Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitaplar ve Kitaplar

“Sizi Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlîk Ettim”, Murat Bardakçı, T. İş Bankası Yayınları, 2021 Mustafa Kemâl Paşa ile Latife Hanım’ın boşanmalarının belgeli öyküsünü anlatan Murat Bardakçı’nın bu kitabı olağanüstü bir kitap. Elime aldığımdan itibaren bırakamadım. Latife Hanım’ın boşandıktan sonra yazdığı mektuplarda bile Paşa’ya aşkını ve hayranlığını yansıtması son derecede etkileyici. Bir örnek vereyim. Mustafa Kemal Paşa’nın, boşanmalarından sonra İzmir’e ilk gidişinde Latife Hanım’ın kendisine yazdığı mektuptan bir pasaj: “Sana hissiyle, fikriyle, bütün mevcudiyetiyle, ebediyyen mağlub ve merbut (bağlı) bir âşık sıfatıyla! Bütün geçtiğin yollarda, seni hatve hatve (adım adım) takip ettim. Ne ilâhi bir adamsın…Hepimizin vazifesi hitabelerinin her kelimesini vatanın müdafileri olacak olan genç neslin tâ kalbine hakketmektir.” Bu kitap herkesin kitaplığında olmalı.

Altın Rezervi ve Rezervlerin Son Durumu

Resim
Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervleri ve onun içindeki altınlar son dönemin en çok tartışılan ekonomik konusu olmaya devam ediyor. Önce TCMB sitesinde yer alan rezerv tanımına bir bakalım (Kaynak: TCMB sitesinde ödemeler dengesi istatistikleri/uluslararası rezervler ve döviz likiditesi/metaveri.) “Resmi Rezerv Varlıkları ve Diğer Döviz Varlıkları: Resmi rezerv varlıkları; döviz varlıkları, parasal altın (tabloda sadece altın olarak geçer), SDR’ler, IMF rezerv pozisyonu ve diğer döviz varlıklarından oluşur. Döviz varlıkları, menkul kıymetler, efektif mevcudu ve depo hesaplarından oluşmaktadır. Döviz varlıkları, yurt içi ve yurt dışı bankalarla yapılan finansal türev işlemleri kaynaklı varlıkları da içermektedir. Menkul kıymetler ise, yurtdışı borsalardan satın alınmış sabit getirili devlet ve/veya hazine tahvillerini göstermektedir. IMF Rezerv Pozisyonu, Türkiye’nin IMF nezdinde bulunan ve her an kullanıma hazır olan yabancı para varlıklarıdır. SDR’ler, IMF tarafından üye ülkelerin kot

Rezervlere Ne Oldu?

Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde ortaya çıkan azalmanın miktarı ve nedeni 2019 sonunda TCMB’nin swaplar hariç net rezervleri 18,4 milyar dolardı. 2020 sonu itibarıyla bu tutar eksi 58,4 milyar, 9 Nisan 2021 itibarıyla da eksi 60,6 milyar dolardır. Demek ki TCMB’nin rezervi kalmadığı gibi emaneten kendisinde bulunan rezervleri tamamlaması için bugün itibarıyla 60,4 milyar dolar bulması gerekiyor. Son 15 ayda rezerv kaybı (artı 18,4 milyar dolardan eksi 60,6 milyar dolara inişle) 79 milyar dolar olmuş. 2020 yılsonunda eksi 58,4 milyar dolar olan rezervler 9 Nisan 2021’de eksi 60,6 milyar dolar olduğuna göre rezervlerdeki azalma 2021 yılında durmamış, artmaya devam etmiş görünüyor. Buna ek olarak TCMB Başkanının yaptığı açıklamadan iki kurum arasında 2017 yılında yapılan (ve bu açıklamaya kadar kamuoyuna duyurulmamış olan) bir protokolle TCMB’nin Hazine’ye döviz sattığı, Hazine’nin de bu dövizleri kamu bankaları aracılığıyla kurun yükselmesini önlemek amacıyla piyasaya verdiği ortaya

Hazinenin İç Borçları

Resim
Merkezi yönetim ifadesi kamu kesiminin en büyük bölümünü kapsar. Bu çerçevede şu kurumlar yer alır: Genel bütçe içinde yönetilen daireler (TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Yargı Organları, Bakanlıklar vb.), özel bütçeli idareler (YÖK, Üniversiteler, Karayolları G.M., Türk Tarih Kurumu, Devlet Tiyatroları G.M. vb.) ve düzenleyici ve denetleyici kurumlar (BDDK, TMSF, SPK, RTÜK vb.) Merkezi yönetimin brüt borç stoku aşağıdaki tabloda sergileniyor:

Beklentiler Nasıl Bozuldu?

Resim
Ekonomik birimler (tüketiciler, üreticiler, şirket yöneticileri) kötü şeyler olacağını beklerse kötü şeyler, iyi şeyler olacağını beklerse iyi şeyler olur. Çünkü bu birimler beklentilere göre tavır alırlar. Örneğin enflasyonun yükseleceğini beklerlerse ürettikleri, sattıkları mal ve hizmetlerin fiyatlarını artırırlar. Ve sonuçta enflasyon yükselir. Beklentileri en çok etkileyen şeylerin başında hükümetlerin ve merkez bankalarının uyguladığı politikalar ve yaklaşımlar gelir. Hükümetin ya da merkez bankasının aldığı yanlış kararlar ya da alması gerektiği halde almadığı bazı kararlar yine beklentileri bozarak ekonomi politikasının etkisiz kalmasına yol açar. Enflasyonun artışa geçtiği bir ortamda enflasyonla mücadele edeceğini açıklamış bir hükümetin vergileri indirmesi ya da enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankasının hızlanan enflasyon ortamında faizleri düşürmesi enflasyonun yükseleceğine ilişkin beklentiler oluşturur.

IMF'nin 2021 Dünya ve Türkiye Tahminleri

Resim
  2021 Yılı İçin Dünya Tahminleri

Özdeyişlerim (Aforizmalar)

“Bir kez yalan söylemeye başlarsanız sonuna kadar yalan söylemek zorunda kalırsınız.” “Sorunu yanlış tanımladığımız sürece çözümü bulamayız.” “İnsanlar gördüklerine değil de duyduklarına inanmaya başlamışsa doğruları anlatmak giderek zorlaşır.” “Yaptığınız hataları kabul edip düzeltmek yerine kendinizi haklı göstermeye çabalarsanız yaşamınız bir hatalar zincirine dönüşür.” “Riskleri düşürmek istiyorsanız, hatalarınızı kabul edip düzeltmeye başlayın.” “En büyük risk hatayı kabul etmemekle oluşur.”

Enflasyon Oranının İnandırıcılığı Sorunu

Resim
TÜİK’in açıkladığı istatistik göstergeler arasında kamuoyunda en fazla tartışma konusu olanları enflasyon ve işsizlik verileridir. TÜİK, son dönemde işsizlik verisini resmi işsizlik ve geniş işsizlik verisi olarak açıklamaya başlayınca tartışmanın işsizlik kısmı bir anlamda sona erdi. Resmi işsizlik verisi yüzde 12 dolayında olduğu halde geniş işsizlik verisi yüzde 30 dolayında açıklanınca resmi işsizliğin yalnızca bir tanım farklılığından kaynaklandığı, gerçekte işsizliğin yüzde 30 oranında olduğu konusu resmi olarak da onaylanmış oldu. Buna karşılık enflasyon oranı meselesi hala karışık. TÜİK, Mart ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon oranını tüketici fiyatları açısından (TÜFE) yüzde 16,19, yurt içi üretici fiyatları açısından (Yİ-ÜFE) yüzde 31,20 olarak açıkladı.  Sokaktaki insanlara sorduğunuzda karşılaştıkları enflasyon oranını yüzde 30’lar (yani Yİ-ÜFE) dolayında hissettiklerini söylüyorlar. Oysa tanım gereği onların karşılaştığı enflasyon TÜFE ile tanımlanıyor. Bu durumda tüketic

Dış Borçlar ve Hazine Garantileri

Resim
Türkiye’nin Brüt ve Net Dış Borç Stoku Aşağıdaki tablo 2020 sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam dış borç stokunu gösteriyor (aksi belirtilmedikçe bu metindeki bütün veriler için kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı / Aylık Kamu Borç Yönetimi Raporu, Mart 2021.) Görüleceği gibi toplam brüt dış borç stokumuz 2020 sonu itibarıyla 450,1 milyar dolar ve buna göre brüt dış borç yükümüz (Brüt Dış Borç Stoku / GSYH) yüzde 62,8’dir. Türkiye’nin brüt dış borç stokundan bazı alacaklar ve hesapların indirilmesiyle bulunan 2020 sonu net dış borç stoku 268,9 milyar dolardır ve buna göre net dış borç yükü (Net Dış Borç Stoku / GSYH) yüzde 37,5’dir.