Türkiye Dış Ticaretten Kazançlı Çıkabiliyor mu?

Bir ülkenin dış ticaretten kazançlı çıkıp çıkmadığını anlayabilmenin en kestirme yolu dış ticaret hadlerine bakmaktır. Dış ticaret hadlerinin birkaç çeşidi var. En çok kullanılanı Net Değişim Ticaret Hadleridir (N.) Yalnızca dış ticaret hadleri denildiğinde de aslında net değişim ticaret hadleri kastedilir. Dış ticaret hadleri; ihracat fiyat endeksinin ithalat fiyat endeksine bölünmesi yoluyla hesaplanır:

N = Px / Pm  (N; net değişim ticaret hadlerini ya da dış ticaret hadlerini, Px; ihracat fiyat endeksini, Pm; ithalat fiyat endeksini gösteriyor.)

Bu orantıdan üç sonuç çıkabilir:

N >100 ise dış ticarete konu olan mallar baz yılına göre pahalıya satılıp ucuza alındığı için ihracatçı ülke dış ticaretten kazançlı çıkıyor demektir. Bir başka ifadeyle bu durum bize ülkenin baz yılından sonraki dönemlerde ihraç ettiği malların fiyatlarının ithal ettiği malların fiyatlarına göre yükseldiğini ve ülkenin dış ticaretten elde ettiği kazancını artırdığını gösteriyor.

N = 100 ise dış ticarete konu olan mallar baz yılına göre aynı fiyatlara alınıp satıldığı için ihracatçı ülkenin dönem boyunca dış ticaretteki durumu değişmemiş demektir.

N < 100 ise dış ticarete konu olan mallar baz yılına göre ucuza satılıp pahalıya alındığı için ihracatçı ülke dış ticaretten kayıpla çıkıyor demektir. Bir başka ifadeyle bu durum bize ülkenin baz yılından sonraki dönemlerde ihraç ettiği malların fiyatlarının ithal ettiği malların fiyatlarına göre düştüğünü ve ülkenin dış ticaretten elde ettiği kazancın kayba dönüştüğünü gösteriyor.

Şimdi Türkiye’nin dış ticaret hadlerine bakalım (Kaynak TÜİK, Dış Ticaret Endeksleri, Aralık 2022 Bülteni. Türkiye’nin dış ticaret hadlerinde esas alınan baz yılı 2015 yılıdır, 2015 = 100.)









Grafikte gösterilen kırmızı kırıklı çizgi dış ticaret hadlerinin 100’e eşit olduğu yani baz alınan 2015 yılına göre bir değişme olmasaydı Türkiye’nin dış ticaret hadlerinin nerede olması gerektiğini gösteriyor. Görüleceği gibi Türkiye, dış ticaret hadlerinde 2020 yılının Aralık ayında 97,6 imiş yani ihracat fiyatları ithalat fiyatlarına göre 2015 baz yılındaki durumun 2,4 puan geriye düşmüş. Bir başka ifadeyle dış ticaret aleyhimize gelişmiş. Bu durum 2021 yılı Aralık ayında 82,8’e yani 17,2 puan aleyhimize, 2022 yılı Aralık ayında 81,5’e yani 18,5 puan aleyhimize gelişmiş. Bir başka deyişle Türkiye’nin 2015 yılından bu yana ihraç ürünlerinin fiyatları düşerken ithal ürünlerin fiyatı artmış. Bu aleyhte gelişme Aralık 2022 itibarıyla yüzde 18,5 olmuş. 

Bütün bu anlattıklarımızın özeti şudur: Türkiye, 2020 yılsonundan itibaren dış ticarette başa başa yakın durumdan giderek uzaklaşmış ve bu işten zarar eder duruma geçmiştir. 



Yorumlar

  1. Yazınız için teşekkürler. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. İhracatın ithalatı karşılama oranlarının giderek düşmesi, dış ticaret açığının sürekli artması zaten bu durumun göstergesi. Buna atalarımız "dostlar alışverişte görsün" demişler zamanında. Önemli değil hocam, biz ortamlarda "ihracat rekorları kırıyoruz" diye havamızı atmaya devam ederiz. Nasıl olsa hâlâ yiyen var...

    YanıtlaSil
  3. Hocam Amerikan ekonomisi çalkantıda. Fed faiz arttırımları, Amerikan borsası, bankaların batması, Amerikadaki olası resesyonun küresel etkisi konularında blog yazmayı düşünüyor musunuz? Artık Türkiyede olan oldu, gidişat belli. Türkiye üreterek, ihraç ederek, ucuz işgücüyle, fakirleşerek büyüyor. Biraz da başka ülkeler hakkında aydınlatın bizi. Ayrıca fed faiz artırımı sinyali verdikten sonra Amerikan borsasındaki tüm paramı çekip biste geçiş yaptım. İyi ki yapmışım...

    YanıtlaSil
  4. "Ticaret hadlerindeki düşüş mutlaka kötü bir şey değildir. Örneğin, döviz kurundaki bir devalüasyon nedeniyle ticaret hadlerinde bir düşüş meydana gelebilmektedir. Bu devalüasyon, bir ülkenin rekabet gücünü yeniden kazanmasını ve ihracat miktarını artırmasını sağlayabilmektedir. Örneğin, 1992’de İngiltere ticaret hadlerindeki düşüşten yararlandı."
    Umarım bu düşüş rekabet gücümüzü arttırması açısından faydalı olmuştur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek öyle görünmüyor. İthalattaki artış ihracattan fazla.

      Sil
    2. Mahfi Hocam , bütün kitaplarınız arşivimdedir. Sizi de çok sever sayarım lakin bu konu da ekonomi alanından çıkıp, siyasi muhalif bir çizgi de görüşlerinizi belirtmişsiniz. Her konuyu basitleştirerek ve detaylandırarak anlatan siz, bu konuda yüzeysel bir paylaşımda bulunmuşsunuz.
      Şöyle ki;
      *Bu paylaşımınızda yıldan yıla artan Enerji ve Altın ithalatı nerede?
      * Pandemi dönemi ve Enerji piyasasında oluşan ekstrem fiyat artışları bu konunun neresinde?
      *Pandemi ve Enerji piyasasına bağlı olarak oluşan tedarik zincirinde ki kırılma ve Lojistik maliyetlerde ki artış nerede?
      *Bugün baktığımızda; hammadde aldığımız ülkelerde fabrikaların kapanmasına kadar gidecek ciddi bir döviz problemi var.
      Sayfalarca yazılabilir ki siz eminim benden çok daha iyi biliyorsunuz bunları... Sizin bunlarla ilgili çözüm önerileriniz var mı ?
      80-100 milyon nüfuslu bir ülkenin faiz-sıcak para ekonomisi ile sürdürülebilir bir kalkınma yürütebileceğini düşünüyor musunuz?
      Tabi cevap tercihi sizin ... Bunlara dair çözümleri de yazabilirsiniz ya da 1 ton fındıga ne kadar nutella alabiliyozzz? finansal ekonomik okuryazarlıgı olmayan ben bile bu büyük resmi görebiliyommmm . sagulll hoçammm diyen iflah olmazlarla egonuzu da tatmin edebilirsiniz.

      Sil
  5. Hocam baz alınan yıl 2005 mı 2015 mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2015 olacak düzelttim, teşekkürler

      Sil
    2. Hocam baz yılı bazı yerlerde hala 2005 olarak kalmış, bilginize. Teşekkürler.

      Sil
  6. Yeni ekonomik modelle dış ticarette coşacaktık güya. Çin gibi olacaktık. Çok merak ediyorum acaba gerçekten söylediklerine kendileri de inanıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni ekonomik model yok ki. Aslına bakarsanız bir ekonomik model yok. Günü birlik hareketlerle yürümeye çalışıyorlar.

      Sil
  7. Hocam GSYH deflatörü rakamı tüik sitesinde nerede??

    YanıtlaSil
  8. Ama iktidara göre her ay rekor kırıyoruz hocam.

    YanıtlaSil
  9. 100$ a alınan aynı ürün 82$ a ihraç ediliyor demektir. Mesela ithalat 30 milyar $ ihracat 20 milyar $ ticari açık 10 milyar $. Eğer dış ticaret hattı 100 olsaydı 24.4 milyar $ ihracatımız olacaktı. 10 milyar $ açık 5.6 milyar $ a inebilirdi. Türkiyenin cari açığı aylık 4 milyar olduğunu bilerek dış ticaret haddi 100 puan olsa ticari açık aylık 5 milyar $ cari açık yerine 1 milyar $ cari fazla verebilirdik. Dış ticaret haddi türk iş dünyasının ticaretten anlamamasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  10. Günaydın,
    Yazınızın sekizinci paragrafın ikinci satırında 2015 yerine 2005 yazılmış.
    Selamlar,
    Şenol.

    YanıtlaSil
  11. Hocam yurtiçindeki yüksek enflasyon dış ticaretteki borçlara etki eder mi? Enflasyon arttıkça borçlanma da artar mı?

    Ve önceki yazılarınızda da sormuştum; bir ülkede en çok bankaların kâr açıklaması ne demek? Halkın giderek borçlandığını buradan anlayabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek öyle olmuyor, borçlanma yapılamadığı için borç stoku azalıyor.

      Sil
  12. Sayin hocam, Isa'dan önceki 21inci yüzyili satip, Isa'dan sonraki 21inci yüzyili satin aliyoruz... Bu durumu bütün acikligi ile ortaya koyan degerli yaziniz icin tesekkürler.

    YanıtlaSil
  13. grafiğin altındaki ilk satırda, baz yılı 2015 yerine 2005 olarak yazılmış

    YanıtlaSil
  14. dış ticaret hadlerinin düşmesi her zaman kötü birşey değildir. eğer doğru kullanılırsa dış pazarda yer bulmamızı ve üretimlerimizi arttırmayı sağlayabilir. tcmb verileri baktığımda miktar olarak artış var fakat pek fazla değil.
    bu verileri miktar endeksi, fiyat endeks,i enerji ve altın hariç dış ticaret hadleri gibi verilerle zenginleştirebilir misiniz hocam

    YanıtlaSil
  15. Bir ton fındık ihracına ne kadar Nutella alabiliyoruz acaba? Yazınız için sağolunuz...

    YanıtlaSil
  16. Baz yılı 2005 ve 2015 olarak girilmiş.

    YanıtlaSil
  17. Hocam baz yılına yukarıda 2015 aşağıda 2005 demişsiniz. Hangisi acaba? Orada bir düzeltme gerekiyor sanki.

    YanıtlaSil
  18. Çözüm olarak yıllardır işte katma değeri yüksek ürün ihracatını arttırmamız gerekiyor denir. Bu öyle bugünden yarına olacak bir şey değil. Uzun dönemli bir planlama gerekir ki o bizde hiç yok.
    1- Bu durumda ithal ikamesine mi yönelmek gerekir?
    2- Dış ticaret açığı verdiğimiz ülkelere herhangi bir yaptırım gücümüz var mı? Mesela bu kadar açık veriyorum sana karşı sen de benden hizmet alımını arttır ya da ülkeme doğrudan yatırım yap demek gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllardır söylendiğine göre aslında bugünden yarına değil de söylendiği yıllardan bugüne dek çözülebilirdi herhalde.
      Bizim ihraç ettiğimiz mallar kolay vazgeçilebilecek ya da başka yerden kolay temin edilebilecek mallar, oysa ithal ettiğimiz mallar (makine teçhizat, petrol, doğal gaz, ara malları ve hammaddeler) üretim için şart olan mallar. O nedenle ithalat için yaptırım uygulama şansımız yok. Sadece büyümeden vazgeçerek ithalatı düşürebiliriz. O da seçim kaybettirir.

      Sil
  19. Türkiye dış ticaretten kazançlı çıkabiliyor mu? Sorusuna cevabi olarak finansal okuryazarlığı olmayan ben dahil herkes '' tabi ki hayır diyordur''. ama siz bunu kanıtlamışsınız. Teşekkür ederiz yazılarınızla bizi aydınlattığınız için.

    YanıtlaSil
  20. Resmen görüş mesafesi 0 olan bir ekonomide yaşıyoruz. Sis evimizin odalarına kadar girmiş durumda. Elimizi uzattığımız yerlerde tehlike var mı yok mu göremiyoruz. Bu sisli ortama alışkın olanlara birer birer yem oluyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Risk böyle bir şey maalesef. Güzel benzetme.

      Sil
  21. Hocam metinde baz yıl 2005, grafikte 2015. Hangisi doğru olan?

    YanıtlaSil
  22. Hocam enflasyona karşı elimiz kolumuz bağlımı?

    YanıtlaSil
  23. Hocam yıllardan beri üç kağıt ekonomisi ile yola devam ettiler yolun sonu gözüktü olan milenyum çağında millete oldu

    YanıtlaSil
  24. Mahfi hocam
    Temeli yanlış olan binadan sağlam, doğru birDeğerli şey çıkar mı? Sorun kapitalizmin kendisinde değil mi? Bu sistem zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yapmıyor mu? "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." mantığı özgürlükçü görünmesine rağmen adaletsiz değil mi? Zayıfı güçlüye, fakiri zengine yem etmek değil mi? İnsan sonsuzluğu istemeye formatlı değil mi? Hâlbuki ekonomi; " Sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların yönetimi." değil mi? Denge, denetleme ve devlet mekanizmasına neden ihtiyaç duyulur? Bu konularda bizi aydınlatır mısınız?
    Mehmet Karakurt

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz iyi misiniz? Bunun neresi bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler?

      Liberal ekonomide devlet asla,
      geçiş garantili otoyol
      hasta garantili hastane
      Kur korumalı mevduat,
      Düşmeme garantili borsa'ya((Varlık fonu ile))
      izin vermez. Bu dedikleriniz, keynesyen karma ekonomilerde olur.

      Liberal ekonomilerde devlet, piyasaya müdahele etmez. Müdahele etmediği için cari açık oluşmaz. Cari açık oluşmayınca kur yükselmez, kur yükselmeyince enflasyon yükselmez.
      Bakınız Almanya ve Çin..

      Sil
    2. Bunlar Keynesyen ekonomide de olmaz. Ya da olursa çok geçici dönemlerde olur. Bunlar sadece ahbap çavuş ekonomisinde olur.

      Sil
    3. Sayın liberal,
      Nasıl iyi olabilirim bunca şeyden sonra? Peki siz iyi misiniz?

      Sil
  25. Küresel ekonomide kıyamet kopuyor. Ama Türkiye'de, Haydar Baş'ın para basmaya dayalı ekonomik modeli harikalar yaratıyor. DAX, düşüşte, Bist ise nerdeyse düşmedi diyebiliriz.

    Bu ekonomik model bize iyi geldi.

    YanıtlaSil
  26. Bir Mülkiye mezunu olarak yazınız için teşekkür ederim hocam. ABD 'de iflas eden bankaların ABD ekonomilerine ve dünya ekonomisine yansımaları nasıl olur? Bu konudaki görüşlerinizi bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  27. Sebebi COVİD sonrası enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan patlama olsa gerek....Benzer durum Kore ve Japonya'da ve daha az ölçü'de Fransa,Almanya ve İtalya'da var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani Avrupa'da da enflasyon var diyorsunuz. Siz kendinizi avutmaya devam edin.

      Sil
  28. Bütün yazılanları okudum cevablarınız yanlış bunun tek nedeni patent desteğinin vd.kamu desteklerinin yanlışlığıdır bunu 15-20 yıldır facebook da sayfamda yazdım sonrada kimse okumayınca sayfayı dondurdum dış ticaret açığımız maalesef her yıl dahada kötüleşecekdir çünkü bu konuyu organize edecek düşünce yapısı bizim ülkemizde yok.
    @Doğrudandemokrasi@

    YanıtlaSil
  29. Hocam öncelikle ellerinize sağlık. Rahmetli İsmail Cem'in yıllar önce yazdığı Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi kitabının son kısımlarında da o dönemlerle ilgili Dış Ticaret hadlerini incelediğini hatırlıyorum. 1974 yılı ve öncesini karşılaştırıyordu. Geriye gidişi o dönemlerde de vurguluyordu. Tabii o dönemlerden bu yana ihracatımız nicelik olarak arttı, ama siz bir şekilde baz yılını 1950 lere almış olsanız durumun daha da vahim olduğu ortaya çıkacaktır.

    YanıtlaSil
  30. Merhabalar hocam,

    bir konuyu tam anlamadim aciklarsaniz sevinirim. 2015'te 100 diye baz aldigimiz dis ticaret haddinde ithalat ve ihracat dengede miydi? Benim anladigim 2015'te dengede olup olmamasi önemli degil, o dönemdeki degeri 100 aliyoruz ve sonraki yillari da bu degerdeki degisim üzerinden hesapliyoruz.

    "Bütün bu anlattıklarımızın özeti şudur: Türkiye, 2020 yılsonundan itibaren dış ticarette başa başa yakın durumdan giderek uzaklaşmış ve bu işten zarar eder duruma geçmiştir. "

    Yukarida alintiladigim cikarim bu nedenle bana yanlis geliyor. Dis ticaret haddi, ihracat ithalat iliskisinde ithalat lehine bir bozulmayi belirtiyor; ama "basa bas" bir durumdan uzaklastigimiz cikarimi icin yetersiz bir veri gibi geldi. Cari acigin artmasindan ve ithalat ihracat dengesinden bunlari biliyoruz ama argümantasyon acisindan, dis ticaret haddinden bu sonucun cikarilmasi bana hatali geldi.

    Ben dis ticaret haddini yanlis anladiysam da düzeltirseniz sevinirim.

    Saygilarimla

    YanıtlaSil
  31. merhaba dış ticaretten karlı cikabilmek için ülkeler hangi tedbirleri alabilir

    YanıtlaSil
  32. Türkiye'nin dış ticaret hadlerindeki bu olumsuz trendin nasıl tersine çevrilebileceği ve ekonominin tekrar kazançlı hale getirilebileceği konusunda ne düşünüyorsunuz hocam

    YanıtlaSil
  33. Hocam bu noktada, Türkiye'nin dış ticaret stratejilerini gözden geçirmesi ve rekabet gücünü artıracak politikalar izlemesi gerekmektedir. İhracatı teşvik eden, ithalatı dengeleyen ve uluslararası ticarette daha rekabetçi bir konuma gelmeyi hedefleyen politikaların uygulanması önem arz etmektedir bence.





    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!