Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Enflasyon Nasıl Düşürülür?

Resim
Enflasyon Sorunu ve Kökenleri Son günlerde ‘Türkiye’nin en önemli sorunu enflasyondur onu çözersek her şey çözülür’ şeklinde bir söylem aldı yürüdü. Enflasyon gerçekten önemli bir sorundur ve mutlaka çözülmesi gereklidir. Özellikle de dünyada enflasyonun, yalnızca sorunlu ülkelerde kaldığı bu dönemde düşürülememesi kabul edilebilir bir mesele değil. Bunların hepsi doğru ama nasıl ki yüksek faiz yüksek enflasyonun sonucuysa enflasyon da başka şeylerin sonucudur. Enflasyon sorununu çözebilmek için önce enflasyonun nereden kaynaklandığına bakmak gerekir. Enflasyonun iki kaynağı vardır: Talep kökenli enflasyon ve arz (ya da maliyet) kökenli enflasyon. Eğer bir ekonomide arz miktarı değişmediği halde talep miktarı artıyorsa o zaman ekonomide talep kökenli enflasyon oluşur. Talep kökenli enflasyon çeşitli nedenlerle ortaya çıkar. Örneğin nüfus artmışsa talep de artar. Ya da her şey sabitken merkez bankası piyasaya daha fazla para sürmüş ve bu para tüketicinin eline geçmişse talep yine

Merkez Bankası Faizi Artırdı

Resim
Merkez Bankası 2020 yılının son toplantısında politika faizini 200 baz puan artırdı. Böylece Merkez Bankası’nın faizleri şöyle belirlenmiş oldu: Merkez Bankası bir süredir yalnızca haftalık repo ihalesiyle bankaları fonladığı için TCMB Ortalama Fonlama Maliyeti (ki bu Merkez Bankası’nın asıl faizidir) yüzde 15 sınırında bulunuyordu. Bu artırım sonrası yavaş yavaş yüzde 17’ye çıkacak gibi görünüyor.

Dolarizasyonda Son Durum

Resim
Dolarizasyon (teknik ifadesiyle para ikamesi); bir ekonomideki kişi ve kurumların yerel parayla birlikte döviz kullanmaları ve tasarruflarının bir kısmını döviz hesaplarında tutmaları olgusuna verilen isimdir. Bu olgunun tersine dönmesine yani döviz kullanan veya döviz mevduatında paralarını tutanların dövizlerini bozdurup yerel parayı tercih etmeye başlamalarına da ters dolarizasyon (teknik ifadesiyle ters para ikamesi) adı veriliyor. 

Fenerbahçe'nin Sorunu

“Sen ne anlarsın futboldan da yazıyorsun?” diye soranlar ve eleştirenler olacak. Hemen yanıtlayayım: Evet futboldan bu işin içinde olanlar kadar anlamam ama ben seyirci ve taraftarım ve futbol benim gibi seyirci ve taraftarlar için oynanıyor. O nedenle bu konuda futbolun içindekiler kadar benim de konuşma ve yorum yapma hakkım var. İşin tekniğine, taktiğine girmeden kadro, oyun şekli ve yönetim hakkında konuşabilirim. Fenerbahçeli olduğum için yalnızca Fenerbahçe konusunda yazıyorum, başka takımlar hakkında yazmıyorum. O nedenle de yalnızca Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu sorunun nedeni hakkında yazacağım. Bence sorununun futbolla ilgisi çok az. Asıl sorun yönetim biçimiyle ilgili. İşin bu kısmı futbol tekniğini bilenlerden çok yönetim meselelerini bilenlerin uzmanlık alanına giriyor.

Ekonomik Büyümenin İşleyiş Mekanizması

Resim
Ekonomik büyüme, bir ekonomide GSYH’nin yani bir açıdan toplam fiziksel üretim miktarının, bir açıdan enflasyondan arındırılmış harcama toplamının, bir açıdan da toplam gelirlerin bir dönemden sonrakine artması demektir. Ekonomik büyümeyi açıklayan birçok ekonomik büyüme teorisi vardır. Buna karşılık işin özünü teknik çerçeve dışına çıkarak aşağıdaki gibi bir şemayla anlatabiliriz:

Dış Borç Raporu

Resim
2017 yılında en yüksek düzeyine çıkan dış borç stoku 2018 yılından itibaren düşüşe geçmiş bulunuyor. Bir başka ifadeyle Türkiye 2018 yılından itibaren dış borçlandığından daha fazla dış borç ödüyor. Buna karşın dış borç yükü azalmıyor. Bu ilginç konuyu inceleyelim.

Kitap Değerlendirmeleri

Mahfi Eğilmez, İnferis, Remzi Kitabevi Yayınları, 2020 Kendi yazdığım bir kitap üzerine yorum yapmam tuhaf gelebilir size ama bazı yanlış anlamaları baştan giderecek bir not yazmamda yarar olduğunu düşünüyorum. İnferis, klasik polisiye akımına da kara roman akımına da tam olarak oturtulamayacak bir roman. Başlangıçta klasik bir polisiye roman gibi başlıyor, sonra kara roman ögelerine bürünüyor olsa da asıl olarak bir polisiye kurgu içinde siyasal çürümüşlüğü, bu çürümüşlüğün bürokrasideki yansımalarını, yozlaşmış siyasetçilerle iş insanlarının çıkar birliklerini, bu çıkar birliğine göz yuman hatta alet olan kişileri anlatıyor. Bu yozlaşmış ilişkilere direnen az sayıda idealist insanı öne çıkararak umudun her zaman var olduğunu vurgulamaya çalışıyor. 

Gelir Dağılımında Son Durum

Resim
Gini Katsayısı Kişisel gelir dağılımı; bir ekonomide yaratılan gelirin, o ekonomideki kişiler arasındaki dağılımını ifade eder. Kişisel gelir dağılımında adaleti ölçmek için kullanılan araçlar içinde en yaygın kullanılanı Gini katsayısıdır. Gini katsayısı sıfır ile bir arasında değişen bir katsayıdır ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığını gösterir. Elimizdeki son ölçüm 2019 yılına ait. 2019 yılında Türkiye’de Gini katsayısı 0,395 olarak açıklanmış durumda. Aynı yılda en fakir yüzde 20’lik nüfus grubunun ortalama geliriyle en zengin yüzde 20’lik grubun ortalama geliri arasındaki fark 7,4 kat. 0,395 oranındaki bir Gini katsayısı bozuk bir gelir dağılımına işaret ediyor. Buna karşılık 2018 yılında katsayının 0,408 olduğu dikkate alınırsa, asgari ücret artışı ve transfer ödemelerinden kaynaklanan, az da olsa bir iyileşme görülüyor. Gelir dağılımı en iyi olan ülkeler kuzey ülkeleri (Gini katsayısı 0,25 – 0,30 arasında) ve