Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

En Büyük Bayram Kutlu Olsun

Resim
Kurtuluş Savaşının bütün aşamaları önemlidir ama en önemli aşaması 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 9 Eylül’de İzmir’de sonuçlanan Büyük Taarruzdur. Büyük Taarruzun en önemli, aşaması da Atatürk’ün Başkomutan Savaşı dediği Başkomutanlık Meydan Savaşıdır. Savaşın tarafları, güçleri ve kayıpları şöyledir (kaynak: Wikipedia.)

Merkez Bankası Faizi Arttırır mı?

Birinci Soru: Merkez Bankası Faiz Artırır mı? Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 20 Ağustos Perşembe günü olağan toplantısını yapacak. Son dönemde kurda ciddi bir yükseliş yaşandı. Aşağıdaki tablodan izlenebileceği gibi 16 Temmuz’da 6,8582 olan USD/TL kuru bir ay içinde hızla yükselerek 17 Ağustos’ta 7,3821’e çıktı. Aynı dönemde Merkez Bankası’nın, bankaları fonlamakta kullandığı üç farklı faizden en önemlisi olan politika faizi (yüzde 8,25) ve gecelik fonlama faizi (yüzde 9,75) hiç değişmeden kaldı (Kaynaklar: https://www.tcmb.gov.tr ve www.bloomberght.com .)

Lümpen ve Marjinal

Günümüzde, özellikle kişilerle ilgili benzetmeler yapılırken sık kullanılan iki sözcük var: Lümpen ve Marjinal. Almancadan gelen lümpen sözcüğünün TDK Sözlüğünde iki karşılığı bulunuyor: (1) Ayaktakımı, (2) Sınıfsız. Lümpen sözcüğü günlük yaşamda genellikle yoksul, sefil, işsiz güçsüz, başı boş, serseri gibi anlamlarda kullanılıyor. Lümpen tanımı içindeki kişiler genellikle yaşadığı toplumun kültürüne yabancı, buna karşın bilgiliymiş gibi davranan, kendini üstün gösterme çabası içinde olan kişilerdir. Kökeni Fransızcadan gelen marjinal sözcüğünün de lümpen gibi TDK Sözlüğünde iki karşılığı var: (1) Aykırı, (2) Son birim. Sözcük günlük yaşamda çoğunlukla aykırı, uç, alışılmışın dışında, sıradan olmayan, sınırları zorlayan anlamlarında kullanılıyor. Diğer insanlardan fiziksel olarak farklı bir görünümü ya da davranışları olanlara 'marjinal tip' deniyor. Çoğunluğun giymediği kıyafetleri giyen, saçlarını alışılmış renklerin dışında renklere boyayan, farklı makyaj yapan in

Merkez Bankası Faizi Artırmadı Ama Yükseltti

Covid – 19 pandemisi sürecinde çoğu ülkede olduğu gibi para basılarak kamu harcamaları artırıldı. Böyle bir ortamda para basılması ve kamu harcamalarının artırılması doğru bir yaklaşımdı. Ne var ki basılan paraların yönlendirildiği yerler doğru değildi. Basılan paralar işsizlere, işinden ayrılanlara ve asgari ücretli tüketicilere yönlendirilmeliydi. Çünkü bu kişiler aldıkları parayı harcarlar, o parayla döviz almaya gitmezler. Oysa paraları ellerine geçirenlerin önemli bir bölümü para bolluğunun TL’de değer kaybı yaratacağını düşünerek döviz almaya yöneldi. Bu süreçte kredi kullanımı da teşvik edildi. Bu da doğru bir adımdı. Ne var ki burada da verilen kredilerin nerede kullanıldığı denetlenmeyince kredi alanların önemli bir bölümü bu kredilerle döviz almaya yöneldiler. Özetle söylemek gerekirse doğru adımlar yanlış yönlere atılınca ekonomiyi canlandırmak yerine dövize talep canlandırılmış oldu.  

Geldik Yine Faize

Resim
Dünyada yalnızca dolar olarak 2 trilyon dolara yakın nakit para var. Bu 2 trilyon dolara yakın para dünyanın her tarafına dağılmış durumda. Diğer ülkelerin merkez bankaları, bankaları, şirketleri, fonları, kişileri kendi ülkelerinin parasının yanında birikimlerini korumak amacıyla dolar tutuyor. ABD’nin GSYH’si kabaca 21 trilyon dolar olduğuna göre nakit olarak piyasaya çıkardığı para GSYH’sinin yüzde 9,5’ine denk geliyor. Bir karşılaştırma yapmak amacıyla Türkiye’nin durumuna bakalım. Türkiye’de dolaşımdaki para miktarı 231 milyar TL (33 milyar dolar.) Türkiye’nin GSYH’si 750 milyar dolar tahmin ediliyor. Buna göre dolaşımdaki TL miktarının GSYH’ye oranı yüzde 4,4 ediyor. TL’nin yalnızca Türkiye’de, doların ise bütün dünyada kullanıldığını düşünürsek bu oran normal, hatta TL/GSYH oranı fazla bile. Önceki yıllarda oran yüzde 3 dolayındaydı, pandemiden dolayı para basılınca böyle oldu. Türkiye’nin resmi (TCMB nezdindeki) brüt döviz ve altın rezervi toplamı 90 milyar dolar. Kamu b

Dolar, Euro ve Altın

Son dönemde Dolar, TL dışında diğer paralara karşı değer kaybediyor ve bunun sonucu olarak Euro değer kazanıyor. Euro, ikincil rezerv para konumunda olduğu, altın da karışık durumların gözde aracı olduğu için Doların boşalttığı yerlerin bir kısmını birlikte dolduruyorlar. Dolar Endeksi (doların, Euro, yen, pound, İsviçre frangı, İsveç Kronu ve Kanada dolarından oluşan sepete karşı değeri) Nisan ayında çıktığı 103,05 düzeyinden Covid – 19 pandemisinin ekonomide yarattığı tahribatla bugünkü 93,00 düzeyine gerilemiş görünüyor. Oysa Dolar, yılbaşında Euro’ya karşı oldukça güçlü bir konumdaydı ve Euro/Dolar paritesi sürekli geriliyordu. Bunun nedeni Avrupa’nın ekonomik olarak ABD’nin performansına göre oldukça geride kalması ve Covid-19 pandemisinin Avrupa’daki etkisinin ABD’ye göre daha yüksek görünmesiydi. Haziran ayından itibaren işler tersine döndü, Covid – 19 pandemisi etkisini artırdıkça ABD ekonomisi hızla bozulmaya başladı. Bu gelişmeler Dolardan kaçış eğilimi yarattı.     

Okuduğum Kitaplardan Seçmeler

Aysel Gündoğdu, Herkese Göre Finans, Remzi Kitabevi, 2020 Aysel hoca, bu kitabında finansın karışık konularını olabildiğince basite indirgeyerek, herkesin anlayabileceği bir biçimde anlatıyor. Kitap, özellikle öğrencilerin sevdiği bir tarzda soru ve yanıt biçiminde tasarlanmış. Finans alanında akla gelebilecek pek çok sorununun yanıtını bu kitapta bulabilirsiniz. Finansla ilgilenen, her gün medyada karşısına çıkan konuların ne anlama geldiğini merak eden herkese tavsiye ediyorum.