Kayıtlar

Enflasyon Düşerken Neler Oluyor?

Bu sorunun kestirme yanıtı şudur: Enflasyon yükselirken neler olduysa onların tersi oluyor. O halde enflasyon yükselirken neler olmuştu sorusunun yanıtıyla başlayalım. Enflasyon yükselirken faizi yükselteceğimize düşürmüştük. Bunun sonucu olarak insanlar tasarruf edip faiz geliriyle enflasyonu göğüsleyemeyeceklerini görünce dolar, altın ve mal almaya başlamışlardı. Mal alımı gayrimenkulden, otomobile, dayanıklı tüketim mallarından (buzdolabı, çamaşır makinesi vb.) dayanıksız tüketim mallarına (deterjan, şampuan, bulgur, nohut vb.) kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyordu. İnsanlar imkânları çerçevesinde tüketim taleplerini öne çekerek (öne çekilmiş talep) harcamalarını artırmışlar ve bu talep artışı da enflasyona yol açmıştı. İşte şimdi bunların tersi oluyor. Şimdi faiz gerçi hane halklarının olduğunu düşündüğü yüzde 90 oranındaki enflasyonu karşılayacak kadar yüksek değil ama döviz kuru pek oynamıyor. Öyle olunca Türk Lirası faizi döviz faizi haline geliyor ve insanlar tüketim

12 Ay Sonra Enflasyon Ne Olur?

Resim
Ekonomide gidişi belirleyen en önemli etkenlerden birisi beklentilerdir. Rasyonel beklentiler kuramı, beklentilerin ekonomideki ağırlıklı yerini “beklentiler, gerçekleşmelerin öncüsüdür” tespitiyle ortaya koyar. Genellikle beklentilere göre hareket edildiği için beklentiler büyük ölçüde gerçek olur. Karar alıcıların, özel kesim kuruluşlarının yöneticilerinin enflasyonda artış olacağını beklediklerini varsayalım. Bu durumda bu yöneticiler, mal ve hizmetleri ucuza satıp zarar etmemek ya da kardan fedakârlık etmemek için bu ürünlerin satış fiyatlarını henüz enflasyon artmaya başlamadan önce artırmaya başlayacaklardır. Bu da sonunda fiyatların artmasına yani enflasyonun yükselmesine yol açacaktır. Merkez bankaları, enflasyonla doğru bir şekilde mücadele edebilmek için bu beklentileri önceden görerek ona göre tavır almak durumundadırlar.   Bu gidişatı önceden görebilmek için için de süreklilik taşıyan anketler düzenlerler. TCMB, bu amaçla her ay bir takım anketler düzenliyor. Enflasyon

Çin Ekonomisi Sıkıntıda

Resim
Son çeyrek yüzyıla damgasını vuran ekonomi olan Çin, Pandemiyle birlikte sıkıntıya girdi. Ekonomik aktivitede ivme kaybı başladı. Bu gelişme Çin’in alışılmış yüksek büyüme hızının düşmesine yol açtı. Aşağıdaki grafik (%) bu durumu sergiliyor (kaynak: www.tradingeconomics.com bundan sonraki grafikler için kaynak belirtilmediği sürece bu kaynağa atıf yapılıyor demektir): Ekonomik performanstaki düşüş Çin’in alışılmış düşük işsizlik oranlarının da yavaş yavaş yükselmesine yol açtı. Bu durumu aşağıdaki grafikten izleyebiliriz (%): Devlet, ekonomik performanstaki düşüşü bir ölçüde olsun önleyebilmek için alt yapı yatırımlarına ve tüketim harcamalarına destek olacak faaliyetlerini artırdığı için kamu bütçesi açıkları artmaya başladı. Grafik bu durumu ortaya koyuyor (GSYH'nin yüzdesi olarak): Kamu bütçesinde giderek artan açıklar Çin’de kamu kesiminin borçlanmasının da artmasına yol açmış bulunuyor. Grafik bu artışı gösteriyor (GSYH'nin yüzdesi olarak):  Bütçe açıklarında ortaya çıka

Faiz İndiriminin Zamanlaması

ABD Merkez Bankası Fed’in faizi, çoğunluk beklentisi olan 25 baz puan yerine 50 baz puan düşürmesiyle birlikte dünyada faiz – enflasyon – büyüme – işsizlik oranı ilişkileri ön plana çıktı. Son Dönemde Yapılan Başlıca Faiz Değişiklikleri ve Nedenleri ABD’de yıllık enflasyon oranı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 2,5 olarak açıklandı. Enflasyon oranı, Fed’in yıllık ideal hedef olarak tanımladığı yüzde 2’lik hedefe çok yaklaşmış durumda ve son üç ayda düşüş temposu içinde bulunuyor. Fed’in geleceğe ilişkin kararlarını daha çok etkileyen çekirdek enflasyon oranında son üç ayda hafif de olsa bir artış eğilimi görülüyor. Bu artış geleceğe ilişkin olarak enflasyon açısından rahatsız edici bir görünüm. ABD büyümesine ilişkin elimizdeki son veri ikinci çeyrek büyüme oranı olan yüzde 3,1. Son dört çeyrekte ekonomi yüzde 2,9 ile 3,1 arasında büyüme oranı yakalamış görünüyor. Bu açıdan bakarsak büyümede bir sorun görünmüyor, hatta tam tersine ekonomi, potansiyel büyümesinin (kabaca yüzde 2,5 – 2,8

Kişi Başına Gelirimiz 20 Bin Doları Geçecek

Resim
2025 – 2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programa (OVP) göre 2027 yılında Türkiye’nin cari fiyatlarla GSYH’si 1.774 milyar dolara, yıl ortası nüfusu 86.856 bine ve cari fiyatlarla kişi başına geliri de 20.420 dolara ulaşacak. Kişi başına gelirimizin 20 bin doların üzerine çıkması demek orta gelir tuzağından çıkmamız anlamına gelecek. Yeni yayınlanan OVP’ye göre böyle bir hayalimiz olduğu anlaşılıyor. Çevremize baktığımızda bu hayalimizi haklı kılacak bir yaşam sürenlerin sayısına göre böyle bir yaşamın yanından bile geçemeyecek olanların kat kat fazla sayıda olduğunu görebiliyoruz. TÜİK tarafından yapılan gelir dağılımı araştırmaları da nüfusun yüzde otuzunun iyi durumda olduğunu, yüzde yetmişinin ise bu durumdan oldukça uzak yaşadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla ortalama geliri gösteren kişi başına gelir, aslında anlamlı bir ölçü değil. Biz de bu ölçümler doğru mu diye sorarak işin en başından yola çıkalım. Bir ülkede bir dönemde gerçekleştirilen fiziksel mal üretimiyle hizmet ür

Orta Vadeli Program ya da Temenniler Manzumesi

Resim
İlke yönünden değerlendirme Bir metnin ekonomik ya da finansal program olabilmesi için bir takım hedeflerinin olması ve o hedeflere ulaşılabilmesi için o dönem içinde neler yapılacağının rakamlara, oranlara dayanarak açıklanması gerekir. Bu anlamda mesela bütçe tipik bir programdır. Yılsonunda varılacak bir gider ve gelir toplamı ve bir açık (ya da fazla) hedefi vardır. Giderlerin her bir harcamacı idareye paylaştırılmış ödenekleri, gelirlerin her bir vergi ya da diğer gelir kaleminden ne kadar geleceğinin dökümleri vardır. Açık verilecekse onun ne şekilde karşılanacağı en baştan bellidir. Ve her ay sonunda ne kadar gider yapıldığı, ne kadar gelir toplandığı ne kadar açık ya da fazla verildiği ortaya çıkar, yayınlanır. Eğer hedeften sapmalar ortaya çıkmışsa önlemler alınır. Türkiye’de son yıllarda yaşanan bütün bozulmalara karşın bütçe hala program anlamında tek metindir. Açıklanan OVP böyle bir şey değil. Mesela yılsonu enflasyonu ya da büyümesi için bir hedef konuyor ama bu hedef

Büyüme, GSYH Zımni Deflatörü ve TÜFE ile Farkı

Bir ekonominin büyümesi demek o ekonominin bir dönemden ötekine fiziksel üretiminin ya da fiziksel harcamalarının artması demektir. Fiziksel sözcüğünün buradaki anlamı fiyat artışlarından arındırma yapılarak bulunan değer demektir. Büyüme söz konusu olduğunda bizi ilgilendiren mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış değil üretilen miktarlarındaki artıştır. Bir ekonominin cari fiyatlarla (yani enflasyon arındırması yapılmadan) büyüme hızı, içinde bulunulan yılın fiyatlarıyla hesaplanmış GSYH’sinin bir önceki yıl GSYH’sine oranlanmasıyla bulunuyor. Buna nominal (ya da cari fiyatlarla) büyüme oranı deniyor: Nominal GSYH Büyüme Oranı 2024 IIÇ.= (Nominal GSYH 2024 IIÇ  – Nominal GSYH 2023 IIÇ) / (Nominal GSYH 2023 IIÇ) x 100 = (9.949,8 – 5.571,5) / (5.571,5) x 100 = 78,6 Reel büyüme, ekonomindeki fiyat artışlarından (enflasyondan) arındırılmış büyümeyi, bir başla deyişler fiziksel büyümeyi gösterir. Reel büyümeyi bulmak için önce reel GSYH değişim endeksi değişimini hesaplayalım: Reel

Yüzde 2,5 Büyüdük Ne Demek?

Resim
TÜİK, 2024 yılının ikinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5 büyüdüğünü açıkladı. Mayıs sonunda yüzde 5,7 olarak açıklanmış olan ilk çeyrek büyümesi de yüzde 5,3 olarak revize edildi. Buna göre 2024 yılının ilk yarısında ekonomi yüzde 3,9 dolayında büyümüş oldu. Büyüme Nedir? Yüzde 2,5 Büyüme Ne Anlama Gelir? Büyüme; bir dönemden sonrakine ekonomide nihai mal ve hizmet üretiminde görülen reel artışı ifade eder. Burada üç önemli nokta var: Nihai mal ve hizmetler ne demektir?   Üretim artışını nasıl ölçeceğiz? Reel artış ne anlama geliyor? Nihai mal ve hizmetler, tüketim ve yatırım için başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kullanılabilecek mal ve hizmetleri ifade eder. Mesela ekmek nihai maldır. Buna karşılık ekmeğin üretiminde kullanılan un nihai mal değildir. Ekmeğin içindeki unu ayrıca GSYH hesabına katarsak çifte sayım yapmış oluruz. Üretim artışını ölçmenin en kestirme yolu GSYH’deki değişimi ölçmekten geçer. GSYH, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen

Dün Haramdı, Bugün Kurtarıcı

Ülkeyi bugünkü enflasyon krizine sokan adım 2021 Eylül ayında atıldı. Eylül başında enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası politika faizi de yüzde 19 idi. Ve bütün sinyaller enflasyonun yavaş yavaş yükselme eğilimi içinde olduğu yönündeydi. Yapılması gereken şey Merkez Bankası’nın politika faizini iki üç puan artırıp enflasyondaki yükseliş eğiliminin önünü kesmesiydi. İşte tam o sırada geçmişten beri gelen faiz haramdır, faiz sebep enflasyon sonuçtur söylemlerine dayalı bir faiz politikası yürürlüğe kondu ve politika faizi düşürülmeye başlandı. Benim de aralarında olduğum iktisatçılar ve aklı başında diğer meslek erbabı “bu yaptığınız yanlıştır, enflasyonu arttıracaksınız, ekonomiyi krize sokacaksınız” diye itiraz ettik. “Nas var size ne oluyor? Haram olan faizi savunmayın” dendi bize. Faiz indirimleri devam etti, enflasyonun artışı hızlandı ve aradan iki ay geçmeden bu kez kurlar da yükselmeye başladı. Paniğe kapılan yönetim, bu kez kur yükselişini durdurmak için, bir çeşit kur garantis

Sorun Sadece Enflasyon Değil

Bir mal veya hizmetin piyasadaki satış değerini belirleyen ölçü fiyattır. Para kullanımı, devreye girip de piyasayı düzenlemeden önce trampa (değiş tokuş) sistemi geçerliydi. Bir mal veya hizmet satın alacak kişi onun karşılığında bir mal veya hizmet vermek durumundaydı. Bu iki malın birbiriyle değiş tokuş ilişkisi bize göreceli fiyatları verir. A marka saat bin liraya, B marka saat iki bin liraya satılıyorsa bu iki saatin değişim değeri: B = 2A olur. İşte bu ölçü bize bu iki saatin birbiri karşısındaki göreceli fiyatını verir. Normal koşullarda enflasyon fiyatları arttırsa da bu değişim ölçüsü böylece kalır. Diyelim ki saatlerin yapısı, teknolojisi, kalitesi değişmemişken yüzde 50 enflasyon nedeniyle A marka saatin fiyatı 1.500 liraya, B marka saatin fiyatı da 3.000 liraya yükselirse değişim oranı (B = 2A) değişmeden kalır.   A marka ya da B marka saatin piyasa değerini kim ya da ne belirler? Bu değeri öncelikle o saatin maliyeti belirler. O saatin imalatında kullanılan malzeme ve g