Kayıtlar

Büyük Sessizlik Kuramı

21 yaşındayken Pisa Üniversitesinden fizik doktoru unvanı almış olan İtalyan asıllı Amerikalı fizikçi Enrico Fermi (1901 – 1954) atom çağının mimarı olarak anılır. 1938 yılında faşizmin baskıları yüzünden İtalya’yı terk ederek ABD’ye yerleşti. Aynı yıl uranyum ötesi elementlerin keşfi çalışmalarıyla Nobel Fizik ödülünü aldı. Dünyanın ilk nükleer reaktörünün yapımı projesi olan Manhattan Projesinde lider rollerden birini üstlendi. Buna ek olarak quantum teorisi de dâhil olmak üzere fizik biliminin birçok alanına katkıda bulundu. Fermi, evrende dünya dışında uygarlıkların varlığı olasılığının yüksek olduğuna ilişkin tahminlere karşılık bu tahminleri doğrulayacak kanıtların ya da herhangi bir iletişimin olmamasını bir çelişki olarak ortaya koydu. Bu çelişkiye Büyük Sessizlik Kuramı ya da Fermi Paradoksu adı veriliyor. Bizim çocukluğumuzda uzay hakkında bilgiler sınırlıydı. Henüz herhangi bir uzay teleskobu gönderilmemişti. O nedenle uzaydaki yıldızlara, gezegenlere hızlı uzay gemileri...

Van Allen Radyasyon Kuşakları ve Ekonomi

Van Allen radyasyon kuşakları, asıl olarak güneş rüzgârından (güneşten yayılan parçacıkların akımı) kaynaklanan ve bir gezegenin manyetosferi tarafından tutulan enerji yüklü parçacıkların oluşturduğu bir bölgedir. Adını, bu kuşakları ilk kez bir makalesinde tanımlayan fizikçi James Van Allen’den alır. Dünyanın, kuzey ve güney kutuplarının yarattığı manyetik etkiler altında oluşmuş iki Van Allen radyasyon kuşağı vardır. Bu iki kuşağın oluşturduğu manyetik alan güneş rüzgârını ve kozmik ışın olarak gelen parçacıkları saptırarak atmosferi yıkımdan korur. Bu kuşaklar olmasa dünyanın atmosferi kalmaz. Atmosfer kalmazsa dünyada yaşam sürdürülemez. Kuzey ve güney kutuplarının dengesini bozacak gelişmeler olmadığı sürece Van Allen radyasyon kuşaklarının sağladığı kalkandan yararlanacak olan atmosfer, dünyayı korumaya devam edecektir. Günümüz ekonomilerinde Van Allen radyasyon kuşakları gibi kalkan görevi yapan iki kuşak var: faiz - kur kuşağı ve düşük risk kuşağı. Bu iki kuşak ekonomiyi yıkıcı...

Çoklu Organ Yetmezliği

İnsan vücudundaki organların yetmezliği iki şekilde olabilir: Tekil organ yetmezliği veya çoklu organ yetmezliği. Tekil organ yetmezliği vücuttaki organlardan birisinin vücudun duyduğu ihtiyacı karşılayamaması halinde ortaya çıkan yetersizlik halini ifade eder. Örneğin böbrek yetmezliğine başka bir organın yetmezliği eşlik etmiyorsa bu bir tekil organ yetmezliği durumudur. Tekil organ yetmezliği bazen bir ameliyatla bazen bir üniteye bağlanmakla bazen de ilaç kullanımıyla çözümlenir. Çoklu organ yetmezliği, karaciğer, böbrekler, kalp, beyin, akciğerler ve ince bağırsak gibi organlardan iki veya daha fazlasının, işlevlerini, insanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yerine getirememesi durumunda ortaya çıkan durumu tanımlamak için kullanılır. Çoklu organ yetmezliği, tekil organ yetmezliğinden farklı olarak genellikle çok daha yoğun müdahale ve ilaç kullanımını gerektirecek tedavilere ihtiyaç gösterir. Bazı ileri hallerde organ nakli de gerekebilir. Ekonomide de tekil sorun veya çoklu...

Rezerv Erimesine Karşı TCMB Önlemleri

Resim
İmamoğlu’nun diploması meselesinden başlayarak devam eden gözaltılar, tutuklamalar ve bunları izleyerek ortaya çıkan protestolar, boykotlar ülkede zaten yitirilmiş bulunan ekonomik ve sosyal istikrara siyasal istikrarın kayboluşunu da ekleyince belirsizlikler ve riskler hızla yükseldi. Risk artışının en objektif ölçüsü olan 5 yıllık CDS priminin, bu saydığımız olaylar öncesinde 251 iken bugün 338 düzeyinde olması bu risk artışının en temel kanıtı olarak karşımızda duruyor. Bu şekilde gelişen olaylar Türk Lirası mevduatta ve tahvillerdeki yüksek faize ve kurların sabitleşmesi eğilimine bakarak gelen yabancıların carry trade yoluyla getirdikleri dövizleri (sıcak para) alıp gitmesine yol açtı. Aynı şekilde döviz mevduatlarını bozup yüksek faizlerden yararlanmak için Türk Lirası mevduata ve tahvile yatırım yapan Türkler de paralarını Türk Lirasından dövize çevirmeye yöneldiler. Sonuçta TCMB’nin 2023 ortalarından beri bir yandan faizi yükselterek bir yandan da kurlara müdahale ederek sağlad...

Çalışan - Emekli Oranı

2024 yılsonu itibarıyla Türkiye’de 25.625.750 aktif sigortalı (çalışan), 16.677.617 pasif sigortalı (emekli vb.) mevcut. SGK bünyesinde yer alan sigortalılar üç kategoride toplanıyor: 4a, 4b ve 4c. Bu gruplarda yer alanlar da ikiye ayrılıyor: Aktif sigortalılar: Sigortalı olarak adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri kapsıyor. Pasif sigortalılar: Kendisine veya hak sahiplerine aylık ve/veya gelir bağlananları ifade ediyor. 4a grubunda yer alan sigortalılar eskiden Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olan sigortalılar. Özel bir işyerinde sözleşmeli olarak çalışan kişilere sağlanan sosyal güvenceler bu başlıkta toplanıyor. Bir işverene bağlı olarak çalıştırılanlar 4a kapsamına giriyor. 2024 yılsonu itibarıyla aktif 4a grubu sigortalı çalışan sayısı 18.899 bin. Pasif sigortalı konumunda 4a grubu üyelerinin sayısı 11.243 bin.   4b grubunda yer alanlar eskiden BAĞ-KUR sigortası olarak adlandırılan sisteme bağlı olan sigortalılar. Bu sisteme kayıtlı v...

Borç Yiğidin Kamçısı mıdır?

Monarşinin ve madeni para sisteminin egemen olduğu dünyada sınırsız para basılmasını engelleyen şey madeni parada kullanılan altın ve gümüş rezervlerinin sınırlı olmasıydı. Hükümdarlar, finansal sıkıntı yaşandığında madeni paranın içeriğindeki altın ya da gümüş miktarının azaltılması talimatını verirlerdi. Kâğıt para sistemine geçildiğinde paralar bir süre altın karşılığı basıldı, sonra bu karşılıklar kalktı ve kâğıt paralar sadece kâğıt ve mürekkep maliyetine basılabilir oldu. Bu aşamada siyasetçinin sonsuz para basımı talimatını engelleyen şey bağımsız merkez bankalarıydı. Bu düzen 2008 yılında küresel kriz çıkana kadar iyi kötü devam etti. Küresel krizle birlikte gelişmiş ülkelerin banknot matbaaları fazla mesai yaparak bol miktarda para bastılar. Küresel sistemin toplam GSYH’si 2000 yılında 34,2 trilyon dolardı. Sıfır yılından (milat) 2000 yılına kadarki bütün gelişimiyle küresel sistem 34,2 trilyon dolarlık yıllık gelir yaratabilme kapasitesine ulaşmıştı. Aynı yıl küresel borç t...

2025 Yılsonu Tahminleri

Resim
IMF, Nisan ayında yapılan ara toplantısı için hazırladığı tahminleri yayınladı (World Economic Outlook Database, April 2025.) Önce dünya tahminlerine bir bakalım. Aşağıdaki tablo dünya tahminlerini gösteriyor: IMF’nin 2025 tahminleri, Ekim 2024 tahminlerine göre daha olumsuz bir durumu gösteriyor. Dünya genelinde yaşanan büyüme düşüşlerine ek olarak Trump yönetiminin getirdiği gümrük vergilerinin de etkisiyle dünya ticaret hacminde önemli bir gerileme olması bekleniyor. Bu gerileme, IMF’ye göre, dünya genelinde bir GSYH büyüme düşüşünü de birlikte getirecek gibi görünüyor. Eğer IMF’nin bu tahminleri tutarsa o zaman dış ticaret kısıtlamalarının dünya refahını (ekonomik büyümeyi) düşürücü etkisi verilerle de kanıtlanmış olacak. Tabloya göre ABD ciddi bir büyüme ivmesi kaybetmekle birlikte resesyona girmeyecek gibi duruyor. Buna karşılık Euro Bölgesi ciddi anlamda bir resesyon eşiğinde görünüyor. Bölgenin en büyük ekonomisi konumundaki Almanya’nın resesyonda olduğunu da (burada ayrıca g...

Bu Faizle Üretim Yapmak Mümkün Değil

TCMB faizi artırınca iş dünyasından faizlerin yüksekliğiyle ilgili şikâyetlerde ciddi artış oldu. İş dünyası temsilcileri “bu faizlerle, bu kadar yüksek finansman maliyetleriyle üretim yapmak mümkün değil” diyorlar. Şikâyetler, faiz oranlarıyla sınırlı değil. İhracatçılar ve turizmciler de bir yandan yüksek faizden bir yandan da uzunca bir süredir kurun sabitleşme eğilimi içinde olmasından rahatsızlar. Aynı kişiler, tıpkı tüketicilerin büyük çoğunluğu gibi, gerçek enflasyonun aslında TUIK’in açıkladığı enflasyon oranının en az yüzde elli üzerinde olduğundan şikâyet ediyorlar. Eğer bu şikâyetleri doğruysa yani enflasyon gerçekte yüzde 38,1 değil de yüzde 75 dolayındaysa o zaman yüzde 75’e kadar kredi faizi düşük oranlı faiz demektir. Eğer faiz oranı yüksekse o zaman enflasyon onların dediği gibi yüzde 75 değil, TUIK’in açıkladığı gibi yüzde 38,1 demektir. Bir başka ifadeyle bu şikâyetlerin ikisi aynı anda haklı olamaz. 2021 Eylülünde TCMB faizi düşürmeye başladığında bunun yanlış bi...

Faiz Koridoru

Resim
17 Nisan kararı sonrasında TCMB’nin bankalara uyguladığı faizler şöyle oldu: TCMB, 17 Nisan kararı öncesinde bankalara gecelik borç veriyordu, bu karar sonrası normal borç verme kanalı olan haftalık repo ihalesiyle borç vermeye geri döndü. Buna göre bankalara repo ihalesi açıyor ve yüzde 46 faizle verilecek borç miktarının nasıl paylaştırılacağını kararlaştırıyor. TCMB’nin bankalara kullandırdığı fonların ortalama faizi, haftalık repo ihalesinde, verilen tekliflere ve geç likidite penceresi imkânından yapılan kullanımlara göre, gecelik faizlerin belirlediği alt ve üst limitler arasında bir yerde oluşuyor. Bu sisteme faiz koridoru sistemi deniyor. Bunu bir şekil yardımıyla açıklayalım. Şekilde dikey eksende faiz oranı (i), yatay eksende likidite (L) yer alıyor. Siyah kırıklı çizgi geç likidite penceresi faizini (GLPF), düz çizgi gecelik borç verme faizini (GBVF) TCMB’nin gecelik borç verme faizini, gri düz çizgi gecelik borç alma faizini (GBAF), kırıklı gri çizgi haftalık repo ihalesi...

Merkez Bankası Aslında Ne Yaptı?

Gün sonlarında ödeme sistemlerinde ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi için bankalara geçici nitelikteki likidite ihtiyaçlarını karşılamaları için sağladığı geç likidite imkânını saymazsak TCMB’nin bankalarla borçlanma ve borç verme ilişkisine yön veren iki uygulaması var: Gecelik borç verme, borç alma ve haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme. TCMB, 21 Mart 2025 tarihine kadar akşamları ellerinde kalan likidite fazlasını kendisine gecelik olarak borç veren bankalara yüzde 41 faiz veriyor, bankaların kendisinden gecelik vadeyle aldığı borca da yüzde 44 faiz uyguluyordu (bu oranlar yıllık oranlardır, gecelik fazi bulmak için bu oranı 365’e bölmek gerekiyor.) Bu ikisi arasında oluşan aralığa faiz koridoru deniyor. TCMB bir ay öncesine kadar gecelik borç verme uygulamasını kullanmıyor, yalnızca haftalık repo ihalesiyle borç vermede bu iki faiz oranının arasında hareket edilmesini (alt ve üst limitler olarak) sağlıyordu. TCMB’nin asıl borç verme imkânı olan haftalık repo ihalesi ...