Kayıtlar

Anayasanın Değiştirilemez Maddeleri ve Nobel Ekonomi Ödülü

1901 yılından başlayarak Nobel ödülleri; fizik, kimya, tıp, edebiyat ve barış alanlarında insanlığa hizmet eden eser ve buluşların sahiplerine veriliyor. Ödüllerin kaynağını Alfred Nobel’in kendi adıyla kurduğu vakfa yaptığı bağış oluşturuyor. Ödüller, ayrı birer komite tarafından veriliyor: İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi fizik, kimya alanlarındaki ödülleri; Karolinska Enstitüsü fizyoloji veya tıp alanındaki ödülleri ve Norveç Nobel Komitesi edebiyat alanındaki ödülleri veriyor. Norveç Parlamentosunca İsveç Akademisinden seçilen beş kişilik bir kurul ise barış alanındaki ödülün sahibini belirliyor. Ödül almayı hak eden kişi veya kurum bir madalya, bir diploma ve yıllar içinde değişen miktarda para ödülünün sahibi oluyor (günümüzde 1 milyon doların biraz üzerinde.) Nobel Ekonomi Ödülü, orijinal Nobel ödülleri arasında yer almıyor. İsveç Merkez Bankası (Sveriges Riksbank) 1969 yılından itibaren, Nobel Vakfı’nın desteğiyle yürütülen bir ekonomi ödülünü finanse etmeye başladı ve bu öd

Kitaplar ve Yorumlar 2024 - 4

  Ahmet Ümit, Yırtıcı Kuşlar Zamanı, YKY Yayınları, 2024 Ahmet Ümit, yalnızca bir yazar, edebiyatçı değil aynı zamanda bu ülkenin yetiştirdiği önde gelen aydınlardan birisidir. Her yerde karşımıza çıkabilen suçları inceleyen komiserleri, dedektiflerinin yanı sıra ülkenin siyasetçisiyle, iş insanıyla, tarikat liderleriyle iç içe girmiş suçları araştıran Başkomser Nevzat’ıyla yaşamımızda önemli bir yer edindi. Bu çok önemli romanında günümüz Türkiye’sinde yaşanan ekonomik bozulmanın yarattığı çöküş ortamının getirdiği ahlaki çürümeyi ele alıyor. Ve çok çarpıcı bir ifadeyle özetliyor durumu “Alıştığımız ülke, alıştığımız İstanbul, alıştığımız hayat kayıp gidiyordu avuçlarımızın arasından.” Başkomser Nevzat’ın bu macerası bir polisiyenin ötesine geçerek hatta kara roman türünü de geride bırakarak bir eleştiri öyküsüne dönüşüyor. Okunması şart desem yeridir. C.W. Ceram, Tanrıların Vatanı Anadolu (Türkçesi: Esat Mermi Erendor), Remzi Kitapevi, Gözden Geçirilmiş 9. Basım, 2024 Ceram’ın

Enflasyon Düşerken Neler Oluyor?

Bu sorunun kestirme yanıtı şudur: Enflasyon yükselirken neler olduysa onların tersi oluyor. O halde enflasyon yükselirken neler olmuştu sorusunun yanıtıyla başlayalım. Enflasyon yükselirken faizi yükselteceğimize düşürmüştük. Bunun sonucu olarak insanlar tasarruf edip faiz geliriyle enflasyonu göğüsleyemeyeceklerini görünce dolar, altın ve mal almaya başlamışlardı. Mal alımı gayrimenkulden, otomobile, dayanıklı tüketim mallarından (buzdolabı, çamaşır makinesi vb.) dayanıksız tüketim mallarına (deterjan, şampuan, bulgur, nohut vb.) kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyordu. İnsanlar imkânları çerçevesinde tüketim taleplerini öne çekerek (öne çekilmiş talep) harcamalarını artırmışlar ve bu talep artışı da enflasyona yol açmıştı. İşte şimdi bunların tersi oluyor. Şimdi faiz gerçi hane halklarının olduğunu düşündüğü yüzde 90 oranındaki enflasyonu karşılayacak kadar yüksek değil ama döviz kuru pek oynamıyor. Öyle olunca Türk Lirası faizi döviz faizi haline geliyor ve insanlar tüketim

12 Ay Sonra Enflasyon Ne Olur?

Resim
Ekonomide gidişi belirleyen en önemli etkenlerden birisi beklentilerdir. Rasyonel beklentiler kuramı, beklentilerin ekonomideki ağırlıklı yerini “beklentiler, gerçekleşmelerin öncüsüdür” tespitiyle ortaya koyar. Genellikle beklentilere göre hareket edildiği için beklentiler büyük ölçüde gerçek olur. Karar alıcıların, özel kesim kuruluşlarının yöneticilerinin enflasyonda artış olacağını beklediklerini varsayalım. Bu durumda bu yöneticiler, mal ve hizmetleri ucuza satıp zarar etmemek ya da kardan fedakârlık etmemek için bu ürünlerin satış fiyatlarını henüz enflasyon artmaya başlamadan önce artırmaya başlayacaklardır. Bu da sonunda fiyatların artmasına yani enflasyonun yükselmesine yol açacaktır. Merkez bankaları, enflasyonla doğru bir şekilde mücadele edebilmek için bu beklentileri önceden görerek ona göre tavır almak durumundadırlar.   Bu gidişatı önceden görebilmek için için de süreklilik taşıyan anketler düzenlerler. TCMB, bu amaçla her ay bir takım anketler düzenliyor. Enflasyon

Çin Ekonomisi Sıkıntıda

Resim
Son çeyrek yüzyıla damgasını vuran ekonomi olan Çin, Pandemiyle birlikte sıkıntıya girdi. Ekonomik aktivitede ivme kaybı başladı. Bu gelişme Çin’in alışılmış yüksek büyüme hızının düşmesine yol açtı. Aşağıdaki grafik (%) bu durumu sergiliyor (kaynak: www.tradingeconomics.com bundan sonraki grafikler için kaynak belirtilmediği sürece bu kaynağa atıf yapılıyor demektir): Ekonomik performanstaki düşüş Çin’in alışılmış düşük işsizlik oranlarının da yavaş yavaş yükselmesine yol açtı. Bu durumu aşağıdaki grafikten izleyebiliriz (%): Devlet, ekonomik performanstaki düşüşü bir ölçüde olsun önleyebilmek için alt yapı yatırımlarına ve tüketim harcamalarına destek olacak faaliyetlerini artırdığı için kamu bütçesi açıkları artmaya başladı. Grafik bu durumu ortaya koyuyor (GSYH'nin yüzdesi olarak): Kamu bütçesinde giderek artan açıklar Çin’de kamu kesiminin borçlanmasının da artmasına yol açmış bulunuyor. Grafik bu artışı gösteriyor (GSYH'nin yüzdesi olarak):  Bütçe açıklarında ortaya çıka

Faiz İndiriminin Zamanlaması

ABD Merkez Bankası Fed’in faizi, çoğunluk beklentisi olan 25 baz puan yerine 50 baz puan düşürmesiyle birlikte dünyada faiz – enflasyon – büyüme – işsizlik oranı ilişkileri ön plana çıktı. Son Dönemde Yapılan Başlıca Faiz Değişiklikleri ve Nedenleri ABD’de yıllık enflasyon oranı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 2,5 olarak açıklandı. Enflasyon oranı, Fed’in yıllık ideal hedef olarak tanımladığı yüzde 2’lik hedefe çok yaklaşmış durumda ve son üç ayda düşüş temposu içinde bulunuyor. Fed’in geleceğe ilişkin kararlarını daha çok etkileyen çekirdek enflasyon oranında son üç ayda hafif de olsa bir artış eğilimi görülüyor. Bu artış geleceğe ilişkin olarak enflasyon açısından rahatsız edici bir görünüm. ABD büyümesine ilişkin elimizdeki son veri ikinci çeyrek büyüme oranı olan yüzde 3,1. Son dört çeyrekte ekonomi yüzde 2,9 ile 3,1 arasında büyüme oranı yakalamış görünüyor. Bu açıdan bakarsak büyümede bir sorun görünmüyor, hatta tam tersine ekonomi, potansiyel büyümesinin (kabaca yüzde 2,5 – 2,8

Kişi Başına Gelirimiz 20 Bin Doları Geçecek

Resim
2025 – 2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programa (OVP) göre 2027 yılında Türkiye’nin cari fiyatlarla GSYH’si 1.774 milyar dolara, yıl ortası nüfusu 86.856 bine ve cari fiyatlarla kişi başına geliri de 20.420 dolara ulaşacak. Kişi başına gelirimizin 20 bin doların üzerine çıkması demek orta gelir tuzağından çıkmamız anlamına gelecek. Yeni yayınlanan OVP’ye göre böyle bir hayalimiz olduğu anlaşılıyor. Çevremize baktığımızda bu hayalimizi haklı kılacak bir yaşam sürenlerin sayısına göre böyle bir yaşamın yanından bile geçemeyecek olanların kat kat fazla sayıda olduğunu görebiliyoruz. TÜİK tarafından yapılan gelir dağılımı araştırmaları da nüfusun yüzde otuzunun iyi durumda olduğunu, yüzde yetmişinin ise bu durumdan oldukça uzak yaşadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla ortalama geliri gösteren kişi başına gelir, aslında anlamlı bir ölçü değil. Biz de bu ölçümler doğru mu diye sorarak işin en başından yola çıkalım. Bir ülkede bir dönemde gerçekleştirilen fiziksel mal üretimiyle hizmet ür

Orta Vadeli Program ya da Temenniler Manzumesi

Resim
İlke yönünden değerlendirme Bir metnin ekonomik ya da finansal program olabilmesi için bir takım hedeflerinin olması ve o hedeflere ulaşılabilmesi için o dönem içinde neler yapılacağının rakamlara, oranlara dayanarak açıklanması gerekir. Bu anlamda mesela bütçe tipik bir programdır. Yılsonunda varılacak bir gider ve gelir toplamı ve bir açık (ya da fazla) hedefi vardır. Giderlerin her bir harcamacı idareye paylaştırılmış ödenekleri, gelirlerin her bir vergi ya da diğer gelir kaleminden ne kadar geleceğinin dökümleri vardır. Açık verilecekse onun ne şekilde karşılanacağı en baştan bellidir. Ve her ay sonunda ne kadar gider yapıldığı, ne kadar gelir toplandığı ne kadar açık ya da fazla verildiği ortaya çıkar, yayınlanır. Eğer hedeften sapmalar ortaya çıkmışsa önlemler alınır. Türkiye’de son yıllarda yaşanan bütün bozulmalara karşın bütçe hala program anlamında tek metindir. Açıklanan OVP böyle bir şey değil. Mesela yılsonu enflasyonu ya da büyümesi için bir hedef konuyor ama bu hedef

Büyüme, GSYH Zımni Deflatörü ve TÜFE ile Farkı

Bir ekonominin büyümesi demek o ekonominin bir dönemden ötekine fiziksel üretiminin ya da fiziksel harcamalarının artması demektir. Fiziksel sözcüğünün buradaki anlamı fiyat artışlarından arındırma yapılarak bulunan değer demektir. Büyüme söz konusu olduğunda bizi ilgilendiren mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış değil üretilen miktarlarındaki artıştır. Bir ekonominin cari fiyatlarla (yani enflasyon arındırması yapılmadan) büyüme hızı, içinde bulunulan yılın fiyatlarıyla hesaplanmış GSYH’sinin bir önceki yıl GSYH’sine oranlanmasıyla bulunuyor. Buna nominal (ya da cari fiyatlarla) büyüme oranı deniyor: Nominal GSYH Büyüme Oranı 2024 IIÇ.= (Nominal GSYH 2024 IIÇ  – Nominal GSYH 2023 IIÇ) / (Nominal GSYH 2023 IIÇ) x 100 = (9.949,8 – 5.571,5) / (5.571,5) x 100 = 78,6 Reel büyüme, ekonomindeki fiyat artışlarından (enflasyondan) arındırılmış büyümeyi, bir başla deyişler fiziksel büyümeyi gösterir. Reel büyümeyi bulmak için önce reel GSYH değişim endeksi değişimini hesaplayalım: Reel

Yüzde 2,5 Büyüdük Ne Demek?

Resim
TÜİK, 2024 yılının ikinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5 büyüdüğünü açıkladı. Mayıs sonunda yüzde 5,7 olarak açıklanmış olan ilk çeyrek büyümesi de yüzde 5,3 olarak revize edildi. Buna göre 2024 yılının ilk yarısında ekonomi yüzde 3,9 dolayında büyümüş oldu. Büyüme Nedir? Yüzde 2,5 Büyüme Ne Anlama Gelir? Büyüme; bir dönemden sonrakine ekonomide nihai mal ve hizmet üretiminde görülen reel artışı ifade eder. Burada üç önemli nokta var: Nihai mal ve hizmetler ne demektir?   Üretim artışını nasıl ölçeceğiz? Reel artış ne anlama geliyor? Nihai mal ve hizmetler, tüketim ve yatırım için başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kullanılabilecek mal ve hizmetleri ifade eder. Mesela ekmek nihai maldır. Buna karşılık ekmeğin üretiminde kullanılan un nihai mal değildir. Ekmeğin içindeki unu ayrıca GSYH hesabına katarsak çifte sayım yapmış oluruz. Üretim artışını ölçmenin en kestirme yolu GSYH’deki değişimi ölçmekten geçer. GSYH, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen