans sistemi, geleneksel bankacılık sisteminin zayıf noktalarını ele alarak daha adil ve sürdürülebilir bir finansal model sunmaktadır.
Öyle bir sistem yok. Faizsiz demekle faizsiz olmuyor.
SilBu ifade doğru değildir. Gerçekten faizsiz bir sistem var ve bu sistem İslami finans olarak bilinmektedir. İslami finans sistemi, faizden arındırılmış bir finans modelidir. Bu sistem, finansal işlemlerde faizi yasaklamakta ve yerine risk ve kar paylaşımı prensiplerini benimsemektedir. İslami finans sistemi, faizsiz olmakla birlikte, sadece faizsiz olmakla kalmayıp aynı zamanda adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir finansal sistemdir. Bu nedenle, "faizsiz demekle faizsiz olmuyor" gibi bir ifade doğru değildir ve faizsiz finans sisteminin gerçek bir alternatif olduğunu göstermektedir.
SilHocam,
SilSiz daha iyi bilirsiniz de, bu faizsiz bankacılık mevzusunu bankacılığı hiç bilmeyenler tutar.
Bunlar kimlerdir? Halkın en sosyo/ekonomik olarak düşük demografik kişileri.
Peki bu demografinin insanları, normal bankacılığı bilmezken, nasıl faizsiz bankacılık dersi vermeye başlar? Çünkü onlara ulaşabilen birileri böyle dediği için.
Peki, normal insanlar vakit, enerji ve para kaybetmemek için bu kitledeki kişiler ile muhatap olmazken kim muhatap olur? Siyasiler.
Çünkü devlet bu kitlenin eline "oy" isimli bir değer vermiştir. Eğitimsizin "oy"u ile sizin oyunuz sandıkta eşdeğerdir.
Bunu bilen bazı siyasi kurumlar, teşkilat, para, zaman harcayıp bu insanlara ulaşır, maliyetini de sandıktan onların elindeki "oy" ile siyasi kazanç olarak alır. Bu kesim, bankacılık sisteminden de en büyük zararı görmüşlerdir, onlara hayal satar; "Faizsiz Bankacılık", her zaman kazanan bankaya "ortak olma", büyük süslü binalardaki güzel giyimli insanlar ile aynı kazancı paylaşma.
Bu insanlara ulaşabilen siyasi partinin, normal yasal mevzuattan ayrı bir gündemi olması gerekir. Bu insanlara ulaşmak öyle maliyetlidir ki, siyasi gücü ele geçirenin bu maliyeti kamu kaynaklarını kullanıp kapatması lazımdır. Normal, yasal mevzuata uyan bir partinin asla yapamayacağı bir gündemdir.
Bu insanların oy verdiği parti, iktidara gelince, maliyeti hem kamu hem toplumun üretken bireyleri üzerine yıkmak zorundadır. İkisi de yolsuzluğa giden yollardır.
Demokratik bir toplumda herkesin eşit oy hakkı vardır.
SilEğitim düzeyi yüksek olanların oy hakkı daha değerli değildir veya diğerlerinden daha fazla ağırlık taşımaz.
Her seçmen, kendi kişisel tercihlerine göre oy kullanır ve her oy aynı değere sahiptir.
İster eğitimli olsun, ister olmasın, her vatandaşın oy hakkı eşittir ve demokratik bir toplumda bu eşitliği korumak çok önemlidir.
Bu nedenle, birinin oy hakkının diğerinden daha değerli olduğunu söylemek doğru değildir.
Risk ve kâr paylaşımı yapmak istiyorsanız hisse senedi satın alabilirsiniz. Bunun için İslami Finans' a ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum.
SilAdsız13 Mart 2023 18:11 yorumuna bir ilave de ben yapayım.
SilOsmanlı döneminde "oy" da olmadığı için yönetici kesiminden hiç ama hiç kimse bu kitle ile ilgilenmemiştir. Padişahın gözünde hepsi "kul"dur, "pul" kadar değerleri yoktur.
Padişah, bunların elinden istediği kadar malı vergi olarak alır, isyan edenin de kellesini alır, savaşa giderken oğlunu alırdı. Unutulmuş yoksul kitlelerdi.
Atatürk'ün getirdiği Cumhuriyet ile o "oy" değeri devletçe bunlara verildi. Bu kitleye ilk kez yönetim katından, siyasilerden insanlar ulaşıp, oylarını almak için, onlara değerli olduklarını söyledi. Gözlerinin içine baka baka siyasiler bu insanlara yalan söyledi. Bunlar da sahibinin yalanlarını yazıyor.
O kadar bilgisiz ki, faizsiz bankacılık diye bir şeyi yazmaya cesaret ediyor.
Bu kişi yorum "yazmış". Yazma bilgisini bile Cumhuriyetin ilkokulları bu kitlelere öğretti. Daha önce okumayı da bilmezlerdi, yazmayı da. O kadar cehalete terkedilmiş kitleydi bunlar.
Cumhuriyet bunlara "oy" değeri, "okuma" ve "yazma" yeteneği verdi.
Önceden rüşvetçi kadı'ların elinde, tüm servetleri feodal ağalarca çalınırdı. Cumhuriyet bunlara adil "yargılanma" hakkı verdi.
Osmanlı zamanında bunların güzel kızları, 13-14 yaşlarında yöre ağalarının kapatmalığı olurdu. Cumhuriyet bunlara kendi kız çocuklarını okutma, kız çocukları ile ailevi zaman geçirebilme imkanı verdi.
Küçük Anadolu şehrindeki ilk-orta öğrenim hayatımda, bu yobazlar yüzünden, ilk önce ilkokul arkadaşlarımızdan 4. sınıfta Zübeyde, sonra 5. sınıfta Füsun yok oldu. Yıllar sonra öğrendik ikisinin de aileleri köylerinden birileri ile evlendirmişler. Orta 2. sınıfta Mehtap, babası tarafından tır şöförü ile evlendirilmiş. Orta 3 te ise Nuray, önce bir takım erkekler tarafından okula bırakılıp alınmaya başladı, ortaokulu bitirmesi beklenmiş, damadın akrabalarıymış, kıza kimse yan gözle bakmasın diye orta 3 te kızı takibe başlamışlar, sonra da hiç bilmiyoruz ne oldular.
Faizsiz finans derler, kızların evlendirilmesi derler, derler de derler, bunların karanlığı bitmez.
Merhaba,
Silİslami finans, sadece risk ve kâr paylaşımı değil, aynı zamanda faizsiz finans prensiplerine uygun olarak çalışma, adil ve etik finansal uygulamaları benimseme gibi farklı özellikleri de içeren bir finans modelidir. Bu nedenle, İslami finans sadece risk ve kâr paylaşımı yapmak isteyenler için değil, aynı zamanda faizsiz bir finansal sistem arayanlar için de bir seçenek olabilir.
Hisse senedi almak da bir yatırım seçeneği olsa da, hisse senetleri bazı durumlarda da faiz ödemeleri yapabilir veya ticari faaliyetlerinde haram olan sektörlere yatırım yapabilirler. İslami finans, böyle riskleri ortadan kaldırmak için özel olarak tasarlanmış bir finansal sistemdir.
Saygılarımla.
"Adsız13 Mart 2023 20:18:" Sizce de bu yobazlık, kadınların okutulmaması, çocuk yaşta evlendirilmeleri gibi problemlerin çözümü için toplumda finansal okuryazarlığın artması gerektiğini düşünmüyor musunuz? Faizsiz finansın sadece bir finansal araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm ve adalet aracı olduğunu savunanlar da var. Belki de faizsiz finans gibi daha adil ve sürdürülebilir bir finansal sistem, kadınların eğitim ve iş hayatına katılımı gibi konularda da olumlu değişimler sağlayabilir. Bu konuları derinlemesine incelemenizi ve farklı bakış açılarına açık olmanızı öneririm.
SilOlabilir. Ben İslami Finans ile ilgili çok şey bilmiyorum. O yüzden yazdiklarinizdan hisse senedi alımına benzetmiştim. Saygılar.
SilBu dünyayı anlayacak kadar yaşadığımı düşünüyorum. Tarih, dinlerin insanları kontrol etmek için nasıl kullanıldığının örnekleriyle dolu. Dinler içinde devlet olarak ortaya çıkmış tek din islamın, bu güçle çok kısa sürede devlet zorbalığıyla nasıl yayıldığı hem tarihi kanıtlarıyla hem de sosyal kanıtlarıyla ortada.
Silinsanlar binlerce yıl neresi kendisine uygun geliyorsa oradan oraya göç ettiği bir dünyada ekonomik ve sosyal olarak ezilen sınıfların başkaldırısı kolaylikla kontrol altına alınıp, yön değiştırilerek anlamsız bir milliyetçilik (ırk) akımına dönüstürülmüş. Rasyonel hak arayışı yapan kitleler katil sürülerine dönüştürülüp, kendileri gibi başka grupları yok etmek için savaştırılmış.
Düşünen, gerçeği görmek isteyen insan gerçek her zaman ortada fakat gerçek acı, yaptığının/yapmadığının sorumluluğunu taşımak zor, yorucu. İradeni sözde kutsal olsa da bir yere teslim etmek hem çok rahat, kolay hem de gerçeği arayan bireyler bu gruplara karşı çok zayıf oldukları için bu gruplar tarafından her alanda eziliyor. O yüzden adına ne derseniz deyin (din, mezhep, birlik, cemaat vs)bu kadar değişik gruplar var ve hakim durumdalar. Kendilerine çıkar sağlarken diğerlerini haklarını çalıyorlar.
Akıllı, mantıklı insan neyin kutsal, neyin başkalarının kendi çıkarları kullandığı bir araç olduğunu önyargıdan uzak rasyonel olarak değerdirmesi gerekir, yoksa onların değirmenine su taşıyan birisi olur. (Insanların çoğu malesef ben de biraz su taşırsam, değirmenci bana biraz pay verir belki diyor. Sonra da bilerek veya bilmeyerek bunu kutsuyor, kutsal yol!)
Hangi bankacılık gerçekten denetleniyor! Yoksa bu kadar batma olur mu? Sonunda ne alacağın belli olmayan bir sistemin iyi yada kötü bir getiri veya zarar anlaşması olan bir sistemden ne avantajı olabilir. Kaldı ki bize bunu önerenler bir taraftan tuik üzerinden yolsuzluk yaparken diğer taraftan tuik rakamlarıyla bile , bir değer ölçüm birimi olan para üzerinde hile yaparak elimizdeki 100 tl nin alım gücünü yarıya düşürek bizim cebimizdeki veya alacağımız aylığın yarısını çalan insanlar!
Adsız13 Mart 2023 18:51,
SilHerkesin bir oy hakkı var demişsiniz ama bana eğitimsiz insanların kurduğu bir tane devlet gösterebilir misiniz?
Bütün devletleri eğitimli, teşkilatlı insanlar kurmuştur. Müslümanlar, Kırımdan Balkanlara ordan Trakyaya kadar kıtır kıtır kesilirken, milyonlarcası boğazlanıp öldürüldüğünde, insanlar balkanlardan anadoluya giden yollarda müslüman türk ölülerinden yürünemiyor diye hatıratlarında yazarken, şimdi oy hakkı olan eğitimsizler ne yapıyordu?
Ben söyleyeyim, kıtır kıtır kesiliyor, boğazlanıyor, mal-mülklerini geçtim, ailelerine çoluk çocuklarına el konuluyordu. Atatürk ve ekibi çıktı da, bu eğitimsizlerin enerjisini doğru yöne kanalize etti, başlarında bağlandıkları ülkeyi heba etmiş sultanlarından kopardı da, kesilmekten kurtuldular.
Bu eğitimsizler, babalarının asla ve asla sahip olamayacağı topraklarda şimdi oy hakkı elde etmişler. Görmemişin oğlu olup ta şeyini koparması gibi, bunlar da ülkeyi hayatın gerçeklerinden koparttılar.
Demokratik toplumun eğitimli olmadığında, o eşit oy hakkıyla başına neler geleceğini, nasıl batacağını binlerce yıl önce Yunan filozoflar yazmışlar.
Demokrasi her cahil cühelaya oy hakkı vercek kadar basit değildir. benim ailemin hayat hakkıdır, benim uygarca yaşam hakkımdır, onlara eğitim sunma imkanıdır demokrasi. Bunlar ise seçtikleri ile hem benim uygar yaşam hakkımı alıyorlar, hem kendi eğitim haklarını ortadan kaldırıyorlar. Sonra neymiş "Demokrasi eşit oy hakkıymış".
Bugünlerde sosyal medyada dikkat ediyorsunuzdur. Kılıçdaroğlu esprileri azaldı. Niye biliyor musunuz? Çünkü ülkenin şehirleri battı, Gılışdar SSGyı batırdı diyenlerin kafasına tuğlalar düştü. Deprem olmasaydı, hepimiz biliyoruz, şimdi sosyal medyadan TV lere kadar deprem bölgesindeki cahillere Gılışdar SHHyı batırdı diye oy yaltakçılığı yapanlar ile dolacaktı her yer.
Şimdi sesleri çıkamıyor çünkü ülkenin 5 te 1 toprağındaki evler yıkılmış, hepsi kendi seçtikleri siyasilerin onayı ile yapılmış kendilerinin yaptığı evler, aileleri akrabaları yok olmuş. 16 - 20 -30 tanıdığını kaybeden insanlar tanıyorum, hepsi eğitimsiz, ağızlarını bıçak açamıyor.
Kurtuluş savaşında da böyle olmuştu. Yunan askeri Afyona kadar gelip milletin namusuna dokununca, çatır çatır milleti kesince, kundaktaki bebeler Kırımdan Trakyaya kadar tüm balkanlarda ağaçlarda sallandırılınca ne dediler biliyor musunuz?
Atam, Paşam, sen ne dersen yapalım, öl de ölelim. Adama "Ata Türk", Türk'ün atası lakabını verdiler. Bu lakap bile milletin nasıl kesilip doğrandığını anlamak isteyene yeter. Ama o cahiller ne derdi ben biliyorum, çocukluğumda Atatürk'ün annesine bile küfür ederlerdi. Şimdi kendi anaları betonlar altında kaldı, sesleri solukları kesildi.
Daha 3 gün önce Kayseri'ye gittim. Ne deseler beğenirsin? Depremdekiler cenabet geziyormuş, artık ne günah işlemişlerse böyle cezalandırılmışlarmışmış. Bak hele! Şimdi bunlar demokrasi içinde benim oyumla bir öyle mi?
Dini referans alan arkadaşlara ,
SilDiyanetin islam ansiklopedisinde "faiz" maddesini okumalarını tavsiye ederim.
İçinden çıkabilirlerse, bize de anlatmalarını içtenlikle rica ediyorum.
İslami iktisat anlayışı , yani bundan 1.500 yıl önceki Kufe Basra pazarlarında olup bitenler ile , bu günün ( banka , faiz , sermaye , mevduat , kredi , risk , sigorta v.b. ) modern iktisat düzeninin ilişkilerini açıklayabileceğini sanan zihniyete acımaktan başka yapılabilecek bir şey var mı ?
SilBu konuda farklı görüşler ve tartışmalar olduğunu belirtmek gerekir. Ancak, İslami iktisat anlayışının günümüz iktisadi sistemleriyle karşılaştırıldığında bazı benzerlikleri ve farklılıkları olduğu düşünülmektedir. Bazı ekonomistler, İslami iktisatın modern iktisat düzenindeki bazı problemlere alternatif bir çözüm sunabileceğini savunmaktadır.
SilBu nedenle, söz konusu zihniyetin iddialarını sorgulayarak, tartışmaları objektif bir şekilde ele almak ve farklı görüşleri dinlemek önemlidir. Ayrıca, farklı iktisadi sistemlerin ve düşüncelerin birbirleriyle karşılaştırılması, her birinin avantajları ve dezavantajlarının anlaşılması açısından önemlidir.
🙏
YanıtlaSilSağ olun.
SilKaleminize sağlık Hocam. Üstlendiği risk ve gelinen son açısından SVB'nin durumu biraz Demirbank'ınkine benziyor galiba, değil mi?
YanıtlaSilBenziyor, haklısınız.
SilBöyle durumlarda da HSBC devreye giriyor.
SilŞu Lozan'ın bitiş günleri de geleydi, ekonomimiz rahatlardı.
YanıtlaSilSiz de 3 Temmuz 2016 da yazmıştınız,
"Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!" başlıklı bir makale.
Az kaldı, 24 Temmuzu, 25 ine bağlayan gece Lozan bitecek, seçim sonrasında.
Bakalım halkımız, Lozanın gizli maddelerini yırtıp atacak hükümete mi, yoksa gizli maddeleri 100 yıl daha uzatacak hükümete mi oy verecek?
CHPnin kazanması durumunda, inşaaallah, buradan da yeni bir yüzyıllık mağduriyet çıkaracağız.
Selam ve dua ile muhterem hocam.
Halkin verecegi oy lozanini maddelerini bilerek değil,yasadigi kosullari düşünerek verilen oy olucaktir.lozan anlasmasi nedir turkiyenin %80 bilmez..
SilBuraya kadar malun partinin kaybedeceğini yazmaya başladıysanız bye bye hepiniz. Bu iş bitmiştir. Bence kaçacak delik arayacaklardır.
SilBelli ki anneniz sizi iyi yetiştirmiş; hazine müsteşarı olmuşsunuz ama, şöhret budalası olmamışsınız.
YanıtlaSilÖnünüzde saygıyla eğiliyorum, sayın Eğilmez...
Estağfurullah.
SilHocam, Amerika'da bir çok banka yükselen faize karşın bonolarda ciddi zarar yazıyor. Türkiye'de de yakınlarda mecburen faiz artışları gelecektir. Bizim bankalar buna karşın ne kadar hazırlıklıdır? Teşekkürler.
YanıtlaSilBöyle bir hazırlık olduğunu sanmıyorum.
SilHocam şaka bir tarafa da gerçekten bilmiyorum öğrenmek istiyorum. Soru şu;
YanıtlaSilKatılım bankaları ile normal bankalr arasındaki risk nedir? Batarsa bunlar neye göre batar? Hangisi daha batmaya yakın?
Esasen bununla ilgili geçmişte yazınız olabilir ben bulamadım hocam varsa linkini de paylaşabilir misiniz? Yoksa da hocam bu konu ile ilgili kapsamlı akademik bir yazı yazabilir misiniz? Minnettarız size hocam... Hürmet ve saygıyla...
Risk açısından bir fark yok. İkisi de aynı riskleri taşıyor. Bu konuda yazım yok. Çünkü ben ikisi arasında bir fark olduğu kanısında değilim. Yalnızca adları değişik ve birisinin faiz dediğine diğeri kar payı diyor.
SilKatılım bankaları ve normal bankalar arasındaki risk farklılıkları birkaç faktöre bağlıdır.
Silİlk olarak, katılım bankaları genellikle daha düşük riskli işlemler yaparlar ve faizsiz finans prensiplerine uygun olarak çalışırlar.
Bu, bazı durumlarda normal bankalardan daha az risk taşıdıkları anlamına gelebilir.
Ancak, katılım bankaları normal bankalara kıyasla daha az yaygın ve daha az likiditeye sahip olabilirler, bu da onları belirli risklere maruz bırakabilir.
Herhangi bir bankanın batması, birçok faktöre bağlıdır ve bu faktörler bankanın yönetimi, finansal durumu, müşteri portföyü, ekonomik koşullar ve piyasa koşulları gibi çeşitli unsurları içerir.
Dolayısıyla, bir bankanın batıp batmayacağını söylemek mümkün değildir.
Her iki tür banka da belirli risklere maruz kalabilir ve bunların batması mümkündür.
Bu nedenle, bir bankaya yatırım yapmadan önce, finansal durumunu ve yönetimini araştırmak ve analiz etmek önemlidir.
Müşteriler paralarını istediğinde katılım bankaları daha hızla batar, daha az para verir.
SilKatılım bankaları, gayrimenkul, ticari şirket gibi yapılara yatırım yaparken normal bankalar daha likit olan devlet tahviline yatırım yapar.
Her iki bankadan da müşteriler paralarını çekmek istediğinde ise şu olur.
Normal banka: Devlet tahvillerini satar müşteriye parayı verir, satış çok yüksekse hükümet ve MB devreye girer tahvilin karşılığı parayı faizleri yükseltmeden verirler bankayı likit durumda tutarlar.
Katılım bankası: Faize dayalı bir devlet tahvilinde parası olmadığı için, müşteriler parayı istediğinde gayrimenkullerini satmak, yatırım yaptığı şirketlerden çıkmak için o varlıkları satılığa çıkarır. Mevduat sahibi, ne zaman bu varlıklar satılırsa o zaman parasını alabilir. Süre ayları veya yatırımın durumuna göre yılları bulabilir. Varlıklar hızla satılacağı için, piyasa fiyatı altından gider, mevduat sahiplerine yatırdıkları paradan daha az para ödenir.
Aradaki en büyük fark budur. Bazıları katılım bankalarının riski azdır dese bile riski belirleyen hızla likite edilebilir yatırımlardır.
Hocam , bizim kamu bankaları burdan ders çıkarırlar mı ! 28 ‘ den para toplayıp 18 ‘den bazı şirketleri fonluyorlar.
YanıtlaSilÖyle bir yetkileri yok, onlara ne denirse onu yapıyorlar.
SilHocam kur atakları bekliyormusunuz?
YanıtlaSilŞimdilik hayır ama ilerisi için o kadar emin değilim.
SilHocam hazine kâğıtlarının değeri neden fed faizi arttırdığında düşüyor ?
YanıtlaSilYazınızı çok beğendim,teşekkürler.
Çünkü yeni tahviller daha fazla faiz veriyor. Bu nedenle eskilerinin değeri düşüyor. Vadeli bir kazanç sağladığı için eski tahvilleri elinde bulunduranlar "zamanın para değeri" inden zarar ediyor
SilYaklaşık yüzde 2 kazandıran 100TL ödeyen tahvile 98TL verip aldıysanız,
Silhükümet faizleri yüzde 5 e çıkarınca 100TL ödeyen tahvile 95TL verip alabilirsiniz.
Eskiden 98 TLye aldığınız tahvil size vade gününde 2 TL faiz verecekken, 95TL ye bugün alınan tahvilse 5TL faiz verecek.
Elinizdeki 98TL lik tahvile kimse 98TL verip almayacak, 98TLlik tahvilinizi 95TL ye alacaklar.
Ya da bekleyeceksiniz, vade günü 2TL faizle beraber toplam 100TL nizi alacaksınız.
Hocam, Yazılarınız için teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilEkonomi konusunda herhangi bir eğitimim yok sizin için basit bir sorunun cevabını arıyorum.
Seçimlerden sonra gelecek hükümet, her alanda olağanüstü bir performans sergilese dahi 1-2 yıl içerisinde şuana göre alım seviyemizi arttırabilir mi? yoksa daha fazla düşmesine engel olması bile büyük bir başarı mıdır?
İşin uzmanı olarak sizce durum ne kadar kötü?
2 yıl toparlanmak için yeterli bir süredir ama tabii ne yapılacağına ve nasıl yapılacağına bağlı. Bir tek gün bile kaybedilmemesi lazım.
SilHocam emeğinize sağlık , teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam elinize sağlık
YanıtlaSilSAYIN HOCAM FAİZ ARTIŞLARININ HİÇ Mİ SUÇU YOK.
YanıtlaSilGeç kalınmış her hareketin kötü sonuçta katkısı vardır. Fed faiz artırmakta geç kaldığı için agresif davrandı ve bu sonuç çıktı.
SilDegerli hocam, yine cok guzel analizler yapmissiniz. Amerikan sisteminde bu nebze devletciligin geri gelmesi, serbest piyasa sistemindeki yikintiya isaret ediyor diyebilir miyiz? Sistemik risk yok diyerek tek tarafli riskler alan (%60+ oranda dusuk faizli bonodan olusan portfoyu hedge etmeyen) ufak bankalar, simdiyse, sistemik risk yaratir yorumlariyla yapay gercekler dogurup, burokratlara baski yapan yayin kurulus ve kanaat onderleri mekanizmalari neticesinde demokrat hukumet devletcilge gecti adeta. Stabil denen ve dolara esit segerli coin ureten tuzel kisilerin bu bankalaradaki mevduat exposure, urettikleri stabil kriptolarin %10u olunca, ve depeg buyuyunce, bu karar alinmis olabilir mi? Hatirlarsaniz demokrat hukumete yuklu bagis yapan ve onlarca milyar dolarla batan dolandirici ftx de tutuksuz yargilanirken hala caldigi varliklara erisebiliyordu. Sistem hileli varLiklarimizi nasil korumaliyiz?
YanıtlaSilHocam süper güç dediğimiz ABD'nin bankaları bile batarken Türkiye'nin dimdik ayakta durması ekonomimizin kaya gibi sağlam temeller üzerine kurulduğunu mu gösterir?
YanıtlaSilEvet, aynen öyle.
SilTitan çubuklarla fay hatlarının etkisini kıran Türkiye'nin sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösterir!
Hocam kaleminize sağlık,
YanıtlaSilAynı nedenlerle olmasa da yazınızı okurken aklıma Demirbank'ın batışı geldi. Orada da Demirbank sendikasyon kredisi alıp içerde dolar bozdurup tahvi almıştı. Sonra dolar çok yükselince çok zarar etti diye hatırlıyorum. Belki yanlış hatıırladığım kısım olabilir. Siz daha iyi bilirsiniz. Saygılar.
Benziyor.
SilABD bu enflasyon çilesini daha ne kadar çekecek sizce? fed'in planlı faiz artışları ile %2 enflasyon hedefini yakın vadede mümkün görüyor musunuz?
YanıtlaSilBanka batışları sonrası işler biraz karıştı.
Sil"Piyasa sisteminde faizi yanlış belirlerseniz her şey yanlış gider. Bu durum başlarda anlaşılamaz, hatta her şey iyiye gidiyormuş gibi görünür ama bir süre sonra her şey tersine gitmeye başlar."
YanıtlaSilAna cümle bu. Kaptan köşkünde oturanların dikkat etmesi gereken.
Evet ana cümle bu.
SilEğer faizi yükseltiresni bankalar şirketler ve devlet zarar eder. Eğer faizi düşürürseniz halk zarar eder. türkiye ve amerikanın son hali bunu kanıtlıyor. Bu yüzden para politikası yerine maliye politikaları ile ancak kalıcı ve en az zararla bu durumdan çıkabilirler. Ama maliye politikası uzun bir süreçtir ve kısa vadede işe yarayamayabilir. Bu yüzden öngörüsü yüksek ve işini iyi yapan bir hükümet ancak bu maliye politikarını tam etkin bir şekilde kulanabilir.
YanıtlaSilFaizi enflasyonla koordineli götürmeniz lazım. Fed, faiz artırmakta geç kaldığı için agresif ve hızlı artışlar yaptı (kaybettiği zamanı kazanmak için.) Hatası odur. Enflasyon yüzde 3'lere çıktığında 0,25 puan artırmaya başlasaydı bunlar yaşanmazdı.
SilEnflasyon artarken faizi sabitlemek te aslında bir faiz düşürme yöntemidir. Amerika şuanda para politikasıyla oynamanın cezasını çekiyor. Bunun yerine daraltıcı maliye politikaları uygulasaydı daha az zararla çıkardı diye düşünüyorum.
SilHocam FED'in faiz arttıracağı uzun zamandır biliniyordu. Faiz artınca bankaların elindeki Hazine kağıtlarının değerinin düşeceği de biliniyor. Hadi bizde Merkez Bankası Bankaları Hazine kağıtlarını bir şekilde almaya mecbur bıraktı. ABD bankaları niye Hazine kağıtlarını aldı ki?
YanıtlaSilÖte yandan Banka eğer elindeki Hazine kağıdını satmak zorunda kalırsa zarar ediyor yoksa vade sonuna kadar elinde tutsa zarar etmez diye anlıyorum. Doğru mudur?
Çünkü Hazine kâğıtları en risksiz yatırım aracı olarak kabul ediliyor buna karşılık kripto para piyasası yüksek riskli. Dengelemek için yaptılar bu hamleyi ama ikisi birden ters gidince de battılar.
SilYumurtaları iki sepete koymak bile yetmemiş hocam
SilMahfi Hocam merhabalar;
YanıtlaSilyazıyı keyifle okudum, teşekkür ederim. Aklıma takılan soru Rusya Merkez Bankası savaş dönemi rublenin değer kaybını durdurmak için enflasyonu takip etmeyip önüne geçmişti. Bunu da sizin yazınızdan öğrenmiştim - Rusya Merkez Bankasından Enflasyonla Mücadele Dersi -. Nasıl oldu da Rusya'nın bankaları bir anda çok yükseltilen faiz artışından etkilenmedi?
Çünkü Rusya bizim kadar dışarıya açık değil. Ayrıca ambargolarla iyice kapandı.
SilHocamıza ek olarak,
Silrus bankalarının döviz işlemleri kapatıldı, döviz alışına sabit kur getirilirken döviz satışı çok küçük miktarlarla limitlendirildi.
rusların petrolü var, savaş yüzünden çok ucuza da satsalar, pozitif nakit akışı sağladı. bir nevi rus petrolünü çin, hindistan ve batı yağmaladı.
ruslar petrolü kullanıp çinden mal alabildi. temel gıda, sağlık vb insani ürünlerde ambargo konulmadı.
rusların yaptığı gibi kapalı devre finans sisteminde, hiç bir banka batmaz.
Hocam, zararların devlet tarafından karsilanmis olusu doğru degil. Bankaların para yatirdiklari bir fondan bu mevduatlar garanti altına alindi. Tabi bankaların bu fona para yatırıp vergiden düşüp düşmediklerini bilmiyorum. Eger öyle ise, dediğiniz doğru. Saygılarımla, Ozan Kaya
YanıtlaSilÖyle. Sevgiler
SilSVBnin müşterileri genelde teknoloji firmaları ve startuplar idi. Bu firmaların da mevduatları genel olarak FDICnin karşıladığı maksimum sınır olan 250.000 USDnin üzerindeydi. Farkını devlet karşıladı ve dolayısıyla kimse mevduat sigorta limitini aşsa bile parasını kaybetmemiş oldu diye biliyorum. Tabii Mahfi hocam daha iyi bilir.
Silbaşa geçince ilk işi faizi yükseltmek olan, populist söylemlerde bulunan kişilere örnek olur inşallah. demek ki neymiş faizin yüksek olması da ekonomi için zararlıymış.
YanıtlaSilBir yanlışlık var: Popülizm faizi yükselterek değil düşürerek yapılır. Fed, faizi zamanında çok düşürdüğü ve artırmakta geç kaldığı için bunlar yaşanıyor. Faiz enflasyon kadar olursa ya da onun biraz üzerinde olursa ekonomiye zarar gelmez.
SilEmeğinize sağlık.
YanıtlaSil1. 2008'den geçtiğimiz yıla kadar devam eden (bol likidite + düşük enflasyon) döneminden yüksek enflasyon dönemine geçiş yaptık.
YanıtlaSil2. SVB'nin ''start up'' lara verdiği kredilerin sorgulanması, risk yönetiminin yapılmaması (duration mismatch), aşırı likiditenin yarattığı fiyat balonlarının patlaması, hayal şirketlerin değil de nakit akımı yaratabilen şirketlerin ayakta kalması, yatırım çarpanlarının düşmesi, fonlama maliyetlerinin artması gibi birçok faktörü de saymak lazım...
3. Free money dönemi bitince geriye bu acı gerçekler kalıyor maalesef
Evet doğru.
SilHocam Türkiye'nin cari açığının kademeli olarak azalması ve daha sonra fazla verebilmesi için öncelikli sektörleri neler olmalıdır ? Saygılar.
YanıtlaSilYüksek teknolojili sektörler.
SilHocam öncelikle emeğinize sağlık.belirttiğiniz gibi, yine aktif-pasif yönetimi hatalarıyla iflas eden bankalardan söz ediyoruz. tabii batan bankların pozisyon açıkları tam olarak bilinmediği için özellikle OTC tarafında nasıl bir kumar oynadıkları hakkında net bilgiyi belki ileride yapılacak ABD belgesellerinden izleriz..
YanıtlaSilbu noktada Demirbank örneğine de değinmek, hafızamızı tazelemek iyi olur. bazı yorumcuların da dediği gibi, adı geçen banka döviz borçlanarak, TL-tahvil alıp, sonrasında yaşanan finansal krizde yükümlülüklerini yerine getiremeyip insolvent hale gelmişti..Demirbank fonyöneticileri o dönemde iki büyük hata yapmıştı: döviz kuru riskini hedge etmemekle kalmayıp; tahvil portföylerindeki faiz ve vade riskini de hedge etmemişlerdi.. yani esasında bile bile lades durumuydu.. tabii sonrasında devlete güvendik gibi hamasi savunmalar yapmalarının bir manası yoktu ki, muhtemelen portföyü bu kadar tahville doldurmalarının arkasında başka bir takım saikler bile olabilir; malum, sermaye ve siyaset her zaman kol koladır.. xyz ..
Çok doğru. Ama bu son kriz sonrasında ABD bankacılık denetim yetkililerinin bunları atlamış olması da çok ciddi bir kusur.
SilHocam Togg alırmısınız?
YanıtlaSilFiyatını bilmediğim bir şeyi alırım ya da alamam diyemem.
Sil953.000TL Togg T10X
SilEmin misiniz?
SilTOGG çıkıyor ama çok sınırlı sayıda, almaya kalksak kaç sene sıra bekleriz Allah bilir. Yıllık 25-30bin civarı satış rakamı olmadan diğer firmaların fiyatlarına pek yansımaz.
SilBu şey gibi, adam diyor para cebimde, ama bayilerde araba yok. Bu da öyle. Sen şimdi 1milyon lıran var diyelim, ne zaman sana sıra geleceği belli olmayan bu arabayı mi beklersin yoksa 100-200 fazla verip yarın kontağını çevireceğin arabayı mı alırsın.
Mahfi Hocam herkes Adsız yorum yazıyor. Neden çekiniyorlar anlamış değilim. Siz de yazılarınızı Adsız yazsanız iyi olacak galiba D)
YanıtlaSilHesap açmaya üşeniyoruz
SilHocam son cümlenizde bu durumda Amerika'nın piyasa faizini bu zamana kadar yanlış belirlediğini mi düşünüyorsunuz ?
YanıtlaSilFaizi artırmakta yaklaşık bir yıl kadar geç kaldığını, o nedenle mecburen hızlı ve yüksek artırmak zorunda kaldığını söylüyorum.
SilHocam varsayalım yönetim değişti ve ortodoks politikalara dönüldü diyelim, bankaların batmaması ve halka yansımaması için ne yapılmalı.
YanıtlaSilYapısal reformlar.
SilMadde1:Her türlü hırsızlık ve yolsuzluğun önlenmesi
SilTek madde sorunun yarısını çözer. Gerisini ekonomistler halleder.
Teşekkürler
YanıtlaSilSağ olun.
SilTeşekkürler hocam.Çok istifade ettim.Sağolun.Zamanlamasi doğru yapılırsa Faizi indirmek için faiz arttırılır diyebiliriz.
YanıtlaSilSağ olun.
SilSeçimden sonra tufan mı olacak ? bu konuda bir yazı düşünürmüsünüz ?
YanıtlaSil@DoğrudanDemokrasi@
Seçime kadar bir gidelim de.
SilTarafsız sade ve akıcı yazılarınız için çok teşekkür ediyorum ellerinize sağlık .Olası Hükümet değişikliğinde piyasalar için önemli bir gösterge olan güven ortamının oluşması ve faizlerin kademeli arttırılması ile tehlikenin önüne geçme ihtimali var mı hocam?
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilYapısal reformları hemen açıklayıp temel görevlere liyakatli kişiler atanırsa ve faiz de % 8,5'dan 15'e getirilirse çözüm başlar.
Mahfi Hocam, tahvil ve bononun fiyatının faizle ters orantılı çalışmasının mantığı bir türlü oturmuyor bende. Faiz getirisi artan bir kağıdın fiyatı neden düşüyor? Elimdeki malın değeri artmıyor mu sonuçta?
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Yanıtı burada: https://piyasarehberi.org/piyasa/216-faiz-oranlari-ve-tahvil-fiyatlari-arasindaki-iliski
SilHiç kripto param yok ve güvenilir bulmuyorum. Ancak net olarak söyleyebilirim ki balinalar şu günlerde atağa geçti ve çok yalında bitcoin 100k.
YanıtlaSilHocam her zamanki gibi bilgilendirici bir yazı olmuş. 2023 yılı seçimler dolayısıyla inişli çıkışlı bir yıl olacak ama seçim sonrası 2024e kadar sürecek bir zorlu nekahat dönemi sonrası bu saçma, kitapta yeri olmayan ekoniomi politikalarını muhalefet veya iktidar mecburen terk edeceğinden 2024 ve sonrası 4-5 yıl ciddi bir toparlanma öngörüyoruz. Bu konuda görüşünüzü merak ediyorum. Saygılar
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilKonu Türkiye olunca bu konulardan emin olamıyoruz. Türkiye popülizme çok açık bir ülke.
Çok güzel yazı olmuş hocam. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silmerhaba hocam eğer seçimi muhalefet kazanıp faizi yükseltmek isterse bizde aynı tabloyla mı karşı karşıya kalırız. eğer aynı tabloyla karşı karşıya kalısak faizi bu seviyede mi tutmak daha iyi yoksa banka ve şirketlerin batması pahasına faizi yükseltmelimiyiz.
YanıtlaSilYapısal reformlara girişip faizi % 15'e çıkarmak bir çok şeyi değiştirebilir.
Sil
YanıtlaSil06 MART 2023 tarihli İstifa ve İntihar ismli yazınız üzere;
"Biat, önce Tanrıya sonra da Peygambere verilen bağlılık sözüdür. İslam ülkelerinde, seçilen yöneticiye de aynı bağlılık gösterilir ve onun sözünden çıkılmaz" demşsiniz Osmanlı devletinde bildiğimiz üzere şeyhülislam'lık denilen bir makam var ve bunun başında son derece iyi bir hukuk eğitimden geçmiş bilgili ve donanımlı tecrübe sahibi bir şeyhülislam var günümüzdeki anayasa mahkemesi başkanlığına benzetebiliriz.
Yani Padişahın almış olduğu tüm kararların İslam hukukuna uygun olup olmadığını denetleyen bir makam var. Şayet sizin ileri sürdüğünüz düşünce gibi olsaydı tüm yetkileri elinde bulunduran padişah bu kurumu lağvederdi ve dilediği gibi davranırdı .Bir döneme kadar düzgün işlemiş sonradan bozulmuş olabilir bu ayrı bir konu. Ancak ben dilediğim ve istediğim gibi kararlar alırım nasıl olsa herkes de bana biat eder veya etsin gibi bir düşünceye bildiğim kadarı İslam hukukunda ve kültüründe yer yoktur.
O zaman İstediği ve dilediği her kararı alabilen ve böyle bir gücü elinde bulunduran padişah ve devlet yönetimi neden aldığı tüm kararların İslam hukukuna uygunluğunu denetlemesi için şeyhülislama veya bu makama gerek duysun..Kanun-i sultan Süleyman ve öncesindeki padişahlar kafadan kontak insanlar mıydı sizce?
Onlar denetimden ziyade onaylamak için vardı. Bakınız Fatih Sultan Mehmed'in kardeş katli kararı.
SilSevgili Hocam, yüksek teknoloji demişsiniz ama bir itirazım var. Benim yüksek teknoloji yapan ve üreten bir şirketim var. Kobi seviyesinden yukarıya çıkma umudum da yok. Bunun sebebi uzun süredir teknolojiyi gereği gibi kullanmamış bir toplumda (şirketlerde) talep oluşamıyor. Dolayısı ile teknolojinin gelişmesi için gereken işlerde ABCden öteye geçemiyoruz. Öncelikle neyi nerede kullanacağımızı öğrenmemiz gerekecek. TOGG bunun için en iyi örnek. Tasarımı yurtdışına yaptırıldı. Pek çok alt malzemesi yurt dışından geliyor. Elektrik altyapısı olmayan bir ülkede de kullanılabilmesi zor. Bu arabanın geleceği bizimle aynı yerde. Bu yüzden öncelikle tarım ve turizm diyorum. Önce bilinçlenme ve fakirlikten kurtulma ondan sonra basit çözümler daha sonra yüksek teknoloji ürünleri üretme geliyor.
YanıtlaSilTeknoloji konusunda biz hala "bir fikrim var" ötesine geçemiyoruz.
:(
Sil2022 de ihracat %13 artarak 254 milyar dolar olarak gerçekleşti, ithalat ise %34 artarak 364 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı 110 milyar dolar oldu. Aynı artış oranları 2023 için de geçerli olursa 200,74 milyar dolar ticaret açığı olacak demektir. depremin ve eytnin bütçeye yükü de cabası. Üstat 2023 yılı nasıl finanse edilecek/edilebilir?
YanıtlaSilÇok zor.
SilHocam esasında biz bu filmi 2001 krizinde görmüştük. Bankalar yüksek miktarda hazine kağıtlarına yatırım yaparak tatlı karlar elde ederken yaşanan kriz neticesinde artan faizler çok sayıda bankanın batmasını gündeme getirmiş ve TCMB'de son borç verici merci olma görevini bilinçli olarak yerine getirmeyerek bu batışa izin vermişti.
YanıtlaSilDoğru
SilHocam, millet ittifakı kazanırsa 2002 sonrası gibi ülkeye bol sıcak para gelir mi?
YanıtlaSilUmarım sıcak para yerine doğrudan yatırım gelir.
SilGündeme ilişkin bilgilendirici ve zihin açıcı bir yazı olmuş Hocam.
YanıtlaSilElinize,emeğinize sağlık…
• Hocam bu bankalar yatırım bankası mıdır yoksa mevduat toplayan bankalar mıdır?
• Bildiğim kadarıyla herhangi bir regülasyona tabi olmayan,neye göre inip çıktığı bilinemeyen kripto piyasasına,mevduat toplayan bir banka nasıl yatırım yapabiliyor?
• Bu yatırımlar mevduat sahiplerinin onayıyla mı gerçekleşiyor?
• Abd yasalarında konu ile ilgili bir düzenleme var mı?
• Eğer varsa söz konusu bankaların bunu ihlâl etmesi söz konusu mu?
• Abd’de veya diğer gelişmiş ekonomilerde,aynı riski taşıyan başka bankalar olup olmadığınızı biliyor muyuz?Ölçüm,takip ve denetleme mekânizmaları var mı?
• Son olarak Türkiye’de mevduat toplayan bankalar kripto para piyasasına bu şekilde yatırım(aracılık dışında) yapabiliyor mu?Yasal durum nedir?
Saygılarımla.
Teşekkür ederim.
SilBunlar mevduat bankası. Kripto paraya yatırım yapılmasını engelleyen bir regülasyon yok.
Türkiye'de pek çok şey bilinmiyor ne yazık ki.
Merhaba, Fed'in faiz kararlarına bel bağlamak veya olası banka batışları sonucu tüm mevduatlara güvence vermek yerine Abd hazine kağıtlarının faizlerini enflasyona endeksleyemez mi? Hem belki bol keseden para basarken 2 kere düşünürler:) Görüşünüzü rica ediyorum. Teşekkürler
SilHocam merhaba öncelikle bilgilendirici yazınız için teşekkür ederiz. 2 sorum var cevaplayabilirseniz sevinirim:
YanıtlaSil1-) Hükümet tarafından Devlet Tahvillerinin bankalara zorla alındırılması nedeniyle gösterge faiz %10-11 gibi düşük gözüküyor. Ama piyasada (banka kredilerinde) faizler %18-24 gibi rakamlarda hatta daha yüksek, MB faizi zaten gerçeklikten çok uzak, o zaman biz gösterge faizi kaç olarak değerlendirmeliyiz? Türkiye'de aşırı müdahaleler nedeniyle ekonomiyi değerlendirirken kullandığımız veriler ve bu verilerin tanımları da gerçeklikten çıktı diyebilir miyiz?
2-) Döviz ile enflasyon arasında sıkı bir ilişki olduğunu düşünürsek, döviz kurları 5-6 aydır yapay bir şekilde sabit tutulmasına rağmen enflasyon ciddi oranlarda artmaya devam ediyor. Bunun nedeni nedir? Döviz kurları gerçekçi bir durumda mı sizce?
Sağ olun.
Sil1) Kesinlikle diyebiliriz. Türkiye'de hiçbir veri gerçeği göstermiyor.
2) Faizi düşürdüğünüz sürece enflasyon artar.
SAYIN HOCAM HAZİNE BAKANLIĞININ DÜZENLEDİĞİ ROADSHOW TOPLANTILARINA KATILIP GÖRÜŞLERİNİZİ PAYLAŞMAYI DÜŞÜNÜRMÜSÜNÜZ.
YanıtlaSilBen katılırsam aleyhlerine olur çünkü ben yalan söyleyemem.
SilMerhaba,
YanıtlaSilbütçe beklendiğinden düşük gelir elde ederse aradaki fark nasıl kapatılır? oda mı borçlanılır?
Boarçlanmayla.
SilBatılı ülkeler arası istihbarat servisi kullanılarak siyasi rüşvet nasıl verilir?
YanıtlaSilA ülkesi, B ülkesine fayda vermek istemekte, B ülkesi de rıza göstermektedir.
Bu uluslar arası bir kuruluşa (misal Nato) B ülkesinin alınması için olabilir.
Normal rutin işler içinde, hepimiz biliriz ki B ülkesi, A ülkesi firmalarına ve sektörlerine bazı imtiyazlar açar veya A ülkesinin belli sektörlerdeki mal/hizmet üretiminden kendi tüketimine transfer yapar.
Bir de, istihbaratın devreye girdiği, gizli transferler vardır.
A ülkesindeki, saygın bir kurumun bazı hataları bir şekilde denetimlerden çıkmış, denetimden kaçınmış veya uygun denetime girmemiş olabilir!
B ülkesinin halka ait fonları (emeklilik, işsizlik, petrol vs) A ülkesinin sorunlu varlığına yatırım yapar.
A ülkesinin sorunlu varlığına el konulur, sahiplik kamulaştırılır. Böylece B ülkesi fonu ile A ülkesine transfer yapılmış olur.
(İki ülke politik iradesi istihbarat bürokrasisini çalıştırmıştır, B ülkesi fonu sorunlu varlığa yatırım iradesi göstertilmiştir.)
Sorunlu varlığın hissedar değişimlerine bakınca yapı ortaya çıkar.
Siyasi Politika her zaman bir kaynak transfer aracıdır.
Saygılarımla,
R@9c1rOeWTo%
Uzun süredir sizi takip ediyorum. Ve şu dikkatimi çekiyor: Neoliberal finans sisteminin sonuna gelindiğine dair dünyanın her yanından bir sürü ekonomist çok anlaşılır şeyler söylerken, siz bu konuya hiç değinmiyorsunuz.
YanıtlaSilBunu neden yaptığınız üzerine çok düşündüm. Ve sonunda buldum: Siz kapitalizme iman etmiş birisiniz.
Dünyanın geldiği nokta, en sıradan insanın bile gördüğü, üstelik rahatlıkla anladığı bir nokta: Finans sistemi çöktü çökecek. ABD, batışın eşiğinde. Yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve bu hâliyle ne ABD ve ne de AB bu düzenin içinde olamaz. Paranın kâğıda dönüşeceği eşikteyiz.
Sizdense çıt yok. Tuhaf!
Kapiatalizmin mü'mini de böyle oluyormuş demek ki...
Hayatımın hiçbir döneminde hiçbir şeye iman etmedim. Akıl süzgecimden geçirmediğim hiçbir şeyi savunmam. Eğer benim yazılarımı ve kitaplarımı okusaydınız benim kapitalizm ve neoliberalizm eleştirilerimin herkesten çok daha önce ve sert olduğunu bilir ve böyle cahilane eleştiriler yapmazdınız. Belki okursunuz diye o yazılarımın birkaçını paylaşayım:
Silhttps://www.mahfiegilmez.com/2020/04/neoliberalizmin-bilmem-kacnc-cokusu.html
https://www.gidahatti.com/haber/11543686/ekonomide-neoliberal-yaklasim-hata-nerede-mahfi-egilmez-yazdi
https://www.mahfiegilmez.com/2016/06/neoliberalizmden-geriye-kalanlar.html
Hocam, internet tiwitır finans fenomenleri var ki heterodoks Mahfi diye başlayan yazılar atarrlar.
SilÜlkedeki en çok okunan kişi olmanızın onların yazdıklarına getirdiği dikkati kullandıklarını ben biliyorum, ama ne ekonomiyi, ne de sosyal medya takipçi artırma hilelerini bilmeyen Adsız15 Mart 2023 20:08 gibi kişiler ister istemez böyle yorumlar yazıyor.
İlle de Mahfi, illede Mahfi diye yazmalarının tek sebebi Mahfi Hocanın tanınmışlığı. Halbuki, internette çok ekonomi profesörü finans alanında hatalım mesaj atıyor, o ekonomistlerin kitleleri az oldukları için tiwiter finans fenomenleri onların isimlerini asla anmazlar. Getirileri yok çünkü, ağaçlarında meyveleri yok, takipçileri yok.
Twiter fenomenlerini tabi sizin isminizi kullanmaya kamçılayan başka sebep de oturup ciddi ciddi onlara cevap yazmamanız. En çok istediklerinin sizi eleştirdikleri bir yorumun altına cevap yazıp, kitlelerini artırmalarını sağlamanız.
Finans fenomenlerinin bir kısmı lakap kullanarak yazarken bir kısmı da isimlerini kullanıyor. Genelde isimlerini kullananlar, sizi eleştirirken bir bakıyorum, sizin daha önce yazdığınız bir konuyu benzer şekli ile yorumlayıp, sizin sanki tersine bir yorum yaptığınız izlenimi oluşturuyor.
Bu aşırılıklara, sosyal medyanın büyüsü diyorum. Bu insanlar bundan mutlu oluyor. Bir fenomen var, twit atma sıklığına bakıyorum, adam 2-3 saatte bir mesaj atmış. Yahu senin işin gücün yok mu? Twit atmak para da kazandırmıyor. İşte bir psikolojik tatmin var ya.
Çoğunun sizi eleştirdiği yorumlarına, bak böyle yazmış yıllar önce diye makalenizi atıyorum, hooop hemen blokluyorlar. Demek ki adamcağız, twit attığı zaman yanında bir de yazılanları anlık takip ediyor ki, çok yazık.
Bazılarının, takip ettiği yabancı analistler var, onların mesajlarını ülkeye uydurup atıyorlar.
Çeşit çeşit fenomen var, seç beğen al, hepsi de bedava!
Demokrasinin olmadigi, tek adam diktatörlügünün oldugu bütün ekonomiler batacak, Rusya da öyle Cinde ayni sekilde, eger Türkiye de demokrasiye gecmezse Türk ekonomisi de batacak...
SilAldırmayın ben öyle yapıyorum. Bu tür yazılar tamamen dikkate çekip takipçi edinmeye yönelik. Ben gülüp geçiyorum.
SilYazdıklarınızı okuyan biriyim. Zaten o yazdıklarınız dolayisıyla sizinle ilgili sağlam bir kanaat oluşturmuş bulunuyorum. Yine de, referans verdiğiniz yazılarınızı tekrar okudum. Kaçırdığım bir şey yok.
YanıtlaSilÜstelik sizinle ilgili, 'hep aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor, yeni hicbir şey yok' şeklinde yöneltmeyi düşündüğüm ama imtina ettiğim düşünceme paralel olarak, birinci ve üçüncü yazınızda birbirinin aynı ifadeleri bir kez daha görmüş oldum. Teşekkür ediyorum. Anlatmak istediğim tam da buydu.
Son derece kibar bir beyefendi olmanız dolayısıyla sizi kırmak gibi bir niyetimin olmadığını bilmenizi isterim. Her ne kadar siz beni cahilane eleştiri yapmakla suclamış olsanız da...
Konu şu: Neoliberal sistem, sürdürülebilir bir sistem değildi. Bunu, benim gibi ekonomiyi oldukça yüzeysel sayılabilecek seviyede bilen biri bile bugün gelinen nokta itibarıyla takdir ediyor. Balon patladı patlayacak.
Sizin neoliberal sisteme yönelttiğiniz eleştiriler, yine o sistemin içinde kalarak yaptığınız eleştiriler. Hiçbir yazınızda sistemin dışına çıkarak ve sisteme alternatif oluşturacak yaklaşımlar sunarak, esaslı ve sarsıcı bir eleştiri yapmadınız, kabul edin.
Bu, sizi kapitalist mü'min yapar.
Serbest piyasanın geldiği nokta, merkez bankalarının bağımsızlığı, enflasyon-faiz ilişkisi gibi riskli konularda aldığınız pozisyon, emperyalizmin kurduğu ve itinayla sömürdükleri dünya ülkelerini bir çerçeve içinde tutmayı amaçlayan sistemi korumaya dönük. Size ezberletilen şeyleri tekrarlayıp duruyorsunuz.
Şahsen şunu beklerdim: İddia ettiğiniz gibi akıl süzgecinden geçirmiş olsaydınız, bugün dünyada hatırı sayılır diğer ekonomistkerin yaptığı gibi yapar, alternatif sistem arayışlarına girer ve takipçilerinizi bu konuda bilgilendirirdiniz.
Bunu yapmadınız.
Sistemin alternatifini oluşturma çabasını devlet yapıyor. Sizin buna katkınız yok. Üstüne eleştiriyorsunuz.
Toz duman dağılıp yeni dünya düzeni kurulduğunda, doların tahtı devrildiğinde, bütün paradigmalar yeniden yazıldığında yani, ne diyeceğinizi en çok merak edenlerdenim.
'Benim için hayalkırıklığısınız' demem sizi üzmesin. Çünkü bu, eleştirmeme rağmen sizi takip ettiğimi ve edeceğimi gösterir.
Saygılarımla...
"Sistemin alternatifini oluşturma çabasını devlet yapıyor. Sizin buna katkınız yok. Üstelik eleştiriyorsunuz" cümleniz bence sizin durumunuz özetliyor. Tümüyle bilim dışı yaklaşımları alternatif olarak değerlendirdiğinizde yalnızca cehalet değil körü körüne taraftarlık tavan yapmış oluyor. Yaşamda en kötü şey körü körüne taraftar olmaktır. Öyle olduğunda insan sizin yaptığınız gibi olaylara hep yanlı bakar. Diyecek bir şey yok. Sevgiyle.
Sil“Aydınlar Savaşı” Attilâ İlhan(2004:)
SilHocam her zamanki gibi elinize, emeğinize, kaleminize sağlık. Yukarıda bir arkadaşın öfkesine ek olarak :1950'den bu yana gizli bir el, sürekli muhafazakarlığı destekledi. Aydınlar, filozoflarbilim insanları uzaklaştırıldı, yurt dışına gönderildi. Son 20 yılda bu iktidarın daha da güçlenmesi için Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi, YSK, TSK... hepsi kul köle oldular. Ama bu evren, bu Tanrı, haksızlığı, adaleti, Bilimden akıldan sapmayı asla affetmez. Tanrı, parmağını gözümüze sokacak değil ya!
YanıtlaSilBilimden ayrılanı kurt kapar.
SilÇok Değerli Hocam; Açılayıcı yazınız için çok teşekkür ederim. Elinize kaleminize sağlık. SVB'de batış öncesi CEO ve diğer yönetim üyelerinin hisse satışı yaptıkları kayıtlanmış. Yönettikleri Banka batarken bunu nasıl yapabiliyorlar. Ayrıca batış çizgisinde ABD'de başka bankalarda olabilir mi ?
YanıtlaSilPanik, insana her şeyi yaptırır. Bunlar bu işleri yapmış da denetim otoritesi ne yapmış, asıl soru bu galiba.
SilBence SVB CEO'sunu boş verin de yönettikleri devlet batarken hâlâ ihale vurgunu peşinde koşanlara bakın. Sizin geleceğinizi onlar belirliyor, SVB CEO'su değil...
SilSayin Hocam, BDDK bir iyilik yapsa da bankalarin verdikleri kredi karsiliginda almak zorunda olduklari DIBS miktarlarini ve faizlerini de aciklasa, biz de üc kurus mevduatimizi hangi bankaya yatiracagimiza daha kolay karar verebilsek.
Sil2023 yılı için Tasarruf Mevduatı Sigorta garantisi mudi özelliğinde her bankada ayrı ayrı olmak üzere 400.000 TL. karşılığı mevduattır. Kime yatırırsanız yatırın.
SilGelir eşitsizliğinde Meksika, Şili, Türkiye,abd bu ülkeler ilk 4 siradaymis katılır mısınız hocam
YanıtlaSilBazı Afrika ülkelerini saymıyorlar sanırım. Onlar ilk sıraları alırlar.
SilHocam elinize sağlık, sizden çok değerli bilgiler öğreniyorum. Size bir sorum olacak. Bankaların varlıklarının ne kadarını hazine kağıtlarında tuttuklarını öğrenmenin yolu var mıdır sahip oldukları riski değerlendirmek açısından. Bir de devlet iç borçlanma senetlerinin bankalar arası dağılımını nereden öğrenebiliriz
YanıtlaSilDüşüncenize saygı duymakla birlikte, bu konuda vermiş olduğunuz bu ve buna benzer son derce sofistike örneklerle alakalı olarak İlber hocamızı da dinlemek isterdim açıkçası, çünkü son derece sert mizaçlı olarak bilinen bazı padişahların almak istedikleri kararlara karşı çıkarak bu kararları uygulatmayan şeyhülislam profilleri olduğu gibi hayatı söz konusu olduğu halde hukukun gerekli kıldığı doğru karar neyse karşısında kim olursa olsun biat etmeyerek katledilen şeyhülislamlarda mevcut geçmiş tarihimizde.
YanıtlaSilŞeyühülislamlık makamının sadece imza, tasdik ve mühür (evet efendim sepet efendim) makamından ibaret olduğunu düşünmüyorum. Günümüz Türkiyesinde istifa mekanizmasının işlememesinin en büyük nedenlerinden bir tanesinin biat kültüründen ziyade sahip olunulan mevki ve makamın ve bunun sağlamış olduğu itibar ve maddi imkanları kaybetmemek arzusu ve isteği olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden (İSTİFA VE İNTİHAR) teşbihinize üzülerek katılmıyorum
Saygılarımı sunuyorum...
Cumhuriyet tarihimizde şahsınız ve sizin gibilerin sergilediği asil duruşu ve bilinen nedenlerden ötürü başkalarının yapamadığı (biat kültüründen ziyade mevki, makam, ve bunların sağladığı maddi olanaklar ve itibardan feragat edemiyen) yani diğerlerinin sergiliyemediği bu duruşu sergileyen değerli şahsiyetlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez diye düşünüyorum.
YanıtlaSilBizler gerçek değerler üzerinde değer biçmiyoruz ve sanal değerler ile gerçekliği oynuyoruz. 3 domuz ile kurt hikayesini bileniniz var ise ne demek istediğimi anlar.
YanıtlaSilÇok teşekkürler üniversitede ekonomi üzerine eğitim alacağım bu sene umarım lakin merakımdan dolayı daha bölüme başlamadan güncel olaylardan araştırmalar yapıyorum. Yazınız gerçekten bilmeyen birinin bile anlayabileceği şekilde çok güzel özetlemiş
YanıtlaSilBankacılık , KKM devreye girdiğinden ve tahvillerden yüksek kar yazıp 1 yılda elde ettiği karın 3 katını tek çeyrekte elde etti. Bu kadar yüksek kaynak aktarımı varken bankacılık sektöründe sorun oluşması pek mümkün değil gibi geliyor. Elbette ortodoks politikalarda faiz artışından kaynaklı değer düşüklüğü ile karşılaşılacaktır. Elde ettiği ayrıcalıklı karlar her halükarda kendilerinin daha sağlam durmasını sağlayacak gibi gözüküyor. Ekonomik küresel gidişat iyi olduğu takdirde ortodoks politikalarda yüksek faiz artışına o kadar ihtiyaç kalmayacak bu dönemde elde edilen karlar muhteşem şekilde bankacılığa artı yazacak. Yüksek faiz artışıyla karşılaşılan koşulda ise kredi tayınlamasına giderek kendini korumaya alacaktır. Her koşulda tabiri caizse kasa kazanıyor gibi görünüyor.
YanıtlaSilSizin endişelendiğiniz de benim göremediğim husus nedir ?
Karları gerçek enflasyona göre düzelterek baktığınızda manzara değişiyor. Öte yandan faizler artırılırsa pek çok kredi dönmez.
SilÜstat XYX bankasının 2018 karı 6 milyar TL ortalama kur 6 dersek 1 milyar usd kar ediyor 2019 2020 yıllarında da aynı kara sahip kur yükseldiğinden USD olarak olarak düşüş gözüküyor tabi fakat bu yıl 2022 yaklaşık 60 milyar TL kar 3 milyar USD ediyor. Baktığım başlıca 2 bankanın değerleri paralellik arz ediyor. Benim seçtiğim bankalar spesifik olarak mı iyi acaba ?
SilPeki hocam neredeyse tüm dünyada dolar değer kaybı yaşarken bizde yükselmesinin ana sebebi nedir
YanıtlaSilTürkiye'nin ekonomisi, sosyal yaşamı ve siyasal durumu her geçen gün daha kötüye gittiği için.
SilHocam yazınız için teşekkürler. Türkiye'de faizler yükselmeye başladığında risk altında olan bankaları nasıl tespit edebiliriz o bankalar hangileridir nasıl öğrenebiliriz?
YanıtlaSilHochamt bi Blog Ta Eskiden gereckten ufuk Acici yazılar okurduk. Yazılarınızdan daha fazla yorumları ilgiyle okurdum. Maalesef Amerika batacak ab çöktü yeni dünya düzeninde faizsiz bankacılık zırvalarını okutmaktan ilgiyle beklediğim rasyonel yorumlara odaklanamadım. Bloğunuzun takıp eden birisi olarak gerçekten rahatsız oldum. Tabiki herkesin fikrini ifade etme hakkı var ama maalesef bünyeye ağır gelmeye başladı Türk insanın bu kadar cahılleşebilecegi fikri acı verdi gerçekten….emekleriniz çok değerli ama bu bilgi kirliliği beni çok rahatsız etti saygılar
YanıtlaSilGüzel bir yazı emeğinize sağlık.
YanıtlaSilFED'in faiz arttırımı ve tapering'e başlamakta geç kalmasının faturası gibi duruyor.
Enflasyonu bu kadar da azdırmadan biraz daha yumuşak geçiş yapabilirlerdi. Ama esas
sorunun ateşinin fitili "quantitative easing" (QE) ile yakılmıştı sanırım zaten.
2001 Demirbank olayını hatırlattı bana. Onlarda da yüklü miktarda hazine kağıdı vardı
diye hatırlıyorum. Bankacılık sistemi 2001 sonrası rehabilite edildiği düzeyde korunmalı.
Deprem faciasının ekonomik yükü var, bir de bankacılık krizi çıkarabilecek hareketlerin
ekonomik bedeli çok ağır olur sonrasında.
Batan bankaların kurtarılmaması doğru bir hareket. Faiz artışı hazine kağıdından zarar
yazdırmış, tapering'den dolayı kripto şelale olunca oraya yatırılan para erimiş.
2001 krizinde Kemal Derviş ve Türk iktisat ekolünün yaptığı doğruydu. Kolda kangren varsa
kangrenli bölümü kesip atacaksın. Batan banka, batan işletme batırılıp geçecek (ya da
rehabilite edeceksin, edebiliyorsan). Ki kangren vücudun diğer sağlıklı yerlerine de
bulaşarak yayılmasın.
2008 krizinde Amerikan iktisadı panikleyerek aman "too big to fail", batan şimdi herkesi
batırır, hoş geldin yeni "Büyük Buhran" (1930) demeyelim korkusu ile parasal genişleme
macerasına çıktılar. Bu krizin hala doğru dürüst değerlendirilmediği, ders alınmadığı
kanısındayım, nedense.
600 milyar dolarlık tapering ile bu oldu ise, 8 trilyon dolar basıldı (sadece
Amerika'da). Sonuçta ne oldu? FED tapering'e tekrar ara vermiş gibi, yine 297 milyar
dolar para sürmüş tek kalemde (15 Mart'ta).
QE'ler ile kolaycılığa kaçıldı, ve dünya kendi kendini açmaza soktu.
Sorun yine merkez bankalarının omuzlarında. İşleri oldukça zor, kolaylıklar
dileyebilirim anca. Gerçi faiz arttırımlarında yeterli yol aldılar ama sorun faiz
seviyesi değil, QE'nin bizati kendisi (enflasyon yaratan, sorunlu herşeyi üstünü
geçici örten şey o). Faiz ipteki cambaz sadece. Bak bak cambaza diyip duruyoruz.
Temennim finansal araçların kumarhane ortamına çevrilmesine izin verilmemesi
(bir gün umarım); onlar genel ekonomiyi desteklemek için araçlar, kumar
masaları değiller. Paradan para kazanmak yerine, alın teriyle yapılan işlerin
para kazandırması, değer yaratması. Ayağını yorganına göre uzatan, günü kurtarıp
yarını çalan popülist politikalardan uzak, yarınlara çalışan, hesaplı ve sıkı para
politikaları; makul ve ölçekli bir para arzı (yüksek enflasyon yaratmayanından).
Bir de keşke nüfus planlaması ile dünya nüfusunu makul bir seviyede tutabilse.
QE ile ilgili sorun sanırım şu. Misal 10/x kişi lokantaya gitmiş, masanın üstünde
Sildünya alem bir yemek yenmiş, masraf çıkarmış; ama cüzdanlar boş. Hesap ortada kalmış.
Parasal genişleme ile bu masadaki hesabın üstü amiyane tabirle örtülüyor. Lokanta sahibi
dahil herkesin cebine para konularak geçiliyor, konu orada kapatılıyor (öteleniyor).
Ama şişen para arzı sonuna dek hazine kağıdı, kripto gibi enstrümanlarda park edecek
değil; bugün olduğu gibi eninde sonunda ister istemez emtia pazarına, yatırım
ve tüketim harcamaları ile reel ekonomiye geçtiği oranda fiyat artışları sonucu
enflasyon gerçeği ile yüzleşilemeye başlanılıyor. Enflasyonu dizginlemek için faiz
arttırımı ve parasal daralmaya gidildiğinde de (yani balonun şişen fazla havasını
almaya başladığınızda), geri çekilen para ile birlikte o eski açık kalmış hesabın
ötürüsü geri kaldırarak o günkü ödenmemiş faturayı katlanan faizi ile tekrar ortaya
çıkarıyorsunuz.
Yani para bolluğu ile yaşatılan: çürük elmalar, zombi şirketler, saadet zincirleri,
vs. (güçsüz, sağlıksız, bozuk ya da çarpık ekonomik yapılar) tapering'le tekrar sıkıntı
çekmeye ve su yüzüne çıkarak görünür olmaya başlıyorlar.
Sorunları örtmek veya ötelemek değil çözerek devam etmek lazım. Yoksa sorunlar büyür.
Parasal genişleme nedeniyle ülkemizde gelir adaletsizliği ciddi şekilde bozuldu. Para ve faiz politikaları ile bu adaletsizlik düzelebilir. Orta gelirli bir çalışanın 10 senede ev alabileceği bir sistem tekrar olabiir mi
SilHocam çok teşekkürler yine kısa ve direkt olarak konuyu anlatan müthiş bir yazı.
YanıtlaSilBenim iki soru takıldı kafama.
Türkiye’deki bankaların bilançoların da hatrı sayılır seviyelerde hazine kağıdı olduğunu biliyoruz. Seçim sonrası olası faiz artırımlarda bankalarımızın durumu benzer biemseyir izlemez mi?
Diğer taraftan yorumların birine verdiğiniz cevapta FED’in geç kaldığı için agresif davrandığından bahsetmişsiniz. FED’in geç kaldığı veri iken bu süreçte ne yapması nasıl davranması gerekiyordu ki bu Bankalar bu süreçleri yaşamasın.
Yazılarınız için tekrar teşşekür eder saygılar sunarım.
Hocam yazınız için teşekkürler. Seçimde sonra gerçekleşmesi olası faiz arttırımlarının, bankaların elinde tuttuğu hazine kağıtlarının fiyatlarına olumsuz etki yapacağını düşünürsek bu durum hangi soruna veya sorunlara yo l açar?
YanıtlaSil