Türkiye Stagflasyonda mı?

Stagflasyon Nedir?
Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi büyümüyorsa o ekonomide stagflasyon (enflasyon içinde durgunluk) hali var demektir. Ekonomik krizlerin başa çıkılması zor olanlarından birisi budur. Eğer ekonomi enflasyon içinde büyümeye devam etse bir miktar büyümeden fedakarlık ederek enflasyonu düşürmek daha kolay olabilirdi. Oysa stagflasyonda bir yandan enflasyonla mücadele edecek bir yandan da ekonomiyi canlandıracak bir ekonomi politikası biçimlendirmek gerekir ki bu çok kolay bir iş değildir. Çünkü bu iki politika genelde birbiriyle çelişen politikalardır. Bu durumda iki hedefi de tutturamayacak bir politika arayışı içine girmektense bir seçim yaparak önceliği bu iki hedeften birisine vermek daha uygun olabilir.

Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Durumun Tanımlanması
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durum yüksek (ve yükselen) enflasyon içinde düşen büyüme durumudur. Ekonomi bir yandan yüksek enflasyon deneyimi yaşarken bir yandan da büyüyorsa bu durumu enflasyonlu büyüme olarak adlandırabiliriz. Burada sözünü ettiğimiz enflasyonun normal kabul edilen yüzde 2 -3 gibi bir oranın üzerinde olduğuna dikkat etmek gerekir. Enflasyon hem yüksek hem de artış halindeyse bu daha da sıkıntılı bir duruma işaret eder.

Türkiye’nin bugün karşı karşıya bulunduğu enflasyon yüzde 11,29 iken büyüme yüzde 2,9 düzeyindedir. 2015 yılında büyüme oranının yüzde 6,1 olduğu dikkate alınırsa büyümenin düşüşte olduğu dikkat çekiyor. Bu durumu aşağıdaki grafikte gösterelim.


Grafik bize Türkiye’de enflasyonun son iki yıldır oldukça yüksek seyrettiğini ve 2017’den başlayarak iki haneli bir düzeye çıktığını, buna karşılık büyümenin inişler çıkışlar yaşamakla birlikte 2016 yılında yüzde 5’lik potansiyel büyüme oranının altında kaldığını gösteriyor.

Hangi Ekonomi Politikası?
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, ekonomik kriz olarak tanımlanabilecek bir duruma işaret etmiyor. Buna karşılık yüksek enflasyon ve düşük büyüme ciddi bir sıkıntı işareti olarak kabul edilmeli. Bu durumu normale çevirmek yani düşük enflasyonla yüksek büyüme konumuna geçmek o kadar kolay değil. Bunun nedeni enflasyonla mücadelede izlenecek politikayla büyümeyi yükseltmek için uygulanacak ekonomi politikasının birbiriyle çelişkili sonuçlar doğuracak politikalar olmasıdır. Enflasyonla mücadelede uygulanacak maliye politikası harcamaların kısılmasını, teşviklerin ve desteklemelerin azaltılmasını, vergilerin artırılmasını gerektirir. Buna karşılık büyümeyi yükseltmeye yönelik bir maliye politikası uygulaması bunların tam tersinin yapılmasına dayanır. Enflasyonla mücadelede uygulanacak para politikası faizlerin artırılmasını, zorunlu karşılıkların yükseltilmesini ve likiditenin sıkılaştırılmasını gerektirir. Büyümeyi kollayacak para politikası uygulaması ise bunların tam tersine yönelmek durumundadır.

Ekonomi politikasında bu çelişkileri gidermenin imkânı olmadığına göre üç yoldan birisinin tercih edilmesi gerekiyor: (1) Büyümeyi artırıp enflasyonun yükselmesine göz yumulabilir. (2) Enflasyonu düşürüp büyümenin düşmesine aldırılmayabilir. (3) Her iki alanda da sıkı önlemler almak yerine ikisinin de mevcut durumunu korumak hedeflenebilir.

Türkiye, bugün enflasyonu düşürmekten çok büyümeyi yukarı yönlendirmeye odaklı bir ekonomi politikası izliyor. Maliye politikası alanında kamu harcamaları referandum nedeniyle iyice artırılmış, vergiler ise düşürülmüş, para politikası alanında ise faizler olabildiğince baskılanmış bulunuyor (Burada konu ettiğimiz faizlerin reel faizler olduğuna dikkat etmek gerekir.) Bu politikanın sonucu olarak da enflasyon yükseliyor.


Ekonomik denge bir kez elden kaçırılınca işin sonu daima kırk katır mı kırk satır mı tercihine gelip dayanır. 

Yorumlar

  1. Hocam merhabalar, yeni yazı için elinize sağlık.

    Kısa bir sorum var. Bugün haberlerde, FED'in bilançosunu küçülteceğinden bahsediyordu. Bilançonun küçültülmesi ne demektir ? FED bunu nasıl yapacak ? Elinde bir sürü tahvil var. Bunları satsa para elde edecek ve bunlar yine bilançoda durmayacak mı? Tam olarak nasıl yapacak anlamadım.
    iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başkaları daha iyi açıklayabilir ama bir bakış açısı katması açısından yorumluyorum. Normalde tahviller dediğiniz gibi farklı kurum,kişi,ülkelerin elindeydi ve FED bunların itfa tarihleri geldiğinde yeniliyordu. Bunlar yenilemeyi kesip artı piyasadan dolar çekmeye başlayacak ve hesapları kapatacak. Aldığı parayı kendi bankası hazinesi nerede ise artık orada tutacak ama bilançoda tahvil olarak gözükmeyecek.

      Sil
    2. Fed, parasal genişlemeye başladığında başta bankalar olmak üzere kurumların ellerindeki tahvilleri satın alarak karşılığında para verdi. Böylece piyasada parayı bollaştırarak ekonomiyi düzlüğe çıkardı. Şimdi piyasadaki o fazla paranın enflasyon yaratmaması için tahvilleri verip paraları geri çekmek ve bu yolla da bilançosunu normale döndürmek itiyor. Fed'in aldığı tahvillerin çoğu 5 yıl vadeli. Bunların vadesi geldiğinde Fed tahvilleri Hazineye verip parayı geri alacak. Çünkü tahvillerin çoğu Hazineye ait.

      Sil
    3. Hazine ne yapacak o tahvil kagitlarini hocam sonucta kagit parcasi

      Sil
    4. Doğru ama o kağıt parçaları zaten Hazinenin borçlanma kağıtları. Yani Hazine bunları çıkarıp borç aldı. Sonra Fed bunları alanlardan alıp parasını ödedi. Şimdi Hazineye verip parasını geri alacak.

      Sil
    5. Hocam Sanırım fed bunları yaparken vatandaşın vergilerini kullanmış oldu doğru mu anlamışım

      Sil
    6. Mahfi Hocam, burada bir kısır döngü yokmu? Piyasada kriz varken yani piyasaya para girdisi yapmak gerektiği zaman FED hazineden hazineden para alıyor ve piyasadaki tahvilleri satın alarak şirketlere para veriyor. Ama hazine bu parayı FED e tedarik etmek için kendi tahvillerini piyasaya sürüp karşılında piyasadan para topluyor değil mi? Piyasada dolaşan para miktarında bir artış olmuyor o zaman. Nasıl fazladan enflasyon oluşuyor? Çok teşekkür ederim.

      Sil
    7. Hazine tahvil satıp bankalardan borçlanıyor.
      Fed bu tahvilleri alıp bankalara para veriyor.
      Bankalar bu paraları kredi olarak veriyor.
      Sonra Fed vadesi geldikçe tahvilleri alıp Hazineye götürüyor.
      Hazine Fed' bu tahvillerin bedelini ödüyor
      Hazine yeniden borçlanıyor.
      Tahvillerin karşılığı para piyasada kaldığı sürece enflasyona baskı yapıyor.

      Sil
    8. Hocam kuresel olarak degerlendirirseniz, dunyanin dolari FED'in faiz artisiyla ABD'ye akacak. FED ve ABD hazinesi bu paranin tamamini yukarida belirttiginiz sekilde piyasadan cekip kasasinda mi bekletecek yoksa nisbeten ABD'de bir miktar dolar bollugu yasanacak mi? Asil sorum; daha once para pompalarken ve bizim gibi ulkeler el kesesinden hovardalik yaparken yasadigimizin bir benzerini ABD de onumuzdeki donemde yasayacak mi? Mesele konut fiyatlarinin artmasi gibi. Son donemde Canada'da konut fiyatlarinda ciddi yukselme var. Eger durum buysa memlekette elimizdeki konutu balon patlamadan satalim ABD'de yukselmeden emlak alalim.

      Sil
    9. Hocam FED faiz arttirimi sonrasinda butun dunyadan ABD'ye akacak dolari piyasadan toplayip kasasinda mi tutacak. Yoksa ABD bir miktar para bollugu yasayacak mi. Bu durumda orda emlak fiyatlarinda artis beklenebilir mi.

      Sil
  2. Ülkenin parası çarçur edilmese ve vergiler düşse ne güzel olur.

    YanıtlaSil
  3. geçmiş olsun diyelim ne diyelim.

    YanıtlaSil
  4. Hocam Tv'de çok uzun görünüyorsunuz sakıncası yoksa boyunuzu öğrenebilir miyim ? benim tahminime göre 1.82 varsınızdır en az.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten tam isabet, hocam kilonuzda tahminen 78 falan sanırım çünkü boyunuzdan uzun gösteriyorsunuz buda ancak zayıf veya fit vucutlarda olur.

      Sil
    2. Burada tam olarak rakamlar ters olmuş. Kilom 87.

      Sil
  5. (Basitçe)Fed in borcu sirkülasyonda abd doları miktarı aktifleri ise devlet tahvilidir. Fed tahvil satmaya başladıkça hem aktifteki tahvil miktarı hem de piyasadan para çekeceği için borç miktarı azalır. Toplam denklik sağlanır ve bilanço küçülür. Fed elde ettiği dolarları aktifine kaydetmez.

    YanıtlaSil
  6. Hocam devlet dışarıya mal ihraç ederse (petrol mesela) bu bütçe gelirinde mi gözükür yoksa cari işlemler hesabında mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisinde de yer alır. Devlet bütçesinde gelir olarak, ödemeler dengesinde ihracat geliri olarak.

      Sil
  7. Hocam, bu referandum'da mutlaka "hayır" çıkması gerektiğine inanan bir vatandaş olarak "evet" çıkarsa bir şekilde sevineceğimi belirtmek isterim. Neden derseniz, ülkenin çıkarı için. Çelişkili gibi görünse de aslında bunun nedeni yazınızın son bölümünde var. Referandum nedeniyle kamu harcamalarının zirve yapması, vergi gelirlerinin düşmesi ülkeyi felâkete götürüyor. Bahsettiğiniz bu kamu harcamaları tamamen çöpe giden reklam, propaganda, yandaşa yardım v.s. harcamaları. Muhtemelen örtülü ödenekten yapılan ve bütçe'de görünmeyeceği için ne kadar olduğunu hiçbir zaman öğrenemiyeceğimiz, sadece "yükselen enflasyon" olarak bizlere geri dönecek bu devasa harcamalar hepimizin cebinden çıkıyor. Bu referandum'dan "hayır" çıkarsa iktidar durmayacak, 2-3 maddede rötuş yapıp yeni bir referandum'a gidecek. Bizler yeni referandum'un çöpe gidecek yeni kamu harcamaları için deve yüküyle vergi ödemeye devam edeceğiz, gerginlik artarak devam edecek ve ancak kendi istedikleri sonucu elde edince duracaklar. Bu arada ülkenin ödeyeceği bedel, altından kalkılamaz boyutlara ulaşabilir.

    Bence şimdi kazanacakları bir Pirus zaferi, içine gireceğimiz referandum sarmalından evlâdır. Yanlış düşünüyor olabilirim, bu durum benim oyumun rengini de etkilemeyecek ama ülkenin bir şekilde bu kısır döngüden çıkıp normalleşmesi gerekiyor, yoksa işimiz çok zor. Ne yazık ki ülkenin çıkarını değil kendi "kutsal dava"larını ön plânda tutan, ülke yıkılsa da "batarsa batsın, hele şu davayı kazanalım, sonra bakarız" mantığı ile hareket eden bir yönetim biçimi karşısında ülkenin çıkarını düşünmek yine bizlere düşüyor.

    Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortaya koyduğunuz mantık belki doğru olabilir ama getirilen Anayasa değişikliği bu ülke için olabilecek en kötü değişikliği içeriyor.

      Sil
    2. Hocam haklısınız da, bence bu değişikliği engellemek için beyhude bir çaba içine girip ülkenin kıt kaynaklarını bu yolda tüketmek yerine ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde mevcut başkana ciddi rakip olabilecek, herkesin gönlünü kazanabilecek bir aday bulup şimdiden hazırlamaya başlamak, yani karşı tarafı kendi oyunu ile vurmak daha mantıklı ve stratejik bir hamle olmaz mı? Evet çıkarsa başka bir seçim olur mu, belli değil aslında ama bence bu risk alınabilir. Unutmayalım, E.İhsanoğlu gibi bir aday bile bu ülkede %37 oy aldı.

      Sil
    3. Emin olun böyle bir değişiklik geldiğinde oluşacak sınırsız harcama yetkisinin sınırsız bir şekilde serbest bırakılması ülkeyi moratoryuma kadar sürükleyecek bir süreci başlatacak. Bu nedenle ne kadar referandum olursa olsun hayır oyu çıkmalı. Genel seçimlerde de halk kötü gidişatı görüp tepe kadroyu değiştirirse o zaman bir şansımız olabilir.

      Ben de hayır oyu atacaklardanım ama ülkenin ekonomik verileri için evet de çıksa hayır da çıksa iyi bir yorumda bulunmamız mümkün değil.

      Sil
    4. Hayır sonucu çıkacağı olasiligi arttığı için yukarıdaki adsız arkadaşlar hayırcı gibi görünüp ama evetin faydalı olacağı ve aba altından korkutma taktigini uyguluyorlar galiba. bunlar ucuz numaralar beyler.:)) sizin tam olarak inanmadiginizi gösterir.siz evet diyeceksiniz ve burada da itiraf edin gitsin . Doğru olanı yapmak neye malolsa dahi yapmayı gerektirir.evet diyorsak evete hayir diyorsak hayira.hocam elinize sağlık.

      Sil
    5. Adsız 01:29,

      Ben yukarıdaki ilk yazıyı yazan "adsız" olarak hayır çıkması gerektiğine inandığımı, oyumun da bu yönde olacağını yazımda belirttim ama siz bu ucuz numarayı yutmamışsınız, tebrikler. Peki ya evet çıkarsa? Bu durumda ne yapılması gerektiği hususunda herhangi bir fikriniz var mı? Bence hayır oyu vereceğini açıkça söyleyen kişilerin yazılarındaki gizli şifreleri bulmak yerine bu konuya odaklanırsanız daha yararlı bir iş yapmış olursunuz. Ülkemizde en çok eksikliği çekilen uzun vadeli strateji geliştirme sorununa da bir katkınız olur belki.

      Sil
    6. ilk yazıyı yazan süper arkadaş.bu blog yazarı ve okuyucuları size nasıl müteşekkir olsak acaba.bir düşünelim :)) evet çıkarsa bu durumda ne yapılması gerektiği fikrimi sormuşsunuz.bu da çok komik doğrusu. sonuçlara karşı fikir ve strateji üretildiğini hayretle ilk kez sizden öğreniyorum.tesekkur ederim birşey öğrettiğiniz için.bence siz yazınızı tekrar okuyun ve stratejiler geliştirmeye devam edin.Aşağıdaki sözlerinizle ;
      "Bizler yeni referandum'un çöpe gidecek yeni kamu harcamaları için deve yüküyle vergi ödemeye devam edeceğiz, gerginlik artarak devam edecek ve ancak kendi istedikleri sonucu elde edince duracaklar. Bu arada ülkenin ödeyeceği bedel, altından kalkılamaz boyutlara ulaşabilir." çok önemli bir strateji olusturmuşsunuz :)))

      Sil
    7. Adsız 10 Nisan 2017 11:04

      Türkiye'nin uzun vadeli strateji geliştirememe sorununa ilave olarak yaşadığı okuduğunu anlamama sorununu da canlı örneklerle belgelediğiniz için teşekkür ederiz.

      Sil
  8. Harcamaların kısılması : Tüketerek büyüme sağlanacak denilmekte.
    Teşvikler : Olabildiğince yapılmakta
    Vergiler : Yüksek
    hem enflasyon'un düşürülmesi hem de büyümenin arttırılmasına yönelik karma bir enflasyon'la mücadele eden büyüme politikası diye adlandırma yapmamız doğru olur mu sayın Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar hocam merkez bankası hedefe bir türlü yakınsamayan ve %10seviyesi civarında katılık gösteren enflasyon oranını daha iyi analiz edebilmek için gıda komitesi kurmuştu bir iki sene önce sanırım. Eğer enflasyon gıda fiyatlarından dolayı düşmüyorsa Türkiye'nin tarım ve hayvancılık politikasında bir revizyona gitmesi şart değil mi ve sizce tarımda ölçek ekonomisinden faydalanabilecek büyük şirketler mi yoksa küçük aile işletmeleri mi ülke için uzun vadede daha karlı ve bu hep bahsedilen yapısal reforma bir örnek teşkil edebilir mi . Yapısal reformların kısa vadede maliyetli olduğu daha doğrusu kısa vadede maliyeti faydasından fazla olduğu için uygulanması zor olduğu söylenir buna bir örnek verebilir misiniz mesela kıdem tazminatı reformunda ne gibi bir maliyet fayda analizi yapabiliriz. Şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarımda belirli bir büyüklüğün altında verim kaybı olduğu bilinen bir gerçektir. O nedenle ailelere ait olan tarım birimlerinin bir araya getirilerek toplu bir yönetime tabi tutulması görüşü savunulur. Ama bunları kabul ettirmek de göründüğü kadar kolay değil.

      Sil
    2. Bildigim kadariyla su anda böyle bir uygulama var Hocam. veraset yüzünden Bölünmüs tarlalarin tek ve büyük parcalara dönüstürülmesi icin bildigim kadariyla 2017 sonuna Kadar süre verilmis. tabii böyle bir siyasal belirsizlikte nasil uygulanacak.. zira baslibasina bir is. korkunc bürokratik ve hukuki bir sürec.

      Sil
    3. Mahfi Bey,

      Sizin bu söylediğinizi zamanında CHP, toprak reformuyla yapacaktı. Adnan Menderes'in CHP'den ayrılıp başka partiyle iktidara gelmesinin sebeplerinden biridir. Yorumunuza katılıyorum. Türkiye'de aşiretler olduğu sürece 1) Köy enstitülerine izin vermezler 2) Toprak reformu yaparak köylüyü üretime teşvik edip devletin kontrolüne bıraktırmazlar.

      Sil
    4. CHP'nin 1946'da yapmak istediği toprak reformu, toprağın belli bir büyüklüğün altına inmesini engellemeye çalışmıyordu, belli bir büyüklüğün üzerindeki toprakların köylülere dağıtılmasını hedefliyordu. Bu yapılamadı, ama zaten gerek de kalmadı. Türkiye'de tarım arazilerinin miras yoluyla sürekli bölünmesi ve nüfus artışı, zamn içinde aynı sonucu fazlasıyla doğurdu, hatta tarım arazilerinin gereğinden fazla bölünmesine yol açtı. Bugün Türkiye'de ortalama tarımsal işletme 60 dönüm araziye sahip ve bu teknolojik gelişmenin önünde büyük bir engel.

      Türkiye'de neredeyse 1990'lardan beri aşiretlerin pratikte bir önemi yok. Sadece Türk dizilerinde ve şehir efsanelerinde yer alıyorlar.

      Yıl olmuş 2017, köylerde yaşlılar dışında nüfus kalmamış, sadece İstanbul'un nüfusu 15 milyonu geçmiş, sanayi devriminden sonra yeni bir devrim olmuş, hala kurtuluşu köy enstitüsünde aramak en azından bir anakronizm benim nazarımda. Doğru veya yanlış, köy enstitüleri başka bir devrin çözüm arayışıydı. Bugünün çözümlerini bugünde aramak gerekir.

      Sil
  10. hocam ekonomi bakanı "yüzde sıfır faiz inşAllah" diyor
    siz stagflasyon var mı diye yazıyorsunuz !!

    Büyük bir üstadın dediği gibi:
    "Bu ne yaman çelişki böyle, bu ne yaman iştir" hocam ??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. onlar ütopya dünyasında yaşıyorlar bu söylemler normal.

      Sil
    2. Yüzde sıfır faiz denince ben enflasyonun daha da artacağını anlarıum.

      Sil
    3. al bir çelişki daha tüikte sebze meyve üretimimiz %100 ün üzerinde yani ihtiyaç fazlası durum söz konusu diyor ama fiyatlar pazarda tavan ?? Diyeceksinizki ihracat var. Var da Rusya daha çoğu ambargolu ürünleri açmadı. İç Piyasaya akıp fiyatları indirmek yerine ne iş dönüyor anlamıyorum??

      Sil
    4. bu da sonumuz demek enflasyonunun fırlaması.

      Sil
    5. ihracat var ancak içeride kıtlığa sokacak fiyatları artıracak bir durum yok. Yine kendimize yetebiliriz ama tarladan 1 tl'ye çıkan ürün şehirlere gelene kadar 4 tl oluyorsa arada neler oluyor anlayamıyorum.

      Sil
    6. Arada olan şu;Üretici malını direk tüketici ile buluşturamayınca bu işi başkaları yapıyor .Aracı ürünü tüketiciden aldı,nakletti,deposuna indirdi,ambalajladı,işçilik ücreti vs.Sonra son tüketici ile buluşturacak ikinci aracıya devretti,tekrar nakliye tekrar elleçleme fire vs.Tüm bunlar zaman içinde gerçekleştiği için ve vakitde nakit olduğuna göre herhalde anlamışınızdır.....

      Sil
  11. Bizim yaptığımız hem enflasyonun peşinde faiz arttırarak doları baskılamak hemde kredi, teşviklerle ve vergi indirimleriyle büyümeyi arttırmak yöntemlerinin her ikisinide uygulamaktır. Bu sebeple ne enflasyon duruyor ne büyüme artıyor. Referandumdan sonra evet ve Hayır'a göre ekonomi politikası biraz daha netleşebilir. Evet çıkarsa kısa bir süre borsada dolarda düşüş ama hemen arkasından gündem gene Tr gerçeklerine dönünce kaldığımız yerden devam edebilir. Hayır çıkarsa gene kısa bir süre iyileşme olabilir ama çok daha çabuk TR gerçeklerine dönüş olacaktır. Her 2 halde de ekonomi politikamızda mutlaka parasal sıkılaştırma, vergi artışları ve bol kepçe verilen kredi/teşviklere bir son verilecektir. Büyüme yerine enflasyonla savaşma yolu tercih edilecektir. Erken seçim ihtimali bence gündeme gelmeyecektir. 2 sene boyunca para sıkılaştırma ve 2019 başlarında enflasyonu dizginlemeyi başardıysak bu sefer seçim yatırımı teşvikler vs bol kepçe verilmeye başlanacaktır. İnsanların 2 senelik kabustan ferahlığa çıkıyor gibi hissetmeleri sağlanacaktır. Bu şartlarda 2019'da kalan sağlar seçime gider. Sonra duruma göre silbaştan olur gene. Boşuna konuşuyor düşünüyoruz. Aklı olan dolar gelirli bir iş bulsun. Öğrenci arkadaşlarım erasmus filan değerlendirip yurt dışına açılsın en az 2 dil öğrensin. Bu canım ülkeyi bitirdik en azından 10-15 sene ekmek yok burada. Daha dibi göreceğiz sonra aklımız başımıza gelirse küllerimizden daha kuvvetli doğma şansımız olabilir. Tabii rahat bırakırlarsa. Karamsar olmak iyi bir şey değil ama iktisadi ve siyasi gerçeklerimiz bana bunu gösteriyor. Ülkeden kaçmak anlamına da gelebilecek cümlelerim Hocamın fikirlerinin tamamen zıttı oldu, özür dilerim kendisinden.

    YanıtlaSil
  12. Hocam öncelikle merhaba benim anlamadığım, durgunluk dediğimiz olgu arka arkaya büyüme oranının negatif olması durumu fakat darbe teşebbüsünden kaynaklı olarak 2016 ının 3.çeyreği negatif olduğu için geçtiğimiz yıl 2,9 luk bir büyüme gerçekleştirdik beklentilerin üstünde bu yıl da 2,5 in üstünde bekleniyor bu durum durgunluk sayılmaz fakat bir düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Sizce bu durumda stangflasyona girermiyiz kriz kapımızdamı ??

    YanıtlaSil
  13. Türkiye bu ikilimde ne zaman kalsa büyümeyi tercih etmiştir. Yanılıyorsam lütfen düzeltin.
    Enflasyon hep ikinci plana atılmış dolayısıyla büyümede de istikrar sağlanamamıştır. Maalesef tecrübelerimizden ders çıkaramama gibi bir özelliğimiz var.
    Çift haneli enflasyon ile büyümede istikrar sağlanabilir mi?

    YanıtlaSil
  14. Kıymetli hocam, büyüme verilerinde dikkate alınan baz yılı neye göre belirleniyor? Ekonomide gerek olumlu gerekse olumsuz anlamda olağanüstü gelişmelerin yaşanmadığı bir yıl belirlemek sonuçları daha gerçekçi kılmaz mı? Eknominin 4,8 daraldığı 2009 yılının baz yılı olarak alınması yanlış sonuçlara ve dolayısıyla yanlış para ve maliye politikaları uygulanmasına neden olmaz mı?

    YanıtlaSil
  15. yuzde 12 enflasyon yuzde 5 buyume bizim icin iyidir. Enflasyonun %10-15 arasinda olmasi cok sorun teskil etmez. onemli olan buyume kalkinma muassir medeniyetler seviyesine ulasma. Birazcik enflasyon piyada buyumeye can simidi gibi gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yillardan beri yerimizde sayiyoruz, ne muasir medeniyeti? Dunya ortalamasinda bir ulkeyiz, hangi enflasyonun yuzde 10-15 olmasindan bahsediyorsun? Her sey dolara endeksli, bugdayin bile bir kismi ithal artik..

      Sil
    2. Istikrar icin faizler dusmeli memlekette yuksek faiz oldugu icin enflsyon dusmuyor maliyetler katlaniyor uretim olmuyor.

      Sil
  16. TL'nin değer kaybından dolayı,hammadde-aramalı-know how ve finansal kaynak gibi dışardan almak zorunda olduğumuz girdiler pahalanıyor.Global büyümeye dayalı dış talebin ve finansal akımların eskisine dönmesi pek muhtemel değil.Kamu Bütçe/GSYH" oranına bakarsak,Toplam maliyet içinde ciddi oranlara ulaşan kamu maliyetide sürekli artıyor.Hazine garantili yatırımların getireceği maliyetler ve konuşulan yurtdışı operasyonlara bakarsak,bu maliyette artmaya devam edecek.Pahalı Kamuya rağmen ucuz dışkaynaklarla emekleyen üretimi,bu şartlarda ayağa kaldırmak pek mümkün görünmüyo.Ya fili zayıflamaya zorlayacağız yada filin altında ezilip kalacağız.

    YanıtlaSil
  17. Sevgili hocam şu an uygulanan sıkı para politikası ile LM eğrisi sola , genişletici maliye politikası ile IS eğrisi sağa kaydığına göre Y Reel çıktı artışı belirsiz ama faiz haddi artışı kesin diyebilir miyiz

    YanıtlaSil
  18. Hocam.. takildiginiz seye bak. Stagflasyon mus. türkiye icin cözülmesi en kolay ekonomik zorluktur.

    Patlatirsin 3 Köprü , 2 Tünel bak neler oluyor. Stagflasyonun tozu kalmaz.

    Aha buraya da yaziyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunları patlatınca stagflasyonun flasyon kısmı yukarı gider.

      Sil
  19. Sanki 1 numaralı daha mantıklı gibi. Yani büyüme devam etmeli. Teşvikler artmalı (doğru sektörlere (mesela inşaata değil de teknolojiye)), vergiler düşürülmeli. Aslında siyasal olarak düşünüldüğünde, riskli olan da bu değil midir? Büyüme artarken enflasyon da artacak. Enflasyon en çok düşük gelirlinin cebini yakmaz mı? Ülke daha çok düşük gelirlilerden oluşuyorsa, oy potansiyelini de düşürür. Bu yolun seçilmesi ilginç ama diğerine göre daha iyi gibi geldi bana.

    YanıtlaSil
  20. Mahfi Bey Merhaba,
    Yazılarınızı takip ediyorum,bilgilendirmeleriniz için öncelikle teşekkür ederim.
    Vergi indirmine gittiğini söylediniz sıradan bir vatandaşa yansıyan vergiler %8 gıda,%18 temizlik malzemesi, %18 doğalgaz ve elktrik, %8 su,bunlar normal bir ailenin mecburi ödediği aylık vergiler(yanlışım varsa düzeltiniz) ortalama 200tl civari bir vergi ödemesi var. Zorunlu yaşam giderleri için bu vergiler de bi indirim olmadıktan sonra diğer vergi indirimlerinin vatandaşa ne etkisi olabilir? Araç alımı ötv beyaz eşya da var diyenler olacaktır onlar bir defaya mahsus alınıp uzun süre kullanılan ihtiyaçlar lakin diğerleri her ay 1300tl alan birsinin ödediği net en direkt hissedilebilen vergi. Diğer ülkelerde de bu vergiler böyle midir? Yol köprü alt geçit üst geçit yapımında cumhuriyet tarihinin rekorları kırıldı hergün dinliyoruz,ayranımız yok içmeye Osman Gazi köprüsü ile gideriz gezmeye mi oluyor? Yapılan bu yatırımlar yerine istihdam sağlansa kalkınma daha fazla olmaz mı?
    Saygılarımla,
    Sıradan Bir Vatandaş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yapılan altyapı yatırımları içinde gerekli olanlar var elbette ama bir bölümü de bugün için gereksiz. Türkiye'nin geleceği için yapması gereken asıl yatırımlar sanayi ve teknoloji yatırımları.

      Sil
  21. Hocam borsa hakkında ne düşünüyorsunuz, çok kazanan da var kaybeden de borsa tam olarak nedir bilgilendirir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi hoca uzmanlığı olmayan konularda yorum yapmaktan kaçınır genellikle ama sorunuza cevap olarak borsa hisse senedi piyasası olarak da bilinen ve kote olan şirketlerin hisselerinin alınıp satılabileceği organize bir piyasa çeşididir

      Sil
    2. hisse dışında direk parasal olarak işlem yapılıyor mu?

      Sil
    3. Şöyle de diyebiliriz: Orta ölçekte bir hisseyi günde en az %2-3 oynatabilecek kadar parası olmayanların kapısının önünden bile geçmemesi gereken kurumdur.

      Sil
    4. Borsa konusunda blogda yazdığım tanımlar ve genel değerlendirmeler dışında bir yorum yapmıyorum. Çünkü borsayı hisse bazında izlemiyorum ve teknik analiz yapmıyorum.

      Sil
  22. Tellallık güzel meslek lakin bunlar beyhude çabalar. Yine de teşekkürler değerli ve sayın Eğilmez..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ferruh Atalay6 Nisan 2017 22:26

      Ozaman buralarda vakit kaybetmeyin, jölelinizini takip edin

      Sil
    2. Bu akşam para teklifi yok mu?

      Sil
  23. Zampara adam sendromu yani.. Ne evinde mutlu ne dışarıda..Evine dönse ( enflasyonu düşürmek için) tamam harcamaları azalacak bütçesi rayına girecek yavaş yavaş ama olmuyor ,dışarı açılmak ( büyümek) istihdama katkı sağlamak ( harcamalar,sponsorluklar vs) istiyor ama bu sefer bütçenin ucu kaçıyor. Aynı ülkemiz işte yapısal yani karekteristik bir sorun. Boşanmıyor ama tek eşli de olamıyor. Ne senle ne sensiz durumu..Ne zaman bir taraftan büyük tokat yiyecek o zaman aklı başına gelecek;) Özetim budur..Not:bekarım :)

    YanıtlaSil
  24. Hocam, ayrıca enflasyon ortamında ihraç mallarının fiyatlarının artması ihracatımızı azaltıp ithalatımızı dahada arttırıp cari açık problemimizin dahada büyümesine sebep olur. Zaten cari açık problemimiz varken bu problemin artmasına göz yumarsak krize girme ihtimalimiz varmı sizce? Böyle bir ihtimal öngörüyormusunuz geleceğimiz için?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin anlattığınız mekanizma daha çok sabit kur rejimlerinde ülkenin parasının iç değer kaybının kura periyodik olarak yansıtılabildiği durumlarda geçerlidir bu daha çok kura dayalı stabilizasyon politikası uygulayarak enflasyonu düşürmeye çalışırken görülür Türkiye bu reel kur değerlenmesini 2001 krizinden hemen önce yaşamış ve bankaların açık döviz pozisyonu nedeniyle ağır bir kriz faturası ödemek zorunda kalmıştı.şu anda dalgalı döviz kuru rejimindeyiz ve artan enflasyon tl nin dış değerine piyasa mekanizması ile sürekli yansıtılmakta zaten

      Sil
  25. Butce acigi olmadigi bir ortamda enflasyon olmaz. Bu enflasyon orani yapisal ve teknik olarak gecicidir ve donemseldir. Fakat dikkat etmekte fayda vardir. Enflasyonu, kamu aciklari besler isterse merkez bankaniz uzayda olsun bagimsizligin dibinde bile olsun kamu aciginiz varsa butce aciniz varsa ister surdurebilin ister bu aciklari surduremeyin. Sonu enflasyona cikar. Merkez bankaniz bile size yardimci olamaz.

    Turkiyede enflasyonun bu kadar artmasinin sebebi reel faizlerin olmayisidir. Hukumetin bir turlu gida fiyatlarinda dogru bir politikaya sahip olmamasidir.

    Yani hic bir sey yapamiuorsan bari gidada temel gida da KDVyi indirirsin hem kayit disi uretimi engellersin hem kendi tabanina isik yakarsin hem de fiyatlarda istikrari saglarsin. Temel gidadan kastim et sut yumurta bakliyat urunleri peynir yogurt sebze meyve. Bunlarda sembolik %2 ve ya %5 kdv en azindan piyasada bir rahatlama yaratabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzun giriş kısmı eksik ama gelişme kısmı doğru.
      Bütçe açığı olmadan da enflasyon olabilir. Türkiye'de bütçe açığı tarihi düşük düzeylerde ama enflasyon çok yüksek.
      Buna karşılık reel faizin düşük kalmasının enflasyonda etkili olduğu doğru. Çünkü bu durum bir yandan yerlilerin tasarruf etmesini engelliyor bir yandan da yabancı yatırımcının daha çok gelmesini ve dolayısıyla kurun frenlenmesini engelliyor.
      Gıda fiyatlarında teşhis yanlışı söz konusu var. Aracıları aradan çıkartacağız diye başlanan her girişimde fiyatlar daha da artıyor.

      Sil
  26. ekonomi böyle giderse devlet 2 seneye kalmaz enkaza dönecektir. işin ilginç tarafı bu enkazı yönetmeye kimse talip olmayacak. Yunanistan'dan daha beter duruma geleceğiz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dostum ne var mı ekonomide !
      1400 TL alan bile bisi demiyore!

      Sil
  27. Mahfi Hocam merhabalar,

    TUIK' in ekonomik buyume ve GSYH hesaplamalarinda yaptigi degisikligin tartismali oldugunu kamuoyu ile paylasilan Sayin Boratav ve Bulutay gibi iktisatcilarimizin hazirladigi makaleden okuduk. Bu yazinizda bahsettiginiz enflasyonun artarken buyumenin gerceklesmedigi ekonomilerde krizden ziyade stagflasyondan bahsedebilmesi durumu hesaplamalarin guvenilirligi gozonunde bulunduruldugunda degiskenlik gosterebilir mi? Yani ekonomik bir krizin baslangic safhasinda olabilecegimiz dusunulebilir mi?

    Yanit icin vereceginiz degerli vaktinize simdiden cok tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlangıç safhasının biraz daha ilerisinde olabiliriz.

      Sil
  28. Değerli Hocam,
    *Kredi Garanti Fonu sizce özel sektörün çok zora girdiğini ve artık kendi kendine kredi alamayıp, batma noktasına yaklaştığını gösteriyor mu?
    *Devletin, kendi işi ile ilgili olmayan firmalara kefil olması uygun mudur?
    *Bu uygulamalardan sonra, bankalar devlet garantisi olmadan bu şirketlere kredi verirler mi?
    *Bu garanti biterse, hem bankalar hem de şirketler açısından neler beklenebilir?
    Sizi devamlı okuyorum ve bizleri aydınlatmaya devam ettiğiniz için size çok teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Levent Bey ayni konu benimde gundemimde.
      Ben devletin boyle buyuk bir yuk altina(250 milyar TL) bu kadar gozu kara olarak(kredibiletisi tukenmis firmalara garantor olma) girmesinin altina zaten is isten gecmis, en azindan kurtarabildiklerimizi kurtaralim fikri oldugunu dusunuyorum.

      Sanirim bu odenmeyen riskli kredileri devlet ustlenip sistemin surekliligini saglamaya calisiyorlar.

      Bu kredi garantileri ileride ayni devlet garantili altyapi yatirimlari gibi, devlete ait bilancolarda gozukmeyen, ama ozunde devletin borcu olarak vergisini odeyen Turk vatandaslarina pay edilecektir

      Sil
    2. Hakikaten nereden geliyor bu degirmenin suyu? Cok buyuk paralardan bahsediliyor. Resmen devlet halka karsiliksiz kredi dagitir durumda. Karsiliginda referandumda evet bekleniyor herhalde. Bankalar kurnazlik yapip bunu batik kredileri temizlemek ve devlete yikmak icin kullanacaklardir ama gunun sonunda devlet bu kadar parayi bankalara geri odeyebilir mi yoksa is yine bankalarin kolunu bukmekle mi cozulecek. Bu isin sonu pek tekin gozukmuyor bence.

      Sil
    3. kredi garanti fonu bankaya açtığı garanti limiti toplamında takip oranı %7 ve üzeri olunca kefaletini %7'e indiriyor. Bu sebeple bankalar batak kredileri, zorda olan kredileri bu kefalet ile finanse etmiyor, daha çok ipotek vs. istediği firmalara bu kefalet ile limit tahsis edilmekte..

      Sil
    4. Adsiz 05:12, butce karsilaniyor, buyuk bir problem olsa butce acigi ve ek borclanma olarak karsiniza cikar. Bu sene vergi gelirleri cok iyi.

      Sil
    5. Adsız 12:30 Maalesef uygulamada pek öyle değil. Özellik ihracat yapan firmalara çok büyük limitli krediler(genelde yabancı para cinsinden) imza karşılında veriliyor.

      14:41 Exxon da dünyanın en büyük şirketlerinden biriydi. İleri tarihli olasılığa bağlı yükümlülükler genelde bütçe giderleri arasında gösterilmiyor. Exxon un nasıl battığını okursan (ya da son çıkan mortgage krizine de bakabilirsin) aynı şeyi göreceksin. 250 Milyar TL limitten bahsediyoruz. Çok iyi dediğin bütçe yılda ne kadar fazla veriyor?

      Sil
    6. Murat B 17:53, butce fazla vermiyor, ancak sene sonunda belirgin miktarda acik verirse problemi gorursunuz. Kredi garanti fonu bankalari susturmak icin olusturulan bir fon. Fondan kullanilan miktar sandiginiz kadar yuksek olmayacaktir, bizim milletimiz borcuna sadik bir millettir. Bankalar kredi vermemek icin direndikce hukumet one surdukleri bahaneleri tek tek gideriyor. Malesef bizim bankacilik sektoru ancak boyle is yapiyor.

      Sil
    7. Kredi Garanti Fonu, bugünün sorununu Hazine üzerinden ileriye taşıma mekanizması olarak görünüyor. Bankalar, bu kapsamda tahsilat yapamadıkları şirketlere vermiş oldukları kredileri kredi garanti fonu altındaki kredilerle değiştirip bir anlamda Hazine parasıyla yeniden kredi açmış oluyorlar. Özetle söylemek gerekirse Hazine bu kötü kredileri bizim ileride ödeyeceğimiz vergilere dayanarak bir anlamda üstlenmiş oluyor.

      Sil
  29. hocam okuduğum analizlerde eger dolar referanduma kadar 3,80 ı aşmaz ise referandum sonrası 3,50 ye inmesi kuvvetle muhtemeldir deniliyor. Siz bu analizi nasıl yorumlarsınız sizin varsayımınız nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoca yukarida öyle bir yazi yazmis ki. ilkokul 5. sinifta okuyan bir cocuk bile anladi. Bu yazi üzerine nasil böyle bir soru sorarsin.?

      Stagflasyon tehlikesi büyük diyor.. o analizi yapanlar yandaslar. hergün onlarca müjdeli haberi pompalayanlar. Fakat Kazin ayagi hic de öyle degil.

      Yaziyi bir daha oku.

      Sil
    2. 2016 yıl sonu dolar kuru 3.52 civarındaydı, 2017 yılını (tamamen kendi tahminimdir) en iyi ihtimalle %10 enflasyonla kapatırsak yıl sonu usd kurunu 3.87 civarında beklememiz gerekir. İlave olarak ekonomi dışı riskler oluşursa bununda fiyatlananileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Mevcut durum şimdilik çokta parlak görünmüyor.

      Sil
    3. Adsiz 23:05, ABD'de enflasyon 2%'i gececek sene sonunda. Onu hesaba katmamissiniz.

      Sil
  30. Merhaba Mahfi Hocam yazınız icin tesekkurler
    1.Hocam buyume verileriyle TUIK tarafından farklı şekilde hesaplanması :) ve sonucunda %2.9 cıkması aslında yazınızda belirtiğiniz stagflasyon ulkemiz için gecerli oldugu ve ekonomi için kriz çanları çaldığı anlamına gelmez mi?
    2.Dolarda yukseliş referandum fiyatlaması mıdır.Sizce evet mi hayır mı fiyatlanıyor
    3.Turk Lirasının negatif ayrısma nedeni sizce nedir.Afrika Randı dusus nedenini biliyoruz
    4.Turkiye onumuzde ki surecte enflasyon ve buyume artısı için nasıl bir yol izleyecek.Faizlerin %0 olmasını istiyoruz ifadesi hukumet ve yatırımcıyı nasıl etkiler
    5.Dolarda ki artıs devam etmesi enflasyonu artması ve cari acıkta ki artısı tetiklemez mi?Faizlerin reel anlamda ekside olması ve Turk yatırımcının dolara donmesi ekonomi de kangren oluşturmaz mı?
    6.Faizler reel anlamda ekside oldugu halde istihdam verilerinde neden istenilen artıs saglanamiyor.İssizlik devamli artıyor.İstihdam olusturacak yatırım yapılamıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Gelir
      2. Bunun da etkisi var ama son yükseliş Suriye'de yaşanan gerginliğin sonucu.
      3. Siyasal sorunlar, sosyal sorunlar ve giderek artan ekonomik sorunlar. Bunlara bir de referandum gerginliğinin eklenmesi.
      4. Bu ifadeler anlamı olmayan siyasal ifadeler. Sanırım artık yabancı yatırımcı da bunların bir anlamı olmadığını görebiliyor. Ama yine de bu tür ifadeler belirsizlik yarattığı için maliyet artışına neden oluyor.
      5. Sadece cari dengeyi değil birçok dengeyi olumsuz etkiliyor. Hala inşaata ilgi var. O nedenle dolara dönüş çok hızlı değil.
      6. Reel olarak eski olan faiz mevduat faizi. Kredi faizlerini ortala olarak yüzde 16 - 17 kabul edersek ortada 4 - 5 puan reel faiz var demektir.

      Sil
  31. Sayın hocam iyi çalışmalar dilerim ;
    Sabit kur a geçildiğini varsayalım şuan !
    Ne olur ! Artı ve eksi yönleriyle kısaca açıklar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kur arttığında kuru sabit tutmak için rezervlerimizi tuketiriz.
      Surdurulebilirligi hiç yok.

      Sil
    2. sabit kur rejmi için çok ciddi döviz rezerviniz olması gerekir, çin gibi, rusya gibi, ki bu ülkeler bile kuru sabit tutmak için belirli dönemlerde çok ciddi rezerv kaybettiler, baktılar olmuyor faizleri ciddi biçimde artırdılar. Türkiye sabit kura geçerse ya döviz talebine göre faizleri artırmak zorunda kalacak, ya da elinde bulunan rezervleri tüketecek. rezervler azalmaya başlayınca en basitinden piyasada dövize atak başlar ve devalüasyon zorunlu hale gelir.

      zaten sabit kur uygulayan ülkeler (çin, rusya, S. arabistan vs.) döviz rezervi sağlam devletler.

      Sil
    3. Sabit kurda enflasyonu dizginlersin, gelecekte kur ne olacak kaygısı olmaz fakat fazlaca âtıl döviz rezervi bulundurmak gerekir bu durumda uygulanması epey zordur.

      Sil
  32. Merhaba hocam

    Eski bir yazınızı okuyordum.
    Ulkelerin faiz durumlarını gorebilecegimiz bir site vermişsiniz. (cbrates.com)
    Bu sitede bazı ülkelerin değerlerinin negatif(-) değerde olduklarını farkettim ancak bir anlam veremedim. Bu tam olarak ne anlama geliyor?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buradaki oranlar Merkez Bankalarının bankalara vereceği kredilerin (bunlar ya gecelik ya haftalık yani kıusa dönemli kredilerdir) faizleri. Yani banka faizleri eksi değil. Bankalar, MB'den kaynak kullanmak için değil likidite ihtiyacı için çok kusa süreli para kullanır. Bu ülkeler, bankaların MB'den para kullanmasını teşvik etmek için faizi ekside tutuyor. Mesela Japonya'da para harcama arzusu hemen hemen hiç yok.O nedenle ekonomi canlılığını yitirmiş durumda. Japon MB, eksi faizle yani üste para vererek bankalara likidite vermeye uğraşıyor ki bankalar da çok düşük faizle yatırım kredisi versin ve ekonomi canlansın. Yine de amacına tam ulaşamıyor. Çünkü ekonomide geleceğe ilişkin beklentiler bozulduğunda bunu onarmak çok kolay değil.

      Sil
  33. Fiyat istikrarının olmadığı bir ortamda büyümenin olabileceğini düşünmüyorum. Enflasyonu düşürmeye odaklanıp biraz küçülmeyi göze almak uzun dönemde bir çıkış yolu olabilir mi? Sizin de fikrinizi öğrenmek isterim Mahfi hocam.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman 80 ler 90 lar Türkiye'sindeki büyümeyi nasıl açıklıyorsunuz. Yüksek enflasyon ortamında da büyüme olur ama bu büyümenin kalitesini düşürür istikrarsızlık ( fiyat , finansal , siyasi ) yatırım kararlarının alınmasını güçleştirecek az istihdam yaratan verimliliği düşük ve uzun vadede gelirin devamlı artmasını sağlayamayacak nir büyüme elde edersiniz eğer fiyat istikrarına önem vermezseniz.Türkiyenin şu anda yapması gereken iki ucu da sivri bir kılıcın hangi tarafından tutması gerektiğine karar vermek eğer enflasyonla savaşmak istiyorsa düşük büyüme(hatta resesyon) ye katlanmak zorunda , ben büyümeden feragat edemem işsizliğin daha da yükselmesine razı gelemem diyorsa enflasyonun getireceği istikrarsızlığa göz yummak zorunda

      Sil
  34. Avrupa ekonomisi nasil gidiyor sizce onumuzdeki surecte 6 aylik zaman diliminde Avrupada kriz bitti diyebilir miyiz. Mesela ABDde kriz 2015 agustosu gibi bitti. En azindan enflasyon issizlik ve buyume potansiyeli bakimindan. Avrupa ekonomileri icin boyle bir tarih yakin mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avrupa son 4 - 5 aydır belirli bir toparlanma sürecine girdi. AMB'nin parasal gevşeme kararı ve uygulaması ABD ve İngiltere'de olduğu gibi Avrupa'da da iyi sonuç vermeye başladı. Sanırım 2018 başında artık ciddi bir çıkışa geçebilirler. Tabii bu arada yeni sıkıntılar, olaylar çıkmazsa.

      Sil
    2. Sadece Almanyanin ticaret fazlasi 300 milyar Dolar.

      Sil
    3. Bir yerde okumuştum insan davranışları, psikolojisi hakkında. Verilen örnek şuydu. Gelir seviyen düşük olabilir, ama komşuna göre gelir seviyen iyi ise bu durum o kişiyi mutlu edermiş, komşusunu ise daha mutsuz edermiş. Adamın zaten gelir seviyesi düşük, bir de komşusundan düşük.

      AB'de yaşanan sıkıntıların temelinde bu psikolojinin yattığını düşünürüm. Almanyanın cari fazlası 300 milyar, AB nin cari fazlası yanlış hatırlamıyorsam 20 milyar. Kime yaramış bu AB?

      Almanyanın katı tutumu nedeniyle yaşanmıyor mu Brexitler?

      Almanya hala markta kalsaydı, euro dan daha değerli olurdu para birimi bugünkü ekonomik gücüyle. İhracatına darbe vuracak bu gelişme için hiç bir çaba göstermesine gerek kalmıyor birliğin içinde olduğu için. Yani diğer birlik ülkelerinin kötü performansı Almanyaya yarıyor. Ama Almanya diğer birlik ülkelerine seyirci kalarak Brexit süreçlerinin yaşanmasına, ırkçı partilerin yükselmesine neden oluyor. Ama kimse birşey diyemiyor.

      Sil
  35. Hocam herkes Türkiye'nin büyüme tahminini 2'nin altında verirken Türkiye nasıl 2.9 büyüdü?Yeni GSMH hesaplamasından dolayı mı sizce yoksa ekonomimiz gerçekten de beklentilerin üzerinde iyi miydi?
    Saygılarımla
    Sizi okumayı çok seviyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni GSYH hesaplamasından dolayı.
      Teşekkürler.

      Sil
    2. evet hocam yani kalem üzerinde yani teoriyi değiştirerek pratiği değiştirebileceklerini sanıyorlar.teoride 2,9 oysa pratikte(reel) 1,5 ila 1,9 arasında büyüdük bildiğim kadarıyla. saygılar hocam.

      Sil
  36. hocam büyümenin en fazla dip yaptığı durumda enflasyon eğrisininde biraz da olsa azalması beklenmez miydi ? 2016 son 2 çeyrekten beri enflasyonun artmasının tek sebebi kurlar mıdır ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurların yanında, gıda fiyatlarındaki artış, referandum dolayısıyla kamu harcamalarındaki artış, soğuk geçen mevsim dolayısıyla hane halkı ısınma giderlerinde yaşanan artış vb.

      Sil
    2. Bir de darbe girisimi oldu ama o mevsimsel etki. Kontrolluymus zaten.

      Sil
  37. Tüik büyüme verileri baz yılını 2009 yaptığı gibi enflasyonun da baz yılını 2003 ten 2009 a çevirseydi sizce şimdi enflasyonda bir değişiklik olur muydu

    YanıtlaSil
  38. Bu andan itibaren bölge çok ısınacak. 17 Nisanda kesinlıkle evet çıkmalı istikar çok önemli en ufak bir karasızlık bizi Suriyeye benzetir... Milyonlarca EVET. ABDnin ve Baskan Trumpin esedi yerle yeksan etmesi sevindirici zaten arabistanda destek veriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amerika sallandira sallandira bize geliyor. Butun ortadoguya saplamadan rahatlamiyacak. Seni onden buyuralim kardes.

      Sil
    2. Esad da tek adam olarak pek kararlı olduğu için Suriye bu hale geldi bence kararsızlık iyidir hele devlet yönetiyorsan ve kendinden sonrasını önemsiyorsan

      Sil
  39. Hocam cok merak ettigim bir husus var.
    Diyelim ki Turkiyenin uzun yillar30*yil dogal issizlik orani %3.5 Enflasyon orani da % 2.5 dur.
    Siz, herhangi bir ekonomide sarsinti oldugunda kurlarda bir yukselme sonucu ve dis konjokurunde etkisiyle oranlarin top yapip bu issizlik oranin %4.7 enflasyonunda % 4.7 oldugunda da ayni seyleri soyler miydiniz yukarida yazdiginzi yazi gibi boyle bir turkiye ekonomisi icin. Boyle bir ekonomi icin ne derdiniz mesela!Iyi yonetilmedigi kesin orasi amenna fakat ben sizin yorumunuzu merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu farazi örneğinizin altında neler olduğuna bakmadan yorum yapmak doğru olmaz. Mesela enflasyon yüzde 2,5'dan 4,7'ye yükselirken buna kur artışı etki yaparken faiz artırılmış mıdır yoksa eski yerinde bırakılmış mıdıur? Bunu görmeden bir yorum yapmak mümkün değil.

      Sil
  40. Hocam merhaba günlük döviz alım satımı için takip edebileceğimiz yorumcu tavsiye edebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloomberg HT de günlük yorumlardan izleyebilirsiniz.

      Sil
  41. Hayir diyordum artik evet diyecegim. Bolgede tek ve guclu bir lidere ihtiyacimiz var bu ekonomi icinde gecerli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman çokta merak etmiştik. Hayırcıymışta da evetçi olmuş pehh pehh.. Adam akıllı evetçi olduğunu bile HAYIR'a sataşmadan kılıfına uyduramıyor :=)))

      Sil
    2. hayır diyenin sebebi vardır.senin gibi günü birlik fikir degiştirmez.sen hayırcı olamassın.güya kafa karıştıracak.sen bunu git cahillere ve makarnacılara söyle.trol bu.

      Sil
    3. tek adam anlayışıyla güçlü olunsaydı ırak Libya mısır tunus Arabistan katar gibi küba gibi Türkistan gibi devletler önemli güç ve ekonomi haline gelirlerdi. bugün abd dışındaki onda bile çok dengeli ve çok sayıda fren mekanizmaları olan bir başkanlık sistemi vardır; abd dışında siyasal ve iktisadi olarak bir tane güçlü devlet yapısı gösteremezsiniz. günümüz dünyasını dikkatle takip eden ve araştıran yani aklı ön plana çıkartan tüm bireyler olsun tüzel kişiler olsun şunu görmektedirler: en ileri ekonomik ve demokratik ülkeler güçlü parlamenter rejime sahip ülkelerdir. fransa gibi italya gibi Norveç Danimarka gibi birçok ülke üniter devlet yapısallığına haizdirler.

      Sil
  42. Hocam Abd nin suriyedeki hava usunu vurmasından sonra dolar kuru neden arttı tam tersi olması gerekmiyor mu yani azalması gerekmiyor mu??

    YanıtlaSil
  43. sayın hocam hafta içinde merkez bankasından bir istifa oldu.sizce bu istifa yapılanlara bir tepkimiydi.adam dayanamadı gittimi yoksa.sonuçta akademisyen bu arkadaş.ders veriyor.ögrencilere nasıl açıklayacam bunları diyerek istifamı etti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o kadar basit bir nedenle gittiğini zannetmiyorum Sayın Şükrü kardeşim.

      Sil
    2. Bilmiyorum ben de sizin gibi basından okudum.

      Sil
  44. Sizce başarının sırrı nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1) Sevdiğiniz işi yapmak,
      2) Çok çalışmak

      Sil
  45. Hocam hacker saldırısına maruz kalıyor mu site? malum her gün kapatmak kapattırmak isteyen oluyor bence siteye teknik önlem almalısınız nacizane tavsiyem.

    YanıtlaSil
  46. hocam ayasofya neden müze oldu. cami olarak devam etseydidaha güzel olmaz mıydı. saygılar efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeteri kadar cami var bu kadar eski ve değerli bir eser her yerde müze yapılır. Yine de cami lazım denirse başka bir yere yeni bir tane yapılabilir. Ayasofya para basıyor şu an, o parayla kültür bakanlığı pek çok iş yapıyor.

      Sil
    2. Birinci soru: Sizce İstanbul'da cami mi çok müze mi?
      İkinci soru: İlk soruyla bağlantılı olarak sizce İstanbul'da camiye mi daha çok ihtiyaç var müzeye mi?
      Bu iki soruya vereceğiniz yanıta göre sorunuzu kendiniz yanıtlayın.

      Sil
    3. Muzede namaz kilamazsimiz ancak camii'yi gezip tarihi ogrenebilirsiniz. Avrupada kliseler en turistlik mekanlardandir eger tek derdiniz para ise.

      Sil
    4. İyi o zaman bütün müzeleri cami yapalım.

      Sil
    5. Türkiye'deki bütün kubbeli camiler (Mimar Sinan'ın yaptıkları başta olmak üzere) Ayasofya'nın iyi ya da kötü taklitleridir zaten. Hiç olmazsa orijinalini müze halinde bırakalım. Bu arada ülkemizde 90 bin civarında cami bulunduğunu, müze sayısının ise 500'ün altında olduğunu hatırlarsak böyle bir tarih ülkesinde hangisine daha çok ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkar sanırım. Bizden değil diye kabul ettiğimiz medeniyetlerin inşa ettiği dünya mirası hazineleri fetih zihniyeti ile değiştirip kendimize benzetmek başarı değildir. Asıl başarı, onları olduğu gibi koruyup gelecek nesillere taşıma olgunluğunu gösterebilmektir.

      Sil
    6. 90 Bin cami mi.? yani her 890 kisiye 1 cami.

      Hastahane sayisi 900.. yani her 89.000 kisiye bir hastahane
      özel hastahane 600..

      ilkokul sayisi 25000.. yani her 3200 kisiye bir ilkokul

      ortaokul sayisi 15000.. yani her 5300 kisiye bir ortaokul

      üniversite sayisi 200.. yani her 400 Bin kisiye bir üniversite


      Sil
  47. Londra parlamento binası (ve köprü) saldırısı,
    St Petersburg metro saldırısı,
    İdlib kimyasal bomba saldırısı,
    Trump'ın Suriye'yi tomahawk füzeleriyle vurması,
    İsveç/Stockholm'de kamyonla katliam yapılması,

    FED'in Haziran'da faiz arttırma ihtimali ve 4,5 trilyon Dolar'a yakın bilançosunu küçültmeye başlayacağı yönünde sözleri...

    Mahfi bey lütfen söyler misiniz: İçinde olduğumuz zaman dilimi, paradigma değişikliğinin tam ortası mı? (Bitip bitmediğini sormuyorum.)

    "Bretton Woods konferanslarının egemenliği" sona mı eriyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Bretton u da bilmem, Woodsu da,

      bildigim birsey var ki yillardir hic yanilmadim hep Dogru sonuca vardim.

      ABD yi izleyin Dogru sonuca götürür

      nasil mi.?

      ABD japonya ya Atom bombasini hangi olaydan sonra atti, sonrasinda ne oldu

      ADB Vietnama hangi olaydan sonra saldirdi 2 milyon insani öldürdü, sonrasinda ne oldu.

      ABD Afganistani ve buna bagli bin ladein i hangi olaydan sonra yerle bir etti, sonrasinda ne oldu.

      ABD Irak i hangi gerekce ve olaydan isgal etti 1 milyon müslüman öldü, sonrasinda ne oldu

      ABD Libyayi hangi gerekce ve olaydan sonra 2 haftada yerle bir etti,sonrasinda ne oldu.

      ABD hangi olay ve gerekce ile 2 gün önce Suriyeye füzelerle saldirdi........

      vee dogal olarak akla gelen, sonrasinda ne(ler) olacak..

      tahmin ediyorum bu sayfayi okuyan aklibasinda bir yigin insan neler olacagini tahmin edebiliyor.

      ve final sorusu... Suriye de halledildikten sonra sira nereye gelecek.?

      cevabi bilen var mi.?

      Sil
    2. Wesley Clark'in 2003 yilinda basilan Winning Modern Wars kitabinda siradikilerin listesi mevcut.

      Sil
  48. https://ourworldindata.org/no-matter-what-global-poverty-line

    Hocam merhaba. Yukarıdaki makalede fakirliğin son 30 yılda ciddi oranda azaldığı anlatılıyor. Mesela "extreme poverty" için günlük 1,9 $ sınırı konulmuş. Şimdi burada paranın zaman değeri dikkate alınıyor mu? Aynı hesaplamaları DB da yapıyor. 30 önceki 1,9 $ ile şimdiki aynı değil. Dolayısıyla yanıltıcı olabilir. Bunu tam olarak be şekilde ayarlıyorlar hocam bilginiz var mı? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görebildiğim kadarıyla Doları öylece almış makalede. Oysa Geary Khamis hesabıyla sabitlenmiş bir dolar değeriyle bakmak gerekir.

      Sil
  49. Sayın Hocam

    Daha önce de rica etmiştim şimdi yeniliyorum ricamı. Bu tip analizleri yaparken içerisine inşaat sektörünün dünü bugünü ve yarını, konut fiyatlarındaki durumlardan da serpiştirirseniz çok mutlu oluruz. Hiç alaka görmediğiniz konular için söylemiyorum tabi ki.
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşaat konusunu belki de ayrıca ele alıp incelemek gerekecek, haklısınız.

      Sil
    2. unknown"a katiliyorum. isaat konusu ne suriye, ne AB-D iliskileri, ne Rusya veya Turizm sorunlari gibi degil. uzman degilim, buraya yaziyorum eger ekonomik bir cöküs veya iflas olursa bu insaat sektörü yüzünden olacak.

      Sil
  50. hocam hazine en fazla 10 yıllık borçlanabiliyor değil mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 30 yıllık tahvil çıkarıp dış borçlanma da yapmıştı geçmişte.

      Sil
  51. hocam devlet borcu parametresi gibi devlet alacağı/gsmh parametresi de var midir. Örneğin japonya ve yunanistanin borç oranı çok yüksek olmakta ama japonyanın alacağı çok daha fazla olmaktadır. sanıyorum sadece o parametreye bakmak çok doğru olmasa gerek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden devletler borç verirdi ama günümüzde artık böyle bir sistem yok. O nedenle devlet alacağı pek yok sanıyorum. Japonya'daki alacak ve borç özel kesimin karşılıklı ilişkilerinden kaynaklanıyor. Mesela reel sektör borçlu mali sektör alacaklı gibi. Devletler daha çok bizde yeni uygulamaya başlayan Kredi Garanti Fonu gibi sistemlerden dolayı alacaklı oluyor.

      Sil
  52. ESİAD toplantısında öğrencilerinizin soru sormadıklarını ve basit vebilgisiz yetiştiklerini söylemişsiniz .Ve topu biraz da eğitim sistemine atmışsınız. Bende sonuna kadar karşıyım bilimsellikten son derece uzak olan bu sistemden ancak bilgiyi salt eğitim sistemi vermez araştırmak,öğrenmek,sorgulamak,çabalamak öğrencinin kendi elindedir.Sisteminde elbette bir sürü yanlışları var ama her şeyi sisteme yüklemek ne kadar doğru orası tartışılır.Ben burda öğrencilerinde en az sistem kadar suçlu olduklarını savunuyorum.Siz de bir yazınızda değinmiştiniz Üniversite yan gelip yatma yeri değildir, asıl enerjinizi orada harcamalısınız diye yazmıştınız.Dünyadaki en bilimsel sistem olsa bile eğer öğrenci gerekli çabayı göstermezse sonuç yine şimdiki gibi vahim olur.Bu açıdan bakarsak öğrenciler hiç de masum değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğrencilerin de kabahati olduğu mutlak ama asıl olarak sistem onları hiç bir biçimde çalışmaya yönlendiremiyor. Asıl olarak ortaokul ve lise eğitimi çok zayıf. Öyle olunca üniversite de boşa gidiyor.

      Sil
  53. Bence, Türkiye'ye nazar değdi. Bundan dolayı kalkınmamız verilerimiz iyi değil. Avrupalilar nazar etti bizi. Almanlar Amerikanlar mesela.... Hem nazar bilimsel bi durum. Fizikte de var. dinde kabul ediyor. Bizim ekonomik toplumsal iyi durumumuz nazara geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Metafizik bilimle açıklanamaz. Nazar bir metafizik inanıştır. Bilimle hiç bir ilgisi olamaz.
      (2) Yani diyorsunuz nazar olmasa biz alır başımızı giderdik. Hangi çalışmayla? Hangi buluşla? Hangi eğitimle?
      (3) Başkalarına sorumluluğu yıkmadan önce aynaya bakmakta yarar var.

      Sil
    2. nazar bir inanıştır,bilimlede uzaktan yakından ilgisi yoktur.nazarı ne fizige ne kimyaya,ne müzige,ne beden egitimine yada herhangi bilimede baglamayın lütfen.

      Sil
  54. Parasını nasıl geri alacak FED hocam. Hazinede para mı var da geri ödeyecek? Borç tavanı bile artırılamıyor kongreden geçmeden. Borç olmuş zaten trilyonlarca dolar.

    YanıtlaSil
  55. Esnaf ne durumda acaba ?
    Millet ya borçlu yada ay sonunu getiriyorum derdin de mı ? ...Bunlar bilinmeden hepsi boş

    YanıtlaSil
  56. hocam, öncelikle 2015 yılı genelinde makro olarak %6,1 filan büyümedik. ayrıca 2016 büyümesi de asla %2,9 değildir. bunların biraz şişirildiği tüik in fazladan kalem oynattığı aşikardır. zira sadece etrafımı gözlemleyerek dahi bunun doğru olamayacağını algılamaktayım. stagflasyona girdik ki bu durumun 2017 sonuna doğru sertleşme eğilimine girmesi de kuvvetle muhtemeldir. zira: negatif fazlı olarak birbirini besleyen bir içsel ve dışsal gelişmeler yaşanıyor hali hazırda!. gerek dış ticaret hacminde gerek iç talep tarafında gerek reel kesimin bilançolarının durumu, kurların aşırı oynaklığı ve yükseleceği beklentilerinin giderek güçlenmeye başlaması, popülist politikalara bağlı olarak şimdilik de olsa kamuda yaşanan genişleyici mali uygulamalar , kredi fonu garantileri gibi geçici desteklerin ileriye dönük yaratabileceği yeni kırılganlık zinciri, makro bazda borç toklarımızın fazla artmış olması ve iç-dış politik gerilimler 2002-2012 arasındaki çoğunlukla pozitif seyreden konjonktürün giderek ve güçlü biçimde negatifleşmeye başlaması ki bizim gibi deregülasyonlu biçimde küreselleşen bir iktisat yapısının sorunlarını iyice ağırlaştırmaya başlamıştır. tüm bunlara paralel olarak sayın hocam; iktisat yapımıza paralel olarak enflasyonumuz ve genel iç talep gücümüz üzerindeki kur etkilerini de göz önünde tutarsak hem iç talepte daralma artarak devam edebilir hem de enflasyon özellikle de üfe bazlı olarak hızlanarak yukarıya gidebilir. şu an hafif stagflasyon yaşadığımızı ancak bunun özellikle 2017 son çeyreğinden itibaren iyice güçlenme evresine geçmesini de bekliyorum. bilhassa da işsizliğin enflasyondan dahi hızlı artmasının bile sürpriz olmaması gerekir kanaatindeyim hocam. yani enflasyon içinde daralmanın yanında enflasyonlu işsizlik de buna dahil olabilir. ne dersiniz hocam?. saygılar....

    YanıtlaSil
  57. Hocam peki enflasyon ve işsizlik bu seviyedeyken ve büyüme istenilen seviyelerde değilken BIST'in tarihi rekorlar kırmasının nedeni nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok basit. Dolar, TL'ye karşı değer kazandıkça bizim BIST'deki hisse senetleri yabancı için ucuzladığından yabancılar alım yapıyor.

      Sil
    2. Hocam peki yabancının bu hisseleri sonsuza kadar tutmayacağını bir noktada kar realizasyonu yapması gerektiğini varsayarsak bu bize ileriye dönük Türkiye ekonomisine güven duyduklarını göstermez mi yani yabancı yatırımcılar şu anda sadece dolar bazında bist çok ucuz olduğu için mi alım yapıyor

      Sil
    3. Zaten Dolar düşmeye başlayınca satıp çıkıyorlar bizim BİST de düşüyor.

      Sil
  58. Hocam ilk kez sizden öğrenmiştim "Slumpflasyon" içinde olduğumuz söylenilebilinir galiba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylenemez. Çünkü slumpflasyonda hem enflasyon olması hem de ekonomninin küçülmesi (eksi büyüme olması) lazım. Türkiye'de büyüme oranı düşse de halen artıda.

      Sil
    2. Hocam o zaman slumflasyonla stagflasyon aynı durumu açıklıyor eksi büyüme artan enflasyon

      Sil
  59. Hocam ekonomi alanında takip ettiğiniz veya okuduğunuz yabancı site ,dergi veya gazete var mı? varsa bizimle paylaşır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. The Economist, Financial Times, https://www.project-syndicate.org/

      Sil
    2. teşekkürler.

      Sil
    3. Hocam konu dışında şunu sormak istiyorum, Doktora yapan her kişi adının önüne Dr. ünvanını alır mı , yoksa başka şartlar da gerekir mi ?

      Sil
    4. Adsız 18:27
      Hocayı yormayalım, bildiğim kadarı ile durum şöyle: Lisans eğitimi üzerine doktora yapıp tez hazırlayan ve tezi doktora tez jürisi tarafından kabul edilen herkes Dr. ünvanını kullanabilir. Anglosakson ekolde aslında iki tip doktora vardır; MD (Tıp doktoru) PhD (Hukuk, ekonomi, sosyoloji, teoloji gibi sosyal bilimler). Ülkemizde doktora yapmadığı halde Dr. ünvanını kullanan tek kesim tıp fakültesini bitirmiş ama uzmanlık eğitimi almamış pratisyen hekimlerdir zira sağlık bakanlığı onaylı diplomalarında Tıp doktoru oldukları yazar, yani bu ünvanı kullanma hakları vardır ama doktora tezi hazırlamamışlardır. Tıp eğitiminde tez aşaması ancak uzmanlık eğitimi ile birlikte tamamlanır. Not: Tıp eğitimini tamamlayıp sosyal bir alanda doktora yapanlar MD,PhD ünvanlarını birlikte taşıyabilirler ama ülkemizde bu ayrım genelde yapılmıyor, doktora yapan herkes kısaca Dr. ünvanı alıyor.

      Sil
    5. sağolun.

      Sil
  60. Hocam Suriyelilerin asgari ücretin altında çalışması yasal mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kalmasi yasal mi? o zaman cvb bulursun

      Sil
    2. su yukaridaki tabloya bak istersen
      Tablo cok acik
      diyorki
      issizlik artiyor gelir dusuyor yani pasta kuculuyor issizlik artiyor buna ragmen talep azalmasi olmasi gerekirken enflasyon yukseliyor
      bu nedemek biliyor musun ekonominin sacmalamasi demek
      bu demek biliyor musun ekonomi biliminin bu hastaliga caresiz gozle bakmasi demek. Cozum uretememesi demek. Birak cozumu hastaligin ismi ortada yok........ekonomi literaturunde isim bulunamiyor,,,,,Bu ulkenin kit kaynaklari bu ulkenin organizsayonu bu ulke insani icin olusturulmustur. Disaridan gelecek bir organizma bu organizasyonu bozar felce ugratir. Su anda olan durum budur ve uzulerek belirteyim ki bu surec hangi ekonomik politika uygulanirsa uygulansin yukselen enflasyon ki bana gore en az %15 gorecez yukselen issizlik ki bana gore en az %13u gorecez yol acmasidir.

      dusun bir ulkede issizlik rekor artarken enflasyon rekor hizda yukseliyor. Bu ikisininda temelinde nufus paradigmasi basattir calisma caginda olup is talebinde bulunan ve is arayan insan isgucunu potansiyelini arzini olusturur. yine nufusun artmasi o ulkede enflasyon artisina katki verir.Talep yaratir her insan bir taleptir fiyat icin her insan bir arzdir is piyasasi icin Suriyeliler sayesinde ucretler dustu suriyeliler sayesinde is bulmak zorlasti suriyeliler sayesinde enflasyon artti. yukaridaki tabloda bu etki oldukca nettir.

      Sil
  61. Koyun ciftligi sahibiyim. Inanin piyasa cok kotu durumda. haftada 200 koyun keserken bu haftada 50ye indi. Ne olacak halimizbilmiyorum. Eskiden koyunculuk da is vardi simdi yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koyunları idare etmeyi iyi öğrendiyseniz siyasete girin. Çok daha verimli olur sizin için.

      Sil
  62. hocam, türkiye ekonomisi 2018 de stagflasyonun sertleşmesi sonucu slumplasyona girebilir mi?. özellikle de kurlar çok yukarıya çıkarsa hocam?. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye stagflasyonda değil. Stagflasyon olması için enflasyonla birlikte sıfır büyüme olması lazım. Slumpflasyon olması için ise enflasyonla birlikte eksi büyüme (yani küçülme) olması lazım. Türkiye halen enflasyonla birlikte düşük büyüme içinde bulunuyor.

      Sil
  63. Hocam merhaba. Hangi ülkelere hangi malları satıyoruz bununla ilgili bir veri var mı? Tüik bunu tam olarak vermiyor.

    YanıtlaSil
  64. Stagflasyon: stagnant ve inflation dan uretme bir kelime midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stagnation ve inflation'dan türetilmiş bir kelime

      Sil
  65. Hocam enflasyonu bilmem ama işsizlikten kırılıyoruz bir iibf mezunu olarak bize uygulanan alımlar neden çok az

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında alımlar az değil mezun çok. Bu kadar üniversite açılır hepsine bol kontenjanlı İİBF bölümü açılırsa olacağı budur.

      Sil
  66. hocam, Türkiye şuan Friedmanın mı yoksa yeni keynesyenlerin mi politikalarını uygulaması daha doğru olur?Kitabınız da yeni keyneslerin (gelirler politkası)nın uzun süre uygulanamayacağından bahsetmiştiniz sizce hangisi doğru olur yanıtlarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'nin her şeyden önce bir politika uygulamadan önce riskleri düşürecek, sakin bir siyaset uygulamaya geçmesi lazım. Bu kadar kavgacı bir iç ve dış politikayla hangi ekonomi politikasını uygulasanız başarılı olmanız zor.

      Sil
  67. Hocam gençlere verebileceğiniz bir öğüt var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var. Gençliğinizin değerini bilin ama aynı zamanda ciddi olarak çalışın. Rekabet güçlü, iş aslanın ağzında.

      Sil
  68. Hocam Türkiye'ye gelen yabancı yatırımcılar parasını gecelik olarak nasıl değerlendirebilir?
    Merkez bankasının gecelik borç alma faizinden sadece bankalar yararlanmıyor mu? Yabancı yatırımcı bu 7,25lik faiz oranından parasını değerlendirebiliyor mu?

    YanıtlaSil
  69. I endeksi nedir
    Enflasyonu I endeksi ile olcmek nedir ne gibi avantajlari var
    Ogrenmek istiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. I endeksi kalktı onun yerini C göstergesi aldı. Bu göstergede enerji fiyatları, devletçe kararlaştırılan fiyatlar vb hesaba katılmıyor. Bu gösterge MB'nin uyguladığı para politikasının ölçülmesi için ideal bir gösterge.

      Sil
  70. Hocam merhabalar
    Konu dışı olacak ama yazilarinizi ilgi ve alaka ile takip ediyorum iktisat mezunu olarak.Bu yil yuksek lisans yapmayi düşünüyorum hangi bolumleri onerirsiniz hangileri gelecegi de hesaba katarak verimli bir calisma olur ?Lutfen bilgi ve tecrubelerinizle siz degerli iktisatcidan yorum bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sizin gelecekte nerede çalışmak istediğinize bağlı. Eğer özel kesimde çalışmayı düşünüyorsanız finans okumanızı öneririm.

      Sil
  71. Hocam merhaba,
    stagflasyon demek için erken değil mi? En azından 2017 sonu veya 2. çeyrek rakamlarını görmeden stagflasyonu kullanmak doğru mu?Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  72. Hocam kafama bir soru takıldı. Endüstri 4.0 hakkında forumlarda konuşmacılar Türkiye teknoloji merkezi olabilir diyorlar. Türkiye treni kaçırmamalı deniyor. burada müthiş bir çelişki var. türkiye sanayi devrimi konusunda 2. ve 3. sanayi devrimi arasındayken nasıl bir anda 4. sanayi devrimine zıplayacak. şu anda öğrencilerin durumuna bakıyorum. öğrencilerin durumu berbat bir düzeyde. bu öğrenciler mi bizi 4. sanayi devrimine taşıyacak. hocam sizin gibi bir uzmanın görüşünü de almak isterim. hocam sizce mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamen hayal satıyorlar. Eğitim sistemi bilim dışı olan bir toplum buluş yapamaz. Buluş yapamayan bir toplum da bırakın Endüstri 4,0'ı sanayi devriminin getirdiği yeniliklere adapte olmakta bile tam başarıya ulaşamaz.

      Sil
  73. Hocam MB bu sene gereğinden fazla tahvil alımı yapmaya başladı. Bu rakamları nereden izleyebilrim,Piyasa verileri kısnına baktım ama bulamadım hangi excel tablosunu indireceğim ve hangi kısma bakacağım yardımcı olurmusunuz hocam teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tcmb sitesinde istatistiklerden evds sistemine girin oradan tcmb bilanço verileri tcmb bilançosu yeni ve oradan A51'e girin.

      Sil
  74. Hocam ödemeler dengesi açığı TCMB rezervleriyle kapatılıyor. Peki TCMB bu dövizi ihale yöntemi ile mi satıyor ve ödemeler dengesi açığı bu şekilde mi kapatılıyor?

    YanıtlaSil
  75. Şu an yaşanan stagflasyon mudur?

    YanıtlaSil
  76. Merhaba hocam, şuan ki durum için güncel yorumunuz nedir? Saygılar

    YanıtlaSil
  77. Türkiye bu gün stagflasyondadır. Bu Türkiye tarihinde daha önce hiç görülmedi. Stagflasyonun sebebi
    üretim faktörlerinde tüm kullanım seviyesine gelinmiş olmasıdır. Nedret kanunu gereği azalan üretim faktörlerinin değeri giderek yükselmektedir. Stagflasyonda grafikteki arz ve talep eğrileri sola doğru kaymaktadır. Ancak, arz eğrisi daha hızlı kaymaktadır. Bu kayış tüketici rantının sıfıra müncer olduğu noktaya kadar devam edecektir. Bu noktadan sonra hiper enflasyon ortaya çıkacaktır. Çünkü artık o malın satın alınması mevcut gelir açısından anlamsız olacağından gelirinde anlamsız olması gerekir.
    (Bir sandviçe 500 lira vermek gibi)
    Stagflasyondan çıkmak için arz veya talepten birisini tercih ederek müdahale etmek gerekir.
    Arz durumu esas alınırsa özellikle gıda maddelerinin ihracı yasaklanıp ithali serbest bırakılır.
    Böylece içeride toplam arz toplam talebe yaklaşır. İhracattan beklenen döviz ise dış borç alınarak sağlanmaya çalışılır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi