Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İdeal Ekonomik Dengeye Ulaşmanın Yolu

Resim
Ekonomi bilimi bazı kavramlarını fizik bilimlerden almıştır. Denge kavramı bunlardan birisi hatta belki de en fazla bilinenidir. Fiziksel anlamda denge; İki karşıt gücün birbirine üstünlük sağlayamadığı durumdur. Bunun en basit örneği ip çekme oyununda iki tarafın birbirini hiç kıpırdatamadığı durumdur. Fizik bilimlerde iki tür denge vardır: İstikrarlı denge, istikrarsız denge. Bu iki dengeyi aşağıdaki şekilde gösterelim. Aşağıdaki şekilde iki tas var. Soldakinde tas normal şekilde duruyor ve içinde bir top var. Sağdaki şekilde ise tas ters dönmüş durumda ve top tasın üzerinde duruyor. Soldaki şekildeki tas sallandığı zaman top da tasla birlikte sağa sola yukarı aşağı sallanır. Ama tasın sallanması bittiğinde top da eski yerine gelir ve tekrar ilk denge haline döner. Buna istikrarlı denge diyoruz. Sağdaki şekilde ise tas sallandığında top yere düşer ve gidip ileride bir yerde durur. Tasın sallanması bittiğinde top eski yerine gelmez. Buna da istikrarsız denge diyoruz. İstikrarlı deng

IMF'nin SDR Tahsisleri ve Türkiye'nin Durumu

Resim
Rezerv ve Rezerv Para Nedir? Rezerv, saklama, biriktirme anlamına gelen bir sözcük. Rezerv para; herkes tarafından kabul edilen para anlamında kullanılıyor. ABD’nin dünya ticaretinde ağırlıklı bir yere sahip olması Doların altın, petrol ve diğer önemli maddelerin fiyatlarının tanımında kullanılmasına ve bütün bunlar da Doların dünyanın en önemli rezerv parası olmasına yol açmıştır. Onu, dünya ticaretinde ağırlıklı bir yere sahip olan Avrupa’nın Euro’su ve diğer bazı ülke paraları izler. Ülkelerin merkez bankaları, tıpkı insanlar gibi kötü günler için rezerv bulundururlar. İnsanlar bunu yaptığında adına tasarruf, merkez bankaları yaptığında adına rezerv denir. Rupi, Endonezya dışındaki ülkelerde alış verişlerde geçerli olmadığı için rezerv para olarak kabul edilmez. Buna karşılık ABD dolarını Endonezya’da da kullanmak mümkündür. Merkez bankaları iki türlü rezerv varlık bulundururlar: rezerv para olarak kabul edilen yabancı para birimleri (döviz) ve altın. Altın, rezerv paralara kola

Kadın Voleybolu ve Türkiye

Resim
Voleybol Hakkında Temel Bilgiler Voleybol, 9 metre eninde ve 18 metre uzunluğunda bir sahada oynanır. Saha tam ortasında bir file ile 9’ar metrelik iki sahaya bölünür. Filenin üst bandının yerden yüksekliği erkeklerde 2,43, kadınlarda 2,24 metredir. Filenin iki tarafındaki sahalarda fileden itibaren üçer metre mesafede birer çizgi bulunur (üç metre çizgisi.) Arka oyuncular bu çizginin gerisinden hücum yapmak zorundadır (topu rakip sahaya vurduktan sonra üç metre çizgisinin içine düşebilirler.) Voleybol 6 kişilik takımlarla oynanır. Oyun servis atışıyla başlar. Karşı takım servis atışını çıkaramazsa alınan sayıya ace denir. Her takımın üç pasta topu rakip sahaya atma zorunluluğu vardır. Bunun istisnası blok yapma halidir. Karşı oyuncunun hücumunu blokla karşılayan takımın blok hariç üç vuruş hakkı vardır. Şekildeki pozisyon oyuna başlayıştaki diziliştir. Servisi karşılayan takım servis atma hakkını kazanırsa oyuncuları saat yönünde yer değiştirirler. Buna göre 2 numaralı pozisyond

Türkiye Ekonomisinin Dünya Ekonomisindeki Yeri

Resim
Bir ekonominin dünya ekonomisi içindeki yerini (payını) ölçmenin en kestirme yolu o ülkenin GSYH’sinin dünya toplam GSYH’si içindeki payını hesaplamaktan geçer. Burada hesaplamaya alınacak GSYH iki farklı şekilde ele alınabilir: Cari fiyatlarla GSYH ve Satınalma Gücü Paritesine (SAGP) göre GSYH. Ben bu karşılaştırmalarda cari fiyatlarla GSYH’yi almayı tercih ediyorum, çünkü SAGP’ye göre GSYH bizim gibi dolarizasyonu yüksek, dual paraya dayalı ekonomilerde yanlış sonuç veriyor ve GSYH’yi olması gerekenden yüksek gösteriyor. Bu hesaplamalarda dual para kullanan ekonomilerde yerli para yabancı paralara karşı değer kaybettikçe satınalma gücü yükselmiş görünüyor. Dolayısıyla bu yöntemle yapılan ölçümler ABD gibi Euro Bölgesi ülkeleri gibi, Birleşik Krallık gibi rezerv paraya sahip gelişmiş ülkelerde doğru sonuç verse de bizim gibi dual para ekonomilerinde yanlış sonuç veriyor. Bu konuyu ele alan yazım için şu linkden yararlanılabilir: https://www.mahfiegilmez.com/2020/06/turkiye-ilk-10-ek

Cumhuriyet Projesi

Afganistan’ın yaşadıklarını yazılı ve görsel medyadan izleyince aklıma 4 Kasım 2010’da o zaman köşe yazısı yazdığım Radikal Gazetesi’nde yayınlanmış bir yazım geldi. İzninizle onu hiç değiştirmeden bir kez daha paylaşacağım: Şimdilerde dile getirildiği gibi tek bir proje değildi başlangıçta cumhuriyet. Birçok projeyi içinde taşıyan bir idealler bütünüydü. Projelerden birisi demokrasiyi getirmekti. Asıl olan cumhuriyet değil, demokrasi kuşkusuz. Ve demokrasi için cumhuriyetin şart olmadığının en önemli kanıtı da İngiltere ya da İsveç gibi monarşiyle yönetilen ülkeler. Bunların hepsi doğru ama Türkiye açısından cumhuriyet aynı zamanda demokrasi demekti. Çünkü Türkiye’de bugün sahip olduğumuz bütün demokratik haklar cumhuriyetle geldi. Ki bu haklar geldiğinde tek parti iktidarı vardı ve demokrasiden söz etmek mümkün değildi. O projeler bütününün en önemli parçalarından birisi kadın erkek eşitliğiydi. Hatta cumhuriyet, tek bir projeye indirgenecekse bir kadın projesi olduğunu bile söyl

Ceteris Paribus Kaldırılınca Ne Olur?

İktisatçılar bir konuyu incelerken basitleştirici bazı varsayımlar kullanır. Bunların en yaygını ‘ceteris paribus’ yani 'diğer şeyler değişmeden kalırsa' varsayımıdır. Diğer şeyler de değiştiğinde analiz tamamen farklı bir hal alır.  Bir ülkede yatırım kararları (I) birçok değişkenden etkilenir: (1) Gelir ve gelirdeki artış (veya azalış) ya da ekonomik büyüme veya küçülme. Gelir artışı talep artışına, talep artışı üretim artışına o da yatırım artışına yol açar, gelir azalışı ise tam tersini getirir. (2) Enflasyon ve faiz oranları. Enflasyon ve faiz oranları düştüğünde kredi alıp yatırım yapmak karlı hale gelir ve yatırımlar artar, enflasyon ve dolayısıyla faiz oranları yükseldiğinde ise tersi olur. Dolayısıyla yatırım kararları, faiz oranlarından etkilenir. Bu arada harcamalarındaki artış nedeniyle kamu kesimi borçlanmayı artırırsa bu da faizlerin yükselmesine (crowding out etkisi), harcamaları azaltırsa faizlerin düşmesine (crowding in etkisi) yol açar.   (3) Sermaye miktarı

Ülkelerin Geliriyle Elde Ettiği Madalya Sayısı Arasındaki İlişki

Resim
Tokyo Olimpiyatlarında alınan madalyalar genel olarak ülkelerin spordaki başarısını ölçmekte kullanılan bir ölçü olarak kabul ediliyor. Her ne kadar bir daldaki dünya rekoru, olimpiyat rekorundan önemli olsa da toplu olarak bakıldığında en çok sayıdaki spor dalının temsil edildiği olimpiyatlar toplu başarıyı ölçmekte en önemli ölçü. Ekonomide de bir ülkenin gücünü gösteren ve en iyi olmasa da en yaygın kullanılan ölçü ülkenin toplam gelirini temsil eden GSYH ve onun nüfusa bölünmesiyle bulunan kişi başına gelir. Olimpiyatlarda ülkelerin elde ettiği madalya sayısıyla bu ülkelerin GSYH’leri arasında bir ilişki var mı? Bu yazımızda bu ilişkiyi araştıracağız. Bunu 194 ülke için yapmak zor olacağı için dünyanın en yüksek GSYH’ye sahip 20 ülkesini esas alarak yapmaya çalışacağız. Önce eldeki verileri bir tabloya dökelim (Tablodaki verilerden GSYH ve kişi başına gelir miktar ve sıralamaları https://knoema.com/atlas sitesinden, Tokyo Olimpiyatları madalya sayı ve sıralamaları da https://o

Merkez Bankası'na Bir Öneri

Resim
Günümüz dünyasında beklentiler ve bu beklentilere göre yapılan tahminler neredeyse gerçekleşmeler kadar önemli. Özellikle rasyonel beklentiler teorisinin öne çıktığı son elli yılda merkez bankaları beklentileri ölçmeye yönelik anketler yaparak tahminlerini ve para politikası araçlarını bu beklentilere göre yönlendiremeye başladılar. Türkiye de bu akıma ayak uydurdu. Bir yandan TÜİK çeşitli anketlerle ekonominin gidişi hakkındaki beklentileri almaya çalışırken bir yandan da Merkez Bankası bu tür beklenti anketleri yapar oldu. Merkez Bankası’nın beklentileri ölçmekte kullandığı anketlerden belki de en önemlisi Piysa Katılımcıları Anketi’dir (eski adı Beklenti Anketi idi.) Bu anket; finansal ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişilerin çeşitli makroekonomik değişkenlere ilişkin beklentilerinin izlenmesini amaçlıyor. Katılımcılara gelecekteki çeşitli dönemlere ilişkin olarak tüketici enflasyonu, döviz kuru, cari işlemler dengesi, GSYH büyüme hızı ve faiz oranları gibi temel makroekono

Eski ve Yeni Rejimde Ekonomi

Resim
Türkiye, 2017 yılında yapılan Anayasa Referandumu sonrasında partili Cumhurbaşkanlığı rejimine geçti. Bu rejimde Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak konumlandırıldı. Bu değişiklikle birçok konuda eskiye göre farklı bir yapı ve karar mekanizması ortaya çıktı. Birçok konu Cumhurbaşkanı kararıyla düzenlenmeye başladı. Türkiye, eskiye göre çok daha hızlı kararlar almaya başladı. Bunun sonucunda acaba ekonomik göstergelerimizde nasıl değişiklikler oldu? Aşağıdaki tabloda 2016 ve 2017 yılları eski rejim (güçler ayrımına dayalı parlamenter sistem), 2019 ve 2020 yılları yeni rejim (partili Cumhurbaşkanlığı sistemi) uygulaması sonucunda ortaya çıkan durumu gösteriyor. 2018 yılının yarısı eski, yarısı yeni rejim altında geçtiği için değerlendirmeye alınmamış bulunuyor (Veriler için kaynaklar: TÜİK, TCMB, HMB, IMF, Bloomberg HT.) Tabloda eski rejime ait 2016 ve 2017 yıllarını, yeni rejime ait 2019 ve 2020 yıllarıyla karşılaştırdığımızda; yeni rejimin Türkiye ekonomisini eski rejime göre daha k