Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tüketim Patlaması

Resim
2021 Eylül ayında enflasyon ve faiz yüzde 19 olarak eşit düzeydeyken geçmişte birkaç kez deneyip de [i] enflasyonu iyice azdırdığımız yaklaşım olan “faizi düşürerek enflasyonu düşürme” denemesini bir kez daha yaşama geçirince yüksek enflasyonu çok yüksek enflasyona dönüştürmüştük. İşte o gün bugündür enflasyonla uğraşıyoruz. Oysa 2021 Eylülünde faizi düşürmeye başlayacak yerde mesela 2 puan artırsaydık bugün içinde bulunduğumuz ekonomik sorunların çoğu olmayacaktı. Aşağıdaki grafik yazının eki olarak paylaştığım tablodaki verilerden tarafımca hazırlanmıştır. Grafiğe göre 1999 ile 2021 yılları arası esas alındığında GSYH ve tüketim harcamalarının bir önceki yıla göre artışları arasında 0,92 ile ölçülebilen bir korelasyon katsayısı [ii] görülüyor. Yani tüketim harcamaları, gelirdeki artışa paralel ve çok yakın bir yol izlemiş, onunla birlikte artmış bulunuyor. Buna karşılık bu seriye 2022 yılını eklediğimizde görünüm değişiyor, GSYH’nin artış hızı bir önceki yıla göre ciddi bir düş

Nüfus ve İstihdam Dosyası

Resim
Dünya nüfusu 7,9 milyar dolayında tahmin ediliyor. Türkiye nüfusu 85.279.553’tür. Buna göre Türkiye nüfusu dünya nüfusunun kabaca yüzde 1,1’ini oluşturuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 49,9’unu kadın, yüzde 50,1’ini erkek nüfus oluşturuyor. Yaklaşık 1,9 milyon kişi okuma yazma bilmiyor. 7,6 milyon kişi okuma yazma bilmekle birlikte bir okul bitirmemiş durumda. İlkokul mezunu 17 milyon, ortaokul mezunu 13,7 milyon, ilköğretim mezunu 5,1 milyon, lise mezunu 17,9 milyon, üniversite ve yüksekokul mezunu, 12,3 milyon, yüksek lisans ve üzeri eğitim görmüş 1,8 milyon kişi bulunuyor. (Burada sayılanların toplamının toplam nüfustan düşük olmasının nedeni 6 yaşından küçüklerle eğitim durumu bilinmeyenlerin varlığıdır.) 2019 – 2021 arası dönemde Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi 77,7’dir. Türkiye 2022 yılında dünyada nüfus açısından 18’inci büyük ülke konumunda (grafik TÜİK, Dünya Nüfus Günü, 2023, 6 Temmuz 2023 Haber Bülteni’nden alınmıştır): Türkiye’de nüfus Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Siste

Fenerbahçe'ye Açık Mektup

Fenerbahçe Yönetim Kuruluna ve Futbol Takımı Teknik Heyetine; Çoğumuzun adını Fenerbahçe ile aynı gruba düştüğünde duyduğumuz sıradan bir takım olan Nordsjaelland’a 6 – 1 yenilerek tarihinin en ağır yenilgilerinden birisini alan Fenerbahçe’nin bu duruma düşme nedenini kaç kişi tam olarak görüyor bilmiyorum.  Konuşulanları izleyip de çoğu kişinin sistemden ziyade oyuncuların form durumu, sakatların sorunları, hava koşulları gibi konulara ağırlık verdiğini görünce bu mektubu yazmaya karar verdim. Aslında Fenerbahçe’nin sorunu bana göre çok açık: Fenerbahçe 10 kişiyle hücum edecek bir takım değil. Bir başka ifadeyle total futbol denilen on kişiyle hücum edip on kişiyle savunma yapabilme yeteneğine sahip oyuncuları yok. Total futbol oynayabilmek için çok süratli oyunculara ihtiyaç vardır. Oysa Fenerbahçe’nin oyuncuları bir iki oyuncu dışında bu tarz futbol oynayabilecek süratli oyuncular değil. On kişiyle hücuma çıkıldığı zaman rakip oyunculardan birisi topu alıp Fenerbahçe savunmasını

Kara Para Aklama, Ponzi Oyunu, Mafya ve Faiz İlişkisi

Son birkaç yılda Türkiye’de uyuşturucu ticareti ve benzeri birçok illegal faaliyet adeta tavan yaptı. Bunlarla birlikte yeniden büyük çıkış yaşayan bir başka olay da Ponzi oyunu denen dolandırıcılık çeşidiydi. Ödemeler dengesindeki net hata ve noksan kalemi yani nereden geldiği ve nereye gittiği bilinmeyen paraların yazıldığı kalem, 2022 yılında yaklaşık 26 milyar dolar fazla vermişti. Bu miktar 5 – 6 milyar dolar olsa anket hataları, ihracatçının dışarıda tuttuğu paralar, zaman farklılığı nedeniyle henüz yurda getirilip hesaplara girmemiş paralar diyerek açıklamak mümkün olabilirdi. Ama 26 milyar dolar, söz konusu yılın cari açığının (49,1 milyar dolar) yarısından fazlası olduğundan bu açıklamaların ötesinde bir şeyler olduğunu tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu konular hiç araştırılmadı, bilerek, isteyerek zamanın, üzerini örtmesine terk edildi. Oysa bu konu mesela kara para, uyuşturucu ticareti incelemesi gibi araştırmalara konu edilmeliydi. Son dönemlerde yakalanan uy

Dış Güçler, İç Güçler

Resim
Ekonomide hatta herhangi bir olayda kötü bir gelişme, göstergelerde bozulma olduğunda hemen ‘dış güçlerin işi’ söylemini gündeme getiririz. Genel bakışımız hata ya da yanlışlığın asla bizden kaynaklanmadığı, derdi günü Türkiye'yi batırmak olan olan dış güçlerin işleri karıştırmasından kaynaklandığı şeklindedir.  Son beş günde Dolar Endeksi (ABD Dolarının beş büyük ticaret ortağının paralarına karşı endeks değeri, aşağıda soldaki grafik) ve Doların Euro karşısındaki değeri (aşağıda sağdaki grafik) düşüş içinde. Bir başka ifadeyle Dolar, son günlerde bütün paralara karşı değer kaybediyor. Bunun birkaç istisnası var. Onlardan birisi olan TL, değer kaybeden Dolara karşı değer kaybetmeye devam ediyor (en alttaki grafik.) Doların, yabancı paralara karşı değer kaybetmesinin birçok nedeni var. Son günlerde, enflasyondaki yumuşamanın yarattığı beklentilerle faiz artışlarının artık duracağına olan inanç oldukça etkili oluyor.  Enflasyondaki yumuşama Fed’in faiz artırımına ara vermesi bekle

Hiperenflasyon

Yıllık enflasyonun çok yüksek oranlara ulaştığı duruma hiperenflasyon deniyor. Enflasyon hızına göre farklı kategorilere bölünür: Enflasyon, yüzde 1 – 3 dolayında ise buna sürünen enflasyon ya da ılımlı enflasyon denir. Bu oranda bir enflasyonun varlığı ekonomiyi canlı tutmak açısından sıfır enflasyona tercih edilir. Gelişmekte olan ülkelerde ılımlı olarak kabul edilen enflasyon oranı yüzde 5’e kadar çıkabilir. Gelişmiş ülkeler açısından yüksek enflasyon yüzde 3’den sonrasını ifade ederken gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5’den yukarısı yüksek enflasyon olarak kabul edilir. Çift haneli enflasyon yani yüzde 10 ve yukarısı gelişmiş ülkeler için de gelişmekte olan ülkeler için de çok yüksek enflasyon göstergesidir. Çok yüksek enflasyonun üst sınırı bazı iktisatçılara göre yüzde 200, bazı iktisatçılara göre yüzde 500’de biter ve bu sınırdan sonra artık hiperenflasyon başlar. Günümüzde daha çok kabul gören sınır yüzde 200’dür.  Yılbaşında 100 TL’ye satılan bir malın fiyatı yılsonunda 350

Dünya Ekonomisindeki Yerimiz

Resim
Henüz 2023 yılsonu verilerine sahip değiliz, o nedenle dünya ekonomisindeki yerimizi saptarken 2022 yılının verilerini kullanmak durumundayız. Bunu yaparken 2022 yılsonundaki durumumuzu 2000 ve 2010 yıllarındaki durumlarımızla karşılaştırmalı olarak ortaya koymanın gelişmemizi görebilmek açısından anlamlı olacağını düşünüyorum. Bu amaçla başlıca ekonomik göstergeleri kullanarak hazırladığım tablo aşağıdadır. Tablodaki verileri https://www.theglobaleconomy.com/ sitesinden aldım. Bu site de verileri IMF ve Dünya Bankası’ndan alıyor. GSYH, Cari Fiyatlarla Kişi Başına Gelir ve Satın Alma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına Gelir: Türkiye, 2000’li yıllarda, GSYH büyüklüğü olarak 178 ülke içinde 17 ile 19’uncu sıralar arasında gidip gelmiş. Burada bir başarı söz konusu değil. Hatta 18’inci sıradan 17’nciliğe çıkıp sonra 19’unculuğa gerilemesi ciddi bir başarısızlık olarak vurgulanabilir. Cari fiyatlarla kişi başına gelir hesabında da benzer bir başarısızlık örneği söz konusu. Üstelik bu durum

Enflasyonun Baz Etkisiyle Düşüşü Nasıl Oluyor?

Resim
Baz etkisi; karşılaştırmaya konu olan iki dönemden ilkinde ortaya çıkan aşırı bir düşüş veya yükselişin karşılaştıran dönem üzerinde yarattığı yanıltıcı etkidir. Lastik bir topu yere bırakırsanız yere değdiğinde dip yapar sonra sıçrayarak zirve yapar. Sonra daha yavaş bir düşüşle tekrar dip ardından da daha yavaş bir çıkışla tekrar zirve yapar, bu iniş çıkışlar bir süre devam eder ve sonunda top bir yerde durur. Enflasyonun (TÜFE) ve Merkez bankası politika faizinin 2021 Ocak ayından 2023 Ekim ayına kadar birlikte çizdiği grafiği daha önce paylaşmıştım. Bu grafiği bir kez daha paylaşayım (sol eksen enflasyonu, sağ eksen Merkez Bankası politika faizini gösteriyor.) Dikkat edilecek olursa 2021 yılının Eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin sonrasında enflasyonda hızlı bir yükseliş başlıyor. Bu yükseliş A bölgesinde yer alıyor. Bu bölgede faiz düşürülmeye devam ediyor. B bölgesinde faiz düşük kalmaya devam ettiği halde enflasyon da düşüşe geçiyor. C bölgesinde enflasyon yeniden yükse

Orta Sınıfın Çöküşünün Başlangıcı

Resim
Gelir dağılımı araştırması bir ülkede gelirin nüfus grupları arasında nasıl dağıldığını göstermek üzere yapılıyor. Buna göre nüfus her biri toplamın yüzde 20’sini temsil eden 5 eşit gruba bölünüyor. Sonra her bir grubun GSYH’den ne kadar pay aldığı belirleniyor ve GSYH bu paylarla çarpılınca o grubun GSYH’den aldığı toplam tutar ortaya çıkıyor. Bu toplam tutarları o grubun toplam nüfusuna böldüğümüzde o gruptaki kişilerin toplam gelirden aldığı ortalama geliri buluyoruz. Bu anlattıklarımı aşağıdaki tabloda göstereyim (bu tabloyu hazırlarken TÜİK gelir dağılımı İstatistikleri 2022 adlı bültendeki verilerden yararlandım.) Tablonun nasıl okunacağını anlamak için örnek olarak 2021 yılı gelir dağılımı bölümüne bakalım: GSYH’miz 2021 yılında 807 milyar dolardır. 2021 nüfusumuzun yüzde 20’lik gruplara göre dağılımı yapıldığında her bir grupta 16.940 bin kişi oluyor. Mesela gelirden en düşük pay alan nüfusun yüzde 20’si GSYH’den yüzde 6 pay almaktadır. Bunun karşılığı olan 48.420 milyon dola

Turizmde Rekora Doğru

Resim
TÜİK ilk dokuz aya ilişkin turizm istatistiklerini açıkladı. Bu veriler bize 2023 yılında turizmde gerek gelen turist sayısında gerekse elde edilen turizm gelirinde, yıllık büyüklükler olarak, rekor kırılacağını gösteriyor. Önce verileri paylaşayım (kaynak: TÜİK, Turizm İstatistikleri, III. Çeyrek: Temmuz - Eylül, 2023): 2023 yılının ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre 5,2 milyon fazlasıyla 44,6 milyon turist gelmiş. 2022 yılının ilk 9 ayında 35 milyar dolar turizm geliri elde edilmişken bu yılın ilk 9 ayında 7 milyar dolar fazlasıyla 42 milyar dolar gelir elde edilmiş. Bu veriler gelişmenin son derecede olumlu olduğunu gösteriyor. Bunlara ek olarak bir olumlu gelişme daha var: Gelen turistler geçen yıla göre (942 – 888 =) 54 dolar daha fazla para harcamış. Yurt içinde yerleşik kişilerin yurt dışı ziyaretlerinin sonuçlarına da bakalım. Geçen yılın ilk 9 ayında yurt dışına çıkan 4,8 milyon kişi toplam 2,8 milyar dolar harcamışken bu yıl yurt dışına çıkan 7,9 milyon kişi 5,1 mily

Ekonomi Dışı Birkaç Gözlem

Resim
Son günlerde karşımıza çıkan ekonomi dışı üç önemli konu üzerinde durmak istiyorum. İlk konu Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından bastırılan hatıra parayla ilgili. Darphane, bu gibi önemli yıldönümlerinde altın veya gümüş kaplama ya da bronzdan yapılan hatıra para bastırır ve satışa sunar. 100. Yıl dolayısıyla da hatıra para bastırıldı ve bugünlerde piyasaya sürülüyor. İletişim ve hazırlık konusu ise maalesef çok kötüydü. Oysa böyle önemli bir yıldönümü için bastırılacak olan hatıra para için uluslararası bir yarışma açılmalı, önde gelen sanatçılardan bir jüri oluşturulmalı ve jürinin seçtiği mesela beş tasarım halkoyuna sunulmalıydı. Sonra da basılan para kutlamalardan bir gün önceden başlayarak bütün bankalarda satışa sunulmalıydı. Bunların hiçbiri yapılmadığı için kamuoyunda böyle bir paranın basılıp basılmayacağına ilişkin soru işaretleri doğdu. Bu, bize her alanda olduğu gibi plansız, programs

Cumhuriyet Ekonomisinin 100 Yıllık Bilançosu

Resim
                                                                             SONUÇ Cumhuriyet dönemi, ekonomi yönetiminde zaman zaman başarılı olmuşsa da bu başarı ivmesi sonraki dönemlerde Cumhuriyetin ilan edildiği tarihten 1950’lara kadar süren başarılı gidiş kadar süreklilik gösterememiştir. Dünya ve Kore ile olan kişi başına gelir karşılaştırması grafiği bunu açıkça göstermektedir. Son beş yıl Cumhuriyet döneminin en başarısız beş yılıdır. Bizden çok geride başlayan Bulgaristan ve Romanya refah düzeyi olarak son beş yılda bizi geçmiştir. Her ne kadar Cumhuriyet döneminin son beş yılını en başarısız dönem olarak nitelendirsek de bu dönemi, geçmişin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik birikimlerinin bir kenara bırakıldığı ve Cumhuriyet ideallarinin terk edildiği bir dönem olarak nitelediğimizde bu dönemi Cumhuriyet dönemine dâhil etmemizin doğru olup olmadığı konusu tartışmalı hale geliyor.

Kitaplar ve Yorumlar 3 - 2023

Ali Fuat Uruş, Regülasyon Ekonomisi, Ekin yayınları, 2023 Ali Fuat Uruş, bu son derecede ilgi çekici ve değişik çalışmasında devletin düzenleme yetkisini ve regülasyon ekonomisini inceliyor. Bu alanda kaynak eksikliği olduğunu dikkate alırsak kitabın önemi ortaya çıkıyor. Çoğunun farkında bile olmadığımız ama yaşamımızı etkileyen kuralların ve düzenlemelerin altyapısını görmemizi sağlaması açısındanda bu kitap önemli bir işlev görüyor. John Grisham, Yargıcın Listesi (Türkçesi: Füsun Doruker), Remzi Kitabevi, 2023 Grisham oldukça ünlü bir polisiye/gerilim yazarı. Daha önce Şirket, Pelikan Dosyası, Öldürme Zamanı adlı kitaplarını okumuştum. Yargıcın Listesi, oldukça değişik, şaşırtıcı bir roman: Alışılmış polisiye romanlardan farklı olarak fazlaca sürpriz taşımıyor. Her şey neredeyse en baştan belli olsa da sürekli artan bir gerilim bu belirliliğe karşın insanı tedirgin ediyor. Yargıcın Listesi, Grisham’ın okuduğum en iyi romanı değil belki ama en gerilimli romanı diyebilirim. Poli

Satışlar Düşüyor mu? Piyasada Son Durum ve İki Seçenek

Dışarıda iç piyasayı etkileyen iki önemli olay var: Rusya – Ukrayna Savaşı ve İsrail – Filistin Savaşı. Bunlara ek olarak Almanya’da resesyon, Avrupa genelinde durgunluk, Çin ekonomisinin borç sıkıntıları ve daha başka olaylar da iç piyasa üzerinde etkili. Bunların etkisi başlıca iki alanda görülüyor: Kurlar yükseliyor, petrol fiyatı artıyor. ABD ekonomisi, gelişmiş ekonomiler arasında en sağlam görünen ekonomi konumunda olduğu için Dolar diğer paralara göre prim yapıyor. Dolar Endeksi (DXY) bir süredir 106 dolayında bulunuyor (100’ün üstü doların 6 önemli paraya karşı prim yatığının göstergesi.) Euro/Dolar paritesi 105 düzeyine indi ve orada devam ediyor. Altın, Doların durumuna göre inişler ve çıkışlar gösterse de özellikle İsrail – Filistin savaşının başlamasıyla o da prim yapmaya yöneldi. Aslında bu gibi durumlarda altın daha fazla prim yapar ama insanlar Doları sağlam gördükleri için onu tercih ediyorlar. Bu durumun ortaya çıkmasında Fed’in tutarlı, hiçbir sürprize yer vermeyen, ş

Belirsizlik Yılı

Resim
İstikrarsızlığın her geçen gün arttığı ve küreselleşmeyle birlikte iç içe girmiş olan ekonomilerin birinde ortaya çıkan risklerin diğerlerini etkilediği bir dünyada yaşadığımız için belirsizliğin ölçülmesi önem kazanıyor. IMF’nin bu amaçla ürettiği 143 ülkeyi kapsayan Dünya Belirsizlik Endeksi (WUI) The Economist Intelligence Unit’in üç ayda bir yayınladığı ülke ekonomik raporlarında değinilen siyasal ve ekonomik belirsizlikleri esas alarak üç ayda bir yayınlanıyor.   Yayınlanan endeks verilerinden hareketle hazırladığım 1990 yılından 2023 yılının ortasına kadar üçer aylık dönemleri kapsayan grafiği yanda  paylaşıyorum (https://worlduncertaintyindex.com/data/).     2000’lerin başındaki sıçrama Irak Savaşı nedeniyle oldu. 2012’deki yükseliş ABD’nin borç tavanına erişmesi ve Avrupa’da Yunanistan’la başlayıp yayılan borç krizinin sonucuydu. Ardından Brexit geldi. 2019’da ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında gerginlik en yüksek aşamasına tırmandığında belirsizlik endeksi yine yükseld

2024 Falı

Resim
Son yıllarda önceden tahmin edilmesi ve senaryo olarak öngörülmesi çoğu kez mümkün olmayan olaylar süreklilik kazandı. Pandemi, Rusya – Ukrayna Savaşı derken şimdi de Filistin – İsrail savaşı patlak verdi. Bunlar, kanıksanma etkisi nedeniyle, eskiden olduğu kadar piyasaları uzun süre alt üst edecek etkiler yaratmasalar bile yine de oldukça bozucu etkiler yaratabiliyor ve daha önemlisi geleceğe yönelik tahminleri çok zorlaştırıyor. Buna karşılık iktisatçılardan, hele de bu işle kurum olarak uğraşanlardan beklenen şey geleceğe dönük ipuçları vermeleri. Bu işi küresel çapta yapan IMF’nin 5 Ekim’de tahminleri yayınlandı (World Economic Outlook October, 2023 ve World Economic Outlook Database, October 2023.) Bu rapor ve istatistik verilerde yer alan tahminleri kullanarak önümüzdeki yılın dünya ve Türkiye ekonomisi açısından nasıl bir yıl olacağını belirlemeye çalışalım. Öncelikle dünyanın ekonomik görünümü, gelişmiş ekonomilerin ve gelişmekte olan ekonomilerin nasıl bir görünüm içinde old

Büyümeden Ödün Vermeden Enflasyonu Düşürmek Mümkün Olabilir mi?

Merkez Bankası Başkanı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na yaptığı sunumda ‘büyümeden ödün vermeden enflasyonun düşürülebileceği’ konusunu vurguladı ve hemen sonrasında bu ifadeler tartışma konusu oldu. Bazıları, asıl görevi fiyat istikrarını sağlamak olan bir merkez bankası başkanının büyüme konusuna girmesinin doğru olmadığını ileri sürdü. Bunu söyleyenler dezenflasyon ile büyümenin bir arada yürütülmesinin pek mümkün olmadığı, bu iki gösterge arasında genellikle bir ödünleşme (trade off) olduğu görüşünde olsalar gerek. Bazıları merkez bankası başkanının büyümeyi vurgulamasının doğru olduğunu, dezenflasyonla uğraşırken ekonominin küçülmeyle karşılaşmaması gerektiğini savunuyor. Merkez Bankası Başkanı’nın görüşünün yanlış olmadığını ama eksik olduğunu düşünüyorum. Büyümeyle dezenflasyon genellikle bir ödünleşme içindedir. Bu durum, üretimde kullanılan girdilerin önemli bölümünü ithal eden ülkeler için daha fazla geçerlidir. Büyüme demek üretimin artırılması demektir. Eğer üretim artışı

Dolar Niçin Değer Kazanıyor?

Son dönemde Dolar, bütün paralara karşı değer kazanıyor. Bunu iki göstergeye bakarak görebiliyoruz. ABD’nin en fazla ticaret yaptığı altı ülke para birimine (İngiliz sterlini, Avro, Japon yeni, Kanada doları, İsveç Kronu ve İsviçre frangı) karşı oluşturulan endeks (Dolar Endeksi – DXY) son aylarda oldukça yüksek seyrediyor. Bu endeksin 100 olması, başlangıç yılına göre bir şeyin değişmediğini, 100’ün altında olması Doların bu paralara karşı değer kaybettiğini, 100’ün üstünde olması da değer kazandığını gösteriyor. DXY Endeksi Ağustos ayında 100 idi bugün 106’nın üzerinde bulunuyor. Doların ikinci büyük rezerv para birimi olan Euro ile ilişkisine bakacak olursak Euro Dolar paritesi de son bir ayda 1,07’den 1,05’e gerilemiş görünüyor. ABD’nin kendine göre sıkıntıları var. Buna karşılık Haziran ayında borç tavanı sorununun aşılması ertesinde beklentiler açısından ciddi bir toparlanma yaşandı. Fed’in faizini (yüzde 5,5) enflasyon oranının (yüzde 3,7) üzerinde tutması ekonomiye karşı gü

2023 Değerlendirmesi

Resim
Önce son durumu ve yılsonu tahminlerini gösteren bir tablo paylaşayım sonra bu tablodaki verileri yorumlarız. Küresel sistem yüzde 3 dolayında büyüdü. Kişi başına ortalama gelir 14 bin dolara yaklaştı. Bu tutar benim önerdiğim ölçüye göre orta gelir düzeyi olduğu için bu tutar dolayında kişi başına geliri olan ülkeler orta gelirli ülkeler olarak tanımlanabilir. Küresel sistemde enflasyon 2022 yılına göre geriledi ve yüzde 8,8’den yüzde 6,6’ya düştü. Küresel ticaret hacmi de yüzde 2,4’lük artışla cansız kaldı diyebiliriz. Genel görünüm böyle olmakla birlikte bazı ekonomiler resesyona girdiler. Bunlar arasında en önemlisi Almanya oldu. Almanya iki çeyrek üst üste ekonomik küçülme yaşadı. Japonya uzun süredir ilk kez yüzde 3 dolayında bir enflasyonla karşılaştı. Bu gelişme Japonya’nın yıllardır içinde bulunduğu durgunluktan çıkışı için bir işaret olarak kabul ediliyor. Son tahminlere göre Türkiye’nin GSYH’si yüzde 3,9 oranındaki bir yıllık büyüme oranıyla 1.067 milyar dolar olacak gibi gö