Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Geldik Küresel Krizin Üçüncü Aşamasına

Resim
2011’de Yaptığım Analiz 29 Eylül 2011 tarihli Radikal Gazetesinde yazdığım ‘Krizin Üçüncü Aşaması’ başlıklı yazım, krizin üç aşamalı olabileceği yolunda yapılmış ilk analizdir. Bu yazımı burada sizlerle bir kez daha paylaşıyorum.   “İlk aşaması ABD'yi, ikinci aşaması AB'yi etkileyen krizin üçüncü aşaması, gelişme yolundaki ekonomileri etkileyecek. İlk aşaması ABD’yi, ikinci aşaması AB’yi ağır biçimde etkileyen küresel krizin üçüncü aşamada gelişme yolundaki ekonomileri etkisi altına alacağını ve asıl krizin o zaman ortaya çıkacağını tahmin ettiğimi daha önce yazmıştım. ABD ve AB’nin krize girmesinden bir ölçüde etkilenmiş olsalar da gelişme yolundaki ekonomiler bugüne kadar krizi bir şekilde kendilerinden uzak tutmayı başardılar. Sanırım artık bu aşamada bu pek mümkün olmayacak… Şu sıralarda içine girdiğimiz dönemde dünya büyümesinde ciddi bir düşüş yaşanması bekleniyor ve bunun etkisiyle bu tür hammaddelere olan talep düşüyor. Bu durum, bu tür hammaddeleri üretip sa

Merkez Bankası Faizi İndirir mi?

Başlıktaki soruyu hemen yanıtlayayım: Bilmiyorum. Aynı soru ABD Merkez Bankası Fed’in toplantısı öncesi sorulsa yanıtlardım. Çünkü Fed sürpriz yapmıyor. Önce yapacağı hamleye piyasayı hazırlıyor, sonra da ne yönde piyasayı hazırlamışsa o yönde karar veriyor. O nedenle de Merkez Bankası olarak yüksek bir itibara sahip bulunuyor. İnsanın kendi ülkesinin Merkez Bankasının tam olarak ne yapacağını bilmemesine karşılık başka bir ülkenin Merkez Bankasının ne yapacağını tam olarak tahmin edebilmesi çok tuhaf bir durum. Ama gerçek bu. O nedenle ben hiçbir zaman bizim Merkez Bankasının faiz toplantısından nasıl bir karar çıkacağı konusunda yorum yapmadım. Çünkü toplantı öncesinde bilgi paylaşılmıyor. Sadece önceki toplantıdan kalma bir bilgi notu var elimizde. Oysa o toplantıdan sonra olanlar başka ülkelerde bir yılda bile olmayacak yoğunlukta işler. 

Kısa Vade, Uzun Vade ve Sorunların Çözümü

Kısa vade - Uzun vade ayrımı Ekonomide vade (dönem) ayrımı vardır. Alfred Marshal’ın tanımlamasına göre vadelerin süreleri konusunda şöyle ayrım yapılabilir: Kısa vade; emek, enerji, sermaye, hammadde gibi değişken faktörlerin artırılıp azaltılabileceği, buna karşılık toprak, bina gibi sabit üretim faktörlerinin değiştirilemeyeceği bir süredir. Uzun vade; gerek değişken gerekse sabit üretim faktörlerinin tamamının arttırılıp azaltılabileceği kadar uzun bir süreyi ifade eder. Bu teknik tanımlara karşılık kısa vade denildiğinde genellikle 1 yıldan kısa süreler, uzun vade denilince de 1 yıldan uzun süreler anlaşılır. Sorun ve çözüm Sorun; (1) Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem ya da (2) Sıkıntı veren durum, dert olarak tanımlanıyor. Çözüm; (1) bir sorunun çözülmesiyle ulaşılan, elde edilen sonuç ya da (2) Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol olarak ifade ediliyor.

Gösteriş Tüketimi ve Züppe Etkisi

Resim
‘Gösteriş tüketimi’ (conspicuous consumption); ekonomi jargonunda uzun süredir kullanılan bir deyim. Thorstein Veblen, sanayi devrimiyle birlikte sınıf atlamış olan sonradan görme zenginlerin lüks tüketime yönelmelerini bu kavram çerçevesinde açıklamıştır.   Zamanla, gösteriş tüketimi gelişmekte olan ülkelerde de ortaya çıkmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde yeterli gelire sahip olmayan hatta düşük gelirli olan çoğu insan, çevrelerine daha iyi durumda olduklarını gösterebilmek, kendilerini kanıtlayabilmek için gelirlerinin izin verdiği ölçülerin ötesinde harcama yaparlar. Örneğin borç, harç son model cep telefonu alırlar.  

Dünya Ekonomisi ve Türkiye Ekonomisi Tahminleri

IMF’nin Dünyanın Ekonomik Görünümü başlıklı raporunun yenisi (Ekim 2019 tarihli) bugün yayımlandı. IMF kadrosunun kendine göre yorumları, analizleri var. Ben bunlara girmeyeceğim. Çünkü benim de kendime göre kısmen farklı bazen de aynı yönde görüşlerim var. O nedenle bu rapordaki verileri kullanarak önce dünyanın sonra da Türkiye’nin ekonomik durumunu özellikle büyüme yönünden ele alacağım. Dünya Ekonomisinin Gidişi 2011 – 2018 arasında yüzde 3,6 ortalama yıllık büyüme sağlamış olan küresel sistemin 2019’da yüzde 3,3 büyümesinin beklenmesi resesyon endişelerini haklı gösteren bir beklenti. Buna karşılık IMF, 2020 yılında büyümenin yeniden yüzde 3,6’ya yükseleceği tahminini yapıyor.

Köprü ve Otoyol Geçiş Ücreti Zamları

Ücret, ekonomide emeğin sunulmasının, kiralanmasının bedelidir. Yani bir kişiyi bir iş yaptırmak için tuttuğunuzda o kişiye sunduğu emeğin karşılığında ödenen bedele ücret denir. Bu durumda köprü geçişi sırasında ödenen paraya ücret denmemesi geçiş fiyatı ya da geçiş bedeli denmesi gerekir. Ama bu yanlış ifade yerleşmiş olduğu için olduğu gibi bırakıp biz de ücret diyelim ve “galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır” (yaygın olarak kullanılan ifade sözlükte yazan doğrusuna tercih edilmelidir) deyişine uyalım. Bu hafta başından geçerli olmak üzere köprü ve otoyol geçiş ücretlerine ortalama yüzde 20 zam yapıldı ve bu zam oldukça tepki çekti. Tepki çekmesinin nedeni emek karşılığı ücret alanların (gerçek ücret) alabildikleri zamların çok üzerinde olmasıydı. Yapılan açıklamada köprü ve otoyollara her yıl ÜFE oranında zam yapılması gerektiği, geçen yıl yüzde 33,6 oranındaki ÜFE artışına karşılık 21 aydır zam yapılmadığı vurgulanıyor. Meselenin özü de burada zaten.

İktisat ve Ekonomi Aynı Şey midir?

İktisat; Arapçada tam hedefe yönelme anlamına gelen kast sözcüğünden türetilmiş bir sözcük. Şemseddin Sami’nin ünlü sözlüğü Kamus-ı Türki’de iktisat kelimesinin iki anlamına vurgu yapılıyor: Ölçülü, ılımlı davranma ve harcamada tasarruflu olma. Sözcüğün İngilizcesi Economics, Fransızcası É conomie. Türkçede, bu bilim dalı için uzun süre İktisat kullanıldı. O dönemlerde kurulan bölümlere ve fakültelere de İktisat Fakültesi veya İktisat Bölümü adı verildi. İlerleyen dönemlerde Fransızcadan uyarlanan Ekonomi de kullanılır oldu. İngilizcedeki Economics ile Economy ya da Fransızcadaki É conomie (Türkçeye ikisi de Ekonomi diye çevriliyor) aynı kökenden gelseler de farklı anlamlar taşıyor. Economics, bilimin adı. Economy ise o bilimin çerçevesini çizdiği sistemin adı. Bir başka ifadeyle ekonomi, bir ülke veya bölge ya da dünyanın tamamının üretim, tüketim, yatırım, parasal ilişkiler gibi ekonomik göstergeler çerçevesindeki durumunu ifade ediyor. İngilizcedeki bu ayrıma karşılık Fransız

Okuduğum Kitaplardan Seçmeler

Emre Kongar, İstanbul 1940’lardan Bugüne Efsaneler, Anılar, İzlenimler, Remzi Kitabevi, 2019 Emre Kongar’ın yeni kitabı İstanbul her ne kadar 1940’lardan bugüne efsaneler ve anılar alt başlığını taşısa da bazen İstanbul’un kuruluş efsanesine, bazen de İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından Bizans’tan alınışına kadar uzanan öykü ve tartışmalarla bezenmiş çok önemli bir kitap. Kongar, bütün bu tarihi, kendi anılarıyla, gözlemleriyle birleştirerek okunması çok rahat, akıcı, öykü ve belgeselin harmanlanmasıyla oluşan bir solukta okunabilen bir kitap çıkarmış ortaya. Bazen okuduğunuz kitabın bittiğine üzülürsünüz. Bu kitap öyle bir kitap olmuş. Okuduğunuzda bana hak vereceğinizi düşünüyorum.