Güvenli Liman: Altın ve Gümüş

Güvenli liman deyimi bir hukuk deyimidir. Uluslararası deniz hukuku gereğince fırtınadan veya kötü hava koşullarından korunmak isteyen ya da başka bir nedenle sıkıntıya giren bir geminin bir limana sığınması önlenemez. İşte bu tür sığınılan limanlara güvenli liman denir.

Güvenli liman deyimi finans alanında, risklerin arttığı, piyasaların karıştığı dönemlerde değerini koruması beklenen yatırım araçlarını tanımlamak için kullanılıyor. Altının güvenli liman olarak kabul edilmesi rezervinin az olması, istendiği kadar çoğaltılamamasından kaynaklanıyor. Dünyada bugüne kadar çıkarılmış altınların tamamının 250 bin ton dolayında olduğu tahmin ediliyor. Kıt olan her şey gibi altın da değerlidir ve riskler arttıkça insanlar diğer yatırımlarını elden çıkarıp altına dönerler. Son yıllarda gümüş de benzer bir duruma yükselmiş ve güvenli liman olarak altının yanında yer almış bulunuyor.

Aşağıdaki grafik dünya belirsizlik endeksindeki gelişmeyi gösteriyor.

Özellikle Trump’ın ABD Başkanı olarak göreve başlaması sonrasında belirsizlik inanılmaz bir hızla yükselmiş bulunuyor. Belirsizlik artışı risk artışı demektir. Risk artışı da güvenli limanlara sığınmayı artıran bir gelişme demektir. Bunun sonucu olarak altına ve gümüşe talep artmış görünüyor. Bu durumu aşağıdaki tablodan ve grafikten izlemek mümkün:


Altın ve gümüş fiyatları önümüzdeki dönemde nasıl seyredeceği konusunda farklı tahminler var. Dünyada belirsizlik devam ettiği sürece altın ve gümüşün prim yapmaya devam edeceğini öne sürenlerin yanında bu iki değerli metalde balon oluştuğu ve bir düzeltmenin mutlaka geleceğini öne sürenler de var. Aslına bakarsanız zaman zaman düzeltmeler zaten oluyor ama bunlar geçici düzeltme biçiminde kalıyor. Altın ve gümüş değerleri düştüğü yerden yeniden yükselişe geçerek bu düşüşleri kısa sürede telafi ediyor. Örneğin bu hafta Gazze sorunu barışçıl yollarla çözülmeye dönüşünce bu ikilinin fiyatları düştü. Ardından Trump’ın Çin’i yeniden yüzde 100 gümrük vergisi uygulamasıyla tehdit etmesi sonucu altın ve gümüşteki düşüşler hafta sonuna doğru yeniden yükselişe dönerek kayıpları telafi etmeye başladı. Trump işbaşındaysa riskler bazen düşse de genel olarak yükselecek gibi görünüyor.

Altın ve gümüş fiyatları dolarla belirlendiği için bu durum Türk yatırımcısı açısından ikili bir kazanca kapı aralıyor: (1) Altın ve gümüş fiyatları güvenli liman yaklaşımıyla arttığı için kazanç sağlanıyor. (2) Türk Lirası dolara karşı değer kaybettiği için oradan da kazanç sağlanıyor. Dolar düşer altın artarsa ya da altın düşer dolar artarsa kazanç var. İkisi birden artarsa doğal olarak daha fazla kazanç söz konusu oluyor. Ancak hem dolar kuru hem de altın ve gümüş fiyatları düşerse kayıp söz konusu olur ki bu da çok sık görülen bir durum değil.


Yorumlar

  1. Hocam sizce ne olur bu balon patlaması lazım böyle saçmalık olurmu tarihte böyle yükseliş görülmemiş hiçbir şey sürekli yükselmez hiçbir şeyde sürekli düşmez mottosu yalan mı oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Trump, Putin, Netanyahu ve faşizme eğilimli diğer liderlerin olduğu dünyada mevcut durum anormal değil. Bu liderler değişmediği ya da yaklaşımları değişmediği sürece bu değerler kısa süreli düşer ardından yine yükselir. Bunun bir örneğini bu hafta içinde yaşadık.

      Sil
    2. 1919 büyük buhranında da altın ve gümüş 5-6 yıl boyunca sürekli yükselmiştir.

      Sil
    3. Anti parantez belirtmekte fayda var. Türkiye'de döviz pek artmayacak gibi duruyor. Zira merkez bankası rezervleri şu anda 186 milyar dolara çıktı.

      Sil
    4. Merkez Bankası'nın kendisine ait rezervleri 59 milyar dolar. Gerisi bankalara ait ve swaplar.

      Sil
    5. Yani siz Trump'un demokratik düzen yerine aşırı, çarpıtılmış bir ulusçuluğa dayanan bir baskı düzeni kurmayı amaçladığını mı iddia ediyorsunuz? Enteresan.

      Sil
    6. Peki hocam 99 milyar dolar da altın rezervi var. Bu altın rezervinin hepsi merkez bankasına mı ait yoksa bankalara ait olan da var mı?

      Sil
    7. Benim bir iddiada bulunmama gerek yok Trump'ın aynen bu dediğinizi yapmaya çalıştığı açık seçik görülebiliyor.

      Sil
    8. Altın rezervinin de önemli bölümü bankalara ait. Bankalar TCMB'de TL, döviz ve altın olarak zorunlu karşılık ve gönüllü mevduat bulunduruyor. Bunlar hep rezervlerde yer alıyor.

      Sil
  2. Bence herşey üçkağıt Ekonomisi dir. Güven yok güven.

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. Hocam güvenli liman devlet tahvili değilmi?

      Sil
    2. Trump'ın başında olduğu bir devletin çıkardığı tahvil güvenli liman olabilir mi? Ya da benzer durumdaki liderlerin.

      Sil
    3. Burhan Duman11 Ekim 2025 13:33

      Hocam
      ABD nin altın karşılıgı tahvil çikarma olasılığı var mı?

      Sil
    4. Hiç sanmam o zaman doları da altın karşılığı basması gerekir.

      Sil
  4. Ana fikri değiştirmese de, çıkarılmış altınların 1 değil, 3.5 olimpik havuz dolduracağı söylenir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Epey tartışmalı tahminler var sanırım en doğrusu 250 bin ton dolayındaki miktar tahmini. Ben de ona göre düzelttim. Teşekkürler.

      Sil
  5. Hocam selamlar. Altın ve gümüş için düşecek veya balon kısmına katılmıyorum çünkü dolar bazında zaten altın şu an bile piyasaya göre ucuz kalıyor.

    YanıtlaSil
  6. Çin, Rusya gibi bazı ülkelerin merkez bankaları tonlarca altın alıyor, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerde yaşayanlar hem tasarruf hemde ziynet olarak kullanıyor, tarihte ve kutsal kitaplarda ismi geçen bir maden, sahipsi, bitcoin kadar değer görmüyorsa çöpe atacağım.

    YanıtlaSil
  7. Mahfi hocam, altını ons üzerinden ($ ile ) mı gram olarak (TL ile) almak mı daha mantıklı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde gram ile hesaplamak doğru olur. Ons/$ ile hesaplarsak Türk yatırımcının Amerikalı ya da Avrupalı yatırımcıdan farkı olan kur kazancını ihmal etmiş oluruz.

      Sil
  8. Ercan Yılmaz11 Ekim 2025 12:41

    Altına balon diyenler vaktinde hamle yapmakta geciktiği için pişman olanlardan başkası değil. Güvenli liman olmanın dışında ABD her sıkılaşma politikasından sonra fazlaca dolar basıp dolar enflasyonuna sebep oldu şimdi yine böyle bir süreçten geçiyor faiz indirimleri başladığında ons altın daha da tırmanacak bence altın belirsizliği değil doların değer kaybını fiyatlıyor.

    YanıtlaSil
  9. Hocam süreç neyi gösteriyor?

    YanıtlaSil
  10. Yatırımcı mantığıda doğru ama Almanya'nın Münih şehrinin bilmem ne köyünde yaşayan biri için altın biriktirmesi mantıklı değil. Altın işi dünyada batıdan doğuya gittikçe büyüyor. Onlarında ekonomik ve yönetimsel halleri belli.. Devlet halk için varolmadığından ,halk da kendi önlemini alıyor. Ayrıca bu fiyatı ile herkesin sahip olamayacağı bir şey. Tenik olarak altın dünya nüfusunun %90 nı ilgilendirmeyen,ilgilendirse de yapabilecek bir şeyinin olmadığı bir konu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş ülkelerde altını biriktirenler merkez bankaları, gelişmekte olan ülkelerde merkez bankaları ve kişiler.

      Sil
  11. Hocam bir önceki yazınız "Yatırım Araçlarının Son 10 Yıldaki Getirileri Üzerine Bir Karşılaştırma " ve bu yazınız "Güvenli Liman: Altın ve Gümüş " birbirinin devamı ve tamamlayıcısı . Ben daha ileri giderek bir küresel felaket durumunda " enerji , gıda , içecek " gerçek güvenli liman olacaktır derim . Distopik bir gelecekte hiç bir yatırım aracı güvenli liman olamayacak , çünkü bunlar yenilmez ve içilmez . Umarım o günleri yaşamayız .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım dediğiniz gibi olur.

      Sil
    2. @kozlukaya bahsettiğin felaket günü geldiği zaman dünyada hiçbir paranın değeri olmayacak zaten, yine altın ve gümüşle ekmeğini alacaksın

      Sil
    3. Adsız12 Ekim 2025 12:39 O felaket gününde yiyecek , içecek ve enerji dışında hiç bir şeyin değeri olmaz .

      Sil
  12. Gerçek anlamda yatırımcılığın sonu geldi, ponzi yatırımcılığı revaçta.. reel faizler cazip olmadıkça, ponzi balonları daha da şişecek ama er geç patlayacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar ellerindeki üç beş kuruş parayla köşeyi döneceklerine inandıkları sürece ponzi oyunları bitmez.

      Sil
    2. Hocam çok fazla harf kelim cümle hatası var eksik cümleler tekrarlar anlam bozuklukları var, bilginize sunarım (belki bazı uygulamalarda açınca öyle görünüyor)

      Sil
    3. Muhtemelen sizin kullandığınız uygulamada öyle görünüyordur. Çünkü bu şikâyeti 15 yılda ilk kez alıyorum.

      Sil
  13. Altın en azından enflasyona göre parayı korur ytd

    YanıtlaSil
  14. Hocam, Goldman Sachs’ın 2026 sonu için güncel tahmini var.

    Dolar kurunda yüzde 35’lik bir artış olası olur mu?

    Bu durumda gram altın 8500-8800 TL seviyelerini görebilir diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir. Bütün mesele faizin nasıl şekilleneceğine bağlı.

      Sil
  15. Bankacılık uygulamaları dışında Türkiye'de, Dünya Altın Konseyi'nin tahminlerine göre 5 bin ton yastık altı altın bulunuyor. Güncel olarak 1 kg altın 135 bin dolar olduğu için bu yastık altı altınların toplam değeri de 675 milyar dolara tekabül ediyor. Bu, muazzam bir rakam. Çünkü para yastık altında olduğu için dolaşıma katılmıyor. Dolaşıma katılamayınca da piyasalarda durgunluk oluyor, esnaf iş yapamıyor, iş yapamayınca eleman çıkartmak zorunda kalıyor, işsizlik artıyor. Diğer taraftan da işler azaldığı için artan kira giderini karşılayabilmek adına eldeki ürünü daha pahalıya satmak durumunda kalıyor. Böylece enflasyon düşüş hızı da istenilen ölçüde gerçekleşmiyor. Oysaki gerçek enflasyon (x2) oranında açıklanıp durum tespiti doğru yapılsa altın da bu kadar cazip olmayabilir ve normal değerine gelebilirdi. Para dolaşımda kalabilir ve yastık altına konulmaktan ziyade ağırlıklı olarak sadece bir süs eşyası olarak değerlendirilebilirdi. Çünkü doğru enflasyon tespiti yapıldığında önlemler de doğru alınmış olurdu. Mesela kamuda 2 kısılıyorsa, 5 kısılırdı vs. Böylece enflasyonun düşüş hızı da artardı. Dolayısıyla hatayı sadece dünyadaki belirsizliklerde aramamalıyız. Çünkü nüfusumuzu da göz önünde bulundurduğumuzda, dünyada böylesi büyük bir miktarda yastık altına konulan altın yok. Asıl belirsizlik bizim kendi içimizde. Çünkü enflasyon konusunda yanlış tespit yapıyoruz. Hal böyle olunca da insanların güveni kırılıyor ve kandırıldıklarını düşünüyorlar, böylece kendilerine güvenli bir liman arıyorlar. Dolayısıyla sadece dünyadaki belirsizliklerden değil, birbirini peşisıra tetikleyen yanlış politikalarımız sebebiyle kendimiz edip, kendimiz bulmuş oluyoruz. Ne var ki her zamanki gibi sorumlu dış mihraklar oluyor.

    Güvensizlik yüzünden tasarruf sahipleri parasının değerini korumak için yastık altına giderken, bunun asıl ceremesini ise fakir fukara çekiyor. Çünkü paranın dolaşım hızı azaldığında işten çıkartılanlar onlar oluyor. Kaldı ki zaten yanlış enflasyon yüzünden maaşların kısılmasından en çok etkilenenler ve bu yüzden de alım gücünde en çok zorlananlar da onlar. Ben bu gerçeği bildiğim için (kaybetsem bile) hiç bir zaman yastık altına yatırım yapmadım ve yapmayı da düşünmüyorum. Çünkü para, dolaşımda kalmalı. Fakat bunun için insanlardan bir duyarlılık beklenmemeli. Hükümet, herşeyden önce doğru enflasyon tespitini yapıp, bu tepsite uygun doğru politika ve önlemlerle sorunları çözmeye çalışmalıdır ki kaybedilen güven daha fazla dibe vurmasın. Lakin sadece doğru ekonomi politikaları da yetmez. Çünkü ülkede demokrasiden hukuka kadar o kadar büyük sorunlar var ki insanların yastık altına yönelmeleri için bir çok nedenleri var. Tüm bu nedenlerin müsebbibi de yine hükümetin kendisidir. Dolayısıyla sadece bir yerden değil, her yerden yapısal reformların yapılması gerekiyor. Bu zamana kadar bunları yapmayıp, üstüne yanlış politikalarda bulunup ülkeyi bu hale getirenlerin, tekrardan bir çözüm unsuru olmalarını beklemek ise hayalcilik olur. Bu yüzden benim seçimlere kadar hiç bir umudum yok. Maalesef değişim olmadığı sürece de ne evlenmeyi ne de bu dünyaya çocuk getirmeyi düşünüyorum. Ben çektim, bari onlar çekmesinler. Ülkenin geleceğine yönelik güven ve umudumu yeşertecek tek bir argümanım olsaydı, emin olun ki böyle düşünmezdim ve kendi hayatımı da daha fazla ötelemezdim. Ne var ki insanların her alanda güvenini kırdıktan sonra, hadi şimdi geleceğe umutla bakın ve evlenin demek, pişkince sırıtıp, kıs kıs gülmekle eşdeğer oluyor. Bu yüzden kimse bu genç-olgunlara evlilik baskısı yapmasın (bu baskıdan bıktım) Siz önce güven verin, geleceğe yönelik umut verin yeter.

    Türkiye o kadar çok Fenerbahçe'ye benziyor ki, Tedesco'yu getirdik oh ne ala artık şampiyon olabiliriz demek gibi bir şey bu. Yanlışlar silsilesi bir türlü bitmiyor. Gereken adımlar bir türlü atılmıyor, atılamıyor. Ne ülke ne de Fenerbahçe doğru ve ileri politikalarla aklıselimce yönetilemiyor. Tam tersine ikisi de eldeki bütün güven ve umudu sömürecek şekilde berbatça yönetiliyorlar. Verdikleri acı ve azap anlatılabilecek gibi değil. Taşın kalbi olsa, çatlardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stopaj oranları %5'lerden bir kaç dokunuşla %17.5'a çıkartıldı. Hal böyle olunca zaten zar zor birikim yapan vatandaş da parasını çekip fiziki altına yöneldi. Böylece altın yükseldikçe yükseldi. Para, insanların keyfiyetinden değil, kamuya kaynak sağlanabilmek adına atılan yanlış bir politika sayesinde bizzat devletin kendisi tarafından yastık altına konulmaya mecbur bırakıldı. Sonuçta devletin kendisi, paranın dolaşıma katkısını azaltılmış oldu. Sonra da enflasyon neden istenildiği gibi düşmüyor diyoruz. Elbette ki tek sebep bu değil, fakat önemli ana sebeplerden birisi de kamuya kaynak sağlanabilmek için yapılan bu yanlış stopaj oranlarıdır. Kısa vadede kazançlı olduğunuzu zannediyorsunuz oysaki uzun vadede zararlı çıkıyorsunuz. Devletin yaptığı tam olarak budur. Her zamanki gibi günü kurtarmaya çalışmaktır. Şimdi düşürün stopaj oranlarını bakalım kaç kişi geri dönecek? Güven çoktan kırıldı, bu kaçıncı kırılış?

      En büyük hata zaten enflasyonu yanlış belirlemek. Güven kırıldı bir kere. Çünkü enflasyon yanlış belirlendikten sonra hem maaşlara yeteri kadar zam yapılmamış olunuyor (ki bunun ceremesini en çok dar gelirli çekiyor) hem de politika faizi gerçekçi olmuyor (ki bu da tasarruf sahiplerini fiziki altına yönlendiriyor) Stopaj oranları da bu durumu tetikliyor. Böylece her türlü kaybeden vatandaş olmuş oluyor. Dar gelirlinin bu ortamda maalesef yapacak hiç bir şeyi yok. Birikim sahipleri de kendilerini güvenli limana atmaya mecbur bırakılıyorlar.

      Devletin aslında en son isteyeceği şey yastık altına konulan fiziki altındır. Çünkü bu paranın dolaşıma katkısı yok. Fakat insanları bu noktaya getiren de devletin kendisi, devletin yanlış politikalarıdır. Zaten bir ülkede yastık altı altınlar ne kadar çoksa, ülke o kadar kötü yönetiliyor demektir. Güvensizlikler, belirsizlikler hat safhada demektir. Ne var ki sadece ekonomi ile de bitmiyor. Başta demokrasi ve hukuk olmak üzere her alanda yanlışlar yapılıyor. Dolayısıyla toplu bir düzelme şart. Çünkü (ileri medeniyetler seviyesinde) toplu bir düzeltme yapılmadıkça, bu güvensizlik ve belirsizlik ortamını kırabilmek de mümkün olmayacaktır.

      Sil
    2. Evlilik mevzusuna gelirsek, gençlerin evlenemeyişi de toplumdaki güvensizlik, umutsuzluk ve belirsizliklerin bir sonucudur. İstanbul Planlama Ajansı’nın Eylül 2025 tarihli Yaşam Maliyeti Araştırmasına göre, İstanbul’da 4 kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 102 bin 45 liraya ulaşmış durumda. Dolayısıyla bir erkeğin eşine muhtaç olmadan evlenip yuva kurabilmesi için en az bu kadar gelirinin olması gerekiyor. Ki bu, her ailenin ortalama bir geliri olmalı ki (hiçbir birikim yapılamadan) sadece ihtiyaçlar karşılanabilsin. Eğer aile bu gelirin altındaysa, bu durumda hayatında sürekli bir şeylerden kısmak durumunda kalacak. E insanlar neden evleniyorlar? Mutlu olabilmek için. Hayatlarından sürekli bir şeyleri kısmak durumunda kalacakları ve bu yüzden de mutlu olamayacakları bir evliliği yapmak istemiyorlar. Bu kadar basit. Dolayısıyla ülkeyi bu hale getirip, ülkenin içinde bulunduğu gerçeklerden bihaber olanlar, gençlerin bugünlerini ve yarınlarını da yok ediyorlar. Böylece mutlu olabilmesi engellenmiş mutsuz bir toplum oluşuyor. Ki işsizliğe hiç girmiyorum. Sadece işi olup da yeteri kadar gelire sahip olamayanlardan bahsediyorum. Eğer (ne okuyan ne de çalışan) 13 milyon geniş işsizden bahsetseydim ve bunların arasından da 6.5 milyon genç işsiz olduğunu söyleseydim, gençler işsizlikten dolayı evlenemiyorlar derdim. Fakat işi olanlar da evlenemiyorlar. Çünkü hayat şartları ihtiyaçların karşılanabileceği ortalama bir evlilik yapabilmeye bile yetmiyor. Anlatmaya çalıştığım da bu. Zar zor evlenenlerin çoğu da gelecek kaygısı yüzünden çocuk yapmayı öteliyorlar.

      Evlenince samanlık seyran olur masalları bir hikaye. Bu masalları bu genç nesle anlatamazsınız. Eğer ülkeyi ileri medeniyetler seviyesinde doğru düzgün ve iyi yönetseydiniz tüm bunlar da olmaz, mutsuz bir toplum, mutlu bir topluma dönüşüverirdi. Gençler açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama terk edilmeden, işsizlik korkusu da olmadan (hem kendileri hem de çocukları için gelecek kaygısı taşımadan) yuva kurabilecekleri yeterli bir gelire sahip olurlar, böylece genç yaşta evlenebilirlerdi.

      Sil
    3. Devlet bir de istatistiklere bakarak gençlerin evlenmemesini eleştiriyor. Bu eleştiri son derece anlamsız ve haksız. Çünkü bu istatistiğin nedeni zaten devletin bizzat kendisidir. Bu yüzden devlet, insanları değil, kendisini eleştirmelidir ki çözüm yolları için doğru adımları atabilsin. Ne var ki böyle bir dertleri yok. Ne işsizlik son buluyor, ne maaşlar düzeliyor, ne de enflasyon istenilen seviyeye düşebiliyor. Demokrasi ve hukuk desen zaten yerlerde sürünüyor. İnsanların umutlarını ellerinden aldınız. Gelecek nesli geçtim, şimdiki nesle ne yaptınız ki evlenin diyorsunuz? Gençlere önce iş verin (fakat iş vermek de yetmez) evlenip yuva kurabilecek ve ihtiyaçlarını da karşılayabilecekleri yeterli maaş verin, insanlar zaten evlenirler.

      Gençlerden ne istiyorsunuz? Onları açlık ve yoksulluk sınırının altına mahkum edip, evlenmesi için yeterli imkan ve şartları sunmayıp, buna rağmen evlenmelerini ve çille çekecekleri mutsuz bir evlilik yapmalarını mı bekliyorsunuz? Maalesef sizin bıraktığınız eser, evlenemeyen mutsuz bir gençliktir. Bu da sizin politikalarınızın bir sonucudur. Bu yüzden bu istatistiğin sorumlusu gençler değil, sizsiniz. İnsanları açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum eden yanlış politika ve uygulamalarınızdır, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine getirebilmek için doğru adımları atmayışınızdır, ülkeyi berbat bir şekilde yönetmenizdir. İnsanlara laf atmadan önce asıl sorumlu biziz deyin, bizim eksik yaptıklarımız ya da yapamadıklarımızdır deyin ama nerde. Varsa yoksa biz yaptık, biz ettik. Ne yaptınız? Kendilerini kurtaran küçük bir azınlığın dışında milyonlarca genci açlık ve yoksulluk sınırının altına terk ettiniz. Bir de gençler neden evlenmiyorlar diyorsunuz. Şaka mısınız? İnsanların eline 3 metrelik sırık veriyorsunuz sonra da ''hadi şimdi 15 metrelik duvarın üstünden atlayın'' diyorsunuz. Siz evlenin o halde bu şartlarda. Siz atlayın bu duvarın üstünden bakalım yapabiliyor musunuz?

      Sil
  16. Hocam merhabalar.

    Sorum biraz siyasi olabilir siz siyaseti, ekonomiyi iyi bilen birisisiniz.

    Geçenlerde ABD'ye giden hükümet, içerideki muhalefeti ezmek için Abdye haraç(doğalgaz anlaşması, uçak anlaşması vb.) mı verdi?

    Eğer öyleyse, Kurtuluş Savaşındaki gibi İngilizlerin yanında olan padişah ve ekibine karşı şuanda da mevcut rejim ve Amerikaya karşı mücadele mi etmek gerekiyor?

    Zaman başka zaman... Ama düşmanlar aynı...

    Siz bunlarla mücadelenin nasıl sonuçlanacağını düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum. Maalesef Özal ile başlayan bu gizli görüşmeler bu dönemde zirveye çıktı. Oysa bir ülke başkanının ya da yetkililerinin yabancılarla görüşmesi asla gizli olmamalı, toplum ne konuşulduğunu neler söz verildiğini bilmelidir. Ne yazık ki bilmiyoruz.

      Sil
  17. "IMF Başkanı uyardı: Hazır olun, belirsizlik yeni normal" olacak. Bundan 3 gün sonra basta coinler olmak üzere küçük yatırımcıların temizlenmesi ve vergi savaşlarının alevlenmesi ilginc. Benzer bir sallantı AI yatırımları icin de plabilir yakın zamanda.

    YanıtlaSil
  18. Hocam altının bu kadar yükselmesindeki neden BRICS ülkelerinin rezerv para olarak dolara seçenek oluşturması hedefi olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette. Merkez Bankaları altın alıyor ve bu da altın talebini dolayısıyla değerini artırıyor.

      Sil
  19. Hocam altının yükselişi enflasyonu da beraberinde yükseltir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ona gelene kadar çok daha etkili şeyler var.

      Sil
    2. Mesela hocam biraz konuyu açabilir misiniz ?

      Sil
  20. Savaşlar çözülemeyen ekonomik krizlerin sonucudur denir savaşı başlatanlar ekonomisi bozulmuş büyük ülkelerdir ve ekonomik kaynakların yeniden paylaşımı ile pastadan daha fazla pay alma amaçlanır din milliyet sosuna bulaştırılarak halkların bu yokoluş mücadelesine katılımları saglanır.dünyada 2010 lardan beri global ekonomi istikrarsız lokal savaşlar ise krizi ortadan kaldırmıyor dünya savaşı ise tüketimi talepleri minımuma indirip nufus azaltıp ve egemen güçlerin orta halli,gariban ülkelerin kaynaklarına mafia usulü çökmesi ile kendi halklarına barışla birlikte refah güven sunması amaçlanır paradigma böyle çalıştıgeçmiş zamanlarda,
    bugün için bu yol nükleer savaş ihtimali nedeni ile mafya liderlerinin birbirleri ile dünyayı parselasyonunda anlaşmalarını önceden zorunlu kılıyor !batının daha çok kovboyun hedefinde çin var ancak tek başına kavga riskli olabilir rusyanın çin tarafında olması en büyük risk o nedenle ukraynada putine taviz vererek karşılıgında çin-rusya ittifakının dagılması en azından nötralize edilmesi planlanmakta ancak putinin bu oyunu görmesi ve redetmesi üzerine rusyaya yaptırımlar devreye alınıp önce rusyayı güzellikle degilse zorla ikna etme yoluna gidiliyor sonuçta yakın gelecek (5-10 yıl)pasifik başlangıçlı bir küresel savaşa şahit olacak.çin abd tahvil vb tüm batıya mali destek olan rezervlerini rusya gibi fiziki altına çevirmeye başladı yani düşmanının ekonomisine destegi azaltıyor hemde altın alarak fiyatları yukarı iterek kendi rezervini garantiye alıyor hem de dünya emtia piyasası üzerinden hammadde fakiri batıyı vuruyor.avrupa hem siyasi hem ekonomik olarak 2.savaştan beri en rahatsız dönemde abd nin emireri pozisyonunda ve agırlıgını giderek kaybetmektedir.brics ülkelerinin asya segmenti rusya çin hindistan blogunun nufus hammadde üretim gücü bakımından giderek pay arttırması güneşin doguda yükselip batıda ise battıgı anlamına gelebilir trumpın grönland kanada venezuela ukrayna ve türkiyeden hammadde talepleri tesadüf degildir ve ortadoguda israil-arap çatışmasını bir şekilde bitirip iranı yine güzellikle ya da zorla ehlileştirdikten hazar sakinleştikten sonra sıra asya operasyonuna pasifige gelecektir
    Sonuçta böyle bir ekonomik siyasi ortamda altın gümüş hatta bakır palladyum vb emtia güvenli limanların en güvenlisi olarak 4000 dolar belkide ne kadar ucuzmuş dedirtecek boyutlara ulaşırsa şaşırmamak lazım o nedenle ortadogu hint bölgesi halkın geleneksel olarak kefen parası gördügü altın sayesinde gayrıresmi merkez bankaları(yastıkaltı bankası)bakımından kendilerini bir nebze hedge etme imkanı bulavaklardır.
    İşimiz ülke ve dünya için inşaallah korktuklarımız başımıza gelmez diye dua ettigimiz Allah a kaldı 😔

    YanıtlaSil
  21. 130 kat dijital altın olduğunu hesaplarsak, altının gerçek değerini bulması rahat 10.000 Doları geçecektir.
    Merkez bankalarının talebi ve insanlarında fiziksel altına talepleri ile birlikte Altının Ons değeri 30.000-50.000 Dolar olursa da şaşkınlık yaşamam. 1.971 ile 1.980 yılları arasında olayları bilenler neler olabileceğini anlıyorlardır. Bazı sırlar gözümüzün önünde duruyor, çok fazla konuşulmaz, Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankaya yatırdıgınız para kredi olarak verilir karşılıgında varlık ipotek olarak alınır.piyasada var oldugunu düşündünüz paradan daha az para vardır.bankalar çok risk aldıgında bol kredi verir varlık fiyatları artar.hesapsız verilen krediler geri ödenmeyince bankaların elinde varlık birikir.mudiler varlık degil para ister bankalar bunları satar varlık fiyatları düşer.bankalar risk almak istemez kredi kanalları kapanır varlık fiyatları düşer.kendi paranızla risk alabilirsiniz krediyle risk alırsanız borcunuzu ödeyemezseniz yüksek gelirliyseniz yeni kanuna göre maaşınızın /60 haciz konur.malınız mülkünüz haczedilir.altın almak varlık almak riskli oldugu için bankalar asla bu riski almaz.sadece kredi verir.sigara almak için kira ödemek için hep paraya ihtiyaç vardır.altınla takas yapamazsın.varlıkla takas yapamazsın.varlık fiyatı artışları ekonomiyi büyütmez.istihtam iş saglamaz.kapitalis sistemde iş çocugun göbek bagı gibidir iş kayıpları toplu olmaya başladıgı zaman bankalar kredilerini tahsil edemez borç vermez alacaklarını geri çagırır.elinde ne varsa satarsın varlık fiyatları düşer.bir malın fiyatı şuraya gider buraya gider bilmek mümkün degildir.alıcı çok olursa artar satıcı çok olursa düşer.dünyada birtek şey önemlidir tahvil fiyatları.paraya en çok devletlerin ihtiyacı vardır.devletler tahvil fiyatları artmasın diye enflasyonla mücadele ederler tahvile ragbet olmazsa gerekirse varlık fiyatlarınada vururlar.devletler için en önemli olan şey borçlana bilmektir.1850 yılında osmanlı borçlanamamış.12 ay devlet memura maaş ödememiş.ahmet cevdet paşa devlet memura maaş ödemedi memur esnafa borcunu ödemedi esnaf üreticiye parasını vermedi öyle bir hal olduki parası olan bile mal tedarik edemedi der.

      Sil
  22. Hocam, emeğinize sağlık çok güzel bir değerlendirme yazısı olmuş.

    YanıtlaSil
  23. altın şuanlık artıcak ve dolar değer kaybetmeye devam edicek abd 36 trilyonluk borcunu nasıl ödeyebilir başka ocaktan sonra altının düşüşü tahmin edilenden fazla olucak abd elindeki altınları satmaya başlayacak

    YanıtlaSil
  24. Ons altın için konuşuyorum bir kagıt üzerinde (fon tahvil coin.vs)dönüştürülebilen hiçbir emtiya veya diğer yatırım araçlarına güvenmiyorum manipülasyona çok açık nitekim onstada oldgunu düşünüyorum bence bütün mesele trumpın kamu borçunu faiz artırmadan hatta düşürerek nasıl ödeyebilirim çabası ben idda edildgi gibi tekrar bi parasal gevişeme beklemiyorum abd doları dünyanın güçlü silahı çin rusya digerleri bundan kurtulma derdinde abd doların rezerv para statüsünden çıkmasına asla izin vermeyecektir 1 tirilyon dolarlık savunma sadece doların dünyadaki hakimiyeti için harçanıyor bircs bi para birimi oluşturma çabası içinde ama bu pek mümkün görünmüyor yanılıyormuyum hocam?

    YanıtlaSil
  25. Hocam, A.B.D. rezervinde bulundurdugu 8133 ton altini biraz daha fiyatini yükselttikten sonra 37 trilyon dolar borcü azaltabilmek maksatlı direk satmaya baslayip yerine bitcoin alirsa küreselde nasıl sonucları olur sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar altını satmaya başlarsa altın fiyatı hızla düşeceği için zarar eder.

      Sil
  26. Hocam bu yüksek, orta, orta üst, orta orta, orta alt, düşük gelirli ülkeler baremlerini ne zaman değiştirecekler acaba? Kişi başı 14 bin dolar üstündeyseniz yüksek gelirli ülkesiniz olayı biraz komik kaçıyor sanki. Bence şu an o 18 bin dolar gibi bir şey.

    Bu gidişle ilerde, mesela 2035'te de, heralde bir iki katı 35-36 bin dolar olur. Yani yüksek gelirli ülke olmak için sizce de 2035 için, işi sağlama almak için, şöyle en az bir kişi başı 40 bin dolar hedeflemek iyi olmaz mı? Ya da en azından şimdiki alım gücümüzü korumak istiyorsak bir 35 bin dolar hedeflemek lazım heralde değil mi?

    YanıtlaSil
  27. Hocam Çin ABD ticaret savaşı ekonomik buhran getirirmi?

    YanıtlaSil
  28. Hocam anormalleşiyormuyuz?

    YanıtlaSil
  29. "Türkiye'deki ekonomik kriz", seçime kadar devam edecek!

    Piyasada nakit para dönmüyor! Çok büyük denecek üreticiler bile, en az 150-180 gün vadeyle "çek" yazmaya uğraşıyor!

    "Tekstil sektörü" bitti! Sadece nakliye masraflarını karşılayabilecek kadar gücü kalan şirketler ve bürokratik süreçleri geçebilen şirketler, fabrikalarını; Mısır'a, Tunus'a, Fas'a, Bangladeş'e ve Tayland'a taşıma derdinde! Çünkü bu ülkelerdeki üretim maliyeti daha ucuz! Türkiye'de üretim yapmak pahalı!

    "Arçelik", "Vestel" %30 kapasite düşüşü açıkladı! En az "2000 (iki bin) kişi" işten çıkarıldı!

    Büyük balığın küçük balığı yediği, orta direk (orta segment & orta sınıf) diye bir şeyin kalmadığı bir simülasyondayız!

    "Türkiye"ye değil, "Sirkiye"ye hoş geldiniz!

    YanıtlaSil
  30. Hocam selam
    Bu doları nasıl tutuyorlar hoca? Bizde maşallah kaynak çokmuş! Milyar dolarlar yakıyorlar bitmiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar yakarak tutmuyorlar, faiz yüksek olduğu için insanlar dolar bozdurup TL mevduata geçiyor. Faizi bütçeden bizden aldıkları vergilerle ödüyorlar.

      Sil
    2. Hocam öyleyse ekonomi yönetmek kolaymış, bunun için üniversite bitirmeyede gerek yok.

      Sil
    3. Eğer halk hesap sormuyorsa her şey çok kolaydır.

      Sil
    4. Halkın bakiyesi yeteriz.

      Sil
  31. Ağustos’ta 5,5 milyar dolar cari fazla vermişiz Hocam.Sadece rakama bakınca çok güzel görünüyor ama neleri ithal edemediğimize bakarsak herhalde o kadar sevinmemek gerekiyor.Her ay açıklanan bu veride ben sadece turizmden girişleri ve buradaki gelişimi takip ediyorum.O da ağustosta 9,5 milyar dolarlık bir hizmetler girişi gösteriyor.Başarı mı bilmiyorum.
    Yorumlarsanız memnun olurum…
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyüme düşüyor demektir. Başarı büyümeyi düşürmeden cari açığı kapatmaktadır.

      Sil
  32. Hocam merhaba, Türkiye’de ekonomi anlamında güven duyulacak nadir insanlardan birisiniz o nedenle altınla ilgili yaptığınız yorum çok değerli. Açıkçası bir hafta önce altın yatırım yapmış biri olarak söyledikleriniz içime su serpti 😍 çünkü söylediğinizin altında mutlaka bilimsel bir değerlendirme var ve bilim de pek şaşmıyor.

    YanıtlaSil
  33. Elinize emeğinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  34. Altındaki artışta KURGAN ile kayıtdışı paranın altına geçmesinin de etkisi var.

    Altının seri numarası yok,
    Sicil kaydı yok,
    Dünyanın her yerinde likiditeye dönebiliyor,

    İsrail büyük Yahudi krallığını kurma hayali ile yaşadıkça, ABD israilin emrinde oldukça, ABD dünyanın külhanbeyi olarak icraatlarına devam ettikçe, Avrupa rusyayı bölüp doğal kaynaklarını ele geçirme hayali ile yaşadıkça sorarım size dünya nasıl düzelecek?

    YanıtlaSil
  35. 2025 yılı, kıymetli metaller arasında beklenmedik bir lider değişimine sahne oldu. Uzun yıllar boyunca altının gölgesinde kalan gümüş, bu kez yatırımcısına daha fazla kazandırarak dikkatleri üzerine çekti.

    YanıtlaSil
  36. Benim bildiğim kadarıyla altından alınan KDV oranı %20. Buna karşılık külçe altın KDV'den istista tutuluyor. Peki neden? Daha az parası olan vergi verirken, daha çok parası olan vergi vermiyor. Bu nasıl düzen gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Devlet, (paranın dolaşımda kalması için) vatandaşın yastık altı altına yönelmesinin önüne geçmek istiyorsa bu vergi oranlarını artırmalıdır. Benim önerim ziynet eşyalarından alınan KDV oranının %40'e çıkartılması, külçe altından alınan KDV oranının da aynı şekilde %40 yapılmasıdır. Ki altın yatırım amaçlı alınmak için bu kadar cazip olmasın, daha çok ziynet eşyası olarak kullanılsın. Lakin karar vericilerin çoğu aynı zamanda külçe altın sahipleri oldukları için kendilerini de bağlayacak böylesi bir uygulamayı onaylamak istemezler. Oysaki bir ülke bir yere kanalize olmuşsa, ülkenin geleceği için doğru zamanda önlemlerin de alınması gerekirdi. Aslında en başka ülkenin bu noktaya getirilmesi bir hataydı. O zaman önlem almaya da gerek kalmazdı. Maçta 70 dakika geçmiş, takım hiç bir varlık gösteremiyor, orta sahayı bile geçemiyor. (Önceden iyi bir hazırlık yapılamamış) Buna karşılık teknik direktör ne oyun ne de oyucu değişikliği yapıyor sadece çaresizliği seyrediyor. İşte Türkiye'nin bu halka yaşattığı da bu. Öğrenilmiş çaresizliktir.

    YanıtlaSil
  37. Altın insanoğlunun para basan siyasal zorbaya (devlet) karşı geliştirdiği alternatif bir yatırım aracıdır. Para siyasal gücün tebasına verdiği harcama yetkisidir. Siyasal otoriteler zayıfladığı veya yok olduğu zaman onların verdiği harcama yetkisi de ortadan kalkacak yani paranın değeri sıfırlanacaktır. Devletlerin birbirleri ile hırlaştıkları veya birbirlerine sert güç (savaş) kullandıkları dönemlerde her birinin de yıpranacağı veya birinin yıkılacağı ihtimalleri olduğu için paranın değeri düşer. Bu nedenle insanoğlu herhangi bir devletin gücüne ve varlığına bağlı olmayan her zaman her yerde geçerli olabilecek bir değer ve servet biriktirme aracına ihtiyacı olmuş ve bu aracı altın olarak belirleye gelmiştir.
    Tarih akışının hızlandığı, insanoğlunun geçirdiği medeniyet evresinin hızlandığı günümüzde insanoğlu yine aynı şekilde devlet otoritelerinden bağımsız olacak diğer bir değişim aracı olarak da dijital varlıkları icat etmeye çalışmakta, servet ve değerlerini siyasal zorbanın uzağında tutma çabasını sürdürmektedir. Bu acıdan dijital coinlere o kadar da olumsuz bakmamak gerekir.
    Dünyada, yaşadığımız şu anda, büyük savaş çıkarıp dünyayı geniş çapta etkisine alabilecek üç temel çatışma hattı mevcuttur.
    1-Avrupa-Rusya çatıma hattı: Avrupa Rusya ilişkileri hiçbir zaman düzelmeyecektir. Dünya haritasına bakıldığında koskoca bir rusya uçsuz bucaksız topraklarla doğal kaynaklara sahiptir, adeta dünyanın toprak ve doğal kaynak ağasıdır. Geri kalan Avrupa ise ağanın yanında el emekleri ile, çabaları ile geçinmeye çalışan marabalar gibi durmaktadırlar. Bu devletler arası feodal düzen adaletsizdir ve bu sürdükçe rusya-avrupa gerginliği bitmeyecektir.
    2-ABD-Çin Çatışma Hattı: ABD Çin çatışma hattı dünya ekonomik ve siyasal egemenliği üzerinde devam etmektedir. Her ne kadar Çin alttan alsa da kurnaz davransa da çatışma ve galip gelme seviyesini tamamladığı anda ABD ile sıcak savaşa ve dünya egemenliği konusundaki güç dalaşını fiziksel güç kullanmaya çevirecektir.
    3-İsrail-Ortadoğu Çatışma Hattı: İsrail 20. Yüzyılda Dünya Yahudi Halkını büyük krallık devletinde yeniden toplayıp, Büyük Dünya Yahudi imparatorluğunu yeniden kurarak Dünyayı ele geçirme hayali ile kurulan bir devlettir. Bu devlet kurulduğundan bu güne yayılmasını devam ettirmektedir. Filistin, gazze, batışeria gibi yerlerin işgal edilmesi görünen genişleme olmakla birlikte, ibrahim anlaşmaları adı altında orta doğuda kancık-uydu arap yönetimleri altındaki suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Kuveyt, Mısır, Lübnan Irak gibi arap devletlerinin adeta Yahudi imparatorluğunun eyaletleri haline getirilip görülmeyen asıl işgalini yapmaktadır. Gelecekte oluşacak tarih büyük olasılıkla Ortadoğu halkları ile Yahudi İmparatorluğu arasında geçen çatışmaları yazacaktır.
    Dünyanın içinde bulunduğu durum Altın ve Bitcoini daima gündemde tutacaktır.,,,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para uzun zaman altın ve gümüşten basıldı sonra da kağıt para yine uzunca bir süre altın karşılığı basıldı. Sadece son 50 yıldır karşılıksız basılıyor. O nedenle o zorba dediğiniz devlet de altını kullanmış geçmişte.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

II. Abdülhamid ve Osmanlı Maliyesinin İflası

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar