Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Haftada Piyasada Olanlar

Günümüzde konvertibilite [i] bir ülke parasının hiçbir engelle ya da kısıtlamayla karşılaşmaksızın o anda geçerli olan kurdan bir yabancı paraya çevrilebilmesi demek. Örneğin 1.000 TL’yi verdiğinizde bankalar size karşılığında istediğiniz yabancı parayı o anda geçerli olan kurdan vermek durumundalar. Ya da tam tersine elinizdeki 1,000 Doları veya Euro’yu verdiğinizde bankalar size o anda geçerli kurdan karşılığı olan TL’yi ödemek zorundalar. Günümüzde konvertibilite bu anlama geliyor. Türkiye 1990 yılında konvertibiliteye geçti ve TL konvertibl para birimi haline geldi. Bunun sonucu olarak Türkiye’de bankalar döviz getirene o gün geçerli olan kurdan TL veriyor veya TL hesap açabiliyor, ya da TL’si olup da döviz almak isteyene yine o gün geçerli olan kurdan döviz veriyor veya döviz hesabı açabiliyor. Swap, en basit tanımıyla; varlıkların, faizlerin, dövizlerin değiş tokuş edilmesi anlamına gelen İngilizce bir kelime. Finansal piyasalar ve döviz açısından bakarsak;   dövizin aynı

TL Niçin Değer Kaybetti?

Önce bir durum saptaması yapalım. Dünyada işler 3 ay önceye göre daha olumsuz görünüyor. Beklentilerde bozulma var. Bu bozulma kararları etkiliyor ve dolayısıyla piyasaları da bozuyor. Aşağıdaki tablo beklenti bozulmasını yansıtıyor (Kaynak:  https://tr.tradingview.com/symbols/TVC-DXY/ ,  https://tr.investing.com/rates-bonds/u.s.-10-year-bond-yield ,  https://www.investing.com/rates-bonds/germany-10-year-bond-yield ,  https://www.bloomberght.com/ ) 1 2 3 3 vs 2 Piyasa Göstergeleri 2017 2018 23.03.2019 % USD Endeksi (DXY) 91,00 96,17 96,55 0,4 ABD 10 Yıllık Tahvil Getirisi 2,41 2,69 2,44 -9,3 Almanya 10 Yıllık Tahvil Getirisi 0,42 0,20 -0,02 -110,0 Brent Petrol USD/Varil 66,87 53,80 67,03 24,6 Altın USD/Ons 1.303 1.282 1.314 2,5 Dolar Endeksi 2019’un ilk çeyreğinde önemli bir değ

Değişen Koşullar, Değişen Yaklaşımlar

2018 yılının son çeyreğinde dünyada farklı bir görünüm vardı. ABD neredeyse artık krizden çıkmış, Avrupa benzer aşamaya geçişte epey bir yol almış, Japonya neredeyse 30 yıl sonra tünelin ucunda ışığı görmüş gibiydi. Gelişmiş ülkeler kategorisinde tek sorun Brexit olarak duruyor onun da çözümü yolunda ilerleme sağlanıyor gibi görünüyordu. Gelişme yolundaki ekonomilerde de durum istikrarlı bir görünüm içindeydi. Sadece Çin’de büyüme ivme kaybediyor bir de gelişmiş ekonomilerin parasal sıkılaştırmaya başlaması dış finansmana aşırı bağlı gelişme yolundaki ekonomilerde bazı finansmana erişim sorunları yaratabilecek gibi duruyordu. Bu durum da büyük endişe yaratmıyor, yönetilebilir olarak kabul ediliyordu.

Tükenmişlik Sendromu ve Sosyolojik Yansıması

Herbert Freudenberger tarafından ortaya atılan, İngilizcesi burnout (yanmak, kül olmak) olan ve yorgunluk, isteksizlik, ilgisizlik şeklinde kendini gösteren durum Türkçe’ye tükenmişlik sendromu olarak geçmiş bulunuyor. Türkçe karşılığı olan tükenmişlik sendromu, olguyu, aslında İngilizcesine (burnout) göre çok daha iyi tanımlıyor. Tükenmişlik sendromu beklentiyle gerçekleşme, taleple talebi karşılama arasındaki farkın açılmasıyla oluşan bir boşluğu temsil ediyor.

Hollanda Hastalığı ve Türkiye

Resim
Hollanda Hastalığı; ekonomide para biriminin aşırı değer kazanması sonucunda ortaya çıkan negatif gelişmeleri anlatmakta kullanılan bir deyimdir. Bu deyim ilk kez 1977 yılında The Economist Dergisi tarafından kullanıldı. Hollanda’da 1959 yılında büyük doğal gaz rezervleri bulununca Hollanda Florini hızla değerlendi ve ülke giderek bir ithalat ülkesi haline dönüştü. Üretim düştü, GSYH büyümesi durdu. Benzer bir durum Venezuela’da her şeyin petrole dayanır hale gelmesiyle oluştu. Petrol fiyatları düşünce ülke ithalat yapamaz hale geldi. Hollanda hastalığı yararlı bir gelişmenin nasıl zararlı bir sonuca yol açabileceğini anlatmak için kullanılıyor. Bu hastalığa yakalanmamanın yolu ise bu değişimin yaşandığı dönemde harcamaları artırmayıp fazla gelirleri bir fonda toplamaktan geçiyor. Bunu da en iyi biçimde Norveç yaptı. Kuzey Denizinden elde edilen petrol Norveç’e hiç beklemediği bir ek gelir sağladı. Norveç hükümeti buradan gelen geliri kullanmadı ve bir fonda topladı. Bu fon, dev

Ekonomik Krizler ve Türkiye

Resim
Kriz Halleri ve Tanımları Stagflasyon = Enflasyon + Sıfır (ya da sıfır dolayında) Büyüme Resesyon = 2 çeyrek üst üste Küçülme Slumpflasyon = Yüksek Enflasyon + Küçülme Depresyon = Artan İşsizlik + Süregiden Küçülme  Deflasyon = Fiyatların Sürekli Düşmesi + Küçülme Kötülük Sıralaması (En kötüden daha az kötüye doğru) 1.      Depresyon 2.      Slumpflasyon 3.      Deflasyon 4.      Resesyon             5.  Stagflasyon Hızına Göre Enflasyon Çeşitleri  Enflasyon: Fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artması. Normal Enflasyon: Gelişmiş ekonomiler için yüzde 2 – 3, gelişme yolundaki ekonomiler için yüzde 5 – 6’ya kadar enflasyon normal enflasyon düzeyi olarak kabul edilir. Normalin Üzerinde Enflasyon: Normal enflasyon düzeyi olarak kabul edilen düzeyin üstü.  Yüksek Enflasyon: İki haneli enflasyon.  Türkiye’nin Son 12 Çeyrekteki Durumu 1 ; Stagflasyon, 1 – 2 arası;  Enflasyonlu büyüme, 3; Slumpflasyon.

Türkiye Slumpflasyona Girdi

Resim
Beklenen Gelişme 2018 yılının son çeyreğinde ekonominin yüzde 3 küçüldüğü anlaşıldı. Bu sonuç sürpriz miydi? Bence kesinlikle değildi. Hatta sanayideki ve talepteki büyük çöküşe göre iyi bir oran olduğunu söylemek bile mümkün. Sürpriz olup olmadığını anlamak için son çeyrek gelişmelerini yansıtan verilere bir bakalım.

Dolar Niçin Değer Kazandı?

Resim
Bu hafta Doların diğer para birimlerine karşı değer kazandığı bir hafta oldu. Bunu uzun yoldan Dolar Endekşine (DXY), kısa yoldan da USD / Euro paritesine bakarak anlıyoruz. 4.Mar.19 8.Mar.19 Değişim (%) DXY Endeksi 96,6 97,4 0,83 Euro/USD Paritesi 1,1347 1,1233 -1,00   Buna göre Dolar Endeksi (yani Doların ABD’nin en önemli ticaret ortağı olan 6 ülkenin para birimlerine – Euro, Pound, Yen, Kanada Doları, İsveç Koronası ve İsviçre Frangı – karşı değerini ölçen endeks) bu hafta içinde yüzde 0,83 değer kazanırken, dünyanın ikinci önemli rezerv parası konumundaki Euro Dolara karşı yüzde 1 değer kaybetmiş görünüyor. Dolar niçin değer kazandı? Bunun birkaç nedeni var.

Enflasyon Düştü mü?

Resim
Enflasyon Nedir? Sokaktaki insan, enflasyon denildiğinde genel olarak fiyatların artmasını veya bazı malların fiyatlarının artmasını ya da pahalılığı anlıyor. O nedenle enflasyon düştü denince hemen tepki gösteriyor.   Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli bir artış içinde olması demektir. Burada iki nokta önemlidir: (1) Tek tek mallara ve hizmetlere değil fiyatlar genel düzeyine bakılması gerekiyor. (2) Fiyatlar genel düzeyinin bir kez artmış olmasına değil sürekli bir artış temposunda olup olmadığının dikkate alınması gerekiyor.

Risk - Faiz İlişkisi ve Türkiye

Resim
Risk dediğimiz genel tanımın içine enflasyon oranı, büyüme oranı, işsizlik oranı, cari açık, borçluluk oranı gibi ekonomik göstergelerle birlikte siyasal ve sosyal sorunlar da girer. Siyasetçilerin ya da üst düzey yetkililerin yapacağı piyasa karşıtı açıklamalar risklerin yükselmesine yol açabilir. Bir ülkede riskler ne kadar yüksekse faizler de o kadar yüksektir. Bir başka deyişle risklerin yükselmesinin faturasını toplum, daha yüksek faizle öder. Bir ekonominin risk derecesi genel olarak iki şekilde ölçülür: (1) Kredi derecelendirme kuruluşlarının o ekonomiye verdikleri kredi notları, (2) CDS primleri.