Fenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup
Sayın Başkan, göreve geldiğinizden bu yana takıma ve taraftara pozitif enerji vermeye çalıştınız, birlik olursak, aile olursak çözemeyeceğimiz sorun yok dediniz. Bu tabii ki çok olumlu ve takdir edilmesi gereken bir tavır, ama ne yazık ki çözüm burada değil. Dünyanın bütün Fenerbahçelileri birlik olsa bu teknik direktörle ve bu oyuncularla olumlu sonuçlar almak mümkün olmaz. Tedesco göreve ilk geldiğinde mühendislik ve yöneticilik kökenine bakarak benim görebildiğim eksikleri onun da göreceğini ve ona göre önlem alacağını düşünmüştüm, fena halde yanılmışım. Takımı bir buçuk yıldır on kişi oynattığı halde Mourinho tarafından ısrarla oyunda tutulan Szymnaski’yi oynatmaya devam ettiğinde Tedesco hakkında yanıldığımı anladım. Bu oyuncunun bir torpili mi var bilmiyorum. Her gelen teknik direktör oyuna üç kuruşluk katkısı olmadığı halde ısrarla bu adamı oynatıyor. Bütün korner atışlarını bu oyuncu kullanıyor ve iki yıldır Fenerbahçe hiçbir korner atışından bir tehlike yaratamıyor. U21 takımından bir oyuncu alınıp bu kadar ısrar edilse çok daha fazla katkı sağlanabilirdi.
Skriniar dışında savunmada işe
yarayacak bir tek oyuncu yok. Orta saha deseniz elle tutulur tek oyuncu İsmail.
Samsunspor maçında tesadüfen kaleye Ederson’un 36’da biri maliyetindeki Tarık
Çetin geçmese takım bu beraberliği de alamazdı. Ederson’a dünyanın parası
ödendi. Asla o paranın adamı değil. Bu tür transferlerde sorulması gereken soru
şudur: “Bayram değil seyran değil böyle bir oyuncu premier ligi, Manchester
City’yi bırakıp niçin Fenerbahçe’ye gelir?” Avrupa’nın önde gelen takımlarından
oyuncu transfer edilirken kılı kırk yarmak gerekir. Adam kendi takımında neden
oynamıyor? Müzmin sakatlığı var mı? Niçin gitmesine izin veriliyor? Bu soruları
doğru yanıtladıktan sonra transfer edip etmemeye karar verilmelidir. Aksi
takdirde işi bitmiş oyuncuları “hocasıyla geçinemediği için kadro dışı kalmış”
gerekçesiyle dünyanın parasına bize satıyorlar. Bizim Tarık Çetin gibi adamları
bulup almamız gerek. Bugün takımın kadro değeri 290 milyon euro ama mevcut
oyuncular hep değerinin iki misli üç misli paraya transfer edildiği için değer
bu kadar yüksek görünüyor. Dolayısıyla takımın gerçek değeri görünenin üçte
birinden fazla değil.
Son yıllarda Fenerbahçe’ye gelip
giden oyuncuları (Ryan Kent, Diego Carlos, Becao, Lincoln, Burak Kapacak, Djikou,
Omar Fayed, Mimoviç, Livakoviç ve daha niceleri) göz önüne getirince birilerinin
bu oyuncuları pazarlayarak Fenerbahçe’den ciddi paralar kazandığını
düşünüyorum. Ne yazık ki sorun sadece bu giden oyuncularda değil geride
kalanlarda da durum parlak değil. Mesela Archie Brown, Semedo, Nene gibi
oyuncuları Fenerbahçe’ye kim önermişse onlarla ilişkiyi kesmek ve hiç zaman
geçirmeden ciddi bir scout ekibi kurup menajerlerin oyuncu pazarlaması
sisteminden kurtulmak lazım. Jhon Duran hakkında bir şey diyemiyorum çünkü
adamı henüz izleyemedik. İzleyebilecek miyiz ondan da emin değilim. Fenerbahçe’nin
bütün diğer takım oyununa dayalı branşlarda (erkek basketbol, erkek voleybol,
kadın basketbol ve kadın voleybol) yüksek başarı düzeylerine erişmesine
karşılık benzerini futbolda yapamaması üzerinde durulması gereken bir konu. Bu
branşlardaki scout becerisini futbolda da yaratmak çözüm yolunu getirebilir.
Bunların hiçbiri sizin
yarattığınız sorunlar değil Sayın Başkan. Göreve geldiğinizde bu teknik
direktörü ve bu oyuncuları orada buldunuz ve transfer mevsimi de kapandığı için
zorunlu olarak bu şekliyle devam ettiniz. Fenerbahçe’nin bu yıl da şampiyonluk
umudunu kaybettiği net bir biçimde görülüyor. Hatta bu yılı bu oyunla ikinci
bitirmek bile mucize olur. Bu aşamada sizi eleştirebileceğimiz bir durum yok.
Sonuçta tam anlamıyla bir enkaz devralmış durumdasınız ve buradan nasıl
çıkılacağına benden daha fazla kafa yorduğunuza eminim. Ne var ki eğer bugünden
bazı değişikliklere gidilmezse Fenerbahçe gelecek yılı da kaybeder.
İkide bir teknik direktör değiştirerek
bugüne gelindiği doğrudur ama ne yazık ki bir kez daha bu değişikliğin
yapılması şart. İlk adım olarak bu yılı kaybettiğimizi kabul ederek gelecek
yılı kurtarmayı planlamak gerekir. Hiç tereddüt etmeden ve daha fazla zaman
kaybetmeden İsmail Kartal’ı takımın başına getirin ve onunla üç yıllık sözleşme
yapın ve Kartal’la konuşarak Szymanski’nin, Fred’in, Archie Brown’ın yerine U21
takımından oyuncuları oynatmasını önerin. Ara transferde hiçbir transfer
yapmayın. Çünkü ara transferde alınan oyuncular pek işe yaramıyor. Önce hoca
değişikliği yapıp onun onayıyla transfer yapmak lazım. Yıl bittiğinde işe
yaramayan oyuncuların yerine Karabağ, AZ Alkmaar gibi takımlardaki genç, dinamik
ve ucuz maliyetli oyuncuları alın. Fenerbahçe’ye sözde şöhretler değil koşan, uğraşan,
çaba gösteren adamlar gerekiyor: Fenerbahçe bugün tam tersi görünümde.
İşi sadece rakip takım
taraftarlarıyla kavga etmek olan oyuncuları takımda tutmayın. Bu oyuncuların
gereksiz kavgaları Fenerbahçe’nin saha dışındaki durumunu da zedeliyor.
Fenerbahçe’ye sayısını unuttuğum
kadar çok teknik direktör geldi son 7 – 8 yılda. Hiçbiri Fenerbahçe’nin kaleden
paslaşarak çıkmayı beceremediğini göremedi. Kalecinin yan taraflardaki
oyunculara verdiği pasların hepsi kendi elimizle kalemizde yarattığımız
tehlikeye dönüşüyor. Fenerbahçe yıllardır kaleciden başlayıp paslaşarak çıkışı beceremiyor
ama ısrarla bunu oynamaya çalışıyor. Benim çocukluğumda geçerli olan kalecinin
degaj yapması sistemine dönülse bundan çok daha iyi sonuç alınabilir. Öte
yandan kapalı savunma oynayan takımlara karşı çözüm yolu kaleye gitmek değil
uzaktan şut atarak gol aramaktır. Teknik direktörler bunu da çözemedi.
Sizden çok daha uzun zamandır
Fenerbahçe’yi izliyorum Sayın Başkan. İyi zamanlarını da kötü zamanlarını da
gördüm ama şimdiye kadar bu kadar birbiriyle uyumsuz, bu kadar kötü ve amaçsız bir
takım görmedim. Bunun düzeltilmesi zaman alacak iş kuşkusuz ama bugün yapılması
gereken şey İsmail Kartal’ı takımın başına getirmek, iyi bir scout ekibi
oluşturmak ve gelecek yıla ilişkin planları yapmaya başlamaktır. Aksi takdirde
Fenerbahçe önümüzdeki yıllarda da aynı sorunları yaşar.
Ben, bu sorunları sizin
çözeceğinize ve doğruları yaparak takımı toparlayacağınıza inanıyorum. Siz, en
az benim kadar iyi bilirsiniz ki yönetimde en önemli mesele hızlı ve kararlı
davranabilmektir.
Saygılarımla.
Oyuncu alırken sadece futbol meziyetlerine değil insanlığına, adamlığına da bakılmalı. Fenerbahçeli futbolcuların çoğu sorunlu tipler. Takımda arkadaşlık olmayınca ilk fırtınada gemi batıyor. Teknik olarak olaya bakarsak iyi bir 6 numara ile 8 numara öncelikli ihtiyaç. Herkes En-Neysiri'yi kötülüyor ama adam klasik santrafor. Gol atmasını istiyorsanız sağdan soldan onu beslemeniz gerekir.
YanıtlaSilKilosuna bakınca beslenmesinde bir problem görünmüyor.
SilGenel olarak sorunları görmüşsünüz ve çözüm üretmişsiniz. Bence bizdeki sorunlar bunun da ilerisinde genel ülke futbolunda sorun var. Öncelikle takıma gelen oyuncular ve takımdan avrupaya giden oyunculara bakmak lazım. Bizden avrupaya giden oyuncular ilk senesinde sakatlanıyor. Burada benim fikrim ülkemizde antrenmanlar ya da yardımcı fizyoterapist gibi kısımlarda ciddi problemler var. Buradaki antrenman temposu düşük ve oyuncular hız ve mücadelede eksik kalıyor. Top oynayan oyuncular büyük takımlarda ve avrupada oynayan anadolu takımlarında sorunlar aynı, oyunu kaybedince fark yiyene kadar gidiyor. Benim fikrim Türkiye şu an futbolcular için tatil ve çok para kazanma yeri olmuş. Arabistan kadar yüksek olmasa da oyunculara çok yüksek maaş veriliyor ama karşılığında avrupada oynadıklarından daha düşük tempoda oynuyorlar. Gelen her teknik direktör de ligin sportif gerçekliği yok derken avrupada da bir şey yapamayarak kendilerini yanlışlıyorlar. Gerçekten hakem hatalarının üst düzey olması, maaşların yüksek olması, antrenmanlar gibi gerekçeler ligi izlemesi sıkıcı kalitesiz hale getiriyor. Bir de her maçtan sonra sosyal medyada ortaya çıkan ergen troller işi daha da anlamsız hale getiriyor.
YanıtlaSilYazınız çok doğru noktalara parmak basmış Hocam. Elinize sağlık. Tek katılmadığım nokta İsmail Kartal. Bence bu takımı bile oyuncuların durumuna göre gelecek seneye kadar en iyi idare edebilecek hoca Aykut Kocaman dır. Seneye de artık hocayı dinleyip ona göre transferler yapılırsa FB mizi şampiyon görebiliriz.
YanıtlaSilAykut Hoca iyidir hoştur ama İsmail Hoca çok daha hücuma dönük oynatıyor takımı. Bence Fenerbahçe savunma yapamıyor, hücum oynamalı.
SilKendi rekorunu kırmasın diye haset edip, Alex'i maçlarda oynatmayıp sonra onu gönderen aykut kocaman mı, onun yüzünden bırak Fenerbahçe'yi, futbolu takip etmeyi bıraktım.
SilO dönemi birebir yaşamış Fatih Demirkol'un anlattıklarını YouTube da bulup izlemenizi öneririm, Aykut hocaya ezbere sallamadan evvel.
SilHücum oynayabilecek güçte oyuncuları olsa haklısınız derdim. Ruh gibi 2-3 oyuncu dışında hepsi. U21 ile nereye kadar takviye edilebilir ki. O yüzden Aykut Hoca bu sene idare etmeli.
SilAykut hoca bu konjonktürde Fenere gelmez.
SilTeknik direktör konusundaki düşünceniz ekonomideki çizginizin dışında olmuş hocam. Yazınızı tutarlı bulmadım.
YanıtlaSilİsmail Kartal son 8 yılın en başarılı teknik direktörü ama ne yazık ki hep ya işin ortasında geldi ya da takımın otobüsü kurşunlandı yabancılar kaçtı.
SilKatılmıyorum Mahfi hocam. Son 8 yılda tek kupa getiren teknik direktör Jesus. Ayrıca Jesus'un kadrosu da orta üst anadolu kulübünden hallice bir kadroydu. Puan ortalaması vs. ile bunu değerlendirmek tam Ali Koç hareketi. İsmail Kartal'ı severiz evet ama net bir başarısı yok. Pozitif futbol da iyi güzel ancak final noktalarında İsmail hoca hep çuvalladı. Ayrıca Seba ve Fred öz oğlu gibidir asla vazgeçmez İsmail Kartal. Fenerbahçe dışında herhangi bir kulüpte başarısı da yok. Oyuncu grubuyla ilgili söylediğiniz her şeye de katılıyorum. Bazı transferlerin maliyetleri üzerinden kesinlikle araştırma yapılmalı.
SilBecao henüz gitmedi takımda yalnız onu bir düzeltiyim hocam
YanıtlaSilBenim gözümde çoktan gitti.
SilMahfi bey Fenerli olduğunuz için müteşşekkiriz. İyi Çalışmalar.
YanıtlaSil🙏
SilHocam fanatik bir GALATASARAY lı olarak fb nin her sampiyon olmadığında teknik direktör değiştirmesini ve transferleri başkanların yapma girişimlerini yanlış buluyorum. Fb nin bir futbol.felsefesi kazanabilmesi icin öncelikle doğru bir futbol aklina ve onda istikrara zamana ihtiyaci var bence. Aslında iyi fb bize de olumlu yansir diye düşünüyorum. Mesela aziz yildirim yeni stadyum fenerium fb tv fb üniversitesi gibi atilimlarla hem fb ye değer katti hem de gs ye de örnek teşkil etti keza bjk ye de. Futbola katkisi oldu hem de fb nin gelirlerini yükseltti o dönemlerde. Bugün GALATASARAY ın gelirler inin artmasında dolaylı olarak sayin aziz yıldırımin da örnek alinmasi sebebiyle payinin olduğunu düşünüyorum. Yukarıdaki yazınız iyi bir futbolseverin elinden dimağından çıkmış orası da net sayin hocam.
SilYorumlarınız çok güzel. Bununla birlikte Aziz Yıldırım zamanında tüm gs medyası, futbolun kurtuluşu için Aziz Yıldırım'ın gitmesi lazım gibi fetö tabanlı söylemlerde bulunuyordu. Herkesin net bildiği bir şey var ki gs her dönemin (hükümetin) maşası bir takım olduğu için bu durumda. gsnin yaptığı usulsüzlüklerin hepsi görmezden neden geliniyor bunu iyi tartmak lazım. FENERBAHÇE taraftarları da sadece iyi bir futbolsever değil iyi birer spor severdir. Spor kulübü olmanın gerektirdiği gibi.
SilYüreğinize, kaleminize, elinize sağlık.
YanıtlaSil🙏
SilSen adamsın
YanıtlaSil🙏
Silısmail hocanın aldırdığı oyunculardan başarılı bir futbocu sayarmısınız
Silİsmail Hoca oyuncu aldırdı mı bilmiyorum ki. Genellikle hep başkalarının aldığı oyuncularla takım kurdu.
SilÜstadım hislerimize tercüman oldunuz. Bu kadar güzel özetlenebilir FB futbol kulübünün durumu. Umarım tavsiyelerinizi dikkate alırlar.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Silspor kulübü arkadaşım. diğer futbol kulüpleriyle karıştırma
SilHocam, tüm söylediklerinizin altına imzamı atarım, iyi ki varsınız 🙏🏼
SilHocam yorumlarınıza katılmakla beraber esas sorunun içeride samandıra da başladığına inanıyorum. Orası tamamen mahrem bir hale geldi neler dönüyor neler oluyor çok merak ediyorum. Diğeri ise taraftar desteği taraftar olarak o kadar bölündük ve parçalandık ki en ufak bir zorlukta hemen dağılıyoruz. Rakipler inanın bizim bu kırılganlığımızı bizden daha iyi biliyor ve ona göre hareket ediyor. Oyunculara ödenen astronomik ücretler konusuna katılmakla beraber , bu kadar kötü olmalarının nedeni kalitesizlikleri değil iyi yönetilememesinden kaynaklı psikolojik nedenler bence takımdaşlık sıfır . Camia dinamiklerini bilen liderimiz yok. Bence de en doğru yol İsmail KARTAL ya da Aykut KOCOMAN' ı getirmek ve geleceğe yönelik adımlar atmak.
YanıtlaSil👍
SilHarika bir anlatım. Buraya biz ne yazsak Mahfi Bey'den daha iyi açıklayamayız. Lakin ne giden yönetim ne de gelen yönetim bu durumları bilmelerine rağmen gerekeni yapmıyorlar. Teknik direktörü şu dakikada değiştirdiğiniz anda kimse karşınıza geçip ''Neden yaptın?'' demeyecek. Aksine herkesi sevindireceksiniz. Taraftar da camia da İSMAİL KARAL'ı istiyor. Onunla başarı da olsa başarısız da olsa yeni bir heves dalgası olacağı aşikar. Haydi Sadettin SARAN Başkanım, seni bunları yapman için çok istedik ve destekledik.
YanıtlaSil👍
SilHocam İsmail Kartal diyorsunuz da onu da denedik kaç kere. Sorun hocada falan değil bence. Her sene 7. 8 tane futbolcu geliyo gidiyor. Takım olamıyorlar. Kolay değil bu işler. Dün Porto Benfica maçını izledim. Maçta gol yok ama öyle hızlı top oynuyorlar ki yorulursunuz seyrederken. Takım oyunu ve hız ve teknik sorunumuz var ülke futbolunda..
YanıtlaSilBiz İsmail Kartal'ı hep ortada bir yerde getirdik ya da otobüs kurşunlandığı için takımın dengesi bozuldu. O nedenle 3 yıllığına getirmek gerekir diyorum. Bu yıl zaten elden gitti şimdi iş başına gelir ve takımı, oyunu oluşturursa seneye şampiyonluğa oynatır.
SilEkonomi üstadımın bu yazısı bence biraz ağır kaçmış. Haklı olan yerler var ancak bu yazının tamamını Fenerbahçe haketmiyor. 2002 den beri hem masada hem sahada savaşıyoruz. Siyaset spora da hakim olduğundan beri yüzümüz hiç gülmedi. Bunu hiç unutmamak lazım.
YanıtlaSilDoğrudur ama saha dışındaki durumdan şikayet edebilmek için maçı kazanacak nitelikte futbol oynamak gerekir. Kusura bakmayın ama ben Fenerbahçe'nin son iki yıldır böyle bir futbol oynadığını bir iki maç dışında hiç göremedim. Hatayı önce kendimizde aramazsak çözüm üretemeyiz.
SilÜstadım tüm yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum teknik direktör hariç bence Aykut Kocaman gelmeli hem otoritesiyle futbolculara buranın patronu benim diyebilecek ve yönlendirecek. Ayrıca Aykut hoca bilimsel verilerle çalışan ve sahaya iyi olan futbolcular ile çıkan doğru kişidir. Saygılarımla...
YanıtlaSilAykut Hoca, oyunculuğunu çok beğendiğim bir kişi. Ama teknik direktör iken savunma ağırlıklı oynatıyordu takımı. Oysa Fenerbahçe hücum oyunu oynamalı. O açıdan Kartal daha başarılı. Tabii bu benim kanaatim.
Sil"Futbolculuk döneminde Fenerbahçe'nin efsaneleri arasına giren Kocaman, 2009 yılında sportif direktör olarak görev aldığı sarı-lacivertli takıma 2010'da teknik direktör oldu. Görev yaptığı ilk dönemi 3 sezon süren Kocaman, bu sürede Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası'nda 29 yıllık hasretini bitirirken, Süper Lig'de 1, Türkiye Kupası'nda ise 2 şampiyonluk yaşadı. Aykut Kocaman, ilk döneminde UEFA Avrupa Ligi'nde yarı final gördü ve önemli başarılar elde etti.+
SilO G B M A Y AV P
1.GALATASARAY A.Ş. 34 24 3 7 75 33
2.FENERBAHÇE A.Ş. 34 21 9 4 78 36
Yukarıdaki satırları yazdırabilmiş başka bir teknik direktör yok Fenerbahçe tarihinde, Aykut Kocaman'dan başka. Alttaki istatistikte ise Galatasaray'ın şampiyon olduğu/yapıldığı 2017-2018 sezonunda, yani Aykut Kocaman'ın son yılında şampiyon takımın 75 gol attığı sezonda, "takımı savunma ağırlıklı oynatıyor" dediğiniz hocanın takımı 78 gol atmış. Siz rakamları en iyi okuyup anlayıp, bize anlatan hocamızsınız. Biraz insaf diyorum.
Sayın Hocam,
YanıtlaSilYazınızdaki tespitlerinizin bir kısmına katılmakla birlikte, değerlendirmelerinizin saha içi gerçeklerle tam örtüşmediğini düşünüyorum. Szymanski ve Ederson gibi oyuncuların performansını “verimsizlik” olarak nitelendirmeniz, bireysel gözlem düzeyinde haklı görünse de, modern futbolda oyuncu etkinliği sadece bireysel beceriyle değil, takımın blok kompaktlığı, pres senkronu ve geçiş oyunundaki destek hatlarıyla doğrudan ilişkilidir. Yani oyuncu verimsizliği çoğu zaman sistemsel bir sonuçtur; sorun bireyde değil, oyun yapısının kendisindedir.
Ayrıca teknik direktör değişimi önerinizde “İsmail Kartal’ı getirip gençleri sahaya sürmek” yaklaşımı, fiziksel yük yönetimi, oyuncu gelişim planlaması ve taktik devamlılık gibi profesyonel futbolun temel prensiplerini göz ardı etmektedir. Modern futbolda sürdürülebilir başarı, ani değişimlerden değil, oyun modeli istikrarı ve veri temelli performans analizinden geçer. Dolayısıyla eleştirinizdeki duygusal ton camia hassasiyetini yansıtsa da, teknik açıdan sorun “yanlış oyuncu seçimi” değil, yanlış yapılandırılmış oyun planıdır.
Bilemem ben izlediğim kadarıyla Fenerbahçe'de Skriniar ve ismail dışında görevini yapan, çaba gösteren kimseyi göremiyorum. İnsan kötü de oynayabilir ama en azından bir çaba gösterir.
SilFenerbahçe UEFA Avrupa ligini kazansa harika olur
SilBizim ucl yi kazanma ihtimalimiz neyse fb nin uefayi kazanma ihtimali odur maalesef.
SilSanki eski imkanlar varmış gibi takımlarımız Avrupa'da bir türlü isteneni veremiyor. Türkiye ligi dünyanın en değerli ligi. Artık Türk takımları kendilerini Avrupa'da göstermeli ve hakettiği başarıyı göstermeli. Türk takımları için Avrupa'da başarılı olmak bir istisna değil normal bir şey olmalı. Umarım bu sene Türk takımlarının Avrupa'da başarılı olmalarının önü açılır ve bir istikrara oturur. Bu imkânlarla kıytırık Avrupa takımlarına yenilmemeliyiz.
SilTürkiye ligi dünyanın en değerli ligi. yanlış yazılmış en değerli 8. ligi olacaktı.
SilNe kadar demokrasi o kadar futbol..İş boğaz sıkmaya kadar geldi..Yazınız için sağolunuz,...
YanıtlaSilBu enkazı kaldırmak min. 2-3 senemize mal olacak gibi duruyor. Çok yazık.... İ.Kartal iyi hoca ama benim gördüğüm FB için FB yi daha iyi temsil kabiliyetine sahip Aykut Kocaman gibi bir değerin gelmesi daha olumlu olacaktır diye düşünüyorum.
YanıtlaSilOlabilir.
Silİster İsmail hoca isterse Aykut hoca gelsin, ki bence 3. bir alternatif olmamalı, bu takımda 3-4 sezon kalmalı. Şampiyon olmayan hoca gider gibi bir saçmalıktan da vazgeçilmeli.... Saygılar Mahfi hocam, iyi ki Fenerbahçeliyiz....
YanıtlaSil🙏
SilŞampiyon olamıyan başkan modeli geliyor.Tüzükte degisiklik yapılacak.
Siltakimi coplerle doldursun diyorsunuz, bence takimda ve hocada israr edilmeli.. aldigi hisse dusunce hemen satan panik ky gibi yonetilmemeli fenerbahce.. 8 sene ali koc hep bunu yapti.
YanıtlaSilBen sizin için bir çözüm önerisi sunayım sayın Hocam. Bakın çözüm önerisi sizin(!) için. Şahsen kısmen uyguladım ve fayda gördüm. Türkiye haberlerini takip etmeyin, özellikle siyaset haberlerini. Televizyonda sakın ola ki haber dinlemeyin. Fenerbahçe hakkında da şunu söyleyebilirim, Fenerbahçe futbol maçlarını izlemeyin, futbolla ilgili haberleri de genel olarak okumayın. İnsanoğlu acı veren nedenlere çözüm bulamıyorsa, savunma mekanizması olarak geriye bunlardan kaçmak, uzaklaşmak kalıyor. Gömün başınızı kuma, boşverin gerisini.
YanıtlaSilSevgili hocam elinize kaleminize sağlık, sorunlar bütünü içerisine bir de hiç bir şeyden memnun olmayan taraftarı da eklemek gerekir diye düşünüyorum. Bu duruma gelmemize yönetim neden olduysa taraftarların gerekli gereksiz taleplerini dinledikleri için olmuştur, bence taraftarın da biran evvel takıma olumlu yönde destek olması gerekiyor, saygılarımla
YanıtlaSilHocam ağzınıza sağlık. Tek ayrıldığımız nokta Aykut Kocaman ve İsmail Kartal konusu, bence bu kadar sorunları olan, takım olamayan grubu o bir araya getirebilir ama onu da aramızda çözeriz yeterki Fenerbahçe iyi olsun. 💛💙
YanıtlaSilHocam, umarım bu yorumların muhatabı okur ve karar alırken dikkate alır
YanıtlaSilTakımın maliyetini, takımın değeri zanneden akıllılara, takım ya da oyuncu değerinin (ederinin) satış anında netleştiğini anlatmaya çalışan biri olarak, verdiğiniz 1/3 oranının çok bonkör olduğunu düşünüyorum. Maliyetin 20% sine satamayız bir çok oyuncuyu. Bilhassa son transfer döneminde anormal borçlara (yükümlülüklere de diyebiliriz) sokuldu bu kulüp. Verilen Bonservis+Maaş yükü, oyunculardan aldığımız faydaya göre fahiş durumda.Yeni yönetimin bir çok konuyu düzeltmesi lazım.
YanıtlaSilHangi konudan başlasın isterdiniz?
SilSevgili Hocam , tam bir analiz ile sorunları tesbit edip çözümleri de paylaşmışsınız. bu teknik direktör ve bu oyuncular ile başarı olmaz tesbitinizi de okudum, bu oyuncular ile olmaz kısmı çok doğru, ancak malzeme bu şimdilik, teknik direktör geleli çok kısa bir süre oldu, dediğiniz gibi bu yıl da kaybedildiyse teknik direktöre biraz daha şans vermek doğru olmazmı? Yerli antrenör diyince aklımıza gelen isimler belli, rahmetli Demirel gibi 3 kere gelip 4 kere giderek alınacak garantili 2. Liklere razı değilim, bu önerinize nedenle olumsuz bakıyorum. Emin olduğum tek şey fb futbol takımı beni çok yordu, ancak zararlı alışkanlık gibi bırakamıyorum, Allahtan diğer branşlarımız var. Ez cümle : bu teknik direktöre biraz daha zaman verilse, 16 kişi oynadı dün, geriye oynamayan 1-2 kişi kaldı.her topu harcayan Archi Brown varken, simanski gibi biri oynarken, El nesiri pozisyonları bol keseden harcarken, şikrinyar ve Tarık dışında takıma katkı sağlayan tek adam yokken, antrönörü değiştirmek çözüme ne gibi bir katkı sağlar Sevgili hocam?
YanıtlaSilSürçü lisan ettiysem affola, sevgi ve saygı ile
Bu yıl sağlamaz ama teknik direktörün olayları görmesi, ona göre sistem oluşturması ve bu adamların yerine alınacak oyuncuları belirlemesi için zaman lazım. Yoksa sezon bitince teknik direktör değiştirmek işe yaramıyor. bunu Fenerbahçe'de defalarca gördük.
SilYüz büyük Türk yalanından biri. "Sezon ortasında hoca değiştirilmez."
SilEğer "Ali Şen" başkan olsaydı, ona da aynı mektubu yazabilir miydiniz Mahfi bey?
YanıtlaSilAli Şen'in ne gibi bir ayrıcalığı var ki? Eğer takım böyle oynasa elbette yazardım.
SilAli Şen'le kişisel tanışıklığınız var diye söyledim Mahfi Bey?
SilHocam düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz, teşekkürler.
YanıtlaSil🙏
SilSn hocam.. Bir süredir, Avrupa futbolunu ligimizden faha fazla seyrediyorum. Süper lig maçlarını hele hele Fenerbahçe'niin maçlarını seyrederken ise tahammül edemediğimin farkına vardım. En basit hareketlerde bile bir becerisiksizlik! Yana ver geri pas yine yana ver yine geri... Orta sahayı geçip rakip sahaya yerleşmeyi bırakın ileriye bile yönelmeyen bir beceriksizler ordusuna sahibiz. Futbol Iq su yüksek futbolcular almalıyız. Bunun için transfer öncesi gizli futbol IQ testi yapılmalı.. Bunu geçemeyen adam transfer edilmemeli!.. Dünyanın dev klüplerinin bunu yaptığına 100% İnanıyorum. Bir kaç futbolcu hariç futbol zekası hiç bir futbolcumuzda yok.
YanıtlaSilSamsun maçının ilk 20 dk'sı ortaya koyduğumuz baskılı oyunu izlediniz mi?
SilÜstadım değerli vaktinizden vakit ayırıp, dert edinerek yaptığınız yorumları okudum.
YanıtlaSilAncak yorumlarınız tamda sabrı kalmamış taraftar duygusu ile tüm takım çöp haykırışında. Oysa Fenerbahçenin en büyük problemi taraftarın oluşturduğu inanılmaz baskının altında yatıyor, futbolcusundan yöneticisine tamamı şaşkın ve ne yaparsam yaranırım girdabına kapılmış ve bunun sorumlusuda art niyetli spor yazarlarının yorumlarına kapılan taraftarlardır. Dünyanın hiçbir kulubünde penaltı atacak futbolcu yuhalanmaz ama bunuda yaptık.
Taraftar 12. Adam olarak oyunun içinde futbolcusunun yanında olmaz ise 30 yaşındaki messi gelse bu baskıyı kaldıramaz.
Futbol insan eseridir makina ile icra edlmez ve marifet iltifata tabidir, ilk hatasında çöplediğimiz oyuncudan bişey beklenmez.
Ayrıca bizim oyuncularımız rakip takımın oyuncularının 1/3 miktarı yakın temas ile şarj yapsalar hiç biri 90dk. nın sonunu göremez atılırlar.
Spor medyası ve taraftarlar çöp eyler, hakem sahada döver sindirir, sonrada biz kelle isteriz, söylermisiniz nasıl olacak bu iş.
Dikkat buyurun gelen tüm futbolcular iki üç maç sonra bocalamaya başlıyor oysa hayatın olağan akışında bu tam tersine gelişir.
Bu takımı ayağa kaldıracak olan tek güç taraftarın sahip çıkması ve sürekli alkışlamasıdır. Aksi tüm hamleler bugün konuşulandan farklı ortam yaratmaz.
Saygı ile.
Hocam hislerimize tercüman olan şekilde yazıya dökmüşsünüz gördüklerimizi. Benim üzerinde durduğum en önemli nokta şu ki; pusuda bekleyen bir kitle var, bunlar azılı Fenerbahçe düşmanı ve her an tetikteler. Dirk Kuyt ın o tekmeye kafamı sokmasaydım üzülecek bir sürü fenerli vardı sözü hala kulaklarımda. Kaybettiğinde göz yaşı dökem Moussa Sow u çok özlüyorum. Kadıköy gerçekten bir cehennemdi, şimdi her rakip alaycı özçekimlerle ayrılıyor oradan. Üç ihtimalli sonuca göre her zaman kazanan taraf olalım da istemiyorum ama sahaya ruhunu koyan ve kaybetse de göğsümü gere gere savunacağım bir takım istiyorum. Gelirim çok yüksek olmasa da kulübüme katkı konusunda önceliklerimi bile öteliyorum. Mesela en son Samsun maçı sonrası ve sonraki 3-4 gün benim için çok kötü geçiyor. 3 kuruşluk insanlardan 5 kuruşluk yorumlar dinlemek çok zoruma gidiyor. Bir de 8 yaşındaki oğlumun "baba galiba biz yanlış takımı seçmişiz " sorusuna cevap veremedim. Serzenişlerimi belki yerlerine ulaştırabilirsiniz diye zamanımızı aldım Mahfi Hocam, affola.
YanıtlaSilAli Koç yönetiminin en büyük eksikliği doğru zamanda doğru kararları alamaması, yanlış zamanda da yanlış kararları almasıydı. Dışarıdan bakınca yorum yapmak kolay fakat göreve geldiğinde maalesef Saran da aynı yanlış tutumu sergiliyor. Tedesco'nun hedefi 6 numaranın önünde iki 10 numara ile oynayıp oyunu merkezde tutmak, kanatlara da iki hızlı futbolcuyu koyarak rakibi gafil avlamaya çalışmak (Ne var ki rakip yerleşmiş) Böyle bir anlayış dünyanın hiç bir takımında yok. Çünkü merkezde baskı kırıldığında en az iki futbolcunun geçiş savunmasını yapması lazım. Aksi halde orta saha kırılgan olur. Kanatlarda da bir futbolcu hızlı ve içeriye giren ise (Kerem) diğer kanadın da oyunun kurulumunun gerçekleştiği ve topun ayakta tutulup önde kalacağı daha teknik bir futbolcuyla oynanması lazım ki oyun devamlılığı sağlansın. Aksi halde top kanatta kalmadığında oyun git-gele dönüşür ve takım da çabuk yorulur. Böyle bir anlayışta takım boyunu kısaltmak için defans ne kadar önde kurulmak istenirse istensin, hem merkez hem de kanatlar geçirgen olur. Eğer Saran futboldan biraz anlamış olsaydı, oynatılmak istenen oyunun hiç bir gerçekliğinin olmadığını anlar ve hemen değişime giderdi. Çünkü doğru zamanda doğru karar vermek bunu gerektirirdi.
YanıtlaSilİsmail Kartal üç kez gelmesine rağmen finalleri bitiremedi. (Bu sene kadroyu biz kurmadık, yapacak bir şeyimiz yok, gelecek seneyi düşünelim ve şimdiden İsmail Kartal'ı getirelim ekseninden olaya bakıldığında da) sezon bitiminde sonuca ulaşılamadığında, ''4. kez geldi ama yine olmadı'' ikilemiyle İsmail Kartal yine tartışılacak noktaya gelecektir. Kaldı ki kendisine sabredilse ve asıl amaç yeni sezonun planlaması olsa bile Krunic israrı gibi yanlış transferlerle Fenerbahçe'nin daha fazla kaybedecek zamanı da yoktur. Bu yüzden Fenerbahçe aidiyat falan aramamalı, işi ehline verip doğru adımları alelacele atmalıdır. Türkiye'de (8 kere ile) en çok şampiyonluğa ulaşmış Terim'i getirmelidir. Neden? Çünkü Terim sadece dominant oyunla değil, özellikle teknik kapasitesi yüksek futbolculara savunma yaptırmak ile de meşhurdur. Eğer eldeki kadro düz futbolculardan kurulmuş olsaydı Terim'i önermezdim. Lakin şu anda (yabancı olmadığı için) hem Türkiye'yi bilen hem de Fenerbahçe'nin kadro yapısına muazzam derecede uyum sağlayabilecek ve bu yüzden de hedeflenen başarının ötelenmeyeceği, bu sene bile sonuç alınabileceği bir adaydır Terim. Aidiyatla tek maçlık olağanüstü performans sergileyebilirsiniz fakat şampiyon olmak için mevcut kadro ve teknik adamın uyuşması ve işin şansa bırakılmaması, işin tamamen ehline verilmesi gerekiyor. Fenerbahçe'nin arzu ettiği dominat futbolu oynatabilecek ve eldeki kadrodan da optimum şekilde yararlanabilecek en güçlü aday bence Terim'dir. Eğer Saran, bu senenin de heba olmasını istemiyorsa Terim'i takımın başına hiç zaman kaybetmeden acilen getirmelidir.
Saran daha önce doğru zamanda doğru kararlar alınamadığı gerekçesiyle Ali Koç'u eleştiriyordu. Eğer ''henüz daha ligde yenilmedik'' safsatasıyla olaylara sonuç odaklı bakılacak ve bu yüzen de Tedesco'ya zaman ayırılacaksa, Fenerbahçe'ye ve bu camiaya yazık eder. O zaman Ali Koç'tan ne farkı kaldı, o zaman neden geldi? Sadece birlik beraberlik vurgusu yapabilmek için mi? İsterse tüm camia her gün tek yürek olsun, yukarıda anlattığım saha içi yanlış teknik hatalar yapıldığı sürece dediğiniz gibi 2.'lik bile hayal olur. Fenerbahçe Başkanı camia ile inatlaşmamalı, geleceği biraz olsun öngörebilmeli ve en doğru adımı, en doğru zamanda atabilecek seviye, vizyon ve cesarette olmalıdır.
Zamanında Mustafa Denizli gelmiş ve Fenerbahçe'yi şampiyon yapmıştı. Bu açıdan baktığımızda Fatih Terim neden olmasın? Sonuçta Türkiye'de en çok şampiyon olmuş isim. Ülke futbolunu ve saha içi dinamikleri çok iyi biliyor. Teknik futbolcuları yönetmeyi ve onlardan nasıl verim alacağını da çok iyi biliyor. İşin ehline verilmesi noktasında size katılıyorum. Sadece Fenerbahçeli diye Aykut-Volkan ikilisinin Fenerbahçe'nin başına getirilmesine karşıyım. Aykut defansif bir hoca. Mourinho'nun 4'lü savunma oynatan hali. Sanırım en son 5 yıl önce Başakşehir'i çalıştırmış ve Başakşehir'i, kendi seviyesinin bile altına sokmuştu. Volkan desen son haftalarda istifasını vermeseydi Hatay'ı küme düşürecekti. Bir hoca hangi takımı çalıştırırsa çalıştırsın, kaybetmeme üzerine kurulu bir anlayışla bir takıma kişilik kazandıramaz. İsmail Kartal bu açıdan daha doğru bir isim fakat onun da garantisi yok. Fenerbahçe milyon eurolar harcadı. Maksat, bu oyunculardan bir an evvel çıkıp, seneye şampiyon olacak bir kadroyu sil baştan kurarak bu seneyi heba etmeyi peşinen göze almak olacaksa, o zaman Fenerbahçe'nin parasına ve boşa geçmiş 1 yılına yazık olur. Amaç, mevcut materyallerden maksimum verim alabilmeyi hedeflemek ve değişimi de yıllara yayabilmek olmalıdır. Aslında bu durum iktisatta ve hayatın diğer alanlarında da böyledir.
Sil6 puan fark kapanmaz değil fakat Tedesco ile kapanmaz. Yönetimin bu gerçeği görmesi ve bu seneyi de heba etmemesi gerekiyor. Oyunculara gerçek anlamda dokunabilecek bir ismi takımın başına getirmesi gerekiyor. Bence de en doğru aday Terim. Çünkü dediğim gibi oyuncuları yönetmeyi, onlardan maksimum verim almayı ve saha içi dinamikleri çok iyi biliyor. Hangi takımlı olduğu beni ilgilendirmiyor. İşini yapsın yeter. Sonuçta Mustafa Denizli de işini yapmış ve Fenerbahçe'yi şampiyonluğa ulaştırmıştı. Hangi takımlı olduğuna girersek işin içinen çıkamayız. Sonuçta Tuncay Şanlı ve Rüştü Rençber de Galatasaraylıydı fakat mesleklerini en mükemmel şekilde yapmışlar, aldıkları maaşın hakkını sonuna kadar vermişlerdi. Kaldı ki yabancı futbolcuların hiç birisi de doğuştan Fenerbahçeli değil. Fakat biz onlardan neyi bekliyoruz, mesleklerini en mükemmel şekilde yapmalarını bekliyoruz. Aynı mantık Fatih Terim için de geçerli olmalıdır. Duygusal düşünmemeli, gerçekçi düşünmeli, gerçekçi olmalıyız.
Değerli Hocam, sorunu tespitinize de çözüm önerinize de aynen katılıyorum.
YanıtlaSilMilli takım arası tam çözüm zamanı. Hoca ve bu oyuncuları aldıran sportif direktör gönderilmeli. İsmail Kartal ile anlaşılmalı
Mert Hakan, İrfancan Kahveci, İrfancan Eğribayat kadro dışı bırakılıp devre arasında takımdan gönderilmeli.
Syzmanski, Ennesry, Talisca, Fred zararında olsa gönderilmeli. Yerlerine atletik, genç, gelecek vaadeden, uygun bedelli oyuncular alınmalı.
Fenerbahçe’lilerden oluşan, sağlam bir scout ekibi kurulmalı.
Gürkan Kubilay, Erdal Vahid, Berk Bekgöz gibi akıllar, Fenerbahçe futbol ekibine bir şekilde DAHİL edilmeli.
Zararın neresinden dönülürse kârdır.
Saygılarımla
Hocam tespitleriniz çok yerinde. Benim de fikrim şudur ki mutlaka yerli bir teknik direktörün gelmesidir. Çünkü ligimizi bilmesi ve futbolcuları tanıması açısından çok önemli bir hamle olur. Alternatifi olmasına rağmen sürekli aynı oyuncularda ısrarcı olmak akıl tutulması gibi bir durum. Neden Nesri yerine Cenk tosun oynamaz. Neden Levent mercan sol bekte denenmez. Bu oyuncuların süperlig tecrübesi olmasına rağmen.sadettin başkanın hepimizin gördüğü bu gerçekleri görebildiğini ve oluşan bu tabloyu düzeltebilicek cesaret ve tecrübeye sahip olduğuna eminim. Saygılar
YanıtlaSilFutbol dışı bir yazı. Nostaljik bile denebilir. 40 yıl önceki futbol köşe yazıları tadında
YanıtlaSilHocam başkanın ilk tutarsızlığı Gokhan Gönül konusunda oldu.Ne teknik direktörün arkasinda ne de Gokhanin arkasinda durabildi.idare ederek idareci olunmaz.
YanıtlaSilBu denklemin herhangi bir yerinde Aykut kocaman yoksa , çözülmesi imkansız hocam.
YanıtlaSilFutbol işi boş iş. Bu mu yani derdimiz ?
YanıtlaSilMahfi bey merhaba,
YanıtlaSilDaha önce bir öneride bulundum.F.b futbol şubesini kapatsın. Tenis oynasın. Güreş yapsın. Olmuyor. Türkiye'de futbol
cazibesini çoktan yitirdi. Kumar sektörü ve ülkenin siyaset sıkıntısı nedeniyle can çekişerek devam ediyor. Sizin affınıza sığınarak fanatik olduğunuzu ve bu konuda gerçekleri göremediğiniz düşünüyorum. Efendim eskrim oynasın. Niçin futbol. Ülke gelismedikce önce Avrupalıların simdi de Afrikalıların çöplüğü oldu. Düzelmesi mümkün değil. Voleybol ve diğer branşlar da bozulacak.
Hocam herkesin unuttugu konu Ismail hocanin en cok puan topladigi yil, FB ve GS harici butun takimlar cok zayif ve kalitesi dusuktu. Bu da ismail hocayi cok basariliymis gibi gosteriyor.
YanıtlaSilHocam, FB bize ızdırap dan başka bir şey vermiyor. Uzun zamandır FB maçlarını üzülmemek için seyretmiyorum. Neden GS ın Liverpoll' a karşı oynadığı gibi baskılı ve inanarak, yürekle oynamiyor benim takımım diye üzülüyorum. Maalesef bu kafayla gidilirse FB den bir cacık (ki sarımsaklı cacığı cok severim) olmaz...
YanıtlaSilNice'e karşı oynanan oyunu görmedin sanırım. GS-Liverpool maçından çok daha baskılı bir oyun vardı .
SilAltyapı konusunda kesinlikle size katılıyorum Fenerbahçe'nin Tarık Çetin gibi Fenerbahçe ruhu ile oynayan futbolculara ihtiyacı var. Ne yazık ki hiçbir yönetim bunu göremiyor sürekli Yıldız transferiyle çözmeye çalışıyor ki aldıkları futbolcular Yıldız değil köşeye atılmış eski yıldızlar.
YanıtlaSilHocam futboldan anlamam. Ofsayt nedir bilirim ama kim hangi ligde oynar, inanın hiç bilmem, izlemeye değer de bulmam. Ama bir şey dikkatimi çekiyor: Ne zaman bir maç olsa, sokaklar susuyor, ekranlar bağırıyor. Herkes bir şeyin peşinde koşuyor, kimisi golün, kimisi oranların, kimisi o anlık kaçışın...
YanıtlaSilOysa sahada top dönerken, perde arkasında başka oyunlar oynanıyor gibi. Bahisçiler oranlarıyla, markalar reklamlarıyla, yöneticiler kendi çıkar hesaplarıyla. Taraftar ise hep aynı tribünde: umutla başlayıp, yenilgiyle susan.
Kaybeden hep o yani halk. Çünkü o sadece maç izlemiyor, aynı zamanda kendi umudunu en değerli varlığımız olan ve asla geri alamıyacağı zamanını da bahse koyuyor.
Belki de futbol, tıpkı kapitalizmin o parlak vitrinleri gibi… Gösterişli, gürültülü, ama sonunda hep aynı sonuç: birileri kazanırken, çoğu kaybediyor.
Kimin kazandığını bilmiyorum ama kimin kaybettiği çok belli.
Kim kaybediyor?
Silİsmail Kartalı görene kadar ciddi ciddi okuyordum. Ben Galatasaraylıyım bu arada. Getirin isoyu işimize gelir. 99 puanlı hocayı neden gönderdiniz ki?
YanıtlaSilTeknik direktör tercihinizi cok takdir ettim. Aykut hoca canımız ama Mourinhonun laciverti. Cok defansif oynatır. İsmail hocayı gerçek tam sezonda ben de izlemeyi cok isterim
YanıtlaSilÜstad yine tespitlerin her konuda olduğu gibi burada da çok yerinde. Bir Beşiktaş analizi de biz isteriz :)
YanıtlaSilBeşiktaş analizi gelirse Bursaspor analizi de olmalı. Bu iki takımın rekabeti bambaşka.
SilHocam bence siz sade bir taraftar olarak Fenerbahçe'yi izlemekle yetinin. Yorumlarınızın büyük çoğunluğu yanlış ya da hatalı.
YanıtlaSilHocam, dönüp dolaşıp "Sigara ve Fenerbahçe" noktasına geldiniz! Öyle ki, bir Beşiktaşlı olarak kendi dertlerimi unutup Fenerbahçe'yi düşünür oldum ben de. Bunun sebebi, bizim gerçek ve saygıyı hak eden rakibimizin Fenerbahçe olması. Futbola geçmeden şöyle düşünmek lazım bence: Olimpiyatlara katılan sporcularımıza bakın; en çok hangi kulübün sporcuları var? Fenerbahçe'nin. Neredeyse her dalda elit sporcuları kim destekliyor? Fenerbahçe. Takım sporlarında, futbol hariç, en başarılı kim? Fenerbahçe. Özetle, Türk sporuna son 20 yıldır en çok kim destek oldu ve oluyor? Fenerbahçe. Sonuç olarak, dünyanın en büyük kulüplerinden biri Fenerbahçe ve sicili diğer sarılı rakibine göre gerçekten temiz.
YanıtlaSilFutbola gelirsek, size pek katılamıyorum. Kadro sizin düşündüğünüz kadar kötü değil. Fenerbahçe başarılı olduğu her dönemde üst seviyede kaleciye, stopere, 10 numaraya ve santrfora sahip oldu. Şu anda kalecileri iyi, Skriniar gibi bir stoperi var, lakin santrforu sorunlu, 10 numara denecek oyuncusu yok. Bence GS'a Osimhen sorun, Fenerbahçe'ye Talisca yük ve En Nesyri dert olacak. Duran dönmezse 1 iyi santrfor, bir iyi ofansif sert orta saha ve Skriniar'ın yanına hızlı bir sstoperle bu ligi kaldırır bu takım. Mental yorgunluktan kurtulmak lazım camia olarak.
Beşiktaş'ı sorarsanız, henüz teşhis aşamasına bile gelemedik maalesef!
Yöneticiler birlikte çalıştığı ekiplere mazeret verebilecekleri malzeme vermez. FB başkanı kabahati “yapı”, TFF, hakemler olduğunu her fırsatta söyledikçe Mourinho ve futbolcular beceriksizliklerine hazır mazaret teşkil etti. Başkanın kendi ekibine oynamaları için baskı yapıp, mazeret kabul etmemesi gerekirdi, o tersini yaptı mazereti onlar adına söylenip durdu. AÇ
YanıtlaSilFenerbahçe'nin başarısızlığının temel nedeni gerçeklerden kopukluktur. Hem taraftar , hem de yönetici bazında. Fenerbahçe uzun yıllar Türkiye'nin en büyük, en başarılı, en çok gelire sahip ve en çok taraftarı olan kulübüydü.
YanıtlaSilAncak son 40 yılda bu durum değişti. Özellikle GS'nin 80'lerin sonunda başlayan,90'lardan 2010'lara kadar ara ara devam eden Avrupa başarıları Türk haklı nezdinde GS sempatisini artırdı ve taraftar kitlesi önce FB ile eşitlendi. Son 20 yılda ise üstünlük GS'ye geçti.Son 5-10 yılda ise GS taraftar sayısında farkı iyice açtı.(Herkes farklı bir rakam verebilir, ama tüm anketler, sosyal medya takipçi sayıları , etkileşim oranları hesaplandığında ben 1.5 katı gibi bir oran buluyorum)
Bu durum gelir konusunda GS'nin farklı bir noktaya ulaşmasını sağladı.Ayrıca sosyal medyanın da yaygınlaşmasıyla GS yüksek taraftar sayısını , bir etki gücü olarak da kullanmaya başladı.
Fenerbahçe hala direniyor, çünkü 40 yaş üstü taraftar kitlesi hala güçlü ve GS ile parasal anlamda rekabet edebilmesini sağlıyor. Ama bu trend devam ederse , bu parasal rekabeti de devam ettiremeyecek ve ezeli rekabette daha da gerilere düşecek bir noktaya gelmesi kaçınılmaz olacak.
Yapılması gerekenler;
-GS'yi reaksiyoner olarak takip etmekten vazgeçmeli .Onlar Icardi aldı,biz de Dzeko alalım, onlar Osimhen aldı, biz de Duran alalım. Bunu bırakmalı .Kendi futbol stratejisi, oyun aklı olmalı.
-Çok para harcayarak GS ile rekabetin sürdürülemeyeceği ortada.Dolayısıyla GS 'nin tam tersi olarak kendi yeteneklerini çıkarmalı.FB yaşlı, doymuş oyuncuların değil, başarıya aç oyuncuların durağı olmalı.
-Avrupa, Avrupa, Avrupa. Her şeyiyle Avrupa başarısını istemeli, hedeflemeli, vizyonunu oraya koymalı. Başarısızlık kısır döngüsünü kırmanın ve toplumdaki sempatisini artırmanın tek yolu bu. Önümüzdeki yıllarda alınacak bir Avrupa Kupası tüm bu süreci tersine çevirecektir.
-Eleştiri kültürü geri gelmeli. 27 yıl boyunca sadece 2 başkanın yönettiği kulüpte bu kültür yok oldu sayılır. Şimdi gerçeklerden kopuk, biz iyiyiz ama yapı var söylemlerinden , biz iyi değiliz , neden değiliz ,kim sorumlu söylemine geçmek gerekiyor. Ali Koç'un seçimi kaybetmesi olumlu olsa da , henüz eleştiri kültürü geri geldi diyemiyoruz.
-Allahaşkına şu amatör branşlarda iyiyiz geyiği bırakılmalı.Fenerbahçe taraftarı uyutan, gerçeklerden koparan bir afyon etkisi göstermekten başka bir işe yaramıyor. Hayır, amatör sporlardaki başarı futbola kopyalanamaz, çünkü futbol çok daha devasa yatırımlar gerektiren , paranın yanında uzun vadeli stratejlerin, köklü bir geçmişin , geniş ve ateşli bir taraftar kitlesinin,güçlü bir yönetim becerisinin başarı için olmazsa olmaz olduğu bir branş. Diğer branşlar da BÖYLE BİR GEREKSİNİM YOK. Parası olan ve bu branşlara yatırım yapmak isteyen bir şirket , sıfırdan bir kulüp kurup kısa sürede başarıya ulaşabiliyor. Futbolda bunun imkansız olduğunu anlatmama gerek yok sanırım.
Fenerbahçe amatör branşlarda , GS gibi kulüp repütasyonuna yakışacak ancak bütçesinde açık oluşturmayacak şekilde var olmalı.
-3 Temmuz, Yapı, 28 şampiyonluk vb gibi söylemler terkedilmeli.Bütün bir camiayı edilgen, pasif ve karamsar bir ruh haline sokan bu toksik söylemler yerine pozitif söylemler geliştirilmeli.
Maalesef, ne camiada ne kulüpte bu önerileri dikkate alacak bir vizyon göremiyorum ama hocamız vasıtasıyla ben de buraya not düşmüş olayım istedim.
Futbolu saadet zinciri olarak görüyorum . Zincir her zaman kopabilir .
YanıtlaSil120 Yıllık kulübün bir genetiği, bir yol haritası, bir kurumsal hafızası, bir ruhu olmalı. Ki olduğunu kabul ediyoruz. O zaman iyi işlemeyen birşeyler var. Ya virüs, Ya harita kayıp, Ya değiştirilmiş, Ya hafıza kullanılamıyor, Ya dumura uğramış vs.vs...
YanıtlaSilNene, Tedesco, Ederson, Szymański, İsmail Hocama gelene kadar bir çok şey yazabiliriz.
İşte bazıları;
nedir Fenerbahçe? Vatandır. Bir top peşinde koşturmak için kurulmayan, cephede savaşan askerdir Fenerbahçe. Yeni kurulan takıma ilk formasını alan, amatör takımlara malzeme dağıtan, maddi zorluklar yaşayan takımlara yardımlar yapan, depremlerde, kömür ocağı facialarında devletinin, halkının yanında olan kardeştir, dosttur, vatandaştır, Ülkesinin gururu, kısaca Türkiye'dir Fenerbahçe.
Peki ne değildir Fenerbahçe?
Ülkesine, vatandaşına, takımlara, taraftarlarına, hakemlere, kurumlara vs. düşman değildir, hain değildir, kindar değildir, antipatik değildir, sadece futbol hiç değildir Fenerbahçe. Eğer öyledir deniyorsa şampiyon olsa ne yazar.
Madem Büyük Fenerbahçeyiz, madem şanslıyız, madem, efsaneyiz. O zaman kendimize yakışanı yapmalıyız. Onunla, bununla, şununla uğraşmadan, sporun birleştirici gücünü arkamıza alıp, köprüler kurmalıyız, barışmalıyız, kucaklamalıyız, nefret dikenlerini biçerken, yerine sevgi tohumları ekmeliyiz, el uzatmalıyız, tebessüm etmeliyiz, kırmamalıyız, kırılmamalıyız. Alkışlamalıyız, kınamamalıyız, düşeni kaldırmalıyız. Çünkü Biz Işığız, Biz aynayız, Biz vitriniz, Biz Kanaryayız, Biz Meşeyiz, Biz Fenerbahçeyiz, Biz Bayrağız.
Hangi yönetim, hangi teknik direktör, hangi oyuncu gelirse gelsin önemli değil. Yol haritası bu, genetiğimiz bu, bakın geçmişe hafızamız bu ve bakın O Ruh bu.
Fenerbahçe Sevgidir. Şampiyon Fenerbahçedir.
Merhaba hocam sizi arkadasım söyledi de merak ettim okudum yorumlarınızı hepsine olmasada çoguna kayılıyorum en başta İSMAİL KARTAL yorumunuza katılıyorum kendini geliştiren bir hoca her geldiginde üstüne koyan hoca FENERBAHÇE yi izlerken keyif aldıgım tek hoca en sevdigim başarılı buldugum hoca derbilerde rakipleri ezen hoca kim gelirse gelsin başarılı olamaz tek çare İSMAİL KARTAL saygılarımla hocam
YanıtlaSilSaadettin Saran'ın ilk yapması gereken 5 yıldız saçmalığından vazgeçip, 3 yıldızlı formaya geri dönmek olmalıdır. Bu küçüklük değil, yanlış vizyonlu bir kulüp yönetiminin aşağılık kompleksinden kurtulup Fenerbahçe'yi gerçekçilikle yönetebilmektir. Nasıl ki başarısızlıkta sıralı bahanelere sığınmak bir acziyetse, Türkiye çapında profesyonelliğe geçmeden önce mahalli lig şampiyonluklarından medet ummak da bir acziyettir. Tüm camiaya bu gerçekçilik mesajının verilmesi gerekiyor. Fenerbahçe'nin resmi olarak 19 şampiyonluğu olduğu için ilk şampiyonlukta 4 yıldıza kavuşulmuş olunacak. Fakat bu yeterli değil, camiaya, önümüzde daha çok yol var, sürdürülebilir başarı için daha çok çalışmalıyız mesajı verilecek. Asıl önemli olan da budur. Gerçekçilikle hareket edip, hedeflere odaklanmayı ciddileştirmektir. Biz hep TÜİK'in durum tespiti yaparken gerçekçilikten uzak olduğunu söylüyoruz. Yanlış tespit yapıldığında bunun sonuçları da emekli maaşlarına varıncaya kadar yansıyor. Fenerbahçe önce geçmiş yöneticilerin yanlışlarından arınmalı, durum tespitini doğru yapmalıdır ki hedeflere ulaşabilmek için azami gayret sarfedilsin.
YanıtlaSilSayın hocam
YanıtlaSilYapmış olduğunuz tespitler çok yerinde ve doğru, bence kırmadan dökmeden makinesız röntgen çekmişsiniz, kaleminize sağlık saygılarımla.
Tüm mektuplarınız gerçekten iyi ve detaylı mektuplardı Mahfi bey ta ki bugüne kadar. Burada direkt olarak zaten 50 kafadan ses çıkaran, kendine göre fikir veren bir gruba siz de dahil oldunuz. Hoca olarak iç dengeler bilmeden isim vermeniz ve kadrodaki bazı futbolcuları silmeniz yanlış. Bütün futbolculardan verim alınır. Açıp tekrar Feyenoord maçını seyretmenizi öneririm. Hepsi deli gibi mücadele etti. Neden durdular buna bakmak lazım. Neyse sonuç olarak birçok fikrinize katılmama rağmen, degajla oyuna başlakam, symanzki yi yollamak, İsmail i getirmek gibi konularda mektubunuzu doğru bulmadığımı, fakat transfer politikasında fikirlerinize katıldığımı belirtmek isterim. Mektuplarınızın genel fikirlerinizi yansıttığı isimsiz dönemlere dönmek umuduyla. Saygılar sunarım..
YanıtlaSilDeğerli hocam,değerlendirmelerinize katılıyorum ilaveten bu bloğda ekonomi için sıkça belirttiğiniz Hukuk ve adaletin olmazsa olmazı sporda (özellikle futbolda) da maalesef karşımıza çıkmaktadır.Evet yanlış hoca,yanlış oyuncu,hatalı oyun sistemi,başkan,yönetim VS hataları her kulüp de görebiliriz,tabi ki bu Fenerbahçe olunca çok daha öne çıkıyor.Eskiden hakem hataları,kararları ufak ve küçük çaplı iken son yıllarda aleni bir şekilde açık açık bir taraf lehine devam etmektedir,olayı sadece hakemler değil, Var,yayıncı kuruluş, bir kısım medya VS etkenler de aktif halde yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Malesef eşit koşulların olmadığı bir yerde başarılı olma şansınız kimi getirirseniz getirin olmaz
YanıtlaSilMahfi Hocam, bu değerli mektubunuzu ancak bugün okuyabildim! Yeni yönetime yönelik tavsiyeleriniz ve değerlendirmeleriniz çok kıymetli. Duygu ve düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz. Mektubunuz için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilOyuncu eleştirilerinizdeki Semedo haricindeki hepsine katılıyorum, özellikle Symanski ve Nene.
YanıtlaSilBaşa oynayacak bir takımda stoper tandeminin oturması çok önemlidir. Eğer tandemi oturtamazsanız başa oynayamazsınız. Saha içinde ilk çözülmesi gereken konu bu. Ben olsaydım hiç düşünmeden Skriniar - Edson Alvarez ikilisi oynatırdım. Çünkü Skriniar birçok partnerle oynadı fakat Arabistan'a giden Yusuf hariç kimseyle uyum yakalayamadı. Alvarez, basit, gösterişsiz fakat doğru oynayan önemli bir futbolcu. Meksika Milli Takımı'nın kaptanı ve stoperde de oynayabiliyor. Bir de orta sahada iki 6 numara ile oynamak (hem İsmail hem Alvarez) Fenerbahçe'ye yakışmaz. Bundan dolayı da Alvarez'i geride oynatmayı tercih ederdim. Sağ ve sol bekte ise stratejim şu olurdu. Birisi daha dengeli ve kademeye girebilecek (Oosterwolde) diğeri ise daha hücumcu ve öne çıkabilecek (Oğuz Aydın) olurdu. Çünkü diğer alternatiflerden sol bekte Levent Mercan temassız, Archie Brown ise çok dengesiz. Sağ bekte de Mert Müldür kademeye giren fakat dengesiz, Semedo ise ileri yaşından olsa gerek o hattı ileri-geri kullanamayacak derecede temposuz.
YanıtlaSilOrta saha ve forvete geldiğimizde ise 6 numara direkt İsmail Yüksek. 8 numara mecburen Fred çünkü başka 8 yok. Hem İsmail Kartal döneminde İsmail - Fred ikilisinin oynama alışkanlığı da var yeter ki diğer parçalar doğru tamamlansın. Sol kanat Asensio. Oyunun kurulumu buradan gerçekleşecek ve Asensio soldan merkeze yöneldiğinde (ki bunu yaptığında çok etkili şutlar atabiliyor) bu esnada Oğuz Aydın da önündeki boş koridoru kullanmış olacak. Sol kanat Kerem. 10 numara Talisca. Aslında Talisca özellikle fiziksel açıdan yetersiz fakat Szmanski de çok etkisiz. Bu yüzden Talisca bir adım öne çıkıyor. Santrafor ise artık dönmesi beklenen Jhon Duran. Çünkü hem En Nesyri'ye göre bireysel becerisi daha yüksek hem de özellikle kaleyi tam karşıdan gördüğünde çok etkili şutlar çekebiliyor, sadece hava toplarına bakmıyor. Şurası çok açık ki şampiyonluğa oynayan bir takımın forveti En Nesyri olamaz. Çünkü başa oynamak için santraforun çok daha komple bir futbolcu olması gerekir.
Bu yazdığım kadro iyi bir oyun planı ile bence herşeye rağmen iş yapar. Ne var ki Talisca'nın defansa yardımı eksik kalacağından İsmail'in her maç yüksek performansla oynaması gerekiyor. Tedesco eğer savunma oyuncularını değiştirmez, forveti yenilemez ve Talisca ile Asensio'nun ikisini birden merkezde kullanmaya devam ederse geçmiş olsun. Hele ise Szmanski'de israrcı olursa eyvah eyvah.
Saadettin Saran sanırım önümüzdeki ay 10 Kasım'da başlayacak milli araya kadar Tedesco'ya süre vermeyi düşünüyor. O zamana kadar Fenerbahçe 6 maça çıkacak. Fakat benim tahminim Tedesco'nun bu 6 maçı göremeyeceği, 23 Ekim'deki Stuttgard maçından sonra gönderileceğidir. Çünkü ben hiç bir Alman takımının, problemli bir takımı yakalamışken eli boş döndüklerine şahit olmadım. Tedesco eğer bu oyun anlayışını değiştirmezse, Fenerbahçe Stutgard'a çok farklı yenilebilir ve Saadettin Saran da baskılara daha fazla dayanamayıp bir hafta sonraki Beşiktaş deplasmanına farklı bir hoca ile çıkabilir. Bu hocanın kim olacağını ise bence şu anda Saadettin Saran'ın kendisi de bilmiyor. Çünkü seçimden önce Conceiçao dedi sonra Aykut-Volkan ikilisine sıcak baktı sonra Volkan'a saha dışı görev vermek istedi. Kararsızlık diz boyu. Ortada ne sağlam bir plan var ne de şekli şemali belli bir futbol aklı var. Korkarım ki Ali Koç döneminden farklı hiç bir şey olmayacak. Bana sorarsanız ben en iyi izlenimi bırakması açısından İsmail Kartal'ı (popülizm), taktik deha açısından Daniel Farke'yi (pragmatizm), kısa vadede şampiyon olmak için Fatih Terim'i (realizm), uzun vadede daha güçlü bir oyuna sahip olabilmek için de Roger Schmidt'i (idealizm) getirirdim. Üzücü olan şu ki, bu dört seçeneği Saadettin Saran'a sunsak bence yine karar vermek için zorlanacaktır. Oysaki Fenerbahçe Başkan'ı gelir gelmez sorumluluk almalıydı.
Asensio sağ kanat yazacaktım. İrfan zaten hem kadro dışı hem de 3 hafta sakat. Ne var ki Tedesco için sağ kanadın en büyük alternatifi Nene'den ziyade Szmanski olması kuvvetle muhtemel. Hangi hoca gelirse gelsin, (1) sayısının çarpımı gibi etkisiz eleman olmasına ve sahada hiç bir varlık gösterememesine rağmen kadroda bir şekilde kendisine yer buluyor.
SilHocam çok büyük iktisatçısınız.Spora düşkünlüğünüzü biliyoruz.Gözlemleriniz,tespitleriniz ve önerilerinize katılmamak elde değil.Sanki Fenerbahçe de kasıtlı bir el var her şeyi kulüp aleyhine yapıyor.Ali koç dönemi maalesef 3 temmuzdan daha fazla zarar verdi kulübe.Herkesin gördüğü bildiği şeyleri sürekli tekrarlaması akıl işi değildi.
YanıtlaSil21 yaş altı futbolcuları oynatmak ve onları geliştirmek oldukça sabır isteyen, zorlu bir süreç. Bizde altyapı eğitimi yeterli düzeyde olmadığı için bu süreç sadece yarışmacı kimliğimizi değil, futbol kalitemizi de olumsuz etkileyecektir. Örneğin Can Uzun, 16 yaşında Fenerbahçe'ye gelseydi, bugün Almanya'da ulaştığı seviyeye gelmesi pek mümkün değildi. Çünkü Almanya'da temel futbol eğitimi çok daha sistemli veriliyor. Topla ne zaman buluşmalı, ne zaman pas vermeli, nasıl pozisyon almalı gibi konular oyunculara kusursuz şekilde öğretiliyor.
YanıtlaSilİlkay Gündoğan’ın aşağıdaki videosunda görüldüğü gibi, üst düzey oyuncular top kendilerine gelmeden önce ve geldikten sonra çevre kontrolünü yapıp buna göre pozisyonlarını ayarlıyorlar. Bizdeyse hala oyuncular topa odaklı oynuyor ve doğaçlama reaksiyon veriyorlar. Çünkü alt yapıları eksik kalmış. Yusuf Akçiçek gibi yetenekli oyuncuların parlaması bizi yanıltmamalı; evet, gelişiyorlar ama eğitim yetersiz olduğu için gelişimleri de doğru tamamlanmış olmuyor. Aksi olsaydı ilk durağı Suudi Arabistan değil, muhtemelen Avrupa olurdu.
Arda Güler örneğine gelirsek, Real Madrid onu olağanüstü yeteneği için aldı ama gelişmesi gereken çok yönü olduğunu biliyordu. Arda’nın şanssızlığı, temel futbol eğitimini Türkiye’de almış olması. Eğer bu eğitimi Avrupa’da alsaydı, bugünkü değerinin çok daha üstünde olurdu. İki yaş küçük olmasına rağmen Bellingam’ın üçte bir değerinde olmazdı. Dikkat ederseniz, Real Madrid teknik direktörü de neredeyse her maçtan sonra Arda’nın gelişmekte olduğunu vurguluyor. Çünkü son derece yetenekli olsa da eksik yönleri açısından raporu en uzun olan futbolcu da Arda. Ne var ki bu gelişim beklentisine iyi yanıt verdi. Fakat Fenerbahçe’de kalmaya devam etseydi, muhtemelen İrfan Can Kahveci gibi belli bir noktaya ulaştıktan sonra daha fazla ileriye gidemeyecek ve eksik yönleriyle birlikte yerinde sayacaktı.
Bu yüzden 12+2 kuralındaki ana hedef +2’nin şartlarını belirlemekten ziyade 12’nin şartlarını belirlemek olmalıydı. Çünkü yabancı bir futbolcu bize 18 yaşında geldi diyelim, bizde gelişimini tamamlayamayacak ki. Sonunda kaybolup gidecek. Bu çerçevede, 23 yaş üstü (gelişimini tamamlamış) ve 29 yaş altı (bu yaşa kadar pik seviyeye ulaşmış ve temposunu da kaybetmemiş) futbolcularla ilerlemek, Avrupa ile yarışabilme noktasında daha sağlıklı olabilirdi. +2’nin de 23 yaş altı oyuncu olması yerine, 30 yaş üstü oyuncularla sınırlandırılması daha mantıklı olurdu. Çünkü Tadic ve Dzeko gibi 30 yaş üstü oyuncuların artması temponun düşmesine neden oluyor.
Sonuç olarak, biz genç oyuncu yetiştirme konusunda Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Gençleri doğru yetiştirip onları komple bir futbolcu yapabilecek bir ülke değiliz. Mesela Barış 23 yaş üstü olmasına rağmen hala topla ne zaman vedalaşacağı hususunda kararsız kaldığı için eleştiriliyor. Çünkü alt yapısı eksik. Milli Takım'daki oyuncuların büyük kısmının da Avrupa altyapısından çıkması bir tesadüf değil. Eğer Avrupa ile rekabet edeceksek, doğru eğitim almış, gelişimini tamamlamış ve tempolu oyuncularla ilerlemeliyiz. Altyapımızdaki gelecek vadeden genç oyuncuları ise gelişimlerini tamamlamaları için hiçbir ticari kaygı gütmeden, Avrupa’ya kiralamalıyız. Oyuncunun bir sonraki satışından da yetiştirme bedeli olarak %10 pay vermek uzun vadede daha karlı olacaktır. Çünkü biz zaten yıllardır beri bu doğru eğitimi veremiyoruz.
https://www.youtube.com/shorts/fbvdCGxxUBQ