Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitaplar ve Yorumlar 2022 - 2

Ece Güner Toprak, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, Doğan Kitap Yayınları, 2022 Ece Güner Toprak da benim gibi bıkmadan usanmadan Türkiye’nin geçici bir takım düzeltmelerle gelişmiş bir ülke olamayacağını, kalıcı çözümün hukuktan başlayarak aşağıya doğru devam eden bir dizi reformla sağlanabileceğini anlatıyor. Daha önce bu blogda değerlendirmesini yaptığım ‘Başarabiliriz’ adlı kitabında çözümleri ele alıp anlatmıştı. Bu kitabında çok daha özet ve daha az teknik ayrıntı içeren bir dille çözüm yollarını anlatıyor. Türkiye’de neler olduğunu, sistemin nasıl bozulduğunu ve nasıl düzeltilmesi gerektiğini son derecede özlü ve net bir biçimde ortaya koyan bu kitabı herkesin okuması gerektiği kanısındayım. Sinan Meydan, Anahtar, İnkılap Yayınları, 2022 Sinan Meydan, yakın tarihimiz üzerine çok önemli kitaplar yazıyor ve topluma yayılmış olan safsataları inatla, sabırla çürütmeye devam ediyor. Kitaplarının çoğunu okudum ve bunlardan, bazıları çok iyi bildiğim, bazıları bildiğim ama dayan

Dolar Niçin Yükselişte?

Hafta başı itibarıyla dolar değer kazanıyor. Dolar Endeksine baktığımızda doların altı ülke para biriminden oluşan sepete (Euro, Japon yeni, Birleşik Krallık poundu, Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangı) karşı değer kazandığını görüyoruz. Yalnızca euro/dolar paritesine baktığımızda orada da doların euroya karşı değer kazandığı açık biçimde görülüyor. Daha düşük çaplı bir değer kazanımı Türk Lirasına karşı da söz konusu. Ortada bir savaş durumu var ve bu savaş her ne kadar ABD’ye çok uzak bir yerde Ukrayna’da oluyor ve ABD savaşın taraflarından biri konumunda bulunmuyorsa da Nato’nun lider ülkesi olarak ABD, Rusya’ya karşı yürütülen yaptırımlarda başı çekiyor. Rusya’ya karşı yaptırımlarda başı çekmesine karşın ABD Doları değer kazanıyor. Bunun bazı nedenleri var: Her şeyden önce bu savaş ABD’nin başta Avrupa olmak üzere bütün dünyaya silah satışını artıracak. Özellikle patriot hava savunma sistemleri ve F 35 uçaklarına talep artışı söz konusu. Petrol ve doğalgaz fiyatların

Son Gelişmeler ve Türkiye’ye Olası Etkileri

Yükselen Enflasyon, Fed’in Faiz Artırımı ve Parasal Sıkılaştırma Hazırlığı Küresel krizin başlangıcından bu yana gelişmiş ülke merkez bankaları (ABD – Fed, Avrupa – ECB, Birleşik Krallık – BOE ve Japonya – BOJ) tarafından izlenen tahvil satın alma programları sonucunda oluşan geniş çaplı likidite artışının önünde sonunda enflasyonist baskı yaratacağı biliniyordu. Buna karşılık ekonomilerin resesyona girmesi korkusu enflasyon yaratma korkusunun önüne geçince parasal genişleme temel politika halini aldı. Fed, bu politikayı terk etmeye yöneldikten bir süre sonra bu kez pandemi ortaya çıkınca parasal sıkılaştırmayı bıraktı ve tekrar parasal genişlemeye döndü. Öteki merkez bankaları parasal genişlemeye hiç ara vermeden devam ettiler. Ve sonunda beklenen enflasyon kendini gösterdi. ABD’de yüzde 8’lere, Avrupa’da yüzde 6’lara, Birleşik Krallıkta yüzde 6,2’ye gelip dayandı. Bu oranlar gelişme yolundaki ülkeler için fazla sorun oluşturmasa da gelişmiş ülkeler açısından çok yüksek oranlar. Ara

Kuru Hazine Koruyacak da Hazineyi Kim Koruyacak?

Resim
Merkez Bankası’nın (TCMB) 23 Aralık 2021’de açıkladığı USD/TL kuru 11,64 idi. 23 Mart 2022’de kur 14,82 oldu. Bu hesabın, faizi ödeyen bankaya ve kurdan doğan farkı (ek faizi) ödeyen Hazine’ye maliyeti ne oldu? Bu soruların yanıtını aşağıdaki tablo yardımıyla vermeye çalışayım: Tabloya göre uygulamanın yürürlüğe girdiği günün hemen ertesi günü (23.12.2021) bankada 100.000 TL’lik KKM hesabı açan bir kişi bu hesabı açmak yerine dolar alsaydı eline (100.000 / 11,64 = ) 8.591 dolar geçecekti. Bankalar TL’den geçilen KKM hesaplarına TCMB’nin politika faizinin (% 14) en çok 3 puan üzerinde faiz verebiliyor. Bu bankanın da buna uygun olarak % 17 yıllık faiz verdiğini varsayalım.  Bu yıllık faizin 3 aylık vadeye isabet eden kısmı % 4,25 olur. Bu kişi 100.000 lirasını KKM hesabında 3 ay vadeyle tuttuğunda bankadan % 4,25 dönem faizi karşılığı olarak 4.250 lira alacak. Eğer işin içinde kur koruması olmasaydı bütün alacağı faiz bundan ibaret olacaktı. KKM devreye girince bu faize ek geliyor. Hesa

Fenerbahçe Yönetimine Açık Mektup

Fenerbahçe yönetimine bir daha açık mektup yazmam demiştim ama son gelişmeler üzerine yeniden yazmaya karar verdim. Fenerbahçe için lig bitti dedikten epeyce sonra İsmail Kartal’ın teknik direktörlüğe gelmesiyle birlikte önce yavaş yavaş, sonra da hızlı hızlı görünüm değişmeye başladı. İsmail Kartal birkaç şey yaptı ve bunlar oyunu derinden etkiledi: İlk olarak oyuncuların fizik gücünü yükseltmek için ek çalışmalar yaptırdı. İlk maçlardaki başarısızlık biraz da bu yüklemeye bağlı. İkinci olarak takımın oyun düzenini değiştirdi. Mesela Osayi Samuel’i sağbeke alarak müthiş bir çıkış yapmasını sağladı. Üçüncü olarak Sosa gibi takımı ciddiye almayan bazı oyuncuları takıma almamaya başladı. Ve son olarak takımın önde baskılı oynamaya yönelmesini sağladı. Böylece oyunu kendi sahasında kabul eden ve aylardır ‘gölge futbolu’ oynayan Fenerbahçe son haftalarda rakibe baskı yapan hırslı bir takım haline geldi. Bütün bunların sonucu olarak takım maçları kazanmaya ve hepsinden önemlisi izlemeye d

Kitaplar Üzerine Yorumlar

Ömer Aras, Deneyimler, Remzi Kitabevi Yayını, 2022 Genellikle yöneticilik deneyimlerinden yola çıkarak kitap yazanlar anıların ağırlık kazandığı konuları kendi açılarından anlatırlar. Ömer Aras, deneyimlerini anlattığı bu kitabında farklı bir şey yapıyor: Akademisyen olarak edindiği teorik bilgileri, Türkiye’nin önde gelen finans kuruluşlarında yürüttüğü üst düzey yöneticiliklerden elde ettiği deneyimlerle harmanlayarak anlatıyor. Böylece kitap, teoriyle uygulamanın iç içe yer aldığı, yorumlandığı çok değerli analizlerin ortaya konulduğu bir vaka analizleri ve yorumları kitabına dönüşüyor. Bizde bu tür kitaplara pek rastlanmadığı için işletme derslerinde çoğunlukla batıda yaşanmış oolaylar vaka analizi olarak anlatılır. Ömer Aras kitabında vaka analizleri yaparak işletme derslerinde kullanılabilecek çok sayıda analiz örneği sunuyor. Aras’ın kitabını, sosyal bilimler öğrencileri, akademisyenler, her alanda ve her kademedeki yönetici ve yönetici adaylarının okuması gerek. Ali Ekber Y

Tasarruflar Yerine Tüketimi Destekleyen Ekonomi Modeli

Türkiye, uzunca bir süredir ekonomi politikası uygulamasının temel taşı olarak faizi, enflasyonun altında tutarak tasarruf sahiplerinin varlıklarını borç alanlara ucuza kullandırma politikası izliyor. Enflasyonun yüzde 54,4 olduğu bir ortamda bankalar, Merkez Bankası’ndan yüzde 14 faizle kullandıkları fonları ve vatandaştan yüzde 16 faizle topladıkları mevduatı yüzde 32 faizle kredi olarak kullandırıyor. Bu yolla tasarruf sahiplerinin varlıklarının bir bölümü tüketicilere aktarılarak talep yaratılmış ve ekonomi canlı tutulmuş oluyor. Faizlerin düşük olması gayrimenkul fiyatlarının sürekli artmasını ve insanların enflasyonun altındaki oranlarla kredi kullanarak gayrimenkul satın almasını özendiriyor. Talep bu şekilde artınca da gayrimenkul fiyatları yükseliyor. Bir tek apartman dairesinde ortalama 150 dolayında sanayi ürünü kullanıldığını dikkate alırsak bu modelin sanayi ve finans kesiminde ortaya çıkan rekor kârlara yol açmasını da anlamış oluruz. Vatandaş A, 1.000 liralık tasarrufu

Ayrıntılı Bütçe Analizi

Resim
İlk İki Ayda Bütçe Dengesi Merkezi Yönetim bütçesi 2022 yılının ilk iki ayında 99,8 milyar TL fazla vermiş bulunuyor. 2021 yılının ilk iki ayında 984 milyon TL açık vermiş olan bütçenin bir yılda böyle toparlanması şaşırtıcı görünüyor. Aşağıdaki ilk tablo bütçe dengesini gösteriyor (metindeki bütün tablolar Hazine ve Maliye Bakanlığı Aylık Bütçe Gerçekleşme Raporu, Şubat 2022’den alınmıştır): Tabloya göre bütçe giderleri geçen yılın ilk iki ayına göre yüzde 65 artarken bütçe gelirleri yüzde 113,5 artmış. İlk iki ayda faiz dışı denge (= Bütçe Gelirleri – Faiz Hariç Giderler, 446.557 – 288.875 =) 157.682 milyar TL fazla vermiş. Faiz dışı denge dediğimiz kavram; eğer hiç faiz ödemesi olmasaydı bütçe gelirleri, personel giderleri, yatırım giderleri, diğer cari giderler ve transfer giderlerinden oluşan, bütçenin faiz dışındaki giderlerini karşılayabiliyor mu sorusunu yanıtlıyor. Bütçenin faiz dışı fazla vermesi, diğer harcamalardan sonra elde kalan gelir fazlasının borçlanmayı düşürmesine

Döviz Kuru Rejimleri ve Türkiye Uygulaması

Resim
Döviz Kurunun Belirlenme Şekilleri Yabancı ülkelerin para birimlerine döviz ya da kambiyo (İngilizcesi foreign exchange ya da kısaca fx) diyoruz. Mesela bizim açımızdan Dolar, Euro, Pound, Yen, Yuan, Ruble vb. dövizdir. Türk Lirası da bir Amerikalı ya da İngiliz için dövizdir. Bir ülke parasının yabancı bir ülke parası yani döviz karşısındaki değerine de döviz kuru (fx rate) diyoruz. 1 TL = 0,067 USD dediğimizde buradaki 0,067 bize TL’nin ABD Dolarına karşı kurunu gösterir. Bunu Dolar cinsinden yazarsak 1 USD = 14,8 TL olarak gösteririz. Bu da bize 1 ABD Dolarının kurunun 14,8 TL olduğunu ifade eder. Eğer kendi ülkemizin parasıyla bir başka ülkenin parasını karşılaştırmak yerine iki yabancı ülke parasını karşılaştırıyorsak o zaman kur yerine Fransızca kökenli eşitlik anlamına gelen parite ifadesini kullanırız. Örneğin 1 Euro = 1,10 USD diye gösterdiğimiz eşitliğin açılımı; 1 Euro’nun paritesi 1,10 ABD Doları şeklindedir. Döviz kuru rejimi (exchange rate regime) bir ülkenin kendi

Aforizmalar 1

“Gerçekler teorimize uymuyorsa teorimizi değiştirmemiz gerekir. Teorimizi değiştirecek yerde gerçekleri değiştirmeye çalışırsak yalnızca kendimizi kandırmış oluruz.” “Günümüzde çeşitli nedenlerle bilinçli ya da bilinçsiz aşağılanan tüketim eylemi en temel insan eylemidir. Ekonominin temel taşıdır. Tüketim yoksa üretim de olmaz.” “Bir kez yalan söylemeye başlarsanız sonuna kadar yalan söylemek zorunda kalırsınız.” “Sorunu yanlış tanımladığımız sürece çözümü bulamayız.” “İnsanlar gördüklerine değil de duyduklarına inanmaya başlamışsa doğruları anlatmak giderek zorlaşır.” “Yaptığınız hataları kabul edip düzeltmek yerine kendinizi haklı göstermeye çabalarsanız yaşamınız bir hatalar zincirine dönüşür.” “Riskleri düşürmek istiyorsanız, hatalarınızı kabul edip düzeltmeye başlayın.” “En büyük risk hatayı kabul etmemekle oluşur.” “Kimse dinlemese de gerçekleri konuşmaya devam etmek gerek. Gerçekleri konuşmazsak bir süre sonra gerçeğin ne olduğu unutulur.” “Hata yaptığımızı kab

Faize Takılmanın Faturası

Resim
2021 yılının Eylül ayında ‘faiz neden enflasyon sonuçtur’ söylemine dayanılarak para politikası tamamen yanlış bir yöne döndürüldü. Ağustos ayı gerçekleşmesine göre 12 aylık enflasyon yüzde 19,25 idi. TCMB, Temmuz ayında yayınladığı Enflasyon Raporunda yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 14,1 olarak açıklamıştı. Bu tahmine göre enflasyonun ilerleyen aylarda düşeceğini bekleyen TCMB politika faizini yüzde 19’dan 18’e indirdi. Ardından Ekim ayında yayınladığı Enflasyon Raporunda yılsonu enflasyon tahminini yüzde 18,4’e yükseltti. Buna karşın 22 Ekimde politika faizini yüzde 16’ya düşürdü. Enflasyon düşmüyor tam tersine yükseliyordu. Eylül ayı enflasyonu yüzde 19,58 olarak açıklandı. Enflasyondaki düşüş beklentisi tutmamasına karşın TCMB, Kasım ayında faizi yüzde 15’e düşürdü. Enflasyon Ekim ayında düşmek bir yana yine yükselmişti: Yüzde 19,89. TCMB, tahminlerinde yanıldığı halde yanlışında ısrar ederek politika faizini Aralık ayında yüzde 14’e düşürdü. Ardından açıklanan Kasım ve Aralık

Ukrayna Savaşının Ekonomik Etkileri: Güncel Değerlendirme

Resim
Savaşın Finans Piyasalarına Etkileri Rusya’nın, Donbas bölgesinden sonra bütün Ukrayna’yı işgale başlamasıyla savaş farklı bir boyuta taşınmış oldu. Savaşın finansal piyasalarda yarattığı ilk etkileri aşağıdaki tablo özetliyor:   ABD, bölgeye uzak olduğu, Rusya ile doğal gaz alış verişi olmadığı ve bir sıcak savaşa girme eğilimi sergilemediği, karşılıklı ticaretin kesilmesinden de ABD zararlı çıkmadığı için (ABD dış ticarette Rusya’ya karşı 14 milyar dolar dolayında açık veriyor) Dolar Endeksi değer kazanıyor. Avrupa ise Rusya ile ticaret ilişkilerinin sekteye uğramasından Rusya’nın tutumuna göre oldukça zararlı çıkabilir. Çünkü Avrupa ülkeleri doğalgazı büyük ölçüde Rusya’dan alıyor Avrupa’nın 2021 yılında Rusya’dan aldığı doğalgazın toplam miktarı 155 milyar m3 (bu miktar toplam tüketimlerinin yüzde 45’ine denk geliyor.) Bu kadar yüksek miktarlı ithalatın başka üreticilere kaydırılması kolay değil. Karşılıklı ambargolar çerçevesinde Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığının varlığı

Kitaplarımın Özelliği

Piyasaya çıkarılmak üzere yazdığım ilk kitap Hazine idi. Hazine hakkında bir kitap yazmaya beni iten şey bu önemli kurumun ne yaptığı, hangi alanlarda karar aldığı ve uygulama yürüttüğü konularının bilinmemesiydi. O sıralarda Hazine haftalık iç borçlanma ihaleleri yapıyor, dış borçlanmayı TCMB’den devralmış, devlet adına yürütmeye başlamış bulunuyordu. Hazine hakkında bilinen tek şey 'devletin borçlanmasını zaman ve mekân itibarıyla denkleştirmek amacıyla borçlanma yaptığı’ idi. O dönemde yayınlanmış kamu maliyesi kitaplarında da aşağı yukarı bu kadarlık bilgi yer alıyordu. Oysa Hazine, buna ek olarak kamu iktisadi teşebbüslerinin finansman işini yürütüyor, Türkiye’nin uluslararası ekonomik kuruluşlarla (IMF, Dünya Bankası Grubu, OECD, uluslararası kalkınma ve yatırım bankaları vb.) ilişkilerinde devlet adına görev yapıyor, bankacılık ve kambiyo düzenlemelerini yapıyor, uygulamalarını şekillendiriyordu. Bu konulardaki genel bilgiler dışındaki ayrıntılar kamuoyunun hatta konuyla ilg

2021'de Kim Büyüdü Kim Küçüldü?

Resim
TÜİK’in açıklamasına göre 2021 yılında GSYH yüzde 11 oranında büyüdü ve 7.209.040 milyon TL’ye, kişi başına gelir de 85.672 TL’ye yükseldi. Bu değerleri Dolara çevirirsek GSYH 803 milyar Dolar, kişi başına gelir de 9.539 Dolar ediyor. Buna göre Türkiye uzun bir aradan sonra Dolar cinsinden de GSYH’sini ve kişi başına gelirini artırmış görünüyor. Bunlar, böyle bir ortamda son derecede olumlu gelişmeler olarak göze çarpıyor. Buna karşılık enflasyonun çok yüksek olması bu olumlu görünümü alıp götürüyor. Büyüme ve enflasyon ikilisini çeyrekler itibarıyla aşağıdaki grafikte gösterelim (Grafik, TÜİK verileri kullanılarak tarafımdan hazırlanmıştır.) Grafiğe bakılırsa Türkiye, uzun yıllardır yaşadığı ‘yüksek enflasyonlu’ büyüme olgusunu yaşamaya devam ediyor ve gelecekte de yaşayacak gibi görünüyor. Büyüme konusunda biraz ayrıntılara bakalım, çünkü ayrıntılarda bazı sorunlar var. Birinci mesele tarım kesimindeki küçülme. 2021 yılında mevsim etkisinden arındırılmış olarak bakıldığında tarım