Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitaplar ve Yorumlar 2022 - 3

Emre Alkin, İktisada Yeniden Giriş, Destek Yayınları, 2022 Emre Alkin, iktisadın karmaşık konularını, sosyoloji, psikoloji ve kişisel deneyimlerle harmanlayarak harika kitaplar yazmaya devam ediyor. Herkesin İktisada Giriş kitapları yazdığı bir dönemde İktisattan Çıkış kitabı yazmıştı. Bu bir tepkiydi doğal olarak. Bu kez herkesin iktisadı terk ettiği bir dönemde İktisada Yeniden Giriş’i yazdı. Kitabı iki günde bitirdim, su gibi aktı gitti. Son derecede keyifle okunan dersler çıkarılan, birçok şey öğrenilen bu kitap iktisat okumuş olan olmayan, iktisat bilen bilmeyen herkese çok şeyler katacak. Mutlaka okuyun derim. Yılmaz Özdil, Anka Kuşu, Sia Yayınları, 2022 Yılmaz Özdil’in ‘Mustafa Kemal’ ve ‘Son Cüret’ten sonra üçlemenin son kitabı olarak yazdığı Anka Kuşu, Cumhuriyetin ilk on beş yılında yaşananları anlatıyor. Türkiye Cumhuriyetinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden nasıl yaratıldığını ince ince bütün ayrıntısıyla ortaya koyuyor. Bu bir tarih kitabı değil, o konuda pek

Özdeyişler 3

“Kurallar yalnızca yasalara saygı gösterenlere ve sesi çıkmayanlara uygulanır hale gelirse bu şekilde davranan insanlar da kendilerinin aptal yerine konduğunu düşünerek diğerleri gibi davranmaya yönelirler ve toplum giderek kurallara uymayanların çoğunluğa ulaştığı bir yapıya geçmeye başlar.” “Osmanlı İmparatorluğu bir ümmet devleti idi. Hiçbir zaman ulus devleti olmadı. Osmanlı devletine bağlı Avrupalı krallıklar din farklılığı nedeniyle bu ümmet devletin hiçbir zaman bir parçası, bir unsuru olmamışlar, bu krallıkların halkları da kendilerini bu devletin halkı olarak görmemişlerdi.” “Türkiye'nin düzenlemeler konusunda temel sorunu, kural eksikliği değil getirilen yasalara, kurallara uymama geleneğidir.” “2008 krizi, üçü beş gösteren, olmayan parayla olmayan varlıkları satın almayı özendiren, ahlaksızlıktan cesaret bulmuş açgözlülüğe inmiş bir tokat gibi etki yaptı.” “Her şey ifade özgürlüğü ile başlar. Düşünceyi ifade etmeye izin verilmiyorsa düşünceyi ilerletme imkânı da

Aforizmalar 2

“Çoğunluk ekonomi bilmiyor, bildiğinin ekonomi olduğunu sanıyor.” “Dünya, her alanda ve her yerde ciddi bir nitelik düşüşü yaşıyor. Meritokrasi hızla mediokrasiye, demokrasi hızla ahbap çavuş demokrasisine dönüşüyor. Kurtuluş gibi sunulan küreselleşme tam anlamıyla bir karabasana dönüştü.” “Devlet, her durumda hastalarına bakmalıdır. Devlet olmak böyle bir şeydir. Devlet, şirket değildir, kâr amacı gütmez, vatandaşını korur, hastasına bakar, toplum yararını gözetir.” “Geçmişte insanlar toplumsal meselelerle çok daha fazla ilgiliyken bugün meselelere daha çok kendi çıkarları acısından bakıyorlar. ” “Ahbap çavuş kapitalizminde iş insanları işlerini, siyasal iktidar ve bürokratlarla olan yakın ilişkilerine dayanarak kural dışı uygulamalardan yararlanarak yürütürler. Ahbap çavuş kapitalizminin önlenmesinin tek bir yolu var: Hukuku üstün kılmak.” “Demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı, siyasal hoşgörü gibi temellere dayanmayan bir ülke uygar ülkeler arasında yer alamaz.” “Cum

Satın alma Gücü Paritesiyle GSYH’de Nasıl Oluyor da Türkiye 11’inci Sıraya Yükselirken İran 20’nci Sıraya Geriliyor?

Resim
GSYH’nin İki Farklı Yöntemle Ölçülmesi GSYH cari fiyatlarla ölçüldüğünde üretilen nihai mal ve hizmet miktarı bu mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarıyla çarpılır ve GSYH bulunur. Genellikle konuşulan GSYH bu şekilde cari piyasa fiyatlarıyla hesaplanmış olan GSYH’dir. Bulunan bu miktar o yılın ortalama dolar kuruna bölündüğünde dolar cinsinden GSYH bulunmuş olur. Örneğin Türkiye’nin 2021 yılı için hesaplanan GSYH’si 7.154 milyar TL ve aynı yılın ortalama dolar kuru 8,86’dır.   Buna göre GSYH (7.154 / 8,86 =) 807 milyar dolar olarak bulunur. GSYH satın alma gücü paritesi (SAGP) esas alınarak ölçüldüğünde SAGP’ye dayalı olarak hesaplanan uluslararası dolarla dönüştürülmüş bir katsayıyla hesaplanır. SAGP’ye dayalı uluslararası dolar hesaplaması doların sahibi olan ABD’deki fiyatlar temel alınarak bulunur. ABD’deki bazı mal ve hizmetlerin oluşturduğu bir sepetin değeri hesaplanır, sonra bu sepetin bir başka ülkede (örneğin Türkiye) kaç para ettiği bulunur. Bulunan bu değer dolara dönüştü

İran Mucizesi ve Türkiye

Resim
Cari Piyasa Fiyatlarıyla Dolar Cinsinden GSYH’nin Hesaplanması Ülkeler, cari yılda üretilip de piyasaya satışa sunulmuş olan ya da stoklara alınan malları ve üretilerek piyasaya sunulan hizmetleri nihai fiyatları cinsinden toplayarak cari piyasa fiyatlarıyla GSYH’yi hesaplarlar. Hesaplama, doğal olarak ulusal parayla yapılır ve bu hesabın içinde enflasyon vardır. Bu şekilde ulusal para cinsinden hesaplanan GSYH, yıllık ortalama dolar kuruna bölünür ve dolar cinsinden GSYH bulunmuş olur. Çok basitleştirerek bir örnekle açıklayalım. A ülkesinin 2020 yılı GSYH’sinin 500 milyar A Parası olduğunu, 2020 yılında ekonominin reel olarak yüzde 3 büyüdüğünü, enflasyonun yüzde 10, ortalama dolar kurunun da 1 USD = 2 A Parası olduğunu varsayalım. Bu durumda 2021 yılının GSYH’si [500 * (1+0,10) * (1+0,03)=500 * (1.133) =] 566,5 milyar A Parası olarak hesaplanmış olur. Ortalama dolar kuru 2 olduğuna göre GSYH’yi kura bölersek dolar cinden GSYH’yi (566,5 / 2 =) 283,3 milyar dolarak buluruz.  Burad

Türkiye, GSYH Büyüklüğünde 21’inci Sıraya Düştü

Resim
Ülkelerin ekonomik güçlerini karşılaştırmak için en çok başvurulan iki sıralama ölçütü GSYH büyüklüğü ve kişi başına gelirdir. Bir ülkede belirli bir dönem içinde (3 ay, 1 yıl) üretilen bütün nihai malların o yıla ilişkin ortalama piyasa fiyatları üzerinden toplanmasıyla oluşan toplam değere gayrisafi yurtiçi hasıla (ya da kısaca GSYH) diyoruz. Aşağıdaki tablo GSYH’si en büyük ülkelerin 2015 ve 2021 yılları itibarıyla sıralanmasını gösteriyor (kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, April 2022.)   Tabloya göre GSYH açısından son yedi yılda en ciddi değişiklikler olmuş, Türkiye ve Brezilya, son dönemde en fazla ivme kaybı yaşamış ülkeler olurken İran en yüksek çıkışı yakalamış ülke konumuna gelmiş görünüyor (bu konuyu ayrı bir yazıda ele alacağım.) Kişi başına gelir açısından Türkiye 2015 yılında 66'ıncı sıradayken 2021 yılında 78'inci sıraya gerilemiş görünüyor. Son 6 yılda Türkiye’nin hem GSYH hem de kişi başına gelir sıralamasındaki düşüşü son derecede çarpıcıdır. E

Doların Geleceği

Doların Dünya Parası Olmasının Tarihçesi 19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde kâğıt paranın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte İngiltere’de altın standardına geçildi. İngiliz Poundu, altına bağlı para olduğu için genel kabul gördü ve giderek dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi. Altın standardı sistemi, ülkelerin, kendi kâğıt paralarını belirli bir ağırlıkta saf altın olarak tanımlamasıyla ortaya çıkmış bir sistemdir. Kâğıt paranın altına, altının da kâğıt paraya sorunsuz çevrilebilmesine konvertibilite deniyordu.   Altın standardında bütün ekonomiler kendi parasını belirli bir oranla altına bağladığında, sisteme girmiş bulunan bütün ülkelerin paraları sabit kur üzerinden öteki paralara bağlanmış oluyordu. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirdi ve çoğu bu yetkiyi Merkez Bankasına verdi. Basılan kâğıt paraların altın karşılığı vardı. Bu karşılığı bulundurmakla, kâğıt parayı getirene o karşılığın altın olarak ödenmesi

Bütçeden Ödenen Faizler

Resim
Hazine’nin borçlanmasının temel nedeni bütçe giderlerinin bütçe gelirlerinden fazla olmasıdır. Kamu borçlanması iki kaynağa yönelik olarak yapılır: (1) İç borçlanma, (2) Dış borçlanma. İç borç, dış borç ayrımı yapılırken çoğumuzun sandığı gibi ayrım TL ve dövize bakılarak yapılmaz. İç borçlanma; Hazinenin yurtiçinde yerleşik kişilerden yaptığı borçlanmadır. Burada önemli olan borçlanılan kişinin ikametgâhının nerede olduğudur. Bu durumda yurt içinde yerleşik olan yani ikametgâhı yurt içinde bulunan kişilerden dövize alınan borçlar da iç borç olarak kabul edilir. Benzer şekilde dış borçlanmada da ölçü borçlanılan paranın cinsi değil yerleşiklik kavramıdır. Yurt dışında yerleşik kişilerden yalnızca dövizle değil TL ile de alınan borçlar dış borç olarak kabul edilir. Aşağıdaki tablo Hazine’nin 2021 sonu ve 2022 ilk iki ay itibarıyla olan iç ve dış borç stoklarını gösteriyor (kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kamu Borç Yönetimi Raporu – Mart 2022.) Tabloya göre iç borç stoku normal

Teori Gerçeklere Uymuyorsa

Resim
Hükümet Orta Vadeli Programı (OVP 2022 – 2024) açıkladıktan bir süre sonra sanki böyle bir program hiç yokmuş gibi yeni bir gidiş yolu açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı, bu gidiş yolunu: ‘Faizi düşüreceğiz, faiz düşünce kur yükselecek, kur yükselince ihracat artacak, ithalat gerileyecek ve dolayısıyla cari açık fazlaya dönüşecek, sonunda da enflasyon düşecek ve düze çıkacağız’ şeklinde bir açıklamayla özetledi. Bu açıklama aslında bir süredir hükümet uygulamalarına esas alınan ‘faiz, enflasyonunun nedenidir’ şeklindeki görüşün biraz daha geliştirilmiş şekliydi. Bu açıklanan yaklaşıma program diyemiyoruz çünkü hedefler ve hedeflere ulaşmak için yapılacak olanlar bu açıklamanın içinde yoktu. Zaman içinde ‘kervan yolda dizilir’ anlayışı çerçevesinde gidişata göre kur korumalı mevduat uygulaması gibi bazı kararlarla boşluklar doldurulmaya çalışıldı. Açıklanan bu gidiş yoluna ilişkin uygulamanın başlamasının üzerinden yedi ay geçti. Yedi ay, böyle bir uygulamada en azından ilk olumlu sonuçl

Newton Yasalarının Enflasyona Uygulanması

Isaac Newton, gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından birisi olarak kabul ediliyor. Yalnızca fizik bilimini değil bütün diğer bilim dallarını da etkilemiş olan buluşları ve kitapları var. Ekonomi biliminin en önde gelen isimlerinden John Maynard Keynes, Newton üzerine yazdığı bir makalede onun için ‘büyücülerin sonuncusuydu’ diyor. [i] 1687’de yayınlanan Principia adlı ünlü eserinde klasik mekaniğin temellerini oluşturan ünlü hareket yasalarını da ortaya koydu.   Newton'un Birinci Hareket Yasası Birinci hareket yasası ya da eylemsizlik yasasına göre; “Bir cisim üzerine dengelenmemiş bir dış kuvvet etki etmedikçe, cisim hareket durumunu (durağanlık veya sabit hızlı hareket) korur.” Bu yasa; herhangi bir şeyin kendi başına başlayamayacağı, duramayacağı veya yön değiştiremeyeceğini anlatır. Böyle bir değişikliğe neden olmak için dışarıdan bir kuvvet uygulanması gerekir. Dışa açık, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomideki fiyatlar genel düzeyi (TÜFE Endeksi) ve f

Enflasyon Dosyası

Resim
Enflasyon Nedir, Nasıl Ölçülür, Kaynakları ve Çeşitleri Nelerdir? Enflasyon; çeşitli mal ve hizmetlerin fiyatlarının, aile bütçelerinde yer alan kullanım ağırlıklarına göre dâhil edildiği bir sepetin aylar itibarıyla değerindeki değişimle ölçülür. Bu sepete endeks denir. Endeksin genel düzeyinin sürekli olarak artmasına enflasyon denir. Bir başka tanıma göre paranın satın alma gücünün belirli bir dönemde düşmesine enflasyon denir.   Enflasyonu ölçmekte kullanılan başlıca iki sepet (endeks) vardır: (1) Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve (2) Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE.) Tüketici fiyatları endeksi (TÜFE); belirli bir dönemde (genellikle ay ve yıl) tüketicilerin satın aldığı mal ve hizmetlerin, aile bütçesindeki ağırlığına göre (anketlerle belirlenir) bir sepette toplanmasıyla oluşturuluyor. Her ay bu sepetteki mal ve hizmetlerin fiyatları derleniyor ve sepetteki ağırlıklarıyla çarpılıp toplanarak bir endeks sayısı elde ediliyor. Sonra bu sayıdan bir önceki ayın endeks sayısı