Faizi Artırınca Her Şey Düzelecek mi?

Bilimde mucizelere yer yoktur, dolayısıyla sihirli değnekler de yoktur. O nedenle merkez bankaları faizle ilgili ve özellikle de düşüş yönünde karar almadan önce enflasyonun gidişini ve elindeki araçları kullanıp kullanamayacağını iyice tartmalı ve ona göre karar vermelidir. 

Ekonomi bir bilimdir ve bütün bilimlerde olduğu gibi tezleri, teorileri, yasaları hep neden-sonuç ilişkilerine dayanmak zorundadır. Aksi takdirde tezleri, teorileri ve yasaları yanlış olur, yanlış sonuçlara götürür. Bilimde bir sonuca ulaşmak için sonuçtan değil nedenden yola çıkılır. Mesela ekonomide enflasyonist baskılar ortaya çıkmışsa bu bir sonuçtur. Bu sonuca nasıl gelindiğini aramak için nedenleri araştırmak gerekir. Bu arama yolculuğunda sorulacak soruların başlıcalarını şöylece sıralayabiliriz:

Ulusal paranın dış değeri düşüyor mu? İthal malların fiyatları kur nedeniyle artmanın dışında petrol, doğal gaz gibi ithal girdilerin fiyatlarındaki artışlardan etkileniyor mu? Borçlanmanın maliyeti (faizi) yükseliyor mu? Ülke riski (CDS primi) yükseliyor mu? Ülkeye yatırım yapanların sayısında ve getirdikleri doğrudan yabancı sermaye miktarında azalma varsa bunun nedeni nedir? Yurt içinde fiyatların artmasının nedeni üretimde sıkıntı olması mı yoksa talep fazlalığı mı? Para arzı hızlı artarak talep artışına mı yol açıyor?

Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar bize enflasyonun nedenlerini gösterir. Şimdi bunlara Türkiye açısından bakalım: Ulusal paranın dış değeri düşüyor. İthal malların fiyatları zaman zaman dış fiyatlardaki artışlar nedeniyle yükseliyor ama asıl neden TL’nin iç değer kaybı (enflasyon.) Borçlanmanın maliyeti (faizi) yükseliyor çünkü ülke riski (CDS) yüksek. Zaman zaman düşüşler olsa da genel eğilim yükselme yönünde. Ülkeye yatırım yapanlarda düşüş var bunun en önemli nedeni CDS priminin yüksekliği. Esasen CDS priminin yüksekliği kısa vadede ödenecek yüksek dış borç miktarını veya Merkez Bankasının swap hariç net rezervlerinin ciddi ölçüde eksi olmasının da yansımasını gösteriyor. Yurt içinde fiyatların artmasının üç nedeni var: İlki TL’nin risk primi nedeniyle dış değer kaybı ve dolayısıyla ithal girdilerin pahalanması, ikincisi üretimde, özellikle tarım ve hayvancılık üretiminde yaşanan sıkıntılar, üçüncüsü talepte, paradan kaçış sonucu oluşan aşırı şişkinlik.

Geldik başlıktaki soruya: Faiz artırılırsa bu sorunlar çözülür mü?

Türkiye ekonomisinde son iki yılda uygulanan ekonomi politikası, faiz politikasının yanlış uygulanması halinde ekonominin nasıl çöktüğünün tipik örneğidir. Enflasyonun yükseliş eğiliminde olduğu bir ortamda Merkez Bankası faizi düşürerek ve düşürmeye devam ederek tarihi bir yanlışa imza attı. Sonuçta ekonomi içinden çıkılmaz bir noktaya geldi ve şimdi faizi yeniden artırmak zorunluluğuyla karşı karşıya bulunuyor. Bu aşamada faizi artırarak sorunlar çözülebilir mi sorusuna verilecek yanıt şudur:

Faiz tek başına bütün ekonomik sistemi bozabilir ama tek başına bütün ekonomik sistemi düzeltemez.

Esasen Merkez Bankası politika faizi halen yüzde 8,5 olsa da bunun Merkez Bankası’ndan borçlanan bankalar dışında hiçbir anlamı yok. Çünkü piyasada mevduat faizleri yüzde 35 – 40’lara, kredi faizleri de 45 – 50’lere gelip dayanmış durumda. Gösterge faiz yüzde 15,8 (vadesine 2 yıl kalmış, üç veya altı ayda bir faiz ödemeli, piyasada en fazla işlem gören Devlet Tahvilinin faizi.) Bu durumda Merkez Bankası politika faizinin artırılmasının ne anlamı olabilir? Bu faiz yalnızca maddi bir ölçü birimi, bir gösterge anlamı taşımanın yanı sıra ekonomi yönetiminin ekonomi politikasına rasyonel yaklaşıp yaklaşmadığının, gidişatı yönlendirebilmek açısından önlem alıp alamayacağının da göstergesi olarak kabul ediliyor. O nedenle politika faizinde yapılacak bir artış doğru politikalara dönüşün göstergesi olarak kabul edilecek. Ne var ki geldiğimiz aşamada bu adım eğer yapısal reformlarla desteklenmezse fazla bir anlam taşımayacak. Hatta kısa süre sonra birçok olumsuzluk ortaya çıkınca faiz artırımına karşı çıkanlarca kendi tezlerine destek olarak kullanılabilir. Bunun olmaması için mutlaka bir programla birlikte yürürlüğe konulmalıdır.

Sağlam bir yapısal reform programıyla birlikte yapılacak bir faiz artışının kademeli yapılması akıllıca olur. Mesela yapısal reformlarla birlikte politika faizi 5 puan artırılıp, faiz artırımına enflasyon düşünceye kadar kademeli olarak devam edileceğinin açıklanması kanımca oldukça olumlu sonuçlar verir. Buna karşılık yapısal reformlarla desteklenmemiş ama 20 – 30 puanlık bir faiz artışının, gizlenmiş ekonomik krizi aniden ortaya çıkaracağını tahmin ediyorum. Böyle olursa yukarıda değindiğim faiz artırımının işe yaramadığı görüşü ortaya atılır ve inanılmayacak sayıda destekçi bulur.

Yorumlar

  1. Hocam merhaba,

    Kredi kartı faizlerinin yükselmesi borçlu kesimi ciddi etkileyecektir.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o nedenle de faizi tek başına artırmak yerine faiz artışıyla birlikte yapısal reformların devreye sokulmasını savunuyoruz.

      Sil
    2. Mahfi Hocam.Kayıt Dışı İç ve Dış Ekonomik İlişkiler,Para Transferleri.On milyona varan Kaçak Yabancılar Ordusu bu aksaklıklar düzeltilmeden faizi %40 yapsan veya % 15 yapıp her ay % 5 artırsan ne olur yazack daha çok şey varda siz benden çok daha iyi biliyosunuz.Selamlar MEHMET DEDE

      Sil
    3. Bu ekonomiyi ne faiz artırımı, ne döviz kuru artırımı kurtarır. Tek çözüm; belediye hapı..

      Sil
  2. Hocam, gerilim filmi izler gibi izliyoruz. Ama elimizde patlamış mısır yerine, patlamış bir Türk lirası ile...tadı çok acı.

    YanıtlaSil
  3. Faiz tek başına bütün ekonomik sistemi bozabilir ama tek başına bütün ekonomik sistemi düzeltemez.
    Ama, yine de imam bildiğini okuyacaktır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmam bildiğini okursa olan da bize olur.

      Sil
    2. Degerli hocam,ulkemizin ekonomik sorunlarinin basinda doviz eksikligi geldigi soylenir 60 yildir.Ulkemize doviz 5 yoldan giriyor:1)ihracat,2) turizm,3) gurbetci yatirimlari ,4)yabanci kalici yatirimlar(fabrika)5) yabanci gecici yatirimlar(sicak para).Simdi $ TL karsisinda degerli olmadigi surece bu 5 yoldanda doviz gelmesi cok zor degilmi?ihrac malaria pahali,turist icin turkiyede tatil pahali,gurbetci icin turkiye pahali,yabanci yatirimci icin turkiye pahali olmuyormu? Yani doviz gelmesi icin TL nin $ karsisinda deger kaybetmesi bizim icin daha iyi degilmi?500 $ asgari ucret olan bir ulkeye,herseyin cok pahali oldugu bir ulkeye doviz neden gelsin?Haksizmiyim?

      Sil
    3. Siz bu ulkede yaşamıyormusunuz?Soyledikleriniz eğer olsaydı bukadar devaluasyona karşın döviz havuzunda yüzüyor olmamiz gerekirdi😁

      Sil
  4. Hocam elinize sağlık, her yazınızı dikkatle okuyorum. Bugün açıklanan asgari ücret zammı hakkında ne düşünüyorsunuz? Kısa ve orta vadede olumsuz etkiler mi enflasyonu? Ve bu zamların devam etmesi sürdürülebilir bir şey midir? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Enflasyonu düşürmeyi bir kenara bırakarak asgari ücreti artırarak maalesef çözüme ulaşmak mümkün değil.

      Sil
    2. Sayın eğilmez enflasyon nasıl düşürülür onunla ilgili bir yazı yazsanız

      Sil
  5. Bir sorum var, tr cari açık vermeseydi yani cari denge beklentisi pozitif olsaydı mesela 10 milyar USD, faizler gene aynı şekilde piyasa beklentilerinin altına çekilseydi aynı şeyler yaşanır mıydı yoksa o cari fazla kuru baskılar mıydı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz daha çok enflasyonla ilgilidir.

      Sil
    2. Faizin artması ekonomiye felç eder.Maliyeti artırır.enflasyonu azdırır. Hala anlamadınızmı, Hala anlatamadınız. Bu nasıl,iktisat, bu nasıl işletme,bu nasıl ekonomi okuma...........olmaz.

      Sil
  6. Elinize sağlık Hocam iyiki varsınız. Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksinde Enerji kalemindeki düşüşlerin Enflasyonun aşırı artmamasına etkisi olur mu?

    YanıtlaSil
  7. Hocam elinize sağlık. Yazılarınızınız sıkı takipçisiyim. Bugün duyurulan asgari ücret enflasyonu kısa ve orta vadede nasıl etkiler? Ve bu zamlar nereye kadar bu şekilde artarak gidebilir? Teşekkürler

    YanıtlaSil
  8. SAYIN HOCAM FAİZ ARTMASINI EN ÇOK İSTEYENLERDEN BİRISİNİZ.FAİZ ARTIŞINI HİSSETTİGİNİZ ANDADA FAİZ ARTIŞI EKONOMİYİ DÜZELTMEZ DIYORSUNUZ.GEÇMİŞTE YAZDIĞINIZ BÜTÜN MAKALELERE ÇİZİK ATIYORSUNUZ.MUHALİFLİK BU OLSA GEREK.........

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunu anlamıyor, yorum yapıyor, oy kullanıyor, geleceğimize yön veriyor.. Örgütlü cahillik Türkiye ye yazık ediyor...

      Sil
    2. Değerli kardeşim geçmişte yazdığım makaleleri bir kez daha okuyun, bakın bakalım tek başına faiz artışı mı demişim yoksa yapısal reformlarla birlikte olması lazım mı demişim. Ben faiz aracının yapısal reformlarla birlikte kullanılmadığında işe yaramayacağını yıllardır söylüyorum ve yazıyorum. Bir kez daha okursanız bana hak vereceğinize eminim.

      Sil
    3. 10 kere de okusa anlamaz o. Böyle büyük harfler ve küçük fikirlerle bağıra çağıra ömrünü geçirip gidecektir.

      Sil
    4. Okuduğunu anlayamanlara, doğruyu anlatmaya çalışmak bile ziyan olan gayret sayın hocam... Muhaliflik isnadı aslında kendisini tarif...

      Sil
    5. Siz karşımızdakilere okumadığını anlamıyor diyerek muhaliflik yapıyorsunuz evet faiz artsın diyen herkes şu an faiz artışı gündemde ya şimdide yine kötü tablo çiziyor arkasından bir paket açıklanacaktır umarım

      Sil
    6. Okuduğunu anlamıyorsun büyük harfci.Türkçede başlıklar dışında bütün cümle büyük harf ile yazılmaz önce bir yazmayı öğrenin. Adam babamın oğlu drğil makaleslerini açıp okudum. yapısal reformla fazizi artırın diyor. Senin gibi köşede baakk işte faiz her şeye bela demek için bekleyenlerde fırsatını bulunca al işte faiz arttı durum daha kötü demek için can atıyor.

      Sil
  9. Bence naci ağbal olayınin tekra olaçak 3,4 aysonra faiz artımı işe yaramadı denip faiz artırımindan vaz geçilecek

    YanıtlaSil
  10. Hocam değerli yazılarınız için teşekkürler, Asgari ücret zammı üzerine bir yazı yazmayı düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Şimdilik düşünmüyorum.

      Sil
    2. Merhaba Hocam, Faiz artışı yapısal reformlarla desteklenmelidir konusundaki görüşünüze katılıyorum ancak bu hükümet faiz artışı yapsa bile yapısal reform yapamaz. Kurmuş oldukları sistemin doğasına ters bir durum söz konusu. Yazılarınızda daha önce belirttiğiniz gibi yapısal reformlar Siyasal, sosyal ve ekonomik olarak incelediğimizde ülkemizin şartlarında bunların hayata geçirilmesini çok mümkün görmüyorum. Reformların ekonomik tarafını yapsalar bile diğer taraflar eksik kalacağı için ekonominin düzeleceğine ilişkin olumlu düşünemiyorum.

      Sil
  11. Yüzde 25 faiz puanindan şuan piyasa ve yabancı fiyatliyor. Yüzde onlu birşey aciklarlarsa sizce tepki ne olur örn: yüzde 15

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artışı tek başına fazla etki yapmaz, ne açıklanacağı da önemli.

      Sil
  12. Türkiye'de politika faizlerinin arttırılmasının ekonomik açıdan olumlu sonuçları olabileceği konusunda ben de dahil olmak üzere birçok ekonomist hemfikir.
    Bunun nedeni, politika faizlerinin artmasıyla birlikte bankaların kredi faizlerinin de artmasıdır.
    Bu da enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacak etkenler arasında önemli bir konuma sahip.
    Ancak, bankacılık endekslerinin bu durumdan olumsuz etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü yüksek faiz oranları, kredi talebinde azalmaya neden olabilir. Bu da bankaların gelirlerinin azalmasına, dolayısıyla endekslerinin düşmesine yol açabilir.
    Ancak, ekonomistler faiz artışının uzun vadede ekonomik büyümeyi artıracağına inanıyorlar.
    -Mümkünlüğü elbette tartışılır tabii.-
    Bu büyüme gerçekleşir ise uzun vadede ekonomik büyümeyle birlikte bankacılık sektörü de büyüyecektir.
    Sonuç olarak, politika faiz oranlarının artırılması tartışmalı bir konudur, ancak ekonomik büyümeyi artıracağına inanılan bir stratejidir.

    Yorumum bu şekilde hocam. Twitter üzerinden de paylaştım. Ek bir görüşünüz, fikriniz varsa bekliyorum. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin sözünüz üzerine ek ne diyelim Sn Çağla,
      Söylenecek herşeyi söylemişsiniz bize bir şey kalmamış.
      Bizler Dolar alalım mı satalım mı?

      Sil
    2. Tek başına faizin artırılması yeterli olmaz. Yapısal reformlara girişilmesi şarttır.

      Sil
    3. Çağla, Nereden mezun olduğunu merak ettim, yorumunda ekonomiden haberi olan birinin cümleleri yok.. Faiz artışı durgunluk işsizlik yaratır. Faiz artınca yatırım yapılmayacağı için küçülünür. Tuik e bakmayın siz.

      Sil
    4. Mağfi hocam yapısal reformları biraz açarmısınız bir vatandaş daş olarak soruyorum

      Sil
  13. borcu olanlarin bu borcu hangi mecburiyetle yaptiklari onem kazanacak.piyasa verdigini geri alir

    YanıtlaSil
  14. Merhaba hocam. Olumlu sonuçlardan kastınız nedir ? Bir vatandaş olarak benim için olumlu sonuç alım gücümün artmasıdır. Umarım söyleminiz bu yöndedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet nihai sonuç odur tabii. Ama oraya varılması öyle sanıldığı gibi sadece faizi artırmakla olacak iş değil.

      Sil
  15. Hocam Yazınız için teşekkürler. Fakat ekonomistlerin dediği 200 milyar dolar dış borçlar, 70 milyar dolar merkez bankası borcu, 100 milyar dolar kur korumalıda bekleyenler, 80 milyar dolar cari açık varken ayrıca faizi artırdığında gelecek para da bana bir sene sonra kazanç bırakmazsan gelmem derken bu ekonomi sadece algısal düzelecek havası vermez mi? Yani dediğiniz gibi reformlar olsa bile asıl 2024 seçim sonrası yaşanacaklar tam bir felaket gibi. Kuru enflasyonun üzerinde artırmazlarsa, halk yerli ürünlere dönmezse ne olacak halmiz hocam? Dağıttıkları dolarları nasıl toplayacaklar. yastıklarda örümceklermi dolaşacak?

    YanıtlaSil
  16. Hocam bankalar madem Merkez Bankasından 8,5 ile borçlanabiliyor neden %30-40 faiz verip mevduat toplamaya çalışıyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun altında kalan eksi faize kim para yatırır o yüzden.

      Sil
    2. Bankalar MB'den sınırsız borçlanamıyor. Kaynaklarının % 15'ini geçmiyor MB borçlanması. Ayrıca MB borcu bir hafta vadeli.

      Sil
  17. Mahfi hocam, bugün asgari ücret net 11.402 tl olarak açıklandı.

    Açıklandığı sırada dolar kuru 23,60’dı yani asgari ücret 483 dolar yapıyordu.

    22 Haziran tarihinde yapılacak olan TCMB PPK toplantısında faiz artırımı kararı çıkacağı (en az 10-12 puanlık) ekonomi uzmanlarınca neredeyse kesin şeklinde söyleniyor haber sitelerinde.

    Faiz artırımı durumunda normal şartlarda doların düşeceği beklenir. (Elbette piyasa öncesinde fiyatlama yapar/yapabilir)

    Demek istediğim: asgari ücret 22 Hazirandan sonra açıklansaydı belki 500 doların üzerinde olacaktı açıklandığı anda. Bu da Hükümet için iyi bir reklam olacaktı ama Hükümet 22 Hazirandan önce açıkladı.

    Buradan şu çıkarımda bulunabilir miyiz: Hükümetin asgari ücreti 22 Hazirandan önce açıklama zorunluluğu yokken bunu öncesinde açıklaması doların 22 Hazirandan sonra düşeceğine değil yükseleceğine yönelik beklentisinde olduklarını mı gösterir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizden bağımsız olarak, yurtdışından çok yatırımcı TL bulamadığı için TL varlıklarını teminat gösterip döviz alamıyor. Onlar faiz artınca TLye ulaşırsa, dövizi yukarı zıplatırlar.

      Ben mesela, seçim tarihi belli olduğundan beri iki istanbul dairemi satmaya çalıştım.
      Birini satabildim. 300bin €. Parayı parça parça dışarı çıkarabiliyorum.

      Şimdi, ekonomi yönetimi ekonomiyi düzenler de mortgage kredisi vermeye başlarsa ikinci evi de satar dövize geçerim. Şu anda faiz düşük gözüküyor ama ortada mortgage kredisi yok.
      Faiz yükselsin, enflasyon da normal açıklanıp piyasaya para versinler, döviz yine de bir süre yükselir.

      Sil
    2. Adsız 16:12 Ortamın dengeye gelmesi ancak Doların 35 Tl olmasıyla mümkündür. Bu olacaktır. Faiz zaten bankalarda artmış durumda faiz %60 olursa Doları 35 Tl den yukarı giderken belli zaman sabit tıtabilir. Ancak Bütçe açıkları ve kur korumalı mevduatlar Enflasyonu yükselteceğinden Dolarda yükselmeye devam edecektir.

      Sil
    3. Enflasyonu düşüremeyen asgari ücreti artırır ve bu da sonuçta enflasyonu daha da yükseltir.

      Sil
    4. Fasit bir daire içindeyiz demek ki sayın hocam. Vatandaş olarak sınırlı ekonomik bilgimle ben de öyle düşünüyordum.! Demek doğru düşünmüşüm.

      Sil
  18. Artık ne zaman keseceksiniz şu asgari ücret artışlarını,artırmayın kardeşim asgari ücreti falan.
    en büyük firmalar bile bir sürü kişiyi işten çıkartıyor, yasa dışı işgücü artıyor.
    Çözüm belli, enflasyonla mücadele! nesini anlamıyorsunuz !?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. %34 maaş zammı her şeye bir tur daha zam geleceğinin kanıtıdır,
      min %40 market zamları gelsin şimdi.

      Sil
    2. Hocam enflasyonun % 50 dendiği yerde işçiye % 107 zam yapılmış oldu,bu durumda gerçek enflasyon sizce kaçtır?

      Sil
    3. Suriye'de adam kalmamış, Afganistandan ucuza eleman getiriyorlar.

      Tüsiadcılar, asgari ücrete yaklaşan ucuz Türk işçiyi kullanırken, Türk işçi bulamayan Kobiler, sanayiler Afgan Suriyeli ile çalışıyor.

      Asgari ücret artıyor da ne oluyor? Bizim maaşlar asgari seviyelere geliyor.
      3 sene evvel asgari ücretin 5 katı olan maaşım 2.5 katına düştü.

      Sil
    4. Asgari ücret artışı alkış toplar, enflasyonla mücadele oy kaybettirir.

      Sil
    5. Asgari ücretle ilgili beni en çok heyecanlandıran kısım, açıklandığı toplantı oldu. Aynı heyecanı kızımın ilkokul birinci sınıf müsameresinde de hissetmiştim, beni yıllar öncesine götüren tüm yetkililere hasseten teşekkür ederim...

      Sil
  19. Hocam herkesin merakı şu lütfen bizleri aydınlatın; MB faiz arttırdığında kredi kartı ve normal hesaptan eksiye girilerek harcanan tutarların faizleride artacak mı? Mb faiz düşürürken bunlar düşmedi çıkarken çıkacak deniliyor?

    YanıtlaSil
  20. "faiz artırımına enflasyon düşünceye kadar kademeli olarak devam edileceğinin açıklanması kanımca oldukça olumlu sonuçlar verir." Hangi enflasyon verisi ?

    YanıtlaSil
  21. Hocam KKM hesaplarının kapatılması ne kadar bir süreç alır? Daha doğru bir soru olarak KKM hesap sahiplerinin vade sonundaki dövizlerinin geri ödemesindeki riskler artma eğiliminde mi azalma eğiminde mi? KKM'leri kapattıktan sonra şok bir devaülasyon yapılamazsa ve KKM hesaplarının 100 milyar USD mertebesinde olduğu mevcut durumda devalüasyon olursa, bütçeye getireceği yük dolardaki her 1 TL artış için 100 milyar TL gibi bir rakam olacağı çok açık değil mi? Hurmaların nasıl çıkacağı konusu değil mi bu artık? Müshille mi çıksın, ameliyatla mı çıkartılsın, ağrı kesici ile biraz daha idare edelim mi... Kimse de demiyor o hurmaları niye yediniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki hemen olmaz, en az altı yedi ay sürer.

      Sil
  22. Hocam piyasanın pratiğindeki faiz oranları çok daha yükseklerde.

    Degerli musterimiz,
    Piyasa kosullari goz onunde bulundurularak, kurumumuzun kredi faiz orani 13.06.2023 tarihi itibari ile %75 olarak uygulanacaktir.
    Saygilarimizla.
    Global Menkul Degerler A.S.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz,enflasyon ve dövizi aynı anda çoşturabilmek büyük başarı.

      Sil
    2. Bunlar Menkul Değer şirketi, parayı hisse vs alsın diye müşteriye veriyorlar, riski yüksek olunca
      75 faiz normaldir.

      Sil
  23. Yıllar önce 5 yıldızlı tatil köyünde iskelede güneşlenirken genç bir çocuk dalış eğitimi alıyordu…5 dakika sonra çocuk yüzeye çıktı ve bir panikle; hocam!! Hocam nerde? Hocamı kaybettim diye bağırdı..ağzı açık çocuğu izlerken tekrar suya daldı ve gözden kayboldu 😃😃😃 türkiye yönünü kaybetti,tekrar dalışa geçti! Bu seferki dip hepimizi yutacak

    YanıtlaSil
  24. Hocam nedir bu yapısal reformlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.google.com/search?q=mahfi+e%C4%9Filmez+yap%C4%B1sal+reform&ie=UTF-8

      Sil
    2. https://www.google.com/search?q=mahfi+e%C4%9Filmez+yap%C4%B1sal+reform&ie=UTF-8

      Sil
  25. Ben de faizi kademeli arttıracaklarını düşünüyorum. Çünkü faizi birden bire yükseltirlerse daha önceki bir yorumunuzda dediğiniz gibi bankalar ve şirketler elimizde kalabilir. Fakat dediğiniz gibi faiz artırımı tek başına yeterli olmaz. Mutlaka yapısal reformlarla desteklenmeli. Eğer yapısal reformlar yapılmaz ve bu yüzden enflasyon düşmez hatta artmaya devam ederse, kademeli faiz artışını durdurmanın da imkanı kalmaz. Arjantin'e döneriz. Çünkü Arjantin'de enflasyon 109'a çıktığında faiz de 97'ye yükseltilmişti. Tüik'in enflasyon verileri gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü bunu çarşıya pazara çıkınca göremiyoruz. Enag'a göre gerçek yıllık enflasyon 105. Artık gerçeklerle yüzleşmek durumundayız. Yapısal reformlar yapılmadığı sürece enflasyon düşmeyecek, enflasyon düşmediği için de faizi yükselttikten sonra onu bir daha aşağıya çekmek mümkün olmayacak ve eninde sonunda faizin enflasyona yaklaştığını görmek durumunda kalacağız. Bu yüzden mutlaka artık yapısal reformlar yapılmalı ve bu süreçte şeffaf olunmalıdır. Çünkü gerçeklerle yüzleşmediğimiz ve her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalıştığımız sürece hiç bir reform yapamayız. İlk yapmamız gereken tıpkı koronovirüs zamanında oluşturulan bilim kurulu gibi her alanda liyakate dayalı bilim kurulları oluşturmaktır. Bilim kurulları ülkenin geleceği için iyi günde de kötü günde de daimi olmalılar. Kendilerinde aranan tek özellik ise siyasi görüşü ya da sadakati değil, o konudaki uzmanlığı olmalı. Çünkü bilimin önderliğinde hareket etmediğimiz sürece yapacağımız her reform elimizde patlar. Bunun cezasını da ülke olarak topyekun çekiyoruz. Nitekim Erdoğan'ın bilime sırtını dönmesinin cezasını 85 milyon olarak her birimiz yaşadık. Şimdi ise hatasını anladı. Enflasyonu sıfırlamadan faizin sıfırlanamayacağını öğrenmiş oldu. Asıl mücadelesinin faiz değil, enflasyon olduğunu ve neden sonuç ilişkisini ters kavradığını anlamış oldu. Peki ödenen bedele ne olacak' Yazık değil mi? Bir kişinin bu bilimsel gerçeği idrak edebilmesi için neden koskoca ülke bedel ödemek durumunda kalıyor? İşte bu yüzden her alanda mutlaka liyakate dayalı bilim kurulları oluşturulmalıdır. Yetki verilenler istese de bilimin dışına çıkamamalılar. Biz yandık fakat bizim çocuklarımız artık daha fazla yanmasınlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir değerlendirme. Benim düşündüklerimi siz yazmışsınız. Özellikle "Bir kişinin bu bilimsel gerçeği idrak edebilmesi için neden koskoca ülke bedel ödemek durumunda kalıyor?" cümlenize bayıldım. Ben bariz bir hata yapınca bir hafta kendime gelemiyorum. Adamlar ülkenin içinden geçti hâlâ bana mısın demiyor. İşin kötüsü bu günleri daha o günlerden gören onlarca, yüzlerce, binlerce kişi olduğu halde bu günleri yaşayarak görmemiz. Düşünsenize bir yola giriyorsunuz, yolu bilenler sonunun uçurum olduğunu söylüyor fakat bunun için padişahın ikna edilmesi gerekiyor ama padişah ben baş yol bilimciyim siz ne anlarsınız diyor ve orduyu uçurumun uzaktan göründüğü bir yere getiriyor. Artık kendi de uçurumu görünce çağırın şu yol kılavuzlarını diyor ben hâlâ aynı yerdeyim ama uçurum da gözüküyor diyor. Şimdi ya ordu geri dönecek köprünün (ki köprü kendisinin değil) olduğu yola girecek ki bu köprüyü geçsen de bu köprü seni doğru menzile ulaştırmayacak. Ya tüm ülke bir olup yeni bir köprü yapacak. (bence olması gereken ve olacak olan) Ya uçurumun kenarında bekleyeceksin ki zaman buna müsaade etmeyecek ya da uçurumdan yuvarlanacağız. Başka bir tasavvurla gemi giderken kılavuzlar kaptana bu rotanın ıceberge çarpacağını söylemektedir. Fakat kaptan rotayı en iyi ben bilirim havasındadır ve bütün kılavuzları ihanetle suçlamaktadır. Şimdi kendisi ıcebergi görmüştür. Durması, yön değiştirmesi, geri dönmesi, çarpması, az hasarla çarpması kendi elindedir. Yoksa gemi ya batacaktır ya da Tanrı ıcebergi parçalayacaktır. Bunun için yolculardan kabul edilecek dua beklemektedir. Geminin TİTANİK olduğunu söylemiş miydim?

      Sil
    2. Onlar yaptıkları hataların sonuçları ile pratikte karşılaşmadıkları için sırça sarayda yaşıyorlar.Teorik olarak biliyorlar zarar verdiklerini.Bu şuna benziyor küçük çocuğa sıcak soba elini dokunma yanarsın deseniz bile o çocuk bir gün dokunacatır.Ama o dokunduğu ve elinin yandığı günden sonra çok tedbirli olacaktır.Yani Tayyib beye emekli maaşı bağlayıp ev kirala ve pazara çık diyence sorun çözülür.😜

      Sil
  26. Kademeli faiz artışı öneriniz son derece mantıklı bir yaklaşım.Gidişatı belirleyici açıklamalar eklenirse etkili olabileceğini düşünüyorum. Elbette diğer faktörleri de gözönüne almanın (özellikle üretim artışı tedbirleri) yararı olur..Yazınız için sağolunuz Mahfi bey..

    YanıtlaSil
  27. Hükümet geçen dönem düşük faiz politikasıyla üretim tüketim modeliyle 5 yılı geçirdi. Şuan ise faiz arttırılarak yaklaşık 2 yıl enflasyonla mücadele edilecek. Siz dahil herkes bu sürecin yerel seçimler öncesinde biteceğini düşünüyor. Ancak böyle bir şey olmayacak. Çünkü Erdoğan 2009 yerel seçiminde ekonomik krizile ve 2019 yerel seçiminde zaten düşük oyları almıştı. O sebeple Erdoğanın 2024’te kaybedecek bir şeyi yok. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmazın ekonomi politikaları devam edecek. İstanbul ise beceriksiz muhalefet sayesinde diğer Ak Partili belediyelerin kaynakları ve doğru bir adayla zaten kazanılır.

    YanıtlaSil
  28. Yapısal reformları biraz açar mısınız hocam? Önerileriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE' isimli kitabını okuyabilirsiniz hocanın, güncel 2022 yılında yayınlandı

      Sil
  29. Değerli hocam,55 yaşından sonra sayenizde ,en azından 1 adamdan daha iyi ekonomist oldum.Ben küçükken çadır sirklerinde,bul karayı al parayı diyenler vardı.Onların eokonomist olarak ülke yöneticisi olmasınada şaşırdık.

    YanıtlaSil
  30. Hocam , kademeli faiz artışı 6 aylık bir süreçte, doların sabit kalmasını veya düşüş eğilimine geçmesini sağlayabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisat teorilerini tamamen ayaklar altına alan ve faiz sebep enflasyon olur diyen bir mantık sonunda gelmiş olduğumuz noktayı % 100 enflasyon gibi bir canavar ile birlikte hep beraber yaşamaktayız . Ama hepiniz bilirsiniz zararın neresinden dönerseniz kardır mantığını uygulamak artık bir olmazsa olmaz konumuna gelmiştir. Bu anlamda kademeli faiz arttırımını piyasa asla kabul etmeyecek ve dövizin yükselişini dolayısıylada pahalılığı ve enflasyonu asla durduramayacaktır. Geçen 2 yıllık bir zamanda kademeli faiz artış opsiyonu faizi inatla düşük tutarak çoktan harcandı ve tüketildi , piyasa bunu asla yemez ve anında olumsuz tepkiyi verir.
      Öneri : 1.)2018 Ağustos ( Rahip krizi ) Dolar 7,21 tl de olduğu gibi şok bir faiz yükselişi yaparak piyasayı şoklayıp tasarrufun bankalara tl ye yönelmesini sağlayacak ve hatırı sayılır bir süre orada tutacaksın Evet piyasalar geçici bir süre için duracaktır, hatta belli bir zaman diliminde resesyona gireceksin buda dövizin ve enflasyonun düşmesine büyük katkı sağlayacaktır, aynı usd nin 5 tl seviyesine düşüp aylarca orada süründüğü gibi. İşte acı reçete madde 1 budur , her zaman kapıda 2-3 otomobil , 2-3 daire, güzel bir maaş vs. vs. vs. gibi şeyler olduğu sürece enflasyonu düşürmek hayaldir hele hele kur yükselişini durduramazsan .
      2.) "ACİLL, ACİLL " kamu harcamalarını kısacaksın, özel uçak , zırhlı mercedes vs. vs. gibi, herkezi tüketimeden soğutup tasarrufa yönlendireceksin bunların sonucunda bir süre sonra enflasyon grafiğinin kafasını yukarıdan aşağıya büktüğünü illaki göreceksin , buna artık toplumun büyük kesimlerinin inanmaya başlamasından sonra MAHFİ hocamın dediği gibi YAPISAL REFORMLARI acilllllllll olarak devreye sokup uygulanan yüksek faizli para politikasına hiç acımadan devam edeceksin enflasyonla mücadele en az 3 sene sürecektir bu unutulmamalıdır, bir elin yağda bir elin balda bu harcamalarla enflasyonun düşmesi asla mümkün değildir. Bu süre zarfında gecikmiş olan yatırımları acil olarak ( çünkü kaybedecek vakit artık kalmadı ) devreye sokup hızlı bir üretim politikası izleyeceksin. Stratejik olarak TÜRKİYEMİZ çok ama çok önemli bir konumda olduğundan dolayı yabancı sermaye bizden asla vazgeçemez, bunun içinde adalet sistemini baştan sona revize edip yabancı sermayeyi korkutmadan ülkemize gelmesini sağlayacaksın. Bunu sizlere Avrupada tahsil görüp 22 sene Almanyada bankacılık yapmış olan 69 yaşında bir ağabeyiniz olarak yazıyorum.
      3.) Bütün bunlar tamamlanınca faizleri yavaş yavaş kademeli olarak , dövizide kontrol altına alıp, aşağıya çekeceksin ki, millet yavaş yavaş artık yatırım yapmaya başlasın . Acı reçetenin en önemli maddelerinden biri olan sermaye piyasaları ( BORSA ) bu dönemde doğal olarak çok ama çok ucuzlayacaktır, dolayısıyla da bu ucuzluktan nasibini almaya çalışacak olan yabancı sermaye ülkemize adeta oluk oluk akacaktır.
      Daha o kadar çok yazacak şey varki , SON OLARAK bizler bu sınavdan geçmeden asla düzlüğe çıkamayız herkeze saygılarımı sunuyorum

      Sil
  31. Yapısal reformlar neler olmalı Hocam?

    YanıtlaSil
  32. Hocam; dünya üzerinde sadece para politikaları ile düze çıkmış tek bir ülke olmadığını ve olamayacağını hepimiz biliyoruz. Bütçe açığının %10'a, cari açığın %6'ya dayandığı bu ülkede gerçek enflasyonun %100'ün üzerinde olduğunu bilmeyen yokken faiz %15 olsa ne olur, %45 olsa ne olur ama herkes nefesini tutmuş, ayın 22'sini bekliyor :)

    Gerçekten de tuhaf zamanlarda yaşıyoruz...

    YanıtlaSil
  33. Hocam faiz artışıyla beraber dolarla ilgili beklentiniz nedir?

    YanıtlaSil
  34. %50 üzerinde faiz artışı yapılsa ve reformlar ile birlikte kademeli olarak faiz indirimine gidilse, rasyonel zemine oturmak için ne kadar kararlı ve yetkili olunduğunu göstererek daha kısa zamanda hedeflenen ekonomik düzeye gelinemez mi Mahfi bey? Yazılarınız için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

    YanıtlaSil
  35. Yazılarınız için teşekkürler Mahfi bey, elinize sağlık. %50 üzerinde bir faiz artışı yapılarak, Türkiyenin rasyonel zemine oturtulması konusunda ne derece kararlı ve yetkili olunduğunu kanıtlayarak, yapısal reformlar ile birlikte faiz indirimlerine gidilemez mi?

    YanıtlaSil
  36. İyi günler hocam, rasyonel bir zemine geçiş sürecinin duyurulması ve bununla birlikte kademeli politika faizi artışı elbette gidişatı + yönüne çevirecektir fakat bu noktada halının altına itilen kriz mi önde olacak yoksa yukarıya doğru oluşan ivme mi. Bunun borsa ve iş dünyasında kısa ve uzun vadede nasıl etkileri olur?

    YanıtlaSil
  37. Merhaba Mahfi hocam, yazınızı okudum.Beyninize sağlık çok güzel tespitler içeren bir yazı olmuş.Peki sizce daha önce denenmiş bir siyasi figürle (Mehmet Şimşek'le) biz bataklığı kurutabilecek miyiz yoksa sivrisinek avlamaya devam mı edeceğiz?

    YanıtlaSil
  38. Merhaba Mahfi hocam, yazınızı okudum.Beyninize sağlık çok güzel tespitler içeren bir yazı olmuş.Peki sizce daha önce denenmiş bir siyasi figürle (Mehmet Şimşek'le) biz bataklığı kurutabilecek miyiz yoksa sivrisinek avlamaya devam mı edeceğiz?

    YanıtlaSil
  39. Yüksek faizin hakim olduğu 2013'lü yıllardan 2020'ye kadar süren düşük büyümeden ve GSYİH kaybından sonra ilk defa kişi başı milli gelirde 10 bin doların üzerine çıkmıştık. Enflasyon pahasına büyümeye öncelik verilmişti, çünkü bir ülkenin refahını uzun vadede o ülkenin istikrarlı büyümesi, ihracatı, turizmi belirliyordu. Ancak şu an bu olan ama aslında olmayan (aslında ben yohum) politikasının sonuna geldik. Cumhurbaşkanımız da heteredoks politikalara dönmekten başka şansı kalmadığını anladı. Türkiye ekonomisinin yaşadığı en büyük problem aslında faiz politikası değil, imajdır. Cumhurbaşkanımız ülkemizin imajını feci derecede zedeledi. Volkswagen gibi dünya devleri ülkemize yatırım yapmaktan, devasa fabrikalar kurmaktan vazgeçti (araştırabilirsiniz yakın bir zamanda oldu) Ülkemize güven kalmadı. Daha bir sanayi fabrikası kurmaktan dahi aciz, teknolojiden inovasyondan yoksun, petrol zengini, yurtdışı şirketlere yatırım yaparak uzun vadede kendini güvence altına almaya çalışan zavallı ama bir o kadar zengin Arap kardeşlerimizden para ve yatırım dilenir olduk. Onlar da (kapasiteleri anca buna yettiği için) para gönderebildi. Ve dış politikamız bile bundan etkilendi. Dış politikada hedeflerimizi dondurduk. Hatta mavi vatandan gemilerimizi dahi çektik. Operasyon bile yapamaz olduk. Çünkü ekonomimiz hiç olmadığı kadar kırılgan. Bu hususta "imaj, güven, yolsuzluk, özgürlük, prestij, hukuk, eğitim" gibi kavramların ekonomi, dış politika, siyaset ve vatan üzerindeki muazzam değerini oldukça iyi anlamış olan yüksek IQ'lu (!) halkımız alternatifleri olmasına rağmen (sinan oğan, muharrem ince, sinan oğan sonradan akp tarafına geçse bile tek başına kazansaydı eğer sağcı olması önemli değil, sadece o değişiklik bile çok olumlu etki ederdi.)oldukça bilinçli bir şekilde tayyipten başka oy verecek adam mı var yiğenim bunlar pekakalı teziyle oyunu tekrar Cumhurbaşkanımız tarafından yana kullandı. Ve daha 2023 hedeflerine ulaşamadan Türkiye yüzyılı için şahlanmaya başladık. Fıkra bu kadar.

    YanıtlaSil
  40. Hocam 2018'de faiz arttırımı yaptık sonuç asgari ücret 330 dolara indi GSYH 850 milyar dolardan 780 milyar dolara indi işsizlik arttı. 2021'de faiz indirimi yaptık sonuç asgari ücret 330dolardan 482 dolara yükseldi işsizlik azaldı kişi başına düşen gelir 11.900 arttı ekonomik büyüme rekor kırdı Türkiye ekonomisi 100 yılın zirvesi ile 1.03 trilyon GSYH'a ulaştı.

    YanıtlaSil

  41. Sektördeki Ticari Kredi büyüklüğü 4,5 Trilyon TL. Bu kredilerin %75 lik kısmı son bir yıldaki regülasyonlar kaynaklı , TL Ref.e endeksli veya değişken faizli Rotatif şeklinde. Dolayısıyla, Politika faizindeki 15 puanlık bir artış bu firmaların taşıdığı kredi riskine göre ilave yaklaşık 700 milyar TL lik bir Finansman Gideri demek. Yani aslında bu keskin faiz artışı Teknik bir düzeltme olmanın çok ötesine geçebilir. Reel sektörde bir ödemeler krizinin tetikleyicisi olabilir.

    YanıtlaSil
  42. Sayın hocam, en etkili ve gereklisinden başlayarak sizce ilk üç yapısal reform ne olmalıdır ?

    YanıtlaSil
  43. Hocam öncelikle yazı için teşekkür ederiz. Faiz artışı ile Yapısal Reformlar arasındaki doğru orantılı ilişkiye odaklanmamızı istiyorsunuz. Nedir bu yapısal reformlar?

    YanıtlaSil
  44. Mahfi bey olur yada olmaz ama bunları yapamazlarsa adı farkli şeyler olur ama yapısal reform olmaz bizi 3-5 yıl ileri taşırlar sonra sert düşüş olur. Iktidara kim gelsin 85 milyonun hakkını korumalı (secim döneminde kimsede gormedim). Kendi yönetimi dahil olmak üzere halka şu mesajı vermeli ve bu bir kültür olmali çalıştığın surece toksun, çalışmazsan ac kalırsın. Iktidar-muhalefet ortak bir anayasa yazabilmeli ve bu meclisten geçmeli. Bunlar olmayacak şeyler biliyorum bunları yapamadığımız surecede ister göreceli olsun ister evrensel normlara gore olsun bizi kötü günler bekliyor. Faiz kötü birşey bunu kabul ediyorum devamında şunu sorarım bizde neden %8.5 avrupada %1

    YanıtlaSil
  45. Hocam elleriniz dert görmesin bıkmadan usanmadan hala yazıyorsunuz. Bana göre yine haklı çıkacaksınız Fatih

    YanıtlaSil
  46. Hocam bir yazınızda Arjantin'in vakti zamanında enflasyona yakın bir faiz artışı yapmadığı ve faizi artırdığında ise geç kaldığını yazmıştınız (şu anki durumunun sebebi olarak). Biz de aynı durumdayız şu an ancak 5 puan artı yapısal reformlar yeterli olabilir diyorsunuz. Bu iki söylem çelişmiyor mu?

    YanıtlaSil
  47. Ne olacaksa olsun artik.hic bisey yapamiyoruz belirsizlikten.borclanmaya korkuyoruz.paramiz var yatirim yapamaya korkuyoruz.alamiyoruz satamiyoruz.belirsizlik hepsinden kotu

    YanıtlaSil
  48. Sevgili üstat,

    Ellerinize sağlık.

    Yazılarınızı İngilizce olarak da yayınlamayı hiç düşünmediniz mi?

    Çok selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  49. Hocam, ülkemizin politik gerçeklerini bir kenara bırakarak soruyorum: Herhangi bir ülkenin merkez bankası kademeli olarak faizleri yükselteceğini kamuoyuna açıkladı. Sizce bu artışlar standart bir oranda mı olmalıdır, her toplantıda mutlaka 3 puan gibi örneğin; yoksa (piyasanın önceden bilmediği) değişken bir oran mı olmalıdır? Ve bunu ne kadar sürdüreceğini önceden açıkça bildirmesi gerekir mi, "bu politikamızı 3 yıl boyunca sürdüreceğiz" gibi, ya da "enflasyon oranı X%'ye düşene kadar uygulayacağız" gibi - 5 yıl da olabilir. Sorumu teknik bir perspektiften değil de piyasa davranışlarını yönlendirmesi ve psikolojik etkileri bakımından cevaplayabilirseniz çok memnun olurum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  50. Selamlar Hocam,

    Elinize, emeğinize sağlık,

    Bahsettiğiniz yapısal reformlar ve kademeli faiz artırımlarının yapıldığı bir senaryoda değindiğiniz paradan kaçış unsuru ne derece son bulur,

    bir noktada stagnasyon ya da resesyon beklenilebilir mi ve son olarak evvelki yazınızda bahsettiğiniz gayrimenkulün (ticari ve konut) yatırım aracı olarak kullanımındaki yavaşlama azalıp (veya buna otomobil de dahil edilebilir mi ?) TL bir yatırım aracına dönüşebilir mi,

    Uzunca bir soru oldu ama bununla ilgili en rafine bilgiyi sizin sağlayacağınıza inanıyorum.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
  51. Hocam merhabalar, mevcut verileri küçük oynamalar ve sanal istatistik bilgileri ile
    yansıtarak ekonominin surdurulebilir. idare edilebilir (!) bir duzlemde olduğu imajının görüntüye gelmesinden de faydalanan (!) cevreler olabilecegi muhtemeldir; ancak toplumun geniş kesimlerinin ve ülkenin gereksinimi ekonomi yönetiminin, maliye ve para politikalarinin teknik olarak bilimsel çizgi takip etmesinden de öte ekonomiyi yaşamın diger alanlarindan ayırmadan saglanacak guven hisssinin ve de olumlu beklentilerin oluşmasını destekleyecek duzenlemelerin gündeme getirilmesi ve ciddi sekilde icra edilmesi olduğu inancını tasimaktayim. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  52. Mahfi Bey merhaba,

    MB faizinin son 2 yıldır bu denli düşük kalmasının sebebi, seçime yönelik bir hamle olmuş olabilir mi?

    YanıtlaSil
  53. Hocam Merhaba,
    şu ana kadar ki tüm yayınlarınızı kitap halinde tek bir yerde toplama düşünceniz var mı ? eğer yok ise bence olmalı, tüm kitaplarınızı okuyan biri olarak yazılarınızıda raflarımızda görmekden emeinim ki okuyucularınız da memnun olacaktır... Üzerimdeki tüm emkleriniz için sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil
  54. Hocam, değerli yalın yorumlarınız için teşekkürler. kur korumalı mevduat dönüşünde düşük kur politikası ve zorunlu Tl ye dönüş baskısı uygulayabilirler mi? (Şu andaki yüksek kur makası palitikası/baskısı gibi)

    YanıtlaSil
  55. merhaba sizce yerel seçimler bu faiz döngüsünü nasıl etkiler 9 ay böyle ne şiş yansın ne kebap devam etme gücümüz var mı

    YanıtlaSil
  56. Mahfi Bey merhaba. Kaleminize sağlık. İhracatın artması konuyla alakalı olarak nasıl bir etken olur?

    YanıtlaSil
  57. faizi arttırırken akıllı mantıklı,ortak bir dil kullanılmalı.bir taraftan en yetkili kişi benim "faize bakış açım duruşum belli" derken diğer tarafta faiz arttırılsa ne olur?piyasa bakı açısı bu sözü satın aldı "acaba her an eski faiz indirimine dönüş olacakmı" sorusu akıllarda olacak.tüm bakanlıkların destek vermesi lazım en başta adalet bakanlığı ve son olarak enflasyonla mücadelede bilimsel açıklamalara muhtacız "enflasyonun blini kır,boynunu bük,ayağını burk" gibi açıklamalarla bugünlere geldik maalesef.saygılarımla Mahfi hocam.

    YanıtlaSil
  58. Hocam enflasyonun bir ndeni de ara mal ithalatı olabilir mi?

    YanıtlaSil
  59. Hocam merhaba. Faiz artırımı öncesi döviz mevzuattan KKM geçmek ne kadar mantıklı? Değerli yorumlarınıza ihtiyacımız var. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  60. GÜRKAN KÖROĞLU21 Haziran 2023 16:09

    Yine çok güzel bir yazı olmuş hocam elinize sağlık . Her zaman söylediğiniz ama duyulmayan YAPISAL REFORM u birilerinin anlaması için ya bir adı YAPISAL REFORM olan kitap mı yazsanız ya da KENDİME YAZILAR'ı YAPISAL REFORM OLARAK mı değiştirseniz acaba :) Saygılarımla

    YanıtlaSil
  61. Mahfi hocam teşekkürler. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  62. Sn.Hocam,
    Son paragrafta dikkat çektiğiniz konu çok önemli.Merkez Bankası faiz artırarak piyasayı kontrol etmekte oldukça geç kaldı,uzun bir süredir piyasa otonom bir şekilde gidiyor kendi kuralını(kuralsızlık) belirliyor.Bununla beraber yapısal bir reform gerçekten yapılmak isteniyor mu,sorun burada.Özellikle son 2 yıldır yapılan,ekonomiyi tüketim üzerinden büyütme odaklı,esnaf ve tüccarı önceleyen,rant ve karaborsa yaratan,sanayi ve tarım üretimini ikinci plana atan uygulamalar sonucunda enflasyon ve tüketimin birbirini beslediği yeni bir sisteme geçtik.Ülkemizde fiyat artışı nedeniyle tüketimi kayda değer düşüş gösteren bir mal ve hizmet neredeyse yok.Akaryakıttan gıdaya,tekstilden beyaz eşyaya kadar durum böyle.
    Enflasyon yokluktan ve üretim maliyetinden değil(tüm dünyada lojistik ve hammadde fiyatları düşüş eğiliminde) TL bolluğunun yarattığı talepten ve üretici,aracı,ithalatçı,satıcı kesimin doların gerçekte olması gereken fiyatı olan 32-36 TL bandından fiyatlama yapmasından dolayı artıyor.Geçen yıl Haziran ayına göre motorin fiyatı değişmemiş,dolar fiyatı %35,asgari ücret %55 oranında artmış olmasına rağmen,neredeyse tüm mal ve hizmetler en az %80 veya daha fazla yükselmiştir.Sektörlere göre değişmekle beraber ülkemizde bir mal ve hizmetin içindeki işçilik maliyeti %15’i geçmemektedir.Yapılan maaş artışları sadece fiyat etiketlerinin yükselmesine yarıyor,sabit gelirli kesimin alım gücünü artırmaya etkisi olmuyor.
    Enflasyonu besleyen ücret-fiyat sarmalının yapılan asgari ücret artışıyla devam edeceği de bir gerçek.Ayrıca dokuz ay sonra yapılacak yerel seçimler ekonominin soğutulmayacağının da en büyük göstergesi.Tüm bunlara baktığımızda aslında Türkiye ekonomisinin şekil ve yön değiştirdiğini görüyoruz.Satınalma gücü paritesi,milli gelir,ihracat ve dış kaynaklı yatırım gibi önemli unsurlarda hak edilen yerden hızla uzaklaştığımız gibi,10 yıl önce verilen hedeflerin yarısında bile değiliz.Nitelikli insan gücümüzü yurtdışına kaptırdığımız da tüm bunlara ek olarak karşımıza çıkıyor.Sadece hekimlerimiz ve mühendislerimiz değil,kalifiye inşaat işçilerimiz,şoförlerimiz,teknisyenlerimiz de yurtdışana giderken,ülkemiz hızla vasıfsız bir kaçak işçi pazarına dönüyor.
    Aslında tüm bu sorunları,vergi adaletini sağlayacak,kayıtdışı istihdam ve ticareti bitirecek,kara para ve rant ekonomisiyle mücadele edecek yapısal ve aynı zamanda radikal tedbirlerle çözebiliriz.Sorun sadece gerçekten çözmek istenip istenmediğidir.
    Saygılarımla, Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  63. Faiz artırımı mala olan talebi kıracak seviyede olması gerekir. Bunun faydası Hiç olmazsa onden yuklemeli enflasyonun yükselişine set cekecektir. Bir de surdirebilirligi Mümkün olmayan kur korumalı mevduat enstrümanindan bir an önce kurtulmanin yolu faizde agresif tavırdır. Su an yıllık enflasyon eger gercekten yüzde kırk ise faiz oranı en az enflasyon kadar olmalıdır. Siyasetende getirisi olacak olan davranış faizi yukselterek enflasyonun düştüğü ardindanda faizin düştüğünü gostermek olacaktir. Yoksa deneme yanılma yöntemi ile faiz artırarak ayak oyunları ile yerel seçimi atlatmaya çalışmak yapilabikecek olan en yanlış seydir. Yıllık faizin yüzde 40 olması bence en dogrusu. Ha merkez bankası ne yapar derseniz yüzde 20 en fazla 25 e artırır. Onunda dogrusu çok bi anlami olmaz. Ortodoks mu heterodoksmu 22 haziranda göreceğiz. Benim tahminim yuzde 80 ihtimalle 20, yüzde 20 ihtimalle 25 baz puan olur. Faizin ülke gerçeğine uygun seviyeye yukseltilmesi en dogrusudur. 5 puan artırıp kararlılık mesajı vermek mümkün degildir. Faizler yukseltilir ortalık karışır ve bundan faiz karşıtları kazanır düşüncenize katılmıyorum.

    YanıtlaSil
  64. Degerli buluyorum fikirlerinizi. Teşekkürler hocam. Iyiki varsınız... Sorunu bilip çözüme katkı yapamamak ne acı. Daha acı olan sorunuda çözümüde bilmemek.

    YanıtlaSil
  65. Mahfi hocam tek ve net. Türkiye ne zaman borçlarını ödemeyediğini ilan edecek. Yani Türkiye'de bir morotoryum riski var.

    YanıtlaSil
  66. Hocam merhabalar, faiz arttırıldığında döviz kurları düşer mi? Sizce elimizdeki dövizi bozup faiz arttırımını beklemek mantıklı mı? Bu arada elinize sağlık, yine çok güzel bir yazı olmuş çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  67. MerHabalar, merkez bankasının kararından sonra konut kredisi için sınırlama kalkacak mıdır acaba ?

    YanıtlaSil
  68. Merhaba, kademeli faiz artırımı ile girdiğimiz bu süreçte firmalar nasıl pozisyon almalı Mahfi hocam ?

    Çeşitli kurumlar üzerinden devam eden projelerimiz var ve henüz proje satın almalarının ortasında fırtınaya yakalandık, kur artttı , sermayemiz bağlandı.

    Sektörümüzde ithalatı ikame ediyoruz, finans ve insan kaynağımız ile bu süreçte nasıl pozisyon almalıyız , bu sorunun cevabı bizim için önemli

    YanıtlaSil
  69. Hocam merhaba. Öncelikle asgari ücret yeni açıklansa bile dözviz kuru karşısında hızlı eriyor. Bu döviz kuru yükselişi ne zaman sona erip yeniden eski seviyesi olan 19'lara 20'lere gelir? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  70. Faizi %100 yapsak. Ne olur ? Toptan bitmez mi bu iş ?

    YanıtlaSil
  71. Merhaba, Yorumların hepsini okudum, güzel yorumlarda var ama kendi soruma bir cevap bulamadım. Benim bankada faizde 32 günlük vadeli bir miktar param var. Gerçek Miktarı burada yazmayım ama 100.000 Tl diyelim. Benim bankam(vakıfbank) geçen ay 100.000 Tl ye yaklaşık 2.700 Tl faiz verdi(net). Şimdi bugün vade sonu olduğu için yenilenmiş hesabıma baktım yine 2.700 civarı faiz vermiş. Peki bu 7.5 puan faiz artırım nerede Neden bize hiç yansımadı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artan faiz MB'nin politika faizi. MB, yalnızca bankalara kredi verir (haftalık vadeyle.) Yani MB'nin faizi artırması demek bankaların kaynak maliyetinin artması demektir. Buna ek olarak MB'nin geleceğe ilişkin daha yüksek enflasyon beklediği anlamına da gelir. Kaynak maliyeti artan bankalar normal olarak bu artışı kredi faizlerine yansıtırlar. Eğer aralarında rekabet varsa ve bir müdahale yoksa ellerindeki mevduatı tutabilmek ve daha çok mevduat toplayabilmek için mevduat faizlerini de artırırlar. Buradaki kilit ifadeler 'eğer aralarında rekabet varsa' ve ' bir müdahale yoksa' ifadeleridir. Bizde ilki yok ikincisi var. Müdahale çeşitli sözlü müdahaleler ve bankalara düşük faizli tahvil aldırma şeklinde uygulanıyor. Bu durumda zaten bu tür maliyetlere katlanan bankalar mevduat faizlerini kolay kolay artırmıyorlar. Bununla birlikte devam eden süreçte yavaş yavaş da olsa artırmak zorunda kalacaklar. Çünkü yeniden dövize dönüş başlıyor.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!