Nobel Ödüllerinin Arka Yüzü

Alfred Bernhard Nobel (1833 – 1896) İsveçli kimyager ve mühendistir. Babası, Rus ordusu için silah üretirdi. Alfred Nobel, daha 17 yaşındayken İsveççe, Rusça. Fransızca, İngilizce ve Almanca biliyordu. Fizik, kimya dışında İngiliz edebiyatına ve şiire ilgisi vardı. Genç yaşında bir yandan kimya eğitimi alırken bir yandan da Paris’te kimyager Pelouze’nin laboratuvarında çalıştı. Bu dönemde nitrogliserini bulan kimyager Sobrero ile tanıştı. Bundan sonra nitrogliserin üzerinde çalışmaya başladı. Bu çalışmaları zaman içinde birkaç kez sonu ölümle sonuçlanan patlamalara yol açtı. Bu patlamalardan birinde küçük kardeşi Emil de ölür. 1866 yılını dinamiti yaptı ve 1867’de patentini aldı.  Dinamitten çok para kazandı. Sentetik bir element de onun adıyla anılmaya başlandı (Nobelyum.) Vasiyetinde servetinin her yıl insanlığa fizik, kimya, fizyoloji ve tıp, edebiyat ve barış alanlarında hizmet sunanlara paylaştırılacak şekilde kullanılmasını yazdırdı. 1900 yılında İsveç Hükümeti, Nobel Vakfını kurdu ve Nobel ödülleri 1901’den itibaren düzenli olarak verilmeye başlandı. Vakıf, varlığını korumak için getiri sağlayacak alanlara yatırımlar yapıyor.

Nobel ödülü savaşlar için malzeme sağlayan bir buluştan elde edilen servetin insanlığa bilimle, edebiyatla, barışla hizmet edenlere verilmesini öngören ironik bir ödül niteliği taşıyor.   

1968 yılında Sveriges Riksbank (İsveç Merkez Bankası) Alfred Nobel Anısına, ödül parasını kendisi vermek üzere, İsveç Merkez Bankası Ekonomi Bilimleri Ödülü vermeyi kararlaştırdı. İlk kez 1969 yılında verilen bu ödül, Nobel ödülleriyle aynı standartlarda ve aynı şekilde belirlenecek bir komite tarafından verildiği için bir süre sonra Nobel Ekonomi Ödülü olarak anılmaya başlandı.

Her daldaki ödül için ayrı bir komite oluşturuluyor. Fizik, kimya ve ekonomi alanındaki ödülleri İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, fizyoloji ve tıp alanındaki ödülü Kaolinska Enstitüsü tarafından seçilen komiteler belirliyor. Edebiyat alanındaki ödül için Norveç Nobel Komitesi görev yapıyor. Barış alanındaki ödül için Norveç Parlamentosu tarafından İsveç Kraliyet Akademisinden seçilecek bir komite karar veriyor.

Her dal için miktarı 11 milyon İsveç Kronu (yaklaşık 1,2 milyon dolar) olan Nobel ödülleri, önceden kimlere ve hangi eserleri için verileceği belirlendikten sonra her yıl Alfred Nobel’in ölüm tarihi olan 10 Aralık’ta veriliyor. Ödüller Nobel Vakfı’ndan Alfred Nobel’in bıraktığı servetten ödeniyor. Yalnızca Nobel ekonomi ödülü Sveriges Riksbank tarafından ödeniyor.

1974 tarihli Nobel Vakfı Tüzüğüne göre ölmüş kişilere ödül verilmiyor. Bunun tek istisnası ödülü aldığı açıklandıktan sonra, ödülü alamadan yani 10 Aralık’tan önce ölenler. Onlar adına ailelerine ödül veriliyor.

Nobel ödülü kazananlara Nobel Laureate deniyor. Laureate, defne yaprağının Latincesi olan Laurus Nobilis’ten türetilmiş. Yunan mitolojisinde tanrı Apollon başında defne yapraklarından yapılma bir taç taşır. Antik Yunan’da bu taç, atletik ve sanatsal başarıyı ifade ederdi. Laureate de Nobel ödülü alanlar için aynı anlamda kullanılıyor.

Nobel ödülleri arasında matematiğin yer almaması hakkında birçok öykü üretilmiştir. Bir iddiaya göre Nobel, matematiği ayrı bir bilim olarak görmediği için bu dalda ödül koymamıştır. Bir başka iddia sevgilisi Sophie Hess’in kendisini ünlü matematikçi Gösta Mittag-Leffler ile aldatmış olmasıdır. Eğer matematik için ödül koymuş olsaydı bu ödülü muhtemelen Mittag – Leffler alacaktı.

Nobel ödülü alanlar arasında üç Türk var: Aziz Sancar (Türk - Amerikalı) 2015 kimya ödülünü (iki bilim adamıyla birlikte), Orhan Pamuk 2006 Edebiyat ödülünü, Daron Acemoğlu (Ermeni – Türk – Amerikalı) 2024 Ekonomi ödülünü (iki kişiyle birlikte) almıştır.  

Bugüne kadar üç kişi Nobel ödülünü almayı reddetti. İsveçli Şair Erik Axel Karlfeldt, 1918 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldüyse de İsveç Kraliyet Akademisinin daimi sekreteri olduğu gerekçesiyle ödülü almayı reddetti. Ödül, ölümünden sonra 1931 yılında gıyabında verildi. Rus şair ve yazar Boris Pasternak 1958 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Önce ödülü kabul ettiğini söylese de sonra almayı reddetti. Bazı yorumcular, Pasternak’ın ödülü reddetmesinin kendi isteğiyle olmadığını, Sovyet Hükümetinin baskısıyla olduğunu öne sürerek bunu red olarak kabul etmiyor. Vietnamlı devrimci, general ve siyasetçi Le Duc Tho, 1973 yılında Henry Kissinger ile birlikte kendisine verilen Nobel Barış Ödülünü reddetti. Fransız filozof, edebiyatçı Jean Paul Sartre, hiçbir resmi ödülü kabul etmediğini, yazarın bir kurum haline gelmesini istemediğini ayrıca Nobel ödülünün yalnızca Batılılara veya Doğulu isyancılara verildiğini öne sürerek 1964 yılında kendisine verilen ödülü reddetti.  

Nobel ekonomi ödülünü ilk alanlar (1969) Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen olmuştur. Her ikisi de ekonomik süreçlerin analizi için dinamik modeller geliştirip uyguladıkları için ödüllendirilmiştir. İki iktisatçı, ekonometrinin kurucuları arasında sayılıyor. Tinbergen, 1960 – 66 yılları arasında Türkiye'de Devlet Planlama Teşkilatının kuruluşunda aktif görev aldı. İlk planların input-output analizlerine dayalı olarak yapılmasında öncü rol oynadı. Jan Tinbergen’in kardeşi Nikolaas Tinbergen de 1982 yılında tıp alanında Nobel Ödülü almıştır. Bu yılın Nobel Ekonomi ödülü üç bilim insanına verildi: Joel Mokyr, Philippe Aghion ve Peter Howitt. oel Mokyr, "teknolojik gelişmeler yoluyla sürdürülebilir büyümenin ön koşullarını belirlemiş olması nedeniyle" bu ödüle layık görülürken Philippe Aghion ve Peter Howitt "yaratıcı yıkım yoluyla sürdürülebilir büyüme teorisine" ilişkin çalışmaları dolayısıyla ödülün sahibi oldu. Mokyr, Aghion ve Howitt, yeni teknolojinin sürdürülebilir büyümeyi nasıl etkileyebileceğini ortaya koyan ve yeniliklerin daha fazla ilerleme için nasıl itici güç sağladığını açıklayan çalışmaları nedeniyle ödüle layık görüldüler. 

Nobel Ekonomi Ödülü 1969’dan bugüne kadar 57 kez verildi. 26 ödül bir kişiye verildi. 20 ödül iki kişiye, 11 ödül de üç kişiye paylaştırıldı.  Şimdiye kadar üç kadın Nobel ekonomi ödülüne layık görüldü.

 

Kaynaklar:

Dr. Kezban Karaboğa, Nobel Ekonomi Ödülleri Üzerine Kapsamlı Bir Bakış:

https://drkezbankaraboa.substack.com/p/deep-dive-okuma-nobel-ekonomi-odulleri?r=9ky02&utm_campaign=post&utm_medium=web&triedRedirect=true

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nobel_%C3%96d%C3%BCl%C3%BC

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nobel_%C3%96d%C3%BCl%C3%BC_sahipleri_listesi

https://tr.wikipedia.org/wiki/Boris_Pasternak

https://en-wikipedia-org.translate.goog/wiki/1964_Nobel_Prize_in_Literature?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=tc

https://tr.wikipedia.org/wiki/Jan_Tinbergen

Yorumlar

  1. Bizde böyle bir kurum oluştursak ve ismini CENGİZ HAN ödülü desek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cengiz Han ne alaka? Moğol muyuz biz?

      Sil
    2. Onlar Nobelin ırkından mı ? Alakayı kurmak için....

      Sil
    3. Aslında güzel fikir. Bilime önem veren bir hükümetin, ülke çapında ve adil "Nobel" ödülleri vermesi o ülkenin akademisine olumlu yansırdı. Ama bizim için bu denklemde bir şey eksik ...

      Sil
    4. Kütüphaneleri, sanatsal yapıları yakıp yıkmaktan başka birşey bilmeyen asyalı sürüleri güden cengizin adını mı versinler?

      Bugün Ortadoğuda halen Müslüman kanı akıyorsa o asya sürüleri yüzündendir. Müslümanların bütün kütüphalenerini yakıp yıktılar. Müslümanları kendileri gibi cahil ve geri bıraktılar.

      Sil
  2. bu senenin kazananı ve veriliş amaçlarına hiç değinmemişsiniz hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl ekonomi ödülünün kimlere ve hangi çalışmaları nedeniyle verildiği metinde var.

      Sil
    2. Hızlı okuduğum için oraları atlamıştım. Sağolun hocam.

      Sil
  3. Ödüller genellikle teorik bilgi üretenlere gidiyor. Bir de hayata dokunan teknoloji üretenlere ödül verseler iyi olacak. Buradan TÜBİTAK'ın kulaklarını çınlatmış olalım. (Not: Aziz Sancar'ın ödül aldığı yıl 2015 olacak)

    YanıtlaSil
  4. Murat DAĞLIOĞLU21 Ekim 2025 17:07

    Yazınız için teşekkürler!

    YanıtlaSil
  5. Hocam,

    Almanya bizi kıskanıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç kuşkunuz olmasın. Sadece Almanya değil bütün dünya bizi kıskanıyor.

      Sil
    2. Hocam, bari siz yapmayın. Bu safsatayı bari siz desteklemeyin. Dünya neden bizi kıskansın?

      Sil
    3. Bu kadar kötü yönetildiği halde ayakta kalmayı beceren bir ülkeyi herkes kıskanır da ondan.

      Sil
  6. Türkiye’den üç kişinin son 20 yılda Nobel ödülünü alması başlı başına kafa yorulması gereken bir konu. Nasıl oldu da daha önce hiç kimse Nobel almadı da bu dönemde aldı? Komplo teorileri ya da basit siyasi açıklamalardan çok daha değerli alan.
    Bir boyutunda ödülü kazananlar, diğer boyutunda ödülü verenler var. İstatistiki olarak hepsinin ortak noktaları olmalı. Bence cevap bireyin belirsizlikler içinde yolunu bulmaya çalışan toplumla & değerlerle etkileşim çabası.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk ama maalesef Türkiye’den değil. Bizim ülkemizde imkanlar verilmiyor, paylaşım yok. Dünya’da Nobel almamış ama kendi sahasında parlayan yıldızlar hep olmuştur ama onlar da hep onlara imkan veren ülkelerde muvaffak olmuşlardır. Üzücü.

      Sil
    2. Orhan Pamuk Türk ve Türkiye'de yetişmiş bir romancı.

      Sil
  7. Çok güzel ve bilgilendirici yazılarınız ve paylaşımlarınız için teşekkürler .

    YanıtlaSil
  8. Yazınız için sağolunuz.

    YanıtlaSil
  9. Diğer kaynaklardaki uzun, çoğu istatistiki bilgi ve verileri anlamlı ve akıcı bir yazıya döktüğünüz için teşekkür ederim. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Üstat günaydın.

    Nobel barış ödülünden bahsetmemeyi uygun görmüşsünüz

    Çok selam ve sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın. Olumlu bir tarafı yok diye düşündüğümden hiç değinmedim.

      Sil
    2. Barış için mücadele etmenin olumlu bir tarafı olmadığını düşünmeniz beni ziyadesiyle üzdü.

      Sil
    3. Onu kastetmedim, bu yıl barış ödülü verilen kişi doğru kişi olmadığı için olumlu yanı yok demek istedim.

      Sil
    4. Kuzey Afrikayı darmadağan eden Obama hakketmişmiydi?

      Sil
    5. Hayır etmemişti. Ben Barış Ödüllerinin önemli bir bölümünün ödülün adına uygun olmayan kişilere verildiği kanısındayım.

      Sil
  11. Hocam gunaydin.
    Super bir yazi olmus. Emeginize saglik.
    Umarim eksik oldugumuz alanlari en kisa surede tamamlayacak bilim insanlarimiz meydana cikar.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  12. Mahfi Bey, yeni kitap yazma fikriniz var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki yeni kitap üzerinde çalışıyorum. Biri finans kitabı biri de roman. Ama ne zaman biter ben de bilmiyorum.

      Sil
    2. Hocam roman yazmak apayrı bir uzmanlık alanı.Bu alanda yetkinliğiniz olduğunu düşünüyor musunuz?

      Sil
    3. Benim ne düşündüğüm önemli değil, önemli olan okuyanların benim yazdığım romanlar hakkında ne düşündüğü.

      Sil
    4. Hocam finans uzerine yazacaginiz kitabiniz "Kuresel Finans Krizi" gibi bir periyodu mu anlatacak? Ne zaman raflarda gorebilecegiz?

      Sil
    5. Hayır bu daha çok Kolay Ekonomi benzeri bir kitap olacak.

      Sil
  13. Hocam, son dönemde okuduğunuz etkileyici ekonomi kitapları var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son olarak Thomas Piketty'nin Eşitliğin Kısa Tarihi kitabını okudum. Piketty'nin okuduğum üçüncü kitabı. Bu en kısası. Düşünceleri, ele alışı iyi ama bana nedense çok uzun geldi hepsi. Sonuçta gelir dağılımı eşitliği, büyüme ve bunların etkilerini ele alıyor ama çok uzatıyor. Bu kitaplar çok daha kısa yazılabilir.

      Sil
    2. Hocam , ben sayın cumhurbaşkanımızın yazdığı "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabını okuyorum. Ekonomiye ilişkin çok güzel notlar var. Tavsiye ederim.

      Sil
    3. O kadar güzel notlar varsa keşke uygulasalardı da ekonomi bu durumda olmasaydı diye hiç düşündünüz mü?

      Sil
    4. Haklısınız hocam. Daha önce hiç böyle düşünmemiştim.

      Sil
  14. Kitaplığınız da kaç kitap var tahmini Mahfi bey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiye kadar eşe dosta verdiklerimi saymazsak bin dolayında. Ankara'dan taşınırken dağıttıklarımı ve eşe dosta verdiklerimi sayarsak tahminen üç bin eder. Ne kadar kitap okudun derseniz tahminen 5 bine yaklaşır.

      Sil
    2. İyi rakam. 5 bin de eşiniz okusa 10 bin eder. Yeter de artar bile.

      Sil
    3. Hocam, Nedense çok daha fazla okuduğunuzu düşünüyorum

      Sil
    4. Bunlar kitap, makale de var çok sayıda.

      Sil
  15. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için önerileriniz var mı hocam

    YanıtlaSil
  16. Hocam, yıllık kaç kitap okuyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam, gençken daha mı çok okuyordunuz

      Sil
    2. Her zaman okuyordum. Ama tabii o zamanlar çok çalıştığım için daha az zaman bulabiliyordum.

      Sil
  17. Mafi Hocam Daron Acemoğlu'nu tanımlarken etnik kökenin ifade etmeyi neden gerekli gördünüz ki ??
    1967’de İstanbul’da doğmuş, Anne babası da Türkiye doğumlu ve TC vatandaşı. O zaman ülkemizde yaşayan herkesi etnik kökenine göre mi tanımlayalım ? ( Her ne kadar şimdi ABD vatandaşı olsa da çifte vatandaş olup olmadığı bilmiyorum. ) Yadırgadığımı ifade etmeliyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar kendisini nasıl tanımlıyorsa biz de öyle tanımlamalıyız.

      Sil
  18. Hocam, Hangi sitelerden kitap alıyorsunuz genelde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek çok site var. Kitap Yurdu, İdefix, Amazon, BKM ilk aklıma gelenler.

      Sil
  19. Hocam, ailem çok kitap okumamdan şikayetçi

    YanıtlaSil
  20. Mahfi Bey, Sizce kitap fiayatları nasıl ülkemüzde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pahalı ama bu pahalılık kâğıt fiyatlarının pahalılığından kaynaklanıyor. Seka'yı özelleştirirken yanlış yapıldı.

      Sil
    2. Kdv alınmıyor kitaplardan

      Sil
  21. Hocam, Nobel patlayıcı yaparken kardeşinin ölmesi bir iş kazası olmalı. Buradan aklıma iş güvenliği konusu geldi. Ülkemizde iş güvenliği son zamanlarda revaçta. Bakanlıklarda iş güvenliği şubeleri açılıyor ama etkisiz birimler. Genelde bu şubeler Bakanlıkların en üst katlarında konumlu oluyor. Özellestirmeden, kapatılan kurumlardan Bakanlığa geçen ne kadar kişi varsa bu şubelere dolduruluyor, muhasbecisi, bilgisayar programcısı, vhki'si , genelde yaşlı insanlar bu birimlerde ve iş güvenliğini sağlayacak heyecan bekleniyor . Hiç iş kazası olacak yerleri gezmiyorlar. İş güvenliği bilgileri olmayacak kadar düşük. Bence kamu kurumlarında bakanlıklarda iş güvenliği uzmanları iş güvenliği konusunda özel egitim almiş sertifikalı kişilerden seçilmeli her sene sözleşmeyle tutulmalı, danismanlik hizmeti şeklinde turulmalı ve iş güvenliği uzmanlarının karnesi olmalı. Konum olarak kurumda en çok kazaları gözlemleyebilecekleri herkesin ayaküstü ulaşabileçegi zemin katlarda olmalı ama sürekli gezmeliler kesinlikle memur olmamalı ibelirli fakultelerin ilgili bolumlerinden en az 4 sene eğitim almış, sguvenligi sertifikalilarin havuzundan her sene secilip istihdam edilmeli. hiyerarşiye bağlı olmamalı , Kurumda işgüvenliği uzmanı çalışırken olan Kazalar olumsuzluklar bu karneye yazılmalı. Yoksa hiyerarşik olarak daire başkanına bağlı çalışan bir şube dolusu gereksiz işgüvenliği birimi kuruma fayda yerine zarar getirir iş güvenliği konusunda. Yoksa google'a "bakanlıkta yangın" yazınca çok iş kazaları görürüz. Her ne kadar Nobel'in iş kazası kadar ünlü olmasa da...

    YanıtlaSil
  22. Doyaya kitap alamıyorum bu da moralimi çok bozuyor

    YanıtlaSil
  23. Hocam, Ekonomi de yalanlar ve gerçekler diye keşke bir kitap yazsanız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz bazı kitaplarım da safsatalar, şehir efsaneleri ve komplo teorileri başlıklarıyla yer alıyor.

      Sil
  24. Mahfi Bey, Okumayı sevdiğiniz ilk 10 ekonomi yazarı kim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ayrımı yaparsam ayıp olur. Ben hepsini okumaya çalışıyorum.

      Sil
  25. Anahtar Kelimeler:

    • Kaos
    • Judokrasi
    • İtibarsızlaştırma
    •. Sermaye
    •. Cambaza Bak Oyunu
    • Algı Yönetimi
    •. Korku
    •. Zihinsel Kölelik

    Bunların hepsini toplayınca ne çıkar Hocam?

    YanıtlaSil
  26. "Nobel ödülü savaşlar için malzeme sağlayan bir buluştan elde edilen servetin insanlığa bilimle, edebiyatla, barışla hizmet edenlere verilmesini öngören ironik bir ödül niteliği taşıyor."

    Hocam Nobel buluşunu madencilik sektörü işin geliştirmişti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette ama sonuçta savaşlara hizmet eder hale geldi o buluş.

      Sil
  27. Judokrasi demekle jurokrasi veya juristokrasi demek istediniz herhalde. Yoksa judokrasi deyince aklıma Putin geliyor 🥋. Jüristokrasinin başı da belki Cumhurbaşkanlığı eski Genel Sekreteri Rizeli Fahri Kasırga ya da Bülent Arınç'ın çok takdir! ettiği Mehmet Uçum olabilir mi? Azınlıklar Türkiye'de iktidara gelmiş olabilir mi? Mesela Katsiris veya Kasiris=Kasırga? (Not: Sadece tüm olasılıkları bilgileri, ülkemizin mevcut durumunu, olan olayları,sürekli sistematik yapılan Atatürk düşmanlığını, denetimden uzak özel okulları, bedelli askerlik yapanların çoğalmasını, Milli bayramları unutturma politikasını, orman yanginlarini ve önlem alınmayisini, liyakatsizligi, istatistikleri değerlendirip yazdım. ) Bunu kötülükleri ancak keşke yunan kazansaydı diyen Misirisler Mısıroğlu yapabilir. Misiris'e Kuleli Askeri Lisesi yanında deniz kenarı mekanı da belediye başkanıyken ancak Kotilis verebilir. Not: Üstad yayınlamayın ama bilin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız.Jüristokrasi demek istemiştim.Okumalarımda çok az denk geldiğim ve gündelik hayatımda da kullanmadığım bir kelime olduğu için zihnime yerleşmemiş herhalde.O yüzden yanlış yazmışım.Teşekkürler.

      Yorumunuzun kalan kısmı için bir şey söyleyemem.İnsanların soyadlarından hareketle bu sonuçlara varabilmek,benim bilgimi ve hayal gücümü aşan konular.Bana göre fazla astrolojik!

      Mahfi Hocam soruma bir yanıt vermemiş ama orada sıraladığım anahtar kelimelerin toplamı,benim penceremden bakınca bir şey ifade ediyor.Hoca’nın ya da bloğu takip edenlerin dikkatini çeker ve karşılıklı fikir alış verişi yaparız diye özellikle yazdım.
      Bu kavramları,bir mühendislik çalışmasının araçları olarak görüyorum.Bunu siyasi taraftarlığın dışında/ötesinde anlamak gerekir.(Siyasi sonuçları olmadığını ya da siyaseti etkilemek için yapılmadığını söylemiyorum.) Yakın tarihimizi anlamak/anlamlandırmak isteyenler için bu konunun,vakıf olanlar eliyle,hem yazılmaya hem de tartışılmaya çok ihtiyaç duyulan bir alan olduğunu düşünüyorum:

      Bu nasıl bir mühendisliktir?
      Nasıl yapılır?
      Kim/kimler yapar?
      Neden ihtiyaç duyulur?
      Başka hangi araçlar kullanılır?
      Hedef nedir? vb. sorularla ilgilenenlerin yazmasını isterim.

      Sil
  28. Türkiyeden Nobel Edebiyat ödülünü ın müdahalesini istıyor. Orhan Pamuk'a verdiler. Sartır'ın görüşü dogru. Pamuk, Türkler 1,5 milyon Ermeni yi kesti öldürdü der. Hem de romanında değil. Politika pazarında. Artık Paşinyan böyle demiyor. Türk diye hakaret ediyorlar ona. Yaşar Kemal'e Nobel vermediler. En büyük edebiyatçı. Türklere hakaret etmedi. Yıllarca hapis yattığı halde. Üstelik karısı isveçli . İsveç diline çevrildi kitapları. Bu yıl alan Venezüellalı kadın da sokak ayaklanması lideri.Ama ülkesine Trumph ın müdahalesini istiyor. Rejime karsı dıye verdiler

    YanıtlaSil
  29. Hocam, elinize bir kitap aldığınız da bitmesi kaç gün sürer?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaba göre değişir bazen, özellikle romanlar, çok kısa sürede bitiyor bazen de , özellikle bilimsel kitaplar, zaman alıyor. Ortalama 10 - 12 gün diyebiliriz. Çünkü be sürekli okumuyorum, ara veriyorum ve o arada başka işlerle uğraşıyorum.

      Sil
    2. Hocam, çok uzun sürmüyor mu? Ben genel de max 2-3 gün ama şıuan boşum )

      Sil
    3. 2 günde bitirdiğim kitap da çok ama bilim kitaplarını ben altını çizerek ve notlar alarak okuduğum için uzun sürer. Kapital'i (Marx) ilk okumam üç ay almıştı. İkinci kez okuduğumda bile bir ay sürdü.

      Sil
  30. Mahfi bey
    Ege Beyin dediği gibi cari açık sorunu var tasarruf sorunu yok rekabetçi kur sart bu konuda ne düşünüyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açığın ne demek olduğuna bir bakalım isterseniz bu sorunuzu yanıtlamadan önce.
      Cari Denge = Yatırımlar - Tasarruflar
      Yatırımlar = Tasarruflar ise cari açık veya fazla yoktur
      Yatırımlar < Tasarruflar ise cari fazla vardır
      Yatırımlar > Tasarruflar ise cari açık vardır
      Bizde yatırımlar tasarruflardan fazla olduğu için cari açık var. Çin'de tasarruflar yatırımlardan fazla olduğu için cari fazla var.
      Demek ki neymiş cari açık dediğimiz şey doğrudan doğruya tasarruflara ilgiliymiş.
      Öte yandan rekabetçi kur diye bir şey olmaz. Rekabetçi sanayi olur, rekabetçi üretim olur ama kur olmaz. Enflasyonunuzu normal düzeye (yüzde 5'in altına) indirir, hukukunuzu düzeltir, demokrasinizi de adam gibi uygularsanız kura müdahaleye gerek kalmaz ve kur kendi yerini bulur.

      Sil
    2. Mahfi bey,

      Siz; kitabî (okullu, mektepli, akademi) dünyasından değerlendiriyorsunuz.

      Ege bey ise; hayatın tam ortasından (alaylı), pratiğin içinden, gerçekten yaşanan şeylerden değerlendiriyor.

      Sonuçta:

      Ege bey haklı gözüküyor.

      Sil
    3. Tanımları bilmezseniz kitapta yazılanlar yanlış kahvede konuşulanlar doğru gibi gelir.

      Sil
    4. TL şu an rekabetçi bir seviyede, ihracatçılar için avantajlı.
      Ama bu kadar düşük bir değer yüksek maliyet ve enflasyon riski taşır.
      Ekonomistler bu durumu “aşırı rekabetçi kur” veya “TL’nin fazla değer kaybetmiş hali” olarak tanımlayabilir.

      Sil
    5. Rekabetçi kur diye bir şey yoktur. Kur ya serbesttir ya sabittir ya da serbest görünüm altında müdahalelidir (buna literatürde dirty float - müdahaleli kur deniyor.) Bizde geçerli olan müdahaleli kurdur. ideal durum enflasyonu yüzde 5'in altına düşürüp kura müdahale etmeyi bırakmaktır.

      Sil
    6. Hocam, Çin kendi parasını sabit kurla düşük tutuyor almanya avrodan dolayı avantajlı benim anlamadığım biz söylediklerinizi yaparsak dünya için pahalı bir ülke olmaz mıyız çünkü bizdeki kur dalgalı sizin söylediğiniz şartlarda

      Sil
    7. Bu sorunun cevabını merak ediyorum

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

II. Abdülhamid ve Osmanlı Maliyesinin İflası

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar